22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23OCAK2001SAU HABERLER DUNYADA BUGUN ALI SİRMEN Sağduyu Lütfen! Fransa'ya öfkeliyiz. Öfkede haklıyız. Ama olayın bir yüzünü es geçtiğimiz için tep- kimiz eksik; üstelik de tepkinin ortaya vuaıluş şekli çok yanlış. önce eksiğimizden başlayalım dilerseniz. Ermeni sorunu, ta 1918'den beri uluslarara- sı gündemde. 1970'lerin ortalarından bu yana geçen 25 yıl içinde konu yeniden ısıtılarak ön sıraya çıkarıldı. ASALAnın cinayetlerinde bir- çok değerli vatan evladı can verdi. AmaTürkiye bu konudatepki dışında, bir po- litika oluşturmadı, araştırma ortaya koyamadı, "Ermeni soykınmı olmadığı, konunun soykınm olarak adlandınlamayacağı" yönünde görüş beyan eden yabancı bilim adamlanna yeterli desteği de veremedi. Dikkat buyurunuz "hiç vermedi" değil, "yeterli destek veremedi" di- yoruz. Ermeni iddialarını destekleyen 26 bin yapıta karşılık, yalnızca iki elin parmakları kadar yer- li araştırma var. Onlan da TC uluslararası ala- na taşımak için hiçbir şey yapamadı. Işte, gelecekteki oluşumları öngörerek ted- birini alan çağdaş proaktif toplumlar karşısın- da, ancak yumurta kapıya gelince telaşlanıp telaşını da tepki olarak ortaya koyan bizim de içinde bulunduğumuz, geri kalmış reaktif top- lumlann aczi. ••• Tepkimizin ifade biçimi ise hem ilkel hem de yanlış. İki yıl kadar önce Italya'ya kızdığımızda, Ital- yan menşeli mallar üzerinde tepinerek ortaya koyduğumuz ilkelliği şimdi de kimileri, bazı yer- lerde Fransız bayrağı yakarak gösteriyorlar. Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı sırasında yendiği işgalçi Yunan ordusunun önündeki Yu- nan bayrağını yerden kaldırtmıştı. Bayrak yakmak, başkalarının işine yarayan bir yanlışlık. Bu arada, Fransız Meclisi'nin kararı açıklan- dığında olayın sıcaklığı geçmeden önce IÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Fransa ile her türlü bilimsel ilişkiyi kestiklerini açıklıyordu. Türkiye'nin en eski üniversitesinin başında- ki mantığa bakın! Bilimi, siyasi çalkantıların kuyruğuna takıyor. Sayın Alemdaroğlu'nun davranışı kendi adı- na yadırgatıcı değil, dış darbeler hazırlamaya meraklı gizli servis elemanlanna, hukukun üs- tünlüğü dersleri verdiren bir rektörden bu bek- lenirdi. Ama üniversite adına üzücü bir durum- la karşı karşıyayız. Alemdaroğlu'nu izleyen başkaları da çıktı. Hatta kimileri Fransızcanın yasaklanması, boy- kot edilmesini bile ileri sürdüler, sonra da gün- deme Galatasaray'ı getirdiler. Bir siyasi karara kızıp aydınlanmanın dilini boykot eden kafalara gereken yanıt, aynı za- manda Fransız Millet Meclisi'nin karan karşı- sında, Chirac'a bir mektupla başvuran Gala- tasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan Teziç'ten geldi. Teziç, 1. Dünya Savaşı sırasın- da Fransa'ya karşı savaşırken de Fransızca eğitimin devam ettiğini anımsattı. Evet, Türkiye, Fransa ile savaşırken bu sa- vaşa gönüllü olarak katılmış Galatasaray öğ- rencisi ya da mezunları şehit düşerken okulda Fransızca eğitim sürüyordu. Yarın öbür gün, ingiliz Parlamentosu ve Amerikan Kongresi de benzer kararları alırlar- sa Ingilizce de mi boykot edilecek? ••• Işte proaktif olamayan reaktif toplumlann ko- mik halleri. Fransız mallarının boykotundan söz ediliyor. Ne dersiniz Renault'nun tesislerini kapatalım mı? Böyle bir isteğe ilk tepki Paris'ten mi gelir, yoksa Ankara'dan mı? Efendim?... Yıllar yılı knlağının üstüne yat uyu, sonra da olmadık tepkilerle, daha da ters yollara doğru yönel. Bilimin gerçek yol gösterici olduğunu söyle- yen bir adamın kurduğu Cumhuriyetin üniver- sitelerinde, bilimi politik çalkantılann suyuna terk et. Prens Hamlet, kokuşmuşluk ile şaşkınlığın hüküm sürdüğü, ihanetin adının sadakat oldu- ğu Elsinor Sarayı'nda deli taklidi yapar ve de- lirmenin sınırlarını da gerçekten zorlarken çev- resine bakınıp şöyle haykırıyordu: - Işte beni bunlar aklımdan ettü... Ooooh! Meğer onlar da bir şey miymiş?... iddianame jet hızıyla hazırlandı PKK sloganı atan 13 çocuğa 3.9 yıl istendi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)- Şanlıurfa'nın Viranşe- hir ilçesinde PKK lehi- ne slogan attıklan ge- rekçesiyle tutuklanan 28 çocuk hakkındaki iddianame jet hızıyla tamamlandı. DGM Savcılığı, çocuklann 15' i hakkrnda takipsiz- lik karan verirken 13 'ü için ise Şartla Salıver- me Yasası kapsamma ahnan "PKKVe yar- dnn yataklık ettikleri" iddiasıyla 3 yıl 9 ay ha- pis istedi. Savcı 15 yaşından kûçük çocuklar için yan yanya, 15 yaşın- dan büyükler için de üçte bir oranında ceza indirimi talep etti. Şanhurfa'nın Viran- şehir ilçesinde 28 ço- cuk 9 Ocak gecesi "PKKlehine slogan at- tıklan" iddiasıyla 48 saat gözaltında tutul- muş ve tutuklanmışlar- dı. Avukatlannın itira- zı üzerine çocuklardan 22'si serbest bırakıl- mıştı. Diyarbakır DGM Savcısı Sami Kuzu'nun iddianame- sinde sanıklar O.D. (15), L.E. (16), F.D. (15), M.Y.(16), BJ). (15)veM.Ş.E.(16)ile tutuksuz sanıkların Viranşehir ilçesinde F tipi cezaevlerini pro- testo etmek amacıyla izinsiz gösteri yaptık- ları ve yürüyüş sıra- sında PKK lehine al- kış tutarak slogan at- tıklan belirtildi. Gensoru bugün TBMM'de görüşülüyor. ANAP ve DSP sıkıntılı, MHP grup karan almayacak Ersiimer için ^savunma' günüANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - DYP'nin Enen'i ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Cumhur Ersûmer hak- kında verdiği gensoru önergesinin gündeme aluup alınmayacağına bu- gün TBMM Genel Kurulu'nda ka- rar verilecek. DSP ve MHP içinde- ki olası firelere karşın muhalefetin 276'yı bulması zor göründüğünden Ersümer'in düşürülmesi olanaklı görûlmüyor. Gensoru önergesine "hayır" demeyi planlayan MHP, FP'nın verdiği araştırma önergesi- ni ileride ANAP'a karşı koz olarak kullanmayı planlıyor. Gensoru ko- nusunda rahat olan ANAP, araştır- ma önergesine de "Yargıdabulunan bir konu Meclis'te araştınlamaz" gerekçesiyle karşı çıkıyor. DYP'nin "Beyaz Enerji" operas- yonu konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersümer aleyhin- de verdiği gensoru önergesinin gün- deme alınmasıyla ilgili görüşmeler bugün TBMM Genel Kurulu'nda gerçekleştirilecek. Hükümetin MHP kanadı, parti içindeki itirazla- ra karşın gensoru önergesini destek- lememe yönünde karar ahrken MHP lideri ve Başbakan Yardımcı- sı Devlet Bahçeti, bugünkü grup top- lantısında milletvekillerini ikna et- meye çalışacak. Bahçeli'nin, kur- maylanna "Gensoru hükümete yö- neliktir. Ortada sadece iddialar var, sayın bakanla ilgili somut bir belge yok. Bu durumda muhalefetin ver- diği gensoruyu desteklememiz doğ- ru olmaz. Hükûmeti bozan taraf biz ohnayız. Aksi takdirde ülkenin istik- rarının bozulmasınm hesabı bizden sorulur" dediği ögrenildi. Parti içindeki tepkileri "grup ka- ran" almayarak gidermeyi planla- yan MHP yönetimi, DYP'nin verdi- ği araştırma önergesi konusunda ka- rannı netleştirmedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersü- mer'in bugün vereceği bilgi ve bel- geyi yetersiz bulması durumunda araştırma önergesini destekleme eğiliminde olan MHP, bu önergenin aceleye getirilmesini de istemiyor. MHP, soruşturmanın ilerleyen aşa- malannda ortaya çıkacak somut bel- gelere göre araştırma önergesini ANAP'a karşı koz olarak kullanma- yı planlıyor. TBMM Genel Kuru- lu'nda bugünkü görüşmeler sırasın- da az sayıda MHP'li milletvekilinin "hayır" oyu kullanması, bazı millet- vekillerinin de oylamaya katılma- ması bekleniyor.Gensoru önergesi DSP içinde de rahatsızlık yarattı. Ankara Milletvekili Uhıç Gûrkan, Ersümer'in istifa etmesi gerektiği- ni söylerken Bursa Milletvekili Ali Arabacı da benzer görüşleri dile ge- tirdi. DSP'den bir grup milletveki- linin görüşmelere katılmayarak ra- hatsızlığını dile getireceği büdirildi. Enerji Bakanı Ersümer ise hak- kındakı suçlaraalara, bugünkü gen- soru önergesinin görüşmelerinde yanıt verecek. TEAŞ Santral Proje Daire Başkanı Muhsin Gür dün gözaltına alındı 'Beyaz Enerji' MGK'deANKARA (CumhumetBürosu)- "BeyazEner- ji" operasyonu. Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) dün yaptığı toplantıda da gündeme geldi. Operasyonu yürüten jandarma birimleri tarafin- dan kurula sunulmak üzere hazırlanan bilgi notun- da, soruşturma kapsamuıda adlan geçen bazı şir- ketlerin, gerekli görülen parti ya da partilere se- çim yardımı yaptığı yolunda bazı iddialar da yer aldı. Ancak konunun toplantıda gündeme gelip gelmediği netleştirilemedi. Soruşturma kapsamında, TEAŞ Santral Proje Daire Başkanı Muhsin Gür gözaltına alındı. Gür'ün sorgusu, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suç Örgütleriyle Müca- dele Dairesi'nde sürdürülüyor. Beyaz Enerji so- ruşturması çerçevesinde Jandarma Genel Komu- tanlığı'nca Ankara DGM Başsavcılığı'na gönde- rilen soruşturma fezlekesinde adı geçenlerin gö- zaltına alınmasma başlandı. Fezlekede adı geçen ENKA Holding Genel Müdür Yardımcısı Musta- fa Geçek'in ardından TEAŞ Santral Proje Daire Başkanı Muhsin Gür de gözaltına alındı. MGK'ye sunulan "Beyaz Enerji" brifinginde, enerji bürokratlannınjandarma ve adli makamlar- daki ifadelerinin ortaya koyduğu tablo, belge ve raporlar da ırdelenerek anlatıldı. Beyaz Enerji so- ruşturması kapsamında bugüne değin, TEAŞ Ge- nel Müdürü Muzaffer Sehi, yardmıcısı Ünal Pe- ker, eski ANAP'h Devlet Bakanı Birsel Sönmez ile Karadeniz Enerji 'nin sahibi Doğan Karadeniz tutuklanmış, müsteşar yardımcısı Mustafa Men- dflaoğtu, Angora Evleri'nin sahibi Hüseyin Ara- bul, TEAŞ Yük Tevzii Başkanı Mustafa Arslan. Özelleştirme Daire Başkanı Seçkin lHgen, Enerji lşlen Genel Müdür Vekili Osman İlhan savcılık sorgusu ardından serbest bırakılmışlardı. Geçen hafta gözaltına ahnan ENKA Holding Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Geçek'in bugün DGM'ye çıkanlması beklenıyor. DYP. Delil var Ersümer için suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP, Başbakanlık ve Enerji Bakanlığı 'nda bek- letilen teftiş raporlannı An- kara Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na ulaştırarak Bakan Cumhur Ersümer hakkında suç duyurusunda bulundu. DYP Grup Başkanvekili Turhan Güven dün düzenle- diği basın toplantısuıda, ba- kanlık bürokratlan ile Ersü- mer hakkında "görevi suüsti- mal ve ihmaT suçlamalannı içeren Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu raporlanna dik- kat çekti. Raporlan "gereği yapümak üzere" savcılığa gönderen Güven, bu kadar delile karşın bakanın görevi sürdürmesine tepki gösterdi. 'Ecevit çekJnryor muT Güven, Başbakan Bülent Ecevit'e şu eleştirilerde bu- lundu: "Saym EcevH çekini- yor mu acaba? Cumhuriyet tarihinde en fazla bakanı yol- suzluğa bulaşnuş başbakan olduğundan mı çekmiyor? Raporlar, feztekeler belge de- P mi? Bu raporlar bekletil- diğine göre 'siz de bu işin içinde misiniz acaba' diye sonnaklazım." Güven, Ece- vit'ın gerekeni yapmaması halinde hakkında suça iştirak suçlamasının gündeme gele- bileceğini savundu. Adana 1. AğırCeaa Mahkemesi'ndekj duruşmava,öldüriUen Murat BektaşıneşJveyalanlandakaaldı.(Fotoğraf:AA) 19-22 Şubat veya 20-21 Mart 2001 tarihinde keşif yapılacak Cinoyeû 'Ay'(lydınhıtacakADANA (AA) - Adana'da, bir hücre evine düzenlenen operasyonda "Murat Bektaş'ın terörist olmadığı halde, Erdinç Aslan'm isebaskuı sırasında kasten öklürükiüğü'" iddiasıyla yargılanan 6 polis hakkında verilecek karar, Kandilli Rasathane- si'nden "Ay'uı haK" ile ilgili rapora gö- re, yapılacak keşiften sonra verilecek. Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmaya, tutuksuz yargı- lanan polis memurlan Ali Erdurucan, Nurertin BüIbüL Haydar Erol ve Eyüp Yalçınkaya gelirken Fevzi Mustan ve Muharrem Topaç katılmadı. Duruşma- da, Murat Bektaş'ın eşi Kezban Bektaş, annesi Fikrtje ile babası AM Bektaş, Erdinç Aslan'ın an- nesi Hatke, babası Garip ve ablası Gülay Aslan ile mak- • Adana'daki hücre evi baskını sırasında 2 kişinin öldürülmesi ile ilgili davada tutuksuz yargılanan 6 polis hakkında karar, Ay'ın halinin tespitinden sonra verilecek. ,. tül ve sanık avukatlan hazır bulundu. Mahkeme heyeti, önceki duruşmada "Kandflii Rasat- hanesi'nden olay tarihinde Ay'm durumu ve aydınlatma ., düzeyi" konusunda istenen raporun gel- diğini belirtti. Mahkeme heyeti, rapora göre keşfin 19-22 Şubat ile 20-21 Mart tarihlerinde saat 21.30'da yapılabileceği- ni ifade ederek duruşmayı erteledi. Adana'da 5 Ekim İ999'da yasadışı ör- güt üyelerinin kaldığı iddia edilen Akm- cılar Mahallesi'ndeki eve düzenlenen ve 2 kişinin ölü, bir kişinin ise sağ ele geçi- rildiği operasyonda, Murat Bektaş'ın te- rörist olmadjğı, Erdinç Aslan'ın ise bas- kın sırasında kasten öldürüldüğü iddiasıyla 6 polis memu- ru hakkında dava açılmıştı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Mavi Akım BOTAŞ: Hükümet anlaştı, biz uyguladık ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - BOTAŞ Genel Müdürü Gök- han Yardım, Mavi Akun projesin- de Samsun-Ankara hattının ihale- siz iki şirkete verihnesinin, hükü- metin Rusya hükûmeti ile imzala- dığı anlaşmanın gereği olduğunu söyledi. Bu şirketlere proje baş- lanmadan avans ödenmesinin "ge- nel bir uygulama" olduğunu kay- deden Yardım, "Bunu ödemesey- dik proje yetişme>ecekti. O zaman da gecikme nedeniyle Rusya'ya ce- za ödemek zorunda kalacakûk" diyerek uygulamayı savundu. BOTAŞ Genel Müdürü Yardım, "BeyazEnerji" operasyonu ile ye- niden gündeme gelen Mavi Akım'a ilişkin iddialara yanıt ver- di. "Her şeyimizaçık,gizli sakhmız yok" diyen Yardım, Mavi Akım konusunda tamamladıklan kap- samlı bir dosyayı ilgili mercilere iletmeye hazır olduklannı söyledi. Yardım, operason çerçevesinde kendi adının da geçtiğinin anım- satılması üzerine, "O üstede adı oimayan yok" diye konuştu. Mavi Akım konusunda bilgi ve- ren Yardım, 1997 yılırun ağustos ayında hükümetin Rusya'ya pro- jeyle ilgili üç öneride bulunduğu- nu, aksi takdirde gazı almayacağı- nı ilettiğini bildirdi. Yardım sözle- rini şöyle sürdürdü: "Bu önerilerden ilki, Karadeniz bonı hatnnm yaünmına Türkiye kaahnayacakor. tIdncisL, Ruslarm Türkrye'de doğalgaz dağrtma hak- kı, kesin olarak kabul edihneyecek- tir. Üçüncüsü de doğalgaz fıyaü- nuv, baüdan gelen gaz fiyatryla ay- nı olmasıdır. Ruslar bu üç öneriye karşıhk, Samsun-Ankara boru hatünuı inşaatmı kendüerinin yap- mak istedikfcrini bildirdiler. Sizin müteahhiüermize Rusya da ihale- siz 9 miKar dolarhk iş veriyoruz, bizim aldığumz iş, Türkiye'de 250 mttyon dolar. Büyük dengesizlik var, siz de bu işi bize verin, dediler. Aynı Iskenderun Demir-Çelik'te, SeydişehirAlüminyum Tesisi'nde, Aliağa Rafınerisi'nde olduğu gi- bL" Yardun, hükümetler arasında 1997 yılında imzalanan anlaşma- nın, 1998 yıhnda TBMM tarafin- dan onaylandığına işaret ederken, bürokrat olarak kendi sorumlulu- ğunun anlaşma maddelerini uygu- lamak olduğunu söyledi. oralcalislar@yahoo.com 19 Aralık sabaha karşı yapılan ve 30'dan fazla insanın yaşamına, yüz- lercesinin sakat kalmasına yol açan cezaevi "operasyon "uyla sorunlar çözüldü mü? Operasyonu yapan güçlerin böyle bir hava yaratmak is- temeleri normal. Bazı insanlar da orada yaşananlan görmeyi ve o acı- laratanık olmayı istemiyorlar. Günler- ce operasyon güçlerinin ağzından olaylan aktaran medya, o günden sonra oralarda olanlan görmemeyi yeğledi. Bir şeyleri görmediğiniz zaman, o gerçek ortadan kalkmıyor. Sonuçta bu operasyonlann sonrasında bini aşkın siyasi tutuklu ve mahkûm F ti- pi cezaevlerine nakledildiler. Bu mahkûmlann büyük çoğunluğu ölüm orucuna başladı. Bu arada operas- yon sırasında ağıryaralanan onlarca tutuklunun tedavisi yapılmadı. Şeker hastası olanlar, gözünü kaybeden- ler, vücudunda mermi yarasıyla ya- şayanlar, günlerce nakil için cezaev- lerinde soğuk ve ölümle baş başa kaldılar. Cezaevinden gelen son haberler- Cezaevlerini Unutacak mıyız? de, mahkûmlann zoria müdahaleyi protesto için B1 vitamini, şeker ve tuz almayı kestikleri belirtiliyor. Böy- le bir gelişme tabii ki son derece kö- tü. Ancak ortada örgüt baskısı yok, tam tersine cezaevi içinde dayak atıl- dığına ilişkin iddialann arkası kesilmi- yor. Örgüt korkusuyla ölüm orucu ya- pıldığı iddiası en azından bu koşul- larda iddia edilemez. Aileler, çeşitli cezaevindeki sorun- lan ve sıkıntılan aktarmayı sürdürü- yoriar. Örneğin bunlardan birisi Er- gün Bütüner'in durumu. Ergün'ün babası Ali Bütüner, yolladığı mek- tupta Ergün'ün duaımunu şöyle an- latıyon "Edime FTıpi'indeyatan oğ- lumu ben ve eşim ziyaret ettik. 1996 ölüm orucunda Bursa Cezaevi'nde ölüm orucu yapanlardandı. O zaman ölüm orucu sonrası üç gün kendi ha- line terk edilmişti. Daha sonra teda- vi edilmesine rağmen beyninde ve bedeninde onanlamaz rahatsızlıklar meydana geldi. Buna rağmen tahli- ye etmediler. Bursa Cezaevi'nde günlük faaliyetlerini (tuvalet, yemek, gezinti vb.) arkadaşlannın yardımı ile yerine getirebiliyordu." "Operasyonla birlikte onu da Edir- ne F Tipi'ne götürdüler. Şu anda 3 kişilik bir koğuşta kalıyor. Birlikte kal- dığı kişilerin biri ölüm orucunda, di- ğehsüresizaçlıkgrevinde. Bizim ya- nındaki arkadaşlanyla görüşmemize izin vermiyoriar. Kim olduklannı da bilmiyoruz, Görüş günleri de farklı olduğu için, Ergün'ün durumuyla il- gili sağlıklı bir bilgi alamıyoruz." "Görüş yerine infaz memurlannın yardımı ile getiriliyor. Hafıza kaybı ve beynindeki zedelenme nedeniyle ancak 15 dakikalık bir dönemi hatır- layabiliyor. 15-20 dakika önce konu- şulanlan ise unutuyor. Yemek yedi- rilip yedirilmediğini, tuvalet ihtiyacı- nı temiz bir şekilde karşılayıp karşı- layamadığını bilemiyoruz. Görüşme- de 'Ne yapıyorsun, gününü nasıl ge- çiriyorsun' gibisorulara 'Uyuyorum' diye cevap veriyor." "Yeni sistemdeki kantin alışverişi vb. yeniliklereklenince sonınlarhay- li katlanıyor. Bu sistemde mahkû- mun tek başına kantine gidip bizim idareye yatırmış olduğumuz parayla alışveriş yapması öngörülüyor. Bu insan bu hali ile tek başına gidip na- sıl ihtiyacını yerine getirebilecek? Ona, 1996'dan bu yana tek bir şey öğretilemedi. Bu sistem oğluma na- sıl öğretilecek?" "Bu mektubun, yıl- lardır ısrariı olarak tıkanmakta olan kulaklara, açılması için atılan birçığ- lık olmasını umuyorum..." Bir başka mektupta ise şunlar an- latılıyor. "Sizinle bir yıl önce büro- nuzda tutuklu yakını olarak görüş- müş ve kızımın dosyasının fotokopi- lerini bırakmıştım. Şimdi kızım Ser- pil Yıldız, Malatya'da yapılan F tipi cezaevinde kalıyor. Beton zeminde kalıyohar. Bir kilim alayım, soğuktan kurtulursunuz dedim. Içeriye birşey kabul etmiyoriarmış. Artık çayı da idareden almak zorundalar. ölüm onıcunu ve açlık grevini sürdürüyor- lar. ölüm onıcunu sürdürenleri zor- la hastaneye götûrüp serum takıyor- lar. Ayılınca onlar serumu çekip atı- yoriar." "Görüş yanm saat deniyor ama ancak 15 dakika görüşebiliyoruz. Görüşü 5 gardiyan, iki asker eşliğin- de yapıyoruz. Şimdi de hücrelerden çıkarken arama yapmak istedikleri için mahkûmlar buna tepki olarak zi- yarete çıkmadılar. Bu çarşamba gö- rüş yapamadık." Baba Muharrem Yıldız'ın mektubu şu sözierle sona eriyor "Evlatlanmıza yapılan zulüm ve baskılar bizi perişan etti. 'Ölüm oruçlarına ve açlık grevine son verin' dediğimizde, 'Siz böyle yaşayabilir misiniz?' diye cevap veriyorlar. Brz- ler bir cevap vermekte zorianıyonjz. Bu koşullar çok ağır. Ölüp gidecek- ler. Çaresizkaldık." Işte bunlar, cezaevleri gerçeği. Bunlan yok sayarak yaşayabilir rni- yiz? Gazetecilik yapabilir miyiz?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle