Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23OCAK2001SAU
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALI SİRMEN
Sağduyu Lütfen!
Fransa'ya öfkeliyiz.
Öfkede haklıyız.
Ama olayın bir yüzünü es geçtiğimiz için tep-
kimiz eksik; üstelik de tepkinin ortaya vuaıluş
şekli çok yanlış.
önce eksiğimizden başlayalım dilerseniz.
Ermeni sorunu, ta 1918'den beri uluslarara-
sı gündemde. 1970'lerin ortalarından bu yana
geçen 25 yıl içinde konu yeniden ısıtılarak ön
sıraya çıkarıldı. ASALAnın cinayetlerinde bir-
çok değerli vatan evladı can verdi.
AmaTürkiye bu konudatepki dışında, bir po-
litika oluşturmadı, araştırma ortaya koyamadı,
"Ermeni soykınmı olmadığı, konunun soykınm
olarak adlandınlamayacağı" yönünde görüş
beyan eden yabancı bilim adamlanna yeterli
desteği de veremedi. Dikkat buyurunuz "hiç
vermedi" değil, "yeterli destek veremedi" di-
yoruz.
Ermeni iddialarını destekleyen 26 bin yapıta
karşılık, yalnızca iki elin parmakları kadar yer-
li araştırma var. Onlan da TC uluslararası ala-
na taşımak için hiçbir şey yapamadı.
Işte, gelecekteki oluşumları öngörerek ted-
birini alan çağdaş proaktif toplumlar karşısın-
da, ancak yumurta kapıya gelince telaşlanıp
telaşını da tepki olarak ortaya koyan bizim de
içinde bulunduğumuz, geri kalmış reaktif top-
lumlann aczi.
•••
Tepkimizin ifade biçimi ise hem ilkel hem de
yanlış.
İki yıl kadar önce Italya'ya kızdığımızda, Ital-
yan menşeli mallar üzerinde tepinerek ortaya
koyduğumuz ilkelliği şimdi de kimileri, bazı yer-
lerde Fransız bayrağı yakarak gösteriyorlar.
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı sırasında
yendiği işgalçi Yunan ordusunun önündeki Yu-
nan bayrağını yerden kaldırtmıştı.
Bayrak yakmak, başkalarının işine yarayan
bir yanlışlık.
Bu arada, Fransız Meclisi'nin kararı açıklan-
dığında olayın sıcaklığı geçmeden önce IÜ
Rektörü Kemal Alemdaroğlu, Fransa ile her
türlü bilimsel ilişkiyi kestiklerini açıklıyordu.
Türkiye'nin en eski üniversitesinin başında-
ki mantığa bakın! Bilimi, siyasi çalkantıların
kuyruğuna takıyor.
Sayın Alemdaroğlu'nun davranışı kendi adı-
na yadırgatıcı değil, dış darbeler hazırlamaya
meraklı gizli servis elemanlanna, hukukun üs-
tünlüğü dersleri verdiren bir rektörden bu bek-
lenirdi. Ama üniversite adına üzücü bir durum-
la karşı karşıyayız.
Alemdaroğlu'nu izleyen başkaları da çıktı.
Hatta kimileri Fransızcanın yasaklanması, boy-
kot edilmesini bile ileri sürdüler, sonra da gün-
deme Galatasaray'ı getirdiler.
Bir siyasi karara kızıp aydınlanmanın dilini
boykot eden kafalara gereken yanıt, aynı za-
manda Fransız Millet Meclisi'nin karan karşı-
sında, Chirac'a bir mektupla başvuran Gala-
tasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdoğan
Teziç'ten geldi. Teziç, 1. Dünya Savaşı sırasın-
da Fransa'ya karşı savaşırken de Fransızca
eğitimin devam ettiğini anımsattı.
Evet, Türkiye, Fransa ile savaşırken bu sa-
vaşa gönüllü olarak katılmış Galatasaray öğ-
rencisi ya da mezunları şehit düşerken okulda
Fransızca eğitim sürüyordu.
Yarın öbür gün, ingiliz Parlamentosu ve
Amerikan Kongresi de benzer kararları alırlar-
sa Ingilizce de mi boykot edilecek?
•••
Işte proaktif olamayan reaktif toplumlann ko-
mik halleri.
Fransız mallarının boykotundan söz ediliyor.
Ne dersiniz Renault'nun tesislerini kapatalım
mı?
Böyle bir isteğe ilk tepki Paris'ten mi gelir,
yoksa Ankara'dan mı? Efendim?...
Yıllar yılı knlağının üstüne yat uyu, sonra da
olmadık tepkilerle, daha da ters yollara doğru
yönel.
Bilimin gerçek yol gösterici olduğunu söyle-
yen bir adamın kurduğu Cumhuriyetin üniver-
sitelerinde, bilimi politik çalkantılann suyuna
terk et.
Prens Hamlet, kokuşmuşluk ile şaşkınlığın
hüküm sürdüğü, ihanetin adının sadakat oldu-
ğu Elsinor Sarayı'nda deli taklidi yapar ve de-
lirmenin sınırlarını da gerçekten zorlarken çev-
resine bakınıp şöyle haykırıyordu:
- Işte beni bunlar aklımdan ettü...
Ooooh! Meğer onlar da bir şey miymiş?...
iddianame jet hızıyla hazırlandı
PKK sloganı atan 13
çocuğa 3.9 yıl istendi
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)-
Şanlıurfa'nın Viranşe-
hir ilçesinde PKK lehi-
ne slogan attıklan ge-
rekçesiyle tutuklanan
28 çocuk hakkındaki
iddianame jet hızıyla
tamamlandı. DGM
Savcılığı, çocuklann
15' i hakkrnda takipsiz-
lik karan verirken 13 'ü
için ise Şartla Salıver-
me Yasası kapsamma
ahnan "PKKVe yar-
dnn yataklık ettikleri"
iddiasıyla 3 yıl 9 ay ha-
pis istedi.
Savcı 15 yaşından
kûçük çocuklar için
yan yanya, 15 yaşın-
dan büyükler için de
üçte bir oranında ceza
indirimi talep etti.
Şanhurfa'nın Viran-
şehir ilçesinde 28 ço-
cuk 9 Ocak gecesi
"PKKlehine slogan at-
tıklan" iddiasıyla 48
saat gözaltında tutul-
muş ve tutuklanmışlar-
dı. Avukatlannın itira-
zı üzerine çocuklardan
22'si serbest bırakıl-
mıştı. Diyarbakır
DGM Savcısı Sami
Kuzu'nun iddianame-
sinde sanıklar O.D.
(15), L.E. (16), F.D.
(15), M.Y.(16), BJ).
(15)veM.Ş.E.(16)ile
tutuksuz sanıkların
Viranşehir ilçesinde F
tipi cezaevlerini pro-
testo etmek amacıyla
izinsiz gösteri yaptık-
ları ve yürüyüş sıra-
sında PKK lehine al-
kış tutarak slogan at-
tıklan belirtildi.
Gensoru bugün TBMM'de görüşülüyor. ANAP ve DSP sıkıntılı, MHP grup karan almayacak
Ersiimer için ^savunma' günüANKARA (Cumhuriyet Bfirosu)
- DYP'nin Enen'i ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Cumhur Ersûmer hak-
kında verdiği gensoru önergesinin
gündeme aluup alınmayacağına bu-
gün TBMM Genel Kurulu'nda ka-
rar verilecek. DSP ve MHP içinde-
ki olası firelere karşın muhalefetin
276'yı bulması zor göründüğünden
Ersümer'in düşürülmesi olanaklı
görûlmüyor. Gensoru önergesine
"hayır" demeyi planlayan MHP,
FP'nın verdiği araştırma önergesi-
ni ileride ANAP'a karşı koz olarak
kullanmayı planlıyor. Gensoru ko-
nusunda rahat olan ANAP, araştır-
ma önergesine de "Yargıdabulunan
bir konu Meclis'te araştınlamaz"
gerekçesiyle karşı çıkıyor.
DYP'nin "Beyaz Enerji" operas-
yonu konusunda Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Ersümer aleyhin-
de verdiği gensoru önergesinin gün-
deme alınmasıyla ilgili görüşmeler
bugün TBMM Genel Kurulu'nda
gerçekleştirilecek. Hükümetin
MHP kanadı, parti içindeki itirazla-
ra karşın gensoru önergesini destek-
lememe yönünde karar ahrken
MHP lideri ve Başbakan Yardımcı-
sı Devlet Bahçeti, bugünkü grup top-
lantısında milletvekillerini ikna et-
meye çalışacak. Bahçeli'nin, kur-
maylanna "Gensoru hükümete yö-
neliktir. Ortada sadece iddialar var,
sayın bakanla ilgili somut bir belge
yok. Bu durumda muhalefetin ver-
diği gensoruyu desteklememiz doğ-
ru olmaz. Hükûmeti bozan taraf biz
ohnayız. Aksi takdirde ülkenin istik-
rarının bozulmasınm hesabı bizden
sorulur" dediği ögrenildi.
Parti içindeki tepkileri "grup ka-
ran" almayarak gidermeyi planla-
yan MHP yönetimi, DYP'nin verdi-
ği araştırma önergesi konusunda ka-
rannı netleştirmedi. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersü-
mer'in bugün vereceği bilgi ve bel-
geyi yetersiz bulması durumunda
araştırma önergesini destekleme
eğiliminde olan MHP, bu önergenin
aceleye getirilmesini de istemiyor.
MHP, soruşturmanın ilerleyen aşa-
malannda ortaya çıkacak somut bel-
gelere göre araştırma önergesini
ANAP'a karşı koz olarak kullanma-
yı planlıyor. TBMM Genel Kuru-
lu'nda bugünkü görüşmeler sırasın-
da az sayıda MHP'li milletvekilinin
"hayır" oyu kullanması, bazı millet-
vekillerinin de oylamaya katılma-
ması bekleniyor.Gensoru önergesi
DSP içinde de rahatsızlık yarattı.
Ankara Milletvekili Uhıç Gûrkan,
Ersümer'in istifa etmesi gerektiği-
ni söylerken Bursa Milletvekili Ali
Arabacı da benzer görüşleri dile ge-
tirdi. DSP'den bir grup milletveki-
linin görüşmelere katılmayarak ra-
hatsızlığını dile getireceği büdirildi.
Enerji Bakanı Ersümer ise hak-
kındakı suçlaraalara, bugünkü gen-
soru önergesinin görüşmelerinde
yanıt verecek.
TEAŞ Santral Proje Daire Başkanı Muhsin Gür dün gözaltına alındı
'Beyaz Enerji' MGK'deANKARA (CumhumetBürosu)- "BeyazEner-
ji" operasyonu. Milli Güvenlik Kurulu'nun
(MGK) dün yaptığı toplantıda da gündeme geldi.
Operasyonu yürüten jandarma birimleri tarafin-
dan kurula sunulmak üzere hazırlanan bilgi notun-
da, soruşturma kapsamuıda adlan geçen bazı şir-
ketlerin, gerekli görülen parti ya da partilere se-
çim yardımı yaptığı yolunda bazı iddialar da yer
aldı. Ancak konunun toplantıda gündeme gelip
gelmediği netleştirilemedi.
Soruşturma kapsamında, TEAŞ Santral Proje
Daire Başkanı Muhsin Gür gözaltına alındı.
Gür'ün sorgusu, Jandarma Genel Komutanlığı
Kaçakçılık ve Organize Suç Örgütleriyle Müca-
dele Dairesi'nde sürdürülüyor. Beyaz Enerji so-
ruşturması çerçevesinde Jandarma Genel Komu-
tanlığı'nca Ankara DGM Başsavcılığı'na gönde-
rilen soruşturma fezlekesinde adı geçenlerin gö-
zaltına alınmasma başlandı. Fezlekede adı geçen
ENKA Holding Genel Müdür Yardımcısı Musta-
fa Geçek'in ardından TEAŞ Santral Proje Daire
Başkanı Muhsin Gür de gözaltına alındı.
MGK'ye sunulan "Beyaz Enerji" brifinginde,
enerji bürokratlannınjandarma ve adli makamlar-
daki ifadelerinin ortaya koyduğu tablo, belge ve
raporlar da ırdelenerek anlatıldı. Beyaz Enerji so-
ruşturması kapsamında bugüne değin, TEAŞ Ge-
nel Müdürü Muzaffer Sehi, yardmıcısı Ünal Pe-
ker, eski ANAP'h Devlet Bakanı Birsel Sönmez
ile Karadeniz Enerji 'nin sahibi Doğan Karadeniz
tutuklanmış, müsteşar yardımcısı Mustafa Men-
dflaoğtu, Angora Evleri'nin sahibi Hüseyin Ara-
bul, TEAŞ Yük Tevzii Başkanı Mustafa Arslan.
Özelleştirme Daire Başkanı Seçkin lHgen, Enerji
lşlen Genel Müdür Vekili Osman İlhan savcılık
sorgusu ardından serbest bırakılmışlardı.
Geçen hafta gözaltına ahnan ENKA Holding
Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Geçek'in bugün
DGM'ye çıkanlması beklenıyor.
DYP. Delil var
Ersümer
için suç
duyurusu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP, Başbakanlık
ve Enerji Bakanlığı 'nda bek-
letilen teftiş raporlannı An-
kara Cumhuriyet Başsavcılı-
ğı'na ulaştırarak Bakan
Cumhur Ersümer hakkında
suç duyurusunda bulundu.
DYP Grup Başkanvekili
Turhan Güven dün düzenle-
diği basın toplantısuıda, ba-
kanlık bürokratlan ile Ersü-
mer hakkında "görevi suüsti-
mal ve ihmaT suçlamalannı
içeren Başbakanlık Teftiş
Kurulu ve Enerji Bakanlığı
Teftiş Kurulu raporlanna dik-
kat çekti. Raporlan "gereği
yapümak üzere" savcılığa
gönderen Güven, bu kadar
delile karşın bakanın görevi
sürdürmesine tepki gösterdi.
'Ecevit çekJnryor muT
Güven, Başbakan Bülent
Ecevit'e şu eleştirilerde bu-
lundu: "Saym EcevH çekini-
yor mu acaba? Cumhuriyet
tarihinde en fazla bakanı yol-
suzluğa bulaşnuş başbakan
olduğundan mı çekmiyor?
Raporlar, feztekeler belge de-
P mi? Bu raporlar bekletil-
diğine göre 'siz de bu işin
içinde misiniz acaba' diye
sonnaklazım." Güven, Ece-
vit'ın gerekeni yapmaması
halinde hakkında suça iştirak
suçlamasının gündeme gele-
bileceğini savundu.
Adana 1. AğırCeaa Mahkemesi'ndekj duruşmava,öldüriUen Murat BektaşıneşJveyalanlandakaaldı.(Fotoğraf:AA)
19-22 Şubat veya 20-21 Mart 2001 tarihinde keşif yapılacak
Cinoyeû 'Ay'(lydınhıtacakADANA (AA) - Adana'da, bir hücre evine düzenlenen
operasyonda "Murat Bektaş'ın terörist olmadığı halde,
Erdinç Aslan'm isebaskuı sırasında kasten öklürükiüğü'"
iddiasıyla yargılanan 6 polis hakkında
verilecek karar, Kandilli Rasathane-
si'nden "Ay'uı haK" ile ilgili rapora gö-
re, yapılacak keşiften sonra verilecek.
Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
dün yapılan duruşmaya, tutuksuz yargı-
lanan polis memurlan Ali Erdurucan,
Nurertin BüIbüL Haydar Erol ve Eyüp
Yalçınkaya gelirken Fevzi Mustan ve
Muharrem Topaç katılmadı. Duruşma-
da, Murat Bektaş'ın eşi Kezban Bektaş,
annesi Fikrtje ile babası AM Bektaş, Erdinç Aslan'ın an-
nesi Hatke, babası Garip ve ablası Gülay Aslan ile mak-
• Adana'daki hücre evi
baskını sırasında 2
kişinin öldürülmesi ile
ilgili davada tutuksuz
yargılanan 6 polis
hakkında karar, Ay'ın
halinin tespitinden sonra
verilecek. ,.
tül ve sanık avukatlan hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, önceki duruşmada "Kandflii Rasat-
hanesi'nden olay tarihinde Ay'm durumu ve aydınlatma
., düzeyi" konusunda istenen raporun gel-
diğini belirtti. Mahkeme heyeti, rapora
göre keşfin 19-22 Şubat ile 20-21 Mart
tarihlerinde saat 21.30'da yapılabileceği-
ni ifade ederek duruşmayı erteledi.
Adana'da 5 Ekim İ999'da yasadışı ör-
güt üyelerinin kaldığı iddia edilen Akm-
cılar Mahallesi'ndeki eve düzenlenen ve
2 kişinin ölü, bir kişinin ise sağ ele geçi-
rildiği operasyonda, Murat Bektaş'ın te-
rörist olmadjğı, Erdinç Aslan'ın ise bas-
kın sırasında kasten öldürüldüğü iddiasıyla 6 polis memu-
ru hakkında dava açılmıştı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR
Mavi Akım
BOTAŞ:
Hükümet
anlaştı, biz
uyguladık
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - BOTAŞ Genel Müdürü Gök-
han Yardım, Mavi Akun projesin-
de Samsun-Ankara hattının ihale-
siz iki şirkete verihnesinin, hükü-
metin Rusya hükûmeti ile imzala-
dığı anlaşmanın gereği olduğunu
söyledi. Bu şirketlere proje baş-
lanmadan avans ödenmesinin "ge-
nel bir uygulama" olduğunu kay-
deden Yardım, "Bunu ödemesey-
dik proje yetişme>ecekti. O zaman
da gecikme nedeniyle Rusya'ya ce-
za ödemek zorunda kalacakûk"
diyerek uygulamayı savundu.
BOTAŞ Genel Müdürü Yardım,
"BeyazEnerji" operasyonu ile ye-
niden gündeme gelen Mavi
Akım'a ilişkin iddialara yanıt ver-
di. "Her şeyimizaçık,gizli sakhmız
yok" diyen Yardım, Mavi Akım
konusunda tamamladıklan kap-
samlı bir dosyayı ilgili mercilere
iletmeye hazır olduklannı söyledi.
Yardım, operason çerçevesinde
kendi adının da geçtiğinin anım-
satılması üzerine, "O üstede adı
oimayan yok" diye konuştu.
Mavi Akım konusunda bilgi ve-
ren Yardım, 1997 yılırun ağustos
ayında hükümetin Rusya'ya pro-
jeyle ilgili üç öneride bulunduğu-
nu, aksi takdirde gazı almayacağı-
nı ilettiğini bildirdi. Yardım sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Bu önerilerden ilki, Karadeniz
bonı hatnnm yaünmına Türkiye
kaahnayacakor. tIdncisL, Ruslarm
Türkrye'de doğalgaz dağrtma hak-
kı, kesin olarak kabul edihneyecek-
tir. Üçüncüsü de doğalgaz fıyaü-
nuv, baüdan gelen gaz fiyatryla ay-
nı olmasıdır. Ruslar bu üç öneriye
karşıhk, Samsun-Ankara boru
hatünuı inşaatmı kendüerinin yap-
mak istedikfcrini bildirdiler. Sizin
müteahhiüermize Rusya da ihale-
siz 9 miKar dolarhk iş veriyoruz,
bizim aldığumz iş, Türkiye'de 250
mttyon dolar. Büyük dengesizlik
var, siz de bu işi bize verin, dediler.
Aynı Iskenderun Demir-Çelik'te,
SeydişehirAlüminyum Tesisi'nde,
Aliağa Rafınerisi'nde olduğu gi-
bL" Yardun, hükümetler arasında
1997 yılında imzalanan anlaşma-
nın, 1998 yıhnda TBMM tarafin-
dan onaylandığına işaret ederken,
bürokrat olarak kendi sorumlulu-
ğunun anlaşma maddelerini uygu-
lamak olduğunu söyledi.
oralcalislar@yahoo.com
19 Aralık sabaha karşı yapılan ve
30'dan fazla insanın yaşamına, yüz-
lercesinin sakat kalmasına yol açan
cezaevi "operasyon "uyla sorunlar
çözüldü mü? Operasyonu yapan
güçlerin böyle bir hava yaratmak is-
temeleri normal. Bazı insanlar da
orada yaşananlan görmeyi ve o acı-
laratanık olmayı istemiyorlar. Günler-
ce operasyon güçlerinin ağzından
olaylan aktaran medya, o günden
sonra oralarda olanlan görmemeyi
yeğledi.
Bir şeyleri görmediğiniz zaman, o
gerçek ortadan kalkmıyor. Sonuçta
bu operasyonlann sonrasında bini
aşkın siyasi tutuklu ve mahkûm F ti-
pi cezaevlerine nakledildiler. Bu
mahkûmlann büyük çoğunluğu ölüm
orucuna başladı. Bu arada operas-
yon sırasında ağıryaralanan onlarca
tutuklunun tedavisi yapılmadı. Şeker
hastası olanlar, gözünü kaybeden-
ler, vücudunda mermi yarasıyla ya-
şayanlar, günlerce nakil için cezaev-
lerinde soğuk ve ölümle baş başa
kaldılar.
Cezaevinden gelen son haberler-
Cezaevlerini Unutacak mıyız?
de, mahkûmlann zoria müdahaleyi
protesto için B1 vitamini, şeker ve
tuz almayı kestikleri belirtiliyor. Böy-
le bir gelişme tabii ki son derece kö-
tü.
Ancak ortada örgüt baskısı yok,
tam tersine cezaevi içinde dayak atıl-
dığına ilişkin iddialann arkası kesilmi-
yor. Örgüt korkusuyla ölüm orucu ya-
pıldığı iddiası en azından bu koşul-
larda iddia edilemez.
Aileler, çeşitli cezaevindeki sorun-
lan ve sıkıntılan aktarmayı sürdürü-
yoriar. Örneğin bunlardan birisi Er-
gün Bütüner'in durumu. Ergün'ün
babası Ali Bütüner, yolladığı mek-
tupta Ergün'ün duaımunu şöyle an-
latıyon "Edime FTıpi'indeyatan oğ-
lumu ben ve eşim ziyaret ettik. 1996
ölüm orucunda Bursa Cezaevi'nde
ölüm orucu yapanlardandı. O zaman
ölüm orucu sonrası üç gün kendi ha-
line terk edilmişti. Daha sonra teda-
vi edilmesine rağmen beyninde ve
bedeninde onanlamaz rahatsızlıklar
meydana geldi. Buna rağmen tahli-
ye etmediler. Bursa Cezaevi'nde
günlük faaliyetlerini (tuvalet, yemek,
gezinti vb.) arkadaşlannın yardımı ile
yerine getirebiliyordu."
"Operasyonla birlikte onu da Edir-
ne F Tipi'ne götürdüler. Şu anda 3
kişilik bir koğuşta kalıyor. Birlikte kal-
dığı kişilerin biri ölüm orucunda, di-
ğehsüresizaçlıkgrevinde. Bizim ya-
nındaki arkadaşlanyla görüşmemize
izin vermiyoriar. Kim olduklannı da
bilmiyoruz, Görüş günleri de farklı
olduğu için, Ergün'ün durumuyla il-
gili sağlıklı bir bilgi alamıyoruz."
"Görüş yerine infaz memurlannın
yardımı ile getiriliyor. Hafıza kaybı ve
beynindeki zedelenme nedeniyle
ancak 15 dakikalık bir dönemi hatır-
layabiliyor. 15-20 dakika önce konu-
şulanlan ise unutuyor. Yemek yedi-
rilip yedirilmediğini, tuvalet ihtiyacı-
nı temiz bir şekilde karşılayıp karşı-
layamadığını bilemiyoruz. Görüşme-
de 'Ne yapıyorsun, gününü nasıl ge-
çiriyorsun' gibisorulara 'Uyuyorum'
diye cevap veriyor."
"Yeni sistemdeki kantin alışverişi
vb. yeniliklereklenince sonınlarhay-
li katlanıyor. Bu sistemde mahkû-
mun tek başına kantine gidip bizim
idareye yatırmış olduğumuz parayla
alışveriş yapması öngörülüyor. Bu
insan bu hali ile tek başına gidip na-
sıl ihtiyacını yerine getirebilecek?
Ona, 1996'dan bu yana tek bir şey
öğretilemedi. Bu sistem oğluma na-
sıl öğretilecek?" "Bu mektubun, yıl-
lardır ısrariı olarak tıkanmakta olan
kulaklara, açılması için atılan birçığ-
lık olmasını umuyorum..."
Bir başka mektupta ise şunlar an-
latılıyor. "Sizinle bir yıl önce büro-
nuzda tutuklu yakını olarak görüş-
müş ve kızımın dosyasının fotokopi-
lerini bırakmıştım. Şimdi kızım Ser-
pil Yıldız, Malatya'da yapılan F tipi
cezaevinde kalıyor. Beton zeminde
kalıyohar. Bir kilim alayım, soğuktan
kurtulursunuz dedim. Içeriye birşey
kabul etmiyoriarmış. Artık çayı da
idareden almak zorundalar. ölüm
onıcunu ve açlık grevini sürdürüyor-
lar. ölüm onıcunu sürdürenleri zor-
la hastaneye götûrüp serum takıyor-
lar. Ayılınca onlar serumu çekip atı-
yoriar."
"Görüş yanm saat deniyor ama
ancak 15 dakika görüşebiliyoruz.
Görüşü 5 gardiyan, iki asker eşliğin-
de yapıyoruz. Şimdi de hücrelerden
çıkarken arama yapmak istedikleri
için mahkûmlar buna tepki olarak zi-
yarete çıkmadılar. Bu çarşamba gö-
rüş yapamadık." Baba Muharrem
Yıldız'ın mektubu şu sözierle sona
eriyor "Evlatlanmıza yapılan zulüm
ve baskılar bizi perişan etti. 'Ölüm
oruçlarına ve açlık grevine son verin'
dediğimizde, 'Siz böyle yaşayabilir
misiniz?' diye cevap veriyorlar. Brz-
ler bir cevap vermekte zorianıyonjz.
Bu koşullar çok ağır. Ölüp gidecek-
ler. Çaresizkaldık."
Işte bunlar, cezaevleri gerçeği.
Bunlan yok sayarak yaşayabilir rni-
yiz?
Gazetecilik yapabilir miyiz?