22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ben Ami: ArafaTı iknaedln • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Bülent Ecevit tarafından dün kabul edilen lsrail Dışişleri Bakanı Şolomo Ben Ami, Ortadoğu banş sürecinde kritik bİT aşamaya gelindığini belirterek Filistin lideri Yaser Arafat'ın anlaşma için ikna edilmesini istedi. Dışişleri Bakanı tsmail Cem de, taraflann gelecek 15 gün içinde uzlaşamamalan durumunda bölge ve Türkiye için çok kötü sonuçlar doğabileceğine işaret ederek "Bunu istemiyonız, taraflarla temas halindeyiz" dedi. Cem, gelecek günlerde Filistin'e ziyaret gerçekleştirebileceğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de, Ben Ami'yi kabulünde Israıl Cumhurbaşkanı Moşe Katsav'ı Türkıye'ye davet etti. IMahsuplaşmaya şeph koydum' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Istanbul Milletvekıli, 56. hükümetin Eneıji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Zıya Aktaş. görevde bulunduğu sırada imza attığı mahsuplaşmaya şerh koyduğunu bildirdi. Aktaş yaptığı açıklamada, koyduğu şerhle TEAŞ'ın zarannın önlendiğinı savundu. Mahsuplaşmaya verdiği olurda, "Yapılmış bulunan bu mahsuplaşma üzerinden denetim binmlerince getırilebilecek öneri veya farklı yorumlar olması halinde ve bunun sonucu doğabilecek TEAŞ hakJannın saklı kalması kaydı ile iş bu mahsuplaşmanın geçici olarak yapıldığı" ifadesinin bulunduğunu belırten Aktaş, kurum haklannın bu nedenle saklı kaldığını dile getirdi. YMnm'a tstanbul Haber Servisi - lstanbul Ticaret Odası (ITO) Başkanı Mehmet Yıldınm hakkında Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) manevi şahsiyetine hakaret etmek suçundan 3 ay ile 1.5 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açıldı. lTO'nun2001 iş programı ve bütçe görüşmelerinin yapıldığı toplantıdaki konuşmasının basına yansımasının ardından tstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı Mehmet Yıldınm hakkında sonışturma başlatmıştı. Soruşturma, 20 Aralık 2000 tarihinde "görevsizlik karan" ile lstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmişti. lstanbul Cumhuriyet Savcısı Cevat Özer de sonışturmayı tamamlayarak davayı açtı. Komünisr gazetesi çıktı • lstanbul Haber Servisi - Sosyalist Iktıdar Partisi'nin (SÎP) yayımladığı 'Komünist' adlı haftalık siyasi gazetenin ilk sayısı bayilerde. StP Genel Başkanı Aydemir Güler'in başyazıyı yazdığı \e 'Solcuyuz' başlıklı kapak konusuyla yayımlanan ilk sayıda, özelleştirme, TSK'nin Kuzey Irak operasyonlan gibi konular ele alındı. Gazetenin fiyatı 200 bin lira. DSP ve MHP'de 69. madde, ANAP'ta ise 101. madde rahatsızlık yarattı Hükümette anayasa çatlağıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasanın parti- lerin kapatılmasıyla ılgili 69. madde değişikliğiyle birlik- te, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in süresinin 5 yıla indirilmesini öngören anayasa değişikliği paketi ik- tidar partilerini bölerken FP'de daha öncekinden fark- h bir tablo ortaya çıktı ve fi- reler azaldı. Anayasa değişik- liği paketinin 24 Ocak günü • ANAP'lı bazı milletvekilleri Sezer'in görev süresini 5 yıla indiren 101. madde değişikliğine destek vermeyecek. FP'de daha önce tartışma konusu olan 5+5 önerisine bu kez muhalefet azaldı. yapılması beklenen ilk görüş- zı milletvekillerinin destek da bir rüşvet maddesi olarak melerinde iktidar partileri zorlanacak. DSP ve MHP'den bazı milletvekilleri 69. mad- de değişikliğine destek ver- meyeceklerini vurgularken "5+5" formülünü getiren ve Sezer'in görev süresini 5 yı- la indirecek olan 101. madde değişikliğine de ANAP'lı ba- vermeyeceği kaydedildi. Ka- rar aşamasına gelen kapatma davası nedeniyle FP'de 5+5'le ilgili fireler azalırken öneriye karşı çıkan Adıya- man Milletvekili DengirMir Fırat, "69. maddenin değişti- rihnesi gerekir, ancak bunun pakette 101. madde karşınğın- getirilmesine karşryım" dedi. Cumhurbaşkanı Sezer'in gör&v süresini kısaltmayı amaçlayan "5+5" formülü, ANAP içinde rahatsızlık ya- rattı. llk olarak 9. Cumhur- başkanı SûkymanDemirel'in görev süresini bir dönem da- ha uzatmak amacıyla günde- Kürtce Bireysel eğitime de izin yok EBRUTOKTAR ANKARA - Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, Türki- ye'nin Avrupa Birli- ği'ne (AB) sunacağı Ulusal Program'da "bi- reysel olarakKürtçeegi- timeveözelkurslaraizin verileceği'' yönündeki iddiayı yalanladı. "Dev- letin kesin tavn beUrlen- tnedikçe Kûrtçe eğitime niyetii değUim" diyen Bostancıoğlu, kurs açıl- masımn söz konusu ol- madığını belirtti. Bakm, "Bakanhğı- nun gündeminde böyie bir konu yok" dedi. Bostancıoğlu, hükü- metin Kürtçe eğitim konusunda önemli öl- çüde anlaştığı yolunda- ki iddialann doğru ol- madığını söyledi. Baş- bakanlığa görüşünü bil- dirdiğini vurgulayan Bostancıoğlu, "Şuanda Kûrtçekurs açıbnası söz konusu değiT dedi. CİZMEDEN YUKARI MUSAKART m.kart@superonline.com.tr me getirilen düzenlemenin o dönemdeki oylamalannda da en fazla fireyi veren ANAP'ta, bu konudaki en be- lirgin tepki, ANAP'lı Anaya- sa Komisyonu Üyesi Işm Çe- lebi'den geldi. Çelebi, komis- yondaki görüşmeler sırasın- da "cumhurbaşkanının poB- tize olacağı" gerekçesiyle, karşı çıkarak komisyon üye- liğinden istifa noktasına gel- di. ANAP içinde de oylama- lar sırasında benzer ge- rekçeyle fırenin yüksek olacağına dikkat çekildi. YeniHkçi kanat tavır degiştirdi 69. madde değişikliği- nin bir an önce gerçek- leşmesıni isteyen FP'de daha önce tartışma konu- su olan 5+5 önerisine bu kez muhalefet azaldı. Cumhurbaşkanlığı seçi- mi öncesinde gündeme gelen 5+5 önerisine ke- sin olarak karşı çıkan FP'nin yenilikçi kana- dmdaki tavır değişikliği dikkat çekti. Partinin "o- dak" savıyla kapaülma- sı durumunda aralannda Abdullah Gül, Bülent Armç, Abdüllatif Şe- ner'in de yer aldığı yeni- likçilerin önde gelen isimlerinin siyasi yasak- la karşı karşıya kalacak ohnası tabloyu değiştir- di. Daha önce 5+5 öneri- sine karşı çıkan yenilik- çilerden Kayseri Millet- vekıli SaKh Kapusuz, "Paketin topyekûn des- teklenmesigerekir'' dedi. 5+5 önerisine karşı çı- kan Adıyaman Milletve- kili Dengir Mir Fırat, hü- kümetin anayasa deği- şikliğini "Sezer'i ceza- landmnakiçin gûndeme getirdiğini'" savundu. Prof. Teziç ve Prof. Aldıkaçtı, Cumhurbaşkanı'nın 7 yıl görev yapacağını söyledi 'Değişifclik Sezer'i etkflemez'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Prof. Dr. Mümtaz Soysal, parti kapatma karannı Anayasa Mahkemesi'nin üçte iki çoğunlukla almasını öngören düzen- lemenin, mahkemenin daha önce aldı- ğı kararlan sakatladığını vurguladı. Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı ve Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cum- hurbaşkanı'nın görev süresinin 5 yıla ındınlmesınin, Cumhurbaş- kanı Necdet Sezer'in durumunu etkilemeyeceğini bildirdiler. TBMM'de, siyasi partilerin kapatılmasuıa ılişkin anayasa- nın 69. maddesi ile cumhurbaş- kanının görev süresinin değişti- rilmesi çabalan, hukukçulann tepkisine hedef oldu. Prof. Dr. Aldıkaçtı, Sezer'in 7 yıllığına seçildiğini ve 7 yıl görçv yapma- sı gerektiğini söyledi. Aldıkaç- tı, anayasa değişikliği önerisin- de, siyasi partilenn kapatılması için üçte iki çoğunluğun aran- masının da doğru olmadığım belirtti. Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Teziç de Sezer'in durumunda bir değişiklik olmayacağını söyleyerek -Eğerde0şikhkteknTınea>rıcabirhü- küm konıdrnazsa,yapdan değişiklik fle- riye dönûk olarak uygulanır. Yani Se- zer'in görev süresinin bitiminden sonra seçikcek olan, 5 yıl görev \apar" dedi. Prof. Dr. Soysal değişiklik paketınde yer alan. Anayasa Mahkemesi'nin par- ti kapatma karannı üçte iki çoğunlukla Sezer'in atadığı Arslan ve çelikel, üyeliği reddetti YÖK YürütmeKurulu'na üye arantyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükse- köğretim Kurulu (YÖK) Genel Kurulu dün toplanarak Yürütme Kurulu üyelerini seçti. Cumhurbaşkanı Sezer'in kontenjanından YÖK'e girenProf. Dr. AysdÇeükdveProf. Dr. Ramazan Arslan, işlerinin yoğunluğu nede- niyle YÖK Yürütme Kurulu üyeliğini reddet- tiler. Bu nedenle toplantıda yürütme kuruluna Cumhurbaşkanlığı kontenjanından seçilmesi gereken 2 üyelik boş kaldı. Genelkurmay kon- tenjanından atanan Emekli HavaÖrgeneral Er- doğan Oznal yeniden Yürütme Kurulu üyeli- ğine seçUirken yürütme kurulunun yeni ismi ODTC öğretim üyesi Prof. Dr. luğmaç Sayraç, oybirlıği ile başkanvekilliğine seçildi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz. ken- di kontenjanından atayacağı başkanvekili se- çimini erteledi. YÖK Yasası'na göre yürütme kurulu, başkan ile birlıkte 9 kışiden oluşuyor. Kurul üyeliklerinde meydana gelen boşalma- lar ve yerlerine yapılan seçimler sonucunda, kurul üyelerinin sayısı 6 oldu. Yasa uyannca, YÖK Yürütme Kurulu'nun toplanabilmesi için de en az 6 üyenin hazır bulunması gere- kıyor. YÖK Genel Kurulutoplantısında 25 fa- külteye dekan atandı. ahnasını öngören düzenlemenin sakın- calı olduğunu belirterek şu görüşleri di- le getirdi: "Bundan önce Anayasa Mah- kemesi'nin başka çoğunlukûrta aldığı kararlan sakatnyor. Bunda Özalcı yak- laşunm 'Birazcık ihlal edilirse ne olur?' düşüncesinin kesintisini görüyo- rum. DemekIdanayasayaaykin- lığt amya beş oyla ispatianmış bir avkuihk,birazakavkn-ıhksayüa- cak ve önemsenmeyecek. tlk de üçte iki çoğunluk aranacak." Cumhurbaşkanının "5+5" for- mülüne göre seçılmesinı öngö- ren 101. madde değişikliğiyle il- gili olarak Soysal, Sezer'in dav- ranışlanna karşı bir tutum olarak gözüktüğünü söyledi. Prof. Dr. Oya Arasb da birbir- leriyle sistematik ilışkisi olma- yan maddelerle ilgili değişiklik- lerin gündeme getirildiğini be- lirterek yalnızca yargı önünde- ki FP olayını zorlaştırmak için değişiklik yapılmasını eleştirdi. IRMIKIAYDEV ENGİN aengin(« doruk.nettr Çok insan görüp çok kişryle konuşma olanaklannı kerKİin- den yaratan yoğun bir haftay- dı. Gazetecisinden siyasetçisi- ne, diplomatından sanatçısına, öğrencisinden öğretmenine, akademisyenine, yeni tahliye olmuş mahkûmundan oğlu, kı- zı ölüme yatmış ana babalara kadar "epey genış bir kesım- den kişilerfe" görüştüm, ko- nuştum, sohbet ettim. Izlediğim konuşmalan, yar- gılan, bir "tanıklık" olarak ve yo- rum yapmaksızın; bana yönel- tilen ya da ortaya atılan sorula- n hiç budamaksızın ve yanıtla- maksızın Tırmık okurianna ile- tiyorum. Sanınm herkesin ken- disine pay çıkarabileceği birta- nıklık, yanrt verebileceği birso- ru olacak. Buyrun: - Olüm onıçlannın ilk dö- nemlehnde dayanışma göster- mek, F tiplerine karşı çıkmak kolaydı ve tehlikesizdi. Ne za- man devlet, cezaevlerinde "Hayata Dönüş" adını taktığı beklenmedik yoğunlukta bir şiddet sergiledi, ürküntü top- lumun bûtün kesimlerini sardı. Düne kadar alanlarda, salon- larda F tipine karşı çıkan, ölüm orvçlannın ölümsüz sona er- Tanıklıklar: Yorumsuz - Sorular: Yanıtsız mesini dileyenler pıstılar ve sustular. Suskunluk duvannı devlet örrnedi; zor karşısında yı/an küçük burjuva eğilimler ağırbastı... - ölüm oruçlannın banşçıl sona erdirilmesini isteyenler bir süre için yükselttikleri sesi ye- terii buldular. Üstlerine düşeni yapttklanna kendilerini inandır- dılan vıcdanlan yatıştı ve artık susabileceklerini düşünüyor- lar... - Adalet Bakanı'nın, F tipi hapishape uygulamasını erte- ledikleri, F tiplerinin iyileştiril- mesi için tartışma açacaklan sözünü vererek geri adım at- masına rağmen örgütlerde yönetsel sorumluluk taşıyan- lann uzlaşmaz tutumu, aydtn desteğınin sona ermesine y- ol açtı. Örgütlerin öiümsüz çözümü önemsemedikleh, hatta istemedikleri yargısı egemen oldu. Suskunluğun esas nedeni bu... - ölüm oruçlannın 90. günü- ne ulaşılmasına rağmen bir ölüm gerçekleşmedi. Cezaevi operasyonlan sonrasında TV ekranlarına yansıyan bebek maması ve vitamin deposu görüntüleri, ölüm oruçlannın gerçekten yapıldığına ilişkin inancı sarstı. - Hayır, ölüm oruçlan bütün şiddetiyle sürüyor. Ancak devlet baskısı ile sorun med- ya gündeminden düşürüldü. Medya susunca, toplumsal tedirginlik ve vicdani sorum- luluk yaratan basınç eridi. F tipi hücrelerde ölüm orucu yapanlann sesi duyulmaz ol- du. Ancak çlümler başlarsa toplumsal ilgiyeniden kabanr. - Yanılgı, ölüm oruçlannın günlemesinden kaynaklanı- yor. Aslında kasım ayı başın- da ölüm oruçlanna değij. aç- lık grevlerine başlandı. Ölüm oruçlanna aralık ayı başında, hatta ortasında geçildi. Yani 90. gününü doldurmuş bir ölüm orucu söz konusu degil. Kimse 90 günlük bir ölüm oru- cunun sonunda sağ kalamaz. - Adalet Bakanlığı sözünde durmadı; devlet kalleşlikyap- tı. Ölüm oruçlan ve ardından cezaevleri operasyonu sıra- sındaki direnışlerte F tipinin meyrulaştırılması sağlandı. Aslında Sağmalcılar'a yedi saatte 'giren' devlet, ıstese Ümraniye ve Çanakkale 'ye de hemen girebilirdi. Kasıtlı ola- rak, bir psikolojik savaş takti- ği olarak operasyon dört gû- neyayıldı. Böylece ölüm oru- cuna yatanlara yönelen top- lumsal destek kınldı. ••• Buraya kadan söylenenler- den, sorulardan deriediklerim- di. Farklı değerlendirmeler, farklı yargılar sizin de gözü- nüzden kaçmamıştır. Ama or- tak noktalan da gözden kaç- mamıştır: Bir suskunluk duvan örüldü! Kimin ördüğü -bence- hiç önemli degil. Ama kapkara bir suskunluk duvannın yükseldi- ği de bir gerçek. Düşüncelerini, yargılarını, sorularını deriediklerimin hiç- birinin adını açıklamadım. önemli de değil. Bir de ana babalar var. Eş- ler, yavuklular, kız kardeşler, ağabeyler, yeğenler... Onlar günbegün eriyen ço- cuklan için çaresiz gözyaşlan dökmekteler. Onlara hapisha- ne kapılannda, hastane kori- dorlannda, TBMM önünde, bakanlık girişinde rastlayabi- lirsiniz. Ağlıyorlar. ••• Meraklısı için bilgi notu: Köşk gazetecisi oldum ama, bende henüz bir şey degiş- medi, diye yazdım. Değişen bir şey olursa size haber veri- rim, diye de ekledim. Bugün de kendimi tepeden tımağa gözden geçirdim. l-ıh! Yok, hiçbir değişiklikyok. Hat- ta eskisinden beterim. De- mokrasiyi ınatla savunuyor, şiddeti kesinlikle reddediyo- rum ve hukukun üstünlüğü- nün ateşli bir yandaşıyım. Toplumlan ve toplumsal olay- lan Manc'tan daha iyi çözüm- leyen birini henüz tanımadığı- mı bugün de vurguluyorum. Devlet dahil hiçbir kurum ya da kavrama tapmıyorum. Mesleğimi ve gazetemi sevi- yorum. Mesleğin ak adına ka- ra çalanlardan tiksiniyorum. Yani taaa Çankaya tepeleri- ne çıktım, "Köşk gazetecisi" oldum; hâlâ bir değişiklik yok. Oysa bana "Bir iki günde et- kisini gösterir" demişlerdi. Bekleyelim bakalım. Belki ya- rın bir değişiklik olur. Olursa haberiniz olâcak. Söz! POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Emperyalizm... Dün kaldığımız yerden devam edelim... Yüzyıllardır, aynı coğrafyada kardeşçe ve daya- nışma içinde aynı kültürle iç içe yaşayan iki hatk nicin birbirini boğazlamıştır?.. İki halkın birbirine düşmesi ve birbirini öldürme- sinin temel nedeni emperyalizmin kışkırtmasıdır... Öiümünün ikinci yıldönümünde saygıyla andığt- mız Sevgili Ergun Balcı, 5 Ocak 1989'da 'Ermeni Sorunu'nu işlerken şöyle der: "Türk tarihinde Ermeni sorunu emperyalizmden soyutlanamaz. Ermeni sorunu, emperyalizmin tez- gâhladığı, yüzyıllardır bir arada yaşayan iki top- lumu birbirine düşürme planından kaynaklanır. Ba- şoyuncular 19. yüzyılda Ingiliz, 20. yüzyılda da Çar- lık Rusyası emperyalizmi, yardımcı aktör de, or- tama göre bu ikisinden bazen birini bazen de öte- kini destekleyen Fransız emperyalizmidir." On dokuzuncu yüzyılda milliyetçilik akımlan iv- me kazanmaktadır... örneğin, Osmanlı Imparatoriuğu'nun Balkan- lar'daki topraklannda başlayan katı milliyetçilik, da- ha sonraki yıllarda Anadolu'da yaşayan Ermeni- lere de ulaşacaktır... Kim vardır bu milliyetçilik akımlannın arkasında?.. ingirtere, Rusya ve Fransa... Bugün gelinen noktaya bakıldığında aynı oyun oynanmaktadır... Peki ABD'nin rolü nedir? llişkiler yumağını satt on dokuzuncu yüzyılın baş- lannda değil, 1975-1978 arasında da görebiliriz... ABD Kongresi, 1975-1978 yıllan arasında Türki- ye'ye silah ambargosu uygulamadı mı? Ikili anlaşmalarla Soğuk Savaş yıllannda Anado- lu topraklan Sovyetler Birliği'ne karşı 'ilerikarakot' haline dönüştürüldü... Türkiye, ABD ilişkilerinden hep zarariı çıkmış, düşmanlık ve kötü niyet görmüştür. Aynı durum Fransa ve İngirtere için de geçeıiidir... ABD ve diğer ülkeler Türkiye'yi köşeye sıkışür- mak için Ermeni ve Kürt sorununu ısıtıp ısrtıp önü- ne sürmüştür... Ne yazık ki, Türkiye'nin bu konudaki tutarsızlıgı emperyalist güçlerin işine gelmiş, ortaya Ermeni soykınmı çıkmıştır... • * • Başa dönelim... Önceden hazırianan plan kapsamında Errneni kıs- kırtma kampanyası başlatılmıştır. Dün değindiğimız gibi 1887'de Cenevre'de kurulan 'Hınçak', 1892'de Tiflis'te kurulan 'Taşnakzutyun' örgütleri kışkırtma kampanyasında başrolü oynamışlardır... Oyunun bundan sonraki bölümleri, 'Hınçak' ör- gütünün 1894 yılında Londra'ya yerleşmesinden sonra başlamıştır... 1893 yılında Ermeni çeteleri Merzifon, Amasya ve Kayseri'de Türk köylerine saldınlar düzenlemiş- tir. Bu saldınlarda çok sayıda Türk öldürüimûştur. Aynı saldınlar 1894'te Yozgat ve Bitlis'te gerçekleş- miştir. 1895 yılında Istanbul'da yaşayan Ermeni yurttaş- lan kışkırtılır; çıkan olaylar sırasında Osmanlı Ban- kası bombalanır... Bunun üzerine Istanbul'da yaşayan Türkter karşı saldınyageçerler... 1895'te Batı basınında çıkan haberier "Istan- bul'da Türk vahşeti" üzerinedir... Büyük devletlerin ise parolası şudur "Ermeniler Türk zulmünden kurtanlacaktır..." Ortam yavaş yavaş hazırtanır!.. Peki kurulacak Ermeni devleti hangi ülkenin et- kinliğinde olacaktır? Ingiltere, Fransa ve Rusya bu konuda anlaşa- maz!.. Bu kez Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküşü hız- lanmıştır. Büyük devletlerin gözü Osmanlı Impara- torluğu'nun paylaşımına dek ertelenir. Böylece Türklerle Ermeniler arasındaki olayta- radanoktakonulur... • • • Peki oyunun ikinci perdesi ne zaman açılmıştı? Yırminci yüzyılın başlannda!.. Perdeyi açan hangi ülkeydi? Çariık Rusyası!.. Almanya, Bağdat demiryolu projesini üstlenince Rusya kaygıya düştü. Hemen harekete geçip ken- disine bağlı Ermeni devleti kurmak istedi... Rusya'nın tek amacı etkinlik alanındaki bölge- yi güvence altına almaktı... Rus Dışişleri Bakanı Sazonof kollan srvar ve Er- menileri Türklere karşı kışkırtmak için yeni planlar hazıriar... Böylece Ermeni çetelerinin saldınlan yeniden baş- lar... Ufukta bir Türk-Rus savaşı görünmüstür ar- tk... 1914 yılının başlannda Sazonof, Kafkasya'daki Rus elçisine buyruk verir "Ermeniler arasında ayaklanmayı kışkırt!" Van ayaklanmasının ardından ittihatçı hükümet Ermenilerin Suriye'ye sürülmesine karar verdi... Sürgün sırasında Türkler ve Ermeniler öldü; Erme- ni çeteleri Türk koylerinde katliam yaptı... Emperyalizm iki halkı kan gölünde boğmak is- tedi!.. Bugün yaşadıklanmız ise Türkiye'nin kendisini anlatamamasından kaynaklanıyor; bu konuda da Türkiye hiç çaba harcamıyor!.. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyet k ı t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GÜNEYDOĞU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ılgilenmedi; on dört yaşmda yaşamın kırlı sulannda yok olup gitü... Sısli ve sogıüc bir Dıyarbakır akşamıydı. Karanhgın gn gölgesi evlerin, caddelenn, sokaklann üzenne düşüyordu... ~ y Cumhurtyel Çağ Pazartama A.Ş Tûrkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbu (34334)Cağaloğiu-lstanbul Tel. (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle