17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA JvLJJ-iJ. LJ1\ [email protected] 15 Özen Yula'nın kitabı 'Hayat Bir Kere', yok oluş ve ölümü içermesine karşın umuda yönelik 'Kaosu kaosla aıılatmah^ MELTEMKERRAR Özen Yula'nın son kitabı 'Hayat Bir Kere', Gılgamış Destanı'ndan aldığı esınle, 'bir ke- reye mahsus' hayatlanmızı anlamlandıran ölüm ya da ölümsüzlük arayışı üzerine. Kitabın oluşmasında hepimizi etkileyen 17 Ağustos depreminin büyük rolü var. Yula'nın askerliğini yaptığı sırada Gölcük'te tanık ol- duklan, onu ölüm, ölümsüzlük ve hayatın 'de- rin biryolcuhığuna' çıkanyor. Yolculuğundan iyi Id insanoğlu ölümlü belki de' dıyerek çık- mış Yula. Kitabı da ölümsüz bir yazı tannsı- mn dilinden farklı kahramanlarla anlatılan hi- kâyelennde bunu söylüyor: Hayat bir kere! Gılgamış'tan yola çıkıyor Yula. "Otöm/ölüm- süzlük arayışı üzerine Ban mitotojisinde de, Do- ğu mitolojisinde de birçok kitap var. Ama bir açıdan Gılgamış çok uygun düşrü. çünkü o ölümsüzlük peşinde koşuyor." 'Hayat Bir Ke- re' hep peşınde koşulan ölümsüzlüğe ulaşma- nın aslında 'pek bir şey olmadığını1 göstermiş Yula'ya. - Kitap, sürekü alünı çizdiği 'gerçek' ve 'ha- kikat' sınınnda, ölûmün ya da ölümsüzlüğün peşinde koşan insanlann hikâyeleriyle, ölü- mün gerçekte kaç kez yaşanabileceğini anyor. ÖZEN YULA-Felsefi boyutta düşündüğü- nüzde soyut kavramlar üzerinde duruyorsunuz, ama hayat akıp geçen süreç, somut bir şey. Be- ni ilgüendiren de bu süreçle, kullandığımız kav- ramlann ne kadar bağdaştığı. Mecazi anlam- da birçok şekilde ölebilirsınız. Ama gerçek an- lamda bir kere ölüyorsunuz. Yokluğa yazgılı- sınız ve o bir kerede bıtiyor. Fakat kitap, yok- luk, yok oluş ve ölüm temalannı içermesine rağmen umutsuzluğa değil, umuda yönelik. Ölümsüz olmak ya da bir yığın hayatı yaşa- mış olmak, hayatlann aslında birbirine çok yakın ve anlamsız olduğunun yanında, yaşa- dığı anın değerini bılmesı gerektığini de an- latıyor ınsana. - Anlamını bttmediğiniiz Sümerce isimlerie adlandınlmış hikâyelerde kahramanlann bir- birine kanşmasL, anlatanın kim olduğunun hiç önemli olmadığını mı vurguluyor? YULA-Her insanın kendı hıkâyesı ve o hı- kâye içinde farklı farklı kimlikleri var. Böyle görünce önemli olan, bu kimlıklerle bağlı ol- mak değil, yaşadığın hayat. Pabk) Neruda'nm dedığı gibi "Dünyada Pablo Neruda adını ta- şımaktan daha saçma bir şey olabilir mi"? - Sümerce bölüm adlannı kullanmak nasıl bir ipucu veriyor okuyucuya? YULA - Kitabın son bölümünde yazdıkla- nnı açıklayan yazı tannsı o kültürden olduğu ıçin bu başlıklar o kişiye bir gönderme nite- lığinde. Kışilerin ve kimliklerin birbirine ka- nşmasının nedeni de bütün bu hıkâyelenn ya- zı tannsının elinden çıkıyor olması. Onun da dedıği gıbi eksik bir roman nasıl olabilir? Her- kes, hayat tammış. bütünmüş gibi, bütünsel bir yapı kurmaya çalışıyor; ama bakalım hayat ka- dar eksik, hayat kadar yanm kalmış bir roman nasıl kurulabilir? Yazar kimligiyle karşırnıza hikâyeler yazı tannsının elinden çıkıyor. Onun da dediği gibi eksik bir roman nasıl olabilir? Herkes, hayat tammış, bütünmüş gibi, bütünsel bir yapı kurmaya çalışıyor, ama bakalım hayat kadar eksik, hayat kadar yanm kalmış bir roman nasıl kurulabilir? Yazar kimligiyle karşımıza çıkan yazı tannsının anlatmaya çalıştığı da böyle bir şey.' çıkan yazı tannsının anlatmaya çalıştığı da böyle bir şey. - Bu, Feridüttin-i Attar'ın "Hiçbir şey yan kadar şaşırbcı olamaz, hayat hariç" sözünü de hatuiarıyor okuyucuya. Romanın hayaö taküt eden eksikli yapısırun yanj sıra yazm dûn- yasını eleştiren bir yanı da var. YULA-Bu yalnızca yazın biçimlenyle de- ğil, genel olarak sısteme ve edebi yapılara da yönelik bir eleştiri. Dışanda o kadar kaotık bir hayat hüküm sürüyor ki o kaosu bütünsellik ve bir kozmos kurmaya çalışarak anlarmak mümkün değil. Kaosu kaosla anlarmak ge- rek. - Hikâyelerde mekânlann da beürsiz ve ek- sikli betimlenmiş olması, kahramanlann kar- maşık kimliklerryie koşuttuk oluşturma ama- cmdamı? YULA - Mekânın betimlenmesi ve mekân- lar arası yolculuklar o kadar önemli değil. Asıl önemli olan kişilerin tarih dediğımiz zaman dilimi içinde derinlemesine yaptıklan bilim- sel ve düşünsel yolculuklar. Zaten mekânlar ve yerler konusunda hata yaptığını yazı tan- nsının kendisi de söylüyor. 'Zaman üzerine dûşündürmek' - Kitabın sonunda yazar iki cümleyle de oi- sa araya girerek khabuı kalan bölümünü oku- mayı okuyucunun tercihine bırakrv or. Bunun- la okuyucuya asıl mekânı 'Idtap'ı mı hatniat- mak istiyorsunuz? YULA- Sonuçta roman kişileri var, onlann yaşadıklannı yazdığmı söyleyen bir kişinin hikâyesi var. Bunun sadece bir roman oldu- ğunu hatırlatan bir boyut var. Bu anlamda bu kitap sızi ıçıne alan bir roman değil, dışmda tutan bir kitap. Edebiyat anlayışım da bundan çok farklı değil. Bir noktada sizı yabancılaş- tıran, okur, seyirci, dinleyici olduğunuzu ha- tırlatan bir şeye ihtiyaç var. Insan duygulan- na kapılıp gitmemeli o noktada, düşünsel bo- yutta bir ket vurucuya ihtiyaç duymalı. - Bu yabancılaştırmanın yanında kitabın 'biz'i karşısına alan yoğun bir tarih eieştirisi var. YULA - Söylenceler, anlatılar, hurafeler, mitoloji.. bunlar bizi besleyen şeyler. Hikâye- ler bir araya gelince görüyoruz ki hepsı bırbi- nni takıp edıyor, hepsi bırbınyle ilışkı içinde. Yapmaya çalıştığım şey tarihsel değerleri, za- man kavramı üzerinde düşündürmek. - Yazı tannsının kitabın yazım genekeesini an- latnğı bölümde internefi örnek gösterdiği or- tak dilin tehlikesi nedir? YULA- Her dılin kendi zenginliği var ve ken- disini korumak zorunda. Bu muhafazakârlık anlamında değil ama ortak dil diye Ingilizce- yi ya da başka bir dılı seçip de o dilin cümle kurma özellıkleriyle, tercüme kokan bir şekil- de yazılan bir şeyı okumak rahatsız edici. Sa- dece sembollerle haberleşilen, tuhaf kısalt- malarla insanlann birbirini selamladığı. in- san sıcaklığının geçmediği bir iletişım tarzı ola- rak internet bunu çok iyi gösteriyor. *Fotoğrafbiryaşam sevincidir' Magnumfotoğraf ajansının ünlü editörü JamesFox için özel bir kitap hazırlandı BURCUGÜNÜŞEN "Müze ya da galeri duvarlarma asılmış ya da pahalı kitaplar ıçine yerleşmiş insani acılar, objektifin önünde çekilen acılann bedehni kar- şılayamaz. Bunlar sadece dünyamn geri kalamna nelerın olup bittiğini gösterir ve önlenmesi gereken şey- lerin tanınmasını sağlar." Bu sözler, Magnum fotoğraf ajan- sının editörü James Fox'a ait. Fotoğ- rafi görüntülerden oluşan uluslarara- sı bir dil olarak tanımlayan Fox için fotoğraf aynı zamanda, bir yaşam se- vinci. Probil, James Fox için özel ha- zırlanmış bir kitap yayımladı. îlker Maga'nın James Fox'la yaptığı bir n> portaj, ünlü fotoğrafçılann görüşle- ri ve Fox'un fotoğraf ve desenlerin- den oluşan kitap Türkiye'de yaban- cı bir fotoğraf ustasının yayımlanan ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. Av- rupa'da da dağıtılacak olan kitabı, 11- ker Maga yayına hazırladı. - Kitabı yayına hazıriama fıkri na- sıl ohıştu? İLKER MAGA - Daha önce bili- yorsunuz 'AraGüler'eSaygT ve 'Ko- operative Für Fotografıe' adlı ıkı ki- tap yayımlanmıştı. Burada amaç, Tür- kiye'ye bir temel fotoğrafkitaphğı ka- zandırmak. Ülkemızde fotoğraf ya- yıncılığı yok. Bu açığı kapatmak kay- gısıyla yola çıktık. Fotoğrafa başla- dığırn 16 yaşından beri Fox ismini ta- kip ederim. En son 'Ara Gûler'e Say- gı' kitabına katkıda bulunmuştu. Onun bu yıl emekliye aynlacağını öğren- miştik. İki öneride bulundum: Bir ki- tap, bir de film. Film, Fransız-Al- man ortak kanalı ARTE ıçin yapıldı ve 28 Ağustos'ta göstenldı. - Fotoğrafçı için insani tavım yete- nekle eşit olması gerektiğini söylüyor Fox. Bu insani tavır nedir sizce? MAGA - Bu etik bir sorun. Tanhe kalmış fotoğrafçılara baktığmızda. doğru zamanda, ışıkta ve yerde olmak gibi fotoğrafin çok hassas noktalan- na dikkat edenlerin fikir olarak da ko- nuya çok yakın olduklan dıkkati çe- ker. Hümanist yanı çok azgelişmiş, çok iyi bir fotoğrafçı bilmiyorum. Fotoğraf çekmek için konuya fikren yakın olmak gerekir. Yetenekle insa- ni tavır arasındaki köprü bence budur. ox editör olarak tanınır dünyada. Ama onun üç yanı var. Editörlüğü, fotoğrafçılığı ve çizerliği. Kitabı bunu gözeterek kurguladık. Bir fotoğrafsever bu kitaplan eline aldığı zaman o kişi hakkında mutlaka genel bir bilgiye sahip olabilmeli. O yüzden o kişiyle röportaj yapıyoruz. Ne hissediyorsa, ne düşünüyorsa söylesin istiyoruz.' - Bir de fotoğrafçuun kendisini fo- toğraflanan insandan üstün görme- mesi gerektiğini söylüyor-. MAGA - Bu çok önemli. Ben bu- nun tersiyle de karşılaştım, ama on- lar tarihe kalmadılar. Insanlarla diya- log kurma konusunda yetkin insan- larlada çalıştım. Mükemmel diyalog kuruyorlar. Mesela Salgado, KoudeL- ka.. Bunlar bir iki saniye içersüıde, gözle çok iyi bir iletişim kuruyorlar. An oluyor o lısanı bılmiyor, ama göz temasıyla onu ikna edebiliyor. - 'Fotoğrafbir çalma olayı değildir' dryorFos. Fotoğrafin birpaylaşım ol- duğunu söyleyebilir miyiz? Nasıl olu- yor bu paylaşım? MAGA - Bir fotoğrafçı fotoğraf çektığı zaman. alıyor. Pekı bir fotoğ- rafçı almasına karşıhk olarak ne ve- riyor, ne verebilir? Birincisi, iyi fo- toğraf vermek zorundadır. Bu işi iyi yapmak zorundadır. Ikincısi, bu gö- rüntüyü paylaşmak zorundadır. Bu nasıl olur? Sergiyle, kitapla olur. Ka- pitalist düzende yaşadığımız için bir maddi açık var. Orneğin yoksulluk gö- rüntülerinin galerideki karşıhğı 7 bin dolar olabiliyor kare başına. Açık na- sıl kapatılacak? Bu da etik bir sorun. Salgado gibi insanlar yıllık bir bilan- ço çıkanyorlar ve kânn önemli bir bö- lümünü vakıflara yatınyorlar. - Sizce iyi bir fotoğraf editörü otanak için iyi bir fotoğrafçı da olmak gere- kir mi aym zamanda? MAGA - Fotoğraf editörünün fo- toğrafçı olması gerekmıyor. Ama bir fotoğraf editörü aslında bır fotoğraf- çı olmasa daha iyi olur. -Neden? MAGA - Çünkü insan bir işe kon- santre olduğunda soyutlama yetene- ğını kaybeder. Bağımsız düşünemez, duygusallaşır. Oysaki bir editör önü- ne gelen fotoğrafla ilgilenir. Onun için önemli olan fotoğrafin nasıl çe- kildiği değil, sonuçtur. 0 soğukkan- lılığını koruması açısından bir editö- rün, editör olarak kalması işin gele- ceği açısından daha yararlıdır. - Kitabı hazuiarken nelere dikkat ettiniz? MAGA - Bu kitabın baskı tekniği- ne douton baskı tekniği deniyor. Amaç bütün gri ve siyahlan kazanabilmek. Bunu 'Ara Güler'e Saygı' kitabında ilk kez Türkiye'de denedik. Baskı tekniği açısından dünyamn en iyi ki- taplanndan biri. Kitabın içinde baş- ka bır kâğıt türüyle de karşılaşıyoruz. Desenler için onlann orijinal kâğıdı- na uygun bir kâğıt seçtik. Çünkü par- lak bır kâğıtta doğal halını kaybede- cekti. - Kitabı nasıl kurguladmız? MAGA - Fox editör olarak tanınır dünyada. Ama onun üç yanı var. Edi- törlüğü, fotoğrafçılığı ve çizerliği. Kitabı bu üç yanını gözeterek kurgu- ladık.Bir fotoğrafsever bu kitaplan eli- ne aldığı zaman o kişi hakkında mut- laka genel bir bilgiye sahıp olabilme- li. 0 yüzden o kişiyle röportaj yap- mayı tercih ediyoruz. Ne bılıyorsa, ne hissediyorsa, ne düşünüyorsa söyle- sin istiyoruz. - Fotoğraflan seçerken nelere dik- kat ettiniz? MAGA- Fox'un bir özelliği var. Bir konu seçiyor, yıllarca bu konu üze- rinde çalışıyor. Bir fotoğrafçı türü vardır, an fotoğrafçısı. Anı yakalarora- da bitirir işi. Fox öyle değil. O yüz- den konulara ayırdık, yani Fas fotoğ- raflan, Türkiye fotoğraflan, boks fo- toğraflan diye. Onun en çok yoğun- laştığı konulan seçtik. Tracey Emin bu kez terliklerini sattı! Kültür Servisi - Ingı- liz sanatçı Tracey Emia üzerine desen işledıği terlıklennı Ingiltere'nin en büyük çağdaş sanat fuan Art2Cİ01 'de düzen- lenen bir müzayedede 5500 sterline sattı. 13 yıldır gerçekleşen Art2001 fuan, salı ak- şamı South London Gallery'de yapılan bu müzayedeleri surdüre- cek. GavinTUrkveAnish Kapoer gibi sanatçıla- nn da katıldığı müza- yede, dudak boyalan- nın ve okuma gözlükle- rinin satışa sunulduğu Art200rin kendisi gi- bi, sıradışı bir müzaye- de oldu. İlk kez yapılan mü- zayede galeriye 33 bın sterlin kazandırdı. Ga- lerinin halkla ilişkiler müdürü Katharine Bur- ton "Baştan ne olacagH nı hiç bilmiyorduk, ama sonuçlar bizi çok mem- nun etti" dedi. Müzayedede aynca Tim Nosfc ve SueVVebs- ter tarafından verilen bir tabak 2700 sterline satıldı. En düşük fiya- ta satılan parça, 50 ster- linle Karen KMmnkk'e ait bir çift fırça oldu. Birçok parçanın özel ahcılara satıldığı müza- yedede Tracey Emin'in terliklerini fuara katı- lan yüz galeriden biri aldı. Gelecek bes E"""^ 'C'i- şiran zı\ aret etmesı bek- leniyor. Ziyaretçiler In- giltere'nin her yerinaen binlerce çağdaş sanat yapıtıru görebilecekler. Fuar, geleceğin olası yıl- dızlannın yapıtlannı 100 sterlinden 150 bin sterline kadar değişen fıyatlarla satın alma ola- nağı sağlıyor. konseri bugün gerçekleşecek • KûItür Servisi - Türkiye'nin ilk profesyonel klasık gıtar orkestrası Collegıum Çithara Istanbul, bugün saat 19.00'da Kadıköy Kültür Merkezı'nde şef Muzaffer Çorlu yönetımınde Çaddebostan Gönüllülen yaranna bır konser verecek. Gollegıum Çıthara tstanbul. konserde Bach'ın La Minör, Handel'in Goncerto Grosso, Vivaldi'nin Sinfonia Alla Rustica, Boccherini'nin Introduction Et Fandango, Bizet'nm Garmen Suite, Belevi'mn Üç Türkü (Kalenin Bedenleri, Çerkez Kızı ve Yalan Dünya) adlı yapıtlannı seslendırecek. Türkhank Çocuk liyatrosu 40. yriım kutkıyor • Kürtür Servisi - Türkbank Çocuk Tıyatrosu'nun '40. Yıl Galası', bu tiyatrodan yetışen Üstün Asutay, Erol Tezeren, Oya Başar, Penhan Savaş'uı yanı sıra Devlet Tıyatrosu, Şehir Tiyatrosu ve özel tiyatrolarda görev alan sanatçılann katılımı ile yann saat 11.00'de Bakırköy Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezı'nde gerçekleşecek. Tiyatronun bugüne kadar oynadığı oyunlann tanıtılacağı multivizyon gösterisi ve yeni oyunlan 'Oyunbozan Borazan'ın da sergileneceği galaya Müşfik Kenter, Necdet Mahfi Ayral, Jeyan Tözüm, Ihsan Devrim, Güner Ümıt. Göksel Arsoy, Tank Akan, Kenan Pars, Suna Pekuysal, Osman Yağmurdereli ve Savaş Ay da katılacak. angıçtan Bugüne e'de Gravüp1 • Kültür Servisi - 'Karşı Sanat Çalışmalan', Prof. Asım Işler, Fevzi Tüfekçi ve Feyyaz Sayman'dan oluşan sanat damşma kurulunun seçtiği 44 gravür sanatçısının yapıtlannın yer aldığı geniş kapsamlı bir sergi düzenliyor. Yapıtlan sergilenecek sanatçılar arasmda Süleyman Saun Tekcan, Çihat Burak, Fevzi Karakoç, Asım Işler, Devrim Erbil, Leopold Levy de bulunuyor. 'Başlangıçtan Bugüne Türkiye'de Gravür' başlıklı sergi 19 Şubat'a dek Istiklal Caddesi Elhamra Pasajı No: 258'de gezilebilecek. Özgür ve yaratıcı sanatın, mevcut anlayışuı korunduğu bir 'galeride' gerçekleşemeyeceğini.savunan 'Karşı Sanat Çalışmalan', Jose Bove'nin şu sözünden yola çıkıyor: "Biz iktidar talep etmiyoruz, karşı iktidar oluşturuyoruz." BUGÜN • KÜLTÜR DOSTLARI DERNEĞl'nde saat 17.00'de 'Yeşilçam Sineması' üzerine Atıf Yıhnaz'la söyleşi yapılacak. (216 391 54 10) • BABYLON'nda saat 23.00'te Courtney Pine'ın caz konseri izlenebilir. (292 73 68) • BtLGİ ÜNİVERStTESt'nde 'Yunan Film Günleri' etkinliği kapsamında saat 14.00'te Pantelis Voulgaris'ın 'Uzun Bir Yol', saat 16.30'da Panos Karkanevatos'un 'Smır' isımli filmleri gösterilecek. (293 50 10)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle