23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2001 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt StRMEN Özal Eken... Çok zaman önceydi, gamsız tasasız yıllan- mızda bir parti yapmış, kızlar, oğianlar dans edip eğlenmiştik. Ertesi günü, tabii ki birgün öncenin muhase- besi yapılıyordu. Biri D.'ye döndü: - O köşede oturan yeşil gözlü sanşın kız ne güzeldi değil mi? Bizimki şaşırnnıştı. - Yeşil gözlü sanşın mı, ben görmedim, öyle biri mi vardı, diye sormaz mı? Başkası atıldı: - O kıımızı eteklikli de seninle dans etmeye can atıyordu... Bizimki yine şaşkın. - Yok yaaav, ben hiç fark etmedim! Öyle miy- di? Dayanamadım sordum: - Allahaşkına sen dün neredeydin?... Yıllar boyu, bu olayı çok düşündüm. Çocuk- luk arkadaşım D., Frenklerin deyişiyle cismen ordaydı, ama aklen yoktu. Tıpkı yaşadığımız ki- mi dönemleri algılayamamamız gibi, o da par- tide hiçbir şey görmemişti. Hortumları, rüşvetleri, yolsuzluklan, dolandı- ncılıklan, ekonomik krizleri ile içinde yaşadığı- mız döneme şaşkınlıkla bakıyorsak eğer ve so- ruyorsak kendi kendimize aval aval "Ne oluyo- nızyaav, vay canına!" diye, geçmişteki kimi dö- nemlerin Türkiyesi'nde cismen var olmamıza karşın ne olup bittiğini anlamadığımız içindir. • • • Oysa bugünde anlaştlmayacak bir şey yok. Dün Özal eken birtoplum, işte böyle bir bugü- nü biçer. 12 Eylül 1980'i, teröre karşı devletin kendisi- ni savunması olarak görenler, gerçeğin ancak bir bölümünü kavrayanlardır. 12 Eylül'ün ilk adımı, 1980'in hemen başın- da, 24 Ocak'ta atıldı. Nitekim, salt askeri dönem sona erip de kısmi bir "demokrasiye!" geçildi- ği zaman, 24 Ocak kararlarının yürütücüsü ABD'nin de onayı, hattateşvikiyle mekanizma- nın "sivil!" bölümünün başına oturtuldu. Her şey usulüne uygun cereyan etti. 12 Ey- lül'ün başındaki kişi, olayın farkında değildi; o, Turgut Sunalp'in kurduğu parti ile darbesinin amaçlanna ulaşacağını sanıyordu. Olayın asıl planlayıcılan ise 12 Eylül'ü gerçek- ten sürdürecek kişinin Özal olduğunu biliyorlar- dı ve onlann planlan, tabii kamuoyunun da iş- birliğiyle, aksaksız yürüdü. Kamuoyu, partimizdeki arkadaşgibi, neolup bittiğini tam kavramış değildi. Özal, ithal ikamesiyle dışa iyice kapalı Türk ekonomisini, küreselleşen dünyayaekJemleme işlevini yüklenmişti. Ihracat seferberliği başladı, turizm yatınmla- nnda patlama oldu, piyasada her şey serbest- leşti. Ama üretim artmıyor, kimi alanlar dışında ya- tınmlar yoğunlaşmıyordu. Hayali iharacat, yolsuzluk, rüşvet, binbir da- lavere aldı yürüdü. • • • Hemen belirtelim, eski düzenin sürmesi ola- naksızdı. Ama bir yandan KİTMeri tırpanlayan, ulusal devleti söz ve eylemleriyle sarsmak için her şe- yi yapan, eğitimin bile paralı olmasını savunan özal'ın, Türkiye'yi küreselleşen dünyaya ek- lemleme eyleminin üretim arttıncı yanı yoktu. Türkiye çok partili "demokratik!" rejimeoldu- ğu gibi, küreselleşmeye de yanlış kapıdan gir- miş, ulusal bir strateji oluşturamamış, kendini kaderin ya da güçlünün rüzgânna kayıtsız şart- sız teslim etmişti. Çark, rant yani avanta ile, yağma ile dönüyor- du. Herkes konumuna göre nasibini alıyordu dö- nen çarktan. Bugünün ekonomik bunalımının da, yolsuz- luklannın da tohumlannı o zaman Özal ile ek- mişti Türkiye, bugün de hasadını yapıyor. Ekonomik kriz bir kez daha kapıdan içeri gir- di, Selim Edes de önceki gün geldi ve serbest kaldı. Türkiye'nin halkı, birbirini izleyen iktidarlar ve değişen aktörlere kanarak aynı oyunu seyretti- ğinin ayırdında değil. Oysa Özal ve çevresinin yerini Demirel ve çevresindeki aktörlerin sarmış olması kimseyi kandıımamalı. özal eken bunu biçerdi, biçiyor ve farkında olsak da olmasak da aynı oyun sürüyor. Rahmi DiHigil cezaevinde '1. Perde'sekiz tutuklamayla bitti BURSA (Cumhuri- yet)- "1. Perde"operas- yonu kapsamında gö- zaltına alınan ve arala- nnda eski Devlet Tıyat- rolan Genel Müdürü Rahmi DiUigil ile Bursa Ahmet Vefık Paşa Dev- let Tiyatrosu Müdürü Emin Gümüşkaya'nm da bulunduğu 8 kişi tu- tuklandı. Savcılıkta ifadelerinin alınmasmın ardmdan mahkemeye sevk edilen Rahmi DiHigil, Emin Gümüşkaya, BDT Idare Müdür Vekili Hasan Acar, Hasan Ulusoj ve Lütfı Durmaz, "suçişle- mek amacıyla teşekkûl ohışturmak" iddiasıyla, Mehmet Topuk, Anf Kahveci ve Necdet Şeo- gezer de "görevi kötüye kuUanmak ve rimmet" suçlamasıyla tutuklandı. C eü] Salman ise tutuk- suz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Gö- zaltına alınan Adnan Bilgin, Hulusi Ergüç, Fatma Şcngül, Cevat Yordam, Necati Kıhç ve NeclaBayramoğhı isim- li tiyatro çahşanlan ise savcılık sorgusu ardın- daıı sahverildi. Rüşvet, ırza geçme, dolandıncılık suçlarının da kapsama almması için girişimde bulunuldu Afta 'eşîtKk9 başvurusuANKARA(OımhuriyetBürosu) - Kamuoyunda af yasası olarak bi- linen şartla salıvermenin kapsamı- nın genişletilmesi içinyerel mahke- melerden Anayasa Mahkemesi'ne bugüne kadar 15 başvuru yapıldı. Başvurularda, rüşvet, evrakta sah- tecilik, ırza geçme, dolandıncılık, vergi, resim ve harçlara ilişkin suç- lannkapsam dışı tutulmasının ana- yasanın "eşiflik'' ilkesine aykın ol- duğu savunuluyor. Anayasa Mahkemesi'ne başvu- ranmahkemeler ile iptalini istedik- leri yasanın kapsam dışında bırak- tığı Türk Ceza Yasası maddeleri şöyle: • Tehditle bilgi almaya, kişiyi inancım, siyasi-sosyal görüşünü açıklamaya zorlamayı düzenleyen 188. maddeve 191.madde. • Rüşvet suçlanm düzenleyen 211 ve 213. maddeler ile hâkim ve savcılann rüşvet ve devlet işlerin- deki suçlanm içeren 219. madde. • Evrakta sahtecilik suçunu dü- zenleyen 339. madde, resmi belge- nin özünde sahteciliği içeren 340. madde, resmi belgeyi değiştirmek suretiyle sahteciliği düzenleyen 341. madde, yalancı şahitliği dü- zenleyen 343. madde, ticari hüviye- ti yanhş göstermeyi içeren 344. madde. hususi belgede sahteciliği düzenleyen 345. madde, sahte bel- ge kullanmayı içeren 346. madde, cezayı azaltan hali içeren 347. mad- de, çek ve senette sahteciliği dü- zenleyen 349. madde. • Memur olmayan kimsenin res- mi belgedeki sahteciliğini düzen- leyen 342. madde. • Resmi eksiltmeye hile kanştır- mayı düzenleyen 366. madde. • Müzayedelerde tehdit, zorla- ma, rekabeti önleme suçunu içeren 367. madde. • Irza tecavüz ve iffete tecavüz, küçükleri baştan çıkarma suçunu düzenleyen 414. madde, ırz ve na- musa tasaddiyi (teşebbüs) içeren 415. madde, zorla ırza geçmeyi dü- zenleyen 416. madde, cezayı arttı- ran şahsa bağlı halleri içeren 417. madde ve ırza tecavüzde suçun ağırlaşmasını düzenleyen 418. madde. • Dolandıncılık suçunu düzen- leyen 503. madde, hileli iflası içe- ren 505. madde. • Dolandıncılık suçunda cezayı arttıran halleri düzenleyen 504. madde. Anayasa Mahkemesi, 12 ayn başvurunun gelecek günlerde ilk incelemesini yapacak. Yûksek Mahkeme, daha önce üç ayn mah- kemeden gelen başvurulan ele al- mış ve iptal istemlerini esastan gö- riişmeye karar vermişti. 7 yıl 6 ay hapis isteniyor TSÎP'lüere Ftipini protesto davası ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Anka- raDGM Cumhuriyet Başsavcıhğı, Türkiye Sosyalist lşçi Partisi (TSİP) Genel Başka- nı Turgut Koçak ile Merkez Yönetim Ku- rulu (MYK) üyeleri HasanYavaş ve Necmi Özyurda hakkında, F tipi cezaevlerini pro- testo eylemleri sırasında "terör örgütûne yantan" ettikleri iddiasıyla 7 yıl 6'şar aya kadar ağır hapis istemiyle dava açtı. DGM Savcısı TalatŞalktarafindanhazır- lanan ıddianamede, cezaevlerinde hüküm- lü ve tutuklu bulunan DHKP/C, MLKR TKP/L ve TtKB gibi terör örgütlerinin, F tipi cezaevlerini protesto etmek için başlat- tıîdan ölüm oruçlanna, silahlı çetelerin dı- şandaki elemanlan ilebazı sivil toplum ör- gütlerinin destek verdikleri bildirildi. Başlangıçta yürüyüş ve basın açıklama- lan ile devam eden protestolann zaman içerisinde içeriğinin değiştiği belirtilen id- dianamede, 12 Aralık 2000'de Kızılay'da- ki gösteride, göstericilerin "poüse taşlaria saknrdığL, birçok işyerini tahrip ettikkri ve adeta silahh çetelerin ekmanlanna bir ayaklanına provası yaptirdıklarT kayde- dıldi. Iddianamede, sanıklann, "Hürriyet- çi demokratik nizanu yıkarak yerine ko- mûnist bir düzen getirmek için kurulmuş silahh çetelere bikrek yardım etmeksuçu- nu işledikleri" anlaşıldığından, Türk Ceza Yasası'nın 169 ile 3713 sayılı TerörleMü- cadele Kanunu'nun "yan oranında ceza arttmmınr öngören 5. maddeleri uyann- ca 4 yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar aya kadar ağır hapis cezasına çarptınlmalan istendi. 1ĞNELÎ FIRÇA ZAFERTEMOÇtN îki eylemci tutuklunun durumu ağırlaşırken uzlaşma çağnsı yinelendi 6 Olüm oruçları dıırdıırııbıın' • Durumu ağırlaşan Sevgi Erdoğan'ın bağırsaklannın çahşmadığı, Mehtap Tayboğan'ın mide kanaması geçirdiği bildirildi. tstanbul Haber Servisi - Cezaevlerinde "HayataDönüş" operasyonunakarşın sür- dürülen ölüm orucu eylemi bugün 92. gü- nüne girerken çok sayıdaeylemcinin ayak- ta duramayacak durumda olduğu bildiril- di. ÖDP Istanbul 11 Örgütünden yapılan açıklamada "Ohlm oruçlan durduruhna- hdır" denildi. "Hayata Dönüş" operasyonuna karşm tutuklu ve hükümlülerin ölüm orucu eyle- mi sürüyor. Sivil toplumkuruluşlan, tutuk- lu ve hükümlülerle yeniden görüşmelerin başlatılması gerektiğini belirtiyorlar^ Özgürlûk ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Istanbul 11 Örgütü önceki akşam parti bi- nası önünde bir basın açıklaması yaparak ölüm oruçlanna bir çözüm bulunmasmı istedi. MYK üyesı Gülseren Pusattıoğhı ta- rafından yapılan basın açıklamasında, F tipi cezaevlerinin kapatuması için ölüm orucu eylemi yapan tutuklu ve hükümlü- lerin gün gün ölüme yaklaştığı belirtildi. Açıklamada cezaevlerinde sayım ba- hanesiyle işkence yapıldığı öne sürüldü. Aynca cezaevleriyle ilgili olarak DSP il yöneticileriyle görüşmek isteyen ÖDP yö- neticileri Sabahattin Uğraş, Erhan Kara- haöı*e İHD üyesi NimetTannkuhı'nun tu- tuklanması kınanarak serbest bırakılmala- n istendi. Uşak Cezaevi'nde ölüm orucu eylemci- lerinden Sevgi Erdoğan'ın sağlık durumu- nun kötüye gıttiğı, bağırsaklannın çalış- madığı öğrenildi. Tutuklu yakınlan, Uşak Cezaevi'ndeki tutuklulardan Gönûl As- lan" ın kolunda uyuşma olduğunu, Mehtap Tayboğan'ın mide kanaması geçirdiğini belirttiler. Tutuklu yakınlan Sincan F Tipi Cezae- vi'nde keyfi uygulamalarla avukat ve aile görüşü yasağı getirildiğini öne sürdüler. Tutuklu yakınlannın verdiği bilgiye göre, Edirne F Tipi Cezaevi'nde ölüm orucunu sürdürenlerden Ahmet Özdemir konuşa- mayacak halde. İş güvencemiz yok' Cinayetişledi devletisuçladı • Erdem Kartalmış'ı öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Abmet Yücel'in daha önce şartla salıverme yasasından yararlanarak serbest kaldığı ortaya çıkü. Yücel, "Sabıkalı olduğum için hep horlandun. Bizim gibiler için son değişmez" dedi. HASAN KIZ1LTAŞ ELAZIĞ-Elazığ'da,2 kişiyle birlikte kumar oynadığı arkadaşını, boğazmı keserek öldüren Ahmet YüceL şartla salıverme yasasından yararlanarak cezaevinden çüctığını belirterek "Devlet bize sahip çıkmadL Ne iş ne güvence verildL Bizim için arük son değişmez" dedi. Elazığ Otogan'nda seyyar satıcılık yaparak geçinen evli, 28 • yaşındaki Erdem Kartalmış, geçen günlerde otogar yakınlanndaki bir yıkık binada boğazı kesilerek öldürülmüş olarak bulundu. Yaralamadan sabıkah Sabıkası bulunan gencin katillerini arayan polis, son olarak birlikte görüldüğü 2 kişiyi gözaltına aldı. Sorguda Erdem Kartalmış'ı vurduklannı itiraf eden Ahmet Yücel ile Murat Narçiçeğl üçüncü bir kişinin de öldürücü darbeyi vurarak Kartalmış'ın boğazını kestiğini iddia ettiler. Dün olay yerinde tatbikat yaptmlan katil zanlılanndan Ahmet Yücel'in, daha önce adam yaralama suçundan cezaevine girdiği ve şartla salıverme yasasına göre tahliye edildiği öğrenildi. Tatbikat sırasında soğukkanlılıkla cinayeti nasıl işlediğini anlatan Ahmet Yücel, "pişman mısın" sorusuna, devleti suçlayarak şu yanıtı verdi: 'Sahip çıkümadı' "Cezaevinden çıküktan sonra hiçbir yerde iş bulamadık. Sabıkah olduğunıuz için hep horlandık. Devlet de bize ne iş verdi ne de sahip çıkb. Bizim gibilerin sonu değişmez. Yann cezaevinden çıksam yine aynı suçlan işlerim. Çünkü devlet şartla sahveriyor, ardmdan bize sahip çıkmıyor. Önemli olan soç işleyeni affetmek değil, onu yeniden topluma kazandırmaktır.'' Linçfflrişimi Ahmet Yücel ve Murat Narçiçeği'ne tatbikat sırasında çelik yelek giydirilirken Kartalmış'ın yakınlan zanhlan linç etmek istedi. Polis, cinayet zanlılannı olay yerinden kaçınrken Kartahnış ailesinden 4 kişiyi gözaltma aldı. Olayda Erdem Kartalmış'm boğazını kestiği öne sürülen Kûrşat Olgun ise fırari sanık olarak aranıyor. Ahmet Yücel ve Murat Narçiçeği, sorgulannın ardmdan çıkanldıklan mahkeme tarafından tutuklanarak Elazığ E Tipi Cezaevi'ne gönderildi. STFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Hürriyet'ten Yalçın Bayer'le Çan- kaya Köşkü'nün yolunda ikentetefo- num çaldı. Radikal gazetesinden an- yorlardı. Thilda Kemal'in öldüğünü söylediler. Thilda ile ilgili bilgi almak istiyoriardı. Thilda'yı en son 9 Aralık 2000 sabahı Bayrampaşa Ceza- evi'ne gitmeden önce onlann evinde buluştuğumuzda görmüştüm. ThikJa'yla o sabah son kez konuş- tum. Onunla bir sözümüz vardı. Ba- har başlarken Büyükada'ya gidecek ve birlikte mimoza toplayacaktık. Ona "Nezaman gideceğiz" diye sor- dum. Yıllar önce bir sohbetimizde, bizim Büyükada'daolduğumuzu bil- diği için "Adanın mimozalan çokgü- zel olur. Bir gün geteyım de birlikte mimoza toplayalım" demişti. O gün- den sonra mimoza, Thilda ile ara- mızda parola haline dönüşmüştü. Thilda sağlığına kavuşacak, adaya gelecek ve mimoza toplayacaktık. Onunla hergörüşmemizde mimoza- lardan söz ederdik. Ne yazık ki bu is- teğini sağlık sorunlan yüzünden ger- çekleştiremedi. Onunlamimoza top- layamadık. Sözveriyorum, mezanna mimozalar bırakacağım. Thilda Kemal, kültür tarihimize 20 Yıl Sonra Çankaya Köşkü'nde önemli katkılan olan insanlardan bi- risiydi. Ararat ve Ant yayınlannı ku- ran, sayısız çeviride imzası bulunan Thilda, birçok çeviri ödülünün de sa- hibiydi. Thilda, Azra Erhat ve Mag- dalena Rufer'le birlikte 1960'larda- ki kültürel canlanmaya damgasını vuran üç önemli kadından birisiydi. 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra onlarla birlikte tutuklanıp yar- gılandı. Sessiz, hep geri planda dur- mayı tercih eden Thilda'yla dostluğu- muzu güçlendiren nedenlerden biri- si de kedilere olan sevgisiydi. Her görüşmemizde kediler üzerine soh- bet etmekten de geri durmazdık. Thilda, Yaşar Kemal için büyük bir kayıp olduğu gibi, Türkiye için de önemli bir kayıp. O başı dik, kişilikli ve kuvvetli kadını hep özlemle ara- yacağız. • • • ölüm ve yasam yan yana. Ankara bürosunda yazımı yazarken ve Thil- da'nın ölümünün üzüntüsünü yaşar- kentelefonum yeniden çaldı. felefo- nun ucunda Eşberin kız kardeşi Sumru Yağmurdereli vardı. Mutlu haberi verdi: "Eşber'in tahliye karan koltuğumun altında." Duyduğum ha- berle hafifledığimi hissettim. Yıllardır cezaevinde yatan Eşber artık özgür- dü. Bir haksızhk ve bir anlamsızlık sona eriyordu. Bunca kargaşanın ve umutsuzluğun içinde Eşber'in özgür- lüğüne kavuşması umut verici, se- vindirici yeni bir gelişmeydi. Eşber'e aramıza hoş geldin diyorum. Onu öz- lemiştim. ••• Çankaya Köşkü'netam 20yıl son- ra yeniden gittim. 1980 Mayıs ayın- da zamanın cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün veda kokteyli vardı. Kenan Evren Genelkurmay Başka- nı'ydı ve darbe tartışmalan ayyuka çıkmıştı. Kenan Evren'e darbeyi sor- muş ve bir söyleşi için randevu iste- miştim. O söyleşiyi sonra sanınm Nuri Çolakoğluyapmıştı. Sonrasın- da Türkiye çok acı günler yaşadı. O günden sonra bir daha Çanka- ya'ya çıkmadım. Bazı davetlere ben gitmek istemedim, bazılannda ise zaten hapiste olduğum için gide- mezdim. 20 yıl sonra Çankaya'ya se- verek gittim. Ahmet Necdet Se- zer'e "7yi ki varsınız" demek için git- tim. Dedim de. Gazeteci arkadaşla- nmla beraber biz de bir "aile fotoğ- rafı" çektirdik. Bu fotograf geçmişte- ki aile fotoğraflarına benzemeyen başka bir fotoğraftı. Ahmet Necdet Sezer'in Cumhur- başkanlığı süresinin kısaltılması tar- ttşmalarına tavn da yerindeydi. "önemli olan süre değil, önemli olan cumhurbaşkanının neyapacağı" de- di. Necdet Sezer'in toplumdan gör- düğü büyük destek, aslında halkın ne kadar sağduyulu olduğunu gös- teriyor. Toplum, kaliteli siyasetçinin, kaliteli devlet yöneticisinin değerini biliyor. Bunca kirlilik arasında Çanka- ya temizdi ve bu az bir şey değildi. Tepenin temiz olması, aşağıya dog- ru umutlu bir başlangıç anlamına da geliyordu. Çankaya'da gazeteciler arastnda- ki sohbetin ana konulan; enerji ope- rasyonlan, sivil-asker tartışmalan ve gazetecilerin iktidaria ilişkileri üzerin- de yoğunlaştı. Gazetecilik mesleği- nin, toplumdaki çürümeden payını aldığı şimdi daha iyi ortaya çıkıyor. Gazetecinin, yalnızca gerçeğin arka- sındadurması gerekirken, başka iliş- kilerin etkisiyle başka yönlendirme- lerin etkisi altında kaldığını bizler bi- liyorduk. Ortaya dökülen tartışmalaı ise, bu işin artık itirafı olarak da algı- lanabilir. Acı ama gerçek. Bütün sorun, bu mesleğin kendi- sini nasıl yeniden itibarlı bir hale ge- tirebileceği. Hortumculardan para al- dığı söylenen gazeteciler artık habeı haline dönüşüyor. Gazeteciler, ban ka batıran gazete patronlannın bede lini işlerinden olarak ödüyoıiar. Yiiz lerce gazeteci meslektaşımız, soı buhranın bir parçası olarak işsiz kal dı. Türkiye, bir batağın faturasını ödü yor. Her yerden kötü kokular geliyo Bu kokulann ve dumanlann arasın dan gazeteci siluetlerinin çıkması d bizim mesleğin dramı. "Bozulmazsa düzelmez" diye b atasözü var. Acaba tam bozuld«j mu? Düzelecek kadarbozukJuk rmj Kim bilir...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle