23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2001 CUMA 10 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Kabilamn ölümü resmileşti • KtNŞASA (AA) - Kong» Demokratik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Laurent Kabila'nın öldüğü hükümet tarafından resmen doğrulandı. Kongo devlet televizyonunun haberine göre, hükümet sözcüsü ve tletişim Bakanı Dominique Sakombi, Kabila'nın öldüğünü resmi plarak açıkladı. Kabila'nın öldürüldüğü ya da yaralandığı konusunda 2 gündür çelişkıli haberler geliyordu YettstnHı müdürü gozattına alındı • MOSKOVA(AA)- Rusya'nın eski Devlet Başkanı Boris Yeltsin döneminde Kremlin Sarayı'nın malvarlıklanndan sorumlu müdürü olan ve şu anda Rusya-Belarus birliği sekreterliğini yürüten Pavel Borodin, ABD'de gözaltına alındı. Itar-Tass'ın haberine göre Borodin, önceki gece New York'un Kennedy Havaalanı'nda, tsviçre başsavcılığının hakkmda verdiği tutuklama karan doğrultusunda gözaltına alındı. Borodin, dün New York'un Manhattan mahkemesine çıkanldı. Isviçre savcılığı, Borodin'in, kara para aklama suçlamasıyla ilgili olarak çıkanlan tutuklama emri çerçevesinde teslim edilmesini isteyecek. Borodin'in George Bush'un yemin törenine davetli olarak ABD'de bulunduğu behrttilıyor. Jackson skandah ABD'yi sarstı • NVASHLNGTON (Cumhuriyet) - ABD'de ünlü siyah haklan savunucusu Demokrat polıtıkacı ve rahip Jesse Jackson'ın, gayri meşru bir ilışkiden iki yaşmda bır kız çocuğu olduğu ortaya çıktı. Habenn magazın basınınca duyurulması üzerine açiklama yapan Jackson, çocuğunun olduğunu doğrulayarak "Tann beni affetsin" dedi ve bütün görevlerine bir süre ara vereceğini bildirdi. Monica Lewinsky skandah sırasında ve sonrasında Başkan Bill Clinton'ın danışmanı olarak görev yapan Jackson, son yıllarda dünyanın çeşitli çatışma bölgelerine banş elçisi olarak gönderilmişti. Parlamento oturumuna 577 parlamenterin 5O'si katıldı, tasarı oybirliğiyle kabul edildi Fransa bMiğim okuduPARİS (Cumhuriyet) - Fransa Par- lamentosu, Ermeni soykınmına iliş- kin yasa tasansım kabul etti. Hemen hemen tüm milletvekilleri, tasannın kabul edilmesinden duyduklan mem- nuniyeti ayağa kalkarak alkışlarla gös- terdiler. Tasannın kabul edilmesi, din- leyici localannda bulunan çok sayı- daki Ermeni tarafindan da alkışlarla karşılandı. Tasanda, "Fransa, 1915te Erme- nilerinmaruzkaldağısoykınmıtanır'' ifadesi yer alıyor. Mecliste sabah saatlerinde başla- yan, yaklaşık 3 saat süren ve 577 mil- letvekilindenyahıızca50'sinin katıl- dığı oturumdaki tartışmalarda söz • Fransız parlamenterlerin ilgi göstermediği dünkü oturumda oybirliğiyle kabul edilen tasanda, "Fransa, 1915'te Ermenilerin maruz kaldığı soykınmı tanır" ifadesi yer alıyor. alan parlamenterlerden hiçbirinin ta- sarı aleyhinde konuşmaması dikkati çekti. Söz alan milletvekillerinin ta- mamı tasan lehinde konuştu. Ancak oturuma, Fransız parlamenterlerin il- gi göstermediği gözlendi. Fransa Ulu- sal Meclisi Genel Kurulu'nda ad oku- narak oylama talebi gelmedi. Bunun üzerine, vekâlet usulüyle oy kullanıl- ması mümkün olduğu için, tasan, otu- rumda hazır bulunan yaklaşık 50 mil- letvekilinin el kaldırmasıyla oybirli- ğiyle kabul edildi. Tasannın yasalaş- masından sonra, "24 Nisan Ermeni Soykınmını Anma Konutesi" Başka- nı Ara Krikorian, mecliste düzenle- diği basın toplantısında, tasannın ka- bul edilmesinden dolayı milletvekil- lerine teşekkür etti. Soykınm tasannın görüşüldüğü sı- radabir grupErmeni'nintasanyades- tek için mechs önünde toplandığı göz- lemlendi. Yasaya 15 gün içinde 60 milletve- YAPTIRIM GUCU TARTIŞIUYOR ' Soykınm olmadı' demek artık suç ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Fransa Parlamen- tosu'nun sözde Ermeni soykınmını tanıyan yasa- yı kabul etmesi ile, 1915 yılında yaşananlann soy- kınmı degil tehcir olayı ol- duğunu savunanlann suç- lu duruma düşüp düşjne- yecekleri tartışma konusu oldu. Cumhuriyet'e bilgi ve- ren Fransız diplomatlar, Fransa Meclisi'nin "tavs- yekaran" ahna gibi bır yet- kisınin bulunmadığına, alı- nan tüm kararlann "yasa* hükmünde olduğuna işaret ederken "Bu yasa ik 1915 yıhnda Ermenikre yönetik yapüanlar resmen soykın- mı olarak tanınmaktadır. Dotayısryia bu olaym soyta- ntnı nlmfldigını saviınanlar yasaya karş» bir tavır için- de oLacaklardır. Eğer bu Id- şüerc karşı bir dava açıhr- sa, ahnacak kararda mah- kemenin yorumu beKrteyi- d olacakür. Mahkeme ka- bul edilen yasayı referans alarak davahyı suçlu bula- bfflar7 ' değerlendirmesini yaptılar. Amerikah PTofesör Ber- nard Levvfe'in yasa henüz kabul edümeden, 1995 yı- lında Le Monde gazete- sinde yayımlanan bir rö- portajında Ermeni soykı- nmı iddialannı reddetme- si nedeniyle dava edilmiş ve 1 franklık manevi taz- minata mahkûm ohnuştu. Fransız kaynaklann ver- diği bilgiye göre, yasanın iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne gönderile- bümesi için üç yol bulunu- yor. Cumhurbaşkanı, Baş- bakan ya da 60 parlamen- ter bu istemle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabi- liyor. Fransa'daki Ermenüer meciis öaünde "zaferierini" kutladılar. (AP) kilinin karşı çıkması halinde Anaya- sa Mahkemesi'ne gidilebilecek. An- cak Fransa'daki siyasi gözlemciler, mart ayındaki yerel seçunlerden ön- ce Ermeni oylannı kaybetmekten kork- tuklan için yasa tasansı aleyhinde 60 milletveküi bulunmasının imkânsız ol- duğuna dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı JacquesChirac'ın, yasayı Anayasa Mahkemesi'ne gö- türme hakkına sahip olmasına rağ- men, böyle bir yola başvurma ihtima- linin bulunmadığı belirtiliyor. Ermenice konuştu Ermeni tasansının tartışılması sıra- sında söz alan Fransız raportör, Tür- kiye'nin, tasannın yasalaşması halin- de Fransa'ya ekonomık yaptınm uygulama uyan- larını üstü kapalı bir bi- çimde eleştirdi. Fransız raportör, konuşmasını, "Evet, şimdi Ermeni soy- kuTmmaadalet" şeklinde Ermenice konuşarak ta- mamladı. Meclisteki tar- tışmada, hükümet adına söz alan meclis ve senatoy- la ilişkilerden sorumlu ba- kan Jean Jacques Quey- ranne. daha zıyade taraf- sız bir rutum izledi. Tasan 1998 yılında mecliste kabul edilmiş, yasalaşması için senato- ya gönderilmişti. Senato- da hükümetin ve başkan- lık divanının gündeme al- mayı reddetmesi üzerine, tasan iki yıl bekletilmiş- ti. Ermeni yanhsı senatör- lerin bireysel girişimler mekanizmasını çalıştıra- rak yeniden gündeme ge- tirdüderi tasan, aynı ifa- delerle kasım ayuıda sena- toda kabul edihnişti. Fransız Anayasası'na göre, tasan senatoda hü- kümet ve başkanlık diva- nının girişimiyle günde- me alınmadığı için mec- liste yeniden görüşülmek zorunda kaldı. Türklye, 1923 Devrlml'yle asıl "sorumluların" niyetlerlne engel olmu$tur Emperyalizmin oyununu 'cumhuriyet' bozdu OKTAYEKÎNCİ Bundan "86 yü" önce Doğu Anado- lu'nun Kaflcasya ile buluştuğu coğraf- yada çok sayıda Ermeni'nin ve Tûrk'ün '^irbirktiniâktürmekrine'' yol açan ta- rihsel gerçek" neydi?.. Şimdi bu drama- tik olayı "'Ermeni soykjnmT şeklinde uluslararası gündeme getirmek ve ABD'den sonra Fransa parlamentosu eliyle de dünya siyasetinin başlıklan arasına sokmaya çahşmak "neye hiz- met ecfiyor*?Bu sorulannyanıtını "doğ- ru" verebilmek ve soykınm spekülas- yonuna karşı da "Tûrldye'nin duruşu- nu" yine doğru ve "kişüüdi'' kılabil- mek için 86 yıl öncesinin "siyasalntte- Bkkrine" bakmak gerekiyor... 1915 'te bugünkü Rusya da, SovyetleT Birliği de yoktu, "Çarhk rejimi" vardı. Türkiye Cumhunyetı de yoktu, "Os- manhDevkti" vardı... Osmanlı Devle- ti topraklannın Batılı emperyalistlerce "paylaşıbnası" ya da onlara bağımlı "yeni devktier* kurularak uluslararası "sömürü haritasuım" güvenceye bağ- lanması, I. Dünya Savaşı'nı da başla- tan "niyeOer" arasındaydı... Bu niyet- lere kavuşabilmek için Çarlık Rusyası, îngiltere ve Fransa arasındaki ilk "stra- tepk" anlaşmalardan biri, Karadeniz'de Batum-Artvin (hatta Rize) bölgesini, Akdeniz'de de Hatay' ı kontrol edebile- cek, böylece emperyalist ağın "Kara- deniz-Akdeniz bağlanüsına" hızmet edecekbir "Ermoıistandevlea'" kurmak şeklinde geliştirildi. Bunun için de Çar- hk adeta "görevti* kılınarak Ermenis- tan'daki "böylesibirdavaya" (!) hizmet edebilecek"şo- venist siyasal güçkrin" sılah- landınlması (Ermeni "Taş- nak" güçleri- nin) ve aynı coğrafyadaki Türkler (ve hatta Kürt- ler) üzenne saldırmalannın sağlanarak Karadeniz-Akdeniz vizyonlu Ermenis- tan devletine toprak kazanılması, "1915 boğaztaşmasmm" da temel nedenini oluşturdu... Tarihe ırkçı ya da milliyet- çi siyasetlere "referans" bubnak için de- ğil, "toptamsaltarihingerçeklerini'' ya- kalamak için bakıldığında açıkça görü- lebilen bu sürecin, "günûmûzdeki ulu- /Lurtııluş Savaşımız zaferle sonuçlanmasaydı, ilci halkı birbirine kırdıranlann yarattığı kan kimbilir kaç yıl daha sürecekti. sal poiitikalanı n yön vermesı gereken temel özellıği şudur: 1915'lerde, iki halkın birbirlerine girmelerine "dur" di- yen ne ABD, ne Fransa, ne de AB'de soykınm spekülasyonu için "sıralannı beklej'en" diğer ülkelerdir. Bu ülkeler, 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı devleti- ni parçalamak ve Anadolu'yu paylaş- mak aduıa Doğu Anadolu'daki insan- lan "birbirlerine kırdırmak" için tüm olanaklannı seferberederlerken, "oyu- _ — — — • ^ — — ~ i nun bozulma- sındaki n ilk önemli geliş- me "Sovyet Devrimi"oldu. 1917 Ekim Devrimi'yle Çarlık rejimi tarihe gömülürken, Çar- lığın emperyalistler adına kurmaya ça- lıştığı Ermenistan Devleti projesi de suya düştü. Çünkü Sovyet iktidan, Taş- naîdara yardımı kesti ve Anadolu hal- kının Mustafa Kemal önderliğindeki bağımsızhk mücadelesine verdiği des- teğin bir parçası olarak, emperyalistle- rin Ermenistan hedeflerine engel ol- du...2. ve daha önemli gelişme Türki- ye'deki 1919-1923 UIusalKurtuluşSa- vaşı ve emperyalizme karşı kazanılan bu zaferin "Cumhuriyetdevrimi'' ile so- nuçlanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, bir bakıma "kendinden önceki dönem- lerde" gerçekleşen ve "kendisorumlu- luğunda olmayan" insanlık dışı olayla- n da tarihe gömerek emperyalistlerin bu olaylan yaratan politıkalanna son ver- miştir... 1915'lerden Türkiye sorumlu değildir. Türkiye, 1915 'lere "engeloJa- mayan" Osmanlı siyasetıne de son ver- diği 1923 Devrimi'yle, asıl "sorumhı- larm" niyetlerine engel olmuştur. Soykuim spekülasyonlanna karşı hü- kümetlerden beklediğimiz de 1915'in "savunmasma" geçmek yerine, bu ta- rihsel gerçeğe sahip çıkmaktır. Yani, Kurtuluş Savaşı'na, Cumhuriyet devri- mine ve 1923'le birlikte artık iki hal- kın tarihsel dostluklannın da "yurtta ba- nş, dünyada banş" ilkesinin güvence- sine bağlanmış olduğu gerçeğine... Işte o zaman, 86 yılı öncesinin siya- sal gerçeğini unutmuş görünen batılı parlamentolar ne karar ahrlarsa alsın- lar, "kişilikli duruşun" örneğını de sergilemiş olmaz mıyız? BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Ulusal Olmayan Ulusal Program Hazırlanırken Kısar Kısa... • Sorun, Türktye'nin AB'ye katılıp katılmaması de- ğildir. • Sonjn, Türkiye'nin, "AB'ye katılıyoruz kandır- macası" ile AB'ye tek yanlı bağlanmasıdır. • Bugün kamuoyunda "AB'ye katılmak isteyen- ler, istemeyenler" diye yanlış bir "sınıflama" yapı- lıyor. • Gerçek ise şudur: "Sınıflamayı, AB'ye tek fa- naflı bağlanmakisteyenlerveistemeyenler' diye yap- mak gerekir. • AB Türkiye'yi yann da içine almayacaktır. AB açısından, Türkiye'nin AB'ye alınması demek, "AB'nin ekonomik, sosya/, politik ve kültürel ola- rak kaybetmesi" demektir. AB, kendi kaybedece- ği bir işi neden yapsın? • AB'nin amacı, Türkiye'yi içine almadan, kendi denetimı ve güdümü altına sokmaktır. 1995'te baş- latılan tek yanlı süreç, 1999 ve 2000'de yeni tek yan- lı belgelerie sürdürülmüştür. • AB bu arada, Türkiye'den çok önemli ödünler koparmak istemektedir. AB'nin Türkiye üzerinde "hesaplan vardır." • AB'nin Türkiye'yi, "içine almadan, sadece gü- dümüne almak istemesi", Türkiye içinde bazı çev- relerce destek görmektedir. •Türkiye'de AB'nin bu amacını destekleyen çev- relerin kendilerine göre "çok farklı gerekçeleri bu- lunmaktadır." - Büyük sermaye çevrelerinin bir bölümü, "Tür- kiye'nin siyasi ve ekonomik yönetimini AB ile pay- laşarak" yürütmek istemektedirler. Bu konuda ilk önemli adımı, 6 Mart 1995'te atmışlardır. - Etnik aynlıkçılar, "AB güdümü altına girmiş Tür- kiye'de, amaçlanna, AB 'nin de yardımı ile daha ra- hat ulaşabileceklehni" düşünmektedirier. - Aşırı dinci çevreler, AB güdümündeki Türki- ye'de, hareketlerinin "daha serbest" olacağını gör- mekte, nihai amaçlan bakımından, onlar da "AB'yi atiama tahtası olarak kullanmak" istemektedirler. - Aşın liberai ve sol düşünceye sahip bazı aydın- lar "böyle bir oluşumda görüşlennın daha lyı geli- şeceğine" inanmaktadıriar. Bunlar içinde küresel- ciler ve numaralı cumhuriyetçiler de bulunuyor. - Demokrasinin gelişmesine "içtenlikle inanan" bazı çevreler ve s'rvil toplum örgütleri, "AB bastası ile", bu alanda gelişme olabileceği görüşündedir- len Çelişkiler... Çelişkiler... • Türkiye'nin AB'ye tek yanlı bağlanması, "eko- nomik olarak Türkiye 'nin aleyhinedir..." 1995-2000 dönemindeki sonuçlarbile bu durumu açık olarak ortaya koydu. • Siyasi açıdan bakıldığında ise "AB güdümüne girmiş bir Türkiye 'de ulusal çıkahara göre bir siya- set, fop/umsa/ demokras/ye göre bir siyaset değil; a) bireysel, b) etnik, c) dinsel alanlarda demok- rasi, ancak biçimsel olarak gelişebılir. Kesınlikle toplumsal bir demokrasiye dönüşemez. • Güvenlik (askeri) bakımından da Türkiye yavaş yavaş AB güdümü altına girer. • Kültürel olarak ise AB'nin egemen olduğu bir yapı oluşur. Bütün bunlann sonucu ise "silahsız is- tiladan başka bir şey olmaz." Soğuk savaş - soğuk savaş sonrası • Türkiye soğuk savaş döneminde, Sovyetler tehdidi ile Batı'nın güdümü altında tutuldu; gerçek anlamda, "Batı'nın içinde" yeralmadı. Hem alama- dı, hem de izin verilmedi. • Soğuk savaş sonrasında ise; - Bır taraftan, yine Batı'nın (AB'nin) içine alınmaz- ken, - AB'ye tek yanlı bağımlı hale getirilmeye çalışı- lıyor. Türkiye soğuk savaş sonrası dönemde bu çeliş- kiler içinde bulunuyor. Tek kutupluluktan çok ku- tupluluğa geçme savaşı içindeki dünyada Türkiye'nin önünde ıkı seçenek bulunmaktadır: - Ya AB'ye tek yanlı bağlanarak AB'nin güdümü- ne girecektir. - Ya da çok kutuplu dengeler içinde, ulusal po- litikalar geliştirerek yerini alacaktır. Birinci seçenek, Türkiye'nin yeniden cumhuriyet öncesi yıllara dönmesine yol açacak kapılan ara- layacaktr. Bu kapılar halen zortanmaktadır. Ikinci seçenek ise cumhuriyetin kuruluş amaçlan doğrul- tusunda mücadeleyi gerektirecektir. Bugün aynen, Sıvas Kongresi'nde, "mandacı görüş ile ulusalcı görüş arasındaki mücadeleye benzer" bir gelişme yaşanmaktadır. Insanımızın bu gerçeğ iyı görerek mücadelede- ki yerini alması gerekmektedir. Işçi sendikalann- dan işverenlere, çiftçilerden memurlara, sryasiler- den bürokratlara kadar her kesimin yerini belirte- mesi gerekir. Kafalan biraz kanşık bile olsa... Çarşı'da tüm reyonlarda %50'ye varan indirimler devam ediyor. Ayrıca Çarşı, bu fırsatı değerlendirenlere DigiTurk'le tanışma olanagı sunuyor. Giysiden ayakkabıya, kozmetikten ev eşyasına çeşit çeşit ürün indirimli fiyatlarıyla Çarşı'da sizleri bekliyoT. İndirimli alışverişlerinizi anahtarla* yapın, DigiTurk'le tanışma fırsatını yakalayın. Anahtarınız yoksa hemen Çarşı'ya gelin, anında bir anahtar sahibi olun, kampanyaya katılın. *Anahtar, Çarşı Mağazatarı'nda kullanılan, ücretsiz olarak anında temin edebileceğinız ve yıl boyunca yararlanabileceginiz bir promosyon aracıdır. ÇARŞI MAĞAZALARI / İSTANBUL: Çarşı Capitoi, Çarşı Maslak, Çarşı Carrefour, Çarşı Şaşkınbakkal, Çarşı Beylikdüzü, Çarşı Bakırköy ANKARA: Çarşı Ankara Migros, Çarşı Çankaya, Çarşı Kızılay İZMİR: Çarşı izmir Kipa Alışveriş Merkezi BURSA: Çarşı Bursa ADANA: Çarşı Adana
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle