Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 OCAK 2001 CUMA
'-JU O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyetconn.tr
Yargı Hangi Birini Kurtarsın!
Dr. Metin ŞEKERCİOĞLU
G
eçenlerde gazetemızın ıç
sajfasında bır başlık
"Çevreyi Yargı da Knrta-
ramr\or" NedenıBerga-
malı vurttaşlann canlan-
nı dışlenne takarak \ aptıklan kutsal hu-
kuk sa\aşını mahkemelerde kazandık
lan halde hukumetın başka başka yol-
larla > argı kararlannı geçersız sayma gı-
nşımlervsdı Bu başlığı gorup çevreme
baktığımda ıçımden "Yargı hangi biri-
ni kurtarsın'" demek geldığmı açıkla
mak ıstıyorum
Gazetedekı o yazıyı okuyunca 1961
Anayasasf nın yururluğe gırmesınden
sonra yargı bağımsızlığmm verdığı he-
ves ıle severek gırdığımız, severek çalı-
şıp yukselıp 12 Eylul'den sonra kendı ıs-
teğuruzle ayrüdığımız ust mahkeme \ar-
gıçlığından sonra ulkemızde yargının
bugun geldığı nokta>ı duşundum Sıya-
set, yargıjı hıçbır zaman 1961 Anaya-
sası'nın çıkardığı duzeye getırmedı 12
Eylul ıse kendısıne destek \eren sağ sı-
yasetçılenn etkısıyle Danıştay'ı ulkeyı
kotuye goturen organlardan bınsı olarak
gördu Kendı ırademızle avnlmamızın
nedenı bu bakış açısını anlamamızdan-
dı Nıtekım bır yıl sonra tasfıyeler bıle
yapıldı \ urutmej ı durdurma kararlan
ıçın neredey se "hiç >erilmesin" anlamı-
na gelen koşullara rağmen Daraştay ve
ıdare mahkemelen hukukun ustunlu-
ğunu sağlamak ıçın çırpınıp durmuştur
Halen de karar venp durmakta, fakat
yargı ıle hayat bulan sıyasıler, yargı ka-
rariannın uvgulanma zorunluluğunu uy-
gulamada değıl genelge ve sıyası nutuk-
larda dıle getırmektedırler Sayın Ecevh
yargı kararlannın u\ gulandığını sanı-
yorsa Bergama \a bakstn Isterse bır
çok kotu ornek daha \ar Yargı kararia-
n uygulanmadığı gibu bu kötuluğe şim-
Emeklı Damştay Uyesı
di başkalan da eklendi: Tartışmah ko-
nulardan kaçmak^ın sonınlan yargrnın
çozumune bırakmıŞ görunmek Bıze
göre bu durum, 12 Eylül düşunce man-
tığından daha büyuk yanlışlıktır Yarg»-
sal kolluk kurulmamış, yarduncı perso-
neiin perişanlığı giderDmemışken yargı-
nın yûküne bir göz atalım:
12 E> lul, yanlışlanna karşın yargı ba-
ğımsızlığını ulusal egemenhğın sımge-
sı olarak görme ılkesını kaldırmamıştı
Bu değerlulke ne yazık kı, vaktıyle "Da-
nıştav kararlannın uygulanmasu yargı-
nın tam bağımsız olması gerekir, toprak
tşkyenm,sukuOananmdr" dıyenlerle va-
tan-mılletın bolunmezhğı nutuklannı
atıp ulusalcılığı kendılennden başkası-
na yakıştırmayan solculan da vatan ha-
ını sayan sıyasılenn bırleşıp ıküdar ol-
malan ıle kaybedılmıştır Dahatemız, ulu-
sal butunluİcçu bır sıyaset bekleyerek o
verenlenn şaşkın bakışlan arasmda ulus-
lararası hakem anlaşmalanna olanak ve-
recek, kapıtulasyonlann adımlan sayı-
lan anayasa değışıklıklen yapıldı Yet-
mezmış grbı şımdı ozelleştırme adı al-
tındaherşeyımızsatılıyoT Kapalıkapı-
lar ardında yasalar ve ulke yararlan yok
sayılarak enerjı kaynaklannın hortum-
landığı ve sahıp çıkılmadığı soylenıp
dunıyor Beyaz Enerjı operasyonu adı ve-
nlen somut olayda, 1999 Aralık ayında
mufettış raporu ıle açıklanan devlet za-
rannın alınmasına ılışkın hukuk davası
açılmadığı beihdır Suçlananlara olayı
araşbrmakgörevivenlmiş Bukomedı-
nın ardından, ceza soruşturması gerek-
tığıne ılışkın ıkıncı mufettış raponından
sonra dahı aylarca duğmeye basüma-
mıştır Savcı ve Sayın lçışlen Bakanı''nın
jandarma ıle yaptırdığı soruşturmalann
geldığı noktadan sonra, ancak gorevden
alma ışıru yapan buyuk ıhmal sahıbı so-
rumlular ıstıfayı düşünmüyor Suç bü-
rokratlardaymış Pekı, onlann gozetme-
nı olan bakanlann sıyasal sorumluluğu
yok mu° Durumu yadırgadığun bikti-
renbiraskeriyetküininserzenişiisede-
mokrasiye karşı büyük bir guişjm gibi
gostenhp suçlusunun cezalandınhnası
içın hukümet başkanı emirier venniştir.
Emre göre bu demokrasi dûşmanını da
(!)vargjorganıbulupcezalandıracakve
ortalık yanşacaknuş.
Şimdi, kamyonlar dolusu belge içinde
bırilerinin mahkûm olup olamayacağı
Oeuğraşacakolan vargı'dır.Bukarma-
şa ıçınde medyanın etkısındeyız Yeter-
lı delıller bulunmadığı ıçın bazı zardıla-
nn serbest bırakılmasından belkı bız bı-
le rahatsız oluyoruz Kıh kırk yannak,
medyanınyaratuğı baskıdan uzak karar
vennek de yargının gorevidir.
Bıtmedı Bır de cezaevlenmız var
Meğer bu cezaevlennı yülardan bu ya-
na sağcı, solcu külahh sılahlı çeteler yo-
netıyormuş Savcılar ıçen gıremıyor-
muş Askenguçlenmız bunlan canlan-
nı dışlenne takıp temızlemek ıstedığı
sırada, govde gostermek ve kendılenne
karşı hareket edenlen yıldırmak ıçın çe-
teler, bazı cezaevlennde bırkaç kışı öl-
durup cesetlenru damdan attılar Uygar
bır ulkede benzen bır olayda hıç kusu-
ru olmasa bıle adalet bakanının ıstıfa et-
mesı gerekırken ne kendısının aklına
gelıyor ne de kımse onu ıstıfaya zorlu-
yor Sıyasal etıkve sorumlulukkalma-
mış Yargı bu cinayetterin agırhgnn da
üstJenmiştir Çevık Kuvvet'ten bırçok
pohstekbırgetirerekyürudu Yuzlerce
kışıyı toplantı gosten yuruvuşu suçun-
dan yargılamak da yargı organına hava-
leedidLBunoktayagerjrenyanlışlanenı-
ne boyuna ınceleyen koklü onlemler al-
mayı duşunen var mı bıünmıyor
Anayasa Mahkemesı şımdıye kadar ko-
munıst, bolucu dıyerek bırçok partıyı
kapam Atatürkvelaıkcumhunyetduş-
manı olduğunu belırledığı bır partıyı de
kapattı 0nun yenne kurulduğu belh
olanbır parn ıçın de açılmış bır dava var
Şımdı buparünm kapanlması halmdeye-
nıden seçıme gıdıhr korkusu ıle her gun
yeru bır gınşımle sahneye çüalıyor Hal-
kın canı bumuna gelmış, gunluk yaşam-
da onu rahatlatacak hıçbır ış görülmez-
ken sıyası partılenn kapatılması ve ka-
patümaması ıle ılgılı bırçok teklıf, zıya-
ret, karşı zıyaretle anayasaya, yasalara
ve mahkemeye saygısızhk yapıhp yûk-
sek mahkemenın gorevı daha da ağır
hale geünlıyor Böykce,şimdi syasi par-
tikrteügüitûmgûzeUeştirmekrideyar-
guun yapmasnı beküyonız.
Özefleşaı bankalar hortumhuiHJ ba-
knna ahnıvor. Bunlardaki mflvaıîarca
dolaıiıkkavıp içindeyargının karar vw-
mesigerekiyor Oysacezayıbeklemeden
devletın alacağı tçın hırsızlan ekmeğe
muhtaç hale genrecek alacak tabplen ya-
pılabılır Gemısını sağlam lımana bağ-
layanlar eskı saltanatlanna gen donüyor
Yann hırsızlan yargının koruduğunu
soylerlerse şaşırmayalım Hukumet,ha-
tın sayıhr bır çoğunlukla ıkndarda olma-
sına karşın nedense bazı ışlerde kestır-
meden gıdıp kanun hükmûnde kararna-
meler çıkarârak memur dûzenını dıken-
sız gul bahçesı yapmak ıstedı
Cumhunyetdûzenıru şenatçı dûzen ıs-
teklenne karşı korumak ıçın elrnde brr-
çok yetkı varken tasfıye, memurlann
maaş ıyıleşmesını gunluk tartışmalar-
dan uzak tutmak ıçın yasa çıkarmaktan
kaçıp kararname ıle halletmek ıstedı
Hukukun ustünluğûnu savunan Cum-
hurbaşkarumız kestırme yolu kapattı
Yanlış duzenlemeler de aynca Anayasa
Mahkemesı'ne gotûruldu Yanimemur
düzenimizi de yargı kararianfleiyüeş-
tinnekistivoruz.
Adı af yasası, kendısı ınfaz yasası ve
koşullu salıverme (şartla salıverme) ola-
rak çıkanlan yasaya gore, yararlarup ce-
zaevınden tahhye olacaklan, yurtdışına
fırar edıp gen gelenlenn hapse gırıp gır-
meyeceğını tek tek mahkemeler karara
bağlayacak Anayasa Mahkemesı'mn
maddelen yorumlaması gereken durum-
lar da var
Yûksek mahkeme de ışı tek tek ele al-
mayıuygungormüş Enönemlısıbuya-
sada ıdam cezalannın yenne geünlrne-
yeceğıne ıhşkm bır hüküm var ŞJmdibir-
çokbökinntüııünafianvarartanpyarar-
lanmayacağı konusunun yükû de mab-
kanekrimizae Anayasa Mahkemeâ'nin,
yani yargmm omzunda. Bize göre yasa-
rta ififvfiıt iijavn f p p h m m ınfayınm yy
pdınayacağıbükmükarşeıadaApo'rıun
idamdan kurtuhıp kurtulnıayacağı da
esasta bir tarbşma koousu otârak yargı
kararlannı bektiyor.Apo asdnuusayar-
gıyı suçhı gösterebflirier_
Özetle, demokrasi ve hukukdevleu ıçın
geçınlen bu kadar zamanda, yargmuı
sıyasal sorumhıluldan yüktenecek bir
organ olmadıgını öğrenmeyen yönetıcı-
ler onu rahatsız etmektedır
Kendisine dûşen görevkri yapmayıp
yargı organmsorumhı gostermek, asker-
lerimizi ymratmaktan farkfa degiklir.
Yargısadecekarar orgarudr Yasalanya-
sama organı çıkanr, yargının kararlan-
nı yurütme (hukümet) yenne geünr Yar-
gı begenameyen kararlar veriyorsa o ko-
nudaki yasayı dûzetecek olan da yasa-
ma orgânKfar. Yargmm vanhğı beğenffl-
rDeyensooDç,yasamavevûrûtmeorga-
nmı göreve çagndır. Boylece yargının
her karan yenne gennlır Bu kararlara
saygı gostenlıp uygulama yapılırsa dev-
letın saygınhğı artar, kışıler kendılennı
güvencede görurler Üç gûn daha fazla
ıktıdarda kalmak ıçuı görevı yargıya
yuklemış gorünmek, sadece yargıyı değıl
ulkeyı de çoküntüye götûreceknr
ARADABİR
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
tnşaat Muhendıslen Odası Genel Sekreten
Üçüncü Binyılın llk Yılında...
Ikı bın Tam 731 500 gun
edıyor 731 500 gunun kaç bın
gununu kaçımız bılınçlı ve akıl-
cı (rasyonel) duşunsellığımızle
algılamaya belırtemeye çalış-
tık?'
Isa'nın dogumu ıle sıfırianan
'zaman tünelı 'nden once bır yıl,
ardından yuz yıl, bın yıl ve so-
nunda ıkı bın yıl geçıp gıttı
Huzunlu, kırgın, belkı deyılgın
Insanlık tarıhınden bu yana,
'kendımız ve kentımız'üe baş-
lattıgımızyokedış kıriılığını ozel-
lıkle ıkıbının son yuzyılında (as-
nnda) yoğunlaştırarak 'doğanı
ve doğayı' tumden yok etme
surecıne soktuk Huznun, kır-
gınlığın ve yılgınlığın temel et-
menı bu olsa gerek Bız sorum-
suzlar 'doğana ve doğaya'ev-
rensel duyarsızlığımızı surdur-
duğumuz surece, değıl ıkı bın
yılı, daha nıce bınyıllan boylesı
goçlere zoriayacağız, sonsuz-
luğun karanlığına kendımızı su-
ruklercesıne
1
Eğer bın yıllan
tuketmezsek Son yuzyıldakı
yuzsuzluğumuzle 'son yuzyılın
kımm yuzyılı ve neyın yuzyılı ol-
duğunu deşıfre adına' doğa ve
doğan ıçın yaptıklarımızı fılm
şendı gıbı gozumuzun onunde
geçırmemız gerektığını duşu-
nuyonjm
Bılındığı gıbı bılımler olaylar
arasındakı neden (sebep)- so-
nuç ılışkılennı bulmaya çalışır-
lar Evrende hıçbır olay neden-
sız meydana gelmez Her ola-
yın 'mutlak' nedenı vardır Çun-
ku doğa 'determınıst bıryapı-
ya sahıptır (Determınızm Aynı
nedenlenn, aynı şartlar altında
daıma aynı sonuçlan verme-
sı ) Butun bılımsel kanunlar
doğadakı determınızm prensı-
bıne dayanıı' Bılım, sonucu mey-
dana getıren bıroncekı olaya se-
beptır Felsefe ıse neden kav
ramını bu kadar basıt saymaz
Şoyle duşunur Sonucu meyda-
na getıren bır oncekı sebebın de
bırsebebıolmalıdır Felsefe boy-
lece genel sebeplen elde et-
meyeçalışır Felsefede buna ılk
sebep anlayışı denır Bılım ıse
sonucu doğuran bır oncekı ola-
yı saptar Felsefe ıse ışın daha
dennıne ınmek ıster Kısaca, bı-
lımler bıze evrenı parça parça
tanıttrlar (Fızık, kımya, bıyolojı
ve astronomı vb bılım gıbı )
Yanı bılımler, yaşamı, evrenı bu-
tunluğunden kopararak anla-
tıriar Işte bılım felsefeden bu
noktada kendını kurtannca dun-
yanın ıçenğı uzennde daha ra-
hat durmaya ve dunyanın yapıl-
dığı ılk ana maddeye ve obur bı-
lınmezlere ulaşmaya başladı
Insanlık gunumuz dunyasını
(son yuzyılda) ortalama kultur-
lu normal vatandaşın kavrayış
ve anlayış sınınnın çok otesın-
de bır bılımsel surecın ıçtne sok-
tu Bu gelışım surecı, dunyayı
dolaylı yoldan değıştırecek dev-
nmın temelı olan kuantum fi-
zığı'n\ doğurdu ve boylece do-
ğada her şeyın kesın olarak be-
lırlenmış ozellıklere sahıp oldu-
ğu duşunsellığı geçedılığtnı kay-
bettı Bunun yennı olasılıklar al-
maya başladı Doğrusu Kuan-
tum Kuramı, doğada her şeyın
mutlak bır nedensellık bağı ıçın-
de bulunduğunu, her şeyın bır
neden-sonuç ılışkısı sonucu
(determınızm) ortaya çıktığı du-
şuncesınıortadankaldırdı Max
Planck'ın başlattığı ve evrenın
yepyenı kavranmasına yol aça-
cak buluşun temelı olan sureç
Eınstein tarafından gelıştınl-
meye başladı Bugun gunumuz
fızık bılgınlen, Kuantum tekno-
lojısını daha ılenye goturerek,
uzay yolundakı ınsanın ışınlan-
masını ya da tek bır ışık parça-
cığını 'teleport' etme yontemı,
'teleportasyon' surecını baş-
lattılar
Insan kendısını bıryertere ışın-
larken gezegenımızı de bılın-
mezlere ışınladığını algılayabı-
lırse, bılım adına 3000'lerde lyı-
yı ve gerekenı başararak 'doğa-
nı ve doğayı' yok oluştan kur-
taracağına ınanıyorum
Bor Madenlerine de Kıyılıyor!
Seçldn BtRDALKESK Maden-Sen Uyesı
K
urulduğu 193S yıhndan tenfcrminagffiDevletBakanhgıveEtiHol-
berı uretıcı KİT'ler ara- ding AŞ tarafindan ÖzeUeştirme Idare-
sında çok onemlı bır yen si Başkanhğı ik işbiıüği içerisinde yûrû-
olan, ulkemızın maden tülmesme, hazırhk iştemkrinin 6 ay içe-
uretunı ve ıhracatının he- risindetamamlanmasına karar verflmiş-
urulduğu 1935 yıhndan
berı uretıcı KİT'ler ara-
sında çok onemlı bır yen
olan, ulkemızın maden
. uretımı ve ıhracatının he-
men hemen tumunu gerçekleşnren Eti-
bank'ın once bankacüıkbolumu saülmış,
sonra da madencıhk bolumu, yenıden
yapılanma adı altmda ozelleştmne sure-
cıne sokulmuştur 26 01 1998 tanhlı Ba-
kanlar Kurulu karan ıle daha önce Etı-
bank Genel Mudurluğu'ne bağlı bazı ış-
letmeler, genel mudurluk halıne getınl-
mış ve anonım şırket statusunde 7 AŞ ku-
rulmuştur
Bunlar da, Eti Hotding adı altmda brr
anonım şırketebağlanmışnr Bugelışme,
kurumu çokertme planının en onemlı
ayağı olmuştur Boylelıkle bır butun ola-
rak ozelleştınlmesı ve tasfiyesı müm-
kun olmayan kurum artık buna elvenş-
lı duruma getınlmıştır
llk olarak Beypazan'nda bulunan Tro-
na sahalan Turgay Ciner-Kamuran Çör-
tük ekıbuıe devredılmış, daha sonra da
gumuş (Kutahya), bakır (Kure), elektro-
metalurjı (Antalya) ve krom (Elazığ) ış-
letmelennın Ozelleştrrme Idaresı'ne dev-
n gercekleştınlmıştır
Bu durumda Etı Holdıng'e bağlı 2 ku-
ruluş kalmıştır Bunlardan bın Seydişe-
hir Alumimıını tşktmeleri, obüru bor
ışletmelennm bağlı olduğu En Bor AŞ'dır
Geçen gunler ıçınde de bu kuruluş-
larla ılgılı ılgınç gelışmeler olmuştur
Ne ganptır kı kurumun bağlı olduğu
Devlet Bakanı Sayın Şûkrû Sina Gû-
rel' ın bılgısı ve katkısı ohnadan, ozelleş-
tırmeden sorumlu Devlet Bakanı Sayın
Yüksel Yalova tarafindan, kurumun bu-
tün olarak ozelleştırme programına alm-
ması ve Ozelleştırme Idaresı'ne devnnı
ongoren bır onen Bakanlar Kurulu gun-
demıne getınlmıştır Sayın Şûkru Sına
Gurel'ın buna karşı çıktığı ve bu neden-
le Bakanlar Kunılu'nda hararetlı tartış-
malann yaşandığı basına da yansımış-
tır
Ancak butun bu tartışmalar bır yana,
6 Ocak 2001 tanh ve 24279 sayılı Res-
mı Gazete'de yaymılanan 'Ozefleştirme
Yuksek KüruJu Karan', hukumetın bu
konudakı tavnnı ortaya koymuştur Ka-
rann2 maddesınde, "EtiHoküngAŞ'nin
ÖzeUeştirme kapsanuna ahnarak hazır-
hk işlemine tabi tutulmasma, hazırhkiş-
tir" denılmektedır.
Ancak ozellıkle bor madenlen açısın-
dan bugunkü koşullarda toptan satış ola-
nağı yoktur Bu konuda oncelıkle
4 10 1978 tanhlı, 2172 sayılı yasa ıle
10 06 1983 tanhlı, 2840 sayılı yasalarm,
yanı bor sahalanmn kamuya devn ıle
bor madenlennın aranması ve ışletılme-
sının devlet elıyle yapılmasıru ıçeren ya-
salann değıştunlmesı ya da ıptalı gerek-
mektedır
Etı Holdıng AŞ Genel Mudüru Sayın
Zlya Gözler'ın bır konuşmasında yer
alan, "2840 sayıhyasanın ana fîkrine do-
kunmadan nihsatiar ve fryat bebrleme
poütikalan Eti HokÜng'de otanak ka>-
dryla uç ürünkr konusunda özel sektör-
le yaünm ortakhklan kunnak suretiyk
ûretimyapabOiriz'* yonundekı düşünce-
len ıse akılcı ve doğru gıbı gorunmekle
bırlıkte, hukumetın ve hükümetı yön-
lendıren çevrelenn özelleştırmeye ba-
kışlanndakı ana fıkn yansıtmaktan uzak-
br
Çünkû gerek bugune kadar olan uy-
gulamalar, gerek IMF ıle yapılan goruş-
melerve venlen nıyet mektuplanndan an-
laşılmaktadır kı hukümet, ozelleştırme
konusunu kısa vadede kamu açıklannı
kapatmanın olmazsa olmaz koşulu ola-
rak gormektedır Kaldı kı hukumetın bu
madenlen tumuyle satma duşuncesı ol-
masaydı ozelleşörme kapsanuna alma yo-
luna da gıtmezdı
Oy avcıhğı ıçm, sıyasal nüfuz sağla-
mak ıçın yıllardır kamu kuruluşlannı
çıftlık gıbı kullanan, yandaşlanna peş-
keş çeken, kamu bankalannın ıçlennı
boşaltan aym sıyasal aktörler, bugun o
kuruluşlann sorunlan uzennden sıyaset
yaparak ve mûlkıyetlennı satarak ve ta-
bıı boylece uluslararası sermaye çevTe-
lennın de desteğmı kazanarak sıyasal
ıktıdarlannı korumanın yollannı ara-
maktadırlar
Hûkumet ıçınde bu anlayışı paylaş-
mayan gerçekten ıyı nıyeth sayılabılecek
oğeler varsa bıle sonuçta bu olumsuz
kararlara ımza atmaktan öte bır ışlevle-
n de olmamaktadır
Emperyalıst sıstem ve uluslararası ser-
maye çevrelen ıle onlann çıkarlan doğ-
rultusunda yenı dunya duzenının ekono-
mık altyapısını hazırlama görevrnı yen-
ne getıren IMF ve Dunya Bankası gıbı
sıstemın organık kurumlannın bızım gı-
bı ulkelere dayattığı pohtıkalann ulusal
çıkarlanmızla asla bağdaşmayacağını,
bu yondekı uygulamalann Türkıye'nın
ekonomık sorunlannı çozemeyeceğı gı-
bı önümüzdekı yıllarda daha cıddı eko-
nomık ve toplumsal bunalımlara zemın
hazırladığını görmelıyız
özelleştrrmeler konusunda ortaya ko-
nulan en onemlı gerekçe, bu kuruluşla-
nn venmsız, hantal ve zarar veren ku-
ruluşlar olduklandır Bunun nedenlen-
mn, bu gerekçeyı ortaya getırenlenn so-
rumsuzluğu ve yanlış uygulamalan ol-
duğuna yukanda değınmıştık Ancak bu
gerekçeyı ya da bu durumu ven alarak
duşunduğumüzde bıle borlann özelleş-
ünlmelennın mantığını kavramak olanak-
h değıldır Çûnku bor işletmekri kunü-
duklaniKİan beri hiç zarar etmemişler-
dir.
Bugun 5 bor ışletmesının bağlı oldu-
ğu Etı Bor AŞ, Istanbul Sanayı Oda-
sı'mn 'En Büyûk 500 ^uıayi Karulaşa
Anketi'nde 1999 yılı ıtıbanyla Türkı-
ye'nın kârhhkta 6 ve satış hasılatı bü-
yüklüğü açısından da Türkıye'nın 29
kuruluşudur
Bor, Türkiye'nin en yuksek katma de-
ğer yaratan ûrûnüdûr.
Yıllık dışsatımı (ıhracatı) 200 mıryon
dolann üzennde seyretmektedır Olduk-
ça genış brr yelpazeye yayılan kullanım
alam vardır ve dunya bor rezervlennın
yuzde 6O'ı Turkıye'dedır özet olarak
bor madencılığı altın yumurtlayan ta-
vuktur
Bütûn bunlara karşın hukumetın yu-
kanda ıfade edılen özelleşürme Yuksek
Kurulu karan gereğınce, bor madenle-
nnın devlet ehyie ışletılmesıne olanak sağ-
layan 2172 ve 2840 sayılı yasalan kal-
dvrarak bor madenlennı yerlı ya da ya-
bancı ozel ışletmecılığe devTetme yö-
nundekı gınşımlennın, kamu ekonomı-
sı açısından, ulusal yarar açısından hıç-
bır bıçımde doğru ve hakh bır temele da-
yanmadığı bılınmelıdır
Bu karar ıvedıhkle gözden geçırıl-
melı ve ozellıkle bor madenlen ozelleş-
tırme kapsamından çıkanlarak ışletme-
lerdekı calışmalan olumsuz yonde et-
kıleyen behrsızlık durumuna son venl-
mehdır
PENCERE
"Yükselen Değerler
NeOMu?..
Bır ozdeyışın Osmanltcasını soylemek dahafi-
yakalı mı oluyor?..
özcteyış şu
"Hafıza-ı beşer nısyanla malûldur."
Turkçesı
Insan belleğı unutkaniıkla sakattır.
•
Çok degıl, dort beş yıl önce bıle dılımızden duş-
meyen "yukselen değerler"\ anımsıyor musu-
nuz?
özal donemının turetımıydı "yükselen değer-
ler" değıl mı!.. öylesıne bır patlamayaşıyordukkı
sormayın1
Tum eskı değBrterçop tenekesıne atı-
lıyor, Turkıye'de yenı bır dunya kuruluyordu
Özal devnm yapmışt..
"Yukselen değeher"e karşı çıkanın adı neydı:
Dmozor*
•
Ne oldu yukselen değeriere?
Ne çabuk unuttuk''
Artık kımse "yukselen değerler^ ağzına almı-
yor.
Dınozorfuk mu moda oluyor?
Bır merakltsı çıksa da gazete koleksıyonlann-
dakı yazılan tarayıp ortaya dökse1
"Yükselen de-
ğerier"\n Turkıye'yı bugunku duruma nasıl duşur-
duğunu gözler önune senp belleklerımızı tazete-
se!.
•
Turkıye'yı bugunku lağım çukuruna duşuren
yukselen değerler" furyasının başında ne gelı-
yordu?.
Koşedonuculuk!
Anımsayın, hayatımızın temel yasası "köşedö-
nücüluk" felsefesıne oturtulmuştu
Herkes koşeyı dönecektı
Bır ganp tuketım toplumu modelı çıktı ortaya,
"benım memurum ışını bılırdı", her Turk "para-
dan para kazanmaya" şartlandınldı, luks cıcılen
vrtnnlere koyacaktık, herkes bunlan satın alabıl-
mek ıçm yanşacakt, 'btreyın köşeyı dönmes/'top-
lumun yükselmesı demektı
Ne çabuk unuttuk bunlan canım?.. Bugun zı-
vanadan çıkmışsak, dunku yatınmlann meyvete-
nnı derledığımız ıçındır, fırsatçılık benlığımızı oy-
lesıne sarmıştı kı Korfez Savaşı'na bakışımızı bı-
le saptadı, özal neden savaşa gırmek ıstıyordu:
"- Bırkoyup uç alacağız "
•
Aklını yrtırmeyıp de bu gıdışın gıdış olmadığını
söyleyenlere sakjın durmuyordu"
- Dınozohar .
Moral.
Ahlâk
Ve etık mı?
Hadı canım sen de
1
Dınozorluğunâlemıvarmry-
dO "Yukselen değerler" pıyasasında paran ka-
dar konuşabılırdın! Çıkar gudusu toplumsal pu-
sulamıza ctönüştü, dıncılıkle bırlıkte yukselıyordu
koşedonuculuk..
•
Sonuçortada!..
Pıslık, ruşvet, yolsuzluk, ahlaksızlık kırtenme,
uçkâgıtçılık, kokuşmuşluk, yozlaşma, hırsızlık, fu-
huş, uyuşturucu, namussuzluk, soygun, onursuz-
luk, rezıllık
Aiın ışte "yükselen değerler"mo.\*
Dınozoriardan af dıteyın!..
O-CAK2QOI
heartofduLcLnea
EATARTDRINKSOUND
Alison Marks:
1^20 Ocak 2001
AlpBerker
24 OCAK Ç
MOCAKCunta
ÖzvOrAkifn D| Erhan
Zt OCAK Cumartm
MOCAKPanv
CMHout Alp Bsrker
31 OCAK Ç a f
ItotıuOıoe»» Pr Moog
Borsada"saniye"endeksi.