17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Orhan Asena'ya plaket • DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bûrosu) - Diyarbakırlı tiyatro yazan Orhan Asena'ya önceki gece Diyarbakır Devlet Tiyatrosu sahnesinde galası gerçekleştirilen 'Ana ve Oc' adlı oyunu nedeniyle plaket verildi. Yazar Asena'nın rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı törende, plaketi onun yerine yeğeni Dilavis Işık aldı. Soğuk hava geliyor • ANKARA (AA)- Nonnalin üzerinde seyreden hava sıcaklığı yanndan itibaren kuzey bölgelerimizden başlayarak zamanla tüm yurtta 8-10 derece azalacak. Bugün Karadeniz'de yağmur şeklinde başlayacak yağışlar da yanndan itibaren sıcaklığın azalmasıyla birlikte kuzey ve iç bölgelerde karla kanşık yağmur ve kar şekline dönüşecek. FFden iptal davası • ANKARA (AA) - Fazilet Partisi, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkındaki Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Yasası'nın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açrı. FP TBMM Grup Başkanvekili Yasin Hatipoğlu, "Bu yetki yasasının kıyım aracı olarak kullanılacağı yolunda kuşkulanmız var" dedi. Kıraç tahliye edttdi • ERZURUM (AA) - PKK tarafından 12 yaşmdayken Iğdır'ın merkeze bağlı Özdemir Köyü'nden kaçınldığını söyleyen Yakup Kıraç, 5 ay önce Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak için teslim olmasının ardından dün Erzurum DGM'de görülen durusmasında tahliye edildi. Kjraç, güvenlik güçleriyle çatışmaya girdiği yönündeki ıddialann asılsız olduğunu kaydetti. eylemci uyansı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet istihbaratuun, polıs kılıgındakı teröristlerce eylem yapılabıleceği bilgisini alması üzerine güvenlik güçleri uyanldı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yurt çapında tüm emniyet birimlerine gönderilen uyanda, emniyet binalanna gıren, polıse ait araçlar da dahil tüm araçlann ve kişilerin aramadan geçirihnesi istenildi. Terönstlerin, özellikle polis kılığında eylem yapabileceği belirtildi. BOTAŞ'tan açddama • ANKARA (AA)- BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım, Beyaz Enerji operasyonunun, Mavi Akım Projesi ve BOTAŞ ile ilişkilendırilmeye çalışılmasının, BOTAŞ'ı yıpratmaya yönelik girişimler olarak değerlendırdiklerini belirtti. Yardım, dün yaptığı yazılı açıklamada, Mavi Akım projesinin iddialann yeni yörüngesi haline getirilmeye çalışıldığını savunarak proje kapsamındaki Samsun-Ankara boru hattının yapımınm, uluslararası bir anlaşma oldugunu ve projenin TBMM tarafindan da onayladığını bildırdi. DGM Savcısı Şalk, soruşturmanın gizlilik içinde yürütüldüğünü söyledi 'Askernsivil ayrunı yok'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - "Beyaz Enerji" operas- yonunu yüriiten DGM Cumhu- riyet Savcısı Talak Şalk, operas- yonda asker-sivil aynmı yapıl- madığını ve yapılmasmın yan- uş olduğunu söyledi. ''Operas- yonda jandarma, asker havası- na girmiş değü" diye konuşan Şalk, Içışleri Bakanlığı'nm bu operasyonla ilgili olarak çok du- yarlı davrandığını, bu nedenle fazla konuşamadığını vurgula- dı. Şalk, Mavi Akım Projesi'nin de incelendiğini bildirdi. Talak Şalk, soruşturma ile il- gili olarak verdiği bilgide, ope- rasyon öncesinde jandarmaya bir ihbar yapıldığını bildirdi. Jandarmanın operasyonu Içiş- leri Bakanı Sadettin Tantan a bildirdiğini, daha sonra kendile- rine haber geldiğini ve kişiler hakkında gözaltı talimatı verdi- ğini anlatan Şalk, "Operasyon- dan benim bik Sayın Bakan Tantan'dan sonra haberim ol- du" dedi. Idari yönden Içişleri Bakanhğı'na bağlı olan jandar- manın, operasyonda asker ha- vasma girmediğini vurgulayan Talat Şalk, soruşturmaya Emni- yet Genel Müdürlüğü Kaçakçı- lık ve Organize Suçlarla Müca- dele Daire Başkanlığı'ndan po- lislerin de katıldığını söyledi. Hükümet ve îçişleri Bakanlı- ğı'nın bu soruşturma konusun- da çok hassas davrandığını, bu yüzden de soruşturmanın içeri- ği konusunda ve gözaltmdakile- rin ifadeleri ile ilgili fazla açık- lama yapamadığını bildiren Ta- lat Şalk, "Yapüğun zaman da olumsuz bir sonuç doğurabfle- ceğinden endişetiyim" dedi. Şalk, TEDAŞ ve TEAŞ'a bağlı 5 müfettişin, TEDAŞ 'ta oluşturulan özel bir odada, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı' nın bugüne kadar yaptı- ğı, aralannda Mavi Akım Proje- si'nin de bulunduğu projeler ve ihaleleri incelemeye aldığmı, soruşturma sonunda rapor dü- zenleneceğini, bu doğrultuda soruşturmayı sonuçlandıracak- lannı kaydetti. Çok sayıda proje ve ihale ol- ması nedeniyle tüm bunlann in- celenmesinin zaman alacağını belirten Şalk, "Fakat inceleme sonunda hazırlanacak rapor bi- zim için son derece önemK'" di- Bursa 'Kartal'da 4 zanlı sorgulanıyor BURSA (Cumburiyet) - Bursa'da "KartaM" adı verilen 40 trilyon liralık ha- yali ihracat operasyonu kapsamında aranan ve ön- ceki akşam tstanbul'da ya- kalanan 4 kişi Bursa'ya gö- türülerek sorguya alındı. Bursa Emniyet Müdürü Aydm Getaç, operasyon kapsamında Istanbul poli- since yakalanan Akfl Baka mali müşavir Büfcnt Cena- mi Tuzcuoğlu, Şaidr Gü- müş ve Mustafa Barut'un dün sabaha karşı Bursa'ya getirilerek Mali Şube ekip- lerine teslim edildiğini söyledi. Operasyonda ya- kalanamayan ve "hayali ih- racatolayınmbaşT olduğu belirlenen Ayşe Bakı ile Uludağ Tekstıl Giyım Sa- nayi ve Dış Ticaret AŞ (UTGS) Genel Müdürü Ahmet Çevik ve Istan- bul'da gözaltma alınan 4 kişinin uzun süredir aran- dığmı anlatan Genç, Balcı vf Çevik hakkında Interpol tarafindan yakalama emri bulunduğunû bildirdi. Genç, Ayşe Balcı'nın eşi olduğu öğrenilen Akil Bal- cı'nın yakalanmasının, operasyon açısından önemli bir gelişme olduğu- nu belirtti. KartaJ-1 operasyonu kapsamında UTGS üzerin- den yaklaşık 40 trilyon lira hayali ihracaat yaptıklan, bunun karşılığında da 6 trilyona yakın haksız KDV iadesi aldıklan belirlenen 15 kişi geçen ağustos ayın- da gözaltma alınmıştı. Sa- nıkJar hakkında "suç işle- mek iddiasryla teşekkûl ohısturmak" iddiasıyla ts- tanbul DGM'de. "rüşvetaJ- mak ve vermek" suçlama- sıyla da Bursa Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıl- mışn. Bursa Defterdar Yar- dımcısı Sedat Bayrak ile vergi dairesi müdürleri Ta- hir DemirkoL Necat Coş- kun. Selahattin Biçim de haksız KDV iadesi olayın- da etkili olduklan gereİcçe- siyle tutuklanmışlardı. Avukatlannın yaptıklan itiraz üzerine tutuİdu sa- nıklann tümü kefaletle ser- best bırakılmışü. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Ti [Ç-İM İ£>YİFA ffHNiMOR YOK VALLAl.. [email protected] ye konuştu. Birsel Sönmez'in ifadesinde suçlamalan kabul edip etmedi- ği konusunda ise Şalk, ifadeler ile ilgili bir şey söyleyemeyece- ğini, ancak ellerinde iddialan destekler mahiyette yeterli delil olduğunu bildirdi. Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlar- la Mücadele Daire Başkanlı- ğı'nda sorgulan devam eden Karadeniz Enerji Şirketi'nin sa- hibi Doğan Karadeniz ve Ener- ji Işleri Genel Müdürvekili Os- man tlhan'm gözaltı süreleri, Ankara DGM yedek hâ- kimliğince 3 gün uzatıldı. Eski Devlet Bakanı ve TE- AŞ Yönetim Kurulu üyesi Birsel Sönmez, görevden alınan Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Men- dflcioğhı, TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, Genel Müdür Yardımcısı Ünal Pfeker ve TEAŞ Yük Tevzii Başkam Mustafa Arslan'ın yann Ankara DGM'ye çıkanhnalan bekleniyor. Ersfimer yalanladı Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı Cumhur Ersü- mer, Beyaz Enerji Operas- yonu'na konu olan yolsuz- luk iddialan ile ilgili teftış kurulu raporunun bakan- hkta değil, TEAŞ Genel Müdürlüğü'nde bekletildi- ğini üeri sürdü. Ersümer, raponm ince- lenerek bir ay içinde "da- va açümasT istemiyle TE- AŞ'a gönderildiğini ve bundan sonra da 7 kez ge- reğinin yapılması için yet- kililerin uyanldığını, buna karşın dava açılmadığını savundu. Kendisi ile ilgili "en küçük bir rahatsızlığı- nın bulunmadığını kayde- den Ersümer, olaylann ka- sıtlı bir biçimde çarpıtıldı- ğını iddia ederek. bundan rahatsızlık duyduğunu söyledi. Ersümer, ihban yapanı bibnediğini ve me- rak da etmediğini söyledi. Istanbul DGM, hapis cezasının ertelenmesini reddeden karara itirazı kabul etti Yağmıırdereli^ye özgürlük yolu açıldı IHD: Kimsesirfer mezarhğınagönriilen ikitiitııklukim? Istanbul Haber Servisi-bsan Haklan Der- neği üyeleri Hayata DönüşOperasyonu'ndan sonra cesetleri tanınmayacak şekilde yanmış olan ve kimsesizler mezarlığına gömülen iki kişinin kimliğinin ortaya çıkanlması istemiy- le AdaletBakanlığı'namektupgönderdi.tffl) Istanbul Şubesi Başkam Eren Keskm tarafin- dan dün Beyoğlu Postanesi önünde yapûkla- n açıklamada, bugüne kadar iki tutuklunun kim olduğunun açıklığa kavusmadığı beürti- lerck. "Oysa cezaevinde bulunan bu kişflerin oormal koşuUarda devlet güvencesmde ohna- 9 gerekir" denıldı. Açıklamada. Adalet Baka- nı Hikmet Sami Tûrk'ten, Ümraniye'de bu- lunan ve tamamen kömür haline gelmiş tutuk- lulann yakılarak öldürüldüğü öne sürülerek kimliklennin açıklanması istendi. Istanbul Haber Servisi - Avukat Eşber \'ağmurde- reK'nın tahliye olma umu- du belırdı. tstanbul 3 No'lu Devlet Güvenlik Mabke- mesı. Yağmurdereli hak- kında verilen 10 aylık ha- pis cezasının ertelenmesi istemmi reddeden Istanbul 2 No'lu DGM karanna ya- pılan itirazı kabul etti. Mahkeme heyeti, Yağmu- dereli'nin bir açık hava toplantısında yaptığı ko- nuşma nedeniyle aldığı ce- zanın ertelenmesıne karar verdi. Yağmurdereli, Samsun 2. Ağır Geza Mahkemesi tarafindan 1985 yılında ömürboyu hapse mahkûm edilmış, 1991 yılında şart- la salıverilmişti. Yağmur- dereli'ninTMY'nin 8. maddesinde yapılan deği- şikliğe karşın cezasının er- telenmemesi, şartla salıve- rihnesini engellemişti. Istanbul 3 No'lu DGM kurulu karannda. basın ya- yın yoluyla veya yapılan konuşma ile açıklama öz- gürlüğünü kullanan kişile- nn dava ve cezalannın er- telenmesini öngören 4454 sayüı yasa ile "şartla sab- verme yssası" veya "af ya- sası" olarak bilinen 4616 sayılı yasanın, nitelik ola- rak farklı olduğuna dikkat çekildi. Kararda, basın-ya- yın yoluyla işlenen suçla- nn cezalannın yerine geti- rihnesinin ertelenmesini öngören 4454 sayılı yasa- nın maddelerine bir sınırla- ma getirilmediği belirtile- rek, "4616 sajih yasanın 1 ve 2. maddekrini birlikte uygulamakya da 1.madde- nin 2. maddev i de kapsadı- ğmdan sözetmek. örtüşme- yen, birinin diğerini redde- den,düzensizlik yaratançe- Bşki karşısında olanakh ve uygulanabflir değildir. Ak- sine bir kabul, > asanın dû- zenleme olan kelime anla- mma avkındır" denildi. tstanbul 3 No'lu DGM'nin erteleme karan, Samsun 2. Ağır Geza Mah- kemesi'negönderildi. Yağ- murdereli'nin durumu bu mahkemenin alacağı karar sonucu belli olacak. Bu arada, hakkmda veri- len gıyabi tutuklama kara- n nedeniyle önceki gün ad- liyeye getirilen ve serbest bırakılan yazar Yalçın Kü- çûk, tekrar gözaltma alın- dıktan sonra dün getirildi- ği adliyede ikinci kez ser- best bırakıldı. IRMIKIAYDIN ENGİN [email protected] Dilerseniz yazının başlığını "Var mı" diye tamamlayın. Ama sakın sözcük oyunla- nna başvurup, "Olmaz olur mu? Boşuna mı koalisyon pa- zariığında Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanlığı'nm ANAP'a verilmesi için ısrar ettiler" filan demeyin. Hayır, bugün koalisyonun "yedek lastik" mertebesinde de olsa ortağı olan, elinde önemli bakanlıklar, önemli ka- mu bankaları tutan, Avrupa Birliği - Türkiye ilişkileri gibi yakın geleceğimizi belirieye- cek bir konunun sorumluluğu- nu üstlenmiş, dahası son gün- lerde askerierie alışılmadık bir tartışmaya girmiş bir partinin siyasal varlığının, eskilerin de- yimi ile bir "sosyal vakıa " olup olmadtğının sorgulanması ge- rekir. Biliniyor, ANAP 12 Eylül'ün öz evladı. 12 Eylül koşullan dı- şında asla "varolamayacak" birparti. Türkiye'nin sosyal sı- nıf ve tabakalarında somut karşılığı olan, bu bağlamda "organik" sayılması gereken siyasi oluşumların yasaklan- dığı, yerlerine yapay partiler kuaılmasına çabalandığı gün- ANAP'ı Besleyen Enerji... lerde, seçim yanşının 12 Eylül cuntasının "has" partisi MDP ile "göstermelik" partisi HP'nin arasında geçmesi ön- görülmüştü. Böylece köksüz bir "merkezsağ" partiiktida- rı ile köksüz bir "merkez sol" parti muhaleferinden oluşan bir "tahterevalli demokrasisi" oluşacak, "algülüm - vergü- lüm" temelinde sivil kılıflı bir rejim kurumsallaştınlacaktı. Siyasetin dizginlerini ellerin- de tutanlann bu hesabını, ekonominin dizginlerini tü- müyle ellerine bıraktıklan Tur- gut Özal bozdu. Kendi deyı- mi ile "dört eğilimi" birbirine bitiştirip bir parti oluşturdu. Irkçı-faşist siyasal çizgiden merkez sağa, oradan merkez sola kadar uzanan çizgileri temsil ettiği söylenen ve aslın- da bu çizgilerin ikinci, hatta üçüncü takımlanndan devşi- rilmiş "acemi kadrolarla se- çime girip iktidarı aldı. özal'ın bu seçim yanşında ipi öndegöğüslemesini "sivil- leşmenin zaferi" olarak nitele- yenler oldu. Hem de epey çok oldu. ANAP, yapay bir parti, dört eğilimden oluşmuş bir yama- lı bohça olarak değil, bütün dünyada esen "serbest piya- sa ekonomisi" rüzgârlannda "ekonomik liberalizmln bay- rağınt taşıyan yepyeni bir par- ti olarak selamlandı. Oysa kapitalizmin başlangı- cındaki "vahşi kapitalizm" dö- nemini anımsatan bir ekono- mik liberalizm anlayışının, bol bol "alaturka" renklerebulan- mış partisi ANAP, yeni bireko- nomik ve siyasal ufuk filan sunmadı. 12 Eylül'ün postal zoruyla yürütülen siyasal ve ekonomik programını olduğu gibi devraldı. Liderleri zaten bu programın uygulama gö- revlisiydi. Kışlasına dönmüş asker ve normalleşmiş rejim görüntüsü altında 12 Eylül re- jiminin sürmesine çabalandı. Ta ki toplumsal ve siyasal yasalar ışleyene ve siyasal ya- saklar kaldınlıp, "dört çiz- g/"nin doğal liderleri ile birin- ci takımlannın siyasete dö- nüşlerinin önü açılana kadar. Döndüler ve ANAP iktidan bitti. Bohçanın yamalan hızla sö- küldü ve o bildik çocuk teker- lemesi başladı: - Evli evine, köylü köyüne, evi olmayan sıçan deliğine... Bugünkü ANAP, sıçan deli- ğine sığışan kadrolann parti- sinden ibaret. • • • Buraya kadan yaşı uygun olanların kolayca anımsadık- lannın, daha gençlerin de aşa- ğı yukan bildiklerinin yinelen- mesinden ibaret. Ama gene de ANAP'ı konu alan bir Tırmık yazıldı. Bu böyle yapıldı, çünkü ANAP siyaset arenasında, üs- telik kostaklanarak, "liberal ekonominin tek temsilcisi" olarak kendini vitrinlemek sevdasında. Bir başka deyiş- le, varoluş nedenleri ortadan kalkmış, siyasal ömrünü ta- mamlamış bir parti, hâlâ bir "sosyal ve siyasal vakıa" imiş- çesine ayağa dolanmakta. Kendisini besleyen enerji kaynakları kurumuş, kuruma- yanlan da çoktan asli sahiple- rinin eline geçmiş ANAP, siya- setin hassas dönemeçlerinde, örneğin askerle takışıp yapay bir "ara rejim" tartışmasını başlatmakta. örneğin elinde tuttuğu bakanlık ve kamu ku- ruluşlannda "özalist kirien- menin" yöntemlerini pervasız- ca işletmekte. Pislik paçalar- dan sızmaya başlayınca, pis kokuları örtmek için tartışma- yı başka alanlara çekmeye çabalamakta. Bütün bunlan da ülkenin "tek liberal partisi ve sivil si- yaset öncüsü" şişinmesiyle yutturma hesabında. Oysa var olan partilerin hiç- birinin serbest piyasa ekono- misini uygulamak ya da uygu- lamamak gibi bir seçenekleri yok. Bu ekonomik liberal programı uygulamak ANAP'ın tekelinde filan değil. Son günlerdeki "düğme tartışması"nda ANAP'ı, sivil- leşmeyi ve demokrasiyi sa- vunan bir parti olarak alkışla- maya soyunanların sayıları artmaya, sesleri yükselmeye başladığı için, bu Tırmık ya- zıldı. Benceiyideoldu... POLTIİKA GÜINLLĞÜ HİKV1ET ÇETtNKAYA Recve'nin Öyküsü... Recve Aslan'ın insana hüzün veren öyküsü yine unutulup gidecek mi? Cinayetler hep 'töre gereği' işleniyor!.. Öldürülenler on beş yaşında, on yedi yaşında on dokuz yaşında genç kızlar, kadınlar... Alacakaranlığın sesinde, kuru umutsuzüğun or- tasında alınan 'aile meclisi karan' 2001 Türkiye- si'rtin acı bir gerçeğidir... Recve Aslan on dokuz yaşındaydı... On bir yaşmdayken tecavüze uğramıştı.. Tam sekiz yıl ailesinden sakladı tecavüzolayını... Genç kızlığının duru inceliğinde, kanatlan kesilmiş can çekişen bir kuş gibi, çamurun, kann tükenen mh nrtılan içinde yaşamını sürdürdü... Recve'nin de umutlan ve düşleri vardı!.. O umutlannı ve düşlerini çoğaltmak istarken yıl- larçabukgeçmişti... On dokuz yaşına bastığından sekiz yıl önce ba- şından geçenleh annesi Şekha Aslan'a aniatmaya karar verdi... Anne Şekha Hanım çok üzüldü. Olayı, kocası Ib- rahim Aslan'a aktardı... Artık olanlar olmuştu... Aile meclisi hemen toplandı ve karan verdi: "Recve öldürûlüp ailenin namusu temizlenecek- tir." Anne Şekha Aslan diretti: "Yapmayın, kızıma kıymayın!.." Baba Ibrahim Aslan ve ağabey Hüseyin Astan karaıiıydı: "Töre gereği namusumuz temizlenecek!" Ağabey silahını aldı ve kardeşi Recve'yi vurdu... Bir gün sonra gazetelerde şu haber yeraldı: "Şanlıurfa'da töre cinayeti!.." • • • On dokuz yaşındaki Recve'nin fotoğrafına bak- tım uzun uzun... Çocuksu birbakış!.. Gözleri son gece fırtınasını andınyordu... Sonra, 'töre cinayeti'ne kurban gitmiş genç kız- lann fotoğraflannı çıkardım arşivden... Gizemli bir hüzün kuşatmışt yüzlerini... Şanlıurfa'dan Siverek'e uzandım; Van'dan Aş- kale'ye... öyküler hep birbirine benziyordu... Sanki dört bir yanları buğulu aynalann, ölmüş alevlerin kuşatması altındaydı... On beş yaşındaki V.S Van'da, on altı yaşındaki N.K Siverek'te, aile namusunun temizlenmesi için öldürülmüşlerdi... Onlann yaşamları acılarla, hüzünlerle örülmüştü... Ne aşk şiiıieri bilirlerdi ne de aşk şarkılan!.. Simsiyah saçlanyla, iri siyah gözleriyle yalnızlığın simgesiydiler!.. San saçlan ve mavi gözleriyle çocuktulaıi.. Ben onlan Söke Ovası'nda, Çukurova'da pamuk tarlalannda tanıdım; Ordu'da fındık toplama mev- simindetanıdım... Kimi zaman Toroslar'da, Kazdağian'ndaorman işçisiydiler... Hiç konuşmazdı onlar!.. Güneydoğu'da o bildiğimiz çığlık, otuz yıl önce de duyuluyordu, şimdi de... Bir uyku ağacın dallannı nasıl sarar bilir misi- niz? Isterseniz yumun gözlerinizi ve Güneydoğu'ya doğru biryolculuğa çıkın!.. Ağa, şeyh, şıh!.. Baskı, zulüm, işkence!.. Işsizlik, yoksulluk!.. Töre cinayetleri... 2001 yılında Türkiye'nin o bilinen yüzü, uyku ağa- cının dallanndan umutsuzluk kuyusuna iniyor... Şafağın ışını ağızlardan çıkan bir soluk değil oralarda... Oralarda genç kızlann bakışlan ürperen toprağın ölüm soluğunda düğümleniyor... • • • Recve'yi ve annesi Şekha Hanım'ı düşünüyo- rum... Sevincin taşkınlığı, insanın başkaldınşı, doğanın çiçeğe dönüşmesi, doğan çocuğun dünyaya ilk bakışı, annenin geleceğe dönük umudu!.. Peki, 'bizim' dediğimiz oralarda yaşam nasıldır? Çocuk yaştaki kızlann fotoğraflanna baktım uzun uzun... Bir yanı tutuşmuş ateş çemberinde ölüme yolcu- luğa çıkmış gibiydiler... Hüzündüler onlar, acı ırmağının akıntısında kay- bolup gittiler!.. Kimse sormadı onlara 'nereye' diye, kimse tut- madı ellerinden 'yaşamı çoğaltın' diye... Hep yasaktı onlara yaşam!.. Maviler yasaktı; gökyüzü, bulutlar, açan çiçekler yasaktı, okula gitmek, özgürce dolaşmak yasak!.. Aşk yasaktı; sevgiyi örmek, özgür olmak yasaktı, kuşlar, oyuncak bebekler yasak!.. Kimi on dördündeydi, kimi on attısında, kimi on dokuzundaydı!.. öldürdüler onlan, öldürülecekler... hikmetcetinkaya « cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Tutuklama karan vicahiye çevrildi İ.H. Çelik, Atatürk'e hakaretten cezaevinde ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Kapatılan RP'nin milletvekillerin- den tbrabim Halil Çelik, 4 ayn mahkeme tarafin- dan hakkında verilen gı- yabi tutuklama kararlan vicahiye çevrilerek dün tutukJandı. Şartlı salıver- me ile basın yoluyla işle- nen suçlara ceza ertelen- mesi getiren yasalardan yararlanmak ısteyen Çe- lik, avukatımn yaptığı iti- razlara olumlu yanıt gel- mesi durumunda serbest bırakılacak. iki gün Ankara Emni- yet Müdürlüğü"nde gözal- tında tutulan Çelik, dün sabah Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Müca- dele Şubesi ekiplerince Ankara Adliyesi'ne getiri- lerek adli tabiplikte sağlık kontrolünden geçirildi. Çelik daha sonra tnfaz Savcısı Halil Yeniçıkan'ın karşısına çıkanldı. Savcı Yeniçıkan, Çelik'in, Siirt, Van. Emet ve Kahraman- maraş asliye ceza mahke- melerinin, "Atatürk'üii manevi hatırasuıa alenen hakaret etmek", "Anaya- sa. kanunlar ve Meclis'i alenen tahkir ve tezjif et- mek" suçlamalanndan yargılandığı ve hakkında gıyabi tutuklama kararla- nnın bulunduğu davalar ile ilgili evrakJannı hazır- layarak Çelik'i, Nöbetçi 11. Sulh Ceza Mahkeme- si'ne sevk etti. Hakkında- ki gıyabi tutuklama karar- lan vicahiye çcvrilen Çe- lik tutuklandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle