17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 OCAK 2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 BiPbiPinl kovalayan sorular Ihaleler dağıtılırken ihale açılmadan, geçmedi mi "de- mokratikhukukdevleti' akıl- lardan? Bedavaya devredilirken birilerine milyon ton rezerv- li devletin kömür ocakları, geçeıii değil miydi "demok- ratik hukuk devleti" ilkesi? Elektrik kaçak oranlan ma- sa başında yüksek tutulup havadan yağarken tatlı kâr- lar, "demokratik hukuk dev- tef/"nin esamisi okunuyor muydu? Devlet Planlama Teşkilatı, "üretilmeyen ener- jinin bedelinin Hazine'ce özel şirketlere ödenme tehlike- s/"ni ilglli makamlara iletirken, "demokratik hukuk devleti" yerini guguk devletine mi bı- rakmıştı? TEAŞ, özel şirket- lerden 12 cerrte aldığı elekt- riği 4.5 cente satarken, "de- mokratik hukuk deWef/"nde yaşamıyor muyduk? Enerji alanında "Bayyûz- de 101ar var" dedikodulan ayyuka çıktığında, "demok- ratik hukuk devleti"n\n ayırı- mında değil miydik? Devletin teftiş kurullannın hazırladıklan yolsuzluk ra- poıian ortada beklerken, *de- mokratik hukuk devleti" su- men altı mı edilmişti? Enerji sektörünü dünya pi- yasasına açma adına ulusal yargı erkinin yetkileri kısıtla- nırken, anayasada "demok- ratik hukuk devleti" yazmı- yor muydu? Bir avuç sendi- kacının, demokratik kitle ör- gütü yöneticisinin "Enerji a/a- nı stratejiktir, özelleştirilme- meli" uyanlanna kulak tıka- nırken, "demokratik hukuk deWef/"nden söz edildi mi hiç? Sözleşmelere, satış an- laşmalanna "Özelleştirilecek santral ve dağıtım şebekele- rinin devir bedelleri elektrik fiyatlanndaki ayarlamalaria tüketiciyeyansıtılır" hüküm- leri konurken, "demokratik hukuk devleti"n\ işletmeyle yükümlü olanlar nerelerdey- di? "Beyaz Enerji" operasyo- nunun, yani aralannda eski bakaniarın, yüksek bürok- ratlann yer aldığı bir yolsuz- luk soruşturmasının jandar- ma tarafından yürütülmesi üzerine "demokratik hukuk devfefr'ni anımsayanlar, şim- diye değin "demokratik hu- kuk devleti"r\\r\ gereklerini yerine getirdiler mi? Asıl so- run bu. Necati Cumalı Ağıdında yanan kadınlar, bir iç çekimlik cigaranın ucundski acılar, küçük kasa- balarda ateşböceği sevda- lar, zeytin yeşili gün doğum- lan, bozuk düzenin üzerine açılan arklar, saman alevi öf- keler; başınız sağolsun, ba- şımızsağolsun... Ne muttu ki Necati Cu- mah "Çare"yi bulmuştu, in- ce yontulmuş kaleminde: Ah şiirşiirI Silkelemek ka- lemi I Boğan bir öfkeyle Değnek yontmak da I Kı- yasıya bıçakla I Bazen iyi ge- lir Koşmak sevişmek I Kır- mak tav/ada / Tekmelemek topu Bu düzen baştan başa I Küflenmiş sinirkûpü I De//of- ması iş mi Yonılmalı uçurmalıyızI Ka- festen kuşlanmızı I Göz öy- le uyku tutar... 1S1K KANSU 'Düğmeye kim öasû?"tarttşması anlam- sız. Anlamlı olan, "Beyaz Enerji" operas- yonu ile özelleştirmelerin kiriilik yarattığı- nın bir kez daha kanıtlanması... Anayasa Mahkemesi'nin 1998 yılında verdiği, ancak aradan iki yıl geçtikten son- ra 16 Kasım 2000 tarihinde Resmi Gaze- te'de yayımlanan bir karardaki değerlen- dirmeler, enerji sektöründeki özelleştir- melerle iigili kuşkulann dile getirilmesi ba- kımından ibret verıci nitelikte. Anayasa Mahkemesi'nin ele aldığı konu, 3096 sa- yılı "Türkiye ElektrikKurumu Dışındaki Ku- ruluşlann Elektrik Üretimi, lletimi, Dağıtı- mı ve Tıcareti ile Görevlendirilmesi Hak- kında Kanun"ur\ bir maddesinin iptali is- temi. Anayasa Mahkemesi karannda yer ajan enerji alanının özelleştirilmesine iliş- kin bazı irdelemelerin altını çizelim: "... elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı gi- Olacağı buydu bi stratejik önemi olan alanlara yabancı- lann girmesi güvenlik, bağımsızlık ve eko- nomikyönlerden sakıncaiı olabilir. Zira bu tür hizmetler ülkegüvenliği ileyakından il- gilidir. Esasen görevlendirmeyle kamu mülkiyeti yönünden sınırlamalar da geti- rilmektedir. Oysa yasada yabancı şirket- lere bu görevin verilrnesi ile iigili olarak karşılıklılık ilkesi gözetilerek yapılacak uy- gulama ve sınırlamalara ilişkin bir düzen- leme de bulunmamaktadır. Bakanlar Ku- rulu'nca görevlendirilecek şirket belirie- nirken anayasanın 167. maddesi gereğin- ce tekelleşmenin önlenmesi açısından a/ı- nacak tedbiherie iigili olarak yasada bir hûküm getirilmemiştir. Görevlendirme so- nucu kamu tekelinin yerini özel tekelin ala- cağı açıktır. Bu durumda devletin kanşma olanağı ortadan kalkacağından gerekli ön- lemler alınmadığında fıyat, kalite vs. yö- nünden olumsuzluklar doğabilecektir." Anayasa Mahkemesi'nin karanndaki, "Bu haliyle Bakanlar Kurulu'nun görev- lendirme işleminin hiçbir güvencesi, so- nucu veyaptınmı olmamakta, sorun tama- men sözJeşme aşamasına ve bakanlığın tak- dirine bırakılmaktadır. Temel esaslara ya- sada yer vermeyerek elektrik hizmetleri- nin imtiyaz usulüyle özel kişilere gördürül- mesinin tamamen idarenin takdirine bıra- kılması anayasa kurallan açısından kabul edilemez niteliktedir" tümceleri de dikkat çekici. Tümüyle serbest kalan bakanlığın ve idarenin takdirini ne yönde kullandığı- nın ipuçlan dasanınz bugün "Beyaz Ener- ji" operasyonu ile ortaya çıkıyor! Eğitim hastanelerinde şef ve şefyardımcılığının çok önemli bir işlevi var. Şefler ve yardımcıla- n, uzman hekim adaylannın eği- tilmesinde birinci derecede so- rumlular. Deyim yerindeyse us- ta- çırak ilişkisindeki "ustalık" konumu. Dolayısıyla, ustanın kelimenin tam anlamıyla usta olması gerekiyor. Hekim örgüt- lerinin deyimiyle "bilgi, bilim- sellik ve eğitimcilik becerileri açısından yeterii olmalan" bir zorunluluk. Usta; cahil, birikim- siz, deneyimsiz, yetersiz olursa çırağı nasıl olur, düşünün ar- tık... Şef ve şef yardtmcılığı kadro- lanna, ÖSYM tarafından ger- çekleştirilen yabancı dil, merke- zi bilim sınavı ile bilimsel yayın- lann değerlendirilmesinde ve Sajjhk Bakanı yine gümlemde jüri tarafından yapılan sınavda başanlı olmak koşuluna dayalı atamalar yapılıyordu... Ta ki, Sağlık Bakanlığı'na MHP'li Os- man Durmuş gelene dek... Durmuş, Tababet Uzmanlık Yönetmeligi'nde yaptığı son de- ğişiklikle, yabancı dil ve bilim sınavını bakanlığın yetkisi içine aldı. Ankara Tabip Odası'nın (ATO) değerlendirmelerine gö- re bundaki tek amaç "politik kadrolaşma". TürkTabipleri Birliği (TTB) ve ATO, yürütmenin durdurulma- sı için Danıştay'da dava açtı. Danıştay'dan, bakanlığın geçen eylül ayında yapılan yabancı dil sınavının yürütülmesinin dur- durulması kararı çıktı. Ne var ki Sağlık Bakanı Durmuş, bu yar- gı karanna karşın kendi bildiği süreci devam ettirmeye kararlı gözükünce, TTB ihtamame çek- ti: "Yürütmesi durdurulan yö- netmelik değişikliklerine dayalı olarak Mesleki Bilgi. Beceri ve Yetenek ile Eğitim Ğ>ğretim Ya- pabilme Yeteneği sınavının da hukuken yapılma olanağı kal- mamıştir. Danıştay karannda be- tirtildiğigibi hukuka aykın olarak yapılsa bile hukuki sonuçlar do- ğurmayacaktır. Bakanlığınızın anayasaya veyasalara aykın du- rum ve tutumlardan kaçınarak, anayasa ve üstün hukuk kural- lan ile kendini bağlı sayacağını döşünerek, belirtilen mahkeme karariannı ve uygulanması ge- rekliliğini ve anıian sınavınyapıl- mayacağının duyurulmasını bil- gilerinize sunanz." MHP'li olmanın ya da Sağlık Bakanlığı'nı yöneten siyasi kad- rolarayakınlıkduymanın "başa- nh hekimlik" için veri sayılması- nın bilimsel literatürde yeri ol- madığı kesin. Her ülkücünün, iyi ameliyat yapabileceğini, has- tasına doğru tanı koyabilece- ğini, dalında uzman hekimler yetiştirebileceğini ileri sürmek de olası değil. Insan sağlığı ve bilim, Sağlık Bakanı Durmuş'un oyuncağı ol- mamalı. Biraz ciddiyet, bilime ve yargıya saygı lütfen... CHP'yi Eleştirenlere SÜHA ÖZEN * 18 Nisan 1999 genel se- çimlerinden bu yana gazete- miz Cumhuriyet'e göndermek istediğim bir yazının benzeri- nin, 25 Aralık 2000 tarihli sa- yımızın ikinci sayfasında CHP Parti Mectisi Üyesi Şenel Uçar tarafından kaleme alınmış ol- duğunu gördüm. Sayın Şenel Uçar'ın da be- lirttiği gibi, kişiler ve yönetici- ler gelip geçici, fakat kurum- lar kalicıdır. Genel seçimler öncesine ilişkin son üç aylık gazeteler ve görsel yayın in- celendiğinde göriilecektir ki CHP'nin yüzde 10 barajının altına inmesi için özel çaba gösterilmiştir. Üzülerek belirt- mek isterim ki, yıllardır sürek- li okuyucusu olduğum Cum- huriyet gazetemizde bile se- çimlerin öncesinde, Sayın Toktamış Ateş hocam ile Sa- yın Hikmet Çetinkaya'nın, CHP barajın altında kalma- malı yolundaki yazılan dışın- da CHP ile iigili olumlu yazı ya- zılmamıştır. Küreselleşmecilerin istedi- ği, dikensiz gül bahçesine dönmüş bir TBMM böylece sağlanmıştır. Bunun ardından gelsin Tahkim Yasası, veryan- sın stratejik önemde cumhu- riyetin ürünü kamu birikimle- rinin parçalanarak özelleştir- me yoluyla mafyaya ve ya- bancılara peşkeş çekilmesi, IMF'ye ve Dünya Bankası'na teslimiyet, AB yolunda taviz- kâr politikalar, buna rağmen Ege ve Kıbrıs dayatmalan ile karşı karşıya kalış. Emperya- lizmin kalelerinde gündeme getirilen sözde Ermeni soykı- nmı sorunlarıyla karşı karşıya bırakılış. Hukukçu ve halk çoğunlu- ğunun karşı çıktığı, cumhur- başkanlığı makamından iki kez geri dönen ve inatlaşma sonucu yüriirlüğe giren örtü- lü af yasası, IMF politikaları sonucu çökertilen hayvancı- lıkvetanmın ardından borsa- nın tepetaklak gidişi. Iştetam bu sırada IMF ve Dünya Ban- kası'nın dayatmalan ile THY'nin özelleştirilmesinin ve Telekom'un yüzde 33.5 hisse- sinin stratejik alıcı ortağa yö- netimin de teslimi ile birlikte blok satışının gündeme geti- rilişi. 8-12 Aralık 2000 tarihle- ri arasında gazetemizde ya- yımlanan, Baskm Oran'ın 'Kü- reselleşme' yazı dizisinde be- lirttiği gibi, bu kısa paragraf- ta özetlediğim kayıplarımızın geri kazanılması için zoriu bir savaşım vermekle karşı kar- şıya kalışımız... Tüm bunlar, 18 Nisan 1999 seçimlerinden sonraki 20 ay- lık bir süreç içinde ortaya çı- kıp yaşanmadı mı? Bu süre- cin yaşanmasında, gerçekten aydın sorumluluğu içinde dav- ranmayan ve kendisine solcu diyen insanlanmızın sorum- luluğu yok mu? Parti meclisi ve MYK aşağı yukarı aynı ya- pTdaoldugu halde, kendisine son derece saygı duyduğum Sayın AJtan Öymen'e verilen bir kısım medya desteği, ne- den Sayın Deniz Baykal'dan esirgenmektedir? Sayın Şe- nel Uçar'ın vurguladığı gibi, CHP yaşayan bir kurumdur. Bu kurumun genel başkanlı- ğından Atatürfc, Ismet Inönü gibi isimler gelip geçmişlerdir. Onların ölmeleri ya da başka bir nedenle ayrılmaları sonu- cu bu dev çınar çizgisini yitir- memiştir. Dürüst insanlann, kadınla- nn ve gençlerimizin partide daha çok yer tutup savaşıma katılmaları, temiz siyaset an- layışının yerieşmesi, parti içi eğitim çalışmalannın daha der- li toplu bir biçimde sürdürül- mesi, üye ve yönetici yapısı- nı CHP'ye yaraşır bir nokta- ya getirecektir. Bunlarla bağ- lantılı olarak parti içi demok- rasinin tam olarak yerieşme- si ile CHP, ülkeye demokrasi- yi getirme iddiasında samimi olduğunu ortaya koymuş ola- caktır. Tüm parti yöneticilerinin bu doğrultuda özveri ile çalıştık- larına inanmak gerekir. CHP'nin iktidarayürumesi için objektif koşulların tamamı mevcuttur. Halkta CHP'ye doğru önemli bir yöneliş göz- lenmektedir. Bu yönelişi kav- ramaya ve kucaklamaya ça- lışan, demokratik kitle örgüt- leriyle diyaloğu pekiştiren yö- neticilerin şevkini kırmak de- ğil, onlann çalışmalanna onuız vermek gerekir. Eleştirilerin yı- ktcı değil yapıcı olması, CHP'nin eski gücüne ulaşma- sı yolunda katkı koyacaktır. Demokrasi, yalnızca CHP'ye değil tümümüze gereklidir. Hele ki darbe çağnlannın ya- pıldığı bu kritik günlerde de- mokrasi güçlerinin dayanış- ması çok büyük önem taşı- maktadır. * (Mersin Barosu avukatlanndan) HAYVANLAR ISMAİL GÜLGEÇ [email protected] KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK [email protected] HARBt SEMİH POROY [email protected] TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 13 Ocak EMILEZOLA: "SUÇLUYORUMf: 1898'O£ BUSÛN, DREVFUg OAVASI HEDBVfYUS, FBANSU >*- EMILE2OIA'NIN &£VL£T&ŞKAMINA YA2D/6I AÇIK MEKTUP H4YIULANPI.. DAVA, f&AMSA^MN ASKEKf S/KIA&NI /VMANYA 'VA SATUAKLA "SUÇIMUAN muUDİASlLU YUZ&AÇl Alf*£û DRBYfZLK İÇİN AÇJLMtfn- SUÇLU BULUNAKAK. HAPrS CEZASIMA ÇAKPrtHILM'iStNüAN SOH/İA, EASmO*4ZYADU BİR 8W&4?t ALEnHHE KAMT- LAK oervm çjtaı. f#x*r BU rıni DAIMCH SAA/IK 'BE/ZAATerriKİLPi- TAM O SIRADA, ZDLA, GÖOEVLEKİNİ KÖ- r TÜYE KULLANARAK DAVAYI SAPTIRMAKLA ASKEfZf YETKJÜI£. Kİ SUÇJ-AYAN ME3CTUSUNU "L'AUKOKB"&A2ETSSINDE YA- 'YINUITrt. OE&KB4, TEKKAK SOKGUYA Ç£XJLEN £ASlEKH4zy 'SUÇUNU İTİRAP £DECEKrr'İSONUÇTX,PfZEYKJ£ ANÇAK fSO6'0fi VERİl£C£tC KAKAUA AKtANACAK VE ORDUYA eetÜ OONESİLECSaİ. \ KIZILTEPE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/64 Davacı Derviş Cengiz vekili Av. Abdurrahim Özen tarafın- dan davalı Müzeyyen Cengiz aleyhine açılan velayetin nez'i ve vasi tayini davasından dolayı yapılan açık yargılama sonunda verilen ara karan gereğince; Davalı Müzeyyen Cengiz'e durnşma günü tebliği için yapı- lan tebligatın adres yetersizliği nedeniyle bila tebliğ iade edil- diği, zabıta marifeti ile de yapılan tüm araştırmalara rağmen adı geçenin tebligata yarar açık adresinin tesbit edilemediğin- den adı geçenin duruşma günü olan 08.02.2001 günü saat 9.15'te duruşmaya gelmediği veya kendisini de bir vekille temsil ettirmediği halinde duruşmanın gıyabında yapılacağı ilanen tebliğ olunur. 14.12.2000 Basın: 127 İLAN T.C. BtNGÖL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2000/404 Davacı vekili Avukat Yusuf Coşkun tarafından da- valı Naciye Bayaral aleyhine açtığı tanuna davasının yapılan yargılamalan sonunda verilen karar gereğin- ce; Davalı Bingöl Yazgülü köyünden Naciye Baya- ral'ın daha önce çıkartılan tebligatın adresinde olma- ması nedeniyle tebliğ edilmediği, bu konuda verilen karann 2000/404 Esas, 2000/518 sayılı karar ilan etti- rilerek, tebliğ yerine geçerli olmak üzere, davalının 15. gün içerisinde itirazda bulunmadığı takdirde kara- nn kesinleşeceği ilanen tebliğ olunur. Basın: 123 T.C. ÜSKÜDAR ASLİYE 5. HUKUK MAHKEMESt'NDEN Dosya No: 1999/100 Davacı Gülseren Akdemir tarafından davalı Sebahattin Akdemir aleyhine açılan boşanma davasının mahkemerruzde yapılan duruşması sonunda; Yozgat Sankaya Emirbey Mah. C: 0025-KSN: 0026'da nüfüsa kayıtlı bulunan Ahmet ve Meliha'dan olma 01.01.1972 doğumlu Gülseren Akdemir ile lhsan ve Mevlüde'den ohna 01.01.1960 doğumlu Sebahattin Akdemir'in boşanmalarına ve müşterek çocuk 21.03.1989 doğumlu Dilek'in velayetınin davacı anneye verilerek baba ile şahsi münasebetine 15.12.2000 tarih ve 1999/100 Esas, 2000/1131 sayılı ilamla karar verihniş ve davalı Sebahattin Akdemir Merkez Mah. Güngören Cad. 8. Sk. No: 7 B Blok Bağcılar adresinde bulunamamış, yaptınlan zabıta tahkikatm- da da adresi tespit edilememiş, bu itibarla dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş ve işbu yukanda açıklanan karann da davalı Sebahattin Akdemir'e ilanen tebliğine karar verihniş olmakla davalıya karar tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 10.01.2001 Basın: 1258 GÖRÜŞ EMİN GÜRSES Putln'in Bakû Syareti Hazarbölgesi, enerji kaynaklan nedeniyle yeniden önemli bir stratejik geçiş noktası haline geldi. Mos- kova, bölgenin kaynaklarını Avrupa'ya aktarmada aracı olmak için çalışıyor. Çin, Kazakistan'la boru hat- tı ve petrol arama konusunda işbirliği içerisinde. Ba- tılı petrol şirketleri, dünyada petrol zenginliği bakımın- dan dördüncü sırada yer alan Iran üzerinden geçe- cek boru hattı için bu ülkeyle ilişkilerin yeniden göz- den geçirilmesi konusunda hükümetlerine baskı ya- pıyor. Türkmenistan, Asya ülkelerinin artmakta olan doğalgaz ihtiyacını karşılamak için Çin ile boru hattı- nı gündeme getirdi. Bütün bu gelişmeler arasında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, 9-10 Ocak'ta bölgenin ekonomik ve stratejik açıdan en önemli ülkelerinden biri olan Azerbaycan'a önemli bir ziyarette bulundu. Bölgede Kazakistan'dan sonra en fazla petrol kay- naklarına sahip olan Azerbaycan'ın, ABD'nin kontro- lüne girmesi Moskova'yı rahatsız ediyor. Putin'in zi- yaretinde Savunma Bakanı Sergeyev'i, Güvenlik Kon- seyi Sekreteri Ivanov'u ve Rusya'nın Kafkasya Sınır Birlikleri Komutanı Totsky'i yanına alması, bu ziyare- te verdiği önemin ve bölgeye yönelik Moskova'nın po- litikasındaki yeni gelişmelerin işaretidir. Imıalanan Bakû Deklarasyonu, Azerbaycan Dışişleri Bakanı Gu- liyev tarafından gelecek 10 yıllık ışbirliğini düzenle- yen belge olarak tanımlandı. Deklarasyonun imzalan- ması sonrası Putin ve Aliyev'in Azerbaycan ve Rus- ya arasındaki ilişkilerin yüksek düzeyde bir stratejik işbirliğine taşınması konusunda anlaştıkları ifade edil- di. Putin, 10 Ocak'ta Azerbaycan Meclisi'nde yaptığı konuşmasında bu işbirliğinin üçüncü ülkeleri hedef almadığını ifade ederek ABD'ye mesaj vermeye ça- lıştı. Hazar'ın statüsünü belirleme konusunda ise Türk- menistan Devlet Başkanı Niyazov'un mart ayında bir zirve toplantısı yapılması çağrısına da destek verildi. Karabağ konusunda birkaç önerı gözden geçirildi, fakat bir sonuca varılamadı. Azerbaycan'daki Gaba- la radar istasyonu konusunda Moskova'nın 20 yıllık bir süre için yılda 1.5 milyon dolarlık kira ödemesi öne- risi Bakû yönetimince kabul görmedi. Bakû, Mosko- va'nın Ermenistan yönetimi üzerindeki etkinliğini kul- lanarak işgal ettiği Azeri topraklarından geri çekilme- sini sağlamasına karşılık bu izni verebilir. Aliyev, Mos- kova ve Washington arasında aktif tarafsızlık yönte- mi kullanarak ulusal çıkarlarını koruma çabası içeri- sinde. Karabağ anlaşmazlığı konusunda Moskova'nın Eri- van'a destek vermesi Bakû'yu, VVashington'a daha fazla itmişti. Aliyev, Ağustos 1997'deki VVashington ziyareti sırasında Exxon, Chevron, Amoco ve Mo- bil'le 10 milyar dolarlık bir ön anlaşma imzalamıştı. Bu görüşmeler sırasında askeri işbirliği konusu da gün- deme gelmişti. Azerbaycan'da kuracağı bir askeri üs- sün bölgeyi daha kolay kontrol etme imkânı sağlaya- cağı hesaplan yapılıyor VVashington'da. Fakat Mos- kova'nın tepkisinden çekiniliyor. Moskova, kendi iç sorunları nedeniyle bölge poli- tikalarının belirlenmesinde daha önce takındığı ace- leci tutumunu terk etmektedir. VVashington yönetimi, Iran'a karşı Hazar havzasındaki enerji kaynaklanndan uzak tutmak politikasını açık olarak uygulamaktadır. Rusya söz konusu olunca VVashington, Moskova'nın bölgedeki enerji kaynaklarına el koyup Avrupa ener- ji pazarında etkinlik sağlama çabasını dolaylı olarak engellemeye çalışmakiadır. (ran' ın bölgede ıdeolojik yaklaşımı terkederek eko- nomik çlkarları İlişkilerinin merkezine koymasıyla VVas- hington'ın bölge politikasında karşılaştığı zorluklar artmıştır. Tahran'ın bu yaklaşımı, Moskova ile işbirli- ğini kolaylaştırmıştır. Batılı petrol şirketlerinin Bakû- Ğeyhan boru hattı yerine daha kısa ve mali açıdan da- ha ucuz olan Iran hattını tercih ettikleri VVashington'ı zora sokmaktadır. Şubat 1995'te kararlaştırılan Azer- baycan petrolünün Iran üzerinden dünya pazarlarına taşınması girişimi, VVashington yönetimince stratejik nedenlerle engellenmişti. 2010 yılında Hazar'da pet- rol üretiminin günde 3-5 milyon varile ulaşacağı dü- şünülürse Iran hattı ileride kullanılacak gibi gözükü- yor. ABD yönetiminin çok alternatifli boru hattı tercihi devam ediyor. AbD'nin yeni Enerji Bakanı Abraham'ın enerji politikalarını tek başına belirlemesı söz konusu değil. Bu konuda Başkan Yardımcısı Cheney ve Dışiş- leri Bakanı Povvell son sözü söyleyeceklerdir. İşgal edilen Azeri topraklarının geri alınmasını sağ- layan ülke, Bakû'nun ilişkilerde öncelik vereceği ül- ke olacaktır. VVashington, Gürcistan ve Azerbaycan'ı tarafına çektiğini düşünmektedir. Fakat bu ülkelerin sorunlanna çözüm getiremeyen bir ilişki sağlam temel- lere oturtulamaz. VVashington'ın, Ermenistan'a yanaşarak Erivan'ı da Moskova'dan uzaklaştırmaya çalışması Putin'i harekete geçirdi. Moskova bölgede etkinliğin sürdürülmesinin yolunun etnik anlaşmazlık- lann çözülmesi ve ekonomik sıkıntılann hafifletilmesin- den geçtiğini bilryor. Bunu sağlayıcı adımlar atarsa böl- gede etkinliğini yeniden pekiştirebilir. Elinde ise bunu sağlamak için yeterince kartı var. E-mail: emingurses(« yahoo.com Fax: 0212 513 85 95 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Ceset gör- mekten duyu- lan korku. 2/ Harold Pin- ter'inbirroma- nı...Denizcilik- te, zorlamalara karşı dayanıklı birbağ.3/Çok karanlık ve sı- kıntıU yer... Bo- ru sesi. 4/ Var- hkbilim. 5/ Es- ki ve bilinme- yen bir tarihi anlatmak- ta kullanılan deyim sö- zü... llgi eki... "— Gün- düz": Yazarımız. 6/ ' Kalça kemiği... Enis 3 Batur'un bir şiir kita- bı. 7/Bircervel türü... Japonlara özgü bir tür güreş. 8/ Un elerken dökülmemesi için yere serilen örtü... "Pence- 8 redenkargeliyor/Gur- 9 bet bana — geliyor" (Türkü). 9/ Ağn'nın bir ilçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Hastalığa yakalanma korkusu. II Sahip olma, kazan- ma, ıktisap... Tellür elementinin simgesi. 3/ Şeker ve li- monla içilen sıcak su... Kınk kemikleri bir arada tutmak amacıyla kullanılan tahta gıbı düz nesne. 4/Ticaret mal- lannı saklamak için nhtımda yapılan büyük depo... Ma- denleri yontmada kullanılan çelik araç. 5/ Kalay oksıt katılarak donuklaştınlmış ya da kemik tozu katılarakya- n donuk hale getirilmiş cam... Uğraş. 6/ Küçük bir kö- pek cinsi... Duman lekesi. II Rey... Bir tür pencere ka- pama düzeni. 8/ Kumaş, deri ya da kâğıt süslemede kul- lanılan bir yöntem... Bir renk. 9/ Küçük erkek kardeş.. Avm ya da kendisine gösterilen bir şeyın üzerine atılıp getirmesi için köpeğe verilen buyruk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle