Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10CAK 2001 PAZARTEŞI
HABERLER
"Sonışturmalar
dırdıruteun'
• tZMtR(AA)-KESK
Genel Başkanı Siyami
Erdem, "2001, yoğun bir
şekilde mücadele
vereceğimiz bir yıl olacak"
dedi. Erdem, kamu
çalışanlannın ücretleri
belirlenirken asgari geçim
standardının göz önüne
alınması gerektiğıni dile
getirerek bu standardm
altındaki bir ücretin
yoksulluğu ifade edeceğini
savundu. Resmiverilere
göre asgari geçım
standardının 580 milyon lira
civannda olduğuna işaret
eden Erdem, buna karşılık
kamu çalışanlannın
ortalama ücretinin 194
milyon lira olduğuna dikkati
çekti. Erdem, 1 Aralık'taki
işbırakma eyleminin
ardından bazı kamu
çalışanlan hakkında
başlatılan soruşturmalann
durdurulmasını istedı.
TaMyeter
sirüyor
• LULEBURGAZ(A\)-
Kırklareli'nın Lüleburgaz
ilçesi kapalı cezaevinden,
Şartla Salıverme ve
Cezalann Ertelenmesine
Dair Yasa kapsamında 32
tnahkûm tahliye edildi.
Cumhuriyet savcılığmdan
yapılan açıklamada, yasadan
yararlanmak isteyenlerden
haklannda yakalama,
tutuklama ve mahkûmiyet
hükmü bulunanlann 20
Ocak 2001 tarihine kadar
cumhuriyet başsavcılığına
müracaat etmeleri istendi.
Demirerin
faaHyetteri
• ANKARA (AA)-Eski
cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, cumhurbaşkanlığı
görevinden a\Tildıktan sonra
geçen 230 günde. 8 bin 55
kişiyle görüştü ve 52 bin 629
kilometre yol kat ettı.
Demirelın çalışma ofisi
Kuleli Basın Merkezı'nden
verilen bilgiye göre 9.
Cumhurbaşkanı, 16 Mayıs-
31 Arahk 2000 döneminde,
37 yurtiçi ve 5 ülkeyı
kapsayan 2 yurtdışı gezisine
çıktı. Bu süre içmde,
Ortadoğu ile ılgili 5
çalışmaya katılan Demirel,
aynca 98 tören ve 4
uluslararası toplantıda hazır
bulundu.
Büyiikeiçiiğe
sakhn
• ANKARA (AA)-
Norveç'in başkenti
Oslo'daki Türkiye
Büyükelçiliğı, dün sabaha
karşı yasadışı örgüt
yandaşlannın saldınsına
hedef oldu. Büyükelçilikten
telefonla alınan bilgiye göre.
saldında binanın camlan
kınlırken duvarlanna çeşitli
sloganlaryazıldı. Norveç
haber ajansı NTB, görgü
tanıklanna dayanarak
maskeli 4 kişinın yerel saatle
04.00'te saldında
bulunduklannı bildırdı.
Ajans, saldınyı, "Czaevi
operasyonlanna karşı" bir
grubun üstlendiğinı bildirdi.
Paketten
bombaçM
• lstanbul Haber Senisi -
Fatih Vatan Caddesi
üzerindeki Migros ahşveriş
merkezi önüne bırakılan
pakette bulunan bomba
etkisizhalegetinldi.
Incelenmek üzere Terörle
Mücadele Şube
MüdürlüğiTne götürülen
bombanın, el yapımı ve boru
tipi olduğu bıldirildi.
Boğaz'da gemi
araalandı
• lstanbul Haber Servisi -
lstanbul Boğazı'ndan
geçmekte olan "Dol-6"
isimli Cayman Adalan
bandıralı boş kuru )ük
gemisi, Boğaziçi
Köprüsü'nün altmdan
geçtikten sonra arızalanarak
Kuruçeşme açıklanna
çekildi. Yetkililer, anzalanan
geminin tehlike
oluşturmadığını bildirdiler.
Işverenlerden 'uluslararası rekabet için' vahşi kapitalizme çağrı
TISK: ÜcreÜer diişüriilsüıı
YAKUPKARBUZ
ANKARA - Iş Güvencesi Yasa Tasa-
nsı'na dönük tartışmalar sürerken Tür-
kiye Işveren Sendikalan Konfederasyo-
nu'nca (TİSK)yapılan bir araştırma, iş-
verenin, ücretlerin düşürülmesi, hafta
sonu tatilinin kaldırılrnası ve çalışma
saatlerinin arttırılmasını istediğini orta-
ya koydu.
Iş Güvencesi Yasa Tasansı'na ulusla-
rarası rekabeti engelleyeceği gerekçesi
ile karşı çıkan işverenler, istemlerini
TİSK tarafindan yayımlanan "1999 Ça-
lışma Istatistikkri ve Işgücü Maüyeüeri"
başhklı araştırma ile gündeme getirdiler.
Hafta sonu tatilinin ödenmesinin işvere-
ne fazladan 52 günlük maliyet getirdiği-
nin vurgulandığı araştırmada, çalışma sa-
atlerinin arttınlması isteniyor. Araştır-
• Türkiye îşveren Sendikalan Konfederasyonu, ücretlerin
düşürülmesinin yanı sıra hafta sonu tatilinin kaldırümasını ve
çalışma saatlerinin de arttınlmasını istiyor.
mada, haftalık çalışma sürelerinin Ame-
rika'da 100, Japonya'da ise 96 saat oldu-
ğu belirtilerek "Tûridye işçisi 93 saatie
Japonya ve ABD işçisinden daha az çah-
fiyor" deniliyor. Oysa aynı araştırmada
Almanya'da haftalık çalışma süresinin
80, Ingiltere'de ise 88 saat olduğu göz ar-
dı ediliyor.
SSK verilerüıe göre yaklaşık 5 milyon
insanın asgari ücretle geçindiği Türki-
ye'de, Türk ekonomisinin rekabetteki en
önemli dezavantajının ücretler olduğu sa-
vunularak bu dununun yerli girişimciyi
yurtdışına yatırım yapmaya yönelttiği id-
dia ediliyor. İşverenler, Iş Güvencesi
Yasa Tasansı tartışmalan sırasında da
" Yatuımlanmızıyurtdışına götürûrüz"
diyerek hükümeti tehdit etmişti.
Işgücü maliyetlerinin, rakiplerin du-
rumu dikkate ahnarak yeniden düzen-
lenmesinin istendiği araştırmada, Tür-
kiye'nin iç ve dış piyasalarda en çok re-
kabet ettiği ekonomilerde işçilik mali-
yetinin saatte 14 sente kadar düştüğü
savunuluyor.
'Ücret anlaşmalanna geçflsin'
Ücret artışlannın üst sınınmn önceden
belirlenmesi gerektigi iddia edilen araş-
tumada, ulusal düzeydeki ücretanlaşma-
lanna geçilmesi gerektigi ileri sürülerek
şu görüşler dile getiriliyor: "Ulusal ücret
politikası ile örnekleri yurtdışında sıkhk-
la görüldüğü üzere konfederal düzeyde
(ûlke düzeyinde) çerçeve anlaşmalara ge-
çilmeli, bu anlaşmalar işgücü malivetin-
de yapüabilecekazami nominal arüşı sap-
tamalı ve işkolu/îşyeritopluiş sözleşmek-
ri kamu kesimindeki ücret arbşlannda
bu koridor esas alınmakT
TlSK'in araştırması, ocak ayında 159
bin 882 olan tüm personel sayısının, ara-
lık ayında 156 bin 685 kişiye indiğini de
ortaya koydu. Araştırmada, istihdamda
mevsimlikygeçicilik özelliğinin hâkim
olduğu vurgulanarak şeker, turizm ve
inşaat işkollan dışmda istihdamın yıl
boyunca sürekli olarak azaldığı sapta-
ması yapıldı.
Nisanda yapılacak kurultayda ya da daha önce çekilebileceği söylentileri yaygınlaştı
Siyasette Ecevit'siz fornıüller
TÜREYKÖSE
ANKARA-DSP'nin2001 yı-
h nisan ayında yapılacak kurul-
tayı öncesınde Başbakan Bûtent
Eeevit'in aktif siyasetten çekile-
bileceği söylentileri yaygınlaştı.
Kulislerde "vefiaht" olarak Dev-
let Bakanı Şükrü Sina Gûrel'in
işaret edildiği söylentileri yay-
gınlaşırken Dışişleri Bakanı b-
mafl Cem, Bankacılık Düzenle-
me ve Denetleme Kurulu Başka-
nı Z*keriya Temizel ile Ankara
milletvekili Uhıç Gürkan ın ad-
lan da gündeme geldi. 2001'de
hükümet içinde de değişiklikler
olabileceğı kaydedildi. Başbakan
Ecevit hükümette revizyon ge-
reksinimi bulunmadığını söyler-
ken istifalar ya da ANAP ve
MHP'nin gereksinim duyması
durumunda kabinede değişiklik-
ler yapılabileceği bildirildi.
2001'de siyasetin başaktörleri
ve hükümetin yapısının değişe-
büeceğine ilişkın senaryolarbaş-
kentkulislerinde yaygınlaştı. Bu
senaryolarda dile getirilen görüş-
lerle ilgili bazı satırbaşlan şöyle:
Gözkr DSP kuruKayındâ~
DSP'nin 2000 yılı sonuna dek
yapılması gereken kurultayı,
Başbakan Eeevit'in "Bukezku-
rultayınuz sıcak havada olsun"
gerekçesini göstermesi sonucu
nisana ertelendi. Nisan ayında
yapılacak kurultayda tarihsel ge-
lişmeleryaşanabileceği bildiril-
di. Eeevit'in aktif siyasetten çe-
kilebileceği belirtiliyor. Bazı
kaynaklar, Eeevit'in kurultayı
beklemeden de hükümeti bıra-
kabileceğini savunuyor. Eee-
vit'in "başbakanhğ bırakıp DSP
genelbaşkanhğmı sürdürebüece-
ği" de ifade ediliyor. Eeevit'in
çekilmemesi durumunda da D-
SP'nin nisan kurultayında parti
meclisi için yoğun bir mücadele
yaşanacağı vurgulanıyor.
VeBahtldm?
Kulislerde, Eeevit'in "vetiaht"
olarak Devlet Bakanı Şükrü Sina
Gürel'i işaret ettiği haberleri di-
le getiriliyor. Gûrel'in TÜSİAD
Yüksek Istişare Konseyi toplan-
üsındaiş çevrelerini "Osmanh'yı
yıkan Galata bankerlerine" ben-
zeterek bir çıkış yapması ve ar-
dından yaşanan gelişmelere dik-
kat çekiliyor. Gürel'i yıpratmak
için bazı çevrelerin kampanya
başlatmasının altında bu senar-
yolann bulunduğu savunuluyor.
DSP içindeki bazı kaynaklara gö-
RTÜK'ten irticaya geçit
Bölge raporları
dikkate alınmadı
• RTÜK, bazı tarikat şeyhlerine Allah
tarafından kitap yazdınldığırun ileri
sürüldüğü yayınlarda 'ihlal' bulmadı.
BAHAR TANRISE VER
ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu'nun (RTÜK) bölge müdürlüklerinin
irticai yayınlarla ilgili saptamalannı dikkate
almadığı ortaya çıktı. RTÜK Izleme ve
Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, lstanbul
Bölge Müdürlüğü'nün bazı yayın kunılus,lannın
irticai yayın yaptıklan yönündeki raporlan
üzerinden yaptığı değerlendirmede "ihlal
yoktur" sonucuna vardı. Raporlara göre,
yayınlarda bazı tarikat şeyhlerine ait kitaplann
Allah tarafından yazdınldığı ileri sürülüyor.
Alınan bilgiye göre, lstanbul Bölge Müdürlüğü,
10 Ekim tarihinde RTÜK Izleme ve
Değerlendirme Dairesi Başkanlığf na gönderdiği
raporda, Radyo Nur adlı kuruluşun "Hadis-i
Şerifler" adlı programında, "Yayıncı, dini ve
ahlaki konulan kin ve nefret yaratacak, mitti
birlik ve bütünlüğü bozacak, ahlaka, bflhne,
vicdan özgürlüğüne ve çağdaş düşünceye ters
düşecek şekilde işleyemez" ilkesını ihlal ettiğini
belirtti. Ancak 23 Ekim tarihinde Yusuf Turan'ın
başında bulunduğu tzleme ve Değerlendirme
Dairesi'nin konuyla ilgili Üst Kurul'a sunduğu
raporda "ihlal ohnadığr görüşü iletildi. Aynı
biçimde lstanbul Müdürlüğü'nün 16 Ekim tarihli
raporunda, Moral FM adlı yayın kuruluşunun
"Kadının Penceresi" adlı programı nedeniyle
yayın ilkelerini ihlal ettiği bildirildi. Izleme ve
Değerlendirme Dairesi'nin Üst Kurul'a sunduğu
raporda ise yayında "ihlal ohnadığr savunuldu.
Siyasette 2001 senaryolan
Bülent Ecevit'in yerine "veliaht" olarak Şükrü Sina GüreFin işaret
edildiği öne sürülüyor. Ecevit sonrası DSP'de İsmail Cem, Zekeriya
Temizel ve Uluç Gürkan adlanm öne çıkaran senaryolar da \ayguıİaşti-
re ise partide Ecevit sonrasının
"vetiaht" adayı Dışişleri Bakanı
İsmail Cem. Eeevit'in cumhur-
başkanlığı seçim sürecinde ken-
disinin adayının İsmail Cem ol-
duğunu açüdaması bu senaryola-
ra dayanak gösteriliyor. Eeevit'in
en yakırundaki isim olan Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Özkan'ın "Ecevitie
gddim,Ecevit'legkkrim'
>
açıkla-
ması yaptığına dikkat çekilirken
buna karşın süreç içinde tavnnın
değişebileceği de vurgulandı.
Temizel adı da gûndemde
Bankacılık Düzenleme ve De-
netleme Kurulu Başkanı Ze-
keriya Temizel'in adı da
Ecevit sonrası DSP'de lider
adaylan arasında amlıyor.
Kamuoyunda büyük destek
gören Temizerin milletve-
kili olmaması nedeniyle işi-
nin kolay olmayacağı vur-
gulanıyor. Ankara milletve-
kili Uluç Gürkan'uı da yö-
netim mücadelesinde y-
er alacağı belirtiliyor.
Ancak Gürkan, "Benim
için önemli olan Ecevit var-
ken Ecevit sonrasını düşün-
mek değü. Ece\1t'le birnkte
DSP'nin koaUsyonda ağırh-
ğuu arttmnasıve merkezso-
lun 21. yüzyüa dönük çağ-
daş hükümet etme projeİeri-
ni yaşama gecirmektir. Ça-
hşmalanımzı ve davrantşla-
runızı bu doğrultuda sürdü-
rûyoruz" dedi.
Bahçeh, başbakanbk
istemiyor
DSP'de Ecevit sonrası se-
naryolar konuşulurken
MHP lideri ve Başbakan
Yardımcısı Dolet BahçeB
kilit isim olarak öne çıkıyor.
Bahçeli'nin Ecevit gibi ka-
rizmatik bir lider yerine,
DSP'den başka bir kişinin
başbakan olmasını kabulle-
nip kabullenmeyeceği kulis-
lerde konuşuluyor.
Bazı kaynaklar, "BahçeH
istersehementransfeıierya-
pq) başbakanolabflir.Ancak
istemiyor. Devlettestajmı ya-
pryor. Henüz kendisini baş-
bakanhğa hazır hissetnü-
yor* yorumunu yapıyor.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Pınar Selek, tahliye edilme-
seydi Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 16. maddesi gereği Ftipi
cezaevine kapatılacaktı. Orada
kimseyle görüşmesine izin veril-
meyecek, eski deyişle 'ihtilat-
tan men' edilecekti. Tek başına
havalandırmaya çıkacak, günün
22 saatini hücrede geçirecekti.
Üstelik bu muameleyle karşılaş-
ması için suçunun sabtt olması
da gerekmiyordu. Tutuklanma-
sı ve hakkında 'îerörisr' iddiası-
nın öne sürülmesi yeterliydi.
Şimdi 'demokratik kamuoyu',
'teröıistler'm F tipine kapatılıp
'devletin cezaevlerine egemen
olması'nvn mutluluğunu yaşıyor.
Halbuki, geçen günkü Radikal
gazetesinin haberinde olduğu
gibi, yoldan geçerken vetesadü-
fen bile 'teröhst' olabilirsintz ve
F tipinin soğuk hücrelerine kapa-
tılabilirsiniz. Bu ülkede kimin ba-
şına ne geleceğini bugünden ya-
nna kestirmek kolay değildir.
Unutmayalım ki, bu ülkenin
başbakanından cumhurbaşka-
nına kadar önde gelen bütün si-
yasi liderleri hapislere atıldılar.
Onlan 12 Eylül 1980 askeri dar-
besinde içeriye atan irade hâlâ
ülkenin kaderine yön veriyor. 12
Pınar Selek 'Terörist'ti...
Eylül hukuku, 12 Eylül anayasa-
st, 12 Eylül döneminin kurum-
laşmalan aynen varlığını koru-
yor. 12 Eylül askeri darbesinin li-
derinin ismi okullara veriliyor,
adına bulvarlar açılıyor, törenler
yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı sı-
ralamasında adı 7. Cumhurbaş-
kanı olarak geçiyor. Her yerde
saygı görüyor.
• • •
Pınar Selek'i 'terörist' gören
bir yönetim anlayışı, bir hukuk
anlayışı ülkeye egemen. Bunu
değiştirmeye de gücümüz yet-
miyor. F tipi cezaevini ziyaret e-
den aileler, görüş yerinin tıpkı
12 Eylül döneminde olduğu gi-
bi kontrol altında tutulduğunu,
arkada duran 'gö'z/emcı/er'in
görüşmelere müdahale ettikle-
rini, 'çizmeyi aşan' konuşmact-
lan cezalandırdıklarını, istedik-
leri an görüşmeyi kestiklerini
anlatıyorlar.
Türkiye, 12 Eylül'ü bağnna
bastı. O dönemin sisteminden
yönetenler çok memnunlar. An-
cak bu 20yıl zarfındaTürkiye'nin
nereden nereye geldiğini birtür-
lü düşünmüyorlar. Bazılan, Tür-
kiye'nin, askeri açıdan bölgede-
ki en güçlü ülke olduğunu söy-
leyerek övünüyor. Halkımız da
bununla gurur duyuyor. Ancak,
bu 'çokgüçlü' ülkeninçivileri bir
türlü yerine oturmuyor. Adam
başına düşen yıllık gelir dünya-
nın her yerinde hızla arttığı hal-
de, Türkiye 3000 dolardan yu-
kanya bir türlü çıkamıyor. Gelir
dağılımındaki uçurum dünyanın
en geri ülkeleriyle yarışıyor.
Gazetelerimiz, TV ekranlanmız
günlerdir, Selek'e yapılan hak-
sızlığı dillendiriyorlar. Halbuki, Pı-
nar konuşmalannın arasında bir
gerçeğe dikkat çekti, kimse o-
nun üzerinde kafa yormuyor. Ne
demişti Pınar Selek: "Benim gi-
bi haksızyere cezaevlerindeya-
tan o kadar çok insan var ki! Us-
telik onlann, benim babam gibi
b/rarka/an dayok..." 'Hayafa dö-
nüş'operasyonuylayaşamını yi-
tiren, yaralanan ve ölüm oruçla-
nnı sürdüren gençlerin önemli bir
çoğunluğu henüz hüküm bile
giymemişlerdi. Bunlann önemli
bir çoğunluğu da herhangi bir
şiddet eylemi nedeniyle değil, o
çok bildiğimiz 12 Eylül kanunla-
n ve yargılama mantığı sonucu
ağır cezalara çarptınlmışlardı. Bir
kısım örneği kamuoyu dayakın-
dan biliyor. Banş Yıldınm, Ümit
Kanlı davası gibi, Meclis'te pan-
kart açan çocuklar davası gibi...
Şimdi onlar acı çekiyoriar, yara-
lar bereler içindeler. Kamuoyu
ise, 'cezaevlerini onlann elinden
kurtardığı için' yönetime şükür-
ler ediyor, destek veriyor.
•••
Yaşananlara ilişkin tanıklıklan
aktarmayı sürdüreceğim. Bunu
bir mesleki görev, gerçekleri
açıklama görevi olarak gücüm
yettiğinceyapacağım: Eyüphan
Başar'ın kız kardeşi. Gülmisal
Başar kardeşinin durumuyla il-
gili şunlan yazdı: "Eyüphan, '96
ölüm onjcuna katılmıştı. Uzun
süreliaçlık grevi sonunda vücu-
dundaki B1 vitamin depolannın
hitmesi sonucu beyinciği küçül-
dü. Bunun sonunda yürün\en
dengesizlik, duvara tutunma ya
da binlerinin yardımına ihtiyaç
duyarakyürüyebilme, s/nırferde
yoğun zayıflama, halüsinasyon-
lar görme, zaman zaman haftza
yitimi, yüksek ve ani bayılma ha-
li görülüyor. Bütûn bunlar dok-
tor raporianyla sabit."
Eyüphan operasyon sırasın-
da Bayrampaşa'daydı. Atılan
bombalardan ve sinir gazlann-
dan durumu iyice ağıriaşmış, en
sonunda tam önünde patlayan
sinir gazı bombasından bayıl-
mış ve Bayrampaşa Hastane-
si'ne kaldınlmıştır. Durumu ağır-
laşınca Bakırköy Sinir Hastalık-
lan Hastanesi'ne sevk edildi.
26.12 günü ziyaretine giden ai-
lesinin ızlenimleri:
"1. Yaşadıklannın hayal mi,
gerçek mi olduğunun farkında
değil. 2. Belden aşağısının bo-
şalmış olması hissini yaşıyor ve
yürüyemiyor. 3. El ve ayaklannı
kullanamıyor. Tekerieklisandal-
yede, ihtiyaçlan arkadaşlan ta-
rafından karşılanıyor. 4. Halüsi-
nasyonlan sürüyor. 5. Intihar
edeceğinden korkuluyor6. Ko-
nuşmaktazorianıyor, neredeyse
konuşamıyor. 7. Bombalardan
bacağına 17 şarapnel parçası
sap/anm/ş."
Adalet Bakanlığı yetkililerinin
bilgisine!...
2000'UYILLARDA
ERDALATABEK ~
Yennılın İlk Gününde...
Bugüni 0)0^2001-
Yeni bir yıl un Mtlarla başlamalıdır. Eski yılla bıriiktp
yaşanan günlerin o,'iimsuzluklan, acılan. y ^ ' ^ n OP.
ride kalmalı, yeni yılda Ğah2.5ıİze
' şe
V»er, daha doğ-
ru şeyler yaşanmalıdır.
Ama bugün, yeni yılın ilk günü, bu umutlan taşıyor
mu?
Toplum, yeni bir yıla girmenin umudunu, sevincini
neşesini yaşıyor mu?
Hatta, yeni bir yıla girdik mi?
Hayır, ne yazık ki yeni yılla birlikte gelmesi beklenen-
lerin hiçbiri gelmedi, gelmiyor. Bugün, sadecetakvim
yapraklanndafarklı bir gün, geri yanı birbirinden fark-
lı olmayan olaylann yeniden yeniden yaşanişı.
Çünkü 'şiddet odaklı çözüm kültûrü' değişmiyor.
Sorunlann çözülmesi, çözümün odağına neyi koy-
duğunuza baglıdır.
'Somn odaklı çözüm', çözümün odağına sorur
koyarak nasıl çözüleceğini arayan yaklaşımdır. ',
yaklaşım gerçekten de cözümü amaçlar, tanım^,
aşamalannı belirler ve çözüme yönelir.
'Kaygı odaklı çözüm', çözümün odağına kayo
koyarak yaklaşır. Bu odaktaki kaygı, çözüme yakla
tırmaz, uzaklaştınr. Kaygı nedeniyle sorundan kaça
lar içkiye, uyuşturucuya, başka yollara saparak ç-
zümden kaçarlar.
'Şiddet odaklı çözüm', çözümün odağına şiddet
'
koyarak davranır. Bu çözüm biçiminde, sorundan hep
başkalannı sorumlu tutmak, onlan düşman sayma1
onlan yenerek ya da yok ederek sorunu çözmek yaK
laştmı vardır.
Gerek bireysel çözümlerimizin gerekse toplumse
çözümlerimizin neden hep 'şiddet odaklı çözüm'yo-
lunu seçtiği de üzerinde durulması gereken en önem-
li konudur. Bu yol öylesine yaygındır ki aile içinden iki
li ilişkilere, televizyon dizilerinden çalışma yerierimiz<
kadar her alanda ilk akla gelen çözüm yolu olmakte
dır. Sözel şiddet, fiziksel şiddet, sosyal şiddet, ulusa
şiddet, kültürel şiddet çok çeşitli alanlarda, çok çeşi'
li boyutlarda davranışlanmıza egemen olmuş durun
dadır.
Son cezaevleri olaylan da gerek devletin gerete
ölüm orucuna karar veren örgütlerin 'şiddet oda
çözüm'ü seçmeleriyle yaşanan felaket boyutlanna ı
laşmıştır. 'Somn odaklı çözüm' arayışı olmadığı ıç
de yaşanan olaylar yeni 'şiddet odaklı çözüm' ol?
lannın tohumlannı atmıştır.
'Şiddet odaklı çözüm' yoluna giden taşlar nasıl c
şenir?
İlk taş, kendi tutumunu 'tartışılamaz doğru' &•
mak, farklı görüşleri mahkûm ederek özeleştirio-
kaçmaktır. Böylece, bireysel, grupsal sorumluluk
alınmamakta ya da yanlış amaçlara odaklanmaktac
özeleştiriye dayanamayan, yanlışlannı göremeye
1
dahası bu tutanak dışındakileri mahkûm eden anl;
yış, önce karşıtını, sonra da dışını 'düşman' saym?
1
yönelir. ,
Karşıtını düşman saydıktan sonra yapılması g^.
kenler hemen hemen bellidir. Onun 'düşman o/c
ğu'nu unutmadan bir arada yaşamak da olanaklıdı
zaman zaman uzlaşmak da. Ama 'düşman' hiç unı
tulmayacak, koşullar elverdiği ölçüde düşmana zars
verilecektir. Asıl hedef de düşmanı yenmek, olanal»
lar elverirse yok etmektir.
Buönyargı oluştuktan sonra artık 'şiddet odaklı çc
züm' haklılık kazanmıştır, paylaşılan doğru bir değe
kazanmıştır, sonrasının tartışılması yanlış, hatta ha
v
liktir.
önyargılar davranışlan kolaylaştınr, olumlarve ••*
lirier.
Bu taşlann örüldüğü zeminde ise 'eşitsizlik', 7ı j
sızlık', 'güvensizlik', 'umutsuzluk've'bunlannyazg
s
.
madığı bilgisi' vardır. Onun için de 'şiddet odaklı çö
züm'ün zemini ekonomik ve sosyal eşitsizliklere, bur
lann yapılabilmesi için zorunlu kılınan haksızlıklat
bunun yarattığı 'güvensizliğe', bunlann sürmes1nd<
kaynaklanan 'umutsuz/uğa' dayanmaktadır, 'bütün
bunlann yazgı olmadığı, sadece birilerinin çıkarian
için yaratldığı bilgisi' de zemindeki kabarmayı yarat-
maktadır.
Toplumlann yıllar boyunca inançlara yönettilmele-
rinde, bu eşitsizliklere, bu haksızlıklara katlanmalan-
nı kolaylaştırmak hedefi güdülmüştür. Ancak, böyle
avutulamayan, uyutulamayan kişilervegruplar çözü-
mün böyle olmayacağını anlayanlardır.
Bütün bunlann çözülmesi için şiddete başvurmak
mı gerekmektedir? Işte bu sorunun yanıtı bir yol ayn-
mıdır.
Neye dayanırsa dayansın, şiddetin çözüm olmaya-
cağını bitenler, şiddetin dışındaki yollarla çözüm ara-
maya yandaştııiar. Ben de böyle düşünenler arasın-
dayım. Çünkü şiddetin yanrtı şiddettir. Şiddet, istef
devletten gelsin, isterse gruplar, örgütler ya da kişiler-
den gelsin sadece 'şiddet yanhlannın egemenliği'ne
zemin hazıriar.
Bir olayda zarar görenler varsa hiç kimse yarar gö-
remez.
Kan bulaşmış çözüm, çözüm değildir.
Kuyudan çıkanlacak insan, kılıçla değil iple çıkan-
lır.
Türkiye bu gerçekleri ne zaman öğrenecek, bilmi-
yorum.
Ama ne zaman öğrenirse 'yeni yıl' o zaman gele-
cek, onu biliyorum.
e-mail: erdalatak/superonline.com
Faks:0212-513 8595
VEFAT
Gence eşrafından Abdüssamet ve
Gülamber Gül'ün oğlu, Hanife Gül'ün
sevgili eşi; Mümtaz, Nuran, Metin,
Neriman ve Çetin'in kıymetli babaian;
Güner Sungurtekin, Macide Gül,
Mürvet Gül ve Angelika Baron'un
kayınpederi; Ortiun, Gökhun, Orkan,
Alpaslan, Mahir, Gökçe ve Filiz'in
biricik dedeleri,
Emekli Bankacı
MUHTAR GÜL'ü
kaybettik. Acımız sonsuzdur. Aziz
naaşı bugün Ankara Hacıbayram
Camisi'nde kılınacak öğle namazını
müteakip Cebeci Asri Mezarlığı'nda
toprağa verilecektir.
GÜL-SUNGURTEKİN VE
DEMİREL AİLELERİ