Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13
Özürlü çalıştırma oranını yüzde 3'e çıkaran yasa, ne tam olarak uygulanıyor ne de denetleniyor
Güneydoğu'da
ntantar çiftJiği
• DtY\RBAKIR (AA) -
Diyarbakır Umut Mantar
Çiftliği Yöneticisi Endan
Erdemir, 3 ayda 2 ton
mantar ürettiklerini
söyledi. Erdemir, Umut
Mantar Çiftliği'nin mayıs
ayında açıldığını ve
bölgenin ilk mantar
çiftliği olduğunu belirtti.
Diyarbakır dışında bölge
illerine de satış
yaptıklanru belirten
Erdemir, "Bölgenin
mantar ihtiyacınm yüzde
95'ini karşıhyoruz. Talep
çok iyi ve çoİc
memnunuz. Günlûk
kazancımız 150-200
milyon lira arasındadır.
tleride mantar çiftüğini
genişletip tesis açmak
istiyoruz" dedi.
Dtşticaret
apğuıda rekor
• ANKARA (ANKA)-
Dış ticaret hacmi, ithalat,
ihracat, dış ticaret açığı
ve bunlann doğal sonucu
olarak cari ışlemler
açığında 2000, Tûrkiye
için rekorlar yılı oldu.
Türkiye'nin ithalatı 50
milyar dolan, ihracatı 27
milyar dolan, dış ricaret
açığı 25 milyar dolan
aşıyor. Cari işlemler açığı
ise 10 milyar dolara
doğru gidiyor. Ekim sonu
itibanyla son 12 aylık
ihracat ve ithalat
rakamlan dikkate
alınarak yapılan yıllık dış
ticaret hesaplamasına
göre, yıllık ithalat ekim
sonunda 52.2 milyar
dolara,>
-ihracatda26,8 ormh
milyar dolara yûkseldi. ^
Dış ticaret açığı ise 25.4
milyar dolara ulaşrı.
TPAO, petrol için
Ubya'da
• ANKARA (AA)-
Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı
(TPAO), Libya'da da bûro
açtı. TPAO Genel
Müdürü Osman Demırağ,
Libya hükümetinin 1995
yılında arama-üretim
faaliyetlerine açtığı
toplam 12 saha üzerinde
yapılan
değerlendirmelerde,
yeterli bulunan ve
aramaya değer görûlen iki
önemli sahanın TPAO'ya
tahsıs edildiğini bildirdi.
Osman Demirağ, anlaşma
çerçevesinde sahalara 30
milyon dolarlık yatınm
yapacaklannı belirtti.
Etj HoMing'de
yenkten
yapılanma
• ANKARA (AA)- '
Madencılik sektörûnde
1997 yılındaki yeniden
yapıJandırma çâlışmalan
sonrasında, Eti Holding
Genel Müdürlüğü'nden
alınarak bağlı ortaklık
statüsüyle ayn bir genel
müdürlûk olarak
faaliyetine başlayan Eti
Pazarlama ve Dış Ticaret
Şirketi tasfiye ediliyor.
Yüksek Planlama Kurulu
karan ile tasfiyesi
benımsenen Eti
Pazarlama ve Dış Ticaret
Şirketi, eskiden olduğu
gibi faaliyetini Eti
Holding bünyesıne bağlı
olarak daire başkanlığı
statüsünde sürdürecek.
Dpet neferanstr
• İZMİR(AA)-Ege
Bölgesi Sanayi Odası
(EBSO) Başkanı Atı]
Akkan, Opel Türkiye'nin
Izmir Torbalı'daki
fabrikasında ûretimi
durdurma kararının
değiştirilmesi yolunda
çaba göstereceklerini
belirtti. Akkan, "Opel
Türkiye yarattığı
ekonomik değerlerden
çok prestijdi, yabancı
sermaye için referans
oluyordu" dedi.
duyaa yok• Kamu ve özel sektörde 55
bin 843 kişilik boş özürlü
kadrosu olmasına karşın 17 bin
402'si Türkiye Iş Kurumu'nun
açtığı sınava giren özürlü
yurttaşlar iş istiyor. 1475 sayılı
yasa, bu oranı dikkate almayan
işverene her ay için asgari
ücretin iki katı para cezası ve
özürlü çalışan istihdamını
öngörüyor.
GÖZPE AKGÜNGÖR
Kamu ve özel sektörde 55 bin 843 ki-
şilik boş özürlü kadrosu olmasına kar-
şm 17 bin 402'si Türkiye İş Kuru-
mu'nun açtığı sınava giren özürlü yurt-
taşlar iş istiyor.
Körler Federasyonu'na bağlı Görme
Özürlüler Derneği (GÖZDER) Genel
Başkanı Avukat MüminOzeken, iki yıl
önce yapılan değişiklikle özürlü çalış-
nnlma oranını yüzde 3 'e çıkaran yasa-
nın uygulanmasım ve denetlenmesini
istiyor. 1475 sayılı yasa, bu oranı dik-
kate almayan işverene her ay için asga-
ri ücretin iki kah para cezası ve özürlü
çalışan istihdamını öngörüyor. Özeken,
bu hukuki yaptınmlann uygulanama-
masını, denetimi sağlamaktan sorumlu
çalışma bölge müdürlükleri ile Türkiye
İş Kurumu arasındakı koordinasyon so-
runlanyla açıklıyor. "İş ebfine bırakıl-
mata" diyen özeken, söz konusu denet-
lemenin, özürlülerin sivil toplum örgüt-
leriyle Türkiye tş Kurumu'ndan temsil-
cilerle oluşturulacak bir komisyon tara-
findan yapılmasının daha doğru olaca-
ğını savunuyor.
Yaptınmın yetersizolduğunu dile ge-
tiren Özeken, ikinci denetimde cezanın
iki katına çıkanhnası gerektiğini, üçün-
cü denetimde ise hürriyen" bağlayıcı ce-
za verilmesi ve bunun para cezasına
çevrilmemesini öneriyor. Sınava katıla-
rak iş arayan 17 bin 402 özürlü bulun-
masuıa karşın Türkiye fş Kurumu yal-
nız özel sektörde 13 bin 570 kişilik boş
kadro olduğunu açıklıyor. Yaptınm uy-
gulanması halinde boş kadrolardan ay-
da yaklaşık 10 tnlyon lıra elde edıle-
cekken bu yıl yalnızca 88 milyar lira
tahsil edildiğini ifade eden Özeken, "lş-
siziiksigortasıiçin ımıazzam bir kaynak.
AyncameslekirehabOkasyoDdada kul-
lanılabiKr'* diyor. GÖZDER Başkanı,
söz konusu kaynağın "OzürlüJereİşsiz-
lik Sigortası
n
nda kullanılmasını istese
de, özürlünün hazırcılığa alıştırmasına
karşı çıkıyor. Özeken, "Çahşabilecek
dunımdaolanlannistihdammagidilsin.
Valnız çahşamayacakdunımda olanlar
ve işbulamayanlarişsizliksigortasuKİan
yararlansın. Yoksa her özürlüye ayhk
bağlanması, onayladığunız bir çözüm
değfl" diye görüşlerini ifade ediyor.
Yüzde 3'lük kontenjanın da görme,
işitme ve ortopedik özürlüler için den-
gelı dağıtılması isteniyor.
Özeken, özel sektörü yasayı uygula-
maya teşvik etmek amacıyla çalışan
özürlünün vergi priminin bir bölümünü
devletin karşılayabileceğini dile getiri-
yor.
\ferJeksikfigT
Öte yandan Özeken, özürfülerin gay-
ri safi milli hasıladan on binde 4 ora-
nında pay aldığını ve yalnızca yüzde
I 'inin istihdam edildiğini, ancak sayı-
nın kesin olarak bilinmediğini söylü-
yor. Bu konuda devletin hiçbir araştır-
ma yapmadığını belirten Özeken,
"Dünya Sağbk Orgürö'nön, özürlüler
toplumun yüzde 1 'ini oluşturur' ifade-
sine bakarak ülkemizde 6 milyon özür-
lü yaşadığı söylenryor. Bence bu ifade,
gerçeği hiçmi hiç yansıtmıyor.Iştebu da
devletin bireye hizmet götürmesini en-
gelliyor''
YÜZDE 50 ORANINDAKİ 5. GÜMRÜK VERGİSİ UYUMU BUGÜN YÜRÜRLÜKTE
Türkiye., AB'yle rekabete gîrecekANKARA (AA) - Türkiye ile Avrupa
Topiuluğu arasında geçiş dönemini
düzenleyen Karma Protokol uyannca,
Türk Gümrük Tarifesi ile Topluluk
Ortak Tarifesi arasında yapılması
gereken bazı eşyalarda yüzde 50
oranındaki 5. gümrük vergısi uyumu
bugünden itibaren yürürlükte olacak.
'Bazı Eşyada Türk Gümrük
Tarifesinin Topluluk Ortak Gümrük
Tarifesüıe Uyumu KonusundakT
,f;
BakaDİar Kurulu karan dünkü Resmı
•;• Gazete'nin mükerrer sayısında
yayımlandı.
5. gümrük vergisi uyumu, üçüncü
ülkelerden ithal edilecek çimento ve
• 'Bazı Eşyada Türk Gümrük Tarifesinin Topluluk Ortak
Gümrük Tarifesine Uyumu Konusundaki' Bakanlar Kurulu karan
dünkü Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Yeni Gümrük Tarife Cetveli'nde belirtilen vergi oranlan da
bugünden itibaren yürürlüğe girecek.
torbalan, ayakkabı aksamı, sandıklar,
bavullar, evTak, spor çantalan vesaire,
demir ve çelikten demetlenmiş teller,
örme halatlar, midibüs, minibüs, binek
otomobilleri (yeni olanlar ve
kuUanıhnış olanlar), motorlu ve
motorsuz bisikletler, oturma ve diğer
mobilya çeşitleri gibi ürünlerde
kullanılacak.
Diğer yandan, Gümrük Giriş Tanfe
Cetveli'nde bazı ürünlere uygulanacak
vergi oranlan da belli oldu.
Bakanlar Kurulu'nun onayladığı yeni
oranlar Resmi Gazete'nin dünkü
mükerrer sayısında yayımlandı.
Buna göre, eczacılık ürünlerinın
imalinde kullamlan karaciğer, domuz
sakatatına yüzde 250 oranında,
aromalanmış yoğurtlar yüzde 75-100,
çamfıstığı yüzde 48, ipekböceği
tohumu yüzde 30, çeşitli baharat ve
çaylar yüzde 100-110, bitkisel yağlar
yüzde 20-100, kedi ve köpek mamalan
yüzde 10, bisikletlerde kullamlan
lastik ve aksam yüzde 25-30, karayolu
şebekesi dışında kullanılmak üzere
yapılmış damperler yüzde 60, kayaklar
ve uyku fulumlan yüzde 40-100
arasında gümrük vergisine tabi olacak.
İpekböceği tohumu ise gümrük w l ifmiii
[
vergisuıden muaf tutuldu. *bt£r.
Yeni Gümrük Tarife Cetveli'nde
belirtilen vergi oranlan da bugünden
itibaren yürürlüğe girecek.
DUNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ / ERGİNYILDKOĞLU LONDRA [email protected]
Uluslararası politika açısından
2001 'de sarsıcı olaylar beklemek için
'şimdilik' bir neden yok. Buna karşı-
lık, gündem okJukça dolu. Sanınm, bu
dolu gündem üç büyük vektörsel ba-
sınç attında yaşanacak.
Üç vektdrsel basınç
Birincisi, Soğuk Savaşm hemen
arkasından oluşart, tek kutuplu
dünyadan, çok kutuplu, bir büyük
güçler arası dengeler dünyasına
geçiş süreci yaşıyoruz. ABD'nin So-
ğuk Savaş sonrasında 'de facto' ku-
rulan rakipsiz hegemonyası, geçen
yıllarda, Asya krizinden sonra "Was-
hington Consensus"ün kınlmasıyla,
üç noktadan sorgulanmaya başlan-
mıştı. Avrupa Birliği, özellikle Fran-
sa'nın ağzından, çok kutuplu bir dün-
yadan yana olduğunu birçok kez vur-
guladı. Rusya ve Çin çok kutuplu bir
dünya için işbirliği yapmaya başladı-
lar. Kosova savaşından sonra hızla
gündeme gelenAvrupa Savunma Ini-
siyatrfi bir yandan, ABD'nin Ulusal Sa-
vunma Kalkanı Projesi'ni gündeme
getirmesiyle oluşan, yeni nükleer ya-
nş tehlikesi diğer yandan, tek kutup-
lu dünyanın ÂBD istekleri doğruftu-
sunda gelişmesinin olanaksızlığını or-
taya koydu. Bir sonraki yıl ne olur, bil-
mek kolay değil ama, en azından bu
yıl, diğer iki vektörsel basıncın da kat-
kısıyla ABD hegemonyasının aşınma
sürecinin devam edeceğini söyleye-
biliriz. ABD, bu gelişmelere tepkisini
bu yılın ilk çeyreğinde açıklayacağı
Dört Yıllık Savunma Stratejisi (Qa-
udrannial Defence Review) ile ortaya
koyacak. Bu dokümanın tonu, yeni
yönetimin eğilimleriyle birleştirilerek
yorumlanacak ve önümüzdeki dö-
nemde uluslararası ilişkilerin yönünü
belirteyecek.
İkinci vektörsel basınç, bu yılın ba-
şında ABD'de yeni bir kadronun yö-
netimegelmesiyle ilgili. Çarşamba ya-
zımda değinmiştim, bu yönetim meş-
ruiyeti zayıf, bölünmüş bir Parlamen-
to ve kamuoyu ortamında çalışmak
zorunda olan zayıf, uluslararası dene-
yimden yoksun bir başkanın yöneti-
minde çalışacak, Soğuk Savaş döne-
minden kalma, aşın sağcı renkler ta-
şıyan militarist bir kadrodan oluşuyor.
içerde bu kadar sorunlu, elini kolunu
bağlayan bir ortamda çalışmak zo-
runda kalan bir devlet başkanı, baş-
kanlığını kanıtlayacak inisiyatrfleri ko-
laylıkla dış politikada arayabilir.
Bush'un Soğuk Savaş'tan kalma dış
politika ve savunma kadrosunun
Clinton dönemJnin dış polrtikasını
özellikle Çin, Rusya, Kuzey Kore ve
2001'e Girerken - IIIran bağlamında fazla uzlaşmacı bul-
duğu da biliniyor. Bu yüzden Çin, Rus-
ya ve Japonya, ABD dış politikasının
neyöndeşekilleneceği konusunda bir
belirsizlikle karşı karşıya olacaklar. Av-
rupa da, bugün yönetime gelen kad-
ronun, Povvell, Cheney ve hatta
Bush'un, ABD'nin Avrupa'daki aske-
ri varlığını gözden geçirmek (azalt-
mak) istediğini birçok kez duymuş
olarak gelişmelerın yönünü, endişeve
merakla bekliyor.
Ortadoğu barış süreci de bir başka
belirsizlik alanı. Gore-Liberman eki-
binin seçimleri kaybetmesinin, Israil
açısından olumsuz bir gelişme oldu-
ğu sık sık vurgulandı.
Ancak, geleneksel
olarak bakınca, Bush
ekibinin Netanyahu
çizgisine, Barak'ın
çizgisinden daha ya-
kın, Saddam'a çok
daha sert tutum al-
maktan yana olduğu
da bir başka gerçek.
Bu iki çelişkili eğili-
min hangi yönde çö-
zümlenecği.ABD'nin
Ortadoğu politikası-
nın yönü henüz belli
değil. Diğer taraftan,
yeni yönetimin, ken-
dini kanttlamak için,
yeni ve kolay düş-
manlar araması ola-
sılığı da yüksek. Bu
da bir başka endişe
kaynağı. Popülist
Chavez yönetimin-
deki Venezüella'nın, bu yıl ABD ile ba-
şının belaya girmesi beklenebilir. AB-
D'nin toplam petrol ithalatının yüzde
15'ini sağlayan Venezüella, Chavez'in
yönetiminde Latin Amerika'da, anti-
emperyalist bir söylemle sivrilmekle
kalmadı, OPEC bünyesinde petrol fi-
yatlarının saptanmasında çok etkin bir
rol oynadı.
Chavez'in Küba ile yakınlığı, Irak'ı
ziyareti ABD açısından açıkça düş-
manca bir konuşlanma olarak yorum-
lanıyor. 2000'in sonuna doğru, Cha-
vez'i bölgedeki, ama özellikle Kolom-
biya'daki solcu gerillalarta ve uyuştu-
rucu trafiğiyle ilişkilendıren yorumlar
ABD basınında giderek arttı; Cha-
vez'in Latin Amerika'da bir Amerika
karşıtı blok oluşturmaya çabaladığı
birçok kez vurgulandı.
Diğer taraftan, yeni ABD yönetimi-
nin akıl hocası durumunda bulunan,
Nixon Centre, Heritage Foundati-
on, Güvenlik Politikası Merkezi,
Stratejik Çalışmalar Merkezi gibi
kurumların, yayınlarına bakınca, Ulu-
sal Savunma Kalkanı Projesi'nin
(USKP), balistik füzelere karşı ulusla-
rarası anlaşmalara ters düşmeyi gö-
ze alarak bir an evvel uygulanmaya
konması yolunda telkinlerin arttığı gö-
rülüyor. Bu retoriğin, pratiğe, diğer bir
deyişle yeni bir şiddet dengesine dö-
nüşme potansiyelleri bu yıl büyük öl-
çüde açıklığa kavuşacak.
Bu yılki gelişmeleri etkileyecek
üçüncü vektörsel basınç, ABD ekono-
misinin yavaşlamasıyla ilgili. Bu ko-
nuya geçen pazartesi değinmiştik. Ek
olarak, ABD'de ekonomik daralma-
nın, işsizliği beklenenden hızlı arttır-
ması durumunda. dış ticaret açığının
giderek daha fazla göze batmaya
başlayacağı söylenebilir. Bilindiği gi-
bi böyle bir konjonktürherzaman ko-
rumacılık eğilimlerini güçlendiriyor,
ABD'nin Japonya, Avrupa ve Çin ile
arasındaki ticari anlaşmazlıkları kö-
rüklüyor. ABD hegemonyasının diğer
büyük ülkeler tarafından giderek da-
ha çok sorgulandığı bir dönemde,
ABD'deki korumacılık eğilimlerinin
artması, "birinci vektörsel basıncı"
güçlendirebilir, özellikle Güneydoğu
Asya bölgesinde önemli jeostratejik
süreçleri harekete geçirebilir.
Avrupa-Rusya-Çin-Japonya
Bu üç vektörsel basıncın etkileri
dört büyük güç arasındaki ilişkilerzin-
cirini de ister istemez etkileyecek.
Petrol fiyatlanndaki artışlann da yar-
dımıyla toparlanarak uluslararası plat-
formda belirgin bir biçimde güç yan-
sıtmaya başlayan Rusya'nın devlet
başkanı Putin, Ulusal Savunma Kal-
kanı Projesi'ne karşı oluşan ulusla-
rarası muhalefetin başını çekiyor. Pu-
tin'in, Avrupa, Çin, Kanada ziyarette-
rinde bu konu hep liste başındaydı.
Uluslararası jeopolitik açtdan, Alman-
ya ve Rusya arasında yaşanan yakın-
laşma da en az USKP sorunu kadar
önemli. Almanya, Rusya'nın 14 milyar
dolarlık borcunu, sanayi işletmeleri-
nin hisseleriyleödeme önerisini kabul
etti. Bu anlaşma 2001 'de yaşama ge-
çerseAlmanya'nın yalnızca Rusya'nın
ekonomisindeki ağırlığı büyük birstç-
ramayla artmakla kalmaz, Rusya'yı
Avrupa'ya bağlayan ülke olarak Avru-
pa içindeki lideriiği de güçlenir. Bu ya-
kınlaşma Almanya'nın, Avrasya üze-
rinde, zaten Iran ve Türfciye bağlamın-
da var olan etkisini de güçlendirir. Bir
süredir, ABD savunma çevrelerinde
ABD'nin Hazar bölgesini Rusya'ya
kaptırdığına ilişkin yorumlar yapılıyor.
Şimdi, bu koşullarda, bu yıl, yeni ABD
yönetiminin bölgede yeni girişimleri
beklenebilir.
Çin'de yüzlerce yeni kent kurarak,
yollar açarak, iç pazannı hızla gelişti-
rerek ve aynı anda da ordusunu yeni-
leyerek güçlenmeye çabalıyor. Hâlâ
petrol gereksinimini tümüyleABD de-
netimindeki sulardan geçen tanker-
lerte sağlayan Çin için, en önemli so-
run ABD'nin Asya'daki hegemonyacı
ilişkileri. Çin bir taraftan, ABD'nin
USKP'ye, Rusya ile birlikte şiddetle
karşı çıkarken diğer taraftan da Ja-
ponya ve Güney Kore ileABD arasın-
daki bağlann gevşemesi için elinden
geleni yapıyor. 2001 yılında bu alan-
da iki gelişme var gündemde. Güney
Kore, Kuzey'le yakınlaşmanın da et-
kisiyleABD'nin ülkesindeki askeri var-
lığını yeniden gözden geçirmeye ka-
rariı. Bu konu yılın ilk yansında gün-
demde. Ikincisi Japonya'nın yıl so-
nunda açıklanan beş yıllık savunma
bütçe programı, ilk kez önemli bir po-
litika değişikliğine işaret ediyor. Ja-
ponya Deniz Kuvvetleri'nden sonra,
Hava Kuvvetleri'nin de ulusal sınırla-
n, karasulan ötesinde örneğin hava-
da ikmal yapabilme yoluyfa güç yan-
sıtma kapasitesini arttıracak bir seri
girişim başlatıyor. Bu girişimler, Çin ve
Güney Kore'nin tepkilerine yol aça-
rak bölgede yeni gelişmeleri günde-
me getirebilir. 2001 yılının gündemi
gerçekten çok yoğun.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Özgüven Sorunu
Bir toplum için çok olumsuz gelişmelerden biri,
bireylerinin, ortaklaşa çözüm arayışından uzak-
laşmalandır. Kişilerin, toplum olarak bir şeyler
başanlacağı konusunda özgüvenlerini yitirmele-
ri, yanna güvenle bakılmasını engeller; çok sakın-
calı bir biçimde biz yapamayız anlayışını egemen
kılar.
Türkiye, yıllardır, sorunlanna kendisi çözüm
bulamaz anlayışıyla yönetiliyor; ulusal özgüve-
nini yitirme sürecini yaşıyor. Giderek yaygınlaşan
bu anlayış, neredeyse tüm sorunlann çözümünün
ülke dışından beklenmesine neden oluyor. Yalnız
hükümetler değil, genel kamuoyu da kurtuluşu
dış güçlerde ya da yabancılarda anyor.
Dışandan beklentiler iki ana kola aynlabilir: a)
Ekonomiye ilişkin olanlar, b) siyasal içerikli olan-
lar. Ekonominin düzenlenmesi, ağırlıklı olarak IMF
ve Dünya Bankası'na, buna karşılık siyasal konu-
larda büyükölçüdeAvrupa Biriiği'ne yöneliktir, de-
nilebilir.
•••
Ülke ekonomisine ilişkin kararlann IMF ve Dün-
ya Bankası'na bırakıldığının çok sayıda somut ör-
neği var. Burada bunlardan birine değinmek ye-
terli olacaktır.
Hükümetin IMF'ye verdiği 18 Aralık tarihli Niyet
Mektubu çok ağır yaptınmlan içeriyor. Tanmdan
bütçeye, vergilemeden sosyal güvenliğe uzanan
ekonomik yaşamın tüm alanlannda uygulanması
zorunlu kılınan politikalar sıralanıyor.
IMF koşullannın tamamı çok önemlidir; ancak
bunlann içinde Yapısal Reformlar başlığı altında
toplananlar ayn bir özellik taşıyor. Mektupta bu
başlık altında da herzaman yapıldığı gıbı özelleş-
tirme konusu ele alınıyor. Bir başka anlatımla ya-
pısal reform deyimi birsüslemeden başka birşey
değil; özelleştirme ile aynı anlama geliyor. Bu ko-
nuda verilen kesin sözler neler yapılacağını tüm
aynntılanyla anlatıyor. IMF'nin koşullan, hiçbir çe-
kince konulmaksızın benimseniyor. Örneğin, şe-
ker piyasasını özelleştirme amacıyla çıkarılacak
ŞekerKanunu, 15 Şuba1200 7 'e kadarPariamen-
to'ya sunulacak ve 15 Mart 2001'e kadar onay-
lanacakt/r. (Mektup, s. 15; paragraf46).
•••
Ekonominin dışa bağımlılığında bu ölçüde kas-
katı bir teslimiyet gösteren hükümet ve genel ka-
muoyu, sıra siyasal çözümlere gelince çok deği-
şik bir tutum sergiliyor; dışandan gelen önerilere,
çoğu kez gereksiz biçimde, olumsuz tepki veriyor.
Duaımnedir?
Akaryakıtta vergi
ATV tutarları
arttarıldı
Türkiye, günümüzde bile düşünce suçu ayıbı- ,'
nı yaşıyor; işkenceyi önleyemiyor; hapishanelerin- •
de can güvenliğini sağlayamıyor. Yasalan ve ku-
rumlanyla 12 Eylül baskıcı rejimıni, sendikal hak
ve özgürlükleri geliştirerek somut demokratikleş-
me adımlanyla bir türiü aşamıyor.
Kısaca, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yo-
lunagidilmiyor.
•• -©u ©rtamda Avrupa Birliği, Türkiye'nin demok-
ratikteşmesi yönünde kimi istemlerde bulunuyor;
insan haklan, ekonomik ve sosyal haklar alanın-
da yapısal düzenlemeler öneriyor. Avrupa Birli-
ği'nin bu konudaki istekleri ulusal bağımsızlığa
saldın biçiminde aigılanıyor; bu istekler yenne ge-
tirilirse, Türkiye'nin ulusal egemenlığınin yok ola-
cağı öne sürülüyor; hükümetin ve Meclis'in yetki- •
lerinin yabancılara devredilmesı sayılıyor.
Türkiye, ekonomi konusunda, ulusal bütçesinin
yapılması dahil, dış isteklere tam anlamıyla teslim
oluyor; sıra hak ve özgürlüklere gelince de yıllar-
dır tamamıyla yan çiziyor. Bu tutarsızlık ya da çe-
lişik tutum, ulusal kendine güveni daha da kın-
yor; yok ediyor.
• • •
Hükümetin ve kimi basın yayın organlannın dış
güç odakları karşısındaki bu ikili ölçütü doğru ve
sağlıklı sayılamaz. Ne IMF ve Dünya Bankası kar-
şısındaki teslimiyet doğrudur ne de Avrupa Birli-
ği'nin demokratikleşme istekleri karşısında göste-
rilen sert tepkiler sağlıklıdır. Doğru olan, bu konu-
lardaki kararlann, bu toplumun ortak karan biçi-
minde oluşmasının sağlanmasıdır.
Bir başka anlatımla, yenı yıla gırerken ülkenin en
büyük gereksinimi, biz yapanzanlayışını egemen
kılmaktır. Ekonominin düzlüğe çıkanlması da, de-
mokrasiye işleriikkazandınlması da bizim işimiz-
dir; yabancılara danışabiliriz, onlardan göriış ve
önehleralınz, ancak son karan biz veririz ve bu-
nu kendi insanımızın yaranna uygularız diyebi-
lecek bir siyasal açılıma yönelmek gerekiyor. j
e-posta: yakupfrr metu.edu.tr
ANKARA (AA) -Fu-
eloil çeşitleri dışında ka-
lan akaryakıt ürünlerin-
den alınan akaryakıt rü-
ketim vergisi (ATV) tu-
tarlan artnnldı.
Bakanlar Kurulu'nun
ATV tutarlannı yeniden
beürleyen karan, Resmi
Gazete'nin dünkü mü-
kerrer sayısında yayım-
landı.
Buna göre, fiyatlan-
dırmada, alınan ATV tu-
tan, kurşunsuz benzin-
de 263 bin lıradan, önce
274 bin 800 sonra 284
bin 800 liraya, süper
benzinde 269 bin 750 li-
radan önce 281 bin 440
sonra 290 bin 700 liraya
çıkanldı. Normal ben-
zinden alınan tutar da
254 bin 250 liradan il-
kin 265 bin 950 liraya,
sonra 274 bin 900 liraya
çıkanlırken gazyağında
alınan 132 bin 630 üra-
lık ATV 150 bin 528 li-
raya, motorin ve marine
dıeselde 125 bin 150 li-
ra olan ATV tutan ilkin
129 bin 900, sonra 143
bin 700 liraya yükseltil- ,
di. ATV tutan kalorifer;
yakıtında da 10 bin 403 ;
liradan 13 bin 817 lira- '
ya, sıvılaştınlmış petrol
gazı çeşitlerinde (LPG,
bütan, propan) 1.746 li-
radan 1 838 liraya çıka-
nldı.
Fueloillerde sıfır (0),
olan ATV tutarlannda
değişikliğe gidilmedi.
Karar uyannca, ben-
zin türlerinde belirlenen
son tutar 6 Aralık 2000,
motorin, marine diesel
ve kalorifer yakıtında 8
Aralık 2000, gazyagı ve
sıvılaştınlmış petrol ga-
zı çeşitlerinde belirlenen
tutarlar4Aralık2000 ta-
rihınden itibaren geçer-
li olacak.