17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13 Özürlü çalıştırma oranını yüzde 3'e çıkaran yasa, ne tam olarak uygulanıyor ne de denetleniyor Güneydoğu'da ntantar çiftJiği • DtY\RBAKIR (AA) - Diyarbakır Umut Mantar Çiftliği Yöneticisi Endan Erdemir, 3 ayda 2 ton mantar ürettiklerini söyledi. Erdemir, Umut Mantar Çiftliği'nin mayıs ayında açıldığını ve bölgenin ilk mantar çiftliği olduğunu belirtti. Diyarbakır dışında bölge illerine de satış yaptıklanru belirten Erdemir, "Bölgenin mantar ihtiyacınm yüzde 95'ini karşıhyoruz. Talep çok iyi ve çoİc memnunuz. Günlûk kazancımız 150-200 milyon lira arasındadır. tleride mantar çiftüğini genişletip tesis açmak istiyoruz" dedi. Dtşticaret apğuıda rekor • ANKARA (ANKA)- Dış ticaret hacmi, ithalat, ihracat, dış ticaret açığı ve bunlann doğal sonucu olarak cari ışlemler açığında 2000, Tûrkiye için rekorlar yılı oldu. Türkiye'nin ithalatı 50 milyar dolan, ihracatı 27 milyar dolan, dış ricaret açığı 25 milyar dolan aşıyor. Cari işlemler açığı ise 10 milyar dolara doğru gidiyor. Ekim sonu itibanyla son 12 aylık ihracat ve ithalat rakamlan dikkate alınarak yapılan yıllık dış ticaret hesaplamasına göre, yıllık ithalat ekim sonunda 52.2 milyar dolara,> -ihracatda26,8 ormh milyar dolara yûkseldi. ^ Dış ticaret açığı ise 25.4 milyar dolara ulaşrı. TPAO, petrol için Ubya'da • ANKARA (AA)- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Libya'da da bûro açtı. TPAO Genel Müdürü Osman Demırağ, Libya hükümetinin 1995 yılında arama-üretim faaliyetlerine açtığı toplam 12 saha üzerinde yapılan değerlendirmelerde, yeterli bulunan ve aramaya değer görûlen iki önemli sahanın TPAO'ya tahsıs edildiğini bildirdi. Osman Demirağ, anlaşma çerçevesinde sahalara 30 milyon dolarlık yatınm yapacaklannı belirtti. Etj HoMing'de yenkten yapılanma • ANKARA (AA)- ' Madencılik sektörûnde 1997 yılındaki yeniden yapıJandırma çâlışmalan sonrasında, Eti Holding Genel Müdürlüğü'nden alınarak bağlı ortaklık statüsüyle ayn bir genel müdürlûk olarak faaliyetine başlayan Eti Pazarlama ve Dış Ticaret Şirketi tasfiye ediliyor. Yüksek Planlama Kurulu karan ile tasfiyesi benımsenen Eti Pazarlama ve Dış Ticaret Şirketi, eskiden olduğu gibi faaliyetini Eti Holding bünyesıne bağlı olarak daire başkanlığı statüsünde sürdürecek. Dpet neferanstr • İZMİR(AA)-Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Atı] Akkan, Opel Türkiye'nin Izmir Torbalı'daki fabrikasında ûretimi durdurma kararının değiştirilmesi yolunda çaba göstereceklerini belirtti. Akkan, "Opel Türkiye yarattığı ekonomik değerlerden çok prestijdi, yabancı sermaye için referans oluyordu" dedi. duyaa yok• Kamu ve özel sektörde 55 bin 843 kişilik boş özürlü kadrosu olmasına karşın 17 bin 402'si Türkiye Iş Kurumu'nun açtığı sınava giren özürlü yurttaşlar iş istiyor. 1475 sayılı yasa, bu oranı dikkate almayan işverene her ay için asgari ücretin iki katı para cezası ve özürlü çalışan istihdamını öngörüyor. GÖZPE AKGÜNGÖR Kamu ve özel sektörde 55 bin 843 ki- şilik boş özürlü kadrosu olmasına kar- şm 17 bin 402'si Türkiye İş Kuru- mu'nun açtığı sınava giren özürlü yurt- taşlar iş istiyor. Körler Federasyonu'na bağlı Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER) Genel Başkanı Avukat MüminOzeken, iki yıl önce yapılan değişiklikle özürlü çalış- nnlma oranını yüzde 3 'e çıkaran yasa- nın uygulanmasım ve denetlenmesini istiyor. 1475 sayılı yasa, bu oranı dik- kate almayan işverene her ay için asga- ri ücretin iki kah para cezası ve özürlü çalışan istihdamını öngörüyor. Özeken, bu hukuki yaptınmlann uygulanama- masını, denetimi sağlamaktan sorumlu çalışma bölge müdürlükleri ile Türkiye İş Kurumu arasındakı koordinasyon so- runlanyla açıklıyor. "İş ebfine bırakıl- mata" diyen özeken, söz konusu denet- lemenin, özürlülerin sivil toplum örgüt- leriyle Türkiye tş Kurumu'ndan temsil- cilerle oluşturulacak bir komisyon tara- findan yapılmasının daha doğru olaca- ğını savunuyor. Yaptınmın yetersizolduğunu dile ge- tiren Özeken, ikinci denetimde cezanın iki katına çıkanhnası gerektiğini, üçün- cü denetimde ise hürriyen" bağlayıcı ce- za verilmesi ve bunun para cezasına çevrilmemesini öneriyor. Sınava katıla- rak iş arayan 17 bin 402 özürlü bulun- masuıa karşın Türkiye fş Kurumu yal- nız özel sektörde 13 bin 570 kişilik boş kadro olduğunu açıklıyor. Yaptınm uy- gulanması halinde boş kadrolardan ay- da yaklaşık 10 tnlyon lıra elde edıle- cekken bu yıl yalnızca 88 milyar lira tahsil edildiğini ifade eden Özeken, "lş- siziiksigortasıiçin ımıazzam bir kaynak. AyncameslekirehabOkasyoDdada kul- lanılabiKr'* diyor. GÖZDER Başkanı, söz konusu kaynağın "OzürlüJereİşsiz- lik Sigortası n nda kullanılmasını istese de, özürlünün hazırcılığa alıştırmasına karşı çıkıyor. Özeken, "Çahşabilecek dunımdaolanlannistihdammagidilsin. Valnız çahşamayacakdunımda olanlar ve işbulamayanlarişsizliksigortasuKİan yararlansın. Yoksa her özürlüye ayhk bağlanması, onayladığunız bir çözüm değfl" diye görüşlerini ifade ediyor. Yüzde 3'lük kontenjanın da görme, işitme ve ortopedik özürlüler için den- gelı dağıtılması isteniyor. Özeken, özel sektörü yasayı uygula- maya teşvik etmek amacıyla çalışan özürlünün vergi priminin bir bölümünü devletin karşılayabileceğini dile getiri- yor. \ferJeksikfigT Öte yandan Özeken, özürfülerin gay- ri safi milli hasıladan on binde 4 ora- nında pay aldığını ve yalnızca yüzde I 'inin istihdam edildiğini, ancak sayı- nın kesin olarak bilinmediğini söylü- yor. Bu konuda devletin hiçbir araştır- ma yapmadığını belirten Özeken, "Dünya Sağbk Orgürö'nön, özürlüler toplumun yüzde 1 'ini oluşturur' ifade- sine bakarak ülkemizde 6 milyon özür- lü yaşadığı söylenryor. Bence bu ifade, gerçeği hiçmi hiç yansıtmıyor.Iştebu da devletin bireye hizmet götürmesini en- gelliyor'' YÜZDE 50 ORANINDAKİ 5. GÜMRÜK VERGİSİ UYUMU BUGÜN YÜRÜRLÜKTE Türkiye., AB'yle rekabete gîrecekANKARA (AA) - Türkiye ile Avrupa Topiuluğu arasında geçiş dönemini düzenleyen Karma Protokol uyannca, Türk Gümrük Tarifesi ile Topluluk Ortak Tarifesi arasında yapılması gereken bazı eşyalarda yüzde 50 oranındaki 5. gümrük vergısi uyumu bugünden itibaren yürürlükte olacak. 'Bazı Eşyada Türk Gümrük Tarifesinin Topluluk Ortak Gümrük Tarifesüıe Uyumu KonusundakT ,f; BakaDİar Kurulu karan dünkü Resmı •;• Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. 5. gümrük vergisi uyumu, üçüncü ülkelerden ithal edilecek çimento ve • 'Bazı Eşyada Türk Gümrük Tarifesinin Topluluk Ortak Gümrük Tarifesine Uyumu Konusundaki' Bakanlar Kurulu karan dünkü Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. Yeni Gümrük Tarife Cetveli'nde belirtilen vergi oranlan da bugünden itibaren yürürlüğe girecek. torbalan, ayakkabı aksamı, sandıklar, bavullar, evTak, spor çantalan vesaire, demir ve çelikten demetlenmiş teller, örme halatlar, midibüs, minibüs, binek otomobilleri (yeni olanlar ve kuUanıhnış olanlar), motorlu ve motorsuz bisikletler, oturma ve diğer mobilya çeşitleri gibi ürünlerde kullanılacak. Diğer yandan, Gümrük Giriş Tanfe Cetveli'nde bazı ürünlere uygulanacak vergi oranlan da belli oldu. Bakanlar Kurulu'nun onayladığı yeni oranlar Resmi Gazete'nin dünkü mükerrer sayısında yayımlandı. Buna göre, eczacılık ürünlerinın imalinde kullamlan karaciğer, domuz sakatatına yüzde 250 oranında, aromalanmış yoğurtlar yüzde 75-100, çamfıstığı yüzde 48, ipekböceği tohumu yüzde 30, çeşitli baharat ve çaylar yüzde 100-110, bitkisel yağlar yüzde 20-100, kedi ve köpek mamalan yüzde 10, bisikletlerde kullamlan lastik ve aksam yüzde 25-30, karayolu şebekesi dışında kullanılmak üzere yapılmış damperler yüzde 60, kayaklar ve uyku fulumlan yüzde 40-100 arasında gümrük vergisine tabi olacak. İpekböceği tohumu ise gümrük w l ifmiii [ vergisuıden muaf tutuldu. *bt£r. Yeni Gümrük Tarife Cetveli'nde belirtilen vergi oranlan da bugünden itibaren yürürlüğe girecek. DUNYA EKONOMtSİNE BAKIŞ / ERGİNYILDKOĞLU LONDRA [email protected] Uluslararası politika açısından 2001 'de sarsıcı olaylar beklemek için 'şimdilik' bir neden yok. Buna karşı- lık, gündem okJukça dolu. Sanınm, bu dolu gündem üç büyük vektörsel ba- sınç attında yaşanacak. Üç vektdrsel basınç Birincisi, Soğuk Savaşm hemen arkasından oluşart, tek kutuplu dünyadan, çok kutuplu, bir büyük güçler arası dengeler dünyasına geçiş süreci yaşıyoruz. ABD'nin So- ğuk Savaş sonrasında 'de facto' ku- rulan rakipsiz hegemonyası, geçen yıllarda, Asya krizinden sonra "Was- hington Consensus"ün kınlmasıyla, üç noktadan sorgulanmaya başlan- mıştı. Avrupa Birliği, özellikle Fran- sa'nın ağzından, çok kutuplu bir dün- yadan yana olduğunu birçok kez vur- guladı. Rusya ve Çin çok kutuplu bir dünya için işbirliği yapmaya başladı- lar. Kosova savaşından sonra hızla gündeme gelenAvrupa Savunma Ini- siyatrfi bir yandan, ABD'nin Ulusal Sa- vunma Kalkanı Projesi'ni gündeme getirmesiyle oluşan, yeni nükleer ya- nş tehlikesi diğer yandan, tek kutup- lu dünyanın ÂBD istekleri doğruftu- sunda gelişmesinin olanaksızlığını or- taya koydu. Bir sonraki yıl ne olur, bil- mek kolay değil ama, en azından bu yıl, diğer iki vektörsel basıncın da kat- kısıyla ABD hegemonyasının aşınma sürecinin devam edeceğini söyleye- biliriz. ABD, bu gelişmelere tepkisini bu yılın ilk çeyreğinde açıklayacağı Dört Yıllık Savunma Stratejisi (Qa- udrannial Defence Review) ile ortaya koyacak. Bu dokümanın tonu, yeni yönetimin eğilimleriyle birleştirilerek yorumlanacak ve önümüzdeki dö- nemde uluslararası ilişkilerin yönünü belirteyecek. İkinci vektörsel basınç, bu yılın ba- şında ABD'de yeni bir kadronun yö- netimegelmesiyle ilgili. Çarşamba ya- zımda değinmiştim, bu yönetim meş- ruiyeti zayıf, bölünmüş bir Parlamen- to ve kamuoyu ortamında çalışmak zorunda olan zayıf, uluslararası dene- yimden yoksun bir başkanın yöneti- minde çalışacak, Soğuk Savaş döne- minden kalma, aşın sağcı renkler ta- şıyan militarist bir kadrodan oluşuyor. içerde bu kadar sorunlu, elini kolunu bağlayan bir ortamda çalışmak zo- runda kalan bir devlet başkanı, baş- kanlığını kanıtlayacak inisiyatrfleri ko- laylıkla dış politikada arayabilir. Bush'un Soğuk Savaş'tan kalma dış politika ve savunma kadrosunun Clinton dönemJnin dış polrtikasını özellikle Çin, Rusya, Kuzey Kore ve 2001'e Girerken - IIIran bağlamında fazla uzlaşmacı bul- duğu da biliniyor. Bu yüzden Çin, Rus- ya ve Japonya, ABD dış politikasının neyöndeşekilleneceği konusunda bir belirsizlikle karşı karşıya olacaklar. Av- rupa da, bugün yönetime gelen kad- ronun, Povvell, Cheney ve hatta Bush'un, ABD'nin Avrupa'daki aske- ri varlığını gözden geçirmek (azalt- mak) istediğini birçok kez duymuş olarak gelişmelerın yönünü, endişeve merakla bekliyor. Ortadoğu barış süreci de bir başka belirsizlik alanı. Gore-Liberman eki- binin seçimleri kaybetmesinin, Israil açısından olumsuz bir gelişme oldu- ğu sık sık vurgulandı. Ancak, geleneksel olarak bakınca, Bush ekibinin Netanyahu çizgisine, Barak'ın çizgisinden daha ya- kın, Saddam'a çok daha sert tutum al- maktan yana olduğu da bir başka gerçek. Bu iki çelişkili eğili- min hangi yönde çö- zümlenecği.ABD'nin Ortadoğu politikası- nın yönü henüz belli değil. Diğer taraftan, yeni yönetimin, ken- dini kanttlamak için, yeni ve kolay düş- manlar araması ola- sılığı da yüksek. Bu da bir başka endişe kaynağı. Popülist Chavez yönetimin- deki Venezüella'nın, bu yıl ABD ile ba- şının belaya girmesi beklenebilir. AB- D'nin toplam petrol ithalatının yüzde 15'ini sağlayan Venezüella, Chavez'in yönetiminde Latin Amerika'da, anti- emperyalist bir söylemle sivrilmekle kalmadı, OPEC bünyesinde petrol fi- yatlarının saptanmasında çok etkin bir rol oynadı. Chavez'in Küba ile yakınlığı, Irak'ı ziyareti ABD açısından açıkça düş- manca bir konuşlanma olarak yorum- lanıyor. 2000'in sonuna doğru, Cha- vez'i bölgedeki, ama özellikle Kolom- biya'daki solcu gerillalarta ve uyuştu- rucu trafiğiyle ilişkilendıren yorumlar ABD basınında giderek arttı; Cha- vez'in Latin Amerika'da bir Amerika karşıtı blok oluşturmaya çabaladığı birçok kez vurgulandı. Diğer taraftan, yeni ABD yönetimi- nin akıl hocası durumunda bulunan, Nixon Centre, Heritage Foundati- on, Güvenlik Politikası Merkezi, Stratejik Çalışmalar Merkezi gibi kurumların, yayınlarına bakınca, Ulu- sal Savunma Kalkanı Projesi'nin (USKP), balistik füzelere karşı ulusla- rarası anlaşmalara ters düşmeyi gö- ze alarak bir an evvel uygulanmaya konması yolunda telkinlerin arttığı gö- rülüyor. Bu retoriğin, pratiğe, diğer bir deyişle yeni bir şiddet dengesine dö- nüşme potansiyelleri bu yıl büyük öl- çüde açıklığa kavuşacak. Bu yılki gelişmeleri etkileyecek üçüncü vektörsel basınç, ABD ekono- misinin yavaşlamasıyla ilgili. Bu ko- nuya geçen pazartesi değinmiştik. Ek olarak, ABD'de ekonomik daralma- nın, işsizliği beklenenden hızlı arttır- ması durumunda. dış ticaret açığının giderek daha fazla göze batmaya başlayacağı söylenebilir. Bilindiği gi- bi böyle bir konjonktürherzaman ko- rumacılık eğilimlerini güçlendiriyor, ABD'nin Japonya, Avrupa ve Çin ile arasındaki ticari anlaşmazlıkları kö- rüklüyor. ABD hegemonyasının diğer büyük ülkeler tarafından giderek da- ha çok sorgulandığı bir dönemde, ABD'deki korumacılık eğilimlerinin artması, "birinci vektörsel basıncı" güçlendirebilir, özellikle Güneydoğu Asya bölgesinde önemli jeostratejik süreçleri harekete geçirebilir. Avrupa-Rusya-Çin-Japonya Bu üç vektörsel basıncın etkileri dört büyük güç arasındaki ilişkilerzin- cirini de ister istemez etkileyecek. Petrol fiyatlanndaki artışlann da yar- dımıyla toparlanarak uluslararası plat- formda belirgin bir biçimde güç yan- sıtmaya başlayan Rusya'nın devlet başkanı Putin, Ulusal Savunma Kal- kanı Projesi'ne karşı oluşan ulusla- rarası muhalefetin başını çekiyor. Pu- tin'in, Avrupa, Çin, Kanada ziyarette- rinde bu konu hep liste başındaydı. Uluslararası jeopolitik açtdan, Alman- ya ve Rusya arasında yaşanan yakın- laşma da en az USKP sorunu kadar önemli. Almanya, Rusya'nın 14 milyar dolarlık borcunu, sanayi işletmeleri- nin hisseleriyleödeme önerisini kabul etti. Bu anlaşma 2001 'de yaşama ge- çerseAlmanya'nın yalnızca Rusya'nın ekonomisindeki ağırlığı büyük birstç- ramayla artmakla kalmaz, Rusya'yı Avrupa'ya bağlayan ülke olarak Avru- pa içindeki lideriiği de güçlenir. Bu ya- kınlaşma Almanya'nın, Avrasya üze- rinde, zaten Iran ve Türfciye bağlamın- da var olan etkisini de güçlendirir. Bir süredir, ABD savunma çevrelerinde ABD'nin Hazar bölgesini Rusya'ya kaptırdığına ilişkin yorumlar yapılıyor. Şimdi, bu koşullarda, bu yıl, yeni ABD yönetiminin bölgede yeni girişimleri beklenebilir. Çin'de yüzlerce yeni kent kurarak, yollar açarak, iç pazannı hızla gelişti- rerek ve aynı anda da ordusunu yeni- leyerek güçlenmeye çabalıyor. Hâlâ petrol gereksinimini tümüyleABD de- netimindeki sulardan geçen tanker- lerte sağlayan Çin için, en önemli so- run ABD'nin Asya'daki hegemonyacı ilişkileri. Çin bir taraftan, ABD'nin USKP'ye, Rusya ile birlikte şiddetle karşı çıkarken diğer taraftan da Ja- ponya ve Güney Kore ileABD arasın- daki bağlann gevşemesi için elinden geleni yapıyor. 2001 yılında bu alan- da iki gelişme var gündemde. Güney Kore, Kuzey'le yakınlaşmanın da et- kisiyleABD'nin ülkesindeki askeri var- lığını yeniden gözden geçirmeye ka- rariı. Bu konu yılın ilk yansında gün- demde. Ikincisi Japonya'nın yıl so- nunda açıklanan beş yıllık savunma bütçe programı, ilk kez önemli bir po- litika değişikliğine işaret ediyor. Ja- ponya Deniz Kuvvetleri'nden sonra, Hava Kuvvetleri'nin de ulusal sınırla- n, karasulan ötesinde örneğin hava- da ikmal yapabilme yoluyfa güç yan- sıtma kapasitesini arttıracak bir seri girişim başlatıyor. Bu girişimler, Çin ve Güney Kore'nin tepkilerine yol aça- rak bölgede yeni gelişmeleri günde- me getirebilir. 2001 yılının gündemi gerçekten çok yoğun. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Özgüven Sorunu Bir toplum için çok olumsuz gelişmelerden biri, bireylerinin, ortaklaşa çözüm arayışından uzak- laşmalandır. Kişilerin, toplum olarak bir şeyler başanlacağı konusunda özgüvenlerini yitirmele- ri, yanna güvenle bakılmasını engeller; çok sakın- calı bir biçimde biz yapamayız anlayışını egemen kılar. Türkiye, yıllardır, sorunlanna kendisi çözüm bulamaz anlayışıyla yönetiliyor; ulusal özgüve- nini yitirme sürecini yaşıyor. Giderek yaygınlaşan bu anlayış, neredeyse tüm sorunlann çözümünün ülke dışından beklenmesine neden oluyor. Yalnız hükümetler değil, genel kamuoyu da kurtuluşu dış güçlerde ya da yabancılarda anyor. Dışandan beklentiler iki ana kola aynlabilir: a) Ekonomiye ilişkin olanlar, b) siyasal içerikli olan- lar. Ekonominin düzenlenmesi, ağırlıklı olarak IMF ve Dünya Bankası'na, buna karşılık siyasal konu- larda büyükölçüdeAvrupa Biriiği'ne yöneliktir, de- nilebilir. ••• Ülke ekonomisine ilişkin kararlann IMF ve Dün- ya Bankası'na bırakıldığının çok sayıda somut ör- neği var. Burada bunlardan birine değinmek ye- terli olacaktır. Hükümetin IMF'ye verdiği 18 Aralık tarihli Niyet Mektubu çok ağır yaptınmlan içeriyor. Tanmdan bütçeye, vergilemeden sosyal güvenliğe uzanan ekonomik yaşamın tüm alanlannda uygulanması zorunlu kılınan politikalar sıralanıyor. IMF koşullannın tamamı çok önemlidir; ancak bunlann içinde Yapısal Reformlar başlığı altında toplananlar ayn bir özellik taşıyor. Mektupta bu başlık altında da herzaman yapıldığı gıbı özelleş- tirme konusu ele alınıyor. Bir başka anlatımla ya- pısal reform deyimi birsüslemeden başka birşey değil; özelleştirme ile aynı anlama geliyor. Bu ko- nuda verilen kesin sözler neler yapılacağını tüm aynntılanyla anlatıyor. IMF'nin koşullan, hiçbir çe- kince konulmaksızın benimseniyor. Örneğin, şe- ker piyasasını özelleştirme amacıyla çıkarılacak ŞekerKanunu, 15 Şuba1200 7 'e kadarPariamen- to'ya sunulacak ve 15 Mart 2001'e kadar onay- lanacakt/r. (Mektup, s. 15; paragraf46). ••• Ekonominin dışa bağımlılığında bu ölçüde kas- katı bir teslimiyet gösteren hükümet ve genel ka- muoyu, sıra siyasal çözümlere gelince çok deği- şik bir tutum sergiliyor; dışandan gelen önerilere, çoğu kez gereksiz biçimde, olumsuz tepki veriyor. Duaımnedir? Akaryakıtta vergi ATV tutarları arttarıldı Türkiye, günümüzde bile düşünce suçu ayıbı- ,' nı yaşıyor; işkenceyi önleyemiyor; hapishanelerin- • de can güvenliğini sağlayamıyor. Yasalan ve ku- rumlanyla 12 Eylül baskıcı rejimıni, sendikal hak ve özgürlükleri geliştirerek somut demokratikleş- me adımlanyla bir türiü aşamıyor. Kısaca, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi yo- lunagidilmiyor. •• -©u ©rtamda Avrupa Birliği, Türkiye'nin demok- ratikteşmesi yönünde kimi istemlerde bulunuyor; insan haklan, ekonomik ve sosyal haklar alanın- da yapısal düzenlemeler öneriyor. Avrupa Birli- ği'nin bu konudaki istekleri ulusal bağımsızlığa saldın biçiminde aigılanıyor; bu istekler yenne ge- tirilirse, Türkiye'nin ulusal egemenlığınin yok ola- cağı öne sürülüyor; hükümetin ve Meclis'in yetki- • lerinin yabancılara devredilmesı sayılıyor. Türkiye, ekonomi konusunda, ulusal bütçesinin yapılması dahil, dış isteklere tam anlamıyla teslim oluyor; sıra hak ve özgürlüklere gelince de yıllar- dır tamamıyla yan çiziyor. Bu tutarsızlık ya da çe- lişik tutum, ulusal kendine güveni daha da kın- yor; yok ediyor. • • • Hükümetin ve kimi basın yayın organlannın dış güç odakları karşısındaki bu ikili ölçütü doğru ve sağlıklı sayılamaz. Ne IMF ve Dünya Bankası kar- şısındaki teslimiyet doğrudur ne de Avrupa Birli- ği'nin demokratikleşme istekleri karşısında göste- rilen sert tepkiler sağlıklıdır. Doğru olan, bu konu- lardaki kararlann, bu toplumun ortak karan biçi- minde oluşmasının sağlanmasıdır. Bir başka anlatımla, yenı yıla gırerken ülkenin en büyük gereksinimi, biz yapanzanlayışını egemen kılmaktır. Ekonominin düzlüğe çıkanlması da, de- mokrasiye işleriikkazandınlması da bizim işimiz- dir; yabancılara danışabiliriz, onlardan göriış ve önehleralınz, ancak son karan biz veririz ve bu- nu kendi insanımızın yaranna uygularız diyebi- lecek bir siyasal açılıma yönelmek gerekiyor. j e-posta: yakupfrr metu.edu.tr ANKARA (AA) -Fu- eloil çeşitleri dışında ka- lan akaryakıt ürünlerin- den alınan akaryakıt rü- ketim vergisi (ATV) tu- tarlan artnnldı. Bakanlar Kurulu'nun ATV tutarlannı yeniden beürleyen karan, Resmi Gazete'nin dünkü mü- kerrer sayısında yayım- landı. Buna göre, fiyatlan- dırmada, alınan ATV tu- tan, kurşunsuz benzin- de 263 bin lıradan, önce 274 bin 800 sonra 284 bin 800 liraya, süper benzinde 269 bin 750 li- radan önce 281 bin 440 sonra 290 bin 700 liraya çıkanldı. Normal ben- zinden alınan tutar da 254 bin 250 liradan il- kin 265 bin 950 liraya, sonra 274 bin 900 liraya çıkanlırken gazyağında alınan 132 bin 630 üra- lık ATV 150 bin 528 li- raya, motorin ve marine dıeselde 125 bin 150 li- ra olan ATV tutan ilkin 129 bin 900, sonra 143 bin 700 liraya yükseltil- , di. ATV tutan kalorifer; yakıtında da 10 bin 403 ; liradan 13 bin 817 lira- ' ya, sıvılaştınlmış petrol gazı çeşitlerinde (LPG, bütan, propan) 1.746 li- radan 1 838 liraya çıka- nldı. Fueloillerde sıfır (0), olan ATV tutarlannda değişikliğe gidilmedi. Karar uyannca, ben- zin türlerinde belirlenen son tutar 6 Aralık 2000, motorin, marine diesel ve kalorifer yakıtında 8 Aralık 2000, gazyagı ve sıvılaştınlmış petrol ga- zı çeşitlerinde belirlenen tutarlar4Aralık2000 ta- rihınden itibaren geçer- li olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle