16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8EYLÜL2000CUMA 8 SAGUK Kanser tartışmaya anlıyor • Istanbul Haber Senisi - jRadyasyon Onkolojisi «ızmanlan, " 19. Avrupa Hadyoterapi ve Onkoloji Topluluğu"nun (ESTRO) ltongresıne katılmak üzere Türkiye'ye geliyor. 20 Eylül 2000 tarihinde Istanbul Kongre ve Sergi Sarayı'nda Ingilizce olarak yapılacak olan kcongreye, ESTRO Başkanı Prof. Dr. Jean Pierre Gerard, Istanbul LJniversıtesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dah'ndan Prof. Sait Okkan, Prof. Ahmet Öber, 9 Eylül Üniversitesi Radyosyon Onkolojisi Ana Bılim Dah'ndan Prof. Münir Kınay katılacak. K.ongreye 1.500 yabancı bilim adamının katılımı bekleniyor. TatMya'da zilıiıısel özüriü çocuk şenHğri • Istanbuf Haber Servisi - tstanbul Bü>ükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı'na bağlı Florya Özürlüler Yaz Kampı'ndan 50 zihinsel özüriü çocuk, aileleri ve 10 kişilik kurum personeli ile bugün Tatilya'da ağırlanacak. Katasempazyumıı başlıyop • Istanbul Haber Senisi - New York Presbyterian Hastanesı ve Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesı doktorlan, kardiyoloji ve kardiyovasküler cerrahi alanındakı yenilikleri paylaşmak amacıyla bir araya geliyor. Hyatt Regency Oteli'nde bugün başlayacak olan "Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi Alanında En Son Tedavi Metotlan" sempozyumuna, Dr. Antonıo Gotto, Dr. Mehmet Öz, Dr. Aydın Aytaç ve Dr. Genco Yücel de katılacak. Uykuda solunum bozuklugu • Istanbul Haber Senisi - Wisconsin'de 700 hastanın 8 yıl süreyle izlenmesiyle yapılan araştırma, uykudaki solunum bozukluklannın en hafıf şeklinin bile yüksek tansiyon ile ilişkili olduğunu gösterdi. Pennsylvania'da 1.741 hastanın incelendiği araştırmanın sonucunda ise horlamayı da içeren uykudaki solunum bozukluklan ile hipertansiyon arasında yakın bır ilişki olduğu belirlendi. Araştırma, genç ve özellikle normal kilolu şahıslarda uykuda solunum bozukluklannın daha sık görüldüğunü ortaya koydu. Eczacâk konp"esi • Istanbul Haber Senisi - îstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi tarafından düzenlenen Uluslararası 2. Eczacılık Bilimleri ve Mezuniyet Sonrası Araştırma Sempozyumu'na Türk ve yabancı öğrenciler katıldı. Ilk kez araştırmacılann ve öğrencilerin bir araya geldiği sempozyumda son dönemde yapılan çalışmalar tartışıldı. Organ mafyası • Istanbul Haber Senisi - Kartal'da bir tekstil atölyesinde çalışan Romanya uyruklu kişilerin böbreklenni 10 bin dolardan aldınp 400 bin dolara sattıklan iddia edilen aracı kişiler Nıyazi Şahin ve Kenan Şehit tutuklanırken atölye sahibi Birol Baş tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Romanya uynıklu işçilerin böbreklenni düşük fıyata alıp yurtiçinde ve dışında yüksek fiyata sattıklan belirlenen kişilerin, daha önce Kadıköy'de "yasalara aykın şekilde bobrek nakli yaptıklan" gerekçesiyle yargılanan doktorlarla bağlantılan olduğu belirtildi. Yardımcı üreme tekniklerinde ahlaki sorunlar henüz çözüme kavuşmadı Tüp bebek tarbşmasıSAADETUSLU LouiseBrotvn'un 1978 yılmda doğumunun ardından hızla gelişen yardımcı üreme teknikleri yaygınlaştıkça etik sonınlan da beraberinde getirdi. Pek çok merkez tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemleriyle yüzde 80'lere varan oranlarda başan elde ettiklerini duyururken başan şansı kadının yaşına göre değişiyor. Vehbi Koç Vakfi Amerikan Hastanesı Yardımla Üreme Teknikleri Merkezi Başkanı Doç. Dr. Bûlent Urman, artık tüp bebekteki sansasyonel haberlerin önüne gecilmesinı istedi. "Tüp bebek merkezlerinin yöneticUeri zakkumcu Zıya'ya benzemeye başladı" dıyen Urman, merkezlerin hastalan çekebilmek için reklam ve promosyon araçlannı çok fazla kullandıklanna dikkat çekti. önemli olanın eve giden sağlıklı bebek olduğunu vurgulayan Doç. Hastalık taşıyan embriyolar rahme verilmeden önce belirleniyor Genetiktanı dönemitstanbul Haber Senisi - Son yıllann en önemli gelişmelerinden olan genetik tanı, yardımcı üreme tekniklerinde de uygulanı- yor. 5 yıl önceuygulanmaya başlanan preimp- lantasyon genetik tanı yöntemi ile embriyo- lann genetik bir hastalık taşıyıp taşımadığı- na bakıhyor ve hasta embriyo anneye veril- miyor. Bülent Urman, şu anda ülkemızde tam olarak uygulanmayan yöntem hakkında şubil- gileri verdi: " Yumurta döOendikten sonra embriyo ha- tini abyor. 3 gûnde &S hücreti aşamaya geb- yor. Embriyoyu oluşturan her hücre insanın genetik yapısını ortaya koyar. Yani 1-2 hücre atsanız o embriyoya zarar vermemiş ohırsu- nuz. Hücrelerin tüm genetik vapısmı incele- mek mümkün değil. Yakiaşık 100 tane gene- tik hastahğm tanısı bu yöntemle yapılabiliyor. Burada kürtaj ya da erken doğuma gerek kalnuyor.Yöntem 2000 yıhnda 3 bin kişiyeuy- gulandL" Urman, preünplantasyon genetik tanının uygulanabileceği kişileri ise "1leri yaşlardald kadınlar, tekrarlayan tüp bebek denerneJermdebaşansEotankadıruar.tekrar- layan düşük yapan kadınlar ve ailesinde ge- netik hastahğı bilinen eşler" olarak sıraladı. Urman şöyle devam etti: "Tüp bebek ve mikroenjeksiyon ile gebelik oranlan artan kadın yaşj ile paraleflik göstererek düşer ve 43 yaşından sonra neredeyse smriamr. Gebetik oranlanrun abaruh bir sekflde yansmkhğı sansasyonel haberlerin ve sözde yeni uygulamalaruı basında sürekli olarak gündem bulması en fazla bu yöntemlere başvuracak olanlara zarar vermektedir. Tüp bebek uygulamalarmda gerek merkezlerin gerekse de basının daha sorumlu bir anlayış sergilemelerinin ve söz konusu etik ve ahlaki tartışmalara yönefanelerinin zamanı çoktan gelmiştir." Denetim sıkınbsı ABD, tngiltere, Fransa, Almanya ve Avustralya'da tüp bebek merkezlennın merkezi bir kurum tarafından kontrol edildiklerini söyleyen Bülent Urman. "99 yıh içinde eve bebek götürme oranlan ABD'de yüzde 25, İngiltere'de yüzde 21, Fransa'da yüzde 20 ve Almanya'da yüzde 18 okhT dedi. Bülent Urman, Türkiye'de de merkezi bildirim olduğunu, ancak yılda bir kez doldurulan formla kontrol yapıhnasının imkânsız olduğunu ıfade etti. Urman, "Bunlar geri dönülerek kontrol edilebilir bildirinıe dönüştürülmelL O zaman kimse yüzde 80 gebeük sağlıyoruz, diyemez. Bunu diyen kendi kendine suç duyurusu yapmış olur" dıye konuştu. Merkezlerin başanlı gözükmek için rahme birden fazla embriyo transfer ettiklerine de değinen Doç. Urman, çoğul gebeliklerin başansız olarak degerlendirildiklerini söyledi. TUP BEBEK UYGULAMASI 'Getvksiz umuda kpılmayuı 1 • Yardımcı üreme tekniklerinde başan şansının olduğundan daha yüksek gösterilmesi, kişilerin gereksiz umutlara kapılmalarına neden oluyor. Uzmanlar, yeniliklerin kamuoyuna sunulurken çok dikkatli olunmasını istiyorlar. tstanbul Haber Servisi - Tüp bebek ve mıkroenjeksiyon yöntemlerine talebin artması ve merkezle- rin hızla çoğalması, yöntemi deneyecek- lerin karşısına birçok bilinmeyeni de çıka- nyor. Yardımcı üre- me tekniklerinde ba- şan şansının oldu- ğundan daha yüksek göstenlmesi, kişilerin gereksiz umutlara ka- pılmalanna neden oluyor. Tüp bebek uygulamalanndakı bazı sorular ve yanıt- lan şöyle: - Yardımcı üreme teknikleri, kimlere ve ne zaman uygulan- mabdır? - Etkinliği kanıt- lanmış tedaviler ile gebelik elde edileme- diğinde veya diğer te- davileri uygulamarun mümkün olmadığı durumlarda uygulan- malıdır. Daha basit ve ucuz tedaviler ile çözümlenebilecek kı- srrlık nedenleri için bu yöntemler ilk se- çenek olamazlar. - Yardnncı üreme teknikleri khnkr ta- rafindan uygıdanabi- Kr? - Sağlık Bakanlı- ğı'nın lisans verdiği merkezlerde uygula- nabilir. Uygulamayı yaptıracak olan çift- ler, illerindeki tabip odalanndan, ruhsatlı kuruluşlann listesini alabilirler. - Tüp bebek ve mikroenjeksiyon yön- temlerinde başan ne kadardır? - Kısır bir çifti ilgi- lendiren tedavi yön- teminde bu oran, dünyanın en iyi mer- kezlerinde yüzde 50- 60'ı geçmemektedir; örnek olarak, ABD ortalaması yüzde 25 civanndadır. Başvu- ran çiftlere yaş grup- lanna göre gebelik oranlan verilmelidir. Kadının 25 yaşında olduğu ve şiddetli er- kek faktörü nedeniy- le mikroenjeksiyon uygulaması yaptıran bir çift ile kadının 40 yaşında olduğu bir çift arasında gebe ka- labılme şansı yönün- den genç kadının le- hine yakiaşık 4 kat fark vardır. - Yanfama üreme teknikkrinde yasak ve gayri ahlaki uygu- lamalar nelerdir? Yumurta ve sperm bağışlanması ülkemizde Tüp Be- bek Yönetmeliği ile yasaklanmıştır. Döl hücrelennin ve emb- riyolann araştuma maksatlı deneysel iş- lemlere tabi tutulma- sı yasak ve gayri ah- lakidir. - Tüp bebek mi mikroenjeksiyon mn? - Tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemi arasında çiftler üzerinde yapı- lan uygulamaların ta- mamı aynıdır. Fark, yumurtalann labora- tuvarda döllenmesin- dedir. Tüp bebekte spermler yumurtala- nn yanına bırakılır ve sperm kendiliğinden yumurtanın içine gi- rerek döller. Kadına ait kısırhkta uygula- nrr. Mikroenjeksi- yonda ise tek bir sperm, yumurtanın içine mikroskop al- tmda zerk edilerek döllenme sağlanır. Erkeğe ait kısırlıkta uygulanır. - Tüp bebek uygu- lamalanndaki yeni- tikkrnekr? - Yenilikler kamu- oyuna sunulurken çok dikkatli davranıl- malıdır. Bunun tipik örneği lazer uygula- malannda yaşanmış- tır. Ancak lazer ile gebelik oranlannda belirgin bir artma gö- rühnemektedir. Lazer uygulamalan ile la- boratuvarda yapılan bazı girişımler kolay- laşmakta ve süresi kı- salmaktadır. Lazerle yüzde 80-100'lük ge- belik oranlan kesin- likle gerçekleri yan- sıtmamaktadır. Riskli vakalarda uygulama alanı olan preünplan- tasyon genetik tam yönteminin ise her- kese süper bebek gibi söylemlerle sunulma- sı son derece sakınca- hdır. Avnıpa'da 600 üzerinde kişi arasındayapılan araşarmaya göre kadınlar, menopoz konusunda yanhş bilgüere sabipler. Menopoz bilinmiyor tstanbul Haber Servisi - Avrupa ülkelerinden 600'den fazla kadının katıldığı "Avrupa Menopoz Arastırması 2000" projesi sonuçlanna göre, kadınlar menopoz hakkında yanlış fıkirlere sahipler. Avrupa çapuıda yapılan bu araştınnada, kadınlann, ruhsal bozukluklar ve cinsel istekte azauna gibi sorunlar yaşasalar bile, bunlann menopozla ügisini bümedikleri ortaya çıktı. Avrupa ülkelerinden 53-62 yaşlan arasmdaki kadınlann katıldığı "Avrupa Menopoz Araşnnnası 2000" projesi, 10 kadından 9'unun en az bir klimakterik yakınma hissetse bile hekime başvurmadığmı ortaya koydu. Hekimlerin de hastalan bu yönde bilgilendirmedikleri saptandı. Araştırmada, ruhsal sıkmtılar ve cinsel istek kaybı nedeniyle hekime başvurulann sayısımn çok az olduğu görüldü. Araştırmanın başkam Prof. Chiara Benedetto da en çarpıcı sonucun, kadınlann çok çeşitli yakınmalanna karşın hekime başvurmamalan olduğunu vurguladı. Menopozun yol açtığı en fazla yakınma da sıcak basması olarak belirlendi. Araştırmada, menopoz dönemine giren kadınlarda zaman içinde doğal olarak kaybolan "östrojen'" hormonunu yerine koyma yöntemi olan ve az sayıda kadın tarafından kullanılan "Hormon Replasman Tedavisi (HRT)" ıçın de kadınlann yanlış bilgilere sahip olduklan ortaya çıktı. Kadınlann menopoz ve tedavisi hakkında bildiğı • Avrupa ülkelerinden 600'den fazla kadının katıldığı "Avrupa Menopoz Arastırması 2000" projesi sonuçlanna göre, kadınlar menopoz hakkında yanlış fikirlere sahipler. Kadınlar, menopoz tedavisi olan HRT yüzünden kilo aldıklannı düşünürken araştırmalar, menopozun kendisinin kilo aldırdığını ortaya koydu. dogrular ve yanhşlar şunlar. "HRT gereksizdir, çünkü menopoz doğal bir süreçtir." - YanJış. Menopozda sadece klimakterik şikâyetler değil, osteoporoz ve kronik kalp hastalıklan gibi hayatı tehdit eden kronik hastalıklar da görülebılır. HRT hem klimakterik şikâyetlerin giderilmesinde hem de osteoporozun, kemik kaybmın önlenmesınde etkilıdir. "Menopoz tedavisinde östrojen tek başına yeterudir." - Yanlış. Ostrojenler HRT'de ana ürün olmalanna karşın tek başına kullanılması, rahimleri olan kadınlar için tehlike yaratabilir. "Ostrojen, kadında seksüel arzuyu artnnr.w - Yanlış. Seksüel arzu, kadının partneri ile ilişkisi ve genel sağlık koşullan gibi pek çok faktörden etkilenir. Hormonal olarak seksüel istekten kadında ve erkekte "androjenler" sorumludur. "HRT göğus kanseri riskini artnnr." - Yanlış ve doğru. Araştırmalar, 5 yıldan az zamanda HRT kullanan kadınlarda, kullanmayanlara göre göğüs kanseri sıklığında bir değişiklik oknadığını gösterdi. Ancak, HRT kullanan göğüs kanserli kadınlann kullanmayanlara göre daha uzun süre yaşadığı belirlendi. "HRT kilo arüşuıa neden olurf - Yanlış. Kadınlann kilo almasının nedeni HRT değil, menopozun kendisidir. Araştırmalar, HRT kullanan kadınlann, kullanmayanlara göre daha farklı kilo almadığını göstermiştir. BÎRBAKIMA SERVER TANtLLİ Bir İdeoloji İncelemesi Bir yüzyılın sonuyla yeni bir yüzyılın başlannda çarpıcı dinamik, "ekonominin küreselleşmesi'dir. Söz konusu olgu, "tekdüşünce" adı verilen bir ide- olojiye dayanıyor. Onun söylediği de şu: Mümkün olan yegâne ekonomi politikası, "yeni liberalizm" ve "piyasa"dır; ölçütleri de rekabet, üretkenlik, ser- best mübadele ve verimliliktin yeryüzünde birtop- lumun ayakta kalmasının biricik çaresi şimdi bu- dur. Ideolojiler mi dediniz? Onlar artık yok! Mark- sistlerin katı dili ile ekonomik liberalizmin havaıi- leri arasmdaki bütün tartışmalar bitmiştir. Aslında, tartışılacak bir şey de kalmadı: Kapitalizm her yer- de zafer kazanmışsa, insanın doğasına uygun ol- duğunun bir kanıtı değil mi bu? Medyası, üniversiteleri ve enstîtüleriyte bir ko- rodur dinlediğimiz. Allahın günü aynı şeyi tekrarlı- yor. Gezegeni bir "rekabet cangılı "na çeviren bu türkünün üstüne medyanın sunduğu yeni mitolo- jiler aşılanıyor; yeni durumuyla dünyayı insanlara kabul ettirmeye çalışanlar da onlar. Bereket, yutmayanlar var! Bu tür konulann içinde pişmiş btr düşünür, Ar- mand Mattelart, genelleme ve kestirip atmaJara bakıp şunu söylüyor: "Küreselleşme bir olgu, ama aynı zamanda bir ideolojidir; terim, yeni dünya düzenini açıklamaktan çok, onun karmaşıklığınt gizliyor." Küreselleşmeye kimsenin bir şey dediği yok, ama ona eklenen dayatmalardır ki kuşkulan çekiyor. Ideolojiler ölmüşmüş, bunlar ne peki? • Bu tür kuşkulan, elbet okurlar da duyar olmuş- lardır. Ideolojilerin öldüğünü birsüredirtekrarlayıp duran plağın cızırtısını onlann duyarlı kulaklannın da algılamaması imkânsızdır. Ideolojilerin içinde öleni vardır, ölmeyeni vardır; ama bunu ayırmak bi- le ideolojiktir. Özetle, ideoloji olgusu sürüyor, sü- recek de. Güzel de, nereden geldim bu konuya bugün? Geçenlerde, genç felsefecilerimizden birinin, Sinan Özbek'in, İdeoloji Kuramlan adıyia yeni ya- yımlanmış bir kitabı geçti elime. Bulut Yayınla- n'ndan çıkan eser, yazann deyişiyle, "Felsefe ta- rihinde, ayak seslerini dört yüzyıl önce duyuran, yakiaşık ikiyüz elli yaşındaki ideoloji kavramını da- ha anlaşılır bir hale getirmek" için yazılmış. Getiriyor da... Kitap, ideoloji kavramının tarihsel arka planın- da yer aianlarla, 19. ve 20. yüzyılda ideoloji anla- yışını temsil eden düşünür ve eylem adamlannı sergiliyor: İçinde Bacon, Hetvetius, Baron d'HoJ- bach, Destutt de Tracy, Napoteon Bonaparte, Marx, Lukacs, Lenin, Gramsci, Althusser'in yer aldığı, küçük çapta bir fikir tarihi, llginç olduğu kadar, açık ve anlaşılır bir çalış- ma. İdeoloji kavramı, Fransız Devrimi'y'e birtikte kul- lanılmıştır. Kavramı yaratan da Destutt de Tracy ad- lı bir filozof. Ona göre ideoloji, bilimler için temel bir kavram; bir yerde felsefî ve bilimsel bir disip- lin. O ve çevresındekı "ideologlar", bu adla, her ş& h ' yin temelioiacak bir bilim yaratmak istiyorlar. As- lında "Aydınlanmacı" ve iyi niyetli birtavir. Ilk karşı çıkış Napoleon'dan gelir. 19. yüzyılda ideoloji tartışmasına damgasını vu- ran ve yönlendiren ise Kari Marx olur Ona göre fi- kirler, sanat, hukuk, din, daha kuşatıcı bir deyim- le ideoloji, öyle soyutta ele alınamaz, ekonomik ka- tegonlerle birlikte düşünulmelidir. önemli olan att- yapıdır. Ama üstyapının etkisiz olduğu anlamına gel- mez bu. Aslında Marx'tan önce fikirlere tanınan rol öylesine ağırlıktadır ki, bunu sarsmak için, somut ve maddî insansal ilişkileri vurgulamaya gidilmiş- tir. Engets, bir mektubunda, bunu özellikle belir- tir. "Biz, ekonomik boyutun önemini yadsıyan kar- şıtlanmızın tersine, vurguyu onun üzerinde tut- mak zorunda kaldık." Konu, Marx'ın eserlerinde aynntıyla ete alınır, bu arada ideoloji kavramına farklı antam ve içerikler yüklenirken, sonrakı kuşaklar, kuşkusuz daha de- rinlere inen nedenlerle değişik ideoloji yorumuna gitmişlerdir: Lenin'de, Lukacs'da, Gramsci'de, Alt- husser'de gördüğümüz budur. Tarihin akışı, yaşam, elbette yığınla değişikliği de beraberinde getirdi, getirecek de. Ama bütün bu olan biteni de, diyalektik düşünme yöntemini bir yana bırakarak anlamak mümkün değil. Günü- müzde ideoloji düşmanlığı bayrağı attında sürdü- rülen, özünde her şeye "meta" gözüyle bakan li- beral ideolojiyi, onun fikrî sefaletini fark etmek ise ancak diyalektik sayesinde olacak. Sinan Özbek'in kitabı, önümüze derti-toplu, ama pek de önemli bir ideolojik malzeme koymuş durumda. Tam da zamanında... Kutlanacak bir şeydir yaptığı! Doç. Dr. Kubilay Karşıdağ Sağlık için diyabet kontrolu tstanbul Haber Ser- visi-Türkiye'de her 100 kişiden 7'sinde görülen diyabet hastahğı (şeker hastahğı), tedavi edil- mediği takdirde hiper- tansiyona, koronerkalp hastalığına, sinirlerde bozukluğa ve böbrek ile gözlerde hasara yol açı- yor. Istanbul Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Iç Has- tahklan Anabilim Dalı- Diyabet Bilim Dalı'nda görevli Doç. Dr. Kubi- lay Karşıdağ, Türkiye'de her 3 diyabet hastasın- dan l'inin hastalığın- dan haberdar bile ohna- dığını ifade etti. Doç. Dr. Kubilay Karşıdağ, Türkiye'de her 3 diyabet hastasın- dan l'inin hastalığın- dan habersiz olarak ya- şadığım belirterek, 45 yaşına gelen her bire- yin, hiçbir yakınması olmasa da "açhk kan şekerine" bakurması ge- rektiğini vurguladı. Karşıdağ, diyabetin, pankreas tarafindan üre- tilen insülinin yetersiz ve etkisizliği sonucu ge- lişen bir hastalık oldu- ğunu anlattı. Pankreas- ta insülin üreten hücre- lenn hasar görmesiyle mutlak insülin eksikli- ğinin oluştugunu kay- deden Karşıdağ, "tip 1 diyabet'' denen bu türün daha çok çocukluk ve gençlik yaşlannda gö- rüldüğunü söyledi. 40 yaşından sonra ve genellıkle kilolu insan- larda ortaya çıkan "tip 2 diyabefte ise ana so- runun insülin etkisizli- ği olduğuna dikkat çe- ken Kubilay Karşıdağ, bu hastahğm toplumda çok sık görüldüğunü ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle