Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Irak ve Saddam'a
Bakmak
Irak lideri Saddam Hüseyin'in, ne derece
doğru olduğunu bilmediğim hastalık haberini
duyunca, şu sıralarda orada yaşayan ve ülke-
nin girdisini çıktısını bilen bir dostumu bulup,
haberin doğruluk derecesini sordum.
- 6u tür haberleri hep çıkanriar, son defa te-
levizyonda gördüğümde çok sağlıklıydı. Birde-
zenformasyon olabilir, yanrtını aldım.
Birden aklıma Hrfzı Topuz'un, son kitabında,
elli yıl öncesiyle ilgili olarak anlattıklan geldi.
Yıl 1949. Hıfzı Topuz Akşam'da çalışan genç
bir gazetecidir.
Ortadoğu'da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra
boy gösteren, darbeler zincirinin ilki Şam'da
patlak verir, ardında ingiliz desteği bulunan Sa-
mi Himavi, Türkiye dostu olan, Atatürfc'ü ken-
disine model alan Hüsnü Zaim'i devirir.
Akşam, nasıl olursa, Suriye'ye muhabir gön-
dermeye karar verir. Ama ne gariptir, gazetenin
patronu olan ve o sırada, Dışişleri Bakanltğı kot-
tuğunda oturan Necmettin Sadak olayla hiç il-
gilenmez.
Şimdi H. Topuz'un 51 yıl öncesi ile ilgili göz-
lemlerini okuyalım:
"Biz o yıllarda Ortadoğu'ya sırtımızı dönmüş
ve kendimizi Batı'ya adamıştık. Trvman Dokt-
rini ve Marshall Planı bizi ABD'ye yaklaştırmış-
tı. NATO'ya girmenin telaşı içindeydik. Zaman
zaman dış politikamızda Ingiltere'nin de etkisi
oluyordu...
...1940'larda ve 50'lerde basın gendlikle ken-
disine düşen görevleri yapabilecek durvmda
değildi. Burnumuzun dibinde geçen olayları
bile yabancı haber ajanslannın gözüyle görû-
yorduk. Olaylan bize AFP, AP, UPI veya Reuter
aktanyordu. Gazeteler onlann yorumlannı ya-
yımlıyordu. Kamuoyunu onlaroluşturuyordu..."
•••
Aradan 51 yıl geçmiş, değişen fazla bir şey
yok.
' Örneğin, ikide bir Batı ajanslannın spektakü-
ler haberleriyle yaklaştığımız Irak'a bütün dün-
yadan gazeteciler, insan haklan heyetleri akın
ediyorlar son yıllarda, tek Türkiye hariç.
Bu konuda bir tek Bülent Ecevit, Milliyet ile
birlikte bir ziyarette bulunmuş ve Saddamcılık
ile suçlanmıştı, yukanda sözünü ettiğimiz çev-
relerin yönlendirdiği basın ve onlann Türkiye'de-
ki adamları Özal ile çömezleri tarafından.
Saddam'ın dumnadan kitle imha silahlan ya-
pan bir canavar olduğunu fısıldıyor bize Batı
ajanslan ve kaynaklan, ama Israil'in çok daha
etkili ve şümullü silahlar yaptığından kimse söz
etmiyor.
Irak'ta son on yılda çocuk ölümlerinin beş kat
artttğmdan, sağ kaianlann da çok perişan du-
rumda bulunduğundan, ABD Dışişleri Bakant
Madeleine AJbright'ın kendisine ambargonun
bu sonuçları anımsatıldığında, "Neyapalımya-
ni?" dediğinden de söz eden yok.
Saddam'ın Körfez Savaşı'ndan önce çok
kapsamlı bir eğrtim seferberliği başlattığı ülke-
de, bu eğitimi çökertmek için kurşunkalem it-
halinin bile, "Sonra ondan kurşun yapartar" di-
ye ambargo içine alındığını da bilmiyor Türk
halkı.
Tıpkı Irak liderinin sanatta, bilimde Irak röne-
sansı olarak adlandınlacak kapsamlı bir ham-
leye başladığını, ambargo öncesinde devlet
kadrolannın nrtelikli insanlarla doldurulduğunu
bilmemesi gibi....
•••
Saddam üzerine Bat kaynaklı spekülasyon-
lara takılıp kalan Türkiye, komşusunu onlann
açısından değerlendiriyor, onlara göre yorum
yapıyor. Oysa ambargodan Irak'tan sonra en
büyük zaran gören ülke biziz. Ve Irak üzerinde
oynanan oyunlann eninde sonunda Türkiye'ye
de etkıleri olabilecek.
Ve Türkiye şu anda bile, Irak ile ticaretinden
ulusal yarar sağlamak durumundadır.
Ama bütün bunlar görmezden geliniyor ve bu
gerçekleri dile getirenler, Saddam'ın gaddar
diktatör yanını görmemekle (oysa görüyor ve
söylüyorlar, hatta Saddamcı olmakla suçlanı-
yoriar.
Bu dünya bizim için yanm yüzyıl boşuna dön-
müş demek ki...
Vazık.. yazık... Çokyazık!..
Eski Bakan Mehmet Moğultay
'Iş Güvencesi
Taslağı yetersiz'
İstanbul Ha-
berServisi-CHP
Parti Meclisi
Oyesi ve eski
Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Ba-
İcanı Mehmet
Moğultay, Iş Gü-
vencesi Yasa Taslağı'nın
çalışanlaruı gereksinim-
lerini karşüamadığını
belirterek "Bu taslak,
uluslararası sözleşmele-
re uygun bir düzenleme
içenniyor. Hükümet,
sendikalan azia yetinme-
ye zorluyor" dedi.
Moğultay yaptığı ya-
zıh açıklamada, iş gü-
vencesinin, "işçinin işi-
nin konınması" olduğu-
nu belirterek hazırlanan
taslakta, sınırlı bir iş gü-
vencesi modeli önerildi-
ğini savundu.
Moğultay, söz konusu
taslakla. tüm çalışanlara
dönük koruma
sağlayan bir gü-
venceyi gerçek-
leştirmenin ve
158 sayılı ILO
Sözleşmesi hü-
kûmleri ile a-
maçlananlann
yaşama geçirilemeyece-
ğini ifade etti. İş Güven-
cesi Yasa Taslağı'nın bu
haliyle yasalaşması ha-
linde işsızlik sıgortasının
etkin uygulamasının
mümkün olamayacağını
belirten Moğultay, "Sa-
dece sendikal gûvenceye
dayanan smırü bir iş gü-
vencesi, ne kavram ola-
rak, ne kurum olarak<A-
ması gerekeni karşüaya-
bffir" dedi.
Moğultay, iş güvence-
sinin, çalışma yaşamının
sorunlannın bütünlüğu
içinde değerlendirilmesi
gerektiğini belirtti.
Genel Başkan Altan Öymen rest çekti ve seçimli bir kurultaya hazır olunması gerektiğini söyledi
CHP'de Kderiffl
• Jr
ANKARA (Curo-
| huriyetBürosu)-CHP
Genel Başkanı Altan
| Öymen, il başkanlan
toplantısının dün basına kapalı olarak
gerçekleştirilen bölümünde yaptığı
konuşmada kendısini eleştırenlere rest
çekti. Bugüne kadar kendisine yönel-
tilen bütün eleştırilere karşı sesini çı-
karmamak için elinden geleni yaptığı-
nı belirten Öymen, 'Zaruri görürsem
kurultaya giderim. Partiyi daha i>i yö-
neteceğini iddia eden varsa yanşmaya
hazınm' dıye konuştu. CHP'de "se-
çimli kurultay" tartışmasının altında,
yeni tüzük çerçevesinde dönen yıprat-
ma hesaplan da yaüyor. Tüzük tasla-
ğı il başkanlannın büyük bölümü üze-
rinde düş kınklığı yaratırken Deniz
Baykal'a yakınlığı ile bıhnen bazı ıl
başkanlan, Öymen'in, tüzüğe yönelik
eleştirileri ikinci planda bırakmak
amacıyla MYK bunahmını öne çıkar-
dığını ilen sürdüler. Bugüne kadar
kendisine yöneltılen eleştırilere karşı
"ABahın verdiği sabn kuİlanarak" se-
sini çıkarmamak ıçın elinden geleni
yaptığını belirten Öymen, CHP'nın
birbmyle yanştınlan insanların bulun-
duğu bir partı halıne getırıldiğini söy-
ledi. Öymen'in, bunun geçmışte de
partiye en çok zarar veren unsurlardan
bıri olduğuna dikkat çektığı ve "Her-
kes etini vicdanına koyarak etrafina
baksın,yakın çevresine baksın. Bu par-
tide acil bir genel başkan değişuni ge-
rekir ve parti ancak Saym Baykal'm
gelmeshle hız kazanır, secinı kazanır
diye birtemenniyiyakın çevresindegö-
rüyor mu" sorusunu yönelttiği öğre-
nildi. îl başkanlannın bir bölümünün
Öymen'in sorusunu "Hayır" diyerek
yanıtladığı; Öymen'in sözlerini "Böy-
le bir şeyi ben kendim görsem, bana
emanetçi denileceğini bilsem bile genel
başkan otanasuu isterim. Parti onunla
yükselecekse onu destekkrim. Benim
amacını bu partinin vönetimine parti-
yi en ileri götürecek kişilerin geİmesi-
dir" dıye sürdürduğü belırtüdı.
Kamuoyuna Baykal ile kendisi ara-
suıda bir yanş bulunduğu izlenimi ve-
rildiğını belirten Öymen'in, bunun bır
an önce çözülmesı gerektığını vurgu-
ladığı, "zanırigörürse" seçimli kurul-
taya gidebıleceğinı ve delegeleraı se-
çimli kurultayı ciddi biçimde düşün-
mesi gerektiğini söylediği bildirildi.
Öymen'in Ertuğrul Günay'a hitaben
de, "Hem Baykal ile hem de Öymen ile
olmaz diyorsun, o zaman çık, aday ol"
dedığı öğrenildı. Günay'ın da, "Genel
rnerkezyeter kiöndengftsm, biz berza-
man arkadan ghmeye raayız. Ne za-
man adav olacağmnza da kendimiz ka-
rar >eririz" yanıtını \erdığı kaydedıl-
di.
CHP'de önceki gün PÜlS'te başla-
yan tüzük gündemli il başkanlan top-
lantısı dün de sürdü. MYK gerilimi ve
seçimli kurultay tartışmalanmn göl-
gesınde geçen toplantıda, hazırlanan
tüzük taslağı yoğun eleştirilere hedef
oldu. BaykaFa yakın il başkanlan, ge-
nel merkezin, tüzüğün bu haliyle ge-
çirilemeyeceğini anlayınca, tçel'deki
usulsüz üye yazımı sorunuyla başla-
yan MYK gerilimınin büyütüldüğünü
ve öne çıkanldığını savundular.
Genel merkez kulıslennde ise Bay-
kal kanadının kurultayda tüzüğün ke-
sinlikle geçirilmemesi için çalıştığı,
bunun yönde gruplararası görüşmele-
ri yoğunlaştırdığı, Öymen'in de bu he-
saplan gördüğü dıle getirildi. Şimdi
öymen, Baykal kanadının mesajını al-
dığından emin olursa seçimli kurultay
düşüncesınden vazgeçecek; ama ol-
mazsa ya MYK'yi ya da tümden
PM'yi yenileme yoluna gidecek.
TCC kurdu
Gazeteciler
için fon
tstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler Cemiye-
ti (TGC), işten çıkanlan gaze-
tecilerle dayanışma amacıyla
bir u
Dayanışma Fonu" kur-
du.
îşten çıkanlan gazeteciler,
TGC üyeliğinde en az bir yıl-
lık kıdemlerini doldurmuş ol-
mak koşuluyla Dayanışma
Fonu'ndan 3 ay süreyle net
asgari ücret tutannda daya-
nışma yardımı alabilecekler.
TGC'den yapılan açıkla-
mada Dayanışma Fonu'nun
TGC üyelerinden 2000 yılı-
nın ilk 6 ayında alınan aidat-
ların yüzde 10'luk tutanndan
oluştuğu belirtildi.
TGC'ye amacı belirtilerek
yapıhnış bağışlar ve üyelere
yapılan yıllık sosyal ödeme-
lerden alınmayan tutarlar ile
aylık üye aidatı toplammın
yüzde 10'unun Dayanışma
Fonu'na aktanlacağı ifade
edıleç açıklamada, fonun ye-
tersp kalması durumunda
bütçeden ek aktanm için T-
GC Yönetim Kurulu'nun yet-
kili kılındığı kaydedildi.
ÎĞNELt HRÇA ZAFER TEMOÇlN
Baykal, halkın CHP'yi aradığını ve etkin konuma gelmesini beklediğini söyledi
6
Kişisel arayış içinde değflim'İstanbul Haber Servisi - Eski
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal, parti kurultayında genel baş-
kanlığa adaylık konusunda hiçbir
kişisel arayış ve bekleyiş içinde
olmadığını söyledi.
Deniz Baykal, CHP Adalar tl-
çe Örgütü'nün davetlısi olarak
dün Büyükada'ya gitti. Bostancı
vapur iskelesi önünde partililerce
karşılanan Baykal, bindiği \apu-
run kaptan köşküne çıkarak kap-
tanla bir süre sohbet etti. Gazete-
cilenn isteği üzerine dümende
poz veren, ancak dümeni tutma-
yan Baykal, "Dümeni tutması ge-
reken kaptandır. Bizim de kapta-
nasaygnmz var" dedi. Baykal, ye-
nıden genel başkanlvğa aday ola-
cağı yönündekı bir soruyu, "Tüm
çabam CHP'nin etkin, güçlü, say-
EskiCHP
Genel Başkanı
Deniz Baykal,
CHPDçe
Örgütü'nün
davetlisi
olarak gittiği
Büyükada'da
faytona bindL
(Fotoğraf:
ZEYCAN
GÜL)
guı şeküdesiyasal hayatumzda ge-
reken yeri almasıdır. Bunu oluştu-
racakberoluşumadestekveririm.
Olaylan, kişi, aday konumuna ge-
tirmek doğru degü. Şu anda böy-
k bir mesele yok. Şu anda asü me-
sele CHP'nin önemidir. Gerisi te-
femıatör'' şeklınde yanıtladı.
Baykal, Türkiye'de sağlüdı de-
mokratikleşmenin sağlanması
görevinın CHP'ye duştüğünü be-
lirterek Türkiye CHP'yi anyor.
CHP'nin tekrar güçlü, etkin, si-
yasi bir parti konumuna gelmesi-
ni bekliyor" dedi.
Baykal, CHP Genel Başkanı
Altan Öymen'in kendisiyle ilgili
açıklamalanna ılişkin sorulan
" Hiçbir partüi arkadaşunla sür-
tüşme, tarüşma içinde değUhn.
Buna gerek yok" şeklinde yanıt-
ladı.
Deniz Baykal, gelecek kurul-
tayda aday olup olmayacağı
yönündeki bir başka soruya kar-
şüık olarak şunlan söyledi: "Bir
insan aday olduğu zaman çıkar,
bunu ilan eder. Böyle bir ilan ve
açıklama yok."
Hizbullah operasyonu
Yakalanan kişi/er
üst düzey sorumlu
Yurt Haberleri Servisi - Diyarbakır'ın
Bağlar semtinde önceki gün yakalanan bi-
ri kadın 5 Hizbullahçmın, örgütün îlim
kanadının üst düzey sorumlulan olduğu
açüdandı. Tokat'ın Türhal ilçesi Çerdiğim
Köyü kırsalmda önceki akşam TİKKO
militanlannın 1 eri şehıt etmesi üzerine
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ay-
taç Yahnan ve Kayseri Jandarma Bölge
Komutanı Tuğgeneral Hayri Tezcan böl-
gede incelemeıerde bulundu.
Diyarbakır'ın Bağlar semtinde önceki
gün bir hücre evine düzenlenen operas-
yonda yakalanan biri kadın 5 Hizbullah-
çmın sorgusu Terörle Mücadele Şube-
si'nde sürüyor. OHAL Bölge Valili-
gi'nden yapılan açıklamada, Hizbullah'ın
Him kanadının üst düzey sorumlulanndan
olduğu bildirilen teröristlerin Mehmet
Sabri Özdemir, Alaaddin Tonca, Fesih Gü-
ler, Adem Öztaş, Hatice Güler olduğu be-
lirtildi.
Açıklamada, Sento Caddesı üzenndekı
Çelebi-5 Apartmanı'nın 6..katındaki 15.
Noiu daireye düzenlenen operasyonda i-
kı adet KaJaşnikof, 4 adet Browning mar-',,
ka tabanca, 1 adet Çekoslovak yapımı ta-
banca, 1 adet kalem tabanca, 3 adet el tel-
sizı, 184 adet mermi, 2 adet databank, 1 ,
adet bilgisayar disketi ile çeşitli teyp ve
elektronık aletler, 1 adet sahte kimlık ya-
pımında kullanılan döküm mühür, 9100
100 Alman Markı, 6747 dolar, çok sayıda
örgütsel içenkli belge ve kitap ele geçiril-
diği bildirildi. Operasyonun ardından ev-
de yapılan aramada bazı belgelenn daha
önceden yakıldığı saptandı.
Tokat'm Niksar ilçesi Akıncı, Kurude-
re ve Sangöl köyleri kırsal kesiminde ön-
ceki gün DHKP-C örgütüne ait 1 sığmak
ortaya çıkanlmıştı. Operasyonun ardın-
dan akşam saatlerinde Tokat'a dönen gü-
venlik güçlerinin aracı, Dazya Köyü ya-
kuılannda TİKKO mılitanlannca yaylım
ateşine tutuldu. Çıkan çatışmada, Jandar-
ma Er Çetin Çakmak yaşamını yitırirken
3 er de yaralandı. Önceki gün yoğunlaşan
operasyonlann ardından dün Jandarma
Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yahnan,
Kayseri Jandarma Bölge Komutanı Tuğ-
general Hayri Tezcan, bölgede inceleme-
lerde bulundular. Yahnan, Tokat Jandarma
Alay Komutanı Albay Yunus Nebioglu ve
Tokat Valisi Mebmet Gündoğdu'yla gö-
rüşmelerde bulundu. Bölgedeki güvenlik
güçlerine takviye yapılarak operasyonla-
nn hava destekli sürdürüldüğü bildirildi.
Bu arada Jandarma Er Çetin Çakmak'ın
cenazesi, toprağa verilmek üzere dün, do-
ğum yeri olan Antalya'ya gönderildi.
Van'ın Çatak ilçesi Uzuntekne Köyü
Yançamlı mezrası Bedreşen mevkiinde
arama ve tarama faaliyetini sürdüren Jan-
darma Komutanlığı ekipleri. kayalıklann
arasmda gizlenmiş 2 el bombası, 145 Bik-
si mermisi ve 4 RPG-7 roketatar mermi-
si buldular.
1
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
En hakiki erkek Türk polisi, en ha-
kiki erkekliğini bu kez tüm dünyaya
kanrtladı. Dünyanın en önemli turizm
acentelerinden Atlantis'in Kuşada-
sı'na getirdiği 850 eşcinsel turisti, bir
anda gemilerine geri tıkıştırmak az
şey mi? Türk polisinin bu civanmert-
liğinetüm dünya hayran kalacak, hiç
şüpneniz olmasın. Acaba bu yalnız-
ca Türk polisinin mi başansı? Devle-
timizin daha yüce katlanntn bu ey-
leme bir katkısı yok mu?
örneğin Içişleri Bakanlığı'nın Kırk-
pınargüreşleri sırasında 'eşcinselle-
riyurda sokmayın' genelgesini Kuşa-
dası polisi mi hatııiadı, yoksa Içişle-
ri Bakanlığı mı bu değerti belgeyi çı-
kanp onlara yeniden gönderdi?
Şimdi, polisimizin neden böyle
davrandığı üzerine biraz kafa yora-
lım: Elin eşcinseli memleketimizin en
güzel turistik yörelerini ziyaret etme-
ye kalkıştı. Türk polisi, işte bu man-
zaraya dayanamadı ve bir Türk gibi
davranarak civanmertliğini gösterdi.
Esnafın durumu ise içler acısıydı.
Üç kuruş uğruna turistin cinsel kim-
Kuşadası'ndaki Delikanlı Türkiye
liğine bakmadan, eşcinseHere arka
çıkıp devletimizin otoritesini zayıfla-
tacak girişimlerde bulundular. Neyse
ki onlann çabalan sonuç vermedi ve
Kuşadası'nın değerii bürokrat'ları
tüm dünyanın eşcinsellerine Türkün
nasıl delikanlı bir polis teşkilatına sa-
hip olduğunu kanıtladılar.
Türk polisi neden böyle davrandı
diye sorarsanız, size Hortum Süley-
man'ı ömek gösteririm. Hortum Sü-
leyman, artık bir simge. Devletimiz,
Hortum Süleyman'ın değerini bile-
rek onu Istanbul'un bir başka merke-
zinde, Fatih'te boşuna görevlendir-
medi. Bir ömek ortaya koydu. Za-
ten, en hakiki erkek meslektaşlan-
mızdan Ahmet Vardar da Hor-
tum'un bu niteliğini görerek ona ar-
ka çıkıp gazetecilik mesleğini kurtar-
madı mı?
Kuşadası Kaymakamı'nın, Emni-
yet Müdürü'nün, bu olayda görev
alan polislerin, hatta Aydın Valisi'nin
ismini bir kenara yazın. Türk devle-
tinin onlann bu eylemdeki rollerini
mutlaka değerlendireceğini göre-
ceksiniz. Onlan önümüzdeki yıllarda
daha yüksek mevkilerde bulacağı-
nızdan emin olabilirsiniz. Bunu geç-
mişe dayanarak iddia ediyorum.
Efes'te eşcinselleri gemilerine ye-
niden tıkıştıran Türk polisi aynı gün,
Çanakkale'de de başka bir yiğitliği
dünyaya kanıtlıyordu. Helsinki Yurt-
taşlar Derneği'nin her yıl düzenledi-
ği yaz okulu bu kez Çanakkale'dey-
di. Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin bu
yılki okuluna dünyanın dört bir ya-
nından önde gelen hukukçular katı-
lacaklardı. Türkiye'ye geldiler, açılışın
yapılmasına çok az bir zaman kala
okulun programının içişleri Bakanlı-
ğı tarafından durdurulduğunu öğren-
diler. Kuşadası'ndaki tabloya uygun
bir başka yiğitlikti bu. Türkiye'ye in-
san haklan öğretmeye kalkışacakla-
ra Türk Devleti'nin de bir söyteyece-
ği olmalıydı. Onlara hadleri böylece
bildirilmiş oldu.
•••
Kuşadası'nda da, Çanakkale'de
de, millici bir tavn gözden uzak tut-
mamak gerekir. Kendi ülkemizin eş-
cinseline bir şey diyen var mı? On-
lar, TV ekranlannda, gazino sahnele-
rinde, millet'mizin, polisimizin deste-
ğini almıyoriar mı? Onlan halkımız
bağnna basmıyor mu? Arada bir po-
lisimizin onlara ahlak dersi vermesi
de tamamen ihtiyaçtan. Eğer tama-
men başıboş bırakılırtarsa, ne yapa-
caklannı şaşınrlar. Zaman zaman ter-
biye edilmeleri ise mecburiyetten.
İnsan haklan konusu da öyle. Mu-
rat Belge, Turgut Tarhanlı, Mete
Tuncay Helsinki Yurttaşlar Derneği
adına konuştular, ders verdiler de ka-
nşan mı oldu? Sorun, bu işeyaban-
cılann kanşmasında. Bizim solcula-
nn unuttuğunu polisimiz, Içişleri Ba-
kanhğımız unutmuyor. Helsinki'ye
karşı koyuşun arkasında bir anti-em-
peryalizm sezilmiyor mu? Bazı sol-
culanmız bunu görüyor ama Murat
Belge ne yazık ki hâlâ farkında değil.
Son haber Istanbul'dan. İstanbul
Emniyeti ve İstanbul Vllayeti ne ya-
zık ki, Kuşadası'ndan kovulan eşcin-
selleri, bu kentimize konuketti. İstan-
bul ne de olsa eski Bizans, oradan bir
bulaşıklık olduğu anlaşılıyor. Nerede
Kuşadası'nın civanmert polisleri, ne-
rede Istanbul'un polisi?
Kuşadası'ndaki delikanlı çıkış,
bencetüm ulusumuza ömek olmalı.
Orada gösterilen yiğit direniş tüm
Türkiye'ye yayılmalı, oradan da dün-
yaya. Artık bu memlekete, yerii değil
ama yabancı eşcinsel adımını ata-
mamalı. Ha bir de insan haklan sa-
vunuculan. Onlan da Çanakkale'de
olduğu gibi kapı dışan etmeyi sürdür-
meliyiz.
Şan olsun size Kuşadası'nın yiğit
polisleri! Galatasaray'dan sonra bir
tarih de siz yazdınız. Dünyaya ülke-
mizi bir kez daha tanıttınız. Bir kere
daha şan olsun! Şan olsun!