15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 2000 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Irak ve Saddam'a Bakmak Irak lideri Saddam Hüseyin'in, ne derece doğru olduğunu bilmediğim hastalık haberini duyunca, şu sıralarda orada yaşayan ve ülke- nin girdisini çıktısını bilen bir dostumu bulup, haberin doğruluk derecesini sordum. - 6u tür haberleri hep çıkanriar, son defa te- levizyonda gördüğümde çok sağlıklıydı. Birde- zenformasyon olabilir, yanrtını aldım. Birden aklıma Hrfzı Topuz'un, son kitabında, elli yıl öncesiyle ilgili olarak anlattıklan geldi. Yıl 1949. Hıfzı Topuz Akşam'da çalışan genç bir gazetecidir. Ortadoğu'da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra boy gösteren, darbeler zincirinin ilki Şam'da patlak verir, ardında ingiliz desteği bulunan Sa- mi Himavi, Türkiye dostu olan, Atatürfc'ü ken- disine model alan Hüsnü Zaim'i devirir. Akşam, nasıl olursa, Suriye'ye muhabir gön- dermeye karar verir. Ama ne gariptir, gazetenin patronu olan ve o sırada, Dışişleri Bakanltğı kot- tuğunda oturan Necmettin Sadak olayla hiç il- gilenmez. Şimdi H. Topuz'un 51 yıl öncesi ile ilgili göz- lemlerini okuyalım: "Biz o yıllarda Ortadoğu'ya sırtımızı dönmüş ve kendimizi Batı'ya adamıştık. Trvman Dokt- rini ve Marshall Planı bizi ABD'ye yaklaştırmış- tı. NATO'ya girmenin telaşı içindeydik. Zaman zaman dış politikamızda Ingiltere'nin de etkisi oluyordu... ...1940'larda ve 50'lerde basın gendlikle ken- disine düşen görevleri yapabilecek durvmda değildi. Burnumuzun dibinde geçen olayları bile yabancı haber ajanslannın gözüyle görû- yorduk. Olaylan bize AFP, AP, UPI veya Reuter aktanyordu. Gazeteler onlann yorumlannı ya- yımlıyordu. Kamuoyunu onlaroluşturuyordu..." ••• Aradan 51 yıl geçmiş, değişen fazla bir şey yok. ' Örneğin, ikide bir Batı ajanslannın spektakü- ler haberleriyle yaklaştığımız Irak'a bütün dün- yadan gazeteciler, insan haklan heyetleri akın ediyorlar son yıllarda, tek Türkiye hariç. Bu konuda bir tek Bülent Ecevit, Milliyet ile birlikte bir ziyarette bulunmuş ve Saddamcılık ile suçlanmıştı, yukanda sözünü ettiğimiz çev- relerin yönlendirdiği basın ve onlann Türkiye'de- ki adamları Özal ile çömezleri tarafından. Saddam'ın dumnadan kitle imha silahlan ya- pan bir canavar olduğunu fısıldıyor bize Batı ajanslan ve kaynaklan, ama Israil'in çok daha etkili ve şümullü silahlar yaptığından kimse söz etmiyor. Irak'ta son on yılda çocuk ölümlerinin beş kat artttğmdan, sağ kaianlann da çok perişan du- rumda bulunduğundan, ABD Dışişleri Bakant Madeleine AJbright'ın kendisine ambargonun bu sonuçları anımsatıldığında, "Neyapalımya- ni?" dediğinden de söz eden yok. Saddam'ın Körfez Savaşı'ndan önce çok kapsamlı bir eğrtim seferberliği başlattığı ülke- de, bu eğitimi çökertmek için kurşunkalem it- halinin bile, "Sonra ondan kurşun yapartar" di- ye ambargo içine alındığını da bilmiyor Türk halkı. Tıpkı Irak liderinin sanatta, bilimde Irak röne- sansı olarak adlandınlacak kapsamlı bir ham- leye başladığını, ambargo öncesinde devlet kadrolannın nrtelikli insanlarla doldurulduğunu bilmemesi gibi.... ••• Saddam üzerine Bat kaynaklı spekülasyon- lara takılıp kalan Türkiye, komşusunu onlann açısından değerlendiriyor, onlara göre yorum yapıyor. Oysa ambargodan Irak'tan sonra en büyük zaran gören ülke biziz. Ve Irak üzerinde oynanan oyunlann eninde sonunda Türkiye'ye de etkıleri olabilecek. Ve Türkiye şu anda bile, Irak ile ticaretinden ulusal yarar sağlamak durumundadır. Ama bütün bunlar görmezden geliniyor ve bu gerçekleri dile getirenler, Saddam'ın gaddar diktatör yanını görmemekle (oysa görüyor ve söylüyorlar, hatta Saddamcı olmakla suçlanı- yoriar. Bu dünya bizim için yanm yüzyıl boşuna dön- müş demek ki... Vazık.. yazık... Çokyazık!.. Eski Bakan Mehmet Moğultay 'Iş Güvencesi Taslağı yetersiz' İstanbul Ha- berServisi-CHP Parti Meclisi Oyesi ve eski Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Ba- İcanı Mehmet Moğultay, Iş Gü- vencesi Yasa Taslağı'nın çalışanlaruı gereksinim- lerini karşüamadığını belirterek "Bu taslak, uluslararası sözleşmele- re uygun bir düzenleme içenniyor. Hükümet, sendikalan azia yetinme- ye zorluyor" dedi. Moğultay yaptığı ya- zıh açıklamada, iş gü- vencesinin, "işçinin işi- nin konınması" olduğu- nu belirterek hazırlanan taslakta, sınırlı bir iş gü- vencesi modeli önerildi- ğini savundu. Moğultay, söz konusu taslakla. tüm çalışanlara dönük koruma sağlayan bir gü- venceyi gerçek- leştirmenin ve 158 sayılı ILO Sözleşmesi hü- kûmleri ile a- maçlananlann yaşama geçirilemeyece- ğini ifade etti. İş Güven- cesi Yasa Taslağı'nın bu haliyle yasalaşması ha- linde işsızlik sıgortasının etkin uygulamasının mümkün olamayacağını belirten Moğultay, "Sa- dece sendikal gûvenceye dayanan smırü bir iş gü- vencesi, ne kavram ola- rak, ne kurum olarak<A- ması gerekeni karşüaya- bffir" dedi. Moğultay, iş güvence- sinin, çalışma yaşamının sorunlannın bütünlüğu içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Genel Başkan Altan Öymen rest çekti ve seçimli bir kurultaya hazır olunması gerektiğini söyledi CHP'de Kderiffl • Jr ANKARA (Curo- | huriyetBürosu)-CHP Genel Başkanı Altan | Öymen, il başkanlan toplantısının dün basına kapalı olarak gerçekleştirilen bölümünde yaptığı konuşmada kendısini eleştırenlere rest çekti. Bugüne kadar kendisine yönel- tilen bütün eleştırilere karşı sesini çı- karmamak için elinden geleni yaptığı- nı belirten Öymen, 'Zaruri görürsem kurultaya giderim. Partiyi daha i>i yö- neteceğini iddia eden varsa yanşmaya hazınm' dıye konuştu. CHP'de "se- çimli kurultay" tartışmasının altında, yeni tüzük çerçevesinde dönen yıprat- ma hesaplan da yaüyor. Tüzük tasla- ğı il başkanlannın büyük bölümü üze- rinde düş kınklığı yaratırken Deniz Baykal'a yakınlığı ile bıhnen bazı ıl başkanlan, Öymen'in, tüzüğe yönelik eleştirileri ikinci planda bırakmak amacıyla MYK bunahmını öne çıkar- dığını ilen sürdüler. Bugüne kadar kendisine yöneltılen eleştırilere karşı "ABahın verdiği sabn kuİlanarak" se- sini çıkarmamak ıçın elinden geleni yaptığını belirten Öymen, CHP'nın birbmyle yanştınlan insanların bulun- duğu bir partı halıne getırıldiğini söy- ledi. Öymen'in, bunun geçmışte de partiye en çok zarar veren unsurlardan bıri olduğuna dikkat çektığı ve "Her- kes etini vicdanına koyarak etrafina baksın,yakın çevresine baksın. Bu par- tide acil bir genel başkan değişuni ge- rekir ve parti ancak Saym Baykal'm gelmeshle hız kazanır, secinı kazanır diye birtemenniyiyakın çevresindegö- rüyor mu" sorusunu yönelttiği öğre- nildi. îl başkanlannın bir bölümünün Öymen'in sorusunu "Hayır" diyerek yanıtladığı; Öymen'in sözlerini "Böy- le bir şeyi ben kendim görsem, bana emanetçi denileceğini bilsem bile genel başkan otanasuu isterim. Parti onunla yükselecekse onu destekkrim. Benim amacını bu partinin vönetimine parti- yi en ileri götürecek kişilerin geİmesi- dir" dıye sürdürduğü belırtüdı. Kamuoyuna Baykal ile kendisi ara- suıda bir yanş bulunduğu izlenimi ve- rildiğını belirten Öymen'in, bunun bır an önce çözülmesı gerektığını vurgu- ladığı, "zanırigörürse" seçimli kurul- taya gidebıleceğinı ve delegeleraı se- çimli kurultayı ciddi biçimde düşün- mesi gerektiğini söylediği bildirildi. Öymen'in Ertuğrul Günay'a hitaben de, "Hem Baykal ile hem de Öymen ile olmaz diyorsun, o zaman çık, aday ol" dedığı öğrenildı. Günay'ın da, "Genel rnerkezyeter kiöndengftsm, biz berza- man arkadan ghmeye raayız. Ne za- man adav olacağmnza da kendimiz ka- rar >eririz" yanıtını \erdığı kaydedıl- di. CHP'de önceki gün PÜlS'te başla- yan tüzük gündemli il başkanlan top- lantısı dün de sürdü. MYK gerilimi ve seçimli kurultay tartışmalanmn göl- gesınde geçen toplantıda, hazırlanan tüzük taslağı yoğun eleştirilere hedef oldu. BaykaFa yakın il başkanlan, ge- nel merkezin, tüzüğün bu haliyle ge- çirilemeyeceğini anlayınca, tçel'deki usulsüz üye yazımı sorunuyla başla- yan MYK gerilimınin büyütüldüğünü ve öne çıkanldığını savundular. Genel merkez kulıslennde ise Bay- kal kanadının kurultayda tüzüğün ke- sinlikle geçirilmemesi için çalıştığı, bunun yönde gruplararası görüşmele- ri yoğunlaştırdığı, Öymen'in de bu he- saplan gördüğü dıle getirildi. Şimdi öymen, Baykal kanadının mesajını al- dığından emin olursa seçimli kurultay düşüncesınden vazgeçecek; ama ol- mazsa ya MYK'yi ya da tümden PM'yi yenileme yoluna gidecek. TCC kurdu Gazeteciler için fon tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiye- ti (TGC), işten çıkanlan gaze- tecilerle dayanışma amacıyla bir u Dayanışma Fonu" kur- du. îşten çıkanlan gazeteciler, TGC üyeliğinde en az bir yıl- lık kıdemlerini doldurmuş ol- mak koşuluyla Dayanışma Fonu'ndan 3 ay süreyle net asgari ücret tutannda daya- nışma yardımı alabilecekler. TGC'den yapılan açıkla- mada Dayanışma Fonu'nun TGC üyelerinden 2000 yılı- nın ilk 6 ayında alınan aidat- ların yüzde 10'luk tutanndan oluştuğu belirtildi. TGC'ye amacı belirtilerek yapıhnış bağışlar ve üyelere yapılan yıllık sosyal ödeme- lerden alınmayan tutarlar ile aylık üye aidatı toplammın yüzde 10'unun Dayanışma Fonu'na aktanlacağı ifade edıleç açıklamada, fonun ye- tersp kalması durumunda bütçeden ek aktanm için T- GC Yönetim Kurulu'nun yet- kili kılındığı kaydedildi. ÎĞNELt HRÇA ZAFER TEMOÇlN Baykal, halkın CHP'yi aradığını ve etkin konuma gelmesini beklediğini söyledi 6 Kişisel arayış içinde değflim'İstanbul Haber Servisi - Eski CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal, parti kurultayında genel baş- kanlığa adaylık konusunda hiçbir kişisel arayış ve bekleyiş içinde olmadığını söyledi. Deniz Baykal, CHP Adalar tl- çe Örgütü'nün davetlısi olarak dün Büyükada'ya gitti. Bostancı vapur iskelesi önünde partililerce karşılanan Baykal, bindiği \apu- run kaptan köşküne çıkarak kap- tanla bir süre sohbet etti. Gazete- cilenn isteği üzerine dümende poz veren, ancak dümeni tutma- yan Baykal, "Dümeni tutması ge- reken kaptandır. Bizim de kapta- nasaygnmz var" dedi. Baykal, ye- nıden genel başkanlvğa aday ola- cağı yönündekı bir soruyu, "Tüm çabam CHP'nin etkin, güçlü, say- EskiCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHPDçe Örgütü'nün davetlisi olarak gittiği Büyükada'da faytona bindL (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL) guı şeküdesiyasal hayatumzda ge- reken yeri almasıdır. Bunu oluştu- racakberoluşumadestekveririm. Olaylan, kişi, aday konumuna ge- tirmek doğru degü. Şu anda böy- k bir mesele yok. Şu anda asü me- sele CHP'nin önemidir. Gerisi te- femıatör'' şeklınde yanıtladı. Baykal, Türkiye'de sağlüdı de- mokratikleşmenin sağlanması görevinın CHP'ye duştüğünü be- lirterek Türkiye CHP'yi anyor. CHP'nin tekrar güçlü, etkin, si- yasi bir parti konumuna gelmesi- ni bekliyor" dedi. Baykal, CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in kendisiyle ilgili açıklamalanna ılişkin sorulan " Hiçbir partüi arkadaşunla sür- tüşme, tarüşma içinde değUhn. Buna gerek yok" şeklinde yanıt- ladı. Deniz Baykal, gelecek kurul- tayda aday olup olmayacağı yönündeki bir başka soruya kar- şüık olarak şunlan söyledi: "Bir insan aday olduğu zaman çıkar, bunu ilan eder. Böyle bir ilan ve açıklama yok." Hizbullah operasyonu Yakalanan kişi/er üst düzey sorumlu Yurt Haberleri Servisi - Diyarbakır'ın Bağlar semtinde önceki gün yakalanan bi- ri kadın 5 Hizbullahçmın, örgütün îlim kanadının üst düzey sorumlulan olduğu açüdandı. Tokat'ın Türhal ilçesi Çerdiğim Köyü kırsalmda önceki akşam TİKKO militanlannın 1 eri şehıt etmesi üzerine Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ay- taç Yahnan ve Kayseri Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Hayri Tezcan böl- gede incelemeıerde bulundu. Diyarbakır'ın Bağlar semtinde önceki gün bir hücre evine düzenlenen operas- yonda yakalanan biri kadın 5 Hizbullah- çmın sorgusu Terörle Mücadele Şube- si'nde sürüyor. OHAL Bölge Valili- gi'nden yapılan açıklamada, Hizbullah'ın Him kanadının üst düzey sorumlulanndan olduğu bildirilen teröristlerin Mehmet Sabri Özdemir, Alaaddin Tonca, Fesih Gü- ler, Adem Öztaş, Hatice Güler olduğu be- lirtildi. Açıklamada, Sento Caddesı üzenndekı Çelebi-5 Apartmanı'nın 6..katındaki 15. Noiu daireye düzenlenen operasyonda i- kı adet KaJaşnikof, 4 adet Browning mar-',, ka tabanca, 1 adet Çekoslovak yapımı ta- banca, 1 adet kalem tabanca, 3 adet el tel- sizı, 184 adet mermi, 2 adet databank, 1 , adet bilgisayar disketi ile çeşitli teyp ve elektronık aletler, 1 adet sahte kimlık ya- pımında kullanılan döküm mühür, 9100 100 Alman Markı, 6747 dolar, çok sayıda örgütsel içenkli belge ve kitap ele geçiril- diği bildirildi. Operasyonun ardından ev- de yapılan aramada bazı belgelenn daha önceden yakıldığı saptandı. Tokat'm Niksar ilçesi Akıncı, Kurude- re ve Sangöl köyleri kırsal kesiminde ön- ceki gün DHKP-C örgütüne ait 1 sığmak ortaya çıkanlmıştı. Operasyonun ardın- dan akşam saatlerinde Tokat'a dönen gü- venlik güçlerinin aracı, Dazya Köyü ya- kuılannda TİKKO mılitanlannca yaylım ateşine tutuldu. Çıkan çatışmada, Jandar- ma Er Çetin Çakmak yaşamını yitırirken 3 er de yaralandı. Önceki gün yoğunlaşan operasyonlann ardından dün Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yahnan, Kayseri Jandarma Bölge Komutanı Tuğ- general Hayri Tezcan, bölgede inceleme- lerde bulundular. Yahnan, Tokat Jandarma Alay Komutanı Albay Yunus Nebioglu ve Tokat Valisi Mebmet Gündoğdu'yla gö- rüşmelerde bulundu. Bölgedeki güvenlik güçlerine takviye yapılarak operasyonla- nn hava destekli sürdürüldüğü bildirildi. Bu arada Jandarma Er Çetin Çakmak'ın cenazesi, toprağa verilmek üzere dün, do- ğum yeri olan Antalya'ya gönderildi. Van'ın Çatak ilçesi Uzuntekne Köyü Yançamlı mezrası Bedreşen mevkiinde arama ve tarama faaliyetini sürdüren Jan- darma Komutanlığı ekipleri. kayalıklann arasmda gizlenmiş 2 el bombası, 145 Bik- si mermisi ve 4 RPG-7 roketatar mermi- si buldular. 1 IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] En hakiki erkek Türk polisi, en ha- kiki erkekliğini bu kez tüm dünyaya kanrtladı. Dünyanın en önemli turizm acentelerinden Atlantis'in Kuşada- sı'na getirdiği 850 eşcinsel turisti, bir anda gemilerine geri tıkıştırmak az şey mi? Türk polisinin bu civanmert- liğinetüm dünya hayran kalacak, hiç şüpneniz olmasın. Acaba bu yalnız- ca Türk polisinin mi başansı? Devle- timizin daha yüce katlanntn bu ey- leme bir katkısı yok mu? örneğin Içişleri Bakanlığı'nın Kırk- pınargüreşleri sırasında 'eşcinselle- riyurda sokmayın' genelgesini Kuşa- dası polisi mi hatııiadı, yoksa Içişle- ri Bakanlığı mı bu değerti belgeyi çı- kanp onlara yeniden gönderdi? Şimdi, polisimizin neden böyle davrandığı üzerine biraz kafa yora- lım: Elin eşcinseli memleketimizin en güzel turistik yörelerini ziyaret etme- ye kalkıştı. Türk polisi, işte bu man- zaraya dayanamadı ve bir Türk gibi davranarak civanmertliğini gösterdi. Esnafın durumu ise içler acısıydı. Üç kuruş uğruna turistin cinsel kim- Kuşadası'ndaki Delikanlı Türkiye liğine bakmadan, eşcinseHere arka çıkıp devletimizin otoritesini zayıfla- tacak girişimlerde bulundular. Neyse ki onlann çabalan sonuç vermedi ve Kuşadası'nın değerii bürokrat'ları tüm dünyanın eşcinsellerine Türkün nasıl delikanlı bir polis teşkilatına sa- hip olduğunu kanıtladılar. Türk polisi neden böyle davrandı diye sorarsanız, size Hortum Süley- man'ı ömek gösteririm. Hortum Sü- leyman, artık bir simge. Devletimiz, Hortum Süleyman'ın değerini bile- rek onu Istanbul'un bir başka merke- zinde, Fatih'te boşuna görevlendir- medi. Bir ömek ortaya koydu. Za- ten, en hakiki erkek meslektaşlan- mızdan Ahmet Vardar da Hor- tum'un bu niteliğini görerek ona ar- ka çıkıp gazetecilik mesleğini kurtar- madı mı? Kuşadası Kaymakamı'nın, Emni- yet Müdürü'nün, bu olayda görev alan polislerin, hatta Aydın Valisi'nin ismini bir kenara yazın. Türk devle- tinin onlann bu eylemdeki rollerini mutlaka değerlendireceğini göre- ceksiniz. Onlan önümüzdeki yıllarda daha yüksek mevkilerde bulacağı- nızdan emin olabilirsiniz. Bunu geç- mişe dayanarak iddia ediyorum. Efes'te eşcinselleri gemilerine ye- niden tıkıştıran Türk polisi aynı gün, Çanakkale'de de başka bir yiğitliği dünyaya kanıtlıyordu. Helsinki Yurt- taşlar Derneği'nin her yıl düzenledi- ği yaz okulu bu kez Çanakkale'dey- di. Helsinki Yurttaşlar Derneği'nin bu yılki okuluna dünyanın dört bir ya- nından önde gelen hukukçular katı- lacaklardı. Türkiye'ye geldiler, açılışın yapılmasına çok az bir zaman kala okulun programının içişleri Bakanlı- ğı tarafından durdurulduğunu öğren- diler. Kuşadası'ndaki tabloya uygun bir başka yiğitlikti bu. Türkiye'ye in- san haklan öğretmeye kalkışacakla- ra Türk Devleti'nin de bir söyteyece- ği olmalıydı. Onlara hadleri böylece bildirilmiş oldu. ••• Kuşadası'nda da, Çanakkale'de de, millici bir tavn gözden uzak tut- mamak gerekir. Kendi ülkemizin eş- cinseline bir şey diyen var mı? On- lar, TV ekranlannda, gazino sahnele- rinde, millet'mizin, polisimizin deste- ğini almıyoriar mı? Onlan halkımız bağnna basmıyor mu? Arada bir po- lisimizin onlara ahlak dersi vermesi de tamamen ihtiyaçtan. Eğer tama- men başıboş bırakılırtarsa, ne yapa- caklannı şaşınrlar. Zaman zaman ter- biye edilmeleri ise mecburiyetten. İnsan haklan konusu da öyle. Mu- rat Belge, Turgut Tarhanlı, Mete Tuncay Helsinki Yurttaşlar Derneği adına konuştular, ders verdiler de ka- nşan mı oldu? Sorun, bu işeyaban- cılann kanşmasında. Bizim solcula- nn unuttuğunu polisimiz, Içişleri Ba- kanhğımız unutmuyor. Helsinki'ye karşı koyuşun arkasında bir anti-em- peryalizm sezilmiyor mu? Bazı sol- culanmız bunu görüyor ama Murat Belge ne yazık ki hâlâ farkında değil. Son haber Istanbul'dan. İstanbul Emniyeti ve İstanbul Vllayeti ne ya- zık ki, Kuşadası'ndan kovulan eşcin- selleri, bu kentimize konuketti. İstan- bul ne de olsa eski Bizans, oradan bir bulaşıklık olduğu anlaşılıyor. Nerede Kuşadası'nın civanmert polisleri, ne- rede Istanbul'un polisi? Kuşadası'ndaki delikanlı çıkış, bencetüm ulusumuza ömek olmalı. Orada gösterilen yiğit direniş tüm Türkiye'ye yayılmalı, oradan da dün- yaya. Artık bu memlekete, yerii değil ama yabancı eşcinsel adımını ata- mamalı. Ha bir de insan haklan sa- vunuculan. Onlan da Çanakkale'de olduğu gibi kapı dışan etmeyi sürdür- meliyiz. Şan olsun size Kuşadası'nın yiğit polisleri! Galatasaray'dan sonra bir tarih de siz yazdınız. Dünyaya ülke- mizi bir kez daha tanıttınız. Bir kere daha şan olsun! Şan olsun!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle