Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLÜL 2000 PAZARTESİ
HABERLER
MGV Kocaeli
Şubeside
mühüplendi
• İZMİT(AA)-Milli
Gençlik Vakfi'nın
(MGV) Kocaeli Şubesi,
Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nce amacı
dışında faaliyet
gösterdiği gerekçesiyle
mühürlendi. Yöneticileri
hakkında da dava açılan
MGV'nin, Tepecik
Mahallesi Feridun Özbay
Caddesi Kapusuz
îşhanı'ndaki Kocaeli
Şube Başkanı Sinan
Ejderoğlu, bazı kitap ve
dokümanlan almalanna
izin verildiğini ve
gözaltına alınan
kimsenin bulunmadığını
bildirdi.
Yücelen karakol
inceledi
• MERSİN(AA)-
Devlet Bakanı Rüştü
Kazım Yücelen, Içel
Valisi Şenol Engin ile
emniyet müdürlüğü
nezarethanelerinde
incelemelerde bulundu;
gözaltında tutulan
sanıklarla konuştu;
Emniyet Müdürü Haluk
Bahçekapılı'dan
çahşmalar ve
uygulamalar konusunda
bilgi aldı. Nezarethane
incelemesi sırasında,
gözaltında bulunan
Osman Taş'a " Burada
rahat mısınız" diye soran
Bakan Yücelen, "Burası
birinci sınıf otel, ama
bize küfrediyorlar"
yanıtmı alınca, "küfürün
de insan haklan ihlali
sayıldığını" belirterek
yetkililere bunun
tekrannı istemediğini
söyledi. Yücelen. daha
sonra brifing salonunda
ğazetecilere yaptığı
açıklamada, polislerin
günde 12 saat görev
yaptıklannı, fıziken
bunun zor bir koşul
olduğunu ve gözden
uzak tutulmaması
gerektiğini kaydetti. •
Yüksek yargıda
seçtmgünü
• ANKARA(ANKA)-
Danıştay ve Yargıtay'da
bugün yapılacak 2
seçimle Danıştay'ın 4 yıl
görev yapacak yeni
başkanı ile Anayasa
Mahkemesi yedek üyesi
belirlenecek. Danıştay
Başkanlar Kurulu'nun
aldığı karar uyannca,
Erol Çırakman'ın yaş
haddinden emekliye
aynlması nedeniyle yeni
başkanı belirlemek için
seçime gidilecek.
Danıştay Başkanlığı için
şimdilik, 1. Daire
Başkanı Harun
Çetintemel, 5. Daire
Başkanı Nuri Alan, 6.
Daire Başkanı Gürbüz
Önbilgin ve 9. Daire
Başkanı Uzdem
Akyüz'ün adaylık
başvurusunda bulunduğu
öğrenildi. Anayasa
Mahkemesı'nin yedek
üyesi Mustafa
Yakupoğlu'nun temmuz
ayında yaş haddinden
emekliye aynlması
nedeniyle Yargıtay
Büyük Genel
Kurulu"nda da seçim
yapılacak.
Türk-İş
Başkanlar
Kurahı
• ANKARA(AA)-
Türk-Iş Başkanlar
Kurulu, bugün
olağanüstü toplanacak.
Konfederasyon genel
merkezinde
gerçekleştirilecek
olağanüstü başkanlar
kurulu toplantısında,
hükümet tarafından
onaylanmak üzere
Cumhurbaşkanlığı'na
gönderilen sosyal
güvenlik kuruluşlanyla
ilgili kanun hükmünde
karamameler (KHK),
zorunlu tasarruf
fonunda biriken
paralann ödenmesi
ve bu yıl içinde
bağıtlanacak toplu iş
sözleşmelerinin
değerlendirileceği
büdirildi. Toplantıda,
sendika başkanlannın
görüşleri doğrultusunda
bir karar alınıp
hükümete iletilebileceği
de öğrenildi.
Hesapları altüst olan muhalifler strateji belirleme toplantılan yapıyor
CHP'de kuruhay telaşıMUTLUSERELİ
ANKARA-CHP'de, 15gün-
lük takvim içinde verilen olağa-
nüstü kurultay kararı, parti içi
gruplann "genel başkanhk" he-
saplannı altüst etti. Telaşa kapı-
lan muhalif gruplar, durum de-
ğerlendirmesi yapmak ve stra-
teji belirlemek amacıyla toplan-
tılar düzenlemeye başladüar.
Mayıs aytndaki olağan kongre-
ye yönelik olarak gelecek ay il
ve ilçe kongrelerinin başlaya-
cak olması, delegasyona riâkım
• Hasan Fehmi Güneş'in öncülüğünü yaptığı 'Sol
Kanat' dün durum değerlendirmesi yapmak için bir araya
gelirken Mehmet Moğultay Istanbul'da ilçe başkanlannı
topladı. Murat Karayalçın da yandaşlanyla bugün bir
toplantı düzenleyecek.
olma arayışı içindeki gruplann
hesaplannı etkiliyor. Muhalif
gruplar kendi aralannda 30 Ey-
lül'de aday çıkanp çıkarmama-
yı tartışırken, yandaşlan Deniz
Baykal'a "Mayıs'ta dengeierin
ne olacağuu biiemeyiz. Güç biz-
deyken aday ol" diyerek yoğun
baskı yapıyorlar.
CHP'de 30 Eylül'de yapıla-
cak olağanüstü kurultaya 12
gün kala, muhalif gruplar "adl
durum toptanülan" düzenle-
meye başladılar. Hasan Fehmi
Güneş" ın öncülüğünü yaptığı
"$olkanat"ın il temsilcileri dün
Ankara'da bir araya gelirken
Mehmet Moğultay da Istan-
bul'da ilçe başkanlannı topladı.
Murat Karayalçın'ın da bugün
Ankara'da yandaşlanyla geniş
katılımlı bir toplantı düzenleye-
ceği bıldinldi.
'Sol kanat'ın, Hasan Fehmi
Olumlerinin 39. yıldönumu
Menderes, Zorlu
ve Polatkan aıııklı
tstanbul Haber Servi-
â -Eski başbakanlardan
Adnan Menderes ve es-
kı bakanlardan Fatin
Rüştü Zorlu ile Hasan
Polatkan, ölümlerinin
39. yıldönümünde,
DYP tstanbul II Baş-
kanlığı tarafından Top-
kapı'daki Anıtmezar'da
düzenlenen törenle
anıldı.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hayri Ko-
zakçıoğlu, Menderes,
Zorlu ve Polatkan'ın
'demokrasi mücadelesf
verdiğini kaydederek,
"Onlann manevi var-
hklanna sahip çıkmak,
demokrasi)e sahip çık-
mak demektir" dedi.
Kozakçıoğlu, şöyle de-
vam etti:
"Bugün özgürlüğe sa-
hip çıkan polMkacılann
savunduklanıu, bun-
dan 55 sene önce savu-
narak ortaya çıkan,
önünde saygryla eğüdi-
ğimiz bu demokrasi şe-
hitleridir. Menderes,
Zorhı vePolatkan, idam
edDdikieri günlerde şe-
riata mı sahip çıkmış-
lann, 30 bin lrîşinin ha-
yanna neden olanbir te-
rörisun dosyası MecKs'e
mi gönderUmemişti,
bankalann içleri hor-
tumlanıyor. bu paranın
hesabı sorulmuyor
muydu, Kuzey Irakta
ayn bir deviet kunıiu-
yordu da bizim hükü-
metimirin sesi çıkmıyor
muydu? Hiç de böyle
bir şey yoktu. Bu şehit-
ler'özgürlük' demişler-
dl Bu sehhfer arkadaş-
lan ile birükte demok-
rasi' demişlerdL"
Anma töreni, Kuranı-
kerim okunmasının ar-
dından dua edilmesiyle
sona erdi. DP Genel
Başkanı KorkutÖzal ve
eski Istanbul Büyükşe-
hir Belediyesi Başkanı
Recep Tayyip Erdoğan
da dün Topkapı'daki
Anıtmezar'ı ziyaret etti.
Baykalcdar, liderlerine "Siyasetteelinde ne zaman güç varsa kuDanacak-
suı. Şimdi güç bizdeyken bunu kullan" baskısı yapıyoriar.
CHP Istanbul Gençlik Kollan Eğitim Sekreteri Yılmaz'dan öneri
'CHP gençliği tek vücut olmalı'
ZEYCAN GÜL
CHP Istanbul Gençlik Kollan Eğitim
Sekreteri Önder Yıhnaz, CHP'de yapısal
sürekliliğin, altı oktan biri olan
devrimciliğin, uygulamada işlerlik
kazanmasıyla gerçekleşeceğini belirtti.
Yılmaz, emegin, eşıtliğin, adaletin
yüksek değerler olduğunu benimseyen
herkesin, özlenen CHP'yi yaratmakla
yükümlü olduğunu vurguladı.
CHP'de 18 Nisan seçimleri sonrası
başlatılan "Yeniden yapdanma" sürecini
ve sürecin sorunlannı değerlendiren
Yılmaz, CHP ve aynı misyonun
temsilcisi diğer partilerin, 1980 darbesi
ve anayasasıyla toplumdan ve
örgütlerinden kopanldıklannı, 1995
genel seçimlerinden sonra aldıklan oy
oranlanyla da yıpranmış ve gerilemiş bir
görüntü verdiklerini savundu.
Yılmaz, 18 Nisan seçimlerinden sonra
parti içinde ve dışında, partinin mevcut
sorunlannın tespitine ve çözümüne
yönelik çalışmalann başlamasına karşın
CHP'nin zihinsel ve ideolojik buhran
geçirdiğini, kimlik sorunu yaşadığı
izlenimi verdiğini savundu. Yılmaz,
"Süreç içinde parti içi iktidar kavgası
kişiselleşti. Ideolojiyi iktidara taşıma
anlayışı kahnadL Parti halkm gözünde
yıprandı. Yapay ekipleşmelere sahne
okhı" dedi. Yılmaz, partiye, düşünsel
yapıyla bağdaşmayan insanlann
kaydedildiğini, "delege ağahğT diye
adlandınlan feodal yapının meydana
getirildiğini öne sürdü. Yılmaz, bu
sorunlann, 1980 darbesinin ülkede
oluşturduğu örgütlü toplum bilinci ve
kamu inisiyatifîni yok eden toplumsal
yapıyla bağlantılı olduğunu ifade etti.
CHP'nin temelinin, Ulusal Kurtuluş
Savaşı'nda halkın mücadele gücünü
ortaya koyan Kuvayı Milliye ile halkı
örgütleyen Anadolu ve Rumeli Müda-
faa-i Hukuk Cemiyeti'ne dayandığım
anımsatan Yılmaz, "CHP, günümüzde
verdiği gonintüyle adeta o günkrini
unutmuş bir izlenim veriyor. CHP,
geçmişte ûzerine akhğı sorumhıluğu
yaşadığı sürece yerine getirmek
durumundadır" dedi.
CHP'nin savunduğu ideoloji ve toplum
kesiminin belli olduğunu ıfade eden
Yılmaz. Türkiye'de sosyolojik ve siyasal
çerçevede oturmayan taşlan CHP'nin
oturtması gerektiğinı belirterek şöyle
devam etti: "Emeğin, eşittigin, adaletin
yüksek değerler olduğunu benimseyen,
bu değerlerin hak ettiği karşıhğı alması
için çaba sarfeden, bedenen, ruhen ve
zihnen genç kalan herkes, özlenen
CHP'yi yaratmakla yükümlüdür." CHP
gençliğinin, Kemalist ve tam bağımsız
anlayışla kendi içinde tek vücut olması
gerektiğini ifade eden Yılmaz şunlan
söyledi: "Bu vücut, partinin devrimci
anlayışla Türkiye Cumhuriy eti'nin
güncel konumda yer almasını sağlayacak
dinamiktir. Genç bir CHP, sryasetin
kişilere yönelik olarak yapıhnasma karşı
koyabüecek güce sahip olacaknr. Bu,
parti içinde'yapay' diye tabir edilen
kişiterin bir yerlere taşuıması siyasetinin
de aynı zamanda reddi olacak."
CHP'nin, sisteme uyan değil, sistemi
değiştiren bir parti olması gerektiğini
belirten Yılmaz, "Nasl bir CHP"
sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Tüm tarihi boyunca partiyi ayakta
rutan, Cumhuriyet'in \e CHP'nin
sevgisini taşıyan partinin gerçek
sahiplerinin, yanhşlara dur dediği;
partinin dış poütikasmdaki başansını
öncetikle kendi içindeki sorunlan
aşmasına bağh olduğu gerçeğinden
hareketle parti içindeki yapay
eldpleşmeleri aşnuş; emekten yana tavır
koyan, tarihsel misyonuna ve devrimci
köklerine sahip çıkan bir CHK"
Güneş'in Iskitler'deki bürosun-
da gerçekleştirdiğı toplantısma,
Güneş, Ercan Karakaş ve Esin
Fatma TemeTın yanı sıra eski
Konya İl Başkanı Hûsnü Boz-
kurt da katıldı. Son dönemde
sol kanat ile ayn düşenlerden
Etem Cankurtaran, toplantıya
katılmazken Fıkri Sağlar'ın
toplantıda bulunduğu öğrenil-
di. Alınan bilgiye göre toplan-
tıda il temsilcilerinin geçen haf-
taki PM toplantısında Baykal
ekibi ile yapüan ittifaka tepki
göstermeleri değerlendirildi.
Bu nedenle, Baykal ekibi ile iş-
birliği içinde bulunulmadığına
iüşkin olarak bugün kamuoyu-
na bir açıklama yapılması ka-
rarlaştınldı. Bu doğrultuda,
Esin Fatma Temel ve Prof. Dr.
Abdülkadir Ateş'in MYK'den
istifa etmeleri gündeme geldi,
ancak bundan vazgeçildı. Top-
lantıda aynca, sol kanadın ku-
rultaya etkin olarak katılması
görüşü benimsenirken kurulta-
ya yönelik çalışmalan yürütme-
si için bir komite oluşturuldu.
Partinin eski genel sekreter
yardımcılanndan Bekir Yurda-
güJL olağanüstü kurultay karan
ahnmadan önce muhalif gruplar
arasında tüzük kurultayına yö-
nelik bir hareket başlanldığmı
belirterek, Baykal'a yakınlığıy-
la bilinen ısımler tarafından bü-
tün örgüt birimlerine faks mesa-
jı gönderilerek, tüzüğün geçiril-
memesi yönünde talimat veril-
diğini ileri sürdü. Yurdagül,
Baykal ekibinin tüzüğün redde-
dilmesini sağlayarak Genel
Başkan Altan Öymen ve eski
genel sekreter Tarhan Erdem
yönetimine güvensizlik yarat-
ma amacında olduklannı savun-
du. Güneş ve Ertuğrul Gü-
nay'ın da bu nedenle parti mec-
lisinde (PM), Baykal ekibiyle
ittifak yaptığını kaydeden Yur-
dagül, "Bu ilkesiz büükteliği
gerçekleştiren gruplar, Bay-
kal'ın genel başkan, Güneş'in
genel başkan yardıması, Gü-
nay'm genel sekreter ve Moğul-
tay 'ın da genel sekreter yardun-
ası olduğu bir yönetim sağbma-
yı amaçlamaktadıriar. Onlara
yakışan da böyle bir buüktefik-
tir" diye konııştu.
Ertuğrul Günay ise, bu gibi
durumlarda görüş alışverişi ne
kadar doğalsa oy alışverişinin
de o kadar doğal olduğunu söy-
ledi. Kurultayda çıkan bütün lis-
telerin bir daha hiçbir durumda
ortak hareket edemeyeceğine
ilişkin bir görüş olduğunu belir-
ten Günay, bu yaklaşımın doğ-
ru olmadığını savundu. Günay
aynca, partide kimseyle kanlı
bıçaklı olmadığmı, ancak siya-
si bazı konularda görüş aynlık-
lan bulunduğunu söyledi. He-
nüz, 30 Eylül'deki kurultayda
genel başkanlık yanşmın doğnı
olup olmayacağını irdelediğini
kaydeden Ertugrul Günay, "Da-
ha önümüzde çok uzun bir za-
man var. Henüz karar vermiş
değüun" diye konuştu.
Muhalif gruplar, bu kısa süre-
de genel başkan adayı çıkanp
çıkarmamayı tartışırken yan-
daşlan Baykal'a yoğun baskı
yapmaya başladılar. Mayıs
ayındaİu olağankurultayda den-
geierin ne olacağırtın şimdiden
bilinemeyeceğini savunan eki-
bi, Baykal'a " Siyasette ehndene
zamangüç varsa kuUanacaksın.
Şimdi güç bizdeyken bunu kul-
lan" baskısı yapıyorlar.
Bazı dinci ğazetecilere göre, kişisel sorunu her tür mücadelenin önüne geçiyor
^Erbakan, zoru görünce kaybolur'
tstanbul HaberServisi- Kesin-
leşen hapis cezasını 4 ay ertele-
ten kapatılan RP'nin Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan, "de-
mokraf olarak nitelediği gaze-
tecilerle bazı şeriatçı gazeteciler
tarafından "kişisel sorununu de-
mokrasi mücadelesinin önüne
koymakla" suçlandı ve "kor-
kak" olduğu ima edildi. Erba-
kan'ın siyasi geçmişindeki dav-
ranışlan, bu yöndeki nitelemele-
ri haklı kılan önıeklerle dolu.
Erbakan, Hidiv Kasn'nda
312. maddenin kalduılması için
yardım talebinde bulunduğu
"demokrat gazetecilerin", de-
mokrasi anlayışuıı ve mücadele
yöntemini sorgulayan sorulany-
la karşılaştı. Erbakan'ın davet-
lileri arasında bulunan AH Bay-
ramoğlu. dünkü Yeni Binyıl ga-
zetesindeki köşesinde, Erba-
kan'ın "hapse girerek mücade-
leeüne niyetindehiçohnadığuu''
yazdı. Erbakan'ın kritik anlarda
demokrat olarak nitelediği ga-
zetecilerden destek istediğini
belirten Bayramoğlu, yazısında
"Kritik anlar Erbakan'm şahsi
sorunu ya da duruşunun siyasi
açıdan hassaslaşnğı zamanlar-
da ortaya çıkıyor. Erbakan, her
sefer şahsi sorun ve duruşunu.
bunlann amnı çizmeden, de-
mokrasi, hukuk ve insan hakla-
n meseieleriyle ustaca Uişkilen-
diriyor" dedi. Erbakan"ın za-
man zaman gerçekleri tahrif et-
tiğini de ifade eden Bayramoğ-
lu, FP içindeki yenilikçi gruba
yönelik antidemokratik uygula-
malara ilişkin soruya verdiği
"Demokrasi mücadelesi için di-
siplin ve itaat şartnr" yanıtının
altınıçizdi.
Sabah gazetesi yazan Can
Atakh da dünkü yazısında Erba-
kan'ın söylediklerinde "demok-
rasi ve insan haklan kavramını
hemen her cümle başmda tek-
rarlamasuun** dışında bir deği-
şiklik ohnadığını vurguladı. Ce-
zasının ertelenmesi için "Evimi
tamir ediyorum. Aüern perişan
ohır" yönünde gerekçe gösteren
Erbakan'a yönelttiği "Size yakı-
şan, 'Ben Başbakanlık yapnıış
bir siyasetçiyim. Bana dört ay
daha süre verin, bu süre içinde
benim mahkûm olduğum ilkel
maddenin kaldınlması için te-
maslarda bulunacağım' demek
değil nüydi" sorusunu Erba-
kan'ın "kabadayhk olarak" ni-
telediğine dikkat çeken Atakh,
"Erbakan demokrasi adına ya-
pılacakonurlu bir çılaşı kabada-
yınkolarak nheleyince, söylediği
pek çok sözün anlamı da ghnüş
oWu" dedi. Toplatıya katılan di-
ğer gazeteciler de benzer görüş-
ler dile getirirken şeriatçı Akit
gazetesi yazarlanndan AtiDaÖz-
dür, dünkü yazısında Erba-
kan'ın mücadeledeki yetersizlı-
ğine ilişkin eleştirileri annnsa-
tarak "Amatör bir Erbakan âşı-
ğıyımvedostuma'korkak
1
dam-
gasınuı vuruhnasma gönlümü
ran edemiyonım'' diye yazdı.
Geçmişi doğruluypr
Erbakan'ın geçmişteki tutu-
mu da "Kişisel sorununu de-
mokrasi mücadelesinin önüne
koyduğu" ve demokrasi müca-
delesindeki cesaretsizliğine iliş-
kin değerlendirmeleri haklı kı-
hyor. Bazı ömekler şöyle:
-1969 yıhnda yapılan tarnş-
malı Odalar Birüği seçimini kay-
beden Erbakan, kendisiniodasj-
na kilitleyerek koltuğunu bırak-
makistemedi. Erbakan poüs zo-
ru ve ünlü tövbekâr hırsız Çopur
Hüseyin'in kapıyı çflingirie aç-
masıyia dışan çıkarüabüdL
-12 Mart darbesi döneminde
kapatılan Milli Nizam Parti-
si'nin (MNP) genel başkanı
olan Erbakan, darbe döneminde
Isviçre'ye kaçtı. Darbe sonra-
smda MNP kadrolan 1973'te
kuruculan arasında Erbakan'ın
olmadığı Milli Selamet Parti-
si'ni kurdular.
-1996 kurduğu RETAHYDL
hükümetini, yolsuzluklan için
hakkmdaMecfis soruşturmasıis-
tediğiDYPlideriÇüler'le"soruş-
turma önergelerinin geri çekil-
mesi" pazarhğı üzerine kurdu.
- REFAHYOL hükümeti dö-
neminde, irtica ile mücadele
edilmesini öngören ve "28 Şu-
bat kararlan" olarak bilinen
MGK kararlannın altına başba-
kan olarak imza ath. Daha son-
ra karşı olduğunu söyledi.
2000'Lİ YILLARDA
ERDAL ATABEK
Eşitlik Korkusu...
Insanlarda yeni bir korkunun yaratıkjığını görü-
yorum: 'Eşitlik korkusu'. Uzun süredir gözlemle-
diğim 'üstûn olma çılgtnlığı'n\n insandaki 'aşağı-
lık ve yetersizlik duygusu'nun bir sonucu olduğu-
nu düşünüyordum. Kapitalist ekonominin pazar-
lama teknikleri de ınsanlarda 'üsfün olma komp-
leksi' yaratarak satışları arttırdığı için durumu bu-
na bağlama eğilimindeydim. Adler'in öğretisi de
insanlann aşağılık duygusundan kurtulmak için
çabaladığını açıklar. Ancak günümüz toplumlann-
da yaşananlar daha farklı bir açıklamayı gerekli kı-
lıyor. bu da 'artık insanlann birtiihne eşit olmak-
tan korkutulduğunu' düşündürüyor.
Eşitlik, eşit olmak, insanlann birbirine eşit kılın-
ması, eşit olduğunun kabul edilmesi uzunca bir sü-
redir önce unutuldu, sonra da sosyal bir korkuya
dönüştü.
Eşit olmak, artık yetersizlik, aşağıda olmak, ça-
resiz insanlar kitlesine katılmak anlamlanna geli-
yor. İnsanlar, sanınm bu nedenlerle 'eşitlik' gibi
son derece insancıl, son derece insan duygulan-
na, insan aklına uygun bir kavramdan korkar du-
ruma getirildiler.
İnsanlar artık hırslı, gergin, öfkeli, alaycı, uzak,
sevgisiz, kaygılı, kavgacı ve doyumsuz.
Gıpta etmek, yani birisinde görüp beğenmek, o-
nun gibi olmak ya da onun benzerine sahip olmak
duygusu ortadan kalktı, acımasız bir kıskançlığa
dönüştü: Onun hiçbir şeyi olmasın, hepsi benim
olsun.
Birini korumak, bir şeyi korumak duygusunun te-
meli olan acımak, şefkat duymak duygusu da ye-
rini 'konjyarak üstün olduğunu kanıtlamak, bunu
da koruduğunun başının üstüne asmak' gibi bir
aşağılamanın belirtisi oldu.
İnsanlar sürekli birbirine bakarak, birbirini kıska-
narak, birbirine işaret koyarak yaşar duruma gel-
diler. Bu 'başkası endeksli hayat' da 'üstün ol-
ma'nın dile getirilmeyen gerekçesi oldu.
İnsanlann 'çocuklanndan ne beklediklerine ba-
kınız'. İnsanlar artık çocuklanndan 'başkalanndan
üstün olmalannı' bekliyorlar. Çocuklarına okul se-
çerken, öğretmen seçerken, giysi seçerken, ayak-
kabı seçerken ölçütleri budur: 'Benim çocuğum
üstün bir çocuktur ve bu fark edilmeli, bu sağlan-
malıdır'. İnsanlar, çocuklannın başka çocuklarla
eşit olmasından korkuyorlar. Çünkü 'eşitlik', in-
sanlan artık korkutuyor.
Artık bütün dünya bir 'üstûnlük-aşağılık dizge-
si' olarak tanımlanıyor Amerika Avrupa'dan üstün,
Avrupa Ortadoğu'dan üstün, Ortadoğu Hindis-
tan'dan üstün. Beyazlarsiyahlardan üstün. Erkek-
ler kadınlardan üstün. Zenginlerfakirlerden üstün.
Okumuşlar okumamışlardan üstün. Büyükler kü-
çüklerden üstün. Bizimkiler sizinkilerden üstün.
Ben senden üstünüm. El elden üstün. Eller ayak-
lardan üstün. Uzunlar kısalardan üstün. Kaşlar
gözlerden üstün... Liste uzayıp gidiyor.
İnsan haklan bildirgesinde yer alan 'İnsanlar öz-
gür ve eşit olarak doğarlar' ilkesi, günümüzde san-
ki bir alay konusu durumuna geldi. Gerçekte artık
insanlar ne özgür doğuyor ne de eşit. Tam tersi-
ne, kölelik ve eşitsizlik daha doğuştan başlıyor. O-
nun için de insanlar arasındaki hayat artık bir sa-
vaş olarak sürüp gidiyor: Ben senden üstün ola-
cağım, bunun için de seni ezecegim (seni geçe-
ceğim ya da seni yeneceğim ya da senin önünde
gideceğim de olabilir).
Dünyayı bir vahşi hayvan arenasına çeviren 'ez-
meyen ezilir' ilkesi gerçekte, dile getirilmeden uy-
gulanan en önemli hayat felsefesini oluşturuyor.
Peki, ne olacak, böyle sürüp gidecek mi? Insan-
lık bu karabasandan kurtulmanın yolunu bulama-
yacak mi? Üstte olanlar orada yaşamanın hem
zevkini hem korkusunu içlerinde duyarken altta
olanlar ya bir gün üste çıkmanın hayalini kurarak
ya da dine, bir inanca sığınarak yaşamlannı sür-
dürecekler mi? 'Eşitlik korkusu' insanlan felce uğ-
ratmayı sürdürecek mi?
Yoksa, insanca bir ses, insanca bir çıkış, insan-
ca bir çözüm bulunacak mı?
İnsanca bir çözüm, çocuklara öğrettiklerimizle
başlayacaktır.
Çocuklara eşitliği öğretiniz.
Çocuklannızı hırslannıza alet etmek yerine, on-
lara eşitliği öğretiniz.
Çocuklarınıza demokrasiyi öğretmek istiyorsa-
nız, onlara eşitliği öğretiniz.
Çocuklannıza özgürlüğü öğretmek istiyorsanız,
onlara eşitliği öğretiniz.
Çocuklannızı başanlı kılmak istiyorsanız onlara
eşitliği öğretiniz.
Çocuklannızın kendi önlerinde engel olmaması-
nı istiyorsanız onlara eşitliği öğretiniz.
Çocuklannıza eşitliği öğretmek için de önce siz
eşitliği öğreniniz.
Insanda ve toplumda eşitlik bilinmiyorsa, daha-
sı bir korku oluşturuluyorsa.. orada insanlık erde-
mine ilişkin hiçbir şeyi öğretemezsiniz.
E-mail: erdal.atabek@mynet.com.tr
Fax: 0212 513 90 98
Ziraat Bankası
3 trilyonlıık vurgun
iddiasına iki tutuklama
ISTANBUL (AA> -
Ziraat Bankası Sirkeci
Şubesi'nden bazı fir-
malara usulsüz kredi
vererek, bankayı yakla-
şık 3 trilyon lira zarara
uğrattıklan iddiasıyla
yakalanarak gözaltına
alınan şube müdürü ile
yardımcısı tutuklandı.
Eminönü'nde bulu-
nan Ziraat Bankası Sir-
keci Şubesi'nden bazı
fırmalara usulsüz kredi
verildiğini tespit eden
banka yetküileri, duru-
mu savcılık aracılığıyla
polise bildirdi.
Bunun üzerine banka
hesaplannı incelemeye
başlayan mali polis, ba-
zı firmalara usulsüz
kredi vererek bankayı
yaklaşık 3 trilyon lira
zarara uğrattıklan ge-
rekçesiyle Şube Müdü-
rü Nur Kurt'un yanı sı-
ra kendisine yardım e-
den Müdür Yardımcısı
Mehmet Gümrükçü ile
veznedar Erdoğan Öz-
han'ı gözaltına aldı.
tstanbul Adliyesi'ne
sevk edilen Kurt, Güm-
rükçü ve veznedar Er-
doğan Özhan, nöbetçi
savcı tarafından sorgu-
landı.
Savcılık, sanıklan tu-
tuklanmalan istemiyle
Istanbul Nöbetci 2. As-
liye Ceza Mahkeme-
si'ne gönderdi. Burada
tekrar ifadeleri alınan
sanıklardan Kurt ile
Gümrükçü tutukla-
ndı.Özhan ise serbest
bırakıldı.