15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Sendikalar toplu pazarlıkta ulusal düzeyden uluslararası pazarlık düzeyine geçmelidirler' Rüreseltophısözleşıne• Çokuluslu şirketlerle uluslararası işçi sendikalan federasyonları arasında imzalanan ve giderek yaygınlaşan çerçeve anlaşmalar, küresel toplusözleşmelerin ilk modelleri olarak değerlendiriliyor. ALİER Kapitalizmin kûresel kıska- cına karşı küresel toplusözleş- me dönemi başlıyor. Çokuluslu şirketlerle uluslararası işçi sen- dikalan federasyonlan arasında imzalanan ve giderek yaygmla- şan "çerçeve anlaşmalar"(Fra- mework Agreements), ''Küre- seltoplusözleşmelerin ilk modd- fcri" olarak değerlendiriliyor. Guatemala'da silahlı çetelerin kanştığı yasadışı işten cıkarma ve sendikal sorun, bir başka kı- tada, çokuluslu şirket Del Mon- te ile IUF (Uluslararası Gıda, Tanm, Otel Işçileri Sendikalan Federasyonu) arasında Ceno- va'da imzalanan çerçeve anlaş- mayla çözüldü. Telekomünikas- yon devi Telefonica ile UN1 (Uluslararası Sendikalar Ağı) arasında imzalanan anlaşma ile de Telefonica şirketi sendikal haklar başta olmak üzere küre- sel düzeyde ILO standartlanna uyacağmı garanti etti. Dünya genelinde 7.5 milyon işçi ve 328 sendikanın üye olduğu UN1 Ge- nel Sekreteri Philip Jennings, "Bu büyük bir cephevarmadır" dedi. Bugüne dek imzalanan çeT- çeve anlaşmalarla en dikkat çe- kici sonuç, taze gıda alanında faaliyet gösteren çokuluslu şir- ket Del Monte ile IUF arasında imzalanan anlaşmayla elde edil- di. Latin Amerika'da silahlı çe- telerin de kanştığı, ancak Avru- pa'da imzalanan anlaşmayla mutlu biten olayın gelişimi özetle şöyle: Del Monte'nin Guatema- la'daki yan kuruluşu olan Ban- degua şirketi geçen yıl 3 muz plantasyonunda çalışan 900 iş- çiyi yasadışı yöntemlerle işten çıkardı. İşten çıkarmalara kar- şı geniş çaph protesto gösteri- leri düzenleyen yerel işçi sendi- kası Strabi yöneticileri silahlı çetelerin saldınsma uğradı. Öl- dürülme tehdidi altmdaki Stra- bi yöneticileri Guatemala'yı polis koruması altında terk et- mek zorunda kalırken IUF mü- cadeleyi sahiplenerek dünya kamuoyunun gündemine getir- di. Gelişmelerden rahatsız olan Del Monte, sorunun çözümü için RJF ile masaya oturdu. Uzun ve çetin geçen görüşme- ler geçen mart aymda Ceno- va'da bir çerçeve anlaşmanın imzalanmasıyla sonuçlandı. Anlaşma ile işten atılan tüm iş- çilerin geri ahnacağı, işçilerin sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık hakkına saygı gösteri- leceği, aynca saldın olayına adı kanşan Bandegua yöneticüeri- nin hiçbirine yönetim kademe- sinde görev verilmeyeceği ga- ranti edildi. S e n d i k a l h a k i h l a l l e r i TürkiyeILO'ya karşıisteksiz• Uluslararası Hûr İşçi Sendikalan Konfederasyonu Cenevre Ofisi Direktörü ve Uluslararası Çabşma örgütü îşçi Grubu Sekreteri Dan Cunniah, "Türk hükümeti, ILO standartlanna uyma konusunda isteksiz" dedi. tstanbolHaberServisi- Uluslararası Hür İşçi Sendikalan Konfederasyonu (ICFTU) Cenevre Ofisi Direktörü ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İşçi Grubu Sekreteri Dan Cunniah, Türk hükümetmin ILO standartlanna uyma konusunda isteksiz davnukhğmı söyiedL Cumhuriyet'e konuşan Dan Cunniah, sendikal hak ihlallennın dünyanın her yanında görüldüğünü, ILO'nun yardım önerilerine sıcak yakîasan ülkelerde ihlallenn önemli ölçüde azaldığun ya da ortadan kalktığını söyledi. Son olarak Nijerya ve Endenozya hükümetlerinin ILO ile işbırliğı yaparak sözleşmelere uyum sağlama yolunda gelişmeler katettiğini anlatan Cunniah, Türkıye'nin ise DLO'nun çağnlanna karşın sözleşmelere uyum konusunda isteksiz davrandığını kaydetti. Türk hükümetinin grev erteleme kararlanna değinen Cunniah, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık hakkı ve grev hakkuun birbırine bağlı ve birlikte anlam ifade ettiğınin altını çizerek grev ertelemenin kabul edilemez olduğunu söyledi. Cunniah, Türkiye'de işyeri, işletme ve ışkolu barajlarmın sendikal örgütlenme önünde ciddi engel oluştururken ışkolu barajmı savunan ICFTU üyesi Türk-îş'e bir şey empoze edecek durumda olmadıklannı, ancak, genel olarak prensipleri hatırlaönakla yetineceklerini ve soruna işçi çıkarian açısından baküması gerektiği tavsiyesinde bulunacaklanm belirtti. Telefonica Sınırdan kaçak geçişler artiyor • Edirne'de, son 4 yılda sının kaçak yollarla geçmek isteyen yabancı uyruklu 47 bin 717 kişi yakalandı. Bu yılın ilk 8 ayında yakalanan kaçaklann sayısı 9 bin 952'yi buldu. Smırdan adam kaçırmada trilyonluk raht dikkati çekerken cezalann caydıncı olmaması mücadeleyi olumsuz etkiliyor. EDtRNE(AA)- Edir- Suriye, Fas, Cezayir, Bul- ne'de, son 4 yıl içinde sı- nın kaçak geçmek isteyen yabancı uyruklu 47 bin 717 kişinin yakalandığı bildirildi. Bu yılın ilk 8 aymda yakalanan kaçak- lann sayısı ise 9 bin 952'yi buldu. Edirne II Jandarma Alay Komutanlığı'ndan alınan bilgiye göre, yasa- dışı yollardan sının geçe- rek yurtdışına gitmek is- terken yakalananlann sa- yısında her yıl artış gözle- niyor. Bölgede, yurtdışma git- mek isterken yakalanan- lann sayısı 1996'da 6 bin 258 iken bu sayı 1997'de llbin9O9'a, 1998'de 12 bin 178'e, 1999'da da 17 bin 372'ye ulaştı. Bu yılın ilk 8 aymda ise yörede ele geçirilen kaçaklann sayı- sı 9 bin 952 oldu. Bölge- de ele geçirilen kaçak sa- yısındaki artışın, sınırda alınan önlemler ile yaban- cılann sınıra ulaşmada kullandıklan güzergâh- lardaki kontrollerin arttı- nhnasından kaynaklandı- ğı belirtildi. Güneyden geüyoriar Yetkililer, genellikle Yunanistan ya da ttal- ya'ya gitmek için bölgeye gelen kaçaklann, Türki- ye'nin güney bölgesinden yurda girdüderini ve Is- tanbul'a geçtiklerini be- lirterek şunlan söyledilen "Üzerinde kendisini s- rurdan geçirecek kişilere verecek kadar yeterli pa- ras bulunanlar,' ınsan ta- cirleri' olarak adlandm- lan Idşflerle temasa geçer- ken yeterli parası olma- yanlar ise çaİışacak iş an- yoriar. Insan tadıüği işini, Tirkler kadar yıüardır Tirkiye'de yaşayan ve a- nrdan çok defa geçiş ya- parak bölgeyi iyice öğre- n«ı yabancı uyruklulann da adam başuıa ortalama bber dolar alarak yapbğı bfiniyon" Sınırda yakalanan ka- çaklar arasında ilk sırala- n Irak, Iran ve Afrika ül- kelerinin vatandaşlan okışturuyor. Yakalananlar aıasmda, Pakistan, Afga- nstan, Bangladeş, Mısır, garistan, Hindistan, Tu- nus, Güney Afrika Cum- huriyeti, Lübnan, Zaire, Gana, Gine, Liberya, Si- rilanka, Çin, Nijerya, So- mali, Siera Leone, Filis- tin, Senegal, Gambiya, Azerbaycan, Moldova, Romanya, Makedonya, Arnavutluk, Ruanda, Za- ire, Gürcistan, Hollanda, Ürdün, Ingütere, Uganda, Moritanya, Burundi, An- gola, Yemen, Kongo, Su- udi Arabistan, Kuveyt, Fransa, Ermenistan, Eti- yopya, Özbekistan, Ne- pal, Jamaika, Tanzanya, Kamerun, Kenya, Porte- kiz, Libya, Rusya, Papua Yeni Gine, Senegal ve Su- dan uyruklular bulunu- yor. akkâri'de kuru gıda dağıtımı g % ^ ^ 19% yilmda kuruian aşevimn kakbrdarak yemek yerine kuru gıda dağrtümasma karar verildL Hakkâri Vaüsi Örhan Işın, yaklaşık 10 bin kişiye bizmet veren aşevini, yurttaşlarm talepleri doğrumısunda kapattıklannı benrterek bunun yerine kuru gıda dağrt- maya başladıklannı anlato. Işın. yardûn yapmak yerine, yurttaşlara üretime yönelik çahşmalar başlatnklannı be- lirtti. Gıda yardımiDin kademeli olarak kaldmlacağını ifade eden Işın, "Sosyal Yardımlaşma ve Dayaruşma Fonu'n- dan finansmanı sağlanan aşevi ve kuru gıda dağıtamı için harcanan para ile uygulamaya konulan ancıhk, seraahk, koyuncuhık, me> vecüik, alabahk üretimi projeleri desteklenecek. Bu yolla dâğıtüacak kredi ve yardımlarla vatan- daslanmız gelir sahibi küınacak" dedi Aşevinden yararlanan yurttaşlar ise "Gıda yannmı onunımuzu kınyor. ancak başka çaremizyok. Uygulanan projeleri desteküyoruz. Bu yoDa ascvine bağunlîuğımız kalkacak, kendi üret- tiğjmizi yiyeceğiz'' diye konuştular. (Fotoğraf: ALİ SEVMÎŞ) Telefonica ile UNI ara- sında geçen nisan aymda imzalanan çerçeve anlaş- mayla ise Telefonica şir- keti, dünya genelinde ken- disıne bağlı kuruluşlarda çalışan 120 bin işçinin sendikal haklanna saygılı olacağı, ILO standartlan- na uyacağı ve üretimde çevre faktörünü gözetece- ği konusunda kendisini bağladı. Telefonica, ayn- ca çalışanlanna güvenli iş ortamı sağlamayı ve refah düzeyinde bir ücret öde- meyi de kapsayan bir dizi taahhütte bulundu. Kûresel pazarfak Çerçeve anlaşmalan ga- zetemize değerlendiren Uluslararası Hür İşçi Sen- dikalan Konfederasyonu (ICFTU) Cenevre Ofısı Direktörü ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) İş- çi Grubu Sekreteri Dan Cunniah,çokuluslu şirket- lerin birleşmesine dikkat çekerek sendikalann bu yeni duruma karşı kendi çözümlerini bulmak zo- runda olduklannı söyledi. Cunniah şöyle devam etti: "Getecekte dünya ölçe- ğindesadece5-6de\sirket- le kanılaşabüiriz. Sendi- kalar da toplu pazarlıkta ulusal düzeyden uhıslara- rası pazarfak düzeyine geç- melkurler. Bununörnekk- rivar." Tûketkinin gficfi Çerçeve anlaşmalann doğuşunda, çalışanlann "üretimden gelen güçleri- nin" yanı sıra "tüketkdola- rak da arü güçleri buhın- duğunu" fark ederek bu güçlerini çokuluslu şirket- lere karşı kullanmaya baş- lamasımn önemli katkısı oldu. Avrupa genelinde iş- veren örgütleriyle 'part-ti- me' anlaşması imzalayan, Avrupa Sendikalar Fede- rasyonu (ETUC) ve Dünya Hür İşçi Sendikalan Fede- rasyonu (ICFTU) çerçeve anlaşmalann yaygınlaştı- nlmasına çalışıyor. H a b e r - İ s B a ş k a n ı ' n d a n M H P y a n l ı s ı t a ş e r o n ş i r k e t e t e p k i 4 Işçiye köle muamelesr StBEL KIZHJŞIK Anadolu Yakası Posta Dağı- tım lşi Üıalesi'ni kazanan Aktif Servis Sosyal Temizlik Hizmet- ler AŞ'nin arkasında MHP'nin olduğu, ücretleri düşük bulan işçileri de "döve döve çanşnr- makla" tehdit ettiği öne sürül- dü. Haber-Iş Genel Başkam CengizTeke, 150. Yıl Anadolu Yakası Posta Işleme Merkez Müdürlüğü'nde (AYPİM) yaşa- nanlann Türkiye'nin en büyük sorunu olan 'kölezihnryethle iş- çi çahşünna' mantığının bir uzanüsı oldugunu söyledi. AYPlM'de taşeron olarak ça- lışan bir grup, gazetemizi ziya- ret ederek sorunlannı anlattı. AYPlM'de yaklaşık 5 yıldır ta- şeron olarak çalıştıklarmı belir- ten postacüar, asgari ücretle ça- lışmaya zorunlu tutulduklarmı, ihaleyi kazanan yeni firmanm da 'hukuk tanunaz, MHP des- tekB' tavır sergiledığıru öne sür- düler. Yaklaşık 300 taşeron fır- ma elemanımn AYPİM'den ay- nldığını anlatan taşeron posta- cılar, 10 gün içinde merkeze ge- len postalann yüzde 80'inin, aynlamadığı için yurttaşlara dağıtılamadığını belirttiler. Ta- şeron postacüar, işten aynlan- lardan 100'ünün ise yurttaşlan daha fazla mağdur durumda bı- rakmamak için kendi istekle- riyle bu hafta yeni firmayla sözleşme imzalamadan görev başı yaptığını anlattılar. Müdürlükte kadrolu çalışan- lar 300-350 milyon lira ile ise başlatılırken, 5 yılhk taşeron firma elemanlannm ise 110 milyon lira maaş aldıklannı ifa- de eden taşeron postacüar şun- lan söylediler: le yaptığı tanışma toplantısmı şöyle anlattılar: "Şirket yetkinsine ücreti dü- şük buktuğumuzu söyiedik. O da 'Arkamda MHP var. Yasal süremde işe yeterli elemanla başlayamasam da bu durum be- ni bağlamaz. Arkamda 3 bin adamım var, onlan buraya yı- ğar, gerekirse döve döve çalış- tırınm' dedL '3 bin adamım var' diyen Aktif Servis Sosyal TemiznkHizmetlerAŞdeilklO • 150. Yıl Anadolu Yakası Posta Işleme Merkez Müdürlüğü'nde yaklaşık 5 yıldır taşeron olarak çalıştıklannı belirten postacüar, asgari ücretle çahşmaya zorunlu tutulduklarmı, ihaleyi kazanan yeni firmanın da hukuk tanımaz, MHP destekli tavır sergilediğini öne sürdüler. "Tavnmız Posta tşletmesi'ne değiL Biz çalışmak istiyoruz.. ancak taşeronlaşma olacaksa aradan şirketler çıksm, ücretle- rimiz artsın. bizim üzerimizden başkalajı para kazanmasm." Eski finnalanmn sözleşme- lerinin sona ermesinin ardından ihaleyi kazanan yeni şirketin 106 milyon lira teklif ettiğini anlatan postacılar, şirket yetki- lisinin yemekhanede personel- gün içinde dağrtım işini yapa- cak 50 adam büe bulamadj." Aktif Şirketler Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkam, Te- mizlik ve Servis Sosyal Hizmet Işverenler Derneği Yönetim Kurulu üyesi BolatAnkarah ise \ Eylül'den itibaren ciddi bi- çimde provoke edildiklerini be- lirterek, "Eğittiğimiz yeni ele- manlar, rakip firmalar tarafin- dankışkırtıkİLİ-l5Ey1ültarih- leri arasmda eksik elemanla ça- uşük. Ancak şu an ihtiyaçtan fazla elemana sahibiz, yasal sü- remiz içerisinde elemanlarunı- n tamamladık. Bu taritakr ara- smda eksik gönderi yapılsa da yasaya göre biz sorumhı deği- liz" diye konuştu. Ankarah özetle şunlan söyledi: "Taşeronlann ilk başta tekli- fimizi kabul etmemelerimn ne- denL önceki firmanm, taşeron- lann başka firmav la çahşmala- nnı engeDemek için her birinin eünden senet aunasL Taşeron- lara tekfif ettiğimizen düşük net ücret de 135-140 milyon liradır. Önceki tekBfimizi kabul etme- yip daha sonra bizimle çabsan- lar da sözkşmeyle çahşmakta- dır. Yöneticflerünizden hiçbiri iddia edüdiği şekDde bir tehdit de savuramaz." Cengiz Teke ise bir an önce İş Güvencesi Yasası'nın çıkma- sı gerektiğini vurgulayarak, "Bu mûdûrhlkteki taşeron ça- hşanlar, sendikamızm işkolu alamna girmesine karşın onlan üye yapamıyoruz. Çünkü üye yapüğmuz zaman ertesi gün iş- ten çıkanhyorlar. Bu nedenle postaa taşeronlann yaşadıklan sorun, bizimle Ugüi değfl" diye konuştu. AYDENLANMA EMRE KONGAR 12 Eykn'den Bugüne Değişmenin Dinamiği-I Türkiye nereye gidiyor? Bu soru tümcesini, bir felaket habercisi olarak ya da bir hesap sorma amacıyla değil, yalın bir so- ru biçiminde kullanıyorum. Aslında bu soruya doğru yanıt verebilmek için, önce sadece Türkiye'nin değil, "herhangi birtop- lumun nereye gittiği nasıl anlaşılır" diye sormak gerekli. Gerçekten de hiç düşündünüz mü, birtoplumun nereye gittiği nasıl anlaşılır? Acaba salt medyanın kullandığı başlıklara ya da haber içeriklerine bakarak bir toplumun nereye gittiği kestirilebilir mi? Belki kısa dönemli değişmeleri anlayabilmek için bunlar bazı ipuçlan verebilir. Ama uzun dönemli değişimi kestirebilmek için daha başka yerlere de bakmak zorunludur. örneğin, o toplumun sınıfsal yapısına, teknolo- jisine, ulusal gelirine, siyasal rejimine, bu rejimin ürettiği siyasal iktidara, bu iktidann temel nitelik- lerine ve nasıl bir zihniyet sahibi olduğuna, zaman içindeki değişme eğilimlerini de görmeye çalışa- rak bakmak gerekir. Aslında bunlar da yetmez; dünyanın genel gidi- şine, ilgilenilen ülkenin bu gidiş içinde nerede yer aldığına ve gidişten nasıl etkilendiğine dikkat şt- mek gerekir. Ben, 21. Yüzyılda Türkiye adlı kitabımda bû- nu yapmaya çalıştım ve çok zorlandım. Ne denli başanlı olabildiğim ilerki yıllarda daha net olarak ortaya çıkacak. Tabii, bir kitap çerçevesinde Türkiye'nin nere- ye gittiği, daha temel ve genel eğilimlere göre, da- ha uzun dönemli bir çözümleme bağlamında ele alınıyor. Şimdi o kitapta kullandığım yöntemle, çok kıfea dönem için bir öngörüde bulunmak istiyorum. "• Türkiye'nin nereye gittiğinin, "kuruluş" ve M de- ğişme" dönemleri dediğim ikiz ideolojik dönem- lefin, birbiri ardından, diyalektik bir etkıleşım, ya- ni karşıtlann etkileşimi çerçevesinde birbırini ızle- mesi modeline göre yakalanabıleceğine ilişkin bir kuram geliştirmiştim daha önce. (Bunu "Toplum- sal Değişme Kuramlan ve Türkiye Gerçeği" adlı kitabımda anlatmıştım.) Teorinin işleyişi çok kısaca, bir ideolojinin, mev- cut yapıya ve iktidara tepki olarak gelişmesi, son- ra bu ideolojinin güçlenerek iktidara gelmesi ve belli uygulamalardan sonra kurumlaşma aşama- sında, kendisine tepki olarak başka ideolojileri do- ğurması esasına dayanıyor. Bu teorinin bir özelHği var Insanlık tarihini etkileyen büyük ideolojiler çer- çevesinde kullanılabileceği ve böylece uzun dö- nernli değişmeleri açıklayabileceği gibi, kısa dö- nemde siyasal partilerin karşıt programlan ya da "seçmen zihniyeti" açısından da geçerti ve böy- lece kısa vadelı değişmeleri de açıklayabiliyor. Şimdi teorik laflan bir yana bırakıp bu modelin ana mantığını oluşturan "diyalektik etkileşim" yani "tepkilerie oluşan gelişmeier" açısından Türkiye'ye bakarak, ülkemizin yakın gelecekte ne- reye gittiğini kestirmeye çalışacağım. Bugünü belirleyen ve yarını da biçimlendirecek olan "ideolojik dönemlerin diyalektik etkileşi- mine" baktığımızda kısa dönemli olarak şunu görüyoruz: 12 Eylül'ü doğuran ideolojik dönem, "teröre boyun eğmiş demokrasi" dönemi idı. Bu dönemde bütün sert ideolojiler, ülkeyi ken- di istedikleri yönde, terörie biçimlendirmeye çalı- şıyoriardı. "Teröre boyun eğmiş demokrasi" dönemi "can güvenliğini sağlayan baskıcı yönetim" ideolojisini güçlendirdi ve 12 Eylül öylece iktida- ra geldi. 12 Eylül ile başlayan "can güvenliğini sağla- yan baskıcı îdeoloji" dönemi, can güvenliğini sağlayınca, derhal diyalektik olarak "özgürlükçü demokrasi" özlemleri ortaya çıktı. Özal, hem "baskıcı yönetim döneminin uzan- tosı" kimliğiyle hem de "özgürlükçü demokra- si ideolojisinin" temsilcisi niteliğiyle "çelişkili" ve "çelişkili olduğu için de istikrarsız" bir ide- olojinin simgesı olarak ortaya çıktı. Devamı haftaya. Avrupa ekonomisine uyum yolunda önemli bir adım Türkiye J ye Avrupa standardı patent ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Patent Enstitüsü, Avrupa Birliği üyesi tüm ülkelerin taraf olduğu "Avrupa Patent Söz- leşmesi"nin (APS) üyesi oluyor. Avrupa devletleri arasında ortak bir patent hukuku kurulması amacma yönelik olan sözleşmey- le Avrupa ekonomisine uyum yolunda önemli bir adım aulmış olacaL Sözleşmeye 20. taraf ülke olan Türkiye üyelikle beraber Avrupa Patent Sözleşme- si'nin kararlann alındığı idari konseyde temsil edihneye başlanacak. Üyeliğin baş- layacağı 1 Kasım'dan itibaren ise Türki- ye'den yapılacak tek bir başvuru ile istenir- se 20 ülkede patent koruması elde edilebi- lecek. Sözleşme Avrupa Patent Ofisi'nin 300 bin patent kaydının bulunduğu veri ta- banına ücretsiz erişimi de sağlayacak. Böy- lelikle bilim ve teknik alanındâki her türlü gelişme Türkrye'den de günü gününe izle- nebilecek. Avrupa Patent Ofisi'nde Türk uzmanlanmn çalışmasını da sağlayacak üyelik yabancı sermaye akışını hızlandıra- cak. Topluluk patentinin uygulanamaması ne- deniyle gündeme gelen Avrupa Patent Söz- leşmesi, Avrupa Birliği ile doğrudan bağ- lantüı ohnasa da sözleşme ile ilgili kurum- lar AB'nin birer yan kurumu olma yolunda ilerliyor. Uzmanlar sorunlann çözülüp top- luluk patentinin 2001 'de uygulanmaya baş- lanmasıyla sözleşme ve Ugüi kurumlann AB'ye bağlı hale gelecegini belirtiyorlar. Yürürlüğe 1977 yılında gıren sözleşme ile ilgili konferanslara başından itibaren katı- lan Türkiye eczacılık ürünlerine patent vör- mediği için üyelik statüsüne geçemıyordiı Eczacılık ürünlerine patent uygulamasınin 1999 yılında başlamasıyla beraber üyeBk süreci de işlemeye başladı. Türkiye de katılıyor Cebelitarık'ta • NATO tatbikatı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îspanya Donanma Komutanı'nca icra ettirilen TAPON-2000 Deniz Tatbikatı, NATO kuvvetlerinin de katılımı ile Cebeütank Boğazı böl- gesinde yann başlıyor. Türkiye, 10 gün sürecek tatbika- ta TCG Muavenet Firkateyni, NA- TO Akdeniz Daimi Deniz Kuvveti (STANAVFORMED) bünyesinde görev yapan TCG Trakya Firkatey- ni ve NATO Akdeniz Daimi Mayın Harbi Kuvveti (MCMFORMED) bünyesinde görev yapan TCG Er- demli mayın avlama gemüeri ile ka- tılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle