25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÖL 2000 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAM Istanbul Edime B 2 5 Sinop İYt PB 23 B 27 Kocaeli B 26 Çanakkale B 27 Izmir A 27 Manisa A 30 Aydın A 31 Denizli A 31 Zonguldak B 23 Antalya Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB Y PB PB PB PB Y 23 22 22 25 27 24 23 A 28 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB PB PB PB PB B B PB 29 27 31 31 29 30 26 22 PB 20 Yurdun iç ve doğu ke- simleri parçaiı bulutlu, Doğu Karadeniz, İç Anadolu'nun doğusu ile Doğu Anadolu'nun batsı sağanak ve gök gürültülü sağanak ya- ğtşh, diğer yerler az bulutlu ve açık geçe- cek. Hava sıcaklığın- da önemli bir değişik- lik olmayacak. DIS MERKEZLE Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B PB PB PB PB PB B A 15 14 16 23 19 24 23 25 Münih PB 24 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB B Y B B B Y 19 27 32 23 29 24 25 28 PB 23 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB PB B B Y Y Y A 13 32 26 35 27 30 25 36 A 36 0Aç.k Parçaiı bulutlu Buluöu k Çok bulutlu ı Yağmuriu °Adj*Aİ Kart S u l u k a f . Gök gürüttaû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada sıtmıyor. Kendine özgü gerekçeler bulduğunda Ke- nan Paşa'nın "icraatı nerelere kadar" götürmeye kararlı olduğunu da kanıtlıyor. Nazi Almanyası'nda, Pinochet rejiminde, huku- ka, hakka dayanmayan kimi icraatın daniskasını darbeden 20 yıl sonra, hiç çekinmeden Kenan Pa- şa açığa vuruyor. atv'de AJİ Kırca, 12 Eylül'ün 20. yılında Evren'le canlı yayında söyleşti. Kırca; 12 Eylül anılannı bir kitapta toplayan eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Rıza Müftüoğ- lu'nun "Evren'in cezaevlehndeki MHP'lileri amaç- layarak suikast girişiminde bulunan klm varsa 'öl- dürün' tavsiyesinde bulunduğunu" yazdığını söyle- di. Evren, olağan bir durumu açıklıyormuş gibi ga- yet sakin şu yanıtı verdi: "Bize karşı suikast teşebbüslerinin herzaman ol- duğu söylenirdi. Bir gün Konsey üyeleriyle Genel- kuımay makamında oturup konuşurken bu konu açıldı. Veozaman onlara dedim ben, 'Içimizden bi- rini, mesela beni öldürürlerse 'o örgütün' mensup- lan hapishanede varsa, hepsini öldürmek lazım' cte- dim". Arada emrin nasıl sızdığını anlamadığına özenle değindi. Kırca sordu: "Böyle biremir verdiniz mi?" Evrensel Paşam gönül rahatlığıyla soruyu doğru- layan bir yanıt verdi: "Evet ama, gerçekleşmedi. Korksunlar diye söyledim." TV'de, radyoda 12 Eylül'ün erdemini anlattığı ilk günler Paşam; yargıdan yürütmeye kadar hemen her alanda yasalann ülkeye egemen olması için ça- lışaçaklannı yineledi durdu. "Ülkeyi uçuruma düşmekten kurtardığım" söyle- yegelen Evrensel Kenan Paşam'ın itiraf niteliğinde- ki son açıklamasından öğrendik ki... Dışarda halka bunlan söyleyen 12 Eylül lideri, dört kuvvet komu- tanı ile baş başa kaldıgında, gerçek yüzünü göste- riyor. Güya korkutma amacryla "suikastyapan örgütün hapishanede bulunan üyelerini" suikastla ilişkileri- ni araştırmadan, en azından ifadelerini almaya bile gerek duymadan... Yargılamayı aklına bile getirme- den.. evet, evet: "Öldürün!" diyebiliyor. Saklamaya çalışmasına karşın şu olası gerçek sı- ntıyor; Konsey'e o sırada MHP'lilerin bir eylem ya- pacaklanna ilişkin bilgi gelmiş olmalı ki, suikasta karşılık hapishanede "o örgütün mensuplannın öl- dürülmesini" emrediyor. Nereden bakarsan bak, sakat Paşa ne kadar saklasa, bugünden başlayarak atv'deki gan gidermeye ne kadar uğraşsa artık ba- şanlı olması olanaksız! ..,. . . . . , . , » Açıklama bir iki noktayı doğruluyor (1)- Paşam'ın emri Genelkurmay'da yaygınlaştı ki, "öldürün" err\- ri "dışanya -hapishanedeki MHP'lilere- sızdı". (2)- O sıralar ve daha sonralan Evrensel Paşam'ın ordu- da yandaşları olduğu söylenen MHP lideri Tur- keş'ten "hazzetmediği" kulislerdeyaygındı. Türkeş, 12 Eylül 'den sonra iki gün ortaya çıkmadt. Bu ara- da Türkeş'in "ordudaki 'taraftarlannın' karşı bir dar- be yapacağından" söz edildi. Toplumu sarsan bu doğrulan 20 yıl sonra, hadi iti- raf etti demeyelim, ama açıklayan 12 Eylül liderinin "vicdanı" rahat mı? Işte yanıtı: "Benim vicdani olarak rahatsız oldu- ğum bir şey yok." Ya yargısız yüzlerce kişiyi "öldürün" emri? Vicda- nını rahatsız ediyor mu acaba? Paşam, "Hele 'bu konuda' katiyen yoktur" diyor. Pesssss! Vakıfüniversüelerine arod tahsisine iptal ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, YÖK Yasa- sı'nda değişiklik yapan 4498 sayılı yasanın iki maddesini iptal etti. Iptal edilen düzenlemeler, va- kıf üniversitelerine arazi tahsisinin usul ve esaslan- nı belirliyordu. Yasa, vakıf ûniversitelerinin yasanın getirdiği koşullan yerine getirirse önceki tahsis ka- rarlannın geçerli olacağı- nı düzenliyordu. Anayasa Mahkemesi heyeti, FP'nin 4498 sayılı Yükseköğretim Yasa- sı'nda Değişiklik Yapıl- masına Dair Kanun'un 2. ve geçici 1. maddesinin iptal istemini sonuçlandır- dı. Anayasa Mahkemesi, yasanın 2. ve geçici 1. maddelerini anayasanın çeşitli maddelerine aykın bularak oybirliğiyle iptal etti. Yüksek mahkeme, ip- tal ettiği düzenlemelerin yürürlüğünü de durdurdu. Anayasa Mahkeme- si'nin iptal ettiği 2. madde, vakıf üniversitelerine ara- zi tahsisinde aranacak ko- şullan belirliyor. tptal edi- len maddenin kimi hü- kümleri şöyle: # Kamuya ait taşınmaz maddelerin 49 yıllığına vakıflara devredilebilece- ğini, # Vakıflarca kurulmuş yükseköğretim kurumla- nnın en az 2 eğitim-öğre- tim yılı, eğitim-öğretim yapmış olması, bilimsel dergilerde öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı- nın devlet ûniversiteleri- nin ilk yansına girecek durumda olması, # Öğrencilerinin en az yüzde 15 ine eğitim-öğre- tim masraflannı karşüaya- cak miktarda sürekli ola- rak burs vermesi gerekir. Vakıf üniversitesi, Orman Bakanhğı'nın göstereceği arazide, tahsis edilen ala- nın 2 katı kadar bir bölü- mü, tahsisten itibaren en geç 5 yıl içinde ağaçlandı- nr ve ilk beş yıllık bakım giderlerini üstlenir. • Yukanda belirtilen amaçlann yanında tahsisi yapılan arazilerde konut alanı açılamaz, lojmanlar üniversitenin tam gün sta- tüsünde görevli akademik personel ile hizmetin ak- samadan yürütülmesi için gerekli idari personel dı- şındakilere tahsis edile- mez. Danıştay 8. Dairesi, Koç Üniversitesi'ne arazi tahsisine ilişkin Bakanlar Kurulu karan ile Orman Bakanhğı'nın kesüı izin ve tahsis işlemlerinin ipta- line ilişkin açılan davada, "dava konusu işlemlerin hukuki denetim imkânı kalmadığT gerekçesiyle, "esasa ilişkin karar verü- mesine yer olmadığma" karar vermişti. TMMOB Mimarlar Odası Istanbul Büyükkent Şube Başkan- lığı, bu karan temyiz et- miş ve dairenin karannın "yürütmesinin durdurul- masını" istemişti. ZehirLeyen skandal• Baştarafı 1. Sayfada ölümkrin artnğı, su kaynaklan- nın hızla kirlendiği, 4 yıkfar anla- nn bal verinıinin smra düştüğü, tanm ûrünleri rekohesinde hızlı bir düşüş yaşandığu hayvanlar arasında nedeni tespit edilemeyen öiûmlerde arüş gözlendiği ve bu sebeple bölgede turist sayısında azalma oWuğu"na dikkat çekti. Zehirli varillerin Karadeniz'e atılmasmdan 12 yıl sonra, 21 Haziran 2000 tarihinde de Si- nop'un Türkeli ilçesi Helaldı beldesi yakınlannda 6 yeni va- ril bulunduğunu anlatan Uzun- kaya, Aytekin'e şu sorulan yö- neltti: "- Bugüne kadar konu hak- kında niçin kabcı bir çöziim bu- lunamamışör? Yakm bir gele- cekte bu konuva bir çözûm bul- mayı planhyor musunuz? - Nükleer atık ihtiva eden 130 varilin imha ve depolanmasına çözûm bulunamayışı karşısında o bölgede kurulması planlanan nûkleer enerji santrahnın çevre- ye zaran obnayacağı konusunda nasıl bir garanti vermeyi düşü- nüyorsunuz? -Zehirli variDerin iade edflme- siya da tazminat ödenmesi konu- sunda, Italyan hükfimeti, BM ve diğer Ugüi kunüuşlar nezdinde ısrarfa bir güişimde bulundunuz mu, ahnan netke nedir? -Karadeniz'in nükleeraoklar, petrol atiklan ve diğer kimyasal aüklarla hızla kirlenen bir deniz olma tehlikesine karşı, diğer ba- kanlık ve kuruluşlarla ortaklaşa hazırlanacak bir koruma planı ortaya konulabüecek mktir?" 215'idolu Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, 27 Temmuz 2000 tarihinde ver- diği yanıtta, varillerin Italya'dan yüklenmesinden Karadeniz'e atılmasına kadar tüm aşamalan açıkladı. Aytekin, yanıtına ayn- ca 1988-1989 yıllannda Emni- yet Genel Müdürlüğü Merkez Kriminal Polis Laboratuvan'nın varillerin içeriğiyle ilğili incele- me sonuçlanm da ekledi. Aytekin, 4 Ağustos 1988 tari- hinde ilk kez Samsun Alaçam'da bulunan varillerin, 1988 yılı sonlanna kadar karaya vunnaya devam ettiğine, Istanbul 'dan Ri- ze'ye kadar Karadeniz sahille- rinde görülen varillerin yüzde 80'inin Samsun ve Sinop'ta bu- lunduğuna dikkat çekti. Varille- rin 152 'sinin boş, 215' inin dolu olduğunu, üzerlerinde 4 R' amb- lemi bulunduğunu belirten Ay- tekin, "Varillerde radyoaktif madde olduğu zannedilmiş, an- cak Merkez Kriminal Polis La- boratuvan'nın anaUzleri sonu- cundaabklanntoksikkimyasal- lar olduğu anlaşıhmşür" dedi. Varillerin yurtdışında bertara- fı için Almanya, Hollanda ve Finlandiya'da bulunan atık ber- taraf tesislerinden teklifler alın- dığını, ancak tekliflerin değer- lendirilmesi sonucu bunun eko- nomik bulunmadığını belirten Aytekin, varillerin ancak Türki- ye'de lisanslı bir işletme açılma- sından sonra bertaraf edileceği- ne dikkat çekti. Bakan Aytekin, soru önerge- sine verdiği yanıtında, varillerin Türk karasulanna nasıl bırakıl- dığını anlattı. Varillerin ilk adresinin Ro- manya olduğunu açıklayan Ay- tekin şunlan söyledi: "Bu çerçevede Hazine ve Dış Ticaret Müsteşaruğı kontrolörle- rinin araştırmalan neticesinde, tehlikeli aük yüklü varillerin 1987 yıh başuıda AKBAY-1 ve Corina isinili gemilerie, itaJ- ya'nın Marine di Carara ve Go- iggk) limanlanndan yola çıkarak Romanya'nın geçici mallann ara deposu olduğu öğrenilen SuKna Serbest Bölgesi'ne götürüldüğü ve buradan Temmuz-Ağustos 1988 tarihlerinde ttalyan künya- gerlerin kontrolü altinda Pana- ma ba\raklı Türk gemüerine v üklenerek Karadeniz'e bırakü- dığı kanıtlarla tespit edilmiştir.'' Açıklamasında, Türk gemile- riyle ilgili aynntılı bilgi verme- yen Aytekin, olayın yaşandığı tarihte Italya'nın Türk hüküme- tinden gelen işbirliği çağnlanna olumlu yaklaştığını belirtti. Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, 1988 ve 1989 yıllannda varille- rin içeriğiyle ilgili olarak Mer- kez Kriminal Polis Laboratuvar- lan'nda yapılan inceleme so- nuçlannın birer kopyalannı da açıklamasına ekledi. Polis labo- ratuvan ekspertiz raporlanrun 9 Ağustos 1988 tarihli sonuçlan- na göre, varillerde "böcek öldü- rücii olarak bUuıen DDT türev- leri" bulunduğu, bunun da göz- leri etkileyeceği ve zehirli oldu- ğu belirtildi. 13 ayn kavanoz ile getirilen örneklerde 20'nin üze- rinde değişik kimyasal maddeye rastlandığı belirtilen raporda, varillerde bulunan diğer madde- ler ve etkileri de şöyle: "Pichloro: Deriyi tahriş ve merkezi sinir sistemi üzerindeet- kL Klorobenzoik asit: Sudaçözül- meyen ve düşük ka\nama nok- tah bu madde, buhar nedeniyk srvı üzerinde toksik gazlar oluş- turuyor. Tetrakloro ethene: Narkotik etkili ve deri tahrişL Toluen: Merkezi sinir sistemi- ni etkiler, solunum yoUannı tab- rişeder." Dünya Bankası sert öııleııı istedi • Baştarafı 1. Sayfada yasaya" göre nasıl şekil- lendirileceğini ortaya ko- yuyor. "PbUtikalarpiyasa dengelerini ne kadar az bozarsa üretim faktörlerî de o kadar çok verimli kullanacaknr" ifadesi çerçevesinde hazırlanan raporda, geniş halk ke- simlerine faturası çıkacak "yapısal reform" adı al- tmda sunulan bir dizi dü- zenleme şöyle: • 2000 yılında başlatı- lan ve birçoğu geçici gelir artışlanna dayalı olan ma- li tedbirler süreci uzun va- dede devam etririlmeli. Bu da daimi vergi artışlan, ya- pısal mali reformlar ve harcama önlemlerinin da- ha dengeli bir kanşımını gerektirecek. # Fiyat destekleri çiftçi- lere yapılan doğrudan ge- lir desteği lehine aşamalı olarak kaldınlacak. Tanm- sal fiyat ve kredi destekle- ri ve bunlann uygulanma- sı için gerekli olan KİT, çiftçileri çok verimli olma- yan ûrünleri yetiştirmeye yöneltmekte, rekabeti boğmakta ve özel sektörü engellemektedir. Dışalım konıması önemli ölçüde devam edecek olmasına karşın azaltılacak ve yerli tanmsal fiyatlar, dünya fı- yatlanna bağlanacak. Doğrudan gelir ödemeleri ilk başta mütevazı bir dü- zeyde tutulacak ve çiftçi başına sabit bir meblağa dayanacak. Mevcut tanm- sal politikalann maliyeti- nin 1999'da yaklaşık 5 milyar dolardan 2002'ye kadar 400 milyon dolara düşmesi öngörülmekte. Yapılan tasarrufun ne ka- dannın doğrudan ödeme- lere kanalize edileceği he- nüz kararlaştınlmadı. Doğrudan gelir desteği de tanmsal büyûme yeniden eski hızma kavuştuğunda .. azaltılmah ve belirli grup- lan hedef almalı. Suni gübre desteği, 2001 yıhn- dan sonra uygulanmaya- cak. Kredi destekleri 2002 içinde aşamalı olarak kal- dınlacak. Tahıla ilişkin it- halat gümrük tarifleri de azaltılacak. TEKEL, Çay- Kur, Türkiye Şeker fabri- kalan dahil tanmdaki KlT'ler özelleştirilecek. • Sosyal güvenlik re- formu, gönüllü özel emek- lilik sistemleri ile özel sek- tör katıluruna kapıyı aç- maktadır. Uzun vadede, ortalama yaşam süresinin artışma paralel olarak yaş- lanan nüfusun gereksinim- lerini karşılamak için Tür- kiye'nin sosyal güvenlik sısterrunde daha derin ya- pısal reformlar uygulama- sı gerekecek. # Sosyal güvenlik re- formunun kazandığı ivme, sağlık sektöründe daha ge- niş reformu başlatma po- tansiyeline sahiptir. Bunun bir parçası sonuç-kalite yönetimini kontrol edebi- lecek bir Sağlık Bakanlığı oluşturulması, bir yönü de rekabete dayalı bir hizmet piyasasından bir temel pa- keti sahn alan ve finanse e- den bir sosyal güvenlik sistemidir. Üçüncüsü ise, ilave sigorta sunan ve si- gorta acenteleri ile yapılan anlaşmalara uygun şekil- de hizmetleri satarak bu piyasada rekabet eden iyi düzenlenmiş bir özel sek- tördür. # tşsizlik sigortasının mali etkilerinin izlenmesi ve işçilerin korunması ile çalışmaya teşvik etme ara- sında bir denge kurulması için başka adımlar gerek- li. Ancak işsizlik sigortası- nın uzun vadedeki mali so- nuçlan belirsiz ve sistemin gelecek 2 yıl içinde tam olarak uygulamaya konul- ması sırasında dikkatli iz- lenmeli. İşsizlik sigortası yürürlükte olduğuna göre zorunlu kıdem tazminatı Dışişleri Bakanlığı'nda atama Demirerin danışmanı Ortadoğu sorumlusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rd'in Çankaya Köşkü'nde dış politi- ka danışmanlığı görevini yürüten AB Ekonomik îşler Genel Müdür Yar- dımcısı Feridun Hadi Sinirfioğhı, Or- tadoğu Genel Müdür Yardımcılığı'na getirildi. Dışişleri Bakanhğı'na ait çe- şitli atama kararlan dün Resmi Gaze- te'de yayımlandı. Kararlara göre Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Danış- manı Tacan tkkm'in Dışişleri Bakan- lığı 'ndaki kadrosu Bilim Dairesi Baş- kanlığı olarak belirlendı. Dışişleri Ba- kanlığı Sözcü Yardımcısı Hüseyin Di- riözise Enformasyon Dairesi Başkan- lığı'na getirildi. Konsolosluk İşleri Genel Müdür Yardımcılığı'na Fatma FıratTopçuoğru, NATO ve BAB Ge- nel Müdür Yardımcılığı'na Kadriye Şanrvar Kızddeii, lstihbarat ve Araş- tmna Genel Müdür Yardımcılığı'na Necip Engüz, Doğu Avrupa Genel Müdür Yardımcılığı'na da H. Taner Seben getirildiler. Uluslararası Siyasi Kuruluşlar Ge- nel Müdür Yardımcısı Osman AKfey- y_az Paksût olurken Hasan Mehmet Ozyıldız da Konsolosluk Emlak ve Hudut Genel Müdür Yardımcıhğı gö- revini üstlendi. Güney Asya, Uzak- doğu ve Pasifik Genel Müdür Yar- dnncılığı'na Avrupa Birliği Siyasi îş- ler Müdür Yardımcısı Cevat Nezihi Ozkaya, Özkaya'dan boşalan göreve de Orta Avrupa ve Baltıklar Genel Müdür Yardımcısı Zergün Korutürk atandılar. ödemelerinin gerekçesi ar- tık mevcut değil. Her iki sistemin birleşmesi, açık- ça bir çarpıklık olan yüz- de 100'ün üzerinde ikame sunmaktadır. Zorunlu kı- dem tazminatının aşamalı olarak kaldınlması halin- de tahakkuk etmiş olan haklar muaf tutulabilİT. Bu, işsizlik sıgortasına tam geçiş için bir köprü oluşturabilir. Gelecekte firmalann, işçilerin, işçi- nin genel tazminat paketi içinde kıdem tazminatlan- nı serbestçe belirlemeleri- ne izin verilmeli. • Ormancılıkla ilgili kuruluşlann yeniden yapı- landınlması, ticari faali- yetlerinm özelleştirilmesi, bazı sorumluluklann o bölgede yaşayanlara dev- redihnesi ve hükümetin sorumluluklannın ulusal eşgüdüm gerektiren meşru görevler üzerinde odak- lanması gerekmektedir. • Bankacıhkta yeni ve daha sıkı düzenlemelerle birlikte enflasyonun düşü- rülmesi sürecinden kay- naklanan yeni çerçeve, de- ğişim baskısı yaratacak ve muhtemelen önemli "bir- leşme ve böhmmetere" yol açacak. Geçiş döneminde ilgili makamlann etkin de- netimi gerekli olacak. Halk ve Ziraat bankalan için ticarileştrrme karma- şık bir süreç olacak. Bu, kâğıt üzerinde yaklaşık 20 milyar dolara ulaşmış gö- rev zararlannm ortadan kaldınlmasını kapsamalı. Hükümet, Vakıfbank, Em- lak ve Halk bankalannın 2OO2'ye kadar özelleştiril- mesini öngönnektedir. Zi- raat Bankası'nın özelleşti- rilmesi ise daha uzun bir sûre alacak. BaBnacılar 9 11 trflyon KDV iadesi aldı ÎZMİR/ADANA (Cumhuriyet) - Mali şube ekiplerince sürdürii- len "BalinaoperasyonuT> nda orta- ya çıkanlan hayali ihracat rakam- lan giderek büyüyor. Operasyon kapsamındaki firmalann hayali ihracattan 11 trilyon lira KDV ia- desi aldıklan bildirildi. Izmir DGM Savcıhğı'na sevk edilen 8 kişiden 6'sı tutuklandı. Adana DGM ise "Paraşüt operasyonu" davasmın dosyasını 'eksUdUderin giderUmesi' için Ankara DGM'ye gönderdi. Izmir'de "Bafina operasyonu" olayıyla ilgili olarak hesap uz- manlan ve mali şube görevlileri, inceleme sırasında Yeşer ve Gün- cekteks tekstil fırmalanrun bağ- lantılı olduklan tzmeks-Güntûrk Tekstil, Tür Day Tük, Yağız ile Güntürk dış ticaret ve EZO Teks- til adlı altı şirkete ulaştılar. Bu şir- ketlerin yönetici ve mali müşavir- leri gözaltına alındı. Izmeks-Güntürk ve Yağız fir- malannınbelgelerinde yapılan in- celemede, gözaltına ahnan zanlı- lann bu iki şirket üzerinden Tu- nus'taki Es Sadaka firmasına 30 milyon dolar tutannda hayali ihra- cat yapnklan beUrlendi. Bu şirket- lerin hayali ihracatı, Istanbul Hay- darpaşa Gümrûğü'nden yaptıkla- n belirlendi. Izmir DGM Savcılı- ğı'nın bilgısi dahilinde operasyo- nu sürdüren mali şube ekipleri, ha- yali ihracat yapan şirketlerin or- taklan olduklan belirlenen Adnan Şentürk, HaydarCeylan ile şirket- lerin muhasebe işlemlerini yürü- ten Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardrmcısı Hasan Hüseyin Şe- ner'in kardeşi mali müşavir Şerif Sener ve eski Izmir Büyükşehir Beledıye Başkanı Burhan Ozfa- tura'nın bürokratı Yeminli Mali Müşavir Erdinç Mayacı, Erdoğan DirHk, VeB BUal Yalçuı tutuklanır- ken şirketın ortaklanndan SaKh Kurtve tsmaflÜnaltutuksuzyar- gılanmak üzere serbest bırakıldı. Zanlılann sorgulan sırasında, hayali ihracatın Tunus'ta kurulu Es Sadaka firmasına yapıldığını söyledikleri öğrenildi. Salih Kurt sorgusunda, kendisinin olayla il- gisinin olmadığını, şirkette 150 milyon lira maaşla şoför olarak çalıştığını, Adnan Şentürk'ün kendisine, içeriğini bilmediği bir belgeyi imzalattığını, bu belge ile şirketin ortağı olduğunu emniyet- te öğrendiğini söyledi. Gaziantep'te gözaltına ahnan ve tzmir'e getirilen Türkmenoğ- lu Tanm Ûrünleri, Ergün Tekstil ve Yahtek Dış Ticaret şirketleri- nin sahibi AhmetÖztürkmen. Ye- minli Mali Müşavir Resul Yıhnaz ile Mehmet Taras'm sorgusu sü- rüyor. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada günyeri" olmayacağı, öteki bölgelerindeki yaşam olanaklanna yakın bir iklimin burada da yaratılaca- ğı günlerden geçiyor. Bugünü, Başbakan Bülent Ecevrt'in çok az bir bölümünü açıkladığı "Güneydoğu Eylem Ptanı'na ayıralım. GAP'a gönderme yapmak gerekirse, bu plana da GEP diyebiliriz. Geçen yıl aralık ayında başlayan hazıriık, şubat- ta ete kemiğe büründü. Mayıs ayında da Başba- kanlık'tan Devlet Planlama Teşkilatı'na, MGK Ge- nel Sekreterliği'nden ilgili bakanlıklara kadar bütün birimlerin ortak iradesiyle düğmeye basıldı. Planın altyapısını oluşturmak üzere gerçekleşti- rilmiş araştırmalar bölge gerçegini bütün çıplaklı- ğıyla ortaya koyuyor. Bazı rakamlar aktaralım: - Tanm Bakanhğı'nın bölgedeki kadrolannın sa- dece yüzde 28'i dolu. Bu rakam Sağlık Bakanlı- ğı'nda yüzde 46, Milli Eğitim'de yüzde 66. - Bölgedeki devlet kurumlannın hemen hiçbirin- de halkla ilişkiler birimi yok. - Genel ortalamada 2141 kişiye bir uzman dok- tor düşerken Güneydoğu'da 7600, Doğu Anado- lu'da 5300 kişiye bir doktor düşüyor. - Güneydoğu'da kadınlann yüzde 38'i, Doğu'da yüzde 55'i okuma yazma biliyor. - Yapılan toplumsal sorun anketlerinin tümünde birinciliği işsizlikle topraksızlık paylaşıyor. - Bölge halkının yüzde 50'den fazlası, "Burada ilk ne yapılmalı" sorusuna, "Devlet güçlendirilme- li" karşılığını vermiş. Terörün yarattığı buzlar eriyince, öteki sorunla- nn kokusu daha hissedilir biçimde ortaya çıkıyor. GEP'te çözüm için hazırlanan plan sayısı 107. Bunlardan 30'u kamu yönetimi, 47'si ekonomi, 17'si eğitim, 13'ü sağlıkla ilgili. Planın bölgedeki uygulayıcılan vaJiler ve kayma- kamlar olacak. Ankara ne karar alırsa alsın, il-ilçe yöneticileri benimsemezse hiçbir hükmü yok. Planda, öncelikle valilerin "iktidar partilerinin em- rinde" olmayacağı bir yapı öngörülüyor. Valilerin de tıpkı hâkim-savcılar gibi, atandığı yerde 3 ya da 4 yıl güvence altinda görev yapması planlanıyor. önemli bir adımın da eğitim alanında atılması he- defleniyor. Bölgedeki yatılı okullarda hem eğitim hem iş öğretimi yapılacak. Her türtü sorunun başı cehaletin ortadan kaldınlması, dileyelim ki "ortak gündem" olsun. GEP'te gelinen noktanın ölçümü için bu ay için- de art arda birkaç toplantı planlanıyor. Terör örgütünün durumu GEP'in aynntılannı Ecevit'in açıklamasına bıra- kalım, gündemin ait sıralanna düştüğünü vurgula- dığımız terör olgusuyla ilgili gelişmelere bakaiım. Başkente ulaşan istihbarat bi^ileri şöyle: - Terör örgütünün Kuzey Irak'ta 4 bin silahlı mi- litanı var. Bunlar hâlâ buradaki kamplarda silahlı eğitime devam ediyor. Türkiye içinde 500, Iran'da da 500 olmak üzere toplam 5 bin terörist henüz si- lahı bırakmış değil. - Özellikle uyuşturucu trafiğine yönelik darbeler örgütün gelirini etkiledi. Avrupa'daki bağış alma bölgeleri de azalıyor. - Örgüt Ocak 2000'de yaptığı 7. kongresinde si- yasallaşma karan aldı. Bu çerçevede adımlar at- maya devam ediyor. GEP'le terör örgütünün durumu birlikte ele alın- dığında Güneydoğu, sözcüğün tam anlamıyla "bı- çaksırtında". GEP çerçevesinde yapılan araşrjrmaJar, bölge in- sanının büyük bölümünün yeniden kazanılabilece- ğini ortaya koyuyor. Bu yolda sağlanacak başan, bökje insanının, bölge belediyelerinin, devletin bü- tün katlannın ortak bir hedefte buluşabilmesine bağlı. Bu sağlanabilirse Güneydoğu Eylem Planı ken- disini çoğaltır. Sağlanamazsa, "eylem "in "y"sidü- şer... Elem olur... Bunun da başta bölge insanı olmak üzere kim- seye faydası olmaz! . balbay@cumhuriyetcom.tr Devlet Bakanı Yücelen '2001 'de insan hakları Malikalmayacak' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ba- kanı Rüştü Kazmı Yüce- len, "Kopenhag Siyasi Kriterieri Iştğında Türki- ye'nin Alması Gereken Onlemler" konulu rapo- nın gelecek hafta yapıla- cak Bakanlar Kurulu top- lantısına sunulacağını bil- dirdi. Yücelen însan Haklan Koordinatör Üst Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, gele- cek günlerde 10 ilde in- san haklan toplantılan yapılacağını kaydetti. Bu- na göre, Insan Haklan Koordinatör Üst Kurulu, Yücelen'in başkanlığında ilk olarak Tunceli'de bir araya geldikten sonra sı- rasıyla Kırşehir, Trabzon, Ağn, Kastamonu, Diyar- bakır, Bursa, Mersin, Ma- nisa ve Istanbul'da topla- nacak. Daha sonra Ankara'da bölge toplantılanna katı- lanlann da yer aldığı 2 gün sürecek bir toplantı düzenlenecek. Devlet Ba- kanı Yücelen, bu çalışma- lann ardından 2001 yılın- da Türkiye'de insan hak- lan ihlalinin kalmayaca- ğını savunarak bu konuda her türlü önlemi toplu- mun tüm kesimleri olarak almaya hazn- olduklannı dünyaya ilan edeceklerini söyledi. Aralık ayında yapıla- cak toplantıyla sivil top- lum kunıluşlan, üniversi- teler, hükümet ve devle- tiyle tüm Türkiye'nin al- tına imza atabileceği bir metni dünyaya duyurma- yı planladıklannı anlattı. Yücelen, insan haklan başkanlığı kunılmasıyla ilgili tasanmn da TBMM açılmadan bakanlann im- zalan tamamlanarak sevk edilmesini kararlaştınldı- ğını bildirdi. Yücelen, Adalet Ba- kanhğı'nın Ceza Muha- kemeleri Usulü Yasası ile Türk Ceza Yasası'na iliş- kin çahşmalannı bitirdi- ğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle