15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYE7 SAYFA i l L J 1 \ [email protected] 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Kosova'daki Osmanlı dönemi mimarlık mirasını 'bizden değil' diyerek yok ediyorlar... Suudilerfaı kiiltiir katliaııuSuudi Arabistan'da egemen olan kiiltûr anlayışmın öteden beri "Os- manh düsmanhğT üzerine oturduğu- mı bilıyorduk. örneğin, 1992 yılında Mekke'deki Harem-i Şerif in tarihi "revaklannı" bile yıkma gınşimlerınde, Mimar Si- nan'ın ünzasını taşıyan bu revakların Arap Yanmadası 'ndaki "Osnıanh dö- nemi sanau" örnekleri arasında yer al- masının önemli payı vardı. Şimdi de Kosova'daki ırkçı-şoven Sırp saldınlan sırasında tahrip olan tarüısel yapılar, sözde "kültûrel yar- dun" (!) programı kapsamında ''res- torasyon'' (!) hizmetlerinı üstlenen "Suudi Arabistan lnşaat Ekipleri" ta- rafindan onanlmak adına tümüyle yı- kılarak yok ediliyorlar. Dahası, orta- dan kaldınlan Osmanlı dönemi mi- marlık örneklerinin yerine de "Arap mimarisr tarzında yeni yapılar diki- yorlar... Strplarta 'suç ortakhğT Geçen yıl (1999) Kosova'daki tarih- sel yapılann savaş sonrasındaki duru- munu belgelemek üzere "KosovaKül- türel \firas ProjesTnı başlatan Hanvard Üniversitesi'nden Andras Riedlma- yer, Suudilerin bu tavnnı Mimarlar Odası'na da bildirdiği 26 Ağustos 2000 tarihli elektronik posta mektubunda Tarihi Mostar köprüsûnü ırkçt-şöven sakkrganlar yıkmışlardı_. Şimdi, geriye kaian Osmanh eserierini de 'şeriatçı' Suudi ekipleri 'temizfiyorlar'L (solda) Tarih düşmanı Sırplar eski yapılan özei oiarak bombalarken, 'apartmanlara' dokumnadılaıu. Suudüer de aynı tavn bu kez restorasyon' adı aJtında sürdürüyon- (sağda) çok önemli bir anımsatma yapıyor. La Haye'deki "Birfeşmiş Milleder Eski Yugoslavya SavaşSuçlan Mahke- ınesi''nin Yugoslav Çumhurbaşkanı S. Mfloseviç ve dığer dört üst düzey Sırp ve Yugoslav yöneticiyi yargılarken uluslararası sözleşmelere aykın oiarak; "bilim ve sanata, tarihsd anıtiara el koyma, yıknn ve kasrtta zarar venne" suçlannı da işlemış olduklannı sor- gulama konusu yaptığına dikkat çeken Riedlmayer, aynı mahkemenin başsa- vüığınca kendilerinden istenilen ra- poru hazırlarken yaptıklan gözlemle- ri de şöyle özetlıyor: "Yarcbm içinnestorasyonizni alanSu- udi ekipleri, hasar görmûş ancak ona- nlabiiir Osmanlı stiündekiBoşnak ca- milerini yıkıyoriar ve yerine Suudi sti- tinde yenikrini yapıyoriar.J" Camilerin ıçindekı renkli Balkan- tslam bezemelerinin de yok edildiği- ni ve "kadmlar için ayn gJrişler" ek- lenerek Arap Müsiümanlığının kural- lannın "dayatıkhğııu" belırten Riedl- mayer'in bu kültûr suçuna örnek ver- diği uygulamalann en "radikah" ise 'Özgür Avrupa Radyosu'nun seslenişi Kosova'daki Osmanlı döne- mi kültür varlıklanna karşı "Su- udi yardım (!) ekipkrTnin baş- lattıklan u onanm adına yok et- me" operasyonunu, bir süredir "Özgür Avrupa Radyosu" da Türkiye ve dünya kamuoyuna duyvırmaya çalışıyor... Mimarlar Odası'nda internet aracılığıyla izlenen Jolyon Na- egek adlı muhabirin ayru radyo- daki habennde bazı vurgulama- lan özetle şöyle: • "Bu yıknn, 1998 ve 1999'da Snpgöçleringiriştiğive200'den fazla (bölgedeki tarihi eserlerin 1/3'ü) cami ve diğer dinsel ya- pıyıyıkükiansaidınlann ardın- dan Kosova'daki mimari mira- sa yöneük bir ikinci saldıru.." • "Suudikre göre mezar taş- lan da putperesttiksimgest oldu- ğu için ortadan kaldınlıyor. Va- habi mezbebine mensup Suudi- ler, sadece kendilerini gerçek Mûslüman sayıyor ve diğer İs- lam kûttûtierinednşnuutca dav- ranıyorlar." • "Bir krahyet kararnamesi fle kurulan Suudi Kosova ve Çe- çenistan HaUdanna Yardım Or- tak Komitesi'nin diğer amact- nın Vahabiiiğin tslam anlayışını yayma olduğu anlaşıhyor. (Yık- tıklan eski eserlenn yerine de) Yapüklanyenicamiler,Balkan- lar'm çoğu kentsel ve kırsal pey- sajını karakterize eden Osman- lı tipi camilere hiç benzemeyen, aynntüardan yoksun,düz beyaz kutular biçiminde™" • (Suudi ekipleri) Savaşta ha- sar gören bir canünin 2 misüda- ha büyüJk (ve Suudi tarzında) yapıbnası bunun için de tarihi mezar taşlannın kaldırılması koşulu kabul editanezse, insani yardımı da durduracaklannı imayohryla da oba hissettiriyor- lar~" • "SuudUer,BeyCamiisi'nde- ki (Kosova) Osmanh çini işleri- nin ve duvar bezemelerinin ka- atümasını ve bütûn- yapını bembeyaz sıvanmasını emrediyorlarT • "Vİtcitm'de bir mûslüman mezarhğı, Gazi Ali Bey ve Ka- rarnanlıCamileri'ninlS.yy'dan . kahna tarihi mezarhkian da (Su- udilerinonarun operasyonlann- da) yıkınıa uğradılan.." Bütün bu örnekleri, özgür Avrupa Radyosu'nda "Suudi Vahabi Yardım Ekipleri Balkan Amdannı Buldozede Yıkryor" başlığıyla duyuran Jolyon Na- egele, haberinin ne denli "önem- li" ve "ivedi müdahale gerekti- ren" bir kültür kıyımmı yansıt- üğını ise şu sözleriyle özetliyon "Bu yıİam, 1998 ve 1999Ma Snp gfiçlerin giriştiği ve bölge- deki tüm tarihi eserlerin 1/3'ûnü ohışturan 200'den fazla camiyi ve diğer dinsel yapılan yıknkla- n saldınlann ardından Koso- va'daki mimari mirasa yönelik bir ikinci saldırL_" Bu sesleniş bilmem artık "du- yulacak" mı? Balkanlarda restorasyon yapan Snndilerimok etmek istedikleri kültür varuklan arasmda Osmanlı dönemineaif mezar taşjan'bifcvar- Çünkü bu taşlara 'put' gözüyk baküıyor_ Yakova (Gjakova) kentindekı Hadum KüDiyesi'nde gerçekleşiyor. Bu önemli külliyeyi "onarma" iz- nini alan Suudi ekipleri, temmuz ayın- da tüm kalıntılara "dozer" sokarak yok ettikleri gibi, cami arkasındaki Osmanlı dönemi "anıtsalmezartaşla- rmı" bile larmışlar, parçalamışlar... 'Bize' dûşen g5rev Türkıye'den geçen yıl (1999) "Os- manh'nm 700. YıhnT kutlayanlar ara- sında, sayısız kez "haa" olanlar, Su- udi Arabistan'ın "onur konuğu" oia- rak Mekke'ye gidenler, "Islam ûlke- terinrvesini" örgütleyenler de vardı... Bu çevreler, Balkanlar'daki Sup sal- dırılanyla Osmanlı mirasının tahrip edilmesine karşı da büyük tepki ve "infial" icindeydiler... Şimdi ise aynı tahribattan çok daha "kabcT olan bir "voketmegirişimini" sürdüren Suudilere karşı aynı "Os- manlıcı" kesımde gözlenen "sessiz- Bk" ilginç değil midir?.. Ancak "bizier'', yani tarihe dinci ve siyasal gözlüklerle değil, "insan uygar- hğmın zengin birikimlerine sahip çık- ma" bılıncı ve kültürüyle bakan "la- ik ve çağdaş Türkrye" savunuculan, Kosova'daki katliama duyarsız kalama- yız, Osmanh dönemi mirasını "Arap şeriatçıhğuıın krvTmına" terk edeme- yiz. Bu nedenle başta Kültür Bakanhğı olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı'nın, Vakolar Gend Müdürlüğü'nün ve hat- ta Başbakanhk ve Cumhurbaşkanh- ğı'nın da hemen harekete geçmeleri ve uluslararası kültür kurumlannın da dikkatini çekıp desteğini alarak Koso- va'da kültürel haklan ve mırası koru- ma yönünde devreye girmeleri gere- kiyor... Üç ay süreyle Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda görevlendlrildl Rotasyon illv kez Bilgin 9 e uygulanıyor ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-2000-2001 sanat sezonunun açılmasına az bir süre kala Dev- let Tiyatrolan 'ndaki tartışmalar yeniden alevlendi. Sürgünlere yol açacağı gerekçesiyle eleştirilen rotasyonun Ankara'da ilk oiarak es- ki genel müdür LemiBOgm için uy- gulanması dikkat çekti. Bılgin, 3 ay süreyle "TariaKuşuJuüet" ad- lı oyunda rol almak üzere Trabzon Devlet Tiyatrosu'nda görevlendi- rildi. Geçen sezon, Lemi Bilgin yurt- dışındayken görevden alınarakye- rine Rahmi DUBgil'ın atanması. bu yönteme tepki gösteren sanat- çılara disiplin cezalan verilmesi, izinsiz oiarak göreve gelmedikle- ri iddia edilen 2 sanatçının söz- leşmesinin feshedilmesi ve ardm- dan yaşanan gelişmeler kurumda huzursuzluğu arttırmıştı. Son oia- rak 24 Temmuz'da yapılan reji asıstanlığı sınavında şaibe iddi- alan ortahğı kanştırmış, Kültür- Sen ve bazı sanatçılar sınavda kim- lerin kazanacağım noter kanalıy- latespitetmişti. Kültür-Sen'in duyurduğu 8 ki- şilık listedeki 6 kişinin sınavı ka- zaaması ise iddialan daha da arttır- dı. Sınav sonucunda Mine Acar, Okan Kdan, Erman Canatan, tz- zetPblatArarat, Oğuz Budak, Rı- zaŞahin, Orhan Karataş ve Ulkü Ayvaz reji asıstanlığı kadrosu al- dı. Sınavdan 3 gün önce 21 Tem- mnz tarihinde asılan, Sıvas Dev- let Tiyarrosu'nda sahnelenecek rgünlere yol açacağı gerekçesiyle eleştirilen rotasyon, Ankara'da ilk oiarak eski genel müdür Lemi Bilgin için uygulandı. "Resfanli Osmanh Tarihi" adlı oyu- nun kastında. Rahmı Dılligıl ile bir- likte göreve gelen başdramaturg Mine Acar, bulunduğu kadro iti- banyla yönetmenlik yapamaya- cak olmasınakarşın yönetmen oia- rak ilan edildi. Kastta, raporlu ol- duğu için Başrejisör Erhan Gök- gücü'nün imzası yer almazken Mi- ne Acar 24 Temmuz'daki sınavı kazanarak reji asistanı oldu. Sınavı kazanan îzzet Polat Ara- rat da, Diyarbakır Devlet Tiyat- rosu'nda müdür oiarak görevlen- dirildi. Devlet Tiyatrolan, geçen hazi- ran ayında yayımladığı genelgey- le de 2000-2001 sezonunda bü- yük kentler ile taşra arasmda sa- natçı değişimini öngören rotasyon uygulamasını yapacağmı duyur- muştu. Çok sayıda sanatçı tara- fından "sürgünlerezemmhazıria- yacağı" gerekçesiyle eleştirilen rotasyonun Ankara'da ilk oiarak görevden alınmasına karşı açtığı dava halen süren eski genel mü- dür Lemi Bilgin için uygulanma- sı dikkat çekti. Bilgin, Ephraim Kishon'un "TarlaKuşuJuBet" ad- lı oyununda rol almak üzere 3 ay süreyle Trabzon Devlet Tiyatro- su'nda görevlendirildi. 3 kişilik oyunu Trabzon Devlet Tiyatrosu Müdürü Gafip Erdal'ın yönetece- ği öğrenildi. Devlet Tiyatrolan Genel Mü- dürü Rahmi Dilligil hakkında ger- çeğe aykın beyanda bulunmak su- çuyla açılan davanın ilk duruşma- sı da 17 Ekim'de görülecek. Dil- ligil'üı, Ray Galton John Antra- bus yazdığı ve Orhan Aztzoğiu'nun Türkçe'ye çevırdığı "Pantokrau- nu En Son Ne Zaman Cördün" ad- lı eseri, yer ve kahraman isimleri- ni değiştirerek kendi yapıtıymış gibi gösterdiği iddia ediliyor. Konservatuvara pazarlamacı müdür ADANA (Cumhuriyet Güney Öleri Büro- su)- Rektörün 'ricaa'yla görevden istifa eden Çukurova Üniversitesi Konservatuvan'nuı müzisyen müdürü Hakan Çuhadar'ın yeri- ne, pazarlama profesörü Serap Çabuk atan- dı. Serap Çabuk'un, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. AHan Çabuk'un eşi olduğu öğrenildi. Ye- ni Rektör Prof. Dr. Yaİçuı Kekeç'in birkaç ay önce tiyatro bölûmünde yaşanan 'besmele' skandalıyla kanşan konservatuvarda, bu şe- kilde yeni yönetım oluşturma girişimı hoş karşılanmadı. Lisansüstü ve sanatta yeterlilik çalışmala- nnı Gazi Üniversitesı'nde yapan Yrd. Doç. Hakan Çu- hadar, geçen yıl başında Çu- kurova Ünıversıtesi'nce ya- pılan çağn üzerine Çukuro- va Devlet Senfoni Orkestra- sı'ndaki görevinden aynla- rak Konservatuvar Yaylı Saz- lar Bölümü'ne öğretim üye- si oiarak gırdı. Bir süre son- ra müzik bölümü başkanlı- ğına atandı. Tiyatro bölümü skandalıyla konservatuvar kanşmadan hemen önce de (haziran ayında) müdürlük görevine ve yönetim kurulu üyeliğine atan- dı . Çuhadar'ın göreve başlamasından hemen sonratiyatro bölümündekı skandal patladı. Ba- sına 'Besmeleyletiyatrodersi' başlığıyla yan- sıyan olayda, öğretim üyelerinden Ayla Ka- pan tzci ile Azeri öğretim üyesi Cihangir Nevruzov'un adı öne çıktı. Öğrenildiğı kada- nyla olay bıraz da Nevruzov'un çalışma yön- teminden ve kimliğinden kaynaklanıyordu. 'Besmelesavı'na da bu yapısı yol açmıştı. Bir Kırgız yazann 'Şeytaoa Lanet' adlı oyunun- daki 'kutsamasahnesi'ni 'aptesahna' sahne- sine uyarlama, söz konusu sava kaynaklık edıyordu. Ancak sorun öğrencilerin yakınma- sında düğümleniyordu. Tiyatro bölümünün 22 öğrencisınden 18'inın sınıfta kahnasına, • Daha önce tiyatro bölûmünde yaşanan 'besmele' skandalıyla kanşan Çukurova Üniversitesi I Konservatuvan'na j bu kez pazarlama Lprofesörü atandı. bir anlamda bölümün bu yıl mezun verme- yerek adeta çökmesine ve sonuçta öğrenci- lerin idari yargıda hak arama yollanna düş- mesine yol açan olayın özünün Nevruzov'un öğretmen kimlığiyle ılgili olduğu bildirildi. Öğrenciler, derslerin boş geçtiğinden yakınıp öğretmenlerinin verimli olmadığını savlarken sınava giren sekiz öğrenci, ders yılı içinde hiç- bir şey öğrenmediklerini, bomboş oturduk- lannı anlatmak için sınavda sorulara yanıt vermediler ve sadece oturmakla yetındiler. Tiyatro bölümündekı başansızlıkta öğret- menlerinmi öğrencilerinmi payı olduğuaraş- tınlmadan, skandahn asıl so- rumhüan da gözardı edilirken bir günah keçisinin arandığı şu sırada, Çukurova Üniver- sitesi Rektörlüğü'ne seçilen Prof. Dr. Yalçın Kekeç, mü- dürlüğünün üçüncü ayı bile dolmayan Hakan Çuhadar'ın konservatuvardakı sorunlan çözemeyeceğine hükmede- rek görevden aynlmasını is- tedi. Çuhadar da 'Rektörhl- ğfin isteği üzerine' ifadesinin yer aldığı bir dilekçeyle Kon- servatuvar Müdürlüğü'nün yanı sıra yönetim kurulu üyeliği ile müzik bö- lümü başkanlığından da istifa etti. Çuhadar'ın yerine ise Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Altan Çabuk'un eşi, îktisadi Tica- ri Ilimler Akademisi öğretim üyesi, pazarla- ma uzmanı Prof. Dr. Serap Çabuk atandı. Gelişmelerle ilgili soruyu yanıtlayan Rek- tör Prof. Dr. Yalçın Kekeç, Çuhadar'a istifa etmesi yönünde herhangi bir baskı yapması- nın söz konusu olmadığını, görevden aynl- masını istediğıru, bunun da yönetim açısın- dan bazı sorunlann yaşandığı konservatu- varda düzenin sağlanması için gerekli bir operasyon olduğunu, ıstıkrann sağlanmasm- dan sonra konservatuvar yönetiminin asıl sa- hiplerine devredileceğini söyledi. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sevda Şener ve Ferhan Şensoy'un__ •• •• ••• •••• • • Duşundurduklerı...Geçen pazar günü ülkemizin tiyatro yaşamı- nın iki ünlü adı, yıllann hocası Prof. Dr. Sevda Şener ile yıllann sanatçısı Ferhan Şensoy, iki gazetede sanat ve tiyatro sanatı üzerine okuyan- ları gerçekten düşündürmesi gereken açıkla- malarda bulundular. Şimdilerde ülkemizin tiyatro yaşamına katkı- lannı değerli yazılarıyla sürdürmekte olan Sev- da Şener, 10 Eylül tarihli "Radikal Iki'de çıkan "Ortalamayı Aşmak" başlıklı yazısında, sanatın geneline ilişkin önemli birsorunu, sanattaki ger- çek değerierin ortalama düzeyin ağır bastığı or- tamlarda kimi zaman yitip gitmesi, hep ortala- madan yana olan zihniyetin gerçek yetenekle- re neredeyse hep düşman kesilmesi sorununu irdelemiş. Konuya özellikle ülkemiz açısından yak- laşan Sevda Şener, yazısının hemen başında şöyle diyor: "Sanatın yalnızca üstün yeteneğe sahip olanlann verdikleri ürünlerie gelişebile- ceği bilinir de, nedense ortalamadan üstün sa- natçıya sahip çıkmakta genellikle geç kalınır... Sanınm başka alanlarda da olduğu gibi, toplu- mumuzda insanları kalıcı sonuçlar değil, geçi- ci çözümlerilgilendiriyor... Değeriendirmelerde en çok sanat yapıtının yöneticiye sağladığı ge- çici itibar ile halkın kolay eğlence isteği dikka- te alınıyor. Kimsenin kendinden sonrasına ka- lacak çapta olana aldırdığı yok. Ortalama olan, sıradan olan, herkesin daha çok işine geliyor. Yönetici, sanatın gücü ile iktidannın aşılması- na, seyirci düş gücünün sınıriannın zorianma- sına katlanamıyor..." Yukandakiler, ülkemizdeki durumu özetleme bağlamında hiçbir yoruma gerek duyurmayacak kadar açık biçimde gözler önüne seren cümle- ler. özellikle son yıllarda devletin sanat kurum- lannda belirginlesen yönetim anlayışı, sanki o ku- rumlarda asıl önem taşıyan sanat değilmiş de, devletin iktidannı vurgulamasıymış izlenimini uyandınyor. Sanki devlet, kendisine ait sanat kurumlannda ortalamayı, sıradanlığı çok geride bırakan sanatsal başarılaria onurlanacak yer- de, bu başarıları ve onlann yaratıcılannı biryer- de durdunmayı, kendine asal görev edinmiş! Evet, Sevda Şener'in çok özlü biçimde dile ge- tirdiği gibi, Türkiye'de devletin sanat kurumla- nnda yönetici "sanatın gücü ile iktidannın aşıl- masına dayanamıyor". Oysa, yine Sevda Şener*in belirttiği gibi, "Ortalamayı aşabilmenin tekyolu ortalamanın üstünde olanın değerini kabul et- meyi göze almak olmalı". Her zaman sanatı uygulamanın yanı sıra, ay- nı zamanda sanatı üzerinde düşünen az sayı- daki sanatçılardan biri saydığım Ferhan Şensoy, 10 Eylül tarihli "Cumhuhyet"te yayımlanan "Es- ki Umudum Yok Artık" başlıklı yazıda, gerek bu- günkü gençliğimizin sanat karşısındaki tutumu, gerekse Türkiye'de nasıl tiyatro yapılması gerek- tiği konusunda, kanımca çok düşündürmesi ge- reken saptamalarda bulunuyor. Bugünkü kuşa- ğın nasıl bir kuşak olduğunu şöyle anlatmış Şen- soy: "Belki de yaşlanıyorum biraz, ama ben ti- yatrocu oiarak eski umudumu ve heyacanımı yi- tirdim diyebilirim. Bu geçecektir elbet, ama müthiş bir kriz bence. Tüm gününü internet önünde geçiren bir kuşak var. Kitap da okumu- yorlar... Tlehye bakarken intemet yalnızlığında- ki yeni kuşak karşısında tiyatrocu oiarak eski heyecanım ve umudum yok artık." Burada Ferhan Şensoy'un "Internet yalnızlı- ğındaki yeni kuşak" tanımı üzerinde kanımca ne kadar durulsa azdır. Çünkü burada tanımla- nan, yaratıcı eyleme kaynaklık eden, yoğunlaş- ma için variığı kesinlikle gerekli olan türden bir yalnızlık değil, fakat insani içine daldığı sanal dün- yada giderek daha çok kısırlaştınp donduran, ona yaşam gerçekliğini neredeyse tümüyle unuttu- ran bir yalnızlık. Ve yalnızlığın böylesine sanat- la bile ulaşabilmek, neredeyse olanaksızdır. Ferhan Şensoy'un, ikinci önemli saptaması, Türkiye'de yapılması gereken tiyatroyla ilgili: "Sonuçta Türkiye'de tiyatro yapıyorsanız karar veımeniz gerekiyor; Batılı tiyatroyla aşık mı ata- caksın, sokaktan geçen adamlara mı tiyatro ya- pacaksın? Batılı tiyatroyla aşık atacaksan zaten bunlan Istanbul'da oynamanın gereğiyok. Meh- met Ulusoy gibi Pariste yapabilirsin veya Mont- real'de yapabilirim. Beyoğlu'nda Türklere tiyat- ro yapacaksan da o geleneğe -yani Türk tema- şa sanatının yüzyıllardır süregelen verileriyle oluşan geleneğe- dayanmak zorundasın." Başka deyişle: Bütün öteki sanatlardan çok daha ileri ölçüde olmak üzere, aynı zamanda bir toplumsal kurum niteliğini taşıyan tiyatro, yönel- diği toplum tanınmadan ya da salt varsayım ürünü bir topluma seslenerek yapılamaz! e-posta: [email protected] [email protected] Mydonose Shovvtime etkinliMeri • Kültür Servisi - Mydonose Showtime etkinlikleri, Istanbul'dan sonra tzmir ve Ankara'da devam ediyor. Etkinlikler, 15-16-17 Eylül'de dans ve akrobasi grubu Circus Oz'la başlayacak; 19 Eylül'de Sertab Erener, 20 Eylül'de Şebnem Ferah, 21 Eylül'de de Mazhar-Fuat-özkan konserleri ile devam edecek. 22-23-24 Eylül tarihlerinde ise Irlanda dansını jazz, flamenko ve klasik bale ile birleştıren 'Spirit of Dance' grubunun 'New Millenium' adlı gösterisi ızleyicilerle buluşacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle