16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Kalite Marmara Universitesi Mühendislik Fakültesi, kamu kuruluşlan kategorisinde Avrupa Kalite Ödülü'ne aday gösterilmiş... İTÜ, ODTÜ neyse de Münih, Aachen, Viyana teknik üniversitelerinin bile sollanması büyük başan olmalı, derken postadan bir mektup çıktı: "Hazır Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı'nın toplantsı bu yıl Istanbul'da yapılacak ve Türk sanayi kuruluşlanndan birine birincilik ödülü verilecekken Marmara Mühendislik Dekanı'nın Kal-Der yönetim kurulu üyesi olması münasebetiyle fakültenin de en azından bir mansiyon aiması kesin sayılır. 28 Şubat'tan sonra çember sakallannı kesip her gün sinek kaydı tıraş olarak çagdaş bir görüntü sergileyen ve hademesinden öğretim görevlisine kadar sorulara verecekleri yanıtlan ezberlemiş kadronun 'kalrte'sini tescil etmek zor olmayacaktır. Dansı, öğretim üyelerinin çoğunu yetiştiren Suudi Arabistan'daki Kral Abdülaziz Üniversitesi'nin başına." Elektronik posbK sotn6posta.ciflTihiBVBt.cow.tr Tol: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Marmara faylart incelemeye alışmış... "Incelendiâi verden deail. inceldiâi verden kooacakl" avunma sanayiinde gizlilik derecesi olan teknik bilgilerin korunamadığı ve Askeri Elektronik Sanayii ASELSAN'ın bu bilgile- ri NATO'nun askeri kanadına üye olmayan bir ülkenin silah şirketiyle paylaştığı iddiası ile Tür- kiye, uluslararası bir skandalın eşiğine geldi... Tür- kiye'deki F-16'lann elektronik savaş sistemleri iha- lesini alan ve Amerikan Lockheed firmasıyla ortak üretim yapan ancak Başbakanlığın talimatıyla ikin- ci parti üretim sözleşmesi iptal edilen MlKES'in Ge- nel Müdürü Pertev Cinalioğlu, Milli Savunma Ba- kanlığı'na bir yazı göndererek şöyle dedi: "Evvelce şirketimizce imzalanmış ancak daha sonra fesh edilmiş ve halen Savunma Sanayii Müs- teşarlığı'nın ASELSAN AŞ ile sözleşme görüşmele- rini sürdürmekte olduğu ikinci paket F-16 uçakları, SPEVVS-II projesinde ASELSAN AŞ'nin konuya iliş- kin olarak vermiş olduğumuz teklifin bütün detay- larına gayri kanuni şekilde vakıf olduğu, üstelik bu SPEVVS-II bilgileri ihale makamını yanıltıcı şekilde kullanmak- ta olduğunu gösterir bir belge elimize ulaşmıştır. Şirketimizin üzerinde fikri ve sınai haklara sahip ol- duğu ve sadece ihale makamına sunulmuş olan iha- le dokümanlarını ele geçirmek, kullanmak ve ihale- ye fesat kanştırmakta hiçbir sakınca görmediği an- laşılan ASELSAN AŞ yöneticileri hakkında kanuni yol- lara başvuracağımız tabiidir. Ancak, asıl önemli olan husus, anılan ihale dokü- manlan arasında gizlilik dereceli teknik bilgilerin bu- lunması, bu detaylann sadece Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve Türk Hava Kuvvetleri'nin bilgisinde ve mülkiyetinde olduğu ve korunması gerektiği göz önüne alındığında; a) Gizlilik dereceli bilgilerin de anılan şirketin eli- ne geçmiş olabileceği, b) ASELSAN AŞ'nin hiçbir şekilde elinde olmaması gereken bilgilere sahip ol- duğunun görülmesi ve bu ihalede beraber çalıştık- lan şirketin de bu bilgilere nüfuz etme ihtimalinin ol- ması, c) Söz konusu şirketin NATO askeri kanadı dı- şında bir ülke şirketi olması sebebiyle, gizlilik dere- celi bilgilere bu ülkenin de nüfuz edebilmesi ihtima- linin bulunmasıdır. Güvenlikaçısından son derecetehlikeli bulduğu- muz bu gelişmeyi tensiplerinize arz ederiz." Milli Savunma Bakanı Sebahattin Çakmakoğ- lu'nun katılacağı bir törenle bu hafta başında imza- lanması planlanan sözleşmenin ertelendiği öğrenildi. ASELSAN'ın biriikte olduğu Fransız Dassault fir- ması, Belçika'daki F-16'lann elektronik savaş sis- temleri ihalesinde büyük bir rüşvet skandalına ka- nşmış; başbakan yardımcısı ile ekonomi ve savun- ma bakanlan hapis cezası almış; hava kuvvetleri komutanı intihar etmişti. SESSİZSEDASIZ(l) MRİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatt Erdinç UTKU "Ayak oyunlan" da Ohmpiyatlara alınsaydı; ilk üç madalyayı kımseye kaptırmazdık! Gece geçmeyen Bağ-Kup reçetesi Şişli Etfal Hastanesi'ne ameliyat ol- mak üzere yatan hasta için doktorlar gece yansına doğru ilaç istemiş... Hastanın eşi bir elinde reçete, öte- ki elinde Bağ-Kur Sağlık Karnesi nö- betçi eczane anyor. Şişli ve Taksim yöresinde nöbetçi üç eczanenin vitrininde "Bağ-Kur reçe- teleri yapılır" yazdığı halde peşin öde- me olmadan eczaneler gece ilaç ver- miyor. Ve vatandaşın cebinde ilaç almaya yeterii para yok... Çaresizlik içinde, Bomorrti Polis Ka- rakolu'na gidiyor. Polis başından savıyor: - Savcılığa git, dilekçe ver! Sabah oluyor ve ilaçlan aldıktan sonra ilk işi Istanbul Sağlık Müdüriü- ğü'ne telefon etmek oluyor... Gece yaşadığı olayı anlattığı yet-" kili bayan yapması gerekeni söylüyor - Durumu idare ediverin! Telefonun başına otunmuşken Is- tanbul EczacılarOdası'nın numarası- nı çeviriyor: Sözlü başvurulan değeriendireme- yiz, bir dilekçe yazın, fakslayın. Sonra oturup birkaç soru yazıyor: "Bağ-Kur'la eczaneler arasındaki sözleşmede gece gündüz farkı mı var? Eczanenin vitrinine duyuru asıp içerde nasıl para isteniyor? Hastane- de yatan bir vatandaşın değeri ilaç parâsından daha mı az? Yasalar ve ku- rallar uygulanmayacaksa neden ko- nuyor?" Yazdıklarını yırtıp çöpe atıyor! îyi Bir Çözüm: Risk Sermayesi Yrd. Doç. Dr. MURAT CANYÜREK Risk sermayesi, ekonomi dün- yasındayeni bir düşünce üreten veya eski sistemini düşünsel an- lamda geliştiren, ancak bu plan- larını realize edecek sermayeye sahip bulunmayan girişimcilere sunulan bir ekonomik olanak ola- rak önümüze geliyor. Yeni dü- şüncelerin desteklenmesi, ge- nellikle "gelişmiş ekonomilere" özgü bir uygulama iken eski ku- rumlann yeni düşüncelerle reha- bilitasyonu, daha çok "sonınlu ekonomilere özgü" bir uygula- ma olarak karşımıza çıkıyor ve bu düşüncelerin uygulama alanına aktarılmasını olanaklı kılıyor. Konvansiyonel finansman sis- temleri, fînansman ihtryacı olan- lann bu ihtiyacını giderirken kon- vansiyonel güvenceler anyor ve bu anlamda; ipotek tesisi, men- kul haczi oluşturulması, teminat mektubu, kefalet gibi konvansi- yonel güvencelerden yararianı- yor. Konvansiyonel finansman sağlayıcıları, bu açıdan reel eko- nomiden kopuyoriar ve bir anlam- da "paralarını takip eder" hale geliyortar. Bu yöntem, tüm dün- yada, yaygın olarak, "reelsektör- finans sektörü" tartışmasını gün- demde tutuyor. Oysa nsk ser- mayesi kuruluşlan, projenin or- tağı olarak karşımıza çıkıyorlar ve düşünsel anlamda ortaya kon- muş işin gelişimı yönünde, dü- şünce sahibi girişimcilerle biriik- te çaba sarf ediyorlar. Bu yakla- şım, "reel sektör-fînans sektörü" tartışmasının sonlanması için kat- kıda bulunuyor, çünkü her iki ta- raf da aynı gemide buluşuyorlar ve geminin selametle varsıl li- manlara ulaşması için çaba har- cıyoriar. Tûrkiye açısından önemli Ülkemiz 1980'lerin ilkyarısın- dan beri, etrafını saran ekono- mik sorunlan aşma çabasını yo- ğunlaştırmış görünüyor. Ancak aradan geçen 20 yıla yakın za- man, bize hedeflerin çok uzağın- da kaldığımızı da gösteriyor. Bu konudaki tartışmaların aynntıla- nnagkmeden, çok genel bir sap- tama ile yetinmeliyim ki çözüm için ileri sürülen reçetelerin "re- e/settörü"yeterıncedikkateal- madan, üretim ve dışsatımı sağ- layıcı unsurlan içermeden, sade- ce "para politikalan" üzerine ku- rulmuş olması, yaşadığımız so- runların önde gelen sebepleri arasında yer alıyor. Ülkemiz 20 milyar dolartar civannda seyre- den dışsatımını, yirmi yıldır da- ha yüksek rakamlara taşıyamı- yor, oysa sadece ABD Dolan'nın yıllık değer kaybı dikkate alındı- ğında, 1980'lerin ilk yansındaki 20 milyar dolariık rakamlann gü- nümüzde 40 milyar dolarlara ulaşması gerekli idi. Sanayüni geliştiremeyen ve ürünlerini yurt- dışına satamayan bir ülkenin, etrafını saran çemberi kırabil- mesi, işsizliği önleyebilmesi, ka- lıcı sosyal refahı sağlayabilme- si, halkının gelir dengesindeki uçurumları kapatabilmesi ola- naklı gözükmüyor. Sanayi ve hiz- met sektöründe yer alan kuru- luşlar, yeni gelişimler, yatınmlar için sermaye ihtiyaçlannı açıkla- dıklannda, finans sektörünün ta- lep ettiği korkunç maliyetlerle karşılaşıyorlar, ekonomimiz kü- çülüyor, ekonomik ve sosyal so- runlar gündeme geliyor. Finans sektörü ile reel sektörü bir "kon- sensüs" içine sokmak için risk sermayesi en elverişli enstrü- manlardan biri olarak gözüküyor. Bu konsensüs sağlandığında, ülkemizin ekonomik darboğaz- daki pek çok sanayi kuruluşunun ve pek çok saygın muessesesi- nin önündeki finansal engellenn kalkacağına, bu kuruluşların ta- hammül edilebilır finansal mali- yetler ile "yaşayabilir ve dünya ile rekabet edebilir" hale geleceği- ne inanıyoaım. Bu gelişim iş ba- nşının sağlanmasına ve gelirler arasında oluşan uçurumların gi- derilmesine de katkıda buluna- bilir düşüncesindeyim. Ancak bunun için risk sermayesi kuru- luşlanna -geçici de olsa- uygun bir "iklim" yaratmak gerektiği düşüncesindeyim. Bu çerçeve- de, öncelikle bu kuruluşlann cid- dı bir ekonomik zemıne oturtul- malan gerektiği açıktır. Bu cüm- leden olarak, nsk sermayesi ku- aıluşlannın asgan sermayeleri- nin en az 2 milyon ABD Dolan'na eşdeğer Türk Lirası'nın altında ol- maması gereklidir fıkrindeyim. Öte yandan, bu kuruluşlara ya- bancı sermaye katkısının da sağ- lanabilmesi adına, yabancı ser- mayenin ülkeye gelişindeki 'deh- şet yöntemleri" sona erdirerek hızlı bir kuruluş sistemine geç- menin gerekli olduğu düşünce- sindeyim. Aynca, bu kuruluşla- nn sermayelerini kullanış biçim- lerinin dikkatle izlenmesi ve bu- na ilişkin sıkı kurallar oluşturul- ması kaydıyla, kuruluştan itiba- ren 10 yıllık bir süre için bu ku- ruluşlann kazançlarının mevcut vergi oranlannın yansı oranında vergilendirilmesi anlamlı olabilir. Bunun dışında, risk sermayesi kuruluşlannın destek olacağı ku- ruluşlann yönetimlerinde yer al- malan olasılığı noktasında hem bu kuruluşlar adına şirket yöne- timine girecek kişilere hem de proje sahibi olup kaynak ihtiya- cı sahibi olan kuruluşlann yöne- ticilerine ve paydaşlanna rahat- lık sağlamak adına, işin amacı- na uygun surette,risksermaye- si temsilcisi yönetim kurulu üye- lerinin -sermaye ihtiyacı olan ku- ruluşun/fikrin bir anonim şirket formunda örgütlendiği baz alına- rak- Ticaret Kanunu'ndaki yö- netim kurulu üyelerine ait so- rumluluklardan, belli bir süre için -ömeğin ilk katılımdan itibaren 3 yıl- "azade kılınması" da yarariı olabilir. Bunların dışında, risk sermayesi kuruluşlannın, yapıla- cak bir yasal düzenleme ile dü- zenlemenin yapıldığı tarihten iti- baren en geç iki yıl içinde halka açılmazorunluluğu getirilmesi, bu kuruluşlann SPK denetimine alın- masının yanında, sermayenin demokratikleşmesi açısından da katkı sağlayabilir. Türkiye'de "reel sektör" ge- rekli atılımı yapamazsa ülkemiz gelecekte finans sektörü "nden de bahsedememe riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle "risk sermayesi" enstrümanı iyi kul- lanılmalıdır.k KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] <f ÇtZGÎLİK KÂMtL MASARACİ HARBt SEMtH POROY semırıporoy(çı yahoo.com BULUT BEBEK NURAYçtFrçt *Om bud srnan' Jm ı za b ^ TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 14 Eylül ISADORA'NIN ÖLÛML İ327'Û£ talGÜH, ÛNLÜ AMEBHMJ &WSÇI ISADO6A PUNCAN (2MM&V),'*? «4Z4 SONUCU ÖLOU. ZAMAtıltNOA SEL/J&J KUfMUAB* GOKE rAPILMAKT* OiAN BfiLS SANAT1NI çae coeüte eiçtMpe f'o&i SOEN DÜNCAU, PAR eöftûş. LÜLE/&N ŞİMÇEtUMRlMI ÜZEBİUE Ç£*MffT7. ESKİ YUMAN'C**! Gtö ÇIPt/VCAYAKlA VE ÜZeBIAJE B)R HAJiAAAUIYESA/SAGAK yAf>r/& OANSIAH TUM BATI PUMX4SIM/ ETKİLEMİf, RVS 8ALEU£7XS/ PIAGHILEV'İN BİLE PİKJCATİUİ çEicMiçn. 1913 'TB, iıo çoojĞutJo BIR. on>n»o_ BlL KAZAStNOA yfT/e£A/ &UNCAH,&ifL[XĞI SU- NALIMDAU KOCAYKUBnjL4MAM/fT!. YH-LAg SONRA, FRANSA'DA AÇUC BİR OTZ>hK>BİLLE 6İDERKEAI, BOYUUNDAKJ UZLIA1 EÇARRIN TEK£R- LBS£ OOUMMASl SOUUCU BĞAmKâÜÇTÜJ DÜZ ÇÎZGİ UMİT ZtLELt Hükümetin Gururu!.. Heyecandan gözlerim yaşardı... Göğsüm gururla kabardı!.. Sömürge valisi havalannda bakanlanmıza, bürok- ratlanmızaemirieryağdıran, ekonomiye "inceayar" isteyen IMF Türkiye Masası Şefi Carlo Cottarel- li'ye, sonunda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Bü- lent Ecevit ağzının payını verdi!.. Başbakan müthiş konuştu, müthiş; hiçbiryaban- cı kuruluşun kendini devletin yerine koymaya hak- kı olmadığını söyledi, bu biiir... "Ücret ve gelirpolitikamızı yabancı kuruluşlardik- te ettirmeye kalkışmamalı" dedi, bu ikii... "Kîmse bize dayatma yapamaz, kendi karanmtzı kendimiz veririz" diye kükredi, bu da üüç... Başbakan Ecevit bu sert konuşmayı yaptıktan bir- kaç saat sonra katıldığı bir televizyon programın- da da müjdeyi verdi: - Ekonomik programdan dönüş yok!.. Zaten Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da aynı saatlerde Cottarelli ile görüşüp gönlünü almış, güvence vemıişti: - Sözümüzün sonuna dek arkasındayız, 36 aylık IMF programı uygulanacak!.. • • • Anlayacağınız, aynı hamam aynı tas!.. Demek ki; IMF komiserinin neredeyse hüküme- ti yöneten kişi edasıyla açıklamalar yapması karşı- sında kırılan gururu tamir görevi bizzat Başbakan tarafından üstlenilirken, diğer taraftan verilen tali- matların gereği titizlikle yerine getiriliyor!.. - Ne de olsa onur, gurur sorunu!.. Bu durumda benim bir yurttaş olarak anladığım şu: 'Ince ayaryapılsın" dedi, yapılacak.. 'Vergi iadesini kaldınn" dedi, kaldın- "Benzine, elektriğezam yapın" dedi, "'Askeri harcamalan kısın" dedi, kısı- - Cottarelli - Cottarelli lacak.. - Cottarelli yapılacak.. - Cottarelli lacak.. - Cottarelli, "Işçiye, memura 2001'de zam yap- mayın" dedi, yapılmayacak.. Emin olabilirsiniz; bunlann tümü öncelik sırasına göre teker teker hailedilecek, ama zannetmeyin ki IMF komiseri emrediyor diye; tamamen bizimkile- rin özgür ıradesiyle!.. Şimdi soru şu: - IMF'nin Düyun-u Umumiye'den ne farkı var?!. Tarihin en vahim olayı "Kutsal kitaplarda bile, değil bir insanı, bir kann- cayı bile yakarak öldürrpek en büyük günah sayıl- mıştır. 35 kişi yanarak ölürken sanıklann vicdanla- nnda en ufak bir acıma hissi uyanmamıştır..." Ankara 1 No'lu DGM'nin Sıvas katliamı ile ilgili ge- rekçeli karan bu sözlerle başlıyor. O günleri anım- sayanlar, televizyonlardakı görüntülerde mürtecinin, yanan insanların çığlıklannı nasıl büyük bir zevkle, adeta huşu içinde dinlediklerini de anımsayacak- lardır. Ben, "Kurtann bizi" çığlıklanna karşı atılan şe- riatçı sloganlan daha dünmüş gibi, tüm aynntılan ile ve dehşetle, tiksintiyle anımsıyorum... Orada bir kalkışmanın, laik cumhuriyeti yıkmanın en karariı ve sadist uygulaması gerçekleştirilmişti. Bugün "Irticanedir", "Gericiliğin tanımınıyapın', "Ca- dı avı başlatmayalım" diyen Türkiye Cumhuriyeti bakanlannın hafızalan zayıfsa herhangi bir televiz- yon kanalından o görüntüleri istemesi yeterlidir... - Irticanın ne olduğunu, bir daha hiç unutmama- casına öğrenmeleri için!.. Telefonculann fuanl.. Bana söyler misiniz, Mahsun Kırmızıgürün "Bi- lişim Fuan"nda işi ne?.. Fuan gezen biri olarak de- ğil, prpmosyon ürünü olarak!.. Peki, Kenan Işık'ın hayranlanna imza dağıtma- sı ile Bilişim 2000'in ne ilgisi var?.. Imzasını bılgisa- yar, cep telefonu, yazılım programı reklamları ya- pan dergi ya da broşürlere atmasının dışında?!. Geçen pazargünü Beylikdüzü'ndeki "Bilişim Fu- an'nın kapısından girdikten yalnızca beş dakika sonra bunlan düşündüm. Ama haksızdım; çünkü ko- ca fuar salonunu işgal eden binlerce kişinin çoğu Mahsun'un standı önünde kuyruğa girmişti. En iyi tahminle iki saat bekleyecekleri kuyrukta "Yıkılma- dım Ayaktayım" türküsü eşliğinde dans ediyor, çok eğleniyorlardı!.. Bir de hediye dağıtan bir cep tele- fonu şirketinin önünde birikmişlerdi. Zaten bu fu- ara niçin "bilişim" adını taktıklannı da anlayamadım. "Cep Telefonu Fuan" daha çok yakışırdı, çünkü fu- ar alanını onlar işgaj etmişti!.. Birkaç tane bilgisa- yar ve yazılım şirketi de vardı tabii... - Sinek avlıyorlardı!.. E-posta: [email protected] Faks:0212-287 42 41 B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞA: 1/ Sesi kalın- laşmasın diye çocukken iğ- diş edilmiş şar- kıcılara verilen ad. 2/ Aynı ahır adına ko- şan yanş atla- nna verilen ad... Kabada- yı. 3/Birgös- tenne sıfatı... Özgün çizim, harita, pîan gi- bi şeylerin fotoğraf teknığiyle çoğaltılma- sı. 4/ Piston... Tavla- 2 da " ü ç " sayısı. 5/ 3 Uzaklıkişareti... "Yi- 4 ğit yiğidin yoldaşı/— 5 - yiğidin öz kardaşı" 5 (Karacaoğlan). 6/Bir 7 tembih sözü... Mer- cek. 7/ Osmanh do- B nanmasında kullanıl- ' mış yelkenli bir gemi. 8/ Mezbaha. 9/ Bir sahnenin filme alınabilmesi için açık ya da kapalı bir mekân- da hazırlanmış yer... Ticarette kullanılması hemen mümkün olan paraya verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ El yazması kitapların sonuna, güveden koruya- cağına inanılarak yazılan ve tılsımlı sayılan sözcük. 2/ Şiddetli belirtilerle başlayıp kısa sürede ağırlaşan hastalıklar için kullanılan sözcük... Ördeğe benzer bir su kuşu. 3/ Asker... Bir mahn fiyatını ve cinsini gösteren küçük kâğıt. 4/ Cam üretimi ve sanayide kullanılan soda külü... Notada durak işareti. 5/ Bir ilimiz...Hastalıklı, sakat. 6/Yüksekokul. 7/tnceve uzun metal şerit... Asma, kavun, karpuz gibi bitki- lerin sürgünü ya da dah. 8/ Işyen... "Ben gelmedim dava için/Benim işim -— için" (Yunus Emre). 9/ Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ... Köpek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle