Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 BTLÛL 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
20. YILINDA 12 EYLUL
Süleyman Çelebi, 12Eylül'de 1477sendika üyesinin mahkemelerdeyargılandtğını söyledi
'DİSK darbeden onuruyla çıktı'V*V emokrasi şehidimiz Uğur
m M Mumcu. 12 Eylül darbesini
M^J "bir sosvalsmmn diğer btr sos-
yılsnufûzerindeki tahakkûmü" olarak
tanımlamıştı. Emek kesımının darbe
sûrecınde uğradığı hak kayıplan ve sal-
dmlara bakıldığında Mumcu'nun bu
tammının ne kadar doğru olduğu orta-
ya çıkıyor: Türkiye Devrimci Işçi Sen-
dikalan Konfederasyonu (DİSK.) dar-
benın boy hedefıydi. Darbenin ilk gün-
lerinde DÎSK ve üye sendikalann sen-
dika] faaliyetleri durduruldu, yönetici
ve işyeri temsilcilerinden oluşan 5 bin
DtSK'lı 90 güne varan sürelerle gö-
zalnnda tutulup sorgulandı, onlarcası
tutuklanarak yülarca cezaevlerinde tu-
tuldu. Sıkıyönetım Askeri Mahkeme-
sinde 1981 yılında açılan davada 78'i
ıdam ıstemiyle olmak üzere 1477
DtSK'li yargüandı. 1986'da sonuçla-
nan davada 268 kışı 8 yıl 10 ay 20 gün-
den başlayan cezalara çarptınlırken
DlSK ve üye sendikalann kapatılma-
sına karar verildı. Temyiz olunan bu
karar Askeri Yargıtay'ca 1991'de bo-
zuldu. Bozma karannda, tüm sendika-
cılann beraatına karar verildi, DlSK
ve üyesi sendikalar hakkında verilen
kapatma kararlan da kaldınldı.
DlSK'in ve üye sendikalanntn faali-
yetlerinin durdurulduğu dönemde, sü-
resi biten toplu iş sözleşmelen Yüksek
Hakem Kurulu tarafından bağıtlanır-
ken üye işçiler sendikalanndan aynl-
Sendikal faaliyetler yasaklandı, grevler kaldınldı
Çalışma yaşamında 12 Eylül
• Tüm sendikal faaliyetler yasaklandı, devam eden
grevler kaldmkn, işçilerin toplıısözieşme haklan
eüerinden ahndı
• DlSK kapaüldı, tüm mal varlığına el konuldu,
yönetici ve işyeri temsilcilerinden oluşan 5 bin
yetkilisi gözaltına alınıp 90 güne varan sürelerle
sorgulandı.
• DİSK yöneticfleri hakkında Istanbul Sıkrj önetim
Mahkemesi'nde açüan 1477 sanıkh davada 78 ölüm
cezasi istendi. sendikacılar yıllarca cezaevinde
tutuldu, dava 1991'de Askeri Yargıta) 'da beraatia
sonuçlandı. Cezaevlerindeki DİSK'lilere Uluslararası
Hür Işçi Seodikalan Konfederasyonu (ICFTU)
düzenli maddi yardımda bulundu.
• Kıdem tazminatına tavan sınm getirildi.
Emekliliğı hak kazananlar büyük maddi kayıplara
uğratıldı.
•CuntalideriKenan Evren,foir konuşmasında,
"Sendıkalı işçiler benden fazla maaş ahyor"
diyerek ücretierin düşürülmesi gereküğini
söykdi. Sonraki 5 yılda reel ücretkr
yan yanya düştü.
• Sendikalar Yasası ile Toplu Sözleşme ve Grev
Yasası ortadan kaldınldı. Yerine getirilen 2821 ve
2822 sayılı yasalarla, sendikal hak ve özgürlükler
büyük oranda tırpanlandı.
maya zorlandı.
Tüm baskılara rağmen DlSK, darbe
döneminden alnının akıyla çıktı.
DİSK'e yönelik husumet, Özal iktida-
n tarafından da sürdürülerek mal var-
lıklanna el konmak istendi, bu girişim
Anayasa Mahkemesi tarafından engel-
lendi. Darbenin lideri Evren'ın, "Bir
garson bile benden çok ücret abyor"
yakınmalan karşısında yaratılan baskı
ortamında, yasaksız sendikalann dü-
şük zam oranlan ile toplu iş sözleşme-
si imzalanması sağlanmış, uyuşmazlık
çıkması halinde de sorun Yüksek Ha-
kem Kurulu'nda halledilmiştır. Böyle-
ce, işçilerin uzun yıllar yaptıklan mü-
cadelelersonucu elde edümış ileri hak-
lar, bırer birer geri alınırken ışçilenn
ücretleri reel olarak asgari ücret sevi-
yelerine indi. Işverenlerin politik bas-
kısı sonucunda, kıdem tazminatına ta-
van uygulaması getirildi.
Sonuç olarak 12 Eylül tam anlamıy-
la emekçilerin ekonomık ve sosyal
yönden tüm kazanımlannı hedef alan
ve onlann yeniden elde edılmesıni en-
gelleme dönük bir dizi hukuksal dü-
zenlemenin ve uygulamanın yaratıcı-
sı olmuştur. Üzerinden 20 yıl geçme-
sine karşın 12 Eylül düzenlemelennın
hâlâ varlığını sürdürüyor olması bu ül-
kenın en büyük ayıbıdır. Bugün Tür-
kıye'nin sıkıntı duyduğu ırticai ve bö-
lücü faalıyetlerin baş mımarlan 12 Ey-
lül uygulayıcılan ve yasal düzenleme-
leridır.
12 Eylül darbesiyle getirilen yasal
düzenlemeler ise şöyle özetlenebilir:
-Sendikanınpolitik amaçgütmesi,si-
yasi partilerin desteğini alması, mesiek
kuruluşlan ve diğer sivil kuruluşlarla
ilişki kurması yasaklandı.
- Sendikalar üzenne devletin idari
ve mah denetim yetkısi getınldi
- Hak grevi, dayanışma grev1 genel
grevyasaklandı. Lokavt bir hakolarak
anayasada düzenlendL
- Sendikalann kendi tüzüklerini, iş
programlannı yapmalan, organlarıru
oluşturmalanna engeller getirildi.
- Sendikal üyeokte ve üyeükten isti-
fada noter şarü getirildL Bu şartın sa-
dece işçi sendikalanna getirilmesi dik-
kat çekicidir.
- Yüzde 10 ışkolu barajı ile işçilerin
özgürce sendika seçme ve toplusöz-
leşme yapma hakkı engellendi.
Yetkilı sendikanın belirlenmesinde
getirilen bürokratik detaylar ve uzun
yargı sürecı toplusözleşme hakkmın
kullanılmasını fiilen ortadan kaldır-
maktadır.
- Grev karan alınabilmesi için öngö-
rülen prosedür ve süreler, grev yasağı
bulunan işler ile işyerierinin kapsamı-
nın geniş olması, hükümete tarunan
grev ertekme yetkisi, grevin fiilen ya-
saklanmasına yol açıyor.
SAYRAMMERAL
'Haklar
ettmi&ten
ahndı'~T Tlkemizdeki demokratik hak ve özgürlükler
m I 12 Eylül Anayasası ve 12 Eylül
\m/ döneminde çıkan diğer yasalar ile büyük
darbe yemiştir. Günümüzde çalışma ve sosyal
güvenlik mevzuatının çok büyük bölümü 12
Eylül 1980 sonrasında kabul edilmiştır ve hâlâ bu
dönemin izlerini taşımaktadır. 1982 Anayasası,
2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı Toplu
İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu, işci
haklannı, sendikal hak ve özgürlükleri
düzenleyen diğer mev zuat ve 506 sayılı SSK
Kanununda yapılan değişiklikler, çalışanlar
aleyhıne hükümlerden oluşmaktadır. Bu dönemde
kazarulmış tüm haklan ellerinden alınan işçilere
çıkanlan foplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası
ile hak aramanm yollan da kapatılmıştır. 12 Eylül
döneminde getirilen kısıtlamalarla, örgütlenme
önünde ciddi engeller oluşturulmuş, çalışma
banşını ve işçi-işveren çıkar ilişkilerini akılcı
dengelere kavuşturabihnenin başlıca aracı olan
toplu pazarhk hakkı lasıtlanmıştır. Grev
hakkındaki kısıtlamalarla toplu iş sözleşmelerini
bağıtlayabilme ve yapılmış toplu iş sözleşmesini
koruyabilme olanağı ciddi biçımde azalmıştır.
Grev ertelemeleri için getirilen hükümler, grev
ertelemesi süresi bittikten sonra yeniden greve
başlanmasının önüne de set çekmiştir. 12 Eylül
yasalanyla sendikalar, her eyleminde siyaset
yapıyor olmakla suçlanacaklan bir çembere
sokulmuş, sendika-siyaset ilişkisi kopanlmış,
sendikalann idari kararlarla bile
kapatılabilecekleri bir sistem geliştirilmiştir.
Lokavt anayasaya glrdl
Batı demokrasilerinde "insanhk suçu " olarak
kabul edilen lokavt anayasaya girmiş, hak grevi
kaldınlmıştır. Anayasa ve yasalarda işçi hak ve
özgürlüklerinin kısıtlanmasmı hedef alan işveren
isteklerine agrrlık verilmiştir. Düzenlemelerle
Türkiye'deki 20 yıllık uygulama, bu süre içinde
yargı karanyla yapılan düzenlemeler, işçi-işveren
ilişkilerinin sağhklı bir yapıya
kavuşturulabilrnesinde son derece değer taşıyan
deneyimler bır çırpıda ortadan kaldınlmısör.
12 Eylül hukuku. Türkiye'yi birçok alanda
olduğu gibi çalışma hayatı açısmdan da
uluslararası normlardan koparmış, hür
sendikacılık anlayışının uluslararası ilkelennin
çok uzağrna düşürmüştür. 12 Eylül Anayasası ve
yasalan, zaman zaman değişikliğe uğramış,
ancak Türkiye ve Türk çalışma hayatı hâlâ
12 Eylül'ün antidemokratik hükümlerinden
kurtulamamıştır. Hükümetler başta anayasa
olmak üzere 12 Eylül'ün antidemokratik
hükümlerini değiştireceğiz vaatleriyle oy istemiş,
ancak bu vaatler hükümet olduklannda pek
hatırlanmamıştır. Anayasanın 90. maddesi hâlâ
değişmeyi beklemekte, çalışma hayatuıı
düzenleyen yasalann bir bütün olarak
demokratikleşmesine hâlâ çekince ile
bakılmaktadır. Bugün Türkiye'de 12 Eylül
Anayasası ile yasalannı savunan kimse
kalmamıştır. Dönemin devlet Başkanı Kenan
Evren bile Anayasa ve yasalann değişmesi
gerektiğini söylemektedir. Sendikalar,
demokrasinin temel taşıdır. Sendikalann elini
kolunu bağlayan 12 Eylül hukukunun bir an önce
demokratüdeşmesi, Türk demokrasisi için aruk
geciktirilmemesi gereken bir öneme sahiptir.
Türk-lş, hükümetler nezdinde yaptığı girişimlerle
12 Eylül hukunun değiştirilmesi için ydlardan
beri mücadele vermektedir. Türk-îş'in bu
mücadelesi, 12 Eylül'ün karanhğından tümüyle
çıkılana kadar sürecektir."
12 Eylül döneminde, işçilerin yıllardır yaptığı mücadeieler sonunda kazandıklan haklar geri alındı. Çanşanlann ücretleri en düşük düzeye indL
SiyamiErdem, darbenin kime hizntet ettiğinin belli olduğunu vurguladı
' 12 EylüPle hesaplaşmalı'•^^fc Eylül'le hesaplaşalım ve
a 7 12 Eylül'lere geçıt vermeye-
JL& lim!
Öncelikle 12 Eylül asken darbesinin,
hangi amaca, kimlere hizmet ettığinı ve
kimlen susturmak ıstedığini görmek ge-
rekir. 80'li ve 9O'lı yıllar bütün dünyada
neo-liberal politikalann egemenlığıni
sürdürdüğü, bu çerçevede emekçilerin
ekonomik ve sosyal haklannın adım
adım budandığı yıllar olarak tarihe geç-
ti. Dışa açık ve borçlanmaya dayanan
ekonomik model, sınırsız rekabet, ko-
ruma duvarlannın kaldınlması, serma-
yenin dolaşımı önündekı ulusal engelle-
rin kaldınlması, özelleştirmeler, kamu
yatınmlannrn lasılması ve bır dizi kınl-
ma noktası bu yıllarda derinleşti.
Ülkemizde de kendisini 24 Ocak ka-
rarlanyla ifade eden ve küresel kapitaliz-
me hizmet eden ekonomik ve sıyasal dö-
nüşümlen sağlamanın ilk yolu, yükselen
toplumsal muhalefeti bastırmak, yok et-
mektı. Askeri darbeyle önce sendıkala-
n, demekleri, sıyasi partılen ve diğer de-
mokratik kitle örgütlennı kapattılar. Ka-
mu emekçılen de 12 Eylül'ün terör orta-
mından doğrudan etkilendi, başta TÖB-
DER olmak üzere, TÜM-DER, POL-
DER, TÜS-DER vs. gibi dernekler ka-
patıldı.
Yargılanan demokratik
kltle örgütlerl
Özellikle sol-sosyalist ve demokratik
kesimlere yönelik tam bir ınsan avı baş-
latıldı. Binlerce kişi gözaltına ahndı, bin-
lercesi fışlendi, binlercesi tutuklandı,
binlercesi yurtdışına çıkmak zorunda
kaldı ve idamlaryaşandı. Sendikalar, der-
nekler, demokratik kıtle örgütleri yıllar-
ca yargılandı, beraat ettı ve mal varlıkla-
n ıade edildı. Ama TÖB-DER'in mal
varhğı ıade edılmedi. Yıne asken mah-
kemede yargılanan TÖB-DER yönetıci-
leri ortalama 8 yıl hapis alırken aynı suç
iddiasıyla sivil mahkemelerde yargıla-
nanlar beraat etti.
Aradan 20 yıl geçti, askeri darbeciler
gitti ama anayasalan, yasalan, kurumla-
n hâlâ yürürlükte. Anayasa ve yasalarla
ve buralardan beslenen zihniyetle oton-
ter devlet pekıştınlmış, bırey ve demok-
ratik örgütlenmeler devlet karşısında sa-
vunmasız bırakümak, etkisizleştirilmek,
zayıflatılmak istenmiştir. Anayasa, bir
bütün olarak "Yasaklar Manzumesi'' ve
"Disiplin Yönetmeliği'' gorünümünde-
dir. Toplumu örgütsüzleştırme, ışçi sen-
dikalannı zayıflatma amacıyla 2821 ve
2822 sayılı yasalarla işkolu barajlan, no-
ter şartı, grev yasaklamalan, grev erte-
lemeleri ve bir dızı antı-demokratik hü-
küm getirilmiştir.
Baskı ve yasaklamalar
Diğer yandan açıkça yasaklanmış ol-
mamasına rağmen, kamu emekçılerinin
sendikalan, toplusözleşme ve grev hak-
lan tarunmak istenmemiş, sendikal faali-
yetlerimiz baskılarla, dırençle, yasakla-
malarla karşılaşmıştır. Bugün KESK,
uluslararası konfederasyonlara üyedir ve
siyasi iktidarlar bizı tanımak zorunda
kalmışlardır. Ancak kamu emekçileri-
nin toplusözleşme ve grev haklan önün-
dekı engeller devam etmekte, siyaset
yapma haklan hâlâ engellenmektedir.
Siyasi partilerden derneklere ve diğer
örgütlenme biçimlerine kadar yasaklar-
la dolu mevzuat vardır. 12 Eylül bir bü-
tün olarak örgütsüz toplum yaratma ça-
bası ıçınde olmuştur.
12 Eylül bu ülkenin utanç \erici tari-
hi olarak belleklerimizde. 12 Eylül'ü
gerçekleştirenler,resimbile yapsalar, in-
sanlık tarihinde dünyanın azılı dıktatör-
leriyle anılmaya ve bu utancı taşımaya
mahkûmlar. 12 Eylül'ün 20. yılında 12
Eylül zihniyetiyle hesaplaşmak zorun-
dayız. Insan haklanna saygılı, demokra-
tik bir hukuk devletınin ve buna uygun
kurum ve kurallann hayata geçmesi ge-
rekmektedir. Toplumsal muhalefet dina-
mıklerinın kendinı ıfade edebıldığı, çok
kımlıklı, çok kültürlü ve açık, şeffaf de-
netlenebilır bir rejım yapılanmasına ıh-
tıyacımız var. Böyle bır yapılanmada,
askeri iradenin örtülü ya da açık bir bı-
çimde sivil iradenin yenni alması söz
konusu olamaz.
SÜRECEK Kenan Evren, örgütsüz bir toplum yaratmakla suçlanıyor
GÖRÜŞ
Prof. Dn SEBATt ÖZDEMİR
CHP'nin Seçim Yenilgisi
ve İstikrar Üzerine
18 Nisan seçimlerinden sonra ve hâlâ sürdürü-
len tartışmalarda CHP'nin seçim yenilgisinin ne-
deni olarak ANASOL-D azınlık hükümeti hakkın-
da yolsuzluk iddiasıyla verilen gensoru önergesi-
ni destekleyerek hükümetin yıkılmasına neden ol-
mak ve böylelikle de seçımlere gidilirken bir hü-
kümet sorununa ya da bugünün populer deyimiy-
le 'istikrarsızlığa' yol açması gösterilmektedir.
Özellikle liboş kalemşoriar tarafından sürekli iddia
edilen bu görüş, ne yazık ki bazı CHP'lilerce de
desteklenmektedir. Bu görüşe DSP'li milletvekil-
lerinin de sahip oldukları anlaşılıyor ki "Yolsuzluk
dosyalanna destek verirsek ve böylelikle hükü-
met krizine, yani 'istikrarsızlığa' neden olursak ilk
seçimde CHP'nin durumuna düşeriz" diyerek bu
aklama-paklama faaliyetlerinde başrolü oynadı-
lar.
Her ne kadar Bülent Ecevit'in *'İstikrar bozulur"
iddiasıyla Süleyman Demirel'i bir süre daha Çan-
kaya'datutma çabalan tutmadı ve buna karşın ül-
kede istikrar bozulmadı ise de bu 'istikrar tezine'
göre 'istikrann bozulmaması' uğruna Meclis'te ya-
pılan aklama-paklama operasyonlannda başrolü
oynayan 'dürüst' Ecevit'in DSP'sinin ilk gelecek
seçimlerden daha da güçlü çıkmasını beklemek
gerekecek. Bekleyip göreceğiz bakalım, ilk se-
çimlerde 'istikrar' ve 'temizlik' düşkünü bu 'de-
mokratik solcu' milletvekillerinin hallerini.
CHP, Nisan-1999'da yapılan erken genel se-
çimlerden sonra Meclis'e girememekle tarihin en
büyük yenilgisini almış oldu. Ancak bu, sanıldığı-
nın aksine ilk seçim yenilgisi değildi; çünkü CHP,
Aralık-1995 genel seçimlerınde de yenilmişti. Tek
farkı ise kıl payı barajı aşıp Meclis'e girebilmesiy-
di. Bu yüzden, yenilginin nedenlerini daha geçmiş-
ten başlayarak aramak gerekmektedir.
12 Eylül dönemi ve ardından iktidara gelen
ANAP'ın altı yıl kadar süren icraatlan, Mart-1989
yerel seçimlerinde yüzde 36'lık bır oy oranıyla bi-
rinci parti olarak SHP'nin zaferini sağfamıştı. Ama
belediyelerin zayıf ve tabandan kopuk icraattan,
partinin Ekim-1991 genel seçimlerinde belki birin-
ci çıkmasını engellemişti; ancak SHP yine de yüz-
de 20.8'lik bir oy oranıyla DYP ile birlikte iktidara
taşınmıştı. O dönemde SHP'li seçmenin hemen
tamamı, Demirel ile yapılan bu koalisyonu destek-
lemişti. Çünkü sosyal demokratlann belki de tek
isteği vardı bu hükümetten; o da 12 Eylül'ün hal-
ka çektirdiği acılann hesabının sorulması ve yara-
lannın sanlmasıydı.
Ancak cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş bir
halk destegiyle kurulan bu DYP-SHP koalisyo-
nunda demokratikleşme ve özgürieşme, sivil ve
temiz toplum yönündeki beklentiler boşa çıktı. Ak-
sine, halk daha da yoksullaşırken, faili meçhul ci-
nayetler ülkenin en popüler görüntüsünü oluştu-
ruyordu. Tüm bunlann yanı sıra 1993 yılında Uğur
Mumcu'nun katledilmesi, 12 Mart dönemınin ve
Milliyetçi Cephe hükümetlerinin Demirel'inin
SHP'nin oylanyla cumhurbaşkanlığına taşınması
ve Erdal Inönü'nün başbakanlığa vekâlet ettiği
gün devletin gözü önünde gekçekleştirilen Sıvas
kattiamı, yenilgiler zincirinin habercileri olacaktı.
Demirel'in yerine başbakanlığa gelen Tansu Çil-
ler ile hükümete devam etmek, bu kişı hakkında-
ki usulsüz malvariığı iddialarına sırt çevirmek; kı-
sacası gerek Murat Karayalçın gerekse Deniz
Baykal'ın lideriiği donemlerinde partiyi DYP'nin ik-
tidan uğruna bir koltuk değneğine dönüştürmek,
tabiatıyla sosyal demokrat seçmen tarafından as-
la affedilmedi ve sandığa yansıtıldı.
Tüm bunlar Mart-1994 yerel seçimlerinde solun
ağır yenilgisine yol açtı ve neredeyse bütün bele-
diyeler kaybedildi. Aralık-1995 genel seçimlerin-
de ise CHP çatısı altında birieşmeye karşın oy ora-
nı daha da düştü ve parti Ekim-1991 seçimlerin-
de aldığı oyların yansını kaybederek sadece yüz-
de 10.7'lik bir oy oranıyla zar zor Meclis'e girebil-
di.
Ancak Meclis'e girdikten sonra tüm bunlann
muhasebesi yapılıp gereken dersler çıkanldı ve
etkili bir muhalefet yapılabildi mı sorusunun yanı-
tı ne yazık ki hayırdır. Parti ideolojisi hiçbir şekilde
öne çıkanlmadı ve günübırlik siyaset anlayışı, ilke-
sizlik ve hizipçilik partiye egemen oldu. Seçmeni-
nin uyansını dikkate almayan; arzu, özlem ve bek-
lentilerine uygun siyaset sergilemeyen ve örgüt-
ten tamamen kopuk Baykal ve ekibi, kendileri dı-
şındaki herkesi ve herdüşünceyi dışladılar. Bunun
sonucu olarak birçok il ve ilçe örgütünden partili-
ler ile Mümtaz Soysal ya da Aydın Güven Gür-
kan gibi isimler partiden uzaklaşmak durumunda
kaldılar. Bütün bunlara milletvekılı aday tespitin-
deki örgütten uzak ve hizipçi anlayış da eklenin-
ce Nisan-1999 seçimlerinde yuzde 8.8'lik bir oy
oranıyla CHP Meclis dışında 'bırakılmış' oldu.
Sonuç olarak CHP, gensoruya destek vererek
hükümetin düşmesine, yani 'istikrarsızlığa'yo\ aç-
tığı için değil, kendisi bu on yıllık dönemde istik-
rarlı bir parti olamadığı için Meclis dışında kaldı.
Aslında Baykal'ın belki de yaptığı en olumlu iş,
gensoruya destek vermekti. Çünkü sosyal de-
mokratlar, hiçbir yolsuzluk iddiasının sumenaltı
edilmesini onaylamaz ve hiçbir 'pislik' iddiasında
da 'deterjan' rolünü oynayamazlar. Yoksa bakma-
yın bu sağcı kalemlerin ve liboş tayfasının sürekli
bu 'istikrar' edebiyatını CHP'nin Meclis dışında
kalma nedeni olarak göstermeye çalışmalanna.
Ama hiç kimse merak etmesin ki Atatürk'ün
önderiiğinde cumhuriyeti kurmuş ve çağdaş dev-
rimleri gerçekleştirmiş bu parti ne derece ağır bir
sorumluluk altında olduğunun da bilinciyle topar-
lanarak ilk seçimlerde Meclis'te hak ettiği yeri ala-
caktır, almak zorundadır da. Çünkü bugünün pra-
tiğinde daha iyi anlaşılmaktadır ki çetelerie ve çe-
tecilerie, yolsuzlaria ve yolsuzluklaria, devletin ka-
sasını boşaltıp malını mülkünü ona buna peşkeş
çekenlerie ve laik, demokratik cumhuriyet düş-
manlanyla mücadele edebilecek tek sosyal de-
mokrat parti vardır; o da CHP'dir.
Çetedavası
• tstanbul Haber Senisi - PKK üyesi olduklan,
haraç ve tahsilat amacıyla adam yaraladıklan ve
işyeri bombaladıklan öne sürülen l'i kadm 10
kişinin yargılanmasına dün Istanbul 6 No'lu
DGM'de başlandı. Tutuksuz sanıklar Yelız
Yıldınm ve Selim Tosun'un katıldığı duruşmaya,
Bayrampaşa Cezaevi'nde tutuklu bulunan
sanıklar, personel ve araç yokluğundan dolayı
getirilemedi. Duruşmada sorgusu yapılan sanıklar
suçlamalan reddettı.