Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP lideri, genel başkanhk için isim vermeden Baykal ve yandaşlannı uyardı
Oymen: Gereldyorsa yanşınzSERDARKIZIK
tZMtR - îzmir'de 9 Eylül'e
denk düşen iki tanhi kutlama...
Birincisi, Izmır'ın kurtuluşuyla
emperyahst ışgale son verilen
tarihin 78. yıldönümü; diğeri,
bu kurtuluşa imzasını atan
Mustafa Kemal'ın kurduğu altı
oklu partının yaşgünü...
_ CHP Genel Başkanı Altan
Öyroen, Anıtkabir'deki deftere
"Sayın ve Sevgiii Genel Başka-
nnn" yazma ayncalığına sahip
tek parti lideri olarak 9 Eylül
sabahı görevini yaptıktan sonra
tarihi günde CHP Karşıyaka ll-
çe Örgütü'nûn düzenlediği ye-
mekte partilileriyle bır araya
CHPtüzüktaslağı
• CHP Genel Başkanı Altan Öymen: CHP dışandan gelen engellemeleri
tarihi boyunca kolayhkla aşmıştır. Ancak partimize son yıllarda yerleşen iç
mücadele, kamuoyunda bize olan güveni sarsmaktadır. Birlik ve bütünlüğihı
topluma gösterilmesi şarttır.
geldi. Öymen içın havaalanın-
daki görkemlı karşılamayla
başlayan hazırlıklar, partı ıçın-
de kimi zaman dillendinlen
"Genel başkan ilgi görmüyor"
söylemleriru adeta boşa çıkardı.
Kendisine göstenlen bu coş-
kulu ilgiyle 9 Eylül Kurtuluş
Gûnü'ne katılan Öymen, parti
içine dönük önemli mesajlar
verdi. Bir yanıyla bu mesajlara,
Karşıyaka tlçe Başkanı Süba
Barlak'ın açılış konuşmasmda
yer verdiği şu görüşler zemin
bazırladı:
"CHP dışandan gelen engel-
lemeleri tarihi boyunca kolay-
hkla aşmışür. Ancak partimize
sonyıllarda yerleşeniç mücade-
le, kamuoyunda bize olan güve-
ni sarsmaktadır. Birlik ve bü-
tûnlüğûn topluma gösteribnesi
şarttır. Yüzde 8.71 düzeyi. bize
bunu anlatmaktadır. Üretkenü-
ğimizi ve enerjimizi iç çekişme-
lere değil, ülke sorunlannı çöz-
mepofitikalanna yönehmehyiz.
Parti çahşmalanna gerekh' kat-
kının partinin başında ohnadan
da yapüabiunesi mümkündür
ve bu, günümüzde ber zaman-
kindendahafazla gereksinim ol-
muştur_
r>
Gerginyüzfer
Bu sözler yemekte bulunan-
lann büyük çoğunlugunca al-
kışlarla İcarşılandı. Ancak kimi
masalarda iki büyük tanhsel
Başansız
yönetim
istifa edecek
MUTLUSERELİ
ANKARA - Seçimli kurultay tartışma-
lan nedeniyle gölgede kalan tüzük tasla-
ğXyann toplanacakparti meclisınde (PM)
ele alınacak. Partılilerce içeriğı tam ola-
rak anlaşılamayan "itibari örgüt" kavra-
mı nedeniyle yoğun eleştinlere hedefolan
tüzük taslağında, 60 kişilik PM'nin 40 ki-
şiye, 20 kişilik Merkez Yönetim Kunı-
lu'nun (MYK) 14 kişiye düşürülmesi ön-
görüldü. Başansız genel başkan ve
MYK'nm isüfası düzenlemesinın getıril-
dıği taslakta, partı örgütü ve yönetıcüeri-
nin devletle ve belediyelerle çıkar ilişki-
sine girmesini engelleyici düzenlemelere
yer verildi. Tüzüğe göre, CHP'li adayla-
nn seçim harcamalan ve mal varlıklan
şeffafolacak.
CHP'de yaklaşık 9 aydır yürütülen tü-
zük değişikliği çalışmalan son aşaması-
na geldi. örgütün görüşlerinin değerlen-
dirilmesinin ardmdan oluştumlan taslağı
görüşen MYK, 6-7 Eylül tanhlerinde ger-
çekleştirilen tl Başkanlan Toplantısı'nda
tartıştırdığı ve 12-13 Eylül tanhlermde
PM'ye sunacağı "Tüzük Taslağı 2"yi
(TT2) hazırladı. Ancak tüzük taslağı, tam
bu sırada patlak veren seçimli kurultay
tartışmalannın gölgesinde kaldı. Taslak-
ta yer verilen unsurlardan bazılan şöyle
- Seçmen sayısı MYK'ce belirlenecek
sayıyı geçen muhtarlık, belde, ilçe ve il-
lerde itibari muhtarlık, belde ilçe ve il ku-
rulabilir.
- PM, milletvekih, belediye genel ve
ara seçımlerınde aday olmasını uygun
görmediği aday adaylannı veto eder.
- PM. nüfusu 3 milyonu geçen ılierde
u
itibariü"\ nüfusu 200 bını geçen ılçeler-
de "itÜMUi üçe" kurulmasına karar vere-
bilir.
- Üst birimler, alt birimin çahşmalannı
yetersiz göriirlerse alt birimlerin kongre-
lerini toplayarak başkan ve yönetim ku-
rulu üyelerinin görevden alınmasmı. yer-
lerine yeni başkan ve üyelerin seçümesi-
ni isteyebilirler.
fKongîe ve toplantılarda yapılacak se-
çimlerde, her iki cinsıyetten en az dörtte
bir oranında üye seçılir. Her bir cinsiyet-
ten yeter sayıda aday çıkmazsa katılan
adaylarla seçim yapılır.
- Partinin katüdığı genel seçimlerde se-
çim başansı elde edilememesi durumun-
da genel başkan ve MYK üyeleri görev-
lerinden aynhr.
- Parti genel merkez yöneticileri ve mil-
letvekilleri ülke genelinde, partinin hü-
kümette oldugu dönemlerde kamu kesi-
miyle çıkar ilişkisine giremezler.
Esenboğa'da TBMM Başkanı Akbulut tarafindan karşıianan Sezer, burada düzenlediği
b*sm topbnösında,kaökhgı BM BinydDonığo'nımsonuçbnnıdeğerlendirdL (Fotoğraf: AA)
ABD'den dönen Sezer'den küreselleşme uyansı
'Daha yoksul olmayahm'
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cumhur-
başkanı AhmetNecdetSezer, küreselleşmenin
insanlık için yeni ftrsatlar vaat ettiğini, ancak
yine de zenginin daha zengin. yoksulun daha
yoksul kılmmamasına özen gösterilmesi ge-
rektiğıni söyledi. Uluslararası toplumda ken-
dini gösteren istikrarsızhğın kaynağmda yok-
sulluğun yattığma işaret eden Sezer, güvenli-
ğe yönelik tehditlere karşı en etkın yöntemin
demokrasının dayandığı temellerin güçlendi-
nlmesı olduğunu; hukukun üstünlüğü, ınsan
hak ve özgürlüklennın geliştinlmesinin, yö-
netimin her düzeyde saydamlaştınlması ve
bağımsız yargının bu stratejinin vazgeçılmez
unsuru olduğunu vurguladı.
6-8 Eylül günleriarasındaNew York'ta ger-
çekleştinlen BM Bmyıl Doruğu'na katılan
Cumhurbaşkanı Sezer, dün Türk Hava Kuv-
vetleri'ne ait bir uçakla yurda döndü. Cum-
hurbaşkanı Sezer'i, Esenboğa Havalima-
nı'nda TBMM Başkanı Yridınm Akbulut kar-
şıladı. Sezer, buradadüzenlediği basıntoplan-
üsmda, katıldığı BM Binyıl Doruğu'nun so-
nuçlaruudeğerlendirdi Binyıl DoruğuGenel
Kurulu'nda yaptığı konuşmada, küreseUeş-
menin insanlık için yeni ftrsatlar vaat ettiği-
ni, ancak yine de zengini daha zengin, yoksu-
lu daha yoksul kılmamak için özen gösteril-
mesi gerektiğini vurguladıgını belirten Sezer,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halkın iradesine güvenmeyi ve ona saygı
gösterme>i önemli değerler olarak gördüğû-
müzeve ancakhukuk devletiDe bu değerlerfaı
egemen lahnabileceğine işaretettim. Eniyiyö-
netim bicuni olan demokrasinin suıırlannın
genişletilmesi ve her nlrhl aşın akun ve fana-
tizme karşı korunmasında sivil toplunuın gi-
derek daha önemK rol oynamasaım sağlan-
ma$igereğûûd1kgetirdim.Defnokratikleşnıe
ile ekonomik getişmişliğin btrbirine koşut sû-
reçler oiduğuna da dikkati çektim ve eğftmıin
onceükli bir konu oluşunu aıumsatnm.'
1
Sezer, konuşmasmda BM'nin ekonomik ve
toplumsal yardım yanında, çatışmaları önle-
me ve sona erdirme yeteneğı bakımından da
güçlendirilmesi ve yapısal olarak geliştirU-
mesi gereği üzennde durduğunu anımsattı.
Sezer şunlan söyledi: "Uluslararası toplum-
da kendini gösteren istikrarsızhkiann kayna-
ğuKİayoksulhığuny'attığuu.hemzihinselbem
bedensel yoksullukla savaşunm gerekliliğini
belirttim,Toplumsal\-eekonomikprogranua-
ra daha fazla kaynak aynhnası, geiişmekte
olan üiketerin çabalanna da katkıda buhınul-
masmm yarar ve önemine değindim. Güven-
liğimize yönefik tebditiere karşı en etidn yön-
temia,demoknısinmdayandığttemellermgüç-
lendirümesi olduğunu, hukukun üstünlüğü-
nün,insanhakveözgürlülderinin getiştirflme-
smin,yönetimin herdüzeydesaydamhğuun ve
hesapv«rebumeolgusuıranyerieştirihnesimn
ve bağımsız yargmm bu stratejinin vazgeçD-
mezöğeleri okhığunaişaretettim." Sezer, New
York'ta bulunduğu süre ıçınde 24 ülkenin dev-
let ve hükümet başkamyla ikili görüşmeler
yapma olanağı bulduğunu anlattı.
olayın denk düştüğu günün coş-
kusuna uymayan, can sıkıntısı-
m yansıtan yüzler de vardı.
Daha sonra kürsüye davet
edilen öymen'in konuşmasın-
daki şu bölüm, genel başkanhk
konusunda erken mücadeleye
gırişen bugergin yüzlenn sıkın-
tısını daha da büyütecekti:
"CHP'yi dedikodudan, kjrv-
gadan korumahyız. CHP'yi sa-
vunmahyız. CHP'yi kurttan,
kuşfam,dedikodudankorumab-
yız. Birfik, dayanışma içinde oJ-
mahyız. Ayn ayn görüşler ofea
dabi üretflen fikirler aynı mer-
kezedökühneBdir.Partidegenel
başkanhk için erken mücadele
vermeye gerek yok. Ama iDa da
yanş gereldyorsa onunda
gereğini yapmahyız.Eğer
eleştirikr hakbysa o za-
man onlar gereğini yap-
mak Kuruttaylar gereği-
ni yapar. Yine de birlik,
dayamşma içinde,büükte
güç ohîşturmabyız, yom-
muza devam etmeüyiz.
Türkiye'nin buna ihtiyaa
var. Türkiye büyük yoi-
suzfaık içinde yüzüyor."
Açıkça adayız demese-
ler de Anadolu'nun çeşit-
li kentlerini gezen takım-
dan sıkıntı duyan, bundan
ötürü PM'de yeni bir
MYK oluşumu sağlama-
ya çalışan, bunda başan-
İı olmazsa seçimli olağa-
nüstü kurultay planlayan
öymen'in bu sözleri, bü-
yük birdestekle karşılam-
yordu.
Öymen, tzmir'den aldı-
ğı büyük moralle Anka-
ra'ya döndü.
Gecenin coşkusuna
ters yüz ifadeleriyle bazı-
lannın iç sıkmtılan bü-
yürken çekişmelerden ve
bunun kamuoyundaki
olumsuz etkilerinden yo-
rulan partüıler ıse her dö-
nem ülkepolitikasmda et-
kin ve belirleyici olan Iz-
mir'de Öymen'in tüm
açıkhğıyla verdiği tarihi
mesajlan tartışmaya baş-
lıyorlardı...
Baykal yine
dûğûnde
Türkiye genelinde ge-
zılennı sürdüren Deniz
Baykal ise dün de Kon-
ya'mn Sarayönü ilcesin-
deydi. CHP İl Başkanı
Süleyman Albayrak ve
partililer tarafmdan kar-
şıianan Baykal, eskı CHP
tlçe Başkanı Mehmet
Göney'in oğlunun dügün
töremne katıldı. Gazete-
cılerin sorulan üzerine
"tüzük kurutoyı ik ügüi
özel bir çahşmas bulun-
madığmı" iddia eden
Baykal, CHP'siz bir Mec-
lıs'ın tadının olmadıgıru
belirterek gittiğı her yer-
de bu ızlenımı edindiğini
söyledi. CHP'nin etkin ve
güçlü birbiçimde sıyaset-
teki yerini alması gerekti-
ğinı vurgulayan Baykal,
"Bunuhalknnızda istiyor.
CHP aühm yapmah" de-
di.
Denız Baykal, yakında
tüzük kurultayuım topla-
nacağım ve partinin gele-
ceği açısuıdan önemli ka-
rarlar alınacağuıı bildirdi.
IRMIKIAYDIN ENGlN aengin@dofuk.nettr
Biliyorum, tek bir kenrteki
gözlernlerden çıkıp genelleme-
ler yapmak yanıltıcıdır. Deniz-
li'degeçirdtğimiz -ne kadaryo-
ğun olursa olsun- 24saatte gö-
rüp gözlediklerimizle, dinleyip
konuştuklanmızla bu yazının
başlığını koysaydık haksızlık
olurdu.
Ama Cumhuriyet'te çalışan
bir gazeteci, istese de isteme-
se de, günlük yaşamında
CHP'nin sorunlanndan biriyle
ya da bir CHP üyesi ile karşıla-
şır.
Yani...
Yani Denizli gözlemleri,
epeydir süren bir birikimin son
halkası.
Ve orada da degişen bir şey
yok.
CHP, kuruluşunun 77. y\ldö-
nümünü kutlarken gene "Bay-
kalcımısın, değilmisin", "Par-
ti meclisinin kaçı genel mer-
kezci, kaçı Baykalcı, kaçı bil-
mem neci" tartışmaları ile çal-
kalanıyor.
Altan Öymen'in "genelbaş-
kan adayı yanştırma oyunu'na
yönelik yakınılan, parti içinde,
"Genel Başkan'ın bu çıkışı,
mayıstaki seçimli kurultayı
sonbahara çekmenin birişare-
Dibi Tembel CHP
ti mi? Eğer öyleyse, mevcut
delege dengesi, kunıltaya ka-
dardeğişirmi? Oeğişirse Bay-
kalcılann kaç delegesi olur, Sı-
vaslılann kaç, Karadenizlilerin
kaç, Alevilerin kaç? Genel
merkez hangi illerden destek
alır? Karayalçın grubu genel
merkezeyakın dumşunu konır
mu?.." taraşmalannı alevlendi-
riverdi.
CHP'nin bizim görebildiği-
miz fotoğrafı" bu.
Peki, sizce CHP'nin sorunu
bumu?
Baykalcı olanlarla olmayan-
lar sosyal demokrasinin hangi
ideolojik, programatik yönelim-
ierinde birbirlerinden aynşıyor-
lar?
• • •
Denizli'de, öteki CHP'lilere
çaktırmadan yanıma gelip, her
zaman Baykal'a sadık kaldıgı-
nı marifetmiş gibi açıkladıktan
sonra "Engin Bey, siz gazete-
cisiniz, bilirsiniz, bu bizim Ad-
nan Keskin'/e Baykal'ın arası
açık diyohar, doğnı mu" diye
soran CHP'liye, bu konuda
zerre kadar bilgim olmadıği
halde sırf "test etmek" üzere
"Evet" dedim, "Doğru. Kanlı
bıçaklılar. Selam bile vermiyor-
larbirbirierine". Adam yüzünü
buruşturdu, "Böyle olacağı
belliydi" dedi, "Deniz Bey bü-
tün delege ilişkilerini Adnan
Keskın'e bırakırsa olacağı buy-
du elbet".
Deniz Baykal ile Adnan Kes-
kin'in arasının bozulduğu söy-
lentileri kulağına ulaşan bir
CHP'li, aynlığın "özelleşprme,
sendikal hareketle ilişkiler,
Tony Blatrçizgisi, Schröder1
ın
yeni açılımları, Tüririye'nin
AB'ye katılım perspektifleri,
Kıbns sonınuna ilişkin çözüm
önerileri, kazançlann vergilen-
dirilmesinde sosyal demokrat
öneriler, laisizm, taban fiyat
politikalan..." gibi Türkiye siya-
setinin hangi temel sorunu üs-
tünde yoğunlaştığını sormadı.
Böyle bir derdi yoktu ve böyle
bir ilgi odaklanmasına ftlan da
sahip değildi.
Onun CHP üsrüne bilmek is-
tediği, "Kim, kaç delegeyi
kontrol ediyor; kunıltaya kaç
delege desteği ite girer" soru-
lannın utanç verici darltğına sı-
kışıp kalmıştı.
Ve CHP tabanındaki "aktif
partililer" arasında "o", şaşıla-
cak (ya da öfketenilecek) kadar
çok.
Tamam, CHP'nin tepesinde
toplumu ateşleyecekyeni pro-
jeler üreten, DSP-ANAP-DYP-
MHP-FP blokunun karşısına
çıkıp "o sorun öyle değil böy-
le çözûlür, o konuda öyle de-
ğil böyle yapılır" diyen yok.
Tamam, CHP Genel Merke-
zi seçim yenilgisinin ardından
doğan çok elverişli koşullan,
"tüzük tartışmalan, partinin içi-
ne çekıduzen verme" çabalan
ile harcadı. Sanki merdiven çt-
karken çiklet çiğnenemez, ko-
şarken türkü söylenemezmiş
gibi, bir yandan partiye çeki-
düzen verip biryandan merkez
soluntektemsilcisi olarak mer-
kezin sağında konumlanan
öteki partilerin karşısında umut
veren bir ses yüksettmesini be-
ceremedi.
Tamam, partinin tepesi böy-
le.
Ama insaf edin, "partinin di-
bi" çok mu farklı?
Avrupa'da sosyal demokrat
partilerin birbiri ardına ıktıdara
gelip Avrupa Birliği'ni Avrupa
birleşik devletlenne sıçratmak
için kollan sıvadığı bir tarihsel
dönemeçte, CHP'nin dibi,
CHP'nin sosyal demokrat bir
parti olduğunu bile unutmuş
gibi.
Belki otuz yıldır partiyi zehir-
leyen delege oyunlan, "hem-
şerilik, bölgecilik, etnik özellik,
dinsel ağıhık" gibi, sosyal de-
mokratlar için ancak utanç
kaynağı olabilecek "ait kimlik-
leri" öne çıkanp o batakta
"particilik" oynuyortar.
Dibi tembel bir partinin tepe-
sine, Ahmet gelse ne olur,
Mehmet gelse ne olur.
Bir bölümü Ahmetçi, öteki
bölümü Mehmetçi diye aynş-
mış bir parti, kendini sosyal de-
mokrat olarak tanımlamaya
kalksa ona kim, niye inanır?
Galiba birilerinin, CHP'nin di-
bine "dip değil taban" olmala-
n gerektiğini ve bir de...
...Bir de sosya! demokrat ol-
duklannı ve sosyal demokra-
sinin ciddi bir siyasal akım ol-
duğunu anımsatması gereki-
yor...
Okuyan'dan öğüt
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan, göreve
başladığı tarihten bu yana
medyanın gündeminde sık sık
yer alıyor. Okuyan, özelleştirme
politikalanna destek sağlamak
için "SSK'nin bûtçede nasıl bir
kara delik haline geldiğini"
anlata anlata bitiremiyor.
"Reform" adı altında sosyal
güvenlik sistemini "serbest
piyasaya" uydurmaya yönelik
bir dizi yasa tasansı hazırlayan
Okuyan, geçen günlerde bir
televizyon programına konuk
oldu. Çalışma Bakanı, "işçiler
için neler yaptığmdan" söz etti
uzun uzun. Sıra Bakanlar
Kurulu'na sunulan sendikal iş
güvencesi yasa tasansına
geJdiğinde, programın sunucusu
sordu:
- Yani şitndi bu yasa çıkarsa,
sendıkalı olmak istersem eğer,
işveren beni işten
çıkaramayacak öyle mi?
Kendınden emin güvence veren
Okuyan. canlı yayın bittikten
sonra sunucuya öğüt vermekten
kendini alamadı:
- Ne olur ne olmaz. Sen yine de
dikkatli d. Işverenıni üzecek
şeyler yapma...
Antaşılan. gazetelere, "Bakanlıkta
hemen hemen her gece sabah
3'e kadar çalışıyorum. Bazen o
kadar bunalıyorum ki, odada
yalnız başıma ağladığım oluyor"
diye açıklamalar yapan Okuyan,
onca sorunu arasında bir de
televizyon sunucusu için üzülüp
ağlamak istememişti...
Ecevit 'yazılı' sever
Başbakan Bütent Ecevit, son
zamanlarda sık sık yazılı
açıklamalar yapmaya başladı.
Başbakanlık'ta gazeteciierin
karşısına çıktığında da çoğu kez
elindeki metni okuyan Ecevit'in
"yazıir merakı basın
çalışanlanna da yansıdı. Gün
boyu Başbakanlık binasında
bekleyip giriş çıkışlan kontrol
eden, bakanlara ya da
başbakana güncel konularla
ilgili sorular yönetten muhabırler,
Ecevit dönemınde yeni bir
yöntem geliştirdiler. Başbakanlık
muhabirlen, sabah basın
bürosunda Ecevit'e sormak
istedikleri sorulan yazılı hale
getirerek basın müşavırine
iletiyortar. Bu sorulan
inceledikten sonra gazeteciierin
karşısına çıkan Ecevit, bir kez
de sözlü olarak
iletilen sorulan yine elindeki
metinden yarartanarak yanıtlıyor.
Geçen hafta ekonomiyle ilgili bır
açıklama için gazeteciierin
karşısına çıkan Ecevit, kendisine
daha önceden iletilmiş olan
sorulan da yanıtladı. Bu arada
"kural dışı" davranan bir
muhabir, Ecevit'e,
"ANAP lideri Mesut Yılmaz'/n
Cumhurbaşkanı'nın yasalardan
kaynaklanan yetkilerinin
KHK ile kısıtlanmasına ilişkin bir
açıklamasını" sordu.
Ecevit, önceden kendisine yazılı
olarak iletilmemesine karşın bu
soruyu yanıtsız bırakmadı.
Başbakan'ın memurlarla ilgili
KHK'den söz etmeye başlaması
üzerine sorusunun yanlış
anlaşıldığını fan\ eden muhabir
de yazılı soru iletmenin yarannı
anladı.
Demirel 'ombudsman' olursa...
Eski Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in baş
kamu denetçiliği
(ombudsman) için adının
geçmesiyte yeni bir tartışma
başladı. "Kamu denetçiliği
yasası çıkar da Demirel
ombudsman olursa ne
yapacak" diye soranlann
merakını gidermek için
araşttrma yapınca karşımtza
ilgkıç bir tabki çıktt. TBMM
Dilekçe Komisyonu,
ombudsmanlıga benzer bir
işlev üstlenmış durumda.
Oraya gelen başvurulann
benzerieri kamu denetçiliğine
de yapılacak. Işte Dilekçe
Komisyonu'na başvuruda
bulunan bazı yurttaşlann
istekleri:
- Lise 2. sınrfta öğrenimini
sürdürürken kaçınlan kıztmı
bulun.
- Köyümüzdeki tapulu
araziieri, düz ve deniz goren
'Vallahi
irtica var'
Kamu kurumlannda mürteci
memurlann varlığı ve irticayla
mücadelede seçilecek yöntem,
geçen haftanın da en önemli
gündem maddesiydi.
Tartışmalar en çok da yargı
çevrelerinde yoğunlaştı. Adalet
Bakanı Hikmet Sami Türk ile
bazı yargı organlannın
başkanlan binbiıieriyle ters
düştü. Bu tartışmalar sürerken
iki yargı organının üst düzey
temsilcisi, bir akşam
yemeğinde bir araya geldi.
Birisi diğerine, hafif dalga
geçerek "Varıu, Adalet Bakanı
'irtica yok' diyor. Vargrtay
Başkanı 'irtica yok' diyor. Sen
nereden çıkardın irticanın var
olduğunu. Hem sen onlardan
daha mı iyi bileceksin" dedi.
Diğeri, soruyu ciddiye almış
olmalı ki hemen yanıtını verdi:
"Vallahi de billahi de irtica var."
deviet arazisi
ile değıştirmek istiyoruz.
- Eski eşim, evini stüdyo
olarak kiralıyor ve bundan
sağladığı kazançtan vergi a
ödemiyor.
- Kupon bjriktirmeme karşın
promosyon ürününü
alamıyorum.
- Turizm işletme belgeli
restoranımda içki satılmasına
izin verilmiyor, kaymakamdan
şikâyetçiyim.
- Ağılımdan çalınan 150
koyunun bulunmasını
istiyorum.
- Görme özürlü otduğum için
ehliyet alamıyorum, buna bir
çözüm bulunmasını istiyorum.
- imam-hatip lisesinde okuyan
kızım, başörtüsü nedeniyle
okula alınmıyor.
- Yeni aldığım ... marka
buzdolabı defolu çıktı,
magduriyetimin giderilmesini
istiyorum.
ANAP'ın
internet
cafe'si
ANAP Genel Merkezi'nde bir
süre önce bir şirketin katkılanyla
intemet cafe açıldı. Binanın
girişinde bir alan yeniden
düzenlendi. Masalar,
sandalyeler, bilgisayartar
yerieştirildi. ANAP'ın internet
cafe'si bir süre oldukça yoğun
ilgi gördü. Her bilgisayann
başında en az birkaç kişi
oluyordu gün boyunca.
Geçen günlerde ANAP Genel
Merkezi'ne gidenler, masaları
bomboş görünce şaşırdılar.
Bilgisayariann yerinde yeller
esiyordu ama masalar,
sandalyeler ve "intemet Cafe"
tabelası yerinde duruyordu.
Anlatılanlara göre her geçen gün
bir parçanın eksildiğini fark eden
parti görevlileri, bilgisayarları
"güvence altına almışlardı"'...
Türey Köse, Ayşe Sayın, Sebahat Karakoyun, Emine Kaplan
tbmmfa cumhuriyetconur