16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 28 Şubat'a karşın ilköğretim 5. sınıfi bitiren çocukların Kuran kurslarına gitmesininyolu açıldı Hükümet '8yi\deldiYUSUFZtYAAY Ilk ve orta dereceli okul- larda yeni öğretim yılımn başlamasıyla 1 milyon 250 bin çocuk 8 yıllık eğitimle tanışırken, 28 Şubat sonra- sında "istikrar unsunı" ola- rak görülen bir önceki hükü- met, ilköğretim 5. sınıfi biti- ren öğrencilerin Kuran kurs- lanna gönderilmesinin yolu- nu açıp 8 yıllık eğitimi 28 Şubat sürecine karşı duruşla deldi. Kesintisiz temel eği- tim uygulamasının 3. yılında hedeflere yine ulaşılamadı. 8 yıllık eğitimde öngöriilen 30 kişilik sımf mevcutlan 50'den aşağı çekilemezken, derslik sayısında da hedefîn yüzde 50'sine ulaşılabildi. Kesintisiz eğitimin uygu- • Kesintisiz temel eğitim uygulamasının 3. yılında hedeflere yine ulaşılamadı. 8 yıllık eğitimde öngöriilen 30 kişilik sınıf mevcutlan 50'den aşağı çekilemezken derslik sayısında da hedefler tutturulamadı. lamaya girmesinin ardmdan başlatılan katkı payı uygula- ması kapsamında, 1997-99 dönemınde toplam 510 tril- yon lira toplanırken, bunun 506 trilyon liralık bölümüy- le 60 bin 468 derslik yapıldı. Ancak 3 yılda yapılan çalış- malar, hedeflere ulaşılması- na yetmedi. Derslik sayısı 2000 yılında derslik başı- na öğrenci sayısının 30'a in- dirilmesi ve 147 bin 326 dersliğin yapımı planlanır- ken yapılan derslik sayısı, hedefin yûzde 50'sinin altın- da kaldı. Sınıf mevcutlan da 50 kişiye indirilebildi. 8 yıllık kesintisiz eğitimde hedeflerin yakalanamaması- nın yanı sıra Kuran kurslan yasasıyla kesintisiz eğitim de- lindi. Kuran Kurslan Yönet- meliği'nde yapılan değişik- liklerin Danıştay tarafından iptal edilmesinin ardından hü- kümet, yasal bir düzenleme yaparak 5'inci sınıfi bitiren öğrencilerin Kuran kurslanna alınmasına izin verdi. Bu du- rum, 8 yıllık eğitimin "kesin- tisizüğini'' ortadan kaldırarak çocuklan yeniden irticamn kucağına attı. Türkiye'nin üyelik için kapısında bekle- diği Avrupa Birliği de 8 yıl- lık ilköğretimin geliştirilme- si amacıyla hazırlanan "Te- mel Eğhimin Desteklenmesi Projesi"ne 100 milyon Euro hibe etti. Projenin bütün fi- nansmanı Avrupa Birliği Akdeniz Programı (MEDA) tarafından karşılanacak. AB ile yapılan ikraz anlaşması Hazine Müsteşarhğı tarafın- dan da onaylanarak yürürlü- ğe girdi. Proje ile temel eğitim dı- şında kalan çocuk, genç ve yetişkinlerin temel eğitim kapsamı içine alınması he- defleniyor. Proje 3 bölüm halinde uygulamaya konula- cak. Programın birinci aşa- masında, öğretmenlerin hiz- met öncesi ve hizmet içi eği- timlerinin sağlanabilmesi için Milli Eğitim Akademisi tamamlanarak hizmete açı- lacak. Aksaray, Amasya, Ba- lıkesir, Çanakkale, Hatay, Içel, Izmir, Kırklareli, Kırşe- hir, Manisa, Muğla, Tokat, Van ve Yalova'daki hizmet içi eğitim merkezleri güçlen- dirilecek. Programın ikinci aşama- sında ise Adıyaman, Ağn, Bingöl, Sakarya, Ardahan, Bayburt, Diyarbakır, Erzu- rum, Kars, Muş, Şanlıurfa ve Siirt'te temel eğitim için de- vam eden hizmetlere destek sağlanarak, bu illerde okul öncesi ve ilköğretime katıl- ma oran ve kalitesi yükselti- lecek. Çok amaçlı eğitim merkezleri ile okul ve loj- manlar iyileştirilerek, okul- lar eğitim araç ve gereçleriy- le donatılacak. Uçûncü aşama Programın üçüncü aşama- sında ise en yoğun göç alan îstanbul, Antalya. Adana, Bursa ve Mersin'de gece- kondu alanlanndaki eğitim olanaklan arttınlarak eğitim sisteminin dışında kalan va- tandaşlann temel eğitimden yararlanmalan sağlanacak. istanbul'da kayıtlar uzatıldı Ders zili pahalı çalıyor Istanbul Haber Servisi - Yaklaşık 15 milyon öğrenci heyecanla öğretim yılının açılışını beklerken veliler yapacaklan masraflan düşünüyor. Öğrenci kıyafeti, çanta, kırtasiye ve ders kitabı masraflan 80 ile 300 milyon lira arasında değişiyor. Bir öğrencinin ortalama 150 milyon lira harcama yapacağı kabul edildiginde, öğretim yılı açılışının faturası 1 katrilyon liraya yaklaşıyor. İstanbul'da her tür ve derecedeki okullann kayıtlan 15 Eylül tarihine kadar uzatıldı. Yeni öğretim yıkna giren öğrencilerin okul giderleri cep yakıyor. tlköğretim önlükleri erkek öğrencüer için 4-10 milyon, kız öğrenciler için 6-15 milyon arasında satılıyor. önlük dışında kıyafet behrlcyen okullar için ise %-.-h pantolon fiyatlan 4-8 milyon, gömlek 3-6 i, * ımüyon, kravat 1 -3 milyon, hırka 6-10 milyon, süveter 3-8 müyon, etek 3-5 milyon arasında değişiyor. Lise öğrencileri için ceket fiyatlan 8-20 milyon, pantolon 4-10 milyon, etek 4-10 milyon, gömlek 3-5 milyon, hırka 5-8 milyon arasında bulunuyor. Markalı giyeceklerde ise fîyatlar 2-3 katına kadar çıkıyor. Okul çantalan da özeüflderine göre 5 ile 20 milyon arasında satılırken, ithal okul çantalannın fiyatlan 50 milyon lira düzeyine çıkıyor. Ders kitaplannda ise fiyatlar 1 milyon lira ile 3 milyon arasında değişirken, bakanlık yayınlan seçildiğinde ilköğretimin birinci sınınnın ders kitabı faturası 5.5 milyon, ilköğretim 6'ncı suufin 10 milyon, lise birinci sınıfin 20 milyon düzeyine çıkıyor. Ortalama fryatlaria ilköğretim birinci sınıfa başlayacak bir öğrencinin forma, ders kitabı, kırtasiye, çanta harcaması 50 milyon ile 100 milyon lira arasında değişiyor. Lise öğrencileri için ise bu harcama tutan 100-200 milyon düzeyine yükseliyor. Öte yandan tstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açddamada, 21 Ağustos-8 Eylül 2000 tarihleri arasında gerçekleştirilen ilk ve orta dereceli okullara kayıt sürelerinin, çeşitli nedenlerle kayıtlannı yapüramayan öğrencilere kolaylık sağlamak amacıyla cuma günû mesai saati bitimine kadar uzaltıldığı bildirildi. ÎP tstanbul tl Merkezi'nden yapılan açıklamada, tstanbul tl Milli Eğitim Müdürü Ömer Bahbey in "Öğrenci taşnnak bizinı işimiz değUr diyerek öğrencileri servis aracı mafyasının eline buaktığı ve sorumluluktan kaçüğı ileri sürüldü. Eğitim-Senden tepki 'Paran kadar oku deniliyor' ANKARA (Cumhuriyct Bürosu) - Eğitim- Sen Genel Başkanı Alaattin Dinçer, öğrenci ve öğretmenlerle velilerin yeni öğretim yılına sorunlarla girdiğini belirterek yoksul halk çocuklanna "Paran kadar oku" dendiğıni, eğitim sisteminin basbcı, otoriter ve yasakçı bir anlayış ile sürdüğünü söyledi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Dinçer, ülkedeki eğitimin insan haklan evrensel ilkeleri ile eğitim biliminin gereklerini içermekten uzak olduğunu vurguladı. öğrencilerin bilgiye ulaşmamn yollannı öğrenmekten çok bilgi hamalına dönüştürüldüğünü anlatan Dinçer, devletin özelleştirme politikalanmn uzantısı olarak eğitimde de özelleştirmenm hızla yaygınlaşünldığını, yoksul halk çocuklanna "Paran kadar oku" dendiğine dikkat çekti. Kitap telaşı başladı Okullann açılması ile veliler, çocuklannın ders kitabı, kırtasiye, giyim gereksinimlerini sağlamak için yine koşuşrurmaya başladı. Ders kitaplaruıı saûn alabilmek için çocuklanyla birlikte kitabevierine akın eden veliler, Idtaplann tûmûnü bulmakta bu yıl da güçlük çekiyor. Ders kitaplaruu almak için okullann açümasını bekleyen veliler, kitabevleri ve kırtasiye dükkânlannda yoğun- luk oluşmasına neden oluyor. Kitap alışverişinde yaşanan kargaşadan bunalan çocuklar ise bulduklan boş bir köşede kitaplannı ge- tirecek velilerini sabırsızhkla bekliyor. Ders kitabı yayımlayan yayinevlerinin çalışanlan da en yoğun mesaiyi okullann açümasuıdan çokönce yaşamaya başladL ÖzeDikle Cağatoğhı'ndayoğunlaşan kitabevlerinin çahşanlan, işyerlerinde gecelcr boyunca çahşarak kaça- mak uyku molalanyla Türkiye'nin dört bir yanından gelen ders kitabı talebine yanrt vermeye çalışıyor. (Fotoğraf: YUSUF ZtYA AY) OKUL YÛNETİCİLER! DERGİLERDEN KAZANÇ SAĞLIYOR IDDIASI Ders kitaplanııııı da korsanı var ASUMAN ABACIOĞLU İZMÎR - Ilk ve orta- öğretim okullarmda okutulan ders kitapla- rında yaşanan çok bo- yutlu sorunlar bu eğitim yılında da gündemde. Milli Eğitim Bakanhğı yayını olan ders kitapla- rının planlı dağıtılma- ması nedeniyle korsan- lan piyasaya sürülüyor. Öte yandan yasak olma- sma karşın okullarda ders kitapları, yardımcı kitap ve dergi satışından bazı okul yöneticilerinin kazanç sağladığı öne sü- rülüyor. Kitaplann her yıl değiştirilmesi ise ve- lileri zor durumda bıra- kıyor. Kitap toptancılığı Kitapçılar Derneği Lz- mir Temsilcisi Erdal İl- gen, MEB'in ürettiği okul kitaplannı, yöner- ge doğrultusunda, bayi- lik alan kitabevlerinin sattığını, satıcılıkbelge- si alan kitapçılann, top- tan satın aldıklan kitap- lan, kitapçılık yaptıkla- n mahalde ve kendi iş- yerlerinde perakende satmak zorunda olduk- lannı söyledi. Ancak MEB'in, ken- di bayilerine kitap ver- memesi ve sadece tstan- bul ve Ankara depola- nndan satış yapmasının, korsan basımlann piya- saya sürülmesine yol aç- tığını kaydeden tlgen, "MEB dışındaki toptan- Ö D P İ S T A N B U L I L B A Ş K A N I V A H I T C E N C 'Gerici kadrolaşma sürüyor' tstanbul Haber Servisi - Milli Eğitim Bakanlığı'nda "gerici" kadrolaşmanın sürdüğü, velilerden kayıt parası ve eğitıme katkı payı altmda "hukuksuz" şekilde alman "baraçlarla'' devlet okullanndaki eğitimin de özelleştirildiği belirtildi. ÖDP tstanbul tl Başkanı Vahit Genç, yapuğı açıklamada, yeni başlayan eğitim-öğretim yılında sorunlan çözmesi gerekenlenn yaptıklan tek açıklamanın "okullara ödenek gönderiTemeyeceği'' olduğunu belirtti. Genç, "Bu tutum anayasada bütün yurttaslarm yararlanması gereken bir hak olarak düzenlenen parasız eğitim hakkmm gasp edibnesi anlamına geüyor" dedi. Yurttaşlardan toplanan vergilerin rantçılara, faizcilere. batık bankacılara, miryarlarca dolarlık silah alımlanna, F tipi cezaevlerine aynldığım savunan Genç, "Eğitim ve sağhk gibi en temel hizmetkre geünce 'istikrarlı' hükümet para ve ödenek bulamıyor" dedi. Milli Eğitim Bakanhğı yetkililennın haraç peşinde koşmaktan görevlerini yerine getiremediğini ıfade eden Genç. "Baskıcı, yasakçı, totaliter, cinsiyetçi eğitim poiitikalan sürüyor. Gerici ve faşist kadrolaşma devam ediyor'' görüşünü savundu. cılar, tstanbul ve Anka- ra'dan kitap alarak bayi- ük sisteminin dışında ki- tap toptancdığı yapıyor. Devlet kitaplannın ara- suıa korsan basımlan da kanştmlarak pazarlam- yor. Devletin kkabuıa sa- hip çıknıaması sonucu devlet zarara uğratüı- yor" diye konuştu. Bu yıl piyasada "ala- bildiğuıe" korsan devlet kitabı bulunduğuna dik- kat çeken tlgen, MEB Bayilik Yönetmeli- ği'nin yaşama geçiril- mesi gerektiğini savun- du. tlgen, toptancılık ya- pan bayiler ortadan kal- karsa korsan kitap satı- şımn da yapılamayaca- ğmı sözlerine ekledi. Ders kitaplanndaki bir başka sorunun da ya- sak olmasına karşın okullarda yapılan kitap- dergi satışı olduğuna dikkat çeken Erdal tl- gen, "belgesiz" yapılan bu satışlarla, devletin çok büyük vergi kaybı- na uğratıldığmı söyledi. 'Katmerfi vurgun' Kamu okullarmda yaygın olan bu uygula- manın özel okullarda farkh boyutlara ulaşarak "katmerli bir vurguna" yol açtığını kaydeden tl- gin, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Özel okuüan zaten bir eğitim yuvası değil ti- carethane olarak görü- yonız. Geçen yülarda özeUikle lngilizce kitap- lann özel okullarda pi- yasadan daha pahalı sa- tıldığına tanık olduk. Özel okullara kitap ve- ren toptancı, liste fıyatın- dan daha pahah eriket yapıştırarak kitap satı- yor. Hem özel okullar hem de toptancüar, ki- tap saoşında fatura ver- miyoriar. Oysa herkes fatura kesmek zorunda. Fatura vermiyorsa ka- çakçüık yapıyor demek- tir. Ama bunu ldmse de- netlemiyor. Matiyenin özel okullan deneüeme- silazun.1 " Büyük kazanç Öte yandan okullarda yardımcı kitap ve dergi okutulmasının zorunlu değil 'ihtiyari' olduğunu vurgulayan Ilgen, okul yöneticilerinin özellikle dergicilikten büyük ka- zanç sağladıklanna dik- kat çekti. Ilgen. "Öğretmenliği bırakıp kitap pazarla- macıhğı yapanlara mes- lek seçimi konusunda yardımcı olunmalı" di- ye konuştu. Veülere uyan tzmir Tüm Öğrencı Velileri Kültür Yardım- laşma ve Dayanışma Derneği (tZÖVDER) Genel Başkanı Dilek Türtat, okulda kitap sa- tışı ve yönlendirmenin yasak olduğunu vurgu- layarak şöyle konuştu: "Ancak bu uygulama- nın bazı okul yöneticile- ri tarafından kişisel ka- zanç karşıhğuıda yapıl- dığmı duyuyoruz. Velile- rin, bu yönlendirmelere karşı çıkarak bu zinciri bir yerinden kırmalanru öneriyoruz. Şu anda okul yönericilerinden ve öğretmenlerden en acil talebimiz, her yıl khap değiştirme yoluna gidil- memesidir." AYDCVLANMA EMRE KONGAR CHP: İntJhar mı Yeniden Doğuş mu? Türkiye'de siyasetin tıkandığını görmek için dâ- hi olmaya gerek yok. Orta sağı temsil eden partiler gırtlaklarına kadar yolsuzluğa battıklarından halkın güvenini yıtirdiler. Tabii bu güven yitiriş "Türkiye'de orta sağın çöküşü" değildi. Sadece, orta sağı temsil ettikleri iddiasında olan partiler güç yitiriyortardı. Bu durumda, orta sağ oylann, kendilerine yeni bir adres arayacaklan belli idi. Siyasal islamı temsil eden parti, büyük bir basi- retsizlikle bu oyları korkutup kaçınnca, adres ya eski milliyetçi-şoven çizgide sabıkalı bir parti ve/veya milliyetçi sol adına orta soldan orta sa- ğa kayan bir başka parti olacaktı. Çünkü bu arada orta solu temsil eden parti de, yönetimdeki küçük bir grubun egemenliği adına, inanılmaz bir inatla herkesi, her kesimi dışlayarak, on yıl önceki Türkiye birinciliğinden barajın altına düşmeyi başanyordu. Yani orta sol partinin de orta sağdan oy alma ola- sılığı yoktu. Tam tersine, parti yönetiminin dar görüşlülüğün- den ve herkesi dışlayıcılığından bıkmış olan "kırk yıllık partililer bile" sırf bu yönetimden kurtulmak için orta sağa kayan "milliyetçi sol" partiye oy verdiler. Böylece, orta sağdakı ikı partinin, yolsuzluk ne- denleriyle, orta soldaki bir partinin de lıderinin ve çevresinin hizipçiliğinden dolayı halkın güvenini yi- tirmelerinden dolayı, 1999 seçimlerinde büyük bir "seçmen kayması" ortaya çıktı ve biri eski şo- ven-milliyetçilikten sabıkalı, öteki tek adam partisı olarak soldan sağa kaymış olan iki parti, Türkiye'nin bir ve iki numaralı partileri olarak orta sağın ve or- ta solun temsilcileri kimliğiyle iktidara geldiler. Aslında gerek orta sağdaki iki partinin, gerekse orta soldaki hizipçilikle sakatlanmış olan partinin oy kaybedecekleri belli idi. 28 Şubat 1997'de, siyasal İslamı temsil eden par- tinin ardından devlet desteği çekilince, oylann ora- ya da kaymayacağı biliniyordu. Türkiye hâlâ 12 Eylül darbesi'nin yarattığı krizi (tahribatı) aşabilmiş değil. Bazı miyop arkadaşlar, siyasettekı normalleş- me sürecinin 28 Şubat'a karşı yaşanması gerekti- ğini söylüyoriar. Oysa, asıl normalleşme süreci, Türkiye'yi anaya- sası ile, üniversiteleri ile, siyasal partileri ile "dinci- milliyetçi sağa savuran" 12 Eylül e karşı gerek- lidir ve ustelık 28 Şubat da bu "normalleşme sü- reci" içinde önemli bir aşamadır. Neyse, asıl söylemek istediğim, 2000'li yıllarda siyasetin Türkiye'de artık "yeni ufuklar aradığı". Iç ve dış konjonktür, hiçbir zaman "Sosyal de- mokrat bir iktidar" için bu denli uygun olmamış- tı değerli okurlarım. Işte tam bu noktada CHP'nin tarihsel bir dö- nüm noktasında olduğu ortaya çıkıyor: Ya kendisini yüzde 8.5'e düşüren köhnemiş si- yaset taktiklerini, bütün topluma, bütün gerçekle- re ve beklentilere sırt çevirerek sürdörecek ve Irrti- har edecek, ya da yepyeni bir ka3ro ve atılımla çağdaş, şeffaf bir yönetim ve dürüst, gerçekçi, bi- limsel yöntemlerle yeniden doğacak. Gerisi laf-ı güzaftır. Kayıkçı kavgalarını andıran ayak oyunlarıyla, hi- zipçilikle, bırakın "sosyal demokratlan", yolsuz- luk paylaşımı üzerine kurulmuş olan geleneksel partiler bile artık hiçbir yere gidemezler. CHP'nin yeniden doğma sorumluluğu yalnız- ca tarihe ve seçmenine karşı değil, aynı zaman- da 2000'li yıllann çağdaş Türkiye'sine karşı da bir yükümlülüktür. Dilerim bir "toplu intihar psikolojisi" bu sorum- luluk ve yükümlülüklerin yerine getirilmesini engel- lemez. Grup dayanışmasının (Türkçesi "hizipçili- ğin"), bireyleri çevrelerindekı gerçeklerden bütü- nüyle koparabildiği, tamamıyla yapay ve yalancı bir dünyayı sanki sahiciymiş gibi üyelerine sunabil- diği, sosyal psikolojinin saptadığı önemli bulgular arasındadır. Unutmayalım ki, Amerika'da liderieriyle bir- likte toplu olarak intihar eden tarikat mensup- lan da, ya cennete ya da kendilerini bekleyen bir uçan daireye kavuşacaklarını düşleyerek güle oynaya öbür dünyaya göç etmişlerdir. StYAStLERDEN MESAJ Sezer demokrasi dersi istedi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer, yeni öğretim yılı- nın başlaması nedeniyle dün yayımladığı mesaj- da, Türkiye Cumhuriye- ti'nin aydmlık geleceği için gençlerin beceri ve ilgilerinin dikkate alına- rak doğru yönlendiril- mesi gerektiğini söyledi. Günlük yaşamda yaran olmayan kalıp bilgılerin genç belleklere ezberci- likle yerleştirildiği döne- min artık bittigine ısaret eden Sezer, bugünün eğitim anlayışında ders kitaplannın koşulsuz ka- bul edilen dogmalar ol- mak yerine içerikleri sorgulanabilir birer tar- tışma gereçleri olduğıı- na dikkat çekti. Yurttaşlığın en önem- li sınavının verildiği il- köğretimde çocuklara her şeyden önce bir ya- şam biçimi olarak de- mokrasinin öğretilmesi ve özümsemelerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Sezer, "Ge- leceğin yetişkinleri ola- raktopluma yön verecek gençlerimiz, dış dünya- daki bilince \e karşılaş- nrmalı örnekkre açık olarak yetiştirilmelidir. Bu da ancak eğitimde akücılık, bilimsellik ve verimlilik gibi esaslann yerleştirildiği ileri prog- ramlann uygulanmasıy- la olanakhdu-" dedi. Başbakan Ecevit de, "Gelinen noktayı asla ye- terli göremeyiz. Eğitim reformu, etkiıı bir şekil- de uygulanarak Ata- türk'ün iddialı hedefıne ulaşabileceğimize inanı- yorum"dedı. Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu. 8 yıllık temel eğitimin amacına ulaştığını söy- ledi. ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Cemal Çakı- a da irticai kadrolaşma- nın önüne geçeceğini id- dia eden hükümetin 8 yıllık eğitimin içeriğini boşaltmaya de\am etti- ğini kaydederek şcriatvı kafalarla ve tarikatlarla mücadelenın bilimsel, özgür ve demokratik eğitimle mümkün ol- duğunu belirtti
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle