Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10EYLÜL2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Gürtuna'ya
ziyaret
• İstanbul Haber Servisi
- Amsterdam Belediye
Başkanı Schelto Potijn,
istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Ali
Müfit Gürtuna'yı ziyaret
etti. Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda
yapılan görüşmede, iki
başkan birbirlerine seçim
sistemleriyle ilgili bilgi
verdiler. Potijn, ülkesinde
belediye başkanlannın 6
yılda bir atandıklannı
söyledi.
Kadın kolu
tasfiye edildi
• ANKARA (AA)-PKK
•Başkanlık Konseyi'nin.
örgüt içerisindeki muhalif
kanada yönelik olarak
başlattığı "aynştırma /
anndırma" politikası
çerçevesinde Kürdistan
tşçi Kadınlar Birliği'nin
(PJKK) tasfiye edilmesini
kararlaştırdığı bildirildi.
Abdullah Öcalan'ın
talimatıyla kurulan
PJKK'nin kongresinin
Kuzey Irak'ta yapıldığı,
kongrede PKK'nin
Başkanlık Konseyi
üyelerinin, birliği
"dağınıklık ve
hâkimiyetsizlikle"
suçladıklan ifade edildi.
Kadınlann duygusal
yaklaşım sergilediği,
konseyin kararlanna
duyarsız kaldıklan
anlatılan kongrede,
PKK'ye karşı "hainlik"
yaptığı belirtilen grupla
bazı PJKK'lilerin işbirliği
yapmalanmn da gündeme
getirildiği kaydedildı.
Iş güvencesi
yasa tasarısı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bfirosu) -
Çalışma Bakanlığı'nca
hazırlanan ve Bakanlar
Kurulu'nda imzaya açılan
iş güvencesi yasa tasanşı
taslağını işçi sendikalan
eksik, ancak olumlu bir
adım olarak
değerlendiriyor. Ilk kez
toplusözleşme uygulanan
işyerinde sendika üyesi
olması nedeniyle işten
çıkanlan işçiye iş
güvencesi getıriliyor.
fşveren haklı bir gerekçe
göstermediği sürece
sözleşmeyi
feshedemeyecek. tş
güvencesi yasa tasansının
gerekçesinde. işçinin
fesihlere karşı gerektiği
şekilde korunmadığı,
sendika özgürlüğünden,
toplu iş sözleşmesi
özerkliğinden ve grev
hakkından söz
edilemeyeceğine dikkat
çekilerek "İş güvencesinin
sağlanmadığı bir sistemde
sendika içi demokrasi de
yeterince işleyemez"
denildi.
Ülkücü yurtlar
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
. Tarikat yurtlanndan sonra
şimdi de ülkücü yurtlar
açılmaya başladı. Kamu
Çahşanlan Vakfi ve
Kamu-Sen tarafından
Afyon'da ilki açılan
Kaçava Orta ve Yüksek
Erkek Öğrenci Yurdu'nun
amacı "ülkücü üniversite
gençlerine hizmet
vermek" olarak belirlendi.
Ücretiayhk 90-100
milyon lira arasında
değişen yurdun "Türküm
ve Müslümanım" diyen
herkese açık olduğu
kaydedilirken Afyon
Kocetepe Üniversitesi'ni
, kazanan ülkücü gençlere
hizmet verileceği
vurgulanıyor. Bir dershane
gibi üniversiteyi
kazandınna vaadinde
bulunmasıyla dikkat çeken
yurt, Türkiye Kamu
Çahşanlan Vakfı ve
Kamu-Sen tarafmdan
işletihyor.
Yenilikçilere karşı tavnnı 'yumuşak' bulan Erbakari partinin başına Asiltürk'ü geçirecek
Kutan'ı by-pass planıSEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - FP Genel Baş-
kanı Recai Kutan'm Recep
Tayyip Erdoğan'ı ziyareti
FP'yi kanştırdı. Erdoğan'ın
görüşmenin ardından FP yöne-
timini hedef alan sejt açıkla-
malan ve geri adım atmayaca-
ğını açıkça ifade etmesi Ku-
tan'ı zor durumda bıraktı. Ku-
tan'ı yenilikçilere karşı ''yu-
muşak'' bulan ve Erdoğan'la
görüşmesine tepki gösteren
Necmettin Erbakan'ın sağ ko-
lu Oğuzhan Asiltürk'ün ipleri
ele ahnasını istediği öğrenildi.
TBMM'nin açılmasından son-
ra yapılacak olan grup yöneti--
mi seçimlenne el koyacak olan
Erbakan'ın Asıltürk'ün grup
başkanvekili olması için bastı-
racağı kaydedildi. Ancak "kav-
gacı" kimliğiyle öne çıkan
Asiltürk'ün adayhğının sıkıntı
yaratacağını savunan bazı FP
yöneticileri, yenilikçilerin par-
ti grubundaki ağırlıklannı da
göz ardı etmeden başka isimler
aranması gerektiğini savunu-
yorlar.
Bir süreden berı "yeni bir
oluşum" ıçin çahşmalaryapan
Tayyip Erdoğan'a uyanda bu-
lunmak için yaptığı görüşme
ters tepen Kutan. Erbakan ve
ekibini kızdırdı. Erdoğan'la
yapılan görüşmeye "Ayağına
kadar gitmesine ne gerek var-
dı" diye tepki gösteren Nec-
mettin Erbakan'ın yakın çevre-
siyle yaptığı değerlendirmede,
"Bu böyle olmayacak. Açık
açık meydan okuyoriar ama
parti yönetimi gerekenleri yap-
mıyor. Özellikk grupta büyük
bir dağınıklık var. Bu başıboş-
hığa son vermek gereldyor" de-
diği behrtildı. FP Grup Baş-
kanvekillerinin üçünün de
kongre sürecınde Kutan'ın kar-
şısmda yer aldıklannı. ancak
buna sessiz kalındığını kayde-
den Erbakan'ın. "Şimdi Meclis
açıhnca grup yönetimi için se-
çimler yapılacak. Yanhş yapü-
mamah. Grubu çekip çevirecek
bir isme ihtiyaç var. Bu da Asil-
rürk'tür*' dediği öğrenildi.
Kritik pek çok konuda Ku-
Der Spiegel
Tankyerine
cephane
fabrikası
FRANKFURT (Cum-
huriyet) - Alman hükü-
metınin Türkiye'ye tank
satışı yapılmaması konu-
sunda anlaşma sağlama-
sının ardından. 'Der Spi-
egel' dergisi, hükümetin
Türkiye'ye cephane fab-
rikası sevkıyatı yapacağı-
nı iddia etti.
14 milyar marklık Le-
opard 2 tankının ihracatı-
nın gerçekleşmeyecek ol-
ması nedeniyle ortaya çı-
kacak boşluğun kısmen
olsa da cephane fabrika-
sı üzerinden telafi edile-
ceği bildirildi.
Dergi, Başbakan Ger-
hard Schröder'in bu ka-
ran, Schlauch'un, parti-
sinin federal meclis gru-
bu başkanlığına yeniden
seçilmesi için aldığı be-
lirtildi.
Savunma sanayii çev-
relerinden yapılan açık-
lamalarda gerek Fransız
yaprmı 'Leclerc', gerek-
se Amerikan yapımı 'Ab-
rams' tanklarmdaki Al-
man yedek parçalarının
varlığını koruyacağına
dikkat çekildi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Ziraat ve Halk bankalanndaki yolsuzluklann örtüldüğü iddia edildi
DENETDE üyelerine baskıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Devlet Denetim Eleman-
lan Derneğı (DENETDE) Ge-
nel Başkanı Fazu Köksal, Zira-
at ve Halk bankalarındaki çeşit-
li yolsuzluk soruşturmalan ne-
deniyle üyelerine baskı yapıl-
dığmı ve sürgûne gönderildik-
lerini kaydetti. Köksal, denetim
elemanlannın geçmiş yıllarla
kıyaslandığında ekonomik ve
sosyal açıdan çok zor bir duru-
ma düşürüldüğünü bildirdi.
DENETDE Genel Başkanı
Köksal ve Genel Sekreter Ab-
lay Ergüven. dün düzenledikle-
ri basın toplantısında üyelerine
yönelik baskılan anlattılar.
Köksal, bedelsiz ithalat reklam-
lan kampanyasmdaki yolsuz-
luk nedeniyle DGM'de tanık
olarak ifade veren üyeleri Halil
lbrahim Cebeci'nin Anka-
ra'dan Yozgat'a tayın edildiği-
ni kaydetti.
Aynı davada tanık olan ve
usulsüz işlemlere imza atma-
yan Cengiz Uzun'un görev ye-
Köksal, Ziraat Bankası Izmir
Basmane Şube Müdürü Tevfik
Fikret Üzel'e, bilgisayar altya-
pısının döşenmesi ve onanmı
işi nedeniyle baskı yapıldığını
bildirdi.
• Devlet Denetim Elemanlan Demeği Genel
Başkanı Fazlı Köksal, çeşitli yolsuzluk
soruşturmalan nedeniyle üyelerine baskı
yapıldığını ve sürgüne gönderildiklerini kaydetti.
rinin değiştirilerek pasifize
edıldığini savunan Köksal, bir
başka tanık, Hamit Üçer'in
hem görev yerinin değiştirildi-
ğıni hem de baskı yapıldığını
kaydetti. Köksal, Üçer'in son
olarak Kayaş'a sürüldüğünü sa-
vundu.
Ziraat Bankası'ndan Kula
Mensucat'a usulsüz 34 milyon
dolar kredi açıldığının Başba-
kanlık Yüksek Denetleme Ku-
rulu raporuyla da doğrulandığı-
m anımsatan Fazlı Köksal. kre-
dının tahsil edilemediğıni. dö-
nemin sommlulan hakkında da
yasal işlem yapılmadığını kay-
detti.
Köksal, Halk Bankası ndaki
usulsüzlüklere. iktidar ortağı
MHP'h Nidai Seven'in de dik-
kat çektığinı anımsatarak yapı-
lan yolsuzluklarla ilgili cumhu-
riyet savcılığına suç duyuru-
sunda bulunulduğunu belirtti.
Büyük zorluklarla karşı kar-
şıya bulunan denetim eleman-
lannın. geçmiş yıllara oranla
ekonomik olarak çok zor du-
rumda olduğunu dile getiren
Köksal, "Kamu personelinin
ücret tespitine yönelik olarak
Başbakanlık tarafından yapılan
taslak çalışnıada. denetim ele-
manlan maalesef görev statüle-
rine hiç de u> gun olmayacak bir
şekilde son sıralara atılmış du-
rumdadır" şeklinde konuştu.
tan'ı inisiyatifsiz bırakarak
perde arkasından gelişmeleri
yönlendiren. kongre sürecinde
Abdullah Gûl ve ekibine yöne-
lik sert açıklamalanyla gerili-
mi tırmandıran Asiltürk'ün
adayhğı durumunda FP'de ye-
ni bir çalkantı ka/çınılmaz gö-
rünüyor. Bazı FP yöneticileri
Asiltürk'ün "kavgaa" kişilıği-
nin kongrede ters teptiğinı ve
Gül'ün işine yaradığını belirte-
rek "Eğer Oğuzhan Bey'in
adayhğında ısrar edilirse o za-
man grup seçimlerinde büyük
sorun yaşanır. Sert çıkişla-
n nedeniyle Asiltürk'e
tepki duyanlann sayısı ol-
dukça fazla. Yenilikçilerin
gnıptaki ağuiıklan bilini-
yor. Üzerinde uzlaşma
sağlanabilecek başka
isimler aranmah" görüşü-
nü savunuyorlar.
Ğüİî
Tırmandınyoriar
Yenilikçilerin kongre-
deki genel başkan adayı
Abdullah Gûl Erdoğan-
Kutan görüşmesiyle ilgili
olarak. "Tayyip Bey'in
söyledikleri benim açnn-
dan sürpriz değiL Kong-
reden sonra ikilik yarat-
mamak için çaba harca-
dık, ancak parti içi her
toplannda benzer görüş-
lerimizidilegetirdik. Yapı-
lanlar yanhş. Durup du-
rurken U başkanlan gö-
revden alınıyor. Biluıçli
olarak gerilim yaratüıyor,
örmandınhyor'' değer-
lendirmesini yaptı.
FP'den aynlmalannın
söz konusu olmadığını,
ancak kasıtlı olarak bu
yönde söylentiler çıkanl-
dığını savunan Gül,
"FP'nin en önemh" insan-
lan bizleriz. Kim aynla-
caknuş? Bütün bunlar hoş
değil ama geri tepti" diye
konuştu.
Erdoğan'm kendîsine
yönelik sert açıklamalan
nedeniyle görüşme sıra-
sında Kutan'a şikâyet et-
tıği FP Genel Başkan Yar-
dımcısı Bahri Zengin ise
"Her şey açıkça ortaya
çıkü. Bizim için Erdo-
ğan'ın tavn sürpriz değil.
Ancak tabanumzm her şe-
yi açıkça görmesi gereki-
jordu. Hem ayn bir parti
niyerinin ohnadığmı söy-
lüyor hem de yeni bir ohı-
şumdan söz ediyor. Bu si-
yasi oluşumdan kasıt 30
yılhk bir srvasi çizgiyi du-
mura uğratmak mı aca-
ba" dedı.
Bundan sonra Erdo-
ğan'ın gerçek niyetinin
parti tabanı ve örgütlerine
açıkça anlatılacağım ve
gerçeklerin ortaya konu-
lacağmı kaydeden Zen-
gin. "Kimse kendini kan-
dırmasın. Tayyip Bey'i
herkes bu çizgiyk büiikte
hareket ettiği için sevdi,
yükseltti Şimdi 30 yılhk
bu siyasi hareketi böbneye
çaksması tabanımız tara-
fından hiç de hoş karşılan-
maz" diye konuştu.
IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfo doruk.nettr
DENİZLİ - Geçen hafta sonunu men-
dereslerden "Küçûk"ür\ün ovasında ge-
çirince "Büyük" haber saldı; alınmış,
"derhaJ atla gel" dedi.
Gördüğünüz gibi Büyük Mende-
res'in suladığı, bereket fışkıran ovanın
doğu ucunda, Denizli'deyim. Yazının
başlığına, girişteki "Denizli" notuna ba-
kıp yazının içeriğini tahmin ettiyseniz,
yanıldınız.
Buraya ineli daha birkaç saat oldu.
50 dakikalık bir uçuştan sonra indiği-
miz Çardak Havaalanı'ndan Denizli'ye
kadar git git bitmeyen, "Acaba Istan-
bul'dan benim Golfe atlayıp gazlasay-
dım daha çabuk mu ulaşırdım" dedir-
ten bir kara yolcutuğundan sonra De-
nizli'ye varıp hiç oyalanmadan, Orta-
doğu ve Balkanlar'ın ve Avrasya'nın
en büyük açıkhava meyhanesi "Değir-
men"de bir masaya çöküp Denizlili ar-
kadaşlarla kaynatılan bol anasonlu bir
"N'olcak bu memleketin hali" muhab-
beti yeni bitti. Bir otel odastnda çizik-
tirilen bu Tınvık'ta, Denizli'den söz et-
meye olanak yok. Denizli yannki Tır-
mık'a kalır.
Yani yazıya başhk olan şu "Yol notla-
n", sürtük gazetecinizin bitip tükenme-
yen yolculuklannda, bir yerlere çiziktir-
diği, bir türlü fırsat bulup yazıya dönüş-
türemediği bölük pörçük izlenimlerden
oluşuyor.
Hani "star" köşe yazarlan, pazar gün-
leri, sanki öteki günler çok sert yazılar ya-
zarlarmışgibi, "yumuşak" yazılar döktür-
Yol Notları
meyi moda bellediler ya, ben de onlara
özendim.
Buyrun size yumuşak bir yazı. Afiyet
olsun.
• • •
"Yeşil" Bursa'da çocuk, annesine sor-
muş:
- Anne, yeşil nedir?
Anne, boyacı dükkânına gidip bir ku-
tu yeşil boya almış, kapağını açıp çocu-
ğa göstermiş:
- Işte yavrum, buna yeşil derier!
Uludağ yamaçlanna tırmanan Bursa
adlı beton çölünde yaşayan çocuk, ikin-
ci sorudan vazgeçmiş.
ikinci soru: "Anne, ağaç nedir" imiş!.
• • •
Özeleştiri yapıyor, hatamı itiraf ediyo-
rum.
Bugünedekşu ünlü "Imtiyazsız, sınıf-
sız, kaynaşmış bir kitleyiz" palavrasıyla
çok alay ettim.
Yanılmtşım.
Ister BMW, ister Şahin, ister Bro-
adway ister, Mercedes, ister 30 milyar-
lık, ister üçüncü el 1.5 milyarlık arabalar
olsun bu ülkenin sürücüleri kesinlikle
"imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış birkitle-
dir".
Zengin ya da fakir, okumuş ya da oku-
mamış, kültürlü ya da kültürsüz, uygar
görünüşlü ya da ter kokan bir kıllı ayı,
ayıkyadasarhoş... Hasılı her boydan ve
soydan, her renkten ve boyadan, bu ül-
kenin bütün sürücüleri, aralanndaki sınıf
farklannı tam anlamıyla yok ederek kay-
naşmışlardır.
Elli metre ötesi görünmeyen yokuş-
larda, kalın ve kesiksiz çift çizgiye rağ-
men önündeki aracı sollamakta...
Tek arabanın geçebileceği bir huni ağ-
zına beş araba birden aynı anda dalıp
kendini kilitleyiptrafiği kördüğümeçevir-
mekte...
Arabasının beygir gücü ile kendi er-
kekliği arasında doğrudan orantılar kur-
makta...
Trafik polisine en yılışık gülüşle rüşvet
önermekte...
Öndeki ya da yandaki arabanın ölüm-
cül sonuçlar doğuracak bir davranışına
ana avrat düz gitmekte...
Ve aynı haltı otuz saniye sonra kendi-
si yemekte...
Hasılı çağdaş bir ülkede, ortak yaşa-
ma kültürünün göstergesi olan trafik dü-
zeninin sürekli ırzına geçmekte...
...Bu ülkenin bütün sürücüleri kaynaş-
mış, aralannda hiçbir imtiyaz (ayncalık)
gözetmeyen, sınıfsız bir kitledir.
Bunca yıl, tek parti CHP'sinin bu "Im-
tiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz"
sloganını eleştirdim, alay ettim, rtiraz et-
tim, hep tersini yazdım. Tükürdüğümü
yalıyorum.
•••
Susuriuk, "Mercedes'e çarpan kam-
yon" yüzünden yitirdiği "Ayran başken-
ti" ününü yeniden kazanmaktan umudu-
nu kesmiş; ağırlığı çöpşiş ve gözlemeye
venmiş.
"Susurluk kördüğümü" er geç çözü-
lecek umudunu diri tutmaya çalışan -
bencileyin- kerizlerin dikkatine sunulur...
* • •
(Birinden duyup aktanlmayan, doğru-
dan bir gözlem, bir kulak misafiriiğidir.)
Akhisar-Manisa arasındaki dandik bir
kahveden ibaret bir "dinlenme tesi-
s/"nde mola veren, tatilden döndükleri
derilerinin renginden ve giysilerinden an-
laşılan üç-dört ailelik bir konvoy, önce
okudukları gazetedeki "ombudsman"
başlığını heceleyip söktüler; ardından
haberi okuyup anlamını öğrendiler ve
badem bıyıklı, orta yaşlı bir "aile re/s/"nin
önerisini kafalannı hararetle sallayarak
onayladılar.
Aile reisi "ombudsman" olarak Reha
Muhtan önerdi ve çok ciddiydi.
••*
Karacabey-Kemalpaşa arasında tez-
gâh açan köylülerden biri "hormonsuz
şeftali-hormonsuz dpmates" yazan bir
de tabela asmıştı. Üşenmeyip, durup
"Nasıl honmonsuz oluyor bunlar" diye
sorduk. Sırrtıp yanıtladı:
- llacı, ziraat memurunun söylediğin-
den fazla koymuyorum ağabey...
• • •
Gemlik'e doğru denizi göreceksin...
Burnunutıka!
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Aşk Çocuktur...
Islak sokaklarda çıplak ayakla yürüyen su; duman
gibi yayılan ince biryağmur Pablo Neruda'dan At-
tila Jozsef'ten ince ve susmuş anılan biriktiriyor ol-
malı...
Fırtınanın kanştığı bir pınar, çürümüş yaprakların
devingen tortusunu getiriyor...
Gün batıyor!..
Gecenin lacivert atlasıyla kapanıyor gökyüzür..
Ay doğuyor, yıldızlar üşüyor!..
Gemiler geçiyor boğazdan!..
W.H. Auden ne demiş?
Kimine göre ufak bir çocuktur aşk; kimine göre
bir kuş...
Lawrence'nin renklı penceresinden bakıyorum,
ayışığı lacivert sulara vurduğunda...
O anda usta direnç çöküyor!..
Bir sese kulak veriyoruz:
"Seninkihuysuz biracı, oysa benim de yüzüm ka-
ra; sevgin köklüydü eksiksizdi senin, benimki gü-
neşe doğru büyüyen; tutkusuydu çiçeğin!"
Derinbirtasa!..
ÇılgınlıkL
Isyancıbirsevda!..
Sanki Lermontov'un suskun ve gururlu açılan bir
eylül akşamında çogalıyor, güzetliğin pınltısı geçmiş
yıllann hüzün yüklü günleriyle buluşuyordu...
Bir söğüt dalı, bir şeftali çtçeği...
Çocuklan güleç yüzleri, gelinlik kızlann düşteri!..
Ayışığı vuruyor, lacivert sulara!..
Kuşlar her akşam şarkı soylerler mi yuvalannda?..
Eskianılaranlatılıyor...
Ben ise gökyüzüne bakıyorum!..
Aynı sırları veren iki ağzı göruyorum; Vıaçeslav
Ivanov'un iki kaderli gövdesinde; bir tann mezan-
nın mermerine yaslanmış; eski güzellığin gomüldü-
ğütoprağa...
• * •
Gölgeler düşüyor kıyıya...
Yeniköy kendi sessizliği içirtde salınıyor...
Diyorum ki:
Temiz şeyler düşündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca beraber
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler."
Paul Valery'den Ivanov'a doğru yol alıyoruz geç
saatlerde...
Gemiler geçiyor boğazdan...
Bizse iki gövdeyiz fırbnada tutuşan; camlarda
geceyansı partayan iki alev; iki göktaşı karanlığın
içinde akan...
Aynı kaderin iki inatçı okuyuz biz!..
Ayışığı vedeniz!..
O üşüyen yıldızlar suskun öpüşlerin ötesinde
dik yamaçlan aşağısında bulunan durgun sularda mı
yıkanmışlardı yoksa?..
Herkes sustu!..
Konuşan sadece Emilia'ydıL
Eski zaman masallan anlatılıyor, Özdemir Asaf'ın
Lavinia'sı, Ahmet Muhip Dıranas ın Serenat'ıyla
karşılanıyordu:
"Sana gitme demeyeceğim
•' ÜşüyoTSunceketinial.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal."
Nasıl yıkılırdı dün, nasıl yakılırdı ormanlar?
işte bu soruya yanıt veremiyorduk o gece'..
Boğazdan geçen gemiler, kördüğüm olmuş bu-
lutlar!..
Sevginin erişilmez zirvesi, göz açıp kapayınca-
ya dek geçen zaman...
Ne de güzeldi gençlik düşleri...
Yıllar sonra aşk şarkılan Philip Larkin'in dilinden
Ahmet Muhip Dıranas'a dek ne güzeldi!..
"Yeşil pencereden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi
Geldim işte mevsim gibi kapına
Gözlerinde bulut saçlanmda çiy"
•••
Şarkı notalan saklamıştık o gece Yeniköy'de...
Baharia uyanan bir ağaç gibi dal açmıştı içımiz-
de gizli kalan tazeliğin türküsü...
Birikip duran zamanın kesınliği, gözlerimizde hüz-
nün sesi, uzaklara ama çok uzaklara taşımıştı bı-
zi...
Yüzümüzde ter olan su damlacıklan Edip Can-
sever'i hatırtatmıştı:
"Ekledim ben tattığım her şeyi denizlere
Bildiğim ne varsa onlar da hep denizlerden
Sen de bir deniz gibi yeheştir onu istersen
Sevdayı
Ve köpûklendir
Ve yaşlandır ki işte kederi anlamasın
Ama dur, her deniz yaşlıdır zaten
Oğrenmez ama öğretir mutluluğu
Bizim sevdamız da öyledir, iyi şiirier gibi
Biraz da herkes içindir. Ve gelinciğin ikinci tadı-
na benzemeli
Var eden kendini birincisinden
Yani bir sevdayı sevgiye dönüştüren."
Yeniköy'de o akşam ay sulara uzanırken sade-
ce yıldızlar üşüyordu...
Derin bir tasayia yitrp giden mevsimler güzellığin
pınmsını getiriyordu...
hikmet.cetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
krtap kulûbü
(AtlNIN TANIİIVÇ YAZAR
2.BASI
RUBİLAY 0UYI VE TARİKAT
SANCIU YILLAR KUŞATILMIJ
SOKAKLAR
4. BASI
K|Z|POSTHNDAKHRT
ZAMAK SANA DA BULASTI KAN
DİNJARONUNUN KAZLARI
A$IK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
SERİAT FAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN $EYTAN ÜÇ6ENİ
GÖZLERİN POYRAZ
Cumhunyet Kitap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş Tûrkocağı Cad.
No:39/41 (34334) Cağalofllu-lstanbul Tel. 514 01 96