15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2000 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGUN ALİ StRMEN Başlamak - Bitirmek Sevgili. Dilimizde Ingilizlerle ilgili çok atasözü ve deyim var. Osmanlı, Ingiliz Imparatorluğu ile 18. yüzyıl- da tanıştığına göre, bunların da en eskileri olsa olsa 300 yıllıktır. Belkı de tanışma çöküş dönemine rastladığı için bunlareleştirel değildir. Örnegin, Fransızlann çaktırmadan kaçmak anlamına gelen "filer a l'anglaise" türü benzetmeler yok bizde. Osmanlı'da deyişler daha çok hayranlık ifade ederler. "Asılacaksan Ingiliz ipiyle asıl!" deyişin- de olduğu gibi. Bir deyiş de, "Türk gibi başlamalı, ama Ingiliz gibi bitirmeli"dir. Pek gurur okşayıcı olmasa da, gerçekleri dile getirmiyor da değil hani. Toplumumuzda nice insan kaç kez Ingilizce öğ- renmeye ya da kilo vermeye başlamış, ama kısa sürede vazgeçmiştir. Kim bilir kaç evde, bendeki, alındıktan sonra yalnız iki kez kullanılmış kürek aJetlerinden veya üzerine ancak birkaç kez çıkılmış yürüme bant- larından vardır. Başlamak ve sürdürüp sonuçlandırmak pek bi- ze özgü değil galiba. Zaten böyle süreklilik niyetimiz olmadığını bi- linçattında da olsa biliyoaız herhalde ki, örneğin henüz ur gibi büyüme sürecini sürdüren kentle- rimizdeki eski konakların yerine ve bahçelerinde yapılan yeni apartmanlar bile yirmi otuz yıl sonra yıkılıyor ve yerine daha azman yenileri dikiliyor. • • * Başbakan Bülent Ecevit'in, geçenlerde Or- du'da "başlattığı!" ve "hayatımın projesi" dediği "köy-kent" projesi bana bunları düşündürdü. Bu "köy-kent" projesi 1970'lerin ürünü ve hatta mo- dası değil miydi? O yıllarda kentin nimetlerini köye götürmeyi ön- gören girişimle kimileri "Türk dehası tam tersini başardı, köyün illetlerini gecekondu kültürûyle yozlaştırarak kente taşıyıp 'kent-köy'ü yaşama geçirdi" diye alay etmiyoriar mıydı? Bülent Bey'in büyük özlemi, daha önce Bo- lu'da yine böyle tantanayla üan edilmemiş miy- di? Bülent Bey tam Türk gibi başlamıştı başlama- sına da kısa sürede büyük, ama saman alevi gi- bi parlayıp sönen azim değil de heves sönüp git- mişti. Nitekim dünkü Cumhuriyet'in 9. sayfasındaya- yımlanan haberde TMMOB Orman Mühendisle- ri Odası Bursa Şubesi Başkanı Kenan Aipacar, Bülent Bey'e unuttuğu birgerçeği anımsatıyorve köy-kent projesinin ilkini 1979 yılında Yığılca ve Taşkesti'de başlatmış olduğunu, bu büyük haya- lini gerçekten yaşama geçirmek istiyorsa, ilk de- neyinin sonuçiarına eğilmesinin yararlı olacağını söylüyordu. ' •••-•••-^ * Belli ki Kenan Aipacar kardeşimiz, kendisini toplumun bütün sorunlanndan sorumlu hisse- den, bu yüzden de sürekli başı derde giren tipik Cumhuriyet okuru, bizim kuşağın günümüzde tü- rü azalan örneklerinden biri. Nitekim o da, Sayın Ecevit'in 1979'da başlat- tığı projeye "Ingiliz gibi sanlanlar" arasına katıl- mış, ideali yaşama geçirmeye, köyleri ortak ça- lışmaya üretmeye ve üretimin nimetlerinden ya- rarlanmaya. yeni bir yaşam ve üretim kalitesine ulaştırmaya yönelik projeleri birer birer gerçekleş- tirmek üzere kollan sıvamış. Aynntılan merakediyorsan Sevgili, dünkü Cum- huriyet'e bakabilirsin. Ama Türkiye'yi tanıdığına göre, sonucu kestir- mek için olayın ayrıntılanna inmene gerek yok. Tahmin edebileceğin gibi, Ecevit'ten sonra iş- başına gelen öbür sağ iktidaıiar, o zaman solcu- luğun lafta kalanından bile, kimileri olayı ciddiye alıp gerçekleştirmeye kalkariar diye korkup tü- müyle rafa kaldırmışlar, onu benimseyenleri de sürmüşler. Işin garibi, projenin esas sahibi görünen Bülent Bey bile unutmuş olayı. Bari Bülent Bey bu kez yine Türk gibi başlattı- ğı olayın Ingiliz gibi bitirilmesi için gerekli önlem- leri alabilse. İstanbul DCM Eski Başsavcı Çakır 4 görevi ilımaTdeıı yargılanacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Aranan işadamı Meiih Giray'la meslek kurallan ile bağdaşmayan ilişki içinde bulunduğu ge- rekçesiyle, yer değiştir- me cezası alan ve daha sonra emekliye aynlan eski tstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcısı Oktar Çakır, "görevi Ihmar suçlamasıyla Yargıtay'da yargılana- cak. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcıhğı, Çakır hak- kında Hâkimler ve Sav- cılar Yasası'nın 88. maddesi göndermesiy- le TCY'nin "görevi in- mali" fülini düzenleyen 230. maddesine göre 3 aydan 1 yılakadarhapis cezasına çarptınhnası istemiyle dava açtı. Dosya Yargrtay'da Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi, Cakır bi- rinci sınıf hâkim olduğu için görevsizlik kararı vererek dosyayı Yargı- tay'a gönderdi. Çakır, Yargıtay 4. Ce- za Dairesi'nde yargıla- nacak. • Baki Aygûn'ün eski Beyoğlu Cumhuriyet Savcısı Ertaç Giray'ın evinde saklandığı iddi- alan üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü, dönemin Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcısı Çakır'a başvurarak, evin aranması için izin istemişti. Çakır, bu izin istemini reddetmişti. Çakır haklonda ha- zırlanan iddianamede, bu gelişmeler anlatıl- dıktan sonra, Hâkimler ve Savcılar Yasası'nın 88. maddesine göre Ça- lar'ın hâkim ve savcı- larla ilgili bu gibi du- rumları Adalet Bakanlı- ğı'na bildirmesi gerek- tiği kaydedildi. Oktar Çakır'm 3 ay- dan 1 yıla kadar hapis cezasına çarptınhnası ıstendi. Şeriatçı terörist Alaattin Tonga'nın, kanlı örgütün bilgi işlem elemanı olduğu belirlendi Hjzlnıllah^ııı eylemleri önlendiDtYARBAKIR(CumhuriyetBüro- su)- Diyarbakır'ın Bağlar semtınde 6 EylüTde düzenlenen bir operasyonda çok sayıda silahla birlikte ele geçiri- len 5 Hizbullahçı teröristin büyük çapta bir eylem hazırlığında oldukla- n açıklandı. Teröristlerden Alaattin Tonga'nın, örgütün öldürülen lideri Hüseyin Veüoğlu'nun yakın çalışma arkadaşlannın girebildiği Mardin'de- ki bilgi işlem üssünde çahştığı belir- lendi. Diyarbakır'ın Bağlar semtindeki Çelebi-5 Apartmanı 15 nolu daireye düzenlenen operasyonla yakalanan Hizbullahçı teröristler Alaattin Ton- ga, Mehmet Sabır Ozdemir, Fesih Gü- ler, Adem Oztaş ve Hatice Güler'ın. önemli eylemlenn hazırhğı içinde ol- duklan açıklandı. Emniyet kaynakla- n. şeriatçı teröristlerin yakalanmama- lan halinde büyük bir hedefe yönelik saldırı düzenleyeceklerini, operas- yonla bunun önlendiğini belirttiler. Teröristlerden Alaattin Tonga'nın örgütte yalnızca Hüseyin Velioğlu ile yakın çalışma yapanlann girebildiği bilgi işlem merkezlerinde bilgisayar- lara doküman yüklediği ortaya çıktı. 1990'h yıllarda öğretmenlikten istifa ederek Hizbullah içeresinde daha et- kin görevlere getirilen "tsmet" kod adlı Alaattin Tonga. Hizbullah'ın önemli itirafçılanndan Şaban Elal- tunterin'in ifadesine göre. örgütün Diyarbakır'daki "esnafsorumluluğu'" görevini yürütüyordu. Tonga'nın faaliyeti yürüttüğü Mar- dın'deki bilgi işlem merkezini Hiz- bullah itirafçısı AbdülazizTunç ifade- lerinde şöyle anlatnııştı "Örgütün bilgi işlem merkezi ola- rak kullandığı bu ev, 1997 vilının ma- yıs ayında kuruldu. Mardin ve Diyar- bakır bölgelerinin bütün bügileri bu- radatoplanıpbilgisayariara vazüıyor- du. Diyarbakır'uı notlannı lsmail kodlu 'Ccmal' adlı şahıs tarafindan bilgi işlem merkezine getiriliyordu, Bu bflgfler 'Abdullah' kod adli ben, ts- met' kod adh Alaattin Tonga, 'Fesih' kod adh Mahmut Kaya, 'Harun' kod adlı Remzi, İbrahım Halil" kod adh Sait Fıdancı tarafindan da bilgjsayar- lara yazüryordu. Mardin merkezinin notiannı 'Ali' kod adh Hatip, Kızüte- pe Oçesinin notlannı Şakır" kod adh Ekrem, Şırnak. Cizre ve Silopi ilçele- rinin notlannı' Yusuf kod adh Nasuh, Midyat. Gercüş ve Estel'in notlannı da 'Şakir' kod adh Ekrem getiriyor- du." Tunç, Hizbullah'ın öldürülen lide- ri Hüseyin Velioğlu tarafindan satın alınan bu evin polis baskınına karşı korunması için sürekli silahlar bulun- durulduğunu da anlatmıştı. Aynca e\ - den dışanya çıkmadıklannı, ihtiyaç- lannın örgüt tarafindan karşılandığı- nı, bilgisayara kaydedilen doküman- lann ise yakılarak imha edildiğini de belirtmişti. Mardin'le sınırlı değil Yakalanan şenatçı terönst Alaattin Tonga'nın örgüt içinde bilgisayar operatörü olarak çalışmasının yalnız- ca Mardin'le sınırlı ohnadığı da belir- lendi. Tonga'nın Diyarbakır'da idam- la yargılanan örgütün üst düzey aske- ri sorumlulanndan Cemal lutar'la birlikte Mardın'den Adana'nın Iarsus ilçesme götürülen yeni bilgi işlem merkezinde de çahştığı anlaşıldı. Cemal Tutar. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nde verdiğı ıfadede, ör- gütün üst düzey yöneticılerinden Sül- haddin Ürük'e aıt olan eve. gerekli sı- ğınaklar yapıldıktan sonra bilgisayar getirdiklerıni \e burada 530 bin say- falık dokümanı bilgisayariara > ükle- diklerini anlatmıştı. Tutar. bu ışı Ala- attin Tonga ile birlikte yaptıklanm söylemişti. Bu arada Diyarbakır'daki operasyonda yakalanan Fesih Gü- ler'in kardeşi Metin Güler'in da Hiz- bullah üyesı olduğu ve örgüte özgeç- miş raporu verdiği gerekçesiyle halcn Diyarbakır DGM'de turuklu olarak yargılandığı öğrenildi. Fehriye Erdal Miras'tan Belçika'ya mektup ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TO- BB) Başkanı Fuat Miras. Belçika'nın Sabancı su- ikastı faillerinden Fehriye Erdal'a ilişkin karannı eleştirirken "Teröristlere gösterilen hhnaye edici tu- tıunun terorizmi destekle- yeceği inancındayız" dedi. Miras, Belçika Ülusal Ti- caret ve Sanayi Odalan Fe- derasyonu Başkanı Guido Pefeman'a mektup gönde- rerek, Türk iş dünyasının terorizm konusundaki has- sasiyetlerini belirtti. Ekonomik ve ticari iliş- kilerin geliştiği bir dönem- de Belçika hükümetinin Erdal'a gösterdiği hoşgö- rülü tavnn üzücü olduğunu kaydeden Miras, "Günah- su 3 degerli insanın katte- dilmesine iştirak eden bir teröriste böyle bir muame- le layık görülemez" görü- şünü dıle getirdi. Beyoğhı'uda, tutukhı yakınlanfleİstan- bul Tabip Odası üyelerinin Ftipiceza- evierini protesto amacıyla basın açıkla- ması yapma girişüni,pofis müdahalesij- le noktalandL "Hikre öiûmdür, direne- cegE", "Insanlık onuru işkenceyi yene- cek" sloganian atan tutuklu yakınlan ik beyaz önlük gi>miş İstanbul Tabip Odası üyesi 62 kişi polis tarafindan zor kuilandarak gözarana ahndı. Gözaltına ahoanlar,GüveniikŞube Müdiirtiiğü'ne götürüldü. Baa sivfl toptum kurunışla- n, siyasi parti temsflcileri ve sendikacı- lar F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla Ankara'da basın açıklaması yaptı. Çağdaş Hukukçolar Derneği (ÇHD) Genel Başkanı AH Erstn Gür'ün oknduğu basınaçıkbunasmda,höküme- tin cezaevleri sorununu çözmesi için so- nuçlarla ıığraşmakyerine suçu doğuran ortamı ortadan kakhrmak için polhika geüştirmesi gerektiği savunuîdu. Tarzanlar operasyonunda eski Adana Ülkü Ocaklan Başkanı da gözaltına alındı Roketatarh saldırı hazırbğıADANA/ANKARA (Cumhu- riyet)-Abdullah Çath'nuı da adı- mn geçtiği bir boyuta ulaşan 'Tarzanlar' operasyonu çerçeve- sinde Adana'da eski Ülkü Ocak- lan başkanı ve üyelerinin de ara- lannda bulunduğu bazı kişilerin gözaltına alındığı öğrenildi. Ope- rasyon, Şirinler çetesi tarafindan öldürülen Tarzanlar çetesi lideri Iskender Gürier'ın; Susurluk ka- zasında ölen Abdullah Çatlı ve DYP Milletvekili Sedat Bucak ile bağlantılı olduğunu ortaya çıkar- dı. Çatlı"yı bir dönem Kınk- han'da saklayan eski belediye başkanı Mehmet Bilir de gözal- tında. Adana Emniyet Müdürlü- ğü'nde çok gizli ve sıkı önlemler altında yapılan ve 7 kişinin ser- best bırakıldığı sorgulama sürer- ken, operasyonu yürüten Organi- ze Suçlar Bürosu ekiplerinin ön- ceki gün ve dün de Ulkü Ocakla- n başkanlığı yapmış bir kişi ile yine Ülkü Ocaklan üyesi MHP kökenli çok sayıda kişiyi gözaltı- na aldığı belirtildi. Soruşturmayı genişleten emniyet, aralannda Abdullah Çath'yı Iskenderun'un Belen ilçesi ve Soğukoluk belde- sinde sakladığı savlanan eski Kı- nkhan Belediye Başkanı Mehmet Bilir, Adana'nın Havutlu Beledi- ye Başkanı Mustafa Esenkurt'un yeğeni Vedat Yüzgeç ile Ozkan Ozçil. Cesur Demirci \e bir dö- nem gazetecilik yapan Le\«ntÖz- canlı, yeğeni Mehmet Özcanh, Fuat Uğur adlı kişilerin yanı sıra adlan açıklanmayan bir başkomi- ser, 3 polis, bir askerin de bulun- Tarzanlar çetesinin başına geçen kardeşi Türgay Gürier'in. büyük kavga içinde olduklan Şirinler'in cezaevinde bulunan lideri Meh- met Şirûı Aksoy ile kardeşi Ali Aksoy'u öldürmek için planlar yaptığı, DGM'de yargılanan M.Şirin Aksoy'u mahkeme giri- şi veya çıkışında uzun menzilli suikast silahı ya da roketatarh sal- dın ile öldürtmek istediği öğre- nildi. Tarzanlar çetesinin işledi- ği cinayet. yaralama ve bombala- • Operasyon, Şirinler çetesi tarafindan öldürülen Tarzanlar çetesi lideri Iskender Gürler"in, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı ve DYP milletvekili Sedat Bucak ile bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı. duğu 27 kişiyi gözaltına aldı. Operasyonlar sırasında bir Uzi, 2 el bombası, 5 Kalaşnikof, 10 ta- banca. 3 el telsizi, bir pompalı tü- fek, bir susturuculu tabanca, bom- ba yapımında kullanılan malze- me, 7 adet sahte basın kartı, nüfus cüzdanı ve ehliyet ile polis giysi- leri ele geçirildi. Şirinler çetesi tarafindan öldü- rülen Iskender Gürier'in yenne ma olaylanna adı kanşan 'Çevik- çi Cemal' olarak bilınen bir polis memuru görevden uzaklaştınldı. Adana Devlet Güveniik Mah- kemesi'nde hakkında açılan da- valardan yargılanan Mehmet Şi- rin Aksoy'un lideri olduğu 'Şi- rinler* çetesi ile Ceyhanlı olduğu bilinen Iskender Gürier'in lideri olduğu 'Tarzanlar' çetesinin kav- gası geçmiş yı 1lara dayanıyor. Birçok ihale yüzünden sık sık karşı karşıya geldikleri ve bu yüzden silahlı çatışmaya girdik- leri bilinen iki çetenin çahşmala- nndan en önemlisi, Iskender Gürier'in, Adana'nın merkezin- deki Doruk Oto Galerisı'nde bir arkadaşı ile birlikte öldürütmesi. Opçrasyonlarda yakalanan Öz- kan Ozçin, tskender Hasır. Le- vent Özcanlı, Turgay Özcanh, Hanifi Tezkorkmaz ve Resul De- mirci 'ye, dün yer gösterme tatbi- katı yaptınldı. EÇete mensupla- n, ilkönce bır otomobili tarayarak .Mehmet Ekin ve thsan İpek i öl- dürdükleri, 5 kişiyi de yaraladık- lan Debboy Caddesi'ne, daha sonra da bombalama olaylannı gerçekleştirdikleri Dörtyol Cafe ve Gülbahçeliler Derneği'ne gö- türüldü. Iskender Hasır, hedefle- rinin Kemal Aksoy'u öldürmek olduğunu belirterek "Kemal ÖJ- medi, ama inşaOah bir dahaki se- fere. Mahşer günü kuracağız. Bir a> sonra görürüz" dedi. Tatbıkat sırasında çete men- suplanndan Özçin de, "Şirinler mafyası bitecek" diye bağırdı. Kacakcılık iddiası Topal Yaşar ve Çetin Aydın çetesine gözaltı tstanbul Haber Servisi - İstanbul Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğü, Çetin Aydın ile 5 adamını "çete oluşu- mu"; "Topal Yaşar" adıy- la tanınan bir dönemin ün- lü silah, sigara ve ıçki ka- çakçısı Yaşar Yavuz Ya- mak ile oğlu ve 3 adamını da. aralannda malvarlığı konusunda anlaşmazlık olan "Yamak'ın eşini teh- dft* 1 ettıklen ıddıasıyla gö- zaltına aldı. Ankara Hilton Ote- li'nde, 10 Mart 2000 tari- hınde AB Tıbukoğlu ıleNi- hat Özbir'in öldüğü olay- da yaralanan 4 kişiden bi- ri olan Çetin Aydın'ın, çe- te oluşumu içerisınde ol- duğunun belirlendiği kay- dedildi. Şube ekiplerinin son 3 gün içerisinde Bey- likdüzü ve çeşitli ilçelerde düzenlediği operasyonlar- da Çetin Aydın ile 5 ada- mı gözaltına alındı, Aydın ve adamlanndan, 1 adet Uzi marka otomatik silah, 1 adet uzun namlulu tüfek, 2 adet ruhsatsız ta- banca ve bir adet kama ile bu silahlara ait şarjör ve mermıler ele geçirildıği bildinldi. Çetin Aydın, Ankaıa Hilton Oteli'nde meydana gelen ve Ali Tibukoğ- lu'nun ölümüyle sonuçla- nan olaya ilişkin Kürşat Yılmaz'ın da aralannda bulunduğu 17 sanık hak- kında Ankara 1 No'lu DGM'de açılan davada. "müşteki-sanık*' konu- munda bulunuyor. Gebze'de 5 bin dönüm arazısı. yaklaşık 300 nııl- yar nakıt parası ve çok sa- yıda gaynmenkulü bulu- nan Yaşar Yavuz Ya- mak'ın, bu mal varlıklaıı- nın büyük bölümünün bır süredır ayn yaşadığı eşı Nurgül Yamak'ın üzeri- ne kayıtlı olduğu öğrenil- di. Ayrıca Nurgül Ya- mak'ın, Yaşar Yavuz Ya- mak'a boşanma da\ası aç- tığı da belirtildi. 1980'h yıllarda Bulga- ristan üzcrinden yüklu miktarda silah. sigara \c içki kaçakçılığı yaptıgı vurgulanan "Topal Yaşar" 12 Eylül darbesinden son- ra yargılanmış ve ceza al- mıştı. Kutan'dan gövde gösterisi ' Türkiye'nin sorunu irtica değil, ekonomi' tstanbul Haber Servisi - FP Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye'nin en bü- yük sorununun irtica de- ğil, ekonomik sıkıntılar olduğunu söyledi. ISKl'nin, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen ve partinin ge- lenekçi kanaduıın gövde gösterisine dönüşen "5 te- mel atma ve 5 açıhş" prog- ramında konuşan Kutan. açlık sınınna itilmiş on milyonlarca yurttaş bu- lunduğunu söyledi. Ahla- kın her geçen gün yozlaş- tığını: vurgunlann, soy- gunlann olduğunu ifade e- den Kutan. "Bö>1ebirdü- zen içerisinde 300 tane herbiri onar. yüzertrih'on- luk tesis mt'\ dana getirili- yor. Bunlann herhangi bi- rinin hakkmda en ufak bir yolsuzluk iddiası duydu- nuz mu? Biz diyoruz ki 'Biz herkesten farkhyız'. En başta gelen farkınuzda bu noktadır" diye konıi!)- tu. tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı AKMü- fit Gürtuna ise lstan- bul'un makro planda 25 yılını planladıklannı ve dünya ölçeğinde "şehirci- lik nedir". bunu ortaya koyduklarını belirterek kentin. dünyanın diğer şc- hirleriyle yarışacak halc- geldiğini söyledi. İSKİ Genel Müdürii Veystl Eroğlu da açılan ve teme- li atılan 10 tesisin 41 tril- yon liraya malolduğunu ve bunlann hepsinı idare- nin kendi kaynaklanndaı gerçekleştirdiklerıni sö\- ledi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] "Dûşûnebileceğiniz en yaramaz çocukmuşum. Hep dışanyı merake- den, biryere gittiğinde çevresini ta- nımak isteyen. O zaman Anka- ra'daymışız, çok da küçükmûşüm, evden kaçmışım, beni meydanda bulmuşlar. Gayet mutlu dolaşıyor- muşum." Esra Zeynep'in anlattıkla- n, beni de çocukluk günlerime götür- dü. Benim çocukluğum ve ilkgençli- ğim Tarsus'ta geçti. Tıpkı Esra Zey- nep gibi, 4-5 yaşlannda evden çıkar ve bir yerlere gitmeye kalkar ve kay- bolurmuşum. Bunlan daha sonra an- nemden ve teyzelerimden dinledim. Babam milli emlak memuruydu. Sık sık devletin mallannı korumak için köylere seyahat ederdi. O zamanki söyleşiyle "keşfe çıkardı". Ben de babamın ardından yollara düşüp köylere gitmeye kalkarmışım. Saat- ler süren korkulu aramalardan son- ra, birileri bulup beni evimize getirir- miş. Dedem, benim bu sık sık kaybol- malanm üzerine bir gün anneme Gezgin Kadınlann Yolculuğu şunlan söylemiş: "Kızım, bu çocuk biraz büyüyünce siz bunu Ada- na'dan, Mersin'den arayacaksınız." Tarsus'un biryanında Mersin, birya- nında Adana var. Dedem o günkü uzaklık anlayışıyla o kadannı örtgö- rebilmiş. Annem zaman zaman de- demin bu sözlerini aktanr ve "Adam- cağız nereden bilsin, seni bir gün Çin'den, birgün Avustralya'dan ara- yacağımı" der ve kahkahayı basar. E dergisinin eylül sayısınida "Gez- gin Kadınlar" var. Hepsi az çok tanı- dığım kadınlar Perihan Mağden, Nevin Sungur, Aslı Erdoğan, Esra Zeynep ve Fatma Meral. Yolculuğu severim. Yolculuk yapan kadınları da. Onlann yaşam öykülerini, yolcu- luklannı merakla okudum. Nevin'le arada bir uçakta karşılaşıp selamla- şınz. Hep bir yerierden gelip bir yer- lere gidiyordur. Esra'nın kocaman yılanı boynuna sarıp fotoğrafçılara poz vermesine bakıp güldüm. Esra Zeynep, yolcu- luklarını ve yolculuğa olan aşkını bir öyküyle çok güzel anlatıyor: "Lond- ra 'da okurken bir kaptana âşık oldu- ğumu zannederek onunla yük gemi- lerinde yolculuklara çıktım, oradaka- marot olarak çalıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda âşık olduğum o kaptan değil, o yük gemisiymiş. Bir gemiye âşık olmuşum, hatıriayabil- diğim sadece o." Aslı Erdoğan ise yolculuklannı ve kaçışlannı şöyle yorumluyor: "Bazen Türkiye bana çok boğucu, hapisha- ne gibi geliyor. Belki kadın-erkek iliş- kileri, belki devletin uyguladığı şid- det. Başka yerterde yok mu? Vara- ma Türkiye'de çok daha yoğun his- sediyorum. Birkaçış olmalı mutlaka, bir tepki de olmalı. Arayış dersen, neyi anyor. Bilmediği hatta belki de hiç bulmak istemediği birşeyi anyor. Belki ölümünü anyor, en korktuğu şeyi anyor." Perihan Mağden'in Hindistan yol- culuklandailginç: "Mevcut hayatım- dan hiç memnun değildim, kaçmak istiyordum. Birokulu bitirmiştim. Bir tepeden öbürtepeye gitmiştim. Çok belli biryapı içinde çokbunalmıştım, çok mutsuzdum yani. Sadece, 'Ah işte gideyim, bir dünyaya bakayım' değildi. Buradan kaçma arzusuyla yola koyuldum. Normalde ben 3 günlük seyahate gidince mutsuz olan bir insanım. Seyahat etmeyi sevmiyorum ama 2.5 yıl seyyahlık yaptım ki, ben gerçekten seyyahlık yaptım." Nevin Sungur kendisini gezgin saymıyor. Mesleği gereği bütün dün- yayı ve Türkiye'yi dolaştığını söylü- yor. Fatma Meral ise uzun yolculuk- lanna önce Gökova'da, sonra Antal- ya'da noktayı koymuş gibi gözükü- yor. Hiç belli olmaz, gezginin ne ya- pacağı kestirilemez de diyebiliriz. Bir tatil sabahı, kadın seyyahlarla yolculuğa çıktım. Pelin Ünsal ve Belgin Sarmaşık, bildiğimiz tanıdı- ğımız 5 kadının, aslında hiç bilmedi- ğimiz farklı dünyalannı aktanyoriar. Hindistan'dan Avustralya'ya, Isviç- re'den Brezilya'ya yapılan uzun yol- culuklarla, Afrika'da yaşanan hayal kırıklıklarıyla yüklü beş gezgin kadı- nın Türkiye'de biten uzun yolculuk- larının peşine düştüm. Bir ülkeyi derinlemesine yaşamak, şehirlerin kargaşası içinde kaybolup gitmek. Kaybolduğunu sandığın an- da, yeniden yaşamın gerçeğiyle yuz yüze gelmek, belki de gezginin ka- deridir. Eskiden yol, insan yaşamının en çileli ve en maceralı kısımlanndan birisiymiş. Faruk Nafiz Çamhbel'in "Han Duvahan" 1900'lü yıllann ba- şında bir Anadolu yolculuğunun şı- iridir. Hüzün dolu. Perihan'ın, Esra'nın, Aslı'nın öykü- lerinde de farklı tatlar, farklı şiirter bu- labiliriz. Yaşam nedir ki, biryolculuk- tur da diyebilirsiniz. Kimisi uzun, ki- misi kısa. Kimisi anlamlı, kimisi de anlamsız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle