Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2000 PAZAR
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Başlamak - Bitirmek
Sevgili.
Dilimizde Ingilizlerle ilgili çok atasözü ve deyim
var. Osmanlı, Ingiliz Imparatorluğu ile 18. yüzyıl-
da tanıştığına göre, bunların da en eskileri olsa
olsa 300 yıllıktır.
Belkı de tanışma çöküş dönemine rastladığı
için bunlareleştirel değildir. Örnegin, Fransızlann
çaktırmadan kaçmak anlamına gelen "filer a
l'anglaise" türü benzetmeler yok bizde.
Osmanlı'da deyişler daha çok hayranlık ifade
ederler. "Asılacaksan Ingiliz ipiyle asıl!" deyişin-
de olduğu gibi.
Bir deyiş de, "Türk gibi başlamalı, ama Ingiliz
gibi bitirmeli"dir.
Pek gurur okşayıcı olmasa da, gerçekleri dile
getirmiyor da değil hani.
Toplumumuzda nice insan kaç kez Ingilizce öğ-
renmeye ya da kilo vermeye başlamış, ama kısa
sürede vazgeçmiştir.
Kim bilir kaç evde, bendeki, alındıktan sonra
yalnız iki kez kullanılmış kürek aJetlerinden veya
üzerine ancak birkaç kez çıkılmış yürüme bant-
larından vardır.
Başlamak ve sürdürüp sonuçlandırmak pek bi-
ze özgü değil galiba.
Zaten böyle süreklilik niyetimiz olmadığını bi-
linçattında da olsa biliyoaız herhalde ki, örneğin
henüz ur gibi büyüme sürecini sürdüren kentle-
rimizdeki eski konakların yerine ve bahçelerinde
yapılan yeni apartmanlar bile yirmi otuz yıl sonra
yıkılıyor ve yerine daha azman yenileri dikiliyor.
• • *
Başbakan Bülent Ecevit'in, geçenlerde Or-
du'da "başlattığı!" ve "hayatımın projesi" dediği
"köy-kent" projesi bana bunları düşündürdü. Bu
"köy-kent" projesi 1970'lerin ürünü ve hatta mo-
dası değil miydi?
O yıllarda kentin nimetlerini köye götürmeyi ön-
gören girişimle kimileri "Türk dehası tam tersini
başardı, köyün illetlerini gecekondu kültürûyle
yozlaştırarak kente taşıyıp 'kent-köy'ü yaşama
geçirdi" diye alay etmiyoriar mıydı?
Bülent Bey'in büyük özlemi, daha önce Bo-
lu'da yine böyle tantanayla üan edilmemiş miy-
di?
Bülent Bey tam Türk gibi başlamıştı başlama-
sına da kısa sürede büyük, ama saman alevi gi-
bi parlayıp sönen azim değil de heves sönüp git-
mişti.
Nitekim dünkü Cumhuriyet'in 9. sayfasındaya-
yımlanan haberde TMMOB Orman Mühendisle-
ri Odası Bursa Şubesi Başkanı Kenan Aipacar,
Bülent Bey'e unuttuğu birgerçeği anımsatıyorve
köy-kent projesinin ilkini 1979 yılında Yığılca ve
Taşkesti'de başlatmış olduğunu, bu büyük haya-
lini gerçekten yaşama geçirmek istiyorsa, ilk de-
neyinin sonuçiarına eğilmesinin yararlı olacağını
söylüyordu. '
•••-•••-^ *
Belli ki Kenan Aipacar kardeşimiz, kendisini
toplumun bütün sorunlanndan sorumlu hisse-
den, bu yüzden de sürekli başı derde giren tipik
Cumhuriyet okuru, bizim kuşağın günümüzde tü-
rü azalan örneklerinden biri.
Nitekim o da, Sayın Ecevit'in 1979'da başlat-
tığı projeye "Ingiliz gibi sanlanlar" arasına katıl-
mış, ideali yaşama geçirmeye, köyleri ortak ça-
lışmaya üretmeye ve üretimin nimetlerinden ya-
rarlanmaya. yeni bir yaşam ve üretim kalitesine
ulaştırmaya yönelik projeleri birer birer gerçekleş-
tirmek üzere kollan sıvamış.
Aynntılan merakediyorsan Sevgili, dünkü Cum-
huriyet'e bakabilirsin.
Ama Türkiye'yi tanıdığına göre, sonucu kestir-
mek için olayın ayrıntılanna inmene gerek yok.
Tahmin edebileceğin gibi, Ecevit'ten sonra iş-
başına gelen öbür sağ iktidaıiar, o zaman solcu-
luğun lafta kalanından bile, kimileri olayı ciddiye
alıp gerçekleştirmeye kalkariar diye korkup tü-
müyle rafa kaldırmışlar, onu benimseyenleri de
sürmüşler.
Işin garibi, projenin esas sahibi görünen Bülent
Bey bile unutmuş olayı.
Bari Bülent Bey bu kez yine Türk gibi başlattı-
ğı olayın Ingiliz gibi bitirilmesi için gerekli önlem-
leri alabilse.
İstanbul DCM
Eski Başsavcı Çakır
4
görevi ilımaTdeıı
yargılanacak
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Aranan
işadamı Meiih Giray'la
meslek kurallan ile
bağdaşmayan ilişki
içinde bulunduğu ge-
rekçesiyle, yer değiştir-
me cezası alan ve daha
sonra emekliye aynlan
eski tstanbul DGM
Cumhuriyet Başsavcısı
Oktar Çakır, "görevi
Ihmar suçlamasıyla
Yargıtay'da yargılana-
cak.
Beyoğlu Cumhuriyet
Başsavcıhğı, Çakır hak-
kında Hâkimler ve Sav-
cılar Yasası'nın 88.
maddesi göndermesiy-
le TCY'nin "görevi in-
mali" fülini düzenleyen
230. maddesine göre 3
aydan 1 yılakadarhapis
cezasına çarptınhnası
istemiyle dava açtı.
Dosya Yargrtay'da
Beyoğlu Ağır Ceza
Mahkemesi, Cakır bi-
rinci sınıf hâkim olduğu
için görevsizlik kararı
vererek dosyayı Yargı-
tay'a gönderdi.
Çakır, Yargıtay 4. Ce-
za Dairesi'nde yargıla-
nacak. •
Baki Aygûn'ün eski
Beyoğlu Cumhuriyet
Savcısı Ertaç Giray'ın
evinde saklandığı iddi-
alan üzerine İstanbul
Emniyet Müdürlüğü,
dönemin Beyoğlu
Cumhuriyet Başsavcısı
Çakır'a başvurarak,
evin aranması için izin
istemişti. Çakır, bu izin
istemini reddetmişti.
Çakır haklonda ha-
zırlanan iddianamede,
bu gelişmeler anlatıl-
dıktan sonra, Hâkimler
ve Savcılar Yasası'nın
88. maddesine göre Ça-
lar'ın hâkim ve savcı-
larla ilgili bu gibi du-
rumları Adalet Bakanlı-
ğı'na bildirmesi gerek-
tiği kaydedildi.
Oktar Çakır'm 3 ay-
dan 1 yıla kadar hapis
cezasına çarptınhnası
ıstendi.
Şeriatçı terörist Alaattin Tonga'nın, kanlı örgütün bilgi işlem elemanı olduğu belirlendi
Hjzlnıllah^ııı eylemleri önlendiDtYARBAKIR(CumhuriyetBüro-
su)- Diyarbakır'ın Bağlar semtınde 6
EylüTde düzenlenen bir operasyonda
çok sayıda silahla birlikte ele geçiri-
len 5 Hizbullahçı teröristin büyük
çapta bir eylem hazırlığında oldukla-
n açıklandı. Teröristlerden Alaattin
Tonga'nın, örgütün öldürülen lideri
Hüseyin Veüoğlu'nun yakın çalışma
arkadaşlannın girebildiği Mardin'de-
ki bilgi işlem üssünde çahştığı belir-
lendi.
Diyarbakır'ın Bağlar semtindeki
Çelebi-5 Apartmanı 15 nolu daireye
düzenlenen operasyonla yakalanan
Hizbullahçı teröristler Alaattin Ton-
ga, Mehmet Sabır Ozdemir, Fesih Gü-
ler, Adem Oztaş ve Hatice Güler'ın.
önemli eylemlenn hazırhğı içinde ol-
duklan açıklandı. Emniyet kaynakla-
n. şeriatçı teröristlerin yakalanmama-
lan halinde büyük bir hedefe yönelik
saldırı düzenleyeceklerini, operas-
yonla bunun önlendiğini belirttiler.
Teröristlerden Alaattin Tonga'nın
örgütte yalnızca Hüseyin Velioğlu ile
yakın çalışma yapanlann girebildiği
bilgi işlem merkezlerinde bilgisayar-
lara doküman yüklediği ortaya çıktı.
1990'h yıllarda öğretmenlikten istifa
ederek Hizbullah içeresinde daha et-
kin görevlere getirilen "tsmet" kod
adlı Alaattin Tonga. Hizbullah'ın
önemli itirafçılanndan Şaban Elal-
tunterin'in ifadesine göre. örgütün
Diyarbakır'daki "esnafsorumluluğu'"
görevini yürütüyordu.
Tonga'nın faaliyeti yürüttüğü Mar-
dın'deki bilgi işlem merkezini Hiz-
bullah itirafçısı AbdülazizTunç ifade-
lerinde şöyle anlatnııştı
"Örgütün bilgi işlem merkezi ola-
rak kullandığı bu ev, 1997 vilının ma-
yıs ayında kuruldu. Mardin ve Diyar-
bakır bölgelerinin bütün bügileri bu-
radatoplanıpbilgisayariara vazüıyor-
du. Diyarbakır'uı notlannı lsmail
kodlu 'Ccmal' adlı şahıs tarafindan
bilgi işlem merkezine getiriliyordu, Bu
bflgfler 'Abdullah' kod adli ben, ts-
met' kod adh Alaattin Tonga, 'Fesih'
kod adh Mahmut Kaya, 'Harun' kod
adlı Remzi, İbrahım Halil" kod adh
Sait Fıdancı tarafindan da bilgjsayar-
lara yazüryordu. Mardin merkezinin
notiannı 'Ali' kod adh Hatip, Kızüte-
pe Oçesinin notlannı Şakır" kod adh
Ekrem, Şırnak. Cizre ve Silopi ilçele-
rinin notlannı' Yusuf kod adh Nasuh,
Midyat. Gercüş ve Estel'in notlannı
da 'Şakir' kod adh Ekrem getiriyor-
du."
Tunç, Hizbullah'ın öldürülen lide-
ri Hüseyin Velioğlu tarafindan satın
alınan bu evin polis baskınına karşı
korunması için sürekli silahlar bulun-
durulduğunu da anlatmıştı. Aynca e\ -
den dışanya çıkmadıklannı, ihtiyaç-
lannın örgüt tarafindan karşılandığı-
nı, bilgisayara kaydedilen doküman-
lann ise yakılarak imha edildiğini de
belirtmişti.
Mardin'le sınırlı değil
Yakalanan şenatçı terönst Alaattin
Tonga'nın örgüt içinde bilgisayar
operatörü olarak çalışmasının yalnız-
ca Mardin'le sınırlı ohnadığı da belir-
lendi. Tonga'nın Diyarbakır'da idam-
la yargılanan örgütün üst düzey aske-
ri sorumlulanndan Cemal lutar'la
birlikte Mardın'den Adana'nın Iarsus
ilçesme götürülen yeni bilgi işlem
merkezinde de çahştığı anlaşıldı.
Cemal Tutar. Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü'nde verdiğı ıfadede, ör-
gütün üst düzey yöneticılerinden Sül-
haddin Ürük'e aıt olan eve. gerekli sı-
ğınaklar yapıldıktan sonra bilgisayar
getirdiklerıni \e burada 530 bin say-
falık dokümanı bilgisayariara > ükle-
diklerini anlatmıştı. Tutar. bu ışı Ala-
attin Tonga ile birlikte yaptıklanm
söylemişti. Bu arada Diyarbakır'daki
operasyonda yakalanan Fesih Gü-
ler'in kardeşi Metin Güler'in da Hiz-
bullah üyesı olduğu ve örgüte özgeç-
miş raporu verdiği gerekçesiyle halcn
Diyarbakır DGM'de turuklu olarak
yargılandığı öğrenildi.
Fehriye Erdal
Miras'tan
Belçika'ya
mektup
ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği (TO-
BB) Başkanı Fuat Miras.
Belçika'nın Sabancı su-
ikastı faillerinden Fehriye
Erdal'a ilişkin karannı
eleştirirken "Teröristlere
gösterilen hhnaye edici tu-
tıunun terorizmi destekle-
yeceği inancındayız" dedi.
Miras, Belçika Ülusal Ti-
caret ve Sanayi Odalan Fe-
derasyonu Başkanı Guido
Pefeman'a mektup gönde-
rerek, Türk iş dünyasının
terorizm konusundaki has-
sasiyetlerini belirtti.
Ekonomik ve ticari iliş-
kilerin geliştiği bir dönem-
de Belçika hükümetinin
Erdal'a gösterdiği hoşgö-
rülü tavnn üzücü olduğunu
kaydeden Miras, "Günah-
su 3 degerli insanın katte-
dilmesine iştirak eden bir
teröriste böyle bir muame-
le layık görülemez" görü-
şünü dıle getirdi.
Beyoğhı'uda, tutukhı yakınlanfleİstan-
bul Tabip Odası üyelerinin Ftipiceza-
evierini protesto amacıyla basın açıkla-
ması yapma girişüni,pofis müdahalesij-
le noktalandL "Hikre öiûmdür, direne-
cegE", "Insanlık onuru işkenceyi yene-
cek" sloganian atan tutuklu yakınlan
ik beyaz önlük gi>miş İstanbul Tabip
Odası üyesi 62 kişi polis tarafindan zor
kuilandarak gözarana ahndı. Gözaltına
ahoanlar,GüveniikŞube Müdiirtiiğü'ne
götürüldü. Baa sivfl toptum kurunışla-
n, siyasi parti temsflcileri ve sendikacı-
lar F tipi cezaevlerini protesto etmek
amacıyla Ankara'da basın açıklaması
yaptı. Çağdaş Hukukçolar Derneği
(ÇHD) Genel Başkanı AH Erstn Gür'ün
oknduğu basınaçıkbunasmda,höküme-
tin cezaevleri sorununu çözmesi için so-
nuçlarla ıığraşmakyerine suçu doğuran
ortamı ortadan kakhrmak için polhika
geüştirmesi gerektiği savunuîdu.
Tarzanlar operasyonunda eski Adana Ülkü Ocaklan Başkanı da gözaltına alındı
Roketatarh saldırı hazırbğıADANA/ANKARA (Cumhu-
riyet)-Abdullah Çath'nuı da adı-
mn geçtiği bir boyuta ulaşan
'Tarzanlar' operasyonu çerçeve-
sinde Adana'da eski Ülkü Ocak-
lan başkanı ve üyelerinin de ara-
lannda bulunduğu bazı kişilerin
gözaltına alındığı öğrenildi. Ope-
rasyon, Şirinler çetesi tarafindan
öldürülen Tarzanlar çetesi lideri
Iskender Gürier'ın; Susurluk ka-
zasında ölen Abdullah Çatlı ve
DYP Milletvekili Sedat Bucak ile
bağlantılı olduğunu ortaya çıkar-
dı. Çatlı"yı bir dönem Kınk-
han'da saklayan eski belediye
başkanı Mehmet Bilir de gözal-
tında.
Adana Emniyet Müdürlü-
ğü'nde çok gizli ve sıkı önlemler
altında yapılan ve 7 kişinin ser-
best bırakıldığı sorgulama sürer-
ken, operasyonu yürüten Organi-
ze Suçlar Bürosu ekiplerinin ön-
ceki gün ve dün de Ulkü Ocakla-
n başkanlığı yapmış bir kişi ile
yine Ülkü Ocaklan üyesi MHP
kökenli çok sayıda kişiyi gözaltı-
na aldığı belirtildi. Soruşturmayı
genişleten emniyet, aralannda
Abdullah Çath'yı Iskenderun'un
Belen ilçesi ve Soğukoluk belde-
sinde sakladığı savlanan eski Kı-
nkhan Belediye Başkanı Mehmet
Bilir, Adana'nın Havutlu Beledi-
ye Başkanı Mustafa Esenkurt'un
yeğeni Vedat Yüzgeç ile Ozkan
Ozçil. Cesur Demirci \e bir dö-
nem gazetecilik yapan Le\«ntÖz-
canlı, yeğeni Mehmet Özcanh,
Fuat Uğur adlı kişilerin yanı sıra
adlan açıklanmayan bir başkomi-
ser, 3 polis, bir askerin de bulun-
Tarzanlar çetesinin başına geçen
kardeşi Türgay Gürier'in. büyük
kavga içinde olduklan Şirinler'in
cezaevinde bulunan lideri Meh-
met Şirûı Aksoy ile kardeşi Ali
Aksoy'u öldürmek için planlar
yaptığı, DGM'de yargılanan
M.Şirin Aksoy'u mahkeme giri-
şi veya çıkışında uzun menzilli
suikast silahı ya da roketatarh sal-
dın ile öldürtmek istediği öğre-
nildi. Tarzanlar çetesinin işledi-
ği cinayet. yaralama ve bombala-
• Operasyon, Şirinler çetesi tarafindan öldürülen Tarzanlar
çetesi lideri Iskender Gürler"in, Susurluk kazasında ölen
Abdullah Çatlı ve DYP milletvekili Sedat Bucak ile
bağlantılı olduğunu ortaya çıkardı.
duğu 27 kişiyi gözaltına aldı.
Operasyonlar sırasında bir Uzi,
2 el bombası, 5 Kalaşnikof, 10 ta-
banca. 3 el telsizi, bir pompalı tü-
fek, bir susturuculu tabanca, bom-
ba yapımında kullanılan malze-
me, 7 adet sahte basın kartı, nüfus
cüzdanı ve ehliyet ile polis giysi-
leri ele geçirildi.
Şirinler çetesi tarafindan öldü-
rülen Iskender Gürier'in yenne
ma olaylanna adı kanşan 'Çevik-
çi Cemal' olarak bilınen bir polis
memuru görevden uzaklaştınldı.
Adana Devlet Güveniik Mah-
kemesi'nde hakkında açılan da-
valardan yargılanan Mehmet Şi-
rin Aksoy'un lideri olduğu 'Şi-
rinler* çetesi ile Ceyhanlı olduğu
bilinen Iskender Gürier'in lideri
olduğu 'Tarzanlar' çetesinin kav-
gası geçmiş yı 1lara dayanıyor.
Birçok ihale yüzünden sık sık
karşı karşıya geldikleri ve bu
yüzden silahlı çatışmaya girdik-
leri bilinen iki çetenin çahşmala-
nndan en önemlisi, Iskender
Gürier'in, Adana'nın merkezin-
deki Doruk Oto Galerisı'nde bir
arkadaşı ile birlikte öldürütmesi.
Opçrasyonlarda yakalanan Öz-
kan Ozçin, tskender Hasır. Le-
vent Özcanlı, Turgay Özcanh,
Hanifi Tezkorkmaz ve Resul De-
mirci 'ye, dün yer gösterme tatbi-
katı yaptınldı. EÇete mensupla-
n, ilkönce bır otomobili tarayarak
.Mehmet Ekin ve thsan İpek i öl-
dürdükleri, 5 kişiyi de yaraladık-
lan Debboy Caddesi'ne, daha
sonra da bombalama olaylannı
gerçekleştirdikleri Dörtyol Cafe
ve Gülbahçeliler Derneği'ne gö-
türüldü. Iskender Hasır, hedefle-
rinin Kemal Aksoy'u öldürmek
olduğunu belirterek "Kemal ÖJ-
medi, ama inşaOah bir dahaki se-
fere. Mahşer günü kuracağız. Bir
a> sonra görürüz" dedi.
Tatbıkat sırasında çete men-
suplanndan Özçin de, "Şirinler
mafyası bitecek" diye bağırdı.
Kacakcılık iddiası
Topal Yaşar ve Çetin
Aydın çetesine gözaltı
tstanbul Haber Servisi -
İstanbul Organize Suçlar
ve Silah Kaçakçılık Şube
Müdürlüğü, Çetin Aydın
ile 5 adamını "çete oluşu-
mu"; "Topal Yaşar" adıy-
la tanınan bir dönemin ün-
lü silah, sigara ve ıçki ka-
çakçısı Yaşar Yavuz Ya-
mak ile oğlu ve 3 adamını
da. aralannda malvarlığı
konusunda anlaşmazlık
olan "Yamak'ın eşini teh-
dft*
1
ettıklen ıddıasıyla gö-
zaltına aldı.
Ankara Hilton Ote-
li'nde, 10 Mart 2000 tari-
hınde AB Tıbukoğlu ıleNi-
hat Özbir'in öldüğü olay-
da yaralanan 4 kişiden bi-
ri olan Çetin Aydın'ın, çe-
te oluşumu içerisınde ol-
duğunun belirlendiği kay-
dedildi. Şube ekiplerinin
son 3 gün içerisinde Bey-
likdüzü ve çeşitli ilçelerde
düzenlediği operasyonlar-
da Çetin Aydın ile 5 ada-
mı gözaltına alındı,
Aydın ve adamlanndan,
1 adet Uzi marka otomatik
silah, 1 adet uzun namlulu
tüfek, 2 adet ruhsatsız ta-
banca ve bir adet kama ile
bu silahlara ait şarjör ve
mermıler ele geçirildıği
bildinldi.
Çetin Aydın, Ankaıa
Hilton Oteli'nde meydana
gelen ve Ali Tibukoğ-
lu'nun ölümüyle sonuçla-
nan olaya ilişkin Kürşat
Yılmaz'ın da aralannda
bulunduğu 17 sanık hak-
kında Ankara 1 No'lu
DGM'de açılan davada.
"müşteki-sanık*' konu-
munda bulunuyor.
Gebze'de 5 bin dönüm
arazısı. yaklaşık 300 nııl-
yar nakıt parası ve çok sa-
yıda gaynmenkulü bulu-
nan Yaşar Yavuz Ya-
mak'ın, bu mal varlıklaıı-
nın büyük bölümünün bır
süredır ayn yaşadığı eşı
Nurgül Yamak'ın üzeri-
ne kayıtlı olduğu öğrenil-
di. Ayrıca Nurgül Ya-
mak'ın, Yaşar Yavuz Ya-
mak'a boşanma da\ası aç-
tığı da belirtildi.
1980'h yıllarda Bulga-
ristan üzcrinden yüklu
miktarda silah. sigara \c
içki kaçakçılığı yaptıgı
vurgulanan "Topal Yaşar"
12 Eylül darbesinden son-
ra yargılanmış ve ceza al-
mıştı.
Kutan'dan gövde gösterisi
' Türkiye'nin sorunu
irtica değil, ekonomi'
tstanbul Haber Servisi -
FP Genel Başkanı Recai
Kutan, Türkiye'nin en bü-
yük sorununun irtica de-
ğil, ekonomik sıkıntılar
olduğunu söyledi.
ISKl'nin, Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda
düzenlenen ve partinin ge-
lenekçi kanaduıın gövde
gösterisine dönüşen "5 te-
mel atma ve 5 açıhş" prog-
ramında konuşan Kutan.
açlık sınınna itilmiş on
milyonlarca yurttaş bu-
lunduğunu söyledi. Ahla-
kın her geçen gün yozlaş-
tığını: vurgunlann, soy-
gunlann olduğunu ifade e-
den Kutan. "Bö>1ebirdü-
zen içerisinde 300 tane
herbiri onar. yüzertrih'on-
luk tesis mt'\ dana getirili-
yor. Bunlann herhangi bi-
rinin hakkmda en ufak bir
yolsuzluk iddiası duydu-
nuz mu? Biz diyoruz ki
'Biz herkesten farkhyız'.
En başta gelen farkınuzda
bu noktadır" diye konıi!)-
tu.
tstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı AKMü-
fit Gürtuna ise lstan-
bul'un makro planda 25
yılını planladıklannı ve
dünya ölçeğinde "şehirci-
lik nedir". bunu ortaya
koyduklarını belirterek
kentin. dünyanın diğer şc-
hirleriyle yarışacak halc-
geldiğini söyledi. İSKİ
Genel Müdürii Veystl
Eroğlu da açılan ve teme-
li atılan 10 tesisin 41 tril-
yon liraya malolduğunu
ve bunlann hepsinı idare-
nin kendi kaynaklanndaı
gerçekleştirdiklerıni sö\-
ledi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
"Dûşûnebileceğiniz en yaramaz
çocukmuşum. Hep dışanyı merake-
den, biryere gittiğinde çevresini ta-
nımak isteyen. O zaman Anka-
ra'daymışız, çok da küçükmûşüm,
evden kaçmışım, beni meydanda
bulmuşlar. Gayet mutlu dolaşıyor-
muşum." Esra Zeynep'in anlattıkla-
n, beni de çocukluk günlerime götür-
dü.
Benim çocukluğum ve ilkgençli-
ğim Tarsus'ta geçti. Tıpkı Esra Zey-
nep gibi, 4-5 yaşlannda evden çıkar
ve bir yerlere gitmeye kalkar ve kay-
bolurmuşum. Bunlan daha sonra an-
nemden ve teyzelerimden dinledim.
Babam milli emlak memuruydu. Sık
sık devletin mallannı korumak için
köylere seyahat ederdi. O zamanki
söyleşiyle "keşfe çıkardı". Ben de
babamın ardından yollara düşüp
köylere gitmeye kalkarmışım. Saat-
ler süren korkulu aramalardan son-
ra, birileri bulup beni evimize getirir-
miş.
Dedem, benim bu sık sık kaybol-
malanm üzerine bir gün anneme
Gezgin Kadınlann Yolculuğu
şunlan söylemiş: "Kızım, bu çocuk
biraz büyüyünce siz bunu Ada-
na'dan, Mersin'den arayacaksınız."
Tarsus'un biryanında Mersin, birya-
nında Adana var. Dedem o günkü
uzaklık anlayışıyla o kadannı örtgö-
rebilmiş. Annem zaman zaman de-
demin bu sözlerini aktanr ve "Adam-
cağız nereden bilsin, seni bir gün
Çin'den, birgün Avustralya'dan ara-
yacağımı" der ve kahkahayı basar.
E dergisinin eylül sayısınida "Gez-
gin Kadınlar" var. Hepsi az çok tanı-
dığım kadınlar Perihan Mağden,
Nevin Sungur, Aslı Erdoğan, Esra
Zeynep ve Fatma Meral. Yolculuğu
severim. Yolculuk yapan kadınları
da. Onlann yaşam öykülerini, yolcu-
luklannı merakla okudum. Nevin'le
arada bir uçakta karşılaşıp selamla-
şınz. Hep bir yerierden gelip bir yer-
lere gidiyordur.
Esra'nın kocaman yılanı boynuna
sarıp fotoğrafçılara poz vermesine
bakıp güldüm. Esra Zeynep, yolcu-
luklarını ve yolculuğa olan aşkını bir
öyküyle çok güzel anlatıyor: "Lond-
ra 'da okurken bir kaptana âşık oldu-
ğumu zannederek onunla yük gemi-
lerinde yolculuklara çıktım, oradaka-
marot olarak çalıştım. Şimdi geriye
dönüp baktığımda âşık olduğum o
kaptan değil, o yük gemisiymiş. Bir
gemiye âşık olmuşum, hatıriayabil-
diğim sadece o."
Aslı Erdoğan ise yolculuklannı ve
kaçışlannı şöyle yorumluyor: "Bazen
Türkiye bana çok boğucu, hapisha-
ne gibi geliyor. Belki kadın-erkek iliş-
kileri, belki devletin uyguladığı şid-
det. Başka yerterde yok mu? Vara-
ma Türkiye'de çok daha yoğun his-
sediyorum. Birkaçış olmalı mutlaka,
bir tepki de olmalı. Arayış dersen,
neyi anyor. Bilmediği hatta belki de
hiç bulmak istemediği birşeyi anyor.
Belki ölümünü anyor, en korktuğu
şeyi anyor."
Perihan Mağden'in Hindistan yol-
culuklandailginç: "Mevcut hayatım-
dan hiç memnun değildim, kaçmak
istiyordum. Birokulu bitirmiştim. Bir
tepeden öbürtepeye gitmiştim. Çok
belli biryapı içinde çokbunalmıştım,
çok mutsuzdum yani. Sadece, 'Ah
işte gideyim, bir dünyaya bakayım'
değildi. Buradan kaçma arzusuyla
yola koyuldum. Normalde ben 3
günlük seyahate gidince mutsuz
olan bir insanım. Seyahat etmeyi
sevmiyorum ama 2.5 yıl seyyahlık
yaptım ki, ben gerçekten seyyahlık
yaptım."
Nevin Sungur kendisini gezgin
saymıyor. Mesleği gereği bütün dün-
yayı ve Türkiye'yi dolaştığını söylü-
yor. Fatma Meral ise uzun yolculuk-
lanna önce Gökova'da, sonra Antal-
ya'da noktayı koymuş gibi gözükü-
yor. Hiç belli olmaz, gezginin ne ya-
pacağı kestirilemez de diyebiliriz.
Bir tatil sabahı, kadın seyyahlarla
yolculuğa çıktım. Pelin Ünsal ve
Belgin Sarmaşık, bildiğimiz tanıdı-
ğımız 5 kadının, aslında hiç bilmedi-
ğimiz farklı dünyalannı aktanyoriar.
Hindistan'dan Avustralya'ya, Isviç-
re'den Brezilya'ya yapılan uzun yol-
culuklarla, Afrika'da yaşanan hayal
kırıklıklarıyla yüklü beş gezgin kadı-
nın Türkiye'de biten uzun yolculuk-
larının peşine düştüm.
Bir ülkeyi derinlemesine yaşamak,
şehirlerin kargaşası içinde kaybolup
gitmek. Kaybolduğunu sandığın an-
da, yeniden yaşamın gerçeğiyle yuz
yüze gelmek, belki de gezginin ka-
deridir. Eskiden yol, insan yaşamının
en çileli ve en maceralı kısımlanndan
birisiymiş. Faruk Nafiz Çamhbel'in
"Han Duvahan" 1900'lü yıllann ba-
şında bir Anadolu yolculuğunun şı-
iridir. Hüzün dolu.
Perihan'ın, Esra'nın, Aslı'nın öykü-
lerinde de farklı tatlar, farklı şiirter bu-
labiliriz. Yaşam nedir ki, biryolculuk-
tur da diyebilirsiniz. Kimisi uzun, ki-
misi kısa. Kimisi anlamlı, kimisi de
anlamsız.