16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Gene! Yayın Yönetmenı Orhan Erinç • Genel Yavın Koordmatörü Hikmet Çetinkava# Yazıışlen Muduru lbra- nim.Yıldız • Sorumlu Mudür Fik- ret İlkiz # Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara Istıhbarat Cengiz Yıldınm # Ekonomı Özlem Yüzak • Kiıltur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman # Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı # Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kunılu llhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkava, Şükran Soner, tbrahim Yİldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsıkısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (7 hat). Faks 4195027 •Iznur Temsılcısı Serdar Kıak, H Zıya Bl\ 1352S.23Tel 4411220, Faks 4419117•AdanaTemsılcısı Çetin Yiğenoğlu, tnönu Cd 119 S No 1 Kat 1, Tel. 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Mudürü Dstün Akmen 0 Koordınator Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent Yener • Idare Hüseyin Görer • Satış Fazilet Kuza MEDV 4 C: • Yönetım kurulu Ba>kanı - Genel Mudür Gulbio Erduran # Koordınator Reha Işılman • Genei Mudurt Jrdımu'.ı StrvdaÇoban ]el 514 0" 53 - >1395 80-5138460-61.Faks >n8463 \»ımlatan \e Basan: \ enı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yavıncılık A $ Türkıxağı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 tstanbul PK.236 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0:12)51205 05 COhat) Faks (0/212)513 85 95 www cumhunyet com tr 10EYLUL2000 Imsak:5.03 Güneş: 6.33 Öğle: 13.08 Dcındı: 16.40 Akşam: 19.30 Yatsı: 20.54 Sarayköy'deki orman yangmı • SARAYKÖY (AA)- Denızlı'nın Sarayköy ılçesıne bağlı Tekke köyünde çıkan orman yangınının söndürüldüğü \e soğutma çahşmalanna başlandığı bildinldı. Orman Işletme Müdürlüğü yetkılilerinden alınan bılgıye göre, Köyüstü me\ kıinde bır grup • çocuğun yaktığı ateşın neden olduğu yangında, 35-40 hektarlık alanda kızılçam yandı. Soğutma çalışmalanna 75 orman işçısi, köylüler, jandarma, Denizli, Sarayköy, Honaz, Buldan, Buharkent beledıyelen itfaiyeleri katılıyor. Arada bir siniplenmek iyi • CHICAGO(AA)- Arada bır sınırlenen insanlann bağışıklık sistcmının, hıç sınırlenmeyenlennkıne göre daha güçlü olduğu belirlendi. Penn State Ünıversitesı'nden Prof. Dr. Alan Booth, Nebraska Üniversitesi'nden Dr. Davıd R. Johnson ve arkadaşlan, 30-48 yaş grubundan 4 bin 415 kişi üzennde yaptıklan araştırmada. arada bır sinirlenenlerde, vücudun bağışıklık sistemini güçlendiren beyaz kan hücrelennın daha yoğun olarak bulunduğunu belirlediler. Yılda iki kez serttutum sergileyenlerde, bağışıklık sıstemmi güçlendiren CD4 hücrelerinin yumuşak huylu insanlara göre yüzde 30 daha fazla olduğu kaydedildi. Bilim adamlan, aşın sinirlı kışılenn bağışıklık sısteminde ise aynı olumlu sonuca rastlamadıkJarını açıkladı. İznik çinisi kütüphanelerde • tstanbul Haber Servisi - Istanbul Teknık Üniversitesi Mimarlık Fakültesf nın 6 yıl süren çalışmalar sonucunda ortaya çıkardığı "Iznik Çınilen ve Rüstem Paşa Camısı" konulu araştırma. cd rom olarak hazırlandı. Projede, iznık çinilerinin tarihsel gelişimi, kullanım şekıllen ve Rüstem Paşa Camisi'ndekı uygulamalarla ilgili bılgiler yer alıyor. İTÜ yetkılıleri, söz konusu cd romun ünıversitelerinin bılimsel cd rom dizisinin ılk ürünü olduğunu ifade ettıler Halk dansları yarışması • Istanbul Haber Servisi - Dünya banşına yardımcı olmak, çeşıth ülkelenn kültürlenni tanımak ve dünya gençlennı bir araya getırerek dostluk ve kardeşlik duygulannın gelışmesmı sağlamak amacıyla düzenlenen "2. Altın Boynuz Dünya Üniversiteler Halk Danslan Yanşması", Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi Spor Salonu'nda dün akşam düzenlendi. GAP ve eğitim • GAZİANTEP(AA)- Türkıye'de yüzde 17 olan okuma yazma bilmeyenlerin oranı, GAP bölgesinde yüzde 34 düzeyinde bulunuyor. GAP Bölge Kalkınma Idaresı Başkanhğı venlerinden derlenen bilgıye göre, bölgede okuma yazma bılmeyen nüfiısun yüzde 20'si erkek, yüzde 47'si kadın. Bu oranlar Türkıye genelınde ıse yüzde 10 ve yüzde 24 olarak belırle'ndı. GAP bölgesinde okullaşma oranı en düşük il Şırnak, en yüksek il ıse Kilis. Turizm Bakanı Mumcu, 2000 turizm sezonunu değerlendirdi ' 10 mîlyon turiste ıdaştık' M.EMİNBERBER ÖZCANÖZGÜR MARMARİS-Turizm Ba- kanı Erkan Mumcu, sektör temsılcılennın sorunlannı dinlemek ıçin geldiği Mar- maris'te 2000 turizm sezo- nunu değerlendirdi. Sezon başında 10 milyon tunst he- defi koyduklannı, bu raka- mın aşılmak üzere olduğunu belırten Mumcu, "Ancakba- a bölgelerde, tur operatörle- rininrisktaşımak istememe- si yüzünden sorunlar vaşan- dı" dedı Turizm Bakanı Mumcu, 2000 yılınm rakamları ıle 2001 yılını bugünden planla- yacağını belırterek "2001 se- zonunda arz bakınundan bu • Bakan Mumcu, turizmi kurtarma projesini şöyle anlattı: "Havaalanlannı cazip hale getireceğiz. Koltuk maliyetleri tur operatörü için aşağı çekilecek. Ege ve Güney Ege bölgesini özel tanıtacağız. Almanya'da, Rusya'da daha özel tanıtım yapacağız." yılyaşanansorunlaryaşanma- yacak" diyerek sektöre umut verdı Marmaris'te yapüan değer- lendırme toplantısına yöre beledıye başkanlan, sektör temsılcılen ve Muğla Valısı Lütfi Yiğenoğlu katıldı. ŞahaneBaymdıradh bır tu- nzmcı söz alarak "Marma- ris çok yoğunlaşa. Yüap ye- niden y apama>acağınuza gö- re düzenlemey apmahyız. Ge- çen yü da tur operatörkri bi- zün gibi beldeleri gözden çı- kardı. Tur operatörlerinin kendilerinikurtarmaplanla- nnın kurbanı olduk. Onlar için Dalaman Havaalanı'nı cazip hale getirmeliyiz" de- di. Bunun üzerıne Bakan Mumcu, "Bir yıkhr turizm- de işlerin nasıl döndüğünü, baayerlerin nedentercih edü- diğini aıüatmaya çahşryorum. tlk defa sektörden biri çıkıp benim söylemeye çalıştığınn söyledi" dedı. Tunzm Bakanı Mumcu, 10 milyon hedefin yakalandığı- nı belırterek "Adam, 'turist var, ama kaliteli değil' diyor. 'Sen ne satıyorsun' diye sor- dum. 'Tışört' dedi Taklit ti- şört satıp kaliteli turist an- yor" dedı. Mumcu, tunzmı kurtarma projesini şöyle anlattı: "Adnan Menderes, Bod- rum-Milas havaalanlannıca- zip hale getireceğiz. Koltuk maliyetleri tur operatörü için aşağı çekilecek. Ege ve Gü- ney Ege bölgesini özel tanıta- cağız.Aknanya'da, Rusya'da daha özel tanıtım yapacağız. Bu bölgeden gelecek projele- re yüzde 50 destek vereceğiz. Önümüzdeki yıl, geien turist bakımından rekor kıracağız. Yeteneklerinizi geüştirin. Bak- kal açar gibi tesis açıp bekle- meyin. Turizm yapıyorsan müşterini kendin bulacaksın." nvtnh AafHoKl Britanya-Türkive 2000 (Britain-Turkey 2000) Festivali kapsamında önceld Ul UUt UKJUKZl ^^tngfltere'ııin IstanbulBaşkonsolosluğu'nun bahçesindekarma hazırgi- yim defîlesi gerçekleştirildL Giysa-Arkadia Grubu, Burberrys ve Marks and Spencer'ın sonbahar-kış koleksivonlaruun su- nulduğu defllede, tngiliz hazır gi>im perakendecüerinin tasanm ve işçilik kalitesinin sergUenmek istendiği belirtildi. İngilte- re Büyükelçisi Sir David Logan yaptığı açüış konuşmasuıda Britanva-Türkiye 2000 Festhah'nin tngOtere \e Tiirki>e'yi bir- leştiren kuvvetli bağlan kutiamak için düzenkndiğini belirtti ve İngiltere Başbakanı Tony Blair'in de bir mesaj gönderdiğini anunsatb. tngütere Başbakanı Tony Blair. festrval broşürûnde yer alan demecinde "FesthaHn Türkrve ile tngütere arasuıda- ki ütşkilerde her iki ülke halkının gerçek yararına olarak yeni ve beyecan verici bir dönem başlatacağuu ümit ederim" dedi Mart ayından bu yana ticari ve kühürel etkinokkrlc sürmekte olan festival kasun aymda sona erecek. Festival kapsamında Ankara Hipodnımu'nda Kraüçe EKzabeth Kupası At Yanşı da düzenlenecek. (Fotograf: HATİCE TUNCER) AL GÖZÜJVI SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK ' Ye kürküm ye' Neyse, sonunda uzun süredır kafa yorduğumbır konuya açıklık getıren bir araştırmayla karşılaş- tım. Efendim, biz Türkler. ttalya'yı, tngıltere'yı, Amerika'yı. Almanya'yı, Fransa'yı ve daha bır- çok ülkeyi sollayıp. dış görünüşe önem vermede dünya dördüncüsü olmuşuz. The Economıst der- gisinın ınanıhr kayıtlanna göre. Görünüşe önem veren ilk dört şöyle: Venezu- ela, Meksika, Rusya ve Türkiye. Doğrusu artık ıstatıstiklere geçen bu gerçek be- nı hıç şaşırtmadı Genetik yapımızdan mı, sürek- lı Batı'ya özenen bır toplum olmamızdan mı, bı- lemiyorum, dünyanın pek çok ülkesını dolaştım ama bızim gıbı sadece makyaja önem veren, ıçe- nğı hıç ırgalamayan bır ülke yaşamı görmedun. Küçük örneklerle, aynntılarda gızlı olduğu söy- lenen yaşamı nasıl ugalamıyoruz, hep birlikte gö- relım: Fazlasıyla ünlü ve paralı bır dostum benı yeme- ğe davet etmış. Istanbul'un en şık lokantalann- dan binne gınyorum. Kış, kapalı bırmekân, çok hoş kırmızı kadıfe perdeler, cevız tngiliz mobil- yalar.. ama ben boğulurgibi oluyorum. Kapalı me- kân korkusu fılan yok bende, amaboğuluyorum işte. Çünkü çok güzel perdelen, mobuyalan ve bel- li ki çok parayla yapılan ışık düzenıne karşın ıçensı ınanıl- maz dumanlı ve yemek ko- kuyor. Neyse, oturuyoruz. Az son- ra garson gelıyor. Mönüyü saymaya başlıyor. tnamlmaz pahalıFransızyemeklen Bır- kaçında karar kılıyoruz, ardın- dan sıra ıçkıye gelıyor. Eh, ta- biı şarap içilecek. Çevreme bakıyorum, bütün masalar- da Fransız şaraplan. Ben de Fransa günlerimden aklım- da kalan bır şarap adı söylü- yorum Garson hayretle yü- züme bakıyor. Anlamıyorum. Kendılığınden soruyorum: "Bir yanuşhk mı yaptim?" Garson gayet kıbar, benim söyledığim şarabm çok ucuz, ancak kafelerde ıçilebilecek bir şarap olduğunu söylüyor ve başka şarap adlan sıralıyor. Bu arada ben si- gara ıçmeme karan alıyorum. Çünkü boğuluyo- rum. Sadece sigara ıçilmıyor, herkesin elınde ka- luı bır Havana purosu ve havalandırma çalışmı- yor. Fecı durumdayım. Benı şarap konusunda şa- pa oturtan garsona soruyorum: "Neden havalandırma çahşmıyor?'' "Bekliyo- ruz efendim, iki gün oldu. onanm için henüz gel- mediler." Garsona fena bozulmu!>um ya, üstelıyo- rum: "Peki o zaman neden lokantayı kaparmıyor- sunuz? Eziyetbur "Kapatamayızefendim" dıyor, "ûç aylntrezervasvonumuzdolür "PeKöyleyseİMr pencere açuı" dıyorum can havlıyle. Garson ga- yet soğukkanlı, "Açamayız" dıyor, "bu bina akıl- h bina, kendi havalandırmasuu kendi ayariryor." Tamam, artık hıçbır soru sormuyorum. Bıttı. Evet, ganp bır dıyalog değil mı? Ama ben bu- na alışığun. Bankalarda da sık sık başıma gelır. Hoop karhmı sokanm, ekranda bir yazı: "Şu an- dateknikbu*anzadanötürüişleminiziyapamıyo- nım." Kartımı alır, müdürün odasına damlanm. Bankamatik çalışmadığı için paramı alamadığı- mı, bir şeyler yapması gerektiğını söylenm. Al- dığım yanıt hemen hemen her bankada aşağı yu- kan şöyledır: "Efendun, makine anza yapti. Bir sûre ödeme yapamıyoruz.' 1 Sankı onlann altyapıyı kurmamalan benim ka- bahatim. Parasını alamayan benim. O zaman alt- yapı için daha çok para ayınn. Yok mu, pekı dı- ğer bankalara, dosta düşmana göstenş olsun dı- ye kurulan o kocaman binalara nasıl para var?.. Her gece beynımızı şişiren televızyon reklanüa- nnın parası nereden gelıyor?.. Neyse, yemeğimize dönelim. Bır 20 dakika ka- dar bekliyoruz, sonunda yemekler gelıyor. Koca- man, çok ınce porselen servıs tabaklannda, her biri sanat eseri gibi rengıyle, şeklıyle mükemmel yemekler. Ama o da ne, sevıncım kursağımda ka- lıyor. Çünkü bu kocaman servıs tabaklan soğuk ve yemeklenn çevresindeki yağlı soslar neredey- se donmak üzere. Evet, şu özenılen Fransız lokan- talannda, en ucuzunda, hani 42 franka kann do- yurulanlannda bile tabaklar ısınmış gelir. Işin ihc kuralı budur. Yemek giderek kâbusa dönüşüyor. Çünkü gar- son sürekli tepemizde. Pıt ekmek veriyor, pıt ser- vis yapmaya kalkıyor, pıt biten şarabı dolduruyor ve biz ne doğru dürüst kendımizden ne de başka şeylerden konuşabıliyoruz Ama adamın kaba- hati yok. Ona öyle söylenmış. Sürekli servis ya- pacaksın, süreklı gözün üstlennde olacak. O da denilenı yapıyor. Bıtıyor bitıyor, acele etmeyın. Yemeklerin ar- dmdan tathlan bıtınyoruz. Bu arada ben tu\ alete gıdiyo- rum.. ve bu muhteşem dö- şenmış lokantanm tuvaletı inanılmaz derecede kötü. Or- tada plastık, ağzı açık bır çöp kovası, tuvalet kâğıtlan yer- lerde sürünüyor. Donup ka- lıyorum Sonunda hesap geliyor. Dostumun çok yüklü bir he- sap ödediğini, bütün ısrarla- nma rağmen miktan söyle- mediğini de belirtmek zo- rundayım. Herhalde benim ıçen gınp hesap konusunda müdürle tartışmamdan kork- tu. Öyle sanıyorum. Türk yaşam tarzının sırf görüntü üstüne kurgulandığı- nı gösteren öylesine çok olay yaşadım ki, hangı bınnden söz edeyım. Geçenlerde ya- bancıîîrarkadasımıza, ış gereğı Istanbul'un göz- de mekânlannı dolaştırdık. Kadıncağız ıkinci ge- cenin sonunda dehşet ıçınde şöyle dedi: "Ben dünyanın hiçbiryerinde bu kadar çok Pa- mela Anderson gibi giyinen kadm görmedim. Hep- sinin göğüsleri silikonlu. göbekleri açık, tenleri so- lary um esmeri, saçlan san, dişleri öne fırlamış ve dudaklan birer cin dudagL Ve hepsi erkeklere yi- yecek gibi bakıyor." "Bizde trend bu" dedık. Sonra dıkkatinı çekmış, konuk olarak gıttığı evler muhfeşem, ama dışan çıktığında göileriy- le görmüş, evin yanıbaşmdan kocaman bir lağım deresı akıyor. "Biz böykyiz" dedik. "Kendi pisliğimizde yûz- meyi tercih ederiz." f abu, Versace, Armanı gıbı dünyanın cümle mar- kalannın burada inanılmaz derece çok sattığını, ekmek parası olmayanlann cep telefonu peşinde koştuğunu hiç söylememeyı tercih ettık. Çünkü dilimizin usta atasözlerinden bınnm anlamını ona anlarmak zor olacaktı. "Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider_" The Economıst parlak bır araştırma yapmış, ama bence başlıgı pek cıddı Şöyle dıyebilırlerdı: "Ye kürküm ye!" tsoz50<rt hotmafl.com Eylül'de Türkiye CINE5 Hemen üye olun, (0212) 355 55 55 w w w . c i n e 5 . c o m . t r sadece
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle