Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kosova'daki
Türtder
• ANKARA (AA)-
Dışişlen Bakanı tsmail
Cem, Kosova'daki Türk
nüfusunun haklanna
gerekli hassasiyetin
gösterilmediğini,
Kosovada önemli bir
kesımin zaten dışlandığını
belirtti. Cem, Türk
nüfusunun da
memnuniyetsizlik içine
itilmesi ve
memnuniyetsizlik içinde
bırakılmasıyla Kosova'nın
etnik farklılık ve banş
içinde yaşanan bir yer
olmaktan çıkıp daha
önceki olumsuz duruma
benzer bir yapıya
dönüşebileceğine dikkat
çekerek bunun hiç
kimseye fayda
getirmeyeceğini söyledi.
Yardnılanla
haksBhk ükfası
• ANKARA (AA)-
Cumhuriyet Halk Partisi
MYK üyesi AJi Dinçer,
doğal afet nedeniyle
belediyelere yapılan
yardımlarda CHP'li
belediyelerin büyûk
haksızlığa uğradığını
savundu. Dinçer, 8 Şubat
2000 tarihli Resmi
Gazete'de Bakanlar
Kurulu karan ile tabii afet
nedeniyle gelir kaybı ve
altyapı hasanna uğrayan
belediyelere yardım
yapılmasının
kararlaştınldığını, buna
karşılık birçok belediyenin
hak ettiği yardımı
alamadığını, birçok
belediyenin ise hiçbir tabii
afete uğramadığı halde
afet yardımından
yararlandığını ifade ederek
konunun yargıya intikal
ettirildiğini söyledi.
Kaçak otaynda
2tutddama
• BRÜKSEL(AA)-
Brüksel Savcılığı, Türk
plakalı bir TIR'da salı
gecesi yapılan operasyonla
ele geçihlen 40 kaçakla
ılgılı açıklamasında, T1R
şoförü Asım Dinç (26) ile
insan kaçakçılığı yaptığı
ileri sürülen Erdoğan
Eliuygun (46) adlı kişilerin
tutuklandığını bildirdi.
Adli makamlar, temmuz
ayı başında Ingiltere'nin
Dover Limanı'nda bir
kamyon içinde ölü bulunan
98 Çinli olayından beri
sımr kontrollerinin çok
yoğunlaştığını, Türk
kamyonunun bu şekilde
gümrüklen aşmasırun
mümkün olmadığını
belirttiler. Bu sebeple,
tutuklanan iki kişinin
gerçek ruyetinin ne
olduğunun araştınldığı da
ifade edildi.
ıa
rMerkezi-
Eurogold Madencilik AŞ
tarafından yapılan yazılı
bir açıklamada, Pergamon
Derneği Başkanı Sefa
Taşkın'ın açıkladığı,
Eurogold şirketinin sahibi
Normandy'nin Güney
Afrikalılara satıldığı
yönündeki iddialannın
doğru olmadığı belirtildi.
Taşkın'ın kaynak
gösterdiği 20 Temmuz
tarihli Australian Financial
Rewiew gazetesinde yer
alan haberde,
Normandy'nin başkanı
Robert Champion de
Crespigny'nin, şirketini
Anglo Aİnerican Corp.'a
satacağı yolunda bir
beyanatının
bulunmadığının
kaydedildiğı açıklamada,
"Haberde sadece, 150
milyon dolar getirmesi
beklenen Endüstriyel
Hammaddeler bölümünün
satışından söz edilmekte
ve bu bölüm ile 'muhtemel
alıcı' olarak Güney
Afrika'mn dev
şırketlerinden Anglo
American'ın ilgilendiği, o
da gazetenin kendi
yorumu olarak
belirtilmektedir" denildi.
Memurlann işten çıkanlmasına olanak tanıyan kararnameye ANAP'lılardan tepki
Kabinede iıııza tarbsmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu görevlilerinin "yüocı ve bölûcü
faaHyet" gerekçesiyle işten çıkanlması-
nı kolaylaştıran kararnameye hükümet
ortağı ANAP tepki gösterdi. Devlet Ba-
kanı Rüştü Kaâm Yücelen ise kararna-
meye imza attığmı anımsamadığını be-
lirterek "Vekalet verdiğim dönemde de
imzalanmıs. olabilir" dedi. Devlet Baka-
nı Edip Safter Ga\dah, söz konusu ka-
rarnameyi imzalamadığını, vekalet ver-
diği sırada imzalanmış olabileceğini
söyledi. ANAP'lı Anayasa Komisyonu
Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır, kararna-
meyi hazırlayana da bir gün hukukun la-
zım olacağını dile getirdi.
Kararname, Dahiliye Memurlan Ya-
sası, 657 sayılı Devlet Memurlan Yasa-
sı ve Hâkimler ve Savcılar Yasasfnda
değişiklik öngörüyor. Düzenlemeye gö-
re, "yıkıcı ve bolücü veya cumhuriyetin
temel nhetikkrinden herhangi birini de-
ğiştinneye yönelik eylemvefaaliyette bu-
lunmak" kamu görevinden yasaklan-
ma cezası gerektirecek. Bu yasak için
iki müfettiş raporu doğrultusunda iki
sicil amirinin raporu, disiplin kurulu ka-
ran ve bakan onayı yeterli olacak. Mes-
lekten bu yöntemle çıkanlanlar kamu-
da görev alma olanağını yitirecek.Ka-
rarnamenin Mesut Yıhnaz'ın kabineye
girmesınden önce çıkanldığı kaydedildi.
Başbakanlık Takıp Kurulu'ndaki uya-
n üzerine Müsteşar Ahmet Şağar'ın ha-
zırladığı kararname, Cumhurbaşka-
ru'nın ımzalaması ve Resmi Gazete'de
yayımlanmastnın ardından TBMM'ye
gönderilecek.
ANAP'lı TBMM Anayasa Komisyo-
nu Başkanı Yalçınbayır, "jyinryetfc" ha-
zırlanmış olsa bile düzenlemenin "sa-
kıncalı" sonuçlar doğuracağını vurgu-
layarak "Hukuk herkese lazun. Gûn ge-
lir hukuk bu KHK'yi hazıriayanlara da
lazun olur" dedı.
Hükümetin Meclis'ten yetki alırken
böyle bir düzenlemeden söz etmediği-
ne ışaret eden Yalçınbayır, "Bu, yasa ile
yapılması gereken bir düzenkmedir. Va-
sayla yapılacak bir düzenlemeyi KHK ile
yaparak hükümet Mecüs'i devre dışı bı-
raknuştır" dedi.
Yalçınbayır, KHK ile böyle bir dü-
zenlemeye gidilmesinin hukuki hiçbir
dayanağı olmadığına işaret ederek "Hü-
kûmet Mecns'ten böyle bir düzenleme
için yetki istememiştir. Ama şimdi geli-
nen noktaya bakıldığında. Meclis bun-
dan sonra hükümete yetki verirken da-
ha hassas ve dikkatii davranmak duru-
munda kalacaknr" görüşünü dile getir-
di Yalçınbayır. sözlennı şöyle sürdür-
dü: "Böyle bh-düzenleme hukuka da si-
yasi etiğe de uygun değildir. Bunun he-
sabı mutJaka TBMM'de sorulmalıdır. 2
müfettiş imzasıyla memuriyetten ihraç
düzenlemesi getiriliyor. Bu idare huku-
kuna da a\ kındırf
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
YaşarOkuyan ise bazı bakanlann karar-
nameyı görmediği yönündeki savlara
karşın "Olur mu öyle şey? Kararnameyi
gördüm de imzaladım da. Yedd yasasnıa
dayanarak çıkarünuşnr" dıye konuştu.
'Nesine karşı çıkıyoriar'
MHP'li Devlet Bakanı FarukBalise
gazetecilerin sorulan üzerine, kararna-
meyi 'bilerek' imzaladığmı belirterek
"Bunun nesine kim karşı çıkıyor? Tûr-
ki\ e nıozaiğini bir arada tutabibnekiçin
bazı tedbiriere ihtiyaç var" dedı. 'Tûr-
khe'nin ideoiojik saldınlarta karşı kar-
şrya olduğunu' belirten Bal, "Ama dev-
let altında kaldığı propagandanın etld-
si> le bazı memuriann kendi temel pren-
siplerinin ortadan kaknnlması riskini
göze alamaz" diye konuştu.
Bem Bir-Sen'den yapılan açıklama-
da, yasayla, memurlann inançlanna ve
yaşayış bıçimlerine göre sınıflandınla-
cağı savunuldu.
KHK iptal edilebilir
Hükümet
'yetkide'
sınır tanımıyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Hükümet,
TBMM'nin tatile girme-
sinden önce çıkardığı
yetki yasasını sınırsız
kullaruyor. Yasal düzen-
leme gerektiren değişık-
hklerde kanun hükmün-
de kararnamelerın
(KHK) yaygın olarak
kullanılması, yetki yasa-
sınm çerçevesinin belir-
sizliğini de gösterdi.
Bütün bakanlıklar ile
kamu kurum ve kuruluş-
lan, teşkilat yasalan ve
diğer yasalarda yapmak
istedikleri değişiklikleri
kararname haline getire-
rek Başbakanlık'a gön-
deriyor. Yetki yasasının
Anayasa Mahkemesi ta-
rafından iptal edilmesi
durumunda, yapılan de-
ğişiklikler nedeniyle
kargaşa yaşanacağı dile
getirildi. Yüksek mah-
keme, daha önce iki yet-
ki yasasını anayasadaki
tanıma uymadığı gerek-
çesiyle iptal etmişti.
Hükümetin 6 ay sü-
reyle aldığı yetkı yasası
ile değiştirilen yasalann
sayısmdaki artış, tartış-
malara neden oldu. Ana-
yasa Mahkemesi, geç-
mişteki iptal gerekçele-
rinde, kuvvetler aynmı-
nın anayasanın temel il-
kesi olarak kabul edildi-
ğini vurgulamıştı.
Mahkeme, "Anayasa-
nın 7. maddesinde, yasa-
ma yetldsinin Türk mil-
leti adma TBMM'ye ait
olduğu ve bu yetkinin
devredilemeyeceği, 8.
maddesinde yürütme
yetkisi ve görevinin cum-
hurbaşkanı ve Bakanlar
Kurulu tarafindan ana-
yasa vekanunlara uygun
olarak kullanılacağı ve
yerine getirileceği beür-
tilmiştir" diye hükmet-
mışti. Yüksek mahke-
menin karannda, kuv-
vetler aynmı "belli dev-
let yetküerinin kullanıl-
ması ve bununla sınırlı
uygar bir tşbölümü ve iş-
birtiğT olarak açıklandı.
TBMM'nin görevlen
arasında "belli konular-
da KHK çıkanlması
amacıyla yetki verme-
nin" de bulunduğu
anımsatılan kararda,
"Yetki yasasında, çıkan-
lacak KHK'nin amacı-
nın, kapsamuun, ilkele-
rinin, kullanma süresi-
nin ve süresi içinde bir-
den fazla kararname ÇH
karüıp çıkanlamayaca-
ğnun gösterttmesi zorun-
ludur" denildi.
Anayasa Mahkeme-
si'nin hükmüne göre,
yetki yasasının konu, a-
maç, kapsam, ilke ve sü-
re ile sınırlanması, yapı-
lacak düzenlemelenn
somut olarak belirtilme-
si gerekiyor. Mahkeme,
yetki yasasının görev
devri anlamına gelmedi-
ğini, ivedilik isteyen bel-
li konularda uygulanabi-
leceğini ve sık kullanıla-
mayacağını vurguluyor.
Hükümet, son yetki
yasası ile ilk olarak Va-
kıfbank'ın özelleştiril-
mesi ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün teşkilat
yasasında öngörülen de-
ğişiklikleri KHK olarak
çıkardı. Ardından bütün
bakanlıklar ile kamu ku-
rum ve kuruluşlan, ya-
sal düzenleme gerek-
tiren istemlerini Baş-
bakanlık'a bildirmeye
başladı.
tstanbul'daki Ftipie> leminde. aralaruıda İnsan Haklan Derneği tstanbul Şubesi Başkanı avukat Eren Keskin'in
de bulunduğu yaklaşık 50 kişi polis tarafindan tartaklanarak gözalüna alındı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
İstanbul'da F tipi protestosunda 50 kişi gözaltına alındı
Âyduılârdan açbk ğrevi
İSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet)- F tipi cezaevleri ile
Burdur ve Bergama Cezaevi'ndekı
olaylan protesto etmek isteyen ve
aralannda İnsan Haklan Demeğı
Istanbul Şubesi Başkanı avukat
Eren Keskin'in de bulunduğu
yaklaşık 50 kişi polis tarafindan
tartaklanarak gözaltına alındı. F
Tipi Cezaevlerine Karşı Aydın ve
Sanatçı Girişimi'nde yer alan
aydınlar, yann Ankara'da açlık
grevine başlayacak. Aydın ve
sanatçı girişimi yaklaşık 2
haftadır açıklama. görüşme ve
kültür-sanat etkınJikleriyle F tipi
cezaevlerine karşı kamuoyu
oluşturmak için yaptığı
eylemlerini açlık greviyle
sürdürecek. MimarlarOdası'nın
Konur Sokak'taki adresinde
yapılacak ve pazar günü sona
erecek açlık grevine katılacak
aydınlar şunlar: Fikret Başkaya,
Şükrü Erbaş, Zerrin Taşpuıar,
Mehmet Özer, AK Balkız, Yılmaz
Demiral. Fettah Köseti. Hüseyın
Şahin. Bülent Kıhnc, Selma
Ağabeyoğlu, tDıan Akahn, Metin
Boran, Emine Şahin. Mahmut
Temizyürek, Adnan Sancı, Varlık
Özmenek. Tunca Hacıoğlu. Oktay
Etiman, Babür Pınar. Mustafa
Köz, Aydın Çubukçu, Eren Aysan,
Abdullah Aydın, Hüseyin Atabaş,
Cem Kemal Özdemir, Hasan
Sertkaya, Cuma Boynukara,
Coşkun Aydın İstanbul'da
"hücreierin kanmhğmı"
simgelemek için siyah kıyafetler
giyen ÎHD üyeleri 5 dakikalık
sembolik orurma eylemi yapmak
istedi. İHD önündeki eylem
sırasında bir açıklama yapan Eren
Keskin, F tipi cezaevlerinin
kadınlar üzerindeki baskı, taciz ve
teca\'üzü arthracağını belirtti.
Bu sırada müdahale eden polis,
yolun trafiğe kapatıldığı
gerekçesiyle Keskin ve üyeleri
tartaklayarak gözaltına aldı.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin@doruk.net.tr
Dünkü Tırmık'ta Kıbrıs sorununun
özünü kavrayan bir soru soruldu: Kıb-
ns ayn bir ülke midir, yoksa kuzeyi Tür-
kjye'nin, güneyi Yunanistan'ın "yavnı
vaten'lan mıdır?
Kıbns sorununda sonuca varabile-
cek birtartışma, ancak yukandaki so-
ruya verilecek yanrt bağlamında müm-
kün. Kıbns'ı ayn bir ülke ve çok ciddi
etnik sorunlarta boğuşuyor olsa da
"bağımsız bir cumhuriyet" olarak ka-
bullenen ve tanımiayanlarla, Türkiye
ve Yunanistan vesayeti ve velayeti al-
tında, parçalanmış bir ada olarak kav-
rayan ve tanımlayanların tartışması
mümkün değil. Bu tartışmadan hiçbir
sonuca ulaşılamaz. Tartışılıyorgibi gö-
rünüyorsayanılmamakgerek. Bu gös-
termeliktir. Kanıtlar ve tanıtlar sergile-
yerek tartışmanın taraflarının birbirini
ikna etmesi, ortak bir noktada buluş-
maları, bir çözümde uzlaşmalan ola-
naksızdır.
Evet bu tedirgin edici bir saptama.
Ama doğru. Adanın son 26 yılı bu sap-
tamayı apaçık doğrular. Bu hem Tür-
kiye açısından, hem Yunanistan açı-
sından böyle.
Yunanistan, Kıbns üstünde velayet
ve vesayet hakkı olduğu kanısında ve
bu velayet ve vesayeti, adanın kuze-
yinde Türkiye ile bölüşmeye yanaşma-
dığından, adanın tümü için geçerli kıl-
mak istediğinden, sorunu uluslararası
platformlara çekmek istiyor; Kıbrıs'ı
Siyasal Soruna Askeri Çözüm
bağımsız bir cumhuriyet olarak savu-
nur gibi görünüyor.
Ama Yunanistan'da, Kıbrıs'ı ger-
çekten bağımsız bir cumhuriyet ola-
rak tanımlamaya kalkanlar, karşılann-
da Yunan milliyetçiliğini buluyorlar.
Adadaki kimi Rum politikacılar, bağım-
sız cumhuriyet kavramını ciddiye alıp,
bunun gereği gibi davranmaya kalktık-
lannda Yunan gericiliği ve milliyetçiliği
onlara karşı "ihanet" çığlıkları atarak
saldınya geçiyor.
Durum, adanın kuzeyi için de farklı
değil. Orada da Kıbrıs'ı bağımsız bir
cumhuriyet olarak tanımlamak ihanet-
le eşdeğer; böyle düşünceler taşıyan-
lar, zararlı, tehlikeli ve tasfiye edilmesi
gereken unsurlar olarak algılanıyor;
"hain" hatta "casus" olarakdamgala-
nıyor.
Böyle baktınız mı siyasal bir soruna
ister istemez askeri çözümler ararsınız
ve soruna böyle bakanlar, adanın ku-
zeyinde de, güneyinde de zorunlu bir
"militarizasyona" (=toplumsal yaşamın
bütün alanlannı askeri temelde örgüt-
leme ve düzenlemeye) başvururlar.
Bugün olan da bu.
(Yazının burasında Mehmet Ali Ay-
bar'ısaygıylaanalım. 1974yılındaKıb-
ns'taki faşist Samson darbesıni püs-
kürtmek üzere adaya çıkan Türk Si-
lahlı Kuvvetleri'nin harekâtına "Banş
Harekâtı" adı verilince, ince bir ironiy-
le konuşmuş, "Asker çıkararak faşist
bir saldınyı püskürtebilirsiniz; ama as-
keri güçle banş getirmek mümkün de-
ğildir. Olsa olsa birateşkes sağlanabi-
lir" demişti. Kıbns'ta tam 26 yıldır ara-
lıksız bir "ateşkes" yaşanıyor.)
26 yıldır Kıbns halkı "Sıkı federasyon
- Gevşek konfederasyon - İki toplum-
lu federasyon - İki devletli konfede-
rasyon " gelgitleri arasında acı çekiyor.
26 yıl süren biryılan hikâyesinin körelt-
tiği bilinçler, sanki sorunun özünü
unutmuşçasına formüller üstünde di-
dişiyor.
Öysa formül ne olursa olsun, sonul
(=nihai) amaç, iki toplumun, tek bir
cumhuriyetin çatısı altında güvenlik
içinde yaşamasından ibaret. Ne Türki-
ye, ne Yunanistan, Kıbns'ın ne kuze-
yindeki, ne güneyindeki siyasetçi ele-
başılar bu sonul amacı reddeden bir
açıklama yapmış değiller. Gönüllerin-
den geçirseler bile bunu açıklamayı
göze alamıyorlar.
Ama sonul amaç bu ise, sırtlannı bi-
ri Türkiye'ye, öteki Yunanistan'a daya-
yarak ve askeri temelde güçlenerek
varlıklannı sürdürmeyi yeğlemiş iki top-
lum, 26 değil, 126 yıl daha görüşüp
pazarlık etse. iki halklı, çatışmasız. gü-
venli bir bağımsız cumhuriyet ürete-
mez.
Nitekim üretemiyoriar da.
Üretemeyecekler de...
Bütün bunlara, tepeden tırnağa "mi-
litarize" edilmiş ve bunu 26 yıldır sür-
düren birtoplumda (güneyi ve kuzeyiy-
le bütün Kıbns'tan söz ediyoruz) siya-
sal, ekonomik, kültürel ve aNaki bo-
zulmanın, çürümenin kaçınılmazlığını
ekleyin.
Güneyi, Batı'dan Ortadoğu'ya silah
kaçakçılığı, Ortadoğu'dan Batı'ya
uyuşturucu trafığinin sıçrama tahtası-
na dönmüş; kuzeyi, Türkiye mafyası-
nın kumarhanelerde, off-shore banka-
larda at oynattığı bir pislik çukuruna,
Çatfı, Kırcı gibi Susuriuk canilerinin
avlağına dönüşmüş koca bir adadaki
çürüme, kokuşma ve bozulma artık
çıplak gözle bile fark edilmiyor mu;
medyada haber değeri bile taşımaya-
cak kadar sıradanlaşmadı mı?
Yazının başına dönelim. Eğer, Kıbns
düğümünde çözüm, adanın bağımsız
bir cumhuriyet kimliğine yeniden ka-
vuşması ise buna Kıbnslılar ve sade-
ce Kıbrıslılar karar vermek zorunda ve
bu hak yalnızca Kıbnslılara ait. Yok,
onlar adına "veliler" ve "vasiler" karar
verecekse...
Bu yalın soruya Türkiye'nin, Yuna-
nistan'ın ve Denktaş iie Klerides klik-
lerinin yanrtlarını bilen varsa beri gel-
sin...
POdTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Tapihi Hata...
Yolunuz bir gün Kuzey Kıbns'adüşerse, kar-
şılaştığınız kişiye şu soruyu yöneltin:
"Memlekette işler nasıl gidiyor?"
Yanrt şu olacaktır:
"Vallahi bildiğiniz gibi, anası nasılsa yavrusu
da öyle!"
Kuzey Kıbns için için kaynıyor...
Gazete haberlerine baktığınızda batan ban-
kalar, yolsuzluklar gündemin birinci sırasın-
da yer alıyor...
Kuzey Kıbns'ta koalisyon hükümeti çatırdıyor,
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan
Derviş Eroğlu'nun istifasını istiyor...
Kuzey Kıbns'ta siyasi ve ekonomik çözüm,
başkanlık sistemine geçilmesiyle mi gerçekle-
şir?
Eylül ya da ekim ayında bir anayasa değişik-
liğinin gündeme geleceği, bu arada bir 'muta-
bakat hükümeti' kurulacağı aylardır konuşu-
luyor...
Ama bir de madalyonun öteki yüzü var!..
Avrupa Birliği, tarihi hatayı iki yıl önce yapmış,
Kıbns'ın bölünme sürecini resmen başlat-
mıştı. AB'nin, Kıbns sorununu çözümlemeden
Rum kesimiyle üyelik görüşmelerini başlatma-
sı bugün Kuzey Kıbns'ta siyasi ve ekonomik
sorunlann arapsaçına dönmesine neden ol-
muştu...
Kıbns'ta iki devlet mi, yoksa iki toplum mu
olacak?
AB ve ABD 'iki devlet' formülüne sıcak bak-
mıyor ve bakmayacak da...
Peki istenilen nedir?
Kıbns'ta iki toplum için siyasi eşitliğin bulun-
duğu 'iki toplumlu, iki bölgeli birdevlete daya-
lı' çözümün hem AB hem de ABD çevrelerin-
ce dayatıldığı bir gerçek!..
1998 yılında KKTC Cumhurbaşkanı görüş-
melerin 'iki devlet' temelinde yürütülmesini is-
terken, BM Genel Sekreteri Kofi Annan buna
karşı çıkıp şöyle dememiş miydi:
"Çıkaryol iki toplumlu, iki bölgeli bir devlet
modelidir.. Kıbns sorunu bu şekilde çözülebi-
lir!"
iki yıl önce görüşmeler bu noktada dur-
muştu... Kuzey Kıbrıslı Türkler azınlık muame-
lesi görmek istemiyordu...
•••
AB ve ABD'nin Kıbns'ta 'iki toplum, iki böl-
geli devtet' tezi eğer Türk tarafınca benimsen-
seydi bazı muhalif çevreler ne yapardı?
Sanınz, olumlu karşılarlardı!..
Kuzey Kıbns'ta böyle bir tezi içlerine sindiren
bir kesimin olduğu da bir başka gerçek!..
Bu süreç içinde Dışişleri Bakanı ismail
Cem'in açıklaması da önem taşır:
"KKTC'nin bağımsız kalmasını isteriz. Ama
Kıbns Türkleri mecburbırakılırsa Türkiye ile bü-
tünleşmeye hazırdır..."
Acaba, iki yıl sonra Kuzey Kıbnslı Türkler,
Cem'in bu önerisine nasıl bakıyorlar dersiniz?
Pek sıcak bakmıyorlar!..
Gelelim madalyonun öteki yüzüne!..
Batık bankalar, kara para aklayan kıyı banka-
lan, yolsuzluk, rüşvet!..
Kuzey Kıbns bunlan tek başına yapabilir mi?
Türkiye'deki rüşvet, soygun, mafyalaşma
yavru vatan Kuzey Kıbns'ta da kendini göste-
riyor; 200 bin nüfuslu adada birkaç bin kişi bir
eli yağda, bir eli balda yaşıyor; orta sınıf yok olu-
yor, gelir dağılımındaki uçurum büyüyor...
Kim yararlanıyor bu işten?
Radikal unsuriann siyasi partilerdeki uçlan!..
Daha dört-beş yıl önce tarikat şeyhlerinin mü-
ritieri Kuzey Kıbns'ta camilere imam olarak ata-
nıp 'dinci-gehci' örgütlenmeyi 'yavru vatana'
Türkiye'den ihraç edenler bugün olup bitenle-
ri izlemekle yetiniyorlar!..
• • •
Şimdi sahnede yine Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş var...
Amaç açık seçik ortada:
"Başkanlık sistemi!"
Gerekçesi de hazır:
"200 bin nûfuslu bir ülkede iki başlılık ol-
maz..."
Altı ay önce batan 6 bankanın sahipleri bu-
gün Kuzey Kıbns'ta elini kolunu sallayarak do-
laşırken 2 bin bankazede "Açız" dıye bağın-
yor...
Eh, bu arada yüzlerce kişi 30-40 milyarlık oto-
mobil sahibi olmak için kuyruğa giriyor...
Güney Kıbns Rum kesiminden aylık alan Sos-
yal Sigortalar'dan emekli 4 bin kişi var Kuzey
Kıbns'ta...
Her ay 4 bin kişiye 100-800 milyon liralık ma-
aş çeki geliyor...
Rumlann her yıl gönderdikleri toplam
emekli aylığı 11 trilyon!..
Evet!.. Kıbns için için kaynıyor; bakalım ağus-
tos ayında memur maaşlan ödenecek mi?..
hikmet.cetinkaya(fi cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
hterstar'a 3 ayn ceza
• ANKARA (AA) - Para karşılığı kadınlarla
birlikte olan erkek mankenle yapılan söyleşi,
dansöz kıyafeti ile dans ettirilen küçük kızlar ve
defilede soyunan manken, Interstar Televizyonu'na
üç ayn ceza getirdi. RTÜK, televizyona bir erkek
mankenin para karşılığı evli bir çıftle ilişkisini
konu alan röportaj nedeniyle bir gün, şarkıcı
Aydın'ın programında 6-7 yaşlanndaki kız
çocuklanna dansöz kıyafeti giydirip dans ettirmesi
nedeniyle 1 gün \e defilede soyunan manken
görüntüleri için de 1 gün kapatma cezası verdi.