19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kosova'daki Türtder • ANKARA (AA)- Dışişlen Bakanı tsmail Cem, Kosova'daki Türk nüfusunun haklanna gerekli hassasiyetin gösterilmediğini, Kosovada önemli bir kesımin zaten dışlandığını belirtti. Cem, Türk nüfusunun da memnuniyetsizlik içine itilmesi ve memnuniyetsizlik içinde bırakılmasıyla Kosova'nın etnik farklılık ve banş içinde yaşanan bir yer olmaktan çıkıp daha önceki olumsuz duruma benzer bir yapıya dönüşebileceğine dikkat çekerek bunun hiç kimseye fayda getirmeyeceğini söyledi. Yardnılanla haksBhk ükfası • ANKARA (AA)- Cumhuriyet Halk Partisi MYK üyesi AJi Dinçer, doğal afet nedeniyle belediyelere yapılan yardımlarda CHP'li belediyelerin büyûk haksızlığa uğradığını savundu. Dinçer, 8 Şubat 2000 tarihli Resmi Gazete'de Bakanlar Kurulu karan ile tabii afet nedeniyle gelir kaybı ve altyapı hasanna uğrayan belediyelere yardım yapılmasının kararlaştınldığını, buna karşılık birçok belediyenin hak ettiği yardımı alamadığını, birçok belediyenin ise hiçbir tabii afete uğramadığı halde afet yardımından yararlandığını ifade ederek konunun yargıya intikal ettirildiğini söyledi. Kaçak otaynda 2tutddama • BRÜKSEL(AA)- Brüksel Savcılığı, Türk plakalı bir TIR'da salı gecesi yapılan operasyonla ele geçihlen 40 kaçakla ılgılı açıklamasında, T1R şoförü Asım Dinç (26) ile insan kaçakçılığı yaptığı ileri sürülen Erdoğan Eliuygun (46) adlı kişilerin tutuklandığını bildirdi. Adli makamlar, temmuz ayı başında Ingiltere'nin Dover Limanı'nda bir kamyon içinde ölü bulunan 98 Çinli olayından beri sımr kontrollerinin çok yoğunlaştığını, Türk kamyonunun bu şekilde gümrüklen aşmasırun mümkün olmadığını belirttiler. Bu sebeple, tutuklanan iki kişinin gerçek ruyetinin ne olduğunun araştınldığı da ifade edildi. ıa rMerkezi- Eurogold Madencilik AŞ tarafından yapılan yazılı bir açıklamada, Pergamon Derneği Başkanı Sefa Taşkın'ın açıkladığı, Eurogold şirketinin sahibi Normandy'nin Güney Afrikalılara satıldığı yönündeki iddialannın doğru olmadığı belirtildi. Taşkın'ın kaynak gösterdiği 20 Temmuz tarihli Australian Financial Rewiew gazetesinde yer alan haberde, Normandy'nin başkanı Robert Champion de Crespigny'nin, şirketini Anglo Aİnerican Corp.'a satacağı yolunda bir beyanatının bulunmadığının kaydedildiğı açıklamada, "Haberde sadece, 150 milyon dolar getirmesi beklenen Endüstriyel Hammaddeler bölümünün satışından söz edilmekte ve bu bölüm ile 'muhtemel alıcı' olarak Güney Afrika'mn dev şırketlerinden Anglo American'ın ilgilendiği, o da gazetenin kendi yorumu olarak belirtilmektedir" denildi. Memurlann işten çıkanlmasına olanak tanıyan kararnameye ANAP'lılardan tepki Kabinede iıııza tarbsmasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu görevlilerinin "yüocı ve bölûcü faaHyet" gerekçesiyle işten çıkanlması- nı kolaylaştıran kararnameye hükümet ortağı ANAP tepki gösterdi. Devlet Ba- kanı Rüştü Kaâm Yücelen ise kararna- meye imza attığmı anımsamadığını be- lirterek "Vekalet verdiğim dönemde de imzalanmıs. olabilir" dedi. Devlet Baka- nı Edip Safter Ga\dah, söz konusu ka- rarnameyi imzalamadığını, vekalet ver- diği sırada imzalanmış olabileceğini söyledi. ANAP'lı Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır, kararna- meyi hazırlayana da bir gün hukukun la- zım olacağını dile getirdi. Kararname, Dahiliye Memurlan Ya- sası, 657 sayılı Devlet Memurlan Yasa- sı ve Hâkimler ve Savcılar Yasasfnda değişiklik öngörüyor. Düzenlemeye gö- re, "yıkıcı ve bolücü veya cumhuriyetin temel nhetikkrinden herhangi birini de- ğiştinneye yönelik eylemvefaaliyette bu- lunmak" kamu görevinden yasaklan- ma cezası gerektirecek. Bu yasak için iki müfettiş raporu doğrultusunda iki sicil amirinin raporu, disiplin kurulu ka- ran ve bakan onayı yeterli olacak. Mes- lekten bu yöntemle çıkanlanlar kamu- da görev alma olanağını yitirecek.Ka- rarnamenin Mesut Yıhnaz'ın kabineye girmesınden önce çıkanldığı kaydedildi. Başbakanlık Takıp Kurulu'ndaki uya- n üzerine Müsteşar Ahmet Şağar'ın ha- zırladığı kararname, Cumhurbaşka- ru'nın ımzalaması ve Resmi Gazete'de yayımlanmastnın ardından TBMM'ye gönderilecek. ANAP'lı TBMM Anayasa Komisyo- nu Başkanı Yalçınbayır, "jyinryetfc" ha- zırlanmış olsa bile düzenlemenin "sa- kıncalı" sonuçlar doğuracağını vurgu- layarak "Hukuk herkese lazun. Gûn ge- lir hukuk bu KHK'yi hazıriayanlara da lazun olur" dedı. Hükümetin Meclis'ten yetki alırken böyle bir düzenlemeden söz etmediği- ne ışaret eden Yalçınbayır, "Bu, yasa ile yapılması gereken bir düzenkmedir. Va- sayla yapılacak bir düzenlemeyi KHK ile yaparak hükümet Mecüs'i devre dışı bı- raknuştır" dedi. Yalçınbayır, KHK ile böyle bir dü- zenlemeye gidilmesinin hukuki hiçbir dayanağı olmadığına işaret ederek "Hü- kûmet Mecns'ten böyle bir düzenleme için yetki istememiştir. Ama şimdi geli- nen noktaya bakıldığında. Meclis bun- dan sonra hükümete yetki verirken da- ha hassas ve dikkatii davranmak duru- munda kalacaknr" görüşünü dile getir- di Yalçınbayır. sözlennı şöyle sürdür- dü: "Böyle bh-düzenleme hukuka da si- yasi etiğe de uygun değildir. Bunun he- sabı mutJaka TBMM'de sorulmalıdır. 2 müfettiş imzasıyla memuriyetten ihraç düzenlemesi getiriliyor. Bu idare huku- kuna da a\ kındırf Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı YaşarOkuyan ise bazı bakanlann karar- nameyı görmediği yönündeki savlara karşın "Olur mu öyle şey? Kararnameyi gördüm de imzaladım da. Yedd yasasnıa dayanarak çıkarünuşnr" dıye konuştu. 'Nesine karşı çıkıyoriar' MHP'li Devlet Bakanı FarukBalise gazetecilerin sorulan üzerine, kararna- meyi 'bilerek' imzaladığmı belirterek "Bunun nesine kim karşı çıkıyor? Tûr- ki\ e nıozaiğini bir arada tutabibnekiçin bazı tedbiriere ihtiyaç var" dedı. 'Tûr- khe'nin ideoiojik saldınlarta karşı kar- şrya olduğunu' belirten Bal, "Ama dev- let altında kaldığı propagandanın etld- si> le bazı memuriann kendi temel pren- siplerinin ortadan kaknnlması riskini göze alamaz" diye konuştu. Bem Bir-Sen'den yapılan açıklama- da, yasayla, memurlann inançlanna ve yaşayış bıçimlerine göre sınıflandınla- cağı savunuldu. KHK iptal edilebilir Hükümet 'yetkide' sınır tanımıyor ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Hükümet, TBMM'nin tatile girme- sinden önce çıkardığı yetki yasasını sınırsız kullaruyor. Yasal düzen- leme gerektiren değişık- hklerde kanun hükmün- de kararnamelerın (KHK) yaygın olarak kullanılması, yetki yasa- sınm çerçevesinin belir- sizliğini de gösterdi. Bütün bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluş- lan, teşkilat yasalan ve diğer yasalarda yapmak istedikleri değişiklikleri kararname haline getire- rek Başbakanlık'a gön- deriyor. Yetki yasasının Anayasa Mahkemesi ta- rafından iptal edilmesi durumunda, yapılan de- ğişiklikler nedeniyle kargaşa yaşanacağı dile getirildi. Yüksek mah- keme, daha önce iki yet- ki yasasını anayasadaki tanıma uymadığı gerek- çesiyle iptal etmişti. Hükümetin 6 ay sü- reyle aldığı yetkı yasası ile değiştirilen yasalann sayısmdaki artış, tartış- malara neden oldu. Ana- yasa Mahkemesi, geç- mişteki iptal gerekçele- rinde, kuvvetler aynmı- nın anayasanın temel il- kesi olarak kabul edildi- ğini vurgulamıştı. Mahkeme, "Anayasa- nın 7. maddesinde, yasa- ma yetldsinin Türk mil- leti adma TBMM'ye ait olduğu ve bu yetkinin devredilemeyeceği, 8. maddesinde yürütme yetkisi ve görevinin cum- hurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafindan ana- yasa vekanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği beür- tilmiştir" diye hükmet- mışti. Yüksek mahke- menin karannda, kuv- vetler aynmı "belli dev- let yetküerinin kullanıl- ması ve bununla sınırlı uygar bir tşbölümü ve iş- birtiğT olarak açıklandı. TBMM'nin görevlen arasında "belli konular- da KHK çıkanlması amacıyla yetki verme- nin" de bulunduğu anımsatılan kararda, "Yetki yasasında, çıkan- lacak KHK'nin amacı- nın, kapsamuun, ilkele- rinin, kullanma süresi- nin ve süresi içinde bir- den fazla kararname ÇH karüıp çıkanlamayaca- ğnun gösterttmesi zorun- ludur" denildi. Anayasa Mahkeme- si'nin hükmüne göre, yetki yasasının konu, a- maç, kapsam, ilke ve sü- re ile sınırlanması, yapı- lacak düzenlemelenn somut olarak belirtilme- si gerekiyor. Mahkeme, yetki yasasının görev devri anlamına gelmedi- ğini, ivedilik isteyen bel- li konularda uygulanabi- leceğini ve sık kullanıla- mayacağını vurguluyor. Hükümet, son yetki yasası ile ilk olarak Va- kıfbank'ın özelleştiril- mesi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün teşkilat yasasında öngörülen de- ğişiklikleri KHK olarak çıkardı. Ardından bütün bakanlıklar ile kamu ku- rum ve kuruluşlan, ya- sal düzenleme gerek- tiren istemlerini Baş- bakanlık'a bildirmeye başladı. tstanbul'daki Ftipie> leminde. aralaruıda İnsan Haklan Derneği tstanbul Şubesi Başkanı avukat Eren Keskin'in de bulunduğu yaklaşık 50 kişi polis tarafindan tartaklanarak gözalüna alındı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) İstanbul'da F tipi protestosunda 50 kişi gözaltına alındı Âyduılârdan açbk ğrevi İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet)- F tipi cezaevleri ile Burdur ve Bergama Cezaevi'ndekı olaylan protesto etmek isteyen ve aralannda İnsan Haklan Demeğı Istanbul Şubesi Başkanı avukat Eren Keskin'in de bulunduğu yaklaşık 50 kişi polis tarafindan tartaklanarak gözaltına alındı. F Tipi Cezaevlerine Karşı Aydın ve Sanatçı Girişimi'nde yer alan aydınlar, yann Ankara'da açlık grevine başlayacak. Aydın ve sanatçı girişimi yaklaşık 2 haftadır açıklama. görüşme ve kültür-sanat etkınJikleriyle F tipi cezaevlerine karşı kamuoyu oluşturmak için yaptığı eylemlerini açlık greviyle sürdürecek. MimarlarOdası'nın Konur Sokak'taki adresinde yapılacak ve pazar günü sona erecek açlık grevine katılacak aydınlar şunlar: Fikret Başkaya, Şükrü Erbaş, Zerrin Taşpuıar, Mehmet Özer, AK Balkız, Yılmaz Demiral. Fettah Köseti. Hüseyın Şahin. Bülent Kıhnc, Selma Ağabeyoğlu, tDıan Akahn, Metin Boran, Emine Şahin. Mahmut Temizyürek, Adnan Sancı, Varlık Özmenek. Tunca Hacıoğlu. Oktay Etiman, Babür Pınar. Mustafa Köz, Aydın Çubukçu, Eren Aysan, Abdullah Aydın, Hüseyin Atabaş, Cem Kemal Özdemir, Hasan Sertkaya, Cuma Boynukara, Coşkun Aydın İstanbul'da "hücreierin kanmhğmı" simgelemek için siyah kıyafetler giyen ÎHD üyeleri 5 dakikalık sembolik orurma eylemi yapmak istedi. İHD önündeki eylem sırasında bir açıklama yapan Eren Keskin, F tipi cezaevlerinin kadınlar üzerindeki baskı, taciz ve teca\'üzü arthracağını belirtti. Bu sırada müdahale eden polis, yolun trafiğe kapatıldığı gerekçesiyle Keskin ve üyeleri tartaklayarak gözaltına aldı. IRMIKI AYDIN ENGİN [email protected] Dünkü Tırmık'ta Kıbrıs sorununun özünü kavrayan bir soru soruldu: Kıb- ns ayn bir ülke midir, yoksa kuzeyi Tür- kjye'nin, güneyi Yunanistan'ın "yavnı vaten'lan mıdır? Kıbns sorununda sonuca varabile- cek birtartışma, ancak yukandaki so- ruya verilecek yanrt bağlamında müm- kün. Kıbns'ı ayn bir ülke ve çok ciddi etnik sorunlarta boğuşuyor olsa da "bağımsız bir cumhuriyet" olarak ka- bullenen ve tanımiayanlarla, Türkiye ve Yunanistan vesayeti ve velayeti al- tında, parçalanmış bir ada olarak kav- rayan ve tanımlayanların tartışması mümkün değil. Bu tartışmadan hiçbir sonuca ulaşılamaz. Tartışılıyorgibi gö- rünüyorsayanılmamakgerek. Bu gös- termeliktir. Kanıtlar ve tanıtlar sergile- yerek tartışmanın taraflarının birbirini ikna etmesi, ortak bir noktada buluş- maları, bir çözümde uzlaşmalan ola- naksızdır. Evet bu tedirgin edici bir saptama. Ama doğru. Adanın son 26 yılı bu sap- tamayı apaçık doğrular. Bu hem Tür- kiye açısından, hem Yunanistan açı- sından böyle. Yunanistan, Kıbns üstünde velayet ve vesayet hakkı olduğu kanısında ve bu velayet ve vesayeti, adanın kuze- yinde Türkiye ile bölüşmeye yanaşma- dığından, adanın tümü için geçerli kıl- mak istediğinden, sorunu uluslararası platformlara çekmek istiyor; Kıbrıs'ı Siyasal Soruna Askeri Çözüm bağımsız bir cumhuriyet olarak savu- nur gibi görünüyor. Ama Yunanistan'da, Kıbrıs'ı ger- çekten bağımsız bir cumhuriyet ola- rak tanımlamaya kalkanlar, karşılann- da Yunan milliyetçiliğini buluyorlar. Adadaki kimi Rum politikacılar, bağım- sız cumhuriyet kavramını ciddiye alıp, bunun gereği gibi davranmaya kalktık- lannda Yunan gericiliği ve milliyetçiliği onlara karşı "ihanet" çığlıkları atarak saldınya geçiyor. Durum, adanın kuzeyi için de farklı değil. Orada da Kıbrıs'ı bağımsız bir cumhuriyet olarak tanımlamak ihanet- le eşdeğer; böyle düşünceler taşıyan- lar, zararlı, tehlikeli ve tasfiye edilmesi gereken unsurlar olarak algılanıyor; "hain" hatta "casus" olarakdamgala- nıyor. Böyle baktınız mı siyasal bir soruna ister istemez askeri çözümler ararsınız ve soruna böyle bakanlar, adanın ku- zeyinde de, güneyinde de zorunlu bir "militarizasyona" (=toplumsal yaşamın bütün alanlannı askeri temelde örgüt- leme ve düzenlemeye) başvururlar. Bugün olan da bu. (Yazının burasında Mehmet Ali Ay- bar'ısaygıylaanalım. 1974yılındaKıb- ns'taki faşist Samson darbesıni püs- kürtmek üzere adaya çıkan Türk Si- lahlı Kuvvetleri'nin harekâtına "Banş Harekâtı" adı verilince, ince bir ironiy- le konuşmuş, "Asker çıkararak faşist bir saldınyı püskürtebilirsiniz; ama as- keri güçle banş getirmek mümkün de- ğildir. Olsa olsa birateşkes sağlanabi- lir" demişti. Kıbns'ta tam 26 yıldır ara- lıksız bir "ateşkes" yaşanıyor.) 26 yıldır Kıbns halkı "Sıkı federasyon - Gevşek konfederasyon - İki toplum- lu federasyon - İki devletli konfede- rasyon " gelgitleri arasında acı çekiyor. 26 yıl süren biryılan hikâyesinin körelt- tiği bilinçler, sanki sorunun özünü unutmuşçasına formüller üstünde di- dişiyor. Öysa formül ne olursa olsun, sonul (=nihai) amaç, iki toplumun, tek bir cumhuriyetin çatısı altında güvenlik içinde yaşamasından ibaret. Ne Türki- ye, ne Yunanistan, Kıbns'ın ne kuze- yindeki, ne güneyindeki siyasetçi ele- başılar bu sonul amacı reddeden bir açıklama yapmış değiller. Gönüllerin- den geçirseler bile bunu açıklamayı göze alamıyorlar. Ama sonul amaç bu ise, sırtlannı bi- ri Türkiye'ye, öteki Yunanistan'a daya- yarak ve askeri temelde güçlenerek varlıklannı sürdürmeyi yeğlemiş iki top- lum, 26 değil, 126 yıl daha görüşüp pazarlık etse. iki halklı, çatışmasız. gü- venli bir bağımsız cumhuriyet ürete- mez. Nitekim üretemiyoriar da. Üretemeyecekler de... Bütün bunlara, tepeden tırnağa "mi- litarize" edilmiş ve bunu 26 yıldır sür- düren birtoplumda (güneyi ve kuzeyiy- le bütün Kıbns'tan söz ediyoruz) siya- sal, ekonomik, kültürel ve aNaki bo- zulmanın, çürümenin kaçınılmazlığını ekleyin. Güneyi, Batı'dan Ortadoğu'ya silah kaçakçılığı, Ortadoğu'dan Batı'ya uyuşturucu trafığinin sıçrama tahtası- na dönmüş; kuzeyi, Türkiye mafyası- nın kumarhanelerde, off-shore banka- larda at oynattığı bir pislik çukuruna, Çatfı, Kırcı gibi Susuriuk canilerinin avlağına dönüşmüş koca bir adadaki çürüme, kokuşma ve bozulma artık çıplak gözle bile fark edilmiyor mu; medyada haber değeri bile taşımaya- cak kadar sıradanlaşmadı mı? Yazının başına dönelim. Eğer, Kıbns düğümünde çözüm, adanın bağımsız bir cumhuriyet kimliğine yeniden ka- vuşması ise buna Kıbnslılar ve sade- ce Kıbrıslılar karar vermek zorunda ve bu hak yalnızca Kıbnslılara ait. Yok, onlar adına "veliler" ve "vasiler" karar verecekse... Bu yalın soruya Türkiye'nin, Yuna- nistan'ın ve Denktaş iie Klerides klik- lerinin yanrtlarını bilen varsa beri gel- sin... POdTİKA GÜ1NLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Tapihi Hata... Yolunuz bir gün Kuzey Kıbns'adüşerse, kar- şılaştığınız kişiye şu soruyu yöneltin: "Memlekette işler nasıl gidiyor?" Yanrt şu olacaktır: "Vallahi bildiğiniz gibi, anası nasılsa yavrusu da öyle!" Kuzey Kıbns için için kaynıyor... Gazete haberlerine baktığınızda batan ban- kalar, yolsuzluklar gündemin birinci sırasın- da yer alıyor... Kuzey Kıbns'ta koalisyon hükümeti çatırdıyor, Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Başbakan Derviş Eroğlu'nun istifasını istiyor... Kuzey Kıbns'ta siyasi ve ekonomik çözüm, başkanlık sistemine geçilmesiyle mi gerçekle- şir? Eylül ya da ekim ayında bir anayasa değişik- liğinin gündeme geleceği, bu arada bir 'muta- bakat hükümeti' kurulacağı aylardır konuşu- luyor... Ama bir de madalyonun öteki yüzü var!.. Avrupa Birliği, tarihi hatayı iki yıl önce yapmış, Kıbns'ın bölünme sürecini resmen başlat- mıştı. AB'nin, Kıbns sorununu çözümlemeden Rum kesimiyle üyelik görüşmelerini başlatma- sı bugün Kuzey Kıbns'ta siyasi ve ekonomik sorunlann arapsaçına dönmesine neden ol- muştu... Kıbns'ta iki devlet mi, yoksa iki toplum mu olacak? AB ve ABD 'iki devlet' formülüne sıcak bak- mıyor ve bakmayacak da... Peki istenilen nedir? Kıbns'ta iki toplum için siyasi eşitliğin bulun- duğu 'iki toplumlu, iki bölgeli birdevlete daya- lı' çözümün hem AB hem de ABD çevrelerin- ce dayatıldığı bir gerçek!.. 1998 yılında KKTC Cumhurbaşkanı görüş- melerin 'iki devlet' temelinde yürütülmesini is- terken, BM Genel Sekreteri Kofi Annan buna karşı çıkıp şöyle dememiş miydi: "Çıkaryol iki toplumlu, iki bölgeli bir devlet modelidir.. Kıbns sorunu bu şekilde çözülebi- lir!" iki yıl önce görüşmeler bu noktada dur- muştu... Kuzey Kıbrıslı Türkler azınlık muame- lesi görmek istemiyordu... ••• AB ve ABD'nin Kıbns'ta 'iki toplum, iki böl- geli devtet' tezi eğer Türk tarafınca benimsen- seydi bazı muhalif çevreler ne yapardı? Sanınz, olumlu karşılarlardı!.. Kuzey Kıbns'ta böyle bir tezi içlerine sindiren bir kesimin olduğu da bir başka gerçek!.. Bu süreç içinde Dışişleri Bakanı ismail Cem'in açıklaması da önem taşır: "KKTC'nin bağımsız kalmasını isteriz. Ama Kıbns Türkleri mecburbırakılırsa Türkiye ile bü- tünleşmeye hazırdır..." Acaba, iki yıl sonra Kuzey Kıbnslı Türkler, Cem'in bu önerisine nasıl bakıyorlar dersiniz? Pek sıcak bakmıyorlar!.. Gelelim madalyonun öteki yüzüne!.. Batık bankalar, kara para aklayan kıyı banka- lan, yolsuzluk, rüşvet!.. Kuzey Kıbns bunlan tek başına yapabilir mi? Türkiye'deki rüşvet, soygun, mafyalaşma yavru vatan Kuzey Kıbns'ta da kendini göste- riyor; 200 bin nüfuslu adada birkaç bin kişi bir eli yağda, bir eli balda yaşıyor; orta sınıf yok olu- yor, gelir dağılımındaki uçurum büyüyor... Kim yararlanıyor bu işten? Radikal unsuriann siyasi partilerdeki uçlan!.. Daha dört-beş yıl önce tarikat şeyhlerinin mü- ritieri Kuzey Kıbns'ta camilere imam olarak ata- nıp 'dinci-gehci' örgütlenmeyi 'yavru vatana' Türkiye'den ihraç edenler bugün olup bitenle- ri izlemekle yetiniyorlar!.. • • • Şimdi sahnede yine Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş var... Amaç açık seçik ortada: "Başkanlık sistemi!" Gerekçesi de hazır: "200 bin nûfuslu bir ülkede iki başlılık ol- maz..." Altı ay önce batan 6 bankanın sahipleri bu- gün Kuzey Kıbns'ta elini kolunu sallayarak do- laşırken 2 bin bankazede "Açız" dıye bağın- yor... Eh, bu arada yüzlerce kişi 30-40 milyarlık oto- mobil sahibi olmak için kuyruğa giriyor... Güney Kıbns Rum kesiminden aylık alan Sos- yal Sigortalar'dan emekli 4 bin kişi var Kuzey Kıbns'ta... Her ay 4 bin kişiye 100-800 milyon liralık ma- aş çeki geliyor... Rumlann her yıl gönderdikleri toplam emekli aylığı 11 trilyon!.. Evet!.. Kıbns için için kaynıyor; bakalım ağus- tos ayında memur maaşlan ödenecek mi?.. hikmet.cetinkaya(fi cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 hterstar'a 3 ayn ceza • ANKARA (AA) - Para karşılığı kadınlarla birlikte olan erkek mankenle yapılan söyleşi, dansöz kıyafeti ile dans ettirilen küçük kızlar ve defilede soyunan manken, Interstar Televizyonu'na üç ayn ceza getirdi. RTÜK, televizyona bir erkek mankenin para karşılığı evli bir çıftle ilişkisini konu alan röportaj nedeniyle bir gün, şarkıcı Aydın'ın programında 6-7 yaşlanndaki kız çocuklanna dansöz kıyafeti giydirip dans ettirmesi nedeniyle 1 gün \e defilede soyunan manken görüntüleri için de 1 gün kapatma cezası verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle