Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28TEMMUZ2000CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Jospin'in Güçlükleri ve
Avantajları
PARlS - Salı günü, Roissy'den havalandık-
tan hemen sonra düşen Concorde uçağının
haberi Fransa'da bomba gibi patladı. Düşen bu
ilk Concorde, herhangi başka bir uçak kazası-
na benzemiyordu.
Her şeyden önce, Fransız-lngiliz ortak yapı-
mı Concorde, Amerikalılann taş koyması yü-
zünden, ticari açıdan pek büyük başarı sayıl-
masa bile, sesten iki kez hızlı gidebilen ve Pa-
ris-Nevv York gidiş-dönüş bilet fiyatı 4.5 milyar
lira olan bu teknoloji narikası, Fransızlann
övünç kaynağıydı.
100 yolcusunun tamamına yakını AJman olan
uçağın düşüşünden sonra kimi Alman uzman-
lann, düşüş nedeni olarak zaten bir süredir ba-
zılannın kanatlannda hafif çatlaklar görülmüş
olup tamirle giderilen Concorde'lann yaşlılığı-
nı ileri sürmeleri de Paris'in başını ağrrtacak bir
nokta.
Gerçi Air France'ın genel müdürü basın açık-
lamasında, uçağın daha 21 Temmuz'da ba-
kımdan geçirildiğini söylese bile, Paris'in canı-
nı sıkacak bir tartışma daha girmiştir gündeme.
Kazanın hemen sonrasında olay yerine giden
ve Alman mesJektaşını telefonla arayan Başba-
kan Lionel Jospin için şimdi yeni birsorun da-
ha çıktı ortaya.
Fransızlann sosyalist başbakanının zaten şu
sıralarda başı epeyce dertte.
•••
Jospin'in başını sürekli ağntacak sorunlann
en önemlisi, kendi adını taşıyan Korsika planı.
Jospin planı, daha önce de belirttiğim gibi,
Fransız Cumhuriyeti'nin yapısını temelden de-
ğiştirecek, ikinci bir devrim niteliğini taşıyor.
Kimilerine göre, bu politika çok cesur ve ile-
rici.
Cesur ofduğu kuşkusuz, ama ilericiliği tartış-
ma götürür bir politika bu.
Laicite Rebuplique kuruluşunun başkanı
Patrick Kessel'in de belirtttği gibi, önce dün-
ya, sonra Avrupa futbol şampiyonu olan milli
takımının en övünülen yanı, çeşitli etnik grup-
tan, dinden ve renkten insanı bir çatı altında
uyumla birieştirmesi olan ülkede, insanlara hiç-
bir ayrım yapmadan, eşit vatandaşlar olarak
demokrasinin ve özgürfüğün bütün nimetlerin-
den yararlanma hakkını tanımak mı ilericiliktir,
yoksa eski rejime dönmek olan etnik aynmlan
öne çıkarmak mı?
Çoğuna göre, Korsika'nın bağımsızlığı ve ki-
mi başka bölgeler için de aynı sorunun günde-
me gelmesi gibi bir sonuca yol açabilecek olan
böyle bir uygulamanın iflası Yugoslavya'da ya-
şanmadı mı?
Zaten Sosyalist Parti içinde, sol kanadın li-
deri konumundakiJean Pierre Chevenement
da Jospin'in politikası konusunda bazı tered-
dütleri olduğunu belli ediyor ve kendisinin ne-
reye kadar gidebilip nerede mutlaka duracağı-
nı Başbakan'ın bıldiğini belirtiyor.
Sağ partilerden, Cumhurbaşkanı Chirac'ın
da siyasi kuruluşu olan RPR'nin ve eski baş-
bakanlardan Michel Debre'nin oğlu, bu parti-
nin sözcüsü ve yine eski içişleri bakanı olan Je-
an Louis Debre'nin tavn da daha önceki ya-
zılarda dıle getirilmişti.
•••
Peki, Jospin'e böylesine tehlikeli bir oyunu
oynama cesaretini veren ne?
Sosyalist Başbakan bu cesaretini, iktidan sı-
rasında Fransa'nın ekonomik durumunda sağ-
lanan gelişmeden alıyor.
Ülkede işsizlik azalıyor. Büyük sorunlardan
biri olan sosyal güvenlik sistemi, 1999'da 500
milyon frank fazla verdi, bu yıl söz konusu ra-
kamın 2 milyara çıkması bekleniyor.
Öte yandan, Maliye Bakanı Laurent Fabius,
2000 yılı için öngörüldüğü açıklanan 20 milyar-
lık vergi fazlasına bir 30 milyar daha eklenme-
sinin beklendiğini söyledi, iki hafta önce.
Bu fazlalıkların kurumlar ile servet vergisinin
yanı sıra katma değer vergisinden gelmesi,
ekonominin sağlıklılığının işareti olarak kabul
ediliyor, gözlemcilertarafından.
Insanları en çok günlük gereksinimleri ilgi-
lendirdiğine göre, tüm güçlüklerine karşın Jos-
pin'in büyük bir politik avantajı da olduğunu
kimse yadsıyamaz.
Bergama CezaevVnde
eylem sürüyor
tZMtR / ADANA
(Cumhuriyet) - Berga-
ma Cezaevi'ndeki tü-
nelin ortaya çıkanlma-
sı sonrasında hükümlü
ve tutukJulann başlat-
tıklan eylemin sona er-
dirilmesine yönelik
arabuluculuk girişün-
leri sürdüriilüyor.
Bergama'ya önceki
gûn giden Cumhuriyet
Başsavcısı Ahmet Ber-
ke, cezaevi yöneticile-
ri ve mahkûmlarla bir
dizi görüşme yapan Iz-
mir Barosu Başkam
Çetin l\ıran, eylemi
sonlandırmaya yönelik
arabuluculuk görüş-
melerini dün de sür-
dûrdü.
îzmir îl Jandarma
Komutanı Kıdemli Al-
bay Feyyaz Alev, dün
erken saatlerde ceza-
evine giderek alınan
önlemlere ilişkın yet-
kililerden bilgi aldı.
Yaklaşık 250 kadar
tutuklu ve hükümlü
yakını da cezaevine gi-
den yolda kurulan gü-
venlik denetim nokta-
suıda bekliyor.
ÎHD, Eğitim-Sen,
Tüm Bel-Sen, KESK
Şubeler Platformu,
Emekli-Sen, Adana
Dayanışma Derneği,
DBP, ÖDP, HADEP,
SlP,EMEP,Genel-lş6.
Bölge ve Tanm Gıda-
Sen ortak bir açıklama
yaparak Bergama Ce-
zaevi'ndeki tünelin or-
taya çıkanlmasının ar-
dından mahkûmlara
yapılan saldın ve bas-
kılan protesto etti.
Orgeneral Ateş ve Betir emekliye aynlacak. 7 korgeneral orgeneralliğe terfi bekliyor
Orduda terfi heyecanı
1. Ordu Komutanı Org. Hilmi Özkök
Kara Kımçderi Komutanı oluyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk Silahh Kuvvetlen'nde (TSK)
2000'li yıllann komuta kademesinin
belirleneceği Yüksek Askeri Şûra
(YAŞ) toplantısı Başbakan BûlentEce-
vit başkanlığında 1 Ağustos'tayapıla-
cak. KaraKuvvetJen Komutanı Orge-
neral Atilla Ateş ile Jandarma Genel
Komutanı Orgeneral Rasün Betir
emekliye aynlacak. Ateş'in yerine
atanması beklenen 1. Ordu Komutanı
Orgeneral Hilmi Özkök, Orgeneral
Hüseyin Krvnkoğhı'nun 2002'de
emekliye aynlmasınınardındanTSK'-
nın yeni komutanı olacak.
YAŞ'ın yaz dönemi olağan toplan-
tısı, 1 Ağustos Salı günü Başbakan Bü-
lent Ecevit başkanlığında Genelkur-
may Başkanlığı Karargâhı nda yapıla-
cak. TSK personelinin atama ve terfi
ışlemlennin görüşüleceğı toplantı 4
gün sürecek. Toplantıda, irticai ve bö-
lücü faaliyetlere kanşan TSKpersone-
linin siciJ dosyalan da görüşülerek or-
dudan ihracı kararlaştınlacak.
TSK'nin komuta kademesinde bu
yıl en önemü değişiklik, Kara Kuvvet-
leri ile Jandarma Genel Komutanlı-
ğı'nda olacak. Kara Kuvvetleri Komu-
tanı Orgeneral Ateş ile Jandarma Ge-
nel Komutanı Orgeneral Betir, görev-
de 2 yıllannı doldurduklan için emek-
lıye sevk edilecek. Orgeneral Ateş'ten
boşalacak göreve 1. Ordu Komutanı
Orgeneral Hilmi Özkök'ün atanması-
na kesin gözüyle bakılıyor. Kara Kuv-
vetleri Komutanlığı'nda 2 yıl görev
yapacak olan Özkök, Orgeneral Kıv-
nkoğlu'nun 2002'de emekliye aynl-
masının ardından yeni Genelkurinay
Başkanı olacak.
Orgeneral Rasün Betir'in emekliye
aynlmasıyla boşalacak Jandarma Ge-
nel Komutanhğı'na. ordu komutanla-
nndan bırinin atanabüeceğı belirtili-
yor. Bu isimler, 2. Ordu Komutanı Or-
general Aytaç Yatman ile 3. Ordu Ko-
mutanı Orgeneral Tuncer Kıhnç.
Orgeneral Hilmi Özkök'ten boşala-
cak 1. Ordu Komutanlığı'na ise kuv-
vet komutanlan dışında TSK'deki en
kıdemli orgeneral olan Kara Kuvvet-
leri Komutanlığı Kurmay Başkanı Or-
general NecdetTîmur'un atanabilece-
ği beürtiliyor. TSK'de boşalacak iki
orgenerallik kadrosu için yedi aday bu-
Iunuyor. Bunlar, Erdinç Demirbüek,
DlSK ve Hak-İş'e çatan Türk-îş, yüzde 10'un kaldınlmaması gerektiğini savundu
'Baraj sarı seııdikalan önlüyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) •
Türk-Iş Yönetim Kurulu, yüzde
10'luk işkolu barajının kaldınlmasıy-
la Türkiye işçi sınıfının sorunlannuı
çözülemeyeceği ve barajın kaldınlma-
sı durumunda kurulacak yüzlerce sa-
rı sendika ve tabela sendikalan nede-
niyle çalışma yaşamının darbe alaca-
ğıîıı savundu. Türk-îş Genel Eğitim
Sekreteri Salih Kıüç Hak-lş ve
DÎSK'in eleştırilerine sert çıkarak,
"DİSK ve Hak-lş, kendüerine plat-
fbnn yaratmak amacıyla kafalannın
arkasındaki sinsi planı söytemezlerse
bu işler çözükmez" dedi.
Calışma ve Sosyal Güvenlik Bakan-
hğı'nın işkolu istatistıklennde yaptı-
ğı oynamalarla 10 sendikanın işkolu
barajuım altında kalmasının ardından
DÎSK ve Hak-Iş'in Türk-îş'e yönelik
• Türk-Iş Genel Eğitim Sekreteri Salih Kılıç "Hak-tş ve
DÎSK kafalarındaki sinsi planı açıkça söylesinler. Yüzde
10'luk baraj tabu değildir, tartışılabilir" diye konuştu.
eleştirilenni arttırması üzenne Türk-
Iş suskunluğunu bozarak dığer konfe-
derasyonlara eleştirıler yöneltmeye
başladı. Türk-Iş Genel Eğitim Sekre-
teri Salih Kılıç, diğer konfederasyon-
lan "Suçhı olup güçlü olma kompiek-
si içine gHTnekİe" suçladı.
Kılıç, yüzde 10'luk barajınkaldml-
masının san sendikacılığı doğuracağı
kaygısı taşıdıklannı kaydederek bara-
jı tabu olarak görmedıklerini, baraj
oranınınyüksekliğinın tartışılabilece-
ğini söyledi.
Hak-tş ve DÎSK'in açıklamalann-
dan rahatsızlık duyduklarını belirten
Kılıç, sorunlann, basının ve kamuoyu-
nun önünde değil, kendi aralannda ko-
nuşularak çözülmesi gerektiğini sa-
vundu. Konfederasyonlariçin "Akdla-
nnı başlannatoplasuüar" diyen Kılıç,
baraj konusunun muhatabının Türk-
tş olmadığını belırterek. "Saplasama-
nı birbirine kanşürmasınlar'* dedı.
Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan'ın
yüzde 10'luk barajın kaldınlmaması-
nın tek sorumlusu olarak Türk-lş ve
TÎSK'i göstermesıni de eleştiren Sa-
lih Kılıç, "Çalışma Bakanı, yüzde 10
barajıfleuğraşacağı yerde iş güvence-
si ve sendikal güveneelerie ilgili olarak
imzaladığı ILO'nun 158 sayıh sözles-
mesini uygulamakiçinçaba gostersin.
Onlar bu konuyu halletsin, biz yüzde
10'u keodi aramızdahaflederiz" dedi.
DÎSK ve Hak-îş'in, Türk- îş'e yö-
nelik olarak "KtTJerde örgütfâ oldu-
ğu için bu şekikk davranıyor" şeklin-
deki iddiasının gerçeği yansıtmadığı-
nı söyleyen Kılıç, Türk-îş'in hem ka-
mu sektöründe hem de özel sektörde
örgütlü olduğunu belırterek, "Bizözei
sektörde bile onlardan daha çok ör-
gütfüyüz. Onedenlebarajı aşamamak
gibi bir kaygımız olamaz. Hak-tş ve
DİSK. kafalannın arkasındakini söy-
lesin. Kimse o kadar saf değiL Yok ol-
ma noktasından var olma noktasına
gebne dunımu >aratmasınlar*<
dedi.
Türk-Iş Yönetim Kuruluda açıklama-
sında, işçi sınıfının örgütlenmesinin
önündekı tek engelin barajlar olmadı-
ğım belirtti.
Bakan Türk
6
Özlük
haklan
iyileşecek'
DÜZCE (AA) - Adalet
Bakanı Hikmet Sami
Türk, "Hâkim vesavalar,
adbye ve cezaevi persone-
bnin özlük haklannda iyi-
leştirme yapacak olan ya-
sa hükmünde kararname-
lerü\ 1 Ocak 2001'de jü-
rûıiûğe gireceğini düşü-
nüyorum" dedi.
Bolu'da Adliye Loj-
manlan'nda incelemeler-
de bulunan Bakan Türk,
arduıdan geçtiği Düz-
ce'de, bir ilköğretim oku-
lunun binasında hızmet
veren Düzce Valiliği'ni
ziyaret etti. Türk, burada
Vali FikretGüven'den ilin
sorunlanna ilişkın brifing
aldı.
Vali Güven, yaşanan
deprem ve yeni ıl olmanın
getirdiği sorunlan bulun-
duğunu, bunlann çözümü
için hükümetten destek
beklediklerini ifade etti.
Adalet Bakam Türk,
Düzce'nin yeniden yapı-
landınhnası çahşmalan-
nın sürdügunü, idarenin
ve adliyenin gerekli hiz-
metleri çok zor koşullarda
verdiğini, hükümetin, so-
runlann çözümü için ge-
rekli yardımı yapmaya de-
vam edeceğini behrtti.
Anemiye yakalanan Filiz Gülkokuer 3 yıldn" tedavi edilmiyor
Cezaevinde ölüıııit bekByor
İPEKYEZBANt
Yasadışı örgüt üyesi oldu-
ğu gerekçesiyle 12.5 yıl ağır
hapis cezasına çarptınlan
akdenizanemisi hastası Fife
GüJkokuer, üç yıldır bulun-
duğu cezaevinde ölümle
pençeleşiyor.
Ankara Numune Hasta-
nesi tarafindan akdenizane-
misi olduğunayönelik rapo-
ru bulunan 35 yaşındaki
Gülkokuer, 10 aydu- tedavi
görmüyor. tedavisi bulun-
mayan ve sürekli doktor gö-
zetimi gerektiren hastahğı
nedeniyle cezaevinde sık sık
hemolitik ağn krizlerine gi-
riyor. Ulucanlarda akciğer-
Ieri de zedelenen Gülkoku-
er, tahliye edilmezse "res-
men" ölüme terk edilmış
olacak.
Cezaevinde tedavisi yapıl-
madığı için hastahğı ilerle-
yen ve ölümün kıyısında tah-
liye edilen Murat Dfl'den
sonra cezaevinde bir başka
hükümlü, akdenizanemisi
hastası Filiz Gülkokuer de
ölüm suıınnda yaşıyor.
Doğuştan akdenizanemisi
olan ve sürekli tedavi görme-
si gercken Gülkokuer'in, te-
davisinin yürümesi amacıy-
la Adana Kürkçüler Ceza-
evi'nden sevk edildiği An-
Doktoriann "ancak 35 yaşına kadar yaşar" dediği, 35 yapndaki akdenizanemisi hastaa
bükümiö Filiz Gülkokuer, tedavi gormediği Ulucanlar Cezaevi'nde öramle pençefeşryoT.
kara Ulucanlar Cezaevi'nde
düzenli tedavisi yapıhnıyor.
Gülkokuer'in avukaö Kaznn
Bayraktar, hastalık nedeniy-
le daha önce dalağı ve safra-
kesesi ahnan Gülkokuker' in,
Ulucanlardan bu yana, son
10 aydır hastane yüzü gör-
mediğini söyledi.
Hastalığın cezaevi koşul-
lannda tedavisinin mümkün
ounadığını belirten Bayrak-
tar, "Hastaük yözûnden sık
sık kan tahliü >-apıhp demir
miktannın ölçüunesi gerek.
Yapümazsa vücuttald or^n-
iar ymramyor.Zatenşuanda
hastabk sonuçianm yoğun
bir şeküde hissedryor. Bu
yfizden sık sık ağn krizlerine
giriyor'' dedi.
Bayraktar, böbrekleri vü-
cuttaki fazla demiri dtşan
atamadığı için sürekli böb-
rek ağnlanyla kıvranan
Gülkokuer'in nefes almak-
ta da güçlük çektiğini, bu
nedenle koguşta değil, ha-
valandırmada yatmak zo-
runda kaldığını söyledi.
Yaklaşık 25 yıldır sürekli
tedaviyle hastahğı kontrol
altında tutulmaya çalışılan
Gülkokuer'in bir an önce
tahliye edilmesi gerektiğini
ifade eden Bayraktar, "Dofc-
torlar 'ancak 35 yaşına ka-
dar yaşar' denB^entt. Şnn-
di35yaşındavcted«vfaiya-
pdmıyor. TabByeetmekiçin
neyi beknyoıtu*, bilmiyo-
nun'
Kamuran Orhon, Yaşar Büyükanrt,
Yüdmm Türker, AtiDa Kurtaran, Ba-
ha Tüzüner, Şener Eruygur.
KorgeneralUkten orgeneralliğe terfi
edecek olan iki orgeneralden binnin
ordu komutanhğına, diğennin de Ka-
ra Kuvvetleri Kurmay Başkanhğı'na
atanabileceğıne dikkat çekihyor.
Buyıl Deniz ve Hava Ku vvetlen ko-
mutanhklan ile MGK Genel Sekreter-
hği'nde değişiklik olmayacak.
Terfi sırasında bulunan TSK perso-
neiinden bazılan 2aman zaman kamu-
oyu gündeminde yer almıştı. Susurluk
kazasuıın ardından ortaya çıkan yasa-
dışı örgütlenmeyle bağlanhlan nede-
niyle gündeme gelen Tuğgeneral \Wi
Küçük de bu yü terfi sırasında bulu-
nuyor. KKTC'de son dönemdeki ca-
susluk skandalı suasında soruşturma-
yj başlatan açıklamalan yapan Kıbns
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğ-
general Nihat ÖzejTanh ile Marmara
depremı sırasında bölgede oluşturulan
askeri gücü yöneten, Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Kjvnkoğlu'nun ak-
rabası Tuğgeneral Ha>TİKıvnkoğlu da
terfi sırasındaiar. YAŞ 'ta birüst rütbe-
ye terfi etmeyı bekleyen TSKpersone-
linin hstesi şöyle:
KaraKuVvederi
TümgeneraDen YaşarKaragöz, Çe-
ün Erman. Ersm Köşer, Kudret Cen-
gız, MehmetBaspmar, Erol Özkasnak,
Rıza Küçükoğlu, işık Koşaner, Eşref
Çallı, HüseyinGöksu, Engin Alan, îs-
mail Koçman, Ömer Keçecigil, Cevat
Temel Ozkaynak, Mehmet Tiryaki,
Bekir Sıtkı Özdeğirmenci, Selahattin
Yücel, Erdal Ceylanoğlu.
Tuggeneraller: îzzettin Gürdal, Ok-
tay Alınak, Necmi Çora, Aslan Güner,
Erol Uğur, Yaşar Öney, Metin Denli,
Zafer Ozer, Nevzat Mutlu, Yavuz 01-
çen, Halil Şimşek, îrfan Üngör, Saim
Demirel, Aldülkadir Üstündağ, Ali
Fuat Saraç, Ahmet Refik, Cemal Ala-
göz, Ali Erdoğan, Niyazi Hatipoğlu,
FikriGönültaş, Mustafa Temel Ergün,
Nusret Taşdeler, Muharrem Karadu-
man, Yalçın Ataman, Nihat Özeyran-
ü, Murat Adıyaman, Hüseym Tanyer,
Ahmet Cengiz Aycan, Eyüp Kaptan,
Hayn Kıynkpğlu, KemaJ. Ay, Nejat
Mûldür, Necdet Deniiraı, Ali îbsan
Gürcıhan, Salih Gükığlu, Sadık Ercan,
Şadi Kılıç, Uğur Şevket Büyükçulha,
Ali Rıza Selmanpakoğlu, Mehmet
Uçar, Yılmaz Hızlı, Atilla Öksüz, Ne-
jat Bek.
Deniz Kuvvederi
Koramiralkr: Özden Örnek, Atilla
Şenkul.
TümamiraDen Alper Tezeren, Mus-
tafa Ozbey, Tamer Ezgü, Metın Ataç.
TuğamiraUer Ömer Esentürk, îlken
Güven, Cengiz Alpözü, Aydm Gürül,
Mustafa Oltanır, Metin Poyrazlar, Er-
dal Bucak, Nadir Kınay, Ozbek Gör-
gün, Cavit Sungur, Engin Heper, Ruh-
sarSümer.
Hava KuvMetieri
KorgeneraUen Özkan Öktü, Alper
Akseli.
Tümgeneraflen Nuri Solakoğlu, Re-
şatTurgut, îbrahım Büyükyumukoğlu,
Ismail Özalp, SeyfettüvSeymen, Ok-
tay Tezeren, Erdoğan Karakuş.
Tuğgenerafler. Hikmet Yavaş, îhsan
Aygün, Ömer Inak, Metin Yükselen,
Volkan Tiryaki, Şevket Dingiloğlu,
Murat Bulgan, Hıncal C^kiç, Savaş
Şanlıtürk, Yılmaz Özbakır.
Jandarma Genel Komutanhğı
Tümgeneral: Bekir Uğurlu.
Tuggeneraüer. Feridun Öztürk,
Haj-ri Tezcan, îbrahim Akmeşe, Veli
Küçük, Ahmet Özmut.
Gülhane Askeri TıpAkademisi
Tuğgeneraüer: Naci Seber, Atilla
Yalçın.
Askeri Yargıtay
Tuğgeneral: Nursefa Pandar.
StlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Kıbns'ta Şener Leverrt ve arka-
daşlannın casusluk gerekçesiyle gö-
zaltına alındığı ilk günlerde, merkez
basınımız ve kamuoyu oluşturma
gücüne sahip olan çevreler, bu du-
rumun bir saçmalık olduğuna dikkat
çekiyorlardı. Kıbns Güvenlik Kuvvet-
leri Komutanı Özeyranlı'nın davra-
nışının doğru olmadığı ve kendisinin
bu olaydaki tutumu nedeniyle işlerin
iyice çıkmaza girdiği hemen hemen
fürkiye'deki çoğunluğun ortak dü-
şüncesiydi. Kıbrıs'taki saçma ve
içinden çıkılmaz durum ve Türki-
ye'nin bu konuda yıllardır izlediği si-
yasetin yanlışlığı ilk kez ciddi şekil-
de tartışılacak bir noktaya gelmişti.
Gelmişti diyorum, çünkü birkaç
gün sonra havadeğişti. Kıbns'ta Tür-
kiye'nin 26 yıldır izlediği siyasetin
böylesine masaya yatınlması, etkili
ve yetkili çevreler tarafindan kabul
edilemezdi. Nitekim de öyle oldu.
Milli Güvenlik Kurulu'nun Istanbul'da
toplantıya hazırlandığı günlerde ha-
berler farklı verilmeye başlandı.
MGK'de de bu konunun enine boyu-
Kıbns'ta Kurulu Düzen
na konuşulduğu görülüyor. Gazete
haberlerine yansıdığına göre, Kıb-
ns'ta Denktaş'a muhalefet eden ve
GKK'nin statüsünü eleştirenlerin asjl
tehlike olduğu MGK'ye yazılan ra-
porda yer alıyor.
MGK raporcusuna göre Avrupa
gazetesi, Kıbns Rum Kesimi ve ba-
zı Batılı ülkelerden parasal destek
sağlıyor. Seçimler öncesi Başbakan
Derviş Eroğlu, sadece Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'a muhalif olma-
sı nedeniyle bu gazeteye el altından
destek verdi... Başta Yunanistan ol-
mak üzere önde gelen bazı Batılı ül-
keler, KKTC karşıtlannı çeşitli sosyal
faaliyetleraltında Ledra Palasta top-
luyor. Batılı ülkelerin KKTC aleyhine
örgütlenmeyi sağlamak için harcadı-
ğı yıllık para 10 milyon dolar. Kıb-
ns'tan sorumlu Bakan Şükrü Sina
Güret bu raporun ardından Eroğ-
lu'na şu uyanda bulunuyor: "Herke-
sin akıl yoluna gelmesi gerekiyor.
Kimse, Türkiye'den yapamayacağı
şeyleri istemesin."
MGK'ye sunulan rapor ve Şükrü
Sina Gürel'in açıklamalan, Kıbns'ta-
ki muhalefetin önümüzdeki günlerde
Türkiye merkezli bir bombardımana
uğrayacağını gösteriyordu. öyle ol-
du. Eroğlu'nun mali siyasetlerini
eleştiren, Denktaş'a karşı tutumunu
hedef alan yazılar birbiri ardına gün-
deme geldi. Başbakan Eroğlu, Ok-
tay Ekşi'nin eleştirilerine verdiği ya-
nıtta, kendilerini zorduruma sokmak
amacıyla banka krizi yaratıldığını
söylüyor. Başkanlık sistemi yoluyla
Kıbns Türk toplumunun iyice zaptu-
rapt altına alınmak istemesine de
karşı olduklannı dile getiriyor ve şun-
lanekliyor: "Kıbns Türkhalkının gün-
deminde başkanlıkrejimigibi konu-
lar yoktur. Kıbns Türk halkı paria-
menter rejimden memnundur."
• • •
Kıbns'ta işlerin iyi grtmediğini sap-
tamak için kâhin olmaya gerek yok.
20 Temmuz 1974 müdahalesinden
bugüne 26 yıl geçti. 26 yılın sonun-
da Kıbns'ta kurulan KKTC'yi Türki-
ye dışında kimse tanımadı. KKTC,
ekonomik olaraktamamen çöktü ve
bütün ekonomi Türkiye'ye bağımlı
hale geldi. Kıbns Rum Kesimi yıllık
gefihni sürekli arttınrken Türk kesimi
sürekli geriledi. Kıbnslı Türkler çare-
sizlikten, baskılardan Kıbns'ı terk
ederken Ada Türkiye'den gelen göç-
menlerle dolduruldu. Kıbns Rum Ke-
simi bütün dünyanın tanıdığı ve Av-
rupa Birliği'ne aday bir ülke iken
Denktaşyönetimindeki Türkiye des-
tekli KKTC ise dünyada yapayalnız
kaldı. Bu yalnızlık KKTC'nin Türki-
ye'ye bağımlıltğını daha da arttırdı.
KKTC'nin bağımsız bir devlet ol-
duğunu dünyaya ılan eden Türkiye,
bu bağımsızlığa kendisi de inanma-
dığı için sürekli buradaki siyasetlere
müdahaie etti, Denktaş egemenli-
ğindeki bir sistemi adada ordunun
varlığıyla ayakta tutmaya çalıştı.
MGK'ye yaâlan rapordan da görül-
düğü gibi bu siyaset aynen korun-
mak isteniyor. MGK, bu kadar başa-
nsız olmuş bir siyasetin sürdürülme-
sini nasıl isteyebilir? Kıbns Türkleri-
nin demokrasiye layık olmadığı dü-
şüncesini ortaya atarak "başkanlık
sistemi"r\\ savunanlar, hangi başan-
lanyla böyle bir tezin arkasında du-
rabilırler?
Kıbns sorunu yalnızca bir güven-
lik sorunu değil, tam tersine Avrupa
Birliği'ne gidiş sürecinde Türkiye'nin
geteceğinin de test edildiği bir de-
mokrasi sorunudur. Kıbns sorunu-
nun çözümü asıl olarak Kıbrıs halkı-
nın tercihine bırakılmalı ve Kıbns'ta-
ki demokratik uyanışa önem veril-
melidir. MGK'ye sunulan rapor ise
görüldüğü kadanyla, yeni çözümler
üretecek bir anlayış yerine Denk-
taş'ın iflas etmiş siyasetlerine destek
veriyor. Bunun ne kadar akla yatkın
olduğunu anlamak için Kıbns'taki
tabloya dönüp bakmamız yeterii.