20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
230 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER pekor sopufturma • ANKARA (ANKA)- Içişleri Bakanı Sadettin Tantan, belediye başkanlan hakkında 559 adet inceleme ve soruşturmanın sürdüğünü bildirdi. Tantan, FP Konya Milletvekili Veysel Candan'ın "isimsiz dilekçelerin işleme konularak birçok belediye başkanı hakkında usulsüz takibat yapıldığı" yolundaki soru önergesini yanıtlarken vatandaşlardan gelen şikâyetlerin işleme konulmasuun zorunluluğu olduğunu belırtti. Tantan, "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması" hakkındaki yasa hükümleri gereğince Içişleri Bakanlığı'nın şıkâyetleri incelettirmeksizin işlemden kaldırma yetkisi olmadığuu bildirdi. POAŞ'ın özelleştiritmesi • Haber Merkezi - Petrol Ofısi AŞ'nın (POAŞ) özelleştinlmesine tepkiler sürüyor. Izmir'in Aliağa ilçesindeki Petrol Ofısi Bölge Müdürlüğü'nde çalışan işçiler, kurumun özelleştırilmesini protesto için işe 1 saat geç başladılar. Hatay'ın Iskenderun ilçesinde Petrol Ofisi Bölge Müdürlüğu'nde çalışan işçı ve memurlar da üç gün süresince sabah 08.00 ile 09.00 arasında işbaşı yapmayacaklannı söylediler. Petrol-lş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın da yaptığı yazılı açıklamada, POAŞ'ın devrinin bir "oldubitti" ile yapılmamasını istedi. YükseRş Koleji'nin iflası • ANKARA (AA)- Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, eski Yükseliş Koleji öğretmenlerinden Betül Güngör'ün, kıdem tazminatını alabilmesi için yaptığı başvuru üzerine Yükseliş Koleji'nin iflasına karar verdı. Mahkeme, diğer davalı Hacı Ali Demirel aleyhinde açılan davayı ise reddetti. Davanın dün görülen karar duntşmasuıa, davacı Betül Güngör'ün avukatı Osman Hanağası ile davahlar Hacı Ali Demirel ile Yükseliş Koleji'nin avukatı katüdı. Davacı tarafin hazırladığı dava dilekçesinde, borçlu şirket aleyhine Ankara 17. lcra Müdürlüğu'nde 2 ayn dosyaya ilamlı takip yapıldığı ve borçlu şirkete bu dosyalarla ilgili iki ayn icra emri gönderildiği, ancak ödemenın yapılmadığı kaydedilmişti. Adli taty baştadı • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Yargıda toplu izin kullammı anlamına gelen "adli tatil" dün mesai saatı bitiminden itibaren başladı. Adli tatil boyunca, nöbetçi mahkemeler görev yapacak. Yeni adli yıl, 6 Eylül 2000'de başlayacak. Adlı tatil boyunca adliyeler ile yüksek yargı organlan Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek ldare Mahkemesi'nde nöbetçi heyetler göre\ f yapacaklar. Anayasa Mahkemesi ve DGM'ler adli tatil kapsamında bulunmuyor. Ancak bu mahkemelerde görülecek olan davalar, adli yıl içindeki kadar yoğun olmaj acak Koalisyon hükümetinin TBMM'den aldığı Yetki Yasası'ndan çalışanlara umut yok ÜÜcretler IMF VeANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Hükümetin TBMM'den aldığı Yetkı Yasası doğrultusun- da kamu çahşanlannın maaşla- n arasuıdakı farkın gıdenlmesi- ne yönelik çalışmalann kapsa- mı sınırh tutuldu. Yetki Yasa- sı'nda "eşh işeeşit ücret" hedef- lenirken bu uygulamanın zama- na yayılacağı kaydedildı. Başbakanlık'ta vapılan çalış- manın daha çok ıdari önlemlen kapsadığı, düzenlemelerın uy- gulanan ekonomık programa mali yük getirmemesi için sınır- lı tutulduğu bildırildı. Devlet Personel Başkanlığf nca hazır- lanan tasanya ılişkın çalışmala- nn sürdürüldüğü belırtıldı. Hü- kümet TBMM'den aldığı Yetkı Yasasf nda kamu kesimindeki maaş dengesizliklerini gider- meyi amaçlarken maaş artışına gidilmeyeceğının de işaretıni • Başbakanlık'ta kamu çalışanlannın maaş farklanna yönelik yapılan çalışmanın uygulanan ekonomik program ve IMF'ye verilen sözler nedeniyle verdi Yasanın 2. maddesinın c fıkrasında, "Memurvediğerka- mu görevlileri arasındaki ücret adaletsiziiklerinin giderilmesi. eşh işe eşit ücretükesinin gerçek- leştirilmesi ve ücret sisteminin nitelikli personelin kamu kesi- mindeistihdamınaolanaksağla- yacak şekilde geliştirilmesi'" ön- görüldü. Yasada bu hedefin ko- nulmasına karşın diğer fıkrasın- da da kamu çalışanlannın maaş farklannda artış yönünde dü- zenleme olmayacağı, "Uygu- lanmakta olan ekonomik prog- ram hedeilerinin ve bütçe den- gelerinin bozulmamasi—" diye ıfade edildi. Başbakanlık'ta ka- mu çalışanlannın maaş farklan- na yönelik yapılan çalışmanın sınırh tutulacağı öğrenildi. uygulanan ekonomik program ve IMF'ye venlen sözler nede- niyle smırlı tutulacağı öğrenil- di. Yapılacak düzenlemenin da- ha çok idari boyutu kapsayaca- ğı kaydedildı. Zorunlu hizmet Maaş dengesizlığine yönelik çahşmalarda ek mali yükün de gündeme gelebileceğı, bunun IMF'ye venlen sözler ile uygu- lanan program nedeniyle tercih edilmeyeceği vurgulandı. Baş- bakanlık'ta sürdürülen çalışma- da devlet memurlanna Doğu ve Güneydoğu'da görev yapma zo- runluluğu getiren yönermelik düzenlemesinin de tamamlan- mak üzere olduğu bildirildi. Devlet Personel Başkanlı- ğı'nın 2 yıldırçalışmalannı sür- dürdüğü tasanlarla ilgili düzelt- melenn sürdüğü kaydedıîdı. Devlet Bakanı Şükrü Sina Gü- reL kamu personelının maaşla- n arasındaki dengesizliğin gi- derilmesini ve tek yasa altında birleştınlmesini öngören tasan ile personel rejimini öngörenta- san hakkında bakanlıklardan görüş istendiğinı söyledi. Gö- rüşlerin gelmesınin ardından yenı bir düzenleme yapılacağı- nı dile getiren Gürel, hazırlana- cak önerinın Bakanlar Kuru- lu'na sunulacağını kaydetti. Devlet Personel Başkanlığı yetkilileri de tasanya en çok iti- razın ücret gruplamalannda ol- duğunu dile getirdi. Yetkililer bakanlıklara bu konuda yaa ya- zıldığını belirttıler. Başbakan- lık, bakanlıklar, kurum ve ku- ruluşlardan Yetki Yasası kapsa- mında kanun hükmünde karar- name olarak çıkanlması isteni- len düzenlemelerin bıldirilmesi- ni istedi. Daha önce yine kanun hükmünde kararname ile kuru- lan Aile Araştırma Kurumu ve Kadının Statüsü Genel Müdür- lüğü'nün yeni yasalannın da bu yöntemle çıkanlması istendı. Bu iki kurumla ilgili yasalann TBMM'nin tatile girmesi nede- niyle çıkanlamadığı kaydedil- di. Kültür Bakanhğı, kanun hükmünde kararname ile Fikri Mülkiyet Haklan Enstitüsü ku- nılması, sanatçılara başan taz- minatı venlmesi, koruma kurul- lannm oluşumunun değiştınl- mesini önerecek. 77 mültecinin îtalya düşü başlamadan hüsranla bitti 'îtafya'yerine SanbenliAdası Büyük düş kınklığı vaşayan mülteciler geceyi zor koşullar altında geçirdiler. (Fotoğraf: AA) Haber Merkezi - Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Kalkan beldesi açıklanndaki Sanbenli Adası'na "İtalya" diye kandınlarak indirilen 77 mülteci yakalandı. Yasadışı yollardan Yunanistan'ın Sisam Adası'na kaçmak isteyen 9 kişi ise Kuşadası'nda yakalandı. iki gün önce Türkiye'den hareket ettiğı iddia edilen bir gemiyle kaçak olarak Italya'ya gelen 38 kişinin de dün Trieste kıyılannda yakalandığı bildirildi. Aralannda Türklerin de bulunduğu Afganıstan, Pakistan ve Irak uyruklu 77 kışi "ttarya" diye Antalya'run Kaş ilçesi sahillerindeki Sanbenli Adası'na indirildi. Bir ihban değerlendiren Kaş jandarma ve sahil güvenlik ekipleri. Sanbenli Adası'nda ele geçirdiği mültecileri gözaltma aldı. Mülteciler jandarmanın operasyonunun ardından İtalya'da değıl, Türkiye'deki bir adada olduklannı anlayınca şaşkmlık yaşadılar. Jandarma yetkilileri, Kaş açıklannda bir teknede yaklaşık 80 kişinin daha bulunduğu şeklinde bir ihbar aldıklarmı ve ekiplerin bu ihban değerlendirdiklerini bildirdiler. Bu arada yasadışı yollardan Yunanistan'ın Sisam Adası'na kaçmak isteyen 9 kişi dün Kuşadası'nda yakalandı. Filistinli 5, Afganistanlı 1, Kuzey Iraklı 3 kişinin Türkiye'ye Kuzey Irak'tan yasadışı yollardan giriş yaptığı belirlendi. İtalya'da insan kaçakçıhğı Öte yandan, Italya'nın kuzeyindeki Trieste kentinde düzenlenen operasyonda insan kaçakçıhğı yapan 3 örgüt çökertüdi, çoğu Çinli 40 kişi yakalandı. tki gün önce Türkiye'den hareket ettiği iddia edilen bir gemiyle kaçak olarak Italya'ya giden 38 kişinin, dün Trieste kıyılannda yakalandığı bildirildi. Bu kişilere, 2 Hırvat denizcinin rehberlik ettiği açıklandı. 312. madde Kazan: Tashihi karara gideceğiz DtYARBAKlR (Cumhuriyet Bûrosu) - Kapatılan RP'nin genel başkan yardımcısı ve eski Adalet Bakam Şevket Kazan, TCY'nin 312. maddesinin, Türkiye'de birçok insanm mağduriyetine neden olduğunu belirterek Necmettin Erbaksın hakkındaki dosyamn tashihi karanna gideceklerini belirtti. Diyarbakır DGM Başsavcıhğı'na gelen ve 4 No'lu DGM Başkanı AHÇağan ile yaklaşık 1 saat görüşen Kazan, DGM çıkışmda, gazetecilere yaptığı açıklamada, Erbakan hakkındaki dosyamn Yargıtay'dan gelip geunediğini öğrenmek için DGM'ye geldıgini söyledi. Kazan şöyle konuştu- "Dosyamn geunediğini öğrendim. TCK'nin 312. maddesi, Türkiye'de fıkir ve inanç özgürlüğü konusunda bugûn gündeme gelen bir maddedir. 312. madde, Türkiye'de birçok insanın mağduriyetine neden olan bir maddedir ve bildiğmiz gibi arük bu konuda ve bu mahkûmiyet kararmdan sonra parİamentoda bütün partilcr, 312. maddenin kaldırümasuıı değil de en azından değtştirümesi, mağduriyetkre imkân vermemesi konusunda düşüneeye sahipler. Bütün partikr 312. madde üzerinde s değişiklik yapılması konusunda aşağı yukan şimdilik hemfikir/' IRMIKIAYDEN ENGtN aengin(q doruk.net.tr. Biliyorum başlık bilmece gibi oldu: Yargı yargıyı yargılayacak! Ama ne ya- payım ki öyle. Yann Istanbul Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde çok eğlenceli bir du- ruşma var. En azından benim için çok eğlenceli. Üstelik sanık filan da deği- lim. Yann yargı, yargıyı yargılayacak. Ben de izleyeceğim. Bilinir, yargının üç ayaöı, üç "olmaz- sa olmaz" bileşeni var: İddia (savcı), savunma (avukat), karar (yargıç). Çağdaş hukukta bu üç ayaktan biri eksik olunca yargı da olmaz. Yarınki duruşmada da öyle olacak. Amaaa... Aması şu: Savcı iddianame okuya- cak. Sanık iskemlesinde oturan, Açık Sayfa dergisinın yazıişleri sorumlu mü- dürü, istanbul Barosu avukatlanndan Ahmet Çoban'ın, "Adliyenin manevi şahsiyetıni tahkir, terzil ve tezyif ettiği" için Türk Ceza Yasasf nın ünlü (ah, o ünü siz gelin bana sorun) 159. madde- si uyannca cezalandınlmasını isteye- cek. Savcı, suçu, yayın kurulunda Pro- fesörÇetin Özek, Profesör Aydın Ay- bay, Profesör Semih Gemalmaz ve avukat Ergin Cinmen gibi ünlü hukuk- çulann yer aldığı Açık Sayfa adlı aylık aktüel hukuk dergisindeki bir yazının satırlannda bulmuş. Sanık Ahmet Çoban'ı istanbul Baro- Yargı Yargıyı Yargılıyor su avukatlanndan bir grup savunacak ve yazryı Kadir Şinas takma adıyla ya- zan avukat Adnan Ekinci de bu avu- katlar arasında bulunacak. Eh, bu seyir kaçar mı? Bal gibi yargı, yargıyı yargılayacak... Yazıda suç olup olmadığına elbette yargıç(lar) karar verecek. Ama Türk hu- kuk sisteminin "Yargıda açıklıkesastır" ilkesi uyannca izleyicilerin de, doğru- dan izleyemeyip gazetelerden haber alan okuyucunun da duruşma önce- sinde bilgilenmesinde yarar var. Sorun şu: Akdeniz Üniversrtesi Hukuk Fakülte- si profesörlerinden Hayrettin Ökçesiz tarafından İstanbul Barosu avukatlan arasında bir araştırma yapıldı. Konu: Adli yargıda yolsuzluk! Araştırmanın anket bölümünde, İstanbul Baro- su'nun meslekte beş yılını doldurmuş 8550 avukatı arasından örnekleme yöntemiyle seçilen 666 avukata, adli yargıda yolsuzluk olup olmadığını sap- tamak üzere çok sayıda soru yöneltil- di. Yanıtlar değeriendirildi ve çok çar- pıcı sonuçlara vanldı. Araştıımanın bilimsel yöntemle yürü- tüldüğüne kuşku yok. Nitekim yüzde 3.7'lik "artı-eksi" bir sapma söz konu- su ki bir çalışmanın bilimsel güvenilir- liği için bu yeterli bir oran. Nitekim Marmara Üniversitesi öğ- rencileri ve öğretim üyelerinin katkıla- nyla zenginleşen bu bilimsel araştır- ma, YÖK tarafından da bilimsel bir tez olarak benimsendi ve Hayrettin ökçe- siz, bu çalışmasıyla profesörlüğe yük- seltildi. Yani ortada bilimselliğini YÖK'ün bile kabul edip onayladığı bir profesörlük tezi var. ••• Araştırmanın sonuçlannı tümüyle ak- tarmak olanaksız. Buna ne yerimiz el- verir, ne bilgimiz. Ama en çarpıcı so- nucu okuyucuyla bölüşmek gerek: An- kete katılan avukatlann yüzde 94.9'u (Anneeeee! Yüzde doksan dört nokta dokuzu) yargıda yolsuzluk olduğu ka- nısında. Üstelik bu yargıyı benimseyenler, si- zin gibi, benim gibi "dışandan" kişiler değil, işleri gereği yargının tam göbe- ğinde yer alan bir meslek grubu: Avu- katlar. "Onlar böyle diyorsa bir bildik- leri vardır", dersek yanılmış mı oluruz? Şimdi... Görevleri adaletin gerçekleşmesi, kamunun hakve hukukunun ete kemi- ğe bürünmesinden ibaret olan cum- huriyet savcılanna düşen nedir? Bilimsel bir araştırmanın verilerine güvenerek (bilime güvenilmeyecekse neye güvenitecek?) adalet aygrtını kap- ladığı ortaya çıkan (boru değil, avukat- lann yüzde 94.9'u onaylıyor bunu) yol- suzluklann üstüne grtmek, adalet ay- grtını kirterinden arrtmak için kollan sı- vamak olmalı değil mi? Daha halk ağzıyla söylersek: Yargı hemen kendi söküğünü dikmeye yö- nelmeliydi değil mi? Ama görünen o ki öyle olmadı. Yar- gının üç temel bileseninden "iddia" (savcılar), yargının söküklerini dikmek- tense, bu bilimsel araştırma üstüne in- ce bir mizah yazısı döktüren Kadir Şi- nas'ın (nam-ı diğer Adnan Ekinci'nin) yazısını cımbızlayıp suç unsuru ara- mayı yeğledilerve iddialan o ki: Buldu- lar. Yann ilk duruşma. Eh benim gibi kı- demli bir basın sanığı için bu kaçmaz. Yargının, kendi söküğünü dikeceğine, yargıyı yargılamasını kaçıramam... Gideyim şu duruşmayı izleyeyim. Umduğum gibi ilginç geçerse, görüp dinlediklerimi size de anlatınm. Söz! ÜĞÜPOLntKA GÜNLÜĞÜ HÎKMET ÇETtNKAYA Ege'de İsyan Ege sıcaktan kavruluyor... Kıyılarda insanlar denizde serinliyor... Gediz ve Söke ovalannda ise telaşlı bir bek leyjş var... Üreticiler tedirgin .• Selçuk'tan Aydın'a doğru giderken beş yıl ön- cesi pamuk ekilen tarialar bomboştu... Ege'deki sancı Çukurova'da ve Antarya da da yaşanıyor... Ege'de pamuk ekim alanları 2000 yılında 70 bin hektar azalaraK 2 milyon 400 bin hektara düşmüş... Peki Çukurova ve Antalya'da durum ne? Çukurova'da 311 bin hektar 175 bin hekta- ra; Antalya'da 39 bin hektar 17 bin hektara düş- müş... Üretici kuruluşlan ayakta!... Üreticiler dertlü... Peki ya politıkacılar? Onlar da susuyoıi... Konu Türkiye için çok önemli... Eğer ekim alantan daha da daralırsa Türkiye pa- mukta ithal cenneti olacak . Tehlike kapıda... Ege Çiftçiler Derneği Genel Başkanı Hulusi Tanman, Ege'deki üretıcilerin, en büyük sıkıntıyı pamukta çektiğini belirterek üreticilerin şu anda 420 bin liraya ürettiği pamuğu, 339 bin liradan elinden çıkarmak zorunda kaldığını söylüyor. Tan- man'ın çizdiği tablo şöyle: "Üreticiler, 1995 yılından bu yana maliyetinin yüzde 15'in altında fiyatla pamuk satıyor. Bu sü - reç pamukta dışa bağımlılığı berabennde getıre- cektir. Pamuk ekim alanlan hızla daralıyor. Geçen yıl Ege Bölgesi'nde 324 bin ton pamuk üretil- mesine karşın, bu yıl bu rakamın 261 tona düş- mesi bekleniyor. Bu çok büyük bir düşüş. Buna karşılık Türkiye'ye pamuk ithalatı sürekli artıyor. Geçen yıl Türkiye üretimi 880 bin tondu. Bu yıl 739 bin tonluk bir kapasite söz konusu. Oysa ithal rakamlan çok yüksek. Geçen yıl 1 milyon 200 bin ton ithalat gerçekleşti. Bu yıl bu rakamın 1 milyon 400 bin tona çıkması bekleniyor." Izmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Uyesi Ay- dın Kesen, pamukta dışa bağımlılığın Türkiye'nin aleyhine bir durum olduğunun altını çizerken şu önensini sıralıyor: "Pamuk üretim miktannın arttınlması için özen- dirici tanm politikalanna ihtıyaç var. Yeni tohum cinslerinin elde edilmesi, prim sisteminin kesin- likle uygulanması, üreticilenn ürün bedellennin zamanında ödenmesi, standardizasyon siste- minin değıştınlmesı, üretici gırdı maliyetlerının dikkate alınarak fiyat politikalannın belihenmesı ve üreticilerin enflasyona ezdırilmemesı ile beiır- gin artış sağlanabilir." ••• Ege'de üretici temsilcileri, hükümetin IMF'ye "avuç açmayı" sürdürdüğünü söylüyorlar... Yerel gazetelere şöyle bir göz attık Her gün sorunlan anlatıyorlar . Acaba üreticinin sesını Başbakan BülentEce- vtt, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz duyuyor mu? Işte konuşanlar ve sorunlar... Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman: "Buğdayda da durum son derece olumsuz. Hükümetin IMF programına uyması ülkede sos- yal patlamalara neden olacaktır. Geçen yıl 1 kilo buğday fıyatıyla 1 kilo 758 gram amonyum nit- rat gübresialınırken şu anda 1 kilo 275 gram ali nabiliyor. Geçen yılki fiyatla 889 gram tohumluk buğday alırken bu yıl 733 gram tohumluk buğ- day alabiliyoruz. Geçen yıl 0.432 litre mazot alı- nabilirken şimdi 0.233 litre mazot alınabiliyor. Bu tablodan da anlaşıldığı gibi felaketin boyutu açık- tır. Yılda ancak bir kez ürün alan çıftçinın stopaj yoluyla peşin vergi vermesine ve yüzde 17KDV ödemesine karşın emeği yok sayılmış, vergi ka- çıran kesime peşkeş çektirilmiştir." Izmir Ziraat Odası Başkanı Reşrt Kurşun: "Enflasyonu düşürme gerekçesiyle Türkiye'yı dış ülkelerin pazan durumuna getirdiler. Bu istik- rar demek değildir." Konuşan kişilerin hemen hemen tümü sağ gö- rüşlü üretici temsilcileridir... ••• Aydın üzerinden Kuşadası'na. oradan da Ur- la'yadönüyorum... Narenciye bahçelennin çoğu sökülmüş... Öğreniyorum ki pek çoğunu holdinglerin ve özel bankaların patronlan satın almış... Ege'de üreticiler isyan ediyorlari... Ankara bu sese nedense kulak vermiyor!... hikmet.cetinkaya(u cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DİSK VE MADEN-IS CENEL BAŞKANI KEMAL TÜRKLER'İ katledilişinin 20. yıldönümünde saygı ve sevgi ile anıyoruz. AİLESİ 22 Temmuz Cumartesi günü saat 11.00'de mezan başında anılacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle