27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE HABERLER DUNYADA BUGÜN ALİSİRMEN 'Kaybeden Kazanıyor' 26 yıl olmuş, Kıbrıs'ta "Banş Operasyonu" başlayalı. Ve 26 yıldır, ilgili tarafların hepsini tat- min edecek bir çözüm bulunamamış Kıbns ko- nusunda. Banş Harekâtrnın 26. yıldönümü dolayısıyla, Klerides'in isteği ile Cenevre'deki dolaylı görüş- melere, 24 Temmuz'a kadar ara verildi. Kıbrıs'a bakarken yıllardır iki düşünce egemen oluyor kafamda. Bunlardan birincisi, ilhan Selçuk'un çeyrek yüzyıl önce söylediği tümcedir. - "Şu Ecevit", demişti alaycı olmayan bir ifa- deyle, "ilginç formüller bulmakta üstat; savaş yaptı, adını banş harekâtı koydu". Bu sözler uzun süre kulağımda çınladı. Aradan geçen sürede, 1974 müdahalesinin gerçekten "banş harekâtı" olduğunun anlaşılabilmesi için, Yugoslavya'daki kanlı olaylan yaşamamız gerek- ti. Ve onlan gördükten sonra, çeyrek yüzyıl önce etnik temizliğin eşiğinden müdahale ile dönen, adada kan dökülmeden geçen bunca zamanın askeri harekât olmamış olsaydı neterin yaşana- cağı düşünülünce, hazin bir çelişki de olsa, ger- çekten banş operasyonu oiduğu anlaşıldı. ••• Kıbns'ta 1974 "Banş Harekâtı"r\m kazananla- n ile kaybedenlerine baktığım zaman da aklıma hep, ünlü Ingiliz yazarı Graham Greene'in, "Üçüncü Adam" ile birtikte en tanınan yaprtı olan "Kaybeden Kazanıyor"u geliyor. Gerçekten de, "Kıbns 'ta birinci ve ikinci aske- ri harekâtta kim kazandı" sorusunun yanrtı açık- tır "Tabii ki, Kıbns Türkleri ve onlann garantisi olan Türkiye." Ne var ki, "Peki ondan sonrâ geçen zaman içinde kim kazandı" sorusunun yanrtı da o denli açıktır: "Tabii ki, Rum tarafı ile onlann garantisi olan Yunanistan." Türk tarafının da, Türkiye'nin de 1974'ü izleyen yıllan yeterince değerlendiremedikleri, askeri za- feri, politik ve ekonomik zafere dönüştüremedik- leri, KKTC'nin de bu alanda dünyaya pek iyi bir görüntü veremediği ortadadır. .... ••• Politik bakımdan, KKTC'nin bütün dünyadan soyutlanmış olmasını, kimse tarafından tanınma- masını, geçmişin yanlış politikalarına ve de kar- şı tarafın aslında bölünmüşlüğün sürmesine yol açan, gerçekte kendisine de fazla yarar sağlama- yan manevralanna bağlamak mümkündür. Peki ama, iç rejimde iki taraf arasırtdaki demok- rasinin kalite farkına ne demeli? Dosyasını iyi bilen ve uluslararası çapta diplo- masi yeteneğini herkesin takdir ettiği Denktaş, yanm yüzyıldır hâlâ demokrasiyle banşmış ve onu içine sindirmiş bir görünüm sergilemiyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, casus diyeiu- tuklanan muhalif gazeteciler ve herkesin nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, attından gelen pis ko- kulan duyduğu son olaylar yeter de artar bile... Ekonomik durum daha fazla değilse bile onun kadar beter. Radikal'den Erdal Güven'in belirt- tiğine göre, Kıbrıs işlerinden sorumlu Devlet Ba- kanı Şükrü Sina Gürel'e bağlı Kıbns Müşavirli- ği'nin eşgüdümünde hazırlanmış olan rapor, bir türiü üretici hale getirilememiş, asalak ekonomi- nin Türkiye'nin sırtına bindirdiği yükleri ve tem- muz maaşlarını ayın 7'sinde almış olan, ağus- tosta ne olacağı belirsizliğini koruyan memurîa- nyla Kıbnslılann çektiklerini anlatıyor ve bu işin artık böyle gitmeyeceğini vurguluyor. Bütün kabahati, Kıbns halkındabulmamak ge- rek. Daha operasyonun hemen ertesinde, o yıl adanın kuzey kesimindeki ekonomik yapılanma- yı eleştiren ve yeni bir model öneren zamanın Ma- liye Bakanı Ziya Müezzinoğlu, henüz tümüyle dağılmamış ağır faşist ortamda, komünistlikle suçlanmıştı. Başka bir deyişle Ankara, kendi yükünü kendi hazırtadı. Şu anda adanın güneyinde 15 bin dolar olan kişi başına gelir, kuzeyde bunun beşte biri düze- yinde. Kısacası 26 yıl içinde kaybeden kazandı ya da daha doğru aeyişle kazanan kaybetti. Emekliler sorunlarını iletti Sezer: Şurada kasam olsa da ücret ödesem ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Tüm Işçi Emeklileri Demeği Ge- nel Başkanı tsmafl Ars- lan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in, emeklilerin sorunlanna ilişkin görûşlerine hak vererek "Şurada bir ka- sam olsa da, hepinize mağduriyetierinizi gide- recek ücreti ödesem" dediğini bildirdı. Cumhurbaşkanı Ah- met Necdet Sezer dûn ilk olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin ve bera- berindeki Anayasa Mahkemesi heyetiyle görüştü. Sezer'i daha sonra Türk Hukuk Ens- titûsü Genel Başkanı tbrahim Ükyaz ve bera- berindeki enstitü genel merkez idarecileri ziya- ret etti. Tüm Işçi Emeklileri Demeği Genel Başkanı îsmail Arslan ve bera- berindeki heyet de, Se- zer'i ziyareüerinde emeklilerin sorunlannı dile getirdiler. Arslan, halen Anayasa Mahke- mesi'nde bulunan Sos- yal Güvenlik Yasası'yla ilgili SSK'den görüş is- tendiğini beürterekken- dilerinden de görüş alınmasını istedi. Arslan, dile getirdik- leri konularda Sezer'in kendilerine hak verdiği- ni anlatırken, "Sayın Cumhurbaşkanı 'Me- mur da çok rahatsız. Şu- rada bir kasam olsa, he- pinize mağduriyetieri- nizi giderecek ücreti ödesem. Bundan çokra- hatsızlık duyuyorum' dedi" bilgisini verdi. Sezer'in daha sonra görüştüğü Tûrkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti Başkanı Ethem Ezgü de, işçi emeklisi ayhkla- rının yetersiz olduğunu dile getirdi. Bu konuda Sezer'in kendileriyle aynı görüşte olduğunu belirten Ezgü, şöyle ko- nuştu: "Sorunlanmızı bilen bir kişi bulduk karşı- mızda. Sayın Cumhur- başkanı işçi emeldisi ay- hklan konusundaki ya- kmmamızıhakhbuktu." Genç'i Tantan'a şikâyet eden Sema Pişkinsüt, işkence mağdurlannın adlarını vermedi 6 Savcılar işkenceye eğflsm' Pişkinsütortaya konan ka- rarh rutumun yabancı be- yetler üzerinde olumlu et- Idsi oktuğunu söyledL Helikopter satışı ABD'den Türkiye'ye savunma desteği WASHEVGTON(AA)- ABD Kongresi'nin 38 se- natörü, ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Alb- right'a mektup yazarak Türkiye'ye saldın heli- kopterleri ve diğer savun- ma malzemelerinin so- runsuz satışına destek verdi. Albright'a mektup ya- zan senatörler, "Bu mek- rupla, Tûrkiye ile güçlü savunma işbirtiğine verdi- ğbniz desteği vurgulamak istryoruz. Geiecek aylarda Kongre'desakfan heukop- terleri ve diğer savunma malzemelerinin Türki- ye'ye sa&şıfia sorunsuz Kongre onaymm sağkna- bilnıesi için sizinle birük- te çalışacağız'' ifadelerini kullandı. Mektupta, Bö- tent Ecevit başkanhğında- ki hükümetin bu yönde geçen aylarda çok etkili değişiklikler gerçekleştir- diği kaydedildi. Mektup- ta, demokratik ilkeler, hu- kuk kurallan ve ifade öz- gürlüğüne büyük önem veren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in seçilmesinin de, Türki- ye'de bugün önemli bir sürecin yaşandığına iliş- kin bir kanıt oiduğu vur- gulandı. Mektupta imzası bulu- nan senatörler arastnda, yapılacak başkanlık seçi- minde Cumhuriyetçi Par- ti'de George Bush karşı- sında parti adayhğını kay- beden Arizonalı Senatör John McCain, Cumhuri- yetçi Partili North Caro- lina Senatörü ve Senato Dışilişkiler Komitesi Başkanı Jesse Helms, Mississippi'den Senato Çoğunluk lideri Trent Lott, Demokrat Parti West Virginia Senatörü Robert Byrd, New York Senatörü Daniel Patrick Moynihan, Silahlı Kuv- vetler ve tstihbarat Komi- teleri üyesi Cumhuriyetçi Partili Colorado Senatörü Wayne ADard, Cumhuri- yetçi Partili Nebraska Se- natörü Chuck Hagel, Cumhuriyetçi Partili Kansas Senatörü Sam Brovmback, Silahlı Kuv- veüer Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Parti Virgi- nia Senatörü John War- ner, Cumhuriyetçi Parti Utah Senatörü Orrin Hatch gibi çok etkili isimler bulunuyor. ABD'de ilk kez Türki- ye'ye ticari ilgiyi çekmek amacıyla Kongre binası- nın içinde, Robert Byrd'in öncülüğünde çok sayıda önde gelen senatör ve Temsilciler Meclisi üyesinin katılımıyla bir Tûrkiye resepsiyonu dü- zenlendi. Tûrkiye için ilk kez Senato binasında dü- zenlenen resepsiyonda, Washington Büyükelçisi Baki tÜdn ve ABD'nin sonbaharda göreve başla- ması beklenen yeni An- kara Büyükelçisi Robert Pearson da bulundu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-TBMM Insan Haklan Ko- misyonu Başkanı Sema Pişkin- süt, raporlannda sözü edilen iş- kence mağdurlannın kimlikleri- ni isteyen cumhuriyet savcılan- na olumsuz yanıt verdi. Pişkin- süt, "Görüştüğümüz mahkûm- lara kinıliklerinin gizli tutulaca- ğı güvencesini verdik. Tekrar kö- tü muamele görmeyeceklerinin güvencesininverilmesi lazım.Ay- nca başka bazı endişelerimiz var. tşkenceyapmaktan hükümgiyip cezae\lerindeyatan hiçbir kamu göre\lisi yok. Raporianmızda iş- kence atetieri, suç mahalli tarif- leri ortaya kondu. Savcüar asü bunlar üzerinde durmalT dedi. Pişkinsüt, "Bu taraflara geüp bunları görse, biraz da polis - va- tandaş işbuüğinden bahsetse iyi olur.iyipolislerdevar" sözleriy- le kendisini hedef alan Emniyet Genel Müdürü Turan Genç'i Içışlen Bakanı SadertinTantan'a şikâyet etti. Pişkinsüt, Genç'in sözlerinin düşündürücü olduğu- nu vurgulayarak "Bir kamu gö- revüsinin, pariamentoda bir ko- misyon başkanına siyasi icerikii ve yüzeysel biçimde eleştiri yö- neltmesiniyersiz bir değeriendir- me olarak görüyorum" dedi. TBMM tnsan Haklan Komis- yonu Başkanı Sema Pişkinsüt, önceki gün Avrupa Konseyi Iş- kenceyi Önleme Komitesi Baş- kanı Sirvia Casale ile yaptığı gö- rüşmenin ardmdan, dün de Ka- nada Büyükelçisi Jean Marc Du- val ve Isviçre Büyükelçiliği'nin mülteciler ve insan haklan ile il- gili ataşesi Katarine Dalher ile görüştü. Pişkinsüt daha sonra düzenlediği basın toplantısında, ortaya konan kararlı tutumun ya- bancı heyetler üzerinde olumlu etkisi olduğunu, konuya "dene- tim" değil, "inceteme" amaçlı yaklaşıhnası gerektiğini söyledi. Pişkinsüt, bir soru üzerine "Hiç- bir iyileştirme ounadığuu söyle- mek mümkün değiL Konulann taroşüır hak gefanesi çokönemli bir iyileştirme olarak değerlen- dnilfyor'' dedi. Hazırladıklan ra- porlarla ilgili olarak kamuoyun- dan olumlu tepkiler geldiğine dikkat çeken Pişkinsüt, "Rapor- larunız sonunda, Adalet Bakan- hğı'nın pek çok soruşrurma baş- latması memnunryetverici" diye konuştu. Pişkinsüt, savcılıklardan gelen kimlik bilgisi isteklerini geri çe- virdiklerini vurguladı. Çalışma- lannı, adli tatbikat değil, toplum- sal görev amaçlı gerçekleştirdik- lerini vurgulayan Pişkinsüt, "Binlerce mahkûmla görüştük, kendilerine kinüiklerini gizli tu- tacağmuz konusunda güvence venfik" dedi. Şişli Cumhuriyet Savcısı Tur- gay Esen'in Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'nde, komisyo- nunyaptığı inceleme sonucunda hazırlanan raporda yer alan bazı mağdurlann isimlerinin çok ace- le büdirihnesini istemesine tep- ki gösteren Pişkinsüt, Esen'e gönderdiği yazıda, "Komisyonu- muzagönderdiğinizyazıyızarfin içine konulmadan, dısına zımba- lanmış olarak göndermeniz ya- nında, yazınuı teamûllere aykin bir biçiinde emir anlamı taşınıa- s, rica sözcûğü üebitmesiveaçık kimliklerin ne amaçla istendiği- nin beiüiumemesi son derecedü- şfindürücüdür" ifadesine yer verdi. Pişkinsüt, savcılıklara ne- den isim bildirmediklerine iliş- kin bir soruyu yanıtlarken de ba- zı endişeleri olduğunu söyledi. Pişkinsüt, kendisine sitemde bulunan Genç'i de bir yazıyla Tantan'a şikâyet etti. Pişkinsüt bu yazıda, Genç'in sözlerini "yersiz bir değeriendirme" ola- rak gördüğünü \-urgularken "lyi polislerin de bulunduğu sözkri ile ne anlatümak istenmektedir? Amacımız hiç 'kötü polis'imizin olmamasıdır. İyi polis tarumla- ması yapıhnca akla kötü poüs kavramı da gelmektedir. Oysa komisyon olarak görevimiz, iyi poüsleri ilan etmek, iyi ve kötü diye ayınnak ya da halkuı karşı- sında göstermek değfldir. Böyle bir alguamayı yaratacak değer- lendirmeyi son derece yanhş bul- maktayım" diye konuştu. tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Katılım Ortaklığı Belgesi 8 Kasımda Verheugen: Kürtçe eğitim konuşulmadı Haber Merkezi - AB Komis- yonu'nun genişlemeden sorum- lu üyesi Günther Verheugen, Tûrkiye zıyaretı sırasında "Kûrtierden" ve "Kürtçe eği- timveyatdevKyondan" söz edil- mediğini açıklayarak bu konuy- la ilgili çıkan haberleri yalanla- dı. Verheugen'in sözcüsü Jean- Christophe Flori de Verhe- ugen'in Türkiye ziyareti su^sm- da "Kûrüerden", "Kûrtçe eği- timveyatekvizyondan" söz edil- mediğini, basında bu konuda çı- kan haberlerin asılsız olduğunu bildirdi. Sözcü, dün Brüksel'de yaptığı açıklamada, Verhe- ugen'in "TûmTûrkvatJuıdasla- nrun Kopenhag Kriterleri bağ- Unndan yararlanmalan gerek- tiği" görüşü üzerinde durduğunu bildirdi. Verheugen'in Türkiye'deki te- maslannda Türkiye-AB ilişki- lerinin kapsamlı olarak değer- lendirildiğini bildiren sözcü, Türkiye'ye ihşkin Katılım Or- taklığı Belgesi'nin, aday ülke- lerin izleme raporlan ile aynı an- da, 8 Kasım'da açıklanacağım duyurdu. Yapılan açıklamada, Verheugen'in Ankara'daki ziya- reti sırasında bir "taslak belğe* sunarak "Tûrldye'den bckknti- leri" yansıttığı ifade edüdi. Res- mi niteliği bulunmayan bu bel- gede de temkinli bir dil kullaml- dıgı ve bazı basın organlannda iddia edilen ifadeleTe yer veril- medığı kaydedildi. Verheugen'in Türkiye temas- lannda, "Ankara'nm AB'yetam üyetik konusunda irade ve ka- raruhğuun gnzlemlendiği" de belirtildi. Verheugen'in geçen haftasonu yaptığı ziyaretin ardından, basm- da çıkan bazı haberlerdc, AB Komisyonu üyesinin Türk mu- hataplanna Katılım Ortaklığı Belgesi'nin bir "taslağffiT bu^k- tığı iddia edilmiş ve bu taslakta "Kürtçetetevizyonve dütainkul- lanınu" konulannda bazı istek- lerde bulunuldugu savunulmuş- tu. Gençlerin avukatları, sanıkların savunma vermeyerek davayı uzattıklannı ilerisürdü Manisa dcmısında lpoUse tntııldama NECATİ AYGBN MANİSA- Manisalı gençlere işkence yaptıklan gerekçesiyle 10 polisin yargılandığı davada, sanık polislerden Van Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Atilla Gürbüz hakkında "savunma yapmaktan kaçuMhğı n gerekçe- siyle gıyabi tutuklama karan ve- rildi. Gençlerin avukatlan, sanık- ların savunma vermeyerek dava- yı uzattıklannı ve zamanaşımın- dan yararlanmayı amaçladıklan- ru öne sürdüler. Yargıtay 8. Dairesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca da "iş- kence yapnklarT onaylanan l'i başkomıser 10 polisin yargılan- dığı Manisa Ağır Ceza Mahke- mesi'nde davanın dünkü oturu- muna, sanıklardan Baskomiser Halil Emir ile Levent Ozves ka- tıldı. Mahkeme Başkanı, sanık- lardan MehmetEminDal'ın, gö- revli oiduğu lskenderun"dan sa- vunmasının geldiğini, Van'da gö- revli sanıklardan Atilla Gür- büz'ün savunmasının ise henüz gelmediğini bildirdi. Söz alan gençlerin avukatlan Pelin Erda ile Sema Pektaş, davaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurul kara- nnuı bir yıl önce verildiğini, ye- di aydan bu yana sanık polis me- murlanmn talimat ile alınacak ifadelerinin beklenmesi nedeniy- le davanın uzadıgını \'urguladı- lar. Avukatlar şu istemde bulun- dular: "Adresleri ve görev yerle- ri beffi otan, aynca dcvlet memu- ru olan sanıkların buhınup taB- mat ile ifadelerinin almmaına.<ı- manbunakmümkündeğfldir. Bu anlaşıhnaz nedenle davanın uza- ması,AvTupa tnsanHaklanSöz- leşmesi'nin 6/1 maddesinde be- Kurum dalındaki ödüller, deprem bölgesindeki tüm yerel basına Basm Özgürlüğü Ödülü Kuçuradi'ye tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) Geleneksel Basın Özgürlüğü Ödülü, bu yıl kişi dalında Hacettepe Üniversitesi Felsefe Ana Bilim Dah Başkanı Prof. Dr. loanna Kuçuradi'ye verilecek. Kurum dalındaki ödülü ise deprem bölgesindeki tüm yerel basın kuruluşlan alacak. TGC tarafından yapılan açıklamada, Prof. Dr. Kuçuradi'nin basın özgürlüğünün öğelerinden, insan haklan konusunda yararh ve etkin çahşmalanyla dikkat çektiği belirtildi. Açıklamada, deprem felaketinin olumsuzluklanna ve olanaksızhklanna karşın deprem bölgesinde yayınım sürdüren yerel basın kuruluşlannın tümünün kurum dahnda ödüle değer görüldüğü vurgulandı. Aralannda TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin temsücüeri, tstanbul Üniversitesi, Türkiye Barolar Biriiği, Türkiye Gazetecuer Sendîkası ve TGC temsilcilerinin de bulunduğu Neih Demirkent başkanlığındaki Büyük Seçici Kurul'ca sahipleri belirlenen ödüllerin, 24 Temmuz Pazartesi günü Dolmabahçe Sarayı'nda töTenle verileceği kaydedildi. urrilen 'makul süre'mn aşdması sonucunudoğurmaktadır. Bu ne- denle sözleşmenin söz konusu maddesinde düzenlenen 'davala- nn makul sürede bitirilmesi ge- rektiği' hükmü dikkate annarak davanuzm sonuçlandınhnası içm etkmönkmkrinahnmasmıtak'p ediyoruz.'' Görüşü sorulan sav- cı, sanıklardan Atilla Gürbüz için Van Ağır Ceza Mahkemesi Baş- kanlığı'na yazılan talimaün bek- lenmesini, makul süre içerisinde sanığınbulunmamasıhaliode gı- yabi tutuklama karan verilmesi- ni istedi. Mahkeme, avukatlann ve sav- cının istemlerini değerlendirdik- ten sonra sanıklardan Atilla Gür- büz'ün9.11.1999 tanhindenbu- güne kadar savunmasınm tespit edilemediğini, bu sanığın savun- ma vermekten kaçtığını dikkate alarak, CMUK'un 223 ve 229. maddeleri gereğince hakkında gıyabi tutuklama karan verdi. TBMM Trafik Kazalarını Araştıraıa Komisyonu Başkanı Tan, Diyarbakır'da konuştu 6 Trafik canavarı, teröra geıide bırakb^ Ahmet Tan. Türki- ye'ninuygarbirülke olmasıiçintrafikka- zabrmı>"azgıohnak- tançıkannasıgerek- tiğini vurguladL DİYARBAKIR(CunıhuriyetBûrosu)-DSP Istanbul Milletvekili ve TBMM Trafik Kaza- lannı Araşnrma Komisyonu Başkanı Ahmet Tan, Türkiye'deki trafik terörünün, diğer terör olaylannı gölgede bırakacak seviyeye ulaştı- ğmı söyledi. Tan, "Türkiyeuygarbirûlkeola- caksa trafik kazalannı yazgı obnaktan çıkar- malıdır. Vatandaşm bu yûkselen feryaüanna TBMM kararuhkla yanıtvermekdurumunda- du- w dedi. TBMM Trafik Güvenliği ve Kazalan Araş- tırma Komisyonu, Diyarbakır Valiliği'nin ev sahipliğinde Doğu ve Güneydoğu'daki 22 ilin emniyet, trafik, karayolu ve belediyelerin ula- şım yetkililerinin katdunıyla Dedeman Otel'de dün toplandı. Toplantıya Komisyon Başkanı Ahmet Tan ve üye milletvekilleri Aydın Ayay- dm, CahitYaacu Hüsametrin Korkutata, tsma- ü Çevik, Osman Aslan, Teoman Rıza Güneri, Sühan Özkan, Fazü Ağaoğlu, Kemal Çeük ve Sevgi Esen katıldılar. Istanbul Bağdat Cadde- si'nde kızı Setin Uras'ı kaybeden ve trafik ya- sasının çıkanhnası için Ankara'ya yürüyerek dikkatleri çeken Boray Uras da toplantıya ka- tüdı.Komisyon Başkanı Ahmet Tan, komis- yonun farklı bir özellik taşıdığım, partilerüs- tü kimliği ve niteliği bulunduğunu söyledi. Toplantıya katılanlar arasmda yakınlannı tra- fığe kurban vermiş kişilerin bulunduğunu be- lirten Tan, "Bunun sorummluğu ve vebafi Üe hareket edeceğiz"' dedi. Komisyonun Ankara dışında çalışma kara- n ahnasıyla trafik ve ulaşım konusunda Doğu ve Güneydoğu illerini özel olarak gûndemle- rine aldıklarmı vurgulayan Tan şöyle konuş- tu: "Ulaşun alanmda yaşanan felaket, dü, din, n-k ve yaş farkı gözetmivor. Herkesi vuruyor, evinden dışan çıkan bervatandaştraftğin müs- takbel kurbanıdır. O>sa güven içinde ulaşım hakkı insanhk hakkıdır. Yalmzca vatandaşla- nmızm değil, kenti ztyaret eden 10 mflyotı do- layuıdaki yabanoyı da kapMyan topyekun bir seyahat özgürlüğü, insan hakkı, anayasa ve uy- gartak sorunudur. Kısacası can güvenngi soru- nudur." Yurdun her köşesinde ulaşımda can güven- liği sağlanmadan devletin yurttaşlanna karşı olan sorumlulugunu yerine getirmiş olamaya- cagına dikkat çeken Tan, "EBbette vatandaşla- ra da insan veyurtsevgisi adına büyük görev- lerdüşmektedir. Devletin öngöreceği ulaşım dûzenine sahip çıkmalan gerekn-" diye konuş- tu. Tan, Doğu ve Güneydoğu illerinde asayiş yönünden sağlanan huzurun trafik ve ulaşım- la desteklenrnesi gerektiğini ifade ederek şöy- le devam etti: "Ülkemizde trafik terörü diğer terörügölgede bırakacak düzeye ulaşmıştır,her yd yoUarda can verenkişflerin sayısı artmakta- dn*.Trafik terörünüaşmakiçin topyekunbir sfl- Idnişdaha fazla ertetenemezdurumdadır. Top- hıiDcabirzflmiyet değiş&liğmegitmekgereknf Tan, komisyonun çalışmalannı 100 gün için- de tamamlayacağını bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle