23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ 2000 PERŞEMBE 14 l \JMX kultur@cumhuriyet.com.tr Sırarock'ınkızgınkızında Alanis Morissette 22 Temmuzgecesitstanbul Parkorman 'da konser verecek Kanadafa ozan beş yılda rock müziğin zirvesine oturdu. CUMHUR CANBAZOĞLU Dünya müzik sahnesinin ünlü yıldızlaraıdan biri daha Istan- bul'a geliyor. Çok kısa sürede zirveye ürmanmayı başarnuş Ka- nadalı rock yıldızı Alanis Moris- sette,22 Temmuz gecesi tstanbul Parkorman'da müzikseverlere seslenmeye hazırlaruyor. Son al- bümü MTV Unplugged'ın akus- tik havasına uygun bir soundla parçalannı yorumlayacak Mo- rissette'nin gecesi yalruz onun konseriyle sırurh değil. öngrup ve solıst olarak Hakan Kurşun, Nekropsi, Replikas'ı ızleme ola- nağı da var organizasyonda... Morisette'nin öyküsü de di- ğerlerininki gibi mücadeleyle, yer yer tesadüflerle, bol emekle dolu. 1995 yazında, poptan fark- h bir şeylere sıranın geldiğine karar veren yapımcılar, 21 ya- şındaki Kanadalı kadın ozan Ala- nis Morissette'i keşfetmişlerdi. Avrupa'da turne yaparak büyük başan kazandı. Kısa müzik kariyeri ilginç dö- nemeçlerden oluşuyordu; küçük- ken bir TV dizisinde oynamış, ai- lesi onun sinemaya eğilmesini beklerken şarkı yazmaya merak sarmıştı. Dokuz yaşında, baba- sının parasıyla bir 45 'lik doldur- muş ve iki bin adet bastırmıştı. 14 yaşında MCA Publishing'le kontrat imzalayıp 1991 (Alanis) ve 1992'de (Now Is The Time) Kanada'da iki albüm yayımla- mıştı. Bu noktadan sonra büyük düşünmeye başlamış ve Los An- geles'a göç etmişti. Dünya onu MTV'de yayımlanan, hafif fe- minist mesajb You OughtaKnow adlı güzel bir kliple tanıdı. Bizim müzikseverler de televizyondan dinledikleri bu tatlı sesli kızın on albümü MTV Unplugged'ın akustik havasına uygun bir soundla parçalannı yorumlayacak Morissette'in gecesi yalnız onun konseriyle sınırlı değil. Öngrup ve solist olarak Hakan Kurşun, Nekropsi, Replikas'ı izleme olanağı da var. Morissette yeni görünümüyle plakçı, tüketici, gazeteci, televizyoncu, menajer, herkesin istediği kadar kızgın olmayı başanyor. albümüne iki ay gecikmeyle de olsa kavuşmuşlardı. Gençlere 'yeni flahe' Jagged Little Pill önce kimse- nin dikkatini çekmemişti. An- cak bu klip ve isabetli bir tanı- nm kampanyasıyla albüm bir yıl içinde dünya çapında 28 milyon adet alıcı bularak rekor kırmıştı ve Grammy dahil birçok ödül kazanmıştı. Alanis Morissette'i bu derece ilginç kılan, dürüst, önyargısız ve müzikal yapısı güçlü olan par- çalan seslendirmesiydi. Ilk gün- lerinde bu özelliğiyle onu Dylan'la Springsteen'ın gençli- ğine benzetenler olmuştu. Moris- sette ise Annie Lennos ve Joni Mhchell gibi olmak istedığıni, kısa sürede ulaştığı yerini koru- mak içüı akustik müzik yapaca- ğını söylüyordu. Mesajlannda yeni bir şey yoktu, Janis Joplin bunlann hepsini teker teker işle- -i 'e Yılmaz Erdoğan'ın ilk filmi 'Vizontele'nin çekimleri ağustosta başlıyor ^Sinemaka^m^m^kisthvnim' KültürServisi- Yılmaz Erdoğan'ın senaryosunu yazdığı ve Ömer Faruk Sorak ile birlikte yöneteceğı ilk sine- ma filmi 'Vizontele'nin çekimleri Van'ın Gevaş ilçesinde 1 Ağustos'tan itibaren başlayacak. 1974 yılında Hakkâri'de geçen fil- min öyküsü Yılmaz Erdoğan'ın ço- cukluğunun izlerini taşıyor. "Çocuk- hığıunyadaandanmıyaznuşdeğUiın. Gerçek hayat daha enteresan obun diye vazıyornm zaten" dıyen sanatçı, Van'ın Edremit ilçesinden Şahin Yay- h. Şenol Bah ve Sinan Kıbç adlı üç kü- çük çocugu, fılminde rol alması için seçti. Çoğunluğu tiyatro oyunculann- dan oluşan 'Vizontele'nin kadrosunda Ataın Erkekt DemetAkbağ, Yılmaz Erdoğan, CezmiBaskm, Köksal Engûr, Tuncer Salman, Bican Günalan, Me- sut Çakariı, Yeşim Salkım. Şebnem Sönmez,Sinan Bengier,BetülAnm, Er- kanCan,İdalAydm,ZerrinSümer,Er- dal Tosun, Salih Kah/on, Tolga Çevik, YaşarAlan,Zeynep Tokuş, Yasemin Al- kaya ıle Yılmaz Erdoğan'ın akrabası Deniz Erdoğan ve daha pek çok oyuncu rol alıyor. Güney- doğu'da ücra bir kasabaya te'evizyonun gelmesi ile ge- lişen olaylan anlatan film hakkında Erdoğan fazla bil- gi vermek istemiyor. Yapımcılığını Necati Ak- pınar'ın üstlendiği 'Vizon- tele' bir BKM projesi. Mü- zikleri ise Kardeş Türkö- ler'e ait. 2 milyon dolar büt- çeli fılmin sponsoru ise Tel- sim.'VTzontele'nin post-pro- düksiyon sürecinin tamamı Londra'daki Soho Images şirketınde, ses işlemleri ise 'De Lane Lea'de gerçekleş- tirilecek. Filmin şubat ayında vizyo- na girmesi planlanıyor. - Sinema filmi yapmaya nasıl karar verdiniz? YILMAZ ERDOĞAN - 4 yıl önce bu fikri buldum. Çocukluğumun hi- kâyesinin ancak bir sinema ile anlatı- labileceğini düşündüm. Bir yazann çok kışisel bir hikâye anlatmasında bazı handikaplar var. Sana çok ente- resan gelir, ama sinema için öyle de- ğildir. Bunlann da zaman içinde elen- mesi gerekir. Bu yüzden kafamdaki projenın gerçekleşmesi zaman aldı. Birde hem deneyim hem de maddi açı- dan film yapacak noktaya gelmek de uzun sürdü. - Neden çoğuntuklatiyatrooyuncu- lannı tercih ettiniz? ERDOĞAN - Tiyatro dışından ar- kadaşlar da var. Bu filmde sadece iyi oyunculann olmasınm hikâyemi anlat- mamda bir avantaj sağlamasinı istedim. Aynca, filmi sesli çekeceğiz. Çünkü başka türlü aynı tadı almanın imkânı yok. Okuma provalannda o karakte- rin gerçek hayattaki kimliğini, filmde nasıl bir adam olduğunu ve filmin ne anlama geldiğini tek tek bütün oyun- cularla konuştum. Bu yöntemle tüm oyuncular ne yapmak istediğimizi an- ladılar. Filmin enerjisi bu yüzden de biraz katlandı. Çok iyi bir sonuç ala- cağunıza inanıyorum. - Doğudan üç çocuğa ve akrabanıza filmde rol veriyorsunuz™ ERDOĞAN - Bu üç çocuğun mut- laka yöreden olması gerekriğini düşün- düm. Buradan da bulsaydık o şiveyi ya- pabilen birisi olacaktı. Ama o saflık- ta, o durulukta ve hiç burayı görme- miş birilerinin fıhnin kuruluş mantı- ğına daha yakın olacağını düşündüm. Oyuncular arasında amcamın oğlu da kadar gerçekleştirdiğim her şeyi sinema filmleri için - yaptığımı düşünüyorum. Tiyatroyu asla bırakmayacağım.' var. Yöreden çok insan oynatacağım, çünkü bu şekilde istediğim gerçekli- ği yakalayacağımızı düşünüyorum. Onlar filme çok renk katacaklar. -Bundan sonraa için neter ptanhyor- sunuz? ERDOĞAN - Ben bir anlatıcıyım. Anlatmak istediğim hikâye, kendi bi- çimini kendisi seçer. Bugüne kadar gerçekleştirdiğim her şeyi sinema film- leri için yaptığımı düşünüyorum. Bun- dan sonra sinema kariyeri yapmak is- tiyorum. Tiyatroyu asla bırakmayaca- ğım. Sinemada istediğim tempoyu ya- kalayabilirsem fazla televizyon çalış- ması yapmayı düşünmüyorum. YASEMİN ALKAYA - Rolü çok sevdim. O dönemde orada yaşayan bir kadının üzerine kuma gelmesi karşı- sında gösterdiği tepkı çok zekice. CEZMİ BASKIN - Birçok tiyatro- cunun bu filmde beraber oynaması çok önemli. Televizyonun bir Anado- lu kasabasına girmesiyle bir eğlence sektörü, yani yazlık sinemalar orta- dan kalkacak. Ben bu sinemalardan bi- rinin işletmecisini oynuyorum. KÖKSAL ENGÜR - Sıcak insan- lan anlatan, belh bir kahramanı olma- yan, hoş ve komik bir öykü. Klasik bir Türk filmi senaryosu gibi değil. Film- de Yeşim Salkım ile beraber televiz- yonu köye getiren kişileri oynuyoruz. DEMET AKBAĞ-BKM ekibi ola- rak bu ilk filmimiz, ama herhalde de- vam edeceğiz. Filmde, büyükanneyi oy- nuyorum. Yöreye göre çok yaşlı de- ğilim, genç yaşta torun sahibi olmuş ailenin büyüğüyüm. Belediye reisinin eşi konumundayım. ŞENOL BALL SİNANKttJÇ,ŞA- HİN YAYLI - Yılmaz Erdoğan gelip bizi Van'daki okuldan seçti. tki yıldir kendi tiyatro grubumuzda oynuyor- duk. Filmde, birimiz Yılmaz Erdo- ğan'ın küçüklügünü oynuyor. Istan- bul çok farklı, kalabalık ve büyük, ama çok memnunuz. Çekimler bitin- ce okulumuza döneceğiz. Okuyaca- ğız. Oyuncu olmak istiyoruz. ALTANERKEKLİ-Ustalanm, ken- di dönem arkadaşlanm ve genç arka- daşlardan oluşan bir ekiple çalışmak- tan onur duyuyorum. TOLGA ÇEVTK - Bu ilk sinema filmim. Türkiye bu fihrü çok seve- cek. BETÜL ARIM - Sadece bu filmde görünmek bile yeter. mişri ama yine de böyle bir ye- ni ilaheye gereksinimi vardı genç ve kızgın insanlann... Jaggle Little Pill'in tanınm tur- nesi, orada burada, tam iki yıl sürmüştü. Tibet'e Özgürlük gi- bi organizasyonlara katılan Mo- rissette, hem rock müziğin kra- liçesi olmuş hem de altın yu- murtlayan tavuk haline gelmiş- ti. Bir söyleşide kaç para kazan- dığmdan haberi ohnadığını söy- leyen genç ozan, zamanla bu bü- yük ilginin altmda ezilmeye baş- lamıştı. 1leri sanayi toplumunun kural- lanndan sıkılınca 1998'de Do- ğu'ya Hindistan'a doğru yolcu- »luğa çıkmış, yaşamın anlatnını oralarda aramıştı. Ikinci albümü Supposed Former Infatuation Junkic'de kafasındaki birçok so- ruya bu bölgede yanıt bulduğu- nu anlatmıştı müziksevere. Parçalann bir bölümü Hindis- tan'daki felsefelere kenanndan köşesinden bulaşmaya başlayıp is- yanı, aykırıhğı bir tarafa bırakmış, durulmuş bir genç kadını yansı- tırken diğer bölümü de bu yeni gerçeğin içinde de yozlaşmanın olduğunu belirtiyordu. Örneğin Baba adlı parçada Hindistan'da- ki ruhani liderlerin Batıhlara sen- tetik uyuşturuculann yerine ge- çecek başka ruhsal uyuşturucu- lar önerdiklerini, sunduklannı vurgulamıştı. Tabii birinci albüm- de kabul görmüş kızgınlığıru da üç, dört parçada aktarmıştı yine. Rocktaki 3. büyük devrim Ancak Alanis Morissette'in Hindistan gezisi, babası yaşın- daki adamlarm 70'lerin başında- ki arayışlanna hiç mi hiç benze- miyordu. Değişen tanıtun politi- kalan sonucu yüzeysel birkaç ye- rel not ve motif, bol görsel bom- bardımanla birlikte albüm piya- saya çıkmıştı. Saçlanm uzatıp imaj değiştiren Morissette, ne an- latırsa anlatsın yine fıziğiyle ön plandaydı, bir de Marilyn Moo- roe ile aynı gün doğduğuyla (1 Ha- ziran)... Sonra Kevin Simtfa'in çektığı Dogma filmiyle beyazperdede de gözüktü. Bu filmde Tann ro- lünü üstlenen ve tutucu Hıristiyan- lardan büyük tepki gören Kana- dah ozan, 1999'un sonunda da Alanis Morissette Unplugged ad- h best ofbenzeri üçüncü albümü- nü yayımladı. Üç tane bilinmedik bestesi ve coverlara da yer veren ozan, ay- nı günlerde Batı basınmda rock- taki üçüncü büyük devrimi ger- çekleştirdiği savıyla övülüyor- du. Onlara göre birinci devrim El- vfePresfcy'in 1954'te çıkardığı ilk plak, ikincisi 1985'te yayımlan- mış Pink Floyd'un Dark Side Of The Moon CD'si ve üçüncüsü de onun 22 Temmuz 1999 tari- hinde bu son albümünden Are You Stifl Mad At File adlı parça- yı Plak Warner'ın itirazma rağ- men Intemet'teki sitesinde mü- zikseverlere bedava sunmasıy- dı. Bir ilkin daha öncüsüydü Mo- rissette ve plakçı, tüketici, ga- zeteci, televizyoncu, menajer, herkesin istediği kadar kızgın olmayı başanyordu. Yirminci yüzyılm sonunda devrimci sa- natçılar da işte böyle sistemin bir parçası olarak sistemin iste- diği dozda bağırarak ayakta ka- labiliyordu. IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Bir Şiiri 'Okumak' Yazınsal bir metni, çeşitli biçimlerde okuyabiliriz. "Okumak", burada hiç kuşkusuz ki çözümlemekan- lamına da geliyor. Daha doğrusu, bir metni okuma- nın çeşitli biçimleri olduğu anlamına geliyor. Yazınsal bir metni çözümlemek başta eleştirinin işidir. Çeşitli eleştiri biçimleri vardır. Öznel, nesnel, pozitif, Marksist vb. Yaklaşık yirmi yıl kadar önce, yani seksen sonrasında edebiyat dergilerinde bu ko- nu sıkça tartışılmıştı. "Yapısalcılık", "dilbilim've "göstergebilim'deya- zınsal metni çözümlemeye ve değerlendirmeye ye- ni açılımlar getirmiştir. Okumanın yeni yollannı aç- mıştır. Özellikle de göstergebilim. Belki de tüm bu okuma biçimlerinin "müsebbibl Rus biçimcileridir. Dolayısıyla onların metinlerini derieyip Fransızcaya çeviren Todorov'dur. Dolayı- sıyla, Todorov'un "yapıtını"Türkçeye çeviren Meh- met Rifat-Sema Rrfat'tır! Yazınsal bir metni nasıl okuruz? Bir şiiri, bir hikâ- yeyi, romanı... "Varaft'yapıtlan, "ofavma" (çözüm- leme/anlama/anlamlandırma) için bire birdir. Diye- lim ki bir şiiri ele alıyoruz. Bir eleştirmenin, bir ya- zann, -bu tanımı sevmiyorum ama- sıradan bir oku- run şiiri okuması, anlamlandırması başka başka olacaktır! Olmahdır da... Ataol Behramoğlu'nun şiirimizde (1960'lardan sonra) özel bir yeri vardır. Kolay kolay kimse inkâr edemez. Onun şııriyle tanıştığım yıl 1974; Bir Gün Mutlaka ile. Hemen ardından Militan dergisi (ilk sa- yı, 1 Ocak 1975)... Ardından da çeşitli gecelerde gür sesiyle şiirier okuması geldi... Biz, tiril tiril gençliğimizle aşka, se- rüvene ve şiire adamıştık yüreğimizi... Behramoğlu'nun birdörtlüğü var. 1974'teyayım- lanmış. Yayımlandığı dergiyi anımsamıyorum. Ama kitap olarak 1983'te yayımlanan "Dörtlükler"ın için- de yer alıyor. Daha sonraki yıllarda yayımlanan şi- irlerinin toplu basımlannda da yer alıyor. Şöyle: Ce//af uyandı yatağında bir gece "Tannm" dedi "Bu ne zor bilmece: öldükçe çoğalıyor adamlar Ben tükenmekteyim öldürdükçe..." Yalın bir şiir. Zaten Behramoğlu'nun tipik söyle- yiş biçimidir. Bir Cellat'ın ruh durumu var şiirde. Arapçadan gelen cellat sözcüğü, sözlüklerde "ölüm cezasına çarptınlanlan öldürmekle görevli kimse" olarak açıklanıyor. İlk anlamı bu. Yani bir memur. "DeWef"in, "krallık"\n memuru. Ama eski bir memur biçimi. öldürme biçimiyte ilgi- li. Cellat, yirminci yüzyılın -"modern" infaz biçim- lerinden olan- birinin boynuna ipi geçirmiyor ya da elektrik şalterini indirmiyor vb. İpi birinin boynuna geçirmek ile birinin keltesini uçurmak arasında, insanda bıraktığı etkı açısından büyük bir fark olması gerek. Cellat sözcüğü, daha çok kafa uçuran, filmlerden ve kitaplardan da edin- diğimiz izlenimle yüzü gözü kapalı birini imliyor. Herhalde devrim sonrası Fransa'da iyice kurum- laşıyor. öteki imparatoriuklarda olduğu gibi, Os- manlt'da da cellat var. Özellikle şehzadeleri boğu- yor. Aslında güç, iktidar kavgası olduğu sürece cel- lat var. Binbir Gece Masallan'nda da çok geçer. Harun Reşit'in celladı Mesrur elindeki koca kılıcıyla Bağ- dat sokaklannda nam salmıştır! Celladın ikinci biraçıklaması var, o da (mecaz ola- rak) "katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim" an- lamına geliyor. Şair (ya da şiiri söyleyen/anlatıcı ya da Behramoğ- lu), cellat sözcüğünü, birinci anlamıyla ya da ikinci anlamıyla da kullanmış olabilir. Bir üçüncü durum var; her iki anlamıyla da kullanmış olabilir. Şiirin çözümlemesine/okumasına daha gireme- dik gördüğünüz gibi. Henüz başlangıçtayız. Kapı- dayız. Aslında sorun şu, (şiirin çözümlemesini son- raya bırakalım) dahası merakım şu, RTÜK nasıl bir çözümleme yaptı, hangi yöntemsel, sanatsal "bi- çimle" okudu ki, bir "yasaklama" getirdi? (özgür Radyo'nun -gerekçeleri arasında bu dört- lüğün son iki dizesinin bulunduğu- "bir yıllık yayın durdurma cezası" aldığı 16.7.2000 tarihli Cumfıu- riyet'te yayımlanmıştı.) Söz şiirden açılmışken, yazıyı da şiirie bitirelim. Behramoğlu'nun kızına 1982'de yazdığı dörtlük- lerden bir tanesi; "Gecemin Üzgün Çiçeği": Gecemin üzgün çiçeği sen, yavrum ^ Dargın yüzünü görebilsem, yavrum Babalar daha çok görebilsin diyedir çocukSannı Tutsaksam şimdi ve sana hasretsem, yavrum. Lars von Trier'den Euro için kampanya filmi • KOPEiNHAG(AA)- Danimarkalı ünlü film yönetmeni Lars von Trier, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin vatandaşlannın, Avrupa ortak para birimi Euro'yu benimsemeleri için bir kampanya filmi çekmeyi planlıyor. 'Karanlıktaki Dansçf adh filmi bu yüki Cannes Film Festivali'nde Altın Pahniye ödülü kazanan yönetmen, Danimarka'nın AB'ye katılıp katılmayacagına daır yapılacak referandumda yurttaşlanna "Euro'ya evet" demelerini tavsiye ediyor. Tner ve füm şirketi Zentropa, Euro'nun kabülünü destekleyen küçük bir merkez parti olan 'Centrum Demokraterne'ye fıhni sadece masraflan karşılığı çekmeyi teklif etti. Zentropa'nın başkanı Peter Aalbek, Trier ve kendisinin Danimarka'nın kültürel sahnesinin Euro tartışmasına katılmasını önemli bulduklannı belirtti. Hlm şirketi Polanski'yi dava etti • KüMr Servisi - Film yapun ve dağıtım Şirketi Artisan Entertainment ünlü yönetmen Roman Polanski'nin "TheNinth Gate' filmini çekerken, 1 milyon dolan kendi hesabına yatırdığım iddia etti. Iddia 11 Temmuz'da Los Angeles'taki ABD Bölge Mahkemesi'ne aktanldı. Polanski'nin parayı bankadaki özel hesabına yatırdığı ve yönetmenin tüm uyanlara rağmen bu parayı geri vermediği belirtilıyor. Artisan'ın 30 milyon dolara mal olan en büyük prodüksiyonu "The Ninth Gate'in başrollerinde Johnny Depp ve Lena Olin oynamıştı. 1999'da Avrupa'da gösterime giren fihn, bu yılın başlannda ABD'de vizyona girmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle