20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Saldmya uğrayanlar 'kurtann bizi' derken Demirel emir verdi: Vatandaşiagüvenükgüçlerinikarşı karştyagetirmeyin Sıvas'tan Sincan'auzanan irticayolu• Sıvas olayı ile ilgili bilgi vermek üzere kürsüye çıkan dönemin başbakanı Tansu Çiller, bakanlarının kendisine verdiği, Van'daki otel yangınına ilişkin notu, kürsüden "Sıvas'taki oteli ortaklanndan biri sigortadan para almak için yakmış" diye açıkladı. Bakanlar panik halinde Tansu Çiller'in hatasını düzeltmeye çalıştılar. tstanbul HaberServisi -2 Temmuz'da Sıvas'ta alevler göğe yükselirken baş- kent Ankara'da hareketli günler yaşanı- yordu. Özal'ın ölümüyle boşalan Cum- hurbaşkanlığı'na Başbakan Sûleyman Demirel aday olmuş, ortağı SHP'ninjes- tiyle bu göreve seçilmişti. Demirel'den boşalan DYP Genel Başkanlığı'na da sürpnz bir isim, Prof. Dr. Tansu Çiller getirilmişti. Tarihinde ilk kez bir bayan başbakana sahip olan Türkiye mutluluk- tan uçuyordu. Çiller yeni kabinesini kur- muş ve bir hafta önce Cumhurbaşka- nı'nın onayına sunmuştu. Bir gün sonra TBMM'de hükümet programı görüşüle- cekti. Iktidar ortaklan progTam üzerinde son rötuşlan yaparken Sıvas'tan arka arkaya gelen telefonlarla "rahatsız edildiler". Arayanlar sıradan kişiler değildi. Bu ül- kenin yüz akı aydınlar, sanatçılar ve kit- le örgütlerinin temsilcileriydi. O neden- le özel kalem müdürleri "Bakan Bey top- lanüda" diyemedi. "Bizi taşa ruttular, azgm bir kalabahk var dışanda, kurta- nn biri" diye imdat isteyenlere, sakin ol- malan öğütlendi. Devletin ne kadar güç- lü olduğu, üç beş mürtecinin hakkından geleceği yolunda nutuklar atıldı. Mahsur kalanlann çogu genç ve çocuk denecek yaştaydı. Ağabeyleri ya da babalan ya- şında olanlann verdikleri cesaretle otu- ruyorlardı merdivenlerde. Metin Ataok ile Dr. BehçetAysan yanına bireryangın tüpü almış, ozan Muhlis Akarsu ile Has- ret Gûltekin ellerine geçirdikleri birer tahta parçasıyla kendince savunma ön- lemleri almıştı. Aradan saatlergeçti. Dı- şandaki azgın güruh kapılan kınp üst katlara çıkarsa koruyacaldardı kendile- rini. Ancak saldırganlann içeri girecek yüreği yoktu. Kor kor ateş, yüzleri gibi kapkara bir duman olarak geldiler. Bir- kez daha telefon başına koştular, yenıden arandı Ankara. "Yanryoruz, kurtarın" denildi. Ankara'dakilerartık Sıvas Vali- si ve Emniyet Müdürü'nûn "Merak et- meyüıefendim,duruma hâkimiz" sözle- rinin gerçeği yansıtmadığını anlamış, ancak iş işten geçmiştı. Üç gün önce Içiş- len Bakanlığı'na atanmış ve henüz kol- tuğunu tsıtmamış Mehmet Gazioğlu, "Emret Bakanım" fılmındeki bakan gi- bi, önce çok bilmiş müsteşanna sordu, "Ne yapmalıyım, Sıvas'a ghsem mi aca- ba?" diye. Çok bilmiş, görmüş geçirmış müsteşar yanıt verdi: "Olur mu efendim, böyteufacık bir hadisede bakanolay ma- halline gider mi?" Hûkümet ortağının sıkıştırması sonra- sında Bakan, "Baba" olarak bildiği Cumhurbaşkam"na danışmayı düşûndü. Köşk'ün telefonunu çevirdı ve aynı so- ruyu Cumhurbaşkanı'na sordu bu kez. Talimat kesindi: "Vatandaşla güvenük güçlerini karşı karşıya getirmeyin." 'Kimse hatırlamıyor' Katliamdan dört yıl sonra Cumhur- başkanı'nın kendisine bu yönde talimat verip vermediği sorulduğunda Gazioğ- lu, "O gün Cumhurbaşkamilesık sıkgö- rüştüm ama ne dediğini tam olarak ha- üriamryorunr dedi. Sıvas katılamı o dönemin yöneticile- rini hafıza kaybına uğratmışrı. Otel ya- kılmadan önce elinde megafonla saldır- ganlara seslenen Belediye Başkanı Te- BELEDİYE MECLİSt ÜYESİ CaferErçakmak hâlâbulunamadı tstanbul Haber Servisi - Sıvas'ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde, Madımak Oteli'nde 33 kişinin yanarak ölümüyle sonuçlanan olayda saldırganlan tahrik eden Sıvas'ın RP'li belediye meclisi üyesi Cafer Erçakmak, olayın üzerinden 7 yıl geçmesine karşın hâlâ bulunamadı. Hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Erçakmak'ın, olay günü itfaiye erlerinin, otelde mahsur kalanlann kurtanlmasına engel olduğu ve itfaiye merdivenlerinden inmekte olan Aziz Nesin'e yumruk attığı o günkü yayınlarda geniş bir şekilde yer almıştı. Cafer Erçakmak'ın önce Iran'a kaçtığı, ardmdan da Isviçre'de olduğu söylenmisti. Sıvas davasında gıyaplannda yargılama yapılan 8 fırari sanık bulunuyor. Firari sanıklarla ilgili dava Ankara 1 No'lu DGM'de sürüyor. Sıvas samklanndan ÜnalBerkada olaydan dört yıl sonra Sıvas'ta yakalanmıştı. 2 Temmuz 1993'te Sıvas Madnnak Oteli'nde yaşanan olaylarda yaşamını yitirenler unutulmadL 37 ay duun uidürüldûğö katfiamın acılan hâlâ canlı dunıyor. Yerel mahkemenin daha önce verdiği iki karar Yargıtay tarafından bir kez esastan bir kez usulden bozuldu 2 Tmtmuzî993^en btıi beMenenadaletANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Dev- letin laik düzenini yıkıp yenne şeriat dev- leti kurmak amacıyla hareket eden şeriat- çı yobazlarca ateşe verilen Madımak Ote- li'nde 37 kişinin katledılmesının üzerin- den 7 yıl geçtı. Yargıtay, yerel mahkeme- nin ilk karannı esastan, ikinci karannı usulden bozmuştu. Yerel mahkeme üçün- cü yargılama sonucunda 33 sanık hakkın- da idam cezası verdi. Katliamın ardmdan başlatılan soruştur- ma sonucunda, Sıvas Ağır Ceza Mahke- mesi, katliamı adlı bir adam öldürme ola- yı, bazı sanıklann eylemini de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykınhk suçu olarak değerlendirdi. Güvenük nede- niyle davanın Ankara'ya taşınmasıyla dosyanın yazgısı da değişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, suçun sıradan adam öldürme olayı olma- yıp örgütlü adam öldürme suçu olduğu; Ankara2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin de toplanmanın örgütlü suç ışlemek için bir araya gelme olduğu değerlendirmesiyle dosyalar Ankara DGM'ye gönderildi. DGM, kendisıni görevli görmeyerek, ya- ni suçu adiyen adam öldürme olarak gö- rerek yargılamayı sürdürmedi. Görev uyuşmazlığını çözüme bağlamakla ödev- li Yargıtay ilgili dairesi suçu anayasaya aykınlık olarak değerlendirerek, yargıla- ma görevinin Ankara DGM'ye ait oldu- • Yobazlarca ateşe verilen Madımak Oteli'nde 37 kişinin katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçti.Yargıtay, yerel mahkemenin ilk karannı esastan, ikinci karannı usulden bozmuştu. Yerel mahkeme üçüncü yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verdi. ğuna karar verdi. Ankara 1 No'lu DGM yaptığı 18 celse- lik yargılama sonunda 26 Arahk 1994 ta- rihinde verdiği kararla, suçu anayasal dü- zenı zorla bozmaya kalkışma olarak nite- lendırmedı. Olayı "faiü belü ohnayan adam öldürme" olarak değerlendiren mahkeme, 26 sanığa verdiği 20 yıl ağır ha- pis cezasını, Aziz Nesin'in "tahrik edici n konuşmalan sonucu suçun işlendiği dü- şüncesine vardığından sanıklann cezala- nnı 15 yıl ağır hapıs cezasuıa çevirdi. Mahkeme, 60 sanık hakkında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykın- lık suçundan 3'er yıl hapis, 37 sanık hak- kında da beraat karan verdi. Müdahil ve- killeri verilen cezalan istemlere aykın ve yetersiz bulduklanndan temyiz ettiler. Temyiz incelemesi yapan Yargıtay 9. Ce- za Dairesi, katliamı "devletin anayasa ve temel nizamlannı bozma" hükmünü dü- zenleyen 146. maddekapsamda değerlen- direrek karan 99 sanık açısından esastan bozmuş, 25 sanık hakkında verilen kara- n ise onamıştı. Ankara 1 No'lu DGM, Yargıtay 9. Ce- za Dairesi'nin büyük ölçüde bozma içe- ren karanna uyarak uzun ve genlimli cel- seler sonunda 28 Kasım 1997 tarihinde yeniden sonuca vardı. O tarihte 27'si tu- tuklu 98 sanıktan 38'ine Türk Ceza Yasa- sı'nın 146/1 maddesi uyannca "Anayasal düzeni zorla bozmaya kalkışmak" suçun- dan idam cezası venldı. Bu sanıklann dör- dünün cezası, suç işledikleri tarihte yaş- lannın 18'den küçük ohnası nedeniyle 2O'şer yıl ağır hapis cezasuıa, birinin ce- zası da akli dengesinin yerinde olmaması nedeniyle 15 yıl hapis cezasına indirildi. Samklardan 27'si hakkında 7.5 yıl, 2'si hakkmda 5'er yıl, 1 'i hakkında 2 yıl ağır hapis cezası verildi. Mahkeme 14 sanık hakkmda beraat karan verdi. Yaggrtây usulden bozuyor Yargıtay 9. Ceza Dairesi sanık vekille- rinin de bozma istemli temyizi üzerine yaptığı inceleme sonucunda verdiği 14 Aralık 1998 günlü karannda, 7 yıl 6'şar ay ağır hapis cezalanna çarptınlan 26 sa- nık haklanndakı karan onadı. Yine 7 yıl 6 ay ağır hapis cezası alan bir sanık hak- kındaki mahkûmiyet karannı, bozmadan sonra diyeceklerinuı soruhnaması nede- niyle usulen bozdu. 2 sanık verilen 5 'er yıl ağır hapıs cezalannı ve 14 sanıkla ilgili be- raat kararlannı da onadı. Ancak haklann- da idam cezası verilen 31 sanık ile ilgili karan "nüfus müdürtüğü mühürlerinoku- naksız olması ve soyadlannda yazun çeliş- kileri bulunmasL, bazı cilt numaralannın karara yanuş geçirilmesi" nedeniyle usul- den bozdu. Bu kez esastan Diğer 7 sanık hakkındaki önce idam sonra 20'şer ve 15 'er yıl hapis cezalanna dair kararda usuli bir eksiklik görmese de önceki sayılanlarla hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle bunlara ilişkin karar da esasa girmeksizin bozuldu. Yargıtay'ın bozmasınm ardmdan 1999'da Ankara 1 No'lu DGM'de 3. kez yargılama başladı. Sanık HaHl tbrahim Düzbiçer, 16 Haziran'da karar oturumun- daki savunmasında kendisinin "şeriatçı" olduğunu belirterek "Cenabı Allah'tan başka kimseden korkum yok. Ben komü- nistleri sevmem. Şeriatçıvım. bundan baş- ka ideoloji tammam. Osmanhcıyım, Tür- ldye'de devamını istiyorum. Sıvas, 2. Ku- vayı Milliye hareketidir. Komünistieri SH vas'tan arma hareketidir" dedi. 33 sanığa idam Mahkeme, 33 sanığı, Türk Ceza Yasa- sı'nın "devletin anayasa ve temel nizamla- rnu bozma" hükmünü düzenleyen 146/1. maddesi uyannca idam cezasına mahkûm etti. Mahkeme, 4 sanığın "yaş küçüklüğü" nedeniyle 20'şer yıl, 1 sanığın TCY'nın 146/1 ve "krcmi mesuliyet-yan delilik" başhğım içeren maddesine göre 15 yıl, 9 sanığın TCY'nin 14673 ve 3713 sayılı Te- rörle Mücadele Yasası'nın "yanoranında arttmm" fıilini düzenleyen maddesi uya- nnca 7 yıl 6'şar ay ağır hapis, 1 sanığın da TCY'nin 146/3 ve 55/3 ile 3713 sayılı ya- sanın 5. maddeleri uyannca 5 yıl ağır ha- pis cezasına çarptırümasma karar verdi. Yerel mahkemenin Sıvas katliamına ilişkin verdıği üçüncü kararla ilgili olarak temyiz başvurusu durumunda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı incele- yıp tebliğname hazırtayacak. Tebliğname dosyayla birükte Yargıtay 9. Ceza Daire- si'ne gönderilecek. Daire, yerel mahkemenin karanm onarsa samklar için tek yol olarak karar düzeltme başvurusu kalıyor. Daırenin karan usul veya esastan bozması durumunda dava Ankara 1 No'lu DGM'de yeniden görülecek. mel Karamouaoğhı'na, 'Gazanız müba- rek olsun" dedıği anımsatıldığında da "Valla ne dediğüni şimdi hatırlamıyo- rum" demişti. Olaydan bir gün sonra hükümet prog- ramı görüşüldü. Sıvas olayı ile ilgili bil- gi vermek üzere kürsüye çıkan Başbakan Tansu Çiller, kitap halıne getınlen gaf- lanndan ilkini o gün yapmıştı. Bakanla- nnın kendisine verdiği, Van'daki otel yangınına ilişkin notu, kürsüden "Sı- vas'taki oteli ortaklanndan biri sigorta- dan para almak için yakmış" diye açık- laymca bakanlar panik halinde düzelt- meye çalıştılar. Çiller daha sonra konu ile ilgili olarak "Benim açıklamam zaten Van'Ia ilgiliydi" diyerek Van'daki otel yangınımn Madımak Oteli'ndeki katli- amdan daha önemli olduğunu vw- guladı. Başbakan, bu açıklamadan bir gün sonra da "Ölen hiç ldmse Alevi-Sünni çekişnıesinden dolayı öunüş değildir. Hatta bu otelin et- rafını saran vatandaşlanmıza da hiçbir zarar gelmemiştir. Dolay> sıyla olay, bir otelin yaküması ve içinde olan vatandaşlanmızın öl- mesijle ortava çıkmıştir" diyerek tanhi konuşmalanndan birini da- ha yaptı. 'Tahrik etmeselerdi' Katliama seyirci kalan iktidar ve ülkede hükümet kurup deviren medya, "Yavuz rursız ev sahibini basünr" misalı, olayı "Canım, Aziz Nesın de vatandaşı tahriket- miş. Dinle alay edilir mi, edOirse böyle olur" mantığıyla değerlen- dirdi. Bu değerlendırmeye ve hü- kümetin aczine ateş püskürmesi beklenen ana muhalefet partisi ANAP'ın genel başkanı Mesut Yıfanaz da bu koroya katıldı. Yıl- maz, bu konudaki ilk açıklama- sında, "Devletin valisi, yüzde 99'u Müslüman olan Türkiye'de halkı- mızın dini duygulannı rencide e- den, dini değerleri ile alay eden bir konuşmacıya karşı tepkisiz kal- ouşsa, milleirin,devietin ovaliyegû- venmesini beklevemezsiniz" dedi. Yılmaz, sonrakı konuşmalann- da ise "Bir futbol maçında bik ola- bilecek olay" derken pek de hak- sız sayümazdı. Çünkü yıllar önce Sıvasspor-Kayserispor maçında, taraftarlararasında çıkan kavgada da bu kadar insan ölmüştü. Tarikat liderlerinın cenazelerini kaçırmayan ANAP liden, Sıvas'ta yaşammı yitirenlerin cenaze töre- nine katılmayı aklına bile getirme- di. Çünkü ölenlerin yakmlan za- ten kendı partisine oy vermiyordu. İki aylık cumhurbaşkanı Sûley- man Demirel de Dünye Ekonomık Forumu'na katılmak üzere geldi- gi Istanbul'da, Yılmaz 'a benzer bir konuşma yaptı: "Olavlar ağır bir tahrik sonucu başladı. Olav lar ya- yılmadL Alevi-Sünni çabşmasına dönüşmedi Güvenük kuvvetleriy- le halkuı çaüşması yok. Sadece ha- vaya ateş edfldL" Hükümet programı Meclis'te okundu ve oylandı. Ikridann kü- çük ortağı SHP, hükümetten çe- kihneyi aklına bile getirmedi. Sıvas'm faturası bürokrasiye kesildi. Valı, Emniyet Müdürü, Içişleri Bakanlığı Müsteşan gö- revden alındı. Tugay Komutam Yüksek Asken Şûra'da emekli edildı. Sıvas Belediye Başkanı ön- ce görevden aluıdı, soruşturma sonrasında görevine iade edildı. Sıvas'tan Sincan'a 'Bir bıdııt kaynıyor Sıvas elînden' Bümemem gereken şe>ler öğrendim Sorular sordum, sormamam gereken Gördüm apaçık, görmemem gerekeni Söyiemnezi söyledim Heybesinde>Tİan işaretleri BaMıran »hiri yüzüğümün içinde VeyanındakaVtaşryan ben, Tekinsizim size göre tbret için yakdması gereken. Metin Altıok MtYASEtLKNUR Çocukluğumda "Sıvas" de- nince dilime Neriman Tüfek- çi'nin sıkça okuduğu o ünlü uzun hava takıhrdı: "Bir buhıt kaynıyor Sıvas efinden." Bir de üç imge canlanırdı gözümde. îl- ki, Sıvas Kongresı'nin toplandı- ğı tanhi binanın önünde çekilen o siyah-beyaz fotoğaf. Ortada kalpağıylaMustafaKemal. Son- ra Pir Sultan gelir dıkilirdi gözü- mün önüne. Elinde saz, başmda tac-ı elıf. Ardında da yumuk gözleriyle Âjık \eyxl. Yazık, hem de çok yazık. Ar- hk "Sıvas" denince gözümün önüne "Yak ulan yak" diyen ve içinde 37 güzel insanın bulundu- ğu otelin yanışını salya sümük zevkle izleyen azgın bir kalaba- lık, Madımak'ta yitirdiğim dost- lanm, Hasret, Muhlis Akarsu, Nesimi Baba ve tanımadığım gencecik insanlar gelıyor. Asır- lan delip gelen Pir Sultan, sanki 450 yıl sonra kendisini anmak için gelen dostlannın kendi akı- betine uğrayacağını görmüş gi- bi. 2 Temmuz 1993'te devlet, Sı- vas'ta şeriata teshm oldu. Şeri- ann teslim aldığı bu kentin tan- hi çelişkilerle dolu. Cumhuri- yet'in temelinin atıldığı yer de Sıvas, "Cumhuriyetin temefa' burda atddı burdayıkılacak" dc- nılerek şenat provası yapılan yer de. Pir Sultan'ı yaratan da bu kent, onu ipe gönderen Hızn- PJga'yryaratanda. Bütünbuçe- h'şkilere rağmen Sıvas, yakm za- mana kadar farklı kültürlerin ba- nş içinde yaşadığı bir coğrafyay- dı. 1978yılındaAlibabaMahal- lesi'nde çocuk kavgasıylabaşla- yan, ancak faşist ve gerici güç- lerin el ele vererek yapüğı katli- amda 9 kişinin yaşamını yitir- mesi, Sıvas'ın tarihinde bir dö- nüm noktası oldu. O günden sonra kamplara bölündü Sıvas halkı. Ve göç göç oldu göçleryo- la dizildi Sıvas'ta. Çamşıhı'nın ozanlan sustu. Uzun kış gecele- rinde cem olunmaz. semah dö- nülmez oldu. Göçenler çoğun- lukla ekonomik olarak en altta- kileri oluşturanlardı. Işte o en alttakilerdi Sıvas'ta gericileri ve faşistleri dizginleyen, sosyolo- jik dengeyi sağlayan. 2 Temmuz katliamının yıldönümlerinden birinde Aydın Engin sordu, "Böyle bir katiiam Srvas'ta 80 öncesinde olabüır miydi?" diye. Yanıt elbette, "DeB misİB, bö^le bir şeye cesaret edebihrler mry- di?"oldu. Göçler Sıvas'ta kalmakta di- renen bir avuç insanı öksüz bı- raktı. Kent, şeriat arzusuyla ya- nıp tutuşan o azgın güruha tes- lim oldu. Sıvas'ta bozulan doğal denge, akla hayale gelemeyecek Madımak Oteh kathamını yaşat- n. Işte bu bozulma nedeniyledir ki insanlar yanarken "Gazanız mübarek otsnn" diyen sorum- suz başkanla, devlete karşı ayak- lanan katilleri yasal olarak savu- namayacağını bile bile cüppesı- ni giyerek DGM'ye koşan sabık Adalalet Bakanı'nın partisi, kat- liamdan sonra bile Sıvas'ta zafer kazandı. Yıllarca şehit ailelerinin acıla- nnı ısüsmar eden ve şu günler- de uluslararası terörist Mehmet AB Ağca'yı savunmaya hazırla- nan Av. Can Özbay'ın bu konu- daki açıklaması da kayda değer. Eski ülkücü Av. Can Özbay dı- yor ki "Cnmhnriyet gazetesi. Madnnak Oteli'nde dumandan boğularak ölen insanlann diridi- ri yalakhğını söyieyerek toplum- da gergüuige neden ohnuştor." Avukatın açıklamasına göre saldırgan grubun, içeridekilerin diri diri yanmasına gönlü razı ol- mamış; dumandan boğul- malanru yeterli görerek ateşi ona göre ayarlamışlar. AsafKoçak, Madnnak Oteli'nde katledilme- den bir hafta önce bu karikatürü çizrrüşti. "Ne yapahm tahrik oiduk" di- yen köktendincıler, siyasiler tara- fından yüreklendirildi. Sonra da 1995 seçımlerinde köktendincile- ri temsil eden RP, seçimlerden bi- rinci parti olarak çıktı. Seçim ön- cesinde "Bunlar PKK'den daha tehHkeH" diyen Çiller, RP ile ko- alisyon ortağı olmakta sakınca görmedi. Tarikat şeyhlerine Baş- bakanlık Konutu'ndâ iftar yemek- leri verildi, Müslüman Kardeşler adlı terör örgütünün Hderleri Baş- bakanhk'ta kabul edildi. Hizbul- lah militanlan bürokraside görev- lendirildi. Libya ve Iran gezilerin- de Atatürk'e ve laik cumhuriyete yapılan saldınlar, Başbakan Er- bakan tarafmdan mütebessim bir çehreyle dinlendi. GelegeleSincan'agelındi. Sin- canda "HizbuHah Gecesi" cum- huriyet tarihinde bir dönüm nok- tası oldu. Sıvas katliamını önem- semeyen ve köktendincileri oy kaygısıyla pohpohlayan, kımın daha çok imam-hatip lisesi açtığı konusunda kıyasıya yanşanlar tanklara çarptılar. Kansız bir şekilde gerçekleştiri- len iktidar değişikliğinden mağ- dur olanlar. "Bize yapılan zulüm- dür, böyle demokrasi olur mu?" diye feryada başladılar. Sıvas'ta yanan insanlann feryadını duyma- yanlann feryadına kimse kulak kabartmadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle