Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Saldmya uğrayanlar 'kurtann bizi' derken Demirel emir verdi: Vatandaşiagüvenükgüçlerinikarşı karştyagetirmeyin
Sıvas'tan Sincan'auzanan irticayolu• Sıvas olayı ile ilgili bilgi vermek üzere kürsüye çıkan dönemin
başbakanı Tansu Çiller, bakanlarının kendisine verdiği, Van'daki otel
yangınına ilişkin notu, kürsüden "Sıvas'taki oteli ortaklanndan biri
sigortadan para almak için yakmış" diye açıkladı. Bakanlar panik
halinde Tansu Çiller'in hatasını düzeltmeye çalıştılar.
tstanbul HaberServisi -2 Temmuz'da
Sıvas'ta alevler göğe yükselirken baş-
kent Ankara'da hareketli günler yaşanı-
yordu. Özal'ın ölümüyle boşalan Cum-
hurbaşkanlığı'na Başbakan Sûleyman
Demirel aday olmuş, ortağı SHP'ninjes-
tiyle bu göreve seçilmişti. Demirel'den
boşalan DYP Genel Başkanlığı'na da
sürpnz bir isim, Prof. Dr. Tansu Çiller
getirilmişti. Tarihinde ilk kez bir bayan
başbakana sahip olan Türkiye mutluluk-
tan uçuyordu. Çiller yeni kabinesini kur-
muş ve bir hafta önce Cumhurbaşka-
nı'nın onayına sunmuştu. Bir gün sonra
TBMM'de hükümet programı görüşüle-
cekti.
Iktidar ortaklan progTam üzerinde son
rötuşlan yaparken Sıvas'tan arka arkaya
gelen telefonlarla "rahatsız edildiler".
Arayanlar sıradan kişiler değildi. Bu ül-
kenin yüz akı aydınlar, sanatçılar ve kit-
le örgütlerinin temsilcileriydi. O neden-
le özel kalem müdürleri "Bakan Bey top-
lanüda" diyemedi. "Bizi taşa ruttular,
azgm bir kalabahk var dışanda, kurta-
nn biri" diye imdat isteyenlere, sakin ol-
malan öğütlendi. Devletin ne kadar güç-
lü olduğu, üç beş mürtecinin hakkından
geleceği yolunda nutuklar atıldı. Mahsur
kalanlann çogu genç ve çocuk denecek
yaştaydı. Ağabeyleri ya da babalan ya-
şında olanlann verdikleri cesaretle otu-
ruyorlardı merdivenlerde. Metin Ataok
ile Dr. BehçetAysan yanına bireryangın
tüpü almış, ozan Muhlis Akarsu ile Has-
ret Gûltekin ellerine geçirdikleri birer
tahta parçasıyla kendince savunma ön-
lemleri almıştı. Aradan saatlergeçti. Dı-
şandaki azgın güruh kapılan kınp üst
katlara çıkarsa koruyacaldardı kendile-
rini. Ancak saldırganlann içeri girecek
yüreği yoktu. Kor kor ateş, yüzleri gibi
kapkara bir duman olarak geldiler. Bir-
kez daha telefon başına koştular, yenıden
arandı Ankara. "Yanryoruz, kurtarın"
denildi. Ankara'dakilerartık Sıvas Vali-
si ve Emniyet Müdürü'nûn "Merak et-
meyüıefendim,duruma hâkimiz" sözle-
rinin gerçeği yansıtmadığını anlamış,
ancak iş işten geçmiştı. Üç gün önce Içiş-
len Bakanlığı'na atanmış ve henüz kol-
tuğunu tsıtmamış Mehmet Gazioğlu,
"Emret Bakanım" fılmındeki bakan gi-
bi, önce çok bilmiş müsteşanna sordu,
"Ne yapmalıyım, Sıvas'a ghsem mi aca-
ba?" diye. Çok bilmiş, görmüş geçirmış
müsteşar yanıt verdi: "Olur mu efendim,
böyteufacık bir hadisede bakanolay ma-
halline gider mi?"
Hûkümet ortağının sıkıştırması sonra-
sında Bakan, "Baba" olarak bildiği
Cumhurbaşkam"na danışmayı düşûndü.
Köşk'ün telefonunu çevirdı ve aynı so-
ruyu Cumhurbaşkanı'na sordu bu kez.
Talimat kesindi: "Vatandaşla güvenük
güçlerini karşı karşıya getirmeyin."
'Kimse hatırlamıyor'
Katliamdan dört yıl sonra Cumhur-
başkanı'nın kendisine bu yönde talimat
verip vermediği sorulduğunda Gazioğ-
lu, "O gün Cumhurbaşkamilesık sıkgö-
rüştüm ama ne dediğini tam olarak ha-
üriamryorunr dedi.
Sıvas katılamı o dönemin yöneticile-
rini hafıza kaybına uğratmışrı. Otel ya-
kılmadan önce elinde megafonla saldır-
ganlara seslenen Belediye Başkanı Te-
BELEDİYE MECLİSt ÜYESİ
CaferErçakmak
hâlâbulunamadı
tstanbul Haber Servisi
- Sıvas'ta, 2 Temmuz
1993 tarihinde,
Madımak Oteli'nde
33 kişinin yanarak
ölümüyle sonuçlanan
olayda saldırganlan
tahrik eden Sıvas'ın
RP'li belediye meclisi
üyesi Cafer
Erçakmak, olayın
üzerinden 7 yıl
geçmesine karşın hâlâ
bulunamadı.
Hakkında gıyabi
tutuklama karan
bulunan Erçakmak'ın,
olay günü itfaiye
erlerinin, otelde
mahsur kalanlann
kurtanlmasına engel
olduğu ve itfaiye
merdivenlerinden
inmekte olan Aziz
Nesin'e yumruk attığı
o günkü yayınlarda
geniş bir şekilde yer
almıştı. Cafer
Erçakmak'ın önce
Iran'a kaçtığı,
ardmdan da Isviçre'de
olduğu söylenmisti.
Sıvas davasında
gıyaplannda
yargılama yapılan 8
fırari sanık bulunuyor.
Firari sanıklarla ilgili
dava Ankara 1 No'lu
DGM'de sürüyor.
Sıvas samklanndan
ÜnalBerkada
olaydan dört yıl
sonra Sıvas'ta
yakalanmıştı. 2 Temmuz 1993'te Sıvas Madnnak Oteli'nde yaşanan olaylarda yaşamını yitirenler unutulmadL 37 ay duun uidürüldûğö katfiamın acılan hâlâ canlı dunıyor.
Yerel mahkemenin daha önce verdiği iki karar Yargıtay tarafından bir kez esastan bir kez usulden bozuldu
2 Tmtmuzî993^en btıi beMenenadaletANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Dev-
letin laik düzenini yıkıp yenne şeriat dev-
leti kurmak amacıyla hareket eden şeriat-
çı yobazlarca ateşe verilen Madımak Ote-
li'nde 37 kişinin katledılmesının üzerin-
den 7 yıl geçtı. Yargıtay, yerel mahkeme-
nin ilk karannı esastan, ikinci karannı
usulden bozmuştu. Yerel mahkeme üçün-
cü yargılama sonucunda 33 sanık hakkın-
da idam cezası verdi.
Katliamın ardmdan başlatılan soruştur-
ma sonucunda, Sıvas Ağır Ceza Mahke-
mesi, katliamı adlı bir adam öldürme ola-
yı, bazı sanıklann eylemini de Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykınhk
suçu olarak değerlendirdi. Güvenük nede-
niyle davanın Ankara'ya taşınmasıyla
dosyanın yazgısı da değişti.
Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin,
suçun sıradan adam öldürme olayı olma-
yıp örgütlü adam öldürme suçu olduğu;
Ankara2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin de
toplanmanın örgütlü suç ışlemek için bir
araya gelme olduğu değerlendirmesiyle
dosyalar Ankara DGM'ye gönderildi.
DGM, kendisıni görevli görmeyerek, ya-
ni suçu adiyen adam öldürme olarak gö-
rerek yargılamayı sürdürmedi. Görev
uyuşmazlığını çözüme bağlamakla ödev-
li Yargıtay ilgili dairesi suçu anayasaya
aykınlık olarak değerlendirerek, yargıla-
ma görevinin Ankara DGM'ye ait oldu-
• Yobazlarca ateşe verilen Madımak Oteli'nde 37 kişinin katledilmesinin üzerinden 7 yıl
geçti.Yargıtay, yerel mahkemenin ilk karannı esastan, ikinci karannı usulden bozmuştu.
Yerel mahkeme üçüncü yargılama sonucunda 33 sanık hakkında idam cezası verdi.
ğuna karar verdi.
Ankara 1 No'lu DGM yaptığı 18 celse-
lik yargılama sonunda 26 Arahk 1994 ta-
rihinde verdiği kararla, suçu anayasal dü-
zenı zorla bozmaya kalkışma olarak nite-
lendırmedı. Olayı "faiü belü ohnayan
adam öldürme" olarak değerlendiren
mahkeme, 26 sanığa verdiği 20 yıl ağır ha-
pis cezasını, Aziz Nesin'in "tahrik edici
n
konuşmalan sonucu suçun işlendiği dü-
şüncesine vardığından sanıklann cezala-
nnı 15 yıl ağır hapıs cezasuıa çevirdi.
Mahkeme, 60 sanık hakkında Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na aykın-
lık suçundan 3'er yıl hapis, 37 sanık hak-
kında da beraat karan verdi. Müdahil ve-
killeri verilen cezalan istemlere aykın ve
yetersiz bulduklanndan temyiz ettiler.
Temyiz incelemesi yapan Yargıtay 9. Ce-
za Dairesi, katliamı "devletin anayasa ve
temel nizamlannı bozma" hükmünü dü-
zenleyen 146. maddekapsamda değerlen-
direrek karan 99 sanık açısından esastan
bozmuş, 25 sanık hakkında verilen kara-
n ise onamıştı.
Ankara 1 No'lu DGM, Yargıtay 9. Ce-
za Dairesi'nin büyük ölçüde bozma içe-
ren karanna uyarak uzun ve genlimli cel-
seler sonunda 28 Kasım 1997 tarihinde
yeniden sonuca vardı. O tarihte 27'si tu-
tuklu 98 sanıktan 38'ine Türk Ceza Yasa-
sı'nın 146/1 maddesi uyannca "Anayasal
düzeni zorla bozmaya kalkışmak" suçun-
dan idam cezası venldı. Bu sanıklann dör-
dünün cezası, suç işledikleri tarihte yaş-
lannın 18'den küçük ohnası nedeniyle
2O'şer yıl ağır hapis cezasuıa, birinin ce-
zası da akli dengesinin yerinde olmaması
nedeniyle 15 yıl hapis cezasına indirildi.
Samklardan 27'si hakkında 7.5 yıl, 2'si
hakkmda 5'er yıl, 1 'i hakkında 2 yıl ağır
hapis cezası verildi. Mahkeme 14 sanık
hakkmda beraat karan verdi.
Yaggrtây usulden bozuyor
Yargıtay 9. Ceza Dairesi sanık vekille-
rinin de bozma istemli temyizi üzerine
yaptığı inceleme sonucunda verdiği 14
Aralık 1998 günlü karannda, 7 yıl 6'şar
ay ağır hapis cezalanna çarptınlan 26 sa-
nık haklanndakı karan onadı. Yine 7 yıl
6 ay ağır hapis cezası alan bir sanık hak-
kındaki mahkûmiyet karannı, bozmadan
sonra diyeceklerinuı soruhnaması nede-
niyle usulen bozdu. 2 sanık verilen 5 'er yıl
ağır hapıs cezalannı ve 14 sanıkla ilgili be-
raat kararlannı da onadı. Ancak haklann-
da idam cezası verilen 31 sanık ile ilgili
karan "nüfus müdürtüğü mühürlerinoku-
naksız olması ve soyadlannda yazun çeliş-
kileri bulunmasL, bazı cilt numaralannın
karara yanuş geçirilmesi" nedeniyle usul-
den bozdu.
Bu kez esastan
Diğer 7 sanık hakkındaki önce idam
sonra 20'şer ve 15 'er yıl hapis cezalanna
dair kararda usuli bir eksiklik görmese de
önceki sayılanlarla hukuki ve fiili irtibat
bulunması nedeniyle bunlara ilişkin karar
da esasa girmeksizin bozuldu.
Yargıtay'ın bozmasınm ardmdan
1999'da Ankara 1 No'lu DGM'de 3. kez
yargılama başladı. Sanık HaHl tbrahim
Düzbiçer, 16 Haziran'da karar oturumun-
daki savunmasında kendisinin "şeriatçı"
olduğunu belirterek "Cenabı Allah'tan
başka kimseden korkum yok. Ben komü-
nistleri sevmem. Şeriatçıvım. bundan baş-
ka ideoloji tammam. Osmanhcıyım, Tür-
ldye'de devamını istiyorum. Sıvas, 2. Ku-
vayı Milliye hareketidir. Komünistieri SH
vas'tan arma hareketidir" dedi.
33 sanığa idam
Mahkeme, 33 sanığı, Türk Ceza Yasa-
sı'nın "devletin anayasa ve temel nizamla-
rnu bozma" hükmünü düzenleyen 146/1.
maddesi uyannca idam cezasına mahkûm
etti. Mahkeme, 4 sanığın "yaş küçüklüğü"
nedeniyle 20'şer yıl, 1 sanığın TCY'nın
146/1 ve "krcmi mesuliyet-yan delilik"
başhğım içeren maddesine göre 15 yıl, 9
sanığın TCY'nin 14673 ve 3713 sayılı Te-
rörle Mücadele Yasası'nın "yanoranında
arttmm" fıilini düzenleyen maddesi uya-
nnca 7 yıl 6'şar ay ağır hapis, 1 sanığın da
TCY'nin 146/3 ve 55/3 ile 3713 sayılı ya-
sanın 5. maddeleri uyannca 5 yıl ağır ha-
pis cezasına çarptırümasma karar verdi.
Yerel mahkemenin Sıvas katliamına
ilişkin verdıği üçüncü kararla ilgili olarak
temyiz başvurusu durumunda, Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı incele-
yıp tebliğname hazırtayacak. Tebliğname
dosyayla birükte Yargıtay 9. Ceza Daire-
si'ne gönderilecek.
Daire, yerel mahkemenin karanm
onarsa samklar için tek yol olarak karar
düzeltme başvurusu kalıyor. Daırenin
karan usul veya esastan bozması
durumunda dava Ankara 1 No'lu
DGM'de yeniden görülecek.
mel Karamouaoğhı'na, 'Gazanız müba-
rek olsun" dedıği anımsatıldığında da
"Valla ne dediğüni şimdi hatırlamıyo-
rum" demişti.
Olaydan bir gün sonra hükümet prog-
ramı görüşüldü. Sıvas olayı ile ilgili bil-
gi vermek üzere kürsüye çıkan Başbakan
Tansu Çiller, kitap halıne getınlen gaf-
lanndan ilkini o gün yapmıştı. Bakanla-
nnın kendisine verdiği, Van'daki otel
yangınına ilişkin notu, kürsüden "Sı-
vas'taki oteli ortaklanndan biri sigorta-
dan para almak için yakmış" diye açık-
laymca bakanlar panik halinde düzelt-
meye çalıştılar. Çiller daha sonra konu
ile ilgili olarak "Benim açıklamam zaten
Van'Ia ilgiliydi" diyerek Van'daki otel
yangınımn Madımak Oteli'ndeki katli-
amdan daha önemli olduğunu vw-
guladı. Başbakan, bu açıklamadan
bir gün sonra da "Ölen hiç ldmse
Alevi-Sünni çekişnıesinden dolayı
öunüş değildir. Hatta bu otelin et-
rafını saran vatandaşlanmıza da
hiçbir zarar gelmemiştir. Dolay>
sıyla olay, bir otelin yaküması ve
içinde olan vatandaşlanmızın öl-
mesijle ortava çıkmıştir" diyerek
tanhi konuşmalanndan birini da-
ha yaptı.
'Tahrik etmeselerdi'
Katliama seyirci kalan iktidar
ve ülkede hükümet kurup deviren
medya, "Yavuz rursız ev sahibini
basünr" misalı, olayı "Canım,
Aziz Nesın de vatandaşı tahriket-
miş. Dinle alay edilir mi, edOirse
böyle olur" mantığıyla değerlen-
dirdi. Bu değerlendırmeye ve hü-
kümetin aczine ateş püskürmesi
beklenen ana muhalefet partisi
ANAP'ın genel başkanı Mesut
Yıfanaz da bu koroya katıldı. Yıl-
maz, bu konudaki ilk açıklama-
sında, "Devletin valisi, yüzde 99'u
Müslüman olan Türkiye'de halkı-
mızın dini duygulannı rencide e-
den, dini değerleri ile alay eden bir
konuşmacıya karşı tepkisiz kal-
ouşsa, milleirin,devietin ovaliyegû-
venmesini beklevemezsiniz" dedi.
Yılmaz, sonrakı konuşmalann-
da ise "Bir futbol maçında bik ola-
bilecek olay" derken pek de hak-
sız sayümazdı. Çünkü yıllar önce
Sıvasspor-Kayserispor maçında,
taraftarlararasında çıkan kavgada
da bu kadar insan ölmüştü.
Tarikat liderlerinın cenazelerini
kaçırmayan ANAP liden, Sıvas'ta
yaşammı yitirenlerin cenaze töre-
nine katılmayı aklına bile getirme-
di. Çünkü ölenlerin yakmlan za-
ten kendı partisine oy vermiyordu.
İki aylık cumhurbaşkanı Sûley-
man Demirel de Dünye Ekonomık
Forumu'na katılmak üzere geldi-
gi Istanbul'da, Yılmaz 'a benzer bir
konuşma yaptı: "Olavlar ağır bir
tahrik sonucu başladı. Olav lar ya-
yılmadL Alevi-Sünni çabşmasına
dönüşmedi Güvenük kuvvetleriy-
le halkuı çaüşması yok. Sadece ha-
vaya ateş edfldL"
Hükümet programı Meclis'te
okundu ve oylandı. Ikridann kü-
çük ortağı SHP, hükümetten çe-
kihneyi aklına bile getirmedi.
Sıvas'm faturası bürokrasiye
kesildi. Valı, Emniyet Müdürü,
Içişleri Bakanlığı Müsteşan gö-
revden alındı. Tugay Komutam
Yüksek Asken Şûra'da emekli
edildı. Sıvas Belediye Başkanı ön-
ce görevden aluıdı, soruşturma
sonrasında görevine iade edildı.
Sıvas'tan Sincan'a
'Bir bıdııt kaynıyor Sıvas elînden'
Bümemem gereken
şe>ler öğrendim
Sorular sordum,
sormamam gereken
Gördüm apaçık,
görmemem gerekeni
Söyiemnezi söyledim
Heybesinde>Tİan
işaretleri
BaMıran »hiri
yüzüğümün içinde
VeyanındakaVtaşryan
ben,
Tekinsizim size göre
tbret için yakdması
gereken.
Metin Altıok
MtYASEtLKNUR
Çocukluğumda "Sıvas" de-
nince dilime Neriman Tüfek-
çi'nin sıkça okuduğu o ünlü
uzun hava takıhrdı: "Bir buhıt
kaynıyor Sıvas efinden." Bir de
üç imge canlanırdı gözümde. îl-
ki, Sıvas Kongresı'nin toplandı-
ğı tanhi binanın önünde çekilen
o siyah-beyaz fotoğaf. Ortada
kalpağıylaMustafaKemal. Son-
ra Pir Sultan gelir dıkilirdi gözü-
mün önüne. Elinde saz, başmda
tac-ı elıf. Ardında da yumuk
gözleriyle Âjık \eyxl.
Yazık, hem de çok yazık. Ar-
hk "Sıvas" denince gözümün
önüne "Yak ulan yak" diyen ve
içinde 37 güzel insanın bulundu-
ğu otelin yanışını salya sümük
zevkle izleyen azgın bir kalaba-
lık, Madımak'ta yitirdiğim dost-
lanm, Hasret, Muhlis Akarsu,
Nesimi Baba ve tanımadığım
gencecik insanlar gelıyor. Asır-
lan delip gelen Pir Sultan, sanki
450 yıl sonra kendisini anmak
için gelen dostlannın kendi akı-
betine uğrayacağını görmüş gi-
bi. 2 Temmuz 1993'te devlet, Sı-
vas'ta şeriata teshm oldu. Şeri-
ann teslim aldığı bu kentin tan-
hi çelişkilerle dolu. Cumhuri-
yet'in temelinin atıldığı yer de
Sıvas, "Cumhuriyetin temefa'
burda atddı burdayıkılacak" dc-
nılerek şenat provası yapılan
yer de. Pir Sultan'ı yaratan da
bu kent, onu ipe gönderen Hızn-
PJga'yryaratanda. Bütünbuçe-
h'şkilere rağmen Sıvas, yakm za-
mana kadar farklı kültürlerin ba-
nş içinde yaşadığı bir coğrafyay-
dı. 1978yılındaAlibabaMahal-
lesi'nde çocuk kavgasıylabaşla-
yan, ancak faşist ve gerici güç-
lerin el ele vererek yapüğı katli-
amda 9 kişinin yaşamını yitir-
mesi, Sıvas'ın tarihinde bir dö-
nüm noktası oldu. O günden
sonra kamplara bölündü Sıvas
halkı. Ve göç göç oldu göçleryo-
la dizildi Sıvas'ta. Çamşıhı'nın
ozanlan sustu. Uzun kış gecele-
rinde cem olunmaz. semah dö-
nülmez oldu. Göçenler çoğun-
lukla ekonomik olarak en altta-
kileri oluşturanlardı. Işte o en
alttakilerdi Sıvas'ta gericileri ve
faşistleri dizginleyen, sosyolo-
jik dengeyi sağlayan. 2 Temmuz
katliamının yıldönümlerinden
birinde Aydın Engin sordu,
"Böyle bir katiiam Srvas'ta 80
öncesinde olabüır miydi?" diye.
Yanıt elbette, "DeB misİB, bö^le
bir şeye cesaret edebihrler mry-
di?"oldu.
Göçler Sıvas'ta kalmakta di-
renen bir avuç insanı öksüz bı-
raktı. Kent, şeriat arzusuyla ya-
nıp tutuşan o azgın güruha tes-
lim oldu. Sıvas'ta bozulan doğal
denge, akla hayale gelemeyecek
Madımak Oteh kathamını yaşat-
n. Işte bu bozulma nedeniyledir
ki insanlar yanarken "Gazanız
mübarek otsnn" diyen sorum-
suz başkanla, devlete karşı ayak-
lanan katilleri yasal olarak savu-
namayacağını bile bile cüppesı-
ni giyerek DGM'ye koşan sabık
Adalalet Bakanı'nın partisi, kat-
liamdan sonra bile Sıvas'ta zafer
kazandı.
Yıllarca şehit ailelerinin acıla-
nnı ısüsmar eden ve şu günler-
de uluslararası terörist Mehmet
AB Ağca'yı savunmaya hazırla-
nan Av. Can Özbay'ın bu konu-
daki açıklaması da kayda değer.
Eski ülkücü Av. Can Özbay dı-
yor ki "Cnmhnriyet gazetesi.
Madnnak Oteli'nde dumandan
boğularak ölen insanlann diridi-
ri yalakhğını söyieyerek toplum-
da gergüuige neden ohnuştor."
Avukatın açıklamasına göre
saldırgan grubun, içeridekilerin
diri diri yanmasına gönlü razı ol-
mamış; dumandan boğul-
malanru yeterli görerek ateşi ona
göre ayarlamışlar.
AsafKoçak, Madnnak Oteli'nde katledilme-
den bir hafta önce bu karikatürü çizrrüşti.
"Ne yapahm tahrik oiduk" di-
yen köktendincıler, siyasiler tara-
fından yüreklendirildi. Sonra da
1995 seçımlerinde köktendincile-
ri temsil eden RP, seçimlerden bi-
rinci parti olarak çıktı. Seçim ön-
cesinde "Bunlar PKK'den daha
tehHkeH" diyen Çiller, RP ile ko-
alisyon ortağı olmakta sakınca
görmedi. Tarikat şeyhlerine Baş-
bakanlık Konutu'ndâ iftar yemek-
leri verildi, Müslüman Kardeşler
adlı terör örgütünün Hderleri Baş-
bakanhk'ta kabul edildi. Hizbul-
lah militanlan bürokraside görev-
lendirildi. Libya ve Iran gezilerin-
de Atatürk'e ve laik cumhuriyete
yapılan saldınlar, Başbakan Er-
bakan tarafmdan mütebessim bir
çehreyle dinlendi.
GelegeleSincan'agelındi. Sin-
canda "HizbuHah Gecesi" cum-
huriyet tarihinde bir dönüm nok-
tası oldu. Sıvas katliamını önem-
semeyen ve köktendincileri oy
kaygısıyla pohpohlayan, kımın
daha çok imam-hatip lisesi açtığı
konusunda kıyasıya yanşanlar
tanklara çarptılar.
Kansız bir şekilde gerçekleştiri-
len iktidar değişikliğinden mağ-
dur olanlar. "Bize yapılan zulüm-
dür, böyle demokrasi olur mu?"
diye feryada başladılar. Sıvas'ta
yanan insanlann feryadını duyma-
yanlann feryadına kimse kulak
kabartmadı.