Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2000 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Alın Yaası
Sevgili,
Son günlerde bir kez daha Carl Sagan'ı düşün-
düm. Onu anımsamama neden olan, birden insan
geninin haritası ile ilgiii bilgilerin ön plana çıkması
oldu.
Aslında konu yeni değil, Clinton ile Blair'in açık-
lamasıyla gündemin ön sırasına oturan tartrşma ve
umutla ılgili biigiler, birsüreden beri gezmekteydi or-
tada.
Ama sloganlaria düşünüp, özel günlerte hatırla-
yan, tüketirken tükenen, slogana ve anma gününe
abone bir dünyada yaşıyoruz.
Neyse, biz yine Sagan'a dönelim. Fransız adaşı-
nın tersine, erbab-ı kalem olduğu gibi, aynı zaman-
da bilim adamı sıfatını hak etmiş olan Carl Sagan,
Cosmos adlı, popüler bilim yapıtında, her bölümün
başına çeşrtli kutsal kitaplardan alıntılar koymuştu.
O bölümierde anlatılanlar ile kutsal kitaplardan ya-
pılmış baştaki alıntılar arasındaki benzerlik ya da
uyanan çağnşım şaşırtıcıydı.
Yazdıklanndan anlaşıldığı kadar, inanmış bir kişi
olmayan Sagân'ın amacı, bizde kimilerinin yaptığı
gibi, bilimin bütün buluşlannın kutsal kitaplarda bu-
lunduğunu kanıtlamak değildi. 0 din ile bilimi aynı
kulvara koyup yanştırmak yanlışına düşmüyor, bi-
lim adamı olarak, bilimsel verilere dayanarak, dinin
söylediklerini çürütmek gibi hiç de bilimsel olmayan
bir uğraşa da girişmiyordu.
• • • • *" '
:
-•'-• •
Gen teknolojisi ile ilgiii son haberierin bana Com-
sos'daki alıntılan anımsatmasının nedeni, artık alın
yazısının bilimsel olarak da kabul edilmesi anlamı-
nı taşıyan açıklamalar oldu.
Öyle ya! Kişioğlu'nun yakalanması olası hastalık-
lar, aşağı yukan boyu, üç aşağı beş yukan ömrünün
süresi genlerinde yazılı olduğuna göre, hastalığa ve
erken ölüme "alın yazısı" diyenlere eskiden kızan-
lar şimdi ne diyecekler?
Demek ki alın yazısı diye bir şey varmış ve fizyo-
lojik yazgımız yazılıymış genlerimizde.
Görüyorsun, bir anlamda alın yazısı bilim tarafın-
dan onaylanmış oldu.
Ama eşzamanlı bir gelişme daha çıktı ortaya: Alın
yazısını ve yazgıyı bilim ile değiştirmek de mümkün
olabilecek.
Bu göz kamaştıncı gelişme karşısında Sevgili, bı-
çak sırtında yürüdüğümüzü, bu gözlemlerin bizi,
inanış ile bilimin kulvariarını birbirlerine kanştırma
sonucuna götürmemesi için dikkatli olmamız gerek-
tiğini yine unutmayalım.
Kimileri bu gerçeği göremeyip korkuya kapıldılar.
Siyasetçilerimiz, bu bilimsel gelişme ile ilgiii açıkla-
malarda, hep Allah'tan söz ettiler.
Kimi hamervah, yüzeysel "bilim yandaşlan!" da
belki de şu anda, "bilimin Tann'nın yokluğunu ka-
nıtladığını, o düşünceyi alt ettiğini" söylemektedir-
ler.
Oysa bilimin ne Tann'yı kanıtlamak ne de çürüt-
mek gibi bir amacı ve de gücü vardıc ,
* * * ^ , ^ . .
Inanmak ile bilim birbirleriyle çelişmiyor, yanlış bir
biçimde aynı kulvara sokulmadıklan zaman.
Ibadetini yapan bilim adamı, yaradana şükranla-
nnı sunarken, varoluşun nesnel kurallannı aradığın-
dan dolayı, tövbe etmek zorunda mı?
Ya da yaradana şükran olan ibadet ile yaradıhşın
kurallannı, gizini nesnel yöntemlerie araştırmak ve
bunlan birbirlerine kanştırmamak çetişkili bir dav-
ranış mı?
Bunun böyle olmadığını savunan, yaşamlarryla
kanıtlayan birçok bilim adamı var.
Bizdeki kimi hamervah takımı ise bu gerçeği bir
türiü görmek istemedikleri gibi, şimdiden olayın bir-
çok yönünü kavramadan, erken ve dayanaksız bir
avantacı sevinciyle, "Biz deyaşadık! ömrümüz uza-
dı! Yakında kanserden kurtuluyoruz! Kırkm altnda-
kiler yaşadı!" türünden dayanaksız sevinç nidalan
peşindeler.
Işte burada duralım biraz! Olayın bu yönünü de
gelecek defa ele alalım.
Sözleşme dün imzalandı
Çayırhan'm işletme
hakkı devredildi
ANKARA (AA) - Ça-
ytrhan Termik Santra-
lı'nın, mülkiyeti TE-
AŞ"ta kalmak kaydıyla
işletme hakkı devri dün
gerçekleşti. Imzalanan
sözleşme doğrultusunda,
Çayırhan Termik Santra-
lı dünden itibaren Park
Termik Elektrik Sanayi
ve Ticaret AŞ tarafmdan
işletilmeye başlandı. Fir-
ma 20 yılın sonunda, te-
sisi her türlü bakım ve
onanmı yapılmış olarak
TEAŞ'adevredecek.
Park Termik Elektrik
ile TEAŞ arasındaki
Eneıji Satış Anlaşması
ve Devir Sözleşmesi,
Elektrik Enerjisi Fonu ile
de Fon Anlaşması imza-
landı. Toplam kurulu gü-
cü 620 megavat olan Ça-
yırhan Tennik Santra-
lı'nın işletmede olan 1.
ve 2. ünitelerinin bedeli
85 milyon dolar (52,7
trilyon lira). Yetkililer, 3.
ve 4'üncü ünitelerin de,
kabul işlemlerinin ta-
mamlanmasından sonra
100 milyon dolar (62 tril-
yon lira) bedel ile şirke-
te devredileceğini belirt-
tiler.
Mimarlar Odası
ödülleri verildi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Mimarlar
Ödası tarafindan düzen-
lenen 7. Uluslararası Mi-
marlık Sergisi kapsa-
mında verilen ödüller
dün düzenlenen törenle
sahiplerini buldu. Mi-
marlık mesleğının örgüt-
lenme ve kurumlaşması-
nayaptığı katkılar nede-
niyle bir referans oluştu-
ran Prof. Dr. Maruf Ö-
nal Sınan Ödülü'nü
Mimarlar Odası Başkanı
Oktay Ekinci'nın elin-
den aldı. Törende, Afife
Batur ve Doğan Hasol
Mesleğe Katkı Dah Ba-
şan Ödülü aldılar.
Yapı Başan ödülleri,
Şevld Pekin, Kerem Er-
ginoğlu. Hasan Çahşlar
Köksal Anadol ve Vedat
Tokyay'a; Yapı Koruma
Başan Ödülü ÎTÜ Mi-
marlık Fakültesi Ispirto-
hane ekibine; Yapı Dalı
"Yaşam Çevresr Başan
Ödülü, Gönül Aslaner,
Mustafa Aslaner, Fatih
Açıkahn, Salih Salah ve
Fatmagüzd Aslaner'e
verildi. Törene Cumhur-
başkam Ahmet Necdet
Sezer de katıldı.
Tatüden sonra 'zor' gündem
TBMM'yi tatilden sonra Medeni Yasa, af, ölüm cezasının kaldınlması, RTÜK
ile anayasa değişiklikleri, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik konulan bekliyor
TÜREYKÖSE
ANKARA - TBMM'yi tatil sonra-
sında "zorlu" bir gündem bekliyor.
Medeni Yasa değişikliği, yerel yöne-
timler ve sosyal güvenlik tasanlan, af,
ölüm cezasının kaldınlması ve anaya-
sa değişiklikleri başta olmak üzere bir-
çok düzenleme, TBMM'nin ekim
ayında açılmasından sonra hükümet
ortaklan arasmda tartışma yaratacak
önemli gündem maddeleri arasmda
yer alıyor.
TBMM, bu yasama yılmı daha çok
cumhurbaşkanlığı seçimi ve soruştur-
ma tartışmalanyla geçirdi. TBMM'yi
gelecek yıl yasama etkinlikleri açısın-
dan daha sıkınülı bir gündem bekli-
yor.
Ekimde yeni TBMM Başkanı seçi-
mi tartışmalanyla açılacak olan TB-
MM'nin gündeminde yer alacak
önemli gündem maddeleri şöyle:
Anayasa değişiklikleri: TBMM Uz-
laşma Komisyonu, kapsamlı bir ana-
yasa değişikliği için çahşmalar yüriit-
tü.
TBMM'nin "aklama" operasyo-
nundan sonra, rnilletvekili dokunul-
mazlıklannm smırlandınlması ve so-
ruşturmalarla ilgiii anayasanm 83. ve
100. maddelerinin değiştirilmesi, ön-
celikli gündem maddesi oldu.
tdam cezasının kaldınlması: AB'ye
uyum sürecinde ölüm cezasuun kaldı-
nlması gereği, devletin "tepesmdc" sık
sık dile getirilmeye başlandı. Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'in yanı
sıra askeri kesimden de "tdam cezaa
kakhnlmah" mesajlan gelirken, bu
konuda hükümetin MHP kanadınm ik-
na edilmesi kolay görünmüyor.
Af beklentisi: Veto edildikten sonra
ortaklar üzerinde anlaşamadığı için
komisyonda bekletilen Af Yasası da
yeni yasama yıhnın en önemli gündem
maddeleri arasında yer alıyor.
Medeni Yasa değişikliği: 1030 mad-
deden oluşan Medeni Yasa değişikliği
tasansı, yeni yasama yıhnın önemli
gündem maddeleri arasında yer alıyor.
Sosyal güvenlik tasanlan: Hükümet
ortaklan arasında uzun süredir anlaş-
mazlık konusu olan sosyal güvenlikle
ilgiii 5 yasa tasansı TBMM'ye gönde-
rildi, ancak henüz ilgiii komisyonda
görüşülüp gündeme girmedi. Bu tasa-
nlara göre Sosyal Sigortalar Kuru-
mu'nun (SSK) sigorta ve sağlık hiz-
metleri birbirinden aynlırken; tş ve tş-
çi Bulma Kurumu, "Türidye Iş Kuru-
mu"na dönüştüriilüyor.
Yerel yönetimler: Yerel yönetimler-
le ilgiii düzenlemeler konusunda he-
nüz hükümette uzlaşma sağlanamadı.
Tasan Bayındırlık ve tskân Bakanı Ko-
ray Aydın'ın imzalamaması nedeniy-
le TBMM'ye gönderilemedi.
RTÜK değişikliği: RTÜK'ün yapısı-
mn değiştirilmesi ve medya patronla-
nna kamu ihalelerine girme yolunu
açan tasan Anayasa Komisyonu'na ta-
kıldı. Alt komisyona gönderilen tasa-
n tatilden önce görüşülemedi.
Trafik cezalan: Kızını bir trafık ka-
zasrnda yitıren Boray Uras'ın Ankara
yürüyüşü üzerine gündeme getirilen
ve trafik cezalannm arttınlmasrnı ön-
gören iki yasa önerisi komisyonda
bekliyor.
ELGELERİN ÇOĞU YÎTİRİLDİ
Bakanbk
arşrvisu
baskııımcla
yok oldu
• Adalet Bakanı Türk, "Cumhuriyet
dönemine ilişkin belgelerden büyük
bölümünün su baskınlan nedeniyle
yitirildiğini" bildirdi.
ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanhğı'nın
Cumhuriyetin ilk yıllanna ait arşivinin büyük
bölümünün "su baskmı" nedeniyle yok olduğu
bildirildi.DYP'nin hukukçu
milletvekillerinden Anayasa Komisyonu üyesi
Ahmet tyimaya bir araştırmasında kullanmak
üzere Adalet Bakanüğı'ndan, Mahmut Esat
Bozkurt'un Avmpa'ya gönderilmesine ilişkin
resmi işlemlerden birer tıpkıçekim ve çeviri
örneklerini istedi. lyimaya bu konuda Adalet
Bakanı Hikmet Saml Türk'ün yanıtlaması
istemiyle TBMM Başkanlığı'na yazılı soru
önergesi de vererek, "Meşrutiyet dönemi dahfl,
gûnûmüzden geriye doğru ulaştlabilen süre
içinde öldürme ile sonuçlanan faili meçhul
suçlar ve yaşamlannı yitirenler hakkmda liste
halinde bilgi verilmesinin mümkün olup
olmadığmı" sordu. Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, lyimaya'ya gönderdiği
yanıtta, Adalet Bakanlığı arşivinin 1988
yılında çıkanlan "Muhafazasına lüzum
kalmayan evrak ve malzemenin yok edilmesi
hakkında yasa" uyannca çıkanlan "Adalet
Bakanhğı Merkez ve Taşra Teşkilaü ile Bağh
Kuruluşlan Arşiv Yönetmetiği'' hükümlerine
göre yürütüldüğünü belirtti. Türk, Adalet
Bakanlığı Merkez Teşkilatı Arşivi'nin 1988
yılmda Keçiören Çocuk Islahevi'nde
oluşturulan bağımsız binaya taşındığını ve
halen bu binada bulunduğunu bildirdi.
Osmanlıca kayıt ve belgelerin bu binaya
taşrnırken Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü'ne devredildiğini anlatan Türk,
"Cumhuriyet dönemine ilişkin belgelerden bir
kısmı su baskuılan nedeniyle bakanhğımız
binasımn bodrum katuıda zayi ohnuştur.
Kurtanlabilen belgeler ise arşivde muhafaza
edihnektedir" dedi. Adalet Bakanı Türk, faili
meçhul suçlar ve yaşamlannı
yitirenlerin listesi ile Mahmut Esat
Bozkurt'un Avrupa'ya gönderilmesine ilişkin
belgelerin Adalet Bakanhğı'nda
ohnadığını bildirdi.
öte yandan çeşitli ıncelemelerde bulunmak
için dün gittiği Trabzon'da bir açıklama yapan
Türk, yeni yasama döneminin başında
TBMM'nin ilk çahşmalan arasında Af
Kanunu'nun yer alacağını söyledi. Türk,
cezaevlerinin doluluk oranının, Cumhuriyet
tarihinin en yüksek rakamına ulaştığını ve
cezaevlerinin ıslah edici fonksiyonlannı
yitirdjğini belirtti.
tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN
Bahçeli de çağırdı
'Yûmoz'ın
kabineye
girmesi
hayırh olur'
ÇAY/EMtRDAĞ(Cumhuri-
yet)-MHP Genel Başkanı Dev-
let Bahçeli, TBMM'deki oyla-
malarda MHP'nin "Yüce Di-
van'a sevki'' yönünde tavır aldı-
ğı ANAP Genel Başkanı Mesut
Yrimaz'ın kabineye girmesinin
ülke için 'hayırh' olacağım be-
lirterek "Biderdebirikinünden
ve tecrübesinden vararlanmaya
hazmz" dedi. Bahçeli, ekono-
mik programdan taviz verüme-
sidurumunda", 2001 yıhnın da-
ha ağır koşullarda geçeceğini
söyledi. Bahçeli, dün Afyon
çevresine ziyaretlerde bulundu.
Başbakan Bülent Ecevit'in da-
vetinin ardından, Bahçeli de,
Çay ilçesinde gazetecilerin so-
rulannı yanıtlarken Mesut Yıl-
maz'a 'hükümete gir' çağnsı
yaptı. Başbakan Ecevit'in, Yıl-
maz'ın kabineye girmesininko-
alisyona daha iyi işlerlık kazan-
drracağma ilişkin sözlerinin
anımsanlması üzerine de Bah-
çeli, "Koalkyon, daha güzd gi-
decek inşallah" dedi.
Bahçeli, Dışlı beldesinde
yurttaşlara seslenirken TB-
MM'nin tatıle girdiğini ancak
milletvekillerinin tatilinin ola-
mayacağını söyledi.Bütün so-
runlan çözmeyi amaçladıklan-
nı söyleyen Bahçeli, "Önceük-
le neler yapdması gerekryorsa
bunun yapdacağından emin oi-
un"dedı.
Bahçeli, dün aynca Sağlık
Bakanı Osman Dunnoş ile 100
yataklı Emirdağ Devlet Hasta-
nesi'ni hizmete açtı. Bahçeli,
yaptığı konuşmada "Yeni bir
yüzyıla girdiğimiz bugûnlerde
sağhk ^l^nınılıı yapdanlan ye-
terfibuhnakmümkûndeğiktir''
dedi. Bahçeli, Afyon'un Bolva-
din ilçesindeki konuşmasmda
da, ekonomik programdan po-
pülist yaklaşımlarla taviz ver-
meye başlanması halinde 2001
yıhnın sosyal ve ekonomik yön-
den çokdahaağır olacağını söy-
ledi.
Bahçeli, Avşar Tanm ve Hay-
vancıhk Tesisleri'nin hizmete
açıhşı töreninde yaptığı konuş-
mada ise, 'hayvanahkalanmda
her zaman üreticinin yanında
olan hükümetin,hav^vansalûre-
time dönük teşvik ve kredi im-
kânbnnı da artürma konusan-
da kararh olduğunu' söyledi.
Türkiye iîüfiısunun beşte birinin açlık sınırınm altmda yaşadığı ortaya çıktı
Zengin-yoksul uçıırumu büyüyor
Türkıye'nin sosyo-ekonomik göstergeleri
—ı
Gaıplar
A
B
ci
C2
D
E
Nüfus Içindelü Hane Sayısı
Payı(%) ÖzelliMeri , (Adet)
4.5
10.3
16.9
138
36.6
17.8
2 milyon 790 kişi yaşıyor. Bu hanefer y*Ja 62 bm 750 tlotar
harayor. Bu da ayda 5 bm 200 dotef (yaWaş* 3 mıtyar
200 milyon Ira) yapıyof.
6 mityon 386 btn kişı yaşıyor Bu hanöer yılda 27 bın 250 ddar
harayor. Bu da ayda 2 bın 270 dolar (yaklaşık 1 mılyar 400
milyon lira) y apıyor
10 milyon 478 bin Idşi yaşıyor. Bu haneter yılda 9 bin 350 dolar
harayor. Bu da ayda 780 dolar ^a«aş* 480 milyon «ra_ yaptyor.
8 mtlyon 556 bfn kışı yaşıyof Bu haneter yılda 7 bm 650 dolar
harayoc Bu da ayda 637 dolar (yaklaşık 393 milyon Ira) yapıyor
22 itflyon 692 bm kişi yaşıyor. Bu haneier yıtda 4950 dotar harcıyor.
Butla ayda 412 öotar(>aWaşık 254 mıiyonlîraj yapıyCK.
11 mılyon 036 bm kişi yaşyor. Bu haneier yılda 3 bın 200 dolar
harayor. bu da ayda 266 dolar (yaklaşık 164 milyon lira) yapıyor
558.000
1.277.200
2.095.600
1.711.200
4.538.400
2.207.200
12 387.600
Ekonomi Servisi - Türkiye'de-
ki sosyo-ekonomik gruplann in-
celendiği araştırma, yaklaşık 13
milyon ailenin yer aldığı ülke
sırurlan içinde iki ayn Türki-
ye'nin yaşadığrru rakamlarla or-
taya koyuyor. Türkiye'nin 6 sos-
yo- ekonomik gruba aynldığı
araştırmaya göre A ve B sosyo-
ekonomik grubunu oluşturan
yüzde 15'ük grup Avrupa Birli-
ği (AB) standartlannda yaşıyor.
Buna karşın nüfusun üçte iki-
si, yani yaklaşık krrk milyon in-
san ayda 254-480 milyon lira ile
geçiniyor.
CHP 20. dönem milletvekili
BülentTanla'nın AC Nielsen Zet
grubuna yaptırdığı araştırma gö-
re bu göstergeler yıllar itibanyla
C,D ve E sosyo-ekonomik grup-
lannın aleyhine gelişmekte.
Araştırma Türkiye'de yaşayan
13 milyon aileyi A,B,C1,C2,D
ve E olarak 6 gruba ayınyor. AB
standartlannda yaşadığı ileri sü-
rülen A grubundtakı haneier ay-
da yaklaşık 3 milyar 200 milyon
lira harcıyor. Ortanm üstü olan B
grubu ayda yaklaşık 1 milyar
400 milyon lira harcıyor.
Orta direk olarak tarumlanan
Cl grubunun Cl grubunun nü-
fus içindeki payı yüzde 16.9 ve
ayda 780 dolar (yaklaşık 480
milyon lira) harcama yapıyor.
Nüfusun yüzde 13. 8'ini oluştu-
ran C2 grubunun içinde yer alan
kişi sayısı 8 milyon 556 bin. Yıl-
da 7 bin 650 dolar, ayda da 637
dolar (yaklaşık 393 milyon lira)
harcıyorlar.
D grubu içinde yer alan 22
milyon 692 bin kişi ayda 412 do-
lar harcıyor. En alt gelir düzeyi-
ni ifade eden 11 milyon 36 bin
kişi yer aldığı E grubunun nüfus
içindeki payı 17.8. Bu grup ayda
266 dolar (yaklaşık 164 müyon
lira) harcama yapıyor.
SlFlR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Sıvas'ta yedi yıl önce 37 aydını-
mız yakılarak katledildi. Bu davanın
iki boyutu vardı: Islamcılık ve dev-
let. Islamcı hareket Sıvas katliamıy-
la doğru dürüst yüzleşmedi. Bura-
da, kendileri gibi düşünmediği için
Alevilerie solculan cayır cayır yakan
ve bunu "Allahü ekber" diyerek kut-
layan topluluk Islamcıydı.
Toplu katliamı islamiyet adına
yapmışlardı. Yargılamalarsırasında
sanıklar, ülkücülerin kurt işaretlerini
de inançlanna ekleyerek bunu bir
Islam-Tûrk sentezine dönüştürme-
yi de ihmal etmediler. Islamcılann
bir kesimi dudak ucuyla katliamı
eleştirse de, bu konu Islamcı kesim
arasında enine boyuna sorgulanıp
eleştirilmedi. Hatta, Şevket Kazan
örneğinde olduğu gibi, "Bunlarbi-
zim çocuklar" diyerek sahip bile çı-
kılmaya çalışıldı.
Islamcı terör örgütü Hizbullah, Is-
tanbul'a postu serip, kendi içlerin-
den bazı insanlan kaçınp yok etme-
ye başladığı zaman bazı Islamcı ke-
Sıvas'ta Islamcılık ve Devlet
simler paniğe kapıldılar. Terörün,
kendtlerini de tehdit edecek boyu-
ta gelmesi onlan da korkuttu. Hal-
buki Sıvas'ta yakılan aydınlar Hiz-
bullah'ın habercisiydi. Orada böyle-
sine acımasızlığa başvuranlar, yann
başka cinayetlere de hazırlanmış
oluyorlardı.
Sıvas'ta 37 değerli insanımızı yi-
tirmenin üzerinden tam 7 yıl geçti.
Bu cînayetin hesabı verildi ml? rs-
lamcılar, bu büyük cinayetteki so-
rumluluklannı tartışıp ciddi bir öze-
leştiri yaptılar mı? Bazı Islamcılann
hâlâ bu tür cinayetlere yatkın oldu-
ğunu biliyoruz.
Ancak en azından, bugün değiş-
tiğini söyleyen, demokrasiyi ve in-
san haklannı bir yaşam biçimi ola-
rak benimsediğini belirten Islamcı-
lann bunu yapması gerekiyor. Bu ci-
nayetlerde Islamcıların sorumlulu-
ğu tartışılmadan, birdemokrasi kül-
türü yaratılamaz. Demokrasi ve in-
san haklan sözcüğü havada kalır.
• • •
Ikinci nokta ise devtetin sorumlu-
luğu. 37 kişi oradan kurtulamaz
mıydı?TabiikikurtulabHirdi.Herye-
re iki dakikada yetişen devlet güç-
leri, nedense Sıvas'ta Madımak
Oteli'ne katliam gerçekleşene ka-
dar yetişemediler. Neden yetişeme-
dlter? tşte bûton sorun da burada.
örneğin üniversiteli gençler harç-
laıia ilgiii bir gösteri yapmaya kalksa,
anında robocoplardan özel timlere
kadar bütün güvenlik güçleri oraya
yetişir ve gösterici gençleri, anala-
nndan doğduklanna pişman edecek
şekilde dövüp ezerler. Hemen her
gün TV kameralanna polislerin tar-
takladığı öğrencilerin, kamu çalışan-
lannın görüntüleri getiyor.
Onlar, Srvas Madımak Oteli'ne bir
gün boyunca bir türlü yetişemediler.
Koca askeri alay da olay yerine bir
türlü gelemedi. Neden? Çünkü Ma-
dımak Oteli'nin içindekiler komünist-
ler, solcular ve Alevilerdi. Yani onla-
rın deyişiyle "devlet düşmanlan".
Böyle olduğu için MadîmakOteli'nde
saatlerce mahsur kalan ve defalarca
Ankara'yı arayan yazarlar, sanatçılar
devleti harekete geçirmeyi başara-
madılar. Halbuki Ankara'ya, "Yann
sotcutar şurada gösteri yapacakfer"
diye küçük bir ihbarda bulunsanız,
bütün devlet güçlerinin orayayığıldı-
ğını görürsünüz.
Sıvas katliamı bir günlük bir olay
değildir, bugün de geçip gitmiş bir
olay değildir. Sıvas, yıllardır komü-
nistlere, solculara, Alevilere ve de-
mokratlara karşı eğitilmiş, onlara
karşı kalkan olarak düşünülen Is-
lamcılığın eseridir. Sıvas katliamı ay-
nı zamanda bir devlet tercihinin do-
ğal sonucudur. Kahramanmaraş'ta,
Çorum'da daha önce düzenlenen
kınmlardan özü itibanyla farklı değil-
dir.
Peki bugün durum değişti mi? Is-
lamcılar içinde hâlâ komünistleri,
Alevileri yok etme eğilimi ortadan
kalktı mı? Bir kesim Islamcının de-
ğiştiğini söyleyebiliriz, ancak hâlâ
Hizbullah, Islamcılar içinden çıkıyor,
unutmamak gerekir. Islamcılar için-
de Alevilere, azınlıklara, solculara
düşmanlık önemli bir gelenek ola-
rak varlığını sürdürüyor.
Devlet de, solcutan ve Alevtteri
belki bugün baş düşman olarak
görmüyor. Ama hâlâ devlete yön
veren anlayış, solculan, onlann ön-
cülük ettiği eşitlik talebini, demok-
rasi talebini, insan haklan çağnlan-
nı düşman olarak görüyor. Cezaev-
leri hâlâ muhalif solcu gençlerie do-
lu. Bunu da unutmamak gerekiyor.
Sıvas katliamının vicdanlardaki
hesabı görülmüş değil. Hem devlet
açısından, hem Islamcılar açısın-
dan.