23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 TEMMUZ 2000 PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Alın Yaası Sevgili, Son günlerde bir kez daha Carl Sagan'ı düşün- düm. Onu anımsamama neden olan, birden insan geninin haritası ile ilgiii bilgilerin ön plana çıkması oldu. Aslında konu yeni değil, Clinton ile Blair'in açık- lamasıyla gündemin ön sırasına oturan tartrşma ve umutla ılgili biigiler, birsüreden beri gezmekteydi or- tada. Ama sloganlaria düşünüp, özel günlerte hatırla- yan, tüketirken tükenen, slogana ve anma gününe abone bir dünyada yaşıyoruz. Neyse, biz yine Sagan'a dönelim. Fransız adaşı- nın tersine, erbab-ı kalem olduğu gibi, aynı zaman- da bilim adamı sıfatını hak etmiş olan Carl Sagan, Cosmos adlı, popüler bilim yapıtında, her bölümün başına çeşrtli kutsal kitaplardan alıntılar koymuştu. O bölümierde anlatılanlar ile kutsal kitaplardan ya- pılmış baştaki alıntılar arasındaki benzerlik ya da uyanan çağnşım şaşırtıcıydı. Yazdıklanndan anlaşıldığı kadar, inanmış bir kişi olmayan Sagân'ın amacı, bizde kimilerinin yaptığı gibi, bilimin bütün buluşlannın kutsal kitaplarda bu- lunduğunu kanıtlamak değildi. 0 din ile bilimi aynı kulvara koyup yanştırmak yanlışına düşmüyor, bi- lim adamı olarak, bilimsel verilere dayanarak, dinin söylediklerini çürütmek gibi hiç de bilimsel olmayan bir uğraşa da girişmiyordu. • • • • *" ' : -•'-• • Gen teknolojisi ile ilgiii son haberierin bana Com- sos'daki alıntılan anımsatmasının nedeni, artık alın yazısının bilimsel olarak da kabul edilmesi anlamı- nı taşıyan açıklamalar oldu. Öyle ya! Kişioğlu'nun yakalanması olası hastalık- lar, aşağı yukan boyu, üç aşağı beş yukan ömrünün süresi genlerinde yazılı olduğuna göre, hastalığa ve erken ölüme "alın yazısı" diyenlere eskiden kızan- lar şimdi ne diyecekler? Demek ki alın yazısı diye bir şey varmış ve fizyo- lojik yazgımız yazılıymış genlerimizde. Görüyorsun, bir anlamda alın yazısı bilim tarafın- dan onaylanmış oldu. Ama eşzamanlı bir gelişme daha çıktı ortaya: Alın yazısını ve yazgıyı bilim ile değiştirmek de mümkün olabilecek. Bu göz kamaştıncı gelişme karşısında Sevgili, bı- çak sırtında yürüdüğümüzü, bu gözlemlerin bizi, inanış ile bilimin kulvariarını birbirlerine kanştırma sonucuna götürmemesi için dikkatli olmamız gerek- tiğini yine unutmayalım. Kimileri bu gerçeği göremeyip korkuya kapıldılar. Siyasetçilerimiz, bu bilimsel gelişme ile ilgiii açıkla- malarda, hep Allah'tan söz ettiler. Kimi hamervah, yüzeysel "bilim yandaşlan!" da belki de şu anda, "bilimin Tann'nın yokluğunu ka- nıtladığını, o düşünceyi alt ettiğini" söylemektedir- ler. Oysa bilimin ne Tann'yı kanıtlamak ne de çürüt- mek gibi bir amacı ve de gücü vardıc , * * * ^ , ^ . . Inanmak ile bilim birbirleriyle çelişmiyor, yanlış bir biçimde aynı kulvara sokulmadıklan zaman. Ibadetini yapan bilim adamı, yaradana şükranla- nnı sunarken, varoluşun nesnel kurallannı aradığın- dan dolayı, tövbe etmek zorunda mı? Ya da yaradana şükran olan ibadet ile yaradıhşın kurallannı, gizini nesnel yöntemlerie araştırmak ve bunlan birbirlerine kanştırmamak çetişkili bir dav- ranış mı? Bunun böyle olmadığını savunan, yaşamlarryla kanıtlayan birçok bilim adamı var. Bizdeki kimi hamervah takımı ise bu gerçeği bir türiü görmek istemedikleri gibi, şimdiden olayın bir- çok yönünü kavramadan, erken ve dayanaksız bir avantacı sevinciyle, "Biz deyaşadık! ömrümüz uza- dı! Yakında kanserden kurtuluyoruz! Kırkm altnda- kiler yaşadı!" türünden dayanaksız sevinç nidalan peşindeler. Işte burada duralım biraz! Olayın bu yönünü de gelecek defa ele alalım. Sözleşme dün imzalandı Çayırhan'm işletme hakkı devredildi ANKARA (AA) - Ça- ytrhan Termik Santra- lı'nın, mülkiyeti TE- AŞ"ta kalmak kaydıyla işletme hakkı devri dün gerçekleşti. Imzalanan sözleşme doğrultusunda, Çayırhan Termik Santra- lı dünden itibaren Park Termik Elektrik Sanayi ve Ticaret AŞ tarafmdan işletilmeye başlandı. Fir- ma 20 yılın sonunda, te- sisi her türlü bakım ve onanmı yapılmış olarak TEAŞ'adevredecek. Park Termik Elektrik ile TEAŞ arasındaki Eneıji Satış Anlaşması ve Devir Sözleşmesi, Elektrik Enerjisi Fonu ile de Fon Anlaşması imza- landı. Toplam kurulu gü- cü 620 megavat olan Ça- yırhan Tennik Santra- lı'nın işletmede olan 1. ve 2. ünitelerinin bedeli 85 milyon dolar (52,7 trilyon lira). Yetkililer, 3. ve 4'üncü ünitelerin de, kabul işlemlerinin ta- mamlanmasından sonra 100 milyon dolar (62 tril- yon lira) bedel ile şirke- te devredileceğini belirt- tiler. Mimarlar Odası ödülleri verildi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Mimarlar Ödası tarafindan düzen- lenen 7. Uluslararası Mi- marlık Sergisi kapsa- mında verilen ödüller dün düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Mi- marlık mesleğının örgüt- lenme ve kurumlaşması- nayaptığı katkılar nede- niyle bir referans oluştu- ran Prof. Dr. Maruf Ö- nal Sınan Ödülü'nü Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci'nın elin- den aldı. Törende, Afife Batur ve Doğan Hasol Mesleğe Katkı Dah Ba- şan Ödülü aldılar. Yapı Başan ödülleri, Şevld Pekin, Kerem Er- ginoğlu. Hasan Çahşlar Köksal Anadol ve Vedat Tokyay'a; Yapı Koruma Başan Ödülü ÎTÜ Mi- marlık Fakültesi Ispirto- hane ekibine; Yapı Dalı "Yaşam Çevresr Başan Ödülü, Gönül Aslaner, Mustafa Aslaner, Fatih Açıkahn, Salih Salah ve Fatmagüzd Aslaner'e verildi. Törene Cumhur- başkam Ahmet Necdet Sezer de katıldı. Tatüden sonra 'zor' gündem TBMM'yi tatilden sonra Medeni Yasa, af, ölüm cezasının kaldınlması, RTÜK ile anayasa değişiklikleri, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik konulan bekliyor TÜREYKÖSE ANKARA - TBMM'yi tatil sonra- sında "zorlu" bir gündem bekliyor. Medeni Yasa değişikliği, yerel yöne- timler ve sosyal güvenlik tasanlan, af, ölüm cezasının kaldınlması ve anaya- sa değişiklikleri başta olmak üzere bir- çok düzenleme, TBMM'nin ekim ayında açılmasından sonra hükümet ortaklan arasmda tartışma yaratacak önemli gündem maddeleri arasmda yer alıyor. TBMM, bu yasama yılmı daha çok cumhurbaşkanlığı seçimi ve soruştur- ma tartışmalanyla geçirdi. TBMM'yi gelecek yıl yasama etkinlikleri açısın- dan daha sıkınülı bir gündem bekli- yor. Ekimde yeni TBMM Başkanı seçi- mi tartışmalanyla açılacak olan TB- MM'nin gündeminde yer alacak önemli gündem maddeleri şöyle: Anayasa değişiklikleri: TBMM Uz- laşma Komisyonu, kapsamlı bir ana- yasa değişikliği için çahşmalar yüriit- tü. TBMM'nin "aklama" operasyo- nundan sonra, rnilletvekili dokunul- mazlıklannm smırlandınlması ve so- ruşturmalarla ilgiii anayasanm 83. ve 100. maddelerinin değiştirilmesi, ön- celikli gündem maddesi oldu. tdam cezasının kaldınlması: AB'ye uyum sürecinde ölüm cezasuun kaldı- nlması gereği, devletin "tepesmdc" sık sık dile getirilmeye başlandı. Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer'in yanı sıra askeri kesimden de "tdam cezaa kakhnlmah" mesajlan gelirken, bu konuda hükümetin MHP kanadınm ik- na edilmesi kolay görünmüyor. Af beklentisi: Veto edildikten sonra ortaklar üzerinde anlaşamadığı için komisyonda bekletilen Af Yasası da yeni yasama yıhnın en önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Medeni Yasa değişikliği: 1030 mad- deden oluşan Medeni Yasa değişikliği tasansı, yeni yasama yıhnın önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Sosyal güvenlik tasanlan: Hükümet ortaklan arasında uzun süredir anlaş- mazlık konusu olan sosyal güvenlikle ilgiii 5 yasa tasansı TBMM'ye gönde- rildi, ancak henüz ilgiii komisyonda görüşülüp gündeme girmedi. Bu tasa- nlara göre Sosyal Sigortalar Kuru- mu'nun (SSK) sigorta ve sağlık hiz- metleri birbirinden aynlırken; tş ve tş- çi Bulma Kurumu, "Türidye Iş Kuru- mu"na dönüştüriilüyor. Yerel yönetimler: Yerel yönetimler- le ilgiii düzenlemeler konusunda he- nüz hükümette uzlaşma sağlanamadı. Tasan Bayındırlık ve tskân Bakanı Ko- ray Aydın'ın imzalamaması nedeniy- le TBMM'ye gönderilemedi. RTÜK değişikliği: RTÜK'ün yapısı- mn değiştirilmesi ve medya patronla- nna kamu ihalelerine girme yolunu açan tasan Anayasa Komisyonu'na ta- kıldı. Alt komisyona gönderilen tasa- n tatilden önce görüşülemedi. Trafik cezalan: Kızını bir trafık ka- zasrnda yitıren Boray Uras'ın Ankara yürüyüşü üzerine gündeme getirilen ve trafik cezalannm arttınlmasrnı ön- gören iki yasa önerisi komisyonda bekliyor. ELGELERİN ÇOĞU YÎTİRİLDİ Bakanbk arşrvisu baskııımcla yok oldu • Adalet Bakanı Türk, "Cumhuriyet dönemine ilişkin belgelerden büyük bölümünün su baskınlan nedeniyle yitirildiğini" bildirdi. ANKARA (ANKA) - Adalet Bakanhğı'nın Cumhuriyetin ilk yıllanna ait arşivinin büyük bölümünün "su baskmı" nedeniyle yok olduğu bildirildi.DYP'nin hukukçu milletvekillerinden Anayasa Komisyonu üyesi Ahmet tyimaya bir araştırmasında kullanmak üzere Adalet Bakanüğı'ndan, Mahmut Esat Bozkurt'un Avmpa'ya gönderilmesine ilişkin resmi işlemlerden birer tıpkıçekim ve çeviri örneklerini istedi. lyimaya bu konuda Adalet Bakanı Hikmet Saml Türk'ün yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na yazılı soru önergesi de vererek, "Meşrutiyet dönemi dahfl, gûnûmüzden geriye doğru ulaştlabilen süre içinde öldürme ile sonuçlanan faili meçhul suçlar ve yaşamlannı yitirenler hakkmda liste halinde bilgi verilmesinin mümkün olup olmadığmı" sordu. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, lyimaya'ya gönderdiği yanıtta, Adalet Bakanlığı arşivinin 1988 yılında çıkanlan "Muhafazasına lüzum kalmayan evrak ve malzemenin yok edilmesi hakkında yasa" uyannca çıkanlan "Adalet Bakanhğı Merkez ve Taşra Teşkilaü ile Bağh Kuruluşlan Arşiv Yönetmetiği'' hükümlerine göre yürütüldüğünü belirtti. Türk, Adalet Bakanlığı Merkez Teşkilatı Arşivi'nin 1988 yılmda Keçiören Çocuk Islahevi'nde oluşturulan bağımsız binaya taşındığını ve halen bu binada bulunduğunu bildirdi. Osmanlıca kayıt ve belgelerin bu binaya taşrnırken Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'ne devredildiğini anlatan Türk, "Cumhuriyet dönemine ilişkin belgelerden bir kısmı su baskuılan nedeniyle bakanhğımız binasımn bodrum katuıda zayi ohnuştur. Kurtanlabilen belgeler ise arşivde muhafaza edihnektedir" dedi. Adalet Bakanı Türk, faili meçhul suçlar ve yaşamlannı yitirenlerin listesi ile Mahmut Esat Bozkurt'un Avrupa'ya gönderilmesine ilişkin belgelerin Adalet Bakanhğı'nda ohnadığını bildirdi. öte yandan çeşitli ıncelemelerde bulunmak için dün gittiği Trabzon'da bir açıklama yapan Türk, yeni yasama döneminin başında TBMM'nin ilk çahşmalan arasında Af Kanunu'nun yer alacağını söyledi. Türk, cezaevlerinin doluluk oranının, Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaştığını ve cezaevlerinin ıslah edici fonksiyonlannı yitirdjğini belirtti. tĞNELt FIRÇA ZAFERTEMOÇtN Bahçeli de çağırdı 'Yûmoz'ın kabineye girmesi hayırh olur' ÇAY/EMtRDAĞ(Cumhuri- yet)-MHP Genel Başkanı Dev- let Bahçeli, TBMM'deki oyla- malarda MHP'nin "Yüce Di- van'a sevki'' yönünde tavır aldı- ğı ANAP Genel Başkanı Mesut Yrimaz'ın kabineye girmesinin ülke için 'hayırh' olacağım be- lirterek "Biderdebirikinünden ve tecrübesinden vararlanmaya hazmz" dedi. Bahçeli, ekono- mik programdan taviz verüme- sidurumunda", 2001 yıhnın da- ha ağır koşullarda geçeceğini söyledi. Bahçeli, dün Afyon çevresine ziyaretlerde bulundu. Başbakan Bülent Ecevit'in da- vetinin ardından, Bahçeli de, Çay ilçesinde gazetecilerin so- rulannı yanıtlarken Mesut Yıl- maz'a 'hükümete gir' çağnsı yaptı. Başbakan Ecevit'in, Yıl- maz'ın kabineye girmesininko- alisyona daha iyi işlerlık kazan- drracağma ilişkin sözlerinin anımsanlması üzerine de Bah- çeli, "Koalkyon, daha güzd gi- decek inşallah" dedi. Bahçeli, Dışlı beldesinde yurttaşlara seslenirken TB- MM'nin tatıle girdiğini ancak milletvekillerinin tatilinin ola- mayacağını söyledi.Bütün so- runlan çözmeyi amaçladıklan- nı söyleyen Bahçeli, "Önceük- le neler yapdması gerekryorsa bunun yapdacağından emin oi- un"dedı. Bahçeli, dün aynca Sağlık Bakanı Osman Dunnoş ile 100 yataklı Emirdağ Devlet Hasta- nesi'ni hizmete açtı. Bahçeli, yaptığı konuşmada "Yeni bir yüzyıla girdiğimiz bugûnlerde sağhk ^l^nınılıı yapdanlan ye- terfibuhnakmümkûndeğiktir'' dedi. Bahçeli, Afyon'un Bolva- din ilçesindeki konuşmasmda da, ekonomik programdan po- pülist yaklaşımlarla taviz ver- meye başlanması halinde 2001 yıhnın sosyal ve ekonomik yön- den çokdahaağır olacağını söy- ledi. Bahçeli, Avşar Tanm ve Hay- vancıhk Tesisleri'nin hizmete açıhşı töreninde yaptığı konuş- mada ise, 'hayvanahkalanmda her zaman üreticinin yanında olan hükümetin,hav^vansalûre- time dönük teşvik ve kredi im- kânbnnı da artürma konusan- da kararh olduğunu' söyledi. Türkiye iîüfiısunun beşte birinin açlık sınırınm altmda yaşadığı ortaya çıktı Zengin-yoksul uçıırumu büyüyor Türkıye'nin sosyo-ekonomik göstergeleri —ı Gaıplar A B ci C2 D E Nüfus Içindelü Hane Sayısı Payı(%) ÖzelliMeri , (Adet) 4.5 10.3 16.9 138 36.6 17.8 2 milyon 790 kişi yaşıyor. Bu hanefer y*Ja 62 bm 750 tlotar harayor. Bu da ayda 5 bm 200 dotef (yaWaş* 3 mıtyar 200 milyon Ira) yapıyof. 6 mityon 386 btn kişı yaşıyor Bu hanöer yılda 27 bın 250 ddar harayor. Bu da ayda 2 bın 270 dolar (yaklaşık 1 mılyar 400 milyon lira) y apıyor 10 milyon 478 bin Idşi yaşıyor. Bu haneter yılda 9 bin 350 dolar harayor. Bu da ayda 780 dolar ^a«aş* 480 milyon «ra_ yaptyor. 8 mtlyon 556 bfn kışı yaşıyof Bu haneter yılda 7 bm 650 dolar harayoc Bu da ayda 637 dolar (yaklaşık 393 milyon Ira) yapıyor 22 itflyon 692 bm kişi yaşıyor. Bu haneier yıtda 4950 dotar harcıyor. Butla ayda 412 öotar(>aWaşık 254 mıiyonlîraj yapıyCK. 11 mılyon 036 bm kişi yaşyor. Bu haneier yılda 3 bın 200 dolar harayor. bu da ayda 266 dolar (yaklaşık 164 milyon lira) yapıyor 558.000 1.277.200 2.095.600 1.711.200 4.538.400 2.207.200 12 387.600 Ekonomi Servisi - Türkiye'de- ki sosyo-ekonomik gruplann in- celendiği araştırma, yaklaşık 13 milyon ailenin yer aldığı ülke sırurlan içinde iki ayn Türki- ye'nin yaşadığrru rakamlarla or- taya koyuyor. Türkiye'nin 6 sos- yo- ekonomik gruba aynldığı araştırmaya göre A ve B sosyo- ekonomik grubunu oluşturan yüzde 15'ük grup Avrupa Birli- ği (AB) standartlannda yaşıyor. Buna karşın nüfusun üçte iki- si, yani yaklaşık krrk milyon in- san ayda 254-480 milyon lira ile geçiniyor. CHP 20. dönem milletvekili BülentTanla'nın AC Nielsen Zet grubuna yaptırdığı araştırma gö- re bu göstergeler yıllar itibanyla C,D ve E sosyo-ekonomik grup- lannın aleyhine gelişmekte. Araştırma Türkiye'de yaşayan 13 milyon aileyi A,B,C1,C2,D ve E olarak 6 gruba ayınyor. AB standartlannda yaşadığı ileri sü- rülen A grubundtakı haneier ay- da yaklaşık 3 milyar 200 milyon lira harcıyor. Ortanm üstü olan B grubu ayda yaklaşık 1 milyar 400 milyon lira harcıyor. Orta direk olarak tarumlanan Cl grubunun Cl grubunun nü- fus içindeki payı yüzde 16.9 ve ayda 780 dolar (yaklaşık 480 milyon lira) harcama yapıyor. Nüfusun yüzde 13. 8'ini oluştu- ran C2 grubunun içinde yer alan kişi sayısı 8 milyon 556 bin. Yıl- da 7 bin 650 dolar, ayda da 637 dolar (yaklaşık 393 milyon lira) harcıyorlar. D grubu içinde yer alan 22 milyon 692 bin kişi ayda 412 do- lar harcıyor. En alt gelir düzeyi- ni ifade eden 11 milyon 36 bin kişi yer aldığı E grubunun nüfus içindeki payı 17.8. Bu grup ayda 266 dolar (yaklaşık 164 müyon lira) harcama yapıyor. SlFlR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Sıvas'ta yedi yıl önce 37 aydını- mız yakılarak katledildi. Bu davanın iki boyutu vardı: Islamcılık ve dev- let. Islamcı hareket Sıvas katliamıy- la doğru dürüst yüzleşmedi. Bura- da, kendileri gibi düşünmediği için Alevilerie solculan cayır cayır yakan ve bunu "Allahü ekber" diyerek kut- layan topluluk Islamcıydı. Toplu katliamı islamiyet adına yapmışlardı. Yargılamalarsırasında sanıklar, ülkücülerin kurt işaretlerini de inançlanna ekleyerek bunu bir Islam-Tûrk sentezine dönüştürme- yi de ihmal etmediler. Islamcılann bir kesimi dudak ucuyla katliamı eleştirse de, bu konu Islamcı kesim arasında enine boyuna sorgulanıp eleştirilmedi. Hatta, Şevket Kazan örneğinde olduğu gibi, "Bunlarbi- zim çocuklar" diyerek sahip bile çı- kılmaya çalışıldı. Islamcı terör örgütü Hizbullah, Is- tanbul'a postu serip, kendi içlerin- den bazı insanlan kaçınp yok etme- ye başladığı zaman bazı Islamcı ke- Sıvas'ta Islamcılık ve Devlet simler paniğe kapıldılar. Terörün, kendtlerini de tehdit edecek boyu- ta gelmesi onlan da korkuttu. Hal- buki Sıvas'ta yakılan aydınlar Hiz- bullah'ın habercisiydi. Orada böyle- sine acımasızlığa başvuranlar, yann başka cinayetlere de hazırlanmış oluyorlardı. Sıvas'ta 37 değerli insanımızı yi- tirmenin üzerinden tam 7 yıl geçti. Bu cînayetin hesabı verildi ml? rs- lamcılar, bu büyük cinayetteki so- rumluluklannı tartışıp ciddi bir öze- leştiri yaptılar mı? Bazı Islamcılann hâlâ bu tür cinayetlere yatkın oldu- ğunu biliyoruz. Ancak en azından, bugün değiş- tiğini söyleyen, demokrasiyi ve in- san haklannı bir yaşam biçimi ola- rak benimsediğini belirten Islamcı- lann bunu yapması gerekiyor. Bu ci- nayetlerde Islamcıların sorumlulu- ğu tartışılmadan, birdemokrasi kül- türü yaratılamaz. Demokrasi ve in- san haklan sözcüğü havada kalır. • • • Ikinci nokta ise devtetin sorumlu- luğu. 37 kişi oradan kurtulamaz mıydı?TabiikikurtulabHirdi.Herye- re iki dakikada yetişen devlet güç- leri, nedense Sıvas'ta Madımak Oteli'ne katliam gerçekleşene ka- dar yetişemediler. Neden yetişeme- dlter? tşte bûton sorun da burada. örneğin üniversiteli gençler harç- laıia ilgiii bir gösteri yapmaya kalksa, anında robocoplardan özel timlere kadar bütün güvenlik güçleri oraya yetişir ve gösterici gençleri, anala- nndan doğduklanna pişman edecek şekilde dövüp ezerler. Hemen her gün TV kameralanna polislerin tar- takladığı öğrencilerin, kamu çalışan- lannın görüntüleri getiyor. Onlar, Srvas Madımak Oteli'ne bir gün boyunca bir türlü yetişemediler. Koca askeri alay da olay yerine bir türlü gelemedi. Neden? Çünkü Ma- dımak Oteli'nin içindekiler komünist- ler, solcular ve Alevilerdi. Yani onla- rın deyişiyle "devlet düşmanlan". Böyle olduğu için MadîmakOteli'nde saatlerce mahsur kalan ve defalarca Ankara'yı arayan yazarlar, sanatçılar devleti harekete geçirmeyi başara- madılar. Halbuki Ankara'ya, "Yann sotcutar şurada gösteri yapacakfer" diye küçük bir ihbarda bulunsanız, bütün devlet güçlerinin orayayığıldı- ğını görürsünüz. Sıvas katliamı bir günlük bir olay değildir, bugün de geçip gitmiş bir olay değildir. Sıvas, yıllardır komü- nistlere, solculara, Alevilere ve de- mokratlara karşı eğitilmiş, onlara karşı kalkan olarak düşünülen Is- lamcılığın eseridir. Sıvas katliamı ay- nı zamanda bir devlet tercihinin do- ğal sonucudur. Kahramanmaraş'ta, Çorum'da daha önce düzenlenen kınmlardan özü itibanyla farklı değil- dir. Peki bugün durum değişti mi? Is- lamcılar içinde hâlâ komünistleri, Alevileri yok etme eğilimi ortadan kalktı mı? Bir kesim Islamcının de- ğiştiğini söyleyebiliriz, ancak hâlâ Hizbullah, Islamcılar içinden çıkıyor, unutmamak gerekir. Islamcılar için- de Alevilere, azınlıklara, solculara düşmanlık önemli bir gelenek ola- rak varlığını sürdürüyor. Devlet de, solcutan ve Alevtteri belki bugün baş düşman olarak görmüyor. Ama hâlâ devlete yön veren anlayış, solculan, onlann ön- cülük ettiği eşitlik talebini, demok- rasi talebini, insan haklan çağnlan- nı düşman olarak görüyor. Cezaev- leri hâlâ muhalif solcu gençlerie do- lu. Bunu da unutmamak gerekiyor. Sıvas katliamının vicdanlardaki hesabı görülmüş değil. Hem devlet açısından, hem Islamcılar açısın- dan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle