Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 TEMMUZ 2000 PA2AR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Peker serbest
• tstanbul Haber Senisi -
Antalyada gozaltına
abndıktan sonra Istanbul'a
getirilen Sedat Peker dün
sevk edildiği tstanbul
DGM tarafından serbest
bırakıldı. Peker, tstanbul
DGM'den otomobiline
binerek aynlırken "Bir
açıklama yapacak mısınız"
şeklindeki soruya, "Hayır"
yanıtını verdi. Peker'in
Bayrampaşa Cezaevi'nde
yaklaşık 11 ay önce
meydana gelen çatışmayla
ilgili olarak sorgulandığı
öğrenildi.
CHPntoİzniir
topfantısı
• lZMİR(Cumhurivet
Bürosu)-CHP Genel
Merkezi'nce düzenlenen
"CHP Halkla Birlikte
Çözüm Üretiyor"
projesinin 79'uncu ili
kapsayan tzmir toplantısı
dün yapıldı. Toplantıda
konuşan CHP Genel
Başkanı Altan Öymen,
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'i
" demokratikleşme
taraftan" oiduğu için seçen
Meclis'teki partilerin,
Sezer'in söylediklerini
yapmadıklannı,
demokratikleşme yolunda
yasa değişikliğine
gitmediklerini söyledi.
Siyasi partiler arasındaki
"kurt, kuş" tartışmalannı
"mekitep müsameresi gibi"
diye tarumlayan Öymen, ,
"Yolsuzluk iddialannı çok
ciddi bulan kurt, Mecliste
kuzulaşıverdi" diye
konuştu. Meclis'teki
soruşturma
mekanizmasının inandıncı
olmaktan çiktığını,
"yozlaştığını ve aşın
. siyasallaştınldığınT
vurgulayan Oymen,
Meclıs'te bugün
"yolsuzlukla haşır neşir
olmuş partiler"
. bulunduğunu söyledi.
TMMOPden
hükümete tepkl
• ANKARA (Cumhurivet
Börosu) - Türk Mühendıs
ve Mimar Odalan Birliği
(TMMOB), Türk
Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği Yasası'nda
değişiklik yapan yasa
gücünde kararnameye
tepki gösterdı. TMMOB
Yönetim Kurulu Başkanı
Kaya Güvenç,
karamamenin lONisan
2000 tarihinde yayımlanan
— Yapı Denetimı Hakkında
595 sayılı kararname ile
yaratılan uzman mühendis
- uzman mimar tanımına
yasal bir dayanak
oluşturma amacı taşıyan
boş ve anlamsız bir
~- düzenleme olduğunu
söyledi.
Samsun'öa irtica
operasyonu
• SAMSUN(AA)-
Samsun'un Çarşamba
ilçesinde irticai
faaliyetlerde bulunduklan
iddiasıyla gozaltına ahnan
29 kışiden, 5"ı tutuklandı.
Ilçe Jandarma Alay
Komutanlığı tarafından üç
gün önce Erikli köyünde 2
eve düzenlenen baskrn
sırasmda yakalanan ve
irtıcaı faaliyetlerde
— bahmduklan gerekçesıyle
gözaltma alınan 29 kışiden
8i dün nöbetçi
rnahkemede hâkim
lorşısına çıkanldı. Vahit
!T*-Akduman (46), Emre ~~
.Amasyalı (24), Ali Eraslan
(21), Sınan Mucuk (22) ve
Hatice Akduman (41)
irtıcaı faaliyetlerde
bulunduklan iddiasıyla
tıtuklanırken H.B. (21),
7 A. (42) ve A.Ç. (20)
serbest bırakıldı.
lutuklanan kişiler, Samsun
Kapalı Cezaevi ve
Müşahade Merkezi'ne
göndenldıler.
CHP Tanm Masası, koalisyon hükümetinin tarım politikalarinı eleştirdi
'Hayvancıhk iflas ettirilclfANKARA (Cumhuriyet Bfi-
rosu) - CHP Tanm Masası "nca
hazırlanan raporda, hükümetin
açıkladığı buğday alım fiyatla-
nnın çiftçiyi üretemez duruma
getirdiği bildirildı. Tanma veri-
len desteğin son on yılda gide-
rek azaldığı, girdi fıyatlannın
buğday fıyatlannın çok üzerin-
de oiduğu belirtilen raporda,
hayvancıhğın iflas ettınldiği,
büyük ve küçükbaş hayvan sa-
yısımn süreklı azaldığı vurgu-
landı. Raporda, "Girdiler, des-
tekler ve reel enflasvon dünva fi-
• Emekli, memur, işçi ve esnaftan sonra çiftçiye de ürününün ve
emeğinin karşılığının verilmediği vurgulanan raporda, "Ülke
ekonomisinin, tanm sektörünün IMF ve Dünya Bankası'na teslim edildiği,
köylünün, tanm üreticisinin kaderine terk edildiği bir kez daha somut
olarak görülmüştür" denildi. . • __ ..
yatlan fle değerlendirilmezken,
ürün fiyatırun dünya fiyanna
bağlanması, teslimiyetten ve za-
fıyetten başka bir şey değüdir"
denildi.
CHP Tanm Masası'nca hazır-
lanan raporda hükümetin açık-
ladığı hububat alım fiyatlan ve
hayvancılık politikalan eleşti-
rildi. Emekli, memur, işçi ve es-
naftan sonra çiftçiye de ürünü-
nün ve emeğinin karşılığının ve-
rilmediği vurgulanan raporda,
"Ülke ekonomisinin, tanm sek-
törünün IMF ve Dünya Banka-
sı'na teslim edildiği, köylünün,
tanm üreticisinin kaderine terk
edildiği bir kez daha somut ola-
rak görülmüştür" denildi.
Çiftçının üretemez duruma
düşeceği kaydedilen raporda,
1990 yılmda ton başına destek-
leme fiyatının 192.3 dolar oidu-
ğu, bu rakamın 2000 yılında
Rahmi Koc
'Ecevb'i
îakdir
ediyorum'
tSTANBUL (AA)-
Koç Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Rah-
mi Koç, Başbakan Bü-
lent Ecevit'in hükü-
metin dağılmaması
için her türlü fedakâr-
lığı gösterdiğım belir-
terek Ecevit'i takdir
ettiğini söyledi.
Toplusözleşmeler-
deki ücret artışlan için
hükümet, işveren ve
işçi temsilcilerinden
bir platform oluşturu-
larak bir yüzde belir-
lenmesini ve bu yüz-
denin dışına çıkılma-
masını isteyen Koç,
Türk-lş Genel Başka-
m Bayram Meral'den
de övgüyle söz ederek
"Geçen döoemde en
büyük şansımız. böyle
bir adamın böyle bir
mevkide otmasıdır. Bu
çokmühim.
Ben kendisini tak-
dir ediyorum. Büyük
sabır ve çaba harcıyor.
Şimdiye kadar haİlet-
ti işi: Dolayısıyla şü'
anki görûşüm, hükü-
met dağilmayacak-
ör" dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
165.9 dolara gerilediği belirtil-
di. 1990 yıhnda bir litre moto-
rinin 3.2 kilogram buğday ile
alındığı, bu rakamın 2000 yılm-
da 4.3 kilograma yükseldiği
vurgulandı.
Çiftçinin gerçekte açıklanan
fîyattan ürününü satamadığına
dikkat çeken CHP, "Ya fiyatiar
geç açüdanır, çiftçi ürününü u-
cuz fryattan tüccara satmak zo-
runda kahr. Ya ahm yeterince
yapümaz çiftçi tüccara mahkum
kahr. Ya da ahnan ürünün para-
sı geçödenerekgerçekte çiftçinin
cebinegirenparahepbufi-
yatiann altmda kalrnışür"
uyansmda bulundu.
Tanm Masası, son on
yılda buğday fiyatlannın
204 kat artmasma karşm
dolarm 236, motorinin
275, gübrenin 232 kat art-
tığına dikkat çekti.
CHP'nin raporunda,
Türkiye'de tanma verilen
desteğin 1929 dünya eko-
nomik buhranıyla başladı-
ğı anlatılarak U
O zaman
dünya fiyatlan çok düştü
dışandan alahm denme-
miştir. Tam tersine imkin-
lann çokkıt oiduğu bir dö-
nemde büe çiftçi üretemez
hale gehnesin diye destek-
leme afamian başlatılmış-
tır" denildi.
Hayvan sayıs . ,v
düşüyor •
Raporagöre, 1971'de 37
milyon olan büyük ve kü-
çükbaş hayvan sayısı
1999'da 30 milyona, kıl
keçısi 15 miryondan 7 mil-
yona geriledi. Hayvancılık
1980 yıhndan sonra belir-
gin şekilde geriledi. Ra-
porda, "EBK, Yem Sanayi
ve SEK sosyo ekonomik
fonksiyonlaruu büe göz ar-
m ederek. Kilestirme-getiş-
tirme olanaklannı arasür-
makbir yana, üretkflerden
kaçırarak özeUeştirme adı
atanda yok edilmişlerdir.
Yokhıklârmda hayvanan-
ğımı/ın düşeceği durun
düşünühnemiştir" görüşü
kaydedıldı.
CHP'de 'gölge kabine' düşüncesiyle oluşturulan çalışma gruplannın sayısı 6'ya ulaştı
Masalar hükümeti 'izliyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP'de, toplumsal gelişmeleri
yakmdan izlemek ve politika
oluşturmak amacıyla düzenlenen
çalışma masalanna "Sivil Tophım
Orgütleri Masası'' da eklendi. Sivil
Toplum Örgütlen Masası
Koordmatörü Genel Sekreter
Yardmıcısı Bekir Yurdagül. sayılan
6'ya ulaşan çalışma masalannın
"gölge kabineyi" oluşturduğunu
belirterek "Bu masalann ana
görevlerinden biri hükümetin ve
bakanhklann icraatını izlemektir"
dedi. CHP'de "gölge kabine" görevini
üstlenen masalann sayısı 6'ya
yükseldi. MYK üyesi Algan
Hacaloğlu yönetimindeki Ekonomi
Masası, Genel Başkan Yardımcısı
Cevdet Selvi yönetımindekj Tanm
Masası, MYK üyesi Metin Arif
• CHP Genel Sekreter Yardımcısı Bekir Yurdagül, sayılan 6'ya
ulaşan çalışma masalannın "gölge kabineyi" oluşturduğunu
söyleyerek "Bu masalann ana görevlerinden biri hükümetin ve
bakanlıklann icraatını izlemektir" dedi.
Ağaoğlu yönetimindeki Enerji -
!
Masası, Genel Başkan Yardımcısı
Yaşar Seyman yönetimindeki
Sağlık Masası, Genel Sayman Nihat
Matkap yönetimindeki Sosyal
Güvenlik Masası ve Genel Sekreter
Yardımcısı Bekir Yurdagül
yönetimindeki Sivil Toplum Orgütleri
Masası, çalışmalannı her hafta
düzenli raporlar hazırlayarak
sürdürüyor. Genel Başkan Yardımcısı
tnal Batu'nun koordine edeceği
Dışişleri Masası'run da kısa süre
içinde çahşmalanna başlayacağı
belirtildi. Bekir Yurdagül, Sivil
Toplum Örgütlen Masası'run
«sendikalar'', "meslek odalan" ve
"srvil toplum orgütleri'' olmak üzere 3
bınmden oluştuğunu anlattı.
Sendikalar biriminin Türk-tş, DİSK,
Hak-Iş, KESK temsilcileri; meslek
odalan biriminin TMMOB, Barolar
Birliği, TTB, TÜRMOB, TESK
temsilcileri ve sivil toplum orgütleri
biriminin de ÇEKÜL, Türk
Kadmlar Birliği, Körler Federasyonu,
Tüketici Haklan Demeği, ADD,
ÇYDD, Çağdaş Hukukçular
Derneği, Edebiyatçılar Derneği,
emekli orgütleri, Haücevleri, Pir
Sultan Abdal Kültür Derneği
temsilcileri ile çahştığını anlatan
Yurdagül, masanın STÖ'leri tanıma,
onlarla ilişkileri sürekli hale getirme
ve bu ilişkiyi yerel düzeyde
kurumsallaştırma amaçlanm
tasıdığını söyledi. Her birimin
periyodik olarak ayda 3 toplantı
gerçekleştireceğini belirten
Yurdagül, masanın çalışmalannm
aylık bülten ve Internet aracılığıyla
hem parti örgütü hem de sivil toplum
örgütlerine duyurulacağun bildirdi.
Yurdagül, "CHP'nin toplumun ve
toplumun örgüthl kesüninin
nabzuu tutması, onlann
düşüncelermi duygulanru, taleplerini
öğrenmesi, buna dönük yerel, ulusal
potitikalar ohışturması ve bu
poh'tikalarla halka uuttesmin, daha
kolay, daha sisteınli ve kaha bir
iktişjm sistemi yaratacağmı
düşünüyoruz" dedi.
IRMIKI AYDE\ ENGtN aengin(â doruk.nettr
Gerek Orta Asya'daki Türki-
ye büyükelçilerinin ortak ra-
poru, gerek Bülent Ecevit'in
değerlendırmelerı, gerekse
"Fethullah okullan"n\ gezip
gören kimi meslektaşlann yar-
gılan nedense "kalite" soru-
nuna odaklandı, onunla kısrt-
landı.
Dünkü Tıırnık, bu kalite soru-
nunu tartışmaya ve bir okulun
kalitesinin "öğretim" ve "eği-
tim" kavramları bağlamında
derinleşerek tartışılması gerek-
tiğini vurgulamaya çalışmıştı.
Başka aynntılar üstünde de
durulabilir. Karma eğitimin ne-
redeyse kesinlikle reddedili-
şindeki "/s/am/"yönlendirme-
ye; ansiklopedik bilgi zengin-
liğine karşılık kültürel cılızlığa
dikkat çekilebilir. Orta Asya
^umhuriyetleri ile kimi Afrika
devietterindeki okullarda eği-
timde dinsel vurgunun öne çı-
kışı, buna karşılık Rusya, ABD
gibi "gâvur" nüfusun ağırlıkta
oiduğu ülkelerde "Türklük"
vurgusuna ağırlık tanınması
üstünde durulabilir.
Ama "Gülen okullan"tart\ş-
masında bunların tümü de ay-
nntı olur.
Yakıcı sorunun "Bu okullar
niçin kuruldu? Kim, niye, ne
Fethullah Gülen Okullan (3)
amaçla, hangi hedefe hizmet
etmesiiçin bu muazzam, dev-
let gücü gerektiren eğitim ya-
ttnmlannı gerçekteştirdi" nok-
tasında düğümtendiği kanısın-
dayız.
Okullann yayıldığı coğrafya-
nın inanılmaz genişliği, yatlı
ve parasız öğrenim veren bu
okullann, devlet bütçelerine
denk parasal kaynaklan, öğ-
renci kabulünde "en iyilehn
seçilmesindeki belirgin tercih,
Türklük ve Islam misyonerliği
ülküsü ile beslenmiş öğret-
men kadrosunun öğrencilerie
neredeyse 24 saat ılgilenerek
"yanş atı eğitimi"n\ çağnştıran
çabaları, buna karşılık öğre-
nim dilininjngilizce oluşu.gibi
aynntılar, yukandaki soruya
yanıt bulmanın anahtarlan.
Büyük ağırlığını Orta As-
ya'nın Türk kökenli ve Müslü-
man cumhuriyetlerine, Afri-
ka'nın, Güney Asya'nın Müs-
lümanlığın güçlü oiduğu ülke-
lerine, Arnavutluk, Bosna gibi
gene Müslümanlığın belirieyi-
ci rol oynadığı Balkan ülkele-
rine veren bu dev boyutlu
"eğitim a<J<"nın görünen ve
resmen ifade edilen amacı şu:
Türk bayrağını oralarda dal-
galandırmak, Türk dili ve kül-
türünü tanıtmak, Istama yöne-
likönyargılan, Islamın "hoşgö-
rülü" yüzünü sergileyerek kır-
mak!
Bu Türkiye'nin dış politikası
mıdır?
Bu misyonerlik atılımı Türki-
ye Cumhuriyeti'nin dış politi-
ka hedeflerinden biri midir?
Bunu doğrulayan ne resmi
bir kanıt var, ne belirgin bir
gözlem.
Bir soru daha: Bu çapta bir
misyonerlik atılımına, kâh ağ-
layan, kâh gülen, kâh "birlok-
ma bir hırka " felsefesine bağ-
lılığını vurgulayan, "Nur tale-
besi" bir "cami vaizi'nin çapı
yetebilir mi? Yüzlerce milyon
dolara varan parasal kaynak-
lar, cemaate yakın varsıllann
gönüllerinden kopan bağışlar-
la karşılanabilir mi?
Yoksa, Gülen okullan denen
misyonerlik atılımı, yıkılan
Sovyetler Birliği'nin egemen-
lik ve etki bölgelerinde, şimdi
Rusya'nın yerleşmesini, yeni
bir süper güç oluşturmasını
önlemeye yönelik uluslararası
düzey ve kapsamda bir stra-
tejinin bileşenlerinden biri mi-
dir?
Sovyetler Biriiği'ni radikal
Islamcı rejimlerle kuşatmaya
yönelik "yeşil kuşak" strateji-
si, Sovyetler'in yıkılmasryla iş-
levsiz kaldı. Buna karşılık radi-
kal Islamcı hareketler, Yeni
Dünya Düzeni'nin de denge-
lerini sarsacak birer terör ör-
gütüne dönüştüler. Onlar artık
desteklenen değil, mücadele
edilen, yok edilmesine çalışı-
lan siyasal hareketler.
Vrtrinine, Nurculuk hareketi-
nin Fethullah Gûlen yoru-
munda altı kalın çizilen "Isla-
mi hoşgörü" konmuş bir mis-
yonerlik atıhmı, görünen o ki
ABD'nin "yeniAvrasya strate-
//s/'"nin halkalarından biri.
Fethullah Gülen cemaatinin,
her şeye rağmen 28 Şubat sü-
recinden "en azyara alarak çı-
kan" siyasal Islamcı hareket
oluşu başka türlü nasıl açıkla-
nabilir?
• • •
Bir not F tipi cezaevleri üs-
tüne art arda beş Tırmık ya-
yımlandı. Bizim Oral Çahşlar
hepsini okumuş ama ne den-
diğini çıkaramamış.
Demek tartışmayı "koğuş
sistemi mi, Ftipi mi" noktasın-
da düğümlemenin yanlışltğını;
sorunun, hükümlü ve tutuklu
yurttaşlann can güvenliğini
sağlamak olduğunu; bunun
yolunun da demokrasinin
çağdaş ölçütlerine tam uyum-
dan ve hukukun egemenliğin-
den geçtiğini anlatmayı bece-
rememişim.
N'aparsın. Yazan acemi ise
beceremiyor.
Oral Çahşlar tek yazı yazdı
ve ben, ne dediğini kolayca
anladım.
N'aparsın. Yazan usta ise
tek yazıda beceriyor.
Anladıklanm şunlar
Cezaevi sorununda söz sa-
dece orada yatacaklara dü-
şermiş; orada yatmayan ga-
zetecilere değil. Demek yeni-
den "içeri" düşene kadar bu
konuda yazmamak gerekiyor.
Bir de hükümlü ve tutuklu-
lann can güvenliği için koğuş
sistemine karşı çıkmamak ge-
rekiyormuş.
Da...
örneğin Ulucanlar'da bir
arada değiller miydi?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
UCOııı
Köhne bir evin çöküşü düş müydü?
Bir yangın yeri, bir temmuz akşamında Sıvas'ta
Madımak Oteli'nde, aşkın kenar süsleri gibi on-
larca insana mezar olacağını hiç akla getirmemiş-
ti...
Çocuk gözlerinde kalan resimler yedi yıl sonra
Zeynep Arbok'un mektubunda beliriyor, zamanın
kıskacı acılar denizini oluşturuyordu...
Behçet Aysan'ın dizelerindeki sakız gibi beyaz
düşler hüznün rüzgânnda dağılırken, bir genç kı-
zın umutlan kayboluyordu...
"Amansız bir yurt yangınından
bu düştü bizim payımıza
iki hasret yumağıyız şimdi
sen oradasın ben burada!"
Zeynep, bu dizelerde neyi aradığını anlatıyor
mektubunda...
Diyor ki:
"Türkiye tarihinin kanımca en karanlık olaylann-
dan biri olan 2 Temmuz Srvas Katliamı 'nda ba-
bamı kaybettim. Yukandaki dizeleri yazan\en ba-
bam, kuşkusuz bu sözleri gün gelip benim yürek-
ten duyarak söyieyeceğimi bilemezdi. Şiirierin-
de bir kâhin gibi kendi ölümünden, bizim hüznü-
mûzden söz etmiş olduğunu bugün anlayabiliyo-
njm. İçinde bulunduğum tarifsiz keder ve umut-
suzluk karşısında duygulanmı açığa vurabiliyor-
sam bundandır..."
Gözlerimi yumuyorum...
Kız Kulesi açıklannda birgemi Karadeniz'e doğ-
ru yol alıyor...
Bugün 2 Temmuz 2000...
Sıvas kıyımının yedınci yıldönümü...
O anda çivtt mavisi boyalı odalarda bir fotoğ-
rafın camı çatJıyor, tel çerçevesi radyonun üzenn-
den yere düşüyor...
Güvercinler kırmızı kiremitli evlerin çatılanna
konmuyor... . .
Sonra bir ses geliyor uzaklardan:
"Onu vurdular, gözümle gördüm onu; ak bir
zambağa binmiş gidiyordu; zambak dur, sana da
bulaştı kan."
*••
Zeynep'in mektubu beni yedi yıl önceye götü-
rüyor...
Saatler durmuş, gökyüzü kızıl bir aleve bürün-
müştü...
Sanki uyanık görülen bir düştü, o tüterken yan-
gın yerien; geceye bir masaldan düşmüş, ıkı akas-
yasalkımelleri...
Pusu Sıvas'ın orta yerinde kurulmuştu. Asım
Bezirci, Metin'e, Nesimi'ye bakıyordu.
Nesimi Çimen sırtını duvara dayamıştı. Hepsi
de ölüme meydan okuyordu...
Onlann gözlerinde zaman mı saklıydı yoksa sev-
da mı, kimseler bilemedi...
Uzaklarda bir bozkır akşamının olanca yalnızh-
ğı, alev saçan gecenin habercisiydi...
Her sabah acının kollannda uyananlar artık öpü-
şemeyeceklerdi gökyüzüyle...
ölümün çığlığı bir ateş parçasıydı...
Acaba Metin mi, Behçet mi anımsamıştı Nihat
Behram'ın 'ölülerimiz't o anda, ölüm üzerine ko-
nuşuriarken...
"Olüm seni yanıltmasın...
Bir düşün yaşayanlan
alnını koritusuzca kaldır
kimin yanındasın
yerin neresi
ve senin en çaresiz anında
tek silahın nedir?"
Hasret Güttekin belki minicik bir çiçeğin kök-
lerinı duşunuyordu...
Muhlis ve Muhibe Akarsu bir serçe kümesinin
bir dala konmasını, bir süre sonra havalanmasını
bekliyoriardı...
Yangın giderek büyüyordu...
Hain pusuyu kuran karayobaz çeteleri ağızlann-
da salyalarıyla uluyorlardı...
••• t
Gözlerimi yumuyorum... " '
{
Kız Kulesi açıklanndan birgemi daha geçiyor...
Zeynep'in dokunaklı mektubunu bir kez daha
okuyorum...
Zeynep babasını özlüyor!..
Tüm çocuklar babalannı, annelerini özler!..
Tüm anneler, babalar çocuklannı özler!..
Sakın ola ki ölüm seni yanıltmasın!..
Sakın ola ki usanma, hayata yaraşan sesi ara-
maktan!..
Her kuşun palazlandığı bir yuva vardır, her dal
rüzgânn, avuçlann, kendi hevesince boyanır...
Çünkü yasaması gerekiyor bir şeylerin...
Bir şeylerin, bir şeylerin:
Senin olan!..
Sizin, bizim, hepimizin olan!..
Yasaması gerekiyor; yasaması, çoğalması!..
hikmeLcetinkayaCg cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Çumhuriyef
»^ kitap kulübfl
>>»< (AĞININ TAHIĞI Ü{ YAZAR
2 BASI
KUBİLAYOLAYIVETARİKAT
SANCILI YILUR KU$ATILMI$
KUZMPOSTUHDAKÜRT
SANA DA BULASTI KAN
DİN BAROHUNÜN KAZLARI —
2 BASI
A$IK KADINLAR SOKAĞI
2 BASI
SERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN JEYTAN ÜÇGENİ
ZLEIİM P0YRA2
Cunhunyet Kıtap Kulübu Çağ Pazarlaraa A Ş Tufkocağı Cad
No.39/41(34334)CağaJoğtu-lstanbul Tel 514 01 96