Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1O TEMMUZ 2000 PA2ARTESİ CUMHURtYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Kendi kuşağının sesini arayan Audio Fact farklı ve sürpriz bir projeyle bu akşam Roxy'de
'Tam birkulüpmüziğiyapacağız'
CUMHURCANBAZOĞLU
'Berldeeti çocuklar fusion yapıyor' de-
ğerlendirmesi Audk) Fact'i en fazla rahat-
sız eden cümlelerden bıri galiba. Bu ge-
ceki konserle ilgili gelişmeleri almak için
bir araya gelir gelmez ilk olarak bu konu
açılıyor ve grubun çekirdek kadrosundan
OnurTürkmen'le MehmetAKSanhkoIbu
tanımın, onlann yaptıkJannı dar bir çer-
çeveye soktuğunu belirtiyorlar heraen...
Audio Fact, gerçekten önemli bir grup;
belli bir kompozisyon anlayışını oturtmuş,
hedefi olan, özgûn çıkıslar arayan genç mü-
zisyenlerden oluşuyor.
Bu gece Roxy'de konsere çıkacak kad-
ro, ilk albümlen BbckSpot'taki ekip (Meh-
met Ali Sanlıkol, Onur Türkmen, Ryan W>-
odvvard,Fernando Huergo,Cengiz Baysal,
RobertoCastük»); tek fark trompetçı.bes-
teci, düzenlemeci Tiger Okoshi'nın gru-
bakatılması...
Audio Fact bu gece ıçin farklı bir proje
ûretmiş. Büyük bölümü hazır olan yeni al-
bümleri için de iyi bir tanıtım olacak kon-
serin içeriğiyle ilgili Sanlıkol ve Tûrk-
men'le konuştuk:
- TigarOkoshi bu geceki projeye naal da-
hiloldu?
AUDİOFACT-Tiger, 1975'teABD'ye
gitmiş ve bir süre sonra Pat Metheny'yle,
Bill Evans'la çalışmış, ilk albümlerini
ECM'den çıkarmış bir Japon dostumuz;
Berklee'de hoca. Aydın Esen ın vasıtasıy-
la tanışök. Albûmümûzü dinledi, bizle ça-
lışmayı kabul etti. Izmit depreminde za-
rar görmüşler yaranna Boston'da bir kon-
ser yaptık, orada bizle bütünleşti. Istanbul
Caz Festivali'nde de çalmaya geleceğini
söyledi.
- Bu gecenin repertuvannda neter ola-
cak?
AUDİO FACT - Çok sürprizlerle dolu
bir konser olacağını söyleyebilinm. Hem
grubun soundunun oturması, hem de bes-
telerimizin olgunlaşmasıyla farklı bir Au-
dio Fact olacak sahnede. Girişinden biti-
şine kadar ahşılagelmedik şovlar izlene-
cek. Efektler, drum'n'bass,jungle gibı so-
undlann bizde yarattığı etkileri yansıttı-
ğımız parçalar çalacağız. Bu yıl tam bir
kulüp mûziği yapmaya hazırlanıyoruz.
Gûmbür gümbûr başlayacak konser. Biz,
hiç sevmediğimiz halde, iddialı konuşu-
yonız bu kez. Bakın caz dünyasına; sürek-
li aynı şeyler tekrarlaruyor. Herkes harika
çalınmiş albümfer çıkartıyor ama içrhde^
kini üç aşağı beş yukan biliyorsunuz. Yap-
tıklanmız gerçekten farklı; temelini caz-
dan alan ve sürekli diğer müziklerle ileti-
şim halinde olan bir sound bizimkisi.
'Caza olmak gibi saplanümız yok'
- Diğerierinden farklı neler ürettiğinize
inanıyorsunuz?
AUDİO FACT - Bizim cazcı olmak gi-
bi bir saplantımız yok; yalnızca evrensel
anlamda kendi kuşağımızın sesini anyo-
ruz. Caz da, bunu ararken kullandığımız
elemanlardan birisi; bip hop gibi, jungle
gibi.
- İlk albümünüzdeki DiDirga adlı Kıb-
ns tûrkûsûnün modern yorumu çok sevil-
dL Bu tip yahynatar var mı sırada?
AUDİO FACT - 'Dere Getiyor Dere'yle
recomposition dediğimiz sıstem geliştir-
dik; bir şekilde Türk müziğinde Batılılaş-
ma anlamında sentez diye yapılanlann ilk
örneği. Şöyle açıklayabiliriz; yıllardır de-
nediğimiz 'Bursa'nın Ufak Tefek TaşlarT
ISTflNB
«ı 7.ULUSLARARASI
KULTUR İÇTnMRIII
UAKFI CAZ FESTIVALI
gibi geleneksel parçalar vardı. Ancak çal-
sak bile memnun olmuyorduk; çünkü o me-
lodiler çok kuvvetli. Siz de sanki bir ye-
rinden girmeye çalışıyorsunuz, halbuki
orada işiniz yok. O kadar baskın ki melo-
di, caz diye gırdiğinde parçaya 15 saniye
sonra türkûnün melodisi geldiğinde bası-
yor yapnğını, caz kimliğini alıp götüriiyor.
Ne yaparsan yap, siliyoryaptığını. Bu ara-
da rürkû de mahvoluyor. Özetle, bir türkü
temasını cazla birleşrirince onu belli bir sü-
re işledikten sonra temayı vermek gerek-
tiğini hissettik. Böyle bir metot geliştirdik
ve adını recomposition koyduk.
- Yeni aJbümle ilgili bilgi de alahm_
AUDIO FACT - Stüdyoya girmeye ha-
zınz; bir iki şirketle konuştuk. Bundan
önceki albümü kendi olanaklanmızla yap-
nktan sonra şirketlere başvurmuştuk. Şim-
di ise daha baştan projeye para koyabile-
cek birileriyle çahşmayı planlıyoruz. Al-
bümde etnik olacak, ama tadı içimize si-
necek şekilde. Bu konserde darbukayla
gırnatayı deneyeceğiz aynca. Başanlı olur-
sak bu deneyi albüme de yansıtınz büyük
ihtimalle. Stüdyoda Tiger olacak konuk sa-
natçılar arasında; Yarkın Ritm grubuyla
konuşuyoruz. Ercan Irmak'la Okay Temiz
de gelebilir.
Trompetçi ve bested Tîger OkoshL
ümbür gümbür
başlayacak konser. Biz, hiç
sevmediğimiz halde, iddialı
konuşuyoruz bu kez. Bakın caz
dünyasına, sürekli aynı şeyler
tekrarlaruyor. Yaptıklarımız
gerçekten farklı, temelini
cazdan alan ve sürekli diğer
müziklerle iletişim halinde
olan bir sound bizimkisi."
'AIDS'inMirası:
Bir Yetimler Kuşağı'
Uganda'dakitrajediye dikkatçeken Radhika ChaJasani'ninçahşmasL
Kültür Servisi -İki ayda bir yayımla-
nan fotoğraf sanatı dergisi Geniş Açı'nın
Temmuz-Ağustos 2000 sayısı çıktı. Ge-
çen yıl ilk defa yayımlanan portfolyo özel
sayısının bu yılki konuklan Nazif Top-
euoğhı, Ferdinando Scianna, Radhika
Chalasani ve Orhan Cem Çetin.
Portfolyo sayısında ilk olarak Nazif
Topçuoğlu'.nun son dönem çalışmalan
arasında yer alan ve önümüzdeki son-
baharda sergi olarak da sunulacak fotoğ-
raflanndan oluşan 'Sakatat' isimli port-
folyo yer alıyor.
Kendisi vejetaryen olan fotoğrafçının
et kullanarak hazırladığı ışler, ınsanın ür-
permesine neden olsa da, nesnelerin es-
tetize edilerek sunuhnası ortaya olduk-
ça ilginç bir iş çıkanyor.
'Moda ve FotoğraT sayısında da yer
alan Magnum fotoğrafçısı Ferdinando
Scianna'nın dünyanm pek çok insanla-
n uyurken fotoğrafladığı 'Uyumak ve
Hatta Rfiya Görmek Beikf isimli port-
folyosu yer alıyor. Hayatrn yan hare-
ketsiz hareketlerinin çeşitliliğine tutkun
olduğunu belirten Scianna'nm fotoğ-
raflannda özellikle uyuyan insanlann
yer seçimleri ve yüzlerindeki yalm hal-
ler ön plana çıkıyor.
Sipa Press ajansının temsil ettiği Rad-
hika Chalasani'nin 'ATDS'in Mirası: Bir
Yetimler Kuşağı' adlı portfolyosu, AIDS
hastalığınm, dünya üzerinde en yoğun
ve kıtanın gelir düzeyindeki düşüklük
nedeniyle en tahrip edici olarak yaşadı-
ğı zorluklan öne çıkararak aktaran Cha-
lasani, AIDS ile başetmeye çahşan bir
aile özelinde, hastahğın hızla yayıldığı
Afrika ülkelerinden bıri olan Uganda'dan
kareler eşliğinde yaşanmakta olan bu
trajediye dikkat çekiyor.
Son olarak Türk fotoğrafmın günü-
müzde önde gelen isimlerinden Orhan
Cem Çetin 'in 'Yumuşak Şeyler' isimli
portfolyosu bu özel sayıda yer alıyor. Çe-
tin'in nesnelere, sis filtreleri ve hızlı
filmler kullanarak aynntılan azaltan ve
resimsi bir bakışla yaklaştığı ve önceki
bir sunumunda ızleyenlere 'Orhan Cem
Çetin fotoğraf çekiyormuş' dedırten es-
ki dönem bir çalışması ile portfolyo say-
falan sona eriyor.
Geniş Açı'da aynca, geçen aylar bo-
yunca açılan sergilerle ilgili söyleşiler
ve çizgili sayfa, fotoğrafın dışından, kö-
şebaşı ve optik zamanlar yer alıyor.
Sokağın sesiniyansıtan 'Three'densonra îlhan Erşahin& Wax Poetic 'in yeni albümü sonbaharda çıkacak
'Bııgünün müziği sentezlerden doğacak'
KültürServisi-ÖhanErşahin& W H
Poetic, 7. Uluslararası Istanbul Caz
Festivali kapsamında Babylon'da kon-
ser verdi. Saksafon ve tuşlu çalgılar-
daki Erşahin'e, vokalde Norah Jones,
sampler ve vokallerde VaL basta Paul
Ogunsalu, davulda Jocken Rueckert
pikaplarda ise DJ Rupture eşlık etti.
Müzik kariyerini on yıldır New
York'ta sürdüren Erşahin, şehrin genç
kuşak tnüzisyenlerini bir araya getire-
rek cazın sokağa yansıması olarak ta-
nımlanan hip-hop, acid-jazz, groove,
trip-hop ve drum and bass gibi güncel
akımlan kendi besteleri çerçevesinde
yorumlayan Wax Poetic projesini oluş-
turdu. Uzun yıllar EddieHenderson ve
VVaDace Roonev yle New York'un ön-
de gelen caz kulüplerinde çaldı.
Son yıllarda kendi çahşmalanna ağır-
hk veren Erşahin, 'She Said' ve 'Ho-
me* albûmlerinin ardmdan Wax Po-
etic 'le yapbğı ilk albüm 'Three'yle so-
kağın sesine kulak veriyor.
'Hissettiğim gibi yaayorum'
- Wax Poetic'le yapdğuuz müziği sa-
dece 'caz' diye tanımlayabilir misiniz?
İLHANERŞAHtN- Ashnda bu tam
caz değil. Samrım bugün çok fazla
isim var ama isim koymak istersek da-
ha çok elektronika, groove, hip-hop.
trip-hop gibı. Sadece biz değil, birçok
insan bir sürü şeyi aynı anda yapıyor
Bence bugünün müziği böyle sentez-
lerden doğacak. O yüzden yaptığınuz
mûziği bir kategoriye sokmak zor. As-
lında bu 'ftısion' olayı çok eskiden be-
ri vardı.
- Ama siz 'fusion'u reddediyorsu-
nuz?
ERŞAHİN - Biz bunu degişik bir
şekilde yapıyoruz. Çünkü 'ftısion' ge-
nelde farkh müzikleri üst üste koymak
gibi algılanıyor. Ama öbürü doğal ol-
madığından biz kendi müzik stilimizi
yaratmaya çalışıyoruz. Bumüziği his-
settığim gibi yazıyorum, şimdi bir caz
alalım da, üzerine tekno koyalım diye
düşünmüyorum. O gün içimden nasıl
geliyorsa öyle yazıyorum; kendiliğin-
den gelişiyor yani.
- Cazın 'Idşisel' oünası gerektiğini
düşünüyorsunuz. Wax Poeticbu şekil-
de mi doğdu?
ERŞAHİN - Yal-
nız caz veya sanatta
değil, insannı haya-
tı öyle ohnalı bence.
Çünkü kışisel olma-
dığınız zaman, ilginç
de olmuyorsunuz.
Wax Poetic benim
dinlemekten hoşlan-
dığım müziği yapı-
yor.
- Müziğiniz za-
manladeğişen aknn-
lardan nasıl etküeni-
yor?
ERŞAHİN - Son
zaman larda biraz
pop, elektronika agır
basıyor sanki. Yaz-
dığım son parçalar
da öyle, aynca şarkı-
cının da etkis' var.
Ama o 'esperimen-
tal jazz' tarafi da var hâlâ. Yani ben üze-
rine saksafon çaldığım zaman caz olu-
yor.
- Son yıllarda cazdald bu deneysel-
lik genç kuşaklara daha kolav ulaşma-
nıa sağhyor mu?
ERŞAHİN - Klasik caz hep var ola-
cak, ama biz 2000'ü yıllan yaşıyoruz
ve bu arayışlar bugünün müziğini oluş-
"Klasikcazhep
var olacak, ama
Mz2000'li
yıBan yaşıyoruz
ve bu arâyısJar
bugünün
müziğini
ohısturnyor.
Sadece caz için
değil, her tür
müzikiçİB
geçerü bu. Yalnız
biz değil, birçok
insan, bir sürü
şeyi aynı anda
yapıyor. Bence
bugünün müziği
böyle
sentezlerden
doğacak."
(Fotoğraf: KAAN
SAĞANAK)
turuyor. Sadece caz için değil, her tür
müzik için geçerli bu.
-WaxPoeticİtalya'daki'ArezzoWa-
ve FestivaM'ndensonra,lsviçre\ie'Mont-
reuxJazzFesrvaB'ne konukolacak. Fes-
rivallerie aramz nasıl?
ERŞAHİN- Festivallerde çalmak da
çok zevkli, Italya'da, büyük bir stad-
yumda çaldık. Bence Istanbul Caz Fes-
tivali de çok iyi. Yıllar-
ca plak şirketleri de yan-
lış caz basıp durdular,
festivaller de aynı yanlı-
şa düştüler. Genç cazcı-
lareski cazparçalan ye-
nilemeye çalıştılar an-
cak bu insanlara biraz
palavTa gibi geldi. tn-
sanlar sıkıldı. Akustik
caz da olsun, ama ken-
di müziklerini yapsın-
lar. Hip-hop, drum and
bass bugün bu kadar
önemli biryere geldiy-
se, bu o insanlann mü-
ziklenyle kendilerini
ortaya koymalanndan.
Son zamanlarda, fes-
tivaller yavaş yavaş
dünya müziğine yer
vermeye başladı. ts-
tanbul Caz Festivali
de bunlardan biri.
-2000ü yıllarda caz
nasıl değişeceksJzce?
ERŞAHİN-Bence
son yıllarda caz çok
daha iyi bir yere gi-
diyor, çünkü ınsanlar
anlıyorlar şimdi. Amerika'da down-
town müzik yapanJoonZorn, MikeRi-
bot gibi isimler daha ilginç geliyor in-
sanlara.
- Bu yeni albüm nasıl otuşru?
ERŞAHİN - Bu albümde iki yeni
şarkı var, ama aynı zamanda daha ön-
ceki albümden parçalara remiks yap-
tık. Grup da yeni oluştu diyebilirim. Da-
ha önce Türkiye'ye Wax Poetic'le iki
defa geldim, o zaman bir iki arkadaş
toplanıp çahyorduk, ama şimdiki grup-
taki elemanlan arayıp buldum. Bir bu-
çuk senedir bu albümün çıfcması için
çahşıyordum, sonunda albümün ka-
yıtlannı New York'ta üç ay gibi bir sü-
rede tamamladık. Elden geçen şarkı-
larda çok büyük bir değişiklik yok as-
lında, sadece daha iyi tınhyor. Mese-
la 'Angels'ta Norah'nın vokalleri var
şimdi. Diğer parçalarda da ufak deği-
şiklikler var.
- Sonbaharda çıkacak albümünüz
'Vırgo'danekrvar?
ERŞAHİN- Ashnda caz agırlıklı bir
plak ama bırkaç parçada ValSampler
çahyor. Aynca geçen sene Istanbul
Caz Festivali'ne gelen şair Saul WiDi-
ams'ın da iki parçası var.
Wax Poetic'in daha önce Double-
moon Records'tan çıkan 'Three' adlı
albümü, Atlantic Records tarafindan 20
Haziran'da tüm dünyada satışa sunul-
du. Remiks yapılmış ve yenıden kay-
dedümiş olarak, 'On' ve 'PurpleElep-
hants' isimli iki yeni parça eklenme-
sıyle saüşa sunulan albüm hakkında da-
ha fazla bilgi edinmek ıçin www.wax-
poetic.net sitesine ginlebilir.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Zeyyat Selimoğlu'nun
Ardından
Halikarnas Balıkçısı 1946 sonlanna kadar yaşa-
mını Bodrum'da sürdürürken, denize bağlı olarak gü-
zelliğı, özgürlüğü, insanoglunun isyanlannı, arayış-
lannı, bunalımlannı, korkulannı, etkili bir anlatımla or-
taya koymuştur. Sünger avcılan, dalgıçlar gibi ölüm-
le burun buruna gelen sabır adamlan, Halikarnas Ba-
lıkçısı'nın yaprtlanyla gırdi edebiyatımıza...
Yazın dünyasında, gazetemızın düzenlediği Yunus
Nadi Yarışması'nda birincı ödülü kazanan "Rize
Köylennden" (1949-50) adlı yazısı ile adını duyuran
Zeyyat Selimoğlu'nun, Halikarnas Balıkçısı ve Sa-
it Faik soyundan geldiğini söyleyebiliriz.
Yer yer Sait gibi derin, Balıkçı gibi zorlu serüven-
lerinöyküyazan...
Birarmatörün oğlu olmasına karşın "patron" kim-
liği ile görmedi deniz adamlannı Zeyyat Selimoğlu.
Benden sorarsanız, uzak deniz seferterine çıktığı
zaman, öykülennde kullanacağı nesneler olarak da
görmedi onlan.
Hem gözlemciydi, hem akla gelmedik değişiklik-
leri paylaşan yazgı adamı.
Zeyyat'ın o sessiz sedasız görünüşünün ardında-
ki insanı yakalayan dostlan arasında benim adımın
çok gerilerde geçeceğini biliyorum. Ama özellikle alt-
mışlı yıllarda, Balıkçı ve Sait Faik gibi iki büyük us-
tanın yapıtlanna karşın varoluşuna giden özgün yol-
lan seçmeyi başaran bir insan olduğunu bilenlerde-
nim.
1952'de tanımıştım Zeyyat Selimoğlu'nu. Naim
Tirali'nin uzun yıllar sürdürmeyi başardığı "Yenilik"
dergisinin (1) yazarlan arasındaydık. Belki, ilk karşı-
laşmamızda, Kaynak dergisinde yayımladığım "fh-
tiyar Balıkçı" şıirimden söz etmesiyle kazandı beni.
Sonra o, uzun deniz seferlerine çıktı, ben sonu gel-
meyecekmiş gibi görünen hapislik günlenmi yaşa-
dım.
Asıl yakınlaşmamız Ataç Yayınevi'ni kurduğum
6O'lı yıllardadır. Bu yıllarda hangi dergide görsem coş-
ku ile okuduğum öyküler yazdı, Zeyyat.
Yıllarca unutamadığım, Çek yazan Bohumil Hra-
bal'ın "Sık Kontrol Edilen Trenler"'\ gibı yapıtlan,
Türkçemize kazandırarak, çeviri edebiyatımıza da
unutulmayacak katkılarda bulundu.
Şaırler ve Yazarlar Sözlüğü'nün kendisine ayırdı-
ğım bölümünde, öykücü Zeyyat Selimoğlu kişıliğin-
den sözederken, "Karadeniz'in, ekmeğini denizde
ırayan insantnı gerc^kliği ıç-rr'e vansı'an ovkûie- -
le hem teknik, hem kışılerinin ıç üünyaiannı yansıî-
mada büyük başan kazandığını" belirtmiştim.
Kavganın Sonunda Banş (1955), Direğin Tepe-
sinde Bir Adam (1969 - Sait Faik Armağanı), Kıç Üs-
tünde Toplantı (1971), Karaya Vurdu Deniz (1975),
Deprem (1976) vb. kitaplan bu başannın ömekleri-
dir.
Kendisinden sonra gelen kuşaklann ilgisinden
uzak kalmayacak.
(1) Yenilik-Düşün ve Edebiyat Dergisi (15 Aralık 1952
- Aralık 1957). Sahibi, yöneten Naim Tirali. İlk sayı-,
sında Nurullah Ataç "Inanmak", Salâh Birsel "Kü-
für Edebiyatı", Nurullah Berk, Muzaffer Aşkın,
Zeyyat Selimoğlu, Behçet Necatigil, Cahit Kü-
lebi, Orhan M. Anburnu, Dağlarca'nın yazılan, şi-
irlerı yer aldı. Sunuş yazısında: "...Sıhhatlibiranla-
yışın aydınlığında, uzun zamandan beri memleke-
timizde yokluğu hissedilen bir 'Sanat Gazetesi' ha-
linde 'çıkanlacağı' belirtildi."
İlk dizisi bu amaca uygun olarak hazıriandı. Birin-
ci yılın sonunda btçim değtştirerek yayımlanmaya baş-
landı (Ocak 1954). Bu dizide Sait Faik Abasıyanık
(Sayı 6), Cahit Srtkı Tarancı (Sayı 47), Ataç (Sayı
56) özel sayılan dikkati çekti.
Uzun yayın yaşamında Ataçtan Salâh Birsel'e, Sa-
it Faik'ten Necati Cumalı'ya, Fazıl H. Dağlarca'dan
Behçet Necatigil'e kadar, yeni edebiyatımızın pek
çok öncü kaleminin yer aldığı dergilerden.
Akdeniz Hlm Festivali bugün
Roma'da başlıyor
• ROMA (AA) - Akdeniz Film Festivali, bugün
ttalya'nın başkenti Roma'da başlıyor. llki 1995
yılında düzenlenen ve bu yılki konusu 'Göç,
Sinema ve Kimlik' olarak belirlenen festivale,
Akdeniz ülkelerinden ve Avrupa'dan toplam kırk
üye katıhyor. Türkiye'den 'Dayım', 'Boran',
'Propaganda', 'Umut', 'Sürü' ve 'Yol' fılmlerinin
gösterileceği festivalin jürisi, Istanbul Uluslararası
Film Festivali Başkanı Hülya Uçansu, Cezayirli
oyuncu- yönetmen Reşide Kerim, Hırvat yönetmen
Zrinko Ogresta, RAI televizyonundan yapımcı-
yönetmen Enrico Ghezzi ve Itah/an yazar Rossana
Campo'dan oluşuyor.
'Balalayka'nın ceklmleri başlıyor
Kemal Sunal 'ın
yerine Uğur Yücel
Kültür Servisi-AKÖz-
gentürkün yeni filmi 'Ba-
latoia'da KemalSunal m
canlandıracağı 'Necati
Abi' rolünü Uğur Yücd'in
oynayacağı açıklandı.
Çekımlere bir hafta
sonra başlayacağını söy-
leyen Ali Özgentürk, ar-
tık hem seyirciye hem de
Kemal Sunal'ın anısına
dair bir sorumluluk taşı-
dıklannı ifade etti: "Yir-
mi gün önce eğtenceli bir
yokuluğun hikâyesi olan
'Balalayka', arûk farklı
biramaada içmde bann-
dmyor."
Sunal'ın genel ovoıncu-
luk çizgisinin dışında bir
karakterçizeceği filmde,
sanatçının yerinı alacak
olan Uğur Yücel, çekim-
ler sırasında çok zorlan-
mayacağını, çünkü senar-
yonun yepyeni birkarak-
ter yaratımına izin verdi-
ğini açıkladı. Aynca Öz-
gentürk, çekim boyunca
oyunculann Sunal'ın anı-
sını yaşatacaklannı vurgu-
ladı.