Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1S HAZİRAN 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ADD'nin yeni
başkam Şahin
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Atatürkçü
Düşünce Demeği (ADD)
Yönetiın Kurulu
Başkanlığı'na Halıl tbrabim
Şahin seçildi. ADD Genel
Merkezi'nde dün yapılan
toplantıda yönetim kurulu
belirlendi. Derneğin
Yönetim Kurulu
Başkanlığı'na Halil îbrahim
Şahin getirilirken Nazmi
Şarvan ve Prof. Dr. Özer
Ozankaya başkan
yardımcısı oldu. Genel
sekreterlige Ertuğrul
Kazancı, genel sekreter
yardımcıhğına Gökçin
Yalçın ve Orhan Veli
Dedeoğlu seçildi. Derneğin
genel saymanı da Müge
Gülses oldu.
FP'nin gensonı
kararsdıği
• ANKARA (Cumhuıiyet
Börosu) - Ekonomi ile ilgili
uygulamalar nedeniyle
Başbakan Bülent Ecevit ve
hükümet hakkında gensoru
vermeyi planlayan FP karar
değiştirdi. FP Başkanlık
Divanı dün gensorunun
buğday fiyatlan ve tanm
politikalan nedeniyle Tanm
ve Köyişleri Bakanı Hüsnü
Yusuf Gökalp hakkında
verilmesini kararlaştırdı.
FP'nin gensoru önergesini
bugün TBMM
Başkanlığı'na vermesi
bekleniyor. Gensoru
önergesinin ön
görüşmesiyle ilgili takvim
ise belirsiz.
EgBgundeme
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye ile
Yunanistan arasında 23
Haziran'da yapılacak siyasi
direktörler toplantısı, iki
ülke arasında geçen yıl
haziran ayında başlatılan
"yakınlaşma sürecinde"
önemli bir adımı
oluşturacak. İki ülke siyasi
direktörlerinin "açık
gündemle" yapacaklan
toplantıda Türkiye'nin, Ege
Denizi'ndeki sorunlann
çözülebilmesi için asker ve
sivillerden oluşan bir
komite kurulması önerisi
yinelenecek. Bu
toplantılarda Türkiye'yi
Dışışlen Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı
Büyûkelçi Yiğit Alpogan,
Yunanistan'ı da Büyûkelçi
Anastas Skopelitis temsil
edecekler.
MHP'ye tepKi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DYP Genel
Başkan Yardımcısı Hasan
Ekinci dün yaptığı basın
toplantısında Örtülü
Ödenek Soruştunna
Komisyonu'nda Tansu
Çiller'in 'Yüce Divan'a
sevki' yönünde oy kullanan
MHP'İilere tepki göstererek
"12 Eylül öncesinde MHP
ve ülkücüleri biz kadrolara
taşıdık" dedi. Ekinci, aynı
dönemde başbakan olan
Demirel'in "Bana sağcılar
suç işliyor dedirtemezsiniz"
dediğini anımsatırken
"Bunlan büyütüp, besleyip
bu noktalara getirdikten
sonra onlann size siyasi linç
yapması yadırganacak bir
durumdur' diye konuştu.
BM raporuna ret
• ANKARA (Cumhumet
Bürosu) - Ankara, Birleşmiş
Milletler'in (BM) son
Kıbns karannı kabul
etmediğini beürterek
Türkiye ve KKTC'nin BM
Banş Gücü ile ilişkilerinin
geleceğini kapsamlı şekilde
yenıden gözden
geçireceklerini bildirdi.
BM'nin Kıbns karannın,
adada sorumın çözümüne
ılişkın uluslararası çabalara
olumlu katkıda
bulunmayacağını belirten
Ankara, Banş Gücü'nün
Kuzey Kıbns'taki
faahyetlerinin KKTC ile
yapılacak işbirliği ile
olanaklı olduğunu kaydefti.
DİSK'ten açıklama
• tstanbul Haber Servisi -
•DİSK Genel Sekreteri
Murat Tokmak, Danıştay'ın
karanna rağmen
Bergama'da siyanürle alün
madeni işletilmesi yönünde
aahk'ın aldığı karan
eleştirirek 'flctidaf, g
bu rçnlı^ve ûlkemlz^
açısından son derece
i ynlrian
dönmeli ve hukuka saygı
göstermelidir" dedi.
Tokmak, Yargıtay'ın Euro-
. Gokl şırkeü ile ilgili verdiği
karann görmezden
gelindiğini ileri sürdü.
Uğur Mumcu'nun kitabından: Banka hesaplanyla 'vur emri' verenlere ulaşılır
'Parayla tetikyilik yapü'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Mehmet AH Ağca'nın İpekçi ve Papa su-
ikastlan öncesinde para aldığı kişilerin
belirlenmesi, "vur emrini" verenlerin
kımlığını açığa çıkarması açısından
önem taşıyor. Bombalı bir suikast sonu-
cu katledilen gazetemiz yazan Uğur
Mumcu, İpekçi suikastımn ardından
yaptığı araştırmalan içeren "Papa Maf-
ya Ağca" adh kitabında, tpekçi'den Pa-
pa suıkastına Ağca ve örgütünün bazı ka-
ranhk yönlerini açığa çıkarmıştı.
Ağca'nın suç ortaklan ve adresleriyle
ilgili dikkat çekici bilgilerin yanı sıra
banka hesaplan da tpekçi suikastından
Papa'ya suikast girişimine kadar soru
işaretlerini içeriyordu. Uğur Mumcu'nun
saptamalannagöre, lOTemmuz 1979'da
annesinin evinde yapılan aramada bulu-
nan bir banka cüzdanı ile ilgili olarak
Ailesi teklif göturdu
•Gazetemiz yazan Uğur Mumcu, İpekçi suikastından sonra yazdığı
'Papa Ağca Mafya' kitabmda Ağca'mn banka hesaplanm ortaya
çıkardı. Mumcu, çeşitli bankalara Ağca"nın kaynağını sakladığı
büyük rakamlı paralann yatınldığmı belgeleriyle verdi ve yetkililere
terörün kaynağına ulaşmalan için yol gösterdi.
Ağca şunlan söyledı:"Annemin hesabın-
da görülen bu 100 bin lirayı. yurtdışında
buhınan eniştem ve dayım. anneme ya-
bancı para olarak vermişler. O da bozdu-
rup bankaya yannnış."
Araştırmalar, 13 Temmuz'da Ağca'nın
bankalardaki hesaplanm ortaya çıkardı.
Yapı Kredi Bankası'nın Gebze şubesine
29 Arahk 1978'de Ağca adına kimlıği
saptanamayan kişüerce 200 bin lira yatı-
nldı. Bu para Ağca tarafından 4 Ocak
1979'da Malatya'da çekildi. Ağca, aynı
günlerde, Malatya Emniyet Müdürlü-
ğü'nden kendi adına pasaport aldı. Pasa-
portuntanhi20Ocak 1979. İpekçi lOgün
sonra 1 Şubat'ta katledildi.
Ağca, 10 Temmuz'daki sorgusunda
herhangi bır bankada hesabı olup olma-
dığı yolundaki bir soruyu şöyle yanıtla-
dı: "Kendi hesabuna bankalarda hesabım
olup olmadığını bilmiyorum." 13 Tem-
muz'da Yapı Kredi Bankası Gebze Şube-
si'ndekı 200 bin lira ortaya çıkınca Ağ-
ca şunlan söyledi: "Bende mevcut para-
lann kaynağuu şimdi söylemeyeceğim.''
Bu para kaynağı hiç ortaya çıkanla-
madı. Uğur Mumcu'nun saptamalanna
göre. Ağca'nın kaynağını sakladığı para
trafiğinin biri de Malatya Ziraat Banka-
sı'nda gerçekleşti. Bankaya 22533 No'lu
hesaba para yatıran kişilerde bilinmiyor.
15 Ocak 1979"da hesaba 100 bin lira pa-
ra yatınldı. Ağca, bu paranın 50 bin lira-
smı cinayetten 4 gün sonra çekti. Para-
lan kimlerin yatırdığı belırlenemedi.
Araştınlmayan hesaplardan birine de,
Türk mafyasından aldığı rüşvetler karşı-
lığı sınır kapılanna memur atamak su-
çundan ömür boyu hapis cezasına çarptı-
nlan eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tun-
cay Mataracı'yla ilgili soruşturmada rast-
landı. Yapı Kredi Bankası tstanbul Elma-
dağ Şubesi'nde Mehmet Ağca adına gön-
derilen bir para, ilgililerin hiç ilgisini çek-
medi. Katledildiği sırada Ipekçi'nin ka-
çakçıhk konulanyla ilgili araştırmalar
yaptığı ve bu çalışmalan sırasında ciddi
bilgi ve belgelere ulaştığı biliniyordu.
Ağca'yı Peker'in
avukatı savunacak
tstanbul Haber Servisi -
Italya'dan Türkiye'ye iade
edilen ülkücü terörist
MehmetAK Ağca'nın avu-
katlığını Ömer Yeşil-
yurt'un yapması bekleni-
yor. Ağca'nın yakınlan ta-
rafından teklif götürülen
avukat Yeşilyurt, organize
suç örgütü elebaşısı oldu-
ğu iddiasıyla tutuksuz yar-
gılanan Sedat Peker'in de
avukatlığını yapmıştı.
Yeşilyurt, Ağca'nın Ka-
dıköy 2. Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde bulunan ve ya-
nn hakkındaki gıyabi tu-
tukluluğu vicahiye çevrile-
cek olan Fruko Gazoz Fab-
rikasrndaki gasp davasıy-
la ilgili olarak, "DefiUerin
hiçbirisi yok. Taraflaruı
Ağca'yı teşhis etmesi gere-
kiyor. Dava, 1-2 duruşma
sonra biter'' dedi.
Kadıköy Adliyesi'ne ge-
lerek Ağca'nın 2r AğırCe-
za Mahkemesi'nde, hak-
kında gıyabi tutuklama ka-
ran bulunan gasp davasıy-
la ilgili dosyayı inceleyen
Yeşilyurt, adliye çıkışuıda
gazetecilere açıklama yap-
tı. Ağca'nın, Malatya'daki
yakınlanrun kendisini ara-
dığım, Ağca'nın avukatlı-
ğını üstlenmesini istedik-
lerini anlatan Yeşilyurt,
kendisinin de bu kişilere
Ağca'mn vekâletnamesini
getirmelerini söylediğini
belirtti.
Yeşilyurt, Ağca'nın,
Kartal Ozel Tıp Kapalı Ce-
zaevi'ne giderek noter ara-
cılığıyla vekâlet verebile-
ceğini kaydederek, Ağ-
ca'nın da istemesi halinde
vekâletinin kendisine ula-
şabileceğini ifade etti.
Yeşilyurt, Ağca'mn ağa-
beyi Adnan Ağca ile görüş-
tüğünü de belirterek Ad-
nan Ağca'nın kardeşiyle
görüşmek için Kartal
Cumhuriyet Savcılı-
ğı'ndan talebi olduğunu,
ancak bu talebin kabul
edilmediğini söyledi. Ye-
şilyurt, Adnan Ağca'nın
kardeşiyle görüşememesi-
nin şu anda normal oldu-
ğunu hatırlatarak Ağ-
ca'nın henüz gözaltmda
olduğunu, gıyabi tutuklu-
luğunun vicahiye çevril-
mesinden sonra görüşme
yapılabileceğini ifade etti.
ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART
Avukat Rasim Oz: Ağca uluslararası pazarlık sonucu Türkiye'ye getirildi
^Cezaevînden tekrar kaçabilir'tstanbul Haber Servisi - Eski Dışışle-
ri Bakanı ve Anayasa Hukukçusu Prof.
Dr. Mümtaz Soysal, kötü geçmişine kar-
şın bir gün herkesin yurduna döneceği-
ni belirterek "Ağca, başka yurtta hapis
kahnaktansa kendi yurdunda hapis kal-
mayı tercih etti. Şimdi geleni ve iade ede-
ni pişman ermevccek şekilde yargüan-
masıgerekrj'or" dedi. Avukat Rasim Öz
de Ağca'nın uluslararası pazarlık sonu-
cu Türkiye'ye getirikniş olabileceğini
ve onu kullananlar tarafından korunaca-
ğını belirterek "Ağca'nın bir şekilde dı-
şan çıkması gerekiyor. \erilen sözlerin
yerine getirilmemesi durumunda Ağca,
yeniden cezae>inden firar edebilir" di-
ye konuştu.
Mümtaz Soysal. "gelenin, adfl yarjp-
lanmakiçingeldiğini'* belirterek "Ağca,
serbest kalmayı umuyorsa bu onun yan-
hş bir şey yapmadığuu düşünmesinden
• Avukat Rasim Öz, Mehmet Ali Ağca'mn onu kullananlar tarafından
korunacağını belirterek "Ağca'mn bir şekilde dışan çıkması gerekiyor.
Verilen sözlerin yerine getirilmemesi durumunda Ağca, bana göre
cezaevinde durmaz" dedi.
kaynaklanryor" dedi. Terör örgütü
PKK lideri Öcalan nedeniyle bozulan
Türkiye-ttalya ilişkilerinin. Ağca'nın
iadesiyle düzelme yoluna girebileceği-
ne dikkat çeken Soysal. "Bu iade Tür-
kiye için İtaha ile olan ilişkilerinde bir
fjrsatnr, değerlendirihnesi gerekir. Tür-
ki> e'ye, Avrupa'da en az antipati duyan
ülke Itah/a'dır. Apo ola> ma kadar İtaha
bizim Avrupa'da tek savıınucumuzdu"
diye konuştu.
Avukat Rasim Öz ise ülkücü terörist
Ağca'nın ülkemize iade edilmesini kuş-
kuyla karşıladığım söyledi. Çatacı'mn
da ülküdaşlannın iktidarda olduğu bir
dönemde, zamanaşımı ya da af kapsa-
mından yararlanmak için Türkiye'ye
getirildiğini belirten Öz, "Ağca'nın da
Türkiye'nin gurur duyacağı bir kahra-
man olduğu düşünülüyor" dedi. Öz,
Ağca'nın ısa ya da Fatima gibi unsur-
lan kullanarak şov yaptığını. ancak Tür-
kiye'ye getirihnesinin ardından "ulus-
lararası pazaruğm" söz konusu olabile-
ceğini öne sürdü.
Ağca'yı kullananlar
Ağca hakkında verilen 9 yıl 7 ay ke-
sinleşmiş hapis cezasının infaz hüküm-
lerinin yerine getirilmesi durumunda,
Ağca'nın daha kısa bir süre cezaevinde
yatacağını vurgulayan Öz şöyle konuş-
tu: "Yargıcephesindekihareketlilik. Ağ-
ca'mn maddi kanıtlarla ortaya çıkması
durumunda olabilir. Örneğin yer gös-
ternıe. yeni deliller, farklı ay nnnlan or-
taya koyması gerekir. Ancak bu şekilde,
davanın seyri değisebiBr."
Ağca'yı kullananlann, Ağca'nın öz-
gür kalmasını isteyeceğini ve bunun için
ellerinden gelen her şeyi yapacaklanm
öne süren Oz, "Ağca'yı kullananlar Ağ-
ca'yı koruyacaktır. Ağca'ya verilecek
sözlerin tutulmaması halinde Ağca, ce-
zaevinden tekrar firar edilebUh"" diye
konuştu. Ağca'nın çıkabilecek Genel
aftan yararlamp yararlanamayacağı ko-
nusuna da kuşkuyla baktığını anlatan
Öz, Ağca'nın bireysel olarak adam öl-
dürmek suçundan bu aftan yararlana-
mayacağım, ancak bu eylemi "siyasi ne-
denfcrie" yaptığım ifade ederse dışan
çıkabilecegini söyledi.
IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin(a doruk.net.tr
Artık çok önemli bir gazete-
ci olduğuma, yazdıklarımın
ses getirdiğine inanmaya baş-
layacağım. Hatta buna inan-
dım da; buna dayanarak üst
kata çıkıp zam isteyip isteme-
mekte kararsızım. Bir iki yazı
daha bekleyeceğim. Eğeron-
lar da ses getirirse, Allah bizim
yazıişleri yönetiminin yardım-
cısı olsun...
Olup biten şu:
Salı günü bir Tırmık yayım-
landı. Avrupa Birliği'ne katıl-
maya hazırlanan, başbakanı-
flmağzından "Şu, şu, şu işle~
ri yapar, şunun, şunun ve şu-
nun üstesinden gelirsek 2004
yılında AB'ye gireriz" denen
Türkiye'de, AB'ye girilince
"başımıza gelecekler" üstüne
Jair uyan yazısjydı.
— Ertesi günü MGK'den yanıt
geldi.
MGK Ses Verdi: AB'ye I-ıh!..
penhag ölçütleri ışığında alın-
ması gereken önlemler rapo-
ru"nda dikkate alınmak üzere
11 Mayıs'ta hazırtadığı görüş
ve önerileri içeren beş sayfa-
lık bir raporu ele geçirmiş.
Vay vay vay...
Kesinlikle benim salı günü
çıkan Tırmık'taki uyanm ciddi-
ye alınmış ve "AB'ye girmek
için neyi yapanz, neyi yapa-
mayız" soruları yanıtlanıyor.
Giriş paragrafını birlikte
okuyalım mı?
"... Türkiye'nin demokrasi,
hukukun üstünlüğü ve insan
haklan konulanndaki eksikle-
rinin dile getirildiği AB rapor-
lann büyük ölçüde, çoğu ül-
kemize karşı önyargılı olan ku-
rupa'nın, Türkiye'ye karşı ön-
yargılı kurumlannın taraflı ve
sübjektif görüşlerine dayanı-
larak hazırianıyormuş.
MGK raporundan bir cüm-
le(cik) daha:
"...Anayasa ve yasa deği-
şikliklennde, ülkemizde ge-
rekli uygun ortam ve koşulla-
nn oluştunıimasına kadar mil-
li menfaatlanmıza zarar tevlit
edebılecek şekilde daha
ileri düzenlemelere gidilme-
mesinin esas alınmasında ya-
rar görülmektedir."
Demek ki neymiş?
Anayasa ve yasalanmızda
daha ileri değişikliklere gidil-
mesi için henüz gerekli uygun
ortam ve koşullar oluşmamış.
sı ile öğrenecegiz.
N'apalım, daha genciz;
bekleriz.
MGK raporu daha sonra
"neye evet, neye hayır" soru-
lannı yanıtlıyor.
Örneğin:
idamın kalkmasına: Evet!
Kopenhag ölçütlerinin
"azınlık dilleri ve kültürierinin
korunması, özendirilmesi,
desteklenmesı ve kısıtlanma-
Düşünce ve anlatım özgür-
lüğünün sınıriarının genişletil-
mesine: Evet!
Düşünceyi ve anlatım öz-
gürlüğünün "açık ve yakın bir
tehdit" durumunda bile kısıt-
lanmamasına: Hayıri
"Açık ve yakın tehdit"\ han-
gi kurulun, hangi ölçülerle
saptayacağına: Bir yanıt yok!
•••
Evet, salı günkü Tırmık'a
MGK'den gelen yanıtın özeti
bu. MGK, aslında "AB'ye gir-
meyelim "demeye getiriyor.
ÜĞÜ
-rumtann taraflı ve sübjektif Gerçtbu koşullann"ve orta-
jyle, doğrudan yanıt ver-
meyi uygun bulmamışlaranla^
şılan.
tobor fiae^/a/'de
Mesleğimizin genç ve sıkı ha-
bercilerinden Adnan Keskin,
Milli Güvenlik Kurulu Genel
Sekreterliği'nin, Başbakan-
lık'ta hazırlanmakta olan "Ko-
görüşlerine istinaden tıazıc-
landtğı bitinrnBktedir^"
Valla ben bilmiyordum. A-
tna MGK raporunun üslubyR-
dan "herkesin bildiği" anlam
çıkıyor. Demek bilmeyen bir
tek benmişim. Öğrendim. Tür-
kiye'nin AB üyeltği için ev
ödevlerini içeren raporlar, Av-
ması ilkesi" çerçevesinde Kürt
kimliğinin tanınması, Kürtçe
TV'ye izin verilmesine: Hayır!
Sivillerin askeri mahkeme-
de yargılanmalanna son veril-
mesine: Evet!
Yüksek Askeri Şûra kararia-
rının yargı denetimine tutul-
mastna; HaynT
Getirsin. Yanıt yanıttır. Açık-
lık iyidir.
Şimdi ülkenin öteki kurum-
lannın (Hükümet, üniversite-
ler, siyasi partiler, STK'ler fi-
lan) vereceği yanrtlan bekle^
mekteyim. t *.
Yanıtlar gelene kadar, eşe
rruh öluşup otusmadı^inın füiF CTGrTde sıvtl uye sayıstnın
sıl anlaijilacağını, hangi tera-
ziyle ölçülüp "Tamam, ortam
=»<e koşuflar ok/ştu. Artffrde^
mokrasiyi daha ileri aşamala-
ra taşıyabiliriz" denebileceği-
ni ben kendi adıma bir türiü
bitemiyorum. Anlaşılan iteride
yapılacak bir MGK açıklama-
wttıntmasına: Evet!
MGK kararlannın Bakanlar
alınması kuralının kaldırılma-
sına: Hayır!
MGK Genel Sekreteri'nin
askerdeğil, sivil otmastna: Ha-
yır!
ne, okuyucuya, öEumayicıya, —
severek okuyana, söverek
okuyana filan, ne kadar önem-
#blrgazeteci otduğumu anla—
tarak hava basmakla oyalana-
cağım.
Sizegelince: Yazannızın kıy^
metini biün! Bakın ne kadar üst
düzeyde ciddiye alınıyor...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Devlet Nerede Duruyop?..
Abdi Ipekçi'nin eşi Sibel Ipekçi'nin sözleri geniş
yankı buldu...
Ne diyordu Sibel ipekçi:
"Mehmet Ali Ağca'nın karşısında biz değil, Tür-
kiye Cumhuriyeti devleti ojmalıydı..."
Dün sabah diş doktoru Özlem Baturaradı. Özlem
Hanım, on sekiz gün önce Denizli'de öldürülen öğ-
retmen Yusuf Batur'un kızıydı...
Hüzünlü bir sesle şöyle haykırdı:
"Babamı öldüren öğrencisı Imdat Niyaz, poliste
on saat sorgulandıktan sonra savcılığa teslim edıl-
di. Bu cinayet karşısında biz değil, Türkiye Cumhu-
riyeti devleti olmalıdır..."
Özlem Batur şöyle sürdürdü konuşmasını:
"Babamı öldüren kişi, Imdat Niyaz neden on saat
sorgulanıp savcılığa teslim ediliyor? Bu biradi cina-
yet değil, siyasidir. Katilin, bir örgütsel bağlantısı var
ya da yok. Ama en azından öldürülen bir öğretmen.
Imdat Niyaz'la babam arasında hiçbir tartışma geç-
memiş..."
Soruyorum:
"Cuma namazına izin vermediğini yazdı gazete-
ler.."
Özlem Batur
"Hayır, doğru değil. Çünkü babamın perşembe ve
cuma günleri dersi yok okulda. Ikincisi, Imdat Niyaz
babamın dersinden 'geçerii not' almış üstelik..."
Soru:
"O zaman neden öldürmüş babanızı?" (
Yanıt:
"Işte bu nokta çok önemli. Onun için ben de Si-
bel İpekçi gibi yanıt veriyorum: Imdat Niyaz'ın kar-
şısında biz değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti olma-
lıdır. Benim babamın suçu laik, çağdaş, demokrat ve
Atatürkçü olmaktır. Yetkililer bu cinayeti 'bu çocuk
kafayı yemiş' diye geçiştirdiler. Cuma namazı olayı-
nı uydurdular. Denizli, tankatlann cırıt attığı bir ken-
timizdir." ,
• • •
Özlem Batur'un anlattıklan Türkiye'nin genel fotog-
rafını yansıtıyor; devlet erkinin bu tür cinayetler kar-
şısındaki duyarsızlığını gözler önüne seriyordu...
Kemal Türkler'den Doğan Öz'e, Necdet Güç-
lü'den Cevat Yurdakul'a. Bedrettin Cömert'ten
Ümit Doğanay'a. Bedri Karafakioğlu'ndan Orhan
Yavuz'a dek 12 Eylul 1980 öncesi ışlenen cinayet-
lerde, devlet erkinin aynı duyarsızlığını görmemiş
miydik?
Bugün yirmi üç yıl öncesinin genç ölülerini güne-
şin doğuşuyla birlikte bir kez daha anarken bunca
acıları yaşamın içinde çoğaltan toplumumuz, gele-
ceğin yaz çiçeklerinden habersiz!..
Doç. Dr. Orhan Yavuz, 15 Haziran 1977 tarihınde
Erzurum Atatürk Üniversitesi kampusunda faşistler-
ce muştayla delik deşik edilerek katledildi...
Orhan'ın kız kardeşi Havva Bayrak. yirmi üç yıldır
acıyla yaşıyor; Necdet Güçlü'nün kardeşleri katille-
rin devlet erki tarafından ödüllendirilmesini içlerine
sindiremiyorlar...
Mehmet Ali Ağca, Kartal Cezaevi'nde. Türkiye'yi
çok özlemiş. Memleket hasretiyle yanıp tutuşmuş.
öğle yemeğinde pilav, cacık yemiş. Ardından üç dört
.bardak tavşan kanı çay içmiş...
öğretmen Yusuf Batur'un kızı özlem Batur, içinde
acılarla babasını toprağa vermiş, tekrar işine dön-
müş...
Yaşam sürüyor...
Peki, tüm bunlar olurken devlet nerede, devlet?
* • •
Orhan Yavuz, öldürülmeden altı ay önce (26 Ara-
hk 1976) istanbul'da bir arkadaşına yazdığı mektup-
ta şöyle diyordu:
"Sana karşı ne kadar suçlu olduğumu biliyorum.
öncelikle belirteyim ki eylül ayından beri tam anla-
mıyla bir baskı rejimi ve dağ yasalannın hüküm sür-
düğü bir ortamda can güvenliğimızi gücümüz yetti-
ğince kendi olanaklanmızla sürdürüyoruz. Artık ne
polis ne adliye ne de hükümetten bir şey bekliyoruz.
Her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Özel-
likle biz birkaç arkadaş üzehndeki baskı, sanıyorum
dünyada hiçbir rejimde görülür gibi değil. Artık tek
başımıza dışanya çıkamıyoruz, tatil günleri okula gi-
demiyoruz. Hatta evimizde bile rahat değiliz. Bu du-
rumumuzu kaç kez Cumhurbaşkanı'na, TRT'ye ve
basına ilettik. Fakat, sanki Erzurum bu yurdun bır
parçası değilmiş gibi hiç kimse ilgilenmıyor. Şu an-
da bütün çabamız, haziran sonuna gelebilmek. Eğer
gelecek seçimde de bu hükümet gibi bir hükümet
iktidara gelirse burada bizeyaşama hakkı yok..."
Peki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Ağca'nın ve di-
ğer katillerin karşısında olabilir mi, hesap sorabilir
mi?
Haluk Kırcı'nın, Abdullah Çatlı'nın arkadaşı Tev-
fik Ağansoy'un (Alaattin Çakıcı'nın adamları öldür-
dü) itiraflarını okuyun... _ ^
Ağansoy şöyle diyordu:
"Biz devlet için, vatan için vurduk teraneleri yan-
lıştır. Devleti korumak için değil, kişilerin sadist duy-
gulan için öldürme eylemleri yapılmıştı. Biz devle-
tin jandarması, komandosu gibi kuşandık; silahlan-
mızla, bombalanmızla, süngülerimizle eyleme geç-
tik. Ülkücü gençlikdernekleri, ülküocaklan, MHPde
karargâh olarak seçilmişti."
O sadist kişiler nerede şimdi?
Kimileri yaşıyor, kimileri yaşamıyoıi.
Yaşayanlar da sabah akşam konuşuyor:
"Ne yaptıysak devlet için yaptık!"
Susurluk'u örten devlet. Sibel Ipekçi'nin, Özlem
Batur'un, Havva Bayrak'ın ve diğer acılı insanlarımı-
zın çığlığını duyar mı? ^ -
hikmet.cetinkaya<! cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Istanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi emekli öğretim üyesi
Sayın Prof. Dr.
URCAN
15.6.2000 tarihinde vefat etmiştir.
^nabilim dalımızın temel taşlarından,
-hocalann hocası, değerli eğitimci ve
yazar fviîna Ufgan'ın vefatı bfeim için
onulmaz bir kayıptır. Onu saygı ve
""sevğiyle seiamlıyör ve üğcîrTüyörüzr
İNGİLİZ DİLİ
_r __--gVE EDEBİYATI
ANABİÜM DALI