23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1S HAZİRAN 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ADD'nin yeni başkam Şahin • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Atatürkçü Düşünce Demeği (ADD) Yönetiın Kurulu Başkanlığı'na Halıl tbrabim Şahin seçildi. ADD Genel Merkezi'nde dün yapılan toplantıda yönetim kurulu belirlendi. Derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığı'na Halil îbrahim Şahin getirilirken Nazmi Şarvan ve Prof. Dr. Özer Ozankaya başkan yardımcısı oldu. Genel sekreterlige Ertuğrul Kazancı, genel sekreter yardımcıhğına Gökçin Yalçın ve Orhan Veli Dedeoğlu seçildi. Derneğin genel saymanı da Müge Gülses oldu. FP'nin gensonı kararsdıği • ANKARA (Cumhuıiyet Börosu) - Ekonomi ile ilgili uygulamalar nedeniyle Başbakan Bülent Ecevit ve hükümet hakkında gensoru vermeyi planlayan FP karar değiştirdi. FP Başkanlık Divanı dün gensorunun buğday fiyatlan ve tanm politikalan nedeniyle Tanm ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp hakkında verilmesini kararlaştırdı. FP'nin gensoru önergesini bugün TBMM Başkanlığı'na vermesi bekleniyor. Gensoru önergesinin ön görüşmesiyle ilgili takvim ise belirsiz. EgBgundeme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye ile Yunanistan arasında 23 Haziran'da yapılacak siyasi direktörler toplantısı, iki ülke arasında geçen yıl haziran ayında başlatılan "yakınlaşma sürecinde" önemli bir adımı oluşturacak. İki ülke siyasi direktörlerinin "açık gündemle" yapacaklan toplantıda Türkiye'nin, Ege Denizi'ndeki sorunlann çözülebilmesi için asker ve sivillerden oluşan bir komite kurulması önerisi yinelenecek. Bu toplantılarda Türkiye'yi Dışışlen Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyûkelçi Yiğit Alpogan, Yunanistan'ı da Büyûkelçi Anastas Skopelitis temsil edecekler. MHP'ye tepKi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci dün yaptığı basın toplantısında Örtülü Ödenek Soruştunna Komisyonu'nda Tansu Çiller'in 'Yüce Divan'a sevki' yönünde oy kullanan MHP'İilere tepki göstererek "12 Eylül öncesinde MHP ve ülkücüleri biz kadrolara taşıdık" dedi. Ekinci, aynı dönemde başbakan olan Demirel'in "Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" dediğini anımsatırken "Bunlan büyütüp, besleyip bu noktalara getirdikten sonra onlann size siyasi linç yapması yadırganacak bir durumdur' diye konuştu. BM raporuna ret • ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Ankara, Birleşmiş Milletler'in (BM) son Kıbns karannı kabul etmediğini beürterek Türkiye ve KKTC'nin BM Banş Gücü ile ilişkilerinin geleceğini kapsamlı şekilde yenıden gözden geçireceklerini bildirdi. BM'nin Kıbns karannın, adada sorumın çözümüne ılişkın uluslararası çabalara olumlu katkıda bulunmayacağını belirten Ankara, Banş Gücü'nün Kuzey Kıbns'taki faahyetlerinin KKTC ile yapılacak işbirliği ile olanaklı olduğunu kaydefti. DİSK'ten açıklama • tstanbul Haber Servisi - •DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, Danıştay'ın karanna rağmen Bergama'da siyanürle alün madeni işletilmesi yönünde aahk'ın aldığı karan eleştirirek 'flctidaf, g bu rçnlı^ve ûlkemlz^ açısından son derece i ynlrian dönmeli ve hukuka saygı göstermelidir" dedi. Tokmak, Yargıtay'ın Euro- . Gokl şırkeü ile ilgili verdiği karann görmezden gelindiğini ileri sürdü. Uğur Mumcu'nun kitabından: Banka hesaplanyla 'vur emri' verenlere ulaşılır 'Parayla tetikyilik yapü'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Mehmet AH Ağca'nın İpekçi ve Papa su- ikastlan öncesinde para aldığı kişilerin belirlenmesi, "vur emrini" verenlerin kımlığını açığa çıkarması açısından önem taşıyor. Bombalı bir suikast sonu- cu katledilen gazetemiz yazan Uğur Mumcu, İpekçi suikastımn ardından yaptığı araştırmalan içeren "Papa Maf- ya Ağca" adh kitabında, tpekçi'den Pa- pa suıkastına Ağca ve örgütünün bazı ka- ranhk yönlerini açığa çıkarmıştı. Ağca'nın suç ortaklan ve adresleriyle ilgili dikkat çekici bilgilerin yanı sıra banka hesaplan da tpekçi suikastından Papa'ya suikast girişimine kadar soru işaretlerini içeriyordu. Uğur Mumcu'nun saptamalannagöre, lOTemmuz 1979'da annesinin evinde yapılan aramada bulu- nan bir banka cüzdanı ile ilgili olarak Ailesi teklif göturdu •Gazetemiz yazan Uğur Mumcu, İpekçi suikastından sonra yazdığı 'Papa Ağca Mafya' kitabmda Ağca'mn banka hesaplanm ortaya çıkardı. Mumcu, çeşitli bankalara Ağca"nın kaynağını sakladığı büyük rakamlı paralann yatınldığmı belgeleriyle verdi ve yetkililere terörün kaynağına ulaşmalan için yol gösterdi. Ağca şunlan söyledı:"Annemin hesabın- da görülen bu 100 bin lirayı. yurtdışında buhınan eniştem ve dayım. anneme ya- bancı para olarak vermişler. O da bozdu- rup bankaya yannnış." Araştırmalar, 13 Temmuz'da Ağca'nın bankalardaki hesaplanm ortaya çıkardı. Yapı Kredi Bankası'nın Gebze şubesine 29 Arahk 1978'de Ağca adına kimlıği saptanamayan kişüerce 200 bin lira yatı- nldı. Bu para Ağca tarafından 4 Ocak 1979'da Malatya'da çekildi. Ağca, aynı günlerde, Malatya Emniyet Müdürlü- ğü'nden kendi adına pasaport aldı. Pasa- portuntanhi20Ocak 1979. İpekçi lOgün sonra 1 Şubat'ta katledildi. Ağca, 10 Temmuz'daki sorgusunda herhangi bır bankada hesabı olup olma- dığı yolundaki bir soruyu şöyle yanıtla- dı: "Kendi hesabuna bankalarda hesabım olup olmadığını bilmiyorum." 13 Tem- muz'da Yapı Kredi Bankası Gebze Şube- si'ndekı 200 bin lira ortaya çıkınca Ağ- ca şunlan söyledi: "Bende mevcut para- lann kaynağuu şimdi söylemeyeceğim.'' Bu para kaynağı hiç ortaya çıkanla- madı. Uğur Mumcu'nun saptamalanna göre. Ağca'nın kaynağını sakladığı para trafiğinin biri de Malatya Ziraat Banka- sı'nda gerçekleşti. Bankaya 22533 No'lu hesaba para yatıran kişilerde bilinmiyor. 15 Ocak 1979"da hesaba 100 bin lira pa- ra yatınldı. Ağca, bu paranın 50 bin lira- smı cinayetten 4 gün sonra çekti. Para- lan kimlerin yatırdığı belırlenemedi. Araştınlmayan hesaplardan birine de, Türk mafyasından aldığı rüşvetler karşı- lığı sınır kapılanna memur atamak su- çundan ömür boyu hapis cezasına çarptı- nlan eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tun- cay Mataracı'yla ilgili soruşturmada rast- landı. Yapı Kredi Bankası tstanbul Elma- dağ Şubesi'nde Mehmet Ağca adına gön- derilen bir para, ilgililerin hiç ilgisini çek- medi. Katledildiği sırada Ipekçi'nin ka- çakçıhk konulanyla ilgili araştırmalar yaptığı ve bu çalışmalan sırasında ciddi bilgi ve belgelere ulaştığı biliniyordu. Ağca'yı Peker'in avukatı savunacak tstanbul Haber Servisi - Italya'dan Türkiye'ye iade edilen ülkücü terörist MehmetAK Ağca'nın avu- katlığını Ömer Yeşil- yurt'un yapması bekleni- yor. Ağca'nın yakınlan ta- rafından teklif götürülen avukat Yeşilyurt, organize suç örgütü elebaşısı oldu- ğu iddiasıyla tutuksuz yar- gılanan Sedat Peker'in de avukatlığını yapmıştı. Yeşilyurt, Ağca'nın Ka- dıköy 2. Ağır Ceza Mah- kemesi'nde bulunan ve ya- nn hakkındaki gıyabi tu- tukluluğu vicahiye çevrile- cek olan Fruko Gazoz Fab- rikasrndaki gasp davasıy- la ilgili olarak, "DefiUerin hiçbirisi yok. Taraflaruı Ağca'yı teşhis etmesi gere- kiyor. Dava, 1-2 duruşma sonra biter'' dedi. Kadıköy Adliyesi'ne ge- lerek Ağca'nın 2r AğırCe- za Mahkemesi'nde, hak- kında gıyabi tutuklama ka- ran bulunan gasp davasıy- la ilgili dosyayı inceleyen Yeşilyurt, adliye çıkışuıda gazetecilere açıklama yap- tı. Ağca'nın, Malatya'daki yakınlanrun kendisini ara- dığım, Ağca'nın avukatlı- ğını üstlenmesini istedik- lerini anlatan Yeşilyurt, kendisinin de bu kişilere Ağca'mn vekâletnamesini getirmelerini söylediğini belirtti. Yeşilyurt, Ağca'nın, Kartal Ozel Tıp Kapalı Ce- zaevi'ne giderek noter ara- cılığıyla vekâlet verebile- ceğini kaydederek, Ağ- ca'nın da istemesi halinde vekâletinin kendisine ula- şabileceğini ifade etti. Yeşilyurt, Ağca'mn ağa- beyi Adnan Ağca ile görüş- tüğünü de belirterek Ad- nan Ağca'nın kardeşiyle görüşmek için Kartal Cumhuriyet Savcılı- ğı'ndan talebi olduğunu, ancak bu talebin kabul edilmediğini söyledi. Ye- şilyurt, Adnan Ağca'nın kardeşiyle görüşememesi- nin şu anda normal oldu- ğunu hatırlatarak Ağ- ca'nın henüz gözaltmda olduğunu, gıyabi tutuklu- luğunun vicahiye çevril- mesinden sonra görüşme yapılabileceğini ifade etti. ÇÎZMEDEN YUKARI MUSAKART Avukat Rasim Oz: Ağca uluslararası pazarlık sonucu Türkiye'ye getirildi ^Cezaevînden tekrar kaçabilir'tstanbul Haber Servisi - Eski Dışışle- ri Bakanı ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mümtaz Soysal, kötü geçmişine kar- şın bir gün herkesin yurduna döneceği- ni belirterek "Ağca, başka yurtta hapis kahnaktansa kendi yurdunda hapis kal- mayı tercih etti. Şimdi geleni ve iade ede- ni pişman ermevccek şekilde yargüan- masıgerekrj'or" dedi. Avukat Rasim Öz de Ağca'nın uluslararası pazarlık sonu- cu Türkiye'ye getirikniş olabileceğini ve onu kullananlar tarafından korunaca- ğını belirterek "Ağca'nın bir şekilde dı- şan çıkması gerekiyor. \erilen sözlerin yerine getirilmemesi durumunda Ağca, yeniden cezae>inden firar edebilir" di- ye konuştu. Mümtaz Soysal. "gelenin, adfl yarjp- lanmakiçingeldiğini'* belirterek "Ağca, serbest kalmayı umuyorsa bu onun yan- hş bir şey yapmadığuu düşünmesinden • Avukat Rasim Öz, Mehmet Ali Ağca'mn onu kullananlar tarafından korunacağını belirterek "Ağca'mn bir şekilde dışan çıkması gerekiyor. Verilen sözlerin yerine getirilmemesi durumunda Ağca, bana göre cezaevinde durmaz" dedi. kaynaklanryor" dedi. Terör örgütü PKK lideri Öcalan nedeniyle bozulan Türkiye-ttalya ilişkilerinin. Ağca'nın iadesiyle düzelme yoluna girebileceği- ne dikkat çeken Soysal. "Bu iade Tür- kiye için İtaha ile olan ilişkilerinde bir fjrsatnr, değerlendirihnesi gerekir. Tür- ki> e'ye, Avrupa'da en az antipati duyan ülke Itah/a'dır. Apo ola> ma kadar İtaha bizim Avrupa'da tek savıınucumuzdu" diye konuştu. Avukat Rasim Öz ise ülkücü terörist Ağca'nın ülkemize iade edilmesini kuş- kuyla karşıladığım söyledi. Çatacı'mn da ülküdaşlannın iktidarda olduğu bir dönemde, zamanaşımı ya da af kapsa- mından yararlanmak için Türkiye'ye getirildiğini belirten Öz, "Ağca'nın da Türkiye'nin gurur duyacağı bir kahra- man olduğu düşünülüyor" dedi. Öz, Ağca'nın ısa ya da Fatima gibi unsur- lan kullanarak şov yaptığını. ancak Tür- kiye'ye getirihnesinin ardından "ulus- lararası pazaruğm" söz konusu olabile- ceğini öne sürdü. Ağca'yı kullananlar Ağca hakkında verilen 9 yıl 7 ay ke- sinleşmiş hapis cezasının infaz hüküm- lerinin yerine getirilmesi durumunda, Ağca'nın daha kısa bir süre cezaevinde yatacağını vurgulayan Öz şöyle konuş- tu: "Yargıcephesindekihareketlilik. Ağ- ca'mn maddi kanıtlarla ortaya çıkması durumunda olabilir. Örneğin yer gös- ternıe. yeni deliller, farklı ay nnnlan or- taya koyması gerekir. Ancak bu şekilde, davanın seyri değisebiBr." Ağca'yı kullananlann, Ağca'nın öz- gür kalmasını isteyeceğini ve bunun için ellerinden gelen her şeyi yapacaklanm öne süren Oz, "Ağca'yı kullananlar Ağ- ca'yı koruyacaktır. Ağca'ya verilecek sözlerin tutulmaması halinde Ağca, ce- zaevinden tekrar firar edilebUh"" diye konuştu. Ağca'nın çıkabilecek Genel aftan yararlamp yararlanamayacağı ko- nusuna da kuşkuyla baktığını anlatan Öz, Ağca'nın bireysel olarak adam öl- dürmek suçundan bu aftan yararlana- mayacağım, ancak bu eylemi "siyasi ne- denfcrie" yaptığım ifade ederse dışan çıkabilecegini söyledi. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin(a doruk.net.tr Artık çok önemli bir gazete- ci olduğuma, yazdıklarımın ses getirdiğine inanmaya baş- layacağım. Hatta buna inan- dım da; buna dayanarak üst kata çıkıp zam isteyip isteme- mekte kararsızım. Bir iki yazı daha bekleyeceğim. Eğeron- lar da ses getirirse, Allah bizim yazıişleri yönetiminin yardım- cısı olsun... Olup biten şu: Salı günü bir Tırmık yayım- landı. Avrupa Birliği'ne katıl- maya hazırlanan, başbakanı- flmağzından "Şu, şu, şu işle~ ri yapar, şunun, şunun ve şu- nun üstesinden gelirsek 2004 yılında AB'ye gireriz" denen Türkiye'de, AB'ye girilince "başımıza gelecekler" üstüne Jair uyan yazısjydı. — Ertesi günü MGK'den yanıt geldi. MGK Ses Verdi: AB'ye I-ıh!.. penhag ölçütleri ışığında alın- ması gereken önlemler rapo- ru"nda dikkate alınmak üzere 11 Mayıs'ta hazırtadığı görüş ve önerileri içeren beş sayfa- lık bir raporu ele geçirmiş. Vay vay vay... Kesinlikle benim salı günü çıkan Tırmık'taki uyanm ciddi- ye alınmış ve "AB'ye girmek için neyi yapanz, neyi yapa- mayız" soruları yanıtlanıyor. Giriş paragrafını birlikte okuyalım mı? "... Türkiye'nin demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklan konulanndaki eksikle- rinin dile getirildiği AB rapor- lann büyük ölçüde, çoğu ül- kemize karşı önyargılı olan ku- rupa'nın, Türkiye'ye karşı ön- yargılı kurumlannın taraflı ve sübjektif görüşlerine dayanı- larak hazırianıyormuş. MGK raporundan bir cüm- le(cik) daha: "...Anayasa ve yasa deği- şikliklennde, ülkemizde ge- rekli uygun ortam ve koşulla- nn oluştunıimasına kadar mil- li menfaatlanmıza zarar tevlit edebılecek şekilde daha ileri düzenlemelere gidilme- mesinin esas alınmasında ya- rar görülmektedir." Demek ki neymiş? Anayasa ve yasalanmızda daha ileri değişikliklere gidil- mesi için henüz gerekli uygun ortam ve koşullar oluşmamış. sı ile öğrenecegiz. N'apalım, daha genciz; bekleriz. MGK raporu daha sonra "neye evet, neye hayır" soru- lannı yanıtlıyor. Örneğin: idamın kalkmasına: Evet! Kopenhag ölçütlerinin "azınlık dilleri ve kültürierinin korunması, özendirilmesi, desteklenmesı ve kısıtlanma- Düşünce ve anlatım özgür- lüğünün sınıriarının genişletil- mesine: Evet! Düşünceyi ve anlatım öz- gürlüğünün "açık ve yakın bir tehdit" durumunda bile kısıt- lanmamasına: Hayıri "Açık ve yakın tehdit"\ han- gi kurulun, hangi ölçülerle saptayacağına: Bir yanıt yok! ••• Evet, salı günkü Tırmık'a MGK'den gelen yanıtın özeti bu. MGK, aslında "AB'ye gir- meyelim "demeye getiriyor. ÜĞÜ -rumtann taraflı ve sübjektif Gerçtbu koşullann"ve orta- jyle, doğrudan yanıt ver- meyi uygun bulmamışlaranla^ şılan. tobor fiae^/a/'de Mesleğimizin genç ve sıkı ha- bercilerinden Adnan Keskin, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'nin, Başbakan- lık'ta hazırlanmakta olan "Ko- görüşlerine istinaden tıazıc- landtğı bitinrnBktedir^" Valla ben bilmiyordum. A- tna MGK raporunun üslubyR- dan "herkesin bildiği" anlam çıkıyor. Demek bilmeyen bir tek benmişim. Öğrendim. Tür- kiye'nin AB üyeltği için ev ödevlerini içeren raporlar, Av- ması ilkesi" çerçevesinde Kürt kimliğinin tanınması, Kürtçe TV'ye izin verilmesine: Hayır! Sivillerin askeri mahkeme- de yargılanmalanna son veril- mesine: Evet! Yüksek Askeri Şûra kararia- rının yargı denetimine tutul- mastna; HaynT Getirsin. Yanıt yanıttır. Açık- lık iyidir. Şimdi ülkenin öteki kurum- lannın (Hükümet, üniversite- ler, siyasi partiler, STK'ler fi- lan) vereceği yanrtlan bekle^ mekteyim. t *. Yanıtlar gelene kadar, eşe rruh öluşup otusmadı^inın füiF CTGrTde sıvtl uye sayıstnın sıl anlaijilacağını, hangi tera- ziyle ölçülüp "Tamam, ortam =»<e koşuflar ok/ştu. Artffrde^ mokrasiyi daha ileri aşamala- ra taşıyabiliriz" denebileceği- ni ben kendi adıma bir türiü bitemiyorum. Anlaşılan iteride yapılacak bir MGK açıklama- wttıntmasına: Evet! MGK kararlannın Bakanlar alınması kuralının kaldırılma- sına: Hayır! MGK Genel Sekreteri'nin askerdeğil, sivil otmastna: Ha- yır! ne, okuyucuya, öEumayicıya, — severek okuyana, söverek okuyana filan, ne kadar önem- #blrgazeteci otduğumu anla— tarak hava basmakla oyalana- cağım. Sizegelince: Yazannızın kıy^ metini biün! Bakın ne kadar üst düzeyde ciddiye alınıyor... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Devlet Nerede Duruyop?.. Abdi Ipekçi'nin eşi Sibel Ipekçi'nin sözleri geniş yankı buldu... Ne diyordu Sibel ipekçi: "Mehmet Ali Ağca'nın karşısında biz değil, Tür- kiye Cumhuriyeti devleti ojmalıydı..." Dün sabah diş doktoru Özlem Baturaradı. Özlem Hanım, on sekiz gün önce Denizli'de öldürülen öğ- retmen Yusuf Batur'un kızıydı... Hüzünlü bir sesle şöyle haykırdı: "Babamı öldüren öğrencisı Imdat Niyaz, poliste on saat sorgulandıktan sonra savcılığa teslim edıl- di. Bu cinayet karşısında biz değil, Türkiye Cumhu- riyeti devleti olmalıdır..." Özlem Batur şöyle sürdürdü konuşmasını: "Babamı öldüren kişi, Imdat Niyaz neden on saat sorgulanıp savcılığa teslim ediliyor? Bu biradi cina- yet değil, siyasidir. Katilin, bir örgütsel bağlantısı var ya da yok. Ama en azından öldürülen bir öğretmen. Imdat Niyaz'la babam arasında hiçbir tartışma geç- memiş..." Soruyorum: "Cuma namazına izin vermediğini yazdı gazete- ler.." Özlem Batur "Hayır, doğru değil. Çünkü babamın perşembe ve cuma günleri dersi yok okulda. Ikincisi, Imdat Niyaz babamın dersinden 'geçerii not' almış üstelik..." Soru: "O zaman neden öldürmüş babanızı?" ( Yanıt: "Işte bu nokta çok önemli. Onun için ben de Si- bel İpekçi gibi yanıt veriyorum: Imdat Niyaz'ın kar- şısında biz değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti olma- lıdır. Benim babamın suçu laik, çağdaş, demokrat ve Atatürkçü olmaktır. Yetkililer bu cinayeti 'bu çocuk kafayı yemiş' diye geçiştirdiler. Cuma namazı olayı- nı uydurdular. Denizli, tankatlann cırıt attığı bir ken- timizdir." , • • • Özlem Batur'un anlattıklan Türkiye'nin genel fotog- rafını yansıtıyor; devlet erkinin bu tür cinayetler kar- şısındaki duyarsızlığını gözler önüne seriyordu... Kemal Türkler'den Doğan Öz'e, Necdet Güç- lü'den Cevat Yurdakul'a. Bedrettin Cömert'ten Ümit Doğanay'a. Bedri Karafakioğlu'ndan Orhan Yavuz'a dek 12 Eylul 1980 öncesi ışlenen cinayet- lerde, devlet erkinin aynı duyarsızlığını görmemiş miydik? Bugün yirmi üç yıl öncesinin genç ölülerini güne- şin doğuşuyla birlikte bir kez daha anarken bunca acıları yaşamın içinde çoğaltan toplumumuz, gele- ceğin yaz çiçeklerinden habersiz!.. Doç. Dr. Orhan Yavuz, 15 Haziran 1977 tarihınde Erzurum Atatürk Üniversitesi kampusunda faşistler- ce muştayla delik deşik edilerek katledildi... Orhan'ın kız kardeşi Havva Bayrak. yirmi üç yıldır acıyla yaşıyor; Necdet Güçlü'nün kardeşleri katille- rin devlet erki tarafından ödüllendirilmesini içlerine sindiremiyorlar... Mehmet Ali Ağca, Kartal Cezaevi'nde. Türkiye'yi çok özlemiş. Memleket hasretiyle yanıp tutuşmuş. öğle yemeğinde pilav, cacık yemiş. Ardından üç dört .bardak tavşan kanı çay içmiş... öğretmen Yusuf Batur'un kızı özlem Batur, içinde acılarla babasını toprağa vermiş, tekrar işine dön- müş... Yaşam sürüyor... Peki, tüm bunlar olurken devlet nerede, devlet? * • • Orhan Yavuz, öldürülmeden altı ay önce (26 Ara- hk 1976) istanbul'da bir arkadaşına yazdığı mektup- ta şöyle diyordu: "Sana karşı ne kadar suçlu olduğumu biliyorum. öncelikle belirteyim ki eylül ayından beri tam anla- mıyla bir baskı rejimi ve dağ yasalannın hüküm sür- düğü bir ortamda can güvenliğimızi gücümüz yetti- ğince kendi olanaklanmızla sürdürüyoruz. Artık ne polis ne adliye ne de hükümetten bir şey bekliyoruz. Her an öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Özel- likle biz birkaç arkadaş üzehndeki baskı, sanıyorum dünyada hiçbir rejimde görülür gibi değil. Artık tek başımıza dışanya çıkamıyoruz, tatil günleri okula gi- demiyoruz. Hatta evimizde bile rahat değiliz. Bu du- rumumuzu kaç kez Cumhurbaşkanı'na, TRT'ye ve basına ilettik. Fakat, sanki Erzurum bu yurdun bır parçası değilmiş gibi hiç kimse ilgilenmıyor. Şu an- da bütün çabamız, haziran sonuna gelebilmek. Eğer gelecek seçimde de bu hükümet gibi bir hükümet iktidara gelirse burada bizeyaşama hakkı yok..." Peki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Ağca'nın ve di- ğer katillerin karşısında olabilir mi, hesap sorabilir mi? Haluk Kırcı'nın, Abdullah Çatlı'nın arkadaşı Tev- fik Ağansoy'un (Alaattin Çakıcı'nın adamları öldür- dü) itiraflarını okuyun... _ ^ Ağansoy şöyle diyordu: "Biz devlet için, vatan için vurduk teraneleri yan- lıştır. Devleti korumak için değil, kişilerin sadist duy- gulan için öldürme eylemleri yapılmıştı. Biz devle- tin jandarması, komandosu gibi kuşandık; silahlan- mızla, bombalanmızla, süngülerimizle eyleme geç- tik. Ülkücü gençlikdernekleri, ülküocaklan, MHPde karargâh olarak seçilmişti." O sadist kişiler nerede şimdi? Kimileri yaşıyor, kimileri yaşamıyoıi. Yaşayanlar da sabah akşam konuşuyor: "Ne yaptıysak devlet için yaptık!" Susurluk'u örten devlet. Sibel Ipekçi'nin, Özlem Batur'un, Havva Bayrak'ın ve diğer acılı insanlarımı- zın çığlığını duyar mı? ^ - hikmet.cetinkaya<! cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. URCAN 15.6.2000 tarihinde vefat etmiştir. ^nabilim dalımızın temel taşlarından, -hocalann hocası, değerli eğitimci ve yazar fviîna Ufgan'ın vefatı bfeim için onulmaz bir kayıptır. Onu saygı ve ""sevğiyle seiamlıyör ve üğcîrTüyörüzr İNGİLİZ DİLİ _r __--gVE EDEBİYATI ANABİÜM DALI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle