Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 2000 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGÜN
ALİSİRMEN
Seçim
Bahçeli ile Yılmaz itişmesini izleyen Bülent
Ecevit, "MHP'yi anlamadığını" söylüyor. Bun-
ca deneyimden geçmiş olan Bülent Bey'in
MHP'nin davranışını anlamamasını anlamak
mümkün mü?
Her şey o kadar açık bir biçimde ortada ki,
MHP kendini iktidann birinci ve buyurucu par-
tisi olmaya hazırlıyor. Bunun için, önünde belir-
miş olan olanağı değerlendirmek üzere, kolları
sıvamış bulunuyor.
Bu senaryoda, rejimin herzaman hayır değil,
ama şer anahtan rolünü üstlenmiş örgütü Erba-
kan'ın partisi istemeden de olsa başrolde.
Refahı sani'nin yani Fazilet'in dosyası Anaya-
sa Mahkemesi önünde, yüksek yargı, Fazilet'in,
Refah'ın devamı olup olmadığını araştınyor.
Bu araştırma, cümle âlemin hangi ibişin oldu-
ğunu bildiği bir kumpanyanın kime ait olduğu-
nun tahkik edilmesine benziyor.
Bu durumda, en güçlü ihtimal, hâlâ Erbakan'ın
yönettiği partinın kapatılması, FP milletvekille-
rinin bu niteliklerinin düşmesidir.
Nitekim bunu anayasası ve dürüstlük yemini
takıyye olan Refah, Fazilet takımı da biliyor ve
yeni hülle partisinin hazırlıklarını bitiriyor.
• • •
Bu durum 53 ildeerken ara seçim anlamını ta-
şıyor.
MHP de haklı olarak, "Böyle bir yola gidile-
cekse, oldu olacak genel seçim yapalım bari"
diyor.
Şimdi artık bütün senaryolar, bu olasılığa gö-
re biçimleniyor.
Kapatma ihtimalinin gerçekleşmesi halinde
bir soru geliyor kaçınılmaz olarak akla: Acaba
Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet'i kapatması, is-
tikrar açısından yanlış bir davranış mı olacak-
tır?
Her şeyden önce, bir noktayı vurgulamak ge-
rek. Anayasa Mahkemesi, karaıian ne kadar po-
litik sonuçlar doğurursa doğursun, hukuksal bir
kurumdur. Hukuki birkararverilirken, politikmü-
lahazalar göz önünde bulundurulmaz. Eğer bu
kurala uyulmaz ise, hem hukuksal hem de po-
litik olarak çok büyük sakıncalar doğar.
Kaldı ki, demokrasilerde aslolan meşruiyet
içinde istikrardır. Istikrar için meşruiyeti fedaet-
mek, çok büyük tahribata ve düşülebilecek is-
tikrarsızlıklann en büyüğüne yol açar.
Türkiye bu gerçeği yaşayarak gördü.
• • •
O zaman dönüp, politikacılardan, ekonomik
istikrar paketinin selameti açısından, bir erken
seçimden kaçınmaları istenebilir.
Ancak burada da gerçekçi olmak gerek.
53 ilde yapılacak ara seçim, zaten bir genel
seçim kadar önemli ve onun doğuracağı bütün
sonuçları doğuracak kadar kapsamlıdır.
Yalnız boşalan koltuklar için yapılacak ara se-
çim de, ekonomik istikrar paketinin bir kenara
itilmesine, seçim ekonomisi uygulanmasına,
muhalefetin zaten vazgeçmediği popülizmi do-
ruğa çıkarmasına, koalisyon ortaklannın kaçınıl-
maz olarak birbirierini suçlamalanna yol açacak-
tır.
Kaldı ki, istikrar paketinin seçim kaygılarının
önüne geçmesini istemek, politikanın ve politi-
kacının yapısını biimemek, eşyanın tabiatını in-
kâr etmek anlamını taşıyacaktır.
Politikacıdan, politikacı gibi değil devlet ada-
mı gibi düşünmesini istemek iyidir ama gerçek-
çi değıldir.
Devlet adamı olarak, tarihe geçmek için ön-
-
ce seçilip mazbataya geçmek önkoşuldur.
Eskiden bir deyim vardı: "Seçim sathı maili"
yani seçim eğik zemini. Politikada bir kez ora-
ya girildi mi, aracı geri vitese takıp kıçın kıçın yo-
kuş yukarı çıkarmak, olanaksız denebilecek ka-
dar güçtür.
Olaylar ve hesaplar bizi o eğime doğru itiyor.
Peki buna IMF ne diyor?
Neyse, şimdi düyun-u umumiyeyi kanştırma-
yalım işe.
Karagumruk saldırısı
Çakıcı hastaneden
DGM'ye götürüldü
tstanbul Haber Servisi
- Kartal Özel Tip Ceza-
evi'nde tutuklu bulunan
mafya lideri Alaattin Ça-
kıcı, dün aniden rahatsız-
lanarak hastaneye kaldı-
nldı. Kartal Eğitim ve
Araştırma Hastanesi ne
sıkı güvenlik önlemi al-
tında getirilen Çakıcı'nın
kann ağnsı. bulantı ve
kusma şikâyetleri bulun-
duğu bildirildi. Çakı-
c ı ' n ı n , önce Genel Cer-
rahı PoIîkIîniğThd<r
- lilleri yapıldı. Burada 20
I dakika kalan Çakıcı'nın,
i daha sonra röntgenı çe-
""Çakıcı, rasmnüsıra-
lannda hastaneden aynl-
dı. Hastanedeki muaye-
IMJSl SirdSHKİa büMll 1I1CU-
"sûplannın saghk duru-
belirterek ameliyatın şu
anda söz konusu olmadı-
ğını bildirdi. Çakıcı'nın
eski eşi Gönül Çakıcı da,
Alaattin Çakıcfnın duru-
munu öğrenmek için
hastaneye geldi.
Çakıcı, Kartal Eğitim
ve Araştırma Hastane-
si'ndeki muayenesinin
ardından Istanbul
DGM'ye getirildi. Has-
taneden aynldıktan son-
ra sürpriz bir şekilde Av-
p k yonelen^
Alaattin Çakıcı'yı taşı-
yan zırhlı araç ve berabe-
rindeki konvoy, saat
12.05'te Istanbul
DGM'ye ulaştı. Çakıcı,
26 Mart 2000 tarıhinde
15 kişinin yaralanmasıy-
aguni"
""înuyla ilgili sorulannı
yanıtsız bırakan Çakıcı,
di.
Hastane* Başhekimi
rOpt. Dr. Necmi Kurt,
kontrollerde bağırsak 0-
kanıklığının açılmış ol-
duğunun görüldüğünü
ruK. ^poîTtulubu Lokai—
li'ne yönelik silahlı saldl-^
nyla ilgili olarak 1 saat
: sorguiandı.
Sorgulamanın ardın-
dan Çakıcı, tutuklanma-
sı istemiyle Nöbetçi Is-
tanbul 6 Noiu DGM Ye-
dek Hâkimliği'ne sevk
edıldı.
Ağca'nın 1996'da yazdığı 'Benim Gerçeğim' kitabı, Oral Çelik'in ifadesini yalanlıyor
'Abdullah Çath bennn şefimdfHaber Merkezi - Terörist Mehmet
AB Ağca, Italyanca olarak yazdığı. 16
Aralık 1996'da basına tanıtılarak pi-
yasaya sürülen 'Benim Gerçeğim' (La
mia verida) adlı kitabında Abdullah
Çatlı'nın şefı olduğunu açıklamıştı.
Çatlı'nın kendisine 'Faruk Özgün'
isimli sahte pasaport düzenleyerek
yurtdışuıa kaçmasını sağladığıru be-
lirten Ağca, 1981' in Ocak ayında Çat-
h, Oral Çetik ve Mehmet Şener'le Vi-
yana'da buluştuklannı da anlatıyor.
Ağca'nın kitabı böylece önceki gün
"Bizarkadaş değödik"' dıyen Oral Çe-
lik'i de yalanlıyor.
Ağca, Italyan gazeteci Anna Maria
Türi'nin yayına hazırladığı 190 say-
Hukukçularm yorumu
'Konuşması
iilküciilenn
eylemlerine
işıktutar'
tstanbul Haber Servisi - tpekçi
ailesinin avukatı Turgut Kazan,
Ağca'nın 10 yıl daha hapis yataca-
ğını bilmesinin konuşması açısın-
dan çok önemli olduğunu söyledi.
Hukukçular, Ağca'nın bildiklerini
anlatması koşuluyla pişmanhk ya-
sası kapsamma alınabileceğini be-
lirttiler. Ağca'nın konuşması ha-
linde ise Abdi tpekçi cınayetinin
yani sıra Papa suikastının arkasın-
daki güç odakları da açığa çıkacak.
Bugüne dek hangi güçlerin tetik-
çisi olduğunu açıklamayan Ağ-
ca'nın bugün olmasa bile önümüz-
deki yıllarda bu güçleri açıklama
olasılığı bulunduğuna dıkkat çeki-
lerek yeni bir kaçırılma olayının
önlenmesi, can güvenliğinin sağ-
lanmasımn yaşamsal önem taşıdı-
ğı belirtildi.
Bu yöndeki görüşlerini birçok
kez dile getirdiğini anlatan Ipekçi
ailesinin avukatı Turgut Kazan,
açıklamalannda şu noktanın altını
çizdi: "Ağca'nmkonuşmasınısağla-
mak için yaklaşık 10 yıl daha hapis
yatacağuu bilmesi çok önemlidir.
Bunu büirse belki 'madcm o kadar
daha hapis yatacağım, her şeyi an-
latayım" diyebilir." dedi.
Konuşursa ne olur?
Bilgi Üniversıtesi öğretım üyesi
Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, Ağ-
ca'nın bildiklerini anlatması halin-
de yeniden düzenlenecek bir piş-
manhk yasasıyla serbest kalabile-
ceğini belirtti. Konuşması karşılı-
ğında Ağca'ya özgürlüğünü getire-
cek formüller bulunacağını anla-
tan Prof. Alacakaptan. "İsterlerse
af bile çıkanrlar" dedi.
Ağca'nın konuşması durumun-
da, Ipekçi cinayeti ile birlikte, 12
Eylül 1980 öncesi işlenen aydın ci-
nayetlerinin hangi merkezler tara-
findan yönlendirildiği ve bunlann
taşeron olarak kimleri kullandıkla-
n, MHP ve ülkücülerin tpekçi ci-
nayetındekı rolleri açığa çıkacak.
Çatlı'nın olayla ilişkisinin. dev-
let ilintili Susurluk çetesi nedeniy-
le mi "reJsHk" yaptığı, ülkücü ke-
simin yönlendirmesi nedeniyle mi
olduğu aydınlanacak. Ağca'yı ce-
zaevinden kaçıran, Türkiye'de sak-
layan ve yurtdışuıa kaçıranlar be-
lirlenecek. D^ha önemlisi Papa su-
ikastının arkasındaki uluslararası
terör odaklan açığa çıkacak. Bu
merkezlerin Türkiye'deki işbirlik-
çileri gün yüzüne çıkacak.
falık kitapta, bilinenleri de anlatarak
kendisini mağdur olarak göstermeye
çalışıyor. Kitabında, cezaevinden sa-
dece bir askerin yardımıyla (!) elini
kolunu sallayarak kaçırılışını anlatan
Ağca, kaçınldıktan sonra Ankarada
bir profesör ile o dönemde 'Milletve-
kili Evleri' denen bir mahallede eski
başbakanlardan FeritMelen'in evine
çok yakın bir evde gizlendiğini belir-
tiyor. Daha sonra yurtdışına çıkanlı-
yor. Kaçmasına yine "teşkilat''tan bi-
ri yardım ediyor:
"Edirne'ye gfttim. Burada Himm-
ler'in Idtaplannı okuvan. Alman Na-
zizmine ve Hitler'e hayran egzantrik
bir adam olan 'Nazf Mehmet aracı-
üğıvla Bulgaristan'a geçtim. Bir süre
burada kaiıp vakit geçirdim. Nîhayet
Türkiye'den talimat geldi. Talimat
uyannca Türldye-Bulgaristan arasın-
da kaçakçıhk yapan Ömer Mersan'la
kendimi Metın' olarak tanıtarak Vi-
toşa Oteli'nde buluştum. Mersan be-
ni tsviçre'>r
e göndermeye karar verdL
Ama bunun için bir süre daha Bulga-
ristan'da kalnıam gerekiyordu. Kala-
bilmem için de bazı belgelere ihtiyaç
vardı. Mersan, Seni Isviçre'ye he-
men gönderemeyeceğiz, belki 1-2 yıl
burada kalman bile gerekebilir' di-
yvrdu. Aradan epeyzaman geçtiği hal-
de bu belgeleri getiremedi. Bir Hint
pasaportu yaptırnuşb. Bunu verdi ve
'Burada daha fazla kalman tehlikeli.
Bir an önce Bulgaristan'ı terk et' de-
dL Mersan'ın dediğini yaptun ve bir
Bulgar gümrükçünün yardımıyla sı-
nırdan Tûrkiye'ye geçtim™"
tpekçi'nin katili Ağca, 7 TtP'liyi öl-
düren faşist katil Çatlı'yla sınıra yakın
bir yerde buluştuğunu, sahte pasapor-
tu aldığını ve buluş.maya Çeşme Op-
erasyonu' adını verdiklerini anlatıyor.
Ağca bu pasaportla Belgrad'a, ora-
dan trenle Paris'e geçtiğini, bir süre
dolaştıktan sonra da Isviçre'nin baş-
kenti Zürih'e gittiğini anlatıyor.
"Avrupa'da eüni kolunu sallayarak
oradan oraya gezen Ağca, bu parayı
nereden buluyor? SürekU pasaport
değiştiren Ağca'ya bu pasaportlan
ldmler temin edijor? Papa suikastın-
da kullandığı süahlan kim ya da kim-
lerverdi?" Işte tüm bu sorulara kitap-
ta tatmin edici açıklamalar bulmak
zor. Bilinenleri anlatan Ağca, olayla-
rı anlatırken karanlık noktalar bırakı-
yor, bazı şeyleri yuvarlayarak geçiş-
tiriyor. Ama yukandaki sorulann ya~
nıtı, onun uluslararası büyük bir örgü-
tün elemanı olduğunun kanıtı gibi...
Çelik, Şener ve Çatlı'yla buluş-
masını "yaşam kavgası veren dört
kafadar" olarak yorumlayan Ağca,
Çath için "şef, Şener için "tiUd", Çe-
lik için ise "Cartos" lakaplannı kul-
lanıyor.
tĞNELÎ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
mmmsomıtil
Ağca araştırması
Le Monde'dan üç
suikast senaryosu
Ekonomi Servisi - Meh-
met Ali Ağca'nın ani bir ka-
rarla Tûrkiye'ye iade edil-
mesi, 19 yıl öncesinin dos-
yalarım da yeniden günde-
me getirdi. Fransa'dayayun-
lanan Le Monde gazetesi su-
ikastın arka planında eski
adıyla Sovyetler Birligi'nin,
KGB'nin ve Bulgarlann ol-
duğunu ileri sürdü. "Türk
terörist tek başına mı hare-
ket etti? Yoksa Türkiye'de
Hıristiyanlığa ve Batı'ya kar-
şı dûşmanuk besleyen faşit
hareketin ve bozkurtlann
hesabına mı tetiği çekti? Ya
da KatoUk Kilisesi'nin Po-
lonya asüh liderini düşman-
lan olarak sayan KGB ve
Sovyetler Birligi'nin hesabı-
na mı çauşb" sorulanna ya-
nıt aranan makalede 3. var-
sayımın daha kuvvetli oldu-
ğuna dıkkat çekildı.
Papa Jean Paul 2'run Uk-
rayna'daki Katoliklere ver-
dığı desteği ileri süren Rus-
lann, kendisini, "kurnazve
tehlikeli ideoiojik düşman"
olarak tanımladıklan ve he-
defseçtikleri belirtildi.
"Suikasün KGB tarafin-
dan planlandığı. ikinci aşa-
mada Bulgarlann yer aldıgı
ve Ağca'ya Roma sokakla-
nnda rehbeıiik \ aptıklan ve
kaçmasınayardım ettikJeri"
ileri sürülen yazıda Ağ-
ca'nm hapse mahkûm edil-
meden önceki sorgulamala- ı
nnda çelişküi ifadeler ver-
diği anımsatıldı. Ağca'nın
önce suikastta silah ve
uyuşturucu kaçakçılığı ile
uğraşan Türk mafyasının |
parmağı olduğunu söyledi-
ği, ardından ifade değiştıre-
rek Roma'da yaşayan Bul-
garlann kendisini yönlcn-
dirdikleri şeklindeki açıkla-
malan yeniden gündeme
getirildi. ttalyan yargıç ı
Martella'nın 30 ay süren
araştırmanın ardından ha- ,
zırladığı 1200 sayfalık ra- t
porda, olayda Bulgar par-
mağı olduğunu doğrulayan
açıklamalar bulunuyor.
Makalede aynca ClA'nın
da devTeye girerek ortalığı
bulandırdığı iddiası yapıldı.
TGC Başkanı Nail Güreli ifade için yasal düzenleme yapılmasını istedi
^Konuşturacak sistem
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGÇ)
Başkanı Nail Güreli, en azından Abdi
tpekçicinayetindeki sırperdesinin ara-
lanması için ülkücü terörist Mehmet
Ali Ağca'nın konuşmasını sağlayacak
sistemin kurulmasını istedi. Ankara
Barosu Başkanı HakkıSuhaOkay, ola-
yın çözümlenmesınin Ağca'nın "lûtnı-
na" kaldığını kaydederek suç failleri-
ne ilişkin bılgi aktarabileceğine ve bil-
gilerin delıllendirilmesiyle diğer faille-
rin yargı lanma yolunun açılacağına
dikkat çekti. Adalet Komisyonu üyele-
rinden DSP'liAHArabacı,Ağca'nın
konuşması durumunda Türkiye de-
mokrasisıne yardımcı olacağını belir-
terek "Türkiye de kendisini çetecilik
olaylanndan kurtarmakzorunda. Tür-
kiye bu ayıplaria yaşamamah" dedi.
MHP'lıler Ağca ile ilgili değerlen-
dirme yapmaktan kaçındılar. MHP
Grup Başkanvekili Omertzgi, gerçek-
lerin ortaya çıkmasını istediklerini be-
lirterek "Böylece MHP'ye atüan ça-
murlar da ortaya çıkacaktır" dedi.
TGC Başkanı Güreli, cemiyet olarak
baştan beri olayın takipçisi olduklan-
nı kaydederek cinayetin mutlaka ay-
dınlığa ka\nışturulması gerektiğini
söyledi. Yasal boşluklara sığınılmama-
sı gerektiğini belirten Güreli sözlerini
şöyle sürdürdü: "Başbakan "Ağca'nın
getirilişi suikast üzerindeki sır perde-
sini aralarsa diğer karanlıktaki olayla-
nn da aydınlanmasına neden olur' de-
di. Sır perdesinin aydınlanması söz ko-
nusu olabilir. Adalet Bakanı tanıkhkya-
pabileceğini sö>ledL Bunun arkasınasi-
yasal iradeyi de koyduğunuzda İpekçi
cinayetiyeniden yargrya intikal edebüir.
Siyasal iradeniz varsa, bu tetikçinin ar-
kasındaki güçlerin aydınhğa kavuşma-
sına niyetinizvarsa,cesaretinizvarsaya-
sal yoÜan açın. Konuşursa sır perdesi
araİanacak. Önemli olan onun konuş-
masını sağlayacak sistemi kurmaknr."
Güreli. Ipekçi suıkastına ilişkin da-
vanın sürdüğü dönemde Yalçın Öz-
bey'in olayla ilgili ifade bantlanm
İran'a kacıran Timur Selcuk
tAğca neyaparbümiyorum'
tstanbul HaberServisi-Cezaevin-
den kaçan Ağca için sahte pasaport
hazırlayan ve İran'a geçişini sağla-
yan dönemin ülkücüsü, geçen döne-
min DYP Iğdır O Başkanı ve günü-
müzün işadamı Timur Selçuk, kaçış-
la ilgili olarak hüküm giydiğini ve
1980-83 yıllan arasmda cezaevinde
yattığını söyledi. Selçuk, "CMaylaa-
giH her şe>i anlattun. Kendimle ügüi
karannkta kalan en küçük bir nokta
dahi yok" diye konuştu.
Selçuk, Ağca'ya "Vataıuna hoş
geldin diyorum" diye seslendi. Bu
aşamadan sonra devletin yargı or-
ganlannın gerekeni yapacağını, yar-
gıya intikal etmiş bir dava hakkında
konuşmayı doğru bulmadığını belir-
ten Selçuk şöyle konuştu:
"Ağca ile 20 yıldır görüşmedik.
Bundansonraneyapacağı, nekr söy-
leyeceği. kendisine nasd bir gelecek
çjzeceği konusunda hiçbir tahminim
yok. Bu konuda bir tahminde bulu-
nacağını söyleyenlerin de doğruya
söyledikkrini düşönmüyorum. Ha-
pbte cezasmı çeken sağa. solcu, şeri-
atçu PKK'li kim olursa olsun, cezaa-
nı çekükten sonra toplumun ve dev-
letin bu insanlara kucak açmasuşans
tammasi.waimciolmasilazim.Her-
kes üzerüıe dûşeni yapmaü."
MlT'in, imha edildiği gerekçesiyle
göndermediğini anımsattı.
Ankara Barosu Başkanı Okay, Ağ-
ca'nın tanık olarak vereceği ifadeler
doğrultusunda başka faillerin yeniden
yargılanabileceğine dikkat çekti.
Okay, "Çelik'leÇath'yla,de\letiçin-
deki çetelerle ilgili inandıncı açıklama-
da bulunursa, bunun yan deülkri top-
lanabilir. Örneğin Oral Çenk yeniden
yargdamr. Devletin arşKindeki bilgiler
ortaja konulsan dı Çelik zaten mahkûm
olurdu" diye konuştu.
A\ııkat Şenal Sanhan, Ağca'nın ia-
desini hükümetin özel bir çabası ola-
rak görmediğini kaydederek "Öyleyo-
nımlanmaya çahsıyor, ama irademiz
dışmda ttahan hükümetinin kendi hu-
kuki tasarrufları içinde ortaya çıkan
bir sonuç. Hukuksal planda hesaplaş-
ma çahşmasma katkı sunması için her
şeyi zorlamak gerekiyor" dedi.
Adalet Komisyonu üyelerinden
DSP'li Ali Arabacı, yapıhnası gere-
kenlerin yasada gösterildiğini, bu ne-
denle farklı bir hukuki uygulamanın
mümkün olmadığını kaydetti.
Eski CHP Genel Sekreteri ve PM
üyesi Ertuğrul Günay, ülkücü terörist
Mehmet Ali Ağca'nın geçmişe dönük
bir açıklama yapmasının beklenilme-
mesi gerektiğini belirtti.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
TürkTicaret Bankası çalışanlannın
bir sendikaları var. Bu sendikanın
Genel Başkanı Alptekin Sağlan-
mak, aynı zamanda bankanın Ba-
kırköy şube müdürüydü. Toplusöz-
leşme görüşmeleri sürerken Sağlan-
mak, banka yönetim kurulu tarafın-
Tİan işindenkcjvuldu. Yanf batıka ça-
lışanı olmaktan çıkanldı. Tam toplu-
sözleşme görüşmeleri yapılırken
sendikanın genel başkanını işten at-
mak ne anlama gelir?
Şu anlama gelir Eğer dayattıgımız
koşullan kabul etmezseniz hepinizi
işten atarız. Toplusözleşme 5 Mayıs
_2000'de başlamıştL Sendika çalı-
—şanlan, kazanılmış haklarıni i s t e k
Ticaret Bankası'ndaki Kıyım
Bir başka yapmak istedikleri deği-
şiklik ise işten atmada sendikanın
söz ve karar sahibi olmasının kaldı-
ntmasıydf. Her iki konu da çalışanla-
nn çok eskiye dayanan kazanılmış
haklanydı. Bu iki değişıkliğin yapıl-
mak istenmesinin nedeni de belliy-
di. Banka yönetimi Türk Ticaret Ban-
kası'nın birçok şubesini kapatmak
ve çalışanlarını işten atmak istiyordu.
Bunu yaparken de sendika engelinin
ortadan kaldırılması gerekiyoLdu.
işinden neden kovuL.
işten atılması girişimine karşı onlann
yanında yer almaktı.
Banka yönetimi, dayattıklan yeni
koşullan kabırt etmemesi hafindeay-
nı zamanda banka çalışanı olan sen-
dika yöneticilerini uzun zamandır iş-
ten atmakla tehdit ediyordu. llk ola-
rak Sağlanmak't görevden alarak di-
ğer sendika yöneticilerine de gözda-
ğı verılmiş oluyordu.
Türkiye'nin en eski ve köklü ban-
kalarından Türk Ticaret Bankası
Thşınriafazlahirtaleptertehutunma- du? Başansız bir banka müdürü
mıştı. Ama banka yönetim kurulu-
nun istekleri vardı. Toplusözleşmeye
yeni maddeler koydurmak istiyordu:
Bunlardan birisi banka müdürierinin
bundan böyle sendika üyesi olma-
masıydı. Böylece banka çalışanlan
müdürün desteğinden yoksun kala-
caklardı.
müydü? Tabii ki değildi. Bakırköy şu-
besı, kârlılıkta, 270 şubeli Türk-
bank'ta nisan sonu itibanyla3. sıra-
daydı.
Sağlanmak'ın suçu, çalışanlann
hakkını savunmaktı. Halen kâr eden
bankanın IMF istediği için küçültül-
mesine karşı çıkmaktı. Çalışanlann
ımın snrftdir bir kriz yaşıyor. Bu kri-
zirrnedeni çalışanlar değil. Tam ter-
sine onlar yıllardır özverili bir çabay-
laönemli birbirikim oluşturmuşlardı.
Biı birikimle kendi sosyal güvenlik-
lerini, emekli maaşlannı sağlıyorlar-
dı. Türk Ticaret Bankası'nın yüzde
85 hissesi de 1997 yılına kadar ban-
ka çalışanlanna aitti.
TürkTicaret Bankası iyi yönetilme-
diği gerekçesiyle banka yönetimi
1994 yılında Hazine tarafından dene-
tim altına alınmıştı. Olanlar da bun-
dan sonra oldu. Hazine denetimin-
deki TürkTicaret Bankası'ndan, Erol
Evcil gibi şaibeli isimlere yasal ol-
mayan yollardan krediler verdirilerek
bankanın içi boşaltıldı. Sonra banka
çalışanlannın yüzde 85'lik hisseleri-
ne el konuldu ve banka Hazine'ye
geçirildi. Banka şu anda yine kâr edi-
yor. Ancak, bankanın soyulup ban-
ka çalışanlannın elinden çıkarılması-
na neden olanlar, şimdi de çalışan-
ödenmesi de tehlikeye girecek. Ça-
lışanlann emekleri ve terteriyle yarat-
tıklan bir birikim ellerinden çıktığı gi-
bi şimdi de aşın yoksulluğa mahkûm
edilecekler.
Aytekin Sağlanmak ve arkadaşla-
n ışte bu adaletsizliğe karşı koyabil-
mek için banka çaiışanTanylaİDirlikte^
haklannı korumaya çalışıyorlardı.
Karşılığını genel başkanlannın işten
kovulmasıyla aldılar.
••• '
Türk Ticaret Bankası'nda olanlarr
aslında çeteleşmenin bankalar üze^J
rindeki yıkıcılığının en somut göster-
96lerinden birist. TürkT4caF©t Banka-
sı'na dikkat edm. Ofada
lan işten atarak bankayı yok etmek
istiyorlan
Şu anclaTOfkTlcsHBf Baf*âsfntn
4 bin çalışanı ve 7 bin emeklisi var. 4
bin çalışandan kesilen paralarla7 bin
emekli ye ailesinin emeklilik maaşla-
n ödeniyor. Bir toplu işten çıkarma
halinde emeklilerin maaşlannın
Süm insanın emeğir
birikimi bir çırpı—
da silinip yok edilmek isteniyor. Ban-
kalan çetelere soydurup sonra d a _
bunun faturasını çalışanlara çıkar-
rrak, yalnız haksızlık değil, aynı za-
rranda bir zulüm haline dönüşüyor.
Türk Ticaret Bankast'nı iztemeyı^
ctevam edeceğiz. Sizlere de öneri-
yaruz.