Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
• Genel
Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç
Yayın Koordinatörir Hikmet
Çetinkaya # Yazıışlen Mudürü tbra-
nim Yddız • Sonımlu Mudur Fik-
ret llkiz • Haber Merkezı Müdürii:
HakanKara
lstıhbaral Cengiz Yüdınm # Ekonomı Özlem
Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yficelman 9 Makaleler Sami
Kımören O Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yayın Kurulu Ilhan Selçak
(Başkan). Orhan Erinç,
Hikmet Çetinka>a, Şükran
Soner, tbrahim V ıldız, Orhan
BnrsaİL, Mnstafa Balbay,
HakanKara.
Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay Ataturic Bulvan N c
125,Kat 4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks
4195027 • lzmır Temsücısı. Serdar Kıak, H. Zıya BK
1352 S 2/3 Tel 4411220. Faks 4419117 •AdanaTemsılcısı
ÇetiH Ytğenoğln, tnönü Cd 119 S No:l Kat.l. Tel: 363
12 11, Faks 363 12 15
Müessese Mıidürü Üstûn
Akmen # Koordmatör
Ahmet Korulsan •
Muhasebe. Büleot Yener
• tdare Hnseyia Gürer
• Satış FazilelKuza
MED\A C: • Yonctım Kurulu
Ba^kam - Genel Mudur Gnlbta
Erduran # Koordınator Reha
Işitmaıı # Genel MüdurYardımcı;»!
SodıÇobtuı Tel 514 07 53 -
51395S0-513S46O-6I.Faks 5138463
Vı>ım!ı>ıo ve Basın: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
Türkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0/212)51205 05 (20 hal)
Faks (0.212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 16 HAZÎRAN 2000 lmsak:3.22 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 tkindi: 17.10 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.38
Aşm sıcak,
ardmdan yağış
• Haber Merkezi-
Türkiye, hafta sonuna
kadar sıcak, hafta
sonunda ise serin ve
yağışlı havanın etkisi
altına girecek. Devlet
Meteoroloji Işleri Genel
Müdürlüğü yetkilileri,
bugün Ege ve Akdeniz
bölgelen başta olmak
üzere bütün bölgelerde
hava sıcaklığının biraz
daha artacağını açıkladı.
Hafta sonunda ise sıcak
hava yerini serin ve
yağışlı havaya bırakacak.
Yann Trakya, Iç Ege,
Göller bölgesi, Batı-Orta
Karademz, tç
Anadolu'nun batısı
sağanak ve gök gürültülü
sağanak yağışlı olacak.
18 Hazıran Pazar günü
yağışlı hava doğuya
hareket edecek.
Marmara'nın doğusu,
Karadeniz, Iç
Anadolu'nun kuzey ve
doğusu, Doğu Akdeniz,
Doğu Anadolu'nun
kuzey ve batısı, sağanak
ve gök gürültülü sağanak
yağışlı geçecek.
ıstanDuı
şarkılan
• Istanbul Haber Servfai-
Türk sanat müziğine çok
sayıda eser kazandırmış
Ermeni asıllı ünlü
besteciler udi Hırant'ın,
kemani Tatyos
Efendi'nin besteleri
orijinal sözleriyle
"Ermeni Müziğinden
Seçme Şarkılar" adlı
albümde toplandı.
Amerika'da yaşayan
Ermeni müzisyen
Richard Hagopian'ın udu
ve sesiyle sevilen
tstanbul şarkılanndan bir
seçki sunduğu albüm,
Türkiye'de ARS
lisansıyla Yeni Dünya
Müzik şirketi tarafından
yayımlandı.
Hotmail'm kötü
sürprfzi
• ANKARA (AA)-
Microsoft'un elektronik
mektup servisi Hotmail,
teknik anzadan dolayı
bazı kullarucılann
hesaplanna, kişisel
dosyalanna ve adres
defterlenne ulaşmasuıa
izin vermiyor. Geçen
hafta meydana gelen
anza sonucu birçok
Hotmail kullaıııcısı
sisteme gıremedi.
Son 24 saat içerisinde
sisteme giren kullanıcılar
ise kötü bir sürprizle
karşılaştılar: Hesap
sahiplerinin kişisel
dosyalan ve adres
defterleri sılindi.
Microsoft ise kayıp
ya da silinen bilgilerin
kurtanhnası için
çahşıldığını açıkladı.
Koreograf Sait Sökmen, zarafeti ve güzelliği temsil etmek için yaşamın her alanında seçici olmak gerektiğini söylüyor
'GüzelKk,giic ve zekâ ister'
tlkyartşmayı
Cumhuriyet
düzenlemişti
Türkiye'nin ilk gü-
zellik yanşmasını,
Cumhuriyet'in 5. yı-
lında Cumhuriyet ga-
zetesi düzenlemişti. O
tanhte Atatürk'ün is-
teğiyle başlatılan gü-
zellik yarışmalanyla
yeni Türkıye, Türk ka-
dınının değışen çehre-
leriyle tanıtılmak iste-
niyordu.Yanşmanın
şartlan ise şöyle sıra-
lanıyordu:
- Yalnız yüz güzelli-
ği müsabakası değil-
dir. Endam tenasübü
deşarttır.
- Yanşmaya her na-
muslu Türk kızı işti-
rak edebilir. Irk, din ve
mezhep farkı aranmaz.
- Bar kadınları işti-
rak edemezler.
- Isim ve hüviyetle-
nnin neşrini isteme-
yenler müstear bir isim
intihap etmehdirler.
-Beğenilecekl5re-
sim sahibi arasında teş-
kil edeceğimiz bir ha-
kem heyeti tarafindan
innhap yapılacaknr Bu
heyet edipler, muharrir-
ler, heykeftıraşlar, ti-
yatro sanatkârlan, mu-
sikişinaslar, cemiyeti
belediye ve meclisi
umumi azalan arasın-
dan seçilmiş zevattan
müteşekkil olacaktır.
Günümüzde ise öze!
televizyonlann devre-
ye ginnesiyle güzellik
yanşması enflasyonu
yaşanır oldu. Kamu-
oyunda, bu yılm güze-
li de kım; şu kanalın-
ki mi, bu kanalmkı mi
şeklinde tartışmalar
başladı. Fakat şov dün-
yasının otoriteleri, gü-
zellik yanşrnalanna ka-
tıldığı için pişrnan olan
genç kız görmedıkleri-
ni söylüyor. Cünkü bir
kere bu yanşmalara ka-
tılan kızlar, mankenlik
ve modelliğin dışında,
oyunculuk, sunuculuk
gibi yüksek gelır geti-
ren işler yapmak için
fırsat elde ediyorlar,
yollan açılıyor. Tabii,
"sonradan kendileriıü
zor durumda bıraka-
cak yanlışlar" yap-
madıklan sürece...
'Dernek
kurulmah'
Kanal D güzellik
yanşması üçüncüsû
Cansu Dere, 20 yaşın-
da. 1Ü Arkeoloji Bö-
lümü öğrencisi olan
Dere, yurtdışında
mankenliğe meslek
olarak bakıldığını söy-
leyerek Türkiye'de
mesleğin derneğinin
bile olmamasından
yakınıyor. Mesleğin
bir kuruluşunun ol-
ması gerektiğini an-
latan Dere, yakında
meslek kartının çıka-
cağmı belirtıyor. De-
re, mesleğini şöyle an-
latıyor:
*San*bğı kadar ko-
lay değfl, müzik kuia-
ğınız olmah. Müziğm
ritmini alamazsak
müziğe ayak uydura-
mayız, eibiseyi de ko-
reogransneuygunsu-
namayız. 9 saat süre-
cek bir prova için sa-
bırgereklL''
• Güzellik yanşmalannın
söylendiği kadar bencil bir
seçim değil, toplumsal bir seçim
olduğunu savunan Sait Sökmen,
gençlere, kötü yaşam tarzının,
vücudu yıpratmanın ne denli
aptalca olduğunu anlatmaya
çalıştığını söylüyor.
SİBELKIZlLIŞlk
Sah Sökmen, bale okulu mezunu, 20
yıldır koreograf.
Koreografinin, vücuda hareket, güzel-
lik, çizgı, sanat getırmek, anlamına gel-
diğini söyleyen Sökmen, "Benim işim, gü-
zeDe. güzeUikle uğraşmak. Güzelliğin dı-
şında pek bir şey okumadım. Bale okulu
mezunu olduğum için yaşantundaJd her
şey 'güzel' ve "güç" üzerine kuruhı" di-
yor.
-GüzeffikNedir?
Hastaysan, güçsüzsen, güzel olamaz-
sın. Neden? tnsanlann anatomisi hay-
vanlara oranla dıktir, yuvarlak dünyanm
çekimine karşı durabilmek, zekâ ve güç
istiyor.
- Yani güzellik yanşmalannda kıziara
yürüyüş öğretirken o meşhur sopaıuzla
bacaklanna \nrmanızın nedenL..
Zarafeti öğretirken bacaklanna vuru-
yorum; bak, bak! Güç burada, diye. Da-
ha çok enerji üretebilmeleri gerekiyor. üı-
san, çok güzel bir varlık. Once kendine
iyi davranması gerek. Sosyal yaşamda
manken, oyuncu, zarafetin sımgesi ol-
muştur. Onlar, zarafetin, güzelliğin bir ör-
neği oluyor ve diğerlen o örneğe ulaşmak
için yollar anyor.
- Güzettığe nasd ulaşıhr?
Önce güçlü, sağlıklı ve mutlu olacak-
sın. Hani bazılannın hastalıklı olmaya
tutkusu vardır. Bunlan insan kendi icat
ediyor; sonra kendisi de rahatsız oluyor.
Güzelliğe ulaşmanın en kısa yolu, vücu-
Look
eideki gâzeDOc yan^nabırmdan birisi de 26 Haziran'da yapılacak olan EBte Model
ürkey 2000 yanşmasL Yanşmaya kaülacak olan 20 genç kız geçtiğjmiz gûnlerde Swis-
sotel'de basma tanıükh. Yanşmanm birincisinin İsviçre'de yapılacak EKte Model Look Inter-
naüonal'de Tüıidye'yi temsil edeceği bildirildL Ajans sahibi Gaye Sökmen ile koreograf Sa-
it Sökmen, gençlere "gurur duyarak söyleyebileceğiniz işler yapm" öğüdünde bulunuyor.
da daha iyi bakmak, kendini daha iyi his-
setmeye çalışmak, yiyecekleri seçmek,
spor yapmak, dans etmek. Yani her şe-
yinizi seçeceksinız, arkadaşlannıza ka-
dar. Tek bir zaafla kahnamak gerek. Kar-
şmdakini seveceksın, kendine bakmaya-
nı uyaracaksın. Vücudunu oraya buraya
vurdurmayacaksın; fiziksel ve psikolo-
jik anlamda. Yanşmalarda gençlere, kö-
tü yaşam tarzının, vücudu yıpratmanın ne
denli aptalca olduğunu anlatmaya çalı-
şıyorum.
- Güzeüîk yanşmalannı nasıl değer-
Jendirrvorsunuz?
Olumlu, objektif, mantıkh, denetleyi-
ci buluyorum. tnsanın yapısı seçici de-
ğil midir? Aynca güzellik yanşmalan
söylendiği kadar bencil bir seçim de de-
ğil, toplumsal bir seçim bu. Senede üç beş
kere, kendi jenerasyonunun nasıl geliş-
tiğine bakıyorsun. Yanşmalara 60 milyon-
dan 1000 kışi katılıyor.
Sağhkh bir seçim
Param olsa, bu yanşmalan daha gör-
kemli yapardnn; Türkiye'yi kuzey, gü-
ney, doğu. batı, orta diye beş bölgeye
ayınr, her birinde ayn ayn güzellik ya-
nşmalan yapar, sonra da her bölgenin
birincisini yanştınrdım. Böylece daha
sağlıklı bir seçim olurdu. Aileler topla-
mp çocuklannm pasıl geliştiklerine bak-
mazlar mı? Biz de keşke gençlerimizi
daha geniş bir yelpazede görebilseydik.
Bu yanşmalar aynı zamanda kutlama ol-
duğu için zevklı. Aynca bu yanşmalara
katılanlar gerçekten maddi açıdan kaza-
nıyorlar.
Gaye Sökmen Ajansı'nın sahibi ve Sa-
it Sökmen'in eşi Gaye Sökmen de pod-
yumlan, kamera önünü düşleyen genç-
lere, "Yapnğınız tüm işleri gurur duya-
rak herkese söyleyebiİmeüsiniz. Şimdi
yapnğuuz işler. ileride iş yaşannıuzın, ço-
culdannızın önüne engel oluşturmasın"
öğüdünü veriyor.
Sökmen'in ajansındaki modeller, iç
çamaşın, transparan giymiyor.
BEKLEYEN DERVIŞ...
e-posta: tan @ prizma. net tr
ISHazintn Babalar Günü
SÖYLEŞİ ATTİLÂ ILHAN
Maskesi Aşağıya!
www.sarar.com.tr
Batı Avrupa, 'Ortaçağ'\ karanlık saydığından,
'Modernizm'e (Rasyonalizm) 'Aydınlanma'
demişti; iyi de, niye karanlıktı Ortaçağ? Çünkü bi-
rey'i, toplum'u ve doğa'yı (tabiat'ı); akla uygun, dü-
şünüp açıklayamıyor; bu yüzden de, bâtıl itikatlar,
din ve mezhep istibdâdı, ırkçılık ve talan egemen-
liği attında, debeleniyordu; 'Modemizm' insanı,
cinden periden, büyüden efsûndan, -hertürlü bâ-
tıl itikattan- kurtarmakla kalmıyor; 'müsbet ///mter'in
açtığı kapılardan evrenin, dünyanın ve insanın;
'makûl', kabul edilebilir açıklamasına çıkarıyordu.
Peki, 'Modemizm'i aşan (!) 'Post/Modemirm'in
(Modernizm/Sonrasrnın), önerisi nedir? O kitap-
ta, o kalem, acaba bu konuda ne diyor?
"...globalleşme çağında, her türtü nitel ölçütün
safdışı edilip; bütün niteliklenn eşdeğerii kılınma-
sıyla, uyumlu; ancak bireyın, davranış ve tutumu
üzerine odaklanmak yerine; bir yandan tarih fel-
sefesi, diğer yandan da somut durumlara ilişkin
çözüm modelleri üretebilecek, birsiyasal doktrin
edası taşıyan bir 'söylem' de genellik kazanır..."
"...bu söylemin anahtar kavramı 'kültür', bu-
na bağlı olarak da 'medeniyetler', 'dinter', 'et-
no/kültürel' çerçeve ve birimler: ön plana çı-
karttığı ise, 'çoğulculuk', 'çok sesliliktir bü-
tün kültürler 'eşdeğerii', dolayısıyla eşit dere-
cede saygıdeğer, yaşama hakkına sahip ve
korunmaya lâyıktır. Bu durumda her türiü ınanç,
yeme içme, ibâdet etme, çocuk yetiştirme, hak
dağıtma vb. biçimi; kendisini yaşayan, uygulayan
insanlann dışında, kimsenin lâf ve müdâhale ede-
meyeceği 'dokunulmazlıklar' konumuna getiril-
miş olmaktadır kı; bizdeki Islâmcılar'ın çok/hu-
kukluluk; liberaller'in de 'sivil toplum' kavramlan
çerçevesınde dıle getirdikleri; ve bu ikı takımın, bir-
likte, inancınagöre 'yaşamaközgüriüğü'adınaile-
ri sürdüklerinin, temelindeyatandaiştebu 'anah-
tar'dır..."
"...ilkbakıştafevkalâdedemokratik, insanasay-
gılı; hoşgörü, karşılıktı anlayış ve birbirine kanşma-
ma ilkelerine dayanan, bir 'yaklaşım' karşısında-
yızgibidir; ama, sadece 'gibi'dir..." (s. 106/ 107)
Alavere dalavere, Kürt Mehmet nöbete!..
Şimdi siz, o 'aydınlık' eserde, o 'ışıklı' kalemin,
neden 'öyle' değil de, sadece 'gibi' olduğu-
nu açıklamadığını mı sanıyorsunuz? Çok fena ya-
nılıyorsunuz: buyurun okuyun!
"...'darbe'sinden 'demokrasisi'ne kadar, herşe-
yiyle, Dünya Kapitalist 'Sistemi' nin çerçevesin-
de koordinatlanan Türkiye'de, demokrasinin ye-
ni 'modeli', bu 'paradigma'yı temelalan bir 'mo-
del' olacaktır: sıyaseU esas olarak, ethnie'ter (ef-
nikgruplar), mezhepler, kültürler, ınançlarvb. ara-
sı, bir toplu pazariık süreci içinde bıçımlenecek-
tir; (buraya dikkat!) her türtü 'sınıf gerçeği yok
sayılmış, mevcırt üretim ilişkileri ve bu ilişki-
lere tekâbül eden sınrfsal güç dengeleri, prob-
lematik dışına atılarak; siyasete konu edileme-
yecek, doğal, nötr, dolayısıyla da 'değişmez'
bir 'veri' konumuna oturtulmuşlardır: aynı pa-
zartıfc masasına oturmatan öngörOten taraflar
arasındaki 'pazariık gücû farkhlıklan' dtkkate
alınmamakla, mevcut sömürü ve tahakkûm
ilişkileri, bizzat mağdurlar tarafından da, 'dü-
rüst'çe bir 'oyun'un zorunlu, itiraz edilemez
bir sonucuymuş gibi, görülür kılınmış olacak-
lardır..." (s.63/64)
İyi de, 'yoksayılan sınıf gerçeği, üretim ilişkile-
ri, bu ilişkilere tekâbül eden sınıfsal güç denge-
leri'; 'modernıst' toplumda, 'çok partiii demokra-
si', 'partiler'\n, o 'sınıfsalgüç/eri'temsiletmesi; hal-
kın, bağımsız ve serbest oylanyla, alternatif ola-
rak Burjuvazi ya da Proletarya partilerinin ikti-
dara geçmesi, anlamına gelmez mi? Aslında
Post/Modernizm, 'modem' manada 'sıyasipar-
ft/er'den, onların 'demo/cras/s/ncyen'hoşlanmıyor;
anlayın, Soğuk Savaş'ta bir ara, Batı Avrupa yla
Kuzey Amerika arasında sıkışıp kalan 'Sistem'
ne kadar korkmuş! Şimdi 'insan 'ı, 'insan haklan 'nı,
'özgüriüğü' vs kullanarak; 'Aydınlanma' öncesi-
nin 'ilkelliğine' dönmeyi öneriyor: yok etnik grup-
lar'mış (bu aslında, 'Mazlumlar*! bölmeyi, amaç-
lıyor); yok 'din ve mezhepler'mş, (bu aslında 'Maz-
lumlar'ın dikkatini ve gücünü, 'toplum'dan ve
'toplumsal''dan soyutlamayı amaçlıyor); bunların
hepsinin, anlamı aynı: 'alavere dalavere / Kürt
Mehmet nöbete!"
Zaten o kitap ve o kalem, sorunu, o açıdan da
enine boyuna irdelememiş mi?
"...buradayapılan, herşeyden önce insan dün-
yasına ilişkin olarak var olan; yeni, büyük ölçüde
bu dünyada lordlar tarafından biçimlendirilmiş
olanı, neden böyle ve kimler tarafından biçimlen-
dirilmiş olduğunu sorun edip, sorgulamaksızın, ade-
ta doğal bir 'veri'ymiş gibi betimlemekleyetinme-
nin ötesıne geçecek, her türlü insan biliminin, pe-
şinen 'geçersiz/olanaksız' ilân edilmesidir..."
"...insan, tarih içinde farklı toplumsalgerçeklik-
ler olarak tezâhür eden yani; yâni, beşeri boyutu
itibanyla insan; bilimsel olarak açıklanması olanak-
sız; o yüzden de, en fazla nasıl olduğu hıkâye edi-
lecek, akıl almaz, esrarengiz bir variıktır. Burada
insan güyâ yüceltilmekte, adeta hikmetinden su-
al olunmaz bir varlık, yâni 'Tann'konumuna otur-
tulmuş olmaktadır, ancak..." (s.66)
Saint-Simon ne demişti?
| şte her şey, bütün lâf kalabalıklannın, 'Yeni Dün-
I ya Düzeni' ya da 'Post/ModemiznV 'numara-
s/'nın, püf noktası; bu 'ancaktan sonra sorulacak
soruda saklıdır hete bir bakın!
"...ancak kendisini yüceltme görünümü altında,
insanın, sual edilebilirlik sınınnın ötesine atılma-
sı; doğal donanımı itibanyla, diğer canlılaria kıyas-
lanırsa, oldukça yoksul sayılabılecek; -ömeğin,
ne bir sinek kadar görme, nebır köpek kadar kok-
lama, ne bir at kadar koşma yeteneğine sahip
olup; çeviklikaçısından maymunun, güçlülükaçı-
sından ise fil veya gergedan biryana; ayı, öküz ve
hatta irice bir köpeğin bile gerisinde kalan- bu can-
lı türünün; herhangi bir doğa/üstü gücün, doğ-
nıdan yardım ve katkısj olmaksızın; nasil otup
da doğal gerçekliğe indirgenmesi olanaksız,
yeni ve farklı bir 'gerçekliği' yaratabilmiş olma-
sının, temelindeki yegâne nesnel ve evrensel
ortak unsurun, -derin bir esrar perdesinin ar-
kasına alınmak suretiyle- gizlenmesinden baş-
ka bir şey olmayıp; bu ince taktikle gözlerden
gizlenen şey de 'Emek'ten başka bir şey de-
ğildir..."
"...insanın, içinçdogduğugerçekliği, hazırbüF^
duğundan farktı bir biçime sokmasında; yâni be-
şerigerçekliği yaıatmasında, tek bir dayanağı ol-
muştur; o da kendi bılmçli çabası, yâni emeğidir:
La Societe, c'est la travail! / Toplum emeğin
kendisidir!)" (s.66).
http://vmw.prizma.net.tr/AILHAN
http^/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan
Faks/0-212/2601988