Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 MAYIS 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
iJ. U l \ kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
Başkentte sinema şenliği:
Jfydmbkgiinler Ankara Film Festivali on ikiyıldır
büyük bir gereksinime cevap veriyor
ve heryıl biraz daha güzelleşiyor
MEMETBAYDUR
OğuzOnaran, Ömer Tuncer, Füsun
Okutan. Pınar Şirvancı, Beyhan Bü-
yükyıkhz, Zeynep Ünal Gökhan Er-
lahç ve özveriyle çalışan birçok genç
öğrenci arkadaş. Bu yıl On Ücinci An-
kara Uluslararası Film Festivali 'ni
yoktan var eden, mümkûn kılan kad-
ro işte böyle. Bence bir başkenti baş-
kent yapan üç beş vazgeçilmez olgu-
dan biridir kültür festivallen. Ankara
Film Festivali on iki yıldır büyük bir
gereksinime cevap veriyor ve bence her
yıl biraz daha güzelleşiyor.
Oysa bu yıl içımız biraz sıkıntılı,
bııruk, hüzünlü. Ilk kez Sevgili Mah-
mut Tali Öngören'siz bir festival baş-
lıyor Ankara"da. Sinemayla, festival-
le, Ankara ıle yakından uzaktan ilgi-
li herkesin bildıği gibi Mahmut Bey,
bu festivalin her şeyıydi. Çevresine
topladığı dostlan, öğrencileriyle du-
rup dururken bir festivali yoktan var
etti ve onbir yıl kurucusu olduğu bu
sinema şenlığini büyük bir özveriyle
yönetti. Şimdi Mahmut Bey'siz ilk
festival gerçekleşiyor. Üstelik yine
yüzlerce irili ufakh engel aşılarak onun
beğeneceği, son derece keyifli ve do-
lu bir programla başlıyor yine Anka-
ra Film Festivali.
Bankalar, fınans şirketleri, tröstler,
özel sektör dediğimiz sektör, renkli
basınımızın patronlan ve elbette ka-
mu kuruluşlan, devletimiz daha çok
ve daha cömert bir destekle yardımcı
olmalıdırlar bu festivale. Sinema sev-
gisi dışında bu işten hiçbir çıkan ol-
tnayan insanlar, aylarca çalışıp çaba-
hyorlar. Dehşetlı zengin bir film kül-
türü sunuyorlar başkent ahalısıne. Zen-
ginlerimizin kımi konulardaki kültür
merakı umanz önümüzdeki yıllarda bu
festivalin de tutarlı ve cömert bir şe-
kilde desteklenmesiyle sonuçlanır.
Belgesel fılmler, kısa filmler, Türk
sinemasının yanştığı ulusal fihn gös-
terimleri ve dünya sinemasından ha-
L.lk kez Mahmut
Tali Öngören'siz bir
festival başlıyor
Ankara'da. Festivalin
en önemli, en keyifli ve
mutlaka görülmesi
gereken bölümleri var.
Bertrand Tavernier ve
Wim Wenders'in
kaçınlmayacak iki
başyapıtı gibi.
rikulade örneklerin gösterildiği ulus-
lararası film festivali 15-28 Mayıs ara-
sında Uğur Mumcu Vakfi, Alman Kül-
tür Merkezi, Türk-tngiliz Kültür Der-
neği, Çağdaş Sanatlar Merkezi, Me-
gapol, Metropol ve Ankara Üniversi-
tesi lletişim Fakültesi Ahmet Taner
Kışlalı Sanatevi'nde seyircileriyle bu-
luşacak. Son üç salonda ulusal ve ulus-
lararası uzun filmler gösterilıyor.
Uluslararası film festivalinin açılış
fılmi bir tspanyol yönetmenden. Yann
akşam Metropol Sineması'nda. Fil-
min adı: Yalnız. Yönetmeni Benito
ZambraiK). Ispanya'da doğmuş, Kü-
ba'da sinema eğitimi görmüş 35 ya-
şında bir genç adam. Yalnız, geçen yıl
Tokyo Film Festivali'nde iki en iyi
oyuncu ödülü getirmiş fılmın oyuncu-
lanna. Berlin Film Festivali Seyirci
Ödülü'nü de kazanmış.
Bu yıl festivalin bence en önemli,
en keyifli ve mutlaka görülmesi gere-
ken bölümleri var. Sız bana bakmayın,
elinızden geldiği kadar çok fıhn gör-
meye çalışın, ama ben kendi hesabı-
ma Kristof Zanussi retrospektifıni ve
Polonya sıneması retrospektifini ka-
çırmayacağım. Zanussi'nin birbirinden
güzel altı filmıni sunuyor festival bı-
ze. Bu büyük ustanın 1970 ile 1997 yıl-
lan arasında yaptığı fümlerden altısı.
Polonya sineması retrospektifınde
ıse birbirinden önemli, güzel sekiz
film var. 1961 yapımı, kırk yaşında ölen
Andrzej Munk'un başeseri Yolcu,
Jerzy Skolimovvski'nin iki ünlü ve
önemli fılmı Banyer ve Eller Yukan,
Jerzy Has'ın son derece ilginç fılmı
Bebek, Polonya ve dünya sinemasının
önünde şapka çıkardığı Andrzej Waj-
da'nın görmediğim tek fılmı olan ve
büyük.bir merakla bekledığım Dü-
ğün'ü. Serseri bir aydın olan VValeri-
an Borowczyk'in yapıtı Bir Günahın
öyküsü, Ryszard Czekak'nın Zofıa
adlı fılmi ve en nihayet bir sinema-si-
yaset-insanlık komedyası olan Kris-
tof Kieslovrekfnın enfes fılmi: Ama-
tör. Bunlar kaçırılmaması gereken
fılmler bence.
Büyük oyuncu Tinı Roth'un ilk yö-
netmenlik denemesi olan Savaş Ala-
nı, tehlikeli bir konuyu (ensesti fucu-
ru) usta bir sinema diliyle işliyor. Ame-
rikalı yönetmen ToddSolondz'un Mut-
luluk adlı fılmini de merak ediyoruz.
Dünya sinemasından Atom Egoyan'ın
fılmi Felicia'nın Yolculuğu, Werner
Herzog'un Woyzeck'i, bence ne olur-
sa olsun kaçmlmaması gereken iki
başyapıt.
Birincisi bir Fransız fılmi. Bertrand
Tavernier'nin Herşey Bugün Başhyor
adlı yapıtı. Tavernier uzun fümogra-
fısinde bence birkaç başeser bulunan
önemli bir yönetmen. Bu da enfes bir
film.
Mutlaka görülmesi gereken bir baş-
ka film de Wim VVenders'in 1976 yı-
lında çektiği Im Lauf Der Zeit / Za-
manın Akışında. Yol sinemasının ger-
çek başyapıtlanndan biridir bu film.
Senaryo, kamera (Robby Muler),oyun-
cular, diyaloglar bır şaheserdir. Çe-
kildiği yıl üst üste dört beş kere sey-
rettiğim bu fılmi yirmi dört yıl sonra
yeniden göreceğim için seviniyorum.
Wenders'in sineması son yirmi yıl
içinde evrildi, değişti, başkalaştı ama
hep önemli/değerli, söyleyecek sözü
olan bir sanatçı kimliğini korudu bu
yönetmen. Zamanın Akışında, bence
bu sanat adamının en önemli filmi.
Bu yazının başında isimlerini ver-
digimiz insanlara ve onlarla çalışan si-
nema sevdalısı öğrenci arkadaşlara ve
artık aramızda olmasa bile sevecen
inatçılığıyla bu sinema düşünü ger-
çeğe çeviren Sevgili Mahmut Tali On-
gören'e teşekkür ediyoruz. Ilgilı ilgi-
siz kurumlann bıraz daha sağlam des-
teğiyle on üçüncü festivalde buluş-
mayı umuyoruz.
Nlcole Kldman ve Tom Crulse. Sam Mendes'ln Londrada sahneleyeceği 'Dlşl Kedl'de rol alacak
Ünlü çift tiyatro sahnesindeKültür Servisi - Tom Cruise ve Nicole Kidman
çifti, yönetmenliğini Sam Mendes'in yapacağı
'Dişi Kedi' adlı tiyatro oyununda rol alinaya ha-
zırlanıyor. Tennessee VVuuams'ın 'Kızgın Damda-
kiKedi' adlı yapınndan uyarlanan bır başka oyunun,
Donmar Warehouse'da sahnelenmesi düşünülüyor.
Daha önce Kidman'la 'MaviOda' adlı Broadway
gösterisinde çalışan, bu yıhn en çok Oscar kaza-
nan filmi 'Amerikan Güzeh'nın yönetmeni Men-
des'in proje üzerinde çalışmaya başladığı söylen-
tiler arasında. Henüz kesin hiçbir bilgı olmama-
sına karşın üçlünün bırlikte çahşarak oyunu tiyat-
ro sahnesine hazırladıklan biliniyor.
Daha önce, 1958 yılında Rkhard Brooks tara-
fından sinemaya uyarlanan Williams'ın yapıtın-
da ayyaş kocası ile sürekli kavga eden tatminsiz
ve mutsuz kansının yaşantısı üzerine kurulu fılm-
de başrollen PaulNevvman ve Elizabeth Taylorpay-
laşıyordu. Biri 38 diğeri ıse 33 yaşında olan Cru-
ise ve Kidman çifti daha önce Stanley Kubrick'in
'Eyes Wide Shut' (Gözleri Tamamen Kapah) fil-
minde birlikte rol ahnış ohnalannı, tiyatro sahne-
sinde de uyumlu bır şekilde çalışacaklannın bir
işareti olarak gören Mendes, çifti Newman ve
Taylor' ın rolü için biçihniş kaftan olarak görüyor.
'Kendime her zaman gûveniyormn'
Bir taraftan daha önceki 'Mavi Oda' oyunu ve
başanlı fıhni 'Amerikan Güzeti' ile dikkatleri üze-
rine çeken Mendes, 'Moufin Rouge' ve 'Berfin Gün-
lüğü'fihnlerive 'GözleriTamamen Kapah' ile ba-
şansını kanıtlayan Kidman, 'JerryMaguire', 'Mag-
noiia' ve son filmi 'Görevüniz İehlike 2' ile gün-
demde kahnayı başaran Cruise üçlüsü, 'Dişi Ke-
di'yi sahneye koyarlarsa başanlan kesin gibi gö-
rünüyor.
Yakında son fılmi 'GörevünizTehHke2'nin de-
vam fihnı ıle izleyici karşısına çıkacak ve yaz ay-
larında Steven Spielberg'in yönettıği 'Minority
Report'ta başrol oynayacak olan Tom Cruise ile
'La Stampa' gazetesinde yayımlanan bir röporta-
TM. eı
ennessee Williams'ın
'Kızgın Damdaki Kedi' adlı
yapıtından uyarlanan oyunda
Tom Cruise ile Nicole Kidman
rol alacaklar. Sam Mendes'in
yöneteceği oyunun Donmar
Warehouse'da sahnelenmesi
düşünülüyor.
jı sunuyoruz:
- Neden riskli sahnelerde kendiniz rol atanayı
tercih ediyorsunuz? Mesela kayahk birtepeyeel-
lerinizle ürmanmak gibi.
TOM CRUİSE - Cünkü bence böylesı daha eğ-
lenceli. Cocukluğumdan beri iki hayalim vardı. Bi-
ri uçabilmek diğeri ise dağcılıkü. O sahneyi çe-
kerken annem de Nicole de çok endişelendı. Ama
ben kendımı her zaman güvende hıssediyor ve
kendıme duyduğum güvenı onlara da aktarmaya
çahşıyordum. Eğerkorkarsanız kaskatı kesilirve
hatalar yapmaya başlarsınız. Bu yüzden böyle du-
rumlarda kararlı davranmak ve her anda, her acil
durumda kendinizle başbaşa kalmak zorundası-
nız.
-Bu güwn duygunuzu hayatmızdaki bûtûn alan-
lara da yansıtıyorsunuz.
CRUİSE- Ben her zaman böyleydim. Aslında
bu bır kusur bile sayılabilir. Ama bu özelliğim ba-
na her zaman sınırlanmı bilmemi ve daha iyiyi ya-
pabılmemi sağlamıştır. Cevremde olan insanlara
da her zaman saygılı davranmayı ve hiç birine
karşı kompleks hissetmemeyi de bu sayede başar-
dım.
'Zevk alacağun projeteri kabul edjypnım'
-'GörevimizTehlike'nin ilkfilmi çokkarmaşık-
n ve bir çok ekstiriye maruz kaldı. Bundan ne tür
dersler çıkardınız?
CRUİSE- Daha da karmaşık bir hikâye yapma-
mız gereküğini! Her zaman olduğu gibi kötüye iyi
formülünü kullandık. Ama bunu yaparken hiç bir
zaman karakterlerin karizmalannm ashnda izle-
yiciyi sürüklediğini unutmadık. Tıpkı Hitchcock
filmlerinde olduğu gibi.
- Her biri birbirinden tamamen farkb üç film
çevirdiniz. Seçimkrinizi nekr befirfiyor?
CRUİSE- Ben sadece para kazanmak ya da ça-
lışmış olmak için çalışmıyorum. Zevk alacağımı
düşündüğüm projeleri kabul ediyorum. Kubrick
ve Paul Thomas Anderson'la çalışırken çok bü-
yük deneyimlerkazandım. 'GörevimizTehlike' ise
eğlenceli idi. Aynca hayran olduğum yönetmen
JohnW» ile çahşmama olanağı verdi. Onun fdm-
len belb şıddet sahneleri içeriyor ama aynı zaman-
da insani öğeler de taşıyor. Zaten çekimler başla-
yuıca benim aktör olarak ağırlığım azaldı, yönet-
mene yardım eden bir asistandan farkım kahna-
dı.
- 'GörevimizTehlike'nin üçüncü bölümunü dü-
şünüyor musunuz?
Nk«te Kidman dahaönceSam Mendes'inyöoettigi
'Mavi Oda' adta oyunda rol almtşü.
CRUİSE- Her şey zamanla belli olacağı için şu
anda kesin bır şey söyleyemem. Belkı oynamadan
sadece yapımcılıgını üstlenebılirim. 2Laten şu sı-
ralar yaz ayında Spielberg'in 'Minority Report'
fıhninde rol alacağun.
- Scientology tarikaünı bıraknğnuz doğru mu?
CRUİSE- Bu konuda hakkımda doğru oknayan
bu-çok şey yazıldı. Genellikle bu yazılan okumu-
yorum. Sadece küçük düşürücü şeyler yazıldığın-
da hemen avukatlarana devrediyorum.
TopkapıSarayı
y
na 'interaktif tanıtım
Kültür Servisi - Topkapı
Sarayı'm tanıtıcıTopkapı Palace
CD-ROM, Türk Ekonomi
Bafikasi'mn katkrianyia Ekip—
fihn tarafından Ingilizce olarak ~
ha/ulandı.
TEB Yönetim Kurulu Üyesi
Prof. Dr. Zafer Başak, Topkaf»
Palace CD-ROM'un kısa
dönemde ülkemizin tanıtımına,
uzun vadede ise kültürel
mirasımızın ve tarihi
hazinemizin gelecek laışaklara
aktanlmasına katkıda
bulunmasım amaçladüdarmı
belirtti. Topkapı Palace interaktif
—GD-itOM, Topkapı Sarayı
hakkında çok yönlü ve renkli
içerrgiyte fihn, fotoğraf,
panoramik fotoğraf ve yazılı
malzeme bulunduran gezi
özeüiğiyle yaklaşık 500 sayfahk
bir kitabın banndırabileceği
kadar bügi ve görsel malzeme
içeriyor. CD-ROM'da Topkapı
Sarayı'nın ana bölümleri,
Topkapı Sarayı'nda yaşamış
Osmanlı padişahlan, orada
yaşanmış ilginç hikâyeler, Vaüde
—Suttan, HOrrem ve Köseor
"Sultan'ın anlatıldığı bölümler île^
dunyaca bıiınen en ünlü hazme
parçalanmn tanıtıldığı bölümler
= ^ r alıyor. Aynca, TîMciye*nirî,
hem de Istanbul'un sahip olduğu
diğer tarihi ve doğal
güzelliklerin yanı sıra
Istanbul'da konaklama, restoran
ve Topkapı Sarayı'na nasıl
gidileceğiyle ilgili film ve diğer
görsel malzemeler sunuluyor.
Fransızca, Almanca ve Türkçe
hazırlanacak otan Topkapi ^ ^
Palace CD-ROM yurtiçinde ve
yurtdışmda satışa sunuldu.
Topkapı Palace interaktif
CD-ROM, Amerika'da sûren^
200 parçalık Topkapı Sarayı
Sergisi ile birlikte dokuz ay
boyunca üç farklı şebirde ,:
yinelenecek sergiden de elde
edilebilecek.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Öğrenci Affı ve Bilgi
Toplumu...
Bir öğrenci affı yasa tasansı daha TBMM'nin
ilgili komisyonunda kabul edilerek genel kurula
gönderildi. Tasan yasalaştığı takdirde "herhan-
gi bir nedenle" eğitim kurumlanyla ilişkileri ke-
silmiş olan binlerce öğrenci, yeni sınav haklan-
na kavuşacak ya da bu yazım yayımlandığında
kavuşmuş olacak.
Epey önce yine öğrenci affı konusunda yaz-
dığım bir yazının ardından e-posta kutum, öğ-
rencilerden ve yakınlanndan gelen, görüşlerimi
protesto eden mesajlaria dolmuştu. Bu kez de
öyle olacağından eminim. Ancak böyle tepkiler
yüzünden görüşlerimi kendime saklamak gibi
birtavrım, hiçbir zaman olmadı. Aynca, Cumhu-
riyet'in ilk öğretmenlerinden olan rahmetli annem
tarafından gerek eğitimde, gerekse yaşamın öte-
ki alanlannda başansızlıklann nedenini hep ön-
ce kendinde aramak ilkesi doğrultusunda ye-
tiştirildiğimden -annem evladını sonsuz seven,
ama bu sevgisini evladını öteki öğrencilerinden
farklı eleştırmek için bir neden saymayan bir
"öğretmen rvhu'nun taşıyıcısrydı- ve bu ilkeyi bu-
güne kadar hep uygulamış olduğumdan, özel-
likle eğitim bağlamında kendime göstermedi-
ğim bir hoşgörüyü başkalanna göstermeye de
hiçbir zaman istekli olmadım.
Konunun dışında olan kamuoyunu bir nokta-
da bilgilendirmeyi gerekli sayıyorum. Bugün Tür-
kiye'de geçerli olan yüksekögrenim sisteminde
bir öğrencinin okumakta olduğu kurumla ilişki-
sinin başarısızlık nedeniyle kesilebilmesi, bir
halk deyişiyle "deveye hendek atlatmaktan" çok
daha zordur. Başka deyişte, bugünkü ststeme gö-
re belli bir öğrenim dalında asla başanlı olama-
yacağı ancak defalarca kanıtlanmış olan öğ-
rencilerin kayıtlan, başansızlık nedeniyle siline-
bilmektedir. Çünkü ülkemizde geçerli olan uygu-
lamaya göre yükseköğrenime ilişkin resmi poli-
tika, niteliğe değil, fakat niceliğe -yani heryıl Tür-
kiye'deki üniversitelerden kaç kişinin diploma
aldığına- önem veren bir politikadır. Bu neden-
ledir ki, üniversitelerde okumakta olan öğrenci-
ler de zaten niteliği ölçmek için gerekli olandan
çok daha kabank sayıda sınav haklanyla dona-
tılmışlardır.
Yeni üniversitelerin kuruluşu bağlamında da ay-
nı nicel temeli çıkış noktası alan yani mevcut
üniversitelerin niteliğinden çok, kapısında "üni-
versite" yazan yapı bütünlerinin sayısını önem-
seyen bir resmi politikadan öğrencilerin niteliği
bağlamında yukandakinden farklı bir tutum, el-
bette beklenemez. Ama önemli olan, böyle bir
politikanın Türkiye'yi ne ölçüde bilgi toplumu'na
dönüştürebileceği sorusuna yanrt bulabilmektir.
öğrenci affını öngören yasa tasansı, ek sınav
hakkını kurumlanyla ilişkisi "hernesebeple olur-
sa olsun" kesilmiş tüm öğrencilere tanımakta-
^dıc.Başka deyişle, bu tasannın mantığına göre
hiçbir başarısızlık, öğrencinin okuduğu kurum-
la ilişkisinin kesilebilmesi için yeterli değildir.
Sürekli başansızlık -yine bu yasa taslağının man-
tığına göre-, ancak affedilmesi gerekli birsuç ya
da kabahat olabilir. Bu af olanağını da devlet za-
ten yeterince sık hazırlamaktadır.
Başansızlığa ve tembelliğe böylesine büyük bir
ödünün verilmesi, günümüzün gerçek anlamda-
ki bilgi toplumlannın hiçbirinde söz konusu de-
ğildir. Aynca sözde "özerk" olan üniversitelerin
ölçütlerine göre belgelenmiş başansızlıklara ya-
sama organınca bu yoldan "kanşılması", üni-
versite özerkliği kavramıyla kesinlikle bağdaşa-
maz.
Öte yandan üniversrteye yönelik bu dışardan
kanşma, yainızca lisans düzeyiyie de sınırlı de-
ğildir. öğrenciler için çıkanlan "af" yasalan, ek
sınav haklarını yüksek lisans ve doktora öğren-
cilerine de tanımaktadır. Böylece yasama ve yü-
rütme organlan, gerektiğinde akademik jüriler
tarafından belirlenmiş başansızlıkları af etme
yetkisini bile kendilerine tanıyabilmektedirler!
Burada bir noktanın, böyle bir aftan yararla-
nacak gençler tarafından bile nesnel bir bakış
açısıyla değerlendirilmesi gerekmektedir. Siya-
sal iktidarlarca epey sık uygulamaya konulan bu
öğrenci aflan, ülkemizde zaten çok tartışmalı
olan bilgi düzeyinin daha da aşağılara çekilme-
sinden ve öğrenimin ciddiyetini yitirmesinden
başka bir sonuç doğurmamaktadır. Çünkü bu-
güne kadarki istatistikler, ek sınav haklanndan
yararlanan, yani "affa uğrayan"öğrencilerin ba-
şan oranlannın çok küçük bir yüzdeyi aşamadı-
ğını açıkca göstemnektedir.
Durum bu kadar açıkken siyasal iktidarlarca
bu yanlış yolda direnilmesi, acaba oy verebilme
yaşının on sekize indirilmiş olmasıyla açıklana-
bilir mi?
e-posta: ahmetcemalca superonline.com
acem20@ hotmail.com
BUGUN
• CUMHURÎYTT KtTAP KULÜBÜ'nde saat
16.00- 18.00 arasında şaır-yazar, çevirmen
Gürhan Uçkan ve şair Yetkin Aröz'ün söyleşisi
yerahyor. (2 77 59 86)
• FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
19.00'da Luis Bunuel'ın yonettığı 'Le fantome de
la liberte' adlı fümi gösterilıyor. (244 44 95)
• AKSANAT'ta saat 18.30'da Sakine Çü'ın
'Joan Miro'nun Seramikleri' adlı diah söyleşisi—
izlenebüir. (252 35 00)
• İTALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat
19.00'da Maurizio Ponti'nın yönettiği 'Volevoi
pantoJoni' adlı fümi gösterilıyor. (293 98 48)
• ULUSLARARASI ÎSTANBUL KUKLA
FESTtVALİ çerçevesinde saat 19.00'da Mehpare
YJğit Aksoy GÖlge Tivatrosu'nun 'Tüamh O> un' -
Babylon'da; saat 20.30'da Figurentheatre Wade&
'Fıit' KcntfT Tiy
sahneleniyor. (246 35 89)
İ8TANBülTtY«TR0FES11VALh«eBüGÖN
• AKM'de saat 20.30'da Edafos Dans
Tryatrosu'nun sahnelediği 'Medea' adlı oyun
izlenebüir. (251 56 00)