Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16MAYIS2000SAJLJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Y*naz: FP taban
değişime duyarft
• ANTALYA
(Cumhuriyet)-ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, Ege ve Akdeniz
bölgelerindeki turistik
merkezleri kapsayan
gezisinin son gününde,
turizm sektörûnûn Türkiye
için önemli olduğunu
vurguladı ve sahip
çıkılması gerekti|ine
işaret etti. Fazilet
Partisi'nin kongresi ile
ilgili sorulara da Yılmaz,
"Görülüyor ki FP tabanı
da Türkiye'deki siyasi
gelişmelere karşı duyarsız
değil. Değişim ihtiyacı bu
kongrede ortaya
çıknuştır" karşüığuu
verdi.
Hasan Tahsiı
• İZMİR (Cumhuriyet
Bûnwu)-İ2mir'in
kurtuluşunda işgalci
güçlere karşı ılk kurşunu
sıkan gazeteci Hasan
Tahsın, Konak Alanı'ndaki
anıtı önünde dûzenlenen
törenle anıldı. Törene,
Izmir Valisi Kemal
Nehrozoğlu, Ege Ordu
Komutanı Orgeneral Çetin
Doğan, Izmir Büyükşehir
Beledıye Başkanı Ahmet
Piriştina, Emniyet Müdûrü
Hasan Yücesan, Konak
Beledıye Başkanı Erdal
Izgı ve Izmir Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Erol
Akıncılar ile gazeteciler
kanldı. Erol Akıncılar
yaptığı konuşmada, Hasan
Tahsın'i anarken
Mumcu'nun katillerinin
belirlenmesini de umut
ışığı olarak gördüklerini
kaydetti.
özefleştirtimesi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) - Et
Bahk Kurumu'nun (EBK)
özelleştırilmesi konusu,
Başbakan Yardımcısı
Hüsamettın Özkan,
özelleştirmeden sorumlu
Devlet Bakam Yüksel
Yalova ve Hak-tş Genel
Başkanı Salim Uslu'nun
bır araya geldiği toplantıda
masaya yatınldı. Uslu,
EBK'nin özlleştirilmesi ile
ilgili yapılan toplantuun
bu alanda ilk olduğunu
belirteTek "Biz bütün
teknik raporlan sunduk.
Artık sıra siyasi kararda"
dedi.
TBMMfada
mesai yapacak
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Cumhurbaşkanlıgı
seçimleri nedeniyle uzun
süredir yasama
faaliyetlerini
sürdüremeyen TBMM, bu
haftadan itibaren yoğun
bir çalışma dönemine
girecek.
Cumhurbaşkanlığı seçimi
sonrasına bırakılan Af
Yasası'nm, bu yasama
yılında çıkması zor
görünürken, hükümet
öncelıği öğrenci affi, Yerel
Yönetimler Yasa Tasansı
veRTÜKYasası
değişikliğine verecek.
Özden, ADtTden
aynfeyor
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Atatürkçü Düşünce
Derneğİ (ADD) Genel
Başkanlığı görevinden 10
Haziran Cumartesi günü
ayrılacağını açıklayan eski
^"Anayasa Mahkemesi
^jaşkanı Yekta Güngdr
Ozden, Türk Hukuk
Kurumu Başkanlığı'na
. Türk Hukuk—ç
Kururnu Başkanlığı görevi
Teoman Evren'in görev
süresinın dolması
nedeniyle aynlmasının
ardındân boşalmıştı.
Erbakan'a rağmen 521 oy alan Yenilikçiler, FP'nin kapatma davasını bekliyor
Olağanüstü kongre hazırhğıANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - FP
kongresinden çıkan sonucun parti içi mü-
cadeleyi körüklemesi beklenırken, genel
merkez yönetiminın "gerekirse disipHn
mekanizmalan işktiKr" uyansıyla yeni-
likçılere yönelık politikalannı sertleştir-
me yanlısı olduğu belirtildi. FP Genel
Başkanı Recai Kutan, kongrenin geride
kaldığmı ve yenı bır sayfa açıldığını be-
lirterek, "parti içi mücadekye izin ver-
meyeceğim" söyledi.
Kongreden beklentilerin ûzerinde bir
sonuçla çıkan yenılikçilerin Anayasa
Mahkemesi'nde devam eden kapatma
davasının seyrine göre strateji belirleye-
cekleri savunuldu. FP'nin dava engelini
aşması durumunda olağanüstü kongre
hesaplan yapan yenüikçilerin kapatma
karan vehlmesi durumunda da ayn bir
oluşumun içinde yer almalanna kesin gö-
züyle bakılıyor.
Siyasi yasaklı Necmettin Erbakan'ın
yönlendirmelerine karşm kongreden 521
delegenin oyunu alarak çıkan Abdullah
Gfil ve ekibınin FP hakkındaki kapatma
davası sonuçlanıncaya kadar geri planda
kalmaya özen gösterecekleri belirtildi.
Yenilikçilerin kendi aralannda yaptıkla-
n değerlendirmelerde FP'nin kapatma
davası engelini aşması durumunda tüzük
değişikliği gerekçesiyle olağanüstü
kongre için girişimde bulunmaya yöne-
lik planlar yapnklan kaydedildi. FP'nin
kapatılması durumunda ise yenilikçilerin
ayn bir siyasi oluşum içinde yer alacak-
lan savunuldu.
Kongre sonuçlan FP'deki Erbakan eki-
bini saşırttı. Erbakan'a yakm isimler
" Bundan sonrald sûreçte parti içi muha-
lefete karşı sert bir poütika iztenmesi ve
gerekirse dfeiplinmekanizınalannınişle-
tflmesi'' gerektiğüıi savunuyorlar. Kong-
re sürecindeki tavırlanyla şimşekleri üze-
rine çeken Malatya Milletvekili Oğuz-
han Asfltürk, "Bundan sonra herkes ko-
nuşmayacak. Partinin genel başkanı var,
sadece o konuşacak" sözlenyle sertlık
yanlısı tutumunu ortaya koydu. FP Ge-
nel Başkanı Recai Kutan da dün düzen-
lediği basın toplantısında "Herkesin de-
kgeterinverdiğikararasaygılıolacağını''
belirterek kongreden güçlenerek çıktığı-
m savundu. Kutan, "Ofcuüardandersah-
nz ayn, ancak önümüzde yepyeni beyaz
bir sayfa açnk. Oianiar geride kakfa. Her-
kes kongrede özgûr bir ortamda görüşle-
rini ifade etti. Bundan sonra parti içi mü-
cadeknin sürecini söyleyenler bu camiayı
tanımıyorlar. Bu parti içinde en ileri an-
lamda biriik. bütünlük, ciddivet ve disip-
ttn olacakbr. Enerjimizi iç müeadeleye
harcayacak lüksümüz yok" dedı.
Kutan partinin genel başkanı olarak
aynşmaya neden olacak bir tavTa izin ver-
meyeceğinı kaydederek, "Kongre için ya-
pdançahşmalaroldu. ancak bu defter ka-
pandL Parti içi mücadeie diye bir şey söz
konusu olamaz, obnayacaktir" dedi.
Cul'den parti yönetimine rest
'Tavrım aynen
devam edecek'
SEBAHAT
KARAKOYUN
ANKARA - FP
Kongresi 'nde aldığı so-
nuçla parti içindeki ko-
numunu güçlendiren
yenilikçilerin genel baş-
kan adayı Abdullah
Gül, bundan sonra da
parti politikalanyla ilgi-
li yanlışhklan dile ge-
tirmekten çekinmeye-
ceğini söyledi. Gül,
"Yanhşı onavtamam.
Doğnüan söylemeye de-
vam edeceğün" dedi.
Adayhğının FP'ye he-
yecan gerirdiğini savu-
nan Gül, siyasi yasaklı
Necmettin Erbakan'ın
kendisine yönelik tavn
konusunda, "Öyte uy-
gun gördü. Ancak be-
nim bundan önceki tav-
nm neyse aynen devam
edecek" dıye konuştu.
Liderlık yanşmı kay-
betmesine karşm bekle-
nenin ûzerinde oy alma-
sı nedeniyle "kongrenin
gafibi" olarak değerlen-
dirilen Gül, bundan
sonraki sürece ilişkin
sorulanmızı yamtladı.
Gül'e yöneltilen sorular
ve yanıtlan şöyle:
- Akhğmız sonucu na-
sıl değeriendiriyorsıı-
nuz?
- Çok iyi bir kongre
oldu. Adaylığım FP'ye
heyecan getirdi.
- Parti içi demokrasi-
nin eksiköğinden,
FP'nin etkin bir muha-
lefet sergileyemediğm-
denyakmdmız? Bu uya-
nlannız dikkate ahn-
mazsa tavnnız ne ola-
cak?
- Umanm bu eleştiri-
lerimizı dikkate alırlar.
Bizler doğruian anlat-
maya devam edeceğiz.
Yanlışlan söylemekten
de çekinmeyeceğiz. FP
içinde ayn bir parti gibi
hareketedilmeyecek el-
bette. Kongreye kadar,
kongrede üstümüze dü-
şenleri yapuk. Karar de-
legenin karan. Bu, yan-
lışlan onaylayacağımız
anlamına gelmez.
- Yakm tarihe kadar
partinin yöoetim kadro-
bnndaokhığunuzveba-
günekştirdiğinizpekçok
uygubmaya geçmişte o-
nay verdiğmiz yöoûnde
ekştirikraldsnz.
- Bunlar doğru değil.
Bunu söyleyen arkadaş-
lar bizim parti düzeni-
nin nasıl ışlediğini çok
iyi bilirler. Yanlış dedi-
ğım her şeye yönetimde
olduğum süre içinde de
karşı çıktım.
- Erbakanla iHşkfle-
riniz bu sûreçte bozul-
du. Size karfi açıktan
cepheakh.
- öyle uygun gördü,
ona inandı. Ben daha
önce ne düşünüyorsam
tavnm öyle devam ede-
cek.
- Erdoğan'ın emanet-
çisi oldugunuz söyteni-
yor.
- Aramızda emanetçi-
lik, uzaktan kumanda
gibi bir ilişki söz konu-
su olamaz.
ÇtZMEDEN YUKARI MUSAKART
FP'nin geleceğinin 'Erbakan egemenliği' nedeniyle zora girdiğine işaret edildi
Erbakan'm otoritesi sarsıklıANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - "MflK Görûş" hareketıni, ka-
patılan 3 siyasi partıyle 30 yıldır
sürdüren Necmedin Erbakan'ın
otoritesi, ilk kez Fazilet Parüsi
kongresinde sarsıldı.
RP'nin devamı olduğu gerekçe-
siyle Anayasa Mahkemesi'nde ka-
patma davası bulunan FP'nin gele-
ceğinin "Necmettm Erbakan ege-
menfiğı'' nedeniyle zora girdiğine
dikkat çekılmesi, siyasi hafizalar-
da Erbakan'ın "parti mezartağmı"
anımsattı.
"MilH Görüş" olarak Türkiye
genelinde orgütlenecek olan hare-
ket, 24 Ocak 1970 tarihinde MUli
Nizam Partisi'nin (MNP) kurulu-
şuyla siyasi yasama adım atü. Par-
onin genel başkanlığını Erbakan'ın
yapmasına karşın perde gensınde-
ki başkan Nakşi şeyhi MetametZa-
hk KoÖoı'ydu. MNP kuruculann-
dan HasanAksay,tsmai Mfiftnoğ-
• MNP, MSP ve RP'nin, yaptığı konuşmalar nedeniyle
kapatılmasına neden olan siyaset yasaklı Erbakan,
FP'nin ilk olağan kongresinde "sahneden
aynlmadığını" gösterdi.
hı,Süieyınan ArifEınre,FehmiCB- zete'yi çıkardı. Eski MNP yöneri-
mahogia. Hüsamettin Fadıtoğhı ve cileri MSP yönetımınde de görev
A.TevfikPaksu Mıllı Selamet Par- aldılar. Ancak Erbakan çok isteme-
tisi'nde (MSP) de Erbakan ile yol
arkadaşlığını sürdürdüler. Partinin
programı lslam ülkelen ile ilışkile-
rin geliştirümesi, lslam Ortak Pa-
zan ve faizsiz dûzen gibi politika-
lara dayandınlmıştı.
12 Mart darbesinden sonra kap-
aulan MNP 'nın yerine 1.5 yü son-
ra 11 Ekim 1972 tarihinde MSP
kuruldu. Partıleri kapatılınca ken-
dilerine yenı çalışma alanlan yara-
tan MNP'liler yeniden MSP'de
odaklaştılar. O dönemde kurulan
Yeni Neşriyat AŞ halen yayunla-
nan, MSP ve sonradan RP'nin fa-
aliyet organı gibi çalışan Milli Ga-
sine karşın 1973 seçimlenne kadar
MSP'ye genel başkan olamadı. M-
SP'nin kapatılma gerekçesi yine
Erbakan'ın 4 Aralık 1977'de Ur-
fa'da yaptığı konuşmasındaki "M-
SP'ye oy vermezseniz, bu camfleri
tekrar ahır >-aparlar. Aflah verme-
sia hayvan deposu yapariar" söz-
leriydi.
Erbakan 19 Temmuz 1983 tari-
hinde emanetçisi AB Tûrkmen'in
genel başkanlığında Refah Parti-
si'nin (RP) kurulmasına öncülük
etti. Siyasi yasaklann kalktığı 6
Eylül 1987 referandumundan 19
gün sonra Erbakan, 17 MSP'li ile
RP'ye kaydoldu. Bır ay sonra da
genel başkan oldu.
26 Mart 1994 genel seçimlerin-
den de RP birinci parti olarak çık-
n. 1970'lerdekı Milli Görüş söyle-
minın yerini "AdMDazen" söylemi
almaya başladı. 28 Aralık 1996 ge-
nel seçiminden de birinci partı ola-
rak çıkan RP DYP ile REFAHYOL
hükûmetini kurdu. Yakm siyasi
geçmişin belleklerde tazeliğini ko-
ruyan "28 Şubat söred" REFAH-
YOL hükümetinın ıstıfası, RP'nin
kapatılması ve Erbakan'a 2003 yı-
lına kadar siyaset yasağını getirdi.
RP'nin devamı olarak kurulan
Fazilet Partısi'nde de siyasi yasak-
lı olduğu için resmen kayıtlı olma-
yan Erbakan, FP'nin ilk olağan
kongresinde "YeniHkçi" veya
"Getenekçi" tüm partılılerin "sev-
gi vanşmda" odak noktaya otur-
masıyla "sahnedeoayrümadığuu''
gösterdi.
IRMIKIAYDIN ENGtN aengin(Ş doruk.net.tr.
Komplo teorilerinden oldum
brttim hoşlanmadım. Çok bil-
giç bir ses tonu ve çok ciddi
bir suratla, sanki "komp-
to"nun üretildiği odadaymış-
çasına bir zaman kipi kullanı-
larak "işin özü" anlatıldığında,
her zaman, minik bir hapisha-
ne anısını çağnştınnm ve ister
istemez gülümserim.
1980 bahannda, Davutpa-
şa Kışlası'nın 12 Eylül sonra-
sı için provalar yapılan aske-
ri hapishane bölümünde voi-
ta atarken bir gün hamam iz-
ni çıktı. Bütün tutuklular üçer-
li kol sıraya girip ve hamama
Hç avluyu geçerek gitmemiz
sakıncalı bulunduğundan,
dörtgen kışlanın koridorlan
boyunca ilerlerken, yolumuz
çavuşlann, usta erlerin ko-
ğuşlannın önünden geçti. Ça-
vuşlar o gün çıkan karavana-
yı beğenmemiş olacaklar ki
koridora kurduklan bir man-
galda köfte kızartıyorlardı. Ya-
Emperyalizmin Izgara Köfte Komplosu
-mm sıra yürüyen, duvara yazi^
yazmaktan gözaltına alınıp,
siyasi şubede bir hafta bo) so-
pa yiyip ve kuru ekmekten
başka bir şey yemeyip "canı-
na okunmuş" bir durumda tu-
tukianıp hapishaneye konan
küçücük "solcu" delikanlt cid-
di ciddi dert yandı:
- Emperyalizmin yaptığını
görûyor musun Aydın Ağa-
bey? Bizi hamama götürmek
oahanes/y/e m/s gibi köfte ko-
kulannın içine soktular. Dev-
rimci direncimizi kırmak için
bütün bunlar...
Hemen oracikta "komplo
teorisi'ni kurdum:
Pentagon'da ioş bir odada
bir masanın etrafına toplanmış
sivil ve askeri "emperyalist
elebaşılar", Istanbu! Davutpa-
şa Kışlası'nda yatan bizlerin
devrimci direncini kırmak için
ızgara köfte kokusu silahına
başvurmayı karariaştırdılar. Bu
karar, CIA istasyon şefi aracı-
lığıyla emperyalizmin yerli iş-
birtikçilerine iletildi. Onlar Is-
tanbul'daki adamlanna iletti-
ter. Istanbul'daki ajan da Oa-
vutpaşa Kışlası'ndaki son gö-
H^evtiye talimatt ulaşördt74öy^
ma, soğan, ekmek içi, ince kı-
yılmış maydanoz tedarik edil-
di. Köfte hamuru yoğruldu.
Mangal yakılıp ateş körükle-
nerek kıvamına getirildi. Köf-
teler ızgaraya dizildi ve bizim
hamam yürüyüş kolu yola çık-
tığı anda da köfteler ateşin üs-
tüne konarak...
•••
Uğur Mumcu'nun, Ahmet
Taner Kışlah'nın, daha da ge-
riye gidelim, Bahriye Üçok,
MuammerAksoy, Turan Dur-
sun'un öldürüimeleri karan
acaba nerede, nasıl verildi?
Yıllardır yoğurdu üflemeyi
huy bellediğimizden, kuşkula-
nmızı sürekli diri tutuyoruz a-
ma görünen o ki Uğur Mum-
cu cinayetinin en azından te-
tikçileri, yardakçılan yakalan-
dı. Keza Ahmet Taner Kışla-
h'nın katillerinden bir bölümü
de ele geçmiş gibi. Belki yann
öteki cinayetlerin de tetikçile-
ri, yardakçılan, yatakçılan filan
ele geçirilir.
Ama şu soru hâlâ yanıtsız;
"öHJm emri"ni kim(ter), nere-
de, neden verdi?
Medyaya yansıyan "karnt^
sız" komplo teorilerinden so-
ruyayanrtbulmakmümkünde
değil, doğru da.
Sanki firan'da başmollalar-
dan biri alt mollalardan bazıla-
nnı çağınp "Mollalar, Türkiye
komşumuzda Uğur Mumcu,
Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye
Üçok, Muammer Aksoy, Tu-
ran Dursun nam kâfirler Isla-
miyeün yayılmasına engel teş-
kil etmekteler. Derhal birplan
yapıp bunlann defteri dürüle"
demiş; Iranlı mollalar da "Yav
bizim buralarda eğitimden
geçmiş Türk mollalar vardı.
Onlan bulup işbirliğine gide-
lim. Başmollalann talimatını
yerine getirelim" demişler ve
ülkemizin en iyi evlatlan birer
ikişer yok edilmiş.
Benim Davutpaşa Kışla-
sı'ndaki koğuş arkadaşımın
teorisi kadar inandıncı doğru-
su. Topu Iran'a atmak, sonra
da kuiağının üstüne yatmak
biraz fazla kolaycılık.
Bu haber sağanağında ser-
semlemeksızin bellek tazele-
menin tam da sırasıdır
Uğur Mumcu cinayetinin ar-
dından, Güldal M
O gün "yakalamayan" dev-
let bugün "yakaladığına" gö-
re Mehmet Ağar'ın sözünü et-
tiği "duvar"\ örenleri bulup çı-
karmak zor olmasa gerek. Bu-
günterde duvarcı(lar)nın, "ma-
lası, çekülü, küreği" yakalan-
makta Ama duvarcı ustası ve
çıraklan hâlâ bilinmezlik sisinin
içinde. Mehmet Ağargillerin
konuşması, konuşturulması
sağlanmadıkça da bu sis üs-
tümüzde kalacak.
Abdi Ipekçi'den bu yana,
bu ülkenin, adlannı artık anım-
samakta bile zorlandığjmız
(Cavit Orhan Tütengil, Umlt
Doğanay, Bedrettin Cö-
mert, Bedri Karafakioğlu,
Kemal Türkler...) en seçkin,
en zor yetiştirilir, yeri en zor
doldurulur evlatlan art arda
yok edildiler.
Tümünün suçunu iran'aatıp
(adeta) rahatlamak, ellerini yı-_
kamak yerine bu cinayetleri_
gerçekteştirten "içerdekı gü-
" k k ki
POLtlİKA GtJTNLÜĞÜ
KÖP Mevsimlep.
Gözlerinde tarifst: °ir a c ı v a r d l
- Gözlerindeki ya-
şamm o ince çizgisi. 0^"^ zaman m a s a l l a n n l an
'
lattyor gibiydi...
Bir süre bakıştık..-
Sonra, bir kâğıt parçası uzattı elıme..
"Ulucanlar katliafftnın hesabını kim verecek?
Sessizce aynlıp grttt yanımdan...
TÜYAP'ın Ankara Kitap Fuan'nda karşılaştığım
anne, binbiracının ıçinden çıkıp gelmişti...
Oysa pazar günü Anneler Günü'ydü...
Çocuksu anılarımız, kimi zaman yüreklerimizde
tutuşan, kimi zaman yıtöızsız gece ormanında bu-
luşan kör mevsimlen yansıtır...
Bir hıçkınk, ardındân bir gülümseyiş bizim ıç ev-
renimizdir...
Annenin arkasından bakarken yüreğimde ince
birsızıduydum...
Bir kez daha Ulucanlar katliamını yaşadım...
Ağacın dallanndakı çiçeğin türküsü, yanm kalmış
sevdanın içe dönük hüznü, çocuğun ağlayışı, an-
nenin gözlerine vuran özlemi, babanın kendi yal-
nızlığını çoğaltması, bir toplumun acılar denizinde
kulaç atmasına benziyordu...
Siyasetin ipliği pazara çıkmıştı...
Fazilet Partisi Büyük Kongresi'nin sonuçlan or-
tadaydı. Recai Kutan'ın 633 oy, Abdullah Gül'ün
521 oy alması medyamızın 'gü/'lennı sevince boğ-
muş, bir demokrasi coşkusu yaratmıştı...
Puslu bir Ankara gecesine hazırianıyorduk...
Dışanda bozkır akşamının alev alev tutuşan yıl-
dızlan attında, Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin çö-
zülpp çözülmeyeceğini tartışıyorduk...
Üç kişi yakalanmıştı...
Kimdi bunlar?
Galiba yine Iran bağlantısı vardı!..
Bunca yıllık suskunluk, bıraz da boşvermişlik biz-
leri kuşatan karanlık güç odaklannın hep işine ya-
ramamış mıydı?
Gözlerimi yumdum...
TÜYAP'ta Güldal Mumcu'yla bir süre konuş-
muştum...
Güldal, "Biryol açıldı" deyip ekliyordu:
"Ortada sadece dört-beş kişı var..."
• • •
Hüznün tam orta yerinde buluşan anneyi düşü-
nüyorum bir Ankara gecesinde...
Gecenin içinde bir çığlık yankılanıyor. Bir ölüm
sancağı çekilmiş dudaklarda kopan fırtınayı anım-
satıyor...
Ulucanlar'da o tutuklu insanlan kim öldürdü?
Kutlu Savaş'ın hazıriadığı Susuriuk raporunda
11 sayfa, kamuoyundan niçin gizlenmişti? Gizlenen
bölüm bir devlet sım mıydı?
Raporda nedense Susuriuk çetesiyle ilişki içeri-
sinde olan dinci terör örgütleri yer almıyordu.Yıne
aynı raporda Güneydoğu'da itirafçılar ve güvenlik
güçleriyle birlıkte hareket eden (1993-1996) Isla-
mi Hareket ve Hizbullah'ın yaptığı eylemler anla-
tılmıyordu.
Neden? Niçin?
Tün<iye Büyük Millet Meclisi Faili Meçhul Siyasi
Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun (1994) rapo-
~runda, dinci terör örgütleri önemli yer tutuyor ve
şöyle deniliyordu:
"Diyarbakır'da yakalanan örgüt mensuplannın
ifadelerinden anlaşıldığı üzere; Hizbullah adı attın-
da örgütlenen oluşumun örgüt şeması, gerek Di-
yarbakır gerek Batman ve gerekse de Mardin 'de
aynı şekildedir. Herşeyden önce başlannda bir so-
rumlu, buna bağlı istişare meclisi, bunun yanında
tebliğ kanadı (Diyarbakır'da bu kanat 3 kolda faali-
yet göstermektedir) faalıyet göstermekte, bu ka-
nat yöresel bazı özellikleri göz önünde tutarakya-
pılanmasını genışletebiimektedir. Bu iki kanadın
yanında bir de askerikanat bulunmaktadır. Kaldı ki
örgütlenme şemalan yanında örgûtün işleyiş tarzı
da aynı şekilde olmaktadır. Bunlaraynı yayın organ-
lannı takip etmekte, aynı görüşlenpaylaşmakta, ay-
nı şekilde camilerde, Kuran kurslarında, çay
ocaklannda, medreselerde, kitapevlerinde topla-
nıp örgütlenmektedir. Bu bılgilerden de herne ka-
dar örgütyapısı ve üst yönetim ile çalışma usulle-
ri tam olarak deşifre edilememiş ise de dıştan ba-
kıldığında bunlararasında irtibat olduğu görûlmek-
tedir. Bunlann aynı ideolojiyi benimseyip aynı kav-
ramlardan hareketle şeri esaslara dayalı kendi yo-
rumladıklan gibi bir lslam devleti kurmayı amaçla-
dıklan göz önünde tutulursa bu fikrimizin doğru ol-
duğu görülmektedir."
• • •
Bizi mayıslar bozguna uğrattı, haziranlan yaşat-
madan...
Bir bozkır akşamında Ankara...
Sabahın ilk ışıklan...
Yeni bir gün...
Annenin bana uzattığı kâğıt parçası:
"Ulucanlar katliamının hesabını kim verecek?"
Kızılay'da yürüyorum...
Insanlartelaşlı...
Çankaya'da Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel son basın toplantısını yapıyordu...
Büroda arkadaşlaria Uğur Mumcu ve Ahmet
Taner Kışlalı cinayetlerinin çözülüp çözülmeyece-
ğini konuşurken Sincan'da yine silah ve patlayıcı
bulunduğu haberi geliyor...
Sincan cephaneliğe dönüşürken devlet neredey-
di?
30 kiloya yakın C-4 tipi bombayla ne yapacak-
lardı?
Şafağın yolunu açan o suskun akşamlan düşü-
nüyorum...
Ihaneti, o belli belirsız titreyişleri, erişmez gücün
sonsuz inceliğini...
Sonra umudun, umutsuzluğun; sevincin, hüz-
nün resmine bakıyoruz hep biriikte...
Bir yüreğin çırpınışını duyuyoruz!..
Galiba aydınlık, açması zor bjr tomurcuk gül gi-
bidir bu mevsim!..
Ama açacak!..
Tıpkı umudun kilidini açmaya çalıştığımız gibi!..
hikmet.cetnkaya(a cumhuriyet com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
y
"Devlet isterse katillerhemen
yakalanır" dtyen ve ardındân
"önümüzde bir duvar var.
Tuğlanın birini çekşek duvar
üstümüze yıkıhr" diyen Meh-
met Ağar bu ülkede yaşıyor
ve bu ülkenin pariamenteri.
g ç ş
cü" açığa çıkarmak gerekmi-
yor mu? Bu, katilleri yakala^
yart polis örgütûnûn işi d e g l ^
Bir duvardan söz edenleri,
duvann variığını bilenlen ko-
nuşturacak siyasal gücün
ödevi bu. Demokrasilercte bu
güce "hükümet" denıyor.
BAŞSAĞLICI
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Istanbul ll
^Müdürü Vedat Bayram'tn kardeş^
HÜSEYIN BAYRAM m
vefatını üzüntü ile öğrenmiş bulunuyoruz.
Bayram ailesine başsağlığı dileriz.
CUMHURİYET SPOR SERVİSİ