17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16MAYIS2000SAU CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 5 3 . ULUSLARARASI CANNES FİLM F E S T 1 VALİ Eşikteki şeytânlar ve heriışireler VECDİ SAYAR Çin'in Japonya'ya en yakın kıyısın- daki ücra bir koyda yaşayan yoksul mu yoksul bir köylünün kapısı çalınır bir gece. tki çuval emanet eder bir yaban- cı. Çuvallan Noel'de gelip alacağını, içindekilere bir şey olursa, başına bü- yük bela geleceğini söyler ve gider. Çu- vallann içinde iki insan vardır. Bir Ja- pon askeri ve Çinli çevirmeni. Zaman savaş zamanıdır ve ülkenin bir bölümü Japon işgali altındadır. Köy meclisi, emanetlerin kılına zarar gelmemesi için çırpınır. Ama ışler beklendiğı gibi git- mez. Noel gelir geçer, kimselergörün- mez ortalıkta. Tutsak Japon askeri (köy- lüler onu ahçı sanmaktadır, çevirmen öyle tanıttığı için), kendisini öldürtmek ve bu dünyaya onuru ile veda etmek is- temektedir. Bu yüzden bildiği bütiin küfürleri sıralar gün boyu. Ne var ki çe- virmen onun sözcükleri yerine hep fark- lı sözcükleri kullanır. Çınliler, bir süre kararsız kaldıktan sonra tutsaklan or- tadan kaldırmanın tek çözüm olduğu- na karar verirler. Ama köyde bu ışe gö- nüllü bir tek kişi bile çıkmaz. Çinlile- rin kendilerine gösterdıği sıcak ilgi kar- şısında bir Öneri getirir Japon askeri. On- lan Japonlara teslim ettikleri takdirde, tüm köye bir yıl yetecek kadar yiyecek venlecektir. Köy meclisi, bu öneriyi kabul eder. Japonlar da sözlerinde dur- mayacak kadar onursuz değiller ya... Ama ışler gene beklendiğı gibi gitmez. Savaşın kurallan, insanlığın değerlen- ne üstün gelir. Hıç değışmez sandığı- mız insanlann değıştiğını görürsünüz, iyiler kötüye, kötüler ıyiye dönüşüve- rir. Çinli yönetmen Jiang VVen, "Eşikte- ki Seytanlar" adlı iki saat kırk dakika- lık siyah beyaz filmi ile Altın Palmı- ye'ye güçlü bir aday kanımca. Savaşın son günlerini filmıne fon olarak seçen Wen, tarihsel bir öyküden derin bir insanlık dramı çıkartmayı ba- şanyor. Üç saate yakın bır süre, azal- mayan bir ılgı ve hayranlıkla izliyorsu- nuz, filmin kahramanlannın sahıp ol- duğu farklı değerieYı ve aralahnüakı uzlaşmaz çelışkıleri. Ulusal kimlıkler- le, ınsanı değerlenn çatışmasından na- sıl bir sonuç çıkacağını merak edıyor- sunuz. "Kapıdaki Şeytanlar"ın da ın- san oldugunu, ama "mutlu son"a ulaş- manın mümkün olmadığını anlıyorsu- nuz sonuçta. "Eşikteki Şeytânlar", "öte- kf korkusu ile yaşayan bir toplumun bilinçalhnı çok ıyi yansıtıyor. Benzeri • Çinli yönetmen Jiang Wen, - "Eşikteki Şeytanlar" adlı siyah beyaz filmi ile Altın Palmiye'ye güçlü bir aday. • Marquez'in oğlu Rodrigo Garcia'nın ünlü oyuncu kadrosu ile ayakta duran filmi iç içe geçen beş öyküden oluşuyor. korkularla yaşayan bütün toplumlann bu filmden ögreneceğı şeyler var. Kuş- kusuz, salt konusu açısından değil, an- latım yetkinliğı açısından da övgüyü hak ediyor NVen'in fılmı. Seyırciye dü- şen ıse farklı bir sinemadan tat almayı ögrenmek, Azıcık sabır, sızın de değer yargılannızı sorgulamanıza yol açabı- lir. Kırmıa karanfilü yüzbaşüar Tıpkı Çinli yönetmen Wen gibi, Por- tekızlı Maria de Medeires da oyuncu- luktan gelıyor ve tıpkı Çınlı meslekta- şı gibi o da ülkesının siyasal tanhinden bir kesıti yansıtıyor. Yıllardan 1974, aylardan nısan. Bir gece radyoda "Gran- dola" şarkısı çalınmaya başlar. Ordu- nun apoleti hiç de kalabalık olmayan su- baylannca başlatılan Portekız devrımı- nın ilk işaretıdır bu. Medeiros, Porte- kiz'i diktadan kurtaran sömürgelerin özgürleşmesıne yol açan bu devnmı, onu yaratanlann gözünden anlatıyor Top- lumu esaretten veyoksulluktan kurtar- maktan başka hedeflen olmayan, amaç- lanna ulaşmak ıçın nasıl bır polıtika ızleyeceklenni bilmeden yola çıkan bu genç subaylann yanında. her dönemin adamlan, olaylann gensınde kalmak- tansa önünde olmayı yeğleyen oportü- nıst subaylar da yer alıyor kuşkusuz. Me- deiros, "kınnızı karannili devrinT ola- rak tanınan Portekız devnminin çeliş- kılennı, farklı kesimler arasındaki ça- tışmalan yansıtıyor filmınde. Gerçek- lerden yola çıktığı için, her şeyi anlat- mak tuzağına düştüğü, kimi zaman ay- nntılarda kayboldugu söylenebilir, ama gene de fılmm temel hedefine ulaştı- ğmı, Portekız devnminin ılk günlerin- deki kitlesel coşkuyu, içtenligr vebu iç- tenlikle atbaşı giden şaşkmlığı çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Benzer ma- ceralar yaşayan toplumlara söyleyecek şeylen olan, iyi yönetilmiş, iyi oynan- mış bir film. Bir Hollywood masah Yarışmanın en keyifli anlanndan bi- rı olan, Neil Labute'un "Hemşire Ken Loach, 'Ekmek ve Güller'deişçüerin ve göçmenlerin sorunlarına değiniyor 'Tatil için göç etmiyorlar'Kültür Servisi - tngıliz yönetmen Ken Loach, perşembe günü Cannes'da gösterilen 'BreadandRoses'(Ekmek ve Güller) filminde 2000 yılında iş- çilerin durumlannı hikâye ediyor. 9O'lı yıllann başında Los Angeles'ta geceleri bürolan temizleyen işçüerin haklannı savunmak için sendikanın başlattığı kampanyadan yola çıkarak oluşturulan senaryo, daha önce 'Car- la'nm Şartası' ve 'Benim AdmıJoe'yu yazan Paul Laverty' e ait. Loach'un Amerika'da çektiği ük film olan 'Ek- mek veGûller'deki karakterlerin ço- ğu Latin Amerikalı olduklan için fil- min çoğu Ispanyolca. İşçüerin yönetmeni Loach Bırçok ışverenın sendika adını du- yar duymaz özel güvenlik görevlile- rini çağırdığı, sağlık sigortası yap- madan ışçi çahştırdığı, buna karşı çı- kanları da acımasızca bastırdığı ve özellikle de Amerika'da göç eden ve sadece bir parça ekmek yıyebilmek için her türlü olumsuz ve kanunsuz şartlarda çalışan göçmenleri çahştır- dığı günümüzde, 'Ekmek ve Güller' aslında en zengininden en fakir ülke- ye kadar bütün dünyada yaşanan de- rin bir sorunu açığa çıkanyor. Film, biri her şeye boyun eğmiş, öteki ise cesur ve savaşçı Meksikalı iki ktz kardeşin bikâyesi çerçevesin- de. sendikacı Sam'in (AdrienBrody) ışçiler için yavaş, sancılı ama sonuç- ta zafer dolu savaşımlarmı konu edi- yor. 'İşçilerin yönetmeni' Loach, ken- dine özgü diliyle tüm dünyadaki emek- çilerin duygulannı, korkulannı, sorun- lannı ve küçük mutluluklarım sine- maya aktarmış.— —— — 64 yaşındaki yönetmen *McDo- nakl's fllmleri' diye nitelediği Holly- menler ve hepsi sigortasız ve kanun- wood'un bulunduğu Los Angeles'ta =yıllar sonra neden ilk defafttarşek- tiğinı şöyle açıklıyor. "Hikâye bu şehirde geçen bir olay- dan esinlendiği için böyle bir karar al- dnn. Los Angdes insanlann araba- larda yaşadığı, zenginierin büyük du- ^- Yeni filminde sendikave göç^sorununu irdeleyen Ken Loach, inamlmaz boyutlara varan fakirliğin, insanlan ailelerinden aynlmaya ittiğini belirtiyor. Başta Avusturya olmak üzere bütün Avrupa'mn göçmenlere karşı çok acımasız oldugunu vurguluyor. varlarla ve özel korumalı villalann içine ûküdığu nüfusun \ansını oluş- turan faküierin ise yıkık dökük. pis mahaDelerde yaşamakzorunda oldu- ğu ürkfitttcü bir şehir. Burada çahşan işçilerin çoğu Latin Amerikah göç- suz işlerde çaîışıvor. Ben buradaki in- sanlarla konuşup çahşükian ortam- larda gezip bu filmi çektim." Baş karakter sendikacı Sam'i işçı- lerle gezinen, her olaya burnunu so- kan ve bütün zamanmı dayanışmanın ve birliğin değerini anlamak için har- cayan bırı olarak nıteleyen Loach, onun günümüzdeki sendika liderle- rinden çok daha farklı bır kışihğe sa- hıp oldugunu söylüyor. behrten Loach, aym zamanda göç problemini de irdeliyor. "İnsanlar tatil için fllkelerinden göç etmKor" diyen Loach bu olguyu şöyle belır- Daha iyi bir yaşam tçm^ SanVuTışçılen sadece ekonomık olarak öç almaya itmekten çok, daha iyi bir yaşam talep etmeleri içnr ça- baladığını belirten Loach, "Hangi Avrupalı Uder böyle bir şeyi düşler ki" diye soruyor. Rosa Lusembo- urg'un deyimi 'ekmek ve güller'den yola çıkarak fümin ismini koyduğunu "Viiksfk hmııfhra varan fakiriik, insanlanaOelerinden aynhnaya itiyor. Ama başta Avusturya olmak üzere bütün Avrupa, göçmenlere karşı çok acımasız. Sol görüşlü Kderler,Blaır ve D' Alema bile aynı hataian yapıp, on- lan yaratan ve bu noktaya getiren iş- çileri unutup işadamlannın yanında ver aldılar." Betty"si de bir toplumun kendini eleş- tirebilmesinin güzelliğini yansıtan bir başka örnek. "Tipik" Amerikalmın, özellikle orta sınıf Amerikan kadım- nın birportresini çiziyor Labute, "Hem- şireBettv" adlı üçüncü filminde ("Er- tekkrin"EşKğinde''adlıilkrılmini - 1997- anımsayanlar olabilir). Küçük bir Kansas kasabasında, bır barda çalışan Betty, ünlü bir televizyon dizisinin kahramamna âşıktır. Özel yaşammın bile önüne geçer, bu televizyon kahramanı ile kurduğu düşsel ilışki. Ne var ki yaşadığı bir şok, dengesini tümden yitirmesine, kendisini gerçekten de o televizyon dızısınin kahramam doktorun terk et- tiği nişanlısı sanmasına neden olacak, Amerika'yı bir baştan öbür başa kate- derek sevgisine kavTjşmak isteyecek- tir. Peşinde de iki katil ve polisleri sü- rükleyerek. "Hemşire Betty"nin, iki saat süresince seyircıye keyifli anlar ya- şatmayı amaçlayan bir film olarak, he- defi on ikiden vurduğunu söyleyebi- lirim. Amerikan değerlerini eleştir- mek açısından da daha önceleri izle- diğimiz benzerlerinden geride kalır yanı yok. Beyazcamda izlediği kahramanla özdeşleşen ve beyazcamın sunduğu değerler dışında kendine özgü hiçbir değere sahip olmayan sıradan Ameri- kan vatandaşı ile çok iyi dalga geçiyor. "EdTVVlruınanShowVPleasant- vflle'' gibi fılmlerde de başan ile kul- lanılan gerçek dünya ile yanılsamanm geçişkenliği temasmı bir kez daha ele alıyor. (Televizyon dizisinin 'kurfoan'ı genç kız, sonuçta bu dizinin bir par- çası, yani 'katil'lerden biri oluveriyor.) Kullandığı öğelenn hemen hepsi de klişelerden ıbaret (AnfYümaz'm "Ah Beiinda"sını da anımsamamak elde değil.) Ama bu klişeleri çok iyi kulla- nıyor Labut. Ve gerçekten zor bir rolün (aptal kı- zı oynamak kolay mı sanıyorsunuz?) altından büyük bir başan ile kalkan Renee Zeihveger'in de katkısı ile bize Çannes'da pek âdetten olmayan neşe- li bir gece geçirtiyor. Bu iyüiğin mü- kafatını alacak hiç kuşkusuz; iyi bir gı- şe ile... Renee'ye de bir oyuncu ödü- lü düşer mi bilemem. Filmin en güzel yanlanndan biri, "rüyafabrikası*' Hollyvvood'un -herne kadar sınema değil televizyon dünya- sını konu alarak, kendini biraz dışar- da tutsa da- kendi dünyası ile (senar- yolann sığlığı, oyunculann aptallığı ve çıkarcüığı, yapımcılann her türlü in- sani duyguyu kullanmakta bir an bile tereddüt etmetnesi vb.) dalga geçme- si. Bir ulusun, bir sektörün kendisi ile dalga geçmeyi becerebilmesi, bir sağ- lık işareti değil de nedir? Bir İtalyan ev kadınımn sıra dışı macerası Tıpkı, "Yönetmenlerin Onbeş Gû- nü"nde izlediğimiz, SUvkt Soldini'nuı "Ekmek ve Lalder''inde olduğu gibi, italyan kimliği ile dalgasım geçiyor Soldinı ve ttalyanlara özgü nitelikleri kimi zaman abartarak, kımi zaman ter- sıne çevirerek, keyifli bır İtalyan ma- sah getiriyor karşımıza. Çannes'm çatık kaşlı eleştirmen kit- lesinden fazla parlak notlar almasa da seyircinin gönlünü çalmasını bilen, iki saat içinde onu pozitif enerji ile, yani yaşama sevinci ile yükleyebilen bir film. Kuşkusuz bir masal Soldini'nin anlattığı. Tam bir kaçış öyküsü. Ama, kısa bir süreliğine de olsa, insana, "keş- ke ben de hayallerimi gerçekleştirmek için bir seyler yapabilseydîm'' dedirti- yor. Hangimızın gönlünde, hep çal- mayı düşünüp de çalamadığı bir mü- zik aleti, gitmeyi düşünüp de gideme- diği bir kent yoktur? Oysa yapılacak şey çok basit, diyor Soldini. Kendi ha- yatınız hakkında bir karar verin. Kısa bir süreliğine de olsa değmez mi? Sol- dini'nin anlanmı özentiden uzak ve sı- cacık. Ev kadırunın tutsaklığı üstüne bir film daha, diye küçümsemeyın hemen. Masal anlatırken bile gerçeklerden, aynntılardan destek alan iyi bir güldü- rü nasıl olurmus, diye izlemeye değer en azından.Kadının sorunlan bu yılın ana temalanndan bih' besbelli. "Belli Bir Bak^"m açılış filmi "Bir Baloşta Onun Hakkında SÖykvebileceğin Şe>- ler" (Things You Çan Tell Just by Lo- oking at Her), ünlü romancı Gabriel GarciaMarquez'in oğlu RodrigoGar- da'nın imzasmı taşıyor. Çağımızm bir başka sorununa, bire- yin yalnızhğma kadın açısından ba- kan bir film. Oyunculannın (Glenn Close'dan HoDy Hunter'a, Cameron Diaz'dan Valeria Goüno'ya görkemli bir liste) çabalan ile ayakta duran film, iç içe geçen beş öyküden oluşuyor. Hep- si de yaimfolân bu kadınlar hakkın- _. da ilk bataştane söyleyebılırsimz? Gar- cia, insanlann kendisi ile yüzleşmek- ten kaçındığını, süreklı yalanlara sığın- dığını, iki insan arasındaki ilişkilerin ise hiçbir zaman dışandan göründüğü gibi olmadığını anlatıyor filminde. Bir ük film için yeterince iyi niyet ve ça- ba var, ama beni çok heyecanlandırdı- ğını söyleyemem. ktanbıMBfeıesKumpanyası CRfTde I Kültür Servisi - Istanbul Blues Kumpanyası bugün saat 20.00'de 'V Uluslararası CRR Gençlik Festivali' kapsamında Çemal Reşit Rey Konser Salonu'nda konser veriyor. Kurulduğu ilk dönemlerde 'jugband' formatmda blues icra eden topluluk daha sonra Anadolu, Orta Asya ve Ban Afrika geleneksel müzikleTİ ile gospel, cajun, worksong ve delta blues gibi Afro-Amerikan müzık formlannı beraberce kullandı. Konserde ilk iki albümlennden seçtığı parçalann yanı sıra üçüncü ve dördüncü albümleri için hazırladığı çalışmalan da seslendırecek. Koç Üniversitesi Oyuncuları Grubu, 4 oyun sahneliyor • Kültür Servisi - Koç Üniversitesi Oyunculan Grubu, Dano Fo - Franca Rame'nin 4 kısa oyununu bugün saat 20.30'da, yann 18.00'de ISTEK Vakfı, Atanur Oğuz Tiyatro Sahnesi'nde ' sunuyor. 1999- 2000 eğitim yılının başından itibaren, Dario Fo-Franca Rame'nin 'Dost Ses', 'Hamıle Adam', 'Uyanış' ve 'Japon Kuklası' adlı oyunlannı Ahmet Levendoğlu'nun yönetmenliğinde çalışan tiyatro topluluğunun bu ' gösterileriyle 'Dost Ses', 'Hamile Adam' ve 'Japon Kuklası' Türkiye'de ilk kez sahnelenmiş olacak. İzmir Devtet Senfoni Orkestrast 19 Mayıs'ta Efes Antik liyatroda • tZaMİR (AA) - tzmir Devlet Senfoni Orkestrasıy (İZDSO) Izmir'in kuruluşunun 5000. yıldönümü nedeniyle Efes Antik Tiyatro'da, 19 Mayıs'ta Kültür Bakanı Istemihan Talay'm desteğiyle bir konser verecek. Rus şef Konstantin Krimetz'in orkestrayı yöneteceği konsere, solist olarak gitar sanatçısı Angel Romero, tahta flütü dünyaya tamtan Bulgar sanatçı Teodisii Spassov ve Alman harmonika sanatçısı Rene Giessen katılacaklar. Gelecek hafta biletleri satışa çıkacak olan konserde, Rodrigo'nun 'Gitar Konçertosu', Copland'ın 'Fangar for the Comman Man', Enescu'nun 'Romen Rapsodisi', Grozdanov'un 'Scherzo', Ravel'ın 'Bolero' ve 'Otvad Granitzada' adlı besteleri seslendirilecek. , Haneti Yeter ile Yımus Tonkuş'un sepgisi Tolga Etj Sanatevî'nde • Kühür Servisi - Hanefı Yeter'in resımlerinin ve Yunus Tonkuş'un heykellerinin yer aldığı ortak sergi bugün Tolga Eti Sanatevi'nde açüıyor. Yurtiçı ve yurtdışında müze ve özel koleksiyonlarda birçok yapıtı bulunan iki sanatçının yeni işlerinin sunulduğu sergi 10 Haziran'a dek devam edecek. Varlık depgmnde Biriken Zenginliklerin Paylaşımı' • KüMr Servisi - Varlık dergisinın mayıs sayısmda Biriken Zengmliklerin Paylaşımı: Potlaç ve 'Annelik ve Ayaklar Altmdaki Cennet' başüklı konular ön planda ele almıyor. Neal Keating'in 'Potlacın Modern Dünyadaki Karşılıklan Olarak Ayaklanma ve Yağma', Yaşar Çabuklu'nun 'Fazlamn Laneti', Rahmi G. Öğdül-Süreyya Evren'in 'Potlaç Bir Trafik Kazası mıdır?' adlı yazılan bulunuyor. Uluslararası Karadeniz Tıyatpo Festivali bugün baştayor • Kühür Servisi - Karadenız'e kıyısı bulunan ülkelerden tiyatro topluluklannın katılacağı' 1. Uluslararası Karadeniz'e Kıyısı Bulunan Ülkeler Tiyatro Festivali' bugün başlıyor. 24 Mayıs'a dek sürecek olan festival Trabzon'da gerçekleşecek. Devlet Tiyatrolan'nm bir süre önce Karadeniz'e kıyısı bulunan ülkelerin kültür bakanlıklanna sunduğu 'Karadeniz Tiyatro Festivali' proje önerisi olumlu karşılandı. Festivale Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya Federasyonu, Gürcistan ve Türkiye katılacak. • Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun ev sahipliği yapacağı festival, Devlet Tiyatrolan ile Atatürk anıtına çelenk konulması ve buradan Haluk Ongan Sahnesi'ne festival yürüyüşü yapılmasıyla başlayacak. Şinasi ÖzdenoğhJ ŞÜP yanşması H Kühür Servisi - Şair ve yazar Şması Özdenoğlu _adına, her yıl Mülkiyeüler Birliği Vakfı'nca şiir, _ çeviri, öykü alanmda düzenlenen ödüllü yanşmanın altıncısı, 2000 yüında şiir dalında gerçekleşiyor. Yaş kısıtlaması olmayan yanşmaya katılmak isteyenler, daha önce yayımlanmış ve ödül almamış 3 şiiri bir rumuz ile ve içine ad, özgeçmiş, adres ve telefon numarası bulunan ikinci bir zarf ile birlikte en geç 21 Eylül 2000 tarihnıe kadar Mülkıyeliler - fliriiğt Vstkft Baskanhğı/Konur Sok. No: 1 r * Kızılay/Ankara adresine gönderecekler. Mehmet--.- Ayduı, Ahmet ûzer, özgen Seçkın, Çığdem Sezer ve Erhan Tezgör'den oluşan jünnin belirleyeceği = yanşma bınncisi 125 milyon, ikincisi 60 milyon7 üçüncüsü ıse 40 milyon liralık ödülle onurlandınlacak. Ekım 2000'de sonuçlan açıklanacak yanşmanın ödül töreninin 4 Arahk'ta Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yapdması düşünülüyor. Aynntılı bilgı için: (0312 418 55 72)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle