Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16MAYIS2000SAU CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kuttur@cumhuriyet.com.tr 15
5 3 . ULUSLARARASI CANNES FİLM F E S T 1 VALİ
Eşikteki şeytânlar ve heriışireler
VECDİ SAYAR
Çin'in Japonya'ya en yakın kıyısın-
daki ücra bir koyda yaşayan yoksul mu
yoksul bir köylünün kapısı çalınır bir
gece. tki çuval emanet eder bir yaban-
cı. Çuvallan Noel'de gelip alacağını,
içindekilere bir şey olursa, başına bü-
yük bela geleceğini söyler ve gider. Çu-
vallann içinde iki insan vardır. Bir Ja-
pon askeri ve Çinli çevirmeni. Zaman
savaş zamanıdır ve ülkenin bir bölümü
Japon işgali altındadır. Köy meclisi,
emanetlerin kılına zarar gelmemesi için
çırpınır. Ama ışler beklendiğı gibi git-
mez. Noel gelir geçer, kimselergörün-
mez ortalıkta. Tutsak Japon askeri (köy-
lüler onu ahçı sanmaktadır, çevirmen
öyle tanıttığı için), kendisini öldürtmek
ve bu dünyaya onuru ile veda etmek is-
temektedir. Bu yüzden bildiği bütiin
küfürleri sıralar gün boyu. Ne var ki çe-
virmen onun sözcükleri yerine hep fark-
lı sözcükleri kullanır. Çınliler, bir süre
kararsız kaldıktan sonra tutsaklan or-
tadan kaldırmanın tek çözüm olduğu-
na karar verirler. Ama köyde bu ışe gö-
nüllü bir tek kişi bile çıkmaz. Çinlile-
rin kendilerine gösterdıği sıcak ilgi kar-
şısında bir Öneri getirir Japon askeri. On-
lan Japonlara teslim ettikleri takdirde,
tüm köye bir yıl yetecek kadar yiyecek
venlecektir. Köy meclisi, bu öneriyi
kabul eder. Japonlar da sözlerinde dur-
mayacak kadar onursuz değiller ya...
Ama ışler gene beklendiğı gibi gitmez.
Savaşın kurallan, insanlığın değerlen-
ne üstün gelir. Hıç değışmez sandığı-
mız insanlann değıştiğını görürsünüz,
iyiler kötüye, kötüler ıyiye dönüşüve-
rir.
Çinli yönetmen Jiang VVen, "Eşikte-
ki Seytanlar" adlı iki saat kırk dakika-
lık siyah beyaz filmi ile Altın Palmı-
ye'ye güçlü bir aday kanımca.
Savaşın son günlerini filmıne fon
olarak seçen Wen, tarihsel bir öyküden
derin bir insanlık dramı çıkartmayı ba-
şanyor. Üç saate yakın bır süre, azal-
mayan bir ılgı ve hayranlıkla izliyorsu-
nuz, filmin kahramanlannın sahıp ol-
duğu farklı değerieYı ve aralahnüakı
uzlaşmaz çelışkıleri. Ulusal kimlıkler-
le, ınsanı değerlenn çatışmasından na-
sıl bir sonuç çıkacağını merak edıyor-
sunuz. "Kapıdaki Şeytanlar"ın da ın-
san oldugunu, ama "mutlu son"a ulaş-
manın mümkün olmadığını anlıyorsu-
nuz sonuçta. "Eşikteki Şeytânlar", "öte-
kf korkusu ile yaşayan bir toplumun
bilinçalhnı çok ıyi yansıtıyor. Benzeri
• Çinli yönetmen
Jiang Wen,
- "Eşikteki
Şeytanlar" adlı
siyah beyaz filmi
ile Altın Palmiye'ye
güçlü bir aday.
• Marquez'in oğlu
Rodrigo Garcia'nın
ünlü oyuncu
kadrosu ile ayakta
duran filmi iç içe
geçen beş öyküden
oluşuyor.
korkularla yaşayan bütün toplumlann
bu filmden ögreneceğı şeyler var. Kuş-
kusuz, salt konusu açısından değil, an-
latım yetkinliğı açısından da övgüyü
hak ediyor NVen'in fılmı. Seyırciye dü-
şen ıse farklı bir sinemadan tat almayı
ögrenmek, Azıcık sabır, sızın de değer
yargılannızı sorgulamanıza yol açabı-
lir.
Kırmıa karanfilü yüzbaşüar
Tıpkı Çinli yönetmen Wen gibi, Por-
tekızlı Maria de Medeires da oyuncu-
luktan gelıyor ve tıpkı Çınlı meslekta-
şı gibi o da ülkesının siyasal tanhinden
bir kesıti yansıtıyor. Yıllardan 1974,
aylardan nısan. Bir gece radyoda "Gran-
dola" şarkısı çalınmaya başlar. Ordu-
nun apoleti hiç de kalabalık olmayan su-
baylannca başlatılan Portekız devrımı-
nın ilk işaretıdır bu. Medeiros, Porte-
kiz'i diktadan kurtaran sömürgelerin
özgürleşmesıne yol açan bu devnmı, onu
yaratanlann gözünden anlatıyor Top-
lumu esaretten veyoksulluktan kurtar-
maktan başka hedeflen olmayan, amaç-
lanna ulaşmak ıçın nasıl bır polıtika
ızleyeceklenni bilmeden yola çıkan bu
genç subaylann yanında. her dönemin
adamlan, olaylann gensınde kalmak-
tansa önünde olmayı yeğleyen oportü-
nıst subaylar da yer alıyor kuşkusuz. Me-
deiros, "kınnızı karannili devrinT ola-
rak tanınan Portekız devnminin çeliş-
kılennı, farklı kesimler arasındaki ça-
tışmalan yansıtıyor filmınde. Gerçek-
lerden yola çıktığı için, her şeyi anlat-
mak tuzağına düştüğü, kimi zaman ay-
nntılarda kayboldugu söylenebilir, ama
gene de fılmm temel hedefine ulaştı-
ğmı, Portekız devnminin ılk günlerin-
deki kitlesel coşkuyu, içtenligr vebu iç-
tenlikle atbaşı giden şaşkmlığı çok iyi
yansıttığını düşünüyorum. Benzer ma-
ceralar yaşayan toplumlara söyleyecek
şeylen olan, iyi yönetilmiş, iyi oynan-
mış bir film.
Bir Hollywood masah
Yarışmanın en keyifli anlanndan bi-
rı olan, Neil Labute'un "Hemşire
Ken Loach, 'Ekmek ve Güller'deişçüerin ve göçmenlerin sorunlarına değiniyor
'Tatil için göç etmiyorlar'Kültür Servisi - tngıliz yönetmen
Ken Loach, perşembe günü Cannes'da
gösterilen 'BreadandRoses'(Ekmek
ve Güller) filminde 2000 yılında iş-
çilerin durumlannı hikâye ediyor.
9O'lı yıllann başında Los Angeles'ta
geceleri bürolan temizleyen işçüerin
haklannı savunmak için sendikanın
başlattığı kampanyadan yola çıkarak
oluşturulan senaryo, daha önce 'Car-
la'nm Şartası' ve 'Benim AdmıJoe'yu
yazan Paul Laverty' e ait. Loach'un
Amerika'da çektiği ük film olan 'Ek-
mek veGûller'deki karakterlerin ço-
ğu Latin Amerikalı olduklan için fil-
min çoğu Ispanyolca.
İşçüerin yönetmeni Loach
Bırçok ışverenın sendika adını du-
yar duymaz özel güvenlik görevlile-
rini çağırdığı, sağlık sigortası yap-
madan ışçi çahştırdığı, buna karşı çı-
kanları da acımasızca bastırdığı ve
özellikle de Amerika'da göç eden ve
sadece bir parça ekmek yıyebilmek
için her türlü olumsuz ve kanunsuz
şartlarda çalışan göçmenleri çahştır-
dığı günümüzde, 'Ekmek ve Güller'
aslında en zengininden en fakir ülke-
ye kadar bütün dünyada yaşanan de-
rin bir sorunu açığa çıkanyor.
Film, biri her şeye boyun eğmiş,
öteki ise cesur ve savaşçı Meksikalı
iki ktz kardeşin bikâyesi çerçevesin-
de. sendikacı Sam'in (AdrienBrody)
ışçiler için yavaş, sancılı ama sonuç-
ta zafer dolu savaşımlarmı konu edi-
yor. 'İşçilerin yönetmeni' Loach, ken-
dine özgü diliyle tüm dünyadaki emek-
çilerin duygulannı, korkulannı, sorun-
lannı ve küçük mutluluklarım sine-
maya aktarmış.— ——
— 64 yaşındaki yönetmen *McDo-
nakl's fllmleri' diye nitelediği Holly- menler ve hepsi sigortasız ve kanun-
wood'un bulunduğu Los Angeles'ta
=yıllar sonra neden ilk defafttarşek-
tiğinı şöyle açıklıyor.
"Hikâye bu şehirde geçen bir olay-
dan esinlendiği için böyle bir karar al-
dnn. Los Angdes insanlann araba-
larda yaşadığı, zenginierin büyük du-
^- Yeni filminde sendikave göç^sorununu irdeleyen Ken Loach, inamlmaz boyutlara
varan fakirliğin, insanlan ailelerinden aynlmaya ittiğini belirtiyor. Başta Avusturya
olmak üzere bütün Avrupa'mn göçmenlere karşı çok acımasız oldugunu vurguluyor.
varlarla ve özel korumalı villalann
içine ûküdığu nüfusun \ansını oluş-
turan faküierin ise yıkık dökük. pis
mahaDelerde yaşamakzorunda oldu-
ğu ürkfitttcü bir şehir. Burada çahşan
işçilerin çoğu Latin Amerikah göç-
suz işlerde çaîışıvor. Ben buradaki in-
sanlarla konuşup çahşükian ortam-
larda gezip bu filmi çektim."
Baş karakter sendikacı Sam'i işçı-
lerle gezinen, her olaya burnunu so-
kan ve bütün zamanmı dayanışmanın
ve birliğin değerini anlamak için har-
cayan bırı olarak nıteleyen Loach,
onun günümüzdeki sendika liderle-
rinden çok daha farklı bır kışihğe sa-
hıp oldugunu söylüyor.
behrten Loach, aym zamanda göç
problemini de irdeliyor. "İnsanlar
tatil için fllkelerinden göç etmKor"
diyen Loach bu olguyu şöyle belır-
Daha iyi bir yaşam tçm^
SanVuTışçılen sadece ekonomık
olarak öç almaya itmekten çok, daha
iyi bir yaşam talep etmeleri içnr ça-
baladığını belirten Loach, "Hangi
Avrupalı Uder böyle bir şeyi düşler
ki" diye soruyor. Rosa Lusembo-
urg'un deyimi 'ekmek ve güller'den
yola çıkarak fümin ismini koyduğunu
"Viiksfk hmııfhra varan fakiriik,
insanlanaOelerinden aynhnaya itiyor.
Ama başta Avusturya olmak üzere
bütün Avrupa, göçmenlere karşı çok
acımasız. Sol görüşlü Kderler,Blaır ve
D' Alema bile aynı hataian yapıp, on-
lan yaratan ve bu noktaya getiren iş-
çileri unutup işadamlannın yanında
ver aldılar."
Betty"si de bir toplumun kendini eleş-
tirebilmesinin güzelliğini yansıtan bir
başka örnek. "Tipik" Amerikalmın,
özellikle orta sınıf Amerikan kadım-
nın birportresini çiziyor Labute, "Hem-
şireBettv" adlı üçüncü filminde ("Er-
tekkrin"EşKğinde''adlıilkrılmini -
1997- anımsayanlar olabilir). Küçük bir
Kansas kasabasında, bır barda çalışan
Betty, ünlü bir televizyon dizisinin
kahramamna âşıktır.
Özel yaşammın bile önüne geçer,
bu televizyon kahramanı ile kurduğu
düşsel ilışki. Ne var ki yaşadığı bir
şok, dengesini tümden yitirmesine,
kendisini gerçekten de o televizyon
dızısınin kahramam doktorun terk et-
tiği nişanlısı sanmasına neden olacak,
Amerika'yı bir baştan öbür başa kate-
derek sevgisine kavTjşmak isteyecek-
tir. Peşinde de iki katil ve polisleri sü-
rükleyerek. "Hemşire Betty"nin, iki
saat süresince seyircıye keyifli anlar ya-
şatmayı amaçlayan bir film olarak, he-
defi on ikiden vurduğunu söyleyebi-
lirim. Amerikan değerlerini eleştir-
mek açısından da daha önceleri izle-
diğimiz benzerlerinden geride kalır
yanı yok.
Beyazcamda izlediği kahramanla
özdeşleşen ve beyazcamın sunduğu
değerler dışında kendine özgü hiçbir
değere sahip olmayan sıradan Ameri-
kan vatandaşı ile çok iyi dalga geçiyor.
"EdTVVlruınanShowVPleasant-
vflle'' gibi fılmlerde de başan ile kul-
lanılan gerçek dünya ile yanılsamanm
geçişkenliği temasmı bir kez daha ele
alıyor. (Televizyon dizisinin 'kurfoan'ı
genç kız, sonuçta bu dizinin bir par-
çası, yani 'katil'lerden biri oluveriyor.)
Kullandığı öğelenn hemen hepsi de
klişelerden ıbaret (AnfYümaz'm "Ah
Beiinda"sını da anımsamamak elde
değil.) Ama bu klişeleri çok iyi kulla-
nıyor Labut.
Ve gerçekten zor bir rolün (aptal kı-
zı oynamak kolay mı sanıyorsunuz?)
altından büyük bir başan ile kalkan
Renee Zeihveger'in de katkısı ile bize
Çannes'da pek âdetten olmayan neşe-
li bir gece geçirtiyor. Bu iyüiğin mü-
kafatını alacak hiç kuşkusuz; iyi bir gı-
şe ile... Renee'ye de bir oyuncu ödü-
lü düşer mi bilemem.
Filmin en güzel yanlanndan biri,
"rüyafabrikası*' Hollyvvood'un -herne
kadar sınema değil televizyon dünya-
sını konu alarak, kendini biraz dışar-
da tutsa da- kendi dünyası ile (senar-
yolann sığlığı, oyunculann aptallığı
ve çıkarcüığı, yapımcılann her türlü in-
sani duyguyu kullanmakta bir an bile
tereddüt etmetnesi vb.) dalga geçme-
si. Bir ulusun, bir sektörün kendisi ile
dalga geçmeyi becerebilmesi, bir sağ-
lık işareti değil de nedir?
Bir İtalyan ev kadınımn
sıra dışı macerası
Tıpkı, "Yönetmenlerin Onbeş Gû-
nü"nde izlediğimiz, SUvkt Soldini'nuı
"Ekmek ve Lalder''inde olduğu gibi,
italyan kimliği ile dalgasım geçiyor
Soldinı ve ttalyanlara özgü nitelikleri
kimi zaman abartarak, kımi zaman ter-
sıne çevirerek, keyifli bır İtalyan ma-
sah getiriyor karşımıza.
Çannes'm çatık kaşlı eleştirmen kit-
lesinden fazla parlak notlar almasa da
seyircinin gönlünü çalmasını bilen, iki
saat içinde onu pozitif enerji ile, yani
yaşama sevinci ile yükleyebilen bir
film. Kuşkusuz bir masal Soldini'nin
anlattığı. Tam bir kaçış öyküsü. Ama,
kısa bir süreliğine de olsa, insana, "keş-
ke ben de hayallerimi gerçekleştirmek
için bir seyler yapabilseydîm'' dedirti-
yor. Hangimızın gönlünde, hep çal-
mayı düşünüp de çalamadığı bir mü-
zik aleti, gitmeyi düşünüp de gideme-
diği bir kent yoktur? Oysa yapılacak
şey çok basit, diyor Soldini. Kendi ha-
yatınız hakkında bir karar verin. Kısa
bir süreliğine de olsa değmez mi? Sol-
dini'nin anlanmı özentiden uzak ve sı-
cacık.
Ev kadırunın tutsaklığı üstüne bir
film daha, diye küçümsemeyın hemen.
Masal anlatırken bile gerçeklerden,
aynntılardan destek alan iyi bir güldü-
rü nasıl olurmus, diye izlemeye değer
en azından.Kadının sorunlan bu yılın
ana temalanndan bih' besbelli. "Belli
Bir Bak^"m açılış filmi "Bir Baloşta
Onun Hakkında SÖykvebileceğin Şe>-
ler" (Things You Çan Tell Just by Lo-
oking at Her), ünlü romancı Gabriel
GarciaMarquez'in oğlu RodrigoGar-
da'nın imzasmı taşıyor.
Çağımızm bir başka sorununa, bire-
yin yalnızhğma kadın açısından ba-
kan bir film. Oyunculannın (Glenn
Close'dan HoDy Hunter'a, Cameron
Diaz'dan Valeria Goüno'ya görkemli bir
liste) çabalan ile ayakta duran film, iç
içe geçen beş öyküden oluşuyor. Hep-
si de yaimfolân bu kadınlar hakkın- _.
da ilk bataştane söyleyebılırsimz? Gar-
cia, insanlann kendisi ile yüzleşmek-
ten kaçındığını, süreklı yalanlara sığın-
dığını, iki insan arasındaki ilişkilerin
ise hiçbir zaman dışandan göründüğü
gibi olmadığını anlatıyor filminde. Bir
ük film için yeterince iyi niyet ve ça-
ba var, ama beni çok heyecanlandırdı-
ğını söyleyemem.
ktanbıMBfeıesKumpanyası CRfTde
I Kültür Servisi - Istanbul Blues Kumpanyası
bugün saat 20.00'de 'V Uluslararası CRR Gençlik
Festivali' kapsamında Çemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda konser veriyor. Kurulduğu ilk
dönemlerde 'jugband' formatmda blues icra eden
topluluk daha sonra Anadolu, Orta Asya ve Ban
Afrika geleneksel müzikleTİ ile gospel, cajun,
worksong ve delta blues gibi Afro-Amerikan
müzık formlannı beraberce kullandı. Konserde
ilk iki albümlennden seçtığı parçalann yanı sıra
üçüncü ve dördüncü albümleri için hazırladığı
çalışmalan da seslendırecek.
Koç Üniversitesi Oyuncuları
Grubu, 4 oyun sahneliyor
• Kültür Servisi - Koç Üniversitesi Oyunculan
Grubu, Dano Fo - Franca Rame'nin 4 kısa
oyununu bugün saat 20.30'da, yann 18.00'de
ISTEK Vakfı, Atanur Oğuz Tiyatro Sahnesi'nde '
sunuyor. 1999- 2000 eğitim yılının başından
itibaren, Dario Fo-Franca Rame'nin 'Dost Ses',
'Hamıle Adam', 'Uyanış' ve 'Japon Kuklası' adlı
oyunlannı Ahmet Levendoğlu'nun
yönetmenliğinde çalışan tiyatro topluluğunun bu '
gösterileriyle 'Dost Ses', 'Hamile Adam' ve
'Japon Kuklası' Türkiye'de ilk kez sahnelenmiş
olacak.
İzmir Devtet Senfoni Orkestrast
19 Mayıs'ta Efes Antik liyatroda
• tZaMİR (AA) - tzmir Devlet Senfoni Orkestrasıy
(İZDSO) Izmir'in kuruluşunun 5000. yıldönümü
nedeniyle Efes Antik Tiyatro'da, 19 Mayıs'ta
Kültür Bakanı Istemihan Talay'm desteğiyle bir
konser verecek. Rus şef Konstantin Krimetz'in
orkestrayı yöneteceği konsere, solist olarak gitar
sanatçısı Angel Romero, tahta flütü dünyaya
tamtan Bulgar sanatçı Teodisii Spassov ve Alman
harmonika sanatçısı Rene Giessen katılacaklar.
Gelecek hafta biletleri satışa çıkacak olan
konserde, Rodrigo'nun 'Gitar Konçertosu',
Copland'ın 'Fangar for the Comman Man',
Enescu'nun 'Romen Rapsodisi', Grozdanov'un
'Scherzo', Ravel'ın 'Bolero' ve 'Otvad
Granitzada' adlı besteleri seslendirilecek. ,
Haneti Yeter ile Yımus Tonkuş'un
sepgisi Tolga Etj Sanatevî'nde
• Kühür Servisi -
Hanefı Yeter'in
resımlerinin ve
Yunus Tonkuş'un
heykellerinin yer
aldığı ortak sergi
bugün Tolga Eti
Sanatevi'nde
açüıyor. Yurtiçı ve
yurtdışında müze ve
özel koleksiyonlarda
birçok yapıtı
bulunan iki
sanatçının yeni
işlerinin sunulduğu sergi 10 Haziran'a dek devam
edecek.
Varlık depgmnde Biriken
Zenginliklerin Paylaşımı'
• KüMr Servisi - Varlık dergisinın mayıs
sayısmda Biriken Zengmliklerin Paylaşımı: Potlaç
ve 'Annelik ve Ayaklar Altmdaki Cennet' başüklı
konular ön planda ele almıyor. Neal Keating'in
'Potlacın Modern Dünyadaki Karşılıklan Olarak
Ayaklanma ve Yağma', Yaşar Çabuklu'nun
'Fazlamn Laneti', Rahmi G. Öğdül-Süreyya
Evren'in 'Potlaç Bir Trafik Kazası mıdır?' adlı
yazılan bulunuyor.
Uluslararası Karadeniz Tıyatpo
Festivali bugün baştayor
• Kühür Servisi - Karadenız'e kıyısı bulunan
ülkelerden tiyatro topluluklannın katılacağı' 1.
Uluslararası Karadeniz'e Kıyısı Bulunan Ülkeler
Tiyatro Festivali' bugün başlıyor. 24 Mayıs'a dek
sürecek olan festival Trabzon'da gerçekleşecek.
Devlet Tiyatrolan'nm bir süre önce Karadeniz'e
kıyısı bulunan ülkelerin kültür bakanlıklanna
sunduğu 'Karadeniz Tiyatro Festivali' proje
önerisi olumlu karşılandı. Festivale Bulgaristan,
Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya
Federasyonu, Gürcistan ve Türkiye katılacak. •
Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun ev sahipliği
yapacağı festival, Devlet Tiyatrolan ile Atatürk
anıtına çelenk konulması ve buradan Haluk
Ongan Sahnesi'ne festival yürüyüşü yapılmasıyla
başlayacak.
Şinasi ÖzdenoğhJ ŞÜP yanşması
H Kühür Servisi - Şair ve yazar Şması Özdenoğlu
_adına, her yıl Mülkiyeüler Birliği Vakfı'nca şiir, _
çeviri, öykü alanmda düzenlenen ödüllü yanşmanın
altıncısı, 2000 yüında şiir dalında gerçekleşiyor.
Yaş kısıtlaması olmayan yanşmaya katılmak
isteyenler, daha önce yayımlanmış ve ödül almamış
3 şiiri bir rumuz ile ve içine ad, özgeçmiş, adres ve
telefon numarası bulunan ikinci bir zarf ile birlikte
en geç 21 Eylül 2000 tarihnıe kadar Mülkıyeliler
- fliriiğt Vstkft Baskanhğı/Konur Sok. No: 1 r
* Kızılay/Ankara adresine gönderecekler. Mehmet--.-
Ayduı, Ahmet ûzer, özgen Seçkın, Çığdem Sezer
ve Erhan Tezgör'den oluşan jünnin belirleyeceği
=
yanşma bınncisi 125 milyon, ikincisi 60 milyon7
üçüncüsü ıse 40 milyon liralık ödülle
onurlandınlacak. Ekım 2000'de sonuçlan
açıklanacak yanşmanın ödül töreninin 4 Arahk'ta
Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde yapdması
düşünülüyor. Aynntılı bilgı için: (0312 418 55 72)