21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16MAYIS2000SAU 14 KULTUR kultur(a cumhuriyet.com.tr PORTAL DtKMEN GÜRÜN Tîyalro festivaü or...12. Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali 18 Mayıs Perşembe günü başlıyor. Bu akşamki açı- lış töreninde ise festivalin sponsorlan olan Türk Henkel AŞ ve Cognis AŞ'nin yanı sıra gösteri sponsorlan Efe Dış Tic. AŞ Thames Water ve Volksvvagen'e, aynca da katkılanndan dolayı yabancı kültür ofıslerine ve festivali destekleyen özel kuruluşlara teşekkür plaketleri verüecek. Ge- cenin bır özelliği de Yunanistan'dan gelen Eda- fos Dans Tiyatrosu'nun sunacağı "Medea'Man önce tiyatro dünyasının iki değerli sanatçısına artık gelenekselleşen "Onur Odûflcri"nin su- nulması. Ödüllerin bu yılki sahipleri Türkiye'den Genco Erkal ve yurtdışmdan da dünyaca ünlü bır sanatçı: Pina Bausch. 'Aşktı, gördüğûm orda' Sevgili Yıldız Kenter, "Dönüp baktım arka- ma / Avare çocukluğuma / Aşkn, gördüğûm or- da / Içtiğbn her yudumda / Isırdığun lokmada, varlıkta,yoklukta~" diyor; yazdıgı, yönettığı ve oynadığı "Hep Aşk Vardı"dan bızlere seslenir- ken. Sankı bu dızelerden esinlenmişçesine 12. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali 'nin te- malanndan birini de aşk oluşturuyor. Aşk üstü- ne çeşitlemeler... Tann'ya duyulan aşk, sanat aşkı, aşk, ihtiras, tutku... Evet, "Hep Aşk Var- ch" proje kapsamında katilıyor festivale ve se- yirciyle ilk kez burada buluşacak Olga Cynthia, Ayşe Yıldız, Fatma Leyla_ Festivalin açılış oyunu olan Edafos Dans Ti- yatrosu'nun "Medea"sı parçalanmış bir kişili- ği ve "aşkın karanlık kutsal bakiresi" olmanın yalnızlığını yansıtıyor. Mım, dans, resim ve mü- ziğin iç içe geçtiği bir gösteri. Belüni operala- nndan oluşan kolaj, Medea'nın trajik öyküsün- deki etkiyi daha da güçlendiriyor. "Masurca Fogo" bir Pina Bausch gösterisi. Fadolar ve momalarla bezeli. Portekiz kıyılann- dan bizlere ulaşan bir esinti. Bu esintide aşk var, yaşam var. sevgi var, duyarhlık var. Pina Ba- usch'un Hong Kong'la başlattığı "Kent vetnsan" projesı kapsamında bu kez de Lizbon için tasar- lanmış bir yapıt, ama iki yıl önce izlediğimiz "Cam Temideyicisi'> 'nde (Hong Kong için yapıl- mıştı) oldugu gıbı o kentın sınırları dışına taşan, açık denızlere ulaşan ve bızlere aşkı, sevgiyi sı- cak duygularla tartışma olanağı veren bir renk- ler bütünü. "Aşk deverirruhu_ Rııhun güçsüzKigunü, Tıp- kı oyundaki o köle krz gibL. Onun da adı Dilk- ra 'ydı galiba_. O neden öldûrüyor kendinL. Aşk! Aşk yüzünden!_." " „ Ve ayın ondördü gibi aşk her gece binlerceydbk, her bir gündüzdokuz gök mesafesinde >ol katettL." tstanbul Şehir Tiyat- rolan Kenan Işık'm Şeyh Galib'in Tannsal aş- ka ulaşmanın zorluklannı anJatan ünlü mesne- visi "Hüsn'ü Aşk"la kurduğu yakın ilişki sonu- cu yazdığı, yönettiği "Aşk Hastası" ile yerini alıyor bu temanın içinde. "Aşk Hastası" sanatın ve sanatçının yaranm sürecini irdeleyen soyut sem- bollerle zenginleştirilmış bır çalışma. Buluşmalar Asluıda tiyatro sanatı bir buluşmalar bütünü değil mi? Bu sözcüğün kapsadığı genış alanda en hoş buluşmalardan birini Anton Çehov ve Ferhan Şensoy gerçekleştiriyor "Fişne Pahçe- su"nda. Epik bır anlatımın öne çıktığ bu 'cüldü- rü' Laz müteahhitlerden Filipinli dadılara, cep telefonundan Karadenız'de yaşayan Nataşa'nın ("Üç Kız Kardeş") yaylaya çıkma özlemiyle ya- şamasına dek tipik bir 'Ferhan Şensoy klasiğT. li: "Brecht Burada ve ŞimdL" Buluşmak: Robert VVHson, Ryuichi Sakamo- to, Isabeua,RosseDini,Semiha Berksoy» tşte sah- ne üstünde güzel bır buluşma. Bu buluşmaya îs- tanbul'dan üç sanatçı daha katilıyor; Şahika Te- kand, Devrim Nas ve Yetkin Dikinciler (D.T. iz- niyle). Umberto Eco'nun "Önceki Günûn Ada- a" adlı felsefı romanından ve ChristopherKnow- tes'ın ton şıirlennden Robert VVUson'ın derledı- ğj yorumladığı bır çalışma "Önceki Günler: Olüm, Yıkun & Detroit III." Renk, ışık, ses, mı- mari, oyunculuk ve müzığın buluşması. Bu bü- yük yapımın gerçekleşmesinde payı olanlar, da- ha doğrusu sahne ötesinde buluşanlar ise ttal- ya'dan Change Performing Arts (Prodüktör ve Lıncoln Center Festival-New York, Uluslarara- • 12. Uluslararası Istanbul Tiyatro Festivali'nin Onur Ödülleri'nin bu yılki sahipleri Türkiye'den Genco Erkal ve yurtdışmdan da dünyaca ünlü bir sanatçı Pina Bausch. Ortaoyuncular bu yıl 20 yaşında. Bunca yıldır ortaoyunu geleneğinden, göstermecitiyatroöğe- lerinden beslenen ve de Şensoy'un zeki kalemiy- le, gözlem gücüyle seyirciyi besleyen bir toplu- luk Ortaoyuncular... Can Yöcel ve Genco Erkal festivalin renk ska- lasında birbaşka güzel buluşma. "Can"da bu iki değerli sanatçı bir araya geliyor. Can Yücel'in şiırlerindeki kabına sıgmayan zenginlikler Gen- co Erkal'ın dingin oyunculuğunda bır kez daha soluklanıyor. Erkal, Can Yücel'i kendınce, yük- sek sesle okurken bu buluşma dünyamızı zen- ginleştiriyor. Bir başka buluşma Bertolt Brecht, KurtVVeilLHansEisler ve HannaSchygullaara- sında gerçekleşiyor. Bu yıl ünlü besteci Kurt "Weill'ı dogumunun 100 ve ölümünûn 50. yılın- da Schygulla gösterisi ile anıyor tiyatro festiva- sı tstanbul Tiyatro Festivali, MC93 Bobigny Pa- ris. Bu bağlamda bir diğer buluşma da yine Ulus- lararası Istanbul Tiyatro Festivali, Hebbel The- ater (Berlin) ve 5. Sokak Tıyatrosu arasında ger- çekleşiyor. Murathan Mungan'ın "Dumnıl Ue Azrail" öyküsü Mustafa Avkıran tarafından yo- rumlaruyor. tlk kez festivalde perde açacak olan bu ortak yapım mitlerin günümüzdeki karşıhk- lannıntiyatrodayeniden tasarlanması üzerine ku- ruhııuş bir yapıt. Kimlikkr Lillian Hehnann; sol egilimli, "eylemci" kim- liğiyle Amerika'nın bir dönem siyasal ve top- lumsal yaşamına imzasını atmış güçlü bir yazar. Ve bu "bir dönem" pek de uzak değil. Lillian, Mc Carthy'nin başını çektiği Temsilciler Mec- lisi Amerika Karşıtı Eylemler Sorgulama Komi- tesi'ne karşı koyan onurlu bir kişi. Bu sene 10. yılını kutlayan Tiyatro Stüdyosu AhmetLeven- doğhı'nun yönettığı "Luüan" ile proje bazında katılıyor festivale. Lillian rolünde ise tiyatro dünyasında 35 yılını tamamlayan bu- sanatçıyı, Aliye Uzunatağan'ı ızleyeceğiz. Kumpanya Sahnesi ise "Sahte Kimh'kler 5 (Asnn Entrikası)" ile kimlik arayışını sorgulu- yor. Hep aynı kışilerin sürekli değişen kımlik- len dınamık olaylar dızısı içinde verihyor seyir- ciye. Absürd tiyatro, fars, müzikal ve polisiye geleneklerinden beslenen ilginç bir gösteri. Ümit Unal ve Kerem Kıırdoğju'nun yazdığı oyunun yönetmeni Kerem Kurdoğlu. Ve Britanya Adası "Britanya-Türkrye2000'' projesi kapsamında Royal Shakespeare Company ilk kez festivale ve de Türkıye'ye konuk oluyor. Wilbam Shakespe- are'in ünlü komedisi "HırçınKız" Lindsay Pos- ner'm yeni RSC yapımı. Hemen her kuşak bu oyunu yeniden keşfetti, yeniden yorumladı. Cin- sel politikalar bu oyunun içerdiği boş alanlarda tartışıldı. Bakalım Lindsay Posner'ın Kate ve Petruchio'su nasıl bu- boyuta taşıyacaklar bu tar- tışmalan tnternet çağında? Oscar Wflde Britanya Adası'nın sahip oldu- ğu zenginliklerden biri. Victoria çağının ikiyüz- lülüğüne, tutuculuğuna karşı çıkan özgürlükçü bir yazar. Asluıda, çağuruzı 1800'lü yıllarda ya- kalamış bir bilge kalem. Bu yıl ölümünûn 100. yılı. Tiyatro tstanbul Gencay Gürün'ün dilımi- ze çevirdiği ve yönettiği "tdealBir Koca" ile anı- yor bu önemli ve nedense bizde hep uzak duru- lan Oscar Wilde'ı. "Ideal Bir Koca" güçlü bir kadroyla festivalin konuğu oluyor. Atölye çalışmalan-konferanslar Festival kapsamında iki atölye çalışması ger- çekleştiriliyor. Tanztheater Wuppertal Dansçıla- n'run sunacağı 3 günlük çalışma sadece profes- yonel dansçılara yönelik olacak. Rumen asıllı Amerikalı yönetmen Andrei Serban ise bir haf- talık atölye çahşmasında gençtiyatrocularlases ve beden çalışmalan yapacak. Murathan Mungan'ın "Geçmişi YenidenSöy- lemek" başlıklı konferansı mıtler ve Mungan'ın bu mitlerle kurduğu iletışim üzerinde yoğunla- şırken Uluslararası Tiyatro Eleştırmenlen Bir- liği Başkanı Ian Herbert "Yeni tngiliz Tryatro Ya- zım" başlıklı konferansında tngiltere'nin genç kuşak oyun yazarlannı tanıtacak. Bu yazarlann zorladığı sınırlann, yıktığı tabulann üzerinde duracak... Oyunlar, atölye çalışmalan, konferanslar iki hafta süresince sizleri bekliyor... Edafos Dans Tiyatrosu, açılışta Dimitris Papaioannou'nun köreografisiyle 'Medea'yı sunuyor Smıdısıbir kadının ölümcültntkusıı ÜSTÜNGELtNANÇ tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi tara- findan düzenlenen 12. Uluslararası Is- tanbul Tiyatro Festivali, Yunanistan'ın ünlü topluluklanndan Edafos Dans Ti- yatrosu'nun sunacağı "Medea" üe bu- gün başlıyor. "Medea", Dimitris Pa- paioannou'nun çağdaş koreografisi, tüm dansçüann hassas, nüanslann üze- nnde titizlikle duran yorumlan ve Beüni'nin çeşitlı operalanndan derlenen etkileyici mü- zikal kolajıyla festiva- lin uzun yıllar akıldan çıkmayan gösterilerin- den bıri olmaya aday. 1986 yılında Ange- liki Stellatou ile bir- hkte Edafos Dans Ti- yatrosu'nukuran 1964 Atina doğumlu Dimit- ris Papaioannou, top- luluğun tüm yapımla- nna koreograf ve yö- netmen olarak imza at- mış. Önceleri resim eğitimi alan Pa- Dimitris Papaioannou • 'Zamanınve mekânın dışına taşan bir oyun yapma fıkri beni çok heyecanlandınyor. Ben bunu hepimizin ortak geçmişine dayanarak, hatıralanmızdan oluşan bir kaynaşmayı yansıtarak yapmaya çalıştım.' Mamma gibi önemli tiyatrolarla ve Haris Alexiou gibi önemli sanatçı- larla çalışmış. Yunanistan Deviet Dans Ödülü'nün de sahıbı olan Dı- mıtns Papaioannou tstanbul'a gelme- den önce sorulanrruzı yanıtladı. - u Medea n da özeUikİe ihanet tema- sıüzerindeduruyorsunuz: Medea'nın ihaneti ve kardeşlerini öldürme paha- suıa tason'a atbn postu vermesi ve la- son'un Medea'ya iha- neti. Her iki"ihanetTn de altını sevişme (her ne kadar birbirinden yapısal olarak a\ rüsa- lar da) ile çizerek tut- kuyu ve nefreti mi öne çıkarmak istediniz? Ben sadece bu sıra- dışı kadının tüm yön- lerini seyirciye aktar- maya çalıştım. Me- dea'nın temel özelliği kesinlikle tutku. Nef- retten ise o kadar emüı değilim. Medea'yı mutlu, âşık, umutsuz, kızgın ve bir katil olarak işledim. ta- son'u kabulleniş.ıni, onunla^şevişme-paioannou, 1983 yılında Amerika'ya Javd ediimı^ ve Uawkins St\ıdîo. I a .sinvseYİşiıkeıı onu nasıl bir hayvana 5stiıdir> (FIIMI StewartXgibi dönfiştürdûğûnû göstererek bu sıra dt şı kadınm "tutku"sunun nasıl kolay- hkla "öç"e dönüşebileceğini seyirci- ye sergilemek istedim. Böylece Me- dea'nın modern ahlaki değerlerin uza- ğına düşen "çocuklannı öldürme ey- temini" anlaşıhr kılmaya çalıştım. - "Medea"nın müziği için BeDmi'yi seçmenizin sebebi nedir? Maria Cat- önemli merkezlerde sıra dışı sanatçı- larla dans ve beden çalıştıktan sonra, özellikle butoh tekniği üzerine yogun- laşmış. Aynı yıllarda Yunanistan'da sahne tasanmcısı olarak büyük üne kavuşan Papaioannou, National The- atre of Greece, National Opera, Sta- te Theatre of Northern Grecee ve La las'ın Norma'sı ister istemez Pasoli- ni'nin "Medea"suuakla getiri>x)r. Böy- le bir gönderme var mi ya da Pasoü- ni'nin "Medea"sı sizin yorumunuziçin bir çıkış noktası ohışturdu mu? Pasolini'nin u MedeaM sınm benim üzerimde güçlü bir etkisi olmuştur Yalnız şunu özellikle belirtmek iste- rım kı^ Maria Callas_bizirn_"Me- dea"mızda biç duyulmuyoi Callas'ın büyükliigi'i yanında başka hiçbir şeyın varolmasına izin vermez. Callas da Yunanlı oldugu için bu yanlış anlaşıl- mayla hep karşılaştık. Bellini'nin mü- ziğini seçmemizin nedeni müzığın rü- ya benzen atmosferinde, espri ve dra- rrun aynı anda yansıtılmasıydı. Belli- ni'nin çeşitli operalanndan özellikle ka- dınlann acılannı anlatan tema ve ar- yalan bır araya topladık. Seçtığımız mü- ziğın herhangı bir desteğe ıhtiyaç duy- madan "Medea"mıza çok yakıştığını düşünüyorum. -Oyunun bir resim sergjsini, bir tab- lolardizisini, 50'K yıllardan siyah&be- yaz bir Amerikan filmini ya da "Ma- dam Butterfly"ı hatıriattığını sö>1e- mekmümkün. "Medea" başka sanat- sal disiplinlere de gnnArmpİprrİp bu- hınan çok katmanh bir vapıya sahip. Buseçiminzaman kavrammı ortadan kaldırdığı ve hikâveji zamansızve me- kânsız bir düzleme çektiği söylenebi- tirmi? Zamanın ve mekânın dışına taşan bir oyun yapma fikn benı çok heyecan- landınyor Ben bunu hepimizin ortak geçmişine dayanarak, hatıralanmız- dan oluşan bir kaynaşmayı yansıtarak yapmaya çalıştım. Benim yorumum, bir sahnede hapsolmuş bır grup oyun- cunun, sonunda kendileri için bile teh- likeli hale gelen bir miti, tekrar tekrar oynuyor olmasıydı. Umanm ki, seyir- ciye sahne üzerinde tanık oldugu her şeyin kınlıp parçalandığı izlenimini verebiliyoruz. -Oyunun dekorunda öne çıkan un- sur su. Bu Argos'a bir gönderme mi? Su, iki dünya arasındaki uzaklığı süngeliyor; Medea ile tason'un, kadı- nın ve erkeğin dünyasını. Bana göre su, güzelliği, duruluğu, derinligi ve tüm tehlikeleriyle "kadm"ı çagnşnn- yor. Suyun kullanımı, gerilimi devam- h ayakta tutacak kışkırtıcı birunsur ola- rak hızmet etti bana. - Medea'yı bir "koreodram" olarak adlandınyorsunuz. Oyunda da flginiz danstan çok hareketsizlikler üzerine yoğunlaşmış. Çeşitli hay\ansal temsil- lervevücutsalheykellerleçabşnuşsınız. Hayvanlar ve heykelleri tercih etmeni- zin nedeni nedir? Bana göre hareketsızlik; duraganlık da dansuı bir parçasıdır; tıpkı sessiz- liğin müziğin ya da boş alanın mima- rinin bir parçası oldugu gibi. Batının dans tekniği, bizi hep, yalnız büyütül- müş hareketlerin dans sanatını oluştur-^ duğunu düşünmeye itıyor. Ben çalış- malanmı her türlü hareketin dans ola- bileceği düşüncesi üzerine kurdum. Çizgi romanlann arketiplere dayalı uluslararası dili beni her zaman etki- lemıştir. Medea'nm mitsel atmosferi- ni çizgi romanlara (Papaioannou çiz- gi rnrnan çiypri nlaralf <iâ iin ışahihi) Ha- yanarak anköna fıkri bem hayvansal- davranış biçimlerine ve keskin jestle- re götürdü. Dansçılann vücutlannı bırer klasik= heykel olarak kullanmayı seçmemin nedeni ise bir antik Yunan mitiyle uğ- raşıyor olmamdı, klasik Yunan dünya- sı da mermerheykeller ve özellikle de çıplak bedenler yoluyla hatirlanagel- miştir. YAZI ODASI SELİM İLERİ Anılarda Bir Yazar AyhanBozfırat'ınDörtVo/^ğz/nda/c/Evroma- nını bugünlerde yeniden okuyacağım. Bendeki im- zalı baskıdan değil. Oğlak Yayıncılık'ın yeni basir mından. Dört Yol Ağzındaki Ev 1976'da yayımlanmışt. Ay- han Bozfırat dostumdu. O zamanlar Teşvikiye'de., oturuyordu, bir apartmanın üst katında. Sık sık. onlara giderdim. Kızı Sırma Köksal anlattı geçen- lerde: Sofrada her zaman tabağım olurmuş. De- rin bir özlem duydum. Ayhan Bozfırat hikâyeler yazardı. Dört Yol Ağ- zındaki Ev'in başında Sırma Köksal'ın incelikli ya- zısı var, hem yazan, hem anneyi anlatıyor. Aşağı- daki alıntı o yazıdan: "Annemin öykülerinin hemen hepsini çocuklu- ğumdan beri ezbere bilirim. Herşeyden önce an- nem, öykülerini yazılma sürecinde babama okur- du. Bu okumalan dinlemeyi severdim. Sonra ya- yımlandıklannda da okurdum ama kulağımda an- nemin sesi olurdu." Sırma beni yıllar öncesine götürdü. Ayhan Boz- fırat hikâyelerini bazan dostlanna da okurdu. öy- le güzel geceler hatıriıyorum. Bambaşka bir oku- yuşu vardı. Alıp sizi hülyalara götürür, kendisi de hep hülyalı okurdu. Oysa öyküleri kınk şeylerden söz açardı. Istasyon yayımlandığında (1971) Behçet Ne- catigil hayattıydı. Her yeni kitaba, her yeni yaza- ra gönlü açık ustamız Necatigil, Ayhan Bozfırat imzalı Istasyon'u okumuş, beğenmişti. O zaman- lar Huriye ve Behçet Necatigil'ın evlerine de çok sık giderdim. O zamanlar sanki herkes edebiyat- tan konuşurdu. Kitaplardan konuşulurdu. Dergiler- deki şiirterden, öykülerden incelemelerden... Necatigil sözlüğüne şöyle yazmış Ayhan Bozfı- rat için: "Gündelik hayat kesitlerinden, şiirii bir dille, ar- ka planlan çağnşımlara açık hikâyeler çıkardı." Gerçekten hepsi çağnşımlı hikâyelerdir. Dört Yol Ağzındaki Ev de çağrışımlarla yüklü bir romandır. Ayhan Bozfırat uzun uzadıya düşünerek yazardı. Kaptınp grtmez, her sözünde, her tümcesinde bir düşüncenin, birduyuşun izinı aranırdı. Bu evde bazan da Sait Faik'in hikâyeleri oku- nurdu. Yine yüksek sesle, yine Ayhan Bozfırat okurdu. Sait Faik'in duygudan duyguya savrulup giden, şiirini bir ruh parçalanmışlığından alan hi- kâyeleri, Ayhan Bozfırat'ınkilere hiç benzemezdi. Ama çok tuhaf, Sait Faik, Ayhan Bozfırat'ın hay- ran oldugu hikâyeciydi. Dört Yol Ağzındaki Ev'den önce mi sonra mı, şim- di hatıriayamıyorum, Bozfırat çocuk romanlan yaz- dı. Üç roman. Üçünü de çok severek okumuştum. Dört Yol Ağzındaki Ev bende buruk bir tat bırak- mıştır. Yazılışına tanıklık etmiştim. Okumalan gibi, yazışı da hüryalıydı Ayhan Bozfırat'ın. Yazarken, gün- delik hayattan sıynlıp gidiyordu. Romanın kişileri- ne ad takıp takmamakta kararsızdı. Ad yerine be- lirgin öbeklendirmeler: Yaşlı adam, ev sahibi, ka- dın... Ama bir kedi vardı romanda, adı Mestan'dı. Artık unutulmuş bu kedi adı kimbilir hangi anılar- dan çıkagelmışti yazara... Araya yıllar girdi. Ayhan Bozfırat'ı çok uzun za- man görmedim. Hastalandığını öğrendiğimdey- se, rahatsız etmekten çekindim. Sonra ölüm ha- beri. 1981 yılının son günüydü, Ahmet Oktay ara- dı, Ayhan Bozfırat ölmüş, Istanbul Radyosu yayı- nına bir şeyler söyledim. Soguk ve güneşli bir gün- dü, cenazeye katıldım. Galıba ertesi yıl, bir hikâye yazmaya başladım. Ayhan Bozfırat'ı öykü kişisi kılmaya çalışıyordum. 1970'lerin günlerinde, Teşvikiye'deki apartman ka- tında, yüksek sesle öyküler okunmuş gecelerde... Alımlı, güzei ve iyi kalpli bir kadın... Sonra yanm kaldı. Acı veriyordu bana. Dört Yol Ağzındaki Ev'in yeni basımı masamda Sayfalannı gelişigüzel açıyorum. Birden şu satır- lar "Tahta perdeyle çevrilmiş, yosunlu birbahçey- di bu. Tahta perdeye yeryerpaslı tenekelerte ya- ma yapılmış. Bahçede çamaşır ipleri vardı. Eski- miş, yağmuria rengini yitirmiş, kurşun renkli ça- maşıripleri. Iplere takılı unutulmuş birkaç mandal. Mandallann demirteripaslı. Ipin renginialmış man- dallar...' Tıpkı hayatlanmız gibi. Takvimde lz Bırakan: "sevinçlerin var mı, nerde I niye onlan hiç bil- miyorum" Gülten Akın, SessizArka Bahçeler, Ya- pı Kredi Yayınlan, 1998. hsancıl Atölyesi'nde bahar dönemi seminerleri başlıyor • KüMr Servisi - tnsancıl atölyesinin müzik ve sosyal bihmler alanlannı kapsayan bahar dönemi seminerleri mayıs ayının ikinci haftasuıdan itibaren başlıyor. Bugün başlayacak olan seminerlerden müzik alanında var olan değişik tartışmalann yer aldığı 'Müzik Üzerine Söyleşiler'i eğitmen Sarper Özsan gerçekleştiriyor. Araştırmacı-yazar Temel Demirer'in vereceği 'Dünya, Ülke, tnsan Ne Yapmalı' başlıklı seminerin yanı sıra atölyenin 'Şiir Kalkışmalan', 'Şiirimizde Temalar', 'Kadın Filozoflar', 'Edebiyat', 'Felsefe', 'Yazarhk' ve 'Tiyatro' üzerine seminerleri sürüyor. (249 8019) BUGUN • BtLGtÜNtVERStTESt'nde saat 19.00'da Nicholas Roeg'in 'Bad Tnning' adlı fılmi izlenebilir. ^ • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde saat = 19.00'da 'Etat des Lieux' adlı fılm izlenebilir. (244 44 95) • KADKÖY HALK EĞtTtM MERKEZt'nde Borusan tstanbul FDarmoni Orkestrası'run konseri gerçekleşecek. (292 06 55) • BABYLON'da saat 21.30'da Lawrence 'Bırtch' Monis'iıı konseri yeraiacak. (292 73 68) "BAKMStNEMA SALOIVU'nda saat 12.00W~ 'Uluslararası Istanbul Kukla Festivali' kapsamında Üsküdar Karagöz Tiyatrosu'nun ^ 'Karagöz Aya GkMyor' adlı gösterisi izlenebilir = (246 35 89) • KÜLTÜR DOSTLARI DERNEĞt'nde saat 19.30'da Vedat Günyol'un konuk olarak katılacağı 'Okudnklanmızı Paylaşahm' başlıklı sohbet toplantısı düzenlenecek. (0216 391 54 10)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle