Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2000 PA2ARTESİ
HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edıme
Kocaelı
Çanakkale
Izmır
Manısa
Aydın
Denızli
K
K
K
Y
Y
Y
Y
3
5
6
9
7
9
7
K 4 Sinop K 7 Adana
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Doğu Karadenız'ın do-
ğusu ıle Doğu Anado-
lu'nun doğusu dışında
tüm yurrta yağış bekle-
nryor. Yağışlar, Guney
Doğu Anadolu, Orta
Karadenız, Ege ve Ak-
denız kıyilannda yağ-
mur, dığer yerierde kar-
la kanşık yağmur ve kar
şeklinde olacak. Hava
sıcaktğıbabctahissedi-
lır derecede azaiacak,
doğuda önemfi btr de-
ğışıklık olmayacak.
Çok bulutiu
MERKEZLE
Oslo K 4 Beriin PB 9
Helsinki _K 4 Budapeşte PB 7
PB 19Stockholm K 4 Madrid
Londra PB 12 Viyana PB 8
Amsterdam PB 10 Belgrad
Brüksel
PB 5
Paris
PB 10 Sofya PB -1
A 10 Roma A 11
Bonn 7 Atina PB 11
Münih PB 6 Zürih A 8 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
A
PB
A
A
A
PB
-1
11
-5
10
12
6
10
20
Y 16
' Yağmurtu Karlı ^ . ^ 4 b
Sulukar > Gök gunJlfulü
CUMHURİYET'TEN
OKURLARA
• Baştarafi 2. Sayfada
çıktı. DSP'li Komisyon Başkanı Emin Karaa'nın oy
kullanmaması nedeniyle önerge reddedilmiş sayıldı.
Bazı DSP ve MHP milletvekilleri de oylamada ret oyu
vermişlerdi.
Hükümet yenilmiş, ama verdiği sözü gerçekleştir-
me umudunu yitirmemişti.
Bu kez, daha ilk tasan yasalaşmamışken Yap - Iş-
let - Devret Yasası olarak bilinen 3996 sayılı yasada
değişiklik öngören tasanyı sundu.
Bu tasannın adresi TBMM Plan ve Bütçe Komisyo-
nu'ydu. Adalet Komisyonu'nda reddedilen önerge 15
Aralık günü bu komisyonda kabul edildi.
18 Aralık günü yukarıda andığım iki tasarı da Genel
Kurul'da ele alındı. Danıştay ve idari yargı ile ilgili ta-
san geriye dönük tahkim olmadan yasalaştı.
Yap-işlet-devret tasansına gelince "geriye dönük
tahkim" koşulu ortalığı kanştınp ortaklann liderlerini
telaşa düşürdü.
DSP ve MHP'li milletvekillerinin de ret oyu verece-
ği anlaşılınca komisyon tasanyı geri çekti. Tasan 20
Aralık günü yasalaştı, ama geriye dönük tahkim, ret
korkusuyla tasarıdan çıkanlmıştı.
Bu aşamada Cumhurbaşkanı devreye girdi ve Baş-
bakan'a gönderdiği yaz/yla geriye dönük tahkimin
gerçekleştirilmesini istedi. Başbakan da aynı gün yap-
tığı açıklamayla "kimsenin kaygı duymamasını, geri-
ye dönük tahkimin ayn bir tasanyla TBMM'ye sunu-
lacağını" açıkladı.
Açıklamanın arkasından koalisyon partiterinin üç li-
deri bir araya gelip, geçen hafta da vurguladığımız gi-
bi, milletvekillerinin iradesine ipotek koydular.
İki kez TBMM'den dönen, geriye dönük tahkim
Öhergesi, bu kez tasan olarak TBMM'ye sunuldu. Ta-
san, TBMM'nin tatili sona erer ermez, 18 Ocak günü
Adalet Komisyonu'nda ele alındı. Ancak, DSP ve
MHP'li üyelerin direnmesiyle kurulan alt komisyona
verildi. Bay Ecevit ile Bay Bahçeli hemen kolları sı-
vadılar. Bay Ecevit partisınin, tasarıyı "içine sindire-
meyen" komisyon üyeleri ile görüştü. Bay Bahçeli de
MHP'li üyeleri uyardı. Tasan bu gelişmeler üzerine alt
komisyondan komisyona çıkarıldı. MHP'li üye uyan
üzerine geri adım atarken DSP'li Ali Arabacı "uygu-
lamayı içine sindiremediğini" belirterek çekimser kal-
dı.
Adalet Komisyonu 19 Aralık günü yeniden toplan-
dı.
Gece nelerin olup bittiği pek bilinmiyor, ama bir gün
önce rahatsızlığı gizlemeyen MHP'li Mehmet Gül top-
lantıya katılmadı. DSP'li Aii Arabacı ile ismatl Aydnvj
h çekimser kakdılar. Buna karşın liderlerin istedfğı < "
muş ve tasan komisyondan geçirilrftiŞtıT 20 Oç
nü toplanan genel kurul, 21 Ocak'ın sabah saatferfrî- '
de tasanyı yasalaştırdı. 'Kamu Hizmetleri ile İlgili Im-
tiyaz Şartlaşma ve Sözleşmeleri'nden Doğan Uyuş-
mazlıklarda Tahkim Yolu'na Başvurulması Halinde
Uyulması Gereken llkelere DairKanun', adının uzun-
luğuna karşın üç kelimelik bir sonucu amaçlıyordu:
"Geriye Dönük Tahkim". Sayısı 4501 olan yasa, Cum-
hurbaşkanı'nca 22 Ocak 2000 günü Resmi Gazete'de
yayımlatılarak yürüriüğe sokuldu.
Yine geçen haftaya kısa bir gönderme yapıp, yasa-
dan sonra Dünya Bankası'nın, enerji ihalelerinın ipta-
lini isteyen ve ne yazık ki yalnız Cumhuriyet'te yer alan
19 Ocak 2000 günlü yazısını anımsatalım.
Uluslararası tahkim nedeniyle ülkenin başından ge-
çenler özetle böyle. Şairin dediği gibi:
"Işte bu kadardır ol hikâyet, gerisi dürûg-u biniha-
yet"
(Anlatılması gereken işte bu kadardır. gerisi uzayıp
giden yalandır.)
• • •
önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla...
İzzet Baysal 93 yaşında oldu
Bolu babasını kaybetti
ROJHATAVŞAR
BOLU - Bolulu işadamı
İzzet Baysal (93) dün sabaha
karşı Istanbul Sanyer'deki
evinde vefat etti. Bolu'nun
imanna büyük katkısı bulu-
nan BaysaJ'ın cenazesi A-
bant tzzet Baysal Üniversi-
tesi Gölköy Kampusu'nda
Bolu Kalkınma ve Tanıtma
Vakfi'nca yaptı-
nlan ve Bakanlar
Kurulu'nca
onaylanan anıt
mezara defhedi-
lecek. Cenazenin
kaldınlması için
Baysal 'ın yurdı-
şındaki kızının
gelmesi beklene-
cek.
Yaşhhğabağh
jjistematik rahatsızlıkJ
deniyle öldüğü açıklanan tz-
ret Baysal, 4 Ekim 1994'te
*Devlet Üstün Hizmet Ma-
<talyasır
'nı Cumhurbaşkanı
Suleyman Demirel'den al-
mıştı. Baysal'ın ölüm habe-
finin duyulması üzerine Bo-
lu'daki tüm yerel televizyon-
Jar ekran kararttı. Iş dünya-
sındaki başanlannın yanı sı-
ra özellikle eğitim ve sağlık
alanlanndaki bağışlanyla
tanınan İzzet Baysal, Bo-
lu'nun Karaçayır Mahalle-
si'nde 1907yılındadünyaya
geldi. tlk ve orta öğrenimini
bu kentte tamamladıktan
sonra 1931 yılında Mimar
Sinan Üniversitesi'nden
mezun oldu. 1934 yılında ılk
eşi Refıke Pmar
ile evlenen İzzet
Baysal'm 1939
yılında tek çocu-
ğu olan Esin
dünyaya geldi.
Baysal, 1950 yı-
lında özel teşeb-
büsün ilk meka-
nize döküm fab-
rikasmı kurdu.
Baysal 197O'te
Avusturya, Almanya, Yuna-
nistan ve Arap ülkelerine ih-
racatabaşladı.
Gelir Vergisi'nde Altın
Madalya ile ödüllendirilen
Baysal, 1 1986yılısonunda
İzzet Baysal VaİdVnı kurdu.
Baysal 1994 yılı Eylül ayı
sonundaiş yaşamına son
verdi.
ÖSS Deneme Sınavı Cevap Anahtarı
SAYISAL BÖLÜM
l.E. 2.C, 3.A, 4.B, 5.B, 6.D, 7.C, 8.D, 9.E, 10.A, 11.A, 12.E,
13.B, 14.C, 15.B, 16.D, 17.C, 38.D, 19.E, 20.C, 21 .A, 22A,
23.D, 24.E, 25.E, 26.B, 27.B, 28.C, 29.A, 30.D, 31.C, 32.A,
33.C, 34.E, 35.A, 36.E, 37.B, 38.D, 39.D, 40.B, 41 .D, 42.C,
H3.B, 44.C, 45.A, 46.A, 47.D, 48.C, 49.E, 50.A, 51 .C, 52.A,
$3.B, 54.C, 55.E, 56.C, 57.E, 58.C, 59.E, 60.E, 61.D, 62.E,
63.B, 64.C, 65.C, 66.B, 67.A, 68.E, 69.A, 70.D, 71 .B, 72.D,
73.E, 74.A, 75.B, 76.E, 77.D, 78.D, 79.B, 80.E, 81.C, 82.C,
83.D, 84.C, 85.C, 86.E, 87.C, 88.B
Karakolun yaıımcla terör üssü
• Baştarafi 1. Sayfada
Kmtisibuevil996yuındaikarnet
yeri olarak kuüandı. Sıgınakta ör-
gütün bilgj işlem merkezi 1997 yılı
Mayıs ayında kuruldu. Mardin ve
Diyarbakır bölgelerinin tüm bilgi-
leri burada toplanıp bügisayariara
yazıhyordu. Bilgi işlem merkezinin
sonunlusu bir yıla kadar Edip Gü-
müştü (Beykoz'da yakalandı). Da-
ha sonra ise Mardin bölge sonun-
lusu Mehmet Sait Kölge oldu. Ev-
den 1.5 yıl hiç çıkmadık. thtiyaçla-
nnıız Şakır kod adlı E krem taraftn-
dan karşılaıuyordu. Sığınakta ele
geçirilen 2 adetKalasnikof ve2 adet
tabanca bilgi işlem merkezinin mu-
hafazası için sürekli
hazu* bulunuyordu.
Şayet o sırada polis
baskını olsaydı örgüt
tarafından çaüşma-
ya girilmesi tafimab
verümiştL"
Tunç'un itirafla-
nyla 1999 yılı orta-
lannda deşifre olan
Hizbullah'ın bilgi
işlem merkezinde
örgütün 20 bin say-
falık arşivi ele geçi-
rildi. Evde 3 bin Iran
Riyali'nin yanı sıra
PKK'nin siyasi ka-
nadı ERNK'ye ait
makbuzlar bulundu.
Aynı evde asker el-
biseleri ve telsizler
de ortaya çıkarıldı.
Mardin Çarşı Polis
Karakolu'na 700 metre uzaklıkta-
ki bu evde ele geçirilen belgeler,
Hizbullah'a bugüne kadar yapılan
tüm operasyonlara da yol gösterdi.
Mardin'de Sait Ketmenin yine
Teker Mahallesi 33. Sokak 8 nu-
maralı evi ikinci karargâh olarak
kullanıldı. Tunç'un itiraflanna gö-
re bir kurye olan Ketme, Diyarba-
kır, Batman, Silvan ve diger ilçe-
lerden bilgi getiren kuryelerle bu-
rada görüştü, istihbarat raporlannı
burada topladı ve Velioğlu'na ilet-
ti. Birbirine 300 metre uzaklıktaki
bu iki ev Hizbullahçılar tarafindan
1991 'den 1999 yılına kadar kulla-
nıldı. Örgütün üçüncü karargâhı
ise yine Teker Mahallesi Turuncu-
lar (73) Sokak, 86 No'lu ev. Mar-
din'deki ana karargâh olduğu belir-
lenen bu ev "Çeppfler evi" olarak
da biliniyor. 20 odası bulunan evin
damına yerleştirilen kameralarla
dar ve karanlık sokağa girip çıkan-
lar izleniyor. Bu karargâh, örgütün
bilgi işlem merkezi olarak lcullan-
dığı eve 2 sokak ileride ve 200 met-
re uzaklıkta. Karargâhın bir kilo-
metre uzağında ise Çarşı Polis Ka-
rakolu var. Bu iki ev de trafığin yo-
ğun olduğu Hasan Ayar Çarşısı'na
çok yakın. Hizbullah'ın Güneydo-
ğu'daki kanlı eylemlerinin planlan-
dığı evlerin tamamında sıgınak.
cephaneUk bulundu. Çok sayıda si-
lahın çıktığı üçüncü evde bir ma-
Caziantep Emniyet Müdürü Kalkandanaçıklama
'Özdemir'in Kışlah sııikasüyla Ugisiyok'
Haber Merkezi - Gazıantep'te yakala-
nan şeriatçı terör örgütü HizbuIIah milita-
nı FahriOzdemir'ın, bombalı saldında ya-
şamını yitiren gazetemiz yazan Ahmet Ta-
ner K^ialı suikastıyla ilgisinin bulunmadı-
gı belirtildi.
Gaziantep Emniyet Müdürü AM Kalkaa.
bazı yayın organlannın. Özdemir'in KJŞ-
lalı suikastına katıldıgı ve ifade verdiği yö-
nündeki haberlerini yalanladı.
Emniyet Müdürü Ali Kalkan, yakala-
nan şeriatçı terör örgûtünün bombacısı
Fahri Özdemir'in yapılan sorgulamasında
11 kişinin öldüriilmesi eylemine katıldığı-
nı iriraf ettiğını, ancak Kışlah suikastıyla
ilgili hiçbir soruya yanıt vermediğini söy-
ledi. Özdemir'in 1999 yılında yaklaşık 4
ay örgüt elemanlanndan Mustafa Gürel'in
evinde kaldığını belirten Kalkan, "Özde-
mir ifadesinde 1985 yıhndan bu yana ör-
gütün içinde oMuğunu söylüyor ve bugü-
ne kadar sadece bir tüp bomba yapbğuu
sö\1edi Tüp bombayı da Batman'da bir ar-
kadaşına tesiim etmiş" diye konuştu.
Terör örgütü üyesi Özdemir'in bazı ba-
sın yayın organında yer aldığı gibi Kışla-
lı suikastıyla ilgili hiçbir ifadesinin bulun-
madığını kaydeden Kalkan, "Eğer örgüt
etemanının Kjşlah olayı 0e ilgisi olsa bunu
çıkar açüdanz. Neden gizleyelim ki" dedi.
rangoz atölyesinin bulunması da
dikkat çekti. HizbuIIah militanlan-
nın sahte kimlik ve pasaportlannın
da bu evde yapıldığı belirlendi.
Mardin polisinin önceden bilinme-
sine karşın bu evdeki cephaneliği
nasıl ortaya çıkaramadığı, dahası
bu kadar silah ve mühimmatın na-
sıl dikkat çekmeden bu eve yerleş-
tirildiği anlaşılamadı. Uzmanlar
başta Velioğlu olmak üzere Hiz-
bullahçılann bu evlere polis, asker
ve korucu giysileriyle girip çıktığı-
nı öne sürdüler.
Mardin Valisi Mehmet Temel
Koçaklar. Hizbullah'ın Mar-
din'deki karargâhlanyla ilgili so-
rulara kaçamak yanıt verdi. Ko-
çaklar. "Hizbullah'la ilgili
yazüı açıklamalar yaptık.
Sözlü olarak konuşmuyo-
rum. Açıklama yapdırsa
tüm basına yapılir. Örgüt
evleri konusunu araş-
tınnm" dedi.
7tutuklama
Elazığ'ın Alacakaya il-
çesinde Jandarma Alay
Komutanlığı'na bağlı bir-
liklerin yaptıgı operasyon-
larda örgütle baglantısı bu-
lunduğu iddia edilen 8 ki-
şi gözaltına alındı. Yapılan
sorgulamalannın ardından
8 kişiden 7'si çıkanldıkla-
n mahkemece tutuklandı.
Böylelikle Elazığ'da son
bir ayda tutuklanan Hiz-
bullahçılann sayısı 38'e
yükseldi.
Mozaik kent 'Zeugma' yok oluyor
• Baştarafi 1. Sayfada
dilim yağmalanma sürecı
başlıyor. 19. yüzyılda iki
ayaklı köstebekler tüneller
kazıp bu villalara, dolayı-
sıyla mozaiklere ve öteki
eserlere ulaşıyorlar.
Varanbir
Bunlardan biri de deniz
tannsı Poseidon'u, çevre-
sinde Roma'nın ünlü kent-
lerini madalyonlar içinde
insan simgeleriyle gösteren
bir mozaik panodur. 19.
yüzyılda kaçınlan bu ola-
ğanüstü panonun madal-
yonlan bugün Almanya'da,
Berlin'de ve Rusya'da St.
Petersburg'da görenleri bü-
yülüyor.
Varaniki
197O'li yıllann sonunda
(2.5x2.5m) boyutunda Ze-
ugma'dan geometrik ve çi-
çek bezemeli mozaik pano
ABD'nin Kuzey Carolina
Güzel Sanatlar Müzesi'ne
ulaşıyor.
Kültür Bakanlığı'nın da
Türkiye'den kaçınldığını
ilk kezbu haberden öğrene-
ceği bu mozaiğin Zeug-
ma'da bir villanın iç avlu-
sunda (atrium) bir açık ha-
va su sarnıcının tabanmı
süslediği belirleniyor. Par-
lak, renkli mermer ve cam
parçalarından (tessera) olu-
şan bu mozaik panonun Ze-
ugma'dayken üzerine düşen
güneş ışınlarının sudaki kı-
nlmalan ile pınl pml panl-
dadığı anlaşılıyor.
Varanûç
Daha sonra Zeugma mo-
zaiklerinin dihm dilim ka-
çınlması olayı hız kazanı-
yor. "Cumhuriyefte 28
Eylül 1993'te açıkladığı-
mız bir kaçakçılık olayını,
Afrodisias Kazı Heyeti
Başkanı Dr. RRR.
Smith'in uyansı üzerine
New York FBT ajanlan or-
taya çıkanyor. Tüdaye-'nin
ünlü kaçakçılanndan biriy-
ften New York'a giden Se-
lim Dere'nın "Fortuna (Ka-
der)" adlı galerisinde FBI
dedektıfı Kehh Paıd, Zeug-
ma kökenli bir mozaik ese-
rin fotoğrafinı çekiyor. De-
dektif, olayı Türk hüküme-
tıne iletiyor.
Mozaikte Tann Diony-
sos'un kızı ve dönemin
u
superman"i Herkül'ün eşi
Deianeira'yı nehri sırnnda
geçirirken sarkıntılık eden
'at adam' Kentauros Nes-
sos öyküsü anlatılıyor. Bu
eserin ele geçen bir fotoğ-
rafinda mozaiğin yanı ba-
şında bir Türk firmasının
yapımı olan bir yaglıboya
kutusunun varlığı da önem-
li bir kanıt olarak ortaya çı-
kıyor. Aradan 6.5 yıl geç-
miş olmasına karşın Türk
yetkililerinin bu mozaiğin
peşini neden bıraktıklan
hâlâ bilinmiyor.
Varandört
2Temmuz 1992'de Ga-
ziantep Müze Müdürlü-
ğü'ne Zeugma'da kaçak ka-
zı yapıldığına ilişkin bir ıh-
bar ulaşıyor. Müze yetkili-
leri duruma el koyuyor.
Belkıs'ın Ayvaztepe bölge-
sinin kuzeydoğu yamacın-
da bir insanın sığabileceği
büyüklükte bir tünel bulu-
yorlar. İki metrelik tünel.
arkeologları Roma döne-
minden bir villanın bir oda-
sına ulaştmyor. Odanın ta-
banında son derece iyı ko-
runmuş bir mozaiğe rastla-
nıyor.
3.2x 1.5 m boyutunda ve
enineresimlenmiş mozaik-
te bir ziyafet sahnesı anla-
tılmaktadır. Sahncde, tann-
lar ile tannçalar; yan çıp-
lak, müzik eşliğinde içki
içerek eğlenmektedir.
Son çeyrek yüzyılın bu
en önemli ve (7.5x4m) bo-
yutundaki mozaik buluntu-
su arkeoloji dünyasında bü-
yük ilgi uyandırdı. Aynca,
yanı başmda daha küçük
boyutta geometrik bezeme-
li bir başka mozaik de bu-
lundu. Panoda, şarap tann-
sı Dionysos ile Ariadne'nin
düğün töreni anlatılmakta-
dır.
Anıtlar ve Müzeler Ge-
nel Müdürlüğü her neden-
se bu eserin Gaziantep Mü-
zesi'ne getirilmesi talimatı-
nı vermedi. Eser, bulundu-
ğu yerde üzeri örtülerek bı-
rakıldı. Aradan altı yıl geç-
ti. Haziran 1998 'de bu gör-
kemli mozaiğin göbeğinde-
ki evlilik sahnesi kesilerek
yurtdışınakaçınldı. Ancak,
bu olaydan sonra arta kalan
parçalann müzeye taşuuna-
sı akıl edildi. Bu eserin bu-
gün hangi yabancı müzenin
deposunda ya da özel ko-
leksiyoncuda olduğu bilin-
miyor. Bir söylentiye göre,
bu eser Japonya'dadır! Bu
olayla ilgili olarak Gazian-
tep'te bazı kişiler tutukla-
nırsa da atı alan Üsküdar'ı
çoktan geçmiştir.
Varanbeş
Bu kaçakçılık olayının
hemen ardından aralık
aymda, iki ayaklı köstebek-
ler Zeugma'da bir villayı
daha talan ederler.
Bu kez, her ikisi de Frig-
yalı hemserimiz, antik dün-
yada Leyla-Mecnun ya da
Romeo-Miet'in trajedisine'
benzer bir aşk olayının kah-
ramanı olan Parthenope ile
Metiokhos'un öyküsünü
anlatan mozaik, cerçevele-
rinden barbarca kesilerek
kaçmldı. Metiokhos, son-
suza dek bakire kalmak is-
teyen Parthenope'ye âşık-
tır. Kız da delikanlıyı sev-
mektedir. Bakirelik sözü ile
delıkanlı arasında bocala-
yan kız, kendini cezalandır-
mak için saçlanm keser,
Napoli'ye sürgüne gider.
Kendini Dionysos'a adar.
Kaçakçılar bu eseri de
ABD'ye ulaştırdılar. Tek-
sas/Houston'da Paul Getty
Müzesi'nden sonra dünya-
nın en büyük özel koleksi-
yonunun sahibi olan Dotni-
nique Menil'in koleksiyo-
nundan oluşan müze, bu
eseri satın aldı. Türkiye,
uluslararası polis örgütü In-
terpol aracılığı ile eser hak-
kında dünyaya bilgi verdi.
Müzenin Müdürü Ber-
nard Davazec, Türkiye'ye
eserin birebir kopya çizimi
ile geldi. Gaziantep'te ka-
lıntısı ile karşılaştınldı. iki
parça arasında uyum sağla-
nınca Türkiye elinde kalan
parçayı da Houston'a gön-
derip orada birleştirme işle-
minin yapılmasuun ardm-
dan Müzede bir yıl sergi-
lenmesini önerdi. Müze,
"15 vıl sergi hakkı" deyin-
ce Kültür Bakanlığı moza-
iğin geri ve üzerine aynca
para verilmesini istedi. Mü-
ze, hem eseri hem de üzeri-
ne para ödemeye yanaşma-
dı. Sonuçta müzenin yeni
müdürü Ned Rifkin, önceki
hafta Houston'taki Türk
Başkonsolosluğu'na "Neo,
ne buî Alın maimızL Eseri
sİ2e müze kapısmda testim
ederim. Ne sigortasına, ne
paketJemesine, ne taşımast-
na kanşınm" dedi.
Önümüzdeki günlerde
bu eserin Türkiye'ye geri
verilmesi konusunda Kül-
tür Bakanlığı ile müzenin
devir tesiim anlaşmasının
imzalanması beklenmekte-
dir
Varanahı
25 Temmuz'da Cumhu-
riyet'in arka sayfasında, fo-
toğraflı -Okeanos, Fırat'a
kurban verilmedT başlıklı
birhaber vardı. Zeugma'da
yol kenannda 5x3.5 m bo-
yutunda bir rastlantı sonu-
cu bulunan bir mozaikte
okyanusların, umaklann
tannsı Okeonos ile eşi
Tethys'in portreleri ve çe-
şitli balık avlama sahneleri
dikkati çekiyordu.
Bu eser hem yağmadan,
habere göre hem de Bire-
cik Baraj Gölü'nün sulan
altında kalmaktan kurtanl-
mıştı. Menil Müzesi ile ya-
pılacak anlaşma gereğı tek
bir mozaik parçası önü-
müzdeki günlerde Türki-
ye'ye geri geldiğinde yet-
kililerimiz basın toplantıla-
n yaparak övünecekler. Ka-
çakçılardan ve barajdan
kurtanlamayan mozaikJer
ile öteki kalıntılar ne ola-
cak? Herhalde bunlan kur-
taranlann övünme haklan
olacak!
'Yeni Bin Yılda Kadın' paneli Petrol-lş tarafından gerçekleştirildi
4
Kadınlar siyasetiıı dışmda tutuluyor'
Istanbul Haber Servisi - Petrol-
lş, 8 Mart'ta kutlanacak olan Dün-
ya Emekçi Kadmlar Günü nede-
niyle dün birdizi etkinlik düzenle-
di. Etkinlik kapsarmnda, gazetemiz
yazarlanndan Şükran Soner, Prof.
Dr. TürkeiMinibaş ve Meryem Ko-
ray'ın konuşmacı olarak katıldığı
'Yeni Bin Yılda Kadın' konulu bir
panel gerçekleştirildi.
Prof. Dr Meryem Koray konuş-
masmda, siyasetin ulusal kalırken
ekonominin küreselleştiğine dik-
kat çekti. Koray şöyle devam etti:
"Türkiye de buna uyum sağhyor.
IMFnin, Dünya Bankası'nın istek-
Ierine uyum sağhyor. Fatura bize
düşüyor. Bu, emekçiler için ikinci
mücadele drinemi başlıyor demek-
tir. Küresei duzeyde emek dünyası-
nnı yeni bir uzlaşma aJanı açması
gerekli. Kapitalizm. ulusal sınırlar
içinde yapoğı sömürüyü demokra-
siyle uzlaşurdı. Arnk kapitaüzm bu
udaşmada geri adım anyor." Alt-
mışlı yılları emeğin örgütlenmesi
açısından altm çağlar olarak değer-
Panelde, işçi kadınlann durumu tarüsıldL (HATİCE TUNCER)
lendiren ve şimdi sermayenin altın
çağına girdiğini ifade eden Prof.
Dr. Koray, uluslararası tekellerin,
ucuz emek bulabildiği ülkelere gir-
diğini anlatarak "Siyasal eylem, ge-
leceği belİTİeme açısından tek araç-
ür" dedi. Gazetemiz yazarlanndan
Türkei Minibaş da, kadınlann siya-
sal yaşamın dışında oluşlanndan
söz ederken salonda ön sıralarda
erkeklerin oturduğuna dikkat çeke-
rek -Çünkü önde oturmayı kendi-
lerine hak gönnedikr, cesaret ede-
medfler" dedi. Prof. Koray'ın, 6O'lı
yıllann emeğin altm yıllan olduğu
tespitine katılmadığını belirten Mi-
nibaş. "Emek sadece kendi pazar-
lık gücüyle mücadele ederek hafıf
bir nefes akü" diye konuştu. Emek
gücünün örgütlü olmaktan geçtiği-
ni kaydeden Minibaş, kadınlann
örgütlü yaşamdan çok çabuk vaz-
geçebildiğini öne sürerek "Kadı-
nm dünya ile bağlanusı kesilmiş bir
toplumda hiçbirşeyûı hesabı sorul-
maz. Kadmlar toplumun ve siyase-
tin dışında tutuluyor" dedi.
Şükran Soner ise Türkiye'de iş-
çilerin artık kazanılmış haklardan
geriye gitmeme mücadelesi ver-
diğini söyledi. Soner, "POAŞ'm
özelleştiribnesi medyada önemli
bir başan olarak anlaüldı. P O
AŞ'ı, borsa değerinin yan fiyatuıa
satanlar, uluslararası tekellerin
alacaklannı tahsil eden haciz me-
muru konumundaki Dünya Ban-
kası'ıun, EVlF'mn hizmetindedir"
diye konuştu.
• •
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Her şeyden önce şu durumun altını çizelim:
Siyasi partilerin 1983'ten beri "demokratikleşti-
receğiz" dedikleri anayasa, böyle birgereksinimin
ürünü olarak değiştirilmiyor. Niçin değiştiriliyor?
Cumhurbaşkanının görev süresinin beş artı beş
olmak üzere on yıla uzatılması için.
Siyasi partilerin tümü bu degişiklikte birleşme-
yince işin içine pazarlıklar girdi. Bulunan çözüm şu:
Her partinin istedıği değişiklik bir sepete konsun,
toplu halde oylansın, böylece rekor destekle ana-
yasa degiştirmiş oluruz!
Bunun adı uzlaşma degildir, çıkar ortaklığıdır.
Türkiye'de toplumsal gelişmelere duyarlı insan-
ların, hukuksal temelleri sağlam bir anayasa özle-
mi var. Ama yaşanan tersi. Bu gidiş, 12 Eylül ana-
yasasının daha da geriye götürülmesini beraberin-
de getirebilir!
Her şey bir yana değişikliğin biçimi etiksel değil,
tetiksel. Her kesim kendi silahını getirmiş, orta
yol anyor!
Yeni haftaya girerken partilerin görünümünü
özetleyelim:
DSP: Demirel'in görev süresini uzatmak için ge-
rekli olan 367 oy, kıyak emekliliğin ve FP'nin iste-
diği parti kapatmayı güçleştirmenin anayasaya so-
kulmasıyla aşılır. Değişiklik üç maddeli dar bir pa-
ket olarak gelir, her madde tek tek oylanır. En so-
nunda toplu oylama yapılır. İçinde kıyağın da ol-
duğu bir pakete en az 450 destek çıkacağına gö-
re, iş istikrarh biçimde tamamlanır. Bunun adı rüş-
vet degildir.
MHP: Başlangıçta240'ı bulan bizegelsin, üstü-
nü tamamlarız diyorduk. ANAP'taki durum buna
engel. Ecevit, değişikliği çok istiyor, ama üçlü pa-
kette rüşvet görüntüsü açık. Bu görüntüden kur-
tulmak gerekiyor. Zaten son dönemde yaptığımız
tek şey görüntüyü kurtarmak.
ANAP: Partide şimdiden 20 fîre var. Bunun art-
ma olasılığı yüksek. DSP'nin getirdiği önerilere ker-
hen de olsa destek verilir, bunun içine rüşvet gö-
rüntüsü olmasın diye birkaç madde daha konur,
Meclis'e gelinir. Buradan olumsuz sonuç çıkarsa,
yeni duruma bakılır.
FP: Her zaman olduğu gibi kendi aralannda an-
laşamadıkları için bize elleri mahkûm. Elde var, 69.
Bir de 68'de değişiklik yaptırdık mı geriye sadece
anayasaya "FPkapatılamaz" maddesi koymak ka-
lır ki, bu kadarı da ayıp olur!
DYP: Bizım için en iyisi Demirel'in onursuzca
seçıtememesıdir. Böyle olur3a, asağı inse bileto-
parlanması zaman alır. Seçilecekse de bunun çok
onurtuca olmamasında, güç bela bizim de katkı-
mızla seçilmiş olmasında yarar vardır. Gelişmeleri
izleyelim, duruma göre vaziyet alalırn...
Gol bağlar, tekme bağlamaz!
Yukarıda aktardığımız bu gelişmeleri Demirel ve
Ecevit dikkatle izliyor. Görünüm her iki liderin de
sindirim sisteminin son derece güçlü olduğunu or-
taya koyuyor.
Anayasanın 69. maddesinin değişmesi için
FP'nin ısrarı, öteki partilerin kolay pazarlığa gelir
yanı, iki soruyu gündeme getiriyor*
- Acaba siyasiler yaşananlardan ders almıyorlar
mı?
- Acaba siyasiler Türkiye'nin kendilerinden iba-
ret olduğunu mu düşünüyorlar?
FP, hakkında kapatılma davası bulunan bir par-
ti. Şimdi iktidaria ortak olmuş, anayasadan kapat-
mayı kaldırmak istiyor. Yani siyaseti hukukun önü-
ne koyup. kendi yoluna devam etmek istiyor. Bu-
nu yapacağına, hukuksal düzene uymayı denese!
İkinci soruyu gündeme getirmemizin nedeni şu:
Tüm iktidar partilerinin kafasında Demirel'in gö-
rev süresi var, bu değişikliğin ülkeyi nereye götü-
receğiyok. FP'nin kafasında da partinin kapatılma-
ması var, ısrar ettiği değişikliğin ülkeyi nereye gö-
türeceği yok.
FP'nin dediği olursa, bir genel başkan istediği gi-
bi konuşacak, ama yasa önünde sözleri partisini
bağlamayacak. Yani, genel başkan siyasal olarak
partisinin her şeyine kefil, yasal olarak partisiyle hiç
bağı yok!
Bu, şuna benziyor:
Takımda bir kişiyi kaptan seçiyorsunuz. Attığı
gol takımı bağlıyor, tekme bağlamıyor!
Aklınızla bin yaşayin da görev süreniz uzasın!
T» CumhuriYet
L^kltapkulübûl
T1YATRO GÜNÜ
TAKSIM SERGİ SALONU'NDA
8 Mart Carsamha
FUGEN
KIVILCIMER
Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sanatçı ve arkadaşlan
Tamer Aydos yönetiminde 5 kısa oyun sergiliyor.