09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2000 PA2ARTESİ HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edıme Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denızli K K K Y Y Y Y 3 5 6 9 7 9 7 K 4 Sinop K 7 Adana Samsun Trabzon Giresun Ankara Doğu Karadenız'ın do- ğusu ıle Doğu Anado- lu'nun doğusu dışında tüm yurrta yağış bekle- nryor. Yağışlar, Guney Doğu Anadolu, Orta Karadenız, Ege ve Ak- denız kıyilannda yağ- mur, dığer yerierde kar- la kanşık yağmur ve kar şeklinde olacak. Hava sıcaktğıbabctahissedi- lır derecede azaiacak, doğuda önemfi btr de- ğışıklık olmayacak. Çok bulutiu MERKEZLE Oslo K 4 Beriin PB 9 Helsinki _K 4 Budapeşte PB 7 PB 19Stockholm K 4 Madrid Londra PB 12 Viyana PB 8 Amsterdam PB 10 Belgrad Brüksel PB 5 Paris PB 10 Sofya PB -1 A 10 Roma A 11 Bonn 7 Atina PB 11 Münih PB 6 Zürih A 8 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire PB A A PB A A A PB -1 11 -5 10 12 6 10 20 Y 16 ' Yağmurtu Karlı ^ . ^ 4 b Sulukar > Gök gunJlfulü CUMHURİYET'TEN OKURLARA • Baştarafi 2. Sayfada çıktı. DSP'li Komisyon Başkanı Emin Karaa'nın oy kullanmaması nedeniyle önerge reddedilmiş sayıldı. Bazı DSP ve MHP milletvekilleri de oylamada ret oyu vermişlerdi. Hükümet yenilmiş, ama verdiği sözü gerçekleştir- me umudunu yitirmemişti. Bu kez, daha ilk tasan yasalaşmamışken Yap - Iş- let - Devret Yasası olarak bilinen 3996 sayılı yasada değişiklik öngören tasanyı sundu. Bu tasannın adresi TBMM Plan ve Bütçe Komisyo- nu'ydu. Adalet Komisyonu'nda reddedilen önerge 15 Aralık günü bu komisyonda kabul edildi. 18 Aralık günü yukarıda andığım iki tasarı da Genel Kurul'da ele alındı. Danıştay ve idari yargı ile ilgili ta- san geriye dönük tahkim olmadan yasalaştı. Yap-işlet-devret tasansına gelince "geriye dönük tahkim" koşulu ortalığı kanştınp ortaklann liderlerini telaşa düşürdü. DSP ve MHP'li milletvekillerinin de ret oyu verece- ği anlaşılınca komisyon tasanyı geri çekti. Tasan 20 Aralık günü yasalaştı, ama geriye dönük tahkim, ret korkusuyla tasarıdan çıkanlmıştı. Bu aşamada Cumhurbaşkanı devreye girdi ve Baş- bakan'a gönderdiği yaz/yla geriye dönük tahkimin gerçekleştirilmesini istedi. Başbakan da aynı gün yap- tığı açıklamayla "kimsenin kaygı duymamasını, geri- ye dönük tahkimin ayn bir tasanyla TBMM'ye sunu- lacağını" açıkladı. Açıklamanın arkasından koalisyon partiterinin üç li- deri bir araya gelip, geçen hafta da vurguladığımız gi- bi, milletvekillerinin iradesine ipotek koydular. İki kez TBMM'den dönen, geriye dönük tahkim Öhergesi, bu kez tasan olarak TBMM'ye sunuldu. Ta- san, TBMM'nin tatili sona erer ermez, 18 Ocak günü Adalet Komisyonu'nda ele alındı. Ancak, DSP ve MHP'li üyelerin direnmesiyle kurulan alt komisyona verildi. Bay Ecevit ile Bay Bahçeli hemen kolları sı- vadılar. Bay Ecevit partisınin, tasarıyı "içine sindire- meyen" komisyon üyeleri ile görüştü. Bay Bahçeli de MHP'li üyeleri uyardı. Tasan bu gelişmeler üzerine alt komisyondan komisyona çıkarıldı. MHP'li üye uyan üzerine geri adım atarken DSP'li Ali Arabacı "uygu- lamayı içine sindiremediğini" belirterek çekimser kal- dı. Adalet Komisyonu 19 Aralık günü yeniden toplan- dı. Gece nelerin olup bittiği pek bilinmiyor, ama bir gün önce rahatsızlığı gizlemeyen MHP'li Mehmet Gül top- lantıya katılmadı. DSP'li Aii Arabacı ile ismatl Aydnvj h çekimser kakdılar. Buna karşın liderlerin istedfğı < " muş ve tasan komisyondan geçirilrftiŞtıT 20 Oç nü toplanan genel kurul, 21 Ocak'ın sabah saatferfrî- ' de tasanyı yasalaştırdı. 'Kamu Hizmetleri ile İlgili Im- tiyaz Şartlaşma ve Sözleşmeleri'nden Doğan Uyuş- mazlıklarda Tahkim Yolu'na Başvurulması Halinde Uyulması Gereken llkelere DairKanun', adının uzun- luğuna karşın üç kelimelik bir sonucu amaçlıyordu: "Geriye Dönük Tahkim". Sayısı 4501 olan yasa, Cum- hurbaşkanı'nca 22 Ocak 2000 günü Resmi Gazete'de yayımlatılarak yürüriüğe sokuldu. Yine geçen haftaya kısa bir gönderme yapıp, yasa- dan sonra Dünya Bankası'nın, enerji ihalelerinın ipta- lini isteyen ve ne yazık ki yalnız Cumhuriyet'te yer alan 19 Ocak 2000 günlü yazısını anımsatalım. Uluslararası tahkim nedeniyle ülkenin başından ge- çenler özetle böyle. Şairin dediği gibi: "Işte bu kadardır ol hikâyet, gerisi dürûg-u biniha- yet" (Anlatılması gereken işte bu kadardır. gerisi uzayıp giden yalandır.) • • • önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dileği ve saygılanmızla... İzzet Baysal 93 yaşında oldu Bolu babasını kaybetti ROJHATAVŞAR BOLU - Bolulu işadamı İzzet Baysal (93) dün sabaha karşı Istanbul Sanyer'deki evinde vefat etti. Bolu'nun imanna büyük katkısı bulu- nan BaysaJ'ın cenazesi A- bant tzzet Baysal Üniversi- tesi Gölköy Kampusu'nda Bolu Kalkınma ve Tanıtma Vakfi'nca yaptı- nlan ve Bakanlar Kurulu'nca onaylanan anıt mezara defhedi- lecek. Cenazenin kaldınlması için Baysal 'ın yurdı- şındaki kızının gelmesi beklene- cek. Yaşhhğabağh jjistematik rahatsızlıkJ deniyle öldüğü açıklanan tz- ret Baysal, 4 Ekim 1994'te *Devlet Üstün Hizmet Ma- <talyasır 'nı Cumhurbaşkanı Suleyman Demirel'den al- mıştı. Baysal'ın ölüm habe- finin duyulması üzerine Bo- lu'daki tüm yerel televizyon- Jar ekran kararttı. Iş dünya- sındaki başanlannın yanı sı- ra özellikle eğitim ve sağlık alanlanndaki bağışlanyla tanınan İzzet Baysal, Bo- lu'nun Karaçayır Mahalle- si'nde 1907yılındadünyaya geldi. tlk ve orta öğrenimini bu kentte tamamladıktan sonra 1931 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nden mezun oldu. 1934 yılında ılk eşi Refıke Pmar ile evlenen İzzet Baysal'm 1939 yılında tek çocu- ğu olan Esin dünyaya geldi. Baysal, 1950 yı- lında özel teşeb- büsün ilk meka- nize döküm fab- rikasmı kurdu. Baysal 197O'te Avusturya, Almanya, Yuna- nistan ve Arap ülkelerine ih- racatabaşladı. Gelir Vergisi'nde Altın Madalya ile ödüllendirilen Baysal, 1 1986yılısonunda İzzet Baysal VaİdVnı kurdu. Baysal 1994 yılı Eylül ayı sonundaiş yaşamına son verdi. ÖSS Deneme Sınavı Cevap Anahtarı SAYISAL BÖLÜM l.E. 2.C, 3.A, 4.B, 5.B, 6.D, 7.C, 8.D, 9.E, 10.A, 11.A, 12.E, 13.B, 14.C, 15.B, 16.D, 17.C, 38.D, 19.E, 20.C, 21 .A, 22A, 23.D, 24.E, 25.E, 26.B, 27.B, 28.C, 29.A, 30.D, 31.C, 32.A, 33.C, 34.E, 35.A, 36.E, 37.B, 38.D, 39.D, 40.B, 41 .D, 42.C, H3.B, 44.C, 45.A, 46.A, 47.D, 48.C, 49.E, 50.A, 51 .C, 52.A, $3.B, 54.C, 55.E, 56.C, 57.E, 58.C, 59.E, 60.E, 61.D, 62.E, 63.B, 64.C, 65.C, 66.B, 67.A, 68.E, 69.A, 70.D, 71 .B, 72.D, 73.E, 74.A, 75.B, 76.E, 77.D, 78.D, 79.B, 80.E, 81.C, 82.C, 83.D, 84.C, 85.C, 86.E, 87.C, 88.B Karakolun yaıımcla terör üssü • Baştarafi 1. Sayfada Kmtisibuevil996yuındaikarnet yeri olarak kuüandı. Sıgınakta ör- gütün bilgj işlem merkezi 1997 yılı Mayıs ayında kuruldu. Mardin ve Diyarbakır bölgelerinin tüm bilgi- leri burada toplanıp bügisayariara yazıhyordu. Bilgi işlem merkezinin sonunlusu bir yıla kadar Edip Gü- müştü (Beykoz'da yakalandı). Da- ha sonra ise Mardin bölge sonun- lusu Mehmet Sait Kölge oldu. Ev- den 1.5 yıl hiç çıkmadık. thtiyaçla- nnıız Şakır kod adlı E krem taraftn- dan karşılaıuyordu. Sığınakta ele geçirilen 2 adetKalasnikof ve2 adet tabanca bilgi işlem merkezinin mu- hafazası için sürekli hazu* bulunuyordu. Şayet o sırada polis baskını olsaydı örgüt tarafından çaüşma- ya girilmesi tafimab verümiştL" Tunç'un itirafla- nyla 1999 yılı orta- lannda deşifre olan Hizbullah'ın bilgi işlem merkezinde örgütün 20 bin say- falık arşivi ele geçi- rildi. Evde 3 bin Iran Riyali'nin yanı sıra PKK'nin siyasi ka- nadı ERNK'ye ait makbuzlar bulundu. Aynı evde asker el- biseleri ve telsizler de ortaya çıkarıldı. Mardin Çarşı Polis Karakolu'na 700 metre uzaklıkta- ki bu evde ele geçirilen belgeler, Hizbullah'a bugüne kadar yapılan tüm operasyonlara da yol gösterdi. Mardin'de Sait Ketmenin yine Teker Mahallesi 33. Sokak 8 nu- maralı evi ikinci karargâh olarak kullanıldı. Tunç'un itiraflanna gö- re bir kurye olan Ketme, Diyarba- kır, Batman, Silvan ve diger ilçe- lerden bilgi getiren kuryelerle bu- rada görüştü, istihbarat raporlannı burada topladı ve Velioğlu'na ilet- ti. Birbirine 300 metre uzaklıktaki bu iki ev Hizbullahçılar tarafindan 1991 'den 1999 yılına kadar kulla- nıldı. Örgütün üçüncü karargâhı ise yine Teker Mahallesi Turuncu- lar (73) Sokak, 86 No'lu ev. Mar- din'deki ana karargâh olduğu belir- lenen bu ev "Çeppfler evi" olarak da biliniyor. 20 odası bulunan evin damına yerleştirilen kameralarla dar ve karanlık sokağa girip çıkan- lar izleniyor. Bu karargâh, örgütün bilgi işlem merkezi olarak lcullan- dığı eve 2 sokak ileride ve 200 met- re uzaklıkta. Karargâhın bir kilo- metre uzağında ise Çarşı Polis Ka- rakolu var. Bu iki ev de trafığin yo- ğun olduğu Hasan Ayar Çarşısı'na çok yakın. Hizbullah'ın Güneydo- ğu'daki kanlı eylemlerinin planlan- dığı evlerin tamamında sıgınak. cephaneUk bulundu. Çok sayıda si- lahın çıktığı üçüncü evde bir ma- Caziantep Emniyet Müdürü Kalkandanaçıklama 'Özdemir'in Kışlah sııikasüyla Ugisiyok' Haber Merkezi - Gazıantep'te yakala- nan şeriatçı terör örgütü HizbuIIah milita- nı FahriOzdemir'ın, bombalı saldında ya- şamını yitiren gazetemiz yazan Ahmet Ta- ner K^ialı suikastıyla ilgisinin bulunmadı- gı belirtildi. Gaziantep Emniyet Müdürü AM Kalkaa. bazı yayın organlannın. Özdemir'in KJŞ- lalı suikastına katıldıgı ve ifade verdiği yö- nündeki haberlerini yalanladı. Emniyet Müdürü Ali Kalkan, yakala- nan şeriatçı terör örgûtünün bombacısı Fahri Özdemir'in yapılan sorgulamasında 11 kişinin öldüriilmesi eylemine katıldığı- nı iriraf ettiğını, ancak Kışlah suikastıyla ilgili hiçbir soruya yanıt vermediğini söy- ledi. Özdemir'in 1999 yılında yaklaşık 4 ay örgüt elemanlanndan Mustafa Gürel'in evinde kaldığını belirten Kalkan, "Özde- mir ifadesinde 1985 yıhndan bu yana ör- gütün içinde oMuğunu söylüyor ve bugü- ne kadar sadece bir tüp bomba yapbğuu sö\1edi Tüp bombayı da Batman'da bir ar- kadaşına tesiim etmiş" diye konuştu. Terör örgütü üyesi Özdemir'in bazı ba- sın yayın organında yer aldığı gibi Kışla- lı suikastıyla ilgili hiçbir ifadesinin bulun- madığını kaydeden Kalkan, "Eğer örgüt etemanının Kjşlah olayı 0e ilgisi olsa bunu çıkar açüdanz. Neden gizleyelim ki" dedi. rangoz atölyesinin bulunması da dikkat çekti. HizbuIIah militanlan- nın sahte kimlik ve pasaportlannın da bu evde yapıldığı belirlendi. Mardin polisinin önceden bilinme- sine karşın bu evdeki cephaneliği nasıl ortaya çıkaramadığı, dahası bu kadar silah ve mühimmatın na- sıl dikkat çekmeden bu eve yerleş- tirildiği anlaşılamadı. Uzmanlar başta Velioğlu olmak üzere Hiz- bullahçılann bu evlere polis, asker ve korucu giysileriyle girip çıktığı- nı öne sürdüler. Mardin Valisi Mehmet Temel Koçaklar. Hizbullah'ın Mar- din'deki karargâhlanyla ilgili so- rulara kaçamak yanıt verdi. Ko- çaklar. "Hizbullah'la ilgili yazüı açıklamalar yaptık. Sözlü olarak konuşmuyo- rum. Açıklama yapdırsa tüm basına yapılir. Örgüt evleri konusunu araş- tınnm" dedi. 7tutuklama Elazığ'ın Alacakaya il- çesinde Jandarma Alay Komutanlığı'na bağlı bir- liklerin yaptıgı operasyon- larda örgütle baglantısı bu- lunduğu iddia edilen 8 ki- şi gözaltına alındı. Yapılan sorgulamalannın ardından 8 kişiden 7'si çıkanldıkla- n mahkemece tutuklandı. Böylelikle Elazığ'da son bir ayda tutuklanan Hiz- bullahçılann sayısı 38'e yükseldi. Mozaik kent 'Zeugma' yok oluyor • Baştarafi 1. Sayfada dilim yağmalanma sürecı başlıyor. 19. yüzyılda iki ayaklı köstebekler tüneller kazıp bu villalara, dolayı- sıyla mozaiklere ve öteki eserlere ulaşıyorlar. Varanbir Bunlardan biri de deniz tannsı Poseidon'u, çevre- sinde Roma'nın ünlü kent- lerini madalyonlar içinde insan simgeleriyle gösteren bir mozaik panodur. 19. yüzyılda kaçınlan bu ola- ğanüstü panonun madal- yonlan bugün Almanya'da, Berlin'de ve Rusya'da St. Petersburg'da görenleri bü- yülüyor. Varaniki 197O'li yıllann sonunda (2.5x2.5m) boyutunda Ze- ugma'dan geometrik ve çi- çek bezemeli mozaik pano ABD'nin Kuzey Carolina Güzel Sanatlar Müzesi'ne ulaşıyor. Kültür Bakanlığı'nın da Türkiye'den kaçınldığını ilk kezbu haberden öğrene- ceği bu mozaiğin Zeug- ma'da bir villanın iç avlu- sunda (atrium) bir açık ha- va su sarnıcının tabanmı süslediği belirleniyor. Par- lak, renkli mermer ve cam parçalarından (tessera) olu- şan bu mozaik panonun Ze- ugma'dayken üzerine düşen güneş ışınlarının sudaki kı- nlmalan ile pınl pml panl- dadığı anlaşılıyor. Varanûç Daha sonra Zeugma mo- zaiklerinin dihm dilim ka- çınlması olayı hız kazanı- yor. "Cumhuriyefte 28 Eylül 1993'te açıkladığı- mız bir kaçakçılık olayını, Afrodisias Kazı Heyeti Başkanı Dr. RRR. Smith'in uyansı üzerine New York FBT ajanlan or- taya çıkanyor. Tüdaye-'nin ünlü kaçakçılanndan biriy- ften New York'a giden Se- lim Dere'nın "Fortuna (Ka- der)" adlı galerisinde FBI dedektıfı Kehh Paıd, Zeug- ma kökenli bir mozaik ese- rin fotoğrafinı çekiyor. De- dektif, olayı Türk hüküme- tıne iletiyor. Mozaikte Tann Diony- sos'un kızı ve dönemin u superman"i Herkül'ün eşi Deianeira'yı nehri sırnnda geçirirken sarkıntılık eden 'at adam' Kentauros Nes- sos öyküsü anlatılıyor. Bu eserin ele geçen bir fotoğ- rafinda mozaiğin yanı ba- şında bir Türk firmasının yapımı olan bir yaglıboya kutusunun varlığı da önem- li bir kanıt olarak ortaya çı- kıyor. Aradan 6.5 yıl geç- miş olmasına karşın Türk yetkililerinin bu mozaiğin peşini neden bıraktıklan hâlâ bilinmiyor. Varandört 2Temmuz 1992'de Ga- ziantep Müze Müdürlü- ğü'ne Zeugma'da kaçak ka- zı yapıldığına ilişkin bir ıh- bar ulaşıyor. Müze yetkili- leri duruma el koyuyor. Belkıs'ın Ayvaztepe bölge- sinin kuzeydoğu yamacın- da bir insanın sığabileceği büyüklükte bir tünel bulu- yorlar. İki metrelik tünel. arkeologları Roma döne- minden bir villanın bir oda- sına ulaştmyor. Odanın ta- banında son derece iyı ko- runmuş bir mozaiğe rastla- nıyor. 3.2x 1.5 m boyutunda ve enineresimlenmiş mozaik- te bir ziyafet sahnesı anla- tılmaktadır. Sahncde, tann- lar ile tannçalar; yan çıp- lak, müzik eşliğinde içki içerek eğlenmektedir. Son çeyrek yüzyılın bu en önemli ve (7.5x4m) bo- yutundaki mozaik buluntu- su arkeoloji dünyasında bü- yük ilgi uyandırdı. Aynca, yanı başmda daha küçük boyutta geometrik bezeme- li bir başka mozaik de bu- lundu. Panoda, şarap tann- sı Dionysos ile Ariadne'nin düğün töreni anlatılmakta- dır. Anıtlar ve Müzeler Ge- nel Müdürlüğü her neden- se bu eserin Gaziantep Mü- zesi'ne getirilmesi talimatı- nı vermedi. Eser, bulundu- ğu yerde üzeri örtülerek bı- rakıldı. Aradan altı yıl geç- ti. Haziran 1998 'de bu gör- kemli mozaiğin göbeğinde- ki evlilik sahnesi kesilerek yurtdışınakaçınldı. Ancak, bu olaydan sonra arta kalan parçalann müzeye taşuuna- sı akıl edildi. Bu eserin bu- gün hangi yabancı müzenin deposunda ya da özel ko- leksiyoncuda olduğu bilin- miyor. Bir söylentiye göre, bu eser Japonya'dadır! Bu olayla ilgili olarak Gazian- tep'te bazı kişiler tutukla- nırsa da atı alan Üsküdar'ı çoktan geçmiştir. Varanbeş Bu kaçakçılık olayının hemen ardından aralık aymda, iki ayaklı köstebek- ler Zeugma'da bir villayı daha talan ederler. Bu kez, her ikisi de Frig- yalı hemserimiz, antik dün- yada Leyla-Mecnun ya da Romeo-Miet'in trajedisine' benzer bir aşk olayının kah- ramanı olan Parthenope ile Metiokhos'un öyküsünü anlatan mozaik, cerçevele- rinden barbarca kesilerek kaçmldı. Metiokhos, son- suza dek bakire kalmak is- teyen Parthenope'ye âşık- tır. Kız da delikanlıyı sev- mektedir. Bakirelik sözü ile delıkanlı arasında bocala- yan kız, kendini cezalandır- mak için saçlanm keser, Napoli'ye sürgüne gider. Kendini Dionysos'a adar. Kaçakçılar bu eseri de ABD'ye ulaştırdılar. Tek- sas/Houston'da Paul Getty Müzesi'nden sonra dünya- nın en büyük özel koleksi- yonunun sahibi olan Dotni- nique Menil'in koleksiyo- nundan oluşan müze, bu eseri satın aldı. Türkiye, uluslararası polis örgütü In- terpol aracılığı ile eser hak- kında dünyaya bilgi verdi. Müzenin Müdürü Ber- nard Davazec, Türkiye'ye eserin birebir kopya çizimi ile geldi. Gaziantep'te ka- lıntısı ile karşılaştınldı. iki parça arasında uyum sağla- nınca Türkiye elinde kalan parçayı da Houston'a gön- derip orada birleştirme işle- minin yapılmasuun ardm- dan Müzede bir yıl sergi- lenmesini önerdi. Müze, "15 vıl sergi hakkı" deyin- ce Kültür Bakanlığı moza- iğin geri ve üzerine aynca para verilmesini istedi. Mü- ze, hem eseri hem de üzeri- ne para ödemeye yanaşma- dı. Sonuçta müzenin yeni müdürü Ned Rifkin, önceki hafta Houston'taki Türk Başkonsolosluğu'na "Neo, ne buî Alın maimızL Eseri sİ2e müze kapısmda testim ederim. Ne sigortasına, ne paketJemesine, ne taşımast- na kanşınm" dedi. Önümüzdeki günlerde bu eserin Türkiye'ye geri verilmesi konusunda Kül- tür Bakanlığı ile müzenin devir tesiim anlaşmasının imzalanması beklenmekte- dir Varanahı 25 Temmuz'da Cumhu- riyet'in arka sayfasında, fo- toğraflı -Okeanos, Fırat'a kurban verilmedT başlıklı birhaber vardı. Zeugma'da yol kenannda 5x3.5 m bo- yutunda bir rastlantı sonu- cu bulunan bir mozaikte okyanusların, umaklann tannsı Okeonos ile eşi Tethys'in portreleri ve çe- şitli balık avlama sahneleri dikkati çekiyordu. Bu eser hem yağmadan, habere göre hem de Bire- cik Baraj Gölü'nün sulan altında kalmaktan kurtanl- mıştı. Menil Müzesi ile ya- pılacak anlaşma gereğı tek bir mozaik parçası önü- müzdeki günlerde Türki- ye'ye geri geldiğinde yet- kililerimiz basın toplantıla- n yaparak övünecekler. Ka- çakçılardan ve barajdan kurtanlamayan mozaikJer ile öteki kalıntılar ne ola- cak? Herhalde bunlan kur- taranlann övünme haklan olacak! 'Yeni Bin Yılda Kadın' paneli Petrol-lş tarafından gerçekleştirildi 4 Kadınlar siyasetiıı dışmda tutuluyor' Istanbul Haber Servisi - Petrol- lş, 8 Mart'ta kutlanacak olan Dün- ya Emekçi Kadmlar Günü nede- niyle dün birdizi etkinlik düzenle- di. Etkinlik kapsarmnda, gazetemiz yazarlanndan Şükran Soner, Prof. Dr. TürkeiMinibaş ve Meryem Ko- ray'ın konuşmacı olarak katıldığı 'Yeni Bin Yılda Kadın' konulu bir panel gerçekleştirildi. Prof. Dr Meryem Koray konuş- masmda, siyasetin ulusal kalırken ekonominin küreselleştiğine dik- kat çekti. Koray şöyle devam etti: "Türkiye de buna uyum sağhyor. IMFnin, Dünya Bankası'nın istek- Ierine uyum sağhyor. Fatura bize düşüyor. Bu, emekçiler için ikinci mücadele drinemi başlıyor demek- tir. Küresei duzeyde emek dünyası- nnı yeni bir uzlaşma aJanı açması gerekli. Kapitalizm. ulusal sınırlar içinde yapoğı sömürüyü demokra- siyle uzlaşurdı. Arnk kapitaüzm bu udaşmada geri adım anyor." Alt- mışlı yılları emeğin örgütlenmesi açısından altm çağlar olarak değer- Panelde, işçi kadınlann durumu tarüsıldL (HATİCE TUNCER) lendiren ve şimdi sermayenin altın çağına girdiğini ifade eden Prof. Dr. Koray, uluslararası tekellerin, ucuz emek bulabildiği ülkelere gir- diğini anlatarak "Siyasal eylem, ge- leceği belİTİeme açısından tek araç- ür" dedi. Gazetemiz yazarlanndan Türkei Minibaş da, kadınlann siya- sal yaşamın dışında oluşlanndan söz ederken salonda ön sıralarda erkeklerin oturduğuna dikkat çeke- rek -Çünkü önde oturmayı kendi- lerine hak gönnedikr, cesaret ede- medfler" dedi. Prof. Koray'ın, 6O'lı yıllann emeğin altm yıllan olduğu tespitine katılmadığını belirten Mi- nibaş. "Emek sadece kendi pazar- lık gücüyle mücadele ederek hafıf bir nefes akü" diye konuştu. Emek gücünün örgütlü olmaktan geçtiği- ni kaydeden Minibaş, kadınlann örgütlü yaşamdan çok çabuk vaz- geçebildiğini öne sürerek "Kadı- nm dünya ile bağlanusı kesilmiş bir toplumda hiçbirşeyûı hesabı sorul- maz. Kadmlar toplumun ve siyase- tin dışında tutuluyor" dedi. Şükran Soner ise Türkiye'de iş- çilerin artık kazanılmış haklardan geriye gitmeme mücadelesi ver- diğini söyledi. Soner, "POAŞ'm özelleştiribnesi medyada önemli bir başan olarak anlaüldı. P O AŞ'ı, borsa değerinin yan fiyatuıa satanlar, uluslararası tekellerin alacaklannı tahsil eden haciz me- muru konumundaki Dünya Ban- kası'ıun, EVlF'mn hizmetindedir" diye konuştu. • • G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Her şeyden önce şu durumun altını çizelim: Siyasi partilerin 1983'ten beri "demokratikleşti- receğiz" dedikleri anayasa, böyle birgereksinimin ürünü olarak değiştirilmiyor. Niçin değiştiriliyor? Cumhurbaşkanının görev süresinin beş artı beş olmak üzere on yıla uzatılması için. Siyasi partilerin tümü bu degişiklikte birleşme- yince işin içine pazarlıklar girdi. Bulunan çözüm şu: Her partinin istedıği değişiklik bir sepete konsun, toplu halde oylansın, böylece rekor destekle ana- yasa degiştirmiş oluruz! Bunun adı uzlaşma degildir, çıkar ortaklığıdır. Türkiye'de toplumsal gelişmelere duyarlı insan- ların, hukuksal temelleri sağlam bir anayasa özle- mi var. Ama yaşanan tersi. Bu gidiş, 12 Eylül ana- yasasının daha da geriye götürülmesini beraberin- de getirebilir! Her şey bir yana değişikliğin biçimi etiksel değil, tetiksel. Her kesim kendi silahını getirmiş, orta yol anyor! Yeni haftaya girerken partilerin görünümünü özetleyelim: DSP: Demirel'in görev süresini uzatmak için ge- rekli olan 367 oy, kıyak emekliliğin ve FP'nin iste- diği parti kapatmayı güçleştirmenin anayasaya so- kulmasıyla aşılır. Değişiklik üç maddeli dar bir pa- ket olarak gelir, her madde tek tek oylanır. En so- nunda toplu oylama yapılır. İçinde kıyağın da ol- duğu bir pakete en az 450 destek çıkacağına gö- re, iş istikrarh biçimde tamamlanır. Bunun adı rüş- vet degildir. MHP: Başlangıçta240'ı bulan bizegelsin, üstü- nü tamamlarız diyorduk. ANAP'taki durum buna engel. Ecevit, değişikliği çok istiyor, ama üçlü pa- kette rüşvet görüntüsü açık. Bu görüntüden kur- tulmak gerekiyor. Zaten son dönemde yaptığımız tek şey görüntüyü kurtarmak. ANAP: Partide şimdiden 20 fîre var. Bunun art- ma olasılığı yüksek. DSP'nin getirdiği önerilere ker- hen de olsa destek verilir, bunun içine rüşvet gö- rüntüsü olmasın diye birkaç madde daha konur, Meclis'e gelinir. Buradan olumsuz sonuç çıkarsa, yeni duruma bakılır. FP: Her zaman olduğu gibi kendi aralannda an- laşamadıkları için bize elleri mahkûm. Elde var, 69. Bir de 68'de değişiklik yaptırdık mı geriye sadece anayasaya "FPkapatılamaz" maddesi koymak ka- lır ki, bu kadarı da ayıp olur! DYP: Bizım için en iyisi Demirel'in onursuzca seçıtememesıdir. Böyle olur3a, asağı inse bileto- parlanması zaman alır. Seçilecekse de bunun çok onurtuca olmamasında, güç bela bizim de katkı- mızla seçilmiş olmasında yarar vardır. Gelişmeleri izleyelim, duruma göre vaziyet alalırn... Gol bağlar, tekme bağlamaz! Yukarıda aktardığımız bu gelişmeleri Demirel ve Ecevit dikkatle izliyor. Görünüm her iki liderin de sindirim sisteminin son derece güçlü olduğunu or- taya koyuyor. Anayasanın 69. maddesinin değişmesi için FP'nin ısrarı, öteki partilerin kolay pazarlığa gelir yanı, iki soruyu gündeme getiriyor* - Acaba siyasiler yaşananlardan ders almıyorlar mı? - Acaba siyasiler Türkiye'nin kendilerinden iba- ret olduğunu mu düşünüyorlar? FP, hakkında kapatılma davası bulunan bir par- ti. Şimdi iktidaria ortak olmuş, anayasadan kapat- mayı kaldırmak istiyor. Yani siyaseti hukukun önü- ne koyup. kendi yoluna devam etmek istiyor. Bu- nu yapacağına, hukuksal düzene uymayı denese! İkinci soruyu gündeme getirmemizin nedeni şu: Tüm iktidar partilerinin kafasında Demirel'in gö- rev süresi var, bu değişikliğin ülkeyi nereye götü- receğiyok. FP'nin kafasında da partinin kapatılma- ması var, ısrar ettiği değişikliğin ülkeyi nereye gö- türeceği yok. FP'nin dediği olursa, bir genel başkan istediği gi- bi konuşacak, ama yasa önünde sözleri partisini bağlamayacak. Yani, genel başkan siyasal olarak partisinin her şeyine kefil, yasal olarak partisiyle hiç bağı yok! Bu, şuna benziyor: Takımda bir kişiyi kaptan seçiyorsunuz. Attığı gol takımı bağlıyor, tekme bağlamıyor! Aklınızla bin yaşayin da görev süreniz uzasın! T» CumhuriYet L^kltapkulübûl T1YATRO GÜNÜ TAKSIM SERGİ SALONU'NDA 8 Mart Carsamha FUGEN KIVILCIMER Dünya Kadınlar Günü nedeniyle sanatçı ve arkadaşlan Tamer Aydos yönetiminde 5 kısa oyun sergiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle