Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 MART 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J l i J V v - r i ı U İ T İ J . / ekonomi(5cumhuriyet.com.tr 13
Bayuıdır ve Park Holding'in ilk ihalede POAŞ'ın hisselerini rehnederek dış kredi bulacaklan ortaya çıktı
POAŞ ilıalesiııiıı gizli yüzü
BANU SALMAN
ANKARA - İlk ihalede, başını
Türkiye Iş Bankası'nın çektigi
konsorsiyum içindeki Bayındır
(Kamuran Çörtük) ve Park
Holding'in (Turgay Ciner) POAŞ'ın
hisselerini rehnederek bu kurumu
almak için dış kredi bulacaklan ortaya
çıktı. Türkiye tş Bankası, ikinci POAŞ
ihalesinde bu ortaklanm bırakarak
Doğan Grubu'yla birlikte POAŞ
Petrol Ofisi
ihalesini yenıden kazandı. ilk ihalede,
POAŞ'ın hissesine düşen payın bir
kısmını banka özkaynaklanndan,
kalanını da dış kredi yoluyla
sağlamayı planlayan tş Bankası, ikinci
îlk ihalede, başını Türkiye Iş Bankası'nın çektiği konsorsiyum
içindeki Bayındır (Kamuran Çörtük) ve Park Holding'in
(Turgay Ciner) POAŞ'ın hisselerini rehnederek bu kurumu almak
için dış kredi bulacaklan ortaya çıktı. îş Bankası ikinci ihalede bu
ortaklanm bırakarak Doğan Grubu'yla anlaştı.
ihaleyı kazandıktan sonra da POAŞ'ı
almak için yine dış kaynak arayışına
girdi.
İlk POAŞ ihalesinde 3. gelmelerine
karşın Özelleştirme Yüksek Kurulu
karannca devir yapılmaya çalışılan
Türkiye Iş Bankası-Park-Bayındır ve
PÜAŞ konsorsiyumunun, 1998
yılında yapılan ihaleyle ilgili sundugu
taahhütler arasında enerji açığı da yer
IHÂLE YAPILMADAN ÖtB YAZIGÖNDERDt
Muafîyet için
başvuru kanşıkbğı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Özelleştirme tdaresı Başkanlığı'nın
(ÖİB), POAŞ hisselerinin yüzde
51 'ini blok olarak alan şirket adına
SPK'den muafîyet talep
edemeyeceği belirtiliyor. SPK'nin
tebliğine göre, POAŞ'ın
sermayesinin yüzde 25'i ve fazlasına
sahip olan ya da yönetim kontrolunü
sağlayan şirketin, diğer ortaklara ait
hisse senetlerini satın almak üzere
çağnda bulunma yükümlülüğünden
muaf tutulmak için başvuruda
bulunması gerekiyor.
Tebliğdeki. "Muafiyet
başvurulannın çağn
yapma zonınluluğunun
doğmasını izleyen 5 gün
içerisinde, çağn
yapmakla yükümhı
olanlar taranndan kurula
yapılması gerekir"
hükmüne karşın idarenin
daha ihale yapılmadan önce şirket
adına SPK'ye yaptığı başvuru,
ihalenin gerçekleştiği günün
akşamında kabul edildi.
SPK'nin 21-25 Şubat tarihlenni
kapsayan haftahk bülteninde,
-Özelleştirme tdaresi
Başkanlığı'nca, POAŞ'ın yüzde 51
hissesinin blok satış yoluyla satışuıa
ilişkin ihale prosedürünün devam
ettiği bildirilerek şirket sermayesinm
yüzde 51'ini lemsil eden hisseleri
1
<i
satın alacak alıcı için Seri 4 Numara
8 TeNiğTnin 17. maddesi
çerçevesinde ortaya çıkan. şirketin
diğer ortaklaruıa çağrıda bulunma
zorunluluğundan muafîyet talep
edilmiştir" denılmişti. SPK, 28
Şubat-3 Mart tarihlenni kapsayan bu
haftaki bülteniyle de. muafiyeti
"Ortaklığın hisse senederinin ve a\
haklannın iktisabımn, Tiirk Ticaret
Kanunu'nun şirket sermayesinin en
az 3'te 2'sine sahip pay sahiplerinin
veya temsilcilerinin hazır
bulunmasına ilişkin yeter sayı fle
toplanan ortaklık genel kurulunda
onaylanmasr koşuluyla kabul etti.
Ancak SPK'nin Seri 4 Numara 8
"Halka açık anonim ortaklıkiar
genel kurullannda veküeten o>
kullanmasuıa \e çağn yoluyla
vekâlet veya hisse senedi
toplanmasına ilişkin esaslar"
tebliğine göre, bu başMiruyu
Özelleştırme Idaresi'nin değil yüzde
51 hisseyı devralacak Doğan Grubu
ve tş Bankası
konsorsiyumunun
yapması gerekiyor.
Tebüğde. "Muafiyet
başvunılannın çağn
yapma zonınluluğunun
doğmasını izleyen
5 gün içerisinde, çağn
yapmakla yükümlü
olanlar taranndan
kurula yapılması gerekir" hükmüde
yer alıyor. Ancak henüz hisse devri
gerçekleşmediği gibi, ÖYK
onayından bile çıkmadan, hatta ihale
gerçekleştirilmeden Özelleştirme
Fdaresi'nin şirket adına başvuru
yaptığı görülüyor.
Tebliğe göre, küçük ortaklara
çağrıda bulunulduğunda önerilecek
fiyatın, "blok alunda ödenen en
yüksek fhattan" aşağı
yg y
Bu durumda blok alımda hisse
değeri, borsadaki değerinin
neredeyse yansı düzeyinde 71 bin
lira olmuştu. Bu çerçevede küçük
yatınmcının hisselerini borsada
elden çıkararak blok alımdakinden
daha fazla değerle satış
yapabileceği, ancak ihalede oluşan
düşük bedelin borsaya da
yansıyacağı, POAŞ hisse
değerlerinde gerilemeler olacağı
bekleniyor.
lşçfler özefleştinııeye geçit vermeyeceklerini her firsatta dile getirdiler.
Satışa tepküersürüyor
Ekonomi Servisi - Petrol Ofisi AŞ'nin
(POAŞ) yüzde 51 'inin değerinin çok
altında özelleştirilmesine tepkiler
sürerken Geneİ Maden-tş Başkanı
Çetin Altun. "Kunım göz göre göre
peşkeş çeldktL ihale mutlaka iptal
edilmeli. tşin sorumlulun halktan
özür dilemeli" dedı. Genel-lş Senikası
Başkanı Altun, POAŞ ihalesinin
rTurkiye'deki özelleştirmelerm'gerçek
yüzünü ortaya çıkardığını ifade
ederek "1941 yıluıdan bu yana hizmet
veren kurum saOşı gündeme
geldiğinden bu >ana gözden
düşürüldü. Rekor saüştan söz edip
halkı aptal yerine koyuyoriar"
açıklamasını yaptı. POAŞ hisselerinin
borsada arz yoluyla 2 milyar dolann
altında satılmasının mümkün
olmadığını kaydeden Altun. "Sanşa
çıkanlan yüzde 51'in piyasa değeri 2
milyar 260 müyon dolardır. Ama ihale
yapdıyonmuş gibi bikük çevrelere
1 milyar 260 mttyon dolara sanlıyor.
thaleye kanlan firmalann küçük
arnşlaıia elenmeleri anlaşmalı bir
ihale şüphesini herkesin peynine
kazunıştır. Çekilen firmalann diğer
KİT'leri nasıl payiaşacağı merakla
bekleniyor" değerlendırmesini yaptı.
POAŞ'ı alan grubun yüzde 40'lık
peşinatı kurumun kasasındaki hazır
paradan yatıracaklanna dikkat •
çekerek şunlan söyledi:
"Kalanı taksitte ödeyecekler. Yani
bugünkü haliy le çaJışügında yülık
kânyla borcunu ödeyecekler. Bu
geçmişteki ve gelecekteki
özeUeştirmeleri alan ve peşkeşle
açıklanmasından olağan bir şey
olamaz. KİT'ler kamu maJıdır.
Kimsenin halkı \ok sayarak böyle işler
yapmaya hakkı \oktur. Bu yanhştan
hemen dönülmelkür."
alıyor. Konsorsiyum, enerji açıgının
kapatılması için her tûrlü yakıt
kullanımının artacağını, bu açığın
kapatılması için fueloil yerine LPG,
LNG ve doğalgazın kullanımının
artacağını belirtiyor. Bayilerin
dışandan temin ettiği benzin ve mazot
miktannın kontrol altına alınacağını,
üst yönetimin devTalınmasımn
ardından yönetimde önemli
kademelerde sektörü ve şirketi iyi
bilen yöneticilerin getirileceğini, nakit
akışa öncelik tanınacağını taahhüt
eden şirket; 1997 rakamlanna göre
POAŞ'ın fueloil satışlanmn yüzde
47'sinin, mazot satışlanmn da yüzde
6'sının kamu kuruluşlanna yapıldığına
dikkat çekiyor.
Kârlı tesislere öncelik
Konsorsiyum, bayi ile POAŞ
arasmdaki ilişkilerde yüksek satış
hacmine sahip bayilere öncelik
tanınacağını bildiriyor. Bu bilgi, kân
düşük olan yerlerde petrol ürünlerinin
satışında sorun çıkacağı savını kısmen
dogruluyor. Askeri boru hatlan ile
POAŞ depolannın karşılıklı
kullanımının sağlanacağmı kaydeden
konsorsiyum, POAŞ'ın pazar payının
sabit kalmasına rağmen satış hacminin
10 yıl içinde yağ ürünlerinde yüzde
60, siyah ürünlerde yüzde 48, jet
yakıtında da yüzde 135 oranında
artacağı bildiriyor. POAŞ'm pazardaki
konumunu ortaya koyan bu
beklentileri saptayan konsorsiyum,
u
Özelkstirme sonrasında beyaz
ürünlerde bayi başına ortalama satış
hacmini ilk 5 yıl sonunda yüzde 80
artbracağuu, yağ ürünlerinde yüzde 35
ve siyah ürünlerde yüzde 54'lük pazar
paymın korunacağmı" bildiriyor.
Konsorsiyum, POAŞ'ın işletme
faaliyetleri dışında kalan taşınmazlan
da satacağını belirtiyor.
tş Bankası, hissesine düşen payın bir
kısmını banka özkaynaklanndan,
kalanını dış kredi yoluyla
sağlayacağını açıklıyor.
Dış kredi için rehin gösterfldi
Bayındır ve Park holdingleri ise
hisselerine düşen paylann bir kısmını
özkaynaklanndan, kalanını ise "POAŞ
hisselerinin rehni yoluyla
sağlayacaklan dış krediyle" ':.
karşılayacaklannı bildiriyorlar Petrol
Orünleri tşverenleri Sendikası'nın 3
bine yakın bayiyle oluşturduğu PÜAŞ
ise yüzde 10'luk hisse payının
tamamını öz kaynaklanyla
karşılayacağını taahhüt ediyor.
POAŞ'ın hisselerinin dış kredi için
rehnedilmesi, özel sektör ve yabancı
sermaye arasmdaki ilişkide,
Türkiye'nin petrol sektörü açısından
stratejik olan bu kurumun nasıl bir
tehlikeye sokulacağını ortaya koyuyor.
DÜNYA E K O N O M İ S İ N E BAKIŞ / ERGİN YILDUOĞLU LONDRA ergin@ergin.demon.co.uk
ABD'de, Cumhuriyetçiler ve De-
mokratlar Başkanlık seçimlerinde ile-
ri sürecekleri adaylarını, eyaletler dü-
zeyinde ön seçimlerie saptamaya ça-
lışıyorlar. Ancak medya, adeta bu iki
partiden yalnızca biriyle, Cumhuri-
yetçilerle ilgileniyor. Bunun birnede-
ni, Demokratik Parti'nin adaylık ya-
nşını Al Gore'un kazanacak olması-
nın hemen hemen kesinleşmesiyse,
bir diğer nedeni de Cumhuriyetçi Par-
ti adaylığı için yarışanların kimlikleri
ve gittikçe kızışan yanşın parti yapı-
sı üzerinde yaratmaya başladığı et-
kiler.
Birçok gözlemci, Cumhuriyetçi Par-
ti'nin seçeceği adayın, yalnızca önü-
müzdeki başkanlık seçimlerinin so-
nucunu değil, bu partinin de, dolayı-
sıyla da daha genel bir bağlamda
ABD'de politik coğrafyanın da özel-
liklerini belirleyebileceğine inanıyor.
Para-pul, din-iman
Cumhuriyetçi Parti'den aday aday-
ları ön seçimlerinde, parası biten
adaylartekertekeryanştan çekildik-
ten sonra geriye Teksas Valisi W.
Bush, Arizona Şenatörü McCain ve
bir de eski ABD Büyükelçisi Alan Ke-
yes kalmıştı. Keyes, bugüne kadarcid-
di bir varlık gösteremediği için yarış
Bush ve McCain arasında geçiyor.
Parti merkezinin, Wall Street'in siga-
ra, silah şirketlerinin lobilerinin des-
teklediği Bush'un ön seçimleri zorian-
madan alması ve aday olması bek-
leniyordu. Ancak McCain'in büyük
sermaye-lobi gruplannın seçim kam-
panyalarına yaptıklan bağışlar ve bu
bağışlann karşılığında kimi yasaların
çıkanlması (Demir Üçgen) pratiğine
karşı çıkmak temelinde kurgulanan
kampanyası ilk andan başlayarak
beklenenden daha başarılı oldu.
McCain, Bush'u sıkıştırmaya başla-
dı. 27 Şubat'ta McCain Michigan ve
Anzona ön seçimlerini kazandığın-
da, New York Times "Bush kampın-
dan şok" diye başlık atacaktı. Bir
sonraki salı günü Virginya, Kuzay Da-
kota ve VVashington eyaletterindeki se-
çimleri Bush kazandı ve tekrar öne
geçti. Bu salı günü (buna Süper Sa-
lı da deniyor) yapılacak New York, Ca-
liforniya ve Ohiya gibi bölgeleri kap-
sayan seçimler, bir aday adayının ya-
nşı kazanması için gerekli delege sa-
yısının yüzde 59'unu saptayacağı için
ABD seçîmleri: Para-Pul, Din-iman ve Diğer İlginçlikler
Arizona Şenatörü John McCain
Bush-McCain yanşının da kaderini
neredeyse kesin bir şekilde belirieye-
cek.
Bu yüzden Süper Salı yaklaştıkça
Bush-McCain yarışı giderek sertleş-
ti. Adaylar hem keselerinin ağzını da-
ha çok açtılar ve hem de seslerini
yükseltmeye başladılar. Öyle ki seçim-
lere 70 milyon dolaria başlayan Bush
kampanyasının, mali kaynaklarının
hızla kuruduğu, bu yüzden genel se-
çimlerde kullanmak için ayırdıkları
kaynaklanndan yemeye başladıkları
bildiriliyor. (New York Times 25/02).
CNN'e göre, Bush, yalnızca Virgin-
ya seçimlerinde 1.2 mifyon dolarlık rek-
lam harcaması yapmış. McCain'in
bu bölgede yaptığı harcamalar ise
700.000 doları aşıyor (1/03).
Ön seçim kampanyalarında en faz-
la kim para harcarsa, sonunda onun
en fazla delegeyi elde ederek başkan
adaylığını garantilediğini hemen her-
kes bilir. Ancak muhafazakâr parti
söz konusu olduğunda, kökten din-
ci Hıristiyan hareketinin etkisi genel-
likle çok dikkat çekmez. Daha doğ-
rusu Reagan, on yıl önce, "Siz açık-
ça beni destekfeyemezsiniz, ama
ben sizi destekliyorum" (New York
Şu anki Başkan Yardımcısı Al Gore Teksas Valisi George VV. Bush
Times 29/02) dediğinden bu yana, bu
kesimin parti içindeki etkisinin gide-
rek artmastna karşın sesi pek fazla du-
yulmazdı. Taa ki McCain bu kesimi
hedef alana kadar... 28 Şubat'ta
McCain, kökten dinci muhafazakâr ko-
alisyonun iki liderini, Par Robertson
ve Jerry Falwell'i şıddetle eleştiren
bir konuşma yaptı. McCain bu iki Hı-
ristiyan lideri "hoşgörüsüzlüğün
temsilcileri" olmakla eleştirdi. Daha
önce Güney Karolina ırkçı Bob Jo-
nes Üniversitesi'nde konuşan Bush'u
hedef alarak da "Biz, Ronald Reagan
muhafazakârlanyiz.. Pat Ropertson
muhafazakârları değil" demişti
(VVashington Post 29/02). McCain
daha da ileri giderek bu iki adamı, ırk-
çıların nefret nesnesi olan "Islam
Ulusu" isimli örgütün siyah lideri Far-
rakhan'a benzetti. Aşırı dincileri he-
def alan bu ifadeler üzerine Bush,
Bob Jones Üniversitesi'nde konu-
şurken, bunlann Katolik düşmanı çiz-
gilerini eleştirmediği için özür diledi,
ama radikal Hıristyanlann etkisi de par-
tinin gündemine girmiş oldu.
McCain'in hedef aldığı kesim Ku-
Klux-Klan'dan silah derneklerine,
çeşrtli irili ufaklı tarikatlara, milis grup-
lanna, büyük çadırlarda vaaz verip
"mucize " karşılığı para toplayan şar-
latanlara kadar uzanan büyük bir ko-
alisyonu kapsıyor ve kimi hesaplama-
lara göre Cumhuriyetçi Parti tabanı-
nın yaklaşık yüzde 17'sini oluşturu-
yor. öyleyse McCain, daha düne ka-
dar seçimlere ilgi duymayan, ama
şimdi hızla Bush'tan yana tutum alan
bu kesimleri kızdıımayı, hatta canlan-
dırmayı (Boston Globe 02/03), par-
tide bir bölünme gündeme getirme-
yi, (Christian Science Monrtor) ne-
den göze aldı?
Sağdan III. Yol
Öyle anlaşılıyor ki kasımdaki Baş-
kanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi
adayın yalnızca kendi partisinin taba-
nına dayanarak seçilmesi olanaksız
(VVashington Post 1/03). Cumhuri-
yetçi adayın liberal seçmenden, De-
mokrat Parti tabanından da oy alma-
sı gerekiyor. Ne ki, Bill Clinton dö-
neminde, Cumhuriyetçıler'le, Demok-
ratlar arasmdaki siyasi farklar gide-
rek azaldı. Geriye, bugünkü nisbi eko-
nomik refah döneminin iyimseriiğiy-
le uyuşmayan ve yalnızca aşın sağ ta-
rafından benimsenen ideolojik konu-
lar kaldı. Cumhuriyetçiler kendilerini;
giderek kürtaja karşı kampanyalarda,
eşcinsel düşmanlığında, tütün şirket-
leri lobilerinde; silah yasaklanna, çev-
recilere, evrim teorisinin okullarda
okutulmasına karşı kampanyalar, sos-
yal hizmetlerin tavsiyesi, şirketlere
büyük vergi indirimi gibi konularia ta-
riflemek zorunda kaldı. Bu yeni çiz-
giyse yalnızca demokrat-liberal ka-
muoyunda değil, ılımlı, iyi eğitim gör-
müş muhafazakâr orta sınıf arasında
da tepki çekiyor.
Işte McCain'in yaptığı çıkış bu nok-
tada anlamlrydı. McCain, Cumhuriyet-
çi Parti oylanna Demokrat Partili oy-
lan da eklemeyi amaçlayan bir strate-
jj izledi. Bu amaçla kampanyasının te-
meline, kampanya bağış reformu ta-
lebini, "Demir Uçgen"\r\ eleştirisini
koydu. Bu "parti plütokrasisine" kar-
şı tutum, partiyi genişletmeyi, tekrar bir
halk partisi yapmayı amaçlayan stra-
teji ilgi çekti. The New Republic (iç-
savaştan bu yana yayımlanan çok say-
gın bir Cumhuriyetçi düşünce dergi-
si) yayın yaşamında ilk kez, Cumhuri-
yetçi adaylar karşısında tarafsızlığnı ko-
ruma geleneğini terk etti, McCain'i
desteklediğini açıkladı.
McCain'in yaklaşımıyla. Blair'in
III. Yolu arasmdaki benzerlikleri gör-
memek imkânsız. MacCain de Blair
gibi partisini merkeze çekmeyi amaç-
lıyor. Ancak işi Blair'den zor. Blair,
sendikalan ve solculan dışladığında,
büyük basından, "büyük para"dan,
muhafazakâr kesimlerden destek al-
dı. McCain ise Cumhuriyetçi Parti
içinde, ideolojik, mali olarak en güç-
lü, medya üzerinde etkin kesimleri
karşısınaaldı. Bu kesimlerin direnme
gücü son derecede yüksek. Nitekim,
Wall Street Joumal'ın McCain'e yö-
nelik eleştirel tutumu (01/03;03/03),
Bush'un giderek daha sağa kayma
eğilimi, McCain'in işini zorlaştınyor.
Diğer taraftan, Bush, Cumhuriyet-
çi Parti'nin adayı olarak atanmayı ba-
şardığı takdirde, partinin önümüzde-
ki seçimlere çok daha sağ bir plat-
forma girerek başkanlık seçimlerini de-
mokratlara hediye etmesi de güçlü bir
olasılık. McCain belki partisi içinde ye-
terince güçlü değil, ama kamuoyu
yoklamalanna göre tüm ABD seç-
meni arasında halen en popüler baş-
kan adayı. Al Gore ikinci, Bush ise
ancak üçüncü sırada yer alıyor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Anca... 'Halkla Beraber
Seçimlerde Meclis dışında kalan CHP ne yapıyor?
Kamuoyunu oluşturan çevrelerce yeterince yer ve-
rilmese de CHP kimi köklü işler yapt ve yapıyor.
önce, seçimlerde yenilgiye uğrayan tüm öbür par-
t'lerin yapamadığını yaptı, parti içi demokratik süreç-
leri işleterek üst yönetimini degiştirdi Yıne hiçbir
partinin yapamayacağını yaptı CHP, üyelerinin tü-
münün üyeliklerini yeniledi. Bıtmedi; kapsamlı bir
programla parti içi eğitim başlatıldı ve sürdürülü-
yor. Bunlara, tüzük yenileme çalışmaları eklendi.
Tüzük değişikliği ile çok daha demokratik bir par-
ti yapılanması getirilmek isteniyor. Kendisi demok-
ratik işlemeyen siyasal partilerin, ülkede demokra-
tikleşme sağlayamayacağı birgerçektir, Türkiye on-
yıllardır bunu yaşıyor. CHP'nin kamuoyunda tartış-
maya açılacak olan yeni tüzüğünde bir başka yeni-
lik yapılıyor; doğruluk, dürüstlük ve erdem öne çı-
kanlıyor, temel ahlak kurallan yer alıyor; bunlara uy-
mayacaklar için yaptırımlar getiriliyor. iki gün sonra,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'dür; CHP yeni tüzüğün-
de daha önce de yer alan kadın korrtenjanının kap-
samını genişletiyor. Kısaca CHP kendıni yenıliyon
mutfağını düzene sokuyor.
• • •
Siyasal parti, kişilenn, bir düşünce çeyresinde bir
araya gelmeleri, örgütlenmeleridir. Düşünce çev-
resi ve buradan partinin programı ve yönetime ge-
lindiğinde neler yapılacağı nasıl belirlenir?
Bunun esas olarak iki yolu, yöntemi vardır Parti-
nin düşünsel kimliğini ya bir veya birkaç kişi saptar
ya da bu iş kitlesel katılımla yapılır. Türkiye'de geçer-
li olan birinci uygulamadır. Geniş kitlelerin parti prog-
ramlannın oluşrnasına katkısı istenilmez. Sorunlan tar-
tşmak ve çözüm önermek yalnız ve yalnız gene) baş-
kanın ve dar çevresinin işidir. Başkan, her şeyi bilir
ve en doğrusunu yapar. Bu anlayışın ülkeyi getir-
diği yer ise her bakımdan yürekler acısıdır.
Siyaset, topluma yabancılaşmıştır. Şu sırada mil-
letvekili de olan eski bir bakan, tüm milletvekillerinin
özellikleri boyledir dercesine, parti liderinin elinde
bir aygrt olduğunu söylüyor. Milletvekilleri, anaya-
sa değişikliği gibi çok önemli bir konuda, genel baş-
kanlannın önderiığinde çıkar pazarlıklannın oyun-
cağı yapılıyor. Ülkede, yargı çökertilmiş; egitimin
alkı çıkmış, sağlık evlere şenlik bir hale gelmiştir.
Bürokrası özelleştirmeye koşullandınlmış, hükü-
met başta tanm kesimi olmak üzere üreticiye sırb-
ru dönmüştür. Laikliğin üzerinde dolaşan kara bulut-
lar, yabancı çıkar çevrelerinin dayattğı nükleer sant-
ral karanlığıyla bütünleşiyor.
•••
Bu durumdan kurtulmanın yolu siyasal partileri
halkın sorunlanna karşı duyarlı kılmaktr. Bu ger-
çeğin öbür yüzü de şudur: Kişiler, alınmasına katıl-
dıklan kararian çok daha kolay benimser; onlann
uygulanması için yoğun çaba gösterir. Kısaca halk,
sorunlanna ve bunlann çözümüne ne kadar duyarlı
ve katılımcı olursa, siyaset de buna göre biçimlenir.
Bu nedenle CHP yeni bir çalışma sürecini başla-
tıyor: Halk ile Birlikte Çözüm. CHP il örgütleri, mes-
lek oda ve birliklennin, sendika, demek vb. sivil top-
lum kuruluşlannın da etkin katılımı ile kendi illerinin
sorunlanm ve bunlara çözüm önerilerini içeren bi-
rer bildiri hazıriıyor. Amaçlanan, CHP'nin çözüm
önerilerini halk ile birlikte oluşturmaktır. Bildiriler, bi-
rincisi önümüzdeki cumartesi (11 Mart) günü Gire-
sun'da başlayacak ve sonuncusu 22 Temmuz'da Is-
tanbul'da tamamlanacak olan toplam 12 bölge ku-
rultayında sunulacak, tartışılacaktır. Toplantılartüm
halka açıktır. lllerin bildirileri derlenıp yayımlana-
caktır. Ek olarak, bildirilerin teknik çalışmalarla bir-
leştirilerek geliştirilmesi sağlanacaktır. Buradan, yal-
rxz illerin değil, il kümetennden oluşan bölgeterin kal-
kınma programlan da ele alınabilecektir.
• • •
CHP'nin geçmişinde bu tür deneyimler olmadı mt?
llhan Selçuk 10 Şubat 1987'de, yani on üç yıi ön-
ce, şunlan yazıyordu:
Zarfı açtım. Kırmızt kapaklı bir kitap çıktı.
SHP'nin Bölge Toplantılan'ndan ilkini kitaplaştır-
mışlar. (...) "Anadolu Konuşuyor I"
•••
Bir partiyi insanlar kurar; kişilikler önemlidir; emek-
çi sınıflan tabandır; halk kitleleri temeldir. Türkiye'de
bu temel var; ama sağlıklı bir örgüt kurulabilir mi? Dış
ve iç, öznel ve nesnel koşullar elverişli mi? Taban bu
ortamda güçlü bir örgüt yükseltebilecek mi?
Denemek ve görmek gerekir.
Şimdilik Türkiye sdunun çatısında şaşılası bir ay-
mazlık izlenmektedir. Bunca acı deney ve ders veri-
ci olay sanki yaşanmamış gibi olağanüstü bireycilik-
ler sergileniyor; kimi zaman "bencillik" hastalık dü-
zeyine yükseliyor, "benci"liğe dönüşüyor.
Bu görünüm olumsuzluk ve umutsuzluk yaratıyor.
Ne var ki Anadolu solculuğu umutlan yeniden can-
landırryon Türkiye'de solun iktidariaşması en kı-
sa özetiyle faşizme dur demek anlamına geldi-
ğinden demokrasinin kurulmasıyla özdeşleşiyor.
• • •
SHP/CHP üst yönetimleri, öznel ve nesnel koşul-
lann da etkisiyle, o toplumsal özlemlere yanıt vere-
mediler; sonuçta, ülkenin siyaseti başaramadı.
CHP, bu kez halkla birlikte başarmak zorunda-
dır. Bunu sağlayacak olan bir ya da birkaç yönetici
değildir; halkın, bu sürece etkin katılımı, kendisi-
ne ve sorunlarma sahip çıkmasıdır. Devrimci, ön-
cü ve yenilikçı tarihsel birikimıyle CHP, bu güç ve çi-
leli gidişin yollannı açmaya çalışıyor.
e-posta: yakup<a metu.edu.tr
SEKA'nın satışında
geri sayım başladı
Ekonomi Servisi - Özel-
leştirilmesi için bu yıl sonu-
na kadar sürc tanınan SE-
KA Selüloz ve Kâğıt Fab-
rikalan'nm 4 tesisinde özel-
leştirme çalışmalarının ta-
mamlandığı bildirildi. Selü-
loz-tş Sendikası Giresun
Şube Başkanı Ahmet Ay-
dın, bu süre sonunda Gire-
sun SEKA Kâğıt Fabrika-
sı'nın ya kapatılacağını ya
da satılacağını hatırlatarak
tesisin şehrin ekonomisinin
can darnan olduğuna dikkat
çekti.
SEKA Genel Müdür Yar-
dımcısı Metin Yurtbay, Af-
yon, Bolu, Balıkesir ve Kas-
tamonu tesislerinin özelleş-
tirme hazırüklannın tamam-
landığını, bu işletmelerin
önümüzdeki günlerde Özel-
leştirme tdaresi taranndan
ihaleye çıkartılacağmı söy-
ledi. SEKA'nın, teknolojik
yenilemelerin zamanında
yapılamaması nedeniyele
dünya pazarlanyla rekabet
edebılecek güce ulaşamadı-
ğını anlatan Yurtbay, fabri-
kalar iyileştirildiğinde, kâ-
ğıt ve selüloz üretiminde
dünya ülkeleriyle rekabet
edebilecek konuma gelebi-
leceğini belirtti.
Yurtbay, özelleştirme kap-
sammda olan SEKA'ya, yur-
tiçinde ve yurtdışında talip
olan büyük firmalar bulun-
duğunu da belirtti. Selüloz-
tş Sendikası Giresun Şube
Başkanı Aydın ise Giresun
SEKA'nın her ay kente 300
milyar lira dolayında girdi
sağladığını ifade etti.