Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2000 PAZARTESİ
HABERLER
BVIff kongresi
• ANKARA (AA) - Emegin
Partisrnın (EMEP) 2. Genel
Kongresi. Balgat'taki
Ahmet Taner Kışlalı Spor
Salonu'nda yapıldı. Saygı
duruşu vedhanın
oluşturulmasının ardından
konuşan EMEP Genel
Başkanı Levent Tüzel,
sermaye kesiminin
"ekonomık knzi bahane
ederek" işçilen "kapıya
koyduğunu" belirtti ve
"Partımiz bu durumdan
kurtulmanın kavgasını
veriyor" dedi. 442
delegenin oy kullandığı
kongrede, Levent Tüzel
genel başkanlık için tek
adaydı.
Mimarlar Odası
genel kurulu
j • tstanbul Haber Servisi -
j Mimarlar Odası Istanbul
I Şubesi 36. Olağan Genel
' Kurulu dün sona erdi. Diğer
1
odalann seçimlerinde liste
, çıkartan MHP-FP ıttifaklı
Meslekte Birlik grubu,
1 temsilcilerinı genel kurula
I göndermelerine rağmen bu
| kez aday lıste çıkartmadılar.
\ Yeni yönetim kurulu şöyle
1
belirlendi: Erdal Aktulga,
Bülent Tuna, Kubilay Onal,
• Sarni Yılmaztürk, Fehiman
i Yurttaş, Asuman
I Yeşilırmak, Mehmet Yazıcı,
! Hasan Kıvırcık, Havva
| Kanbur, Nurfeşan Soyuer,
] Sinan Tûrkoğlu.
VahMÇata*
vefat etti
• Istanbul Haber Servisi -
Istanbul Ünrversitesı (ÎÜ)
Edebiyat jFakültesi Tarih
Bölümü Öğrçtim Görevlisi
fakültesi
vefet etti.
Çabuk, şeker hastalığı
nedeniyle bir süredir tedavi
görüyordu. Çabuk'un
cenazesi İskenderun'da
toprağa verilecek.
m
YumurtaM
önem kazarayor1
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleriBürosu)-DSP
Adana Mıllet\ekili Tayyibe
Gülek, Bakû-Ceyhan Petrol
Boru Hattı'yla ilgili
'Ülkelerarası Geçiş
Anlaşması'nın
imzalanmasından sonra
Adana-Ceyhan-Yumurtalık
üçgeninde bulunan bölgenin
öneminin daha da arthğını
vurguladı. Gülek.
"Ayncalıklı Sanayi Bölgesi
(ASB) için Yumurtalık en
uygun yerdir" dedi.
Uyuştumıcu
operasyonu
• tstanbul Haber Servisi -
tstanbul'da gerçekJeştirilen
uyuşturucu operasyonunda,
Italya ve Ingiltere'ye
ulaştınlmaya çahşılan 15
kilo 471 gram eroin ele
geçirildi. Olayla ilgili 2 kişi
gözaltına alındı. Uyuşturucu
maddelenn sahibinin
Mustafa Sezai olduğu ileri
sürüldü.
Durmıış, fuarı
ziyaretetti
• tstanbul Haber Servisi -
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş, TÜYAP'ın
Beylikdüzü'ndeki Fuar
Merkezi'nde. Sağlık
Gereçleri Üreticileri ve
Temsilcileri Derneği
(SADER) ve Diş
Malzemeleri Sanayici ve
. Işadamlan Derneği
;(DÎŞSıYAD)ışbirIiğiile
', düzenlenen fuan gezdi.
Kayıp trilyonlap
• ANKARA (ANKA)-
Kapatılan Refah Partisi'nın
; siyasi yasaklı Genel
; Başkanı Necmettin Erbakan
] ve eski Genel Başkan
' Yardımcılan Şevket Kazan
ile Ahmet Tekdal'ın da
aralannda bulunduğu 79
sanıklı davaya bugün
Ankara 9. Ağır Ceza
| Mahkemesi'nde devam
|edilecek. Mahkemenin, 10
; yıl 6"şar aya kadar hapis
| cezasına çarptınlmalan
1
istenen samklann
soruşturmanın
genişletilmesi istemi
hakkındaki görüşünü
açıkJaması bekleniyor.
Radyo ve televizyonlar yaym için Başbakanlık'tan belge almak zorunda
'Güveıdik BelgANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakanlık, radyo
ve televizyon kunıluşlannın
ortak ve yöneticileri hakkında
alınması gereken, irticai ve
bölücü yayınlara karşı önlem
niteliğındeki "Ulusal
Güvenlik Belgesi"nin hazır
olduğunu bildirdi.
Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu (RTÜK) Başkan
Yardımcısı Şevki Göğüsger,
GüvenJik Belgesi'nin, yayın
alanını düzenleyecek frekans
tahsis ihalelerinin
gerçekleştirilmesi için "son
adım" olduğunu söyledı.
Alınan bilgiye göre,
BaşbakanJık Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu'na
(RTÜK) gönderdiği yazı ile
24 Mdrt SOI1 gün İrticai ve bölücü yayınlara önlem olarak getirilen
'Güvenlik Belgesi' hazır. Başbakanlık, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na
(RTÜK) gönderdiği yazı ile yayın kuruluşlannın 'Güvenlik Belgesi' almak
için en geç 24 Mart'a kadar başvuruda bulunmalannı istedi. -•,... > „, • ,•
yayın kuruluşlannın
Güvenlik Belgesi almak için
en geç 24 Man'a kadar
başvuruda bulunmalannı
istedi. RTÜK Başkan
Yardımcısı Şevki Göğüsger,
yerel ve bölgesel radyo ve
televizyon kuruluşları dışında
ulusal bütün kuruluşlann
bugüne dek başvurulannı
yapmış olduğuna işaret
ederken, "Miiracaat etmeyen
varsa diye yapılan bir uyan
bu. Çünkü Güvenlik Belgesi
bugüne kadar biç verilmedL
Tekrar müracaat
gerekmiyor" dedi.
Güvenlik Belgesi'nin
ahnmasımn yıllardu"
yapılamayan, yaym alanmı
düzenleyecek frekans tahsis
ihalesinin
gerçekleştirilebilmesi için
son adım niteliği taşıdığım
anlatan Göğüsger, "Her ne
kadar devlet otoriteleri
televizyonlara çılap 'RTÜK
ihaleyi yapamadı' diyorsa da,
RTÜK 1 seneden beri bu
ihaleyi yapabilecek durumda.
Ama ihaleye katılacak
kuruluşlann alnıası gereken
Güvenlik Belgesi dolayısıyla
yapılamıyor. Güvenlik
Belgesi'ni kim verecek orada
aramak lazun" diye konuşru.
Başbakanhk'm Güvenlik
Belgesi'ni Emniyet ve
MİT'in yapacağı
araştırmalara dayanarak
vereceği belirtiliyor. Kablolu
yaym lısans süreleri yıl içinde
dolan 53 Türk kanalmm da,
lisanslannı yenileyerek
kablodan yayına devam
edebilmeleri için
Başbakanlık'tan Güvenlik
Belgesi almalan gerekiyor.
Belgenin bugüne kadar
hazırlanamaması nedeniyle
RTÜK tarafından bu
kuruluşlann lisans yenileme
süreleri uzatılmıştı.
Lisanslannı yenilemeleri
gereken televizyonlardan
bazılan şöyle:
"NTV, Show TV, Number
One, Best TV, Cine 5, CNN
Türk, Kanal E, BRT, Kanal
A, HBB, Kent TV, CTV, TV8,
Bursa-Olay TV, STV, Pop TV,
Süper Kanal, Kanal 4, AS TV,
Prûna, ATV, Antalya-E TV,
Gaziantep-Olay TV, Flash TV,
TGRT, Kanal 6, tnterstar,
Kanal 7."
Pişkinsüt, 2. karakol baskını izlenimlerini anlattı. Vali Çakır a çattı
'Karakoldafekenceizleri var'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tstanbul Küçük-
köy Polıs Karakolu'nda
"ffibtin astasT bulan TB-
MM tnsan Haklannı lnce-
leme Komisyonu üyelen.
daha sonra sürdürdüklerı
baskınlarda da "işkencenin
inni" buldular. TBMM In-
san Haklan Komisyonu
Başkanı Sema Pişkinsüt
alt komisyon olarak yap
tıklan incelemelerde. *em-
niyet istihbaratnun çok i\ i
çaüşması" sonucu, son ka-
rakol ıncelemelerinde be-
lirgin işkence aleti bulma-
malanna karşın. "filistin
aslası deüği" gıbi bırtakım
"izter" bulduklannı açık-
ladı. Istanbul Valisi Erol
Çakır'm, "münferit bir o-
lay, bulunan basit bir sopa"
sözlerine de yanıt veren
Pişkinsüt. "Bu tür değer-
lendinneler, üst düzej nıa-
TBMM tnsan Haklan tnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt, Vali Çakır'a büyük tepki göstererek
"Şov yapsoakia, olaylann üstü örtülerek sonuç aîınamaz. Kötü muameie vardır. mazur gösterüemez" dedL
kanüann yasalarda suç sayılan bu tür olay-
lan dddiye alnıadığı Ldenimineyolaçar. Şov
yapılarak ve olaylann üstfi örtûlerek sonuç
almamaz" dedi.
TBMM tnsan Haklannı tnceleme Ko-
misyonu Başkanı Pişkınsüt, dün düzenledi-
ği basın toplantısında tstanbul'da bazı ka-
rakollarda yaptıklan ıncelemelerle ilgili bil-
gi verdi. Filistin askısının bulunması üzeri-
ne 1-2 polisin açığa alındığım öğrendikle-
rini aktaran Pişkinsüt, "Sonımluluktan 1-2
polisin üzerineyıküarak kurtulunamaz. So-
nın, kötü muameieyegözvummak. bundan
sonuç alınacagma inanmak, kulakiannı 0-
kamaknr" dedi. Filistin askısuıı 1 kışınin
kulianamayacağına, bir dolabın üstüne kal-
dırmak için bile en az 2 kişıye gereksirum
olduğuna dıkkat çeken Pişkinsüt. "iskence-
nin münferit ya da sistematik oiup otanadı-
ğT tartışmalanna girmemek gerektiğini
söyledı. Pişkinsüt şunlan söyledi:
"İşkence bizün yasalannuzda suçtur. bu-
nun an çogu, mazur gösterilmesi olmaz.
Böylebir aJetzaten tek başınakuUanılamaz.
Alet askı şeklinde, yaklaşık 25 merre bo-
yunda, 10-15 santimerre kalınlığında. ucun-
da deiikieri oJan, vaklaşık 8-10 ntetre uzun-
luğunda bantlan olan bir alet Böyle bir ale-
ti bir Idşinin kullanamayacağı çok açık. En
azuıdan 2 Idşinin kaldınp onu dolabın üze-
rine koyması bzun. Kaldı ki. şikâyetçi olan-
lar farklı zamanlarda gelmişler ve kötü mu-
amele görmüşler. Bu işlemi hep a>nı kişiler
yapmayacağma göre, demek ki kötü mu-
amele var. Bizim üadesine başvurduğumuz
tutuklulann yüzde 80'i de bu kötü muame-
ieye uğramış. Biz, eiimizde olanak olmasma
karşm, hangi poiis memuriannın yapoğmı
bile tespit ermek istemedik. Bu kötü rmı-
ameleyi. polisin >a da kumiserin, daha üst
düzeyde oirininyapıp vapmadığıönemli de-
ğfl. Herkes bir biçünde. bu oiaya gözünü ka-
pattığı için sorumludur. Eğer olaylan, 'hiç
görmedik' diyedeğerlendiriyorsanız,oyan-
uşnr. Evet sonınlar vardır. daha dikkatli
olunması gerekir ve iç denetim mekanizma-
sıişletilmeUdJr."
Son yaptıklan incelemelerde, işkence
aletlerinın kaldınhnış olduğunu gördükle-
rini, ancak. ömeğin filistin askısının yerleş-
tinldığı delilderi gördüklerini anlatan Piş-
kinsüt, amaçlannın suçlamak
değil, kötü muameleyi önle-
yecek sistemi geliştirmek ol-
duğunu vurguladı. tstanbul
Valısı Çakır'ın kendilenne
dönük "biriJeri" sözlerini de
eleştiren Pişkinsüt, "Biz 'bi-
rileri' değil, TBMM Başkan-
lıgınm izniyle, yetkili oiarak,
halk adma denetim yapan bir
komisyonun üyelerijiz" dedi.
Bu tür açıklamalann üst dü-
zey makamlann yasalarda
suç sayılan işkence olaylannı
ciddiye almadığı izlenimi
uyandıracağını kaydeden Piş-
kinsüt,
u
$ov vapdarak ya da
olaylann üstü örtûlereksonuç
aunamayacağını" vurguladı.
Bu olay kullanılarak farklı
cepheler açılmamasmı da is-
teyen Pişkinsüt, "Çünkü po-
lisin hakiki dosru biziz. Polisi
bu tür şaibeierden ve suç say>
lan işjenüerden koruynrak bu
dosdugun gereğini de yerine
görüşünü sa\
r
undu. Pişkinsüt
'Sivfl anayasamı istiyorum'ADANA (Cumhuriyet Gû-
neytlleriBürosu)- "SrvilAna-
yasamı Jstiyorum7
* konulu top-
İantıda "Anayasamn toplumun
anayasasıobnası gerekt^ğj" vur-
gulandı. tstanbul Üniversitesi
flctisat Fakültesi Öğretim Üye-
si Prof. Dr. Mehrnet Altan, Tür-
kiye'de halkuı oluşturduğu bir
devlet anlayışmm geliştirile-
medigini belirterek "Yöneten-
lerin oluşfurduğu bir anayasa
mevcut" dedi.
Prof. Dr. Altan. avııkat Me-
buse Tekay, şair Ersin Sahnan
ve Birikim Dergisi Genel Yaym
Yönetmeni Ömer Laçiner'den
oluşan Sivil Anayasa tstanbul
Girişimi Grubu temsilcileri, tn-
şaat Mühendisleri Odası'nda
"Sivil Anayasamı lstiyorum"
konulu toplantı düzenledi.
Prof. Dr. Altan, bazı siyasi
parti, sivil toplum örgütleri ve
meslek odalan temsilcilerinin
de katıldığı toplantıda, Türki-
ye'de kavram kargaşası yaşan-
dığıru ve vatandaşın bu koouda
geleneksel bir bilincinin olma-
dığmı söyledi. Anayasamn, va-
tandaşlık haklanyla bire bir
bağlantılı olduğunu belirten
Altan şunlan söyledi:
"Bu devlet, bize başöğret-
menlik yapmak isteven bir ya-
püanma içinde. Olkemizde
kimlik, düşünce, örgüttenme ve
gelir dağıumı gibi sonınlar var.
Biz, bir şekOde mınldanıp ba-
ğırmayan tophımuz. Bu sıkmo-
lan yaşayanlar, 'Bunlann ku-
rallannı biz koyacagız'
se sorunlarazabx Demokrasfle-
rin özü, halkın hakkına sahip
çıkmasıdır.''
Avukat Mebuse Tekay- da, gi-
rişimle, anayasamn ıçeriğmden
çok, yapıhş yönteminin tartı-
şılmasma öncelik verdiklerim,
siyasi kültürün değişmesim ve
sivil misiyatiflerin kurulrnasını
amaçladıklanm bildirdi.
Anayasanm, toplumun tüm
kesimlerini kapsayacak özelli-
ğe sahip olması gerektiğini ifa-
deetti.
getiriyonız
bir sonı üzerine de tçişlen Bakanlığı'nm
bu olayla ilgili kendilerinden henüz bilgi
almadığuıı, müfettiş görevlendirmediğıni
söyledi. Pişkinsüt, "Ancak ben gerekh' ilgi-
yi göstereceklerine inanıyorum" dedi.
Pişkinsüt karakol zıyaretlerinde karşılaş-
tıklan ilginç olaylardan örnekler de verdı.
Son ziyarette, emniyetin "hazuiıksız yaka-
lanmamak" için bütün önlemleri aldığmı
gözlediklerinı aktaran Pişkinsüt, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Ömeğin, bir karakolda, esrar kullan-
dddan için gözaltmda olan 2 kişryie konuş-
tuk. Bu kez farklı bir muameie olup oima-
dığuıısorduk. Bize ° îlk kez böyle bir şey gö-
rüyoruz. Her geldiğimizde mutlaka askıya
alrnrf, dövülürdük. Zaten sa-
lona da gözleri kapalı getiri-
lirdik.
Bu odada dolaplar vardı,
askı vardı. Şimdi çok şaşır-
dık' dedfler. Hattabu 'iyi mu-
ameleden' dolayı utanıp, ilk
kez suçiannı itiraf ettikİerini
de aktarduar. Biz Bu değişi-
mı nasıl değerlendiriyorsu-
nuz' diyesorduğumuzda, ver-
dikleri cevap bizi şaşırttı;
'Herhalde AB'ye üye olduk'
dedfler. Görüldûgü gibi en u-
fak iyileştinnede ne kadar
farklı sonuçlar almabUiyor."
Pişkinsüt, izlenimlerine
ılişkrn raporlan bayramdan
sonra tamamlayarak ka-
muoyuna açıklayacaklannı
bildû"di.
StFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Istanbul Devlet Opera ve
Balesi olağanüstü bir bale
gösterisine imza atıyor. Nâ-
zım Hikmet'in Ferhad ile Şi-
rin'i ünlü Rus koreograf Yuri
Grigoroviç'in koreografisiyle
sahneleniyor. Besteci Arif
Melikov'un da katıldığı gala
gecesinde Bolşoy balesinin
başdansçılan Yuri Klevzov
ve Elina Palşina, Ferhad ile
Şirin'i oynadılar. Mehmene
Banu rolünde ise Hülya Ak-
sular vardı.
Bir Dogu masalı, Nâzım'ın
kalemiyle bir evrensel desta-
na, Rus müzikçileri ve koreog-
raflannın katkılanyla bir sanat
şöleninedönüşmüştü. Ferhad
ile Şirin balesi yıllardır dünya-
nın dört bir yanında gösterili-
yordu. Nazım bu gösteriler sı-
rasında duygulannı şöyle dile
getirmişti: "Ferhad ile Şirin'i
Paris'te, Yeni Delhi'de, Lond-
ra'da, Kahire'de, Viyana'da,
Pekin'de, New York'ta herke-
sin izlemesini isterim. Ama be-
ni en çok mutlu edecek olay,
bu balenin bir gün Yuri Gngo-
roviç'in koreografisiyle Istan-
Nâzım, Bu Ülkeye Nasıl Gelecek?
bul'da sahnelendiğini görmek
olacaktır."
Nâzım'ın bu vasiyeti onun
ölümünün üzerinden 37 yıl
geçtikten sonra istanbul'da
gerçeğe dönüştü. Bale göste-
risi dansçılanyla, dekoruyla, şi-
irsel içeriğiyle muhteşemdi.
Bolşoy balesinin ıki başdançı-
sının yanında Mehmene Ba-
nu'yu oynayan Hülya Aksular
da onlarla yanşan bir estetik
zenginlik sergiliyordu.
Bale, Ferhad'ın aşkı için
dağlan delmesi, Ferhad'a âşık
Mehmene Banu'nun, onu kar-
deşı Şirin'e yâr etmek isteme-
mesi üzerine kuruluydu. Bü-
yük aşk yanşının sonunda ne
Mehmene Banu kalır ne de
Ferhad. Hepsi aşkın gelgitleri
arasında ölüme doğru yol alır-
lar.
Işte bu evrensel aşk hikâye-
si, artık Nâzım yaşamıyor da
olsa, onun yüregınin bir par-
çası olarak Türkiye'de, İstan-
bul'da. Istanbul Devlet Opera
ve Balesi, bu büyük oyunla
Nâzım'ın da vasiyetini yerine
getirmiş oluyor. Oyunu heye-
can ve hayranlıkla izlerken ga-
zeteci arkadaşım Nilgün Cer-
rahoğlu kulağıma fısıldadı:
"Artık Nâzım'ın mezannı Tür-
kiye'ye getirmeliyiz."
•*•
Oyunu seyirciler ayakta al-
kışlarken Nâzım'ı düşündüm.
Onun hayallerini ve düşlerini.
Elimde eski bir fotoğraf duru-
yor. Yıl 1961. Nâzım, dört Sov-
yet sanatçısının ortasında, bü-
tün yakışıklılığı ve karizmasıy-
la objektife bakıyor. Bir yanın-
da Ferhad ile Şirin'in koreog-
rafı Yuri Grigoroviç, bir yanın-
da bestecisi Arif Melikov.
Nâzım, bu fotografa bakar-
ken eminim Istanbul'u düşü-
nüyordu. Gençliğinin, orta
yaşlılığının, Istanbul'unu. Hep
eziyet çektiği, hapishanelere
atıldığı rüyalarının Istan-
bul'unu. Kendisini sorgulayıp
haksız suçlaryükleyen polisle-
ri, uzun mahkûmiyetler veren
yargıçlan düşünüyordu. Aley-
hinde gösteri yaptmlan üniver-
site gençliğini.
Nâzım'ı yargılayanlar, mah-
kûm ettirenler ve aleyhinde
gösteri yaptıranlar daha sonra
bu ülkenin "büyük adamlan"
oldular. Tıpkı 12 Mart'ta De-
niz'leri idama yollayan yargıç-
lann, askerterin, siyaset adam-
lannın yükseldiği gibi.
Nâzım'ın mezannı Türki-
ye'ye taşısak, acaba o bunu
nasıl karşılardı? Evet o, Ana-
dolu'da bir çınar ağacının di-
binde yatmak istediğini söyle-
mişti. Ama onun yatmak iste-
diği ülke bu muydu? Karakol-
larında işkencelerden geçil-
meyen, yargısız infazlann, faili
meçhullerin hesabının sorul-
madığı, ırkçıların ve dincilerin
siyasi hayatımızın temel ağırlı-
ğı haline geldiği bir ülke miydi?
Aşın milliyetçilik Nâzım yaşar-
ken ve cezaevlerine atılırken
de geçer akçeydi, bugün de.
Acaba Nâzım böyle bir ülkede
yatmak ister miydi?
Nâzım gibi büyük bir yaratı-
cının, bir özgürlük âşığının yü-
reği, ülkenin bu halini kaldınr
mıydı?
Oyunun bitiminde bu büyük
destanı ayakta alkışlayanlar-
dan acaba kaçı Nâzım'ın düş-
lerini paylaşabilirdi? Unutma-
yalım ki ülkemizde komünizm-
le mücadelenin büyük önder-
lerinden Süleyman Demirel
hâlâcumhurbaşkanı, böyle gi-
derse daha çok uzun yıllar ba-
şımızda kalmaya devam ede-
cek?
Nâzım'ın devrimci yaratıcı-
lığıyla, Demirel'in cumhurbaş-
kanı olduğu bir ülkenin hayal-
leri ne kadar birbirine uyabilir?
•••
Mehmene Banu'nun ihtiras
dolu danslanyla, Ferhad'ın
dağlan delen azmiyle ve Şi-
rin'in ölümüne aşkıyla ateşle-
nen bu büyük bale gösterisinin
yaratıcısı Nâzım, hâlâ bu ülke-
ye birkaç gömlek fazla gelmez
mi? Baleyi izleyip öyle karar
verin isterseniz.
2000TİYILLARDA...
ERDAL ATABEK
Sosyal VolkanlarL
'Sosyal Volkanlar: Köktendincilik ve EtnikAy-
nmcılık...'
"Köktendinciliğin yükselişi aslında patlamak-
ta olan bir sosyal volkandır. Ekonomiyle arasın-
da basit bir bağlantı vardır. Ekonomik olarak kay-
bedenler veya ileride başanlı olmak için neyin ge-
rektiğini bilmemenin ekonomik belirsizliğini kal-
dıramayanlar, köktendinciliğe dönerier."
Amerika'dan yükselen bir ses, Prof. Lester C.
Turow, gelecekte olacaklara böyle dıkkat çeki-
yor. 'Kapitalizmin Geleceği' adlı yapıtında uyan-
larını sürdürüyor: "Kesintili denge dönemlerinde
eski davranış biçimleri işe yaramaz... Başannın
yeni tanımı yapılamazken, neyin ahlaklı neyin ah-
lakdışı olduğu belli değildir.
Insanlar belirsizliği sevmezler, çoğu kişi fizik-
sel dünyanın belirsizlikleri çok büyüdüğü zaman
köktendinciliğe döner. Ortaçağ'da bu yaşandı,
şimdi de yaşanmakta. Bireyler, kendi gerçek
dünyalannın ekonomik belirsizliklerinden, buyru-
lan kurallar izlenirse kesinlikle kurtulacaklannı
söyleyen dinsel dünyanın beliriiliğine yöneliher."
"Köktendincilik (Hindu, Müslüman, Yahudi, Hı-
nstiyan, Budist) her yerde yükseliyor. Kökten-
dinciler, insanlar öngördüklerıyolu izleherse kur-
tulacaklannı vaaz ederler. Onların dünyasında
belirsizlikyoktur. Buyruklannı izlemeyenlerceza-
landınlmayı hak ederler.
Cezayir'de Islami köktendincilik, bütün yaban-
cılara (bazılan Cezayir'de doğmuş Fransız köken-
liler) karşı ilan edilmiş bir savaş ve 30.0007e
40.000 sivilin ölümü anlamına geliyor. Israil'de
genç erkek Müslüman köktendinciler bombala-
n kendi üstlerine sanp, otobüs duraklannda ve-
ya Tel-Aviv'in ortasında insanlan havaya uçuru-
yor. Bunu yapmak, anında cennete gitmek ve ni-
ce güzel kızla sevişmek demek. Ortaçağ Ira-
nı'nda çok farklı olmayan birödül, Haşhaşinler'e
vaat ediliyordu. Amerikan Yahudisi bir kökten-
dinci, El- Halil'deki bir camide kurşun yağdıra-
rak namaz kılan 29 Müslümanı öldürüyor. Meza-
n, benzer düşünce taşıyan Yahudiler için bir hac
yeri oluyor. Bir haham, ülkesinin lideri için, 'da-
vacının hükmü' öğretisi altında ölüm emri veri-
yor. Hindistan'da Hindu köktendinciler dört yüz
yıldtrhoşgörü gösterilen bircamiyi parçalara ayı-
nyor ve Bombay'daki Müslüman mahallelerinin
altını üstüne getiriyorlar. Kaşmir ve Pencap'ta
dinsel savaşlar sonu gelmez biçimde sürüp gi-
diyor. Japonya 'da Budist köktendinciler Hindu-
izm ve Budizmi kanştınp, Hindu yok etme tann-
sıSiva'yıonuhandırmakiçin Tokyo metrosunda
sinirgazı salarak 5.500 kişiyi yaralamalannı ve 12
kişiyi de öldürmelehni haklı gösteriyohar.
Biheşik Devletler'de (ABD), Hıristiyan kökten-
dinciler, çocuk düşürten doktorlan vuruyoriar,
trenleh raydan çıkanyohar, komşulannın kendi
dinsel inançlannı paylaşıp paylaşmadığına bak-
maksızın (komşunun davranışı kontrol edilmeli
erdemi adına}komşulannın çocukian için de
dua edilmesicu ıstiyoriar. Oklahoma City'defe-
deralbinayı havaya uçurarak 19'u çocuk 167 ki-
şiyi öldürüyohar. Çocuk düşürten bir doktoru vu-
ran Presbiteryan papaz 'doğru şeyi yaptığını' dü-
şünüyor. Tann tarafından öldürmek zorunda bı-
rakılmış ve kendini bu uğurda feda etmiştir.
Oklahoma City bombalamasında Amerikalılar,
henüzkiminyaptığını bilmezken 'Müslüman kök-
tendinciler' terimini kullanmakta acele ettiler. A-
ma kimin yaptığını öğrendiklerizaman 'Hıristiyan
köktendinciler' terimini kullanmakta son derece
isteksizdiler. Tutuklananlar, iki Hıristiyan papaz
(birinin birsilah dükkânı var) tarafından örgütlen-
miş, kendisine 'Tann'nın Ordusu' diyen ve bir di-
ğer Hıristiyan köktendinci tarikat olan Waco, Tek-
sas 'taki Davidyanlar Kolu 'na, eziyet ettiği için fe-
deral hükümete savaş ilan eden bir Michigan
milis örgütüyle bağlantılıydılar. Bağlaşık olan
başka birgrubun adı Ahit, Kılıç ve Yaradan 'ın Ko-
lu'dur.
Bu tip gruplar ateş etme ve vahşi ortamda sağ
kalabilme eğitimi veriyorlar, iç savaşlar ve ırk
ayaklanmalan öngörüyoriar.
Onlan Hıristiyan köktendinciler olarak etiket-
lememek için 'gerçek Hıristiyanlar onlann yap-
tıklannı yapmazdı' özrü veriliyor. Böylece bu ki-
şileri Hıristiyan olarak değil, soyutlanmış fanatik-
ler olarak betimliyoruz ve onlan örgütlenmiş bir
Hıristiyan köktendinci hareket olarak görmeye is-
tekli değiliz. Ama iyi Müslümanlar, Yahudiler, Hin-
dular ve Budistler de aynısını kendi köktendin-
cileri için söylerier. 'Gerçek' Müslümanlar, Yahu-
diler, Hindularve Budistler de böyle davranmaz-
lar."
Prof. Lester Turovv'un, ekonomik belirsizliğin ve
insanlann gelecekte olacaklara güvenememesi-
nin köktendinciliği nasıl beslediğine, nasıl geliş-
tirdiğine ilişkin saptamalan, duruma ilişkin öngö-
rüleri bizim için de yeterince uyarıcı değil midir?
Çizilen bu tablo ülkemizin gündemine yaban-
a mı? Ikinci 'sosyal volkan' olan 'etnik aynmcı-
lığı' da haftaya görelim.
Lester C.Turow, Kapitalizmin Geleceği, Sabah
Kitapları, 1997.
em.erdalata@cumhuriyet.com.tr.
Faks:0212 513 90 98
Agrı'daki kazada
4 asker şehit oldu
AĞRI (Cumhuriyet) -
Ağn'nın Patnos
ilçesinde askerleri
taşıyan minibüsle
kamyonun çarpışması
sonucu meydana gelen
trafik kazasında 2
binbaşı, 1 yüzbaşı ve 1
er şehit oldu. Minibüs
şofÖrünün de yaşamını
yitirdiği kazada 3 kişi
de yaralandı.
Patnos'un Yalçınkaya
Köyü yakınlannda
Mehmet Erdem'in
kullandığı 04 M 5055
plakalı minibüs ile
plakası henüz
belirlenemeyen bir
kamyon aşın sis
nedeniyle dün sabah
saat 07.30 sıralannda
çarpıştı. Minibüste
bulunan topçu Binbaşı
Ufuk Rodoklu,
istihbarat Binbaşı
Erhan tşbilen, topçu
kıdemli Yüzbaşı Hayati
Gültekin. er trfan
Kiraz ve minibüs
şoförü Mehmet Erdem
yaşamını yitirdi.
Kazada topçu kıdemli
Yüzbaşı Ayhan Demir.
Başçavuş Adnan
Karataş ve İrfan Kırcı
yaralandı. Yaralılar
Ağn Devlet
Hastanesi'nde tedavi
altına alındı.