09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 MART 2000 PAZARTESİ HABERLER BVIff kongresi • ANKARA (AA) - Emegin Partisrnın (EMEP) 2. Genel Kongresi. Balgat'taki Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapıldı. Saygı duruşu vedhanın oluşturulmasının ardından konuşan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, sermaye kesiminin "ekonomık knzi bahane ederek" işçilen "kapıya koyduğunu" belirtti ve "Partımiz bu durumdan kurtulmanın kavgasını veriyor" dedi. 442 delegenin oy kullandığı kongrede, Levent Tüzel genel başkanlık için tek adaydı. Mimarlar Odası genel kurulu j • tstanbul Haber Servisi - j Mimarlar Odası Istanbul I Şubesi 36. Olağan Genel ' Kurulu dün sona erdi. Diğer 1 odalann seçimlerinde liste , çıkartan MHP-FP ıttifaklı Meslekte Birlik grubu, 1 temsilcilerinı genel kurula I göndermelerine rağmen bu | kez aday lıste çıkartmadılar. \ Yeni yönetim kurulu şöyle 1 belirlendi: Erdal Aktulga, Bülent Tuna, Kubilay Onal, • Sarni Yılmaztürk, Fehiman i Yurttaş, Asuman I Yeşilırmak, Mehmet Yazıcı, ! Hasan Kıvırcık, Havva | Kanbur, Nurfeşan Soyuer, ] Sinan Tûrkoğlu. VahMÇata* vefat etti • Istanbul Haber Servisi - Istanbul Ünrversitesı (ÎÜ) Edebiyat jFakültesi Tarih Bölümü Öğrçtim Görevlisi fakültesi vefet etti. Çabuk, şeker hastalığı nedeniyle bir süredir tedavi görüyordu. Çabuk'un cenazesi İskenderun'da toprağa verilecek. m YumurtaM önem kazarayor1 • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleriBürosu)-DSP Adana Mıllet\ekili Tayyibe Gülek, Bakû-Ceyhan Petrol Boru Hattı'yla ilgili 'Ülkelerarası Geçiş Anlaşması'nın imzalanmasından sonra Adana-Ceyhan-Yumurtalık üçgeninde bulunan bölgenin öneminin daha da arthğını vurguladı. Gülek. "Ayncalıklı Sanayi Bölgesi (ASB) için Yumurtalık en uygun yerdir" dedi. Uyuştumıcu operasyonu • tstanbul Haber Servisi - tstanbul'da gerçekJeştirilen uyuşturucu operasyonunda, Italya ve Ingiltere'ye ulaştınlmaya çahşılan 15 kilo 471 gram eroin ele geçirildi. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı. Uyuşturucu maddelenn sahibinin Mustafa Sezai olduğu ileri sürüldü. Durmıış, fuarı ziyaretetti • tstanbul Haber Servisi - Sağlık Bakanı Osman Durmuş, TÜYAP'ın Beylikdüzü'ndeki Fuar Merkezi'nde. Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER) ve Diş Malzemeleri Sanayici ve . Işadamlan Derneği ;(DÎŞSıYAD)ışbirIiğiile ', düzenlenen fuan gezdi. Kayıp trilyonlap • ANKARA (ANKA)- Kapatılan Refah Partisi'nın ; siyasi yasaklı Genel ; Başkanı Necmettin Erbakan ] ve eski Genel Başkan ' Yardımcılan Şevket Kazan ile Ahmet Tekdal'ın da aralannda bulunduğu 79 sanıklı davaya bugün Ankara 9. Ağır Ceza | Mahkemesi'nde devam |edilecek. Mahkemenin, 10 ; yıl 6"şar aya kadar hapis | cezasına çarptınlmalan 1 istenen samklann soruşturmanın genişletilmesi istemi hakkındaki görüşünü açıkJaması bekleniyor. Radyo ve televizyonlar yaym için Başbakanlık'tan belge almak zorunda 'Güveıdik BelgANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık, radyo ve televizyon kunıluşlannın ortak ve yöneticileri hakkında alınması gereken, irticai ve bölücü yayınlara karşı önlem niteliğındeki "Ulusal Güvenlik Belgesi"nin hazır olduğunu bildirdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı Şevki Göğüsger, GüvenJik Belgesi'nin, yayın alanını düzenleyecek frekans tahsis ihalelerinin gerçekleştirilmesi için "son adım" olduğunu söyledı. Alınan bilgiye göre, BaşbakanJık Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) gönderdiği yazı ile 24 Mdrt SOI1 gün İrticai ve bölücü yayınlara önlem olarak getirilen 'Güvenlik Belgesi' hazır. Başbakanlık, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) gönderdiği yazı ile yayın kuruluşlannın 'Güvenlik Belgesi' almak için en geç 24 Mart'a kadar başvuruda bulunmalannı istedi. -•,... > „, • ,• yayın kuruluşlannın Güvenlik Belgesi almak için en geç 24 Man'a kadar başvuruda bulunmalannı istedi. RTÜK Başkan Yardımcısı Şevki Göğüsger, yerel ve bölgesel radyo ve televizyon kuruluşları dışında ulusal bütün kuruluşlann bugüne dek başvurulannı yapmış olduğuna işaret ederken, "Miiracaat etmeyen varsa diye yapılan bir uyan bu. Çünkü Güvenlik Belgesi bugüne kadar biç verilmedL Tekrar müracaat gerekmiyor" dedi. Güvenlik Belgesi'nin ahnmasımn yıllardu" yapılamayan, yaym alanmı düzenleyecek frekans tahsis ihalesinin gerçekleştirilebilmesi için son adım niteliği taşıdığım anlatan Göğüsger, "Her ne kadar devlet otoriteleri televizyonlara çılap 'RTÜK ihaleyi yapamadı' diyorsa da, RTÜK 1 seneden beri bu ihaleyi yapabilecek durumda. Ama ihaleye katılacak kuruluşlann alnıası gereken Güvenlik Belgesi dolayısıyla yapılamıyor. Güvenlik Belgesi'ni kim verecek orada aramak lazun" diye konuşru. Başbakanhk'm Güvenlik Belgesi'ni Emniyet ve MİT'in yapacağı araştırmalara dayanarak vereceği belirtiliyor. Kablolu yaym lısans süreleri yıl içinde dolan 53 Türk kanalmm da, lisanslannı yenileyerek kablodan yayına devam edebilmeleri için Başbakanlık'tan Güvenlik Belgesi almalan gerekiyor. Belgenin bugüne kadar hazırlanamaması nedeniyle RTÜK tarafından bu kuruluşlann lisans yenileme süreleri uzatılmıştı. Lisanslannı yenilemeleri gereken televizyonlardan bazılan şöyle: "NTV, Show TV, Number One, Best TV, Cine 5, CNN Türk, Kanal E, BRT, Kanal A, HBB, Kent TV, CTV, TV8, Bursa-Olay TV, STV, Pop TV, Süper Kanal, Kanal 4, AS TV, Prûna, ATV, Antalya-E TV, Gaziantep-Olay TV, Flash TV, TGRT, Kanal 6, tnterstar, Kanal 7." Pişkinsüt, 2. karakol baskını izlenimlerini anlattı. Vali Çakır a çattı 'Karakoldafekenceizleri var'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tstanbul Küçük- köy Polıs Karakolu'nda "ffibtin astasT bulan TB- MM tnsan Haklannı lnce- leme Komisyonu üyelen. daha sonra sürdürdüklerı baskınlarda da "işkencenin inni" buldular. TBMM In- san Haklan Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt alt komisyon olarak yap tıklan incelemelerde. *em- niyet istihbaratnun çok i\ i çaüşması" sonucu, son ka- rakol ıncelemelerinde be- lirgin işkence aleti bulma- malanna karşın. "filistin aslası deüği" gıbi bırtakım "izter" bulduklannı açık- ladı. Istanbul Valisi Erol Çakır'm, "münferit bir o- lay, bulunan basit bir sopa" sözlerine de yanıt veren Pişkinsüt. "Bu tür değer- lendinneler, üst düzej nıa- TBMM tnsan Haklan tnceleme Komisyonu Başkanı Sema Pişkinsüt, Vali Çakır'a büyük tepki göstererek "Şov yapsoakia, olaylann üstü örtülerek sonuç aîınamaz. Kötü muameie vardır. mazur gösterüemez" dedL kanüann yasalarda suç sayılan bu tür olay- lan dddiye alnıadığı Ldenimineyolaçar. Şov yapılarak ve olaylann üstfi örtûlerek sonuç almamaz" dedi. TBMM tnsan Haklannı tnceleme Ko- misyonu Başkanı Pişkınsüt, dün düzenledi- ği basın toplantısında tstanbul'da bazı ka- rakollarda yaptıklan ıncelemelerle ilgili bil- gi verdi. Filistin askısının bulunması üzeri- ne 1-2 polisin açığa alındığım öğrendikle- rini aktaran Pişkinsüt, "Sonımluluktan 1-2 polisin üzerineyıküarak kurtulunamaz. So- nın, kötü muameieyegözvummak. bundan sonuç alınacagma inanmak, kulakiannı 0- kamaknr" dedi. Filistin askısuıı 1 kışınin kulianamayacağına, bir dolabın üstüne kal- dırmak için bile en az 2 kişıye gereksirum olduğuna dıkkat çeken Pişkinsüt. "iskence- nin münferit ya da sistematik oiup otanadı- ğT tartışmalanna girmemek gerektiğini söyledı. Pişkinsüt şunlan söyledi: "İşkence bizün yasalannuzda suçtur. bu- nun an çogu, mazur gösterilmesi olmaz. Böylebir aJetzaten tek başınakuUanılamaz. Alet askı şeklinde, yaklaşık 25 merre bo- yunda, 10-15 santimerre kalınlığında. ucun- da deiikieri oJan, vaklaşık 8-10 ntetre uzun- luğunda bantlan olan bir alet Böyle bir ale- ti bir Idşinin kullanamayacağı çok açık. En azuıdan 2 Idşinin kaldınp onu dolabın üze- rine koyması bzun. Kaldı ki. şikâyetçi olan- lar farklı zamanlarda gelmişler ve kötü mu- amele görmüşler. Bu işlemi hep a>nı kişiler yapmayacağma göre, demek ki kötü mu- amele var. Bizim üadesine başvurduğumuz tutuklulann yüzde 80'i de bu kötü muame- ieye uğramış. Biz, eiimizde olanak olmasma karşm, hangi poiis memuriannın yapoğmı bile tespit ermek istemedik. Bu kötü rmı- ameleyi. polisin >a da kumiserin, daha üst düzeyde oirininyapıp vapmadığıönemli de- ğfl. Herkes bir biçünde. bu oiaya gözünü ka- pattığı için sorumludur. Eğer olaylan, 'hiç görmedik' diyedeğerlendiriyorsanız,oyan- uşnr. Evet sonınlar vardır. daha dikkatli olunması gerekir ve iç denetim mekanizma- sıişletilmeUdJr." Son yaptıklan incelemelerde, işkence aletlerinın kaldınhnış olduğunu gördükle- rini, ancak. ömeğin filistin askısının yerleş- tinldığı delilderi gördüklerini anlatan Piş- kinsüt, amaçlannın suçlamak değil, kötü muameleyi önle- yecek sistemi geliştirmek ol- duğunu vurguladı. tstanbul Valısı Çakır'ın kendilenne dönük "biriJeri" sözlerini de eleştiren Pişkinsüt, "Biz 'bi- rileri' değil, TBMM Başkan- lıgınm izniyle, yetkili oiarak, halk adma denetim yapan bir komisyonun üyelerijiz" dedi. Bu tür açıklamalann üst dü- zey makamlann yasalarda suç sayılan işkence olaylannı ciddiye almadığı izlenimi uyandıracağını kaydeden Piş- kinsüt, u $ov vapdarak ya da olaylann üstü örtûlereksonuç aunamayacağını" vurguladı. Bu olay kullanılarak farklı cepheler açılmamasmı da is- teyen Pişkinsüt, "Çünkü po- lisin hakiki dosru biziz. Polisi bu tür şaibeierden ve suç say> lan işjenüerden koruynrak bu dosdugun gereğini de yerine görüşünü sa\ r undu. Pişkinsüt 'Sivfl anayasamı istiyorum'ADANA (Cumhuriyet Gû- neytlleriBürosu)- "SrvilAna- yasamı Jstiyorum7 * konulu top- İantıda "Anayasamn toplumun anayasasıobnası gerekt^ğj" vur- gulandı. tstanbul Üniversitesi flctisat Fakültesi Öğretim Üye- si Prof. Dr. Mehrnet Altan, Tür- kiye'de halkuı oluşturduğu bir devlet anlayışmm geliştirile- medigini belirterek "Yöneten- lerin oluşfurduğu bir anayasa mevcut" dedi. Prof. Dr. Altan. avııkat Me- buse Tekay, şair Ersin Sahnan ve Birikim Dergisi Genel Yaym Yönetmeni Ömer Laçiner'den oluşan Sivil Anayasa tstanbul Girişimi Grubu temsilcileri, tn- şaat Mühendisleri Odası'nda "Sivil Anayasamı lstiyorum" konulu toplantı düzenledi. Prof. Dr. Altan, bazı siyasi parti, sivil toplum örgütleri ve meslek odalan temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, Türki- ye'de kavram kargaşası yaşan- dığıru ve vatandaşın bu koouda geleneksel bir bilincinin olma- dığmı söyledi. Anayasamn, va- tandaşlık haklanyla bire bir bağlantılı olduğunu belirten Altan şunlan söyledi: "Bu devlet, bize başöğret- menlik yapmak isteven bir ya- püanma içinde. Olkemizde kimlik, düşünce, örgüttenme ve gelir dağıumı gibi sonınlar var. Biz, bir şekOde mınldanıp ba- ğırmayan tophımuz. Bu sıkmo- lan yaşayanlar, 'Bunlann ku- rallannı biz koyacagız' se sorunlarazabx Demokrasfle- rin özü, halkın hakkına sahip çıkmasıdır.'' Avukat Mebuse Tekay- da, gi- rişimle, anayasamn ıçeriğmden çok, yapıhş yönteminin tartı- şılmasma öncelik verdiklerim, siyasi kültürün değişmesim ve sivil misiyatiflerin kurulrnasını amaçladıklanm bildirdi. Anayasanm, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak özelli- ğe sahip olması gerektiğini ifa- deetti. getiriyonız bir sonı üzerine de tçişlen Bakanlığı'nm bu olayla ilgili kendilerinden henüz bilgi almadığuıı, müfettiş görevlendirmediğıni söyledi. Pişkinsüt, "Ancak ben gerekh' ilgi- yi göstereceklerine inanıyorum" dedi. Pişkinsüt karakol zıyaretlerinde karşılaş- tıklan ilginç olaylardan örnekler de verdı. Son ziyarette, emniyetin "hazuiıksız yaka- lanmamak" için bütün önlemleri aldığmı gözlediklerinı aktaran Pişkinsüt, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ömeğin, bir karakolda, esrar kullan- dddan için gözaltmda olan 2 kişryie konuş- tuk. Bu kez farklı bir muameie olup oima- dığuıısorduk. Bize ° îlk kez böyle bir şey gö- rüyoruz. Her geldiğimizde mutlaka askıya alrnrf, dövülürdük. Zaten sa- lona da gözleri kapalı getiri- lirdik. Bu odada dolaplar vardı, askı vardı. Şimdi çok şaşır- dık' dedfler. Hattabu 'iyi mu- ameleden' dolayı utanıp, ilk kez suçiannı itiraf ettikİerini de aktarduar. Biz Bu değişi- mı nasıl değerlendiriyorsu- nuz' diyesorduğumuzda, ver- dikleri cevap bizi şaşırttı; 'Herhalde AB'ye üye olduk' dedfler. Görüldûgü gibi en u- fak iyileştinnede ne kadar farklı sonuçlar almabUiyor." Pişkinsüt, izlenimlerine ılişkrn raporlan bayramdan sonra tamamlayarak ka- muoyuna açıklayacaklannı bildû"di. StFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Istanbul Devlet Opera ve Balesi olağanüstü bir bale gösterisine imza atıyor. Nâ- zım Hikmet'in Ferhad ile Şi- rin'i ünlü Rus koreograf Yuri Grigoroviç'in koreografisiyle sahneleniyor. Besteci Arif Melikov'un da katıldığı gala gecesinde Bolşoy balesinin başdansçılan Yuri Klevzov ve Elina Palşina, Ferhad ile Şirin'i oynadılar. Mehmene Banu rolünde ise Hülya Ak- sular vardı. Bir Dogu masalı, Nâzım'ın kalemiyle bir evrensel desta- na, Rus müzikçileri ve koreog- raflannın katkılanyla bir sanat şöleninedönüşmüştü. Ferhad ile Şirin balesi yıllardır dünya- nın dört bir yanında gösterili- yordu. Nazım bu gösteriler sı- rasında duygulannı şöyle dile getirmişti: "Ferhad ile Şirin'i Paris'te, Yeni Delhi'de, Lond- ra'da, Kahire'de, Viyana'da, Pekin'de, New York'ta herke- sin izlemesini isterim. Ama be- ni en çok mutlu edecek olay, bu balenin bir gün Yuri Gngo- roviç'in koreografisiyle Istan- Nâzım, Bu Ülkeye Nasıl Gelecek? bul'da sahnelendiğini görmek olacaktır." Nâzım'ın bu vasiyeti onun ölümünün üzerinden 37 yıl geçtikten sonra istanbul'da gerçeğe dönüştü. Bale göste- risi dansçılanyla, dekoruyla, şi- irsel içeriğiyle muhteşemdi. Bolşoy balesinin ıki başdançı- sının yanında Mehmene Ba- nu'yu oynayan Hülya Aksular da onlarla yanşan bir estetik zenginlik sergiliyordu. Bale, Ferhad'ın aşkı için dağlan delmesi, Ferhad'a âşık Mehmene Banu'nun, onu kar- deşı Şirin'e yâr etmek isteme- mesi üzerine kuruluydu. Bü- yük aşk yanşının sonunda ne Mehmene Banu kalır ne de Ferhad. Hepsi aşkın gelgitleri arasında ölüme doğru yol alır- lar. Işte bu evrensel aşk hikâye- si, artık Nâzım yaşamıyor da olsa, onun yüregınin bir par- çası olarak Türkiye'de, İstan- bul'da. Istanbul Devlet Opera ve Balesi, bu büyük oyunla Nâzım'ın da vasiyetini yerine getirmiş oluyor. Oyunu heye- can ve hayranlıkla izlerken ga- zeteci arkadaşım Nilgün Cer- rahoğlu kulağıma fısıldadı: "Artık Nâzım'ın mezannı Tür- kiye'ye getirmeliyiz." •*• Oyunu seyirciler ayakta al- kışlarken Nâzım'ı düşündüm. Onun hayallerini ve düşlerini. Elimde eski bir fotoğraf duru- yor. Yıl 1961. Nâzım, dört Sov- yet sanatçısının ortasında, bü- tün yakışıklılığı ve karizmasıy- la objektife bakıyor. Bir yanın- da Ferhad ile Şirin'in koreog- rafı Yuri Grigoroviç, bir yanın- da bestecisi Arif Melikov. Nâzım, bu fotografa bakar- ken eminim Istanbul'u düşü- nüyordu. Gençliğinin, orta yaşlılığının, Istanbul'unu. Hep eziyet çektiği, hapishanelere atıldığı rüyalarının Istan- bul'unu. Kendisini sorgulayıp haksız suçlaryükleyen polisle- ri, uzun mahkûmiyetler veren yargıçlan düşünüyordu. Aley- hinde gösteri yaptmlan üniver- site gençliğini. Nâzım'ı yargılayanlar, mah- kûm ettirenler ve aleyhinde gösteri yaptıranlar daha sonra bu ülkenin "büyük adamlan" oldular. Tıpkı 12 Mart'ta De- niz'leri idama yollayan yargıç- lann, askerterin, siyaset adam- lannın yükseldiği gibi. Nâzım'ın mezannı Türki- ye'ye taşısak, acaba o bunu nasıl karşılardı? Evet o, Ana- dolu'da bir çınar ağacının di- binde yatmak istediğini söyle- mişti. Ama onun yatmak iste- diği ülke bu muydu? Karakol- larında işkencelerden geçil- meyen, yargısız infazlann, faili meçhullerin hesabının sorul- madığı, ırkçıların ve dincilerin siyasi hayatımızın temel ağırlı- ğı haline geldiği bir ülke miydi? Aşın milliyetçilik Nâzım yaşar- ken ve cezaevlerine atılırken de geçer akçeydi, bugün de. Acaba Nâzım böyle bir ülkede yatmak ister miydi? Nâzım gibi büyük bir yaratı- cının, bir özgürlük âşığının yü- reği, ülkenin bu halini kaldınr mıydı? Oyunun bitiminde bu büyük destanı ayakta alkışlayanlar- dan acaba kaçı Nâzım'ın düş- lerini paylaşabilirdi? Unutma- yalım ki ülkemizde komünizm- le mücadelenin büyük önder- lerinden Süleyman Demirel hâlâcumhurbaşkanı, böyle gi- derse daha çok uzun yıllar ba- şımızda kalmaya devam ede- cek? Nâzım'ın devrimci yaratıcı- lığıyla, Demirel'in cumhurbaş- kanı olduğu bir ülkenin hayal- leri ne kadar birbirine uyabilir? ••• Mehmene Banu'nun ihtiras dolu danslanyla, Ferhad'ın dağlan delen azmiyle ve Şi- rin'in ölümüne aşkıyla ateşle- nen bu büyük bale gösterisinin yaratıcısı Nâzım, hâlâ bu ülke- ye birkaç gömlek fazla gelmez mi? Baleyi izleyip öyle karar verin isterseniz. 2000TİYILLARDA... ERDAL ATABEK Sosyal VolkanlarL 'Sosyal Volkanlar: Köktendincilik ve EtnikAy- nmcılık...' "Köktendinciliğin yükselişi aslında patlamak- ta olan bir sosyal volkandır. Ekonomiyle arasın- da basit bir bağlantı vardır. Ekonomik olarak kay- bedenler veya ileride başanlı olmak için neyin ge- rektiğini bilmemenin ekonomik belirsizliğini kal- dıramayanlar, köktendinciliğe dönerier." Amerika'dan yükselen bir ses, Prof. Lester C. Turow, gelecekte olacaklara böyle dıkkat çeki- yor. 'Kapitalizmin Geleceği' adlı yapıtında uyan- larını sürdürüyor: "Kesintili denge dönemlerinde eski davranış biçimleri işe yaramaz... Başannın yeni tanımı yapılamazken, neyin ahlaklı neyin ah- lakdışı olduğu belli değildir. Insanlar belirsizliği sevmezler, çoğu kişi fizik- sel dünyanın belirsizlikleri çok büyüdüğü zaman köktendinciliğe döner. Ortaçağ'da bu yaşandı, şimdi de yaşanmakta. Bireyler, kendi gerçek dünyalannın ekonomik belirsizliklerinden, buyru- lan kurallar izlenirse kesinlikle kurtulacaklannı söyleyen dinsel dünyanın beliriiliğine yöneliher." "Köktendincilik (Hindu, Müslüman, Yahudi, Hı- nstiyan, Budist) her yerde yükseliyor. Kökten- dinciler, insanlar öngördüklerıyolu izleherse kur- tulacaklannı vaaz ederler. Onların dünyasında belirsizlikyoktur. Buyruklannı izlemeyenlerceza- landınlmayı hak ederler. Cezayir'de Islami köktendincilik, bütün yaban- cılara (bazılan Cezayir'de doğmuş Fransız köken- liler) karşı ilan edilmiş bir savaş ve 30.0007e 40.000 sivilin ölümü anlamına geliyor. Israil'de genç erkek Müslüman köktendinciler bombala- n kendi üstlerine sanp, otobüs duraklannda ve- ya Tel-Aviv'in ortasında insanlan havaya uçuru- yor. Bunu yapmak, anında cennete gitmek ve ni- ce güzel kızla sevişmek demek. Ortaçağ Ira- nı'nda çok farklı olmayan birödül, Haşhaşinler'e vaat ediliyordu. Amerikan Yahudisi bir kökten- dinci, El- Halil'deki bir camide kurşun yağdıra- rak namaz kılan 29 Müslümanı öldürüyor. Meza- n, benzer düşünce taşıyan Yahudiler için bir hac yeri oluyor. Bir haham, ülkesinin lideri için, 'da- vacının hükmü' öğretisi altında ölüm emri veri- yor. Hindistan'da Hindu köktendinciler dört yüz yıldtrhoşgörü gösterilen bircamiyi parçalara ayı- nyor ve Bombay'daki Müslüman mahallelerinin altını üstüne getiriyorlar. Kaşmir ve Pencap'ta dinsel savaşlar sonu gelmez biçimde sürüp gi- diyor. Japonya 'da Budist köktendinciler Hindu- izm ve Budizmi kanştınp, Hindu yok etme tann- sıSiva'yıonuhandırmakiçin Tokyo metrosunda sinirgazı salarak 5.500 kişiyi yaralamalannı ve 12 kişiyi de öldürmelehni haklı gösteriyohar. Biheşik Devletler'de (ABD), Hıristiyan kökten- dinciler, çocuk düşürten doktorlan vuruyoriar, trenleh raydan çıkanyohar, komşulannın kendi dinsel inançlannı paylaşıp paylaşmadığına bak- maksızın (komşunun davranışı kontrol edilmeli erdemi adına}komşulannın çocukian için de dua edilmesicu ıstiyoriar. Oklahoma City'defe- deralbinayı havaya uçurarak 19'u çocuk 167 ki- şiyi öldürüyohar. Çocuk düşürten bir doktoru vu- ran Presbiteryan papaz 'doğru şeyi yaptığını' dü- şünüyor. Tann tarafından öldürmek zorunda bı- rakılmış ve kendini bu uğurda feda etmiştir. Oklahoma City bombalamasında Amerikalılar, henüzkiminyaptığını bilmezken 'Müslüman kök- tendinciler' terimini kullanmakta acele ettiler. A- ma kimin yaptığını öğrendiklerizaman 'Hıristiyan köktendinciler' terimini kullanmakta son derece isteksizdiler. Tutuklananlar, iki Hıristiyan papaz (birinin birsilah dükkânı var) tarafından örgütlen- miş, kendisine 'Tann'nın Ordusu' diyen ve bir di- ğer Hıristiyan köktendinci tarikat olan Waco, Tek- sas 'taki Davidyanlar Kolu 'na, eziyet ettiği için fe- deral hükümete savaş ilan eden bir Michigan milis örgütüyle bağlantılıydılar. Bağlaşık olan başka birgrubun adı Ahit, Kılıç ve Yaradan 'ın Ko- lu'dur. Bu tip gruplar ateş etme ve vahşi ortamda sağ kalabilme eğitimi veriyorlar, iç savaşlar ve ırk ayaklanmalan öngörüyoriar. Onlan Hıristiyan köktendinciler olarak etiket- lememek için 'gerçek Hıristiyanlar onlann yap- tıklannı yapmazdı' özrü veriliyor. Böylece bu ki- şileri Hıristiyan olarak değil, soyutlanmış fanatik- ler olarak betimliyoruz ve onlan örgütlenmiş bir Hıristiyan köktendinci hareket olarak görmeye is- tekli değiliz. Ama iyi Müslümanlar, Yahudiler, Hin- dular ve Budistler de aynısını kendi köktendin- cileri için söylerier. 'Gerçek' Müslümanlar, Yahu- diler, Hindularve Budistler de böyle davranmaz- lar." Prof. Lester Turovv'un, ekonomik belirsizliğin ve insanlann gelecekte olacaklara güvenememesi- nin köktendinciliği nasıl beslediğine, nasıl geliş- tirdiğine ilişkin saptamalan, duruma ilişkin öngö- rüleri bizim için de yeterince uyarıcı değil midir? Çizilen bu tablo ülkemizin gündemine yaban- a mı? Ikinci 'sosyal volkan' olan 'etnik aynmcı- lığı' da haftaya görelim. Lester C.Turow, Kapitalizmin Geleceği, Sabah Kitapları, 1997. [email protected]. Faks:0212 513 90 98 Agrı'daki kazada 4 asker şehit oldu AĞRI (Cumhuriyet) - Ağn'nın Patnos ilçesinde askerleri taşıyan minibüsle kamyonun çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 2 binbaşı, 1 yüzbaşı ve 1 er şehit oldu. Minibüs şofÖrünün de yaşamını yitirdiği kazada 3 kişi de yaralandı. Patnos'un Yalçınkaya Köyü yakınlannda Mehmet Erdem'in kullandığı 04 M 5055 plakalı minibüs ile plakası henüz belirlenemeyen bir kamyon aşın sis nedeniyle dün sabah saat 07.30 sıralannda çarpıştı. Minibüste bulunan topçu Binbaşı Ufuk Rodoklu, istihbarat Binbaşı Erhan tşbilen, topçu kıdemli Yüzbaşı Hayati Gültekin. er trfan Kiraz ve minibüs şoförü Mehmet Erdem yaşamını yitirdi. Kazada topçu kıdemli Yüzbaşı Ayhan Demir. Başçavuş Adnan Karataş ve İrfan Kırcı yaralandı. Yaralılar Ağn Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle