08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2000 PAZARTESİ HABERLER Halkbilimci Pertev NaiH Boratav Pertev Naili Boratav anılacak İstanbul Haber Servisi- Anadolu foüdorunu bir ömür boyu usanmadan işleyen Prof. Dr. Pertev Naili Boratav, ölûmûnün 2. yıldönümünde Truva Folklor Araştırmalan Demeği'nce düzenlenen ?Pfertev Naüi Boratav'la Bir Gecc' adlı toplantıyla anılacak. Türkiye'de folklor ve halk edebiyatı çalışmalannı üniversite sfhızeyine çıkaran ve Aonusuyla ilgili dersler veren ünlü halkbdimcısi Prof. Boratav'ı öKiınünden tmce Türkiye'ye getiren, Türkiye Yazariar Sendikası ile birlikte düzenlediği 'Boratav'a Saygı Sempozyumu'nda kendisine 1997HalkbilimÖdülü'nü veren dernek tarafindan düzenlenen gece 22 Mart Çarşamba günü saat 20.30"da Ortaköy Kültür Merkezi Afıfe Jale Sahnesi'nde gerçekleştirilecek. Gülsen Tlıncerin sunacağı geceye Ataol Behramoğlu, Ayla Algan, Engin Ayça, Göksun Doğan, Isa Çelik, Muhsine Hettmoğlu Yavuz, Rutkay Aziz ve halkoyunlan ekibi katılacak. Türkiye'de folklor ve halk edebiyatının birçok alanında sistemli araşürma, rfenkme M? değerlendirme çalışmalanna öncülük etmiş bilim adamı Prof. Dr. Pertev Naili Boratav, 1907 yılında, şu an Bulganstan sınırlan içinde bulunan Dandere'de dünyaya geldi. Istanbul Erkek Lısesi'ni (1927) ve 1Ü Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi (1930). 1931-32 yıllan arasında Türkiyat Enstitüsü'nde Fuad Köprühı'nün asıstanlıgını yaptı. 1932'de edebiyat öğretmeni olarak Konya'ya atandı. Konya Lisesi ve Erkek Muallim Mektebi'nde (1932-36) çalıştı. 1936'da, araşürmalar yapmak üzere devlet bursu ile Almanya'ya gönderildi. 1937'de yurda döndükten sonra bir yıl Siyasal Bilgiler Okulu'nda kütüphaneci olarak çahştı. 1938'deDil Tarih ve Coğrafya Fakültesı'ne gırdi, 1941'de 'Halk Hikâyeterive Halk Hikâyecinği' adlı teziyle doçentoldu. 1946'da profesörlüğe yükseldi. Başkanı olduğu Haik Edebiyatı Kürsüsü 1948'de siyasal nedenlerle kapatıldı ve Boratav'ın üniversiteyle ilgisi kesildi. Boratav aynı yıl ABD'deki Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü Kıtaphğı'nın Türkiye Bölümü'nün . kuruluşunu yönetti. 1952'de I Fransa'ya giderek Bilimsel Araştıraıalar Ulusal Merkezi'nde çalışmaya başladı. 1974'teburadaki görevinden emekli olduktan sonra da çalışmalannı fahri araştırma uzmanı olarak sürdürdü. Türk halkbilimi ve kültürü konusunda çok sayıda makale ve kitabı bulunan Boratav, çalışmalannda Türk halk hikâyelerini, masal ve tekerlemelerini, Pir Sultan Abdal ve Köroğlu gıbı halk şairierinin şiirlerini, Nasrettin Hoca fıkralannı yazılı ve sözlü kaynaklardan derledi. Boratav, 75 yılda topladığı halk edebiyatı ve halkbilim belgeleri ve notlanyla ses bantlanndan oluşan arşıvinın Türkiye 'ye getirilmesi için 1997 ydı Kasım ayında Tarih Vakfi'na vekâlet verdi. Aralannda Sedat Simavi Ödülü ile Kültür Bakanlığı Onur Ödülü'nün de bulunduğu çok sayıda ödül kazandı. Boratav'ın son ^kitabı 'Üniversitede Cadı Kazanı'. öldüğü gün (16 Mart 1998) piyasaya çıktı. Çalışmalar savsaklanıyor... Uyeler istifa ediyor, toplantılarda çoğunluk sağlanamıyor Göstermelik komisyonlarTUREYKOSE ANKARA - TBMM'de geçen yasama döneminden kalan dosya- İar için oluşturulan 15 soruşturma komisyonu, "göstermdik'' duru- ma geldı. Komisyon üyeleri arka arkaya istifa ettüderi ya da toplan- ülara katılmadıklan için çalışma- lar savsaklanıyor. Komisyon çalış- malannın sürüncemede kalması sağlanarak olası bir af ya da ana- yasa değişikliği ile düşürülmeleri- nin hedeflendiğı bildirildi. TBMM'de geçen dönemden ka- lan dosyalarla ilgili olarak 15 so- ruşturma komisyonu oluşturuldu. DSP ve ANAP'ın üye bildirmeme- si nedeniyle komisyonlar yaklaşık iki aylık bir gecikmeyle kurulabil- di. Komisyonlann oluşumunun ar- dından da bu kez istifalar gündeme geldi. MHP'lilerMehmetAğar'la ilgili komisyondan arka arkaya is- tifa ederken diğer komisyonlardan da çok sayıda istifa oldu. Oluşumu- nu tamamlayıp çalışmalara başla- mak isteyen komisyonlar da bu kez devam engeüne takıldı. POAŞ'ın özelleştirilmesinde ihaleye fesat kanştırdıklan ve usulsüzlük yap- üklan savıyla MesutYdmaz ve Işın Çelebi ile ilgiB olarak kurulan ko- misyonun toplanbsına Özelleştir- me Idaresi Başkanı Uğur Bayar bıl- gi vermek üzere çağnldı. Bayar TBMM'ye geldi, ancak komisyon çoğunluğubulunamadığından top- lantı yapılamadı. Komisyonlar TBMM'de oluşturulan soruştur- ma komisyonlan şöyle: Kurtköy (Mesut Ydmaz): tstan- bul-Kurtköy Ha\ aalanı ıhalesi için hazırlanan protokol hükümlerini dikkate ahnadan ihalenin NATO ENF Dairesi tarafindan gerçekleş- tirilmesini sağlamak suretiyle gö- revini kötüye kullandığı savıyla Mesut Yılmaz hakkında açılan ko- misyonun başkanlığına DSP 'li Ne- catı Albay seçildi. Karadeniz sahil yolu (Yaşar Topçu): Karadeniz sahil yolunun devamı olan yollann ihalesinde devleti zarara uğrattıgı gerekçesiy- le Topçu hakkında kurulan komis- yonun başkanlığına ANAP'lı Mehmet Çakar seçildi. Turizm alanlan (Mesut Yıl- maz): Bakanlar Kurulu kararna- mesiyle mevzuata aykın bir bı- çunde Istanbul'da yeni turizm merkezlen ılan ettiği ve bu suret- le partizanlık yapılmasına yol aça- rak görevini kötüye kullandığı ge- rekçesiyle Mesut Yılmaz hakkın- da kurulan komisyonun başkanlı- ğına MHP'li Bedri Yaşar geurildi. Örtülü ödenek (Tansu Çilkr, İs- met Atilla): Başbakanlık örtülü ödeneğini yasalara aykın harcaya- rak Hazine'yi zarara uğratıp göre- vi kötüye kullandıklan gerekçesiy- le Tansu Çiller ve Ismet Atilla hak- kında kurulan komisyonun baş- kanlığına MHP'li FarukBal seçil- di. SEKA arazisi (Mesut Yılmaz, Yahm Erez): Izmit'te SEKA'ya ait bir arazıyi FORD Otomotiv Sana- yi AŞ'ye bedelsiz vererek görevi kötüye kullandıklan gerekçesiyle Mesut Yılmaz ve Yalım Erez hak- kında bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun başkanlığına ANAP'lı Yaşar Dedetek seçildi. Deniztilik Müsteşarhğı ihaleteri (Burhan Kara): Denızcılik Müste- şarhğı'na ait bazı işlenn ihalele- rinde ve personel alımıyla ilgili ko- ANAP Mesut Yılmaz Rize'de RİZE (AA) -ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Ydmaz, kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erba- kan hakkında verilen mah- kûmıyet karanndan sonra TCY'run 312. maddesiyle ilgili başlatılan tartışmala- nn çok kısır bir çerçevede yapüdığını söyledi. Yılmaz, memleketi Ri- ze'deki gezısınin ikinci gü- nüne gazetecilerin sorulan- nı yanıtlayarak başladı. Me- sut Yılmaz, bir soru üzerine 312. maddenin aslında hu- kuk sistemınin bütünü için- de ele alınması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Çünkü, çok çeşitü yasa- lanmızda, Siyasi Partiler Yasası'nda, milletvekili se- çimlerini düzenleyen yasa- da, 312. maddeye atıf vardır. Dolayısıyta bu maddede ÎĞIVELİFIRÇA ZAFER TEMOÇİN nulardagörevini kötüye kuUanma, ihaleye fesat kanştırma ve evrakta sahtecihk suçlannı ışledıği savıy- la Burhan Kara hakkında kurulan komisyonun başkanlığına DSP'li HaHÇahkgetirildi SSK personel ahmı (Necati Çe- lik): SSK Genel Müdürlüp'ne 1996 ydı arauk ayında gerçekleş- tirilen personel sınavında usulsüz- lük yapılmasına yol açarak görevi- ni kötüye kullandığı savıyla Neca- ti Çelik hakkında bir komisyon ku- ruldu. Komisyonun başkanlığını MHP'li Mehmet Tekk yapıyor. POAŞ(MesutYdmaz, Işın Çele- bi): POAŞ özelleştırmesinde ihale- ye fesat kanştırdıklan ve usulsüz- lük yaparak görevlerini kötüye kul- landıklan savıyla Mesut Ydrnaz ve Işın Çelebi hakkında kurulan ko- misyonun başkanlığını ANAP'lı Cemal Özbflen yürütüyor. tzmit Körfezi Geçiş Pro- jesi (Mesut Ydmaz): Izmit Körfezı Geçiş Projesi ihale- sinde devletin zarara uğra- tdmasına göz yumarak göre- vini kötüye kullandığı savıy- la Yılmaz hakkında kurulan komisyonun başkanlığına DSP'li TankCengiz seçildi SSK(MustafaKul):SSK Genel Müdürlüğü tarafin- dan 1996 yılında özürlülerin memurluğa alınması için açılan sınavda mevzuta aykı- n ve usulsüz işlemler yapıl- masına göz yumarak göre- vini kötüye kullandığı savıy- la eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul hakkında da bir komis- yon kuruldu. Bu komisyo- nun başkanlığına DSP'li Er- doğan Toprak seçildi. Çete (MehmetAğar): Es- ki İçişleri Bakanı Mehmet Ağar hakkında suç işlemek amacıyla teşekkül oluştur- duğu savıyla kurulan komis- yonun başkanlığına DSP'li Masum Türker seçildi. tzmit Körfez Geçiş Proje- si (Yaşar Topçu): Izmit Kör- fez Geçiş Projesi ihalesinde ihale usul ve esaslanru ihlal ettiği, fırma seçiminde yan- lı davTanarak devleti zarara uğratıp görevini kötüye kul- landığı savıyla Yaşar Topçu nunla iüşldli olan bütün ya- salarda da benzer düzenle- melerin yapdması ihtiyacı var. Temelde bizim bakışı- mız, ifade özgürlüğünün herhangi bir kısrtlamaya ta- bi obnaması kadar demok- ratik sistem için tehdit ola- cak eylemlere karşı da ge- rekli güvencelerin hukuk sistemi içinde yer alması ge- rekügidir. Bu ikisinin birlik- te korunması bir denge me- selesidir. Bir toplumsal ev- rim meselesidir. Ben, Türki- ye'de son zamanlarda yaşa- nan geuşmelerin bu açıdan çok eğitici olduğuna inaıu- yonun. Bazı siyasi partiler- deki özelestiri niteüğindeki tarüşmalann bunun işareti olduğunu düşünüyorum. Bütün siyasüer demokrasiyi başka amaçlara varmak için bir araç olarak görme ahş- kanlığuıı terk ederlerse ifa- de özgürlüğünün önündeki engeDer kendüiğinden kal- kacaknr." Bir gazetecinin "Adalet Bakanı'nın karar bozmata- lebindebulunma yetkisi var. Sizce bu vetkisini Erbakan için kuDanır mı" sorusunu yanıtlayan Ydmaz, Erbakan ile ilgili yargı karan konu- sunda bir yorum yapmak is- temediğini söyledi. Hukukçular, tartışılan C M U K öntasansını değerlendirdîler hakkmdakuruiankomisyo- ' ' * O nunbaşkanlığınıDSPlıOs- 4 Adli zabıta kurulmalı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Deneyünli hukukçular, Adalet Ba- kanlığı 'nca oluşturulan komisyonun hazırladığı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) öntasansı- nın öngördüğü iddianamenin iade- si, reddı müessesesinin adil karann verilmesi açısından yararlı olduğu- nu belirttiler. Avukat HaBt Çeknk, ifade alın- ması ve kanıtlann toplanmasımn doğrudan cumhuriyet savcısı tara- fından yapıhnası gerektığine dikkat çekerek, "Bu konuda savcıkadrola- ruıın yetersizliği bir gerekçe olma- maİL Yeterli kadro sağlanmalı ve adalet kadro sorununa feda edilme- meti" dedi. Çelenk, bu nedenle yıllardır kuru- lamayan adalet kolluğunun kurula- rak, cumhuriyet savcılığına bağlan- ması gerektiğini vurguladı. Avukat ŞenalSanhan, sanıklığm, iddianamenin mahkemece kabulü ile başlayacağını belirterek, "sıra- dan suçlamalarla mahkemelerin meşgul edilmesinin önüne geçileceği- ni" söyledi. Avukat Halit Çelenk, iddianame- nin iadesi, reddi ve kabulüne ilışkın düzenlemenin olumlu olduğunu be- lirterek, "İddianamede eksiklikler bulunmasu gösterilen kanıtlann da- vanın açünıası açısından yeterli bu- lunmaması durumunda bu eksikjik- lerin tamamlanmasu eksik kanıtla- nn mahkemeye verilmesi için iddi- anamenin cumhuriyet savcdığına ia- de edilmesi yerinde bir hükümdür" dedi. İtiraz hakkı Adil bir karann verilebıknesı açı- sından düzenlemenin yararlı olaca- ğını kaydeden Çelenk, savunma hakkı açısından bu konuda sanığa, katılana, avukatlanna da itiraz hak- kı tanınması ve bu itirazlann da in- celenerek bir karar venlmesi gerek- tığüıi söyledi. Ceza davalannda ha- zırldc soruşturmasınm eksiksiz ya- pılması, zanlınm ifadesinın alınma- sı ve kamtlann toplanmasının bü- yük önem taşıdığmı vurgulayan Çe- lenk şu değerlendirmeyı yaptı: "Hazıriık soruşturması davanın bel kemiğini oluşturur. Bu nedenle böyle bir soruşturma ve bu arada zanhnın ifadesinın ahnması ve ka- nıtlann toplanması doğrudan doğ- ruya cumhuriyet savcısı tarafindan yapılmalıdır. Bu yetki, sözü geçen ko- nularda veterli bir eğitinıe sahip ol- mayan emniyet göreMilerine veril- memelidir. Bu konuda savcı kadro- larmın yetersizliği bir gerekçe olnıa- malı. Veterli kadro sağlanmau ve adalet,kadrosorununa feda edihne- meti. Bu nedenkdir ki, yıDardan be- ri kurulamayan adalet kolluğu (adli zabıta) kurulmah. Bu kolluk cumhu- riyet savcılığına bağlanmau, özlük haklan bakımından bağımsızhğı sağlanmah ve özel bir eğitmı görme- lidir." Tanıklara soru yöneltme hakkı düzenlemesinin çapraz sorgu olarak tanunlandığmı söyleyen Çelenk, bu- nun savunma açısından yararlı bir sistem olduğunu kaydetti. Avukat Şenal Sanhan, pratdcte id- dianamenin lade edildiğinı belirte- rek, "Delillerin toplanmasına Uişkin yeni bir düzenlemedir. Savcıhk ge- rekh' deüU toplamamışsa, bu. soruş- turmayı çok uzaüyor. Bu anlamda olumlu olduğunu söyleyebihnz. İddi- anamenin kabulü gibi de yeni ku- rum geliyor. Yani her halükârda ön- celikle mahkeme iddianamenin ka- bulüne karar verecek. Böylece sa- nıkhk sıfatı da iddianamenin kabu- lü ile başlamış olacak. Göreceli ola- rak bugünkü uygıdamaya oranla da- ha sağhkh bir düzenleme gelecek" diye konuştu. man Kıiıç yürütüyor. Çete(MesutYdmaz,E\üp Aşık, Yaşar Topçu): Yasadı- şı örgütlerle ve mensuplany- la birlikte hareket ettüderi, suçlann ortaya çıkmasını en- gelledıkleri ve suçlulan hı- maye ettüderi, devlet ıhale- lerinde çetelerle işbirliği yaptıklan, hükümetin çete- ler ve mafya ile mücadelede izlediği politikanın başanya ulaşmasım engelleyerek gö- revlerini kötüye kullandık- lan savıyla Yılmaz, Aşık ve Topçu hakkında kurulan ko- misyonun başkanlığını MHP'li Ali Güngör yapıyor. Teisim, TurkceU (Mesut Ydmaz, Necdet Menzir): Telsım ve Turkcell firmala- nyla imzalanan sözleşmele- re ve Özelleştirme Yasası hükümlerine aykın davrana- rak görevi kötüye kullandık- lan savıyla Ydinaz ve Men- zirhakkında kurulan komis- yonun başkanlığmı MHP'li Mehmet Nacar vürütüyor. Türk Ticaret Bankası (Mesut Ydmaz, Güneş Ta- ner): Türk Ticaret Banka- sı'nın satışı ihalesiyle ilgili olarak ortaya atılan yolsuz- luk savlan nedeniyle kunı- lan komisyonun başına ANAP'lı Yılmaz Ka- rakoyunlu getirildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Uzun birtatilin son günü. Siz bu yazıyı okuduğunuzda işle- rinizin başına dönmüş olacak- sınız. Tatilde ne yapılır? Sözde dinlenilir, işin doğrusu herkes bir yeriere koşturuyor, tatil bir dinlenme ve dinlence olmak- tan çıkıp biryorgunluğadönü- şüyor. Çantalara konmuş ki- taplara çok fazla bakamadan tatil bitiveriyor. Ben de bu tatilde yanıma ki- taplar aldım. Tabii ki birçoğu- nu okuyamadım. Ancak son günlerde önüme koyup da okumayı planladığım kitaplan sizinle paylaşmak istiyorum. Hrfzı Topuz'un "Meyyale" ve "Taif'te Ölüm" romanlanndan sonra yazdığı Mediha Sul- tan'la Damat Ferrt'in Fran- sa'daki yaşamlannı konu alan "Paris'te Son Osmanlılar"\ Remzi Krtabevi yayımladı. Hrfzı Topuz, son romanında Paris Komünü'ne katılan Jön Türkleri de anlatıyor. Devrimci tarihimize de ışık tutan bu ro- manı hararetle öneriyorum. Tatilde Kitaplar Arasında Söz Osmanlı'dan açılmışken Ingiliz Kraliçesi 1. Eliza- beth'in, Osmanlı Padişahı Sultan III. Murat'a hediye yol- ladığı orgun öyküsünü anlatan "Sultan'ın Orgu" kitabı da il- ginç. lletişim Yayınlan'ncaya- yımlanan ve bir anı belgesel olan "Sultan'ın Orgu"nun ya- zarı Stanley Mayes, kitabın çevirmeni ise M. Halim Spa- tar. Osmanlı tarihinden cum- huriyete dönersek, çok önem- li iki kitaptan söz edebilirim: Rıfat N. Bali'nin "Bir Türkleş- tirme Serüveni" isimli kitabı, cumhuriyet tarihine ilişkin cid- di bir araştırma. Bali, cumhu- riyet yıllannda Türk Yahudile- rinin yaşamını ve onların ya- şamında meydana gelen de- ğişiklikleri inceliyor. Inceleme, azınlıklardan yola çıkarak 1923-1945 yıllan arasında ya- şananlann gayri resmi tarihini yazmaya çalışıyor. Bilmediği- miz, tarih kitaplannda okuma- dığımız birçok olgu, azınlıklar tarafindan bakılınca ne kadar farklı görünüyor. Cumhuriye- tin kuruluş yıllannda ekonomi- yi ve siyaseti millileştirmek, u- lus devlet kuruluşunun temel amacıydı. Bu amacın gerçek- leşmesi için başvurulan yolla- rın çarpıcı öyküsünü anlatan bu kitabın okunmasını özellik- le öneriyorum. Cumhuriyetta- rihine bakışınıza bir derinlik ka- zandırır. Cumhuriyet tarihinin bir başka yönünü ise Herkül Mil- las irdeliyor. Sabancı Üniver- sitesi Yayınevi'nin bastığı "Türk Romanı ve öteki"de Millas, ulusal kimlikte Yunan imajını inceliyor. Türk roman- larında Yunanlıların nasıl ele alındığını, bu alandaki milliyet- çiliği irdeliyor. Çok çarpıcı ve etkili sonuçlarla yüz yüze ge- liyoruz. Romanlardaki ırkçılık ve aşın Türk milliyetçiliği kar- şısında şaşırmamak elde de- Nilüfer Göle, bir atölye ça- lışmasının ürünü olan kitabın- da "Islamın Yeni Kamusal Yüzleh"n\ ele alıyor. Türbanlı kadınlann islam dünyasında ortaya çıkmasıyla yarattıkları yeni havayı inceleyen kitap, il- ginç saptamalarda bulunuyor. Eve kapatılan kadınlann mo- dernleşme süreci içinde yaşa- dıklan irdelenmeye çalışılıyor. Metin Kaçan'ın Kasımpaşalı- ları anlattığı "Fındık Sekiz" Gendaş Yayınları'ndan çıktı. Enis Berberoğlu'nun ülkücü- lerin son serüvenini anlattığı "Öbür Türkler" Doğan Yayın- ları'ndan. Eli Şaul'un "6a- lat'tan Bat-Yam"a kitabı lleti- şim'den. Cezmi Ersöz'ün "Son Yüzler"'\ Gendaş'tan. AyferCoşkun'un "DuranZa- man" isimli öyküleri Belge Ya- yınları'ndan. Bilge Karasu'nun "Öteki Metinler"\ Metis Yayınla- n'ndan. Arslan Tekin'in "Im- ralı'daki Konuk" kitabı Öca- lan davasının aynntılannı an- latıyor; Tütibay Yayınlan'ndan. Mehmet Uzun'un "Aşk Gibi Aydınlık, ûlüm Gibi Karanlık" romanı Gendaş'tan. DEP eski milletvekili Sedat Yurtdaş'ın anılarını kaleme aldığı "Insan- lar Düşünceler Kavgalar" kita- bı Öteki Yayınevi'nden. Zey- nep Oral'ın "Esintiler"\ Cem Yayınevi'nden. Dursun Ak- çam'ın "Kanlıdere'nin Kurtla- n_" Arkadaş Yayınlan'ndan. Özgen Ergin'in Istanbul'un yitip giden azınlıklarını konu alan öyküleri "Galatalı Ange- los" Papirüs Yayınları'ndan, Hülya Oernir ve Rıdvan Akar'ın ortaklaşa kaleme al- dıklan "Istanbul'un Son Sür- günleri" Belge Yayınlan'ndan. Daha çok kitap var önümde duran, bende okuma isteği uyandıran. Bir başka sefere... 2000'LİYILLARDA... ERDAL ATABEK Dr. Nevzat Eren'li Yıllar... 'Uykulanmızı kaçıran ölüm korkusu, hayatımı- zın sona erdiği düşüncesi değil; yaşadığımız ha- yatın hiçbiranlam ifade edememe olasılığı yüzün- den duyduğumuz korkudur." Rabbi Harold Kushner'ın bu sözlerine yürek- ten katılıyorum. Hayatımızın değeri nedir? Neden yaşıyoruz, ne- ler için yaşıyoruz; dahası, nasıl yaşıyoruz? Haya- tımıza anlam kazandırmak için neleri yitirmeyi gö- ze alabiliyoruz? Ve bütün bunlan neden yapıyoruz? Yaşadığımız her şey bu soruların yanıtlandır. Ki- mini (ama çok azını) bildiğimiz, kimini (ama pek ço- ğunu) bilmediğimiz yanıtlar hayatımızın açıklama- larıdır. Bizim, hayatlarımıza kazandırdığımız anlam, 'içinde yaşadığımız topluma ve geleceğin dünya- sına, insanlann tümü için, hiçbir aynm gözetme- den daha iyi, daha güzel, daha adaletli biryaşam kazandırmak için çalışmak't\. Hepimiz de genç, zeki, aktif, önü açık, iyi yetiş- miş, toplum hayatında görevler üstlenmeye hazır hekimlerdik. Tıp doktorlarının ve diş hekimlerinin ortak örgütü olan Türk Tabipleri Biriiği'nin çeşitli görevlerinde birbirimizi tanıdık. Türkiye 27 Mayıs devrimini yaşamıştı. Sağlık hiz- metlerinin sosyalleştirilmesi projesi uygulanmaya başlamıştı. Büyük insan, Prof. Dr. Nusret Fişek projenin lideriydi. Toplum yeni kavramlarla tanışı- yordu. 'Halk sağlığı', 'toplum hekimliği', 'sağlık ekibi', 'sağlık ocağı', 'ocak hekimi', 'sağlık hiz- metlerinin eşitlikle, devlet desteğinde ücretsiz ve- rilmesi', 'hekimlerin kamu kuruluşlannda tam-sü- re ve muayenehane açmadan çalışmalan' gibi kavramlar hekimlere ve insanlara yeni ufukiar açı- yordu. Hacettepe Tıp Fakültesi Toplum Sağlığı Anabi- lim Dalı bu yeni akımın kurucusu, öncüsü ve yü- rütücüsüydü. Dr. Nevzat Eren bu bölümden ye- tişmiş, sonra da aynı bölümde öğretim üyeliğine başlamıştır. Onlar Ankara ekibiydi. Uğur Cilasun, Ragıp Çam, Haluk Özbay üçlüsü; Özen Aşut, Ergin Atasü, Hamdj ve hepsini sayamayacağım pek çok arkadaşımız (bu arada, Ankara çalışmalannın Dr. Turhan Temuçin'le başladığını belirtmelıyim) Birliğin güçlü bir yanını oluşturuyortardı. Izmir'de de aynı amaca yürüyen arkadaşlanmız, Atakan Tangör, Oya Tangör, Malik Dülgeroğlu, Irfan Asil, Perihan Asil, Gönül ve Arif, elbette başka kardeşlerimiz de güçlü bir ekiptiler. Istanbul'da Gencay Gürsoy, Coşkun Özde- mir, Özdemir llter, Şakir Derkut, Halim Dinç, Mehmet'ler, Sedat'lar, Atilla Ongan ve daha pek çok arkadaşımız çalışmalan yürütüyorlardı. Merkez Konseyi de Tonguç Görker'le, Esat Eşkazan'la, Şükrü Güner'le, Sevinç Özgüner'le, Mücahit Atmanoğlu'yla, Fazıl Yazıcı'yla, Sinan Yıldız'la çalışmalan yürütüyor, eşgüdümünü sağ- lamaya çalışıyordu. Birliğin başkanlığını 1966 yıfından beri yürütüyor- düm. Hemen belirtmeliyim ki, o dönemlerin bütün yöneticiferinden', anlatılması güç biryetkinlîk, sağ- duyu ve katılımla eşi bulunmaz bir destek gücü ge- liyordu. Anadolu'nun her köşesi, Edirne'den Van'a, Trab- zon'dan Adana'ya kadar aynı amaca güç katıyor- du: 'İçinde yaşadığımız topluma ve geleceğin dünyasına, insanlann tümü için, hiçbir aynm gö- zetmeden, daha iyi, daha güzel, daha adaletli bir yaşam kazandırmak için çalışmak.' Bizim için hayatımızın anlamı buydu. Herbirhniz, bu toplumda başkalannın hayal edemeyeceği şey- leri elde edecek kadar yetkindik, gözüpektik, ce- surduk, güçlüydük, çok çalışkandık. Ama hayatı- mızın değeri, 'sa/7/po/maA:'değildi, 'insan olmakt. Aradan yıllar geçti. Bugün başka başka yerler- deyiz. Kimimiz artık aramızda da değil. Ama ne önemi var, hepimiz gene oradayız. Birden Rahmi Dirican'ı özledim. Halk sağlığı- nın bu sessiz kahramanını. Erzurum Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde çektiği çileleri. Ata Soyer'i anım- sadım, sağiık hizmetlerinin geleceğini irdeleyen çalışkan hekimi. Bugün 'küreselleşme' kazanmış görünüyor. İn- san sağlığını insanların cebindeki paraya ayarla- yan özelleştirme programlan çok çekici görünü- yor. Dünya üzerinde yaşayan milyariarca yoksu- lun sağlığı kendi yazgısına bırakılıfken kılı kıpırda- mayanlar kazanmış görünüyor. Aslında bu yeni soygun düzeni böyle sürüp gitmeyecektir. Insanın içindeki vicdan ve ahlak duygusu, her zaman 'kazanılmış olanın ancak emekle, adaletle kazanılıp paylaşılmış olan' olacağını söyleyecek- tir. Hayatına anlam kazandırmak için yaşayanlar ölüm korkusunu da yenenlerdir. Bugün de Türk Tabipleri Biriiği, Merkez Konse- yi ile (Başkan Dr. Füsun Sayek ve arkadaşlan ile), tabip odalanyla doğru ilkelerin ışığını parlatıyor. O ışığı birer birer yakanlan hiç unutmayacağız. Dr. Nevzat Eren'i sevgiyle uğurluyorum. Artık hepimizin bir parçasısın. Sonsuza kadar... em.erdalata@ cumhuriyet.com.tr. Faks:0212 513 90 98 Kamran İnan Ecevit'e yakındı 4 £hş kadrolar kalabahk 9 ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Dı- şişleri Komisyonu Başka- m Kamran İnan, Başba- kan Bülent Ecevit'e bir mektup göndererek bü>ü- kelçiliklerdeki kadrolar konusunda şikâyetlerini iletti. Dış kadrolann gereğin- den fazla kalabalık oldu- ğunu, Dışişleri Bakanlı- ğı'mn hıçbir Türk yurtta- şuıın bulunmadığı yerler- de başkonsolosluklar açh- ğmı belirten İnan, "Suni olarak ihdas edilen dış bi- rimlere dil bflmeyen, dev- leti tenısil yeteneğine yete- rince sahip olmayan ele- manlann gönderilmesi, dış görüntümüz bakurun- dan pahahya raa- 1 olmaktadır" dedi. Kamran İnan, Başba- kan Ecevit'e gönderdiği mektupta geçen dönem TBMM'de kurulan araş- örma komisyonunun dış kadrolarda aşm bir israf bulunduğu saptaması yaptığını ammsatarak yurtdışmda görevli 7 bin 500 kişiden 3 bin 300'ünün Dışişleri Ba- kardıgı dışmdaki değişik kamu kuruluşlan perso- nelinden oluştuğuna dik- kat çekti. "Türkiye'nin en geniş müşavüier kadrosuna sa- hip ülke durumunda oldu- ğunu" vurgulayan inan, araştırma komisyonu ra- poru dikkate almarak yurtdışı kadrolarda suurlı bir indirime gidilmesinin kararlaştınldığını, ancak son zamanlarda bu kadro- lan fazlasıyla geri alma girişimlerinde bulunuldu- ğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle