27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2O MART 2000 PAZAFtTESl CUMHURİYET SAYFA H i J v f J l ı U I V J J . / ekonomi(âcumhuriyet.com.tr 13 Depremzede esnaf kredi istiyor • İZMİT(AA)-Izmit Ticaret Odası (İTO) Toplu Işyeri Yapı Kooperatifi'nce 3 yıl önce temeli atılan dev iş merkezi, parasızlık yüzünden bitirilemiyor. Kooperatif Başkanı Yûksel Başer, 900 üyesi bulunan kooperatifın kendi olanaklanyla yapırruna başladığı iş merkezinin, tamamlanabilmesi için lcredi desteğine ihtiyaç bulundugunu söyledi. HükümetRover'In • LONDRA(AA)- Ingiltere Ticaret ve Sanayi Bakanı Stephen Byers, BMW otomobil finnasınm, elden çıkardığı Rover otomobil fırmasındaki çalışanlann durumuyla ilgili sosyal maliyetleri karşılamasını istedi. Byers, Rover'ın satılması nedeniyle bazı kişilerin işinden olacağını ve bölge ekonomisinin olumsuz etkileneceğini belirterek BMW'yi, birlikte çözüm aramalan konusunda sorumluluğa davet etti. Rover'm satılması nedeniyle bu fîrma ile ilgili yan sanayilerde çalışanlar dahil yaklaşık 40 bin kişinin işsiz kalabileceği belirtiliyor. Bu arada Ford otomotiv firmasının, Almanya'nın ve dünyanm önde gelen otomotiv Fırmalanndan BMW'yi satın almak üzere görüşmeler yaptığı belirtildi. G. Afrika, Latin Amerika işbirliği • SAOPAULO(AA)- Güney Afhka'nın, Latin Amerika ortak pazarı Mercosur'a ortak üye olarak katılabileceği belirtildi. Brezilya'nın The O Estado de Sao Paulo isimli gazetesinde dün çıkan habere göre, Güney Attika, Şili ve Bolivya gtbi Mercosur'a ortak üye olarak katılacak. Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay'dan oluşan Mercosur'a Güney Afrika'nın katılımıyla ilgili görüşmelerin iki ay içinde başlayabileceği kaydediliyor. Güney Afrika'nın, Mercosur'a üye olması durumunda, halen 1 milyar dolar düzeyinde olan ticaret hacminin daha da artacagı belirtiliyor. Uluslararası tarım fuan • KONYA(AA)- Konya'da bu yıl üçüncüsü düzenlenecek "Kon-Tanm 2000 Uluslararası Tanm Fuan" 2-5 Mayıs tarihleri arasında açılacak. Tanm il müdürlüğü yetkilileri, üç gün sürecek fuara yerli ve yabancı birçok fırmanın katılmasının beklendiğini, bu konudaki çalışmalann yoğun şekilde sürdürüldüğünü söylediler. Çeşme Limam ozeHeştiPiliyor • tZMİR (AA) - Çeşme Güçbirliği Başkanı Kemal Kürekçi, Çeşme'de özelleştirme kapsamında bulunan yerlere talip olduklannı belirterek bunun önceliğini Çeşme Limanı'na verdiklerini söyledi. Kürekçi, aralık ayında Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'na verdikleri teklifle Çeşme Limanı'na talip olduklannı, bu sürecte Ege Sanayicileri Holdingi'nin de kendilerine ortaklık teklif ettiğini söyledi. Lice mermepi Uzakdoğif'da • DtYARBAKIR (AA) - Toprak Holdıng tarafmdan Diyarbakır'ın Lice ilçesinde kurulan fabrikada üretilen mermerlerin Uzakdogu ülkelerinde büyük ilgi gördüğü bildirildi. Toprak Mermer Genel Müdürü Barbaros Şatırlar, 2 yıl önce Lice ilçesinde faaliyete geçen fabrikada üretim kapasitesinin sürekli olarak arttığını ve 280 kişiye, istihdam alanı yaratıldığını söyledi. Türk-İş'in araştırmasına göre çalışanlann satın alma gücü hızla geriliyor Yoksulhık ücreti tepetaldak EkonomiServisi-Net 80 milyon 550 bin 900 lira olarak uygulan- makta olan asgari ücret, yürürlü- ğe girdiği 1 Ocak'tan bu yana, enf- lasyon nedeniyle satın alma gücü bakımından 74 milyon 103 bin 854 liraya geriledi. Türk-tş tarafindan yapılan araştırmada, yılın ilk iki ayında gerçekleşen 8.7 oranında- ki enflasyon nedeniyle net asgari ücrette 6 milyon 647 bin 36 lira tu- tannda aşınma olduğu bildirildi. Hak-lş Konfederasyonu'nun araş- • Net 80 milyon 550 bin 900 lira olarak uygulanmakta olan asgari ücret, yürürlüğe girdiği 1 Ocak'tan bu yana, enflasyon nedeniyle satın alma gücü bakımından 74 milyon 103 bin 854 liraya geriledi. tırmasına göre de, 4 kişilik bir ai- lenin zorunlu mutfak harcamala- n, birönceki aya göre 4 milyon 817 bin 970 lira arüş göstererek 165 mil- yon 56 bin 100 lira oldu. Dakika ücreti net 6 bin, saat üc- reti net 358 bin ve günlük net üc- reti 2 milyon 685 bin liraya gelen asgari ücretli bir işçinin 1 kilogram ekmeğe denk düşen 5 ekmeği sa- tın alabilmek için 1 saat çalışma- sı gerekiyor. Asgari ücretle çalışan birişçinin 1 kilogram ekmek alabilmek için 59 dakika, 1 kilogram kıyma için 6 saat 25 dakika, 1 kilogram pey- nir için 5 saat 26 dakika, 1 kilog- ram süt alabilmek için 56 dakika, 1 kilogram kurufasülye için 2 sa- at 37 dakika, 1 kilogram zeytin için 5 saat 11 dakika, 1 kilogram ayçiçeği için 2 saat 24 dakika, 1 ki- logram şeker için 1 saat 25 daki- ka, 1 kilogram pirinç için 2 saat 18 Enflasyon, Roma döneminden miras ANTALYA(AA)-Ekonomistlerin, birbirin- den farklı planlamalarla çözüm yollan ürete- rek önlemeye çalışfığı enfiasyona yönelik ça- hşmalann, ilk olarak günümüzden 1700 yıl ön- ce yapıldığı bildirildi. tstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Tekin, Antik Çağ ekonomisinde de büyük so- runlar yaşanmasına neden olan enflasyonu önlemek için, günümüzde olduğu gibi karar- nameler çıkanldığını söyledi. TBMM'den kira artışlanna ilişkin olarak çı- kan kararnamenin benzerinin ilk defa 1700 yıl önce çıkartıldığına değinen Tekin, "Roma tmparatoru Diocletianus tarafindan yayunla- nan kararname tam olarak kira ücretieriyte flgfli değüdiı; ancak enflasvon canavannı çe- şitJi mal ve hizmet fryadanndan uzak tutma- vayöoetiktir" diye konuştu. Kararnamenin o dönemde Anadolu'da geçerli olduğunu anla- tan Tekin, özellikle4. yüzyılda Akdeniz'de enf- lasyonun aşın bpyutlara ulaştığım kaydetti. Tekin, ünparatorluk askerlerinin Anado- lu'daki yerleşün yerlerine geldiklerinde ihti- yaçlan olan ürünleri çok fahiş fiyatlarla aldık- lannmbilindigini anlatarak şunlan söyledi: "Bu gidişata dur demckiçin.mal vehizmetlerde ta- lep edikcekfi>atiaria ilgili bir kararname çı- kânlıyor. \e var ki, kararnamcye rağmen fi- yataroşlan durdunılamryor.'" Kararnamenin başansız olmasmda, halkın elindeki mallan satmak istememesi ve hizmet- lerde açıktan para istenmesini neden olarak gös- teren Tekin, karamamede belirienen maksimum fiyatlardan da örnek verdi:" 1 kflo buğday 100 denar, yanm litre şarap 8 denar, 325 gram s- jipr eti 8 denar, işçinin bir günlük yevmiyea 25 denar, nnncımn bir günlük yetmiyesi 50 de- nar, saç sakal üraşı 2 denar ve 1 sayfa yazı ya- aiması da 10 denar." dakika, 1 kilogram makarna ala- bilmek için ise 1 saat 9 dakika ça- lışması gerekiyor. Halen brüt 109 milyon 800 bin liraolan yürürlükteki asgari ücret, 15 milyon 372 bin lira tutannda SSK primi, 11 milyon 22 bin 300 lira tutannda gelir vergisi, 658 bin lira damga vergisi, 2 milyon 196 bin lira tutannda zorunlu tasarruf kesintisi olmak üzere, toplam 29 milyon 249 bin 100 lira kesinti ya- pılarak, net 80 milyon 550 bin 900 lira olarak uygulanıyor. Mutfağa büe yetmiyor Hak-lş Konfederasyonu'nun 15 Şubat-14 Mart dönemi için yaptı- ğı araştırmaya görede, 4 kişilikbir ailenin zorunlu mutfak harcama- lan bir önceki aya göre 4 milyon 817 bin 970 lira arnş göstererek 165 milyon 56 bin 100 lira oldu. Mut- fak harcamalannın bir önceki aya göre yüzde 3.1, bir önceki yılın aynı ayına göre de yüzde 68 ora- mnda arttığı bildirildi. Hükümetin ücretlerde öngördüğü yetersiz ar- nşın 4 kişilik bir ailenin mutfak mas- raflannı karşılayamadığına, 80 mil- yon lira olan asgari ücretin ise mut- fak harcamalannın yansı olduğu- na dikkat çekiliyor. Mali bunalımdan çıkan Asya ekonomileri, yeni ekonomi modeliyle yeniden doğdu Bilişimyatınmhm kaplanlan diriltiyorEkonomi Servisi - Ma- li krizden başını doğrul- tan Asya'da bilişim yatı- nmlannın bölge ülkele- rinin ekonomi modelini değişrireceği belirtiliyor. thracatını 1960-1995 dö- neminde yaklaşık 4000 misli arttınp 30 yıl içinde kalkınmakta olan ülke konumundan Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) üyeliği- ne terfi ederek Asya mucizesini göz- lerönüne seren Güney Kore, 1997'de- ki ekonomik kriz sonrasında eski mo- delin geçerliliğini kaybettiğini farke- dip bundan sonraki gelişmeyi enfor- masyon teknolojisinin ağırlık kazan- dığı "yeni ekonomTye bağladı. Güney Korehükümeti, enformas- yon sanayiindeki küçük işletmele- rin 2005 yılına kadar 8 kat büyüyüp, gayrisafi yurtiçi hasıladaki (GS YÎH) paylannın yüzde 18'e çıkmasını, dış ticaretinin de yüzde 30'unun 3 yıl için- de online üzerinden yapılmasıru ön- gördü. • G. Kore, enformasyon sanayiindeki küçük işletmeleri büyüterek GSYlH'deki paylannı yüzde 18'e çıkaracak. Tayvan'da ihracata dönük enformasyon teknolojisi üreticilerinin borsadaki payı 10 yıl önce sıfır iken şimdi yüzde 40. OECD'nin Girişim, Teknoloji ve Sanayi Bölümü Direktör Yardımcısı Thomas Andersson, Güney Kore'nin egitim ve araştırma- gelistirmeye (AR- GE) çok yoğun yatınm yaptığmı be- lirterek, "Bflgi ekonomisinin başansı için gereken sayısız politikanın uygu- lanmasmda büyük aşamalar kaydedi- yor" görüşünü dile getirdi. Tavvan mucizesi Bilim parklannın geliştirilmesi ve göçeden uzmanlann ABD'nin Kali- forniya eyaletindeki Sılikon Vadi- si "nden ülkeye çekihnesinde mükem- meliyete yaklaşan Tayvan ise Anders- son'a göre şimdilerde, teknolojideki rekabet gücünü keskinleştirdi. Uz- manlar, Tayvan 'ın, yurtdışında tasa- nmlanan ürünleri ımal eden ülkeden teknoloji yaratan konuma yükselmesi için 20 yıl yettiğini ifade ettiler. Tay- van'ın ihracata dönük en- formasyon teknolojisi üre- ticilerinin borsadaki payı da- ha 10 yıl öncesine kadar sı- fir iken, şimdilerde yüzde 40'a çıktı. Daiwa Araştırma Enstitüsü uzman- lan, Asya'daki hükümetlerin, modern telekom şebekelerine yatınmia en- formasyon çağı uçurumunu kapatma- daki kararlıliklanna işaret ederek. As- ya'nın bundan sonra "Internet patla- maa" yaşayacağını belirtiyor. Asya'nın enformasyon teknolojisi ticaretinde v erdiği fazla, geçen yıl 72 milyar dolara, GS YtH'deki payı yüz- de 3.2'ye çıktı. Japonya haricınde As- ya-Pasifik kişisel bilgisayar pazan 1999'da yüzde 35 büyüyerek 14 mil- yon 100 bine ulaştı. Aynı dönemde, Internet kullanıcılannın sayısı 21.8 milyon kişiye çıktı, bu saymın 5 yıl- da 95 milyona ulaşması bekleniyor. D Ü N Y 4 E K O N O M t S Î N E BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLUIOA©/^ ergin@ergin.demon.co.uk Yaklaşık 9 senedir birlikte ileıieyen Dow Jones Sanayi Indeksi ile Nasdaq Teknolo- ji Indeksi arasında yıl başın- dan bu yana bir kopuş gözle- niyor. Teknoloji devrimı, "bilgiçağını", bun- lar üzerinde yükseldiği varsayılan "yeni ekonomiyi" temsil eden şırketlerden olu- şan Nasdaq hızla yükselirken, geleneksel, elletutulurmallarüreten "Eski Ekonomi- nin" temsilcisi Dow Jones Sanayi (DJS) Indeksi geriliyordu. Geçen hafta bu ko- puş, bektenmedik bir şekilde, ters yönde bir sıçramayta daha da şiddetlendi. Nas- daq salı- çarşamba toplam yüzde 6.7 dü- şerken, CÜS yüzde 8'den fazla bir tırma- nışla, tarihinin en güçlü sıçramalanndan bi- rini yaşadı. Birçok gözlemci, Nasdaq'ın köpüğünün delinmiş olabileceğini ve iki indeks arasındaki bu kopuşun, yeni bir trendin, gerçek ekonomiye bir dönüşün başlangıcı olabileceğini ıleri sürdüler. İki günlük hareketten uzun dönemli bir sonuç çıkartmanın doğru olmayacağını düşünmekle birlikte, bu ABD kaynaklı "ye- ni ekonomi" tezinin büyük ölçüde, "Sili- con Valley" ideotoglan tarafindan üretilen, dünyanm geri kalanına da ABD'nin ne ka- dar ileri olduğunu gösterdiği için, resmen desteklenen bir fantezi (tüm fanteziler gi- bi bunun içinde de bir gerçek payı var) ol- duğunu düşünüyorum. Geçen hafta yaşa- nan gelişmeler işte bu fantezinin bir kez daha gündeme getirilip irdelenmesineola- nak sağladı. ABD mucizesi ve ötesi— ABD'de uzun bir ekonomik toparlanma yaşanıyor. 9 senedir eğilimsel olarak yük- selen borsa rekor düzeylere çıkmış du- rumda. Ancak ekonomiyle yakından ilgi- lenen hemen herkes bilir ki, hiçbir ekono- mik toparlanma, hiçbir borsa tırmanması sonsuza kadar sürmez. Üstelik, bu ikisi ne kadar uzun ve güçlüyse, ardından ge- len daralma ve düzettme de hemen herza- man, o kadar şiddetli olur. Bu açıdan ba- kınca ABD ekonomisini de bir ekonomik daralmanın hatta bir borsa krizinin bekle- diğini, elinizde hiçbir veri olmasa bile salt tarihe bakarak söylemek mümkün. Üste- lik, daha önce de birçok kez aktardığımiz gibi, ABD ekonomisinin bu iki yükselme- sinin giderek imkânsızlaştığını söyleyen sağlam göstergeler de var. Orneğin, önceki hafta Businessvve- ek'teki "Borsayla yaşa borsayla öl" baş- lıklı yorumunda Robert Kuttner bunlan bir kere daha dile getirdi, ABD'nin dış borç- lannın artış hızına, GSMH'nin yüzde 300'üne ulaşan özel sektor borçlanna, hisse sene- di fıyatlannın artış hızının, üretkenlik, kâr- lılık ve milli gelir artış hızlannın çok üzerin- de seyrettiğine dikkati çektı. 1920-30 dö- nemindeki, radyo, telefon, elektrik ma- kineleri, otomotiv, uçak sanayii gibi ge- 'Eski aonominin' Olmediğinin Hikayesidir. Eski ekonominin temsilcisi Dow Jones indeksi gerilemeye başladı. lişmelerin (teknolojik devrimin) o zaman bir krizi engellemeye yetmediğini hatırlat- tı. Diğer taraftan, dünyanm geri kalanı, Meksika krizi, Asya krizi, 10 yıkjır bir türlü sonu gelmeyen Japon resesyonu gibi so- runlarla uğraşırken ABD ekonomisinin na- sıl bu kadar iyi bir performans gösterdiği- ni açıklamak gerekiyor. Ama bu açıklama- yı, bizzat ABD ve IMF tarafindan dayatı- lan küreselleşme sürecinin ganimetlerine, Asya knzıninABD ekonomisi üzenndekı des- tekleyicı etkılerine değinmeden yapmak gerekiyor. Böylece hem ABD hegemonya- sının ideolojik desteklerini korumak hem de ABD'deki ekonomik büyümenin büyük ölçüde dış kaynaklı olduğunu gizlemek mümkün olabilecek. Bu ikincisi özellikle önemli. ABD dış borçlannın artış hızının, gösterdiği gibi, ekonomisinin büyümenin ardındayaban- cı kaynakların büyük payı var. Öyleyse ABD ekonomisinin büyüme motorunun enerjisinin içerden geldiğini, üstelik de bu- nun, yeni, adeta devrimci bir seri gelişme- den kaynaklandığını gösterebilirsenız, kü- resele önderliğinizi korumanın yanı sıra, yabancı yatınmcılann bu "yeni ekonomi- den" pay almak için gelmeye devam et- mesini, son ana, sistem çökene kadar sağ- layabilirsiniz. Bu çöküş anında da yükün önemli bir kısmınıda1980'lerdeJaponya'nın başına geldiği gibi yabancılara yüklemek mümkün olabilir. İşte bu "yeni ekonomi" tüm gereksinim- lere cevap veren bir formülasyon, adeta tüm bu sorunlan gizleyen bir fantezi. Temel birleştirici öğesi Internet olan bu fantezi- yi şöyle özetlemek mümkün sanınm: In- ternet ve bilişim teknolojisi eski ekonomi- ye bir şok etkisi yapan devrimci gelişme- lerdir. Bunlar sayesinde, alıcılar ve satıcı- lar arasındaki aracılarortadan kalkıyor, bil- gi demokratikleşiyor, bürokrasi yok olu- yor, verimlilik artışı yeni bir sıçrama yaşı- yor. Böylece ekonominin üretim ve dağı- lım özellikleri değişiyor. Kârsız kapitalizm... Düşük enflasyon, sürekli büyüme, hep yükselen, hatta 36.000'e ulaşması bekle- nen borsa... Böyle bir ortamda, sermaye eski ekonomiden uzaklaşıp bu yeni eko- nomiye geçiyor, yeni başlamakta olan uzun büyüme sürecinde yer tutmaya çabalıyor. İşte bu yüzdendir ki borsada, özellikle ye- ni teknoloji şirketlerinin ve bunlann etkile- diği "yeni ekonomi" şirketlerinin kâğıtlan hızla artıyor. Ancak burada "eski ekono- miyle" yenisı arasında bir simbiyosis yok. Aksıne "yeni ekonomi", eskiyı hızla etkisi altına alıyor ve giderek yok ediyor. Öyley- se Internet temelli şirketlerin hisselerine yatınm yapmaya devam etmek, bunlan nere- de bulsak kapmak gerekiyor. Böylece. ömeğın geçen haf- ta piyasaya çıkan lastminute.com'un (son anda rezervasyon yapmak, hedıye almak isteyenler için site) sabah 0.30 sterlin ci- vannda açılan hisseleri akşam 300 sterli- nin üstünde kapanıyor. Lastminu- te.com'un, kâğıtlan 1997 Mayıs'ından bu yana yüzde 3.800 artan Amazon.com gi- bi birçok Internet şirketinin kurulduğundan bu güne kadar hiç kâr etmemiş olmasına ise kimse aldırmıyor. Herkes birbirine ba- kıp satın almaya devam ediyor. Bu fantezi dünyasında, kurulduğundan bu yana hiç kâr etmemiş, beş on kişilik şir- ketlerin hisse senetleri kapışılırken, yılba- şından gecen hafta başına kadar Nasdaq yüzde 24 artınyor. Ama, yüzbinlerce insan çalıştıran, otomobilden, uçağa, ev eşya- lanna, kâğrttan ilaca kadartemel mallan üre- ten, üstelik ciddı büyüklükte kâr gösteren "eski ekonomi" şırketlennın hisseleri ay- nı dönemde yüzde 15 değer kaybediyor. Böylece yatınmcılar adeta gerçeküstü bir dünyada yaşamaya başlıyorlar. Büyük bir teknoloji devrimi var, hisse senetleri rekor artışlarla sahiplerini bir günde dolar, ster- lin milyoneri yapan şirketler var. ama or- tada henüz bir ekonomik değer, kâr yok? Bu "yeni ekonomi" kâra dayanmayan bir kapitalizm mi acaba? 1980'lerde küçük yatınmcının gurusu, bor- salardaki dönüşleri görmesıyle, 1987'de bor- sa çökerken yüzde 300 kâr etmesiyle par- mak ısırttıran Bob Beckman sık sık şöy- le derdi: "Sizi yönetenler, bugün olan- lann daha önce de olduğunu söyler- lerse.. yönetemezler." Gerçekten de ta- rihe baktığımızda, önceki hafta The Ob- server'de Will Hutton'un hatıriattığı bir şeyiçokaçıkçagörebiliriz: Tüm borsa kö- püklerinin temelinde hep aynı masal yatar Dünya değişti, geçmişten bir kopuş oluş- turan gelişmelere bağlı olarakzengin olma- nın yepyeni olanaklan ortaya çıktı. Tren ka- çıyor.. gecikmeden binmek gerekir. Böy- lece ender bir lale soğanının fıyatı, bundan binlerce "endersoğan" üretilebileceği için bu günün parasıyla 150.000 dolara çıka- bilir (The Obserber 12/03). 1990'lann ba- şında çöküp de 10 yıllık bir resesyorta yol açmadan, önce Japon piyasalan, Japon ekonomisi, Japon teknojisi için de benzer hikâyeler anlatılmıyor muydu? Geçen hafta yaşananlar, fantezinin ak- sine "eski" -gerçek- "ekonominin" ölme- diğini, bilgi çağı "yeni ekonomi" fante- zilerinin spekülatif köpükle ilişkisini tekrar ortaya koydu, tabii görmek isteyenlere. Çok az kimse bu gelişmelerden dolayı fik- rini değiştirecek... Taa ki, Kruggman'ın bir 'spekülatifpramite" benzettiğı (NYT12/03) sistemin köpüğü patlayana kadar... ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK SanayisizJeşöpme Sanayileşme, üretim teknolojisinin gelişimi biçi- minde algılanırsa, ekonomik gelişme ile eşanlamlı- dır. Türkiye, sanayileşme merdiveninin ortaya yakın basamaklanndadır. Ancak bu ortaya yakınlık aşağı- dan ortaya yakınlıktır. Sanayi esas olarak tüketim mal- lannın üretimine yöneliktir ve kendi teknolojisini üret- mekten çok uzaktır. Son yıllarda uygulanan politi- kalar bu sanayii temellerinden sarsıyor. Sanayi, üretimde kullandığı hammadde ve ara malı girdilerini yakın yıllara kadar yerli kaynaklardan sağlıyordu. Ülke sanayünin esasını oluşturan gıda ve dokuma tanmsal girdiler kullanır. Bunlar yakın yıl- lara kadar yerli üreticilerden satın alındığı gibi, yer- li sanayiin gereksinim duyduğu demir-çelik, çimen- to, kâğıt ve petro- kimya ara ürünler de büyük öl- j çüde KİT (Kamu Iktisadi Teşebbüsü) olan kuruluş-' lardan alınıyordu. KİT, geleneksel olarak, piyasa fi- yatının altında bir fıyattan ara malı sağlayarak tüke- tim malı üreten özel sermaye işletmelerine destek olmaktaydı. Kısaca değinilen bu yapı ya da ilişkiler ağı, 1980'ler- '> den sonra adım adım yıkıldı. Özel sanayici iplikten demir-çeliğe, kimyasal ürünlerden kâğıda dek ara girdilerini dışalımla karşılamaya başladı. Aslında kü-. reselleşen ya da gümrük duvarlannın alçaltıldığı, Avrupa Birliği ile yapılan anlaşmalar bağlamında 1994'ten sonra, giderek ortadan kaldınldığı bir dün- yada bu gidiş olağan karşılanabilirdi. Ancak geliş-1 meler hiç de olağan değil; Türkiye sanayii uygun de- yimle vurgun yedi; geriledi. > Nasıl mı? Önce, özel kesime ara malı sağlama işlevini yiti-,' ren KİT ya ölüme terk edildi ya da haraç-mezat sa-! tıldı ve satılıyor. Satılan KİT, çoğu kez, arazisinden rant elde edilen bir duruma geldi; yeni yatınm, tek- nolojik yenilenme ve üretim olanaklarını geliştirm^ ; süreçlerine sokulmadı. Üretim düştü, işsizlik arttı. ' Sonra, özel sanayi kuruluşlan da kazançlannı esaa olarak yüksek faizden sağlar bir duruma geldi; üre- timin yerini para ticareti aldı. En son veriler, 500 en büyük sanayi kuruluşunun gelirlerinin yaklaşık yüz-r de 87'sinin temelini faiz oluşturan rant gelirleri oldu- ğunu kanrtlıyor. Katdı ki kamu sanayiinin çökmesi özel sanayiin de işine yaramadı; özel kesimin yatınmia- , n birkaç ürüne yöneldi; aşın derecede azaldı. Bu genel durumun Anadolu sanayiine yansıması ise gerçekten ürkütücüdür. Anadolu'da sanayi, Klt, olanlar dahıl orta ve küçük ölçeklidir. Orta ve küçük ölçekli sanayi ekonomik bunalımdan çok kolay et- kilenir; ekonomik bunalım fırtınası önce küçükleri bo- , ğar. En büyüğü 40-50 kişi çalıştıran özel işletmeler olsun, 3-4 yüz işçi çalıştıran KİT işletmeleri olsun ya tümüyle kapatılıyor ya da gerçekten can çekişiyor. ' Bu durum işsizlik, sermayenin üretimden uzaklaşa- ; rak parasallaşması ve genel olarak da bu yörelerin yoksullaşması sonucunu veriyor. Irili-ufaklı da olsa var olan sanayi kuruluşlannın yok olması, tanmsal üretimi ve ulaştırma, inşaat ve ticaret başta üzere hizmet kesimlerini de olumsuz yönde etkiliyor. Türkiye, hızla sanayisizleştiriliyor. • Ülkeyi yöneten hükümetlerin bu gidişi durdurma- ' lan gerekirdi. Bu, yapılmadı; yapılmıyor. Önce, KİT satışlan aceleye getirilmez; daha da önemlisi satıl- mayan KlT'in etkin ve verimli çalışması sağlanabi- lirdi. Bunun tam tersi yapıldı. Dünyadaki son sos- yalist devleti yok ediyoruz türünden aptallıklarla, KİT ölüme terk edildi. Oysa, iletişim ve enerji gibi stra- tejik ürünler, bölgesel gelişme ve ileri teknoloji alan- lannda KlT'in korunması gerekli ve olanaklıydı; bu noktalar gündeme bile getirilmedi ve getirilmiyor. Teknolojik gelişmeye dayalı uzun dönemli bir sana- yileşme stratejisi oluşturulmadı. Tanrı buyruğu gibi algılanan özelleştirme, bir rant paylaşımına ve yağ- maya dönüştürüldü. Yatınmsızlık ve işsizlik bunal- tıcı boyutlara ulaşıyor. Anadolu sanayii için aynca önlem alınmalıydı. Dünyanm bütün demokratik ülkelerinde, kendi elin- de olmayan ya da ekonomik bunalım sonucu yıkı- ma uğrayan üretim birimleri özel korumaya alınır; bun- lann bunalımı atlatmalan için kamu desteği sağla- nır. Türkiye hükümetleri yalnızca bankacılıkta bunu yapryor; önce kamu bankalannı ucuza satıyor, son- ra rantçı sermayeye bunlann içini boşaltma olana- ğı veriyor, daha sonra da güç duruma düştüler ge- rekçesiyle onlan geri alıyor; kurtanyor. Öbür taraf- ta, üretici, sanayici ekonomik ölüme terk ediliyor. Hükümet edenler, çok büyük bir sorumsuzluk ! gösteriyor; giderek siyasal suç işliyor. Ülkenin sınai üretim birimleri tek tek kapanırken ve işsizlik artar- ken, kılını kıpırdatmıyor. Para sermayeye destek olu- , nuyor, yatınmcıya, üreticiye, işsize değil. Anlaşılan, < siyaset eskisi birilerini kurtarmak için milletvekille- • rini pazartık aracı yapmak ya da eğitimi parası olan- ların alabileceği duruma getirip tarikat okullarını öv- ' mek dururken, sanayileşme, üretim ve işsizlik gibi konular, uğraşmaya değer bulunmuyor. yakup<a metu.edu.tr Denizyoluna alternatif Asya'dan Avrupa'ya demiryolu ağı ALMATİ(AA)-OTta Asya ile bazı Avrupa ülkelerinin demiryolu işletmeleri uzmanlan Kazakistan'ın başkenti Almati'de bir araya gelerek deniz yolu taşunacılığına karşı demiryolu altematifı konusunu ele aldılar. Kazakistan Demiryolu Proje Şirketi Başkanı İl Aubakirm. toplantıda Kazak uzmanlann hazırladıgı projeler hakkında bilgi verdi. Her yıl Çin'den Avrupa'ya demiryolu ile 60 milyon ton yük taşındığını ifade eden Aubakirov, bunun sadece 3.5 milyon tonluk bölümünün Kİzakistan- Çin suıınndaki Dosnk kapısından taşındığını söyledi. - Demiryolu * taşımacılığında ,; güvenlik ve zamanın ij avantaj olduğunu belirteır Aubakiro\, en büyük dezavantajuı ise uygulanan gümrük ve sınır komisyonlan olduğuna dikkat çekti. Toplantıya katılan uzmanlar- fiyat tarifeleri j üzerinde -j anlaşılması konusunda teklifler sunarken ortak ulaşım politikası ^ oluşturulması %! hususunu da gündeme j getirdiler. Toplantıya ' Orta Asya ülkelennin -^ yanı sıra Azerbaycan, Rusya, Ukrayna, Belarus, Lırvanya. Bulgaristan, Polonya, Slovakya, * Macaristan ve Fransa'dan; uzmanlar katıldı. : ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle