Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2000 PERŞEMBE
4 HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
Halka Söylemişler miydi?
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa
Kemal Atatürk'ün şu sözlerini hemen hemen her-
kes bilir: "Benim naçiz vücudum bir gün toprak
olacaktır/ Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payi-
darkalacaktır".
Yukandaki deyişle ilgili hemen bir açıklama ya-
palım. Buradaki "ilelebetpayidarkalma", yani son-
suza kadar sürme düşüncesini, ulusal devletleri ile
sınııiı tutmak gerekir.
Zaten Atatürk'ün ulus düşüncesine esin kayna-
ğı olan Ernest Renan da, kendi öznel ulus görü-
şünü açıkladığı 11 Mart 1882 tarihli Sorbonne ko-
nuşmasında bu gerçeğin aJtını çizmiş, ulus devlet
olgusunun da bir gün açıklanabileceğini belirtmiş-
ti.
Şimdi Mustafa Kemal'in bir çocuğun bile anla-
yabileceği kadar açık olan anlamına gelelim: Tür-
kiye Cumhuriyeti ne kadar üstün vasıflara sahip
olursa olsun, yalnızca bir kişinin iktidan, yaşamı ve
varlığı ile kaim değildir. 0, önderi gittikten sonra da
kendisini yaşatacak güce ve kurumlaşma olgun-
luğuna erişmiştir.
Mustafa Kemal'in vücudu toprak olduktan 62 yıl
sonra ise Türkiye, Cumhuriyet rejiminin istikrannı,
bir kişinin Çankaya'daki süresini beş yıl daha uzat-
makta anyor.
•••
Aslında Ankara'da çok yönlü hınzırca bir oyun
bynanıyor.
Süleyman Demirel'in süresinin uzatılıp uzatıl-
mayacağı, tekrar Çankaya'yaseçilip seçilmeyece-
ği kesin değil gibi görünüyor.
Aldanmayınız! Süleyman Bey'in elindeki kozlar
çoğunun sandığından daha fazla. Anayasa degi-
şikliği yapılmadığı takdirde, kıyak emekliliğin ke-
sinlikle geri çevrileceği son açıklanan karar gerek-
çesiyle bir kez daha belli olduğu Anayasa Mahke-
mesi'ne bir kez daha gönderilmesinden tutun da,
milietvekiii maaşlanna yasamanın getirebileceği
yükselişin sınırlannı koyan 86. maddenin değişik-
liğinin, bir paket halinde parlamentoya sunulma-
sına kadar ne oyunlar var oyunun içinde.
Halkın gözünün önünde oynanan bu "seç beni
göreyim senü", "kayırbenikollayayım seni!"oyun-
lan eleştirildiğinde, liderlerimiz ve artlanndan bü-
yük çoğunluğuyla parlamenterlerimiz, hep aynı
can simidine sanlıyorlar:
"Biz milli iradenin temsilcileriyiz. Milliiradenin te-
cellisiyiz, verdiğimiz bu karariar, halk adınadır."
• • •
llk bakışta öyle gibi görünüyorsa bile, hiç de öy-
le değil.
Seçimlerde liderler ve partiler halktan oy alırken,
seçildiklerınde neler yapacaklarını anlatırlar ve ona
göre iktidara gelir, muhalefette kalır ya Öa parla-
mentoya hiç giremezler.
Şimdf sormak gerek: Kendi mallannı, yani parti-
lerini seçimlerde pazariayan liderler, seçmenlere
bugün yapacaklannı anlatmışlar mıydı?
Recai Kutan çıkıp da "Ben milietvekiii maaşla-
nnın artışı önündeki engeli kaldırtmak için, Demi-
rel'in görev süresini uzattıracağım" demiş miydi?
Devlet Bahçeli "memura işçiye yüzde 25 zam
verirken, milletvekillerinin ücretlerinin önündeki
tüm engelleri kaldıracağını" söylemiş miydi?
Bülent Ecevit, "Demirel'in süresini uzattıımak
için laiklik karşıtlanna yaptınm uygulanmasını en-
gelleyeceğini" halka anlatmış mıydı?
Ne dersiniz, bu liderler bütün bu yapacaklannı
halka anlatıp, onun onayını aldıktan sonra mı bu
girişimlerde bulunuyorlar ki, milli iradeyi yansıttık-
lannı söylüyorlar?
Yoksa sizler, "Yahu biz bunlara bunun için oy
vermedik, bize ne söylediler, şimdi ne yapıyor-
lar?" diye haykınrken, satıcı tarafından kazıklan-
mış müşteri gibi mi hissediyorsunuz kendinizi?
Oranızı buranızı bir yoklayın, bakalım neler his-
sediyorsunuz?
Süleyman Demirel
Hatemi'yi kutladı
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Tüıkiye, Iran se-
çimlennde reformculann
kazandıgı başannın iki ülke
ilişkilerine ivme kazandır-
masını ümit ettiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Süleyman
DemireL Iran Cumhurbaşka-
nı Muhammed Hatemi'ye
mesaj göndererek seçimle-
rin ilk turundakı başansın-
dan dolayı kutladı. Başbakan
Büknt Ecevit ve Dışişleri
Bakanı İsmail Cem de îran-
lı meslektaşlanna birer kut-
lama mesajı gönderdiler.
Dışişleri Bakanhğı Sözcü
Yardımcısı Sermet Atacank
haftalık basın toplantısında
gazetecilerin Iran'daki se-
çimlerin sonuçlanna ilişkin
sorulan üzerine, "Buseçim-
krin Iran tstam Cumhuriye-
ti Cumhurbaşkanı Saym Ha-
temTnin görevegetmesmden
bu yana geüşroe gösteren
Tûrk-tran iMşkilerinin daha
ileriye götürülmesinc katkı-
da buhıoacak bir zemin ya-
ratmasmı ümitedhoruz" de-
dı.
Atacanh, seçimlerin ilk
tunınun yüksek bir katılım
oranıyla gerçekleştiğini ve
sükûnet içerisinde sonuçlan-
dığını belirterek "Demokra-
shi güçlendirme konusunda-
ki azmi yansıtan ve bütün
dünyada büyükflgitoplayan
bu seçimlerin köklü bir dev-
letgekneğine sahip olan dost
tran halkma hayırlı olmasını
temenni edSyoruz" diye ko-
nuştu.
Tıınaya yarın aıııbyor
tstanbul Haber Servisi -Türk toplumunun aydınlanma ev-
resinde önemli bir yere sahip olan Tank Zafer Tunaya, IÜ
Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Mezunlan Derneği, İşletme ve
Maliye kulüplerinin ortaklaşa düzenlediği birprogramla anı-
lıyor. ÎÜ SBF Tank Zafer Tunaya Amfisi'nde yann saat
09.30'da gerçekleştirilecek program, Isa Çefik'in dia sunu-
mu eşliğinde Tank Zafer Tunaya'nın tanıtımı ile başla\ acak.
Saat 11 00'de "Türkiye'de Çağdaşlaşma ve Demokratikleş-
me SorunlarT konusunun ele alındığı panele Prof. Dr. Er-
doğan Teziç, Prof. Dr. Zafer Toprak, Prof. Dr. MeteTunçay,
Prof. Dr. lzzettin Doğan ve Prof Dr. Aydın Aybaykonuşma-
cı olarak katılacak.
Tunaya'nın desen çalışmalan ve dia gösteriminin sunul-
duğu öğle programında saat 14. OO'te "Avrupa Bnüği Kar-
şısmda Türkiye'nin Yapısal ProUemleri konusu ele alınacak.
Panele milietvekiii Bülent Akarcah, CHP Genel Sekreteri
Tarhan Erdem, mılletvekilı Masum Türker, AbduUah Giil
\e Nazif Okumuş konuşmacı olarak katılacak.
Diyarbakır «daki Hizbullah operasyonunda 3 mühendis, 1 doktor, 5 öğretmen ve 2 imam yakalandı
FP'li îlçe başkamıia da gözalbDtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu)-Diyarbakır'da düzenle-
nen operasyonlarda, Fazilet Par-
tisi (FP) Çermik Ilçe Başkanı
Mehmet YûkseL 3 mühendis, 1
doktor ve 5 öğretmen ile 2 imam
gözaltma alındı. Dicle Üniversi-
tesi Tıp Fakültesi Sekreteri Ibra-
him San'yı kaçırdığı belirlenen
Dicle Üniversitesi emekli öğre-
tim üyesi Prof. Nihat Aydın'ın
oğlu Hızbullahçı Ömer Faruk
Aydın yakalandı.
Diyarbakır emniyet güçlerince
sürdürülen Hizbullah operasyon-
lannda, Fazilet Partisi'nin eski
Çermik Ilçe Başkanı Mehmet
Yüksel, örgüt bağlannsı nedeniy-
le gözaltma alındı. Mehmet Yük-
sel geçen hafla çarşamba günü
oğlunun askerde oluşunu ve aile-
vi nedenleri gerekçe göştermiş,
bu yüzden Fazilet Partisi ılçe baş-
kanlığı göreviaden istifa etmişti.
Ancak Yüksel'in istifasının gö-
zaltma alınmasından hemen ön-
ceye rastlaması dikkat çeken bir
nokta olarak değerlendirildi.
Yüksel'in Flizbullah'a karşı ger-
çekleştirilen operasyonlarda gö-
zaltma alınabileceği ihtimali üze-
rine, partinin adının ön plana çık-
masını istemeyen Fazilet Partisi
yetkililerince istifaya zorlandığı
ileri sürüldü. Emniyet kaynakla-
n, düzenlenen operasyonlarda
Bayındırlık ve Köy Hizmetleri
Bölge Müdüriukleri'nde görevli
3 mühendis ve 1 doktor, 5 öğret-
men ile 2 de imamın gözaltma
alındığını belirttiler.
Yakalanan sanıklann gözalnn-
da verdikleri ifadeler doğnıltu-
sunda, önümüzdeki günlerde
Hizbullah ile ilgili olarak Diyar-
bakır'da önemli gelişmeler ola-
cağı kaydedildi. Bu arada Malat-
ya'da yakalanan ve örgütün tetik-
çilerinden olduğu behrlenen Ab-
dukabbar Kırtay, 1992-95 yılla-
n arasında Sılvan ılçesınde 8 öl-
dürme ve yaralama eylemi ile il-
gili olarak Cumhuriyet Savcısı
gözetüninde yer göstermelerde
bulundu. Kırtay, söz konusu ki-
şilere PKK'li olduklan için sal-
dırdıklaruıı belirtti. Silvan Em-
niyet Müdürlüğü'nce yapılan
açıklamada, ilçede 1991 yıhndan
bugüne kadar işlenen 270 faili
meçhul cinayetten45' ininay dm-
latıldığı kaydedildi.
San'nın katüi
Hizbullah ile bağlantısı oldu-
ğu belirlenen Dicle Üniversitesi
Tıp Fakültesi Sekreteri Ibrahim
San'yı kaçıran Hizbullah'ın si-
yasi kanadına mensup "Muham-
med" kod adlı Ömer Faruk Ay-
dın, Diyarbakır Emniyet Müdür-
lüğü Terörle Mücadele ve Istih-
barat şubelerinin gerçekleştirdi-
ği bir operasyon sonucu yakalan-
dı. 23 Şubat'ta düzenlenen ope-
rasyonla ele geçirilen, ortaokul
mezunu olduğu ve serbest mes-
lekle uğraştığı bildirilen Aydm,
emniyette verdiği ifadede Ibra-
him San'yı nasıl kaçu-dığını ay-
nntılanyla anlattı. Dicle Üniver-
sitesi*nden emekli olan öğretim
üyesi Nihat Aydın'ın oğlu olan
Omer Faruk Aydm, ifadesinde;
San ile aile dostu olduklannı be-
lirtti. San'nınkaçınlması tahma-
tınm tammadığı bir cemaat men-
subu tarafından kendisıne iletil-
diğini belirten Aydm şunlan an-
lattı:
"tbrahim San'run kaçınlması
taBmaönı aldıktan sonra otostop
yapıyor gibi davranarak Dick
Unrvtrsitesi ile Diyarbakır mer-
kezini bağla>an köprü üzerinde
yanımda tanımadıgım bir cema-
at mensubu ile birtikte bekleme-
ye başladun. Bir süre sonra tbra-
him San arabasrv la geML El işa-
reti yapmam üzerine aile dostu-
muz olduğu için arabasını dur-
durarak bia akü. Buradan Kuru-
çeşme'de iki kath bir eve kadar
birtikte geldik. Daha sonra eve ta-
nımadıgını iki örgüt mensubu
gekü. tbrahim San'ya kara çar-
şaf giydinp ağzuu da banüadık-
tan sonra hasta kadın süsü vere-
rekevdençıkardılar. tbrahim Sa-
n'yı Hizbuüah'uı ölüm e\i oldu-
ğu ortaya çıkan Balıkçılarbaşı
semtindeki Savaş Mahallesi Kü-
çük Kavas Sokak'ta 11 numarah
eve görürdüklerini burada sor-
guladıktan sonra da öldürdükle-
rini tahmin edjyorum."
Dicle Üniversitesi Tıp Fakülte-
si Sekreteri Ibrahim San'nın özel
otomobili geçen yıl 4 Şubat'ta
terk edilmiş halde bulunmuş, ar-
dından kendisinden bir daha ha-
ber alınamamıştı. Son olarak Di-
yarbakır Emniyet Müdürü Gaf-
farOkkan, San'nm Hizbullah ile
bağlantısı olduğunu ve ele geçi-
rilen disketlerde adımn yazılı ol-
duğunu açıklamıştı. San'mn ce-
sedı, Diyarbakır'da ortaya çıkan-
lan ve 13 kişinin cesedininbulun-
duğu ölüm evinde bulunmuştu.
Hizbullah'uı örgütlenmesine
yönelik elde edilen bulgular dog-
rultusunda tzmir'de düzenlenen
operasyonda. Mehmet Şirin Ek
gözaltma alındı
Ek'in sorgusunda admı verdi-
ği Ganp Akıcı da kısa sürede ya-
kalandı. Izmir Emniyet Müdürlü-
ğü'nden yapılan açıklamada, gö-
zaltma ahnanlardan Mehmet Şi-
rin Ek'in sorgulamasında, 1993
yılmda Antalya 'dabulunduğu sı-
rada halen tutuklu bulunan amca-
sınm oğlu M. Setim Ek'in aracı-
hğıyla Hizbullah örgütünü tanı-
dığinı, Antalya'daki örgütlenme-
sinin içinde yer aldığım anlatüğı
bildirildi.
Ek'in aynca, 1998'in son ay-
lannda örgütün tahmatlan doğ-
rultusunda M Emin Ekinci ve 2
arkadası ile bırlikte örgüt tarafin-
dan cezalandınlma karan alman
Ahmet Yakan'ı Antalya'daki evi-
ne götürerek 10 gün sorguladık-
tan sonra öldürdüklerini itiraf et-
tiği belirtildı.
lznur'de yakalanan her iki ör-
güt üyesi Antalya Emniyet Mü-
dürlüğü'nce de arandıklanndan,
sorgulannm yapılması için An-
talya'ya gönderildi.
icisleri Bakanı Tantan
'Hizbullah cinayet
silahlannı fişliyor'
• lçişleri Bakanı Tantan, Hizbullah terör
örgütünün cinayetlerde kullandığı silahlan
üzerine 'kirli' yazarak işaretlediğini
söyledi. Tantan, HADEP'li belediye
başkanlan konusunda yapılanlann yasal
çerçevede olduğunu vurguladı.
ÎLHANTAŞÇI
ANKARA-Şeriatçı te-
rör örgütü Hizbullah'm,
Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde iş-
lediği cinayetlerde kul-
landığı silahlan, daha
sonraki kullanınunda ön-
lem almak için "küü" di-
ve işaretlediği belirlendı.
lçişleri Bakanı Sadertin
Tantan, örgüte yönelik
sürdürülen operasyonla-
'' nn 581ceııte'yayıklığını
>' bildirdr.' •fttntan; MA-
" DEP'lf belediye başkan-
lan hakkmda yapılan iş-
lemlerin tamamen yasal
olduğunu kaydettı.
Tantan, Diyarbakır Bü-
yükşehir Belediye Baş-
kanı Feridun ÇeKk, Bin-
göl Belediye Başkam
Feyzıdhh Karaasian, Si-
irt Belediye Başkam
Mehmet Semn ÖzaJp'in
tutuklandıktan sonra gö-
revden almmalan, Diyar-
bakır DGM'ce tutuksuz
yargılanmak üzere ser-
best bırakılmalan üzeri-
ne göreve iade edilmele-'
rinin tamamen yasalara
uygun olduğunu vurgula-
dı.
Tantan, 1580 Sayılı
Belediye Yasası'mn 93.
maddesınde belediye
başkanlığının boşahnâsı
durumunda yapılacak iş-
lemlerin belirlendiğini
-anımsattı. Buna göre va-
li tarafından 10 gün için-
de toplanüya çağnlacak
mecLsin yapacağı gizli
oylamada toplantıya katı-
lanlann salt çoğunluğu
ile tutuklanma, görevden
uzaklaşörma gibi neden-
terle geçici olarak boşal-
ma halinde başkan vekili
seçiliyor.
tdarede devamlılığm,
kamu hukukunun en te-
mel ilkelerinden biri ol-
duğuna dikkat çeken
Tantan, "Bclediye baş-
kanhğı makamını boş bı-
rakamayız. Sonunlulu-
ğun birisine verflmesi ge-
rekiyordu'" dedi. Tantan,
tutukluluk hali sona eren
belediye başkanlannın
göreve iade edildiğini
kaydetti.
Belediye başkanlannın
kamu görevi yaptığına
dikkat çeken Tantan,
tt
Arükorda particflik o»-
maz. Çflnkü kamu göre-
vini üstlenh'oriar. Biz ka-
nun hâknnrvetini hâkün
kumaya çahşıvoruz. Yok-
sa yoruma, dedikoduya
göre hizmet yapmajız"
dedi. lçişleri Bakanı tan-
tan, şeriatçı terör örgütü
Hizbullah'a yönelik ope-
rasyonlann 58 kente ya-
yıldığmı belirterek. "Es-
kiden 'Devlet \nrdu' de-
nen küü silahlann hepsi
çıkryor. FaiB meçhuDer çı-
kıyor" dedi. Tantan, ör-
gütün cinayetlerde kul-
landığı silahlann üzerine
"kirli" diye yazdığmm
belirlendiğini bildirdi.
FP'li Bahçıvan hafif yaralandı
Ş. Urfa belediye
başkanına saldın
Malatya'da gerçekleştirilen operasyonda yakalanarak Diyarbakır Emniyet Müdürlü-
ğü'ne getirflen Hizbullah üyesi Abdülkadir Kırtay'a SDvan ilçesinde tarbikat yapönldL
ÖZCANGÜNEŞ
ŞAMJURFA-Şanlıur-
fa'mn FP'li Belediye Baş-
kam Ahmet Bahçıvan.
makamında uğradığı sı-
lahlı salduıda, sağ ayağın-
dan hafıf şekilde yaralan-
dı. Güvenlik güçleri.
olaydan hemen sonra
1994-1999 döneminde
eski RP-FP belediye mec-
lisi üyesi ve mılletvekilı
aday adayı olduğu belirle-
nen Feridun Kaüateş'ı
yakaladı.
Atatürk Caddesi'ndeki
belediye binasına dün sa-
at 11. 45'te gelen Feridun
Kızılateş, Başkan Ahmet
Bahçıvan'la görüşmek
üzere ikinctkattaki odası-
na girdi. Bir süre sonra sı-
lah seslerinİD gelmesı
üzerine odaya giren gö-
revlilerle içeridekı bazı
kişiler tarafından yakala-
nan Kızılateş, polise tes-
lim edildi. Olay yerinde
incelemelerde bulunan
Şanlıurfa Emniyet Müdü-
rü Orhan Okur, 5 kovan
bulunduğumı söyledi.
Görgü tamklanndan
M. Nuri Mintaşçı ve İs-
mail BengL saldırgan Fe-
ridun Kızılateş'in silahı-
m doğrultarak ateş etme-
ye başladığını, amacımn
korkutmak olmadığım
öne sürdüler.
Olaydan sonra Beledi-
ye Başkam Ahmet Bahçı-
van, Şanlıurfa Devlet
Hastanesi'ne kaldınldı.
Sağ ayağından hafif şekil-
de yaralandığı belirtilen
Bahçıvan, ayakta tedavisi
yapıldıktan sonra hasta-
neden aynldı. Ahmet
Bahçıvan, daha önce ne
telefonla ne de sözlü bir
tehdit atoıadığmı belirte-
rek "Görevimin başında-
yım" dedi. Bahçıvan, has-
taneden döndükten sonra
Özel Kalem Müdürlüğü
odasmda düzenlediği ba-
sm toplantısmda, saldın-
dan önce Kızılateş'in,
"Yarduncı olsaydm rvi
olurdu" dediğini, çay iç-
, ıpeden odadân .çıkj^şik
' içm ayağaJcaDctığıni ab-
lattı. Kızılateş'i boynuna
sanlıp yolcu ettiğini be-
lirten Ahmet Bahçıvan,
şöyle devam etti:
"Benden aynhnca bir
adım attı; geri döndü,
'Sen beni yaktm' diyerek
tabancayı çıkardığını gör-
düm. Şaka yapıyor san-
dnn. Hatta, 'Ne yapıyor-
sun, silahla o>Tianmaz'
dedim. Bunu sö>1er söyle-
mez, bana döndü ve 2-3 el
ateş etti. Bu sırada odada
bulunan Başkan Yardun-
ası Nuri Güneş ve diğer
5-6 misafir. iistüne aüla-
rak etkisiz haie getirdL"
ÖRGÜT BAZI CİNAYETLERİ 'YANUŞLIKLA' tŞLEDİ
Hizbullah ÎHÖ 'cüleride öldürdü
MAHMUTORAL
DtYARBAKIR-Hizbullah'm faili meçhul
cinayetlerin yogunlaştığı yıllarda yanhşhkla
Menzilciler yerine Islami Hareket Örgütü
üyesi 2 kişiyi öldürdüğü ortaya çıktı. Hizbul-
lahçılann gözaltında verdikleri ifadelere gö-
re. örgütün lideri Hüseyin VeBoğhı. 1999 yı-
lı ıçerisınde bir dönem Konya'da yaşadı.
Hizbullah'ın lıden Hüseyin Vehoğlu'nun
öldürüldüğü Beykoz operasyonunda örgü-
tün üst düzey sıyasi kanat sorumlulanndan
EdipGümüş ile bırlikte yakalanan, ardından
getiîildiği Diyarbakır'da tutuklanan ve itiraf-
çüık dilekçesi veren askeri kanat sorumlusu
Cemal Tutar. emniyette verdiği ifadelerde
Hizbullah'ın geçmişte bazı kişileri yanlışlık-
la öldürdüğünü açıkladı. 1994'te Hizbul-
lah'ın Menzıl grubuna bağlı olduklan belir-
lenen iki kişi yerine yanlış ıstıhbarat sonucu
başka kişilerin öldürüldüğünü anlatan itıraf-
çı Cemal Tutar şunlan anlattı: "Örgütün üst
düzey sorumlusu Isa Altsoy'danfldkişinin öJ-
dürülmesi tahmaünı aldık. Diyarbakır'ın
Bağlar beldesi Kavapınar Mahallesi'nde
oturmakta olan ve örgütün Menzfl grubu
mensubu olduklan belirtilen Abdulhalim Al-
tunal ve Ban Tekın'in öldürübnesi istendL
Ben de Altsm 'dan aldığun bu tafimab, örgü-
tün üyeleri olan Seyfettın Kınay. Abdurrah-
man Emsen. Ramazan Elmas ve Mustafa
Ipek'e ilettim. 25 Nisan 1994 tarihinde bu iki
kişi öldürükhl Ancak daha sonra bu kişile-
rin Menzilci olmadıklannı İslami Hareket
yanhsı olduklanm öğrendik. Bizim örgüt ola-
rak Islami Hareket'e saldumamız söz konu-
su değikti. Yanhş istihbarat sonucu bu kişiler
öMürüldü."
PKK BAgKANLIK KONSEYt'NİN YENt PLANI
Toplumsalolayçıkarma karan
ANKARA (AA)- Terör örgütü PKK'nin
başkanhk konseyinin. Türkiye'yi uluslara-
rası alanda zor durumda bırakmak ve gün-
deme gelebilmek amacıyla Doğu ve Gü-
neydoğu Anadohı bölgeleri ile büyük şehir-
lerde toplumsal olaylar çıkarma karan al-
dığı bildirildi.
Sözde başkanlık konseyinin bu karan,
'Türkiye gündemine ve uluslararası günde-
me girmek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu
ile ilgili olarak HADEP yerine kendi ismi-
nin gündeme geunesini sağlamak. Avru-
pa'nm dgisini arttırmak. kepenk kapatma
e>1eminin Baü basınına da yansıyan başa-
nsızhğını unutturmak ve örgüte uzak du-
ranlan kendisaflarma çekmek' amacım ta-
şıyor. Güvenlik güçleri ile halkı karşı kar-
şıya getırmek amacıyla özellıkle Istanbul,
Adana, Mersin, Diyarbakır, Van ve Siirt'te,
katılanlann çoğunluğunu kadm ve çocuk-
lann oluşturduğu izinsiz gösteriler düzen-
lenmesinin planlandığı da bildirildi.
istihbarat birimleri, terör örgütünün,
gündeme girmek amaayia her yohı dene-
yeceğini. kendi mensuplan arasında dahi
PKK'nin izlediği si\ asallaşma poütikasuun
güçsüzlükten kaynaklandığı düşüncesinin
otuştuğunu' kaydederek şu değerlendirme-
yiyaptılar- "*Terör örgütü PKK, si\asallaş-
ma amacından kısa sürede sonuç alamadı-
ğı takdirde bölünme sürecini engelle>enıe-
yeceğini çok iyi bilmektedir. PKK. siyasal-
bsmayı, var olabihnesinin bir gereği olarak
görmektedir. Bu nedenk de kanh bir süre-
ci lehine gördüğü takdirde bundan çekin-
mevecekm-." . -,-_-. ,-
1-TıIRMIKI AYDIN ENGİN aengina doruk.net.tr.
Dilim kopsun, mizah merakım bat-
sın...
Avusturya'nın yakışıklı Nazisinin,
Jörg Haider'in istifasını internet'ten,
yani bizim medyanın alt yazılaria fi-
lan duyurmasından -az da olsa- ön-
ce öğrendim ve keyifli haberi yakın
çevremdekilere yetiştirirken aklım sı-
ra bir de şaka yaptım. Bugünlerde
28 Şubat'ın üçüncü yıldönümünü
"kutluyoruz" ya, tuttum, "Istermisi-
niz" dedim, "ister misiniz, Avustur-
ya'da da 28 Şubat süreci başladı ve
işledi. Jörg Haider pılısını pırtısını
toplayıpçekildi. YaniAvrupa'nıngö-
beğine, daha Avnıpa Birtiği'ne gir-
meden ideoloji ihraç ettik. Batı Av-
rupa'yı bir karabasandan kurtardık
desinler"...
Dediler.
Yakın çevremin "Yok artık deve"
diye dalga geçtiği sözlerimi, nere-
deyse sözcüğü sözcüğüne gazete-
lerde okudum. Birara, bizim eve din-
leme aygrtı filan mı yerleştirdi bunlar
diye kuşkuya bile düştüm. Hani ak-
lımı bu olasılığa yatırsam, telefon
edip "Yahu arkadaşlar saçmalama-
îhraç Edeceğimize îthal Etsek
yın; ben şaka yaptım" filan diyece-
ğim...
Ama adamlar ciddi. Haider adlı Ti-
rol Nazisini istifaya zorlayan güçle,
Erbakan mollasını ve Çiller kızımı-
zı iktidardan apartoparyollayan güç
arasında özdeşlik buluyorlar, ardın-
dan da ciddi ciddi şişiniyoriar:
Küresel 28 Şubat, diyoriar; 28 Şu-
bat küreselleşmiştir, buyuruyoriar.
Yani herkesi kör, âlemi sersem sa-
nıyorlar!
•••
Daha ayağımın tozuylayım.
BaşkentViyana'da 300 bin kişinin
caddelerde seller gibi akıp, "Nie wi-
eder Nazismus" (Nazizm: Bir daha
asla!) diye kükrediği o unutulmaz de-
mokratik çıkışın görüntüleri henüz
gözümün önünde.
Frankfurt'ta binlerce kişi, Hitler'in
Avusturya'yı ilhak ederken kullandı-
ğı "Anschluss" terimini anımsatıp,
"Bugün Avusturya, yann Almanya,
sonra bütün Avrupa? Asla" diye
haykırırken aralarında yürümenin
onurunu taşıyorum.
Avrupa'nın bütün başkentlerinde
ve kentlerinde ve hatta kasabalann-
da, Avusturya'da boy gösteren fa-
şisttırmanışa karşı yükselen dev bo-
yutlu demokratik tepki ve bu tepki-
nin inatçılığı, sürekliliği, bıkmak, dur-
mak bilmeyişi, "Avrupa 'ya 28 Şubat
ihraç ettik" şişinmesine değil, olsa
olsa, "Ah, böylesine köklü ve kitle-
sel demokratikbilince ne kadar ge-
reksinimimiz var" özlemine ebelik
edebilir.
Popülizme (=halk dalkavukluğu)
kapılmaksızın altını çizelim:
REFAHYOL iktidan, bir yandan
rüşveti, hırsızlığı, denetimsizve dev-
let kaynaklı birşiddeti ("Bin operas-
yon yaptık" sözü o hükümetin Ada-
let ve lçişleri Bakanı'na aittir) alabil-
diğine tırmandınr, öte yandan kök-
tendinci örgütlenmenin önündeki
bütün engelleri sistematik olarak or-
tadan kaldınrken, bu ülkede demok-
rasi güçleri yeri göğü inlettiler mi? Bu
uğursuz gidişin elebaşılanna dünya-
yı dar etmeyi becerdiler mi?
Yani Avusturya seçmenlerinin
yüzde 27'lik Haider yandaşlan dı-
şında kalan demokratlarının, Batı
Avrupa'nın her köşesinde kolları sı-
vayan anti-faşistlerin, yani büyük
çoğunluğu ile Batı Avrupa halklan-
nın başardığını, Türkiye halkı başa-
rabildi mi?
(Sakın kimse kalkıp "Sürekli Ay-
dınlık İçin Bir Dakika Karanlık" ey-
lemlerinin ulaştığı kitlesel boyutu
anımsatmasın. O, Susurluk'ta sim-
gelenen kanlı kirienmeye yönelik bir
itiraz çığlığıydı. REFAHYOL'a karşıt-
lıklasınırlı bireylem filan değildi. Da-
hası önerdiği çözüm de "28 Şubat"
filan değildi.)
Yani Avusturya ömeğinden esin-
lenip bir "ithalat-ihracat" ilişkisin-
den söz edeceksek, "Avrupa'ya 28
Şubat ihraç ettik" böbürienmesini,
söyleyen yazandan başka kimsenin
inanmayacağı saçmalıklan bir yana
koyup, "Acep Avusturya'dan ve
Batı Avrupa'dan demokrasi bilinci,
kültürü, direnci mi ithal etsek" diye
düşünsek yeridir.
Yoksa daha çok 28 Şubat'lar ya-
şanz...
• • •
Not TÜSlAD'a rapor yazdığı için
Bülent Tanör hakkında Istanbul
Üniversitesi'nce soruşturma açıl-
ması rezaletiyle ilgili Tırmık'ta, Ta-
nör'ün yani sıra aralarında YÖK
Başkanı Kemal Gürüz'ün de bu-
lunduğu çok sayıda YÖK yönetici-
sinin, rektör ve rektör yardımcılan-
nın da rapor yazıp telif ücreti aldık-
lanna değinilmişti. YÖK Başkanı
Gürüz, belgeler de eklenmiş bir
açıklama yolladı. TÜSlAD'a yazdığı
raporu üniversiteden izin alarakyaz-
mış ve karşılığında bir telif ücreti al-
mamrş. Düzeltmek boynumuzun
borcu. Ama öteki YÖK yönetici, rek-
tör ve rektör yardımcılanndan (var-
sa) benzeri açıklamalan beklemek
de mesleki bir hak. Biraz daha bek-
leyelim bakalım...