08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2000 PERŞEMBE 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN Halka Söylemişler miydi? Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözlerini hemen hemen her- kes bilir: "Benim naçiz vücudum bir gün toprak olacaktır/ Ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payi- darkalacaktır". Yukandaki deyişle ilgili hemen bir açıklama ya- palım. Buradaki "ilelebetpayidarkalma", yani son- suza kadar sürme düşüncesini, ulusal devletleri ile sınııiı tutmak gerekir. Zaten Atatürk'ün ulus düşüncesine esin kayna- ğı olan Ernest Renan da, kendi öznel ulus görü- şünü açıkladığı 11 Mart 1882 tarihli Sorbonne ko- nuşmasında bu gerçeğin aJtını çizmiş, ulus devlet olgusunun da bir gün açıklanabileceğini belirtmiş- ti. Şimdi Mustafa Kemal'in bir çocuğun bile anla- yabileceği kadar açık olan anlamına gelelim: Tür- kiye Cumhuriyeti ne kadar üstün vasıflara sahip olursa olsun, yalnızca bir kişinin iktidan, yaşamı ve varlığı ile kaim değildir. 0, önderi gittikten sonra da kendisini yaşatacak güce ve kurumlaşma olgun- luğuna erişmiştir. Mustafa Kemal'in vücudu toprak olduktan 62 yıl sonra ise Türkiye, Cumhuriyet rejiminin istikrannı, bir kişinin Çankaya'daki süresini beş yıl daha uzat- makta anyor. ••• Aslında Ankara'da çok yönlü hınzırca bir oyun bynanıyor. Süleyman Demirel'in süresinin uzatılıp uzatıl- mayacağı, tekrar Çankaya'yaseçilip seçilmeyece- ği kesin değil gibi görünüyor. Aldanmayınız! Süleyman Bey'in elindeki kozlar çoğunun sandığından daha fazla. Anayasa degi- şikliği yapılmadığı takdirde, kıyak emekliliğin ke- sinlikle geri çevrileceği son açıklanan karar gerek- çesiyle bir kez daha belli olduğu Anayasa Mahke- mesi'ne bir kez daha gönderilmesinden tutun da, milietvekiii maaşlanna yasamanın getirebileceği yükselişin sınırlannı koyan 86. maddenin değişik- liğinin, bir paket halinde parlamentoya sunulma- sına kadar ne oyunlar var oyunun içinde. Halkın gözünün önünde oynanan bu "seç beni göreyim senü", "kayırbenikollayayım seni!"oyun- lan eleştirildiğinde, liderlerimiz ve artlanndan bü- yük çoğunluğuyla parlamenterlerimiz, hep aynı can simidine sanlıyorlar: "Biz milli iradenin temsilcileriyiz. Milliiradenin te- cellisiyiz, verdiğimiz bu karariar, halk adınadır." • • • llk bakışta öyle gibi görünüyorsa bile, hiç de öy- le değil. Seçimlerde liderler ve partiler halktan oy alırken, seçildiklerınde neler yapacaklarını anlatırlar ve ona göre iktidara gelir, muhalefette kalır ya Öa parla- mentoya hiç giremezler. Şimdf sormak gerek: Kendi mallannı, yani parti- lerini seçimlerde pazariayan liderler, seçmenlere bugün yapacaklannı anlatmışlar mıydı? Recai Kutan çıkıp da "Ben milietvekiii maaşla- nnın artışı önündeki engeli kaldırtmak için, Demi- rel'in görev süresini uzattıracağım" demiş miydi? Devlet Bahçeli "memura işçiye yüzde 25 zam verirken, milletvekillerinin ücretlerinin önündeki tüm engelleri kaldıracağını" söylemiş miydi? Bülent Ecevit, "Demirel'in süresini uzattıımak için laiklik karşıtlanna yaptınm uygulanmasını en- gelleyeceğini" halka anlatmış mıydı? Ne dersiniz, bu liderler bütün bu yapacaklannı halka anlatıp, onun onayını aldıktan sonra mı bu girişimlerde bulunuyorlar ki, milli iradeyi yansıttık- lannı söylüyorlar? Yoksa sizler, "Yahu biz bunlara bunun için oy vermedik, bize ne söylediler, şimdi ne yapıyor- lar?" diye haykınrken, satıcı tarafından kazıklan- mış müşteri gibi mi hissediyorsunuz kendinizi? Oranızı buranızı bir yoklayın, bakalım neler his- sediyorsunuz? Süleyman Demirel Hatemi'yi kutladı ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Tüıkiye, Iran se- çimlennde reformculann kazandıgı başannın iki ülke ilişkilerine ivme kazandır- masını ümit ettiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL Iran Cumhurbaşka- nı Muhammed Hatemi'ye mesaj göndererek seçimle- rin ilk turundakı başansın- dan dolayı kutladı. Başbakan Büknt Ecevit ve Dışişleri Bakanı İsmail Cem de îran- lı meslektaşlanna birer kut- lama mesajı gönderdiler. Dışişleri Bakanhğı Sözcü Yardımcısı Sermet Atacank haftalık basın toplantısında gazetecilerin Iran'daki se- çimlerin sonuçlanna ilişkin sorulan üzerine, "Buseçim- krin Iran tstam Cumhuriye- ti Cumhurbaşkanı Saym Ha- temTnin görevegetmesmden bu yana geüşroe gösteren Tûrk-tran iMşkilerinin daha ileriye götürülmesinc katkı- da buhıoacak bir zemin ya- ratmasmı ümitedhoruz" de- dı. Atacanh, seçimlerin ilk tunınun yüksek bir katılım oranıyla gerçekleştiğini ve sükûnet içerisinde sonuçlan- dığını belirterek "Demokra- shi güçlendirme konusunda- ki azmi yansıtan ve bütün dünyada büyükflgitoplayan bu seçimlerin köklü bir dev- letgekneğine sahip olan dost tran halkma hayırlı olmasını temenni edSyoruz" diye ko- nuştu. Tıınaya yarın aıııbyor tstanbul Haber Servisi -Türk toplumunun aydınlanma ev- resinde önemli bir yere sahip olan Tank Zafer Tunaya, IÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Mezunlan Derneği, İşletme ve Maliye kulüplerinin ortaklaşa düzenlediği birprogramla anı- lıyor. ÎÜ SBF Tank Zafer Tunaya Amfisi'nde yann saat 09.30'da gerçekleştirilecek program, Isa Çefik'in dia sunu- mu eşliğinde Tank Zafer Tunaya'nın tanıtımı ile başla\ acak. Saat 11 00'de "Türkiye'de Çağdaşlaşma ve Demokratikleş- me SorunlarT konusunun ele alındığı panele Prof. Dr. Er- doğan Teziç, Prof. Dr. Zafer Toprak, Prof. Dr. MeteTunçay, Prof. Dr. lzzettin Doğan ve Prof Dr. Aydın Aybaykonuşma- cı olarak katılacak. Tunaya'nın desen çalışmalan ve dia gösteriminin sunul- duğu öğle programında saat 14. OO'te "Avrupa Bnüği Kar- şısmda Türkiye'nin Yapısal ProUemleri konusu ele alınacak. Panele milietvekiii Bülent Akarcah, CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem, mılletvekilı Masum Türker, AbduUah Giil \e Nazif Okumuş konuşmacı olarak katılacak. Diyarbakır «daki Hizbullah operasyonunda 3 mühendis, 1 doktor, 5 öğretmen ve 2 imam yakalandı FP'li îlçe başkamıia da gözalbDtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)-Diyarbakır'da düzenle- nen operasyonlarda, Fazilet Par- tisi (FP) Çermik Ilçe Başkanı Mehmet YûkseL 3 mühendis, 1 doktor ve 5 öğretmen ile 2 imam gözaltma alındı. Dicle Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Sekreteri Ibra- him San'yı kaçırdığı belirlenen Dicle Üniversitesi emekli öğre- tim üyesi Prof. Nihat Aydın'ın oğlu Hızbullahçı Ömer Faruk Aydın yakalandı. Diyarbakır emniyet güçlerince sürdürülen Hizbullah operasyon- lannda, Fazilet Partisi'nin eski Çermik Ilçe Başkanı Mehmet Yüksel, örgüt bağlannsı nedeniy- le gözaltma alındı. Mehmet Yük- sel geçen hafla çarşamba günü oğlunun askerde oluşunu ve aile- vi nedenleri gerekçe göştermiş, bu yüzden Fazilet Partisi ılçe baş- kanlığı göreviaden istifa etmişti. Ancak Yüksel'in istifasının gö- zaltma alınmasından hemen ön- ceye rastlaması dikkat çeken bir nokta olarak değerlendirildi. Yüksel'in Flizbullah'a karşı ger- çekleştirilen operasyonlarda gö- zaltma alınabileceği ihtimali üze- rine, partinin adının ön plana çık- masını istemeyen Fazilet Partisi yetkililerince istifaya zorlandığı ileri sürüldü. Emniyet kaynakla- n, düzenlenen operasyonlarda Bayındırlık ve Köy Hizmetleri Bölge Müdüriukleri'nde görevli 3 mühendis ve 1 doktor, 5 öğret- men ile 2 de imamın gözaltma alındığını belirttiler. Yakalanan sanıklann gözalnn- da verdikleri ifadeler doğnıltu- sunda, önümüzdeki günlerde Hizbullah ile ilgili olarak Diyar- bakır'da önemli gelişmeler ola- cağı kaydedildi. Bu arada Malat- ya'da yakalanan ve örgütün tetik- çilerinden olduğu behrlenen Ab- dukabbar Kırtay, 1992-95 yılla- n arasında Sılvan ılçesınde 8 öl- dürme ve yaralama eylemi ile il- gili olarak Cumhuriyet Savcısı gözetüninde yer göstermelerde bulundu. Kırtay, söz konusu ki- şilere PKK'li olduklan için sal- dırdıklaruıı belirtti. Silvan Em- niyet Müdürlüğü'nce yapılan açıklamada, ilçede 1991 yıhndan bugüne kadar işlenen 270 faili meçhul cinayetten45' ininay dm- latıldığı kaydedildi. San'nın katüi Hizbullah ile bağlantısı oldu- ğu belirlenen Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Sekreteri Ibrahim San'yı kaçıran Hizbullah'ın si- yasi kanadına mensup "Muham- med" kod adlı Ömer Faruk Ay- dın, Diyarbakır Emniyet Müdür- lüğü Terörle Mücadele ve Istih- barat şubelerinin gerçekleştirdi- ği bir operasyon sonucu yakalan- dı. 23 Şubat'ta düzenlenen ope- rasyonla ele geçirilen, ortaokul mezunu olduğu ve serbest mes- lekle uğraştığı bildirilen Aydm, emniyette verdiği ifadede Ibra- him San'yı nasıl kaçu-dığını ay- nntılanyla anlattı. Dicle Üniver- sitesi*nden emekli olan öğretim üyesi Nihat Aydın'ın oğlu olan Omer Faruk Aydm, ifadesinde; San ile aile dostu olduklannı be- lirtti. San'nınkaçınlması tahma- tınm tammadığı bir cemaat men- subu tarafından kendisıne iletil- diğini belirten Aydm şunlan an- lattı: "tbrahim San'run kaçınlması taBmaönı aldıktan sonra otostop yapıyor gibi davranarak Dick Unrvtrsitesi ile Diyarbakır mer- kezini bağla>an köprü üzerinde yanımda tanımadıgım bir cema- at mensubu ile birtikte bekleme- ye başladun. Bir süre sonra tbra- him San arabasrv la geML El işa- reti yapmam üzerine aile dostu- muz olduğu için arabasını dur- durarak bia akü. Buradan Kuru- çeşme'de iki kath bir eve kadar birtikte geldik. Daha sonra eve ta- nımadıgını iki örgüt mensubu gekü. tbrahim San'ya kara çar- şaf giydinp ağzuu da banüadık- tan sonra hasta kadın süsü vere- rekevdençıkardılar. tbrahim Sa- n'yı Hizbuüah'uı ölüm e\i oldu- ğu ortaya çıkan Balıkçılarbaşı semtindeki Savaş Mahallesi Kü- çük Kavas Sokak'ta 11 numarah eve görürdüklerini burada sor- guladıktan sonra da öldürdükle- rini tahmin edjyorum." Dicle Üniversitesi Tıp Fakülte- si Sekreteri Ibrahim San'nın özel otomobili geçen yıl 4 Şubat'ta terk edilmiş halde bulunmuş, ar- dından kendisinden bir daha ha- ber alınamamıştı. Son olarak Di- yarbakır Emniyet Müdürü Gaf- farOkkan, San'nm Hizbullah ile bağlantısı olduğunu ve ele geçi- rilen disketlerde adımn yazılı ol- duğunu açıklamıştı. San'mn ce- sedı, Diyarbakır'da ortaya çıkan- lan ve 13 kişinin cesedininbulun- duğu ölüm evinde bulunmuştu. Hizbullah'uı örgütlenmesine yönelik elde edilen bulgular dog- rultusunda tzmir'de düzenlenen operasyonda. Mehmet Şirin Ek gözaltma alındı Ek'in sorgusunda admı verdi- ği Ganp Akıcı da kısa sürede ya- kalandı. Izmir Emniyet Müdürlü- ğü'nden yapılan açıklamada, gö- zaltma ahnanlardan Mehmet Şi- rin Ek'in sorgulamasında, 1993 yılmda Antalya 'dabulunduğu sı- rada halen tutuklu bulunan amca- sınm oğlu M. Setim Ek'in aracı- hğıyla Hizbullah örgütünü tanı- dığinı, Antalya'daki örgütlenme- sinin içinde yer aldığım anlatüğı bildirildi. Ek'in aynca, 1998'in son ay- lannda örgütün tahmatlan doğ- rultusunda M Emin Ekinci ve 2 arkadası ile bırlikte örgüt tarafin- dan cezalandınlma karan alman Ahmet Yakan'ı Antalya'daki evi- ne götürerek 10 gün sorguladık- tan sonra öldürdüklerini itiraf et- tiği belirtildı. lznur'de yakalanan her iki ör- güt üyesi Antalya Emniyet Mü- dürlüğü'nce de arandıklanndan, sorgulannm yapılması için An- talya'ya gönderildi. icisleri Bakanı Tantan 'Hizbullah cinayet silahlannı fişliyor' • lçişleri Bakanı Tantan, Hizbullah terör örgütünün cinayetlerde kullandığı silahlan üzerine 'kirli' yazarak işaretlediğini söyledi. Tantan, HADEP'li belediye başkanlan konusunda yapılanlann yasal çerçevede olduğunu vurguladı. ÎLHANTAŞÇI ANKARA-Şeriatçı te- rör örgütü Hizbullah'm, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde iş- lediği cinayetlerde kul- landığı silahlan, daha sonraki kullanınunda ön- lem almak için "küü" di- ve işaretlediği belirlendı. lçişleri Bakanı Sadertin Tantan, örgüte yönelik sürdürülen operasyonla- '' nn 581ceııte'yayıklığını >' bildirdr.' •fttntan; MA- " DEP'lf belediye başkan- lan hakkmda yapılan iş- lemlerin tamamen yasal olduğunu kaydettı. Tantan, Diyarbakır Bü- yükşehir Belediye Baş- kanı Feridun ÇeKk, Bin- göl Belediye Başkam Feyzıdhh Karaasian, Si- irt Belediye Başkam Mehmet Semn ÖzaJp'in tutuklandıktan sonra gö- revden almmalan, Diyar- bakır DGM'ce tutuksuz yargılanmak üzere ser- best bırakılmalan üzeri- ne göreve iade edilmele-' rinin tamamen yasalara uygun olduğunu vurgula- dı. Tantan, 1580 Sayılı Belediye Yasası'mn 93. maddesınde belediye başkanlığının boşahnâsı durumunda yapılacak iş- lemlerin belirlendiğini -anımsattı. Buna göre va- li tarafından 10 gün için- de toplanüya çağnlacak mecLsin yapacağı gizli oylamada toplantıya katı- lanlann salt çoğunluğu ile tutuklanma, görevden uzaklaşörma gibi neden- terle geçici olarak boşal- ma halinde başkan vekili seçiliyor. tdarede devamlılığm, kamu hukukunun en te- mel ilkelerinden biri ol- duğuna dikkat çeken Tantan, "Bclediye baş- kanhğı makamını boş bı- rakamayız. Sonunlulu- ğun birisine verflmesi ge- rekiyordu'" dedi. Tantan, tutukluluk hali sona eren belediye başkanlannın göreve iade edildiğini kaydetti. Belediye başkanlannın kamu görevi yaptığına dikkat çeken Tantan, tt Arükorda particflik o»- maz. Çflnkü kamu göre- vini üstlenh'oriar. Biz ka- nun hâknnrvetini hâkün kumaya çahşıvoruz. Yok- sa yoruma, dedikoduya göre hizmet yapmajız" dedi. lçişleri Bakanı tan- tan, şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik ope- rasyonlann 58 kente ya- yıldığmı belirterek. "Es- kiden 'Devlet \nrdu' de- nen küü silahlann hepsi çıkryor. FaiB meçhuDer çı- kıyor" dedi. Tantan, ör- gütün cinayetlerde kul- landığı silahlann üzerine "kirli" diye yazdığmm belirlendiğini bildirdi. FP'li Bahçıvan hafif yaralandı Ş. Urfa belediye başkanına saldın Malatya'da gerçekleştirilen operasyonda yakalanarak Diyarbakır Emniyet Müdürlü- ğü'ne getirflen Hizbullah üyesi Abdülkadir Kırtay'a SDvan ilçesinde tarbikat yapönldL ÖZCANGÜNEŞ ŞAMJURFA-Şanlıur- fa'mn FP'li Belediye Baş- kam Ahmet Bahçıvan. makamında uğradığı sı- lahlı salduıda, sağ ayağın- dan hafıf şekilde yaralan- dı. Güvenlik güçleri. olaydan hemen sonra 1994-1999 döneminde eski RP-FP belediye mec- lisi üyesi ve mılletvekilı aday adayı olduğu belirle- nen Feridun Kaüateş'ı yakaladı. Atatürk Caddesi'ndeki belediye binasına dün sa- at 11. 45'te gelen Feridun Kızılateş, Başkan Ahmet Bahçıvan'la görüşmek üzere ikinctkattaki odası- na girdi. Bir süre sonra sı- lah seslerinİD gelmesı üzerine odaya giren gö- revlilerle içeridekı bazı kişiler tarafından yakala- nan Kızılateş, polise tes- lim edildi. Olay yerinde incelemelerde bulunan Şanlıurfa Emniyet Müdü- rü Orhan Okur, 5 kovan bulunduğumı söyledi. Görgü tamklanndan M. Nuri Mintaşçı ve İs- mail BengL saldırgan Fe- ridun Kızılateş'in silahı- m doğrultarak ateş etme- ye başladığını, amacımn korkutmak olmadığım öne sürdüler. Olaydan sonra Beledi- ye Başkam Ahmet Bahçı- van, Şanlıurfa Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Sağ ayağından hafif şekil- de yaralandığı belirtilen Bahçıvan, ayakta tedavisi yapıldıktan sonra hasta- neden aynldı. Ahmet Bahçıvan, daha önce ne telefonla ne de sözlü bir tehdit atoıadığmı belirte- rek "Görevimin başında- yım" dedi. Bahçıvan, has- taneden döndükten sonra Özel Kalem Müdürlüğü odasmda düzenlediği ba- sm toplantısmda, saldın- dan önce Kızılateş'in, "Yarduncı olsaydm rvi olurdu" dediğini, çay iç- , ıpeden odadân .çıkj^şik ' içm ayağaJcaDctığıni ab- lattı. Kızılateş'i boynuna sanlıp yolcu ettiğini be- lirten Ahmet Bahçıvan, şöyle devam etti: "Benden aynhnca bir adım attı; geri döndü, 'Sen beni yaktm' diyerek tabancayı çıkardığını gör- düm. Şaka yapıyor san- dnn. Hatta, 'Ne yapıyor- sun, silahla o>Tianmaz' dedim. Bunu sö>1er söyle- mez, bana döndü ve 2-3 el ateş etti. Bu sırada odada bulunan Başkan Yardun- ası Nuri Güneş ve diğer 5-6 misafir. iistüne aüla- rak etkisiz haie getirdL" ÖRGÜT BAZI CİNAYETLERİ 'YANUŞLIKLA' tŞLEDİ Hizbullah ÎHÖ 'cüleride öldürdü MAHMUTORAL DtYARBAKIR-Hizbullah'm faili meçhul cinayetlerin yogunlaştığı yıllarda yanhşhkla Menzilciler yerine Islami Hareket Örgütü üyesi 2 kişiyi öldürdüğü ortaya çıktı. Hizbul- lahçılann gözaltında verdikleri ifadelere gö- re. örgütün lideri Hüseyin VeBoğhı. 1999 yı- lı ıçerisınde bir dönem Konya'da yaşadı. Hizbullah'ın lıden Hüseyin Vehoğlu'nun öldürüldüğü Beykoz operasyonunda örgü- tün üst düzey sıyasi kanat sorumlulanndan EdipGümüş ile bırlikte yakalanan, ardından getiîildiği Diyarbakır'da tutuklanan ve itiraf- çüık dilekçesi veren askeri kanat sorumlusu Cemal Tutar. emniyette verdiği ifadelerde Hizbullah'ın geçmişte bazı kişileri yanlışlık- la öldürdüğünü açıkladı. 1994'te Hizbul- lah'ın Menzıl grubuna bağlı olduklan belir- lenen iki kişi yerine yanlış ıstıhbarat sonucu başka kişilerin öldürüldüğünü anlatan itıraf- çı Cemal Tutar şunlan anlattı: "Örgütün üst düzey sorumlusu Isa Altsoy'danfldkişinin öJ- dürülmesi tahmaünı aldık. Diyarbakır'ın Bağlar beldesi Kavapınar Mahallesi'nde oturmakta olan ve örgütün Menzfl grubu mensubu olduklan belirtilen Abdulhalim Al- tunal ve Ban Tekın'in öldürübnesi istendL Ben de Altsm 'dan aldığun bu tafimab, örgü- tün üyeleri olan Seyfettın Kınay. Abdurrah- man Emsen. Ramazan Elmas ve Mustafa Ipek'e ilettim. 25 Nisan 1994 tarihinde bu iki kişi öldürükhl Ancak daha sonra bu kişile- rin Menzilci olmadıklannı İslami Hareket yanhsı olduklanm öğrendik. Bizim örgüt ola- rak Islami Hareket'e saldumamız söz konu- su değikti. Yanhş istihbarat sonucu bu kişiler öMürüldü." PKK BAgKANLIK KONSEYt'NİN YENt PLANI Toplumsalolayçıkarma karan ANKARA (AA)- Terör örgütü PKK'nin başkanhk konseyinin. Türkiye'yi uluslara- rası alanda zor durumda bırakmak ve gün- deme gelebilmek amacıyla Doğu ve Gü- neydoğu Anadohı bölgeleri ile büyük şehir- lerde toplumsal olaylar çıkarma karan al- dığı bildirildi. Sözde başkanlık konseyinin bu karan, 'Türkiye gündemine ve uluslararası günde- me girmek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile ilgili olarak HADEP yerine kendi ismi- nin gündeme geunesini sağlamak. Avru- pa'nm dgisini arttırmak. kepenk kapatma e>1eminin Baü basınına da yansıyan başa- nsızhğını unutturmak ve örgüte uzak du- ranlan kendisaflarma çekmek' amacım ta- şıyor. Güvenlik güçleri ile halkı karşı kar- şıya getırmek amacıyla özellıkle Istanbul, Adana, Mersin, Diyarbakır, Van ve Siirt'te, katılanlann çoğunluğunu kadm ve çocuk- lann oluşturduğu izinsiz gösteriler düzen- lenmesinin planlandığı da bildirildi. istihbarat birimleri, terör örgütünün, gündeme girmek amaayia her yohı dene- yeceğini. kendi mensuplan arasında dahi PKK'nin izlediği si\ asallaşma poütikasuun güçsüzlükten kaynaklandığı düşüncesinin otuştuğunu' kaydederek şu değerlendirme- yiyaptılar- "*Terör örgütü PKK, si\asallaş- ma amacından kısa sürede sonuç alamadı- ğı takdirde bölünme sürecini engelle>enıe- yeceğini çok iyi bilmektedir. PKK. siyasal- bsmayı, var olabihnesinin bir gereği olarak görmektedir. Bu nedenk de kanh bir süre- ci lehine gördüğü takdirde bundan çekin- mevecekm-." . -,-_-. ,- 1-TıIRMIKI AYDIN ENGİN aengina doruk.net.tr. Dilim kopsun, mizah merakım bat- sın... Avusturya'nın yakışıklı Nazisinin, Jörg Haider'in istifasını internet'ten, yani bizim medyanın alt yazılaria fi- lan duyurmasından -az da olsa- ön- ce öğrendim ve keyifli haberi yakın çevremdekilere yetiştirirken aklım sı- ra bir de şaka yaptım. Bugünlerde 28 Şubat'ın üçüncü yıldönümünü "kutluyoruz" ya, tuttum, "Istermisi- niz" dedim, "ister misiniz, Avustur- ya'da da 28 Şubat süreci başladı ve işledi. Jörg Haider pılısını pırtısını toplayıpçekildi. YaniAvrupa'nıngö- beğine, daha Avnıpa Birtiği'ne gir- meden ideoloji ihraç ettik. Batı Av- rupa'yı bir karabasandan kurtardık desinler"... Dediler. Yakın çevremin "Yok artık deve" diye dalga geçtiği sözlerimi, nere- deyse sözcüğü sözcüğüne gazete- lerde okudum. Birara, bizim eve din- leme aygrtı filan mı yerleştirdi bunlar diye kuşkuya bile düştüm. Hani ak- lımı bu olasılığa yatırsam, telefon edip "Yahu arkadaşlar saçmalama- îhraç Edeceğimize îthal Etsek yın; ben şaka yaptım" filan diyece- ğim... Ama adamlar ciddi. Haider adlı Ti- rol Nazisini istifaya zorlayan güçle, Erbakan mollasını ve Çiller kızımı- zı iktidardan apartoparyollayan güç arasında özdeşlik buluyorlar, ardın- dan da ciddi ciddi şişiniyoriar: Küresel 28 Şubat, diyoriar; 28 Şu- bat küreselleşmiştir, buyuruyoriar. Yani herkesi kör, âlemi sersem sa- nıyorlar! ••• Daha ayağımın tozuylayım. BaşkentViyana'da 300 bin kişinin caddelerde seller gibi akıp, "Nie wi- eder Nazismus" (Nazizm: Bir daha asla!) diye kükrediği o unutulmaz de- mokratik çıkışın görüntüleri henüz gözümün önünde. Frankfurt'ta binlerce kişi, Hitler'in Avusturya'yı ilhak ederken kullandı- ğı "Anschluss" terimini anımsatıp, "Bugün Avusturya, yann Almanya, sonra bütün Avrupa? Asla" diye haykırırken aralarında yürümenin onurunu taşıyorum. Avrupa'nın bütün başkentlerinde ve kentlerinde ve hatta kasabalann- da, Avusturya'da boy gösteren fa- şisttırmanışa karşı yükselen dev bo- yutlu demokratik tepki ve bu tepki- nin inatçılığı, sürekliliği, bıkmak, dur- mak bilmeyişi, "Avrupa 'ya 28 Şubat ihraç ettik" şişinmesine değil, olsa olsa, "Ah, böylesine köklü ve kitle- sel demokratikbilince ne kadar ge- reksinimimiz var" özlemine ebelik edebilir. Popülizme (=halk dalkavukluğu) kapılmaksızın altını çizelim: REFAHYOL iktidan, bir yandan rüşveti, hırsızlığı, denetimsizve dev- let kaynaklı birşiddeti ("Bin operas- yon yaptık" sözü o hükümetin Ada- let ve lçişleri Bakanı'na aittir) alabil- diğine tırmandınr, öte yandan kök- tendinci örgütlenmenin önündeki bütün engelleri sistematik olarak or- tadan kaldınrken, bu ülkede demok- rasi güçleri yeri göğü inlettiler mi? Bu uğursuz gidişin elebaşılanna dünya- yı dar etmeyi becerdiler mi? Yani Avusturya seçmenlerinin yüzde 27'lik Haider yandaşlan dı- şında kalan demokratlarının, Batı Avrupa'nın her köşesinde kolları sı- vayan anti-faşistlerin, yani büyük çoğunluğu ile Batı Avrupa halklan- nın başardığını, Türkiye halkı başa- rabildi mi? (Sakın kimse kalkıp "Sürekli Ay- dınlık İçin Bir Dakika Karanlık" ey- lemlerinin ulaştığı kitlesel boyutu anımsatmasın. O, Susurluk'ta sim- gelenen kanlı kirienmeye yönelik bir itiraz çığlığıydı. REFAHYOL'a karşıt- lıklasınırlı bireylem filan değildi. Da- hası önerdiği çözüm de "28 Şubat" filan değildi.) Yani Avusturya ömeğinden esin- lenip bir "ithalat-ihracat" ilişkisin- den söz edeceksek, "Avrupa'ya 28 Şubat ihraç ettik" böbürienmesini, söyleyen yazandan başka kimsenin inanmayacağı saçmalıklan bir yana koyup, "Acep Avusturya'dan ve Batı Avrupa'dan demokrasi bilinci, kültürü, direnci mi ithal etsek" diye düşünsek yeridir. Yoksa daha çok 28 Şubat'lar ya- şanz... • • • Not TÜSlAD'a rapor yazdığı için Bülent Tanör hakkında Istanbul Üniversitesi'nce soruşturma açıl- ması rezaletiyle ilgili Tırmık'ta, Ta- nör'ün yani sıra aralarında YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün de bu- lunduğu çok sayıda YÖK yönetici- sinin, rektör ve rektör yardımcılan- nın da rapor yazıp telif ücreti aldık- lanna değinilmişti. YÖK Başkanı Gürüz, belgeler de eklenmiş bir açıklama yolladı. TÜSlAD'a yazdığı raporu üniversiteden izin alarakyaz- mış ve karşılığında bir telif ücreti al- mamrş. Düzeltmek boynumuzun borcu. Ama öteki YÖK yönetici, rek- tör ve rektör yardımcılanndan (var- sa) benzeri açıklamalan beklemek de mesleki bir hak. Biraz daha bek- leyelim bakalım...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle