Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2000 PERŞEMBE
12 EKONOMt /ekonomi@cumhuriyetcom.tr
Atatürk'ün ısrarlı tutumu ile Türk tarımı 1980yılına kadar sürekligelişmegösterdi
Tanriıvurguna dayanamadıInsanlığın devamı, tanmın
variığına ve gelişmesine bağlıdır.
Bu nedenle dünyadaki bütün
ülkeler tanmın önemini kabul
etmişlerdır. Insanlar, hangi
milletten olursa olsun, tanm
ürünlerini kutsa/ kabul eder.
Özellikle, Türkiye'de bir kınntı
ekmeğin yere düşmesi veya
sofrada artık bırakılması günah
sayılır. Gene, dünyanın diğer
f
ülkelerinde çiftçiye özel bir sevgi
Ve saygı vardır. Batılı ülkelerin
hepsinde en büyük destek tanm
sektörüne yapılır. Batılı ülkelerin
hiçbirinde çiftçi horlanmaz,
kapılardan kovulmaz. Hele çiftçinin
hakkına kimse göz dikemez. Dikse
de başarılı olamaz. Zira, yasalan
çiftçinin özel sektör tarafından
soyulmasını engelleyecek ; ,
hükümlerle donatılmıştır. O ' *
ülkelerde devlet, çiftçinin
örgütlenerek güçlenmesine
yardımcı olmuştur. Yasalarla çiftçiyi
ve yetiştirdiği ürünleri güvence
altına almıştır. Her üriin için ayn
kooperatifler ve özel bankalar
vardır. Hepsi birer imparatortuk
gibıdir. Bankalar yüzde 3 veya 5
faizli krediler verir. Kooperatifler
çiftçinin ürünlerini evlerine kadar
gelerek toplar, iç ve dış piyasalarda
en yüksek fiyatlaria satar.
Avrupalı ve Amerikalı
çiftçiler için dünya
cennetten farksızdır. Daha
da önemlisi, Batılı
ülkelerde yaşayan
insanlann tümü tanma
verilen desteğin
kendilerine de
yansıyacağını çok ryi bilir.
Cumhurlyetten önce
tanmın durumu
KATİIİ
Atatürfc, Batılı ülkelerde
tanm kesimine gösterilen
bu saygı ve sevgiyi Türkiye'de de
kökleştirmek için "Köylü milletin
efendisidir" demek gereğini
duymuştur. Yankılanarak
zamanımıza kadar gelen bu sözler
aslında Türk hükümetlerine ve
bürokrasisine bir emirdi.
Atatürk, sadece bu sözleri
söylemekle kaJmadı. Çiftçiyi
korumak ve geliştirmek için gerekli
olan kooperatifçilik hareketini daha
Türkiye Büyük Millet Meclısi'nin
kurulduğu 1920 yılında başlattı.
Atatürk'ün kararlı ve ısrarlı tutumu
ile Türk tanmı 1980 yılına kadar
sürekli gelişme gösterdi. Üretim
arttı. Hayvan sayımız 15 milyondan
87 milyona yükseldi. BaJık
üretimimiz bile zamanla bir milyon
Sadullah USUMİ
tona yaklaştı.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda
Türk tarımı acınacak haldeydi. En
önemlisi nüfusumuzun yüzde
90'ına yakını kırsal alanda yaşıyor
ve geçimini topraktan saglamaya
çalışıyordu.
Tanmda en ileri teknolojimiz
"karasaban"dan ibaretti.
Anadolu'nun birçok bölgesinde
tarlalar cılız ve bakımsız sığırtarla
sürülüyordu. Hatta, eşek
kullananlar bile vardı.
Buğday, arpa ve yulaf gibi en
önemli ürünlerden ancak, bire üç
veya dört verim alınabiliyordu. Bire
beş alanlar parmakla gösterilecek
kadar azdı.
Köy ve kasabalanmızda yaşayan
insanlanmızın cebinde para
bulmak mümkün değildi.
Çünkü, tanm ürünleri için
bir pazar oluşmamıştı..
Çiftçilerin kaderi
kasabalarda üç veya beş
zahire tüccannın elindeydi.
Onlar da ya çok düşük fiyat
verirler veya veresiye
alırlardı. iç ve dış
piyasalardan hiç kimsenin
haberi yoktu. Kasaba
zahirecilen aralannda
ortaklaşa bir fiyat tespit
ettikten sonra alımlara
başlanırdı.
Atatürk tanma el atıyor
Tanm ürünlerinin çeşitleri bugünkü
kadar çok değildi. örneğin, çay,
ayçiçeği gibi ürünler yoktu.
Zeytinyağı da yetersizdi. Çay ekimi
1924 yılından sonra Batum'dan
getirilen tohumlarla başladı. 1940
yılında çıkanlan bir yasa ile çay
üretimi desteklendi ve güvence
altına alındı. llk çay işleme fabrikası
1947 yılında Rize'de kuruldu.
llk ayçiçeği tohumu ise, 1924
yılından sonra Bulgaristan
göçmenleri tarafından getirildi.
Buna rağmen Türk halkı ayçiçeği
yağını 1940 yılında yiyebildi.
r .1..» ..'
'Köylü
milletin
efendisidir' -
Yankılanarak
zamanımıza kadar gelen
bu sözler aslında Türk
hükümetlerine ve
bürokrasisine bir emirdi.
Atatürk, sadece bu
sözleri söylemekle
kalmadı. Çiftçiyi
korumak ve geliştirmek
için gerekli olan
kooperatifçilik
hareketini daha 19209
^ ' v-yrhnda başlattı.
Atatürk'ün kararlı ve
ısrarlı tutumu ile Türk
tarımı 1980 yılına kadar
sürekli gelişme gösterdi.
Kooperatifleşme teşvik ediliyordu
Atatürk'ün tanm kesimini örgütlemek için gösterdiği çabalar,
ileride çıkarlannın bozulacağını düşünen çevreler tarafından
eleştiriliyor ve engellenmek isteniyordu. Atatürk
kooperatifleşmeyi teşvik ederken neyi amaçladığını şu
sözlerle açık seçik ortaya koydu: "Muhakkak surette
birteşmekte yarar vardır. Kooperatifyapmak maddi ve
manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir.
Müstahsillerin birieşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar
olacağını düşünenler tabii şikâyet edeceklerdir..."
Zeytinyağını üç veya beş bin
zenginden başka hiç kimse
tanımıyordu. Zira, 1929 yılına kadar
Yalova'da 4 bin civarında yaşlı
zeytin ağacı vardı. Onlar da
bakımsız ve verimsizdi.
1929 yılında Atatürk, Yalova'yı
ziyareti sırasında kurumuş ve
bakımsız zeytin ağaçlarını görünce
ilgilendi. Yetkililere "Zeytinciliğin
ıslah edilmesi" için emir verdi.
Atatürk'ün ağzından çıkan bu
kesin emir, zeytinciliğin kısa süre
içinde gelişmesini ve
yaygınlaşmasını sağladı.
Yalova'daki 4 bin ağaç önce
budandı ve bakıma alındı. Hemen
ardından Italya'dan Petrini adında
bir zeytincilik uzmanı getirildi. 1980
yılına geldiğimizde verimli ve
bakımlı 90 milyona yakın zeytin
ağacımız oldu.
Atatürk, 1920 yılında Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ni kurduktan
sonra, hiç vakit kaybetmeden
ekonomiye el attı. llk iş olarak
kooperatifçiliği gündeme getirdi.
Daha sonra da hayatının her
safhasında kooperatifçiliği
önermeye ve savunmaya devam
etti. 1920 yılında Meclis'e sunulan
kooperatifçilik yasa tasarısında
Atatürk'ün imzası vardı. 19 Mart
1923te "Matbuat Istihbarat"
müdüriyetince yayımlanan dergide
o dönemin tanm politikasını şöyle
çiziyordu: "Kooperatiflerin
memleketimizde de teşekkülleri,
başlı başına 'zaferi iktisadi' teşkil
edecektir. Vatanını seven her Türk
köy ve kasaba muallimi köylerimizi
iktisaden ve içtimaen yükseltecek
bu müessesatın memleketimizde
yayılması hususuna son derece
gayret etmeyi vicdani ve kutsal bir
görev telakki etmelidir..."
örgütleme çabaları
Atatürk'ün tanm kesimini
örgütlemek için gösterdiği çabalar,
ileride çıkarlannın bozulacağını
düşünen çevreler tarafından
eleştiriliyor ve engellenmek
isteniyordu. Bunun üzerine Atatürk
kooperatifleşmeyi teşvik ederken
rçeyı amaçla4tQını 1 Şybat 1931
yılında Izmir Ticaret Odası'nda
yaptığı bir konuşma ile açık seçik
ortaya koydu: "Kanaatim odur ki,
muhakkak surette birleşmekte
yarar vardır. Kooperatif yapmak
maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ
ve maharetleri birleştirmektir.
Yoksa, birzayıfile bir kuvvetlinin
birieşmesinden bahsetmiyorum.
Birieşmenin böylesi, zayıf olanın
kuvvetliye esir olması demektir.
Ege iktisat mıntıkasındaki bütün
insanlann hasılalannı ve
gayretlerini biheştirmek muhakkak
feyizli neticeler verecektir.
Müstahsillerin birieşmesinden
şahsi menfaatlerinin haleldar
olacağını düşünenler tabii şikâyet
edeceklerdir..."
1935 yılında hem "tanm satış
kooperatifleri" hem de "tanm
kredi kooperatrfleri" yasalan
Atatürk'ün ısteğı üzenne çıkanlmış
ve derhal uygulamaya geçilmiştir.
Gene Atatürk'ün önerisi üzerine
1935 yılında yapılan CHP
kurultayında alınan karariar aynen
şöyledir "Partimiz kooperatifçiliği
ana prensiplerinden sayar. Kredi
kooperatifleri ile toprak ürünlerinin
hakiki değerinden üretenleri
faydalandıracak olan tanm satış
kooperatiflerinin kurulmasına ve
çoğaltılmasına önem
vermekteyiz. Türkiye Tanm
Bankası, tanm kooperatiflerinin
anabankasıdır..."
SÜRECEK
MERKEZ BANKASI KURLARI 15 MART 2000
CİNSİ
DÖVİZ
ALIS SATIS
1 ABD Dolan
1 Avustraiya Dolan
1 panımarKa Kronu
1 Fngılız Sterfını
1 svıçre Frangı
1 Isveç Kronu
1 Japon Yenı
1 Kanada Dolan
1 KuveytDınan 1
1 Norveç Kronu
1 Sud Arb Rıyalı
1 Euro
1 Alman Markı
1 Belçıka Frangı
1 LüksemburgTrangı
1 Ispanyol Pezetası
1 pransız Frangı
1 Irianda ürası
lOOTtalyanüretı
1 Hollanda Fionnı
1 Avusturya Şılını
1 Portekız Eskudosu
1 Fın Markkası
1 Bulaar Levası
1IrarTRıyalı
1 Rumen Leyı
1 Surıye ürası
İ Urdun Dınan
1 Yenı Israıl Şekeli
1 Yunan Oranmısı
ÇAPRAZ KURUR
1 ABD Doları 1En 0.9633 AN) Dolan
1.6255 Anştralva Bolan
7.7275 DaBimanca Krosu
1.6715 ISYİçre Frangı
3 7180 IneçKranıı
104.84 Japon Yeni
14615 Katıada Dolan
84225 MofyeçKrenıı
3.7502 S. Arabistan Rryali
ilng.S. 1.5705 ABD Dolan
IKmmtD: 32638ABDDetan
1ÎDR: 13454 ABD Dolan
1SDR: 783 272 TL.
Euro dönüjüm oranları
1.95583 Alman Markı
40.3399 BetçtaFraııoı
40.3399 [i
166.386 b
6.55957
0.787564
1936.27
2.20371
13.7603
200.482
5.94573
üteoıbfrjrrMgı
«anyolPıatsı
g
rlaMİaLirası
tatnıLireti
HoltoPda
A ŞilN
rAüıin.
tJuKI0$U
FnMattn
İMKB REPO
PİYASASI
Bnsynt 2.929 ttftnıU
hjrtat* 4296
5 guniûfcfgpg jS 13
7gûniJkr8(io400C
Tüketimi teşvik amacıyla reklam filmi bile hazırlanmıştı
Fmdıkta çelişkili açıklamalar
ALTIN
24Ayaratr
ûrtuıyet
%?
Hrt
5.415000
36000000
37000.00D
3&000GOO
4682J00
5450000
37MO.00C
ssxm
37500ÜOO
5450000
SERBEST DÖVİZ
cdâ
JtartaıM»
AhaıMaid
FranscFranta
HdandaFbn
kgfcSle*»
AvustıyaŞin
itobftfi
J*cnYerı
579200
286200
346000
850»
253000
30G000
«560
28800
153500
540C
SATIŞ
580250
287000
343000
855»
255000
912000
40750
29030
155500
5500
TRABZON (AA) - Tü-
ketimini teşvik amacıyla
Dış Ticaret Müsteşarlı-
ğı'nın öncülüğunde reklam
filmi bile hazırlanan findık
fazlasının miktan hakkın-
da Fiskobirlik ve tüccarlar-
dan çelişkili açıklamalar
geliyor. Üreticinin elinde
1999 ürünü fındıktan çok
az miktarda kaldığı bildiri-
lirken, bu miktar Fiskobir-
lik'e göre 5-10 bin, tûcca-
ra göre ise 20 bin ton dola-
ytnda bulunuyor.
Fiskobirlik Yönetim Ku-
rulu Başkanı Hüseyin Du-
rusu, 1999 findık rekoltesi-
nin, daha önce belirtildiği
gibi 500 bin ton civannda
olmadığının anlaşıldığını
söyleyerek üreticinin elin-
de 5-10 bin ton dolayında
ürün bulunduğunu bildirdi.
Trabzon Ticaret Borsası
Meclis Başkanı Mehmet
Cirav ise rekoltenin 500
bin tonun üzerinde olduğu-
nu ileri siirerek "Ihraç edi-
• Üreticinin elinde 1999 ürünü findıktan çok
az miktarda kaldığı bildirilirken bu miktar
Fiskobirlik'e göre 5-10 bin, tüccara göre ise
20 bin ton dolayında bulunuyor.
len fle Fiskobirlik'in efinde- di. Fiskobirlik'in mart ayı
ki ürün 442 bin ton. İç pi-
yasada tüketilcn de 30 bin
ton dolayındadır. Tüccann
da elimfc ürün var. Üretici-
de hâiâ 20 bin ton dola-
yında ürün bulun-
dugunu tabmin
ediyonız" dedi.
Fiskobirlik
Yönetim Kurulu
Başkanı Durusu,
Fiskobirlik'in pıyasaya
fiyatı düşürmeden girebi-
leceğini de söyleyerek, bu-
nun için zamanın erken ol-
duğunu belırtti.
Durusu, Fiskobirlik'in
geçen yılın ürününden
yurtdışma 300 bin ton ka-
bukluya tekabül eden yak-
laşık 150 bin ton ıç findık
ihraç ettıginı de dile getir-
sonuna kadar uzattığı
kampanyada şimdiye ka-
dar 142 bin ton kabuklu
findık satın aldığını söyle-
yen Durusu, ihraç
edilenlerle bir-
likte Fiskobir-
lik'in elinde
toplam 442
bin ton kabuk-
lu findık oldu-
gunu ifade etti.
Diğer taraftan, Trabzon
Ticaret Odası Başkanı Ci-
rav, üretici ve tüccann
elinde ürün kalmadan Fis-
kobirlik'in dış piyasaya
yönelmemesi gerektiğıni
belirterek 2000 yılı ürünü
için fındıkla ilgili bütün
kesimlerin bir araya gele-
rek sağlıklı bir politika iz-
lenmesı amacıyla ortak ça-
lışma yapmasını istedi.
Tutfinde avans
Tekel'in, Samsun ve yö-
resindeki tütün üreticileri-
ne bayram öncesi toplam 7
trilyon liralık avans dağıt-
tığı bildirildi.
Samsun Ziraat Odası
Başkanı Hıdır Mınk, tütün
üretıcisinin 2000 yılı ürü-
nü tohumlarını ekmeye
başladığını belirterek ni-
san aymda fide haline ge-
lecek ürünün dikimine
başlanacağını kaydetti.
Mınk, tütün üretıcisinin
1999 yılında zarar ettiğini
belirterek, "Bcreketli bir
sezon geçirmemize rağmen
verilen fiyat bizieri tarmin
etmedi. Birçok üretici mas-
rafını dahi karşılavamadı.
Böyie giderse tütün üreten-
lerin sayısı gittikçe azala-
cak. Devletimiz tütün üreti-
cisini destekJeroeüdir" dedi.
EKONOMfyE BAKIŞ
TANER BERKSOY
Yazanmız yıllık izninin bir bölümünü kullandı-
ğından dolayı yazılanna bir süre ara vermiştir.
Yanlıs politikaların sonucu
Et ve sütte
üretim açığı
korkutuyor
• Hayvan sayısı ve verimin
değişmemesi durumunda 5 yıl
sonra kırmızı ette
510.1 ton, sütte de 3.5 milyon
ton üretim açığı oluşacak.
ANKARA (AA) - Tür-
kiye uzun yıllardır uygu-
lanan yanlış tanm politi-
kalanyla kendine yetmez
duruma getiriürken, 5 yıl
sonra et ve sütte cıddi oran-
larda üretim açığının orta-
ya çıkacağı bildirildi. Süt-
te 522 bin ton olan üretim
açığının 3 milyon 527.6 bin
tona, ette de 228.9bin olan
açığın 510.1 bin tona ula-
şacağı belirtıldı.
Türkiye Damızlık Sığır
Yetiştiricileri Merkez Bir-
liğı (TDSYMB) Uzmanı
Ziraat Yüksek Mühendisi
Dr. Onur Şahin tarafından
hazırlanan çalışmada, Tür-
kiye'nin 2000-2005
dönemi et ve süt üre-
timprojeksiyonu \e
alternatifler değerlen-
dirildi.
'Verim artfanlmalT
Araştınnada, Türkiye'de
et ve süt açıklannın kapa-
tüabibnesi için hem hay-
van sayısının arttınlması,
hem de genetik yapılannın
iyileştirilerek verimin art-
tınhnası öngörülüyor.
Hayvan sayısımn arttı-
nlması ve genetik yapının
iyileştirilmesi sonucu veri-
min yükseltilmesı duru-
munda, 2002 yılında sütte,
2007 yılında da ette üre-
tim fazlası verebileceği sa-
vunuluyor.
Hayvan sayısı aynı kal-
sa bile, et ve süt üretimi, kül-
tür ve kültür melezi ırklar-
daki hayvan sayılanndaki
artışa bağlı olarak artacak.
Araştırmada, ülke nüfu-
sunun yılhk ortalama yüz-
de 1.5 arttığı, kişi başına
yıllık süt talebinin 1999'da
150 kg'dan 2005 'te 205
kg'a, et talebinin de 17.3
kg'dan 20.4 kg'a çıkacağı
kaydedildi. Üretilen sütün
de yüzde 88 'inin tüketime
sunulduğu kabul edildi.
Değerlendirmede, 1999
yılında, lOmiryon 712bin
308 baş sığır, 29 milyon
435 bin baş koyun, 8 mil-
yon 400 bin baş keçi ve
230 binmandaolduğu,bun-
lann toplam sayısının de-
ğişmediği öngörüldü.
Talepartti
Buna göre, 1999'da 490
bin 943 bin tonu sığırdan,
409 bin 146 tonu koyun,
keçi ve mandadan olmak
üzere toplam 900 bin 89
düzeyinde gerçekleşen kır-
mızı et üretimi, 2005'te an-
cak 945 bin 594 tona ula-
şacak.
Aynı dönemde kişi başı-
na yıllık kırmızı et talebi-
nin 17.3 kg'dan 20.4 kg'a
çıkacağı öngörülürken üre-
tim açığı 228 bin 928 ton-
dan 510 bin 136 tona yük-
selecek.
Dr. Onur Şahin'in araş-
tırmasına göre toplam 10
milyon 712 bin 308 olan
sığır sayısı ve diğer hay-
vanlann sayısı değjşrnese de
süt üretimi 9 milyon 316 bin
tondan 14 milyon 35.2 bin
tona çıkacak.
Verimin, kültür ırklann-
da yüzde 8, kültür melezi
ırklarda yüzde 4 ve yerli
ırklarda yüzde 1 artmasın-
dan kaynaklanan üretim ar-
tışı nedenıyle 2005 yılında
daha önce 3.5 milyon ton
olarak öngörülen üretim
açığı, 892 bin 632 tona ge-
rileyecek.
Dr. Onur Şahin'in, hay-
van sayısı ve hayvan başı-
na ortalama et ve süt veri-
minin arttınlması alterna-
tifleri üzerinde de yaptığı
değerlendırmeler sonucun-
da, genetik ıslahlanriiüö
dürülerek her yıl sığır sa-
yısının yüzde 5 arttınlma-
sı durumunda, sütte üretim
açığının 2002 yılından ıti-
baren kapanacağı ortaya
çıktı.
Bu altematifegöre, 2002
yılında sığır sayısının 11
milyon 238.2 bine ula$ünl-
ması halınde, toplam süt
tüketimi 12 milyon 162 bin
555 tonaulaşacak. 2002'de
kişi başına talep 174 kg.
kabul edılirken, Türkrye'nın
süt üretimi, 191 bin 917
ton fazla verecek. Aynı se-
naryoda süt üretimi fazla-
sının 2005 yılında 1 milyon
549 bin tona ulaşacağı he-
saplandı.
Senaryolar
Aynı senaryoya göre,
hayvan sayısı mümkün ol-
duğu kadar arttınlsa, ge-
netik lyileştirmeleryapılsa
da Türkiye'nin et üretimi
açığının ancak 2007 yılın-
da kapanacağı öngörüldü.
Bu senaryo uyannca, 2007
yılında 13 milyon 949 bin
596 baş sığır ve 37 milyon
287 bin baş koyun, 8 mil-
yon 400 bin baş keçi ve
197 bin baş manda sahibi
olursa ve genetik iyileştir-
meleryapılmışsa. toplam 1
milyon 617 bin 711 ton kır-
mızı et üretilebilecek.
Yurtdışma ihraç ediliyor
Bayat ekmekler
galeta unu olduİZMİR(AA)-Ekmek
israfina son vermek
amacıyla Izmir'de
baslatılan yeni bir
uygulamayla, bayat
ekmeklerden galeta unu
üretilerek yurtdışma
ihraç edildiği bildinldi.
Türkiye Ekmek
Sanayicileri
tşverenleri Sendikası
(TESlS) Genel Başkanı
Mehmet AIi Yolgörmez.
3 firmanın başlattığı
uygulamayla fırınlardaki
bayat ekmeklerin
toplanarak
kurutulduğunu, daha
sonra da galeta unu
haline getirildiğinı
söyledi. Yolgörmez,
üretilen galeta ununu
ihraç ettiklerini
belirterek "Bayat
ekmekler galeta unu
haline getirilerek 1 granu
bile israfedilmemiş
oluyor. Bu yoOa 1 kilo
kuru ekmekten 750
gram galeta unu
üretilryor. Aynca, milh'
ekonomiye de büyük
ölçüde fayda sağbuııyor"
dedi. Yolgörmez, ekmek
fıyatlannın artmasıyla
birlikte kamu kuruluşlan
ve hastanelerin bayat
ekmekleri köfte harcı
olarak
değerlendirdiklerini
belirterek bu
kuruluşlardaki israfın da
büyük ölçüde azaldığını
kaydetti.
Fınnlann dar gelırli
yurttaşlara bayat
ekmekleri 50 bin liradan
sattıklannı kaydeden
Yolgörmez, kuru
ekmeklerin bir
bölümünün de hayvan
çiftliklerine satılarak
değerlendirildiğini dile
getirdi.