23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2000 PERŞEMBE 12 EKONOMt /ekonomi@cumhuriyetcom.tr Atatürk'ün ısrarlı tutumu ile Türk tarımı 1980yılına kadar sürekligelişmegösterdi Tanriıvurguna dayanamadıInsanlığın devamı, tanmın variığına ve gelişmesine bağlıdır. Bu nedenle dünyadaki bütün ülkeler tanmın önemini kabul etmişlerdır. Insanlar, hangi milletten olursa olsun, tanm ürünlerini kutsa/ kabul eder. Özellikle, Türkiye'de bir kınntı ekmeğin yere düşmesi veya sofrada artık bırakılması günah sayılır. Gene, dünyanın diğer f ülkelerinde çiftçiye özel bir sevgi Ve saygı vardır. Batılı ülkelerin hepsinde en büyük destek tanm sektörüne yapılır. Batılı ülkelerin hiçbirinde çiftçi horlanmaz, kapılardan kovulmaz. Hele çiftçinin hakkına kimse göz dikemez. Dikse de başarılı olamaz. Zira, yasalan çiftçinin özel sektör tarafından soyulmasını engelleyecek ; , hükümlerle donatılmıştır. O ' * ülkelerde devlet, çiftçinin örgütlenerek güçlenmesine yardımcı olmuştur. Yasalarla çiftçiyi ve yetiştirdiği ürünleri güvence altına almıştır. Her üriin için ayn kooperatifler ve özel bankalar vardır. Hepsi birer imparatortuk gibıdir. Bankalar yüzde 3 veya 5 faizli krediler verir. Kooperatifler çiftçinin ürünlerini evlerine kadar gelerek toplar, iç ve dış piyasalarda en yüksek fiyatlaria satar. Avrupalı ve Amerikalı çiftçiler için dünya cennetten farksızdır. Daha da önemlisi, Batılı ülkelerde yaşayan insanlann tümü tanma verilen desteğin kendilerine de yansıyacağını çok ryi bilir. Cumhurlyetten önce tanmın durumu KATİIİ Atatürfc, Batılı ülkelerde tanm kesimine gösterilen bu saygı ve sevgiyi Türkiye'de de kökleştirmek için "Köylü milletin efendisidir" demek gereğini duymuştur. Yankılanarak zamanımıza kadar gelen bu sözler aslında Türk hükümetlerine ve bürokrasisine bir emirdi. Atatürk, sadece bu sözleri söylemekle kaJmadı. Çiftçiyi korumak ve geliştirmek için gerekli olan kooperatifçilik hareketini daha Türkiye Büyük Millet Meclısi'nin kurulduğu 1920 yılında başlattı. Atatürk'ün kararlı ve ısrarlı tutumu ile Türk tanmı 1980 yılına kadar sürekli gelişme gösterdi. Üretim arttı. Hayvan sayımız 15 milyondan 87 milyona yükseldi. BaJık üretimimiz bile zamanla bir milyon Sadullah USUMİ tona yaklaştı. Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda Türk tarımı acınacak haldeydi. En önemlisi nüfusumuzun yüzde 90'ına yakını kırsal alanda yaşıyor ve geçimini topraktan saglamaya çalışıyordu. Tanmda en ileri teknolojimiz "karasaban"dan ibaretti. Anadolu'nun birçok bölgesinde tarlalar cılız ve bakımsız sığırtarla sürülüyordu. Hatta, eşek kullananlar bile vardı. Buğday, arpa ve yulaf gibi en önemli ürünlerden ancak, bire üç veya dört verim alınabiliyordu. Bire beş alanlar parmakla gösterilecek kadar azdı. Köy ve kasabalanmızda yaşayan insanlanmızın cebinde para bulmak mümkün değildi. Çünkü, tanm ürünleri için bir pazar oluşmamıştı.. Çiftçilerin kaderi kasabalarda üç veya beş zahire tüccannın elindeydi. Onlar da ya çok düşük fiyat verirler veya veresiye alırlardı. iç ve dış piyasalardan hiç kimsenin haberi yoktu. Kasaba zahirecilen aralannda ortaklaşa bir fiyat tespit ettikten sonra alımlara başlanırdı. Atatürk tanma el atıyor Tanm ürünlerinin çeşitleri bugünkü kadar çok değildi. örneğin, çay, ayçiçeği gibi ürünler yoktu. Zeytinyağı da yetersizdi. Çay ekimi 1924 yılından sonra Batum'dan getirilen tohumlarla başladı. 1940 yılında çıkanlan bir yasa ile çay üretimi desteklendi ve güvence altına alındı. llk çay işleme fabrikası 1947 yılında Rize'de kuruldu. llk ayçiçeği tohumu ise, 1924 yılından sonra Bulgaristan göçmenleri tarafından getirildi. Buna rağmen Türk halkı ayçiçeği yağını 1940 yılında yiyebildi. r .1..» ..' 'Köylü milletin efendisidir' - Yankılanarak zamanımıza kadar gelen bu sözler aslında Türk hükümetlerine ve bürokrasisine bir emirdi. Atatürk, sadece bu sözleri söylemekle kalmadı. Çiftçiyi korumak ve geliştirmek için gerekli olan kooperatifçilik hareketini daha 19209 ^ ' v-yrhnda başlattı. Atatürk'ün kararlı ve ısrarlı tutumu ile Türk tarımı 1980 yılına kadar sürekli gelişme gösterdi. Kooperatifleşme teşvik ediliyordu Atatürk'ün tanm kesimini örgütlemek için gösterdiği çabalar, ileride çıkarlannın bozulacağını düşünen çevreler tarafından eleştiriliyor ve engellenmek isteniyordu. Atatürk kooperatifleşmeyi teşvik ederken neyi amaçladığını şu sözlerle açık seçik ortaya koydu: "Muhakkak surette birteşmekte yarar vardır. Kooperatifyapmak maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Müstahsillerin birieşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikâyet edeceklerdir..." Zeytinyağını üç veya beş bin zenginden başka hiç kimse tanımıyordu. Zira, 1929 yılına kadar Yalova'da 4 bin civarında yaşlı zeytin ağacı vardı. Onlar da bakımsız ve verimsizdi. 1929 yılında Atatürk, Yalova'yı ziyareti sırasında kurumuş ve bakımsız zeytin ağaçlarını görünce ilgilendi. Yetkililere "Zeytinciliğin ıslah edilmesi" için emir verdi. Atatürk'ün ağzından çıkan bu kesin emir, zeytinciliğin kısa süre içinde gelişmesini ve yaygınlaşmasını sağladı. Yalova'daki 4 bin ağaç önce budandı ve bakıma alındı. Hemen ardından Italya'dan Petrini adında bir zeytincilik uzmanı getirildi. 1980 yılına geldiğimizde verimli ve bakımlı 90 milyona yakın zeytin ağacımız oldu. Atatürk, 1920 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni kurduktan sonra, hiç vakit kaybetmeden ekonomiye el attı. llk iş olarak kooperatifçiliği gündeme getirdi. Daha sonra da hayatının her safhasında kooperatifçiliği önermeye ve savunmaya devam etti. 1920 yılında Meclis'e sunulan kooperatifçilik yasa tasarısında Atatürk'ün imzası vardı. 19 Mart 1923te "Matbuat Istihbarat" müdüriyetince yayımlanan dergide o dönemin tanm politikasını şöyle çiziyordu: "Kooperatiflerin memleketimizde de teşekkülleri, başlı başına 'zaferi iktisadi' teşkil edecektir. Vatanını seven her Türk köy ve kasaba muallimi köylerimizi iktisaden ve içtimaen yükseltecek bu müessesatın memleketimizde yayılması hususuna son derece gayret etmeyi vicdani ve kutsal bir görev telakki etmelidir..." örgütleme çabaları Atatürk'ün tanm kesimini örgütlemek için gösterdiği çabalar, ileride çıkarlannın bozulacağını düşünen çevreler tarafından eleştiriliyor ve engellenmek isteniyordu. Bunun üzerine Atatürk kooperatifleşmeyi teşvik ederken rçeyı amaçla4tQını 1 Şybat 1931 yılında Izmir Ticaret Odası'nda yaptığı bir konuşma ile açık seçik ortaya koydu: "Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmekte yarar vardır. Kooperatif yapmak maddi ve manevi kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa, birzayıfile bir kuvvetlinin birieşmesinden bahsetmiyorum. Birieşmenin böylesi, zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. Ege iktisat mıntıkasındaki bütün insanlann hasılalannı ve gayretlerini biheştirmek muhakkak feyizli neticeler verecektir. Müstahsillerin birieşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikâyet edeceklerdir..." 1935 yılında hem "tanm satış kooperatifleri" hem de "tanm kredi kooperatrfleri" yasalan Atatürk'ün ısteğı üzenne çıkanlmış ve derhal uygulamaya geçilmiştir. Gene Atatürk'ün önerisi üzerine 1935 yılında yapılan CHP kurultayında alınan karariar aynen şöyledir "Partimiz kooperatifçiliği ana prensiplerinden sayar. Kredi kooperatifleri ile toprak ürünlerinin hakiki değerinden üretenleri faydalandıracak olan tanm satış kooperatiflerinin kurulmasına ve çoğaltılmasına önem vermekteyiz. Türkiye Tanm Bankası, tanm kooperatiflerinin anabankasıdır..." SÜRECEK MERKEZ BANKASI KURLARI 15 MART 2000 CİNSİ DÖVİZ ALIS SATIS 1 ABD Dolan 1 Avustraiya Dolan 1 panımarKa Kronu 1 Fngılız Sterfını 1 svıçre Frangı 1 Isveç Kronu 1 Japon Yenı 1 Kanada Dolan 1 KuveytDınan 1 1 Norveç Kronu 1 Sud Arb Rıyalı 1 Euro 1 Alman Markı 1 Belçıka Frangı 1 LüksemburgTrangı 1 Ispanyol Pezetası 1 pransız Frangı 1 Irianda ürası lOOTtalyanüretı 1 Hollanda Fionnı 1 Avusturya Şılını 1 Portekız Eskudosu 1 Fın Markkası 1 Bulaar Levası 1IrarTRıyalı 1 Rumen Leyı 1 Surıye ürası İ Urdun Dınan 1 Yenı Israıl Şekeli 1 Yunan Oranmısı ÇAPRAZ KURUR 1 ABD Doları 1En 0.9633 AN) Dolan 1.6255 Anştralva Bolan 7.7275 DaBimanca Krosu 1.6715 ISYİçre Frangı 3 7180 IneçKranıı 104.84 Japon Yeni 14615 Katıada Dolan 84225 MofyeçKrenıı 3.7502 S. Arabistan Rryali ilng.S. 1.5705 ABD Dolan IKmmtD: 32638ABDDetan 1ÎDR: 13454 ABD Dolan 1SDR: 783 272 TL. Euro dönüjüm oranları 1.95583 Alman Markı 40.3399 BetçtaFraııoı 40.3399 [i 166.386 b 6.55957 0.787564 1936.27 2.20371 13.7603 200.482 5.94573 üteoıbfrjrrMgı «anyolPıatsı g rlaMİaLirası tatnıLireti HoltoPda A ŞilN rAüıin. tJuKI0$U FnMattn İMKB REPO PİYASASI Bnsynt 2.929 ttftnıU hjrtat* 4296 5 guniûfcfgpg jS 13 7gûniJkr8(io400C Tüketimi teşvik amacıyla reklam filmi bile hazırlanmıştı Fmdıkta çelişkili açıklamalar ALTIN 24Ayaratr ûrtuıyet %? Hrt 5.415000 36000000 37000.00D 3&000GOO 4682J00 5450000 37MO.00C ssxm 37500ÜOO 5450000 SERBEST DÖVİZ cdâ JtartaıM» AhaıMaid FranscFranta HdandaFbn kgfcSle*» AvustıyaŞin itobftfi J*cnYerı 579200 286200 346000 850» 253000 30G000 «560 28800 153500 540C SATIŞ 580250 287000 343000 855» 255000 912000 40750 29030 155500 5500 TRABZON (AA) - Tü- ketimini teşvik amacıyla Dış Ticaret Müsteşarlı- ğı'nın öncülüğunde reklam filmi bile hazırlanan findık fazlasının miktan hakkın- da Fiskobirlik ve tüccarlar- dan çelişkili açıklamalar geliyor. Üreticinin elinde 1999 ürünü fındıktan çok az miktarda kaldığı bildiri- lirken, bu miktar Fiskobir- lik'e göre 5-10 bin, tûcca- ra göre ise 20 bin ton dola- ytnda bulunuyor. Fiskobirlik Yönetim Ku- rulu Başkanı Hüseyin Du- rusu, 1999 findık rekoltesi- nin, daha önce belirtildiği gibi 500 bin ton civannda olmadığının anlaşıldığını söyleyerek üreticinin elin- de 5-10 bin ton dolayında ürün bulunduğunu bildirdi. Trabzon Ticaret Borsası Meclis Başkanı Mehmet Cirav ise rekoltenin 500 bin tonun üzerinde olduğu- nu ileri siirerek "Ihraç edi- • Üreticinin elinde 1999 ürünü findıktan çok az miktarda kaldığı bildirilirken bu miktar Fiskobirlik'e göre 5-10 bin, tüccara göre ise 20 bin ton dolayında bulunuyor. len fle Fiskobirlik'in efinde- di. Fiskobirlik'in mart ayı ki ürün 442 bin ton. İç pi- yasada tüketilcn de 30 bin ton dolayındadır. Tüccann da elimfc ürün var. Üretici- de hâiâ 20 bin ton dola- yında ürün bulun- dugunu tabmin ediyonız" dedi. Fiskobirlik Yönetim Kurulu Başkanı Durusu, Fiskobirlik'in pıyasaya fiyatı düşürmeden girebi- leceğini de söyleyerek, bu- nun için zamanın erken ol- duğunu belırtti. Durusu, Fiskobirlik'in geçen yılın ürününden yurtdışma 300 bin ton ka- bukluya tekabül eden yak- laşık 150 bin ton ıç findık ihraç ettıginı de dile getir- sonuna kadar uzattığı kampanyada şimdiye ka- dar 142 bin ton kabuklu findık satın aldığını söyle- yen Durusu, ihraç edilenlerle bir- likte Fiskobir- lik'in elinde toplam 442 bin ton kabuk- lu findık oldu- gunu ifade etti. Diğer taraftan, Trabzon Ticaret Odası Başkanı Ci- rav, üretici ve tüccann elinde ürün kalmadan Fis- kobirlik'in dış piyasaya yönelmemesi gerektiğıni belirterek 2000 yılı ürünü için fındıkla ilgili bütün kesimlerin bir araya gele- rek sağlıklı bir politika iz- lenmesı amacıyla ortak ça- lışma yapmasını istedi. Tutfinde avans Tekel'in, Samsun ve yö- resindeki tütün üreticileri- ne bayram öncesi toplam 7 trilyon liralık avans dağıt- tığı bildirildi. Samsun Ziraat Odası Başkanı Hıdır Mınk, tütün üretıcisinin 2000 yılı ürü- nü tohumlarını ekmeye başladığını belirterek ni- san aymda fide haline ge- lecek ürünün dikimine başlanacağını kaydetti. Mınk, tütün üretıcisinin 1999 yılında zarar ettiğini belirterek, "Bcreketli bir sezon geçirmemize rağmen verilen fiyat bizieri tarmin etmedi. Birçok üretici mas- rafını dahi karşılavamadı. Böyie giderse tütün üreten- lerin sayısı gittikçe azala- cak. Devletimiz tütün üreti- cisini destekJeroeüdir" dedi. EKONOMfyE BAKIŞ TANER BERKSOY Yazanmız yıllık izninin bir bölümünü kullandı- ğından dolayı yazılanna bir süre ara vermiştir. Yanlıs politikaların sonucu Et ve sütte üretim açığı korkutuyor • Hayvan sayısı ve verimin değişmemesi durumunda 5 yıl sonra kırmızı ette 510.1 ton, sütte de 3.5 milyon ton üretim açığı oluşacak. ANKARA (AA) - Tür- kiye uzun yıllardır uygu- lanan yanlış tanm politi- kalanyla kendine yetmez duruma getiriürken, 5 yıl sonra et ve sütte cıddi oran- larda üretim açığının orta- ya çıkacağı bildirildi. Süt- te 522 bin ton olan üretim açığının 3 milyon 527.6 bin tona, ette de 228.9bin olan açığın 510.1 bin tona ula- şacağı belirtıldı. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Bir- liğı (TDSYMB) Uzmanı Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Onur Şahin tarafından hazırlanan çalışmada, Tür- kiye'nin 2000-2005 dönemi et ve süt üre- timprojeksiyonu \e alternatifler değerlen- dirildi. 'Verim artfanlmalT Araştınnada, Türkiye'de et ve süt açıklannın kapa- tüabibnesi için hem hay- van sayısının arttınlması, hem de genetik yapılannın iyileştirilerek verimin art- tınhnası öngörülüyor. Hayvan sayısımn arttı- nlması ve genetik yapının iyileştirilmesi sonucu veri- min yükseltilmesı duru- munda, 2002 yılında sütte, 2007 yılında da ette üre- tim fazlası verebileceği sa- vunuluyor. Hayvan sayısı aynı kal- sa bile, et ve süt üretimi, kül- tür ve kültür melezi ırklar- daki hayvan sayılanndaki artışa bağlı olarak artacak. Araştırmada, ülke nüfu- sunun yılhk ortalama yüz- de 1.5 arttığı, kişi başına yıllık süt talebinin 1999'da 150 kg'dan 2005 'te 205 kg'a, et talebinin de 17.3 kg'dan 20.4 kg'a çıkacağı kaydedildi. Üretilen sütün de yüzde 88 'inin tüketime sunulduğu kabul edildi. Değerlendirmede, 1999 yılında, lOmiryon 712bin 308 baş sığır, 29 milyon 435 bin baş koyun, 8 mil- yon 400 bin baş keçi ve 230 binmandaolduğu,bun- lann toplam sayısının de- ğişmediği öngörüldü. Talepartti Buna göre, 1999'da 490 bin 943 bin tonu sığırdan, 409 bin 146 tonu koyun, keçi ve mandadan olmak üzere toplam 900 bin 89 düzeyinde gerçekleşen kır- mızı et üretimi, 2005'te an- cak 945 bin 594 tona ula- şacak. Aynı dönemde kişi başı- na yıllık kırmızı et talebi- nin 17.3 kg'dan 20.4 kg'a çıkacağı öngörülürken üre- tim açığı 228 bin 928 ton- dan 510 bin 136 tona yük- selecek. Dr. Onur Şahin'in araş- tırmasına göre toplam 10 milyon 712 bin 308 olan sığır sayısı ve diğer hay- vanlann sayısı değjşrnese de süt üretimi 9 milyon 316 bin tondan 14 milyon 35.2 bin tona çıkacak. Verimin, kültür ırklann- da yüzde 8, kültür melezi ırklarda yüzde 4 ve yerli ırklarda yüzde 1 artmasın- dan kaynaklanan üretim ar- tışı nedenıyle 2005 yılında daha önce 3.5 milyon ton olarak öngörülen üretim açığı, 892 bin 632 tona ge- rileyecek. Dr. Onur Şahin'in, hay- van sayısı ve hayvan başı- na ortalama et ve süt veri- minin arttınlması alterna- tifleri üzerinde de yaptığı değerlendırmeler sonucun- da, genetik ıslahlanriiüö dürülerek her yıl sığır sa- yısının yüzde 5 arttınlma- sı durumunda, sütte üretim açığının 2002 yılından ıti- baren kapanacağı ortaya çıktı. Bu altematifegöre, 2002 yılında sığır sayısının 11 milyon 238.2 bine ula$ünl- ması halınde, toplam süt tüketimi 12 milyon 162 bin 555 tonaulaşacak. 2002'de kişi başına talep 174 kg. kabul edılirken, Türkrye'nın süt üretimi, 191 bin 917 ton fazla verecek. Aynı se- naryoda süt üretimi fazla- sının 2005 yılında 1 milyon 549 bin tona ulaşacağı he- saplandı. Senaryolar Aynı senaryoya göre, hayvan sayısı mümkün ol- duğu kadar arttınlsa, ge- netik lyileştirmeleryapılsa da Türkiye'nin et üretimi açığının ancak 2007 yılın- da kapanacağı öngörüldü. Bu senaryo uyannca, 2007 yılında 13 milyon 949 bin 596 baş sığır ve 37 milyon 287 bin baş koyun, 8 mil- yon 400 bin baş keçi ve 197 bin baş manda sahibi olursa ve genetik iyileştir- meleryapılmışsa. toplam 1 milyon 617 bin 711 ton kır- mızı et üretilebilecek. Yurtdışma ihraç ediliyor Bayat ekmekler galeta unu olduİZMİR(AA)-Ekmek israfina son vermek amacıyla Izmir'de baslatılan yeni bir uygulamayla, bayat ekmeklerden galeta unu üretilerek yurtdışma ihraç edildiği bildinldi. Türkiye Ekmek Sanayicileri tşverenleri Sendikası (TESlS) Genel Başkanı Mehmet AIi Yolgörmez. 3 firmanın başlattığı uygulamayla fırınlardaki bayat ekmeklerin toplanarak kurutulduğunu, daha sonra da galeta unu haline getirildiğinı söyledi. Yolgörmez, üretilen galeta ununu ihraç ettiklerini belirterek "Bayat ekmekler galeta unu haline getirilerek 1 granu bile israfedilmemiş oluyor. Bu yoOa 1 kilo kuru ekmekten 750 gram galeta unu üretilryor. Aynca, milh' ekonomiye de büyük ölçüde fayda sağbuııyor" dedi. Yolgörmez, ekmek fıyatlannın artmasıyla birlikte kamu kuruluşlan ve hastanelerin bayat ekmekleri köfte harcı olarak değerlendirdiklerini belirterek bu kuruluşlardaki israfın da büyük ölçüde azaldığını kaydetti. Fınnlann dar gelırli yurttaşlara bayat ekmekleri 50 bin liradan sattıklannı kaydeden Yolgörmez, kuru ekmeklerin bir bölümünün de hayvan çiftliklerine satılarak değerlendirildiğini dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle