Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 MART 2000 ÇARŞAMB
8 HABERLER
İlaç bulunmuyor
Kas
hastası
yurttaşlar
çaresiz
İstanbul Haber Servisi -
Bırüerce kas hastasının,
hastalıklan süresınce
kullanmalan gereken ılaç.
eczanelerde bulunamıyor.
Etken maddesi
pyridostıgmin olan
"mestinon" adlı ılaç,
üretımı el değiştırdikten
sonra yıne hastalara
ulaşamıyor. Bu ılacı her
gün aknalan gereken
miyasteru hastalannın bır
kısmı bu ılacı
alamadığında
konuşamıyor, bitkin
dûşüyoT.
Kas Hastalıklan Derneğı
Başkanı Prof Dr. Coşkun
Özdemir, "miyasteni" kas
hastalannın "mestinon"
adlı ilacı hastalıklan
süresince her gün
almalan gerektığıne,
ancak ilacı eczanelerde
bulamadıklanna dıkkat
çekti. Mıyastenı
hastalığının, kaslarda
özellıkle yüz ve ağız
kaslannda za>ıflık
yapüğını; yutma,
(çiğneme, konuşma
güçlüğüne, çıft görmeye
neden olduğunu ıfade
eden Özdemir, söz
konusu ılacı kullanan
hastalann geçıcı süre ıçın
(1.5 saat)
konuşabildiklenru,
kendileriru iyı
hıssedebıldıklerini
belirttı.
'Hastalann
tahammülü yok*
Özdemır, "Bu ilacı
üretme imti\azjna sadece
Roche firması sahipti. 40
yıldan sonra ilacııı
üretimini ICM'ye devretti.
tlacın üretimi el
değiştirdiği günJerde de
ilaç eczanelerde
bulunamamtş, bu konuda
çıkan haberier üzerine
fthal edilmişti. Son
gfinlerde >ine hastalar
Uaçlaruu eczanelerde
bulamryorlar. Çünkü bu
ilaa sadece bir firma
üretme üntjyazjna sahip "
diye konuştu. Bu ılaç ıçın
kas hastalannın yannı
bekJemeye bıle
tahammülü olmadığını
vurgulayan Özdemir,
ilacın bir an önce
piyasaya sunuhnasını
istedi.
KULTUR • SANAT
Kadınayönelikşiddetinhiçbir
mazeretininolamayacağı vurgulandı
kadmı olıuıılıı etkiler'Istanbul Haber Servi-
si - İstanbul Üniversıtesi
Hukuk Fakültesi Araş-
tmna Görevlisi Emrah
Çetinkaya Oder, Avrupa
Bırlıği'ne katılım süre-
cının, ülkemizdeki ka-
dınlan olumlu yönde et-
kıleyecegini söyledi. Av-
njpa'da, kadınlara yöne-
lik çalışmalanyla bilınen
DAPHNE inisıyatifinın,
programa dönüştüğünü
ve 20 milyon ECU tuta-
nnda bütçeye sahip ol-
duğunu belirten Çetin-
kaya, u
Ülkemizdekisivıl
toplumörgütleribu prog-
rama başvurmahlar. Av-
rupalı Daphne,Tûrkiye-
li Defhe'lere elini uzaür-
sa kazançlı çıkanz" de-
dı. Aynı fakülteden Araş-
tırma Görevlisi Dohınay
Özbek de, kadına yöne-
lik şiddetin hiçbir maze-
reti olamayacağını \ingu-
ladı.
Kadına yönelik şiddet
konusunda, uluslararası
hukuktala gebşmelen de-
ğerlendıren Çetınkaya,
kadın ve çocuklara yönelik şiddetin en-
gellenmesi ve kadınlara karşı aynmcılı-
ğın önlenmesı içın, BM Kadınlara Kar-
şı Her Türlü Aynmcılığı Önleme Sözleş-
mesı'nın ulusal hukukta da uygulanma-
sıru sağlamak, gerekirse Anayasa Mah-
kemesı'nın önüne taşımak gerektığını
söyledi. Adı geçen sözleşmeye Tûrki-
ye'nın de taraf olduğunu, koyduğu çekin-
celen de bir süre önce kaldırdığını anım-
satan Çetinkaya, BM'nin ilgili sözleş-
• ÎÜ Hukuk Fakültesi araştırma görevlileri Emrah Çetinkaya Oder ve Dolunay
Özbek, kadına yönelik şiddet konusunda, uluslararası hukuktaki gelişmeleri
değerlendirdiler. Kadın ve çocuklara yönelik şiddetin engellenmesi ve kadınlara karşı
aynmcılığm önlenmesi için, BM Kadınlara Karşı Her Türlü Aynmcılığı Önleme
Sözleşmesi'nin ulusal hukukta da uygulanmasını sağlamak gerektiği vurgulandı.
Dolunay
özbek:
BM'deki
birçokbelgeve
çahşma, insan
haklan ile ilgili
birçok nıetin,
kadinaşiddetin
önlenmesiyie
flgüi hûkümler
içeriyor.
"Kadın ve
erkek eşittir"
demek
>etmediğiiçin,
farkhhklangöz
önüne alan bir
>aklaşun
vaşama
geçirilmek
istenivor.
mesınin, kadınayönelik şiddeü bir aynm-
cıJık şekli olarak kabul ettığini vurgula-
dı. Bu uygulamanın ve getinlen yoru-
mun giderek etkılı hale geldığinı, ulusal
hukuktaki ağırlığının da giderek artmak-
ta olduğunu belirten Çetinkaya, "Bu tür
beJge ve çalışmalar hukuki etkiden yok-
sun değiL Anayasa Mahkemesi de bunla-
ra atıf yapıyor'" dedı.
İnsan haklannın bir ülkenin iç ışi ola-
rak kabul edilmediği gibi, artık uluslara-
rası hukukun da ilgı alanına gırdiğıni ve
uluslararası laştığını anlatan Çetinkaya,
doğrudan Türk mahkemeleri önüne ge-
nnlecek bır davada, uluslararası hukuk öl-
çütlennın de ılen sürülebıleceğını kaydet-
ti.
Hukukta, uısan onuru kavrarrunın gi-
derek yaygınlaşhğmı belirten Çetinka-
ya, "tnsan onuru göreceti hale getirile-
mezve sınıriandınlamaz. Diğer hakiann
suurlandınlmasında bir özdfir. Rıdı has-
talan. asosyaDer ve mah-
kûmlar için de, kendi n-
zasıyla bu haktan vazgeç-
tiği düşünülen fahişeter
için de geçertidir" dedi
Çetuıkaya, insan onuru
kavramının, ınsanük onu-
ru kavramıyla kanştınl-
maması gerektığıne dik-
kat çekti. Hem hukuksal
hem de siyasal kararlar
alabilen Avrupa Parla-
mentosu'nun, kadına yö-
nelık şiddetin ayn bir ce-
za normu olarak düzen-
lenmesım savunduğunu
ıfade eden Çetinkaya, Av-
rupa İnsan Haklan Mah-
kemesı'nın de kadına
karşı şiddet açısından
"savunmasızlığı" kıht
kavTam olarak kullandı-
gını, devletin insan hak-
lan konusundakı yüküm-
lülüklennı yenne geünr-
ken de, özenlı ve dikkat-
lı davranması gerektiğı-
nı vurguladığını söyledi.
Aynı fakülteden Araş-
tırma Görevlisi Dolunay
Özbek de, BM'deki bir-
çok belge ve çalışmamn,
uısan haklan ile ılgili birçok metnın, ka-
dınlara yönelik şiddetin önlenmesıyle il-
gili hûkümler içerdığıni söyledi.
"Kadmv* erkek eşfttir" demek yetme-
dığı ıçm, farklılıklan göz önüne alan bir
yaklaşımın yaşama geçirilmek istendi-
ğinı kaydeden Ozbek, kadına yönelik şid-
det söz konusu olduğunda, kültürel ve
sosyal uygulamalann, geleneklenn ma-
zeret olarak kabul edilemeyeceğini vur-
guladı
Emrah
çetinkaya
Oder:
Hukukta,
insan onuru
kavramı
giderek
yaygınlaşryor.
insan onuru
göreceü hale
getirilemez ve
sırurlandınla
maz. tnsan
haklan bir
ülkenin iç işi
olarak kabul
edilmediği
gibi,artık
uluslararası
hukukun da
ilgialanına
girdi.
Tip Bayramı kuüantyor
İstanbul Tabip Odası ile çeşith" sağhk kuruluşlan. 14
Mart Tıp Bayramı nedeniyle Taksimdeki
Cumhurivet Amtına çelenk koydu. Oda Başkaıu
Prof. Dr. Orhan Anogul, İstanbul İl Saglık Müdürü
Dr. Mecit Çalışkan, SSK İstanbul Bölge Müdürü Dr.
Hikmet Çevik ve bir grup doktor, beyaz gömlekleriyle
geldikkri Taksim Cumhurivet Anıb'na kuruluşlan
adına çelenk koydu. Çeienkkrin konulmasınm
ardından yapılacak açıklama. güvenlik güçlerince
izin alınmadıgı gerekçesiyle bir süre engellendi.
Yapılan görüşmelerden sonra açıklamasını yapan
ArıoğuL, ülkenin sağhk problemlerinin çözülmesi için
hekirnlerin sorunlaruıuı çözülmesi gerektiğini söyledi.
"Hekimlerin 2000 Bildirgesi"ni okuyan tstanbul
Tabip Odası Genel Sekreteri Doç. Dr. Kürşat Vıktaz,
"Türkiye. sağlığa en az pay ayıran ülkelerden biri
ouna utancından kurtulmalıdir. Sağlığa aynlan bütçe
payı yuzde 10'a çıkarümahdır" dedL Pendik'te görev
yapan hekim. diş hekimi ve eczacüar da Pendik
Atatûrk Anıü'na çelenk koydular.
(O 212) 293 89 78 (3 HAT)
(r % I '
m
BERU.N Fİ1A1 FtS I İ VALI
t*eMJMİ M.,.i Mclci - tn 1yı Anupj Nıııı ( vlıılıi
V / llınşOJükî
!"•!•' U M I \K.\K-\SI ISTANBtrL FltM FESrtlMI
irr> ULUSIAKAIUSIANKAKA FtLM HS r IVAl I
Dostluk ve Barıs İçin Bır Film
GÜNEŞE
YOLC
KENT OYUNCÜLARI 246 35 89
247 36 34
Hezervasyonlarmızı Kredı Kartlan He yaptırsbıtirslnız. İSTANBUL BUYUKSEHIR BELEDIYESI
Şehir Tiyatroları
HAKBirE MUHSIN HTUCIUL SAHNESI 0.212 240 77 20
AŞK-MEMNU
Oyunlast.ran Torık GUNERSEL
Yoneten Hakan AITINER
'İ-16-I7-1819MAIIT
SIHIRUFLUT(Ç.O1
Uyarlayon Seden EDGÜ
Yoneten Can DOĞAN
IS-NMM-hlHİSAN
Yddu Kcntcr, Şükr
Enpn Hepilcrî. MI»U/J Bcrat, E»
FATIH KESAT NURI SAHNESI 0.212 526 53 10
25-31 Mart Saat: 21.00
26 Mart Saat: 15.00 SOKAGAÇKMAYASAGI
Yoneten ArifAJOC/UA
15-16-17-18-19MAKT
MATURKVEÇOCUKİÇ.O)
Derleyıp Yaıan Yoneten
Ne»'e ERÇETIN ATAXAN
Senaryo ve Yönetim YeŞİm
1ı'ı/ıııfılmi olduğu krsiıı •(Jüneşe Yohuluk'ım,
halla belki de son an yılın en iyhi...
sı M;I ÇAHAN - cı MHI RIVKT
Tüvleri âiken âiken eden bir film ve
her \eyden iinemlisi hittiğinde
deriıı düşünceltre dalıyonunuz.
T \YFTX KANDEMİR • ZAM \>
'(iiineşe Yoleuluk'. her plaııı, her diyalnğıı
ozenle tasarlanmış ıısta işi hirfılm.
Senar\osu, kurgııstt, mekan kttUaıtımı. grirütııii.
\anat ve nvuııcıı vönetimiyle dört diirtliik hirytıpım.
\l IV TAŞI/IV \N - MİI.LIVKI
Hoşgetdin 'Güneşe Yolculuk'. Senihektiyordıık.
\TIM. \ DOR.SAV - S IBAH
İSTİSNAİ FİLMLER ^ " • • '
K O M E D I
3 P E * 0 E
OYÜNU
ÜSKUDAR MUSAHIPIADE CELAL SAHNESI 0.21i 333 03 97
ARSLANA BENZER
. « » Huromoo NEVRUZOVA
s w Buslom IBRAHIMBEKOV
1516-17-18-19 MART
Yorefen Şevtet AVŞAR
O.'NATANLAR
,Mch ~
23-24-30 Mart Saat: 21.00 IV- , İ M -j\
1 Nisan Saat: 21.00 2 Nisan Saat: 15.00
S
*&2-H*r
EFES Pilsen'inkültuıvesanatakatkılanaıtaıaksiuecek.
KADIKOY HAIDUN TANEK SAHNESI 0.216 349 04 63
GÜZ BİTİMİNDE MOÜERE y=d= -nutiK ı
Yooelen Mehmet UIUSOY
15-16-17-18-19 MART
CAZIOSMANMŞA SAHNESI 0.212 571 60 67
Beyoölu AKAOEMI İSTANBUL
Kadıköy BAHARIYE EURIMAGES
Avcılar AVŞAR
Ankara METROPOL
jzmir SEMA
Izmlr KABŞIYAKA
DiyartMkır DILAN
251 74 84,151)
414 35 05)
421 08 55)
425 74 78)
483 91 OO)
381 50 98)
221 14 10)
12 0O-14 15-16 3O-18 45-21 15-CCts.23 3O
11 3O-14 15-16 3O-19.15-21 30
11 00-1300-1500
12 15-14 30-17 00-19 15-21.30
12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
12 15-14 30-16 45-1900-21 30
10 3O 14 00-18 30-20 45
SINEMA TURŞAK
BEŞIKTAŞ BELEDİYESİ
LEVENT KULTUR MERKEZİ
Çalıkuşu Sokak No:10 (Galatasaraylılar Derneği Karşısı)
l.Levent Tel:(0.212) 325 43 31
AMERİKAN
GÜZELİ
Seansları:
12.15-14.30-16.45-19.00-21.15
ÇOÇUK SINEMASIHERGÛN 10.45'DE
TARZAN
LEVENT KULTUR MERKEZİ
TEK KATUDIR.
İlanlarınız için:
0212. 293 89 78
-188oORTAOYUNCULAR
tSTftCLAL CAD. NO-140 TtL {0 212)25118 65-66 FAX, (0 212) 24443 27
ortaoyur>cuiarcofTi
Anton Çetıov - Feflian Şensoy
FİŞNE PAHÇESU
CÜLDÜRÜ
- Çehof lazdur laz kalacaktur -
C.lesi 15.00 ve 20.00 / Pazar 15.00 ve 18.00
Kuftûf »afconlıği'mn Itatttılanvkı
Ferban Şenso/un
ÇOK TUHAF SORUŞTURMA
Çarjamba 20.00 ^
ERSEM KOCANJN KURNA2 KARISI
Yo^'-n OnSon ALKAYA
TEMBEIMEM5IÇ.0)
ı'aretc- Mustoto ARSIAN
NAH<rı itf nrATiosu SAHNESI 0.212 240 77 20
ICAPIY1AÇ
Türtçe» Zhni KÜCÛMİN YoneKo b a c BAR1AS
Feftıan Şensoy'un
PARASIZ YAŞAMAK PAHALI
Pertembe 20.00
Derya Boykol
ŞU AN MUTFAKTAYIMT
Sah 28.00
f.Wk Bofcantgı n t«*o'rmn katlulanykı
Ferhan Şensoy
FELEK BİR GÜN SALAKKEN.
24 Mart Cuma 20.00
Fertıan Şensoy
FERHANGİ ŞEYLER
17 Mart Cuma CT.00
Bilet Satış Yerleri: Ortaoyuncular Gişesı: 251 18 65
VAKKORAMALAR-Taksim. Suadiye. Akmerkez
ilanlarınız için: 0212. 293 89 78
GÖRUS
Prof. Dr. MEHMET ÇUBUK *
Deppeme dayanıklılık
1) Deprem güncelliğini koruyor
17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 sonrası tartışmalarde
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzenndeki bölge ve özellikfc
Marmara Denizi dibinde, kınlmaya bağlı olası depremin,
istanbul ve çevresi yerleşım yerlerini nasıl vuracağı bi-
lim adamlannca çeşith kurgusal yaMaşımlaria anlatılmak-
tadır.
Merkezi yönetim ve valılıkler genelgeler yayımlamak-
tadırfar. Yerel yönetimlerin, çoğu bütünlükten ve işbirfi-
ğinden uzak çabalanyla ve medyanın da büyük(!) gay-
retiyle deprem konusu hâlâ güncelliğini korumaktadır.
Yapılanlar haklı olarak öncelıkle yıkım görmüş yerieş-
me bölgelerine odaklanmıştır. Alan bütününde, deprem
riskinin zorunlu kıldığı, deprem bölgesinde (jeo-ekolo-
jik esaslı) arazi kullanım planı revizyonlan henüz yapıla-
mamıştır. (1)
2) Deprem riski geleceğe bir ambargo mudur?
Yaşanan felaket bır defalık değildir. Bir bölümü ger-
çekleşmış kırılmanın devam edeceği kanıtlanmıştır.
30.000 cıvannda ınsanın yaşamını söndüren deprem,
bir o kadannı da etkitemıştir. Hâlâ potansiyel tehlike bu-
lunmaktadır. Istanbul'da kentin yüzde 90'ının, tahmin edi-
len şiddette depreme dayanamayacağı varsayılmakta-
dır. Yaşamı etkıleyecek yıkıcı olasılıktan söz edılmekte-
dir. Uluslararası konferanslarda, Marmara Bölgesi'nin,
depreme dayanıklı bıçimde yeniden yapılandınlması
gerektiği tüm dünyaya duyurulmuş (2), korku, insan ya-
şamını nsk ıpoteğı altına sokmuştur. Bazı semtlerin (ör-
neğin Bakırköy, Ataköy, Yeşilköy, Avcılar gibi) sakinleri
tedırgın olup, telaş ıçındediıier. Becerebilenler, "kurtul-
muşluk" psıkolojısi ıçınde, sanki güvence sunuyormuş-
casına başka semtlere taşınmaktadırlar.
Oysa Valılik genelgesı, Istanbul'da risk kuşkusu taşt-
yan 2.500.000 cıvannda yapı stokunun bütünüyle dep-
reme dayanıklılığının sağlanmasını zorunlu kılmıştır. Va-
lilik; "Gözle görülen deprem hasan olmamış, herhangi
bir tadilat ihtiyacı da bulunmayan mevcut binalann sa-
hibi vatandaşlanmızın da mutlaka uzman kunıluşlara bi-
nasını etüt ettirerek, depreme dayanıklılığını tespit et-
tireceğini, gerekıyorsa lyileştırme tedbirteri alarak ko-
nutunu depreme dayanıklı halegetireceğini", kesin şe-
kilde açıklamıştır. (3) Artık sürekli deprem riski altında
olan il bütününde tüm yapı stoku içinde, kamu kuruluş-
lanna ait yapılann depreme dayanıklılığının ölçülmesi,
gerekirse iyileştirme projelen yapılması ve uygulamanın
denetlenmesine yol açmış ve görev Bayındırlık İl Bölge
Müdüriüğü'ne verilmiştir. Kamu kuruluşlannın bütçe is-
teklerini üst kurumlara bildirmeleri istenmiştir.
Zorunluluk gerektiren konutlar içın ise ekonomik güç-
süzlüğün nasıl aşılacağı, "zorunluluğun"nasıl denetle-
neceği, yerine getirilmesindeki engellerin nasıl aşılaca-
ğı belirtılmemıştir.
Valilik genelgesi, kontrol görevınin beledıyelere düş-
tüğünü belırtmıştır. Aynca "...Belediyelerin, deprem ha-
san ya da başka nedenle tadilatprojeleriyanında, dep-
remle ilgili zemin etüdü ve iyileştirme projeleri gibi ila-
ve tedbirlenn alınmasını mecburkılacaklan" da açıklan-
mıştır. (4) Bu "zorunluluk" nasıl yerine getirilecektir, be-
lediyeler nasıl denetlenecektir?
İstanbul bütününde, mevcut yapı stokunun depreme
dayanıklıJıgı ile ilgili öncelikli bır programa ve bir yönte-
/ne göre çalışmalar yapılmaktamıdır? Rısklı bölge Ata-
köy, Bakırköy ve Yeşilköy'de vatandaşlan yönlendıre-
cek tatmın edicı bilgiler verilmiş mıdir? Kimi belediye-
lerin, zemin ıncelemesı çalışmalan için üniversitelerie an-
laştıklan ve örneğın setoz ay sonra, yönetıcilere teknik
düzeyde sonuç bilgilerın verileceğı haberieri belli belir-
siz yayılırken, bu belgenin neye yarayacağı ya da dep-
reme dayanıklılık performansının ölçtürülmesi, iyileştir-
me projelerinın yaptınlması, uygulatılması sürecınin han-
gi aşamasına karşılık olacağı bılinmemektedır. Beledi-
yeler, konutun zemin etüdünü, depreme dayanıklılık tes-
tini, iyileştirme projelennı yapmayacaklanna göre vaat
edilen bu belgeler acaba; "tehlike yoktur, huzur içinde
oturun" anlamında mı yorumlanacaktır?
3- Ortak yaşamı paylaşan çok komıtiu yapıiar
Ortak yaşamın paylaşıldığı çok konutlu yapılarda tartış-
malaryaşanmaktadır. Bu süreçte, ekonomik nedenler-
le ya da ilgisiz kalarak bir kesim kat maliki ayak diret-
mektedır. Çünkü ortak yaşamlı yapılarda çok büyük
mali yükten korkulmaktadır. En önemli sorun da budur.
Depreme karşı dayanıklılığı ölçme -hasar belirleme-
onanm projeleri hazırlama ve uygulama işleri, ancak
belgeli özel müşaviriik bürolan (sayısı şimdilik 400-500
civanna) ve üniversrtelerin döner sermaye birimleri ya
da vakıflarca yapılmaktadır. Sürecin bütününe yayılan
bır görev ve yetki kullanımı içinde, bu bürolar ve üniver-
site binmleri inanılmaz meşgulıyet ıçindedırler. Incele-
me isteklerini, bin naz ve çok yüksek ücretlerle yanıtla-
maktadıriar. Hesaplar m2/Dolar bazında yapılmakta ve
bir pazar doğmaktadır. Hatta belgesini ve imzasını "kul-
landıranlar"üan söz edilmektedır.
Bu durum, ortak yaşamlı yapılarda vatandaşlan bir-
birine düşürmektedir. Bazılan da denetimsiz onanmla-
ra girişmektedir. Kamu yapılan için sürekli denetim ya-
pılmakta iken riskli konut stokunda depreme dayanık-
lılık testi yapılmasını kim denetleyecektir? Bir kesimin
engellemeleriyle ve ilgisizlikle başbaşa kalmayı kim ön-
leyecektir?
4) Hayali 'zorunluluk' bir yaptınma dönûşmelidir
Valiliğin, konut stokunun depreme dayanıklılığının öl-
çülmesi ve gereginın yapılması ile ilgili getirdiği "zorun-
luluk" ancak genelgede kalmıştır. Yaptınma dönüştürül-
mesi, bır sistem gerektırmektedir.
Ortak yaşamlı durumunda, kimsenin diğerierinin ya-
şam hakkını engelleme hakkı olmadığına göre, buluna-
cak sıstemın yonlendinci, îinansal çözüm getirici, yaşarn
mekânlannın sağlıklı, güvenli bir ortama dönüşmesi için
mekanizmalar oluşturmalı, vadeli programlar uygulan-
malıdır. Ekonomik güçlükler aşılarak vatandaşın süre-
ce katılımı sağlanmalı, denetlenmelidir. Peki, sürece ka-
tılmak istemeyenler nasıl ikna edilecektir? Kat Mülkiye-
ti Kanunu'na eklenecek maddelerle yaptınm getirilecek
mi? Sürece ilgisiz kalanlar için "zorunluluk" uygulama-
sı mı? örneğın, bedelini ödeyinceye kadar mülklerine
ipotek koydurulması gibi "zorunluluk" yaratılmasında or-
taya çıkan yüksek malıyet konusu da çözümlenmelidir.
Şimdilik bir özel banka, depreme dayanıklılık testi ya-
pılması - hasann belirienmesi - onanm - güçlendirme
projelerinın hazırianması - onanm ve güçlendirme inşa-
atının gerçekleştırilmesı için 3 aydan 24 aya kadar, dep-
reme dayanıkJılık kredısi vermektedir. DigW banka/arca
da devlet destekli, düşük faizli ve uzun vadeli krediler
verilmelidir. Çözümler bulunması ve sistemin içinde, her
tür denetimin getinlmesı ıçın, valiliğin getirdiği "zorun-
luluğun" hayalî olmaktan kurtanlması, bir sisteme dö-
nüştürülmesi acil çözüm bekJeyen birsorundur. Siste-
min tartışılması ise başka bir makale konusudur.
(1) "Bu konudariskbir rastlantı değildir"başlıklı maka-
le. (Prof. Dr. M. Çubuk, Cumhuriyet, 7Aralık 1999, s. 17)
(2) "Uluslararası Kocaeli Depremi Konferansı Sonuç
Bildirgesi", Cumhuriyet, 5Aralık 1999, s. 7.
(3)lstanbulValisiErolÇakırimzalı, 12.11.1999tarihHgenet-
(4) Valilik genelgesi.
*MSÜÖğretimÜyesi