09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13S MART 2000 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Sivilsiz savunma Depremden sonra İstanbul'da her ılçede gonullulerden oluşan sıvıl savunma ekıpleri yenıden kuruldu. Gonulluluk esas olduğu halde Adalar ılçesınde sıvıl savunma ekıplerine halktan katılan olmadı. Bunun uzenne kaymakamlığın talımatıyla kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar sıvıl savunma ekıplerine zoria alındı. Memurlar ve kamuda çalışan işçıler, "sıvıl savunma"ya alınınca önce kurslara katılmakla yukumlu tutuldular. Kurslar, Avcılar'da duzenlendi. Adalar'dan Avcılar'a gıdış-gelış yol parasını devlet vermedı çunku "gonulluluk" esastı. Sistem "gonulluluk" ûzerıne kurulduğu ıçın yemek sorunu da yoktu. Kurslar hafta sonunda duzenlendığınden kamu çalışanlan izınlerınden oldu fakat devlet fazla mesai ödemedı çünkü "sivıl savunma" teşkılatında "gonulluluk" vardı. Sıvıl savunma ekıplerine çağrılan kamu çalışanlan ıtıraz edecek olsa "savunma"ları alınacaktı! Bektrontk posta: [email protected] Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ecevıt, Gulen'ı savunmuyormuş... "Soz savunmanın!" Iternatıf ekolojıst dergı ve S O S Akdenız Derneğı'nın yayın organı Ağaçkakan'ın son sayısından bır alıntı Kapağına nukleer santral konusu taşıyan Ağaçkakan da Ca- rig Forcese'ın Kanada'nın Karanlık Nukleer Işle- rı'nden alıntı yapmış "Kanada Atom Enerjısı Şırketı'nın (ACEL) urunle- nnı Kore Elektnk Şırketı'ne (KEPCO) pazarlaması ıçın anlaştığı Guney Korelı acente, Aralık 1994'te, bır Kore mahkemesı tarafından ust duzey bır KEPCO yetkılısıne ruşvet vermekten suçlu bulundu Temsıl- cı Park Byung Chan 18 ay hapse mahkûm edıldı KEPCO Başkanı Ahn Byong-wha da hapse gon- derıldı Bu mahkûmıyetler Guney Kore'nın en buyuk yolsuzluk davasının sonucunu belırledı ama AECL'nın bu ruşvet olayındakı bılgı ya da rolu konusundakı sorular surup gıttı 1991 Ekım'ındeSeul RıvereHo- tel'ın lobısınde Park, KEPCO'nun muduru Choi Kwan-ki'ye 'ınşaatın puruzsuz yurutulmesıne yar- AECL dım etmesı' karşılığı KEPCO Başkanı'na venlmek uze- re toplam 250 bın dolar bulunan ıkı kese kağıdı tes- lım ettı Haber bultenlerınde Park'ın, daha sonra Korelı savcılara AECL adına hareket ettığını soyle- dığı bıldırıldı Kanada Doğal Kaynaklar Bakanı Anne McLennan, AECL'nın elınde 'Park'ın Kanada ve Kore kanunla- rına uygun olarak hazırlanmış olan kontratlarından doğan mukellefıyetlerıne aykırı davrandığına daır hıçbır belırtı olmadığı' konusunda ısrar edıyordu AECL sozcusu Rhea Cohen de Park'ın kanundışı faalıyetlerı konusunda şırketın hıçbır on bılgısı olma- dığını ve Kore savcılan tarafından sonışturulmaya baş- landığında ılışkılennı askıya aldıklarını eklıyordu Eylul 1992'de, Park'ın para teslımatından bır yıl sonra, Kanada DışTicaret Bakanı Mıchael Wilson, AECL'nın VVolsong 3 ve 4'un ınşaatlarının ıhalesını kazandığını ılan edıyordu Bu ıkı reaktor 1976 ve 1991 yıllarında KEPCO ıçın Pusan yakınlarındakı VVol- song tesıslerıne kurulmuş bulunan AECL'nın ıkı Ca- nadıan Deuterıum Uranıum reaktorune eklendı AECL'nın reaktor satışı, bu butçenın nereye gıttığı- nı gosteren bır tek muhasebe kaydı olmaksızın, ye- rel acentesı Shaul Eısenburg'a 18 mılyon dolarlık gız- lı bır odemeyı kapsıyordu AECL'nın 1973'te Arjantın'ın askerı dıktatorlerıne yaptığı reaktor satışı da benzer nedenlerle şaıbelı ıdı 1976'da Kanada'nın Genel Mufettışı, bır Isvıçre ban- kası hesabına, belırsız bır nedenle 2 5 mılyon dola- rın ACEL tarafından yatırılmış olduğunu saptadı Bu hesabın sahıbının, AECL ıle anlaşmayı yuruten Ar- jantın Enerjı Bakanı Jose Ber Gelbard olduğu, as- kerı cuntanın duşuşunun ardından yapılan bır so- ruşturma sonunda 1985'te açıklanacaktı" SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Kurban yenne bu yıl patates kesın 1 Kuzey Irak'ta ya da Irak'ın kuzeyinde Bırleşmış Mılletler, Irak'ın kuzeyın- dekı Erbıl, Suleymanıye, Dohuk bol- gelerınde yenıden yapılanma projele- rını uygulamaya koymuş Bız o bol- geye "Kuzey Irak" dıyoruz llk aşamada bolgedekı elektrık sıs- temının onanmı ve yenıden kurulma- sı varmış Ihaleye bıle çıkılmış Ne kı, bu ıhalenın başkentı Bağdat olan Irak devletı ıle bır ılgısı yokmuş Bı- zım parlamenterler, bızım "Kuzey Irak" dedığımız bolgeye gıttığınde pasa- port kontrolu da yapılmış ve kontro- lu yapanların Irak devletı ıle bır bağ- lantısı olmadığı gorulmuştu Bolge- de galıba kendı paralarını da basıyor- larmış Butun bunlar Incırlık'ten bolgeyı ya- kından ızleyen ABD'nın Bırleşmış Mıl- letler kanalıyla "Kuzey lrak"ta baş- ka bır devletın alt yapısının kurul- makta olduğu ızlenımını verıyor fakat Başbakan Bulent Ecevıt, Irak'ın toprak butunluğunden ve Irak devletının egemenlığınden soz etme- ye devam edıyor TiİPban bağı Tokat Tanm ll Mudurluğu'nde bır grup turbanlı memur Altı-yedı kışı Nedense, kılık-kıyafet kurallarına uyma- yanlar ıçın duzenlene raporlarda bır kez olsun adları geçmıyor Nedense, teftışler sırasında bır kez olsun ortalıkta gorunmuyorfar o gun ya ızınlı olu- yorlar ya da hastaneye sevk edılmış Turbanlı bır memurla, amırı arasın- da akrabalık bağı olabılır mı acaba 7 Pir Sultan On Yaşında ALİ BALKIZ {*) Bundan on yıl once kuruldu Pır Sultan Abdal Kultur Der- neğı (PSAKD) Ulkemızde on bınlerce orneğı olan koy der- neklerınden bırıydı Tuzuğunu değıştınp genışleyınce ılgı oda- ğı oldu Bu ılgının bırıncı nede- nı adından kaynaklanıyordu Çunku Alevıler katmda Pır Sul- tan-Abdal, sadece bjr dede degıl, bır ozan ve halk onde- nydıde Sadece şııryazan, sa- dece semah donen bır Alevı onden olmasının otesınde, Os- manlı feodal sıstemıne karşı başkaldıran Anadolu halkları- nın bır sımgesıydı Bu ozellık- len nedenıyleçağımızadaula- şıyor, Alevı-Sunnı, Turk-Kurt herkesı bırleştınyor Onun adını taşıyan bır der- nek de her şeyden once bu ada layık olmalıydı Oyle oldu Öyleolmayaçalışıldı Kısasu- rede genel merkezlı bıryapıya donuşerek şubeler açtı bın- lerce uyeye kavuştu Öbur Ale- vı orgutlerı ıçerısınde, Alevılığı bır yaşam, kultur ve feisefe ola- rak değerlendırışıyle, onun ozundekı ınsan sevgısı, huma- nızması ve haksızlıklara karşı dırenme yanını one çıkartma- sıyla -elbette ınançsal yonle- rını de ınkâretmeden- ozel bır yere oturdu Alevılerın sorun- larının çozumunu, ulkemızın obur sorunlannın çozumune, ozellıkle de laıklık ve demok- rasıye ılışkın olumlu ve onem- lı gelışmelere bağladı Bu an- lamda ulkemızde kımlerın laık- lığe ve demokrasıye gereksı- nımı varsa onlarla guç ve ey- lem bırlığı yapmayı ılke edın- dı Emeğın ve emekçının yanın- dayeraldı Hıçbır Alevı patro- nun, Alevı bır ışçıyı, Sunnı bır patronun Sunnı bır ışçıyı somur- duğunden daha az somurme- yeceğı gerçeğını gordu Pır Sultan'ı çağımıza taşı- maya, çağımızda anlamlandır- mayaveyaşatmayaçalıştı Bu nedenle Sıvas'ın Banaz Ko- yu'nde Pır Suttan'ı Anma Etkın- lıklerı duzenledı Bunlardan bı- rı Sıvas'ta gerçekleştırılıyordu kı, 2 Temmuz yaşandı Sonra ulkede her yer Madımak'a, her gun 2 Temmuz'a donuştu Çok bedel odedı bu dernek, çokacıçektı Amayılmadı, bık- madı, usanmadı laıklık deme- ye demokrası demeye, ınsan hakları demeye devam ettı Alevılığın ozgun bır oğretı ola- rak yarınlara kalması ıçın yo- ğun bır çaba sarfettı, etmeye devam edıyor Bıryandandev- letten gelen saldırıları goğus- lemeye çalışırken, bır yandan da, Alevılerın ıçınden çıkan ve Alevılığı Islamıyetın ıçerısınde yorumlamaya çalışan, hatta onun ozu ılan eden, gıderek Alevılığe "Alevı Islam" adını ta- kan çevrelere karşı da uyarıcı oldu Onların Alevılık dıye bır dertlerınden daha çok, "nasıl olur da şu Meclıs 'e kapağı ata- nz" bıçımındekı nıyetlerını de- şıfre ettı Dernek yonetıcılen hakkında onlarca dava açıldı, şerıatçı basın gunlerce manşetlerden çamur attı Tuzuğundekı "Ale- vı" ve "Alevı kulturu" sozcuk- lerı, 28 Şubat'tan ne anladık- ları şuphelı olan kımı savcıla- nn dılıne takıldı Dava konusu yapıIdı "Bız Aşure Gunü yap- mak ıstıyoruz" bıçımındekı ta- leplerı, kımı valılıklerce, "Ne aşuresı, gıdın pıknıkyapın" dı- ye yanıtlandı On yıllık bır sureçte çok şey ogrendı bu dernek, çok badı- reler atlattı, bılendı, guçlendı ve 6 Olağan Genel Kurulu'nu geçen gunlerde ıkmal ettı Ge- nel kurul yenı bır kadroyu go- revlendırdı ve onlara, geldığı- mız çızgıden daha da ılerıye doğru, yola devam edın dedı Bu, şu anlamda gelıyordu Emek kurtulduğunda, gerıye kurtulacak kımse kalmayacak bu ulkede Bu gerçek boyley- ken, Alevılerın Alevı oluşların- dan, daha da doğrusu, boyle bır ulkede yaşıyor oluşlanndan kaynaklanan sorunları unut- mamak gerekır Zorunlu dın derslenne, Dıyanet'ın yapılan- masına, Alevı koylerıne camı yapılmasına, yasalar nezdın- de yok sayılmalanna karşı dur- mak gerekır Bır kır kulturu, koy yaşamı olan Alevılığı kent ko- şullarında var etmenın yollan- nı bulmak gerekır Bu ıletışım, dolaşım, teknolojı ve kent sos- yolojısı ıçerısınde, Alevılığın ev- rensel değerlerını (Tanrı anla- yışı, kadına bakışı, bılıme ba- kışı, ınsan sevgısı, yardımlaş- ma ve dayanışma geleneğı, mazlumun yanında oluşu) mut- laka yaşatmak gerekırken, sor- gulanması, uzennde yenıden tartışılacak yanlarını da gor- mezden gelmemek gerekır Ne yapılmalı kı, kent koşullarında da ozunu koruyarak Alevılık yarınlara kalabılsın Bu ulke- nın dağlarında açan nergızle- rın, navruzların, çığdemlerın arasında gelıncık olarak kal- maya devam etsın Bugun 30 şubesı, 20 bıne yakın uyesı, seçımı kazanan- kaybeden tum kadrolanyla, da- ha da guçludur Pır Sultan Onunde, orgutlenmesını nrtel ve nıcel anlamda guçlendırmek, Sıvas davasının davasını sur- durmek, şerıata ve şıddete ıtı- raz etmek, devletı yonetenlerı taleplen doğrultusunda ısrar- la uyamnak, Banaz Koyu'nde- kı taşların ustune yenı taşlar koymak gıbı gorevlerı vardır Bır gorevı de "gormek"\\r Bu dernek, 2 Temmuz gunu Madımak Otelı'nın kınk cam- lanndan Cafer Tayyar Soy- kokadlı Hızbullahçıyı gonmuş- tu Bu kışının, DGM'ye gelen nufus kayıt orneğınde oğlunun adının "Hızbullah" olduğunu da Şımdı de başka bır şeyı go- ruyor Toprağın ceset kustu- ğu şu gunlerde şenatçı şıdde- tın asıl altyapısını, fikrı temel- lerını oluşturan Fethullahçılar- la Ecevıt Hoca'nın kol kolalı- ğını Hanı derız ya, "Ah Mustafa Kemal" dıye Işte oyle bır şey 0 Yazar, PSAKD Genel Başkanı KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behıcakiıı turk.net ÇtZGİLİK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMİH POROY semıhporoy(â yahoo.com KEDİ LEVO APTİLIKA ^MERHABA BUNMN BOYl£ BUR/lûA StZLEffLE _ K0ŞEYE İLK ONCELERi 'GcRtU* Ş DUSMDi/M ANCAK VAUA SOA RA BUHÛ4N M&ÎBHÇ ORUf> P£#İŞAH'W YAN BlRIA/E Y/ DAHA DUM... IŞTEDAHA ONCELEfff G & PA ARAS//ZA ÇOffM/ĞUVUZ, TA/(ID/Ğ/AffZ; BU KOŞEDE 8A_ Ğ/MS/Zl 161*1/ /lAH 7 KADAR r B6/MK0MUM/ TARİHTE BUGÜN MUMTAZARIKAN 15 Mart 'BESSEMER ARMUOU 1898'oe eosuN, UWM IN6IVZ. c/jf netmy ÇetJ g££S£M£B,BUMl*i IÇJH GEREIOJ OtAtt VE MAU- YE77 DE OÜŞÜRBN 8lü AytSIT /ÇfM ÇAUÇMAyA 8AÇLA- M/frt y*PTI& y&Jt POmC* (gBSSSMB? AKMUPU) EX6JT/LEN DEMIRESIlTrAN HAVA ÜFLENIYOG, ÇOK KALI- TBU OLMASA DA CEUK UKETlUYOZCHl ELP£ £O/L£M ÇBU6IN KH&LGANLIGINI AZALTMAK lÇINrOAHA SON&I- LAgl,paSFORSU2 FIUZ KULLAN/LD/.. SONUÇ. BAÇAttlUY- £>/ DBRKEN, GtLCH/etSTn/O&4A£ADLI MUHENOtS/AI G£L$T//eCĞ YEN YONTEML£2ETM AŞA MA GO£TE/ZC*.Ç£L/K MIPIMI,AKnK KUÇÜK, DÖKUM ATELYELERINDEN ÇIIC/P, PEV SlR ' ENDÛSTK/ PU&UMUAJA GEUYOR0U.. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Sayın Cumhurbaşkanı'nın Bilmek İstemedikleri Alı Kırca'nın son "Sıyaset Meydanı"nda Sayın Cumhurbaşkanı bellı kı en çok, adının Onur Mum- cu olduğunu oğrendığımız o guzel konuşan, soğuk- kanlı gencın soyledıklenne ofkelenmıştı Delıkanlı, ul- kemızın hepımızce bılınen gerçeklennden bır "demet" sunmuş, sozunu "Sıyasetten çekılın artık'" dıyerek bağlamıştı Sayın Cumhurbaşkanrnagorebu, "o/um- suz muhalefef'e tıpık bır ornektı Bunu kanıtlamak ıçın kırk yıldır yapılanları, kurulan "unıversıteler"\ açılan "fabnkalar"\, hızmete sokulan "telefon şebe- kelen"n\ bır bır sayıyor, tum bunlarda "Benım depa- yım var'" dıyordu Doğruydu Ama Onur Mumcu, "Turkıye'de kırk yıldır hıçbır şey yapılmadı 1 " deme- mıştı kı 0 yalnızca, tum bu yapılanlara "rağmen" ulkemızde hâlâ "aç" olan ınsanlar, "çözulememış sorunlar" olduğunu soyluyordu Dunyada Turkıye gıbı doğal zengınlıklere, ham- madde kaynaklarına, ışgucu potansıyelıne sahıp tum ulkeler son kırk yılda buyuk gelışme gostermışlerdı Ispanya'dan Yunanıstan'a, Nıjerya'dan Guney Afn- kaCumhunyetfne, Brezılya'dan Arjantın'e, Guney Ko- re'den Tayvan'a kadar bırçok Avrupa, Afrıka, Guney Amerıke, Asya ulkesı Bırleşmış Mılletler ıstatıstıkle- rınde "varsıl ulkeler" arasına gırmeyı başarmıştı Kı- yıları, toprakları, madenlerı ve ınsanlarıyla "doğa"y\ "para"ya donuşturmek pek zor bır "ış" değıldı çağı- mızda Zor olan, elde edılen zengınlıklerı toplumun genelıne yaymayı başarabılmektı Bunu başaran ul- keler olduğu gıbı başaramayanlar da vardı Brezıl- ya'nın "zengınlık"dıyetı, "yağmurormanlan" ıle oden- mıştı orneğın Rıo de Janeıro, dunyada erkek başı^ na en çok fahışenın duştuğu başkentler arasında ıllj sıradaydı Zengın mahallelerındekı dukkân sahıple^- rı gecelerı kente akan varoş yoksullarını, turtuklan "olum mangalan'na oldurtuyorlardı, dukkânlannın onLtı "temız" kalsın dıye 1 u Turkıye de son kırk yılda buyuk bır "ekonomık ge- lışme" gostermıştı Ama nıce "gokdelen sahıbızen- gın"\n çıktığı Dıyarbakır'da bıle ınsanlar hâlâ bır sor( mun ekmek ıçın çamurlarda yuvarlanıyor, bırbırlert- nın boğazını sıkıyordu Televızyonlarda ızlememışi mıydık 1 ? Sayın Süleyman Demırel ızlememıştı an^ laşılan Avrupa'nın en gorkemlı alışverış merkezle^ rının bulunduğu İstanbul'da "sokak çocuklan" kırm. yerel yonetımlerın en buyuk sorunu halıne gelmıştı- Gunduzlerı çopluklerden beslenıyorlar, gecelerı sur dıplerınde oluyorlardı Buna rağmen sayıları her ge^ çen gun artıyordu Sayıları artan yalnızca "goç artı- ğı" sokak çocukları değıldı Işsızlerın, uyuşturucm bağımlılannın, fahışelerın, katıllerın sayısı da artıyor- du Oysa ne dıyetler odemıştık "buyumek", "gelış-ı mek" ıçın Doğal zengınlıklerımızı talana açmıştık' Bergama'da "Eurogold" toprağa sıyanur şırıngalı-( yordu Kentlerımızı betonlaştırmış, kıyılarımızı yağ- malatmış, denızımızı havamızı, toprağımızı zehırlet^ mıştık Turkıye "kara para cennetı"r\e çevrılmıştı* tek "para gelsın" dıye Bankalar, dovız burolan, beş yıldızlı oteller ve kebap sarayları açılmıştı bırbın ar- dınca "Devletıkuçultelım", "devletmalınıböluşelım" dıye ıhaleler açmıştık, "ozelleştırme" adına Tersgı- den bır şeyler olmalıydı kı zengınler bırbırlennı oldurt- meyeiâşlamışlareJı MafyababalarımızSıeılyalıus- talarına fark atıyorlardı artık "Ihale maryas;"ndan "otopark mafyası"r\a, "gecekondu mafyası"ndar> "kumarhane mafyası"na kadar gunluk yaşamın bır parçası olmuştu "mafyalar'" Cezaevı korıdorları bı- le mafya hesaplaşmalarına sahne oluyordu Televızyon kanalı sıralamasında Avrupa'da, tankat sıralamasında ıse Islam dunyasında ılk sıradaydık "Televoleler" kadar "mezarevler"\e de haşır neşır ol- muştuk Yeraltında "cıhat ordulan" kurulmuştu Unıversıtelerın onunde turbanlı genç kızlar, "ımam hatplı" delıkanlılargosterıleryapıyorlardı Kımıokul- larımız, kımı unıversıtelerımız "/rt/cayuva/an"nado- nuşmuştu TurkCezaYasası'nın312 maddesınden hukum gıyen Eşber Yağmurdereli cezaevınde unu- tulurken herkes aynı maddenın "olası mağdur"u Necmettın Erbakan'ı kurtarmak ıçın seferber olu- yordu nedense Son kırk yılda ıkı de askerı darbe yaşamıştık Altı yuz ellı bın kışı gozaltına alınmış, bınlercesı ışkenceden geçmıştı Onlarca aydın, yuz- lerce genç oldurulmuştu sokaklarda Yalnızca gaze- temızın, Cumhunyet'ın altı olusu vardı 1 Bırdefadaye- dı solcu bırden olduren mıllıyetçı katıller, şımdı ce- zaevlerınde "af" beklıyorlar, "çefe davalan"r\\r\ go- rulduğu mahkeme salonlarında "tuluat" sergılıyorlar- dı Bu arada ayrılıkçı bır ıç savaşın eşığınden don- muştuk, otuz bın olu vererek Ama tum bu sorun- lann çozumu hâlâ ortadaydı 1 Genç unıversıtelı Onur Mumcu'nun "Sıyaset Mey- danı"nda soyledıklerı ozetle bunlardı Bunlara kar- şı çıkmıştı Sayın Süleyman Demırel Çamur ıçınde yuvarlananlan gormemesı belkı anlaşılabılırdı Akşam- lan oturup, televızyon ızleyecek değıldı ya koca Cum- hurbaşkanı 1 Ama obur gerçekler? Bilmek isteme- dikleri'? Onu devletın en yuce katına tek seçenek yapan da bu "bilmekıstemedıkten" değıl mıydı zaten? Faks 0212-723 84 97 BULMACA SEDAT UŞAYAN SOLDAN SAĞA 1/ Getnıde dı- rekleretakılıha- latlan bağlamak ıçın kûpeştenın ıç tarafında bu- lunan delıklı ve çubuklu levha II Bır nota Ayıplanacak şey Ingılte- re nın plaka ışa- retı 3/Bırkâğıt oyunu llaç 4/ Bır şeyın on ta- rafı cephe Yankı 5/Borusesı Ku- randabırsure 6/II Dım- i ya Savaşfnın onemlı çar- _ pışmalanna sahne olmuş bır Japon adası 7/ Ma- 3 navgat Çayı üzennde ku- 4 rulu olan baraj \ e hıdro- g elektnk santralı 8/ Na- zı partısının hucum kıta- ° sını sımgeleyen harfler 7 Nefret edılen kımseler 8 ıçın kullanılan bır sövgu g sözü 9/ Bır ışletmenın anı batışı Bırıne dokunsun dıye soylenen soz ' YUKARIDAN AŞAĞIYA: y 1 / Atlas Okyanusu nda yaşayan ın bır kuş 2/ Bır tur otOT mobıl ya'rışı Tıbet sığırı 3/ Hububat tozu Kemıkle- nn yuvarlak ucu 4/ Tokmakbaş adı da venlen bır balık 5/ Tavlada ıkı sayısı " Evv el gıymez ıken — mıntanı / Gıversın eğnıneçul yavaş >avaş" (Se>Tanı) 6/ tspanyol- lann se\ ınç ünlemı Ekın bıçıldıkten sonra toprakta kaT lankoklusap 7/Doğaldemır\ekalsıyumsılıkat 8/Gu^- muşun sımgesı Sert ve fazla kızarmayan bır domateg turû 9/ Sırma ya da gumüş ışlemelı bır tur ıpeklı kumaş- 1 p I R IF A N T • 2 0 L U M | M T 3 T E F •M IL E T 4 I T E N E K IB i 5 B LK E S | F O N 6 •A S A D O L U 7 "R A | i D IK U T 8 •S T M E N A •U 9 K A D 1 TJ •13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle