25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ŞUBAT2000ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA l \ J M \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 ALLECRO EVtV tLYASOĞLU Gündemde Yalçın Tura varHer bestecimıze nasıp olmaz 64. yüı için Yalçın Tura'nın yapıtlan CD'lerde ve konserprogramlanmızdayeralmak- ta. Bu yıl içindeki ilk CD'yi Kalan Mü- zik'ten Milli Reasürans desteği ile ke- man sanatçımız Hakan Şensoy çıkartmış- tı. Tura'nın 'Oda Müziği'nden seçme- leri içeriyordu. Diğer CD'leri bugün- lerde Iş Bankası desteğinde çıkmış. Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Ko- rosu'nun seslendirdiği "Şeyh GaUp'e SaygT başlıklı yapıt ve "Tura Şarküa- n " . Geleneksel Türk müziği sanatçıla- nyla opera sanatçılannın solistliğinde- ki bu şarkılar, Tura'nın da iki müzikte- kı kımliğinin simgesi. "Karacaoğlan Operaa"ndan seçilen şarkılar ıse bes- tecinın şu sıralarda tamamlamakta oldu- gu operadan alınülar. Ayangil Orkestra- sı için düzenlenmiş şekliyle dinliyoruz CD'den. Tura'nın kendine özgü bir baş- ka yönü de burada karşımıza çıkıyor: Yıl- lar ötesinden yazdıklannı raflardan in- dirip yeniden değerlendirmesi. Bir son- raki CD'nin de Karacaoğlan Operası'nın kaydı olmasını dileriz. Iş Bankası tara- fındatı yayımlanan her iki CD de beste- cinin özgeçmişi ve yapıt lıstesi benim 1989'daki 25 'TürkBestecisi' kitabım- dan abntılarla hazırlanmış. Kaynak gös- terilmemesine artık alıştık. Yalnız bu kadar eski bir yayın yerine 1998'de çı- kan "Çağdaş Türk BestecüerT başlıklı kitabımdan yararlanılsaydı, hiç değilse Tura'nınyeni yapıtlan da listeye alınmış olurdu. Orneğin o güzelim Toccata'sı (1996) ya da geçen hafta İDSO tarafın- dan çalınan 'Viyola Konçertosu (1997)' gibi. Bu bilgilere göre bestecı 1980'ler- den sonra "inzivaya'' çekilmiş görünü- yor. Geçen hafta İDSO'da seslendirilen Viyola Konçertosu'nda solist RnşenGü- neş parlak yorumuyla yapıtı baştan ya- rattı, diyebiliriz. Daha önce Ankara ve tzmir'de seslendirerek onu iyice tanı- mış ve onca yıllık solistlik ve orkestra- cılık deneyimleriyle iyice yoğurmuştu. Konçertoda viyolanın hüzünlü ses ren- gi modal çizgideki yumuşak havaya ıryum sağlıyor. Halk motifleriyle süslen- miş zengin orkestrasyon, 20. yüzyılda folkloru kullanan nice besteci gibi Yal- çın Tura'yı da seçkinleştiriyor. Erol Erdinçyönetimındeki tDSO'dan geçen hafta bir başka Türk bestecisinin ^yapıöaı daha dinledik. Eujovizyondaki "oaşânsıyla tanıdığımız orkestramızm trombon grubunun şefı Levent Çoker'e ait bir senfonik süit. Orkestrayı iyi tanı- yan, eklektik özellikte, film müziği akı- cılığında, alımlı bir yapıttı. Konserin ikıncı yansında yer alan Mahler'ın 1. sen- fonisi için orkestramızın daha bir Mah- ler söylemine yatkın ohnası gerekiyor. Birkaç yılda bir kez Mahler, Bruckner, R. Strauss gibi geç-romantıkleri çal- alçın Tura'nın 64. sanat yılında yapıtlan CD'lerde ve konser programlanmızda yer alıyor. İDSO'da seslendirilen Viyola Konçertosu'nda solist Ruşen Güneş parlak yorumuyla yapıtı baştan yarattı. Fazıl Say Fransa'da düzenlenen Bach günlerinde iki resital vermiş, üç günde 2000 CD'si satılmış. makla, o söylem kolay kolay yerleşemı- yor. Berlin Filarmoni bu yıl eylül ayını Mahler'in senfonilenne ayırrruştı. Bir ay boyunca bestecinin 9,1,8,10. ve 'Top- rağın Ezgisi' senfonilenru çaldı. İmren- memek elde değil. Doğal ki yalnız or- kestranın düzeyine değil, kentin de kül- tür birikimine imreniyoruz. Hamit Alacalıoğhı'nu yitirdik tstanbul'da bugün bir müzik ortamı ya- ratıldıysa bunun gj/li kaljramanjarı yar7 dır. İlk kuruculann çoğu meslekten mü- zikçi değildir. Örneğin, tıp doktorluğu gibi ağır bir dalın üyeleridir. Ancak on- lann coşkusu bir başkadır. Geçen hafta yitirdiğimiz psikiyatr Dr. Hamit Alaca- hoğhı da (1922) Istanbul müzık dünya- sınınböyle bir çehresiydi. Cemal Reşit'in kurduğu Şehir Orkestrası 'nda kemancı- lık, müdürlük yapmış ve Türkiye'nin ilk oda orkestrası olan tstanbul Oda Or- kestrası'nı kurup yıllarca yönetmişti. Sanatçılara zamanın en yüksek kaşele- rini ödeyebilen, konsolosluklarla, kül- tür ataşeliklenyle işbirliği yaparak ya- bancı solistleri konuk edebilen, düzen- li bir topluluk. Hamit Bey, sanatçılığın yanı sıra organizasyonu da başarmışn. 1961 -73 arasında, yılda 8-10 konser ve- rip radyo emisyonlan yapmıştı. Bir söy- leşimizde orkestra üyelerini eleştiriyor- du: "Hiç akbmermiyor.Bazı orkestra üye- lerivardır,çaldıklan eserin kimeveya han- gi doneme ait olduğu hiç önemli değil- dir onlar için. Partisyonun yalnız kfitüp- hanedeki katalog numarası ik anıldığı- nı bile hatırtarun: Örneğin, bu hafta 95- B'yi yalarakmıy?, gjbUerinden." Nice müzikçı vardır, bır orkestranın bir köşesinde ydlarca çalgısını çalmış ve sessizce yok olup gitmiştir. Nicetipdok- toru vardır, ancak kendi mesleğini ye- rine getirmiş ve göçmüştür. Hamit Bey, yaşamını birkaç bölmeye ayırmıştı. Bir yanda Istanbul Oda Orkestrası'nın ku- rucusu müzisyen, bir yanda Lape Has- tanesi'ıun unutulmaz hekimi ve bir yan- da da mutlu bir aile babası olarak her yap- tığı işi iyi yapmanın örneğini verdı. Öte yandan onun yazarhğını da unutmamak gerekır. "Soyadımda Defi Var", "Müak- li Kareler" adlı kitapları \e Orkestra dergisindeki yazılan nükte doluydu. PAN Yayıncılık tarafindan bu hafta pi- yasayaçıkarolan son kitabı "İstanbul Oda Orkestrası ve Hamit AlacalıoğhTnu ne yazık ki kendısi göremedi. Bundan böy- le Hamit Bey ve orkestrası artık tstan- bul'un tarihinde yer alacak. CRR'de 'Bach Gfinlerf 'Bach Günleri' ile Cemal Reşit Rey Salonu eski yıllardaki kalabahk dinle- yici kitlesine kavuştu. idilBiret'in kon- serindeki ilgi görülmeye değerdi. Bu dinleyiciye dönüp, neden diğer etkinlik- lere de gelmiyorsunuz, diye sormalıy- dık. Yıl ortası gehniş, hâlâ alışageldiği- miz yıllık program kitabı basılamamış, aylık uygulamalarla yürütülen bir prog- ram. Üstelik tek tük önemli topluluklar da Kırgızistan, Tataristan, Kazakistan, Azerbaycan topluluklannın gösterileri arasma sıkışmış durumda. Bu Türki cumhuriyetlerdeki üst düzey sanatçılar artık Avrupa, ABD ve Kanada'nın çe- şitli orkestralanna yayıldıklanndan el- de kalanlar da kimbilir kaçıncı sınıf! Son kez izlediğim Kara Karayev Azer- baycan Oda Orkestrası, bu durumun en iyi karutıydı. Entonasyon yoksunu, asık yüzlü, müzik yapmaktan bezmiş insan- lar topluluğu. Bunlanngetırilipgötürül- mesi, otel ve yemek giderleri için kim- bilir neler harcamyor. Öte yandan bu kurumun dağılmaya yüz tutmuş orkest- rası ve operası maddi olanaksızhklar yüzünden bir türlü toparlanamıyor. Aca- ba belediye yetkilileri hiçbir Türki cum- huriyeti sanatçılannın konserinde, gece- si 8 bin dolarlık salonun durumuna ge- lip bakıyorlar mı? Ya da orkestranın ye- nilendiğini görmek isteyen dinleyicinin ilgisine kulak veriyorlar mı? Fazıl Say'ın Bach günleri Faal Sa>' geçen hafta Fransa'nın Nan- tes kentınde düzenlenen, 93 bin kişinin katıldığı Bach günlerinde iki resital ver- miş. Kendisiyle Avnıpa'nın birçok rad- yosu ve televizyonu söyleşi yapmış. Üç günde Fazü'ın 2000 Bach CD'si satıl- mış. Bu, Stingve Madonna'yı geçen bir rekor olarak kayıtlara geçmiş! Le Monde la Musique, Gershvvin CD'sine geçen ay CHOC ödülü vermiş, RTL-TV ve Radyosu da "Aym Plağı" seçmişti. Bu ay da Reperetoıre dergisı R 10 ödülünü verdi. Le Monde gazetesinin ünlü eleş- tirmeni Alain Lompech, 29 Ocak tarih- li yazısında Fazıl'ı göklere çıkartıyor. Fazıl 'dan gelen diğer haberler de şöy- le: KudsiErgunerile birlikte "TheTur- kish CazQuartet" adlı bir topluluk kur- muşlar. Önce Istanbul Caz Festivali'nde çalıp ardından bir turneye çıkıyorlar. Şimdiden birçok caz festivali için öne- ri almışlar. 2001 yılı haziranuıda Kurt Masur yönetimindeki New York Filar- moni ile yapılacak 14 konserlik Alman- ya turnesinin solisti, Fazıl olarak belir- Mş,, A. ,. As, Yine 2001 yılında Rus Ulusal Orkest- rası'mn ABD turnesinın 10 küsur kon- serinde de solist, Fazıl olarak seçilmiş. Artık yaüıız uluslararası bir sanatçı ol- maktan öte uluslan birleştirici bir sa- natçı. Bu arada bir kentten diğerine uçar- ken yollarda yazdığı "UçakNoÜan* ad- lı kitabını okudunuz mu? E-mail: evini@boun.edu.tr Halksal olmanın olçusu • ŞefRengimGökmen'in IZDSO'nun konserinde ikinci yanda seslendirdiği Aram Haçaturyan'm "Masquerade" süiri ile Gayane bale süiti en azından Friedrich Gulda'nın konçertosu kadar halksaldı. ÖNDERKÜTAHYALI İZMİR-18 Ocak akşamı verdiği din- letide IZDSO, L. Van Beethoven'in OP. 60sibemolmajör4. Senfonisi'ni çalmış- tı. Bizim senfoni orkestralanmızdaki ruhbilimsel havayı anlayabibnek çok güç. Bir hafta önce dinlediğim Beetho- ven'in "PastoralSenfoni"sindeki soğuk- Iuk ve umursamazl± gitmiş, yerine de- vingen ve yaşam dolu İZDSO gehnişti. Şef yine T. Strngala'ydı. Besteci yine Beeüıoven'di ve orkestrada değişiklık yoktu. Bu iki yorum arasındaki niteük ay- nmı karşısında şaşırmamak elde değıl- di. Dınktinin başında seslendirilen Co- riolan uvertürü de etkileyiciydi. Polon- yalı kemancı Konstanty Kulka'nın çal- , dığı J. Brahms'uı Op. 77 re majör Kon- ! çertosu ise sözcüğün tam anlamıyla ku- sursuzdu. Orkestramızın geçen haftakı dinletisi- ; niDevletSanatçısıRengimGökmenyö- nettı. Solocular, viyolonselcı Anton >'i- cakscn ile gıtarcı Bekir Küçüka> 'dı Sa- natçılar A\-usturyalı besteci Friedrich GnMa'nın Viyolonsel ve Üfleme Çalgı- lar için Konçertosu'nu seslendirdiler. (Yapıtta, gitann soloculuğu yahıızca süs- leme nitelığı taşıyordu). Dinleti gerçek bir*lnMemoriam"dı. Konçerto 1999'un yaz aylannda yıllık progıama aunrnış, pro- valardan birkaç gün önce ise Gulda öl- müştü. Nitekim orkestra yönetımı, prog- ram kıtapçığının başına: "Geçoıhafla kay- bettiğimiz değerti Avusturyah sanatçı, Friedrich Gulda'nın antana" yolundaki seslenişi koyarak müziğe emek veren ünlü bir sanatçıya saygı göstermiştı. Gulda'nın hem yorumcu hem de bes- teci olarak tabulan yıkma çabası içinde olduğunu biliyorum; ama halkla bütün- leşme uğruna çağdaş yaratıcı kimliğini sıfir noktasına indirgemesıni yadırga- dım. Beş bölümlü konçerto, hafîf müzik- ten, kolay cazdan ve 19'uncu yüzyıl ro- mantikliğinden oluşuyordu. Nknlescu, epey güç olan solosunu çok güzel çaldı. Sanatçının iyi bir tekniği var. Renkti orkestra dinletileri Gulda'daki yaklaşımın tersine, yaratı- cı sanatçı halka yakınlık ilkesiyle çağdaş besteci ohnanın gerektirdiği özellikleri bırleştirdiği zaman aluıan sonuç tutarlı ve doyurucudur. Nitekim Gökmen'in ikinci yanda seslendirdiği Aram Haça- turyan'uı "Masquerade" süitı ile Gaya- ne bale süiti en azından Gulda'nın kon- çertosu kadar halksaldı. 19'uncu yüzyıl ile flört onlarda da vardı; fakat Haçatur- yan, aynı zamanda 20'nci yüzyılın renk- lerini ve müzik dilini getiriyordu. Se- vimli ezgiler, valsler, yerel danslar, çağ- daş müziğe özgü tekniklerle, yepyeni or- kestra renklenyle, çözüme ulaştuılma- yan gerilimli aİcorlarla, peşpeşe kullanı- lan ikili aralıklanyla ve çapraşık ritim- lerle kaynaşnnlmaktaydı. Halk, müzik di- li açısından epey karmaşık sayılan Ha- çaturyan'ı, Gulda'ya kıyasla daha içten- lik taşıyan alkışlarla karşüadı. Orkestra- nuı canlı ve renkli yorumu salonda bu- lunanlan coşturdu. Öyle ki Gökmen, Ga- yane bale süitinin son parçası olan "Leag- hinka"yı yıneleme gereğini duydu. Renkli orkestra dinletileri halktan bü- yük ilgi görmektedir: ama müzik sana- tının başka bir yüzü olan resitallerle oda müziği dinletileri yeterince dinleyici çek- miyor. Müzikçilerimiz, sanatın bu yö- nünü de topluma sevdirmenin çabası içinde değiller ve biz, Izmir'de yeterin- ce oda müziği dinletisi verihneyişinden süreklı yakınıyoruz. 27 Ocak akşamı tZ- DOB'un kendi sanatçılanyla düzenle- diği böyle bir dinleti, eğer istenirse oda müziği alanında kentimizde güzel şey- ler yapılabileceğini gösterdi; aynı za- manda da halkın ilgisi bakımından umut- larımızı arttırdı. tlk yansı Barok döneminin yapıtla- nndan oluşan dinletiyi gitarcı AK Öz- türk,G. Sanz'ın tspanyol süiti ile başlat- tı. FagotçuTolgaA4)ayG.P. Telemann'ın fa minör sonatını, ÇîğdemBorlak'ın klav- seni ve BülentOral'uı kontrbasla gerçek- leştirdığı Contınou Partisi eşliğinde çal- dı. Yüksek nitelikler taşıyan bir fagot müziği dinledik. Hakan Özaytekin'in seslendirdiği A. CoreDi'nin mi minör so- natı da güzeldi ve çembalo eşliğini Tuğ- çeDorukyaptı. tkinci yandaklarnetçi Öz- iem Alpa> ile kontrbasçı Bülent Oral, Çiğdem Borlak'ın piyanosu eşliğinde G. Bottesini'nin Grand Duo Concertant'ını seslendırdiler. Kontrbas partisinin sorgu- lanabilmesine karşın renkli bir yorum- du. Soprano Birgül Su Ariç'in söylediği W.A. Mozart'tan -Aflehıjah" Ue G.F. Ha- endel'in Alcina operasından "Toma Mia Voheggjar" ise salt evrensel nitelikler ta- şıyordu; alışılrruşın üzerine çıkan bir yo- rumdu. 'Millenium ofJazz-2000'projesi Dulcinea ve Babylon'da New Jazz Line konserleri Kûltür Servisi - llki 6. Uluslararası tstanbul Caz Festivali çerçevesinde Dulcinea'da düzenlenen 'New Jazz li- ne' konserleri bu kez şubat ve mart ay- lannda yine Dulcineave Babylon'da ger- çekleştinlecek. Bu yıl 17 Şubat-30 Mart 2000 tarih- leri arasında Dulcinea Cafe ve Baby- lon'da yapılacak olan 'Millenium of Jazz-2000' projesi, günümüz çağdaş cazcüan, Türkiye'den AydınEsen. Fran- sa'dan Prysm ve ErikTruffaz, İngilte- re'den KingKooba gibi grup ve müzis- yenlerin çalışmalarmı bir araya getire- cek. Kompozisyon, piyano ve elektronik müzik alanında sayısız ödüle sahip, Türkiye'nin caz dünyasma kazandırdı- ğt Aydın Esen 17-18 Şubat tarihinde sa- at 22.30'da Dulcinea'da olacak. Piya- no çalmaya iki yaşında başlayan virtü- öz Aydın Esen, Norveç Devlet Müzik Akademısi, Berklee College of Music ve New England Conservatory of Mu- sic gibi saygm müzik okullannın ödül- lü öğrencisi ounasuıuı yanı SUB sayı- sız birinciliğın de sahibi. Uluslararası alanda kazandığı ödüllerin arasında en önemlilileri, Dovvnboat ve Keyboard dergileri tarafindan verilen 'en başan- b çağdaş müzisyen' ve 1989 yılında Pa- ris'te yapılan dünya piyano yanşmasın- da aldığı bınncüik geliyor. Uzun zaman- dır caz çevreleri tarafindan beklenen, zaman teması üzerine kurulu yeni al- bümü 'Timescape'den de ömekler su- nacak olanAydm Esen'e vokalde Randy K (Esen) eşlik edecek. Fransız Prysm grubu, davulda Ben- jamin Henocq. basta Christophe \Val- leme ve piyanoda Pierre de Bethmann ile 23-24-25 Şubat tarıhlerinde saat 22.30'da Dulcinea'da sahne alacak. 1994 yılmda kurulan Prysm, gerek her grup üyesinm kendi enstrümanla- nna olan hâkimiyeti ve profesyonelli- ği, gerek caz müziğinin en zor yapıla- nndan biri olan üçlü formasyondaki armoni ve ağırlık dengesindeki mü- kemmel uyumuyla, kısa sürede müzik eleştirmenleri tarafindan caz müziğinin en önemli gruplanndan biri unvanını ka- zandı. Müziklerinde funk, soulful vocals ve soundtrack Jazz elementlerim spon- tane enstrümantal kompozisyonlarla birleştiren King Kooba, 10-11 Martta- rihlerinde saat 23.00'te Babylon'da ola- cak. Grup, yararaklan türü organik ve hümanist future funk olarak adlandın- yor. Erik Tnıffaz, Patrick Mulkr. Mar- ceflo Giuliani ve Marc Erbettadan olu- şan 'ErikTruffazDörÜüsü' 29-30 Mart tarihleri arasında saat 23.00'te Dulci- nea'da dinleyicilerle buluşacak. Dört- lü 1991 yılmdakuruldu. ErikTruffaz, kendi grubu yanında drum'n bass, hip- ErikTruffaz Dörtlüsü projede yer ahyor. hop üslubunda yeni ritimlerin peşinde koşan başka projelerde trompeti ile yer aldı. Bugün, yaraöcılığı ve müziğinde- ki orijinalliği ile dünyamn sayılı ftom- petçileri arasında yer alan sanatçının son iki albümü 'Oııt of a Dream' ve 'the dawn' Blue Note tarafindan yayımlan- dı ve Avrupa'da en çok satan caz albüm- leri arasında yer aldı. Gelecek yıÛarda diğer Beyoğlu klüp- lerinin de katılımını hedefleyen proje- nin diğer destekçileri ise The British Co- undl ve Instifut Français. Modern Dans Topluluğu 7. yılını Bahar 2000' projesiyle kutluyor • Kültûr Servisi - Modern Dans Topluluğu, 7. doğumgününü 12 Şubat'ta saat 20.00'de Ankara Devlet Opera ve Balesi'nde 'Bahar 2000' projesiyle kutlayacak. MDT, yerli koreografilerin çoğalması amacıyla başlattığı 'Türk Koreograflan' projesinin 3. etkirıliği olan 'Bahar 2000'de 3 ayn ekolü bir araya getirecek. Topluluk, dansçılanndan Bürge Öztürk'ün koreografisini yaptığı ve Ocak'ta Londra turnesinde sergilenen 'Oksijen'in yam su-a; Nurdan Menemencioğlu'nun Anadolu'nun çayda çu^, zeybek, horon motiflerini çağdaş dans formu ile biçimlendirdiği 'Anadolu Formlannda' ve Binnaz Dorkip'in ensemble dansmı nıteliklı üslubu ile çeşitlendirdiği 'Avaz' adlı yapıtlanm sergileyecek. Yönetmen C. Autant- Lana öldü • ANTtBES (AFP) - Politik görüşlen nedemyle zaman zaman Fransız hükümetı ile ters düşen yönetmen Claude Autant-Lara, geçen cumartesi, uzun süreli hastalığı sonucunda, 98 yaşında yaşama veda etti. 60'tan fazla film çeken Autant- Lara, sinemaya sessiz fihn döneminde alaylı olarak başlamıştı. Autant-Lara pek çok sayıda avantgard ve kısa film çekmeden önce Marcel L'Herbier ve Jean Renoir gibi yönetmenlenn, sanat yönetmenlığini ve kostüm tasanmcıhğını yapmıştı. Ateistliği ve solculuğuyla tanınan yönetmen, burjuva, kilise ve ordu konulannı duyarlılıklı işlediği ve resmi baskı ile sansüre karşı çıktığı filmleriyle eleştirilere manız kalmıştı. Filmlerindeki tüm iaik tutumuna ve seksüel arzulara yakınlığına karşm Autant- Lara olgunluk döneminde katı bir tutuculuk tarzım benımsedi \e 1947'de Raymond Radiguet'nin 'Tendeki Şeytan' ve 1954'te Stendhal'in 'Kırmızı ve Siyah' yapıtlanrun edebiyat uyarlaması fiunler çekti. Pornografiyi de içeren çokça günah işlemekle suçlanan yönetmen, 1960'lardaki Fransız Yeni Dalga akırnının cesur atılunlanyla ciddi bir film kanyeri edinmişti. Babylon'da Urban Grooves by Radio Oxigen' partisi • Kültûr Servisi- "Radıo Oxıgen" tarafmdan düzenlenen 'Urban Grooves by Radıo Oxigen' partisinin ikincisi bu gece 22.00'de Babylon'da gerçekleşecek. Partide, 'Radio Oxigen'in DJTeri DJ MCG (Mehmet Garan), DJ EZG (Engin Yelkenci) ve DJ Yakuza'nın yanı sıra Radio Oxigen prodüksiyon ekibmden Murat Uncuoğlu ve Aytek bnıkşybQard-elkotroruk ritim aletleri ve samplıng ' tekniklenni ızleyenlere sunacaklar. Hanefi Yeterin yeni sergisi Garanti Sanat Galerisinde • Kültür Servisi- Hanefi Yeter'in Garanti Sanat Galerisi'ndeki ahşap üzerine kanşık tekniği kullandığı yapıtlannın yer aldığı yeni sergisi 23 Şubat'a dek sanatseverlerle buluşacak. Birçok karma sergıye katılan sanatçının yurtiçi ve yurdışında müze ile özel koleksiyonlarda eserleri bulunuyor. BUGUN ^__ • CEMAL REŞtT REY KONSER SALONL'nda saat 19.30'da şef Alpaslan ErtüngeaJp yönetiminde Borusan Istanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde viyolonsel virtüözü Daniel Grossgurin vereceği konser yer alıyor. (292 06 55) • BABYLON'da saat 22.00'de Urban Grooves By Radio Oö-Gen geceleri serisinin ikincisi gerçekleşiyor. (292 73 68) M AKSANAT'ta 12.30 ve 18.30 saatlerinde IngmarBergman'ınyönettiği 'Througn A Glass Darkly' adlı film izlenebilir. (252 35 00) M BARAKA'da düzenlenen dia gösterisi haftası çerçevesinde saat 17.30'da Alptekin Baloğlu'nun 'Sualtından Yansnnalar"; saat 18.15'te tbrahim Göksungur'un 'Uzakdoğu'; saat 19.00 da Kerem Sattuk'uri"Thassos+Varanası' ve saat 19.45'te Uğur Olacak'ın 'Himalavalar'da 8000'likler' başlıklı gösterileri yer alıyor. (292 29 79) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 18.00'de Romouald Karmakar'ın yönettiği 'Ölümcü' adlı fihn göstenmı gerçekleşecek. (249 20 09) M BİLGİ ÜNtVERStTESt'nde saat 19.00'da yönetmenlığini Pinchas Schatz'm yaptığı 'Article 58/4' adlı belgesel film gösteriliyor. (216 23 15) • MEBA SANAT EVt'nde saat 19.00'da Bülent Aydınlı bir saz dinletisi sunuyor. (54713 35) • BEYOĞLU ADA KÜLTÜR'de saat 21 OO'de İstanbul Sahnesi'nin sergilediği 'Bir Dreyfus Davası' adlı oyun sahneleniyor. (251 38 78) POLONYA FİLMLERİ HAFTASriVDA BUGÜN • LEVENT KÜLTÜR MERKEZt StNEMA TÜRSAK'ta saat 18.30'da Daniel Szczechura'nın yönettiği Başkanın Koltuğu adlı kısa film ile Maciej Slesicki'nın yönetmenlığini yaptığı 'Baba' ve saat 21 OO'de Piotr Dumalanın 'Franz Kafka' adlı kısa fılmı ile Maciej Dejczer'in yönettiği 'Brute' filmlen gösteriliyor. (325 43 31) M AKM SİNEMA SALONU'nda 15.00'te yönetmen Julian Josef Antonisz'ın 'Haber Bobinleri' adlı kısa filmi ile Andrej Wajda'mn yönettiği 'Baj-an Hiç Kimse' ve saat 18.OO'de Zbigniev* Rybcnszki'nin yönetmenliğini üstlendiği 'Tango' kısa filmi ile yönetmen Adek Drabinski'nin yönettiği 'Tuzak' adlı fılmler ızlenebilir. (251 67 70-251 84 81)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle