23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA HABERLER Okuyan Londra'da • LONDRA(AA)- Çaüşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, Ingiliz hükümetinin davetlisi olarak dört günlük resmi ziyaret içın geldiği îngiltere'de çeşitli dernek, kurum ve kuruluşlann temsilcileriyle bir araya geldi. Hükümetı adına, yanıtlayabileceği kadar soruyu yanıtlayacağını ve kendisine aktanlan her sorunun takipçisi oimaya çalışacağını belirten Okuyan, 19.00'dabaşlayan gece yansma kadar süren toplantıda, insan haklanndan Hizbullah'a, yurtdışında çalışanlann emeklilik haklanndan yurtdışı bakanlığı kurulmasına kadar pek çok noktaya açıklık getirdi. Itesetler ambulansla taşınmasın' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Saglık Bakanlığı Temel Sağhk Hizmetleri Genel Müdürü Sefer Aycan, Hizbullah operasyonlan sırasuıda ortaya çıkanlan cesetlerin acü servis ambulanslanyla taşınmasının sağlıksız olduğunu bildirdi. 112 acil yardîm ekiplerinin, acil hasta ve yarahlara olay yetinde müdahale etmek amacıyla oluşturulduğunu kaydeden Aycan, "Acil müdahalelerde en kurtanlabılecek olan olaylar tercih edilir. Bu felsefe ile çalışan bir sistemin cesetlerin taşınması için kullanılması gerçekten yanlıştır. Böyle yaparsak, ambulansa gerçekten gereksinim duyanlann kullarumını da engellemiş oluruz" diye konuştu. Sezer'in sağlık durumu • ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - Kalp spazmı geçirmesinin ardından kaldınldığı Hacettepe Ünrversitesi Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nde by- pass ameliyatı olan Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in saglık durumunun iyi olduğu bildırildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer'in bilincinin açık olduğunu ve konuşabildiğini belirten yetkililer, bugün yoğun bakım ünitesinden çıkanlacağını ve bir hafta sürecek tedavüıin ardından taburcu edilebileceğini kaydettiler. Patates sopunu Çankaya'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Nevşehirh patates üreticileri, yaşadıklan sıkuıtıyı Çankaya Köşkû'ne taşıyarak Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den yardım istediler. Demirel, tarlada kalan 5.5 milyon ton patatesin pazarlanması konusundaki sorunlann geçmişte birçok kez yaşandığını belirterek "Bu defa da elimizden geleru yapacağız" dedi. ADO'nm tepkisi • HaberMerkea- Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Balıkesir Şubesi Yönetim Kurulu, MHP Balıkesir Milletvekili Hûseyin Kalkan'ın, ADD'yi Atatürk ticareti yapmakla suçlamasına tepki gösterdi. Yapılan yazılı açıklamada, derneği Atatûrk sömürûsü iddialanyla karalamaya çalışanlann. aslında "Ben Afatürkçüyüm" diyerek bunu siyasal çıkar konusu yapnkJan vurgulandı. Güneydoğu'daki operasyonlarda yakalanan çoğu memur 51 kişiden 37'si tutuklandı Yeııi adres ŞanhurfaÖZCANGÜNEŞ ŞANLJURFA- Hizbullah örgûtünün Ur- fa'da yakalanan Gûneydoğu Anadolu Böl- gesi'nin sorumlusu Feriut Ek'in Adıya- man'da oturduğu ve öğretmenlik yaptığı ortaya çıktı. Diyarbakırh olan Ek'in Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik Bölü- mü mezunu olduğu anlaşıldı. Şanlıurfa'da- ki operasyonlarda yakalanan çoğu memur ve öğrenci 51 Hizbullahçıdan 37'si tutuk- lanırken Hilvan ilçesinde Hizbullah'a ait olduğu sanılan bir sığınakta örgütün en bü- yük cephaneliği ortaya çıkanldı. Cephane- likte 141 roketatar ile 607 el bombası bu- lundu. Olağanüstû hal bölgesinde operasyonlar nedeniyle baüya kaçan şeriatçı terör örgü- tü Hizbullah elemanlannın Şanlıurfa'yı da ûs olarak seçtıkleri belirlendi. Hizbullah'ın Şanlıurfa'da örgütlenmesinde, kentteki ye- rel yönen'cilerin gericüerle ilLşkileri ve Har- ran Üniversitesi'nin kuruluşundaki gerici kadrolaşmanın etkilı olduğu öne sürüldû. Camileri üs edinen örgütün "tebKğ kana- dı" kent merkezinde aktif olarak çalışu-ken "askeri kanadı". Viranşehir ve Ceylanpı- nar ilçelerinde çeşitli cinayet, adam kaçır- ma ve yaralama olaylannı gerçekleştirdi. Ceylanpınar'da önceki gün bir hücre evine yapılan baskın sırasuıda çıkan çatışmada Lfitfü ve Eyûp Bayol adlı Hizbullahçı kar- deşler yakalanırken babalan Şeyho Bayol öldüriildü. Şeyho Bayol'un öldürülmesiy- le Ugili olarak ailesinin başvurusu uzenne Ceylanpuıar Cumhuriyet Savcıüğı'nca so- nışturma başlatıldı. Öldürülen Bayol'un oğullanndan Cuma Bayol, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Evde çadşmava girecekkimse yoktu. Öten babam 65 yaşındaydı. PoBs kapiyı caküğın- da da pijamasıyia dışan çılanjş ve ateş açıl- nnş. 2 el ateşedflmiş ve babam kapının önü- ne düşmüş. Yasalara güveniyoruz" dedi. Şanlıurfa'da 1992 yılında faili meçhul cinayete kurban giden Ziraat Fakültesi'nde görevlı Ramazan Şat'ın da örgütün Mar- mara sorumlusu Cemal Tutar tarafından öldürüldüğü saptandı. Diyarbakır'dan geti- rilerek olay yerinde tatbiîcat yaptınlan Tu- tar, "Ramazan Şat'ı PKK'li olduğu icin öl- dürdüJderini" söyledi. Şanlıurfa'da son bir ayda tutuklanan 37 kişiden 9'unun Harran Üniversitesi öğren- cisi, 7'sinin de memur olduklan öğrenildi. Yurt genelınde yapılan operasyonlarla ilgi- li yetkililer aynntılı bilgi verirken Şanhur- fa Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü ise "ya- sak olduğu" gerekçesi ile tutuklananlann isimlerini açıklamıyor. Öte yandan YURTKUR Genel Müdür- lüğü'ne bağlı Şanlıurfa Erkek Öğrenci Yur- du'nun da örgütün merkezi konumunda ol- duğu belirlendi. Tutuklanan Mehmet Yaşar ve Turan Doğru adlı kardeşlenn yurtta yö- netici olarak çalıştıklan, Tuzeken cami so- rumlusu "Necç" kod adlı Hasan Çiftsüren, M. AG Baturalp ile M. Nurani Kocakavak adlı örgüt üyeleriıün de aynı yurtta kaldık- Ian anlaşıldı. Örgütün Urfa sorumlusu Mehmet Şiraz Alkanat'ın briket imalatçı- lığı yaptığı, Hilvan ilçe sorumlusu Musta- fa Çaduk'un ise Ziraat Bankası Hilvan şu- besinin muhasebecisi olduğu belirlendi. Hizbullah'ın bir başka üyesi Hamza Talay- han' uı da diğer bir kamu bankası olan Em- lakbank şubesinde görev yapüğı ortaya çık- tı. Son operasyonda yakalanan diğer Hiz- bullahçılann adlan ise şöyle: _ "Necmettin Şimşek: Mardinti, Harran Üniversitesi Üahivat Fakültesi4. suuföğren- cisi. Saüh GüzebHÜ Fen Edebiyat Fakül- tesi Biyobji bötfimü, 3. suuföğrencisL Nebi Sağıroğhı: Çiftçi. Abdurrahman Menzek: Açık öğretim lisesi öğrencisL Mustafa As- lan:Qftçi" Cephane Hilvan'da jandarma tarafindan gerçek- leştirilen arazı arama çalışmalannda örgü- tün en büyük cephaneliğı ortaya çıkanldı. Buğur köyü Hozan mezrası Cehennem De- resi yakınındaki sığınakta jandarma tara- findan ortaya çıkanlan gübre çuvallannda, 607 el bombası, 560 adet 7.62 mm çaplı ta- karov mermisi, 325 işaret fişeği, 326 sa- vunma tipi el bombası, 281 taarruz tipi el bombası, 128 roket sevk mermisi, 11 bin adet Kalaşnikof mermisi, 47 Kalaşnikov kasaturası, 12 adet hücum yeleğı ve 64 adet 10 mm çapmda Makarov mermisi, 80 adet 7.62 mm çaph biksi fişeği ile 141 roketa- tar bulundu. Silah ve mühimmatın Rusya ve Suriye kaynaklı olduğu açıklandı. Diyarbakır'da gözaltına alınan ve sorgulan tamamlanan 43 kişiden 17'si serbest bırakıldı 26 Hizlnıllalıçıya tutuklama\tart Uaberleri Servisi - Hizbullah'a yö- nelik operasyonlarda Diyarbakır'da gözal- tına alınan 43 kişiden 26'sı tutuklandı. Kon- ya'da da aralannda bir din öğretmeninin de bulunduğu 18 kişi tutuklandı. Gebze'de 30 eve yapılan baskında çok sayıda kişi gözal- tına alindı. Yurt genelinde Hizbullah'a yönelik ope- rasyonlar kapsamında Diyarbakır'da jandar- ma ekiplerince 43 kişi gözaltına ahndı. Sor- gulamalan sonucu önceki gece geç saatler- de Diyarbakır DGM BaşsavcılığVna sevk edilen 43 kişiden 17'si serbest bırakılırken 26 kişi nöbetçi hâkimlikce tutuklandı. Cebze - Kocaeli'nin Gebze ilçesi Sultan Orhan Mahallesf nde başlatüan operasyonlar da- ha sonra kentin değışık bölgelerine kaydı- nldı. llçedekı 30 eve baskın yapan ekipler Hizbullah ile bağlantüı olduklan gerekçe- siyle çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Evlerde yapılan aramalarda çok sayıda belge ele geçirildi. Konya Konya'da gözaltına alnıan 5 kişi dün çı- kanldıklan mahkemede tutuklandılar. Hiz- bullah'la bağlanblı olduklan belirlenen ve suçüstü savcılığında sorgulandıktan sonra 2. sulh ceza mahkemesine çıkanlan Koray Keski, Mustafa Lşıkj Mustafa Bezirgancı, ismaflKıhçveHafisOzelçi tutuklandı. Mus- tafa Işık'uı karma ilköğretim okulunda dın Tokat 22 memura soruşturma Yurt Haberieri Servisi - Tokat Valısi Mehmet Gündoğdn, Kadiri tankatına ait bir eve yapılan baskında gözaltına alınan 22 kamu çalışanı ile ügili idari soruştur- ma açıldığını söyledi. Tokat muhabırimiz Hüsejin Kalkan, şeriatçılann tehditleri nedeniyle korumaya alindı. Tokat Emni- yet Müdürü Mehmet Emin Körpe, Kal- kan'ı tehdıt edenJerle ılgılı ıncelemenin sürdüğünü bildirdi. Tokat Valisi Mehmet Gündoğdu, ga- zetemizde pazar günü yajimlanan "Irti- ca devletin içrade"başlık haberle ilgili yaptığı açıklamada, Tokat'ta yapılan ope- rasyonda Kadiri tarikatımn elebaşı Ah- met Uhıkava'nın da aralannda bulundu- ğu 73 kışının gözaltına alındığını, bunlar- dan 22'süıin çeşitli kurum ve kuruluşlar- da işçi, memur olduklannı söyledi. Gün- doğdu, mahkemeye çıkanlan 73 kişinin tutuksuz yargılanrnak üzere serbest bıra- kıldığıru, 22 kamu çalışanı hakkında ge- rckli idari soruştunnamn sürdüğünü bil- dirdi. Tokat'taki ırOcaı gelişmeleri vetarikat- lann kamu kuruluşlanndaki örgütlenme- sini yazarak haber yapan muhabirimiz Hüseyin Kalkan, şeriatçılar tarafından tehdıt ediliyor. Kalkan'ın bûrosuna çok sayıdatehdit telefonu gelirken dün de bü- roya gelen bir şeriatçı muhabirimizi teh- dit ederek kaçtı. Vali Mehmet Gündoğdu, şeriatçı grup- lara yönelik operasyonlann sürdüğünü, Kalkan'a yönelik tehdıtler konusunda da her türlü önlemin alınacağını söyledi. Zirve için Dıyarbatar'a gekn MGK heyeti böige valîsini ziyaret etti. (Fotoğraf: AA) OHAL Valisi: BÖlgede 93 operasyon düzenlendi 'HizbuHah büyük darbe yedi 9 DtYAREyaR/ANKARA (Cumhumet Bûro- sa) - Olağanüstû Hal (OHAL) Bölge Valisi Gök- han Aydıner, Hizbullah'a yönelik bölge genelinde düzenlenen 93 operasyonda 747 kişinin yakalan- dığını bunlardan 312'sinin tutuklandığını belirte- rek "Hizbulahbû>ükdarbeyedT dedi. Ankara'da Adalet Bakanı HflimetSamiTürk'ürı baskanlığın- da toplanan Ankara, Istanbul, tzmir, Adana, Ma- latya, Diyarbakır, Erzurum, Van DGM başsavcıla- n ve soruşturmayı yürütmekle görevli savcılar ve ilgili kururnlann ^tkililerinin katılımıyla gercek- leşen toplantıdaa Hizbullahoperasyonu kapsamın- da yürütülen haztrhk soruşturmalanmn ulaştığı aokta ve karşılaşdan sorunlar" değerlendirildi. Türk, toplantıda. gözaltına alma süresinin Ola- ğanüstü Hal Bölgesi dışında yetersiz olduğunun di)egeörildıgmi, çünkü busuçknn çok sanıkh suç- lar olduğunu, sorgulamanın ve cinayetlenn islen- diği yerlerin gösterilmesinin zaman aldığını belirt- ti. Pişmanlık Yasası'nın Hizbullahoperasyonu çer- çevesinde değerlendirildiğini kaydeden Türk, "Ci- diye konuş- tu. MGK heyeti ise bölge valileriyle toplantı yaptı. MGK, OHAL sınırlan içinde kalan iller ile müca- vir illerde eğitim, sağhk gıbi sorunlarile ekonoınik ve sosyal kalkınma konulannda Ankara'ya yeni bir perspektif sunmak icin çalışmalan hızlan- dırmak için MGK Genel Sekreter Başyardımcısı Korgeneral tlker Başbuğ başkanlığında aralannda Içişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı AhmetKa- rabflpn'ın de bulunduğu bir heyet 11 ilın valile- riyle topiantılar yapmak üzere Dıyarbakıra geldi. dersi öğretmeni olduğu ortaya çıkn. Kon- ya'da tutuklu sayısı 18'e ulaşö. Ankara Hizbullah soruşturmasını yürüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh MeteV üksd, Diyanet Işleri Başkanlığı kadrosunda ımam olarak görev yapan Halit Karsh ve Vtfi In- ce"nin önceki gün yedek hâkımliktekı sorgu- lannın ardından serbest bırakılmalanna itiraz etti. Yüksel'in ıtırazını, önceki gün nöbetçi olan Ankara 2 No'lu DGM kararabağladı. Mahkeme he- yeti, imamlar hakkmda *^e- rör örgâtâne vardkm vçya- takhk etmek" suçundan gı- yabi tutuklama karân çıkardı. Tekrargözaltına alınan Kars- lı ve Ince, haklanndaki gıya- bi tutuklama karan vicahiye çevrilerek Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne gönderildi. Malatya . - Malatya'da gözaltına alı- nan 21 kişinin sorgulamala- n sürerken DGM cumhuri- yet bassavcılığından 4 gün- lük ek süre istendi. Gözaltınaalmanlararasın- da Malatya Ticaret ve Sana- yi Odası'nın başkanvekille- rinden Hasan Dündar, Tur- gut Özal Tıp Merkezi Çocuk Bölümü'nde görevli Dr. Ke- mal Ertaş, Inönü Üniversite- si Eğitim Fakültesi'nde araş- tırma görevlisi Mubanuned Baki Minaz, Malatya Bele- diyesi Itfaiye Müdürlü- ğü'nde şoförlük yapan Ser- dar Kıbç'ın da olduğu anla- şıldı. Makıne mühendisi olan ve müteahhitlık yapan Dün- dar'ın kapatılan Refah Parti- si'nde bir dönem merkez il- çebaşkanhğı yapüğı öğrenil- di. Dündar'ın 18 Aralık 1999'da yapılan FP il kong- resinde, yenilikçilerin adayı- na karşı merkez yönetimden yana olan adayın Ustesinde yönetimkurulu başkanlığına seçıldiğı belirlendi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com Cezaevlerinden hemen her gün mektuplar alınm. Son dö- nemde gelen mektuplann önemli bir bölümü, hücre tipi konusundaki endişeleri dile getiriyor. Siyasi tutuklu ve mahkûmlar, hücre tipinin, id- dia edilenin aksine, cezaevie- rindeki kargaşayı daha da art- tıracağını ve sorunlan büyüte- ceğini belirtiyorlar. Bir cezaevi deneyimlisi olarak benim de düşüncem, hücre tipinin bir çözüm olmadığı yönünde. Hücretipini savunanlann te- mel argümanı; geniş koğuş- larda örgüt egemenliğinin ko- layca kurulduğu ve bu neden- le suç oranının daha da arttı- ğı. Cezaevine küçük bir suç- tan giren kimsenin ya terörist ya da mafya militanı olarak ye- tiştiği de bu iddialan pekiştir- mek için öne sürülüyor. ••• Bu anlayıstatemel bazı yan- lışlar var. Once, cezaevinde tutuklu olduğu söylenen ve "terörist" diye nrtelenen kişile- rin yüzde 90'ının herhangi bir şiddet eylemiyle ilişkisi yok. Cezaevi istatistiklerine göre, şu anda cezaevinde 10 bin "terörist" bulunuyor. Bu konu- da yapılan bir araştırma, bun- lann onda birinin 18 yaşından Hücre Tipi îhtiyaç mı? küçük çocuklar olduğu yö- nünde. Bu 10 binin 9 bini ise hakkında hiçbir şiddet eylemi iddiası olmadığı halde, bir pankart açma, duvara yazı yazma, afiş yaptştırma gibi ey- lemler sonucu yakalanıp, ör- güt üyesi olduğu gerekçesiy- le çok ağır cezalara çarptınl- mış. Şimdi siz, 17-18 yaşındaki çocuğu bir pankart açma ey- lemi nedeniyle 18-20 yıla mahkûm edeceksiniz, sonra onu terörist sayıp en ağır ce- zalann çekildiği cezaevlerine kapatacaksınız. Sonra da "Bunlar içeride örgütleniyor- lar, hücrelere kapatalım örgüt- lenmesinler" diyerek hücreler inşa edeceksiniz. Once, "ferönsf'tanımı doğ- ru yapılmalı ve çok hafıf ey- lemlernedeniyle gençlerin ha- pishanelere doldurulması si- yaseti değiştirilmeli. Sonra, kanun önünde eşitsizliğe ne- den olan "terörist" tanımla- masının yol açtığı adaletsizlik- ler giderilmeli. Örneğin, ben Öcalan ve Burkay söyleşisi nedeniyle mahkûm olup ce- zaevine girseydim, cezamın yüzde 75'ini yatacaktım ve di- ğer mahkûmlardan farklı ola- rak açık görüş yapamayacak- tım. Çünkü Terörie Mücadele Yasası'ndan mahkûm oldu- ğum için kanun önünde ben de "terörist" sayılacaktım. önce, siyasilere uygulanan bu eşitsiz yaptırım kaldınlmalı. Sonra, pankart açan gence, onlarca kişiyi öldürmüş, uyuş- turucu kaçakçılığı yapmış mafya elemanlanndan daha çok ceza verilmesi uygulama- sından vazgeçilmeli. • • • Türkiye'de cezaevlerinin so- runu otorite değil. Zaten dört duvararasına insanlan kapat- mışsın. Istediğin zaman yap- tığın operasyonlarla kafalannı gözlerini kınp, hatta öldürebi- liyorsun. Istediğin zaman iste- diğin cezaevine sürgün edebi- liyorsun. Siyasi cezaevlerin- den gelen bir mektupta oralar- daki gerçekler şöyle aktanlı- yor: "Şunu açık bir şekilde söyleyelim ki, devletin gire- mediği, sayım alamadığı, ara- ma yapamadığı tekhapishane yoktur. Eğervardiyoriarsa ne- resiolduğunu, kimlerolduğu- nu açıklamakzorundalar. Bu- gün bütün hapishanelerde günde en az iki sayım alın- makta, belli periyotlaria ara- ma yapılmaktadır." "Silah konusunda yapılan demagojilere gelince; 1995 yılından bu yana Buca'da, Di- yarbakır'da, Ümraniye'de, Ulucanlar'da siyasi tutuklu ve mahkûmlar katledildiler. Bu- nun yanında, tutuklulann ya- ralandığı, sürgün edildiği, haklannın gasp edildiğibirçok operasyon gerçekleştirildi. Fakat bugüne kadar yapılan tüm operasyonlarda silahla yaralanan veya ölen tekbiras- ker, polis yoktur." "Kuşkusuz hapishanelerde silahtan cep telefonuna, uyuşturucuya kadar birçok şey vardır. Bunun için mafya- cı faşist çetelerin koğuşlanna bakmak yeteriidir. Aramaya, saymaya hiç gerekyoktur. 7i- ra yaptıklan işler, devlet gö- revlilerinin bilgisidahilindedir. Yetkililer de buradan paylan- na düşeni almaktadıriar. Bay- rampaşa Hapishanesi'ndeki çatışma müdürün odasında olmuş, hapishane müdürüyle mafya şefleriarasındayapılan telefon görüşmesi, olayın bu- rada dönen paradan çıktığını ortaya koymuştur." "Kaldı ki, hücre sistemine geçilmesiyle bu tür olayiann ortadan kalkacağınısöyteyen- lerin EskişehirHapishanesi'ne bakmalan gerekir. Eskişehir Hapishanesi bir tabutluk ola- rak inşa edilmişti. Bu 'örnek hapishane'de şimdi mafya üyeleri çatışmakta, mafya üyeleri içeriye el bombası da- hil her türiü silahı sokabildik- lerini söylemektedirier." Sonuçta, hücre tipi bir çö- züm değil. Tam tersine, ABD veAvrupa'daTürkiye'deki sis- temin daha iyi olduğu yönün- de fikirler ağırtık kazanmakta- dır. Türkiye'nin yapması gere- ken, içeriye anlamsız yere in- san kapatan Ceza Yasası'nı değiştirmek, cezaevlerini da- ha yaşanır hale getirmektir. In- sanlann üst üste yattığı ko- ğuşlarda her türlü sıkıntı büyü- yor. Daha küçük koğuşlar, zul- mü bir çözüm yolu olarak gör- meyi doğru bulmayan yöneti- ciler. Gerekli olan bu. Yoksa her şey daha kötü olacak. De- neyimime dayanarak söylüyo- rum. GLOBAIJPOUTtKÜLTCR ERGtN YILDIZOGLU Demokrasinin 'Açmaztarr ve Haider Avusturya'da Nazi eğilimli bir partinin (FPÖ) se- çimlerde yüzde 27 oy aldıktan sonra, pariamento aritmetiğine, demokrasinin kurallanna uygun ola- rak hükümete girmesi, hem ülkede hem de dün- yada (14 AB ülkesi, Israil ve ABD) protesto göste- rilerine, uluslararası yaptınm girişimlerine yol açtı. Kimi yorumculara göre, bu ortaya önemli bir iki- lem koyuyor: Ya, demokrasinin kurallanna uygun bir şekilde hükümete girmeye hazırianan bir siya- si partiyi engellemeye çalışmak, antidemokratik bir girişimdir; ya da demokrasinin bellikoşullarda kendi kendini dinamitleyen özellikleri (açmazlan) vardır. Birinci durumda, FPÖ'nün hükümete girme- sini engellemeye yönelik girişimler meşru mudur? Ikincisi, demokrasinin açmazlan ortadan kaldınla- bilir mi? Ben engelleme çabalannın meşru oldu- ğunu, açmazlann ise aşılamayacağını düşünüyo- rum. Bu ikileme eşlik eden bir de endişe var: Ülke içindevedışında protestolarveyaptınmlar FPÖ'yü güçlendirmez mi? Yukardaki sorulara cevap ararken, sanınm iki noktaya dikkat etmek gerekiyor. Birincisi, soyut, "Ideal" bir demokrasiyi değil, somut bir devlet bi- çimi olarak demokrasiyi konuşarak işe başlamalı- yız. Ikincisi, "Protestolar ve yaptınmlar FPÖ'nün elini güçlendirmez mi?" sorusuna cevap ararken mutlaka etık boyutu göz önüne almalıyız! Isterseniz, bir devletbiçimi olarakdemokrasinin, belli toplumsal koşullaria, belli bir tarihsel hafıza- nın üzerinde yükseldiğini, kurumlaşmış (ordu, po- lis ve birtakım başka devlet aygıtlan) şiddete da- yandığını hatırlayarak başlayalım. Bu demokratik biçim, toplumsal ilişkiler içindeki (tarihsel hafıza- nın da katkısıyla) zaman zaman şiddetlenen çeliş- kilerin, toplumu "patlatmadan", bir pazanık veuz- laşma zemini içinde, siyasi olarak en düşük maali- yetle (açık şiddeti, her an gerektirmediği için) işle- mesini sağlar. Seçimler bunun yalnızca bir anıdır. Bu yüzden; toplumsal iradeyi etkjlemek için seçim- lerden önce başlayan kampanyalar, seçimlerden sonra da, örneğin yeni hükümet üzerinde basınç oluştunmak, hatta, onun meşruluğunu sorgulaya- rak, çalışamaz hale getirerek, istrfaya zorlamak üzere devam edebilirier. Var olan yasalann çizdiği çerçeveyle, şiddet araçlannın kullanımına ilişkin geçerli toplumsal konsensüs içinde kaldtğı süre- ce, bu protestolar demokrasinin aksadığını değil, işlemekte oJduğunu gösterir. Bu gösterilerin şiddeti, verili toplumsal koşulla- n istikrarsızlığa itmeye başladığı noktada, demok- rasi bir devlet biçimi olarak taşıdığı şiddet öğele- rini harekete geçirerek cevap verir. Ama böylece de devletin ıçeriğinde demokratik biçimlere stğma- yan bir süreç başlar... Bu bağlamda bence, Avusturya'da yaşananlar, demokrasinin açmazlannı değil, yüzde 27 oy alan FPÖ'ye karşı gelişen protestolar demokrasinin iş- lediğini gösteriyor. Avrupa Birliği süreci, bunun ka- tılanlar tarafından saptanan özellikleri, bu siyasi coğrafyada etkin olan tarihsel hafıza göz önüne alındığında, 14 ülkenin, hatta Israil'le ABD'nin mü- dahateterinin de oyunun kurallanna uygun olduğu- nu düşünüyorum. Bence sorun yaratan bir devlet biçimi olarak de- mokrasi değil, devletin bu biçimiyle, devletin içe- riğini belirieyen toplumsal koşullann (kapitalizmin) bTteviye yarattığı kimi dinamikler arasında (örneğin Haider'ın faşist fikirleri, bunlann taraftar bulması gibi) zaman zaman, ortaya çıkan çelişkilerdir. Çe- şitli sınıflann, şiddet öğeleri de içeren hiyerarşik bir uzlaşmasına dayanan bir devlet biçimi olarak de- mokrasinin sınırlan, doğal olarak bu hiyerarşinin egemenlik ilişkilerinin sınırianyla örtüşür. Kapitalist demokrasi bu sınınan aşmak için kullanılamaz. Kimi gözlemcilere göre protesto gösterileriyle uluslararası yaptınmlar, FPÖ'nün daha da güçlen- mesine yol açabilir! Öyleyse ne yapmalı? Bu so- ruya etik boyutu göz önüne almadan cevap vere- meyiz. Eğer bir FPÖ hükümetinin, toplumsal an- lamda, önem verdiğimiz değerleri tehdit ettiğini düşünüyorsak etik sahibi insanlar oimaya devam etmek için bu hükümete karşı çıkmak zorundayız. Doğal olarak, bunu var olan demokratik koşullar altında yapar, yapmaya da devam etmek isteriz. Bu koşullarda yapılanlann FPÖ'yü güçlendirip güç- lendirmeyeceği, tarihe bırakılmak zorunda olan teknik bir sorundur. Eğer "protestolar, devlet makinesine, FPÖ'nün de etkisiyle demokratik kurallan çiğneme olanağı tanır, toplumun büyük bir kısmı da bunu onaylar" denirse, bunun cevabı, "Demokrasinin ortadan kaldınlmaya başlandığı, oyunun kurallanna uyul- madığı noktada, biz de durumuyeniden değerien- diririz" olabilir. Yoksa, henüz ortaya çıkmamış so- nuçlardan dolayı, etik olarakyanlış bir tutumu be- nimsemek değil. Avusturya halkının değil yüzde 27'si, yüzde 75'i, FPÖ'nün ırkçı, faşist politikalannı benimsese bile, Avusturya içinde olsak da olmasak da karşı çık- manm, salt siyasi değil aynı zamanda etik bir bo- yutu da vardır. FPÖ'nün görüşleri geçmişte belli ta- rihsel sonuçlara yol açtılar. Denebilir ki bugün koşullar farklıdır. 2000 yılının Avusturya'sı 1930'lann Almanya'sı değildir. FPÖ Nazi partisi gibi örgütlenmemiştir, vb. Bu itirazlar doğru da olabilir, ama risklerin bu kadaryüksek ol- duğu bir anda, tarihin laboratuvannı kullanarak, yaşanmış bir örneği ölçüt almak, geleceğe ilişkin spekülatif varsayımlara dayanmaktan daha gü- venlikli olacaktır. Eğer FPÖ değişmiş ise (ki vatana ihanet suçla- ması, II. Dünya Savaşı sonunda Çekoslovakya'dan sürülen etnik Almanlar sorununu, hem de soykı- nmla mukayeseli bir şekilde gündeme getirmesi aksini söylüyor) bunu göstermek ona düşer. Yok eğer değişmemişse, bir an evvel tedbir almaktan daha önemli ne olabilir! NÂZIM HİKMET KÜLTÜRVESANATVAKFI Kfiltfir ve Sanat Akşamları CAN YÜCEL 'le birlikte Şiir : Genco Erkal Söyleşi : Cevat Çapan Vecihi Timuroğlu 10 Şubat 2000, Saat: 18.30 Nûzım Hikmet Vakfi Kültür Merkezi SıraselvilCT Cad. 48.1 Taksım Td (212)252 63 14- 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle