Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ŞUBAT 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Okuyan
Londra'da
• LONDRA(AA)-
Çaüşma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Yaşar Okuyan,
Ingiliz hükümetinin
davetlisi olarak dört günlük
resmi ziyaret içın geldiği
îngiltere'de çeşitli dernek,
kurum ve kuruluşlann
temsilcileriyle bir araya
geldi. Hükümetı adına,
yanıtlayabileceği kadar
soruyu yanıtlayacağını ve
kendisine aktanlan her
sorunun takipçisi oimaya
çalışacağını belirten
Okuyan, 19.00'dabaşlayan
gece yansma kadar süren
toplantıda, insan
haklanndan Hizbullah'a,
yurtdışında çalışanlann
emeklilik haklanndan
yurtdışı bakanlığı
kurulmasına kadar pek çok
noktaya açıklık getirdi.
Itesetler
ambulansla
taşınmasın'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Saglık Bakanlığı
Temel Sağhk Hizmetleri
Genel Müdürü Sefer
Aycan, Hizbullah
operasyonlan sırasuıda
ortaya çıkanlan cesetlerin
acü servis ambulanslanyla
taşınmasının sağlıksız
olduğunu bildirdi. 112 acil
yardîm ekiplerinin, acil
hasta ve yarahlara olay
yetinde müdahale etmek
amacıyla oluşturulduğunu
kaydeden Aycan, "Acil
müdahalelerde en
kurtanlabılecek olan
olaylar tercih edilir. Bu
felsefe ile çalışan bir
sistemin cesetlerin
taşınması için kullanılması
gerçekten yanlıştır. Böyle
yaparsak, ambulansa
gerçekten gereksinim
duyanlann kullarumını da
engellemiş oluruz" diye
konuştu.
Sezer'in sağlık
durumu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu) - Kalp spazmı
geçirmesinin ardından
kaldınldığı Hacettepe
Ünrversitesi Kalp Damar
Cerrahisi Bölümü'nde by-
pass ameliyatı olan
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Ahmet Necdet
Sezer'in saglık durumunun
iyi olduğu bildırildi.
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Sezer'in bilincinin
açık olduğunu ve
konuşabildiğini belirten
yetkililer, bugün yoğun
bakım ünitesinden
çıkanlacağını ve bir hafta
sürecek tedavüıin ardından
taburcu edilebileceğini
kaydettiler.
Patates sopunu
Çankaya'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Nevşehirh patates
üreticileri, yaşadıklan
sıkuıtıyı Çankaya Köşkû'ne
taşıyarak Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'den
yardım istediler. Demirel,
tarlada kalan 5.5 milyon ton
patatesin pazarlanması
konusundaki sorunlann
geçmişte birçok kez
yaşandığını belirterek "Bu
defa da elimizden geleru
yapacağız" dedi.
ADO'nm tepkisi
• HaberMerkea-
Atatürkçü Düşünce Derneği
(ADD) Balıkesir Şubesi
Yönetim Kurulu, MHP
Balıkesir Milletvekili
Hûseyin Kalkan'ın, ADD'yi
Atatürk ticareti yapmakla
suçlamasına tepki gösterdi.
Yapılan yazılı açıklamada,
derneği Atatûrk sömürûsü
iddialanyla karalamaya
çalışanlann. aslında "Ben
Afatürkçüyüm" diyerek
bunu siyasal çıkar konusu
yapnkJan vurgulandı.
Güneydoğu'daki operasyonlarda yakalanan çoğu memur 51 kişiden 37'si tutuklandı
Yeııi adres ŞanhurfaÖZCANGÜNEŞ
ŞANLJURFA- Hizbullah örgûtünün Ur-
fa'da yakalanan Gûneydoğu Anadolu Böl-
gesi'nin sorumlusu Feriut Ek'in Adıya-
man'da oturduğu ve öğretmenlik yaptığı
ortaya çıktı. Diyarbakırh olan Ek'in Dicle
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik Bölü-
mü mezunu olduğu anlaşıldı. Şanlıurfa'da-
ki operasyonlarda yakalanan çoğu memur
ve öğrenci 51 Hizbullahçıdan 37'si tutuk-
lanırken Hilvan ilçesinde Hizbullah'a ait
olduğu sanılan bir sığınakta örgütün en bü-
yük cephaneliği ortaya çıkanldı. Cephane-
likte 141 roketatar ile 607 el bombası bu-
lundu.
Olağanüstû hal bölgesinde operasyonlar
nedeniyle baüya kaçan şeriatçı terör örgü-
tü Hizbullah elemanlannın Şanlıurfa'yı da
ûs olarak seçtıkleri belirlendi. Hizbullah'ın
Şanlıurfa'da örgütlenmesinde, kentteki ye-
rel yönen'cilerin gericüerle ilLşkileri ve Har-
ran Üniversitesi'nin kuruluşundaki gerici
kadrolaşmanın etkilı olduğu öne sürüldû.
Camileri üs edinen örgütün "tebKğ kana-
dı" kent merkezinde aktif olarak çalışu-ken
"askeri kanadı". Viranşehir ve Ceylanpı-
nar ilçelerinde çeşitli cinayet, adam kaçır-
ma ve yaralama olaylannı gerçekleştirdi.
Ceylanpınar'da önceki gün bir hücre evine
yapılan baskın sırasuıda çıkan çatışmada
Lfitfü ve Eyûp Bayol adlı Hizbullahçı kar-
deşler yakalanırken babalan Şeyho Bayol
öldüriildü. Şeyho Bayol'un öldürülmesiy-
le Ugili olarak ailesinin başvurusu uzenne
Ceylanpuıar Cumhuriyet Savcıüğı'nca so-
nışturma başlatıldı.
Öldürülen Bayol'un oğullanndan Cuma
Bayol, gazetecilere yaptığı açıklamada,
"Evde çadşmava girecekkimse yoktu. Öten
babam 65 yaşındaydı. PoBs kapiyı caküğın-
da da pijamasıyia dışan çılanjş ve ateş açıl-
nnş. 2 el ateşedflmiş ve babam kapının önü-
ne düşmüş. Yasalara güveniyoruz" dedi.
Şanlıurfa'da 1992 yılında faili meçhul
cinayete kurban giden Ziraat Fakültesi'nde
görevlı Ramazan Şat'ın da örgütün Mar-
mara sorumlusu Cemal Tutar tarafından
öldürüldüğü saptandı. Diyarbakır'dan geti-
rilerek olay yerinde tatbiîcat yaptınlan Tu-
tar, "Ramazan Şat'ı PKK'li olduğu icin öl-
dürdüJderini" söyledi.
Şanlıurfa'da son bir ayda tutuklanan 37
kişiden 9'unun Harran Üniversitesi öğren-
cisi, 7'sinin de memur olduklan öğrenildi.
Yurt genelınde yapılan operasyonlarla ilgi-
li yetkililer aynntılı bilgi verirken Şanhur-
fa Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü ise "ya-
sak olduğu" gerekçesi ile tutuklananlann
isimlerini açıklamıyor.
Öte yandan YURTKUR Genel Müdür-
lüğü'ne bağlı Şanlıurfa Erkek Öğrenci Yur-
du'nun da örgütün merkezi konumunda ol-
duğu belirlendi. Tutuklanan Mehmet Yaşar
ve Turan Doğru adlı kardeşlenn yurtta yö-
netici olarak çalıştıklan, Tuzeken cami so-
rumlusu "Necç" kod adlı Hasan Çiftsüren,
M. AG Baturalp ile M. Nurani Kocakavak
adlı örgüt üyeleriıün de aynı yurtta kaldık-
Ian anlaşıldı. Örgütün Urfa sorumlusu
Mehmet Şiraz Alkanat'ın briket imalatçı-
lığı yaptığı, Hilvan ilçe sorumlusu Musta-
fa Çaduk'un ise Ziraat Bankası Hilvan şu-
besinin muhasebecisi olduğu belirlendi.
Hizbullah'ın bir başka üyesi Hamza Talay-
han' uı da diğer bir kamu bankası olan Em-
lakbank şubesinde görev yapüğı ortaya çık-
tı. Son operasyonda yakalanan diğer Hiz-
bullahçılann adlan ise şöyle:
_ "Necmettin Şimşek: Mardinti, Harran
Üniversitesi Üahivat Fakültesi4. suuföğren-
cisi. Saüh GüzebHÜ Fen Edebiyat Fakül-
tesi Biyobji bötfimü, 3. suuföğrencisL Nebi
Sağıroğhı: Çiftçi. Abdurrahman Menzek:
Açık öğretim lisesi öğrencisL Mustafa As-
lan:Qftçi"
Cephane
Hilvan'da jandarma tarafindan gerçek-
leştirilen arazı arama çalışmalannda örgü-
tün en büyük cephaneliğı ortaya çıkanldı.
Buğur köyü Hozan mezrası Cehennem De-
resi yakınındaki sığınakta jandarma tara-
findan ortaya çıkanlan gübre çuvallannda,
607 el bombası, 560 adet 7.62 mm çaplı ta-
karov mermisi, 325 işaret fişeği, 326 sa-
vunma tipi el bombası, 281 taarruz tipi el
bombası, 128 roket sevk mermisi, 11 bin
adet Kalaşnikof mermisi, 47 Kalaşnikov
kasaturası, 12 adet hücum yeleğı ve 64 adet
10 mm çapmda Makarov mermisi, 80 adet
7.62 mm çaph biksi fişeği ile 141 roketa-
tar bulundu. Silah ve mühimmatın Rusya
ve Suriye kaynaklı olduğu açıklandı.
Diyarbakır'da gözaltına alınan ve sorgulan tamamlanan 43 kişiden 17'si serbest bırakıldı
26 Hizlnıllalıçıya tutuklama\tart Uaberleri Servisi - Hizbullah'a yö-
nelik operasyonlarda Diyarbakır'da gözal-
tına alınan 43 kişiden 26'sı tutuklandı. Kon-
ya'da da aralannda bir din öğretmeninin de
bulunduğu 18 kişi tutuklandı. Gebze'de 30
eve yapılan baskında çok sayıda kişi gözal-
tına alindı.
Yurt genelinde Hizbullah'a yönelik ope-
rasyonlar kapsamında Diyarbakır'da jandar-
ma ekiplerince 43 kişi gözaltına ahndı. Sor-
gulamalan sonucu önceki gece geç saatler-
de Diyarbakır DGM BaşsavcılığVna sevk
edilen 43 kişiden 17'si serbest bırakılırken
26 kişi nöbetçi hâkimlikce tutuklandı.
Cebze -
Kocaeli'nin Gebze ilçesi Sultan Orhan
Mahallesf nde başlatüan operasyonlar da-
ha sonra kentin değışık bölgelerine kaydı-
nldı. llçedekı 30 eve baskın yapan ekipler
Hizbullah ile bağlantüı olduklan gerekçe-
siyle çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Evlerde yapılan aramalarda çok sayıda
belge ele geçirildi.
Konya
Konya'da gözaltına alnıan 5 kişi dün çı-
kanldıklan mahkemede tutuklandılar. Hiz-
bullah'la bağlanblı olduklan belirlenen ve
suçüstü savcılığında sorgulandıktan sonra
2. sulh ceza mahkemesine çıkanlan Koray
Keski, Mustafa Lşıkj Mustafa Bezirgancı,
ismaflKıhçveHafisOzelçi tutuklandı. Mus-
tafa Işık'uı karma ilköğretim okulunda dın
Tokat
22 memura
soruşturma
Yurt Haberieri Servisi - Tokat Valısi
Mehmet Gündoğdn, Kadiri tankatına ait
bir eve yapılan baskında gözaltına alınan
22 kamu çalışanı ile ügili idari soruştur-
ma açıldığını söyledi. Tokat muhabırimiz
Hüsejin Kalkan, şeriatçılann tehditleri
nedeniyle korumaya alindı. Tokat Emni-
yet Müdürü Mehmet Emin Körpe, Kal-
kan'ı tehdıt edenJerle ılgılı ıncelemenin
sürdüğünü bildirdi.
Tokat Valisi Mehmet Gündoğdu, ga-
zetemizde pazar günü yajimlanan "Irti-
ca devletin içrade"başlık haberle ilgili
yaptığı açıklamada, Tokat'ta yapılan ope-
rasyonda Kadiri tarikatımn elebaşı Ah-
met Uhıkava'nın da aralannda bulundu-
ğu 73 kışının gözaltına alındığını, bunlar-
dan 22'süıin çeşitli kurum ve kuruluşlar-
da işçi, memur olduklannı söyledi. Gün-
doğdu, mahkemeye çıkanlan 73 kişinin
tutuksuz yargılanrnak üzere serbest bıra-
kıldığıru, 22 kamu çalışanı hakkında ge-
rckli idari soruştunnamn sürdüğünü bil-
dirdi.
Tokat'taki ırOcaı gelişmeleri vetarikat-
lann kamu kuruluşlanndaki örgütlenme-
sini yazarak haber yapan muhabirimiz
Hüseyin Kalkan, şeriatçılar tarafından
tehdıt ediliyor. Kalkan'ın bûrosuna çok
sayıdatehdit telefonu gelirken dün de bü-
roya gelen bir şeriatçı muhabirimizi teh-
dit ederek kaçtı.
Vali Mehmet Gündoğdu, şeriatçı grup-
lara yönelik operasyonlann sürdüğünü,
Kalkan'a yönelik tehdıtler konusunda da
her türlü önlemin alınacağını söyledi.
Zirve için Dıyarbatar'a gekn MGK heyeti böige valîsini ziyaret etti. (Fotoğraf: AA)
OHAL Valisi: BÖlgede 93 operasyon düzenlendi
'HizbuHah büyük darbe yedi
9
DtYAREyaR/ANKARA (Cumhumet Bûro-
sa) - Olağanüstû Hal (OHAL) Bölge Valisi Gök-
han Aydıner, Hizbullah'a yönelik bölge genelinde
düzenlenen 93 operasyonda 747 kişinin yakalan-
dığını bunlardan 312'sinin tutuklandığını belirte-
rek "Hizbulahbû>ükdarbeyedT dedi. Ankara'da
Adalet Bakanı HflimetSamiTürk'ürı baskanlığın-
da toplanan Ankara, Istanbul, tzmir, Adana, Ma-
latya, Diyarbakır, Erzurum, Van DGM başsavcıla-
n ve soruşturmayı yürütmekle görevli savcılar ve
ilgili kururnlann ^tkililerinin katılımıyla gercek-
leşen toplantıdaa
Hizbullahoperasyonu kapsamın-
da yürütülen haztrhk soruşturmalanmn ulaştığı
aokta ve karşılaşdan sorunlar" değerlendirildi.
Türk, toplantıda. gözaltına alma süresinin Ola-
ğanüstü Hal Bölgesi dışında yetersiz olduğunun
di)egeörildıgmi, çünkü busuçknn çok sanıkh suç-
lar olduğunu, sorgulamanın ve cinayetlenn islen-
diği yerlerin gösterilmesinin zaman aldığını belirt-
ti. Pişmanlık Yasası'nın Hizbullahoperasyonu çer-
çevesinde değerlendirildiğini kaydeden Türk, "Ci-
diye konuş-
tu.
MGK heyeti ise bölge valileriyle toplantı yaptı.
MGK, OHAL sınırlan içinde kalan iller ile müca-
vir illerde eğitim, sağhk gıbi sorunlarile ekonoınik
ve sosyal kalkınma konulannda Ankara'ya yeni
bir perspektif sunmak icin çalışmalan hızlan-
dırmak için MGK Genel Sekreter Başyardımcısı
Korgeneral tlker Başbuğ başkanlığında aralannda
Içişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı AhmetKa-
rabflpn'ın de bulunduğu bir heyet 11 ilın valile-
riyle topiantılar yapmak üzere Dıyarbakıra geldi.
dersi öğretmeni olduğu ortaya çıkn. Kon-
ya'da tutuklu sayısı 18'e ulaşö.
Ankara
Hizbullah soruşturmasını yürüten Ankara
DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh MeteV üksd,
Diyanet Işleri Başkanlığı kadrosunda ımam
olarak görev yapan Halit Karsh ve Vtfi In-
ce"nin önceki gün yedek hâkımliktekı sorgu-
lannın ardından serbest bırakılmalanna itiraz
etti. Yüksel'in ıtırazını, önceki gün nöbetçi
olan Ankara 2 No'lu DGM
kararabağladı. Mahkeme he-
yeti, imamlar hakkmda *^e-
rör örgâtâne vardkm vçya-
takhk etmek" suçundan gı-
yabi tutuklama karân çıkardı.
Tekrargözaltına alınan Kars-
lı ve Ince, haklanndaki gıya-
bi tutuklama karan vicahiye
çevrilerek Ankara Merkez
Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne
gönderildi.
Malatya . -
Malatya'da gözaltına alı-
nan 21 kişinin sorgulamala-
n sürerken DGM cumhuri-
yet bassavcılığından 4 gün-
lük ek süre istendi.
Gözaltınaalmanlararasın-
da Malatya Ticaret ve Sana-
yi Odası'nın başkanvekille-
rinden Hasan Dündar, Tur-
gut Özal Tıp Merkezi Çocuk
Bölümü'nde görevli Dr. Ke-
mal Ertaş, Inönü Üniversite-
si Eğitim Fakültesi'nde araş-
tırma görevlisi Mubanuned
Baki Minaz, Malatya Bele-
diyesi Itfaiye Müdürlü-
ğü'nde şoförlük yapan Ser-
dar Kıbç'ın da olduğu anla-
şıldı.
Makıne mühendisi olan ve
müteahhitlık yapan Dün-
dar'ın kapatılan Refah Parti-
si'nde bir dönem merkez il-
çebaşkanhğı yapüğı öğrenil-
di. Dündar'ın 18 Aralık
1999'da yapılan FP il kong-
resinde, yenilikçilerin adayı-
na karşı merkez yönetimden
yana olan adayın Ustesinde
yönetimkurulu başkanlığına
seçıldiğı belirlendi.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Cezaevlerinden hemen her
gün mektuplar alınm. Son dö-
nemde gelen mektuplann
önemli bir bölümü, hücre tipi
konusundaki endişeleri dile
getiriyor. Siyasi tutuklu ve
mahkûmlar, hücre tipinin, id-
dia edilenin aksine, cezaevie-
rindeki kargaşayı daha da art-
tıracağını ve sorunlan büyüte-
ceğini belirtiyorlar. Bir cezaevi
deneyimlisi olarak benim de
düşüncem, hücre tipinin bir
çözüm olmadığı yönünde.
Hücretipini savunanlann te-
mel argümanı; geniş koğuş-
larda örgüt egemenliğinin ko-
layca kurulduğu ve bu neden-
le suç oranının daha da arttı-
ğı. Cezaevine küçük bir suç-
tan giren kimsenin ya terörist
ya da mafya militanı olarak ye-
tiştiği de bu iddialan pekiştir-
mek için öne sürülüyor.
•••
Bu anlayıstatemel bazı yan-
lışlar var. Once, cezaevinde
tutuklu olduğu söylenen ve
"terörist" diye nrtelenen kişile-
rin yüzde 90'ının herhangi bir
şiddet eylemiyle ilişkisi yok.
Cezaevi istatistiklerine göre,
şu anda cezaevinde 10 bin
"terörist" bulunuyor. Bu konu-
da yapılan bir araştırma, bun-
lann onda birinin 18 yaşından
Hücre Tipi îhtiyaç mı?
küçük çocuklar olduğu yö-
nünde. Bu 10 binin 9 bini ise
hakkında hiçbir şiddet eylemi
iddiası olmadığı halde, bir
pankart açma, duvara yazı
yazma, afiş yaptştırma gibi ey-
lemler sonucu yakalanıp, ör-
güt üyesi olduğu gerekçesiy-
le çok ağır cezalara çarptınl-
mış.
Şimdi siz, 17-18 yaşındaki
çocuğu bir pankart açma ey-
lemi nedeniyle 18-20 yıla
mahkûm edeceksiniz, sonra
onu terörist sayıp en ağır ce-
zalann çekildiği cezaevlerine
kapatacaksınız. Sonra da
"Bunlar içeride örgütleniyor-
lar, hücrelere kapatalım örgüt-
lenmesinler" diyerek hücreler
inşa edeceksiniz.
Once, "ferönsf'tanımı doğ-
ru yapılmalı ve çok hafıf ey-
lemlernedeniyle gençlerin ha-
pishanelere doldurulması si-
yaseti değiştirilmeli. Sonra,
kanun önünde eşitsizliğe ne-
den olan "terörist" tanımla-
masının yol açtığı adaletsizlik-
ler giderilmeli. Örneğin, ben
Öcalan ve Burkay söyleşisi
nedeniyle mahkûm olup ce-
zaevine girseydim, cezamın
yüzde 75'ini yatacaktım ve di-
ğer mahkûmlardan farklı ola-
rak açık görüş yapamayacak-
tım. Çünkü Terörie Mücadele
Yasası'ndan mahkûm oldu-
ğum için kanun önünde ben
de "terörist" sayılacaktım.
önce, siyasilere uygulanan bu
eşitsiz yaptırım kaldınlmalı.
Sonra, pankart açan gence,
onlarca kişiyi öldürmüş, uyuş-
turucu kaçakçılığı yapmış
mafya elemanlanndan daha
çok ceza verilmesi uygulama-
sından vazgeçilmeli.
• • •
Türkiye'de cezaevlerinin so-
runu otorite değil. Zaten dört
duvararasına insanlan kapat-
mışsın. Istediğin zaman yap-
tığın operasyonlarla kafalannı
gözlerini kınp, hatta öldürebi-
liyorsun. Istediğin zaman iste-
diğin cezaevine sürgün edebi-
liyorsun. Siyasi cezaevlerin-
den gelen bir mektupta oralar-
daki gerçekler şöyle aktanlı-
yor: "Şunu açık bir şekilde
söyleyelim ki, devletin gire-
mediği, sayım alamadığı, ara-
ma yapamadığı tekhapishane
yoktur. Eğervardiyoriarsa ne-
resiolduğunu, kimlerolduğu-
nu açıklamakzorundalar. Bu-
gün bütün hapishanelerde
günde en az iki sayım alın-
makta, belli periyotlaria ara-
ma yapılmaktadır."
"Silah konusunda yapılan
demagojilere gelince; 1995
yılından bu yana Buca'da, Di-
yarbakır'da, Ümraniye'de,
Ulucanlar'da siyasi tutuklu ve
mahkûmlar katledildiler. Bu-
nun yanında, tutuklulann ya-
ralandığı, sürgün edildiği,
haklannın gasp edildiğibirçok
operasyon gerçekleştirildi.
Fakat bugüne kadar yapılan
tüm operasyonlarda silahla
yaralanan veya ölen tekbiras-
ker, polis yoktur."
"Kuşkusuz hapishanelerde
silahtan cep telefonuna,
uyuşturucuya kadar birçok
şey vardır. Bunun için mafya-
cı faşist çetelerin koğuşlanna
bakmak yeteriidir. Aramaya,
saymaya hiç gerekyoktur. 7i-
ra yaptıklan işler, devlet gö-
revlilerinin bilgisidahilindedir.
Yetkililer de buradan paylan-
na düşeni almaktadıriar. Bay-
rampaşa Hapishanesi'ndeki
çatışma müdürün odasında
olmuş, hapishane müdürüyle
mafya şefleriarasındayapılan
telefon görüşmesi, olayın bu-
rada dönen paradan çıktığını
ortaya koymuştur."
"Kaldı ki, hücre sistemine
geçilmesiyle bu tür olayiann
ortadan kalkacağınısöyteyen-
lerin EskişehirHapishanesi'ne
bakmalan gerekir. Eskişehir
Hapishanesi bir tabutluk ola-
rak inşa edilmişti. Bu 'örnek
hapishane'de şimdi mafya
üyeleri çatışmakta, mafya
üyeleri içeriye el bombası da-
hil her türiü silahı sokabildik-
lerini söylemektedirier."
Sonuçta, hücre tipi bir çö-
züm değil. Tam tersine, ABD
veAvrupa'daTürkiye'deki sis-
temin daha iyi olduğu yönün-
de fikirler ağırtık kazanmakta-
dır.
Türkiye'nin yapması gere-
ken, içeriye anlamsız yere in-
san kapatan Ceza Yasası'nı
değiştirmek, cezaevlerini da-
ha yaşanır hale getirmektir. In-
sanlann üst üste yattığı ko-
ğuşlarda her türlü sıkıntı büyü-
yor. Daha küçük koğuşlar, zul-
mü bir çözüm yolu olarak gör-
meyi doğru bulmayan yöneti-
ciler. Gerekli olan bu. Yoksa
her şey daha kötü olacak. De-
neyimime dayanarak söylüyo-
rum.
GLOBAIJPOUTtKÜLTCR
ERGtN YILDIZOGLU
Demokrasinin
'Açmaztarr ve Haider
Avusturya'da Nazi eğilimli bir partinin (FPÖ) se-
çimlerde yüzde 27 oy aldıktan sonra, pariamento
aritmetiğine, demokrasinin kurallanna uygun ola-
rak hükümete girmesi, hem ülkede hem de dün-
yada (14 AB ülkesi, Israil ve ABD) protesto göste-
rilerine, uluslararası yaptınm girişimlerine yol açtı.
Kimi yorumculara göre, bu ortaya önemli bir iki-
lem koyuyor: Ya, demokrasinin kurallanna uygun
bir şekilde hükümete girmeye hazırianan bir siya-
si partiyi engellemeye çalışmak, antidemokratik
bir girişimdir; ya da demokrasinin bellikoşullarda
kendi kendini dinamitleyen özellikleri (açmazlan)
vardır. Birinci durumda, FPÖ'nün hükümete girme-
sini engellemeye yönelik girişimler meşru mudur?
Ikincisi, demokrasinin açmazlan ortadan kaldınla-
bilir mi? Ben engelleme çabalannın meşru oldu-
ğunu, açmazlann ise aşılamayacağını düşünüyo-
rum. Bu ikileme eşlik eden bir de endişe var: Ülke
içindevedışında protestolarveyaptınmlar FPÖ'yü
güçlendirmez mi?
Yukardaki sorulara cevap ararken, sanınm iki
noktaya dikkat etmek gerekiyor. Birincisi, soyut,
"Ideal" bir demokrasiyi değil, somut bir devlet bi-
çimi olarak demokrasiyi konuşarak işe başlamalı-
yız. Ikincisi, "Protestolar ve yaptınmlar FPÖ'nün
elini güçlendirmez mi?" sorusuna cevap ararken
mutlaka etık boyutu göz önüne almalıyız!
Isterseniz, bir devletbiçimi olarakdemokrasinin,
belli toplumsal koşullaria, belli bir tarihsel hafıza-
nın üzerinde yükseldiğini, kurumlaşmış (ordu, po-
lis ve birtakım başka devlet aygıtlan) şiddete da-
yandığını hatırlayarak başlayalım. Bu demokratik
biçim, toplumsal ilişkiler içindeki (tarihsel hafıza-
nın da katkısıyla) zaman zaman şiddetlenen çeliş-
kilerin, toplumu "patlatmadan", bir pazanık veuz-
laşma zemini içinde, siyasi olarak en düşük maali-
yetle (açık şiddeti, her an gerektirmediği için) işle-
mesini sağlar. Seçimler bunun yalnızca bir anıdır.
Bu yüzden; toplumsal iradeyi etkjlemek için seçim-
lerden önce başlayan kampanyalar, seçimlerden
sonra da, örneğin yeni hükümet üzerinde basınç
oluştunmak, hatta, onun meşruluğunu sorgulaya-
rak, çalışamaz hale getirerek, istrfaya zorlamak
üzere devam edebilirier. Var olan yasalann çizdiği
çerçeveyle, şiddet araçlannın kullanımına ilişkin
geçerli toplumsal konsensüs içinde kaldtğı süre-
ce, bu protestolar demokrasinin aksadığını değil,
işlemekte oJduğunu gösterir.
Bu gösterilerin şiddeti, verili toplumsal koşulla-
n istikrarsızlığa itmeye başladığı noktada, demok-
rasi bir devlet biçimi olarak taşıdığı şiddet öğele-
rini harekete geçirerek cevap verir. Ama böylece
de devletin ıçeriğinde demokratik biçimlere stğma-
yan bir süreç başlar...
Bu bağlamda bence, Avusturya'da yaşananlar,
demokrasinin açmazlannı değil, yüzde 27 oy alan
FPÖ'ye karşı gelişen protestolar demokrasinin iş-
lediğini gösteriyor. Avrupa Birliği süreci, bunun ka-
tılanlar tarafından saptanan özellikleri, bu siyasi
coğrafyada etkin olan tarihsel hafıza göz önüne
alındığında, 14 ülkenin, hatta Israil'le ABD'nin mü-
dahateterinin de oyunun kurallanna uygun olduğu-
nu düşünüyorum.
Bence sorun yaratan bir devlet biçimi olarak de-
mokrasi değil, devletin bu biçimiyle, devletin içe-
riğini belirieyen toplumsal koşullann (kapitalizmin)
bTteviye yarattığı kimi dinamikler arasında (örneğin
Haider'ın faşist fikirleri, bunlann taraftar bulması
gibi) zaman zaman, ortaya çıkan çelişkilerdir. Çe-
şitli sınıflann, şiddet öğeleri de içeren hiyerarşik bir
uzlaşmasına dayanan bir devlet biçimi olarak de-
mokrasinin sınırlan, doğal olarak bu hiyerarşinin
egemenlik ilişkilerinin sınırianyla örtüşür. Kapitalist
demokrasi bu sınınan aşmak için kullanılamaz.
Kimi gözlemcilere göre protesto gösterileriyle
uluslararası yaptınmlar, FPÖ'nün daha da güçlen-
mesine yol açabilir! Öyleyse ne yapmalı? Bu so-
ruya etik boyutu göz önüne almadan cevap vere-
meyiz. Eğer bir FPÖ hükümetinin, toplumsal an-
lamda, önem verdiğimiz değerleri tehdit ettiğini
düşünüyorsak etik sahibi insanlar oimaya devam
etmek için bu hükümete karşı çıkmak zorundayız.
Doğal olarak, bunu var olan demokratik koşullar
altında yapar, yapmaya da devam etmek isteriz.
Bu koşullarda yapılanlann FPÖ'yü güçlendirip güç-
lendirmeyeceği, tarihe bırakılmak zorunda olan
teknik bir sorundur.
Eğer "protestolar, devlet makinesine, FPÖ'nün
de etkisiyle demokratik kurallan çiğneme olanağı
tanır, toplumun büyük bir kısmı da bunu onaylar"
denirse, bunun cevabı, "Demokrasinin ortadan
kaldınlmaya başlandığı, oyunun kurallanna uyul-
madığı noktada, biz de durumuyeniden değerien-
diririz" olabilir. Yoksa, henüz ortaya çıkmamış so-
nuçlardan dolayı, etik olarakyanlış bir tutumu be-
nimsemek değil.
Avusturya halkının değil yüzde 27'si, yüzde 75'i,
FPÖ'nün ırkçı, faşist politikalannı benimsese bile,
Avusturya içinde olsak da olmasak da karşı çık-
manm, salt siyasi değil aynı zamanda etik bir bo-
yutu da vardır. FPÖ'nün görüşleri geçmişte belli ta-
rihsel sonuçlara yol açtılar.
Denebilir ki bugün koşullar farklıdır. 2000 yılının
Avusturya'sı 1930'lann Almanya'sı değildir. FPÖ
Nazi partisi gibi örgütlenmemiştir, vb. Bu itirazlar
doğru da olabilir, ama risklerin bu kadaryüksek ol-
duğu bir anda, tarihin laboratuvannı kullanarak,
yaşanmış bir örneği ölçüt almak, geleceğe ilişkin
spekülatif varsayımlara dayanmaktan daha gü-
venlikli olacaktır.
Eğer FPÖ değişmiş ise (ki vatana ihanet suçla-
ması, II. Dünya Savaşı sonunda Çekoslovakya'dan
sürülen etnik Almanlar sorununu, hem de soykı-
nmla mukayeseli bir şekilde gündeme getirmesi
aksini söylüyor) bunu göstermek ona düşer. Yok
eğer değişmemişse, bir an evvel tedbir almaktan
daha önemli ne olabilir!
NÂZIM HİKMET
KÜLTÜRVESANATVAKFI
Kfiltfir ve Sanat Akşamları
CAN YÜCEL 'le
birlikte
Şiir : Genco Erkal
Söyleşi : Cevat Çapan
Vecihi Timuroğlu
10 Şubat 2000, Saat: 18.30
Nûzım Hikmet Vakfi Kültür Merkezi
SıraselvilCT Cad. 48.1 Taksım
Td (212)252 63 14- 15